Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (12.05.2023)

Çocuklukta hemen herkesin mutlaka cevaplamak zorunda kaldığı sorudur… Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?

Genelde cevap “İkisini de aynı” olsa da Avantajix.com’un anketi, çocukların ebeveynlerine sevgilerini ifade ederken annelere karşı üç kat daha cömert olduklarını ortaya koydu.

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com, anne ve babası hayatta olan bine yakın üyesi arasında yaptığı ankette, çocukların anne ve babayla ev dışında baş başa geçirdikleri zaman ve hediye için ayırdıkları bütçeleri araştırdı.

AYDA EN AZ BİR KEZ ANNE-KIZ GÜNÜ

Ankete katılanların kadınların yüzde 45’i ayda en az bir “anne-kız” günlerinin olduğunu, yüzde 30’u ise üç ayda bir anneleri ile baş başa dışarıda vakit geçirdiklerini ifade etti. Kadınların yüzde 15’i yılda ancak bir ya da iki kez anneleri ile özel buluşabilirken, anne-kız günlerine hiç vakit ayıramadıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 10’da kaldı.

Ayda en az bir baba-kız günü olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 10 civarında. Kadınların yüzde 30’u yılda bir ya da iki kez babaları ile baş başa vakit geçirirken, bu soruya üç ayda bir diyenlerin oranı yüzde 15 oldu. Kadınların yüzde 45’i ise babaları ile özel buluşmalara zaman ayıramadıklarını söyledi.

BABA-OĞUL BULUŞMALARI MAÇLARLA SINIRLI

Erkeklerin yüzde 40’ı anne-oğul buluşmalarını üç ayda bir yapıyor. Ayda bir anne ile baş başa dışarıda vakit geçiririm diyen erkeklerin oranı yüzde 10’larda kalırken, yılda bir ya da iki kez buluşanların oranı da yüzde 25 oldu. Erkeklerin dörtte biri de anne ile ev dışında baş başa buluşmaya vakit ayırmadıklarını ifade ettiler.

Ankette baba-oğul buluşmalarının ise ağırlıklı olarak maç günlerinde yoğunlaştığı belirlendi.

Ayda en az bir kez babayla ev dışında vakit geçiren erkeklerin oranı yüzde 35; üç ayda en az bir kez babayla buluşan erkeklerin oranı da yüzde 20 oldu. Erkeklerin yüzde 10’u yılda bir ya da iki kez babayla ev dışında buluşurken, üç erkekten birinin babaları ile ev dışında buluşmaya zaman ayırmadığı belirlendi.

ANNEYE YILDA 2 BİN TL HEDİYE, BABAYA ÜÇTE BİRİ

Anket, hem erkek hem de kadınların ebeveynlere hediye alımında da babalara kıyasla annelerine karşı daha verici olduklarını ortaya koydu.

Kadınlar, doğum günü, anneler günü, yılbaşı ve spontane hediyeler için annelerine yılda ortalama 2 bin TL harcarken, bu rakam erkek çocuklarda yarı yarıya düşüyor.

Özel günlerdeki hediyeler için kadınlar babaya yılda 750 TL, erkekler ise 500 TL harcıyor.

Rakamlardaki düşüşün nedeni babalara ait özel günlerin unutulup gitmesi gibi görünüyor. Kadınların yüzde 15’i babalarının doğum gününü unuttuklarını ya da Babalar Günü’nde hediye almadıklarını itiraf ediyor. Erkekler için ise bu durum daha yüz kızartıcı. Onların üçte biri babalarının özel günlerini unutabildiklerini söylüyor.

E-TİCARETİN ANNELER GÜNÜ BEKLENTİSİ 5 MİLYAR TL

Avantajix.com’un Dijital Pazarlama Direktörü Sevda Köseibiş’e göre anketin sonuçları ile Avantajix dataları örtüşüyor. Çocuklar için konu ebeveynlerine karşı hassasiyet olduğunda anneler sürekli birinci sırayı alıyor. Gerçekten de Avantajix kullanılarak yapılan harcamaların, anneler gününde babalar gününe kıyasla çok daha fazla olduğunu gözlemlemek mümkün.

Köseibiş, bu yıl seçimler ile aynı güne denk gelen Anneler Günü’nde online platformlardan yaklaşık 5 milyar TL’lik hediye alışverişi yapılmasını beklediklerini bildirdi.

Önceki yıllarda online piyasaların Anneler Günü satış hacminin 2-2,5 milyar TL aralığında gerçekleştiğini hatırlatan Köseibiş, şunları söyledi:

“Bu yıl fiyatlar neredeyse ikiye katlanmış durumda. Kişilerin maddi sıkıntısından dolayı hediye alışverişleri adet olarak düşecek olsa da TL bazında hacimde yüzde 100-125 bandında artış bekliyoruz. Şu ana kadar Avantajix üzerinden satın almalarda ortalama sepet tutarının 400 TL’ye yükseldiğini görüyoruz. Geçen yıllarda sepet ortalaması 200-250 TL aralığındaydı.

Ayrıca, hediye alınırken, artık en uygun fiyatlı ürüne ulaşmaya dikkat ediliyor; fiyat kıyaslama sitelerini kullananların sayısı artıyor. Hediye kupon kodu dağıtan, Avantajix gibi alışverişlerde nakit para hediye eden sitelere de yoğun ilgi var.”

İTHALAT VE İHRACAT ARASINDAKİ DENGE NASIL SAĞLANIR?

HİT Global Kurucusu İbrahim Çevikoğlu Türkiye’nin ithalat ve ihracatı arasındaki dengenin nasıl sağlanabileceğine ilişkin yöntemler sıraladı ve altın değerinde bilgiler paylaştı.

Türkiye’nin 2022 yılı dış ticaret verileri incelendiğinde 354 milyar dolarlık bir ithalat ve 254 milyar dolarlık ihracatı bulunuyor. Oluşan 110 milyar dolarlık dış ticaret açığı ise ithalat ve ihracat arasındaki dengenin nasıl sağlanabileceğine ilişkin soru işaretlerini gündeme getiriyor.

İHRACAT VE İTHALAT ARASINDAKİ MAKASIN KAPANMASI GEREKLİ

HİT Global Kurucusu İbrahim Çevikoğlu bu kapsamda Türkiye’nin ithalat ve ihracatı arasındaki dengenin nasıl sağlanabileceğine ilişkin altın değerinde bilgiler paylaştı. Türkiye’nin ihracatı ve ithalatı arasındaki bu makasın kapatılması için her firmaya sorumluluk düştüğünü dile getiren Çevikoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye dış ticaret açığının kapanması adına devletimizin şimdiye kadar gerçekleştirdiği ve yeni dönemde yapması gereken bazı kritik adımlar olsa da bu açığın kapanması konusunun tek başına devletimizin yapacağı uygulamalarla neticeye varacak bir durum olmadığını düşünüyorum. Örneğin dış ticaret açığımızın önemli bir kısmı enerji ve bu konuda devletimiz olağanüstü adımlar atıyor. Ancak ithalatın daha iyi alternarifleriyle değiştirilmesi konusunda devletimizden ziyade her firmanın kendisine düşen sorumluluklar var. Tekstil sektörü üzerinden örnek vermek gerekirse; bitmiş tekstil ürünleri üreten bir firma kumaş üretmek için iplik alıyor. İplik Türkiye’de de var ama dışarıdan da geliyor. Türkiye’deki iplik üreticisinin ise üretim için pamuğa ihtiyacı var. İplik üreticisinin; yurt içindeki pamuk üretim hacmi veya beklenen kalite ve türde pamuk yeterince mevcut olmadığı için ithalat yapmak durumunda olması anlaşılabilir bir durum ancak ya Özbek pamuğu ya Amerikan pamuğu gibi bir ikilemin arasında kalınıyor. Halbuki Amerikan pamuğu olarak aldığımız keyfiyetli pamuğun azımsanmayacak bir kısmı Afrika’da üretilen kaliteli pamuklar. Amerikan pamuğu diye satın aldığımız pamukların içerisinde aslında Amerika’nın düzgün bir kalite standardı koyduğu fakat Afrika’dan alıp bize sattığı pamuklar mevcut. Halbuki biz doğrudan gidip bunu Afrika’dan kendimiz almak gayreti içerisine girdiğimizde, aradan bir aracı çıkmış olduğu için ciddi anlamda maliyetimiz düşüyor ve kârlılığımız artıyor. Bu tabiki bizim bizzat şahit olduğumuz örneklerden sadece bir tanesi. Üretim yapmak üzere ithal etmek durumunda olduğumuz girdilerin bugüne kadar alışık olunan kurulu tedarik zinciri yerine yeni alternatif tedarik arayışlarıyla iyileştirilmesi önemli bir nokta. Elbette mevcut tedarik zincirinin değiştirmenin riskleri olabilir, ancak eğer alternatifi çalışılmazsa iyileştirme yapmak da mümkün değil. İthalat yapan her firma üzerine düşen sorumluluğu yerine getirirse ülkemiz dış ticaretindeki açığımız azalacak.”

ALTERNATİF TEDARİĞE ERİŞİMDE TİCARİ İSTİHBARATIN ÖNEMİ

Dünyada tedarik zincirinin her geçen gün değiştiğini, bu nedenle sürekli olarak bir alternatif tedarik arayışı olması gerektiğini belirten İbrahim Çevikoğlu, Amerika’nın kendi ithalatını iyileştirmek amacıya mahrem gümrük belgelerini bile dünya ile paylaştığını dile getirerek şu bilgileri verdi:

“Amerika, kendi ithalatlarını daha uygun şartlarda yapmak amacıyla 2006 yılından itibaren kendi gümrüklerinde gerçekleşen operasyonların; ithalat-ihracat işlemlerinin konşimento-beyanname gibi belgeleri kamuoyuyla paylaşmaya başladı. Bir ithalat işleminin beyannamesini gördüğünüz zaman, ithalatçının kaç paradan mal aldığını, ithalatçının ismini, sevkiyatın hacmini rahat bir şekilde görebiliyorsunuz. Bu durum tahmin edilenin aksine KVKK’ya da aykırı değil. Amerika’nın bunu yapma nedeni ise dünya dan kendisine sunulan arz çeşitliliğini arttırmak dolayısıyla rekabeti kızıştırarak verimliliği arttırmaktı. Örnek vermek gerekirse İtalya’dan 1500 dolara takım elbise satın alan bir Amerikalı firmanın ismi ve hacmi dünyaya açıklandığı zaman, bu İtalyan firmaya rakip bir çok firma gümrükten bu durumu görerek Amerikalı firmayı arayıp takım elbisenin açıklanan birim fiyatından daha düşük bir tutar önerebiliyor. Amerika bu yöntem sayesinde ithalatını yıllar içerisinde ciddi anlamda daha iyi alternatifleriyle iyileştirdi. İyileşme bazen fiyattır, bazen hız veya kalitedir elbette.”

Bugün dış ticaret istihbaratı kavramının temel konusu olan gümrük belgelerinin paylaşılabilir olması uygulamasını başlatan Amerika’nın bu hamlesinden sonra İngiltere, Rusya, Hindistan derken dünya genelinde gümrük belgelerini beyan eden duruma gelen ülkelerin sayısının 55’e çıktığı bilgisini paylaşan Çevikoğlu, son olarak şu önerilerde bulundu:

“Dünyanın küresel gücü Amerika bile ihracatını ve ithalatını dengelemek, ithalatta daha uygun alternatifleri değerlendirmek için çalışıyor. Dış ticaret açığımızın kapanması için Türk firmalara düşen kendi tedarik alternatiflerini değerlendirmek. Her firma bunu yaptığında, bizim yüzde altmışı ithalata dayalı olan ihracatımızın kârlılığı ciddi oranda artacaktır ve dış ticaret açığımız da günden güne azalacaktır. Bunun gerçekleştirilmesi için ise ticari istihbarat alt yapılarının kullanılması işin temel şifresi”

ASTEKS küresel tekstil endüstrisine rektefiye uzmanlığını ITMA 2023’te gösterecek

Asteks, iplik üreticilerine yatırım ve işletme maliyeti avantajı sağlayan 401-SF&M rektefiye makinesi ve onunla entegre çalışma özelliğine sahip yeni UV-305 Manşon UV makinesi dahil olmak üzere birçok çözümünü ITMA 2023 fuarında sergileyecek.

Türkiye’nin küresel tekstil pazarına açılmış sayılı markalarından Asteks, gelişmiş rektefiye ve otomasyon çözümleriyle 8-14 Haziran tarihleri arasında Milano’da düzenlenecek olan ITMA 2023 fuarında yer alacak. Dijitalleşme ve sürdürülebilirliğin öne çıkacağı fuarda ziyaretçiler 1. Salon’daki 102 D numaralı Asteks standında en yeni eğirme ve otomasyon çözümlerini birebir görebilecek. Asteks standında pazarda iyi bilinen apron ve manşon çeşitlerinin yanı sıra, yeni nesil 401-SF&M manşon rektefiye makinesi ile portföyün en yenisi UV-305 Manşon Yüzeyi İyileştirme Makinesi öne çıkacak. Teknolojik gücünü ve yenilikçi Ar-Ge vizyonunu fuarda küresel tekstil endüstriyle paylaşmaya hazırlanan firma, tekstil işletmelerinin sürdürülebilirlik kriterlerini karşılamasına ve Endüstri 4.0 devrimini yakalamasına katkı sağlamaya odaklanıyor.

ITMA 2023 fuarının küresel tekstil endüstrisinin tekrar büyüme trendine girdiği bir dönemde düzenlendiğini söyleyen Asteks Pazarlama ve Satış Müdürü Sabri İlknur, 2017 yılında hayata geçirdikleri ihracatta stratejik büyüme planları açısından bu platformu en iyi şekilde kullanacaklarını açıkladı. Tekstil endüstrisine her zaman yenilikçi ürünler sunmaya odaklandıklarını dile getiren İlknur; “Uzun yıllardır başarıyla ürettiğimiz ve sürekli çeşidini artırdığımız apron ve manşonlarımız yüksek dayanıklılıkları ve uzun ömürleriyle bir yandan işletme maliyetine diğer yandan da iplik kalitesine olumlu katkı sağlıyor. Endüstride kullanılan doğal ve sentetik elyaf türlerinin çeşitlenmesine ve artan elyaf kirlilik sorunlarına karşı teknik ürünlerimiz iplikçilerin en büyük yardımcısı oldu. Eğirme işinde daha fazla verimlilik ve kalite isteyenler için ITMA 2023 fuarında yeniliklerimiz ve sürprizlerimiz olacak” dedi.

Son yıllarda Asteks’in bir teknoloji üreticisi olarak pazarda bilinen bir markaya dönüştüğüne değinen İlknur, yeni nesil 401-SF&M manşon rektefiye makinesinin fuarda sergileneceğini açıkladı. İlknur sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yüksek kapasiteli ve tam otomatik çalışan rektefiye makinesi iplikçiler için şimdiye kadar mümkün olmayan bir verimlilik, hız ve standart işlemi garanti ediyor. Dünyanın dört bir yanından standımıza gelen tekstilciler, iki bağımsız taşlama ünitesine (iplik ve fitil manşonları ile cer ve penye manşonları için) sahip bu modelimizi yakından incelediğinde avantajlarını direkt olarak görebilecek. Ayrıca bu fuarda UV-305 Manşon Yüzeyi İyileştirme Makinesi’nin lansmanını yapacağımızı büyük bir gurur ve mutlulukla belirtmeliyim. Manşon ömrüne ve iplik kalitesine ciddi katkı sağlayacak bu teknolojik yenilik, iplikhanelerde rektefiye dairelerinin vazgeçilmezine dönüşecek. Üstelik Asteks’in bu iki teknolojisi entegre çalışma özelliğiyle operatörler için büyük kolaylık, işletmeler için de ciddi maliyet avantajı sunuyor.”

Asteks standı tekstilciler için verimlilikte yeni bir bakış açısı sunacak

ITMA 2023 fuarına iddialı bir şekilde hazırlanan Asteks, fuara son yıllarda pazarda en çok talep gören ve yeni geliştirdiği apron ve manşonlarıyla katılacak. İplik üreticilerinin daha fazla sentetik elyaf işlemesi göz önünde bulundurularak bu alanda yaşanan zorlukların üstesinden gelen fonksiyonel apron ve manşonlar pazarla buluşacak. Bunun yanı sıra, pamuk kullanan işletmelerin çalışma konforunu ciddi oranda artırırken işletme maliyetini düşüren geç kirlenme özelliğine sahip yeni nesil cer manşonları da fuarda sergilenecek çözümler arasında yer alıyor.

Asteks’in ‘tek bir makine konseptinde iki makine’ sloganıyla tanıttığı 401-SF&M manşon rektefiye makinesi yatırım ve işletme süreçleri göz önünde bulundurulduğunda benzersiz bir rektefiye makinesi konumunda bulunuyor. İplik ve fitil manşonlarını bir taşlama ünitesinde, cer ve penye manşonlarını da diğer taşlama ünitesinde bağımsız olarak işleyen bu yenilikçi makine, gelişmiş bir otomasyona da sahip. Makinedeki Akıllı Besleme Sistemi sayesinde manşonların tek tek dizilmesine gerek kalmadan, otomatik olarak sisteme kolayca giriyor. 401-SF&M, Otomatik İnsansız Taşlama özelliği ile taşlanacak manşonların çap ayrımını otomatik olarak gerçekleştiriyor, bu sayede personel kaynaklı hataların da önüne geçiliyor. Teknik özellikleriyle yeni nesil bir tasarımı ve verimliliği temsil eden bu rektefiye makinesi, isteğe bağlı olarak fuarda tanıtılacak olan rektefiyeden UV işlemine kadar kesintisiz bir süreç sunan UV-305 Manşon Yüzey İşlem Makinesi ile entegre çalışmayı mümkün kılıyor.

UV-305 sayesinde sentetik elyaflarla çalışmak artık çok daha kolay

UV-305 Manşon Yüzeyi İyileştirme Makinesi ile doğal elyaflarla karşılaştırıldığında daha ekonomik olması nedeniyle tercih edilen sentetik elyafların eğrilmesinde yaşanabilen sorunlar ortadan kalkıyor. Rektefiye işlemi sonrasında manşon yüzeyi UV işlemle iyileştiriliyor, bu sayede elyaf manşona sarmadan kolayca işlenebiliyor. Makine akıllı besleme sistemine, 4000 Watt ışınlama gücüne ve kontinü çalışma özelliklerine sahip bulunuyor. Pazardaki benzerlerinden çok daha büyük bir kapasiteye sahip olan UV-305, cer ve penye manşonlarının da kontinü olarak ışınlanmasına olanak tanıyor. 401-SF&M rektefiye makinesi ile entegrasyon seçeneği sayesinde, hiçbir operatör müdahalesine gerek kalmadan, rektefiye ve UV iyileştirme işleminden geçerek, kullanıma hazır hale geliyor.

Sabri İlknur makineler, apron ve manşonlarla hali hazırda bulundukları Özbekistan, Pakistan ve Bangladeş gibi pazarlardan profesyoneller ve karar alıcılarla ITMA 2023’te buluşmayı beklediklerini söyledi. Bu ülkelerin yanı sıra yüksek potansiyel taşıyan Vietnam ve Güney Amerika pazarları ile de yeni bağlantılar kurmak istediklerini dile getiren İlknur; “Global pazarda pandemi ile yaşanan durgunluk sonrasında ertelenen yatırımların ITMA 2023 fuarında realize edilmesini bekliyoruz. Özellikle sürdürülebilirlik ve Endüstri 4.0 kapsamında otomasyon ve dijital çözümlere yoğun ilgi olacak, Asteks olarak kendi segmentimizde nasıl fark yarattığımızı göstereceğiz” dedi. Hedef pazarlar ve potansiyel müşterilere ulaşmak için ITMA fuarının kendileri için ideal bir platform sağladığını belirten İlknur, satış ve pazarlama uzmanlarının yanı sıra teknik kadronun da ziyaretçilerle yakından ilgileneceğini sözlerine ekledi.

Masdaf, İzmir Bayisi VEMAS ile teskon+SODEX Fuarı’nda Yer Aldı

Türkiye iklimlendirme sektörünün önemli oyuncularını ve akademisyenlerini İzmir’de buluşturan teskon+SODEX, 26-29 Nisan tarihlerinde İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Yarım asra yaklaşan köklü geçmişiyle Türkiye pompa sektörüne öncülük eden Masdaf’ta sürdürülebilir akışkan teknolojileri ile fuarda yerini aldı.

Türkiye iklimlendirme sektörünün önemli buluşma noktalarından birisi olan; Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana Fuarı teskon+SODEX, 26-29 Nisan tarihlerinde İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Pompa sektörünün öncü markası Masdaf, bu yıl fuara İzmir bayisi VEMAS ile katılım sağladı. Vemas’ın standında sergilenen; Genio INM motor üstü frekans invertörlü pompalar, Daf serisi hidroforlar, dik milli ve yüksek verimli HEXA serisi paslanmaz pompalar ve YPSP serisi ayrılabilir gövdeli çift emişli santrifüj yangın pompaları ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

teskon+SODEX’e ilişkin değerlendirmelerde bulunan Masdaf Pazarlama Müdürü Nihan Göksal:

“Sodexİzmir’in 15. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi (TESKON) ile eş zamanlı olarak geçekleştirilmesi hem tesisat mühendisliği alanında çalışan; mühendislerin, akademisyenlerin, sanayicilerin ve sektör profesyonellerinin fuara katılımları hem de yeni nesil teknolojilerin sektöre tanıtılması açısından oldukça önemli. Bu nedenle teskon+SODEX’i yenilikçi teknolojilerimizi, sektörle buluşturmak için önemli bir fırsat olarak görüyoruz.

Özellikle bu yıl fuarın sürdürülebilirlik temasına odaklanması bizim için oldukça önemliydi. Çünkü biz de Masdaf olarak, sürdürülebilir akışkan teknolojilerimiz ile iklim kriziyle mücadelede etkin rol oynuyoruz. Bu kapsamda biz de fuarda ki standımızda sürdürülebilir teknolojilerimizi, ziyaretçilerin beğenisine sunduk.

Ayrıca fuarın hedef pazarlardaki bağlantıları, sektörümüzün; imalatçı, tasarımcı ve uygulamacı profesyonellerinin yeni pazarlara açılmasına da zemin hazırlıyor” dedi.

POLİFARMA, İZLANDA’NIN ÖNDE GELEN BİYOTEKNOLOJİK İLAÇ ŞİRKETİ ALVOTECH İLE ANLAŞMA İMZALADI

37 yıldır toplum sağlığına ve sağlık sektörüne katkı sağlayan, yüzde 100 yerli sermayeli Polifarma, İzlandalı biyoteknolojik ilaç şirketi Alvotech ile aflibercept biyobenzer ürünü için lisans anlaşması imzaladı.

1986 yılından beri faaliyet gösteren, Türkiye ilaç sektöründe en çok Ar-Ge yatırımını yapan ve en çok proje yürüten şirketler arasında yer alan, EU-GMP sertifikalı üretim tesislerinden çıkan 600’e yakın ruhsatlı ürünüyle 70’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Polifarma ile özellikle biyobenzer ilaçlar üzerine odaklanmış, dünyada ABD, Avrupa, Japonya, Çin başta olmak üzere Asya Ülkeleri ve Güney Amerika ile Ortadoğu’da pek çok ticari işbirliği ile var olan biyoteknolojik ilaç şirketi Alvotech (NASDAQ: ALVO) arasında lisans anlaşması imzalandı.

Bu anlaşma sayesinde Polifarma, aflibercept biyobenzeri olan AVT06 ürününü Türkiye’de ticarileştirme hakkı kazanmış ve yakın dönemde gireceği göz hastalıkları alanındaki ürün portföyüne bu stratejik öneme sahip ürünü dahil ederek, biyoteknoloji alanında da gücüne güç katmış olacak.

Odağına, ülkemizde ilaca erişimi kolaylaştırmayı ve daha fazla hastaya şifa olmayı koyan Polifarma, 2021 yılından beri aktif olduğu reçeteli pazarlar alanında nefroloji ve alerjide kısa dönemde başarı elde etmiştir. Bu başarılara, çok yakın zamanda gireceği göz hastalıklarına yönelik ürünleri ile yenilerini eklemeye devam edecektir.

Anlaşma ile ilgili Polifarma Genel Müdürü Sn. Mehmet Asri şunları söyledi; “Önce Hayat mottosu ile 37 yıldır tüm canlılara şifa olmaya devam Polifarma, Alvotech firması ile gerçekleştirdiği bu anlaşma sayesinde aflibercept biyobenzeri olan AVT06 ürününü ticarileştirerek, ülkemizde göz sağlığı alanındaki pozisyonunu da güçlendirmiş olacaktır. Aynı zamanda 2021 yılında girdiğimiz Reçeteli Pazarlar alanındaki devam eden yayılımımız ivme kazanacaktır.’’

Alvotech Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Sn. Robert Wessman ise “Polifarma ile göz hastalıkları alanındaki bu ürünü ticarileştirmede güçlerimizi birleştirmekten mutluluk duyuyoruz. Bu anlaşma ile büyüyen Türkiye pazarında hastaların biyolojik ürünlere ulaşımını kolaylaştırmayı hedefliyoruz.” diyerek, sözlerini tamamladı.