Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (22.09.2023)

EGE DEMİR-DEMİRDIŞI METALLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ER-BAKIR ELEKTROLİTİK BAKIR MAMULLERİ A.Ş. ÜRETİM TESİSLERİNE ZİYARET GERÇEKLEŞTİRDİ

 Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, Eylül ayı toplantısını Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri A.Ş’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Yönetim Kurulu üyeleri, firmanın Amerika’daki tesisi, ihracat verileri, üretimleri, projeleri, enerji yatırımları konuları ile ilgili bilgi aldı.

 Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (EDDMİB) Yönetim Kurulu Üyesi, EDDMİB 2022 yılı ihracatında 2. sırada yer alan Başak Metal Tic. ve San. A.Ş. ve Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri AŞ’nin Genel Müdürü Macit TAŞKIN’ın davetleriyle gerçekleşen yönetim kurulu toplantısı ve fabrika ziyareti daveti için teşekkür eden EDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan “Bölgemiz, ülkemiz hatta tüm Dünya çapında önemli bir değer olan ve bakır ürünleri üretimi ve ihracatı gerçekleştiren sayılı firmalardan olan Başak Metal Tic. ve San. A.Ş. ve Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri AŞ firmalarına gerçekleştirdiğimiz ziyarette gördük ki ar&ge çalışmaları bir firmanın başarısının katlayarak artırmasında çok büyük etken. 4000’in üzerinde farklı ürün üretimi yapan, saç telinin yarısı inceliğinde bakır tel üretmeyi başaran Başak Metal Tic. ve San. A.Ş. ve Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri AŞ firmaları ve Genel Müdürleri Macit Taşkın’ın yönetim kurulumuzda yer almasından gurur duyuyor bizlere ve ülkemize sağladıkları değerlerden dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.

ABD’de 70 milyon dolarlık yatırımla en büyük Türk yatırımı oldu

EDDMİB Yönetim Kurulu’na, tesislerine gerçekleştirdikleri ziyaretten ötürü duyduğu memnuniyeti dile getiren Macit Taşkın, “1981 yılında bakır tel üretmek amacı ile Erikoğlu ailesi tarafından Denizli şehrinde kurulan firmamız, 42 yıldır sektörde üretimini sürdürmekte. Kurulduğu günden bu yana giderek artan üretim kapasitesi ve satış portföyü ile Erbakır, bugün 800’e yakın çalışanı ve 2022 yılında gerçekleştirdiği 156.000 tonluk bakır tel üretimi ile Türkiye’nin bakır sektöründe lider firmaları arasında yer almaya devam ediyor. Ülkemizden ve Dünya’nın birçok ülkesinden tedarik ettiğimiz katot ile başlayan üretim yolcuğumuz, çeşitli üretim proseslerinden sonra 0,05mm kalınlığa kadar incelterek müşteri taleplerine uygun şekilde sonlanıyor. İş ortaklarımız arasında beyaz eşya, otomotiv, enerji ve data sektörüne kablo üretim yapan firmalar mevcut olup, 2017 yılında bakır alaşımı üretimine yönelik yapılan yatırımımız ile demiryolu sektöründe de öncü olmaya başladık. 2014 yılında ABD/Santa Terasa eyaletinde faaliyete geçen CN WIRE üretim tesisimiz, 70 milyon dolarlık yatırım bütçesi ile Türkiye’nin ABD’deki en büyük yerli sermayeli Türk şirketi unvanına sahip oldu.” diyerek üretim ve yatırımları hakkında çeşitli bilgiler verdi.

Taşkın devam eden yatırımlarından bahsederek, “180.000 tonluk mevcut üretim kapasitemizi arttırmak adına makine yatırımlarımız devam ederken, güneş panellerinde kullanılan Ribon Wire(Yassı tel) üretimi için AR-GE çalışmalarımız tamamlandı.” dedi. Sözlerine devam eden Taşkın “Fabrikamızda bulunan anod döküm ve elektroliz tesislerimiz ile kendi iç hurdalarımızın ve müşterimizin hurdalarının geri dönüşümü sağlayarak bakır gibi değerli bir emtianın yeniden geri kazanılmasına da katkı sağlıyoruz. Ayrıca kendi holding bünyemizde yer alan iştirakimiz olan Arenko Elektrik Üretim A.Ş’den elektrik kullanımı sırasında destek alıyoruz. 2021 yılında Anadolu 500’de ihracatı en yüksek 1. Şirket ödülünü kazanan şirketimiz, başta Avrupa olmak üzere toplam satışlarının %45-50’ye yakınını ihracat yoluyla gerçekleştirerek ihracat rakamları ile ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Yönetim Kurulunda yer aldığımız ve 2022 yılı ihracatında 2. Sırada yer aldığımız Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’ne de tesisimize gerçekleştirdikleri ziyaret için çok teşekkür ederim.”dedi.

İZODER UYARDI: ENERJİ TASARRUFU YALITIM İLE BAŞLIYOR Doğalgaz faturası cebinizi yakmasın!

Yaz mevsimi ve bunaltıcı sıcaklar sona erdi. Sonbaharın gelişi ile birlikte güzel havanın tadının çıkarıldığı en iyi zamanlardan geçiyoruz. Ancak önümüz kış ve uzmanlar bu kışın çetin geçeceği konusunda uyarıyor. Zorlu kış şartları, ısınmak için daha fazla enerji harcamak anlamına geliyor. Doğalgaz fiyatları ise cep yakıyor. İZODER, kışı kara kara düşünerek geçirmek istemeyenleri hem ekonomik hem de çevre dostu bir yatırım olan yalıtım yaptırmaya çağırıyor.

Yazdan kalma günlerden geçerken kışın kapıda beklediğini unutmamak gerekiyor. Doğalgaz faturaları cepleri yakmadan yalıtım yaptırmak büyük önem taşıyor. Hava şartları göz önünde alındığında yalıtım yaptırmak için en doğru zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde yatırımını yalıtımdan yana yapanlar kazançlı çıkıyor. Yalıtım yaptırılan binaların ısıtma ve soğutma giderleri yarı yarıya azalırken ömrü uzuyor. Nemden kaynaklanan küf, rutubet, mantar ve kötü koku oluşumunu da önleyen yalıtım, sağlıklı ve konforlu yaşam alanlarına imkân sağlıyor.

Enerji verimli, güvenli, sağlıklı ve konforlu binalarda yaşamanın en önemli koşullarından olan yalıtımın doğru malzeme ve doğru uygulamalarla yapıldığı zaman hem ülke ekonomisine hem de vatandaşların bütçesine katkı sağladığını belirten İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Kış yaklaşırken yüksek doğalgaz faturaları ödemek istemeyen vatandaşlarımız yalıtıma yöneliyor. Yalıtım için mevsimsel açıdan çok doğru bir zamandan geçiyoruz ancak piyasada çok sayıda yalıtım malzemesi bulunuyor. Tüketicilerin bu ürünler arasından seçim yaparken mutlaka yalıtım malzemelerinin üzerindeki etiketlerde CE işareti olup olmadığına bakması gerekiyor.

Ülkemizde her sektörde olduğu gibi yalıtım sektöründe de mevcut olan haksız rekabet koşulları dolayısıyla merdiven altı üretilen kalitesiz ancak ucuz ürünler tüketiciyi yanıltıyor ve yaptırdıkları yalıtım uygulamalarından verim almalarını engelliyor. Doğru malzeme, doğru kalınlık ve doğru uygulama ile binayı çevreleyen yalıtım, sayesinde kış aylarında ısıtmaya harcanan enerji azalıyor, faturalar hafifliyor.”

Yalıtıma ödenen para gelen düşük faturalar sayesinde kendini amorti ediyor

Yalıtımdan daha yüksek performans alabilmek için yalıtım kalınlığının da büyük önem taşıdığının altını çizen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Bugün yeni inşa edilen bir binada ısı yalıtımı uygulamalarının maliyeti toplam bina maliyetinin yüzde 2 ila yüzde 3’üne tekabül ediyor. Faturalardan elde edilen tasarruf sayesinde bu tutar 2 ila 5 yıl arasında kendini ödemiş oluyor. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file vb. yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetleri oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılmasından oluşacak ilave maliyeti uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Yani iskeleyi kurdurmuş, işçiyi iskeleye çıkarmış, yapıştırıcı, sıva, boya gibi malzemeleri almışken enerji verimliliğini sağlayacak yalıtım levhasını mümkün olduğunca kalın kullanmalıyız. Artık bizim de Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10 cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12 cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15 cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Benzer durum pencereler için de geçerli. Pencerelerde kaplamasız klasik camlar yerine ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarını kullanmalıyız. Bu noktada tüm vatandaşlarımıza mevzuat limitlerinin ötesine geçmelerini ve daha kalın yalıtım yapmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

Yalıtım yaptırmak isteyenlere avantajlı kredi imkânı sunuluyor

İZODER olarak vatandaşların yalıtım yaptırırken maddi açıdan zorlanmaması adına uzun yıllardır ilgili kurumlarla üzerinde çalıştıkları “Yalıtım Kredisi”nin geçtiğimiz yılın ortasında uygulanmaya başlanmasının önemli bir adım olduğunu belirten Emrullah Eruslu; “6 Haziran 2022’de, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Hazine Maliye Bakanlığı öncülüğünde, İZODER’in desteği ile hayata geçen daire başına 50 bin liraya kadar 60 ay vadeli ve 0,99 faiz oranlı Yalıtım Kredisi, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Katılım bankaları tarafından verilmeye başlandı. Şekerbank iş birliğinde hayata geçirdiğimiz Eko Kredi, yalıtım uygulamaları için önemli bir finansman çözümü oldu. Isı yalıtımının önemini bilmesine rağmen ekonomik nedenlerden dolayı yalıtım yaptıramayan çok sayıda kişi var. Kredi ödemelerinden endişelenenler elektrik ve doğalgaz faturalarının yarı yarıya düşeceğini, sağladıkları tasarrufla kredilerini sıkıntı çekmeden ödeyebileceklerini unutmamalı. Yalıtım Kredisinden yararlanmak isteyen vatandaşlarımız İZODER’in web sitesine girerek kredi detaylarını da öğrenebilirler” diyerek açıklamalarını bitirdi.

Ulusal ve Uluslararası Para Transferi Sağlayıcısı PayPorter Universal Bank işbirliği ile artık KKTC’de! Uluslararası para transferi alanında faaliyet gösteren, sektörün önde gelen ödeme hizmetleri sağlayıcısı PayPorter, Türkiye’de 450’yi aşan hizmet noktası ile dünyadaki diğer önemli para transfer markalarıyla olan işbirlikleri sayesinde globalleşen ağına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Universalbank aracılığı ile dahil etti. Hızlıpara Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş.’nin lisanslı uluslararası para transferi markası PayPorter, artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde hizmet vermeye başlıyor. PayPorter’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin köklü bankalarından Universal Bank ile oluşturduğu güç birliğiyle, Universal Bank’ın tüm şubelerinden para transfer işlemleri gerçekleşebilecek. Yakın gelecekte ise banka şubesi dışında da PayPorter Para Transfer Noktaları oluşturulması hedefleniyor. “KKTC’yi finansal olarak 180’den fazla ülkeye doğrudan bağladık”Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Universal Bank ile işbirliği içerisinde hizmet verecek olmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren PayPorter Genel Müdürü İzzet Metcan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni finansal olarak 180’den fazla ülkeye doğrudan bağlamanın gururunu taşıyoruz. PayPorter ve Universal Bank işbirliğiyle gerçekleşen bu atılım, KKTC’nin uluslararası yasal para hareketi haritasında yer almasına neden olacağı için de son derece önem taşıyor” dedi. PayPorter Genel Müdürü İzzet Metcan, “Bu güç birliğinin KKTC’deki öğrencilerin dünyanın dört bir yanındaki ailelerinden gelecek parayı kolaylıkla alabilmelerini sağlarken, dünyanın dört bir yanında okuyan Kıbrıslı Türk öğrencilere de ailelerinin kolaylıkla para göndermelerini sağladığını” sözlerine ekledi. Universal Bank Genel Müdürü Yücel Gök; KKTC’nin artık dünya finans zincirine doğrudan dahil olmasının zamanın geldiğini ve bunu PayPorter firmasının desteği ve işbirliği ile gerçekleştirilecek olmasının mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.Yücel Gök, 2023 yılının başından itibaren 25 yılı aşkın tecrübesi, güçlenen sermayesi, yenilenen yapısı daha da güçlendirilmiş kadrosu, teknolojisi ve KKTC’de “enleri ve ilkleri“ gerçekleştirmeyi hedefleyen düşünce yapısıyla Universal Bank’ın bundan böyle de sektörün lideri olmayı hedeflediğini ifade etti. Gök, bunun için gerekli teknolojiyi de en azami düzeyde kullanacaklarını ve ülkenin büyüyüp kalkınması için atılacak her adımda sorumluluk almaya hazır olduklarını da sözlerine ekledi. Teknoloji geliştirme birimi kurulduPayPorter, Universal Bank işbirliğiyle oluşturulan teknoloji geliştirme birimi, bilgisayar ve cep telefonu üzerinden uluslararası para transferlerinin sağlanacağı altyapı üzerinde çalışıyor.

2023 SaaS pazarı ve kullanım alışkanlıkları raporu yayınlandı

Şirketlerin kurum içi girişimcilik ile geliştirdiği fikirlerinin doğru adımlarla hayata geçmesi ve global olarak ticarileşmesini sağlayan inovasyonun lider şirketi GOOINN, her ay farklı bir sektörün girişimcilerine rehberlik etmesi amacıyla hazırladığı araştırmasını bu ay SaaS pazarına ayırdı. GOOINN SaaS 2023 raporunda, şirketlerin SaaS’ı seçme nedenlerini, sektör pazarı ve öne çıkan trendlerini ele aldı.

SaaS pazar büyüklüğü 2028’de 716,52 milyar dolara ulaşacak

SaaS (hizmet olarak yazılım) pazarı gün geçtikçe büyüyor. Büyümeyi tetikleyen en önemli faktörler arasında kuruluşlar arasında genel bulut hizmetlerinin artan şekilde benimsenmesi ve dünya genelinde şirket içi yazılım dağıtımının yüksek maliyeti nedeniyle kuruluşların şirket içi bir modelden SaaS’a doğru artan oranda geçişi yer alıyor.

GOOINN İnovasyon danışmanları “Dünyanın her yerindeki kuruluşlar çeşitli iş fonksiyonları için SaaS çözümlerini benimsedikçe, genel SaaS pazarının büyümeye devam edeceğini” söylüyor. GOOINN’in 2023 SaaS raporuna göre küresel SaaS pazar büyüklüğünün 2028 yılına kadar yıllık %11 bileşik büyüme oranıyla genişlemesi bekleniyor ve pazar gelirinin 2028 yılına kadar 344,3 milyar dolara, pazar büyüklüğünün ise 716,52 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor.

Geleceğin SaaS trendleri

GOOINN’in inovasyon danışmanları geleceğin SaaS trendleri ile ilgili raproda şunları aktarıyor;

“Yapay zeka tabanlı SaaS’ler daha çok ön planda olacak. Makine Öğrenimi teknolojisi canlı sohbet robotları ile yapay zeka destekli sohbet işlemleri gibi müşteri hizmetleri raporlarında ve uygulamalarında yanıt vermeyi otomatikleştirmek için SaaS’lerde daha çok kullanılacak. Analitik odaklılık SaaS’in en önemli trendleri arasında görülecek. Belirli sektördeki ve tedarik zincirindeki müşterileri hedefleyerek tamamen özelleştirebilecek Dikey SaaS ön plana çıkacak. SaaS’ların mevcut iş sistemlerine entegre edilme ihtiyacının ortaya çıkmasıyla, API’lere olan ihtiyaç gün geçtikçe daha da artacak. SaaS endüstrisi genişledikçe daha fazla sağlayıcı müşteri deneyimini iyileştirmeye odaklanacak.

Hizmet olarak yazılım endüstrisi geliştikçe ve inovasyon arttıkça, birçok geliştirici veya sağlayıcı, müşteri edinmenin yanı sıra müşteriyi elde tutmaya odaklanacak. SaaS sektöründeki büyüme hızlanmaya devam ederken, Saas platform sağlayıcıları, platform kullanıcılarına maksimum değer sunarak elde tutmaya ve kayıpları azaltmaya odaklanacak.

Zayıf veri yönetimi hala yaygın bir sorundur. SaaS’lardan biri olan iPaaS (Integration Platform as a Service) şirketlerin parçalanmış veri silolarını birbirine bağlamasına ve bilgi noktalarını kolaylıkla birleştirmesine yardımcı olacak.

Hizmet olarak yazılım platformları, erişimlerini yıldan yıla genişletmeye devam ederken özellikle “beyaz etiketleme” (white labelling), “kodsuz” (no-code) ve “düşük kodlu” (low-code) platformların ortaya çıkmasıyla girişimler, daha az teknik deneyimle SaaS tabanlı içeriklerini hayata geçirebilecekler.”

SaaS kullanım alışkanlıkları anket sonuçları

18-40 yaş arasında Avrupa bölgesinde toplam 500 kişi ile yapılan SaaS platformlarının kullanımı ile ilgili anket sonuçlarına göre katılımcıların %25’i iş gereksinimlerinde hem günlük hem de haftalık olarak SaaS araçlarını kullanıyor.

En fazla iletişim ve işbirliği için kullanılıyor

%54’ü en fazla iletişim ve işbirliği için Saas’ları tercih ederken bu araçları kullanmayanlar sadece %3’lük bir kesim olarak görülüyor.

Kullanıcılar SaaS platformlarının yenilikçiliğinden emin değil

%23’ü inovatif bir SaaS aracı kullandığını belirtirken, katılımcıların yaklaşık yarısı inovatif bir SaaS aracı kullanıp kullanmadıklarından emin değiller.

Katılımcılar inovatif SaaS’lara daha fazla ödemeye hazır

%26’lık bir katılımcı kesimi yenilikçi özelliklere veya yeteneklere sahip olan SaaS araçları için daha yüksek bir fiyat ödemeye razıyken, yarısından fazlası SaaS’in spesifik özelliğine/kapasitesine bağlı olduğunu belirtiyor.

Takım çalışması ve müşteriyle işbirliğini kolaylaştırıyor

Katılımcıların %46’sı SaaS araçlarının takım üyeleri ve müşterilerle işbirliği yapmayı kolaylaştırdığını belirtiyor.

Verimliği ve üretkenliği artırıyor

%31’lik bir katılımcı kesim, daha iyi bir zaman yönetimi ve azalan çalışma süresini odağa alarak, verimliliği ve üretkenliği artırdığını ifade ediyor. %50’si ise SaaS tool’ları kullanırken üretkenliği geliştirmesini önemli buluyor.

Kullanıcı arayüzleri ve kullanım kolaylığı önemli

Katılımcıların %47’si SaaS araçlarını değerlendirirken en önemli faktör olarak kullanıcı arayüzünün ve kullanım kolaylığı görüyor.

Entegrasyon süreci belirleyici bir kriter

%24’lük kesim diğer araçlarla ve platformlarla entegrasyonun önemli olduğunu vurguluyor.

Güvenlik, maliyet ve müşteri desteği önemli

%13’lük kesim güvenlik özelliklerinin en önemli faktör olduğunu belirtirken %9’luk kesim maliyetin önemli olduğunu ifade etmektedir. %7 oranında katılımcı grubu ise müşteri desteği ve hizmetinin SaaS araçlarını değerlendirirken en önemli olduğunu belirtiyor.

Fiyatlar tercih edilen SaaS’ı belirliyor

Katılımcıların %76’sı kullandıkları SaaS araçlarından vazgeçmemiş ve bir değişikliğe gitmemiş durumda. Değişikliğe giden katılımcıların en önemli sebebi SaaS aracının fiyatı oluyor. İkinci en önemli sebep erişim ve kullanım kolaylığı ike, üçüncü en önemli sebep ise ihtiyaca karşılık verilmesi. Diğer geçiş sebepleri arasında; ölçeklenebilir olması, çalıştıkları şirkette üst yönetimin bunu istemesi, yeni sürümlerine geçilmesi, veri yönetiminin kolay olması, müşterilerin geçiş yapılan SaaS aracını kullanması, iş akışı ve verimlilik sağlaması, diğerlerinin kullandığı SaaS aracını kullanma isteği ve trend olması bulunuyor.

En büyük zorluk çalışanları aynı seviyeye getirmek

Katılımcılar yeni bir SaaS araçlarını benimseme ve kullanma konusunda şirketlerin karşılaştığı en büyük zorluk olarak her bir çalışanın yeni bir SaaS aracını kullanması konusunda onboarding sürecini görüyor. Her çalışanı aynı seviyeye getirmenin zorluğu belirtilirken, çalışanlar arasında bazı kişilerin bilgisayar kullanımında sıkıntı yaşadığı da ifade ediyor. Görülen diğer zorluklar arasında; yeni aracın şirket sistemlerine entegrasyonunun karmaşıklığı, kullanıcı arayüzüne uyum zorluğu, veri güvenlik endişeleri, veri aktarım zorluğu, değişime direnç gösterilmesi, geliştirme maliyetlerinin artışı, IT ile uyumsuzluğun oluşması, iş akışları üzerinde uygulama zorluğu ve iş ihtiyaçlarını karşılamaması bulunuyor.

GOOINN inovasyon uzmanlarının SaaS 2023 Raporu’nun tamamını buradan okuyabilirsiniz.

DOĞRU RULMAN SEÇİMİ NASIL YAPILIR?

Her fabrika ve üretim hattı için doğru rulmanın belirlenmesi oldukça önemli bir konu. Silkar Endaş mühendisleri doğru rulmanın nasıl seçileceğini ve dikkat edilmesi gereken hususları anlattı.

1. ÜRETİM HATTININ İHTİYAÇLARINA VE ŞARTLARINA UYGUN RULMAN SEÇİMİ

Her üretim hattının ihtiyacı ve mevcut şartları birbirinden farklı. Rulmanın hangi şartlarda çalışacağı, sıcaklık, dayanıklılık, nem vb. tüm etkenler göz önüne alınarak seçim yapılması üretim hattının verimliliğini artıracaktır.

Seçim yapılırken ürünün dayanıklı olması, fiyat aralığı ve marka bilinirliliği gibi hususlar da önem arz ediyor. Ürün fiyatı karar alırken etkili bir konu ancak tercih yaparken üretim hattının ihtiyacı doğru tespit edilmeli. Fiyat ve kalite endeksi sağlanmalı.

2. GÜÇ AKTARIM ÜRÜNLERİNİN DOĞRU KULLANIMI

Yanlış kullanım ve yanlış bakım uygulamaları, güç aktarım ürünlerinin ömrünü doğrudan etkiliyor. Arızaların yüzde 85’i yanlış kullanım ve yanlış bakım uygulamalarından kaynaklanıyor. Ürünleri doğru kullanarak ve periyodik bakımlarını aksatmayarak ürünlerin hem ömrünü hem de verimliliğini artırmak mümkün. Bunun için firmaların ilgili tüm teknik personelinin konu ile ilgili uygulamalı eğitimlerle bilgi sahibi olması bu noktada oldukça önem kazanıyor.

3. ORİJİNAL ÜRÜN KULLANIMI

Sahte ve ikinci kalite ürünler üretim hatlarında arızalara ve büyük kayıplara neden oluyor. Güç aktarım ürünlerini satın alırken ürünün orijinal olup olmadığına özellikle dikkat etmek gerekiyor.

SİLKAR ENDAŞ BİLİNÇLENDİRMEYİ ARTIRIYOR

Farklı fiyat aralığı ve segmentlerde rulman çeşitleriyle Silkar Endaş, üretim hatları için doğru ürünü belirlenmesine destek veriyor. Endaş Akademi konseptiyle fabrikalara verdiği eğitimleriyle de rulman kullanım sürenizin artmasını sağlıyor.

Doğa Sigorta ev sahipliğinde TARSİM ürünleri bilgilendirme ve sohbet toplantısı gerçekleştirildi

Doğa Sigorta ve TARSİM (Tarım Sigortaları Havuzu) iş birliği çerçevesinde Adana’da bölge acentelerine özel tarım sigortaları bilgilendirme ve sohbet toplantısı gerçekleştirildi. TARSİM Genel Müdürü Sn. Bekir Engürülü, Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, Doğa Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Adnan Mehmet Sığın, TARSİM Adana Bölge Müdürü Abdulvahap Kalaycıoğlu, Doğa Sigorta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü Emine Belkıs Gürses ve Doğa Sigorta Tarım Sigortaları Müdür Yardımcısı Gamze Güliz Şen toplantıya katılım sağladı. 19 Eylül tarihinde Adana Divan Otel’de acentelerin yoğun katılım gösterdiği toplantıya Doğa Sigorta Adana Bölge Müdürlüğü’ne bağlı çevre illerdeki acenteler de ilgiyle katılım sağladılar.

Bilgilendirme ve sohbet toplantısında söz alan Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, Doğa Sigorta olarak tarım sigortalarına ve tarımın gelişimine verdiklerini önemin altını çizerek; “Küresel ısınma, kuraklık ve özellikle doğal afetlerin yarattığı zararlar üretim kapasitesini azaltarak ülke tarımını, gelir kaybı nedeniyle de çiftçileri ve üreticileri doğrudan etkiliyor. Tarımsal ürünlerin sigortalanabilmesi, risklerin yaratacağı yükün paylaşılması ile mümkündür. Doğa Sigorta olarak tarım sigortalarına verdiğimiz önem kapsamında, tarım sigortalarında ilk ve son poliçe kabul tarihleri hatırlatmalarını, üretim sezonlarını, teminat bilgilendirmelerini sık sık acentelerimizle paylaşıyoruz” açıklamalarında bulundu.

Türkiye’de tarım gelişimi, TARSİM’in üreticiye sağladığı katkıları ve tarımda gelinen son durum hakkında detaylı bilgilendirmelerde bulunan TARSİM Genel Müdürü Bekir Engürülü, tarım sigortalarının dünyada ve ülkemizde gelişimine değindi. Tarım sigortasının gerekliliği konusunda çiftçiyi bilinçlendirmeye yönelik çalışmalara ağırlık verdiklerini aktardı.  TARSİM’i bir işletmenin tüm risklerini sigortalayabilir özelliğe getirmek için çaba sarf edeceklerini ve bunun altyapısını kurmaya çalışacaklarını belirtti. Halihazırda üreticiyi sigorta yapmaya alıştırmak istediklerini belirten Engürülü, tarım arazilerine hep beraber sahip çıkılması gerektiğini, tarım sigortasına bütüncül baktıklarını ve bu kapsamda yeni sigorta çeşitleri geliştirmeye çalıştıklarını aktardı.

Engürülü, “İşletme paket sigortası geliştirdiğimiz zaman bir tarımsal işletmenin, çiftçinin kendisi de dahil olmak üzere traktörü, aleti, ekipmanı, evi, ahırı dahil bir paket olarak sigorta haline getireceğiz. TARSİM’in ana hedefi bu. TARSİM’i bir işletmenin tüm risklerini sigortalayabilir özelliğe getirmek için çaba sarf edeceğiz, bunun altyapısını kurmaya çalışacağız. Bu biraz zaman istiyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Katılım sağlayan acentelerin söz alması ile soru-cevap şeklinde devam eden verimli toplantı, kapanış konuşması ile son buldu.

POLİFARMA’DAN YENİ AR-GE MERKEZİ TEMEL ATMA TÖRENİ

Türkiye’de 37 yıldır toplum sağlığına ve sağlık sektörüne katkı sağlayan, yüzde 100 yerli sermayeli Polifarma, birçok projeye ve üretime olanak sağlayacak olan 11.000 m² alana kurulu yeni Ar-Ge Merkezi Binası Temel Atma Töreni’ni Tekirdağ Valisi Sn. Recep Soytürk, Tekirdağ Ergene Kaymakamı Sn. Kadir Duman ve saygıdeğer il kurum müdürlerinin katılımlarıyla gerçekleştirdi.

Polifarma Ar-Ge Merkezi Binası Temel Atma Töreni, Tekirdağ Valisi Sn. Recep Soytürk, Tekirdağ Ergene Kaymakamı Sn. Kadir Duman, Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Cengiz Kalkan, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Sn. Fahrettin Akçal ile Çorlu Devlet Hastanesi Başhekimi Sn. Doç. Dr. Mustafa Doğan katılımıyla gerçekleştirildi.

Polifarma’nın Tekirdağ – Ergene ilçesinde bulunan üretim tesisinde hayata geçireceği projede tasarım ve verimlilik açısından ülkemizin en fonksiyonel Ar-Ge merkezlerinden biri olacağı tesisin 2024 yılı ilk aylarında tamamlanarak faaliyete geçmesi planlanmakta. Polifarma’nın dünyada ilk jenerik olacak şekilde geliştirme süreçlerine devam ettiği ve sona yaklaştığı yetim ilacı ve diğer biyoteknolojik ilaçlarının üretileceği yeni üretim bölümü, Ar-Ge laboratuvarları, teknik bölümler, yönetim ofisleri ve eğitim & seminer alanlarının yer alacağı tesiste 300 bilim insanı ile ilaç geliştirme kapasitesinin daha da artırılması amaçlanıyor.

Temel atma töreni açılış konuşmasında Polifarma Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Vildan Kumrulu yeni yatırımlarıyla hedefledikleri projeleri şu sözlerle aktardı:

‘‘Ar-Ge ekibimizin, dünyada ilk jenerik olacak şekilde geliştirme süreçlerine devam ettiği ve sona yaklaştığı yetim ilacın ve biyoteknolojik ilaçların üretimi bu alanda yapılacaktır. Sanayi Bakanlığı nitelikli proje destekleme programı olan ‘Hamle Programı’ ile desteklenen bu ilacın üretimi için tasarlanan üretim alanı ülkemizde ilk ve tek olacaktır. Polifarma Akademi projemiz ile yeni mezun öğrencilerin mesleğe hazırlanmasının yanı sıra mevcut çalışanlarımızın teknik ve kariyer gelişimini sağlayacak eğitim programlarının düzenleneceği 2.200 m²’lik eğitim ve sempozyum alanı tasarlanmıştır.’’

Törende konuşan Vali Sn. Recep Soytürk ‘‘İstihdam sağlayacak bir tesisin açılışını yapmak heyecan vericidir ama o istihdam sağlayan tesis aynı zamanda bir AR-GE Merkezi ise bizi daha da heyecanlandırır. Türkiye’de üretilmeyen, ithalatı yapılan ürünlerin burada üretilecek olması bizi mutlu eder ve gurur duyarız. Yönetim Kurulu Başkanına, Başkan Yardımcısına ve buradaki tüm çalışanlara teşekkür ediyorum.’’ dedi. Sözlerinin ardından Sn. Vildan Kumrulu, Tekirdağ Valisi Sn. Recep Soytürk ve Ergene Kaymakamı Sn. Kadir Duman’ın butona basmasıyla temel atma töreni gerçekleştirildi.

Toyota Hidrojen Yakıt Hücreli Hilux Prototipini Gösterdi 

Toyota, karbon nötr toplum hedefi doğrultusunda hidrojen yakıt hücreli Hilux prototipini tanıtarak önemli bir kilometre taşını daha geride bıraktı. Toyota karbonsuz mobiliteye ulaşmada çok yönlü stratejisiyle farklı güç üniteleri çözümlerini geliştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda dünyadaki farklı kullanıcıların ve bölgelerin ihtiyaçlarına göre tam hibrit, plug-in hibrit, tam elektrikli ve hidrojen yakıt hücreli araçlar sunuyor.

Karbon emisyonlarını mümkün olan en kısa zamanda düşürmeyi amaçlayacak yenilikçi çözümler üreten Toyota, bu amaçla Hilux’ın yakıt hücreli prototipini geliştirdi.

Hilux hidrojenli güç ünitesiyle de efsanevi sağlamlığından ödün vermeyecek

 Yeni bir çığır açmaya hazırlanan hidrojen yakıt hücreli Hilux, İngiltere Hükümeti finansmanıyla da desteklenen Toyota’nın öncülük ettiği, Ricardo, ETL, D2H ile Thatcham Research gibi mühendislik şirketlerinin olduğu konsorsiyum partnerleriyle birlikte Toyota İngiltere tesisinde gösterildi. Sıra dışı dayanıklılığı ve güvenilirliğiyle global bir Toyota ikonu olan Hilux, yakıt hücreli sıfır emisyonlu güç ünitesiyle bu niteliklerini de korumayı amaçlıyor.

Hilux’ın güç ünitesi, yaklaşık 10 yıldır ticari olarak üretilen ve kendisini kanıtlamış olan Toyota Mirai’nin yakıt hücresini temel alıyor. Sıfır emisyonlu aracın sürüş sırasında egzozundan sadece saf su çıkıyor.

Hidrojen üç yüksek basınçlı yakıt tankında depolanıyor. Böylece, prototip Hilux’a bataryalı tam elektrikli sistemlerin sağlayabildiğinden daha yüksek olacak şekilde 600 kilometreden fazla menzil sağlıyor. Yakıt hücresi tarafından üretilen elektrik ise hibrit bataryada depolanıyor ve batarya kabin alanını etkilememesi adına arka yükleme alanında konumlandırılıyor.

2022 yılında başlanan projede ilk araç beş hafta önce tamamlandı ve ilk 10 Hilux’ın bu yılın sonuna kadar üretilmesi planlanıyor. Bu prototip araçlar, bir üretim modelinin yüksek standartlarını karşılayabilecek şekilde kapsamlı güvenlik, dinamik performans, fonksiyonellik ve sağlamlık testinden geçirilecek. Bu testlerle birlikte Toyota’nın içerisinde bulunduğu konsorsiyum yakıt hücreli araçların ve hidrojen sistemlerinin daha farklı alanlarda kullanılması için araştırmalarını sürdürecek. Projede kilit rol oynayan global stratejik mühendislik ve çevre danışmanlığı şirketi Ricardo ise, 2025’in ardından tanıtılacak potansiyel bir üretim modeline ilişkin karar öncesinde, önümüzdeki aylarda aracın kapsamlı testlerini gerçekleştirecek.

Kayseri’de Ağustos ayı itibariyle toplam taşıt sayısı 440 bin 475 oldu, Türkiye’de 235 bin 317 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ağustos ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %46,5’ini motosiklet, %38,1’ini otomobil, %10,2’sini kamyonet, %2,9’unu traktör, %1,5’ini kamyon, %0,5’ini minibüs, %0,2’sini otobüs ve %0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %1,3 arttı
Ağustos ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre minibüste %54,9, otobüste %41,6, kamyonette %10,7, özel amaçlı taşıtta %9,1, motosiklette %7,8 artarken traktörde %14,7, kamyonda %7,8 ve otomobilde %6,5 azaldı.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %110,6 arttı
Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı minibüste %188,8, motosiklette %165,9, kamyonette %93,0, otomobilde %86,2, otobüste %32,7, traktörde %30,6 artarken kamyonda %7,2 ve özel amaçlı taşıtta %0,9 azaldı.
Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Ağustos ayı sonu itibarıyla 27 milyon 987 bin 472 oldu
Ağustos ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %53,2’sini otomobil, %17,0’ını motosiklet, %15,8’ini kamyonet, %7,7’sini traktör, %3,4’ünü kamyon, %1,8’ini minibüs, %0,8’ini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Ağustos ayında 893 bin 913 adet taşıtın devri yapıldı
Ağustos ayında devri(1) yapılan taşıtların %61,7’sini otomobil, %16,1’ini motosiklet, %14,9’unu kamyonet, %2,9’unu traktör, %1,9’unu kamyon, %1,8’ini minibüs, %0,5’ini otobüs ve %0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Ağustos ayında 89 bin 694 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı
Ağustos ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %12,1’i Fiat, %8,9’u Renault, %7,2’si Volkswagen, %7,1’i Opel, %6,9’u Peugeot, %6,4’ü Chery, %5,7’si Dacia, %4,1’i Hyundai, %4,1’i Citroen, %3,8’i Mercedes-Benz, %3,3’ü Ford, %3,2’si Skoda, %3,2’si Toyota, %2,6’sı Audi, %2,3’ü BMW, %2,0’ı Kia, %1,8’i MG, %1,6’sı Nissan, %1,3’ü Volvo, %1,2’si Honda ve %11,3’ü diğer markalardan oluştu.
Ocak-Ağustos döneminde 1 milyon 525 bin 213 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %89,5 artarak 1 milyon 525 bin 213 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı %18,2 azalarak 20 bin 33 adet oldu. Böylece Ocak-Ağustos döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında1 milyon 505 bin 180 adet artış gerçekleşti.
Ocak-Ağustos döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %67,0’ı benzin yakıtlıdır
Ocak-Ağustos döneminde trafiğe kaydı yapılan 620 bin 472 adet otomobilin %67,0’ı benzinli, %18,5’i dizel, %8,8’i hibrit, %4,3’ü elektrikli ve %1,4’ü LPG’lidir. Ağustos ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 14 milyon 892 bin 825 adet otomobilin ise %36,1’i dizel, %33,9’u LPG’li, %28,1’i benzinli, %1,3’ü hibrit ve %0,3’ü elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen(2)  otomobillerin oranı ise %0,2’dir.
Ocak-Ağustos döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı
Ocak-Ağustos döneminde trafiğe kaydı yapılan 620 bin 472 adet otomobilin %34,8’i 1300 ve altı, %23,9’u 1401-1500, %19,8’i 1301-1400, %10,3’ü 1501-1600, %6,1’i 1601-2000, %0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.
Ocak-Ağustos döneminde kaydı yapılan otomobillerin 214 bin 33’ü gri renklidir
Ocak-Ağustos döneminde trafiğe kaydı yapılan 620 bin 472 adet otomobilin %34,5’i gri, %28,4’ü beyaz, %12,3’ü mavi, %10,7’si siyah, %7,5’i kırmızı, %2,9’u yeşil, %2,3’ü turuncu, %0,6’sı sarı ve %0,5’i kahverengi renklidir.

Heyecanla Beklenen Gaming İstanbul Kapılarını Açtı

Dünyanınen büyük 8 uluslararası oyun ve e-spor etkinliğinden birisi olan Gamingİstanbul (GIST) 22 Eylül 2023’te Yenikapı’daki Prof. Dr. Kadir Topbaş Gösterive Sanat Merkezi’nde oyunseverle buluştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi veiştirakleri Medya A.Ş ile OGEM’in ana sponsorluğunda kapılarını açan Gamingİstanbul 3 gün süreyle 24 Eylül akşamına kadar oyun meraklılarını ağırlayacak.

Birçokrenkli görüntüye sahne olan Gaming İstanbul, oyun turnuvaları, cosplayyarışmaları, e-spor etkinlikleri, oyun firmalarının stantları, yeni oyunlansmanları ve daha birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Üç gün süreyle hergün gelen ilk 5000 ziyaretçiye verilecek PC Game Pass için oyunseverler sabahınerken saatlerinde yoğun kuyruklar oluşturdular.

Oyunpazarına yönelik değerlendirmeler yapan Gaming İstanbul Kurucu Ortağı MeriçEryürek:Global oyun pazarının büyüklüğüyaklaşık 180 milyar dolar dolaylarında seyrediyor. Geçmiş yıllarda yapılanaraştırmalarda Türkiye oyun pazarı büyüklüğü konusunda en son 2020 yılında 1milyar doların üzerine çıktığı yönünde veriler var. Geçen bu sürede sektörün 1,4milyar dolar büyüklüğe ulaştığına kesin gözüyle bakıyorum.”

Bu yıl yedincisi düzenlenen Gaming İstanbul, 22-24 Eylül’de Türkiye’nin dört bir yanından gelen oyunseveri Yenikapı’daki Prof. Dr. Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde bir araya getiriyor.

Gaming İstanbul’da PC’den konsola,mobil oyunlardan e-spor turnuvalarına kadar pek çok platformdaki oyunuziyaretçilerle buluşuyor. Etkinliğe katılan ziyaretçiler ayrıca ödüllü e-sporkarşılaşmalarına ve turnuvalara katılırken, ünlü internet yayıncılarıyla da biraraya gelerek keyifli vakit geçiriyor. Yerli cosplay yetenekleri ise etkinliğinilk gününde oldukça renkli görüntüler sundular.

Oyun sektörü 1,4 milyar dolarbüyüklüğe dayandı

Gaming İstanbul’un Türkiye’ninoyun endüstrisinin ve oyuncuların varlığının tanıtımı açısından sektördeoldukça önemli bir yer kapladığını dile getiren Gaming İstanbul KurucuOrtağı Meriç Eryürek, “hemen her ülkeden oyun dünyası profesyonelleriniağırlıyoruz. Ağırlıklı Avrupa, Asya ve Amerika ülkelerinden yatırımcı, oyunyayıncısı, stüdyo yöneticileri ve pazarlama / satış uzmanları geliyor. Bu yıl100.000 üzerinde ziyaretçi, 3000 üzeri profesyonel ve basın katılımıhedefliyoruz” dedi.

Oyun sektörüne dair değerlendirmelerdede bulunan Eryürek, 36 milyon aktif oyuncuya sahip olduğumuzu öngörüyoruz. Busayının içinde geçmişte cep telefonu, tablet veya bilgisayarına bir oyunindirmiş herkes var. Aktif, oyunlara veya oyun içi mağazalarla para harcayanoyuncu sayımız ise yaklaşık 12 milyon seviyesinde. Espor olarak da profesyoneloyuncu sayısı 600 civarında seyrediyor.

Global pazar büyüklüğü konusunda 175-187 milyar dolararası ölçümlemeler var, yaklaşık 180 milyar dolar diyebiliriz. Türkiye oyunpazarı büyüklüğü konusunda elimizde kesin veri yok, son açıklanan veri 2020yılında 1 milyar doların üzerine çıktığı yönünde. Tahminimi sorarsanız, 1,4milyar dolar büyüklüğe ulaştığımıza kesin gözüyle bakıyorum.

Yatırımlar tarafından sektörü ele alacak olursak 2022’de424,7 milyon dolar yatırım aldık. İstanbul, geçen yıl Londra’nın ardındanAvrupa’da oyun sektöründe en fazla anlaşmanın gerçekleştirildiği ikinci kentoldu. İstanbul, dünya genelindeki değerlendirmede ise beşinci sırada. Yukarıyönlü büyüme trendinin devam edeceğini düşünüyoruz. Bu gelişimin sürdürülebilirbiçimde devam etmesi için sektörde bazı regülasyonları yapmamız gerekiyor. Kamuve özel sektör kaynaklarından çok fazla projeye çok fazla yatırım yapılıyor vebu güç inanılmaz dağılmış durumda. Küresel başarı senaryoları yaratabilmek içinbu dağınıklığı toparlayacak bir konsey, bir mentor ekibi olması lazım. Heroyuna değil global pazarda yerini bulacağına inandığımız projelerekaynaklarımızı yönlendirmek sektörün gelişimi ve küresel piyasalarla rekabet edebilmemiziçin oldukça önemli.

Her gün gelen ilk 5 bin, toplamda ise 15 bin kişiye PCGame Pass

Gaming İstanbul bu sene 15 bin ziyaretçiye Bethesda Game Studios’tançıkan Starfield oyunu dahil yüksek kaliteli yüzlerce oyuna Windowsbilgisayarlarda erişebilecekleri 1 aylık PC Game Pass veriyor. Üç gün süreyledevam edecek Gaming İstanbul’da her gün etkinlik alanına gelen ilk 5 bin kişitoplamda ise 15 bin kişi PC Game Pass hakkı kazanıyor.

Ana sahnede PC Game Pass oyunları oynama fırsatı bulan oyunseverler Cyberpunk 2077 Phantom LibertyDLC’si de demosunu da deneyimleme şansı buluyor. Samsung standında ise MortalKombat 1, NBA ve Just Dance gibi popüler oyunlar ziyaretçilerle buluşurkenbirçok yeni oyun Gaming İstanbul’da görücüye çıkmaya hazırlanıyor.

Yeni oyun lansmanları Gaming İstanbul’da yapıldı

Ülkemizin değerli oyunstüdyolarının hazırladığı birçok oyun da Gaming İstanbul ile görücüye çıkıyor. UpgradeEntertainment’ın Osmanlı döneminde Sultanı koruyan cariyelerin hikayesinin konuedindiği Concubine isimli PC-Konsol oyununun da ilk lansmanı GIST’de yapıldı veoyunseverlerin yoğun ilgisi ile karşılaştı. Diğer yandan Compass of theDestiny: İstanbul, Cardboard Town, Land of the Vikings, Diriliş Ertuğrul,Mayhem Brawler II: Best of Both Worlds, Castle of Alchemists, Book Warrior vePile Up gibi yeni oyunlar da Gaming İstanbul’da oyunseverlerle buluşuyor.

Dünyanın önemli oyun geliştiricileri deneyimlerini paylaşacak

Gaming İstanbul kapsamında ayrıcaoyun profesyonelleri için düzenlenen B2B etkinlik Indieway’de ise aralarındaExecution Labs’ın Kurucu Ortağı Jason Della Rocca ve Remote ControlProductions’ın CEO’su Hendrik Lesser gibi oyun endüstrisinin küresel çaptakibirçok önemli ismi konuşmacı olarak yer alıyor. Oyun sektörüne yönelik işgeliştirme etkinliği ve ekosistemi Indieway’de bu sene yerli ve yabancı 3000kadar önemli katılımcıyla seminerler ve iş geliştirmeye yönelik toplantılardüzenlenecek.

Serbest oyun geliştiricilerine ücretsiz yer veren tek oyunetkinliği

PC’den konsola, mobil oyunlardane-spor turnuvalarına kadar pek çok platformdaki oyunu ziyaretçileriyle biraraya getiren Gaming İstanbul’da ayrıca yeni çıkan oyunların ilk gösterimleri,ünlü yayıncılarla takipçi buluşmaları, donanım markalarının en yeni ürünleri veserbest geliştiriciler için özel alanlar yer alıyor. Serbest geliştiricilereücretsiz yer ayıran tek oyun etkinliği olma niteliği taşıyan Gaming İstanbul buyıl başvuruların niteliği ölçüsünde 36 oyuna ücretsiz olarak yer verirkentoplamda 50’nin üzerinde serbest oyun geliştiriciyi ziyaretçi ve yatırımcılarlabuluşuyor. Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesindeki GameDev ve GamesUP 8 oyunstüdyosu ile Gaming İstanbul’a katılıyor. İlk kez görülecek oyunlarının yanısıra üniversite aynı zamanda 10 indie alanına sponsor olarak oyungeliştiricilere desteğini sürdürüyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ana sponsoruolduğu Gaming İstanbul’da Medya A.Ş, OGEM, Samsung, Gaming.Gen.TR, GameDev,GamesUP, Microsoft, Turkcell, GeForce NOW powered by GAME+, Turkpin, UpgradeEntertainment ve Unity gibi birçok önemli marka, oyun ve kuruluş bulunuyor.Yeni oyunların tanıtıldığı, birbirinden eğlenceli cihazların oyun severlerinbeğenisine sunulduğu ve aynı zamanda ödüllü turnuvaların yapıldığı Gamingİstanbul ve B2B etkinliği Indieway ile ilgili tüm bilgilere ve etkinliğinbiletlerine www.gamingistanbul.com ve www.biletino.com adreslerinden ulaşılabiliyor.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU CEZAYİR’DE…

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, iki ülke arasındaki iş ve yatırım olanaklarına öncülük etmek amacıyla Türk ve Cezayirli iş insanlarıyla görüştü.

Bakan Uraloğlu, Cezayir Bayındırlık, Sulama ve Temel Tesisler Bakanı Lahdar Rahruh ile birlikte başkent Cezayir’deki bir otelde, Türk ve Cezayirli iş insanları ile bir toplantı gerçekleştirdi.  Kamu ve özel sektör temsilcilerinin yer aldığı toplantıda iki ülke arasındaki iş birliği imkanları, mevcut işbirlikleri ve yeni işbirliği olanakları ele alındı. Bakan Uraloğlu ve Cezayirli mevkidaşı Rahruh, yapılan sunumların ardından, iş insanlarıyla özel görüşmeler gerçekleştirdi.

TÜRKİYE İLE CEZAYİR ARASINDA BALIKÇILIK VE GEMİ İNŞA ALANINDA ORTAK ÇALIŞMA GRUBU KURULUYOR

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Cezayir Balıkçılık ve Deniz Ürünleri Bakanı Ahmed Badani, iki ülke arasında balıkçılık ve gemi inşa alanında ortak bir çalışma grubunun kurulmasını kararlaştırdı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve beraberindeki heyet, Cezayir Balıkçılık ve Deniz Ürünleri Bakanı Badani ile başkent Cezayir’de bir araya geldi. Görüşmede, Türkiye ve Cezayir arasında son dönemde artan ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi hedefine dikkati çeken Uraloğlu, iki ülke arasında birbirinden farklı çok sayıda kurumun bir araya gelerek ortak çalışma alanlarını keşfetmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Cezayir’in 1280 kilometre uzunluğunda bir deniz kıyısı olduğu ve denizlerinde 500’den fazla balık türü ile zengin deniz mahsullerine sahip olduğuna işaret eden Uraloğlu, balığın işlenmesi, depolanması ve nakliyesi gibi konuların yatırım için son derece elverişli alanlar olduğunu ifade etti.

Bakan Uraloğlu, Cezayir ile gemi inşa alanında da iş birliğinin önemine dikkati çekerek, “Uzun yıllar dünya ülkeleri ile bu konuda kurduğumuz iş birliklerini Cezayir’i kapsayacak şekilde genişletmeyi çok değerli görüyoruz.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Cezayir Balıkçılık ve Deniz Ürünleri Bakanı Ahmed Badani’nin görüşmesi sonucunda iki ülke arasında balıkçılık ve gemi inşa alanında ortak bir çalışma grubunun kurulması kararlaştırıldı.

YENİ İŞ BİRLİKLERİNE AÇIĞIZ

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye ve Cezayir arasındaki mevcut taşımacılığın geliştirilmesi, yeni hat ve koridorların değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Afrika’ya açılan bir ulaştırma kapısı olarak gördüğümüz dost ve kardeş Cezayir ile Orta Asya ve Afrika arasında köprü vazifesi görecek taşıma koridorlarını ele almamız gerektiği inancındayım” dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Cezayir’e giden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nu havalimanında Türkiye Cumhuriyeti Cezayir Büyükelçisi Mücahit Küçükyılmaz karşıladı. Bakan Uraloğlu ve beraberindeki heyet ardından, Cezayir Ulaştırma Bakanı Youcef Cherfa ile Başkent Cezayir’de bir araya geldi.

Uraloğlu, Türkiye-Cezayir ilişkilerinin son yıllarda stratejik bir ortaklığa dönüştüğüne dikkati çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayirli mevkidaşı Abdülmecid Tebbun eş başkanlığında kurulan “Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin (YDİK)” her alanda ilişkilerin daha da geliştirilmesi için önemli bir platform rolü üstlendiğini belirtti.

 Bakan Uraloğlu, denizcilik, karayolu ve demiryolu taşımacılığı, gemi sanayi ve ulaştırma koridorları alanlarında iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine işaret ederek, “Afrika’ya açılan bir ulaştırma kapısı olarak gördüğümüz dost ve kardeş Cezayir ile Orta Asya ve Afrika arasında köprü vazifesi görecek taşıma koridorlarını ele almamız gerektiği inancındayım. Mevcut taşımaların geliştirilmesi, yeni hat ve koridorların değerlendirilmesi üzerinde çalışabiliriz. Ulaştırma koridorunda iş birliklerinin arttırılmasını kapsayan bir mutabakat için çalışmalara başlayalım. Yeni işbirliklerine açığız” diye konuştu.

İkili görüşmelerin ardından Bakan Uraloğlu ve Bakan Youcef Cherfa basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için çalıştıklarını belirten Uraloğlu, heyetler arasındaki görüşmenin buna katkı sağlayacağına inandığını söyledi. Türkiye için Cezayir’in kıymetinin büyük olduğunu belirten Uraloğlu, Cezayirli mevkidaşı Youcef Cherfa’yı en kısa zamanda Türkiye’ye beklediklerini de kaydetti. Öte yandan, Cezayir Ulaştırma Bakanı Youcef Cherfa ise, Uraloğlu’nun bu ziyaretinin Cezayir-Türkiye ortaklığına bu alanda bir yol haritası oluşturacağına vurgu yaparak, özellikle deniz taşımacılığı, balıkçılık ve demiryollarının inşası alanlarında işbirliğinin artacağını ifade etti. Türkiye’nin Başkent Cezayir’deki metro çalışmalarının tamamlanmasında yer alacağını da belirten Youcef Cherfa, Setif ve Seyyidi Bilabbas kentlerindeki tramvay yollarının da inşası için de görüşmelerin yapılacağını kaydetti.

Bakan Uraloğlu’nun resmi temasları, Cezayir Balıkçılık ve Su Ürünleri Bakanı Ahmed Badani ve Cezayir Bayındırlık ve Temel Altyapı Bakanı Lahdar Rahruh ile yapacağı ikili görüşmelerle sürecek.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

“Gökyüzüne Uzanan Hayaller GÖKTİM AKADEMİ ile gerçek oluyor!”

Geleceğin Teknolojilerine Adım At! İhtiyacın Olan Her Şey Burada! Meraklı, öğrenmeye hevesli bir öğrencisin; teknoloji …