BAŞKAN ÖZDOĞAN, ‘KAPEX, YEREL ÜRETİCİLERİMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT’
Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, KAPEX Anadolu Kapı, Pencere ve Aksesuarları Fuarı’na katılarak, üretim yapan firmaları ziyaret etti. Başkan Özdoğan fuarda hemşehrilerinin stantlarını da ziyaret ederek onları yalnız bırakmadı.
Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Kayseri OSB Uluslararası Fuar Merkezi’nde düzenlenen ve 38 ülkeden katılımcının yer aldığı KAPEX Anadolu Kapı, Pencere ve Aksesuarları Fuarı’na katıldı. Başkan Özdoğan, fuarda stantları tek tek ziyaret ederek firma yetkilileriyle sohbet etti ve ürünler hakkında bilgi aldı.
Fuar da KAPSİAD (Kayseri Çelik Kapı Sanayicileri ve İş Adamları Derneği) Başkanı Köksal Kaya ile ziyaretler gerçekleştiren Başkan Özdoğan, Kayseri’nin kapı üretiminde Türkiye’nin lider şehri olduğuna dikkat çekti. Başkan Özdoğan, “Kapı denince Türkiye’de akla gelen ilk şehir Kayseri’dir. Türkiye’de üretilen her 10 kapıdan 9’unun Kayseri’de üretiliyor olması, şehrimizin bu alandaki öncülüğünü açıkça gösteriyor. Yıllık yaklaşık 2,5 milyon adet kapı üretimimiz var ve dünya ticaretinde yüzde beşlik bir hacme sahibiz. Bu başarıyla gurur duyuyoruz” dedi.
Başkan Özdoğan, KAPEX gibi uluslararası düzeyde bir organizasyonun Kayseri’de düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, fuarın hem Kayseri’nin tanıtımı hem de yerel üreticilerin uluslararası pazarlara açılması için önemli bir fırsat olduğunu belirterek, “Fuara katılan yüzlerce firmamız, yeni yatırımlar ve daha büyük ihracat fırsatları için kapılarını dünyaya açıyor. Bu muhteşem organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen başta KAPSİAD Başkanı Köksal Kaya ve ekibi olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Katılımcılara hayırlı bir fuar dönemi diliyorum” ifadelerini kullandı.
İmalat sektörünün toplam firma sayısı içindeki payı 2023 yılı için %16,3 olarak gerçekleşti.
En yüksek aktif büyüklük imalat sektöründe oluştu
İmalat sektörü 11 trilyon 686 milyar 338 milyon TL aktif büyüklüğü ile tüm sektörler arasında ilk sırada geldi. Aktif büyüklüğünde ikinci sırayı 9 trilyon 825 milyar 977 milyon TL ile toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektörü aldı. Öz kaynaklar bakımından imalat sektörü 4 trilyon 256 milyar 960 milyon TL ile ilk sırada yer alırken, onu sırasıyla 2 trilyon 565 milyar 565 milyon TL ile toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektörü, 723 milyar 468 milyon TL ile de inşaat sektörü takip etti.
En yüksek net kar imalat sektöründe; en yüksek net zarar gayrimenkul faaliyetleri sektöründe gerçekleşti
2023 yılında firmaların net satışları ve faaliyet karı arttı
Sektör Bilançoları kapsamında bulunan tüm firmaların toplam net satışları 47 trilyon 197 milyar 308 milyon TL, toplam faaliyet karı ise 3 trilyon 409 milyar 572 milyon TL olarak gerçekleşti.
Ticari süt işletmelerince 938 bin 533 ton inek sütü toplandı
Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,3 arttı, Ocak-Temmuz döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,7 arttı.
Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi %1,3 arttı, ayran üretimi %10,4 arttı, yoğurt üretimi %7,6 arttı, içme sütü üretimi %5,5 arttı, tereyağı üretimi %0,9 arttı. Ocak-Temmuz döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi %5,0 arttı, ayran üretimi %14,0 arttı, yoğurt üretimi %9,6 arttı, içme sütü üretimi %2,7 arttı, tereyağı üretimi %10,7 arttı.
Bir önceki ay 96 bin 973 ton olan içme sütü üretimi Temmuz ayında %10,0 oranında artarak 106 bin 696 ton olarak gerçekleşti.
Tavuk eti üretimi 205 bin 656 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,71 milyar adet olarak gerçekleşti
Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %1,4 arttı, kesilen tavuk sayısı %8,4 arttı, tavuk eti üretimi %5,5 arttı, hindi eti üretimi %0,7 arttı. Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, tavuk yumurtası üretimi %5,2 arttı, kesilen tavuk sayısı %6,5 arttı, tavuk eti üretimi %5,6 arttı, hindi eti üretimi %20,1 arttı.
Bir önceki ay 1 milyar 694 milyon 374 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Temmuz ayında %0,7 oranında artarak 1 milyar 706 milyon 295 bin adet oldu.
Ediz Ün’den TZOB’a Eleştiri: Çiftçi Can Çekişirken Hasat Şöleni Düzenlenemez
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar’ın katılımıyla Edirne Merkez’e bağlı Büyükdöllük köyünde düzenlenecek ayçiçeği hasat şölenine sert bir şekilde tepki gösterdi.
Son üç yıldır çayır tırtılı zararı ve kuraklıkla mücadele eden ayçiçeği üreticilerinin neredeyse iflasın eşiğinde olduğunu belirten Ün, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle ayçiçeği tarlaları adeta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ancak AKP iktidarı, barajlar, sulama göletleri ve altyapı projeleri konusunda gereken adımları atmaktan aciz. Trakya, tarihin en sıcak dönemlerinden birini yaşıyor ve bu durum tarlalarda büyük zarara yol açtı. Kuraklıktan etkilenen tarlalarda rekolte yarı yarıya düştü; bazı tarlalarda ise hiç ürün yok. Durum bu kadar vahimken, AKP 2024 yılı desteklemelerinde primin en az 5 lira olması gerekirken, 2 lira 25 kuruş gibi komik bir destekleme açıkladı. Ürün olmayan bir tarlaya ne kadar destek verirsen ver, hiçbir anlamı yok” dedi.
Ün, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar ve bölgedeki ziraat odası başkanlarına da sert eleştirilerde bulundu. “Çiftçimiz yıllardır sorunlarla boğuşurken, onların haklarını koruması gereken oda başkanları nasıl olur da bir hasat şöleni düzenler? Bugün hasat şöleni değil, ayçiçeğinin cenaze namazı kılınması gereken bir dönemdeyiz. Bu, tam anlamıyla bir sorumsuzluk örneği. Bugüne kadar çay, fındık, domates, karpuz ve buğday gibi ürünlerin sorunlarına el atmayan TZOB Başkanı, hangi hakla gelip burada hasat şenliği yapar? Edirne’de ayçiçeği üreticisi sorunlarla boğuşurken ortada olmayanların, şimdi burada şölen düzenlemeye hakları yok. Üstelik bölgemizin ziraat odası başkanları kuraklıktan bihaber mi ki çiftçimizin gözüne baka baka hasat şöleni düzenliyorlar? Sizin göreviniz çiftçinin hakkını savunmak, bu tür gösteriler yapmak değil” diye konuştu.
Ün, bu yıl domatesten bibere, karpuzdan kavuna, soğandan patatese, fındıktan fıstığa kadar birçok tarım ürününde ülke genelinde sıkıntı yaşandığını vurgulayarak, “Bu yıl çiftçilerimiz, birçok tarımsal ürün para etmediği için sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte haklarını aramak için eylem yaptı. Çiftçimiz can çekişirken düzenlenen bu şöleni reddediyorum. Bölge çiftçimiz sanki mutluymuş gibi traktörlerle eyleme çağrılıyorlar. Çiftçimizin cebinde mazot alacak parası yok. Bu şölen için mazot yakacak çiftçimizin masrafını karşılayacak mısınız? Şölen için harcayacağınız parayı kuraklık mağduru çiftçilere harcasaydınız bir anlamı olurdu. Siz, sıkıntı yaşanan bir bölgede hasat şenliği yapıldığını gördünüz mü? Ama bizim bölgemizde yapılıyor, bu hiç yakışmadı. Ayçiçeği üreticisinin canı yanarken bu hasat töreni iptal edilmeli” dedi.
İNTERNET ABONE SAYISI 93,3 MİLYONA ULAŞTI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’nun 2023 yılı elektronik haberleşme sektörü verilerini açıkladı. Son 22 yılda Türkiye’nin ulaşım ve iletişim altyapısına yaptıkları 275 milyar dolarlık yatırım ile bu alanlarda önemli gelişmeler kat ettiklerini ifade ederek, “2023 yılı itibarıyla ülkemizde internet kullanım oranı son 4 yılda yüzde 15,7 artarak yüzde 87,1’e ulaştı. Nüfusumuzun internet kullanım oranı yüzde 67 olan dünya ortalamasının oldukça üzerindedir. Sabit ve mobil genişbant internet abone sayımız geçen yıla göre yüzde 2,9 artarak toplamda 93,3 milyona ulaştı.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’nun (BTK) 2023 yılı elektronik haberleşme sektörü verilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Uraloğlu, Türkiye’de mobil şebeke abone sayısının 92 milyon 900 bin 137’ye ulaştığını, sabit şebeke abone sayısının ise 9 milyon 396 bin 107 olduğunu vurgulayarak, “2023 yılı itibariyle ülkemizde internet kullanım oranı son 4 yılda yüzde 15,7 artarak yüzde 87,1’e ulaştı. Nüfusumuzun internet kullanımı ise dünya ortalaması yüzde 67’nin oldukça üzerindedir. Ülkemizdeki internet kullanım oranı son 4 yılda yüzde 15,7 artmıştır. Haberleşme ve iletişim alanında yaptığımız yatırımlarla Türkiye’de iletişim altyapısını güçlendirmeye devam ediyoruz.” dedi. Hızla gelişen ve değişen dünyada bağlantının herkes için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “Dünya genelinde yaklaşık 5 milyar insan internet teknolojilerini kullanıyor. Son 22 yılda ülkemizin ulaşım ve iletişim altyapısına yaptığımız 275 milyar dolar yatırım ile Türkiye bu alanda önemli gelişmeler kat etti. Sabit ve mobil genişbant internet abone sayımız geçen yıla göre yüzde 2,9 artarak toplamda 93,3 milyona ulaştı. Bunların 73 milyon 715 bin 377’si mobil, 19 milyon 600 bin 230’u sabit ve 6 milyon 753 bin 379’u fiber abonesidir.” diye konuştu.
‘’Türkiye OECD Ülkeleri İçinde Sabit İnternet Yaygınlığı En Çok Artan Ülke Olmuştur”
Genişbant abonelerinin çoğunluğunu mobil genişbant abonelerinin oluşturduğunu belirten Uraloğlu, 2009 yılında başlayan 3G ve 2016 yılında başlayan 4,5G hizmeti ile mobil genişbant abone sayısının hızla arttığı ve 2023 yılı sonunda 73,7 milyon aboneye, toplam genişbant abone sayısının yüzde 79’una ulaştığını söyledi. Türkiye ve Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) ülkelerinde sabit genişbant yaygınlığındaki artışlar hakkında da bilgi veren Uraloğlu, “Türkiye OECD ülkeleri içinde 2022-2023 yılları arasındaki bir yıllık süreçte sabit internet yaygınlığı en çok artan ülke oldu. Bu dönemde yıllık ortalama yaygınlık artışı yüzde 1,7 iken ülkemizde bu oran yüzde 2,2 olarak gerçekleşmiştir” diye konuştu.
Elektronik Haberleşme Geliri Bir Önceki Yıla Göre Yüzde 72 Arttı
Elektronik haberleşme hizmetlerinden elde edilen verilere ilişkin de bilgi veren Bakan Uraloğlu, elektronik haberleşme gelirinin bir önceki yıla göre yüzde 72 arttığını vurgulayarak, 2019 yılına göre ise 3,4 kat arttığını söyledi. Uraloğlu, 2023 yılında Elektronik haberleşme sektörü gelirinin 224,6 milyar lira olduğunun altını çizdi.
Lexus Tüm İhtişamıyla Üst Üste 8. Kez Venedik Film Festivali’nde Kırmızı Halıda
Premium otomobil üreticisi Lexus, 81. Venedik Uluslararası Film Festivali’nin resmi otomobil markası olarak üst üste 8. defa kırmızı halıda boy gösteriyor. 7 Eylül tarihine kadar devam edecek film festivalinde Lexus, Türk ünlü isimler dahil olmak üzere tüm dünyadan katılımcılara eşlik edecek. Lexus yeni modellerini burada sergilerken, aynı zamanda sinema dünyasıyla sıra dışı deneyimler sunma arzusunu bir araya getiriyor.
Dünyanın en ünlü ve önemli sinema sanatı etkinliklerinden olan festivalde Lexus elektrikli ve tam hibrit araçları, Venedik’e katılan ünlü oyuncuları, VIP konukları ve yönetmenleri de konforlu bir şekilde etkinlik alanına ulaştırıyor. Bu yılki etkinlikte tam hibrit LBX, plug-in hibrit NX, RX Performans Hibriti ve tam elektrikli Lexus RZ yer alacak.
Açılış töreni tüm görkemiyle gerçekleştirildi
28 Ağustos’ta başlayan ve 7 Eylül’e kadar devam edecek olan festivalde birbirinden değerli filmin gösterimi gerçekleştirilecek. Açılış töreninin ardından başrollerini Michael Keaton, Willem Dafoe, Monica Bellucci ve Sveva Alviti’nin paylaştığı yeni Tim Burton filmi “Beetlejuice Beetlejuice” gala gösterimi yapıldı. Venedik aynı zamanda, İtalyan aktris Miriam Leone’nin Lexus’un resmi elçisi olarak katıldığı ilk festival etkinliği oldu.
Lexus’un vizyoner yönü sergileyen LF-ZC konsept aracı da, ilk kez Venedik Lido’da sergilenmeye başladı. Venedik’in etkileyici atmosferinde yerini alan bu özel konsept araç, Lexus’un elektrikli araç teknolojisinde yeni bir çağ açmaya hazırlanıyor.
ARMİS YATAK YENİ REKLAM FİLMİNDE BÜLENT SERTTAŞ İLE ANLAŞTI
Acme Holding sahibi olduğu sektörün önde gelen markası Armis Yatak’ın gelişen vizyonu ile birlikte değişen sloganını yeni reklam filmiyle kamuoyunun bilgisine sunuyor.
Ünlü ses sanatçısı Bülent Serttaş’ın klasikler arasına giren ve dillere pelesenk olan “Aşk Bodrum’da Yaşanıyor” şarkısını markaya uyarlayarak yeniden düzenleyen Armis Yatak, son derece eğlenceli yeni reklam filmiyle ses getirmeye hazırlanıyor.
Armis yatağın uyku ve uyku sektörü için çok geniş bir projeksiyonla kısa sürede öncelikli tercih haline geldiğini ifade eden Acme Holding Yönetim Kurulu başkanı Tolga Batallı “Uykunun Adıdır Armis” sloganıyla çıkmış olduğumuz bu yolculukta sadece yatak değil, tüm uyku ürünlerinde yüksek kalite ve rahatlığı ön planda tutarak, her gece kaliteli bir uyku deneyimi sağlamayı hedefliyoruz. Armis Yatak olarak, uykunun her anını özenle tasarlanmış ürünlerimizle daha rahat ve kaliteli hale getirmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Uyku ve yatak ilişkisinin ciddiye alınması gerektiğinin altını özellikle çizen Batallı, Armis Yatak’ın Kayseri’de bulunan üretim tesislerinde geliştirilen AR-GE ve inovasyona yapılan özel yatırımın aslında mental ve fiziksel sağlığı da kapsadığını belirtti.
“Bizim için yatak, yalnızca bir ürün değil, yaşam kalitesini artıran, her bireyin dinlenme ve yenilenme sürecini destekleyen bir unsurdur. Bu bilinçle, her bir ürünü büyük bir titizlikle tasarlıyoruz. Kayseri’de kendi fabrikamızda üretim gerçekleştirmek bizim için çok değerli çünkü kendi ürünlerimizi tasarlayabiliyoruz ve müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına hızla karşılık verebiliyoruz. Yatak ciddi bir iştir, evet;Armis Yatak olarak bizim hedefimiz, yalnızca bir yatak sunmaktan çok daha fazlasını yapmaktır” diyerek vizyoner yaklaşımın sektör için değerini de aktaran Batallı, markanın yeni reklam filmi için de markamızın enerjik vizyonunu yansıtan bu reklam filmimizde, Armis’in enerjik ve dinamik ruhunu yansıtan ışıltılı bir dünya yaratmayı hedefledik. Armis Yatak’ın yenilikçi ve ilham verici vizyonunu bu reklam filmimizde yıldızların enerjisini yansıtan ışıltılı bir uyku dünyası kurarak yansıtmak istedik. Değerli sanatçı Bülent Serttaş ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği, Armis Yatak’ın tutkusunu ve vizyonunu daha da güçlendirdi. Bu projede, değerli dostum ve Türkiye’nin en değerli seslerinden birine sahip olan sanatçılarımızdan biri olan Bülent Serttaş’ın enerjisi bize büyük ilham verdi ve Armis markamızla çok iyi bir uyum sağladı” ifadeleriyle duygularını özetledi.
Armis Yatak’ın son reklam filminde markanın sözcülüğünü üstlenen ünlü ses sanatçısı Bülent Serttaş ise başrolünde yer aldığı reklam çalışmasını sıradan bir iş olarak görmediğinin altını çizerek, “Kendi sektörünün dev markasında hemen tüm üretim sürecini yakından takip ederek Armis’in son tüketiciye sağlamaya çalıştığı konforu bizzat gördüm. Armis Yatak benim için de bir ilham kaynağı oldu ve inanın ki çekimin her aşamasına titizlenip kendi şarkımla bir kez daha eğlendim” dedi.
Acme Holding’in gurur markası haline gelen Armis Yatak’ın bu son atağıyla sektöre ivme getirip, kalite çıtasını da yükseğe taşıması bekleniyor. Yönetmenliğini Müfit Samık’ın üstlendiği reklam filminin prodüksiyonunu da Short Cut Prodüksiyon üstlenirken, çekimler Armis Yatak’ın İstanbul mağazasında iki iş gününde tamamlandı. Armis Yatak’ın yoğun reklam kampanyasında kullanılacak olan “Uykunun adıdır Armis” sloganı ise sektörün ana oyuncusunun devamlılık sloganı haline geldi.
Škoda, Popüler Modeli Octavia’nın Üretimini Kvasiny Fabrikasında da Başlattı
Škoda’nın Temmuz ayında Türkiye’de satışa sunmaya başladığı yenilenen Octavia modeli markanın en çok tercih edilen aracı olarak büyük beğeni toplamaya devam ediyor. Škoda, büyük talep gören modeli Octavia’yı, ana fabrika Mlada Boleslav’ın yanı sıra Kvasiny tesisinde de üretmeye başladı.
Yeni nesil Superb modelinin Bratislava’da üretilmesinin ardından Kvasiny fabrikasında yenilenen Octavia’nın üretimine başlanarak bu model için daha fazla kapasite sağlandı.
İlk kez 1996 yılında tanıtılan Octavia’dan bugüne kadar 7.5 milyon adetten fazla üretmeyi başaran marka, Kvasiny’de aynı üretim hattında Karoq ve Kodiaq SUV modellerini de üretiyor. Bununla birlikte Mlada Boleslav fabrikasındaki Octavia üretimi eş zamanlı devam ederken Enyaq, Enyaq Coupe ve Elroq modelleri için de kapasite artırımı planlanıyor.
Octavia her neslinde popülerliğini artırıyor
Türkiye’de de bireysel kullanıcıların ve kurumsal şirketlerin tercihi olan Octavia, yenilenen tasarımı, yeni nesil güvenlik donanımları, yeni bilgi-eğlence sistemleri, ve daha
fazla sürdürülebilir materyal kullanımıyla iddiasını güçlendiriyor.
İlk nesil modern Škoda Octavia 1996 yılında Mlada Boleslav üretim hattından çıkarken 1998 yılında daha da geniş gövdeli Octavia Combi tanıtıldı. 1999’da ise ilk dört tekerlekten çekişli Octavia versiyonu banttan indirildi.
2004-2013 yılları arasında üretilen ikinci nesil Škoda Octavia, yenilenmiş motor yelpazesi ve gelişmiş teknolojileri, yeni tasarımıyla sunmaya başladı. 2012 yılında üçüncü nesil Octavia’yı üretmeye başlayan marka, 2017 yılında ayrık farlara sahip LED teknolojili makyajlı Octavia’yı tanıttı.
Şu anda satışa sunulan güncel Octavia, 2019 yılında ilk defa tanıtılmış ve güncellenmiş MQB platformu üzerinde üretiliyor. Henüz satışa sunulan yenilenen Octavia modeli ise, kapsamlı bir şekilde yenilenerek güncel bir tasarım, ikinci nesil Matrix-LED farlar, daha da geliştirilmiş güvenlik ve konfor özellikleriyle bir kez daha segmentine öncülük ediyor.
ABD’ye ihracat Turkish Tastes markası ile katma değerli artıyor
Dünyanın en büyük gıda ithalatçısı olan ABD’de Türk gıda ürünlerinin daha fazla tercih edilmesini amaçlayan Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 6 gıda ihracatçı birliğinin katılımıyla, Ticaret Bakanlığı’nca desteklenen “Sağlıklı Beslenmede Türk Ürünlerinin Önemi Turkish Tastes-TURQUALITY Projesi” başarılı bir şekilde devam ediyor.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EİB Gıda Birlik Başkanları, Turkish Tastes tanıtım filmi çekimleri için Türkiye’ye davet edilen ABD’li şefler Tom Macrina ve John Bryne ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Türk gıda sektörümüz, ABD pazarındaki yerini sağlamlaştırmak ve ihracatını artırmak adına büyük bir azim ve kararlılıkla çalışmalarına devam ediyor. TURQUALITY Projemiz, 2019 yılında ABD’de güçlü, köklü kuruluşlar ve ticari bağlantılar kurmak için katalizör rolü oynayacak üst düzey profesyonellerden oluşan Turkish Tastes topluluğunu inşa etmek üzere başlatıldı. Yaklaşık 6 senedir ticarileşme yolunda büyük adımlar attık, ABD’nin en büyük gıda distrübütörleri Türk firmalarımızla işbirlikleri kurdu. ABD HoReCa sektörü, üretici, dağıtıcı, toptancı, perakendeci ve zincir marketler, restoran birlikleri, gıda yatırımcıları, gıda girişimleri, turizm-otelcilik fakülteleri, aşçılık okulları ile birlikte büyük network oluşturduk.” dedi.
ABD’ye 5 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduk
Başkan Eskinazi, “Bu doğrultuda çalışmalarımızın sonuçlarını, Türk firmalarımızın gerçekleştirdiği ikili iş görüşmelerini, Turkish Tastes’nin ABD’de neler başardığını bugün burada sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz. 2019-2023 yılları arasında ABD’nin toplam gıda ithalatı yüzde 35’lik bir artışla 156 milyar dolardan 211 milyar dolara çıkarken, aynı dönemde Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatı yüzde 100’ün üzerinde artış göstererek 708 milyon dolardan 1 milyar 712 milyon dolara yükseldi. Türk gıda ihracatçıları olarak başarımızı daha da ileri taşıyarak ABD’ye 5 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduk. Turkish Tastes tanıtım filmi çekimleri için ülkemize davet ettiğimiz şeflerimiz Tom Macrina ve John Bryne bugün aramızda olduğu için mutluluk duyuyoruz. Her geçen gün büyüyen Turkish Tastes markamız ve tüm çalışmalarımızda Ticaret Bakanlığımızın “Uzak Ülkeler Stratejisi” vizyonu ile uyumlu hareket ediyoruz.” diye konuştu.
DiafonBox ile kablo ve cihaz değiştirmeye gerek kalmadan tüm evler akıllanacak
1989’da kurulduğundan bu yana İstanbul’da ürettiği yüksek katma değerli ürünleri dünya pazarına sunan Multitek, diyafon- interkom pazarında dinamikleri değiştirecek yeni ürünü DiafonBox’ı kamuoyuna sundu. Hem yazılımı hem de donanımı Multitek mühendisleri tarafından geliştirilen DiafonBox, diyafon sistemlerinde bir ilk olma özelliği taşıyor ve sektöründe çığır açıyor. Yeni ürün, apartman içi haberleşme sistemi bulunan her türlü konutun kablo ve cihaz değiştirmeye gerek kalmadan akıllı evlere dönüşmesini sağlıyor.
Multitek Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ece Demirkol ‘’35 yıllık deneyime sahip bir Ar-Ge şirketi olarak, akıllı ev pazarında kendi donanım ve yazılım mühendislerimizle çok önemli bir değişime imza attık. İlk etapta 250 bin konutun dönüşümüne imza atmayı hedefliyoruz’’ dedi.
Multitek Yönetim Kurulu Üyesi Erman Demirkol ise akıllı interkom pazarında Multitek’in Türkiye’de pazar lideri olduğunu belirterek ‘’ DiafonBox ihracatımıza da büyük katkı sağlayacak. Özellikle Avrupa pazarında büyük ilgi görmesini bekliyoruz. Çünkü orada konut stoğu oldukça eski ancak akıllı ev sistemlerine olan talep artıyor. DiafonBox şu anda bu ihtiyacı karşılayacak en iyi ürün.’’ dedi.
1989’dan bu yana apartman-konut içi haberleşme sistemleri konusunda öncü olan, yüzde 100 yerli üretim yapan ve Türkiye’deki tek akıllı interkom üreticisi Multitek yeni ürünü DiafonBox ile kablo ve cihaz değiştirmeye gerek kalmadan tüm evler akıllandıracak.
Multitek Genel Müdürü Ece Demirkol, DiafonBox’ın 3 yıla dayanan bir ar-ge çalışmasının ürünü olduğunu ifade ederek, diyafon pazarında bir ilk olduğunu söyledi. Demirkol ‘’ DiafonBox apartman içi haberleşme sistemlerinde bir devrim yapıyor.Bu ürünü eski veya yeni kurulan analog interkom sistemlere takılan bir teknoloji dönüştürücü cihazı olarak düşünebilirsiniz. DiafonBox’ın takıldığı diyafon/interkom sistemleri cep telefonu üzerinden kontrol edilebilir hale geliyor. Kapı çaldığında çağrı anında tüm aile bireylerinin cebine geliyor, yanıtlayan kişi cep telefonu üzerinden kapı ile görüntülü konuşup kapı kilidini açabiliyor. Böylece binada kablo ve cihaz değiştirmeye gerek kalmadan mobil bir interkom sistemi kuruluyor. Akıllı ev cihazları ile genişletilebilen sistem ile düşük donanım maliyetiyle evler akıllı hale geliyor.’’ dedi.
Yüksek teknoloji üretiyoruz!
Multitek IP interkom ürünlerinin Android işletim sistemine sahip son derece gelişmiş teknolojik ürünler olduğunu vurgulayan Ece Demirkol, Multitek’in yerli bir Ar-Ge şirketi olduğunu ve bu odakla hareket ettiğini belirterek ‘’Ar-ge bizim için bir tutku demek. 2017 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge merkezi olarak nitelendirilen alanımızdaki ilk firma olduk. Her yıl en az 2 adet TÜBİTAK/TEYDEB projesi gerçekleştiriyoruz. Sektörün geleceğini belirleyen teknolojiler geliştirmek, kullanıcıların hayatlarına konfor ve güvenlik katan yeni teknolojiler üretmek işimizin en keyifli yanı. Örneğin Akıllı IP interkom ve bulut tabanlı IP interkom projelerimiz birçok ödüle layık görülen projeler oldu. Büyük ticari başarı da gösteren akıllı interkom bugün global firmalarla yarışıyor, hatta teknoloji olarak dünya standartları ayarında yer alıyor. IP interkomlarımız neredeyse bir akıllı telefon gibi. Bunu Türkiye’de yapabilen bir rakibimiz yok. Dünyada ise yapan çok fazla şirket yok. Şimdi Diafonbox ile rakiplerimizin de önüne geçtik’’ diye konuştu.
Akıllı posta kutusu!
DiafonBox’ın patentli bir ürün olduğunu ifade eden Demirkol, ‘’DiafonBox ürünü ile yaratacağımız yeni pazar ile mevcut müşterilerimize yeni hizmetler sunmayı hedefliyoruz. Akıllı interkom tarafında ise pazar liderliğini sürdüreceğiz. Bulut tabanlı analog ve IP ürünlerimize yenilikçi hizmetler sunmaya devam edeceğiz. Yenilikçi teknolojilerimizden biri de Akıllı Posta Kutusu. İngiltere’den gelen bir talep üzerine geliştirdiğimiz bu ürün için yine İngiltere’de bir şirket kurduk. Global pazarlarda daha etkin bir rol almayı ve global bir marka olarak tanınmayı hedefliyoruz. Uzun vadede akıllı bina teknolojileri sektöründe lider konumumuzu sürdürerek, Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmayı sürdüreceğiz.’’ dedi.
Akıllı ev pazarı büyüyor
Dünyada akıllı ev pazarının 81 milyar dolar, Türkiye’de ise 100 milyon dolar civarında olduğunu ifade eden Demirkol, bu pazarın her yıl ortalama yüzde 10 büyüdüğünü söyledi. Türkiye’de akıllı bina ve akıllı ev tarafında penetrasyonun henüz oldukça düşük olduğunu söyleyen Demirkol ‘’ Uzun yıllardır dünyada ve Türkiye’de yaygın olarak kullanılan diafonlar, kentsel yaşamın ve dijitalleşmenin getirdiği yeni ihtiyaçlar nedeniyle büyük bir dönüşüm geçiriyor. Akıllı ev sistemleri, bina otomasyonları, güvenlik ve uzaktan erişim talebi bu dönüşümü zorunlu kılıyor. Akıllı ev platformlarına bağlanabilen, kullanıcıların, erişimini uzaktan kontrol etmesine ve izlemesine olanak sağlayan interkomlar gün geçtikçe daha popüler oluyor. Multitek’in akıllı interkom sistemleri, apartman ve site sakinlerinin hayatını kolaylaştırmak için tasarlandı. Bugün 1 milyonun üzerinde konutta Multitek ürünlerini görebilirsiniz. Diafonbox ürünümüz ile de ilk etapta 250 bin konutun dönüşümünü sağlamayı hedefliyoruz’’ dedi.
Kilo başına ihracat 200 dolar
Multitek Yönetim Kurulu Üyesi Erman Demirkol ise Ar-Ge’ den üretime, satıştan satış sonrası desteğe 200 kişilik bir ekiple uçtan uca hizmet verdiklerini belirtti. Analog interkom, akıllı interkom, telefon santralleri ve yangın alarm sistemleri dahil yaklaşık 250 adet farklı ürünleri olduğunu söyleyen Demirkol ‘’ Farklı akıllı ev protokolleriyle birlikte çalışabilen interkom ürünlerimiz birçok projede güvenle kullanılıyor. Türkiye’nin markalı konut üreticilerinin de ilk tercihi Multitek. Kamuoyunda bilinen markalı konutların çoğu Multitek ürünlerini kullanmakta.’’ dedi
Türkiye’de geniş bir bayi ağıyla hizmet verdiklerini ifade eden Erman Demirkol, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesine de ihracat yaptıklarını söyledi. Demirkol ‘’ Türkiye’nin kilo başına ihracatı 2023 yılında 1,67 dolar. Elektrik elektronikte bu değer 6 dolar civarında. Bizim ana üretimimiz olan IP interkomda ise 200 dolar. Multitek olarak; 35 yıllık sektör tecrübemizi bulut tabanlı yeni teknolojiler ile birleştirerek katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz. Şu anda ciromuzun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan ihracat aktivitelerimizin, 2025 sonu itibariyle %15’e yükselmesini bekliyoruz. Diafonbox’ın bu konuda büyük katkısı olacak. Özellikle Avrupa pazarında büyük ilgi görmesini bekliyoruz. Çünkü orada konut stoğu oldukça eski ve akıllı ev sistemlerine olan talep artıyor. Diafonbox şu anda bu ihtiyacı karşılayacak en iyi ürün.’’ dedi.
900 TL den başlayan akıllı ev özelliği
DiafonBox’ın fiyatı hakkında da bilgi veren Erman Demirkol, ürünün ömür boyu lisans ücreti dahil apartman paketinde daire başına fiyatının 900 TL civarında olduğunu açıkladı. Demirkol “Bu fiyata kapıdan yapılan çağrıların dünyanın neresinde olursanız olun cep telefonunuza gelmesi dahil. Eğer dairenize aynı zamanda akıllı ev özelliği kazandırmak istiyorsanız bir kerelik ödenecek tutar kullanılan cihaz sayısına bağlı olmakla beraber 10-12 bin lira civarında. Buna hırsıza karşı eklenecek dedektörler dahil. Cepten kumandayla kombinizi kontrol ederek bir senede bu masrafınızı doğal gaz tasarrufu ile telafi edebilirsiniz. DiafonBox olmadan aynı özelliklere sahip akıllı ev, en az 2-3 bin dolarlık maliyet gerektirir.’’ diye konuştu.
KKTC TOPLUMU ENERJİ SIKINTISINA KARŞI MODEL ÖNERİYOR!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde özellikle yaz aylarında yaşanan yoğun elektrik kesintileri ve enerji sıkıntısı karşısında İş insanları, STK’lar ve bilim dünyası, yılın on iki ayı güneş alan ada için “Güneş Işığı Hasadı” modeli için devreye girmeye hazır olduklarını açıkladı.
KKTC uzun bir süredir enerjide arz, talep dengesinde sıkıntılar yaşıyor. Özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklar ve turist yoğunluğu nedeniyle adaya halen elektrik üreten fosil atıkla çalışan enerji santrallerinin yeterli üretim yapamaması gündelik hayatı giderek zorlaştırıyor.
Yılın on iki ayında kesintisiz güneş ışığı alan KKTC coğrafyası için en verimli modelin Güneş Enerjisi üretmek olduğunu söyleyen ada sakinleri, hükümet tarafından pahalı bir yatırım olduğu için gündeme alınmayan bu modeli daha sonra devletle mahsuplaşmak kaydıyla sivil inisiyatif dayanışmasıyla elbirliğiyle hayata geçirmeyi önerdi.
Konu hakkında sosyal medya hesabından bir açıklama yapan PASHA Group Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Erbaş, “Geçmişte ‘Yeşil Ada’ olarak tanımlanan Kıbrıs’a yeni nesil ekolojik enerji üretimiyle, temiz enerjinin yanı sıra temiz doğa anlamında da iadeyi itibar kazandırılabileceğini” öne sürdü.
Erbaş’ın açıklamasında değindiği Güneş Enerjisi modeli ile adada ortak bir aklın da harekete geçeceği iddiası KKTC’nin İş Dünyası, Sivil Toplum Kuruluşları ve Bilim dünyasından da destek gördü. Peki, KKTC’de nispeten daha pahalı sayılan Güneş Işığı Hasadı nasıl devreye girecek? Bu konuda ortak modellemeyi de Erbaş şu sözleriyle gündeme taşıdı;
“KKTC’de yeni nesil enerji üretimi modeli önerisi, uzun zamandır hem bireysel hem de KKTC’nin saygın Sivil Toplum Kuruluşları ve Bilim insanları ile yaptığımız etütlerde dile getirdiğimiz olmazsa olmaz bir gerçeği bir kez daha günışığına çıkarıyor aslında.
Gün ışığı derken; yılın 365 günü kesintisiz güneş alan benzersiz coğrafyamızın, eski teknoloji ve fosil yakıtlarla üretilen enerji kaynağıyla yarına uzanması mümkün değil. Bilimin ve modern çağın getirdiği teknolojilerin kolektifiyle, günümüze uygun ve yarını kucaklayan “Sürdürülebilir Enerji Kaynakları” kullanımı, hala enerji yoksunluğu ve elektrik kesintileriyle mağduriyet yaşayan ülkemizin kalkınmasında güçlü bir çıkış modeli olacak.
Bugüne kadar alt yapı ve ödenek eksikliği mazeretiyle dosya kapağı bile açılmayan gün ışığı hasadı, dile getirildiği gibi pahalı bir enerji üretimi olmaktan ziyade, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacak olan adil ve sürdürülebilir bir kaynak modeldir.
Bunun için gerekli olan yatırımın bilimsel ve maddi dayanaklarını yaratabilecek, buradan üretilen artı değeri ülkemiz ve devletimiz yararına kullanabilecek güçlü, akılcı ve ufku açık ekonomi örgütleri, STK’lar ve bilim insanları kaynağına fazlasıyla sahibiz.
Dünyada kendi enerjisini modası geçmiş teknolojilere bağımlı olmadan üretebilecek kaynaklarımızı harekete geçirip, efektif bir şekilde kullanabilecek işlevsel aklın çalıştırılması için ülke halkı olarak hazırız.
Kaynak yaratma anlamında elini taşın altına koyabilecek tüm STK’larla birlikte, enerjide “KKTC Modelini” yaratmaya teoride ve pratikte talibiz. Ülkemizin en değerli hazinelerinden olan gün ışığını yaşadığımız yüzyıla yakışır bir şekilde enerjiye dönüştürüp, kesinti ve yoksunlukla mağdur olmayan toplumsal huzur sadece bir adım ötemizde duruyor. Biz ve bizim gibi düşündüğünü bildiğimiz tüm toplumsal inisiyatif kuruluşları o adım için hazır ve hazırlıklıyız.
YENİDEN YEŞİL ADA OLMAK ZORUNDAYIZ!
KKTC’nin doğal yapısı ve kaynaklarının korunması gereği bir sanayi adası olamayacağının altını çizen Erbaş, ekonomik kalkınma modelinde de doğal sermayenin ve bacasız ekonominin mücevher değerindeki önemine değinerek sözlerine şöyle son verdi;
“Dünyada bir dönem anıldığımız “Yeşil Ada” tanımlamasını, KKTC’de tüterek havamızı ve ekolojik sistemimizi kirleten mazot santrali bacaları yerine ışığımız ve suyumuzla; yeşil enerji, eko tarım, AGRO turizm gibi uzun ve temiz soluklu üretim modelleriyle yeniden kazanmak niyetindeyiz. Bahsettiğimiz doğal hasat teknolojileriyle bu arzumuza hızla kavuşup, adamıza yakışmayan bacaları da zamanla emekli etmek ekolojik bir hayal olarak kalmamalıdır. Doğal hakikatin adresi ortadadır.
Kıbrıs Türk toplumu olarak kısa vadede “KKTC kendi enerjisini üreten ülkelerin başında geliyor” haberleriyle huzurla tebessüm eden bir topluma dönüşmemizi arzu ediyoruz.”