Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (08.05.2023)

Soğuk Havalarda Stadyum Tribünlerinde Konfor Şartları Nasıl Sağlanıyor?

Futbol müsabakalarından atletizm yarışlarına kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapan stadyumlarda konfor şartlarının sağlanması, seyircilerin rahat bir seyir deneyimi yaşaması için oldukça önemlidir. Peki soğuk havalarda stadyum tribünlerinde konfor şartları nasıl sağlanıyor? İşte detaylar…

Spor bir ülkenin olmazsa olmazları arasında yer alır. Spor müsabakaları ve çeşitli oyunlar; birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunu pekiştiren önemli unsurlardır. Aynı zamanda spor, ülkelerin uluslararası saygınlık kazanmaları ve gelişmişlik düzeylerini tüm dünyaya göstermeleri açısından da kritik önem taşır. Spor kültürünün önemli bir parçası olan stadyumlar da futbol müsabakalarından atletizm yarışlarına kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yaparak, sporun desteklenmesinde önemli rol oynar.

Konforlu seyir deneyimi sunuyor

Taraftarların bir araya geldiği buluşma noktaları olarak tanımlanan stadyumların konfor şartları, seyircilerin daha rahat bir seyir deneyimi yaşaması için oldukça önemlidir. Kışın stadyum tribünlerinde konfor denilince akla gelen ilk kriter ısıtmadır. Çünkü açık alan ısıtmasında doğru teknolojiler tercih edilmediğinde; hem konfor şartları sağlanamaz hem de açık havayı ısıtmaya çalışırken harcanan enerji nedeniyle ısıtma giderleri ciddi oranlarda artar.

Stadyum tribünlerini, güneşin dünyayı ısıtması prensibiyle ısıtıyor

Çukurova Isı, ileri teknoloji radyant ısıtıcı ürünleri ile stadyum tribünlerinin ısıtmasında mükemmel çözümler sunuyor; çünkü ortamları, güneşin dünyayı ısıtması prensibiyle ısıtan radyant ısıtıcılar, havayı ısıtmak yerine, doğrudan insanları ısıtarak, tasarruflu ve konforlu ısıtma sağlıyor. Stadyumlar yüksek oranda rüzgâr alan yapılar olmasına rağmen radyant ısıtıcılar, rüzgârdan etkilenmeden, etkin bir ısıtma sağlayarak, konfor şartlarını koruyor.

Stadyum ısıtmasında ilk ve en çok referansa sahip şirket

Türkiye’de ısıtılması zor ve hatta imkânsız gibi görülen stadyum tribünlerinde birçok önemli projeye imza attıklarını söyleyen Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, Çukurova Isı olarak, stadyum ısıtmasında ilk ve en çok referansa sahip şirket olduklarını ifade ederek, projelendirmenin önemine dikkat çekti:

“Hava 10 derece ise tribündeki taraftar 20 derece hissediyor”

“Stadyum ısıtması; yüksek bir mühendislik kabiliyeti ve tecrübe gerektiriyor. Çünkü açık havayı ısıtmak zordur, özellikle böylesi rüzgâr alan yapılarda mühendislik hesaplamalarını doğru yapmak yani doğru proje hazırlamak çok önemli. Yanlış cihaz seçiminin ve yanlış kapasite belirlenmesinin telafisi çok zor hatta kimi zaman imkânsız olabiliyor. Biz projelendirmeyi minimum 10 derece delta t olarak hesaplayıp, yapıyoruz. Yani hava 10 derece ise tribündeki taraftar 20 derece hissediyor. Hatta Konya stadyumunu gibi bazı stadyumların tribünlerinde 16 derece delta t yakaladığımız oldu.

Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Kayseri Kadir Has Stadyumu, İstanbul Başakşehir Fatih Terim Stadyumu, Gaziantep Stadyumu ve daha birçok stadyumda soğuk havalarda konfor şartları, Çukurova Isı’nın ileri radyant teknolojileri ile sağlanıyor. Doğru cihaz ve doğru projelendirme konforu ve verimliliği de beraberinde getiriyor” dedi.

Stadyum ısıtmasında Goldsun CPH FOCUS teknolojisinin kullanıldığını belirten Osman Ünlü, sözlerine şöyle devam etti:

“Tribünlerde rüzgâr akımları çok şiddetli oluyor”

“Goldsun CPH FOCUS cihazının üzerinde isminden de anlaşılacağı gibi cihazdan çıkan ışınların fokuslanabilmesi yani 35-40 mt yüksekliğe asılan cihazlardan çıkan ışınların dağılmaması ve belirlenen bölgeye yoğunlaşabilmesi için uzatılmış reflektörler mevcut. Bu uzatılmış reflektörler aynı zamanda cihazların rüzgâr direncini de artırıyor. Çünkü 35-40 mt yükseklikte özellikle arkaları açık olan tribünlerde rüzgâr akımları çok şiddetli oluyor. Bu nedenle Goldsun CPH FOCUS cihazında; reflektör uzatması, rüzgârı kesmesi için ızgara ve çift elektrot kullanıyoruz. Böylece futbol müsabakalarından atletizm yarışlarına kadar birçok etkinlikte taraftarlara konforlu bir ortam sunuyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Türkiye 80 bin ton kiraz ihracatı hedefliyor

Kiraz üretiminde 700 bin tonluk rekolteyle dünya lideri olan Türkiye, kiraz ihracatında 80 bin ton ihracat ve 200 milyon dolar döviz geliri hedefiyle 2023 sezonuna girdi.

Erkenci kiraz çeşitleri ve iklimsel avantajlarıyla Kuzey Yarımkürenin ilk kirazını üreten merkezlerden biri olan, kirazın başkenti İzmir Kemalpaşa’da “Kiraz Hasat Şenliği” düzenlendi.

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi “Kiraz Hasat Şenliği”ne video konferans ile bağlanırken, İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Kemalpaşa Kaymakamı Musa Sarı, Kemalpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Erhan Gönülbağı, Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, muhtarlar, üreticiler yoğun katılım gösterdi.

Kemalpaşa’nın üretiminin yüzde 70’i ihraç oluyor

Türkiye’nin çok zengin bir ekolojiye sahip olduğunu dile getiren Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi, 4 mevsim ve 7 iklimin Anadolu coğrafyasında yaşandığını, bu iklimin Türkiye’yi kiraz üretiminde dünya lideri yaptığını kaydetti. Kirişçi, “Kiraz üretiminde erkenci bir ürünü yetiştiriyor olmak üreticilerimize avantaj sağlıyor. İzmir, Türkiye’nin kiraz üretiminin yüzde 13’ünü yaparken, Kemalpaşa İzmir’in kiraz üretiminin yüzde 63’ünü yapıyor. Kemalpaşa’daki üretimin yüzde 70’i ihraç oluyor. Üreticilerimizi bugüne kadar destekledik, bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz. Yeni yüzyılın lokomotifi tarım ve hayvancılık olacak. Planlı tarım, sözleşmeli üretim adımlarını atacağız. 1 karış boş arazi bırakmayacağız” diye konuştu.

Uçak; “İzmir Türkiye’nin, Kemalpaşa İzmir’in birincisi”

Türkiye’de üretilen tarım ürünlerinin ihracatla daha fazla katma değer bulduğuna temas eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “İzmir 100 bin tondan fazla kiraz üreterek Türkiye birincisi olurken, Kemalpaşa’da 52 bin ton kiraz üreterek İzmir birincisi oldu. Üreticilerimizin emeklerinin, alın terlerinin karşılığını bulması için ihracatçılar olarak yoğun mesai harcıyoruz. 2023 yılında 80 bin ton kiraz ihraç ederek ülkemize 200 milyon dolar kazandırmayı hedefliyoruz. Kirazı Türk tarım ürünlerinin lokomotif ihraç ürünü haline getirmek için üreticilerimiz, firmalarımız, Bakanlığımız, Üniversite ve Enstitülerimiz hep birlikte ortak paydada hareket edip dünya ihraç pazarındaki yerimizi artırabiliriz” dedi.

Türk kirazının en büyük ihraç pazarları hakkında da bilgi veren Uçak sözlerini şöyle sürdürdü; “En önemli pazarlarımız Almanya ve Rusya. Hindistan, Singapur, Hong Kong gibi ülkelerde kirazımız çok seviliyor ve bu ülkelere ihracatımızı artırma potansiyelimiz bulunuyor.”

Kemalpaşa’nın dünyanın en lezzetli kirazını yetiştirdiğini aktaran Ak Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Türkiye’nin tarımsal hasılada Avrupa’da 1., dünya genelinde de ilk 10 ülke arasında olduğunu, tarımı savunma sanayii gibi strateji sektör olarak gördüklerini vurguladı.

Pandemi döneminde tüm dünyanın evlere kapandığı süreçte Türk üreticisinin üretime devam ettiğinin altını çizen Kırkpınar, “Kendi kendimize yetmenin ne kadar önemli olduğu pandemide görüldü. Ne kadar zengin olursanız olun dışarıdan almanızın mümkün olmadığını gördük. Üretmeye ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Türk üreticisi son yıllarda altın çağını yaşıyor” tespitinde bulundu.

İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, Türk tarımının dünya için çok kıymetli olduğunu, Türk çiftçisinin sadece 85 milyonluk Türkiye için değil, dünya genelinde milyarlarca insan için üretim yaptığını, 2020 yılından bu yana Türkiye’nin tarımsal üretiminin arttığını dile getirdi.

Kemalpaşa’da 3 bin 300 üreticinin 86 bin dekar alanda kiraz üretimi yaptığına işaret eden Özen, “Kemalpaşa’dan aldığımız numunelerin hiçbirinde kalıntı çıkmıyor. Kaliteli ürün ürettikleri için Kemalpaşalı üreticilerimizin ellerine sağlık, kirazımızı kaliteli ürettiğimiz sürece emeğimizin karşılığını alacağız” dedi.

Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, kiraz üretiminde işçilik ücretleri başta olmak üzere girdi maliyetlerinde büyük artışlar yaşadıklarını, bu maliyetleri karşılayacak bir fiyat politikası beklentileri olduğunu ifade etti.

Avrupa’da 600 binin üzerinde kamyon şoförü açığı bulunuyor

 Karayolu taşımacılığı, lojistik sektöründe globaldeki liderliğini sürdürüyor. Ürünlerin bir noktadan bir noktaya transferinde, globalde karayolları hala baskın sektör olarak bulunmaya devam ediyor. Dünya ortalamasında yük taşımacılığının %70’i karayolları ile yapılıyor. Avrupa Birliği (AB) ortalaması %75 civarında. Bu oran ABD’de %70, İngiltere’de %60 olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de ise taşımanın %90’ı karayollarıyla yapılıyor. Türkiye’yi, %87 ile Polonya, Romanya, Çekya ve %85 ile Hırvatistan takip ediyor. Karayolu taşımanın Avrupa’da en düşük olduğu ülke Hollanda ve karayolu taşımacılığı oranı %40’larda seyrediyor.

“Tırport’la 2022’ye Bakış” raporunda, Uluslararası Karayolu Birliği (IRU)’nun verilerine göre, 2021 itibariyle Avrupa ülkeleri ve ABD dahil dünyada hissedilir oranda nitelikli kamyon şoförü ihtiyacının bulunduğu ve açık pozisyonların artmaya devam ettiği belirtiliyor. Raporda, sadece Almanya, İspanya, Fransa, Romanya, Polonya ve Danimarka’da geçtiğimiz yıl şoför ihtiyacının 100 bini geçtiği ve tüm Avrupa’da 600 binin üzerinde şoför açığı olduğu değerlendiriliyor.

Avrupa ülkeleri nitelikli kamyon şoförlerini kazanmak için kolaylıklar sağlayacak

Avrupa ülkelerinin dil bilen nitelikli genç kamyon şoförlerini kazanmak için oturma izinleri başta olmak üzere birçok kolaylıklar sağladığını kaydeden Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

“Avrupa’nın birçok ülkesinde tecrübeli bir kamyon şoförü ortalama 3 bin Euro civarında net maaş alıyor. Özel taşıma alanında uzmanlığı olan şoförler arasında 5 bin Euro net maaş alanlar var. Eurostat İstatistikleri ve Uluslararası Karayolu Birliği (IRU) verilerine göz atıldığında, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte şoförlerin niteliğine ve tecrübesine bağlı olarak, alt ve üst limitler arasında 2 bin Euro’ya varan farklar olabileceği görünüyor. Belçika, Almanya, Fransa gibi ülkelerde maaşı net 3 bin Euro civarında olan bir kamyon şoförünün, işverene maliyeti 6.000-6.500 Euro civarında gerçekleşiyor. Avrupa ülkeleri dil bilen nitelikli genç kamyon şoförlerini kazanmak için oturma izinleri başta olmak üzere birçok kolaylıklar sağlayacaklardır. Nitelikli kamyon şoförlüğü, önümüzdeki yıllarda bir mühendislik kadar iddialı bir meslek olmaya devam edecek ve dünyadan yoğun talep alacaktır. Özellikle, lojistik sektörünün Tırport ile uçtan uca dijitalleştiği, konvansiyonel lojistik firmalarının dijital forwarderlara dönüştüğü, uçtan uca izleme ve raporlamanın daha çok ön plana çıkacağı önümüzdeki yıllarda, teknolojiyle barışık, çevreye duyarlı ve eğitimli kamyon şoförlerini daha çok ve yaygın olarak görmeyi bekliyoruz.” diye konuştu.

Efsanevi Anadol, Metaverse’te yerini aldı

Türkiye’nin seri üretim için tasarlanan ilk yerli otomobili Anadol, NFT koleksiyonuyla zamansız bir yolculuğa çıktı. 750 parçalık koleksiyon, yeni medya alanında da satın alma hizmeti vermeye başlayan Zer ve Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi tarafından hazırlandı. Koleksiyondan 10 eser, Otokoç Metazone’da, Decentraland -111,10 koordinatlarında sergileniyor

Türkiye’nin satın alma ve tedarik zinciri yönetiminde öncü şirketi Zer, Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi (RMKM) ile özel bir koleksiyona imza attı. 1970’li yıllarda seri üretim için tasarlanan ve üretilen ilk yerli otomobil Anadol’un STC-16 modeli, geleceğin önemli teknolojilerinden blokzincirde RMKM-A Yansımalar olarak adlandırılan NFT koleksiyonuyla yeniden hayat buldu. Koleksiyon, yaratıcı medya tasarımlarını taçlandıran prestijli uluslararası ödüllerden MUSE Creative Awards kapsamında da bu yıl ilk kez açılan NFT/Web3 kategorisinde ödüle layık görüldü.

Endüstriyel tarihi, teknolojiyi ve sanatı ortak bir amaç çevresinde bir araya getiren koleksiyon kapsamında 750 eşsiz eser üretildi. Projede, Rahmi M. Koç Müzesi geçmişten günümüze endüstriyel mirası yansıtan bir ayna olarak konumlanırken, Anadol STC-16 her tasarımın merkezinde ana unsur olarak yer aldı. Özel koleksiyondan seçilen 10 eser, Otokoç’un Decentraland’de -111,10 koordinatlarında yer alan deneyim alanı Metazone’da sergileniyor.

Begüm Aydınoğlu: “Anadol STC-16’yı yeniden yaşatıyoruz”

Türkiye’de seri üretim için mühendisliği ve tasarımı yapılan ilk otomobil olan Anadol STC-16, 1971 yılında uluslararası yarışlarda Anadol markasına prestij kazandırmak amacıyla bir spor otomobil olarak Eralp Noyan tarafından tasarlandı. Anadol STC-16’nın NFT uyarlamasını ise meta mimar Begüm Aydınoğlu, Web 3.0 Stratejisti Can Yurdakul ve yaratıcı teknoloji ajansı ME üstlendi. 17 farklı arka plan, 8 farklı renk, 5 farklı platform ve iki logo seçeneğiyle sunulan koleksiyon, Ethereum blokzinciri altyapısı kullanılarak oluşturuldu.

Projenin tasarımını üstlenen Begüm Aydınoğlu, eseri şu şekilde tanımladı: “Anadol STC-16’yı dijital olarak yeniden yaşıyoruz. Bunu yaparken atmosferini, bizde yarattığı duyguları ve bıraktığı izleri tasarımdan uzaklaşmadan yeniden canlandırmak istiyoruz. Bu yüzden sadece arabayı gösteren bir NFT eserimiz yok; arabayı ve bizde yarattığı duyguları bütünsel olarak yansıtacak bir ortamımız var. Bu hayal, fiziksel dünyadaki eserlerle kullanıcı, sahip ve hatta müze tarafından kurulan ilişkiyi yeniden yorumluyor ve güçlendirmeyi hedefliyor.”

Serhan Turfan: “Endüstriyel miras ile gelecek arasında köprü kurmayı hedefledik”

Anadol STC-16’nın benzersiz tasarımını NFT teknolojisiyle buluşturarak endüstriyel mirasla gelecek arasında köprü kurmak istediklerini belirten Zer Genel Müdürü Serhan Turfan, “Zer olarak 2023 itibarıyla medya hizmetleri satın alma ekibimizle yeni medya olarak adlandırılan metaverse, blokzinciri ve Web 3.0 odaklı projelerde satın alma hizmeti sunmaya başladık. Bu hizmetimizin somutlaştığı ilk proje olan RMKM-A Yansımalar, dünya çapında 6.300’den fazla başvuru alan MUSE Creative Awards kapsamında ödüle layık görüldü. NFT/Web3 kategorisi bu yıl ilk kez açıldığı için, bu kategoride ödül alan dünyanın ilk projesi olduk” dedi. Serhan Turfan, Koç Topluluğu’nun farklı şirketleri için de metaverse dünyasında proje geliştirme süreçlerinin devam ettiğini sözlerine ekledi.

Mine Sofuoğlu: “Vizyon, sanat ve teknolojiyi endüstriyel perspektifle ortaya koyuyor”

RMKM-A Yansımalar’ın müzenin gelecek vizyonunu, sanatı ve teknolojiyi endüstriyel perspektifle ortaya koyan bir proje olarak hayata geçtiğini vurgulayan Rahmi M. Koç Müzesi Genel Müdürü Mine Sofuoğlu ise değerlendirmelerini şu ifadelerle paylaştı: “Rahmi M. Koç Müzesi olarak 16 binin üzerinde objeden oluşan koleksiyonumuz, çocuklara yönelik eğitimlerimiz ve deneysel alanlarımızla 29 yıldır kültür ve eğlencenin adresi olmayı sürdürüyoruz. Birçok farklı dönem ve alana ait objeye ev sahipliği yaparak ziyaretçilerimize hayatı bütün yönleriyle keşfedecek, hayal gücü ve araştırma duygularını harekete geçirecek anlar yaşatmaya çalışıyoruz. Kültürel temsiliyeti ile önemli bir yere sahip olan müzecilik de her alanda olduğu gibi bir değişim yaşıyor. Özellikle pandemiyle birlikte sanat ve teknoloji başka bir boyut kazandı. Dijital dünyanın etkisi eskisinden daha çok hissediliyor. RMKM-A Yansımalar koleksiyonuyla biz de örnek bir projeye imza attık. Tarihi ve kültürel bir bellek görevi gören müzemiz için yeni projeler üretmek, bu projeleri izleyiciyle buluşturmak çok heyecan verici. Koleksiyonumuzun anlamlı ve özel objelerinden Anadol STC-16 artık dijital dünyada da yaşayacak. Esasen bir efsane olan Anadol’un Türkiye’nin endüstriyel tarihi ve mirasında bir ilk olan proje ile yepyeni bir koleksiyon objesine dönüştüğünü ve zamansız bir dünyada yolculuğuna devam ettiğini görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Kurumlar arası böyle bir iş birliğinin parçası olduğumuz için de son derece memnunuz.”

İnan Ekici: “Metaverse evreninde böyle kıymetli bir projeye ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz”

Koleksiyona Otokoç Metazone’da ev sahipliği yapan Otokoç Otomotiv Genel Müdürü İnan Ekici de Türkiye’de ilk defa hayata geçirilen projede yer almaktan mutluluk duyduklarını belirterek, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Metaverse dünyası herkese farklı alanlardan erişim imkanı sağlayarak eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasında önemli bir rol oynuyor. Biz de Otokoç Otomotiv olarak bu alanda sektörümüze örnek olacak uygulamalara imza atarken, bu gelişmenin hem Cumhuriyetimizin 100. hem de firmamızın 95. yılında hayata geçmesinden ötürü ayrı bir memnuniyet duyuyoruz.”

Koleksiyonun hikayesi bir belgeselde aktarılıyor

Anadol’un hikayesi, tasarım ve üretim tarihine tanıklık eden ve Anadol STC-16’yı uluslararası yarışlarda kullanan Serdar Bostancı, Cüneyd Işıngör gibi yarış pilotlarının ve pek çok ismin anlatımıyla bir belgesele dönüştü. Belgeselde, Anadol’u günümüze taşıyan RMKM-A Yansımalar Koleksiyonu’nun ortaya çıkış öyküsü de anlatılıyor.

Türkiye’nin temiz enerji üssünde yeni işbirlikleri yakın

 İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 9 – 11 Mayıs 2023 tarihleri arasında düzenlenecek olan WE-CYCLE – Çevre ve Geri Dönüşüm Teknolojileri fuarı Fuarİzmir’de kapılarını ikinci kez açmaya hazırlanıyor.

Ticaret Bakanlığı koordinatörlüğünde ve Ege İhracatçı Birlikleri organizatörlüğünde “We-Cycle – Çevre ve Geri Dönüşüm Teknolojileri Fuarı” ve “WENERGY – Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı ve Konferansı” ile eş zamanlı bir Alım Heyeti programı gerçekleştirilecek.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Türkiye’de 6 tane Türkiye gibi ülkenin temiz enerji ihtiyacının tamamını karşılayacak kadar potansiyel var. İzmir de hem güneş enerjisi hem rüzgar enerjisinde lider konumda. Türkiye’nin yıllık yaklaşık 1,5 milyar dolarlık temiz enerji ekipmanları ihracatı var. Ancak temiz enerji sektöründe faaliyet gösteren; makine, ekipman, komponent ve aksam üreten firmalarımızın yaptıkları ihracatları kayıt altına alan özel bir Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) tanımlaması bulunmuyor. EİB bünyesinde Temiz Enerji Ekipmanları ve Hizmet İhracatçıları Birliği kurma çalışmalarımıza geçtiğimiz sene başladık. Sektör bu konuda istekli, kamuoyundan büyük bir destek görüyoruz.” dedi.

Türkiye bir geri dönüşüm ve temiz enerji ülkesi olmalı

Başkan Eskinazi, “200’ü İzmir’de olmak üzere temiz enerji ekipmanları alanında ihracat yapan 309 firmanın ürün ve hizmet bazlı incelemesini sürdürüyoruz. Artık her kurulacak her enerji santralinin yüzde 50’si güneş enerjisi yüzde 25’i rüzgar enerjisi olacak şekilde kurgulanacak. EİB olarak sürdürülebilirlikte çok fazla tecrübemiz var. Biz AB Yeşil Mutabakata Uyum, Sınırda Karbon Düzenlemesi ve sürdürülebilirlik ile ilgili diğer alanlarda EİB olarak üyelerimize farklı araçlar ile destek oluyoruz. Bu sene Çek Cumhuriyeti, Bosna Hersek, Moldova, Moritanya, Mali ve Sırbistan’dan temiz enerji ve geri dönüşüm ile ilgili ithalatçılarla Türk firmalarımızı bir araya getireceğiz. 6 farklı ülkeden 13 firma alım heyeti kapsamında İzmir’de bir araya gelecek ve Türk ihracatçılarla buluşacak. 9 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek b2b görüşmeler sayesinde ilgili sektörlerdeki firmalarımızın yeni pazarlara açılması ve mevcut ihracatlarını daha da artırmalarını hedefliyoruz. Karbon emisyonlarının yüzde 70’i enerjiye ait. Bu yüzden her sektörümüzün bu dönüşümde rol alması gerekiyor. Türkiye bir geri dönüşüm ve temiz enerji ülkesi olmalı. Sürdürülebilirlik, temiz enerji, geri dönüşüm devlet politikası haline gelmeli.” diye konuştu.

Türk mühendisliği ve üretim kalitesi, Basra Körfezi’ndeki Bahreyn adasında da kendini göstermeye devam ediyor

Bahreyn pazarının lideri konumunda bulunan Almoayyed Air Conditioning WLL ile işbirliği anlaşması gerçekleştiren Cvsair, daha önce aynı holding ile Katar’da da birliktelik sağlamıştı. Yurtdışı faaliyetlerini her geçen yıl artıran Cvsair, Bahreyn Uluslararası Havalimanı’ndaki “Cargo Express Village” projesi gibi son yılların en prestijli projelerinden birinde yer alarak bu birlikteliğini taçlandırdı.

Cvsair Uluslararası Dış Ticaret Direktörü Cihan Coşkun, projenin başından sonuna kadar geçen süreci anlattı. Türk mühendisliği ve üretim kalitesinin geldiği noktada uluslararası rekabete hazır olduğunu vurgulayan Coşkun, yılın kalan döneminde birçok prestijli projede ekip olarak yeni başarı hikayeleri yazacaklarını belirtti.

Cvsair, Bahreyn’deki faaliyetleriyle Türk mühendisliğinin dünya çapındaki kalitesini ve başarısını bir kez daha göstermiştir. Bu işbirliği anlaşması, Cvsair’in yurtdışı faaliyetlerinin artmasına ve diğer pazarlarda da başarılı projelere imza atmasına olanak sağlayacaktır. Cvsair’in yurt içi ve yurt dışındaki faaliyetlerinin başarısı, Türkiye’nin mühendislik, üretim ve inovasyon yeteneklerinin dünya çapında tanınmasına katkı sağlıyor.

HALICI GROUP’TAN İSTANBUL’UN SU ARZINA YENİ BİR DESTEK

Halıcı Group, İSKİ’nin Cumhuriyet Pompa İstasyonu projesi kapsamında, mevcutta 6 adet olan pompa hattını 7’ye çıkardı.

Halıcı Group, İSKİ’nin (İstanbul Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü) hayata geçirdiği Cumhuriyet Pompa İstasyonu projesi kapsamında mevcutta 6 adet olan pompa hattını 7’ye çıkardı. Mevcut kapasitesine 6.000m3/h debili 2.100kW gücünde yeni bir pompa hattı kazandıran şirket, ihalesini aldığı bu proje ile İstanbul Avrupa yakasına günlük 144.000m3/gün ilave su ulaştırılmasına destek oluyor.

İSTANBULLULARIN HİZMETİNE SUNULDU

İstanbul’un kurak bir dönemden geçtiği bugünlerde su kaynaklarının Asya yakasında olduğunu ve su tüketiminin büyük bir kısmının ise Avrupa yakasında gerçekleştiğini dikkate aldıklarını belirten Halıcı Group CEO’su Dr. Hüseyin Halıcı, Cumhuriyet Pompa İstasyonu projesinde yer almaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Halıcı Group tarafından başarılı bir şekilde devreye alınan yeni pompa hattı İstanbulluların hizmetine sunuldu.

 

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …