Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (06.03.2024)

İstatistiklerle Kadın, 2023 Türkiye nüfusunun %49,9’unu kadınlar, %50,1’ini erkekler oluşturdu

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla, kadın nüfus 42 milyon 638 bin 306 kişi, erkek nüfus 42 milyon 734 bin 71 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle, toplam nüfusun %49,9’unu kadınlar, %50,1’ini ise erkekler oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren kadınların lehine değişti. Kadın nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda %52,1 iken 90 ve üzeri yaş grubunda %70,2 oldu.

Kadınların erkeklerden 5,5 yıl daha uzun yaşadığı görüldüHayat Tabloları sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi 2020-2022 döneminde Türkiye geneli için 77,5 yıl iken kadınlarda 80,3 yıl, erkeklerde 74,8 yıl oldu. Genel olarak kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığı ve doğuşta beklenen yaşam süresi farkının 5,5 yıl olduğu görüldü.

Doğuşta sağlıklı yaşam süresi kadınlarda 57,0 yıl oldu
Hayat Tabloları sonuçlarına göre, belirli bir yaştaki kişinin günlük hayattaki faaliyetlerini sınırlandıracak bir sağlık sorunu olmadan yaşaması beklenen yıl sayısını ifade eden sağlıklı yaşam süresi, 2020-2022 döneminde sıfır yaşında bulunan bir kişi için Türkiye genelinde 58,4 yıl iken kadınlarda 57,0 yıl, erkeklerde 59,7 yıl oldu. Buna göre, erkeklerin doğuşta sağlıklı yaşam süresinin kadınlardan 2,7 yıl daha uzun olduğu görüldü.
Kadınlarda obezite oranı %23,6 oldu
Türkiye Sağlık Araştırması sonuçlarına göre boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde, 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerin %20,2’sinin obez, %35,6’sının ise obez öncesi durumda olduğu görüldü. Obez bireylerin oranı cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların %23,6’sının obez ve %30,9’unun obez öncesi durumda, erkeklerin %16,8’inin obez ve %40,4’ünün obez öncesi durumda olduğu görüldü.
Ortalama eğitim süresi kadınlarda 8,5 yıl oldu
Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, ortalama eğitim süresinin yıllara göre arttığı görüldü. Türkiye geneli için ortalama eğitim süresi 2011 yılında 7,3 yıl, kadınlarda 6,4 yıl, erkeklerde 8,3 yıl iken, 2022 yılında Türkiye genelinde 9,2 yıl, kadınlarda 8,5 yıl, erkeklerde 10,0 yıl oldu.

En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı %86,7 oldu

Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2008-2022 yılları arasında arttığı görüldü. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında %75,1 iken 2022 yılında %91,3 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı %67,5, erkeklerin oranı %82,8 iken, bu oran 2022 yılında kadınlarda %86,7, erkeklerde ise %96,1 oldu.

Yükseköğretim mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı %21,6 oldu

Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, yüksekokul ve fakülte, yüksek lisans ve doktora mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında %9,1 iken 2022 yılında %23,5 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında yükseköğretim mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı %7,1, erkeklerin oranı %11,2 iken bu oran 2022 yılında kadınlarda %21,6, erkeklerde ise %25,5 oldu.

Yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %68,8 oldu

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılma oranının %53,1 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda %35,1, erkeklerde ise %71,4 oldu.
İşgücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı %13,9, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı %27,1, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı %36,1, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı %43,0 iken, yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı %68,8 oldu.

Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az olduğu görüldü

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranının %47,5 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda %30,4, erkeklerde ise %65,0 oldu.
En yüksek istihdam oranı %54,1 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde, en düşük istihdam oranı ise %33,8 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti.
En yüksek kadın istihdam oranı, %37,4 ile TR90 (Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane) bölgesinde, en düşük kadın istihdam oranı ise %18,2 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti.

En yüksek erkek istihdam oranı, %72,8 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde, en düşük erkek istihdam oranı ise %50,8 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti.Kadınların istihdamda yarı zamanlı çalışma oranı %16,1 oldu

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranının 2022 yılında %9,8 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda %16,1, erkeklerde ise %6,7 oldu.
Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadın istihdam oranı %28,0 oldu
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı, 2014 yılında %59,8 iken 2022 yılında %60,5 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2022 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının %28,0, erkeklerin istihdam oranının ise %90,5 olduğu görüldü.
Cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkı tüm eğitim düzeylerinde erkek lehine gerçekleşti

Cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkı, erkek ve kadın arasındaki ücret veya kazanç farkının erkek ücret veya kazancına yüzdesel oranı olarak tanımlanmaktadır. Kazanç Yapısı İstatistiklerine göre, yıllık ortalama brüt ücret-maaş ile hesaplanan gösterge için en yüksek fark %17,1 ile yükseköğretim mezunlarında, en düşük fark %12,4 ile yine ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti. Yıllık ortalama brüt kazanç ile hesaplanan gösterge için ise, en yüksek fark %19,6 ile lise mezunlarında, en düşük fark ise %14,5 ile ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti.

Kadın büyükelçi oranı %27,3 oldu

Dışişleri Bakanlığı verilerine göre kadın büyükelçi oranı 2011 yılında %11,9 iken 2023 yılında %27,3 oldu. Erkek büyükelçi oranı ise 2011 yılında %88,1 iken 2023 yılında %72,7 oldu.Kadın milletvekili oranı %19,9 oldu

Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre 2023 yıl sonu itibarıyla 599 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 119, erkek milletvekili sayısının ise 480 olduğu görüldü. Meclisteki kadın milletvekili oranı 2007 yılında %9,1 iken, 2023 yılında %19,9 oldu.

Yükseköğretimde görevli profesörler içinde kadın profesör oranı %33,9 oldu

Yükseköğretim İstatistiklerine göre yükseköğretimde görevli profesörler içerisindeki kadın profesör oranı 2010-2011 öğretim yılında %27,6 iken 2022-2023 öğretim yılında %33,9 oldu. Yükseköğretimde görevli doçentler içerisindeki kadın doçent oranı ise, 2010-2011 öğretim yılında %32,2 iken 2022-2023 öğretim yılında %40,8 oldu.

Üst ve orta düzey yönetici pozisyonundaki kadın oranı %19,6 oldu

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre şirketlerde üst ve orta düzey yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında %14,4 iken 2022 yılında %19,6 oldu.

Kadın Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) personelinin oranı %34,1 oldu

Belirli bir dönemde (genellikle bir takvim yılı) bir kişi ya da grup tarafından Ar-Ge faaliyetleri için harcanan sürenin aynı dönemde çalışılan toplam süreye bölünmesi yoluyla hesaplanan Tam Zaman Eşdeğeri (TZE), 0 ile 1 arasında bir değer alarak uluslararası Ar-Ge personeli karşılaştırmalarında kullanılmaktadır.

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre, TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel sayısı, 2022 yılında 93 bin 41 kişi ile toplam Ar-Ge personel sayısının %34,1’ini oluşturdu. Sektörler itibarıyla TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel oranı, yükseköğretimde %47,5, kâr amacı olmayan kuruluşların da dâhil edildiği genel devlette %31,0, mali ve mali olmayan şirketlerde ise %27,3 oldu.

Ortalama ilk evlenme yaşı kadınlarda 25,7 oldu

Evlenme İstatistiklerine göre resmi olarak ilk evliliğini 2023 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 25,7 iken erkeklerin ortalama evlenme yaşı 28,3 oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, kadınlarda 29,0 yaş, erkeklerde 32,7 yaş ile Tunceli oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise kadınlarda 22,9 yaş ile Ağrı, erkeklerde 26,2 yaş ile Şanlıurfa oldu.

Kadınların %16,2’sinin eğitim seviyelerinin eşlerinden daha yüksek olduğu görüldü

ADNKS sonuçlarına göre resmi evliliklerde eşler arasındaki eğitim farkı incelendiğinde, 2022 yılında kadınların %38,9’unun kendilerinden daha yüksek eğitimli erkeklerle evli olduğu görüldü. Eşlerinden daha yüksek eğitimli olan kadınların oranının %16,2, eğitim seviyeleri aynı olan eşlerin oranının ise %42,8 olduğu görüldü.Kesinleşen boşanma davaları sonucu annenin velayetine verilen çocuk oranı %74,9 olduBoşanma İstatistiklerine göre 2023 yılında kesinleşen boşanma davaları sonucu çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Annenin velayetine verilen çocuk oranı %74,9 iken babanın velayetine verilen çocuk oranı ise %25,1 oldu.İnternet kullanan kadınların oranı %83,3 olduHanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre 2023 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerin İnternet kullanım oranı %87,1 oldu. Bu oran kadınlarda %83,3 iken erkeklerde %90,9 oldu.Kadınların %27,4’ü yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissetti Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2023 yılında, yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı %18,9 iken bu oran kadınlarda %27,4, erkeklerde %10,2 oldu. Kadınların %56,3’ü, erkeklerin ise %75,8’i yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetti. Evde yalnız olduklarında kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı 2023 yılında %4,6 iken bu oran kadınlarda %6,3, erkeklerde %2,7 oldu. Kadınların %83,4’ü, erkeklerin ise %90,8’i evde yalnız olduklarında kendilerini güvende hissetti.

Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi’nin Mart bilim etkinliği “Matematik” dalında gerçekleşecek“Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi’nin 12 Mart’ta gerçekleşecek bilim etkinliğinde “Bilimsel Araştırma Teknikleri ve İstatistik” konusu ele alınacakBilim Kahramanları Derneği’nin öncülüğünde, Pfizer Türkiye’nin katkıları ile gerçekleşen “Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi’nin “Bilimsel Araştırma Teknikleri ve İstatistik” başlıklı bilim etkinliği; 12 Mart’ta 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencilerinin katılımıyla çevrimiçi olarak gerçekleşecek.Lise öğrencilerini eğitim ve bilimle buluşturmaya devam eden ücretsiz etkinlik sonrasında tüm katılımcı gençlere dijital katılım belgesi verilecek.Hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler için bilim kazanacak anlayışıyla çalışan biyofarma şirketi Pfizer Türkiye, gençlere bilim sevgisini aşılamak, bilim insanlarıyla birebir diyalog geliştirerek onların merak duygularını beslemek, soru sormalarını teşvik etmek ve geleceğin bilim insanları olmaları noktasında çevreleriyle birlikte onlara ilham olmak amacıyla Bilim Kahramanları Derneği ile 2021 yılından bu yana Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi’ni sürdürüyor.Gençlere eğitim ve kariyer yolculuklarında çeşitli bilim dalları ile ilham vermeyi amaçlayan proje sayesinde 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencileri; farklı dallarda çalışan bilim insanlarıyla bir araya gelerek onların çalışmalarını yakından tanıma, bilimsel süreçleri yakından inceleme, bilimsel sorularla hipotez oluşturma, hipotezi test etme ve evdeki malzemelerle deney hazırlama gibi süreçleri tecrübe edebiliyor.Ücretsiz gerçekleşen bilim etkinliklerinin duyurularına Bilim Kahramanları Derneği ve Pfizer Türkiye sosyal medya hesaplarından ulaşılabiliyor. #bilimgençlerlekazanacak “Bilimsel Araştırma Teknikleri ve İstatistik” Konulu Etkinlik Takvimi:12 Mart 2024 Salı, saat 18.30Akdeniz Üniversitesi Matematik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Füsun Yalçın ile “Bilimsel Araştırma Teknikleri ve İstatistik” Konulu Online Bilim EtkinliğiDr. Öğr. Üyesi Füsun Yalçın: “Bilim Kahramanları Derneği’nin Pfizer Türkiye desteğiyle hayata geçirdiği “Bilim Gençlerle Kazanacak” projesi kapsamında, gençlere “Bilimsel Araştırma Teknikleri ve İstatistik” ile ilgili bilgileri dört ana başlık altında aktaracağım. Sunumun ilk kısmında; Bilimsel araştırma tekniklerinden bahsederek temel terimler üzerinde duracağım. İkinci bölümde ise öncelikle web üzerinden kaynak arama ve araştırma yapılabilecek platformları gençlerle paylaşacağım. Ardından Microsoft Excel programı hakkında bilgi paylaşıp program üzerinde yapacağımız örnek bir uygulama ile eğitimi tamamlayacağım” dedi.Bilim Etkinlikleri *Kayıt Formu: http://bitly.ws/uWNd Bilim Etkinlikleri ile ilgili sorular için: [email protected] * Programa katılmak isteyen 14-18 yaş arasındaki gençlerin kayıt formunu, velilerinin doldurması beklenmektedir.

Deniz Plastik Çöpünün en Ölümcül Haline Son!
Balıkçılık ekipmanlarının, balıkçı kontrolü olmaksızın avcılık yapmaya devam etmesi anlamına gelen hayalet balıkçılık sudaki yaşamı tehdit eden etkenlerden en görünmeyeni. Balıkların, deniz memelilerinin, dalıcı kuşların kontrolsüz avlanmasına neden olurken deniz zeminine fiziksel zarar veriyor, plastik sorununu derinleştiriyor. Ulusal ve uluslararası önleyici politika ve uygulamaların gerekliliğine dikkat çeken uzmanlar İstanbul Boğazı ve İstanbul Adaları‘nda belirlenen alanlara yapılan dalışlarda tespit edilen ağların tamamına yakınının gırgır ağları olmasından hareketle İstanbul Boğazı’nın gırgır balıkçılığına kapatılması çağrısında bulunuyor.WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD) ve İstanbul Üniversitesi “Hayalet Balıkçılık” başlıklı raporla deniz plastik çöpünün en ölümcül haline dikkat çekiyor. DYKD tarafından, Arçelik’in desteği ile İstanbul’un Prens Adaları’nda yürütülen denizdeki ağların tespiti, çıkarılması ve bertarafı çalışmalarının sonuçlarından hareketle kaleme alınan rapor, “Hayalet Balıkçılık” olarak adlandırılan kayıp balıkçılık takımlarının sualtı habitatlarına etkilerini ve oluşum sebeplerini ortaya koyuyor.Hayalet balıkçılık, balıkçılık ekipmanlarının, balıkçı kontrolü olmaksızın avcılık yapmaya devam etmesi anlamına geliyor. Hayalet balıkçılığa yol açan kayıp balıkçılık takımlarının nedenleri arasında derin sularda balıkçılık, kötü hava şartları, yasa dışı balıkçılık ve yakalanmamak için ağların kesilmesi, operasyonel faktörler ile eskimiş ekipmanların suya atılması gibi faktörler sıralanabilir.Hayalet balıkçılığın başlıca çevresel etkileri arasında hedef ve hedef dışı türlerin kontrolsüz avlanması, tehlike altındaki türlerin olumsuz etkilenmesi, deniz zeminine fiziksel zarar, istilacı türlerin yayılması, deniz besin ağına sentetik maddelerin girişi yer alıyor. Hayalet balıkçılık ayrıca diğer balıkçılık operasyonlarını engelleyebiliyor ya da yeni balıkçılık ekipmanlarının kaybolmasına neden olabiliyor.Raporda kayıp balıkçılık takımlarının yol açtığı plastik atık sorununa da dikkat çekiliyor. Plastik malzemelerin balıkçılık ekipmanlarında kullanılmasının belirli avantajlarına rağmen, kayıp ekipmanların deniz ortamında yol açtığı çevresel etkilerin altı çizilerek terk edilmiş ve kaybolan av araçlarının, plastik sorununu derinleştirdiği vurgulanıyor.Küresel olarak kaybolan balıkçılık takımlarına yönelik tahminler ve Türkiye’deki durum hakkında bilgilerin de yer aldığı rapora göre Akdeniz havzasında balıkçılık filosunun büyük bir kısmı pasif balıkçılık takımları kullanılırken kayıp balıkçılık takımlarının en yoğun olduğu bölgeler İstanbul’un kıyı bölgesi, Napoli Körfezi ve Ligurya Denizi gibi kentleşmiş alanlar. İstanbul Boğazı ve İstanbul Adaları‘nda belirlenen alanlara yapılan dalışlarda tespit edilen ağların tamamına yakınını ise gırgır ağları.Kayıp veya terk edilmiş donanımların etkilerini en aza indirmek için ulusal ve uluslararası önleyici politika ve uygulamalara ihtiyaç olduğunun altını çizen WWF-Türkiye, DYKD ve İstanbul Üniversitesi, hükümetleri, balıkçılık araçları üreticileri ve tasarımcılarını, balıkçıları ve kamuoyunu kararlı bir şekilde harekete geçmeye ve hayalet balıkçılık araçlarının hepimizin bağımlı olduğu denizleri boğmasını engellemeye çağırıyor.DYKD, ©Engin Hınçer: “Milyonlarca sualtı canlısı hatta dalıcı kuş için tehdit”Deniz Yaşamını Koruma Derneği Kurumsal İlişkiler Yöneticisi Engin Hınçer, deniz dibine terk edilen her av aracının yüzlerce yıl boyunca pasif olarak avlanmaya devam ettiğine dikkat çekerek hayalet av araçlarının milyonlarca sualtı canlısının hatta dalıcı kuşların yaşamını yitirmesine neden olduğunu vurguladı. Hınçer, bu durumun av araçlarının bulunduğu bölgedeki biyoçeşitliliğe ciddi zarar verdiğini, ayrıca ağların üzerinde bulunan kanserojen etkiye sahip kurşunların uzun vadede balıkların kas dokularında birikerek sofralarımıza getirdiğini belirtti.Doç. Dr. Taner Yıldız: “Paydaşları aynı masada toplayan adımlar atmalıyız.”İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Taner Yıldız konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden olan “sudaki yaşamı” (SDG14) tehdit eden etkenlerden en “görülmeyeni” “hayalet av araçları”nın tespiti, sudan çıkarılması ve balıkçılık ekipmanlarının balıkçı kontrolü dışına çıkmaması adına tekil örneklerden bütüncül bir yaklaşıma geçmek için geç kalmış sayılmayız. Hayalet ağlar ile mücadele için Kanada hükümetinin 10 milyon dolar tahsis ettiği örneğini hep zihnimizde tutarak bu fenomenin önemini her daim hatırlamalı ve tüm paydaşları aynı masada toplayan adımlar atmalıyız.”WWF-Türkiye, Ayşe Oruç: “Boğazın gırgır balıkçılığına kapatılması elzem”WWF-Türkiye Deniz ve Yaban Hayatı Programı Kıdemli Müdürü Ayşe Oruç ise rapora baz oluşturan proje kapsamında İstanbul’un Prens Adalarından çıkarılan av araçlarının büyük çoğunluğunun gırgır ağlarından oluştuğuna dikkat çekerek konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Denizlerimizde halen 24 m, Karadeniz’de belirli bir dönemde 18 m derinlikten itibaren yasal olan gırgır ağlarıyla avlanma derinliği ile ilgili yasakların zaman zaman ihlali, üreme ve beslenme amacıyla sığ suları kullanan birçok pelajik balık türü ve deniz canlısı üzerindeki av baskısını artırıyor ve küçük ölçekli balıkçılar için avlanabildikleri alanları daraltıyor. Balıkçılığımızın sürdürülebilirliği için gırgır avcılığında derinlik sınırı Avrupa Birliği standardı olan 50 m’ye yükseltilmeli. Balık stoklarının sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla, balıkların göç yolu olan İstanbul Boğazı’nın gırgır balıkçılığına kapatılması elzemdir.”Editöre Notlar:

Dünyadaki deniz balıkları stoklarının yaklaşık %90’ı artık aşırı avlanıyor, tüketiliyor ya da tükenmiş durumda. 3 milyardan fazla insan ise başlıca protein kaynağı olarak balığa bağımlı.

Artan nüfusla birlikte balık talebi ve dolayısıyla balıkçılık araçlarının kullanımı da artıyor.

Terk edilen, kaybolan veya atılan galsama ağları, parakete ve dip tuzakları, balık toplama cihazları ve diğer av araçları denizlerimizdeki plastik sorununu daha da derinleştiriyor.

Hayalet av araçları yıllarca hedef ve hedef dışı türleri seçici olmadan yakalamaya devam ederek önemli gıda kaynaklarının yanı sıra deniz memelileri, deniz kuşları ve kaplumbağalar gibi tehlike altında olan türleri de yok edebiliyor.

Denizdeki plastik atıkların en ölümcül biçimi, hayati önem taşıyan okyanus habitatlarına zarar veriyor; navigasyon ve geçim kaynakları için tehlike oluşturuyor.

Ahmet Haris Lala – Harcy

Saadet Alpdağtaş – Waste To Rainbow

Beyza Aslan – Tekstil Atıklardan Kompozit Hammadde Eldesi

Sena Cimilli Duru – Pilotlara Yönelik İç Giysi Tasarımı

Bilge Koyuncu – Ecoshieldpro (Çevre Dostu Koruyucu Giysi Tasarımı)Cansu Başer – Healthy Race – Smart Textile Ecg

Uludağ’ın Zirvesinde inovasyon heyecanı…

TechXtile Start Up Challenge’da girişimciler tekstil ve hazır giyim sektörüne yönelik fikirleriyle dereceye girmek için mücadele ederken, inovasyona yatırım yapan firmalar da 10. TechXtile İnovasyon Ligi’nde yarıştı.

UTİB ve UHKİB tarafından bu yıl beşinci kez düzenlenen TechXtile Start-Up Challenge’da kazananlar belli oldu. Çok sayıda girişimcinin başvurduğu programda ilk üçe girenler düzenlenen törenle ödüllerini aldılar.

Tekstil ve hazır giyim sektöründe aylardır devam eden inovasyon maratonu sonuçlandı. Dereceye girenler, Uludağ’ın zirvesinde düzenlenen bir törenle ödüllerini aldılar.

T.C. Ticaret Bakanlığı desteği ile Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB) bu yıl beşinci kez düzenlediği girişimcilik programı TechXtile Start-Up Challenge’da final serisi yoğun bir heyecana sahne oldu. Programın destekçilerinden Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) iştiraki olan Bursa Business School’da gerçekleştirilen ödül törenine girişimcilerin yanı sıra, ihracatçı birlik başkanları ve çok sayıda firma temsilcisi ilgi gösterdi.

Çok sayıda girişimcinin başvurduğu 5. TechXtile Start Up Challenge’da fikir aşamasındaki projelerin yarıştığı Level Up Kategorisinden 10, fikir aşamasını geçmiş, ticarileşmiş projelerin katıldığı Scale Up kategorisinden ise 9 proje ilk üçe girmek için mücadele etti. Alanının önde gelen isimlerinden oluşan jurimizin oylarıyla Level Up Kategorisinde “Tekstil Atıklardan Kompozit Hammadde Eldesi” projesiyle Beyza Aslan birinci olurken, Scale Up kategorisinde “Harcy” isimli projesiyle Ahmet Haris Lala ilk sırada yer aldı. İnovasyon odaklı yatırımları ile farkındalık yaratan firmaların,  Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinin yarıştığı 10. TechXtile İnovasyon Ligi’nin şampiyonu, “Ekstrem Soğuk Ortamlarda Kullanıma Yönelik Akıllı Giysi Geliştirmesi” projesiyle Sun Tekstil oldu. En Sürdürülebilir Proje Ödülünü ise “Doğaya Dönüşen Bio-Çözüm” Projesiyle Almaxtex kazandı.

Pınar Taşdelen Engin : “TechXtile Start Up Challenge marka haline geldi”

Moderatörlüğünü Ufuk Batum’un yaptığı programın açılışında konuşan UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, TechXtile Start Up Challenge’ın kendi başına bir başarı öyküsü olduğunu belirterek, “Genç girişimcileri sektöre kazandırdığımız etkinliğimize destek veren T.C. Ticaret Bakanlığımız başta olmak üzere, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ve Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge Merkezi’ne (BUTEKOM) destekleri için şükranlarımı sunuyorum. Bu kurumların güç birliği ile ortaya çıkan sinerji etkinliğimizin her geçen yıl daha da büyüyerek bir marka haline gelmesini sağladı. Türk tekstil ve hazır giyiminin değerinin artırılması ve sektörde yenilikçi ürünlerin geliştirilmesine katkı sağlanması açısından değerli bir misyon üstlendik. Her sene programı nasıl daha iyi hale getirebileceğimizi düşünerek ilerliyoruz. Bu bir yarışma ya da etkinlik değil bir süreç ve en büyük ödülü de bu aslında. Girişimcilerimiz fikirleriyle geliyorlar ve bu yolculukta inanılmaz bir gelişim yaşıyorlar” dedi.

BAHAR KORÇAN ADINA ve KADIN GİRİŞİMCİLERE ÖZEL ÖDÜL

Geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden ünlü Moda Tasarımcısı Bahar Korçan adına verilen “Sürdürülebilirlik Özel Ödülü’nü “Tekstil Atıklardan Kompozit Hammadde Eldesi” projesiyle Beyza Aslan ve ekibi kazandı. Kadınların girişimciliğe teşvik edilmesi için bu yıl dördüncü kez verilen Kadın Girişimci Özel Ödülünü de “Waste To Rainbow” projesiyle Saadet Alpdağtaş kazandı.

UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin ve UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir ile birlikte; TİM Başkan Vekili Ahmet Fikret Kileci, BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur,  AHKİB Başkanı Gürkan Tekin, DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, EHKİB Başkanı Recep Burak Sertbaş, ETHİB Başkanı Jak Eskinazi, İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, İMA Başkanı Jale Tunçel, Arya Kadın Platformu Bursa Başkanı Berna Aşıroğlu dereceye girenlere ödüllerini verdiler.

ÖDÜL KAZANANLAR LİSTESİ

LEVEL – UP KATEGORİSİ İLK ÜÇ:

Sertrans Logistics’in Yönetim Kurulu Başkanı  Nilgün Keleş: “Kadınlar Lojistik Sektörüne Yeni Bir Ufuk Açabilir” Lojistik sektörü, geleneksel olarak güçlü bir erkek egemenliğine sahip bir alan olarak öne çıkıyor. Araştırmalara göre Türkiye lojistik sektöründe çalışan kadınların oranı sadece yüzde 9,1. AB ülkelerinde ise bu oran yüzde 22 seviyesinde.  Türkiye, OECD ülkeleri içinde istihdamda kadın-erkek arasındaki farkın en yüksek olduğu ülke konumunda. Sadece sektörde değil, Türkiye genelinde kadın çalışan oranının en fazla olduğu şirketlerden biri olan Sertrans Logistics’in Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, lojistik sektöründe kadın istihdamının artırılması için yapılması gerekenleri anlatıyor; kadınlar lojistik sektörüne yeni bir ufuk açabilir diyor. Lojistik sektörü, geleneksel olarak güçlü bir erkek egemenliğine sahip bir alan.   ABD’de yapılan bir araştırmaya göre global lojistik ve tedarik zinciri liderlerinin yalnızca yüzde 11’i kadın. Daha iyimser araştırmalarda bu oran yüzde 17 olsa da maksimum eşitlik için gereken seviyelerin çok altında.  Halihazırda lojistik alanında çalışmayı seçmiş olan kadınlar genellikle yaptıkları işle ilgili güçlü bir damgalanma duygusu hissetmiyorlar ancak ‘alışılmadık’ bir yol seçtiklerinin farkındalar.  Lojistik alanında çalışmayı tercih eden kadınlar için, önemli gelişim fırsatlarının azlığı bir endişe kaynağı. Kariyerinde gelecek görmeyen bireylerin, tüm dünya genelinde, sektörden ayrılması ve yetkinliklerini farklı alanlara taşımak istemesi söz konusu.   Türkiye’ye baktığımızda ise lojistik sektöründe kadın çalışan sayısının artmasına yönelik çalışmalar yapan WiLAT Türkiye’nin yayınladığı sonuçlara göre, ülkemizde lojistik sektöründe çalışan kadınların oranı sadece yüzde 9,1. AB ülkelerinde bu oran yüzde 22 seviyesinde.  İlgili raporlara göre Türkiye’de istihdam edilen kadınların oranı yüzde 26 iken, bu oran erkeklerde yüzde 60,2. Yine işgücüne katılım oranı kadınlarda yüzde 30,6 seviyesinde seyrederken, erkeklerde 68,4. Eğitimde ise 25 üniversiteden toplanan verilere göre dört yıllık lojistik eğitimi alan öğrencilerin yüzde 47’si kadınken, yüzde 53’ünü erkekler oluşturuyor. Söz konusu oranlarla Türkiye, OECD ülkeleri içinde istihdamda kadın-erkek arasındaki farkın en yüksek olduğu ülke konumunda.  “Organizasyonel eksikliklerimiz var”Lojistik sektöründe kadın istihdamının artırılması için eğitim ve farkındalık programları ile kadın mentorluk programlarının, cinsiyet çeşitliliği eğitimlerinin, cinsiyet eşitliği politikaları ile kadın istihdamını teşvik eden politikaların çoğaltılması gerektiğini belirten Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, şunları söyledi: “Lojistik’te kadın istihdamını geliştirmek adına gördüğüm en büyük problem, konuya dair planlı ve organize bir yaklaşımın ortaya koyulamaması. Birçok şirket, stk ve hatta kamu otoritesi bu alana yönelik iyi niyetli bir çaba içeresinde ancak organize bir yapılanmadan söz edemediğimiz için ortaya çıkan sonuçlar istenen seviyede değil. Geçmişe göre elbette daha iyi noktadayız ancak istenen seviyede olmadığımız açık. Bu noktada, özelikle akademiyle olan iş birliği süreçlerini mevcuttan daha ileri noktaya taşımamız şart. Önyargıları azaltarak, kadın çalışanlara eşit fırsatlar ile iş hayatında var olabileceklerini daha net bir şekilde gösterebilmeliyiz. Ayrıca kadın çalışanlara yönelik mentorluk, teşvik programları ve ek avantajlar da oluşturulmalı. Yükselme potansiyeli taşıyan kadın çalışanları desteklemek için özel kariyer gelişim programları yapılmalı. Tabi bunları yaparken en başta söylediğim gibi organize bir yaklaşımla hareket etmemiz şart. Mevcut iyi niyetli çabalara rağmen bugün gelinen noktada OECD ülkeleri içinde istihdamda kadın-erkek arasındaki farkın en yüksek olduğu ülke konumunda isek bir şeyleri yanlış yapıyoruz demektir. Planlı ve organize bir yaklaşımla doğru adımları atabilirsek kadınlarımız lojistik sektörüne yeni bir ufuk açabilir.” Sertrans’ın Hedefi %80 Kadın OranıSertrans olarak sadece sektörümüzde değil, Türkiye genelinde kadın çalışan oranının en fazla olduğu şirketlerden biri olduğunun altını çizen Nilgün Keleş, bu alanda yaptıkları çalışmaların karşılığını almaya başladıklarının altını çizerek şunları söyledi: “Sertrans’ın ilk yıllarında bırakın kadın sahipli lojistik şirketini, ticaret hayatının genelinde kadın çalışan sayısı üzücü derecede azdı. Yıllarca önyargılarla mücadele eden ve cam tavanlara maruz bırakılmaya çalışılan kadınlardan birisi oldum. Ancak bu durum beni hiçbir zaman demotive etmedi. Kendi şirketimden başlayarak, bizzat sektörümde büyük bir değişime öncülük ettim. Türk kadınını yurt dışında da en iyi şekilde temsil eden diğer hemcinslerim gibi ben de özellikle yoğun iş yaptığımız coğrafyalarda, kadına karşı önyargıların değişmesine olumlu anlamda katkıda bulundum. Bu yaklaşımla Sertrans kurulduğu günden itibaren her zaman kadın dostu bir şirket oldu. Şirket içinde kadın istihdamını artırmaya yönelik şimdiye kadar birçok çalışma yaptık. Akademi iş birliği ile Sertrans Akademi çatısı altında istihdam odaklı eğitim programları hayata geçirdik. Bizzat benim de içinde bulunduğum mentorluk programları hayata geçirdik. İstihdam süreçlerinde cinsiyet ayrımcılığına karşı sıfır tolerans politikasını istisnasız bir şekilde uyguladık. Bu bizim şirket ilkelerimiz kapsamında benimsediğimiz temel politikalardan biri oldu her zaman. Mevcutta tüm şirket genelinde kadın çalışan oranımız yaklaşık %40 seviyelerinde. Bu oranı yakın gelecekte %50 seviyelerine çıkartacağız. Özelikle e-ticaret lojistiği operasyonları alanında kadın istihdamını geliştirmek adına önemli fırsatlar var. Bu alandaki hedefimiz %80 kadın istihdam oranını yakalamak.”

“ENHANCER İŞ DÜNYASI BULUŞMALARI” KAYSERİ’DE! GİRİŞİMCİLERE YENİ İŞ FIRSATLARININ KAPILARI AÇILIYOR…

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) tarafından, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonu ile yürütülen “Sürdürülebilir Sosyo-Ekonomik Entegrasyon için Girişimcilik Kapasitelerinin iyileştirilmesi (ENHANCER)” projesi; Kayseri Ticaret Odası iş birliğiyle ‘ENHANCER İş Dünyası Buluşmaları’ 7 Mart 2024 perşembe günü yapılacak açılış töreni ile başlayacak.

Kayseri Ticaret Odası’nda gerçekleştirilecek ‘ENHANCER İş Dünyası Buluşmaları’; T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, ICMPD Batı Balkanlar ve Türkiye Bölge Başkanı Tamer Kılıç, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Program Sorumlusu Mauro Mascioli’nin yapacağı konuşmalarla açılacak.

Makine ekipman, metal imalatı ve onarımı, mobilya, tarım/gıda ile yenilikçi ve yüksek teknoloji içeren değerler zinciri alanlarında faaliyet gösteren girişimciler, yeni iş fırsatları için Kayseri’de bir araya gelecek.

2021 yılından bu yana girişimci adaylarının iş kurma eğilimlerini artırmanın yanında yeni kurulan veya büyüme potansiyeli bulunan firmaların başarı ve büyüme imkânını yükseltmeye yönelik hizmet ve destek sağlayan proje, ‘İş Dünyası Buluşmaları” ile girişimcileri büyük alıcılar, yatırımcılar ve finansman kanallarıyla bir araya getirecek.

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonu ve Kayseri Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirilecek “ENHANCER İş Dünyası Buluşmaları”, Kayseri’den yaklaşık 250 Türk ve Suriyeli girişimciyi ağırlayacak.

“ENHANCER İş Dünyası Buluşmaları” etkinliğinde siz değerli basın mensuplarını da aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD), yenilikçi, kapsayıcı ve sürdürülebilir göç politikalarının geliştirilmesini ve göç yönetiminde kapasite arttırmayı hedefleyen, 19 devletin üye olduğu ve 90 ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir kuruluştur. Bu kapsamda 2020 yılında başlatılan ve dört yıllık uygulama süresi bulunan ENHANCER Projesi; Adana, Ankara, Bursa, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Konya, Kayseri, Mersin ve Şanlıurfa coğrafi kapsamı ve 32,5 milyon avro bütçesi ile çalışmalarına devam etmektedir.

Yer : Kayseri Ticaret Odası Tarih: 7 Mart 2024, Perşembe Saat: 10.00

Kadınların iş gücüne katılımı son 20 yılda yüzde 70 arttı ancak vasıflı işlerde değil!Dünya’da erkeklerin iş gücüne katılım oranının kadınlara göre yüksek olması yıllardır süregelen bir tartışma konusu. Her ne kadar kurumlar bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla kadınlara yönelik pozitif ayrımcı istihdam politikaları izlese de birçok sektörde erkek egemenliği sürüyor. Kadınların iş gücüne katılım oranının son 20 yılda yüzde 70 oranında arttığını ancak bu artışın vasıflı işlerden ziyade düşük ücretli, sosyal güvence ve yasal korumanın olmadığı işlerde olduğunu belirten MARS Kurucu Ortağı Burcu Bekdaş, araştırmalara göre dünyada yazılım ve bilişim teknolojileri sektöründe kadın çalışan oranının yüzde 27 olduğunu söylüyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü yaklaşırken dünyada ve ülkemizde yıllardır gündemde olan iş dünyasında kadın temsili konusu yeniden tartışılıyor. Araştırmalara göre kadınların temsil oranının yüksek olduğu ülkeler ve sektörlerde dahi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çalışma hayatına yansıması ekseninde gelişen önemli sorunlar mevcut.Bugün erkek egemen yapısı olan sektörlerden biri de teknoloji. Deloitte ve TÜBİSAD’ın “Teknoloji Sektöründe Kadın” araştırmasına göre bilgisayarların ilk yıllarında donanım erkeklerin, yazılım ise kadınların sorumluluğundaydı. Dengeli giden bu durum 1980’lerde kişisel bilgisayarların evlere girmeye başlamasıyla erkeklerin lehine bozulmaya başladı. Tüm dünyada kadınları neredeyse sektör dışına iten neden ise PC’lerin erkek çocuk oyunları için tasarlanmış elektronik bir oyuncak olarak piyasaya sürülmesi oldu. Bu dönemden sonra kadınların teknolojiye olan ilgisi giderek azaldı.Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Uçurumu (WEF, The Global Gender Gap Report 2017) raporuna göre bilgi teknolojileri alt sektörü kadın istihdamı konusunda uçurumun en büyük olduğu sektörler arasında. Dünyada yazılım ve bilişim teknolojileri sektöründe kadın çalışan oranı sadece yüzde 27. Son yıllarda önemli bir artış olsa da kadın lider oranı ise yüzde 20’nin altında bir oranla en geri sıralarda yer alıyor.Yine Deloitte’nin yaptığı araştırmaya göre, ülkemizde finans sektöründe kadınların iş gücünde temsil oranının yüzde 50’nin üzerinde olmasına karşın, bu rakam finans dünyasında kadınların liderlik seviyesindeki temsil oranıyla paralellik göstermiyor. Finans dünyasının kadın için mükemmel bir seçenek olduğu anlamına da gelmiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 70’i finans dünyasının özellikle Türkiye’de çalışmak için zor bir sektör olduğunu, yüzde 69’u ise kariyer yolculuklarında kadın kimliklerinden ötürü dezavantajlı duruma düştüklerini belirtiyor. Buna rağmen, katılımcıların yüzde 60’ı eğer kariyerlerinin başında olsalar yine finans dünyasında çalışmayı tercih edeceklerini ifade ediyor.“Erkek egemen teknoloji sektöründe yüzde 45 kadın çalışan oranına sahibiz”Türkiye’de teknoloji sektörünün kadınlar açısından çalışılması zor bir alan olduğunu belirten MARS Kurucu Ortağı Burcu Bekdaş, hemcinslerinin kariyer yolculuklarında kadın kimliklerinden ötürü dezavantajlı duruma düştüklerine dikkat çekiyor. Bu durumun fintekler için de geçerli olduğunu belirten Bekdaş, “Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 36’ya çıkmış durumda. Bu son 20 yılda yüzde 70 oranında bir artışa tekabül ediyor. Bunu, olumlu bir gelişme olarak yorumlamak mümkünse de burada dikkat çekmek istediğim başka bir konu var. İş gücüne katılım oranının artmasını sağlayan verilerin çoğu düşük ücretli, sosyal güvence ve yasal korumanın olmadığı işler. Türkiye’de Kadın Yönetim Kurulu Üye oranı yüzde 14. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) kadınların hangi alanlarda öncelikli olarak desteklenmesi gerektiği alanların başında girişimcilik, iş kurma, takım liderliği gibi alanlarda desteklenmeli.MARS, kurulduğu günden itibaren cinsiyet eşitliğini dert edinen bir marka oldu. Kadın ekip arkadaşlarımızın karar alma mekanizmalarından operasyonel süreçlere tüm alanlarda fikirleri ve katma değerleri her zaman eşit. Genç kadınların şirket içindeki varlığını önemsiyoruz; staj, eğitim ve mentorluk fırsatları sağlayarak iş hayatına sağlam adımlarla başlamalarına destek oluyoruz.

4. İSTANBUL DİJİTAL SANAT FESTİVALİ’NİN ÖN GÖSTERİMİ İTALYA’DA YAPILDI!

2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde dördüncü edisyonu gerçekleştirilecek olan İstanbul Dijital Sanat Festivali’nin ön gösterimi İtalya’nın Milano şehrinde yapıldı.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, PASHA Bank ana sponsorluğunda, Mezo Dijital tarafından düzenlenen 4.İstanbul Dijital Sanat Festivali’ninön gösterimi İtalya’nın Milano kentinde gerçekleştirildi.

Dijital sanatlar alanında önemli isimlere, ulusal ve uluslararası sanatçılara, etkinlik, atölye ve panellere, işitsel ve görsel şovlara ev sahipliği yapacak olan festivalin ön gösterimi sanatseverlerden beğeni topladı.

Festivalin uluslararası partnerleri arasında yer alan Milano Meet Digital Culture Center’da gerçekleştirilen gösterime Azerbaycan Büyükelçisi Kültür Ateşesi Nigar Qurbanlı, Milano Başkonsolosu Mehmet Özöktem, Milano Ticaret Ateşesi Ahmet Erkan Çetinkayış , dijital sanatın önemli isimleri, uluslararası pek çok sanatçı ve bürokrat katıldı.

Gecede konuşma yapan İstanbul Dijital Sanat Festivali Direktörü Dr. Nabat Garakhanova ‘Türkiye’nin uluslararası alandaki tek dijital sanat festivalini gerçekleştiriyor olmanın ve bu festivalin dünyanın her yerinde ilgi görüyor olmasının gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Festivalimizin uluslararası alanda aldığı beğeni, bizim gelecek yıllara olan inancımızı ve motivasyonumuzu da artırıyor. Destek olan tüm paydaşlarımıza, tüm sanatçılara ve festival ekibine teşekkürlerimi sunuyorum’ dedi

2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde “Search Reality” (Gerçekliği Ara) temasıyla düzenlenecek olan Festival, sanatseverlerin dijital dünyayı farklı açılardan deneyimlemesini sağlayacak.

Dijital sanatın ve sanal dünyaların gerçeklik kavramıyla nasıl etkileşime girdiğini ve bu etkileşimin insan deneyimini nasıl dönüştürdüğünü keşfetmeyi amaçlayan festivalin küratörlüğünü; Rahim Ünlü, Julie Walsh, Samed Karagöz, Niyazi Erdoğan ve Yapay Zeka Avind üstlenecek.

Festivalin sponsorları arasında Anadolu Ajansı, Turkish Airlines, Turk Telekom, İTÜ, Tosyalı Holding, Sofitel İstanbul, DİSAD, ON TV, Art Tv,Power App, FH İletişim, Adintrection, Gauss, Narbulut, Renosans, Meta Yapı, Sustainable, Meet, Radiance VR, Unemeta, Unfocus ve Daima İstif Makinaları yer alıyor. Çin’de en çok akıllı telefon satan marka değişti! Zirvede artık vivo var! Counterpoint Research verilerine göre, Çinli çok uluslu bir teknoloji şirketi olan vivo, Çin’de en çok satan akıllı telefon üreticisi oldu.  Akıllı cihaz ve hizmetleri odağına alarak güçlü tasarıma sahip ürünler üreten dünyanın lider teknoloji şirketlerinden vivo, Counterpoint Research verilerine göre Çin’de en çok satan akıllı telefon markası oldu. Böylelikle Apple, Çin’in en çok satan akıllı telefon unvanını Çinli akıllı telefon markası “vivo”ya kaptırdı. Verilere göre vivo’yu Huawei, Honor ve Apple takip ediyor. vivo’nun zirveye yerleşmesi ile iPhone da ilk kez 2023 yılında elde ettiği Çin’de en çok satan akıllı telefon markası unvanını kaybetmiş oldu. 10 AR-GE merkezi ile vivo, insanlara her geçen gün daha kullanışlı bir mobil ve dijital yaşam sunmak için yaratıcılığı ön plana alıyor. Yıllık yaklaşık 200 milyon akıllı telefon üretim kapasitesine sahip akıllı bir üretim ağı bulunan vivo, Türkiye’de V ve Y serisi telefonlarıyla yer alıyor. Şık tasarıma sahip V Serisi telefonları tüm ihtiyaçları karşılıyorvivo’nun V Serisi akıllı telefonlar içerisinde V29, V29 Lite, V25, V23, V21 modelleri yer alıyor. Orta segmentte ilk olan 120Hz kavisli AMOLED ekranları ile V29 5G ve V29 Lite; son derece şık, yüksek performanslı ve uygun fiyatlı telefon alternatifleri olarak dikkat çekiyor.  V29 5G’nin yenilikçi “Star Işığı” (Aura Light) özelliği ile günün her saatinde ve her türlü ışık koşulunda birbirinden güzel ve etkileyici portre ve fotoğraflar çekilmesine olanak sağlıyor. Türkiye’de üretilen Y Serisi’nde her bütçeye uygun seçenekler sunuluyorvivo’nun üretimini Türkiye Gebze fabrikasında gerçekleştirdiği Y serisinde yer alan Y36, Y35, Y22s, Y27, Y17s ve Y16 modelleri bulunuyor. Android 13 üzerinde işletim sistemi ve Funtouch OS 13 arayüzü üzerinde çalışan vivo Y36, gücünü Qualcomm’un Snapdragon 680 işlemcisinden alıyor. Y Serisi’nin geniş depolama kapasitesine sahip yeni üyesi, kullanıcılarının daha fazla uygulamayı kolaylıkla kullanmasına olanak tanımak için 8GB+8GB Genişletilmiş RAM 3.0 özelliğine sahip. Telefonun 256 GB depolama alanı da microSD kartla 1 TB’a kadar genişletilebiliyor. Toza karşı IP5X ve suya karşı IPX4 sertifikalı ve yüksek performanslı Y35 ile 7 saatin üzerinde aralıksız oyun oynayabiliyor ve 14 saatin üzerinde HD film izlenebiliyor. vivo Y22s, 50 MP yüksek çözünürlüklü kamerası, 2MP Bokeh kamerası, 4 cm’ye kadar yaklaşan Makro Kamerası ve loş ışıkta bile mükemmel netlikte selfie’lere imkân veren 8MP HD ön kamerası sayesinde karanlık ortamlarda bile kayıt olanağı sağlıyor. vivo Y27 artırılabilir depolama alanı sayesinde istenilen kadar uygulama, video ve fotoğrafı indirme ve saklama imkânı sağlarken, su sıçramalarına karşı IP54 dayanıklılık sertifikasına sahip Y17 modeli de güçlü işlemci ve artırılabilir depolama alanına sahip.

YILIN İDDİALI FİLMİ PARANOYA’NIN DEV KADROSU BELLİ OLDU!

Yılın merakla beklenen, iddialı filmlerinden Paranoya’nın, yıldız isimlerden oluşan oyuncu kadrosu tamamlandı. Bir gazetecinin paranoyası nedeniyle başına açtığı komik ve tuhaf işleri konu alan film, hikâyesi ile olduğu kadar dev oyuncu kadrosuyla da adından söz ettirecek.

Hem güldüren hem düşündüren hikâyesi ve oyuncu kadrosuyla adından söz ettirecek olan “Paranoya” filminin kadrosu tamamlandı.

Önümüzdeki aylarda çekimlerine başlanacak olan filmin başrollerinde Onur Buldu, Ege Kökenli ve Bülent Şakrak yer alıyor. Paranoya; Füsun Demirel, Cihat Tamer, Hüseyin Avni Danyal, Ayşen İnci, Osman Alkaş, Metin Yıldız, Canan Atalay, Adem Yılmaz, Ebru Şam gibi birbirinden ünlü isimlerden oluşan dev bir kadroya sahip.

KOMEDİ VE DRAMI HARMANLAYAN FİLM, TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL PSİKOLOJİK YAPISINA DA AYNA TUTACAK!

Merakla beklenen Paranoya filmi; üniversite öğrencisiyken yazdığı bir şiir yüzünden hapse atılan, hapisteyken babasının cenazesine katılamamasından dolayı paranoyası başlayan Muntazam (Onur Buldu) adlı bir gazetecinin başından geçenleri konu alıyor. Film, yıllar sonra paranoyası nükseden Muntazam’ın başına açtığı tuhaf ve komik işleri eğlenceli bir dille ele alırken Türkiye’nin yakın geçmişine, bugününe ve toplumun psikolojik yapısına da ayna tutuyor.

Komedi ve dramı harmanlayan Paranoya’nın yönetmen koltuğunda Cengiz Özkarabekir oturuyor. Yapımcılığını D Sinema’nın, senaristliğini Kubilay Zerener’in üstlendiği filmin senaryo danışmanlığını ise Ahmet Ümit, Mehmet Çağçağ ve Dr. Samuray Özdemir yapıyor.

Çekimleri İstanbul ve Lüleburgaz’da gerçekleştirilecek olan iddialı filmin, sonbahar aylarında vizyona girmesi planlanıyor.

Geleceğin Paradigması: Kırılım ve Sürdürülebilirlik Manifestosu“Daha iyi bir yaşam için teknoloji” amacıyla çalışan ve başkanlığını Faruk Eczacıbaşı’nın yaptığı Türkiye Bilişim Vakfı, geleceğin paradigmasının oluşturulmasına rehberlik etmek amacıyla bir manifesto yayınladı. Manifestoda yeni paradigmanın hikayesinin sürdürülebilirlik olduğunun altı çizildi. Dünyanın, özellikle teknolojik değişimlerin getirdiği “disruption (kırılım)” dalgasıyla sarsıldığı vurgulanan manifestoda, internetin hayatımıza girmesiyle, dünyayı birbirine bağlayan ağlar aracılığıyla şekillenen yatay gelişmeler ile bilgi teknolojileri ve özellikle yapay zekânın öncü konumda olduğu dikey gelişmelerin girift ilişkisinin, bugünün rekabet dünyasını karmaşık ve mevcut sistemle denetlenemez konuma getirdiği, özellikle kamu otoriteleri tarafından uygulanan ve dönüşümlere yetişemeyen denetim mekanizmalarını artan bir hızla yıprattığı ifade edildi. Bu gelişmelerin sonucunda ise endüstri dönemi paradigmasının dışında yeni vizyonların (hikayelerin) önceliklendirilmesi gerektiği ve yeni paradigmanın temel taşının sürdürülebilirlik olduğu belirtildi. Atılması gereken adımlar ise şöyle sıralandı:

Toplumları dönüştürmek için bilinçlenmenin rolü kritiktir. Bireylerin ve toplumların yeni paradigmaya uyum sağlamaları için eğitim ve farkındalık artırılmalıdır.

Genç (fluid mind) ve deneyimli (crystallized mind) zihinlerin birlikte yeni fikirler yaratmasına ve uygulamasına olanak tanınmalıdır.

Çalışmaların bilimsel ve veriye dayalı yapılması özellikle önemlidir. Verilerin tanımı gereği geçmiş kaynaklı olması kabulüyle hareket edilmeli ve veri kirliliğinden kaçınılmalıdır.

Küresel katılımcılık gözetilerek ve gezegenin bütünlüğü ele alınarak sürdürülebilirlik temelinde küresel bir kurumsallaşma modeli üzerinde çalışılmalıdır.

Özellikle ekonomi ve yönetişim sistemlerinde geçmiş temel performans göstergeleri (GNP, GDP vb.) yerine sürdürülebilirlik esaslı yeni endeksler oluşturulmalı ve kullanılmalıdır.

Daha sürdürülebilir, küresel, yeni, dinamik ekonomi, hukuk ve yönetişim modelleri ve kurumları geliştirilmeli ve denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Bu manifesto, geleceğin paradigmasının oluşturulmasında rehberlik etmek amacıyla hazırlanmıştır. Sürdürülebilirlik, işbirliği ve yenilikçilik temelinde, akıl karışıklığını aşarak yeni bir geleceğe birlikte adım atmak için çağrıda bulunmaktadır.

Türkiye Bilişim Vakfı’nda vizyon teknoloji değil, hikaye“Türkiye Bilişim Vakfı’nda vizyon teknoloji değil, hikaye. Teknoloji hikaye olamaz. Yeni paradigmanın hikayesi sürdürülebilirlik” diyen Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, vakıf olarak hedeflerini şöyle sıraladı: “Geçmişten miras kalan sorunlarla değil, geleceğin sorunlarıyla ilgilenmek. Değişimi içselleştirmek ve uzun dönemli bakmak. Tehlikeleri fırsata çevirmek ve yaratıcı ekonomiyi desteklemek. Sadece Türkiye için çalışmak değil, bu toprakların sorumlu beyinlerinin imzasını dünyaya atmak.”Eczacıbaşı, vakfın yaklaşımını ise şu sözlerle anlattı: “Dış dünyaya entegre olmak, ortak amacı taşıyan topluluklar ağında kilit noktalarda bulunmak. Geleceğe yönelik modeller üstünde çalışmak. Gençlerin dilinden konuşabilmek, onlara geleceğe yönelik fırsatlara dair umut verebilmek. Veri toplamak, veriye dayanarak çalışmak ve bilimsel olmak.”

2plan Terminal İkinci Bireysel Açık Artırmaya Ev Sahipliği Yapacak

2plan Terminal, 2024 yılında da yenilikçi yaklaşımlarıyla son kullanıcılara yönelik açık artırmalar gerçekleştirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yılın sonunda ilk defa yapılan ve yoğun ilgi gören bireysel alıcılara yönelik olarak gerçekleştirilen fiziksel açık artırmanın bir yenisi daha düzenlenecek.

İkinci el otomotiv sektörünün referans noktası olarak konumlanan 2plan, 9 Mart Cumartesi günü bireysel katılımcılara yönelik bir açık artırma gerçekleştirecek. Etiler’de hizmet veren 2plan Terminal Premium Showroom’unda düzenlenecek olan ihalede, 17 araç yer alacak. Otomotiv tutkunlarının yakından takip edeceği ihalede tüm araçlar, açık artırma öncesinde ekspertiz kontrolünden geçirildi. Gerekli bakım, onarım ve görünüm yenileme süreçlerinin ardından ihaleye hazırlanan araçlar, katılımcılarıyla birlikte 2plan Terminal’in seçkin ortamında yeni alıcılarıyla buluşacak.

İhalede satılan araçlara “2plan Uzatılmış Garanti” hediyesi

İkinci el araç müşterilerinin beklentilerine en üst düzeyde yanıt vermeye devam eden 2plan, aynı zamanda satış sonrasında sunduğu hizmetlerle de adından söz ettiriyor. Güvenli bir ortam oluşturarak son kullanıcıya direkt yapılan açık artırmalarla sektöre farklılık getiren 2plan’da bireysel alıcılara yönelik olarak gerçekleştirilen açık artırmada satılan araçlara da özel olarak uzatılmış garanti hediyesi verilecek. 12 ay Uzatılmış Garanti hediyesi ile 2plan müşterileri, yeni araçlarını kurumsal ikinci el araç güvencesiyle kullanmaya devam edecekler.

DİJİTAL REKLAMLARDA BOŞA HARCANAN MİLYONLAR! MARKALARIN HATALARI PAHALIYA PATLIYOR!

Dijital pazarlama, günümüzde markaların başarısını belirleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Ancak, yapılan analizler, birçok markanın dijital pazarlama stratejilerini daha etkin bir şekilde yönetmesi gerektiğini gösteriyor.

Markalar Hatalı Oluşturulan Kampanyalar Nedeniyle Milyonlar Kaybediyor

Pazarlama uzmanları, markaların dijital pazarlama reklam stratejilerini değerlendirme ve iyileştirme ihtiyacına dikkat çekiyor. Son zamanlarda yapılan analizler, yanlış kurulumlar ve hedef kitleye uygun olmayan içerik tercihleri nedeniyle markaların milyonlarca TL’lik kayıplar yaşadığını ortaya koyuyor.

‘’Reklam Süreçlerinin İyileştirilmesi Gerekiyor’’

Sirkhet Danışmanlık Kurucusu ve Dijital Pazarlama Uzmanı Efecan Başöz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Markaların dijital pazarlama stratejilerinde en önemli yeri tutan reklam yönetimi süreçlerini iyileştirmesi gerekiyor. Doğru verilerle yapılan analizler, markaların reklam bütçelerini daha etkin bir şekilde yönetmelerine ve hedef kitleye daha uygun içerikler sunmalarına olanak tanır.” dedi.

Markaların İtibarını Zedeleyen Reklam Hataları

Başöz, markaların belirli platformlarda reklam vermek istemedikleri halde bütçelerinin önemli bir kısmını bu platformlara harcadığını belirterek, “Örneğin, Facebook gibi platformlarda reklam istemeyen markalar, reklam bütçelerinin üçte birini bu platformlara ayıran kampanya yönetimleri ile karşılaşabiliyorlar. Ayrıca, markalaşma kampanyalarında da dikkat çekici hatalar yapılıyor. Bazı markaların, kendi marka isimlerini kullanmak yerine genel terimler kullanarak reklam verdiği görülüyor. Örneğin, bir markanın markalaşma kampanyasında “akıllı telefon” terimini kullanarak, kendi marka adını atladığı ortaya çıktı. Bu tür hataların markaların itibarı ve tanınırlığı üzerinde olumsuz etkileri olabiliyor” şeklinde ifadeler kullandı.

Rakipler Karşısında Avantaj Sağlamak İçin Veriye Dayalı Yaklaşım Şart!

Başöz, ” Dijital pazarlama verimlilik analizi yapmak, markaların bütçe yönetimini optimize etmelerine, reklam kampanyalarını daha etkili hale getirmelerine ve hedef kitleye daha uygun içerikler sunmalarına yardımcı olur. Ayrıca, denetimler sayesinde markaların var olan stratejilerini gözden geçirerek uygun değişiklikleri yapmaları ve rekabet avantajı elde etmeleri sağlanır.” şeklinde konuştu.

Doğru Verilerle Yapılan Analizler: Markaların Rekabet Gücünü Artırıyor!

Dijital pazarlama verimlilik analizi, markaların milyonlarca TL’lik kayıplarını önlemek için kritik bir öneme sahip. Markaların doğru verileri kullanarak stratejilerini değerlendirmesi ve iyileştirmesi, daha etkin bir şekilde hedef kitleye ulaşmalarına olanak sağlıyor.

Katılım Emeklilik’ten, BES’in ilk katılım esaslı sürdürülebilirlik fonu

Katılım Emeklilik, “Kısa Vadeli Kira Sertifikaları Katılım” ve “Sürdürülebilirlik Katılım” emeklilik yatırım fonlarıyla faizsiz fon portföyünü 17’ye çıkardı. Türkiye’de BES katılımcısı için sunulan ilk katılım esaslı sürdürülebilirlik fonuna imza atan Katılım Emeklilik’in Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Getiri lideri fon portföyümüzü iki yeni ürünle genişletiyoruz. Özellikle yenilikçi yaklaşımımızla kurduğumuz Sürdürülebilirlik Fonumuzu, sadece kendi geleceklerine değil dünyamızın geleceğine de yatırım yapmayı önceliğine alan tüm katılımcılarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

Kuruluşunun 10’uncu yıl dönümünü kutlayan, katılım esaslı emeklilik ve sigortacılığın öncü şirketi Katılım Emeklilik, iki yeni fon ile BES katılımcılarına sunduğu fon adedini 17’ye yükseltti. “Kısa Vadeli Kira Sertifikaları Katılım Emeklilik Yatırım Fonu (EYF)” ve “Sürdürülebilirlik Katılım EYF” fonları BES katılımcısıyla çok yakın zamanda buluşacak. Katılım Emeklilik, Sürdürülebilirlik Fonunu kurarak Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) kurulan ilk katılım esaslı sürdürülebilirlik fonuna imza attı. Katılım Emeklilik’in yeni fonlarından BEFAS üzerinden işlem yapabilen tüm BES müşterileri faydalanabilecek.

Getiri lideri faizsiz fonların pazar payı genişliyor

BES fonlarının son yıllardaki yüksek getirilerine ve katılım esaslı fonların büyüyen pazar payına dikkat çeken Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “BES, son yıllardaki güçlü fon performanslarıyla bir tasarruf aracı olmanın ötesine geçerek artık yatırım enstrümanı haline dönüştü. 2023 verilerini incelediğimizde faizli fonlar yüzde 63,9 ağırlıklı ortalama getiri sağlarken faizsiz fonlar ise yüzde 70,29’lik ağırlıklı ortalama getiri performansı ile geçen seneyi de başarıyla sonlandırdı. 2023 sonunda faizsiz fonların toplam fon tutarı içerisindeki payı ise yüzde 25,08 oranına ulaştı. Katılımcılarımızın tasarruflarını büyüten getiri lideri fon portföyümüzü iki yeni ürünle genişletiyoruz. Kurduğumuz iki yeni fon ile BES’te yenilikçi ve öncü yaklaşımımızla farklı ihtiyaçlar ve beklentilere yönelik çözümler sunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Katılım Emeklilik’ten sürdürülebilirlik hamlesi

Ayhan Sincek, ekonomik büyüme ile doğal kaynak tüketimi arasındaki dengeyi kurarak uzun vadeli ekonomik kalkınmayı amaçlayan sürdürülebilirlik ilkelerinin önemini vurgularken, özellikle genç nesillerde sürdürülebilirlik farkındalığını artırmak hedefiyle ocak ayında da Katılım Emeklilik DigiZoo Holografik Eğlence Parkı’nı hayata geçirdiklerini hatırlattı. Sincek, teknoloji ile bilgi ve eğlenceyi bir araya getiren Katılım Emeklilik DigiZoo’nun gördüğü ilginin de kendilerine ilham olduğunu söyleyerek, “Sürdürülebilirlik fonumuzu da bu stratejimizin bir parçası olarak sadece kendi geleceklerine değil dünyamızın geleceğine de yatırım yapmayı önceliğine alan tüm BES katılımcılarına sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu fonla, sürdürülebilirlik ve getiri hedeflerini bir arada tutarak hem finansal hem de toplumsal değer yaratmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

“Geleceği güçlendirmek ve sürdürülebilir bir dünya için adımlar atmak, fonumuzun temel hedeflerinden biri” diyen Sincek şunları söyledi: “Sürdürülebilir Gelecek anlayışıyla hareket ederek, yüksek performans hedeflerimizi Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim İlkeleriyle (ESG) bütünleştirmeyi amaçlıyoruz. Fon stratejisi, ESG kriterlerine uygun olarak seçilmiş şirketlerin ortaklık paylarına ve yerli ve yabancı sürdürülebilirlik borsa yatırım fonlarına odaklanacak. Ayrıca, çeşitlendirme amacıyla sürdürülebilirlik temalı endeksler ve ESG odaklı yatırım fonları da portföyümüzde yer alacaktır. Bu stratejiyle, hem yatırımcılarımıza makul bir getiri sağlamayı hem de sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen şirketlerin teşvik edilmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımızın tamamı, katılım esaslarına uygun olarak seçilmiş ve faizsiz/katılım finans ilkelerine uygunluğu onaylanmış varlıklara yönlendirilecek.”

“Kısa Vadeli Kira Sertifikaları Katılım Fonu” güvenli ve istikrarlı getiri

Sincek, katılımcılarına sundukları “Kısa Vadeli Kira Sertifikaları Katılım Emeklilik Yatırım Fonu”na ilişkin de şu bilgileri verdi: “Katılımcılarımızın güvenli ve istikrarlı getiri hedeflerini karşılamak amacıyla, fonumuzun yatırım stratejisi çerçevesinde öncelikli olarak kamu ve özel sektör kira sertifikalarına odaklanıyoruz. Fon portföyümüzün yüzde 80’inden fazlasını, danışma kurulumuzca onaylanan aylık ağırlıklı ortalama vadesi 25-90 gün arasında olan bu sertifikalara yönlendiriyoruz. Bu sayede, orta risk profiliyle istikrarlı bir getiri sağlamayı hedefliyoruz. Fon portföyümüzün kalan yüzde 20’sini ise döviz ve kira sertifikasına dayalı vaat sözleşmelerine, katılım bankalarında bulunan (kâr ve zarara) katılma hesaplarına, Türkiye’de ihraç edilen TL cinsinden altın ve kıymetli madenlere dayalı sermaye piyasası araçlarına yönlendirerek çeşitlendirme stratejimizi sürdürüyoruz. Tüm bu işlemlerimizde, yatırımcılarımızın güvenliği ve istikrarlı getiri elde etme hedefleri önceliğimiz. Fonumuz, şeffaf ve disiplinli bir yatırım yaklaşımıyla, uzun vadeli sürdürülebilir başarıya odaklanmaktadır.”

ABD’nin En Büyük Ticaret Etkinliği Bu Yıl İstanbul’da

Türkiye’yi global pazarlara taşıma hedefiyle 135 üyesiyle faaliyet gösteren AmCham Türkiye’nin (Amerikan Şirketler Derneği), 20. Olağan Genel Kurul Toplantısı İstanbul’da gerçekleşti. Toplantıya ABD Ticaret Müsteşar Yardımcısı Neema Singh Guliani, ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat ve Türkiye’nin Washington önceki dönem Büyükelçisi Murat Mercan onur konuğu olarak katıldı. ABD Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Neema Singh Guliani, ABD hükümetinin en büyük ticaret etkinliği olan Trade Winds’in mayıs ayında İstanbul’da yapılacağını söyledi.

Türkiye’de 60 milyar doların üzerinde yatırımı olan ve 100 bin kişiye istihdam sağlayan 135 ABD şirketini temsil eden AmCham Türkiye’nin (Amerikan Şirketler Derneği) 20. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 5 Mart 2024 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi.

ABD Ticaret Müsteşar Yardımcısı Neema Singh Guliani, ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat ve Türkiye’nin Washington önceki dönem Büyükelçisi Murat Mercan’ın onur konuğu olarak yer aldığı toplantıda 2024 yılına ilişkin beklenti ve hedefler ele alındı.

ABD-Türkiye Ekonomik İlişkileri Olumlu Seyrini Sürdürüyor

Genel Kurul açılış konuşmasını gerçekleştiren AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, 2023 yılının Türkiye ve ABD arasındaki ikili ekonomik ve ticari ilişkilerdeki potansiyelini ortaya koymaya devam ettiğinin altını çizdi. Turnaoğlu, “Türkiye’nin ABD ile ikili ticaret hacminin 2023’te 30,6 milyar dolara ulaşırken; ABD Türkiye’nin ihracatta en büyük ikinci ithalatta ise en büyük beşinci pazarı olarak konumlandı. Türkiye ve ABD ticari ilişkileri 200. yılına yaklaşırken AmCham Türkiye olarak kuruluşumuzun 20. Yılında Türkiye’de faaliyet gösteren, 60 milyar dolarlık yatırım ve 100 bin kişilik istihdam yaratan 135 ABD’li üye şirketi temsil ediyoruz.” dedi. İkili ekonomik ve ticari ilişkilerde, hayata geçirilebilecek çok daha güçlü bir potansiyel olduğunu vurgulayan Turnaoğlu, “AmCham olarak iki ülke arasındaki yatırım ve ticareti artırarak Türkiye’yi küresel pazarlara taşıyan güç olma hedefimiz doğrultusunda kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. 2023 yılında Türkiye’ye gelen 126 doğrudan yatırım projesinin 16’sının Amerikan yatırım projeleri olması ABD’yi geçen yıl birinci yıla taşıdı. 2024 yılında ise ‘Balkanlardan Orta Asya’ya Bölgesel İş birliği, Dijital Yatırımlar ve Sürdürülebilirlik’ alanlarına odaklanmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Türkiye Uluslararası Yatırımcılara Önemli Fırsatlar Sunuyor

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat, AmCham Türkiye 20. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “İstikrarlı ekonomisiyle bölgesinde öne çıkan Türkiye yetenekli iş gücü, stratejik konumu ve küresel tedarik zincirine güçlü entegrasyonu ile uluslararası yatırımcılara önemli fırsatlar sunuyor. 20 yılda bölgesinde en yüksek yoğunlukta uluslararası yatırım çeken ülke olması da bunları teyit ediyor. Son 20 yılda 262 milyar dolarlık yatırım çektik, küresel pastadaki payımız şu an yüzde 1, en kısa sürede bunu yüzde 1,5’a çıkartmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde açıklayacağımız “Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Stratejisi: 2024-2028” dokümanının çizeceği çerçevede ivmemizi artırarak hem özel hem de kamuda yer alan tüm paydaşlarımızla birlikte kararlılıkla ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlayacak hedeflerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz.”

ABD’nin En Büyük Ticaret Etkinliği ve İş Geliştirme Forumu İstanbul’da Düzenlenecek

ABD Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Neema Singh Guliani: “ABD Ticaret Bakanlığı, Türkiye ve Avrupa ve Avrasya Bölgesi genelinde temaslarını sürdürmeyi planlamaktadır. 2024’ün mayıs ayında İstanbul’da Trade Winds Forumu’nu düzenlemeyi sabırsızlıkla bekliyor, başarılı geçmesini temenni ediyoruz. Trade Winds, ABD Hükümeti’nin en büyük ticaret etkinliği ve iş geliştirme forumudur. AmCham Türkiye’nin Trade Winds’e Platin Sponsor olarak destek vermesinden memnuniyet duyuyoruz.”

ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh, “Ticari bağlarımız gelişmeye devam ediyor. İkili ticaret ilişkilerimizin gösterdiği etkileyici büyüme Amerikan şirketlerinin Türkiye’ye yaptığı önemli katkıları ortaya koymakta, yaratılan binlerce istihdam olanağını ve ortak refahı yansıtmaktadır ”şeklinde konuştu.

Niloya Dijital Dünyasına Mobil Oyunu İle de Mutluluk Katıyor

Türkiye’nin sevilen çizgi film kahramanı Niloya, minik dostları için özel olarak geliştirilen mobil uygulamasında sevenleriyle buluşmaya devam ediyor. App Store ve Google Play’de kısa sürede büyük ilgi gören uygulama, çocukların dijital dünyada keyifli ve öğretici zaman geçirmelerini sağlıyor. Çocuklar için özel olarak tasarlanmış, uygulama kapsamında ses eşleştirme, yapboz, nesne toplama, kıyafet giydirme, fark bulma ve boyama gibi farklı oyunlar ile çocuklar hem eğleniyor hem de yeni bilgiler öğreniyor.

YouTube’da 5 buçuk milyon abone sayısı ile 7’den 70’e herkesin ilgisini çeken Niloya, TRT Çocuk ekranlarında her gün yayınlanan bölümleriyle büyük beğeni topluyor. Müzikalleri kapsamında şehir şehir dolaşan çizgi kahraman, dijital dünyasında mobil oyunu ile de miniklerin en yakın dostu olarak mutluluk dünyasının kapılarını açıyor.

Çocuklara özel olarak tasarlanan uygulama, Niloya’nın ruhunu dijital dünyaya yansıtıyor. Çocuklar mobil oyunlarını oynarken, ailelerin de içi rahat ediyor. Çünkü uygulama, ses eşleştirme, yapboz, nesne toplama, kıyafet giydirme, fark bulma ve boyama gibi eğitici ve öğretici içerikleri barındırıyor.

Niloya mobil uygulaması, 8 farklı oyunda toplam 160 bölümden oluşan içeriğiyle, düzenli güncellemelerle yepyeni deneyimler sunmaya devam ediyor. Kısa sürede 40 binden fazla kullanıcı sayısına erişen uygulama, IOS ya da Android işletim sistemine sahip herhangi bir akıllı telefon ya da tablet aracılığıyla ücretsiz bir şekilde indirilebiliyor.

Finans Sektörünü Dönüştüren Ödeme Trendleri

Son yıllarda hızlanan dijital dönüşüm iş dünyasındaki ödeme sistemlerine de yansıdı. Ödeme ortamında gerçekleşen dijital dönüşüm ivmeyi arttırarak finansal hizmetler sektörünü kökten değiştirdi. Gelişmekte olan ödeme trendleri hem tüketicilerin hem de perakendecilerin etkileşim kurma ve finansal itici gücü konumuna yerleşti. Trendleri ve dönüşümleri uygulayan STK’ların başında gelen EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği de iş dünyası için dijital ödeme trendlerini üyeleri için masaya yatırdı.

“Yeni Nesil Finans ve Ödeme Sistemleri” başlıklı seminerde geleneksel finansal alışkanlıklarının yanı sıra, dijital dönüşümün getirdiği yenilikler, yapay zeka destekli çözümler, ödeme otomasyonları, tahsilat yöntemleri, blokzincir teknolojisi, global tahsilat çözümleri ve mobil ödemeler gibi alanlardaki ilerlemeleri ele alan kurum, alanın uzmanlarını ağırladı. EGİAD Başkan Vekili Arda Yılmaz’ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe, Figopara CTO Arman Eker, Ödüyo CMO Emrah Adaş, Company Global CEO Egemen Antmen ve Sipay Satış Direktörü Kaan Güzel konuşmacı olurken, VeriTeknik Bilişim CISO Merve Topraklı da moderatör olarak yer aldı.

Günümüzde finans ve ödeme sistemleri, teknolojinin hızlı ilerleyişiyle birlikte büyük değişimler yaşamakta. Bu değişim, hem bireylerin hem de işletmelerin günlük yaşamını derinden etkileyerek, yeni beklentiler ve gereksinimleri de beraberinde getirmekte. “Yeni Nesil Finans ve Ödeme Sistemleri” başlıklı seminerde geleneksel finansal alışkanlıkların yanı sıra, dijital dönüşümün getirdiği yenilikler, yapay zeka destekli çözümler, ödeme otomasyonları, tahsilat yöntemleri, blokzincir teknolojisi, global tahsilat çözümleri ve mobil ödemeler gibi alanlardaki ilerlemeleri ele alındı.

Finans ve ödeme sistemlerindeki bu dönüşümün, iş dünyasını ve bireyleri nasıl etkilediğini anlamak ve bu değişime uyum sağlama konusunda fikir vermek üzere Figopara CTO Arman Eker, Ödüyo CMO Emrah Adaş, Company Global CEO Egemen Antmen ve Sipay Satış Direktörü Kaan Güzel’in konuşmacı olduğu etkinlikte, EGİAD üyesi ve VeriTeknik Bilişim CISO Merve Topraklı da moderatör oldu.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Başkan Vekili Arda Yılmaz, pandemi sonrası dijitalleşmenin hız kazanmasıyla ödeme sistem ve trendlerinin hızla değiştiğini hatırlatarak, “Bugün finansal teknolojilerin ve ödeme sistemlerinin geleceğini değerlendireceğiz” dedi.

EGİAD olarak “Gelecek” Başlığı ile, dijitalleşen dünyanın getirdiği ve iş hayatına yansıyan tüm gelişmeleri ele aldıklarına dikkat çeken Yılmaz, “Yapay zeka, metaverse, arttırılmış gerçeklik, sanal fabrika, dijital ikiz gibi pek çok konuda seminer ve bilgilendirme toplantısı düzenledik ve konusunda uzman kişilerle bir araya gelerek bilgi ve farkındalığımızı arttırmaya yönelik etkinlikler gerçekleştirmeye devam ettik. Bildiğiniz gibi, bu etkinliklerin en sonuncusu ve en kapsamlılarından biri, 13 Şubat tarihinde İzQ İnovasyon Merkezinde tüm gün süren EGİAD- ESİAD Dijital Dönüşüm Zirvesi oldu. Zirvede özellikle sanayi sektöründe yaşanan dijital dönüşümü ve iyi uygulama örneklerini ele aldık. Bugün ise geleneksel finans sistemlerinin karşılaştığı sorunlara çözüm sunan, ödeme otomasyonlarından blockchain teknolojisine kadar geniş bir yelpazede sundukları çözümlerle sektörde öncü olan firmalar bize ışık tutacak” dedi.

Günümüzde iş dünyasının, hızla dijitalleşen bir çağda büyük değişimler yaşadığını hatırlatan Yılmaz, “Finans ve ödeme sistemleri, bu dijital dönüşümün en önemli alanlarından biri. Gelişen teknoloji, geleneksel finansal iş modellerini kökten değiştirirken, yeni fırsatlar ve zorluklar da ortaya çıkıyor. Finans sektörü sürekli olarak yenilikçi teknolojilerle dönüşürken bu alandaki gelişmeler, kullanıcıların finansal hizmetlere erişimini kolaylaştırıyor, aynı zamanda sektörde büyük bir rekabeti de beraberinde getiriyor. Online bankacılık ile başlayan süreçte, giderek gelişen mobil ödeme çözümleri ve dijital cüzdanlar, kripto paraların ortaya çıkışı ile blokchain teknolojisi, bireysel yatırımcılara yönelik robo danışmanlar, yapay zekâ ve büyük veri analitiği gibi teknolojilerin gelişmesiyle birlikte, finans sektöründe veri analizi, risk yönetimi, müşteri ilişkileri yönetimi ve dolandırıcılık tespiti gibi alanlarda önemli yenilikler yaşanmakta. Figopara’nın yenilikçi finansal hizmetlerinden, Ödüyo’nun tahsilat yöntemlerindeki dönüşümüne, Sipay’ın sürdürülebilir finans teknolojilerine olan katkılarından, Company Global’ın uluslararası pazarlarda yeni nesil ödeme sistemleri ile nasıl rekabet ettiğine, ihracat ve tahsilat uygulamalarındaki etkinliğine kadar birçok önemli konuyu ele almış olacağız. Sektördeki deneyimlerini ve görüşlerini alarak, finansal teknolojilerin geleceğini şekillendirmede nasıl bir rol üstlenildiğini ve işletmelerin bu yeniliklerden nasıl faydalanabilecekleri üzerinde duracağız.” diye konuştu.

UİB’İN ŞUBAT İHRACATI 3.2 MİLYAR DOLAR

 Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olan Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) 2024 yılı Şubat ayı ihracatı, 3 milyar 232 milyon 887 bin dolar olarak gerçekleşti.

UİB’in 2024 Şubat ayı ihracat rakamları açıklandı. Şubat ayındaki ihracatı 3.2 milyar dolar olan UİB’in, Ocak ve Şubat ayları ihracat tutarı ise geçen yılın ilk iki ayındaki ihracat toplamına göre yüzde 10 oranında artarak 6 milyar 141 milyon 388 bin dolar olarak gerçekleşti.

Rakamları değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, “Uludağ İhracatçı Birlikleri olarak küresel ekonomideki gelişmeler ile pazarlardaki riskleri ve talepleri yakından takip ediyoruz. Diğer taraftan ihracatı artırmak yönündeki çalışmalarımız kapsamında Sektörel Ticaret Heyetleri, Sektör Kurulu Toplantıları gibi çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz” dedi.

OİB’in ihracatı Şubat ayında 2.7 milyar dolar

Şubat ayında ihracatını 2 milyar 692 milyon 532 bin dolar olarak gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), bu yılın ilk iki ayındaki ihracat toplamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artarak 5 milyar 98 milyon 454 bin dolara ulaştı.

UTİB’in ihracatı Şubatta 104.4 milyon dolar oldu

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Şubat ayında 104 milyon 495 bin dolar ihracata imza attı. UTİB’in yılın ilk iki aylık ihracatı ise 209 milyon 235 bin dolar olarak gerçekleşti.

 UHKİB’ten Şubatta 81.3 milyon dolar ihracat

Şubat ayı ihracatı 81 milyon 377 bin dolar olan Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), Ocak-Şubat ihracatı da 150 milyon 671 bin dolar seviyelerinde gerçekleşti.

 UMSMİB’in ihracatı Şubat ayında 21.6 milyon dolar

Şubat ayında, 21 milyon 655 bin dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (UMSMİB), Ocak ve Şubat ayları ihracat toplamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artarak 42 milyon 16 bin dolar ihracat gerçekleştirmiş oldu.

 UYMSİB’ten Şubatta 15.2 milyon dolarlık ihracat

Şubat ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16’lık artışla 15 milyon 264 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin (UYMSİB), ilk iki aylık ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31.6 oranında artarak 31 milyon 831 bin dolar düzeyine ulaştı.

Un ihracatında 2028 hedefi 2 milyar dolar

Dünya’nın gıda ambarı Türkiye, en temel gıda maddesi un ihracatında 10 yıldır dünya liderliğini sürdürüyor. Dünya sofralarında üç öğün tüketilen, ekmekler, makarnalar, pizzalar, kekler, kurabiyeler, Türk un sanayicilerinin ihraç ettiği unlarla hazırlanıyor.

Türkiye, 2023 yılında 160 ülke ve 6 serbest bölgeye 1 milyar 465 milyon dolarlık un ihracatı gerçekleştirdi. Türkiye’nin un ihracatı miktarı son 10 yılda yüzde 60’ın üzerinde artış gösterdi.

Un üretiminin ve tüketiminin yaklaşık 10 bin yıl önce Mezopotamya ve Anadolu topraklarında başladığı bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Haluk Tezcan, Anadolu topraklarında değirmencilik sektörünün en eski ve kadim sektörlerden birisi olduğunu, bu deneyimi bugün modern tesislerde devam ettirdiklerini yıllık yaklaşık 1,5 milyar dolara ulaşan un ihracatıyla dünya liderliklerinin 10 yıldır sürdüğünü dile getirdi.

Türkiye genelinde 69 ilde 598 fabrikada 30 milyon ton üretim kapasitesine sahip oldukları bilgisini veren Tezcan, “Birçok ülkenin korumacılık engeline rağmen dünya ticaretindeki liderliğimizi sürdürüyoruz. 2023 yılında 3,6 milyon tonun üzerinde gerçekleşen ihracat rakamımızı 20 milyon tona kadar çıkarabilecek güçteyiz. Birçok ülke Türk un sanayicisine karşı vergi dahil çeşitli engeller çıkarıyor. Özellikle ABD, Fransa gibi gelişmiş ülkelerin pazarlarından pay aldığımız için engellemeyle karşı karşıya kalıyoruz. 2024 yılında 4 milyon ton un ihracatı hedefliyoruz” diye konuştu.

2028 hedefimiz 2 milyar dolar ihracat

Dünya mutfaklarında pastalardan pizzalara, makarnalardan ekmeklere, keklerden kurabiyelere Türk unu kullanıldığına işaret eden Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü; “8 milyar insana bir şekilde dokunuyoruz ve dokunmaya da devam edeceğiz. Gerçekten bu liderlik de bizlere yakışan bir liderlik. 2022-2023 karşılaştırmasında ihracatımız miktar bazında yüzde 20 büyüdü. Türk un sanayicileri olarak güçlü bir şekilde dünya pazarlarında yerimizi almaya devam edeceğiz. 2028 yılı sonunda 2 milyar dolar dövizi ülkemize kazandırmak için var gücümüzle çalışacağız.”

Türkiye’nin buğday ithalatıyla ilgili yapılan yorumlara da yanıt veren Tezcan; “Türkiye yıllık 22 milyon ton buğday üretimiyle kendi kendine yetebilen bir ülke. Bu anlamda buğday üretimimizde herhangi bir sıkıntımız yok. Ama dünyaya un ve unlu mamuller ihraç edebilmek için Ukrayna, Rusya ve diğer ülkelerden buğday ithal edip işleyip dünya pazarında da çok ciddi miktarda un ihracatı gerçekleştiriyoruz. Bu değirmencilik sektörünün özellikle Türkiye’nin Mezopotamya ovasına hâkim olması, değirmencilik sektöründe bilgi ve anlam konusunda çok başarılı olması başka bir fikir ve başka bir anlam katıyor” dedi.

Yapay zekayla buğday üretimimiz artacak ve kendi buğdayımızla un ihracat şampiyonluğumuzu taçlandırabileceğiz

“Biz sektör olarak kendi buğdayımızla da un ihraç etmeyi çok hayal ediyoruz” diyen Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Tezcan şu bilgileri verdi; “Kendi ürettiğimiz buğday ile dünya pazarında liderliği sürdürebilmek istiyoruz. Burada tarım politikalarında çok hızlı değişimler yaşanıyor. Özellikle bu yapay zekayla tarlalarımız çok farklılaşıyor. Özellikle kırsal kesimde yaşayan nüfusun artık eski ezberler bozuluyor. Yeni ezberler başlıyor. Bu ezberlerle bu topraklar teknolojiyle buluşursa zaten bunlar hayal olmaktan çıkacak ve gerçekleşecek, 2030’lu yıllara kadar belki tarımda çok büyük bir atılım gerçekleştiren ülke konumuna geleceğiz. Çünkü biz gıdada gerçekten dünya sofralarında nasıl olabileceğimizi çok iyi deneyimledik, çok iyi öğrendik. Almasını, üretmesini, satmasını da çok iyi başarmaya başladık ve kendimize olan özgüvenimiz oldukça arttı. Dünya sofralarını covid sürecinde kesintisiz un ihracatını gerçekleştiren tek ülkeyiz. Yapay zekanın desteğiyle arazilerimizi daha verimli hale getirip kendi buğdayımızla un ihracat şampiyonluğumuzu taçlandırabiliriz.”

Gıda koridoru Türkiye’ye güzel fırsatlar sundu

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle hayata geçen Ukrayna- Rusya tahıl koridorunun Türkiye’ye güzel fırsatlar sunduğunu ifade eden Tezcan, bu sayede birçok ihracat pazarında artışlar sergilediklerini sözlerine ekledi.

Un ihracatında Irak, Suriye ve Somali ilk üç ülke

Türkiye’nin un ihracatında Irak yaklaşık 1,3 milyon ton ve 550 milyon dolarlık gelir getirisiyle açık ara birinci ülke olurken, Suriye 98 milyon dolar, Somali ise 96 milyon dolara varan tutar ile Türk unu talep etti. Bu ülkeleri 89 milyon dolarla Cibuti, 88 milyon dolarla Venezuela izledi. İlk 10 ülke arasında yer bulan diğer ülkeler; Sudan, Yemen, Sri Lanka, Gana ve Filistin oldu.

Petrol Ofisi Grubu ve Anadolu Isuzu’dan Önemli İş Birliği Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu ile Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan tarafından imzalanan anlaşmaya göre Anadolu Isuzu ağır ticari araçların ilk dolum yağları, Petrol Ofisi’nin ağır ticari araç motor yağlarındaki markası Maximus olacak. Türkiye madeni yağ pazarının geleneksel lideri  olan Petrol Ofisi Grubu, Anadolu Isuzu’nun tüm araçlarının ilk dolum ve satış sonrası hizmetlerdeki yeni iş ve teknoloji ortağı oldu. Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu ile Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan’ın katıldığı törende imzalanan anlaşma kapsamında Isuzu ağır ticari araçların ilk dolum yağlarının tedariki 5 yıl boyunca Petrol Ofisi tarafından sağlanacak. Petrol Ofisi, 2029 yılına kadar ticari araç motor yağı markası olan Maximus’un ürün tedarikinin yanı sıra araçların şanzıman yağları ve antifriz tedarikini de gerçekleştirecek. Ayrıca ağır ticari araçlar için satış sonrası hizmetler kapsamında da Isuzu servislerinde Petrol Ofisi’nin madeni yağ ürünleri kullanılacak. Yaptıkları iş birliği hakkında değerlendirmelerde bulunan Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu, “Ağır ticari araçlar pazarı, yarattığı ihracat hacmi, bölgesel ticaret ve ulaşımdaki vazgeçilmez pozisyonu ile ülke ekonomisinin önemli yapıtaşlarından birini oluşturuyor. Petrol Ofisi olarak ağır ticari araçlar sektörünün en önemli ve yenilikçi oyuncularından Anadolu Isuzu ile gerçekleştirdiğimiz bu kıymetli iş birliğinin ağır ticari araçlar sektörü ile bu sektörün tüm direkt ve dolaylı paydaşları için de sürdürülebilir katma değer sağlayacağına inanıyorum. Yeni yatırım ve iş birliklerimizi geleneksel liderliğimizin verdiği sorumlulukla sürdürüyoruz. Derince’de, yalnızca ülkenin değil yakın coğrafyanın alanındaki referans teknoloji merkezlerinden POTEM’de geliştirdiğimiz formül ve ürünlerle inovatif ve ekosistemin gerçek ihtiyaçlarına yanıt veren çözümler geliştirmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan da iki lider markanın yaptığı bu iş birliğinin sektörde yeni bir sinerji yaratacağını belirterek şunları söyledi; “Anadolu Isuzu olarak Petrol Ofisi’ni tercih etmemizdeki en büyük etkenlerin başında güven ve kalite anlayışı geliyor. İnovasyon ve sürekli gelişime dayalı yaklaşımlar, üretim kalitesini artırdığı gibi müşterilerimize de avantajlar sağlıyor.  Çayırova’daki “akıllı fabrika” özelliklerine sahip modern üretim tesislerimizde geliştirip ürettiğimiz çevreci ve modern araçları Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 44 ülkeye ihraç ediyoruz. Bu araçlar büyük ilgi ve beğeni toplarken, tercih edilmede de ilk sırada yer alıyor. Anadolu Isuzu olarak, otomotiv endüstrisini dönüştüren trendleri izlemekle kalmıyor, bu trendlerde aktif bir oyuncu olarak yer alıyoruz. Petrol Ofisi ile gerçekleşen bu iş birliği de dahil olmak üzere Anadolu Isuzu olarak verimlilik çerçevesinde ihtiyaca ve çözüme yönelik üretim anlayışımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.”

Prime Gaming’in mart ayı ücretsiz oyunları açıklandı Prime Gaming, Amazon Prime üyeleri için mart ayında ücretsiz olarak sunulacak yeni oyunlarını duyurdu.Bu ay tüm Prime üyeleri, Fallout 2, Scarf, Mystery Case Files: Moths to a Flame, Invincible Presents: Atom Eve, Pearls of Atlantis: The Cove, Bus Simulator 21: Next Stop, Through the Darkest of Times ve Bridge to Another World: Secrets of the Nutcracker oyunlarına ücretsiz sahip olabilecek. Amazon Prime üyeleri; Prime Gaming ile her ay yenilenen oyun ve oyuniçi ayrıcalıklar, Prime Video ile geniş bir film ve dizi seçkisine ücretsiz erişim ve ücretsiz ve hızlı kargo ile üyelere özel indirimlerin bulunduğu fırsatlardan, aylık sadece 39 TL karşılığında faydalanabiliyor.Amazon Prime Gaming Türkiye, mart ayının ücretsiz oyunlarını açıkladı. Amazon Prime üyeleri, bu ay Fallout 2, Scarf, Mystery Case Files: Moths to a Flame, Invincible Presents: Atom Eve, Pearls of Atlantis: The Cove, Bus Simulator 21: Next Stop, Through the Darkest of Times ve Bridge to Another World: Secrets of the Nutcracker oyunlarına ücretsiz sahip olabilecek.  Amazon Prime üyeleri; aylık sadece 39 TL karşılığında, Prime Gaming ile ücretsiz oyunlara ve oyun içi içeriklere sahip olmanın yanı sıra en popüler markaların ürünlerine günlük özel fırsatlara erişim, Prime Day’de özel fırsatlar ve indirimler, Prime Video ile ödüllü filmlere ve TV bölümlerine sınırsız erişim gibi birçok avantajdan da faydalanabiliyor. Prime Gaming kapsamında üyelere süresiz sahip olabilecekleri ücretsiz oyunların yanı sıra popüler oyunlarda kullanabilecekleri seviye atlatma, kıyafet ve kaplama gibi karakter yükseltmeleri ve Twitch üzerinden diledikleri bir yayıncının kanalına 30 gün boyunca ücretsiz abonelik ayrıcalıkları da sunuluyor. Prime Gaming ile mart ayının ücretsiz oyunları:

7 Mart: Fallout 2 – RPG’yi zindanlardan çıkarıp dinamik, apokaliptik bir retro geleceğe taşıyan ve büyük beğeni toplayan oyunun devamını deneyimleyin.

7 Mart: Scarf – Güzelce işlenmiş dünyaları keşfedin ve ejderha şeklindeki büyülü bir atkının yardımıyla gerçek kaderinizi keşfedin.

14 Mart: Mystery Case Files: Moths to a Flame – Klasik gizli nesne bulmaca ve macera destanının bu yürek hoplatan yeni bölümünde geçmişinizi size karşı kullanmakla tehdit eden tehlikeli düşmanı durdurmak için dedektiflik becerilerinizi kullanın.

14 Mart: Invincible Presents: Atom Eve – Atom Eve olun ve INVINCIBLE evrenindeki en güçlü süper kahramanlardan biri olarak kendi yolunuzun kontrolünü elinize alın! Gizemi çözün ve bir süper kahraman olmanın tehlikelerini ve sorumluluklarını günlük hayatın zorluklarıyla dengeleyin.

21 Mart: Pearls of Atlantis: The Cove – İçindeki tılsımları toplamak ve gizli Hatıralar Koyu’nu yeniden inşa etmek için sihirli incileri bırakın, patlatın, değiştirin ve eşleştirin.

28 Mart: Bus Simulator 21: Next Stop – Kendi otobüs şirketinizi kurun ve dünyaca ünlü markaların resmi lisanslı otobüslerini işletin. Kapsamlı bir şekilde güncellenen bu oyunda birçok oyun geliştirmesinin ve yepyeni bir oyun modunun keyfini çıkarın.

28 Mart: Through the Darkest of Times – Bir yeraltı direniş grubuna liderlik edin ve Alman Reich canavarlığıyla savaşın.

28 Mart: Bridge to Another World: Secrets of the Nutcracker – Çok sayıda mini oyun ve bulmaca içeren bu gizli nesne ve macera oyunuyla kendinizi şımartın.

Shopify’lı dostu, sanal POS komisyon oranları Paratika’da Paratika, Shopify dünyasına özel yüzde 3,10’dan başlayan sanal POS komisyon oranlarını duyurdu. Paratika kullanan işletmeler tek tıkla ödeme, tekrarlayan ödeme, linkle ve kare kod ile ödeme, SMS ile ödeme, dövizle ödeme alma, mobil cüzdanlar ve alışveriş kredisi gibi pek çok özellikten tek bir entegrasyon, dijital sahtekârlık koruması ve 360 derece güvenlik ile faydalanabiliyor. Türkiye’nin en büyük online ödeme altyapısını yöneten Payten’in 25 yılı aşan AR-GE deneyimi ile geliştirdiği Paratika ödeme altyapısı, Shopify mağazalarının büyümesine destek olmak amacıyla önemli bir kampanya başlattı. 31 Mayıs 2024 tarihine kadar geçerli olacak kampanya kapsamında Paratika sanal POS çözümünü ilk kez deneyimleyecek olan Shopify’lı işletmeler yüzde 3,10’dan başlayan özel komisyon oranları ile pazarda büyüme fırsatı elde edebilecekler. Banka kalitesinde sanal POS çözümü175 ülkede milyonlarca işletmenin online satış yaptığı, dünyanın en popüler e-ticaret platformlarından Shopify ile hazır entegrasyon sağlayan Paratika’nın zengin seçenekli ödeme altyapısı sayesinde yüksek satış dönüşümü elde eden işletmeler aynı zamanda çok avantajlı sanal POS komisyon oranları sayesinde yüksek kârlılığa da ulaşıyor. Shopify’lı mağazalar, paratika.com.tr web sitesinden online başvuru gerçekleştirerek ve hizmet başlangıcı için gereken evrakları sisteme yükleyerek kolay bir entegrasyonun ardından, Paratika’nın banka kalitesinde sanal POS çözümünden yararlanmaya başlayabiliyorlar. Sadece Shopify’lılara özel, yüzde 3,10’dan başlayan çok cazip komisyon oranları ile tüm bankaların kartları, mobil cüzdanlar ve alternatif ödeme yöntemleri ile ödeme alabiliyor, 9 kart markasıyla taksit sunabiliyorlar. Ayrıca tek tıkla ödeme, tekrarlayan ödeme, linkle ve QR’la ödeme, alışveriş kredisi ile ödeme, bayi tahsilatları, dövizle ödeme alma, manuel POS ve mobil cüzdanlar gibi pek çok özellikten tek entegrasyon, 7/24 canlı destek ve 360 derece dijital sahtekârlık koruması ile faydalanabiliyorlar. Paratika’nın T.C. Merkez Bankası lisanslı ve PCI DSS ve SSL sertifikalı ödeme altyapısı sayesinde işlem güvenliği için entegre edilmiş anti-fraud çözümleri kullanılarak, Shopify kullanıcılarının mobil ödemelerini güvenle ve pürüzsüz bir şekilde tamamlayabilmesi de sağlanıyor.  Paratika’nın rekabetçi sanal POS komisyon oranları ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ilgi gören Shopify e-ticaret platformu üzerinden satış yapan işletmelerin büyümesini desteklediklerini vurgulayan Paratika CEO’su ve Payten Türkiye Ülke Lideri Burak Kutlu, ”Ayrıca Shopify mağazalarına; satış dönüşüm oranlarını, ortalama sepet değerini ve tekrar satın alıma oranlarını artıracak alışveriş kredisi çözümünü de sunuyoruz. Diğer üye işyerlerimiz gibi Shopify’lılar da Paratika altyapısı üzerinden tek bir sözleşme ve tek entegrasyon ile anlaşmalı olduğumuz bankaların kredi seçeneklerini müşterilerine kolayca sunabiliyorlar. Son dönemde popülerliği artan alışveriş kredisi ile ödeme yöntemi, kredi kartı ya da havale/EFT kullanmak istemeyen, kart limiti yetersiz olan ya da kart bakiyesini doldurmak istemeyen tüketicileri kapsayan bir müşteri segmentinin de Shopify platformu üzerinden e-ticarete katılımını sağlıyor.” dedi.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …