Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (13.04.2023)

Toyota Markayı Geleceğe Hazırlayan Yeni Yol Haritasını Açıkladı  
Toyota, 1 Nisan’dan itibaren Başkanlık ve CEO’luk görevini Akio Toyoda’dan devralan yeni CEO’su Koji Sato ile ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Koji Sato önderliğinde üst yönetimin yer aldığı sunumda, Toyota’nın geleceğine dair stratejileri açıklandı.
Çevresel ve teknolojik değişimlere hızlı yanıt vererek sadece otomotiv sektöründe değil birçok alanda öncülük eden Toyota, açıkladığı yol haritasıyla liderlik rolünü daha da ileriye taşımayı amaçlıyor.
Stratejilerini karbon nötr olma ve mobilite çeşitliliğini artırmaya yönelik oluşturan Toyota, tüm süreçleriyle geleceğe doğru cesur adımlar atıyor. Araçlarının üretiminden tedariğine, kullanımına ve geri dönüştürülmesine kadar tüm süreçlerde 2050 yılında karbon nötr olmaya odaklanan marka, global bir şirket olarak öncülük yapmaya devam ediyor.
Artan verimlilik ile menziller katlanacak
Hibrit modellerin öncülüğünde elektrikli araç satış adetlerini artıran marka, aynı zamanda plug-in hibrit ürün gamı seçeneklerini de artırıyor. Tam elektrikli ürün yelpazesini de genişleten Toyota, 2026 yılına kadar 10 yeni elektrikli model daha tanıtmayı hedefliyor. Aynı zamanda 3 yıl içerisinde şirketin yıllık tam elektrikli araç satışlarının 1.5 milyona ulaşması planlanıyor. Bu süreçte günümüzdeki elektrikli araçlardan tamamen farklı yeni nesil elektrikli araçlar geliştirmeyi de planlayan Toyota, daha yüksek verimliliğe sahip batarya kullanımıyla menzili iki katına çıkarmayı, daha dikkat çekici tasarımlar ortaya koymayı ve daha heyecan verici sürüş performanslar sunmayı hedefliyor.
Bununla birlikte yeni plug-in hibrit modellerin artan batarya verimliliğiyle elektrikli sürüş menzilleri 200 kilometrenin üzerine çıkarılacak. Yakıt hücreli araç gelişimine de tüm hızıyla devam eden marka, hem binek hem de ticari araç segmentinde kullanımı artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Hibrit araçlar ise, daha ulaşılabilir birer çevreci araç olmalarıyla ve yüksek verimlilikleriyle önümüzdeki dönemde ideal bir alternatif olmaya devam edecek.
Bu strateji kapsamında Toyota, farklı ülke ve pazar şartlarına en uygun çevreci çözümleri sunarak karbon nötr olmaya hızlı adımlarla gitmeyi sürdürecek. 2035’te tüm global fabrikalarında karbon nötr olma hedefi açıklayan Toyota, global olarak sattığı araçların ortalama CO2 emisyonunu 2019’a göre 2030’a kadar yüzde 33 ve 2035’ye ise yüzde 50’den daha fazla düşürecek
Toyota ilk nesil Prius’un tanıtılmasından bu yana 22.5 milyon adet satış gerçekleştirildi ve bu da yaklaşık olarak 7.5 milyon tam elektrikli aracın CO2 emisyonu tasarrufuna eşdeğer oldu. Toyota, emisyonları düşürmeye hibrit araçlarla öncülük ederken, hibrit sistemlerin maliyetleri ilk üretilen döneme göre 6’da 1 oranında düşürüldü.
Mobilite şirketine doğru heyecan verici dönüşüm
Toyota, karbon nötr olma hedefini ön plana alarak mobilite vizyonunu da geliştiriyor. Bir mobilite şirketine dönüşen Toyota, araçlarını da toplumun değerlerine ve ihtiyaçlarına göre şekillendiriyor. Güvenlik ve sürüş keyfi unsurlarını iyileştiren marka, aynı zamanda mobilite çözümlerinin de hayatı kolaylaştıracak ve topluma fayda sağlayacak şekilde geliştiriyor.
Mobilite şirketi olma hedefiyle Toyota üç alanda bunu gerçekleştirecek. Mobilite 1.0 ile araçları farklı ihtiyaçlarla birbirine bağlamak hedefleniyor. Elektrikli araçların ihtiyaç duyulan yerlere elektrik taşıması bunlardan biri olacak. Mobilite 2.0 mobiliteyi yeni alanlara yayacak. Yaşlılara, nüfusun azaldığı bölgelerde yaşayan insanlara ve otomobil pazarının henüz büyümediği gelişmekte olan pazarlardaki kullanıcılara da uygun mobilite imkanları sunulacak. Mobilite 3.0 adımı ise sosyal sistemleri entegre etmeyi amaçlıyor. Buna göre enerji ve ulaşım sistemlerine, lojistiğe ve yaşam tarzımıza bağlanan, şehirler ve toplumla bütünleşen mobilite ekosistemleri yaratılacak.
Her bölgeye uygun elektrikliler üretilecek
Toyota, yeni nesil elektrikli araçlarını farklı ülke koşullarına göre geliştirecek. bZ ürün gamının odağında ürün yelpazesini genişletecek ve ülkelere göre yerel üretimler yapılacak. Buna göre ABD’de 2025’te 3 sıra koltuğa sahip elektrikli SUV üretimi başlayacak. Çin’de ise bZ4X ve bZ3 modellerine ek olarak 2024’te yerel ihtiyaçlara uygun iki yeni tam elektrikli model daha geliştirilecek. Sonraki yıllarda ise modellerin sayısı daha da artırılacak. Asya ve gelişen pazarlarda artan tam elektrikli araç talebine yanıt verilecek.
Taşıt-kilometre İstatistikleri, 2021

Türkiye’de 2021 yılında trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtları(1) tarafından 329 milyar 591 milyon kilometre yol katedildi. Toplam taşıt-km(2)‘nin %54,3’ü otomobiller, %21,4’ü kamyonetler, %12,5’i kamyonlar, %4,4’ü motosikletler, %4,1’i minibüsler ve %3,3’ü otobüsler tarafından yapıldı.

Toplam taşıt sayısı bir önceki yıla göre %4,7 artarken toplam taşıt-km %9,6 arttı
Türkiye’de 2021 yılında trafiğe kayıtlı toplam motorlu kara taşıtları sayısı bir önceki yıla göre %4,7 artarken toplam taşıt-km %9,6 artış gösterdi. Taşıt sayısı; motosikletlerde %6,6, otomobillerde %4,6, kamyonetlerde %4,5 ve kamyonlarda %3,1 artarken, otobüslerde %1,7 ve minibüslerde %1,7 azaldı. Taşıt-km ise otobüslerde %22,6, minibüslerde %21,6, motosikletlerde %11,4, kamyonetlerde %11,4, otomobillerde %9,4 ve kamyonlarda %1,5 arttı.
Otomobiller yılda ortalama 13 bin 48 kilometre yaptı
Taşıtların bir yılda yaptıkları ortalama kilometreler incelendiğinde; 2021 yılında sırasıyla otobüslerin 51 bin 459, kamyonların 46 bin 643, minibüslerin 28 bin 142, kamyonetlerin 17 bin 161, otomobillerin 13 bin 48 ve motosikletlerin 3 bin 847 kilometre yaptığı hesaplandı.
Otomobiller tarafından katedilen mesafenin %50,0’ını dizel yakıtlılar yaptı
Otomobiller tarafından 2021 yılında katedilen mesafe taşıtların yakıt türlerine göre incelendiğinde; toplam taşıt-km’nin %50,0’ı dizel, %30,9’u LPG ve %19,1’i benzin yakıtlı otomobiller tarafından yapıldı.
En fazla mesafe 12 yaş ve üzeri taşıtlar tarafından katedildi
Türkiye’de 2021 yılında katedilen toplam mesafe taşıtların yaş gruplarına göre incelendiğinde; en fazla yol %36,5’lik oranla taşıt filosunun %48,1’ini oluşturan 12 yaş ve üstü taşıtlar tarafından yapılırken, bunu sırasıyla %23,4 ile 4-7 yaş, %22,2 ile 0-3 yaş ve %17,9 ile 8-11 yaş grubu taşıtlar takip etti. Bu oran otomobillerde 12 yaş ve üstü otomobiller için %34,8, 0-3 yaş için %25,1, 4-7 yaş için %24,5 ve 8-11 yaş için %15,6 oldu.

Durak Tekstil, Interzum 2023’te iplikten daha fazlasına odaklandığını gösterecek

İhracat pazarlarında başarıyla büyümesini sürdüren Durak Tekstil, Interzum 2023 fuarında yüksek performanslı, üstün kaliteli, sürdürülebilir ve teknik ipliklerini sergileyecek.

Önde gelen endüstriyel dikiş ve nakış iplikleri üreticilerinden Durak Tekstil, 9-12 Mayıs tarihleri arasında Almanya Köln’de gerçekleştirilecek Interzum 2023 fuarında küresel yatak ve iç mekan dekorasyon yan sanayi ile buluşacak. Salon 10.1 Stant C019’da yer alacak olan Durak Tekstil, bu önemli tedarik fuarında doğa, teknoloji ve sanat odaklı konseptini gözler önüne sererken, zengin ürün portföyünde yer alan ipliklerden bir seçki sunacak.

İki yılda bir düzenlenen Interzum fuarına büyük bir heyecanla katıldıklarını söyleyen Durak Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü Yiğit Durak, fuarın bu yıl daha da hareketli olmasını beklediklerini kaydetti. Durak; “Artık daha net bir şekilde, pandeminin etkilerinin atlatıldığını ve küresel pazarda ciddi bir canlanma olduğunu görüyoruz. Bölgesel, siyasi ve ekonomik belirsizliklere karşın endüstriyel canlanmanın fuara olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. İhracat odaklı bir tekstil firması olarak hem vizyonumuzu paylaşmak hem de ürünlerimizi sunmak için Interzum 2023 ideal bir platform olacak” dedi. Her pazara hitap eden endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerine sahip olduklarını belirten Durak, fuarda hedef pazarları arasında yer alan Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika ile Orta Doğu’dan gelen ziyaretçilerle buluşmayı beklediklerini ifade etti.

Uluslararası fuarlara katılımın ihracat için önemli bir kanal oluşturduğunu belirten Durak, yeni müşteriler ve iş ortaklarıyla tanışmak, yeni siparişlerle dönmek amacıyla Interzum 2023 için tüm hazırlıklarını yaptıklarını söyledi. Durak Tekstil’in 2022 yılında Turquality Marka Desteği Programı’na kabul edildiğini hatırlatan Durak, bunun ihracat çalışmalarına ve yurt dışı yatırımlarına ciddi katkı sağlayacağını dile getirdi.

Durak Tekstil sadece ürünlerini değil, vizyonunu da paylaşacak

Fuarda özellikle yatak sektöründe üretim verimliliğini artırmaya odaklanan ürünlerini öne çıkaracaklarını açıklayan Yiğit Durak, bunun yanı sıra, GOTS ve GRS sertifikalı sürdürülebilir ipliklerin de tanıtılacağını ifade etti. Durak sözlerini şöyle sürdürdü; “Durak Tekstil olarak ürün portföyümüzü ve kurumsal vizyonumuzu doğal, teknolojik ve sanatsal konseptlerde geliştirmeye devam ediyoruz ve katıldığımız bütün fuarlarda bu güçlü yanımızı endüstri profesyonelleriyle paylaşıyoruz. Birçok farklı sektöre hitap eden dikiş ve nakış ipliklerimiz bu üç özelliği ile üreticilere ciddi avantajlar sağlıyor. Genel olarak, pazarda ürünlerin teknik özellikleri daha net görülürken, sürdürülebilir tarafları biraz daha muğlak kalabiliyor. Günümüzde sürdürülebilirlik sadece geri dönüşüm ile sınırlı değildir. Geri dönüştürülmüş elyaflardan iplikler üretmenin yanı sıra, doğal kaynakların korunması için de verimli çözümlere sahip olmanız gerekiyor. Durak Tekstil doğal kaynakların korunması, ham maddelerin verimli kullanılması ve enerji tasarrufu sağlanması gibi alanlarda gerek üretimiyle gerekse de ürünleriyle katkı sağlıyor.”

Yüksek performanslı, sürdürülebilir ve teknik iplikler Durak Tekstil standında

Interzum 2023 ziyaretçileri Durak Tekstil standında oldukça zengin bir ürün portföyü ile karşılanacak. Farklı kalınlıklarda ve ebatlarda sunulan DURAK Duma® masura ipliği, özel yapısı ve bitim işlemleri ile üretimde yüksek verimliliği mümkün kılar. Birçok farklı sektöre hitap eden Durak Duraless® ipliği mekik içine konularak masura prensibinde çalışır. Farklı kalınlıklarda ve çeşitli masura boyutlarında sunulan ürün, aynı zamanda dikiş performansını ve kalitesini artırır.

Çeşitli etiket numaralarında üretilen Poly- Strong PP ve Poly- Strong PC iplikleri ile farklı kumaşlarda mukavemeti yüksek ve mükemmel dikişler üretilebiliyor.

Durak Durafix® ipliği de yüksek hızlı dikiş işleminde aşınmaya, kimyasal etkilere karşı direnç göstererek mükemmel dikiş performansı sunar. Kartelasında bulunan parlak renkleri ve dayanıklı yapısıyla yatak endüstrisinin tüm taleplerini karşılayan bir dikiş ipliği özelliğindedir. Yüksek mukavemetli tekstürize polyesterden üretilen dikiş ipliği DURAK Duratex®, üstün elastikiyeti ve düşük çekme değerleriyle hacim ve esneklik gerektiren dikişler için mükemmel performansı garanti eder.

Güç tutuşma özelliğiyle öne çıkan DURAK Fire Safe P-Aramid® ipliği yatak, iç mekan, konaklama tesisi tekstilleri ve otomotiv endüstrisi için en yüksek standartları karşılıyor. %100 kesik elyaf para aramid ham maddeden üretilen bu dikiş ipliği 500°C’ye kadar ısıya dayanabiliyor.

Durak Tekstil’in sürdürülebilirlik ve fonksiyonel tekstiller alanındaki geliştirmeleri de bir diğer önemli segmenti oluşturacak. Bu alanda şu iplikler yer alacak: Durak Durafix Eco®, Durak Polysoft Eco®, Durak Polyjet Eco®, Durak Polystrong(PP) Eco ve Durak Duratex Eco®.

Dikiş ve nakış uygulamalarında doğallık isteyenler için özel geliştirilen Durak Tekstil lyocell iplikleri de ziyaretçilerin ilgisini çekecek. Lyosense nakış ipliği ve Lyostitch dikiş ipliği %100 doğa dostu, sürdürülebilir ürünler olarak moda ve giyim alanında yoğun olarak tercih ediliyor. %100 organik pamuktan üretilen Duracotton Bio dikiş ve nakış iplikleri de stanttaki diğer bir organik çözümü oluşturacak.

Son dönemde Ar-Ge çalışmalarıyla teknik alanda yeni çözümler geliştiren ve pazara sunan Durak Tekstil, Interzum fuarında Durak SilverPro ipliğini lanse edecek. Yüksek iletkenlik özelliğine sahip, bu gümüş kaplı poliamid nakış ipliği akıllı tekstil uygulamaları için özel olarak tasarlandı.

9-12 Mayıs tarihlerinde Interzum 2023 fuarını ziyaret edenler, Salon 10.1 Stant C019’da Durak Tekstil’in yeniliklerini yakından görebilecek ve firma yetkililerinden detaylı bilgiler alabilecek.

Samsun’da binden fazla genç temel yaşam desteği eğitimi aldı Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD), Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ve AstraZeneca Türkiye iş birliği ile yürütülen “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesi kapsamında Samsun’daki beş okulda 1.200 öğrenciye temel yaşam desteği eğitimleri verildi. AstraZeneca Türkiye’nin global ölçekte yürüttüğü Genç Sağlığı Programı kapsamında, Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) ve Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) iş birliği ile düzenlenen “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesinin yeni durağı Samsun oldu.Türkiye’nin çeşitli illerindeki lise öğrencilerine TATD’nin gönüllü acil tıp uzmanları tarafından temel ilk yardım eğitimlerinin verildiği proje kapsamında Samsun’daki İlkadım 19 Mayıs Anadolu Lisesi, Nedime Serap Ulusoy Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Karşıyaka Anadolu Lisesi, Cumhuriyet Anadolu Lisesi ve Piri Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden yaklaşık 1.200 öğrenciye temel yaşam desteği, erişkin ve çocuklarda kalp masajı ve suni teneffüs uygulamasının yanı sıra heimlich manevrası, yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanmaları gibi konular maketler üzerinde uygulamalı olarak anlatıldı. Aynı zamanda ilk – son testler uygulanarak eğitime katılan öğrencilerin bilgileri de ölçüldü. TOÇEV eğitim verilen okulların belirlenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’nın duyurusu ile Samsun İl Eğitim Müdürlüğü’nün okullarını kapsayacak şekilde eğitime gidilen okullarla koordinasyonu sağladı.   Proje kapsamında şu ana kadar 11 ildeki 80 okulda 29 binin üzerinde öğrenciye ulaşıldı. Farklı illerde gerçekleşen eğitimlere AstraZeneca’dan 57 çalışan da gönüllü olarak destek verdi. Proje ile 2025 yılına kadar yaklaşık 27 ildeki 155 okulda 55 bin öğrenciye eğitim verilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında verilecek eğitimlerin bir sonraki durağı ise Antalya olacak.Samsun’daki eğitimler hakkında açıklamada bulunan TATD Proje Koordinatörlerinden Dr. Öğr. Üyesi Gül Pamukçu Günaydın, “TATD için böyle bir projenin içinde yer almak çok gurur verici. Pek çok kişi kalp ve solunum durması yaşadığında sağlık ekipleri gelene kadar yanlarında olan yakınları ilk müdahale yapmayı bilmediği için kurtarılamıyor. En çok zamanı yakınlarımız ile geçiriyoruz ve onlardan birine bir şey olduğunda doğru bilgilerle yardım etmek çok önemli. Bu projede temel yaşam desteği ile tanışan bu gençlerin ileride birer ilk yardım gönüllüsü olacağına inanıyoruz. Bu eğitimlerin bütün topluma yayılması çok önemli olacaktır.” dedi.TOÇEV Eğitim ve Proje Sorumlusu Zafer GEDİK ise şunları söyledi: “3 – 7 Nisan tarihleri arasında ‘İlk Yardıma İlk Sen Koş’ projemizin Samsun saha programını gerçekleştirdik. Programımız boyunca beş farklı lisede teorik ve uygulamalı eğitimler gerçekleştirerek yaklaşık 1.200 öğrenciyi ilk yardım eğitimleri ile buluşturduk. Öğrenciler, acil tıp uzmanı eğitmenlerimiz tarafından verilen teorik eğitimleri büyük bir ilgiyle dinledi. Uygulama kısmında ise gönüllü olarak maketler üzerinde temel yaşam destek hareketlerini başarı ile uyguladılar. Samsun saha programımızı verimli ve keyifli bir şekilde tamamladık.”Türkiye’de faaliyet göstermeye başladıkları ilk günden bu yana toplum sağlığının geliştirilmesine destek vermeyi kurumsal sorumlulukları ve öncelikleri arasında gördüklerini söyleyen AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz, “TATD ve TOÇEV ile yürüttüğümüz ‘İlk Yardıma İlk Sen Koş’ projemiz sürdürülebilirlik odaklarımızdan biri olan sağlık hizmetlerine erişim alanında hayata geçirdiğimiz değerli projelerimizden biri. Geleceğimizin teminatı gençlerin sağlıklı birer birey olarak yetişmesinin yanı sıra onlara ilk yardım konusunda donanımlı olmanın önemini aşılayan bu anlamlı projemizle Samsun’da gençlerimiz ile bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Projemizin gençlerimize faydalı olmasını diliyor, eğitimlere katılan ve eğitimleri veren herkese teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu.

ALJ Finans Kredileri Doğayı Koruyor

 Finansman sektörünün yenilikçi ve öncü şirketi ALJ Finans, ecording partnerliğiyle, kredi kullanan müşterileri için Muğla bölgesine tohum topu atıyor. İş birliği kapsamında, ecording’in geliştirdiği insansız hava araçları ecoDrone’lar vasıtasıyla, tohum topları toprakla buluşuyor ve doğada yeni yaşam potansiyelleri oluşturuyor.

01 Ocak 2023 itibarıyla başlayan sosyal sorumluluk projesi dahilinde, 2023 yılının ilk 3 ayında toplam 3 bin adet tohum topu atıldı. Toplam 15 bin adet Kızılçam ve Karaçam tohumlarının 2023 yılı içinde toprakla buluşturulması hedefleniyor.

ALJ Finans Genel Müdürü Volkan Döşoğlu, çevre konusunda farkındalık yaratmak istediklerini belirterek “Geçtiğimiz yıllarda yangınlarla sarsılan Muğla bölgesinin tekrar özlenen yeşil doğasına kavuşmasını amaçlıyoruz. Özellikle kuraklık beklentilerinin de arttığı bu dönemde, hem kurumlara hem de bireylere esin kaynağı olmasını umut ediyoruz” şeklinde konuştu.

Tohum topu; bir tohumun etrafının kil, humuslu toprak ve tohumun verimliliği için farklı minerallerin yer aldığı bir karışımla kaplanması sonucu meydana gelen toplardır. Tohumların gelişmeleri için uygun ortamı sağlayarak, onları aşırı soğuk, sıcak, rüzgar, orman canlılarının tohumu yemesi gibi dış etkenlerden korur.

Öte yandan, ecording’in geliştirdiği ecoDrone’larla atışı gerçekleştirilen tohum topları, kırsal bölgelerde yaşayan ve iklim krizinden olumsuz etkilenen kadınlarla üretiliyor ve böylece kadınlar için sürdürülebilir bir gelir kaynağı oluşturuluyor.

Girişimcilik Vakfı Fellow Programı başvuruları başladıTürkiye’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve gençlere ilham vermek üzere kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın Fellow Programı’na başvurular 10 Nisan’da başladı. Üniversite öğrencilerine bir yıl boyunca her ay 1.250 TL burs alma, girişimcilik alanında ilham kaynağı olan rol modellerle tanışma, girişim elçileri olarak farklı etkinlik ve projelerde yer alma ve uluslararası girişim ağına katılma şansı veren programa son başvuru tarihi ise 18 Haziran. Girişimcilik Vakfı’nın, liderlik ve girişimcilik potansiyeli yüksek gençleri fiziksel ve dijital ortamda hibrit bir sistemle bir araya getirerek Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminden ve birbirlerinden beslenmelerini sağladığı burslu programı Fellow Programı’nın 2023 yılı başvuruları 10 Nisan’da başladı. Bu yıl 10’uncu dönemi olan, Türkiye’nin tüm üniversite ve bölümlerinden başvuru yapılabilen Fellow Programı, fellow ve challenger olarak iki ayrı alt program şeklinde girişimcilik potansiyeli yüksek olan gençler için özel olarak hazırlandı. Fellow Programına katılmak ve GİRVAK fellow’u veya challenger’ı olmak isteyen öğrenciler, 18 Haziran’a kadar https://girvak.bonapply.com/  adresindeki başvuru formunu doldurarak başvurularını gerçekleştirebiliyor.Programın seçim süreciDünyada ve Türkiye’de eşi benzeri olmayan, bilimsel ve yenilikçi seçim süreci beş aşamadan oluşuyor. Önce online doldurulan CV’ler puanlanıyor, ikinci aşamada Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’na dâhil olmak için “Motivasyonun ne?”, “Neden bu programda olmalısın?” sorularının cevaplarının anlatıldığı, maksimum üç dakikalık bir YouTube veya TikTok videosu hazırlanıyor. Ardından adaylar ön seçim komitesiyle online olarak mülakat yapıyor. Sonrasında bir kişilik envanteri testi dolduruyor ve ardından yönetim kurulu üyeleriyle yüz yüze mülakat gerçekleştiriyor.Fellow Programına kimler başvurabilir?Fellow Programına, Türkiye’de ikamet edip T.C. vatandaşı olan, bir üniversiteye girmeye hak kazanmış ve kayıt yaptırmış, üniversitelerin hazırlık, 1, 2, 3 ve 4. sınıflarında okuyan 17-24 yaşları arasındaki tüm gençler katılabiliyor. Başvuran adayların üniversitelerinde eğitim gördükleri sınıflarına göre challenger ve fellow olarak ayrı programlara yerleştirilecekleri süreç sonunda hazırlık, 1. ve 2. sınıflar Challenger Programına dahil olurken; 3. ve 4. sınıflar Fellow Programına dahil oluyor. Challenger Programı burs desteği olmadan çevrimiçi eğitimler, atölyeler ve networking etkinliklerinden oluşurken, Fellow Programı burs desteği ile yüz yüze eğitimlerin, atölyelerin, networking etkinliklerinin ve mentorluk desteklerinin yer aldığı modüllerle ilerliyor.Gençleri neler bekliyor?Fellow Programı’na katılma şansı bulan gençler, program kapsamında ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyor. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikâyelerinden ilham alma fırsatını yakalayacak olan girişimci adayları, üniversitelerinde girişim elçileri olarak görev alıyor. Seçilen fellow ve challenger’ların en önemli misyonları arasında kendi çevrelerinde girişimcilik kültürünü yaymak, çarpan etkisi yaratmak ve Girişimcilik Vakfı’nın “giveback” felsefesi doğrultusunda toplumdan aldıkları destekle kazandıkları deneyimi yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak bulunuyor. Seçim sürecini başarıyla tamamlayan fellow’lar aynı zamanda program kapsamında bir yıl boyunca aylık 1.250 TL burs almaya hak kazanıyor.FellowUp ve ChallengerUp etkinliklerinde tematik içerikler üzerine alanında uzman kişiler misafir ediliyor. Uzmanların çalışma alanlarındaki başarıları ve kendi öğrendiklerini gençler birinci elden dinliyor. Programa katılan gençler, istedikleri alanlarda kendilerini geliştirebilmeleri için çeşitli uzaktan eğitim araçlarına ve programlarına katılabiliyor. Ayrıca Fellowların kendi girişimlerini hayata geçirebilmeleri için ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli hizmetlerden ücretsiz veya indirimle yararlanabilecekleri destekleri içeren GBOX da program boyunca erişime açık oluyor. Gençlerin girişimcilik ekosistemi içerisinde farklı etkinliklere katılabilmeleri ve farkındalık yaratıp kendi dünyalarına olumlu etki edebilmeleri için fuar, kongre ve atölyelere davet ediyoruz. GİRVAK, kurumsal işbirlikleri geliştirerek Fellowlarının inovasyon takımlarına, staj programlarına ve girişimcilik yarışmalarına katılımlarını kolaylaştırıyor. Girişimi olan ya da fellow ve challenger olduktan sonra bir girişim kuran gençler; Founderone yatırım fonuyla ve dahil olacakları network ile yatırımcı bulma aşamasında destekleniyorlar.

Pfizer Türkiye sağlık alanındaki yenilikçi girişimleri bekliyor

Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji, en iyi girişimleri önde gelen yenilikçi şirketlerle buluşturan Hackquarters ile Patika Startup Challenge adında bir inovasyon programı başlattı. Program, sağlık alanındaki yenilikçi girişimleri, Pfizerli liderler ve ekosistem liderleriyle bir araya getirerek atopik dermatit (egzama) hastalığının tanı ve takibinde yeni teknolojik çözümler ile hastalık yönetimini dönüştürmeyi amaçlıyor.

Pfizer, Patika Startup Challenge ile atopik dermatit (egzama) alanındaki girişimler için bir fırsat sunarak ve inovasyon kaynaklarını güçlendirerek, immün aracılı hastalıkların yönetiminde daha fazla başarı hikayesi yaratacak. İnovasyon programına başvurular ise www.hackquarters.co/p/pfizer-patika-startup-challenge adresinden yapılabilecek.
Pfizer hastaların hayatlarında çığır açıcı yenilikler vizyonunu sürdürmeye devam ediyor. Patika Startup Challenge Programı ile hasta dernekleri ve hekimlerden alınan iç görüler ile atopik dermatit hastalarının hayatlarında iyileştirebilecek tanı teknolojileri, dijital sağlık ve medikal cihazlar alanlarında çözümler amacıyla yola çıktı. Pfizer Patika Startup Challenge programı, yeni stratejik uzun vadeli ortaklıklar kurmak, sağlık ekosisteminde dijitalleşmeyi sağlamak ve sağlık sektöründeki girişimleri tanımak istiyor.Proje, sağlık alanında asgari düzeyde (MVP) uygulanabilir bir ürün ortaya koyabilen yenilikçi girişimcilere açık olacak ve başvurular 13 Nisan – 1 Mayıs 2023 tarihleri arasında Pfizer Patika Startup Challenge web sitesi üzerinden yapılabilecek. 8 Mayıs’ta finalist girişimlerin seçimi yapılacak ve 30 Mayıs’ta da Patika Startup Challenge günü gerçekleşecek.
Seçilen girişimler, işlerini geliştirmek ve büyütmek amacıyla Pfizer Türkiye ile potansiyel iş birliği için değerlendirilecek. Ayrıca Pfizer’in küresel iş ağına erişim sağlayacak ve sektör liderleriyle etkileşimde bulunma fırsatı yakalayacaklar.Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji Kategori Lideri Gökhan Karaarslan Patika Startup Challenge programı hakkında şunları söyledi: “Pfizer olarak her zaman hasta ve hasta yakınlarını odağa alan bir yaklaşımımız var. Pfizer İnflamasyon ve İmmünoloji birimi olarak da bu yaklaşımı bütünsel olarak ele alıyoruz. İmmün aracılı hastalıklarla mücadele eden hasta ve hasta yakınlarının hastalıklarıyla tanıştıkları ilk andan başlayarak tüm mücadelelerinde onlara destek olabilecek Patika Startup Challenge gibi yenilikçi projeleri hayata geçirmeyi birincil amacımız olarak taşıyoruz.Yeni fikirlerle ve yatırımlarla giderek gelişen bir ekosisteme sahip olan startup dünyasında, inovatif dönüşüme mevcut iş süreçleri ve dinamikleri nedeniyle en sıcakbakan sektörlerin başında sağlık geliyor. Bu doğrultuda startup’larla kuracağımız iş birliklerini, hasta yolculuğunu iyileştirme yolunda çok kıymetli buluyor, kurulacak ortaklıklar için şimdiden heyecan duyuyoruz.”

Türk demir çelik devleri sanayinin yeşil dönüşümü ile yaratılacak yeni rekabet gücüne hazırlanıyor

 Avrupa Birliği’nin (AB) ekonomik motoru Almanya’nın sanayi haritası değişiyor. Dünyanın önde gelen Alman demir çelik firmaları karbon nötr ve sürdürülebilir metal endüstrisini oluşturmak için yatırım yapıyor.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 4-5 Nisan 2023 tarihlerinde Almanya Essen’de global yeşil çelik üreticileri ve kullanıcılarının bir araya geldiği Green Steel World Expo & Conference etkinliğine inceleme ziyareti gerçekleştirdi.

Almanya’nın yıllık 148 milyar dolarlık demir çelik ithalatı olduğunu vurgulayan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “2022 yılında Türkiye geneli 35 milyar dolarlık demir çelik ihracatımızın yüzde 24 artışla 2,9 milyar dolarını ana pazarımız Almanya’ya gerçekleştirdik. Green Steel World Expo & Conference kapsamında düşük karbonlu çelik üretimi ile dekarbonizasyon süreçlerinin ve bu sürecin en önemli parçası olan hidrojen enerjisinin ele alındığı konferanslara katıldık. Dünya emisyonunun yaklaşık yüzde 7’sini oluşturan çelik sektöründen kaynaklanan emisyonları azaltmak için çelik üreticilerinin ortak bir misyonda buluştuğunu görüyoruz. Biz de Birliğimizce bu sürdürülebilirlik misyonuna göre uzun süredir çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.

Karbon emisyonunu yüzde 100 sıfırlama hedefi

Başkan Ertan, “Dünyada çelik ve hidrojen sektörünün önde gelen firmalarının stantlarını ziyaret ettik, bütün Alman firmalar yeşil çelik ve hidrojen üretimine yönelik proje, deneyim ve hedeflerini paylaştı.  Almanya’nın toplam demir çelik üretimindeki CO2 miktarına yüzde 29 katkısı olan Thysen Krupp 2030’a kadar karbon emisyonunu yüzde 30’un altında tutmayı, 2045’e kadar ise yüzde 100 oranında sıfırlamayı hedefliyor. 2026’da itibaren doğrudan indirgenme tesislerinde H2 ve yenilikçi ergitme ünitelerinin kullanımını hedefleyen firmanın ayrıca karbon yakalama sistemi ile metalurjik gazların dönüştürülerek yapay gübre ve H2 olarak kullanılmasına yönelik projeleri de mevcut. H2 Green Steel ise karbonsuzlaşma hedeflerine yönelik İsveç’te yer alan Boden-Lulea bölgesinde 500 Ha’lık arazi üzerine yaklaşık 700-800 MW elektrolüzör kapasiteli yüzde 100 hidrojen ile çalışan doğrudan indirgenmiş demir üretim tesisi kurmayı planlıyor.” diye konuştu.

Geri dönüştürülebilir hammadde, yenilenebilir enerji, düşük karbonlu hidrojen uygulamaları, karbon yakalama yöntemleri

Yalçın Ertan, “Son 15 yılda çoğunlukla enerji verimliliğini artırmaya ve atık oluşumunu azaltmaya yönelik projelere 450 milyon eurodan fazla yatırım yapan Outokumpu firması ise sürdürülebilir yeşil üretim konusunda Avrupa ve Amerika pazarının önemli tedarikçileri arasında yer alıyor. Yüzde 94 oranında geri dönüştürülebilir içerikli hammadde kullanan firmanın 2016 yılından itibaren C02 emisyonların yüzde 18,4’lük bir azaltmayı sağlamış olup, Science Based Target hedefleri doğrultusunda 1.5 °C artış hedefini taahhüt eden ilk şirket. Vulcan Green Steel, çelik dekarbonizasyonu için madenden metale birçok yeşil önlemin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Bu kapsamda; döngüsellik, verimlilik, yenilenebilir güç, düşük karbonlu hidrojen uygulamaları, karbon yakalama yöntemleri ve yakıt değişiklikleri uygulanabilir yöntemler arasında. H2 yeşil çelik üretimindeki en önemli bileşen.” dedi.

Yeşil hidrojen kapasiteli yeni üretim tesisleri

Vulcan Green Steel firmasının 3 milyar dolar yatırımla Umman bölgesinde mega bir yeşil çelik projesi gerçekleştirmeyi planladığına değinen Ertan sözlerine şöyle devam etti:

“Ürün karbon ayak izinin bir ton ham çelik başına 0,5 ton CO2’den az olması hedefleniyor. Şirket, halihazırda Basra Körfezi bölgesindeki özel sektöre ait en büyük entegre çelik üreticisini ve DRI teknolojisini kullanan 2.4 milyon ton kapasiteli tesis işletiyor. Küresel çapta ton çelik başına ortalama 1,85 ton olan karbon ayak izine karşılık şirketin ulaştığı miktar 1.05 ton. Mevcut tesislerdeki yenilenebilir enerji potansiyellerini artırarak mevcut karbon miktarını 0,8 ton’un altına düşürme ve 2030 yılına kadar Umman’da 5 milyon ton yeşil hidrojen kapasiteli bir üretim tesisi oluşturulması planlıyor.”

Yenilenebilir karbon kaynakları ile ikame

Yalçın Ertan, “SMS Grup tarafında ise karbon nötr ve sürdürülebilir bir metal endüstrisi yaratma misyonu çerçevesinde minimum karbon kullanımı ile çevreye verilen zararın en aza indirilmesi hedefleniyor. Geri kalan miktarın ise örneğin biyo kömür, gaz veya atık plastiklerden geri dönüştürülmüş karbon gibi yenilenebilir karbon kaynakları ile ikamesi söz konusu olabilir. Çelik üretiminde özellikle yan ürünler üzerinde çalışma yapılması gerektiğini vurgulayan firma, kok fırını gazını alıp, hidrojen ve karbon monoksit karışımı olan sentez gazına dönüştürerek prosese geri beslemeyi sağlayan yönteme değinmiştir. AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde üretimde karbonsuzlaşmanın sağlanması sektörümüzün kaçınılmaz bir gereği haline gelmiştir. Bu kapsamda, hidrojen ve yeşil çelik üretimi ile ilgili farklı uzmanların, sistem geliştiricilerin ve hizmet sağlayıcıların bir araya geldiği etkinlikte, Birlik olarak gelişmeleri yakından takip etme fırsatı bularak, sektörümüze yeşil çelik üretimi ile ilgili proses ve süreçlerini kapsayan sürdürülebilir üretim konusunda farklı bir perspektif kazandırmayı hedefliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kümes Hayvancılığı Üretimi, Şubat 2023

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …