Türk kuru meyve sektöründen Japon alım heyeti ile yeni işbirliği
Ege İhracatçı Birlikleri, 24-25 Ağustos 2023 tarihlerinde Ticaret Bakanlığı kanalıyla yıllık 65 milyar dolar gıda ithalatı gerçekleştiren Japonya’dan kuru meyve sektörüne yönelik Alım Heyeti Organizasyonu gerçekleştirdi.
Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, “Japonya’nın önde gelen satın alımcılarının davet edildiği alım heyeti programımızda birinci gün 4 Japon firma ve kuru meyve sektöründen 14 Türk ihracatçımız ile 60’a yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirdi. İkinci gün kuru meyve ihracatçılarımızın tesislerine ziyaret gerçekleştirildi. 2023’ün ilk 7 ayında Japonya’ya Türkiye geneli yüzde 5 artışla 349 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracatın 194 milyon doları ihracatımızın yüzde 55’ini tarım ürünleri oluşturuyor.” dedi.
Başkan Işık, “Kuru meyve Japonya pazarında güçlü olduğumuz sektörlerden biri. 2022/23 sezonu 1 Eylül 2022 tarihinde başlayan çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız Japonya’ya miktar bazında 34 değer bazında yüzde 33 artışla 17 milyon dolar olarak gerçekleşti, 7 Ekim 2022-19 Ağustos 2023 tarihine kadar geçen süreçte Japonya’ya miktar bazında yüzde 6 ivme ile 9,8 milyon dolarlık kuru incir ihracatı yaptık. 1 Ağustos 2022-31 Temmuz 2023 tarihleri arasında kuru kayısıda ise miktar bazında yüzde 8 değer bazında yüzde 28 artışla 3 milyon dolarlık ihracatımız var.” diye konuştu.
1 milyar dolara çıkarabilecek potansiyele sahibiz
2023 yılı Ocak-Temmuz rakamlarına göre Ege Bölgesi’nden Japonya’ya yapılan ihracatın yüzde 97’sinin tarım üzerine gerçekleştirildiğini anlatan Mehmet Ali Işık sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk 7 ayda Ege Bölgesi’nden Japonya’ya toplamda 69 milyon dolarlık ihracatımız var, 67 milyon dolarlık kısmını tarım ürünleri üzerinden yapıyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Birliğimizce 20 yılı aşkın süredir Japonya’nın en büyük gıda fuarı Foodex Japan Gıda Fuarı’nın milli katılım organize ediyoruz. 7 yıldır Uzak Doğu ülkeleri Güney Kore, Japonya, Çin’i kapsayan Turquality Projemizi yürütüyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın Uzak Pazarlarda Büyüme Stratejisi doğrultusunda Japonya ile bağlarımızı daha da kuvvetlendirmek istiyoruz.”
Başkan Işık, “Türkiye’nin yıllık 1,6 milyon ton organik gıda üretimi var. Japonya’nın yıllık 65 milyar dolar gıda ithalatı yapıyor olması ve kaliteli- sağlıklı gıda talebi Türk organik sektörümüz için çok önemli. Türkiye’deki organik ürünler üretim ve ihracatında Ege Bölgesi’nin lider konumda. 2018’den bu yana Türkiye geneli Japonya’ya gıda ihracatımızı yüzde 58, EİB olarak Japonya’ya gıda ihracatımızı yüzde 20 artırdık. Japonya’ya gıda ihracatımızı kısa vadede 500 milyon dolar, uzun vadede 1 milyar dolara çıkarabilecek potansiyele sahibiz.” diye konuştu.
Yeni nesil ödeme deneyimi sunan Payneos, küresel ölçekli ödeme sistemleri ile birlikte çalışıyor
Yeni nesil ödeme ve e-Belge çözümü Payneos, entegre olduğu küresel ölçekli ödeme sistemleri ile sektör fark etmeksizin her yerden kolay ve güvenli ödeme alabilecekleri kesintisiz ve son teknoloji bir ödeme çözümü sunarak kurumların deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Yeni nesil ödeme ve e-Belge çözümü Payneos’un birlikte çalıştığı küresel ölçekli ödeme sistemleri ile binlerce kişinin aktif bir şekilde alışveriş yaptığı spor etkinliklerinden perakende veya restoran gibi pek çok alanda ödemeler sadece NFC özelliğine ve Android işletim sistemine sahip mobil cihazlar aracılığıyla kolaylıkla alınabiliyor ve operasyonlar sorunsuz bir şekilde yürütülüyor. B2B işletmelerin ihtiyaçlarına cevap veren gelişmiş ödeme sağlayıcısı Android işletim sistemine sahip POS terminallerinden veya NFC özelliğine sahip Android akıllı cihazlardan ödeme alabilen Payneos, sadece yazılım ile çalışan POS yaklaşımı ve küresel markaların yanı sıra bankalarla olan entegrasyonu sayesinde ek cihaz ihtiyacını ortadan kaldıran ödeme altyapısı sağlıyor. Payneos ile işletmeler güvenli ödemelerini kolaylıkla alabiliyor ve her yerde e-Belge oluşturabiliyor. Yeni nesil ödeme teknolojisi Payneos, ilerleyen dönemlerde oluşabilecek ihtiyaçlara bugünden cevap veren ödeme çözümleriyle karmaşık ve yüksek maliyetli ödeme sistemlerini geride bırakıyor. Payneos Kurucusu Murat Sıcakkanlı, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Katılımın çok yüksek olduğu etkinliklerde veya çok sayıda masanın ödeme yapmak istediği durumlarda ödeme süreçlerini mümkün olan en kısa sürede tamamlamak hem işletme hem de tüketici açısından çok önemli. Bu imkanların yanı sıra e-Belge desteği, ödeme entegrasyonlarımız ve cihaz yönetimi gibi sayısız imkanlarımızla işletmelerin ödeme alma konusunda bir numaralı tercihi haline geliyoruz. Bu noktada küresel ödeme firmaları ile birlikte sağladığımız altyapı da Türkiye’deki pek çok B2B işletmenin ödemelerine çok daha kısa sürede erişmesini sağlıyor.”Yılın ikinci yarısı için Ozon’un mali sonuçları: Ozon Pazaryerinin cirosu 2023 yılının ikinci çeyreğinde 2,2 kat büyüdü
MOSKOVA RUSYA – 29 Ağustos 2023 – Türkiye’de aktif bir şekilde faaliyet gösteren Rusya’nın e-ticaret öncüsü ve pazaryeri Ozon, 2023 yılının ikinci çeyreğine ait denetlenmemiş mali sonuçları açıkladı.
Sipariş hacminin hızla artış göstermesiyle ve sadık alıcı tabanı sayesinde 2023 yılının 2. yarısındaki hizmetlerde dahil, satış cirosu (GMV) 373 milyar rubleye (yıllık bazda +%118) kadar yükseldi. Türkiye’deki satıcılarda dahil olmak üzere, satıcıların gerçekleştirdikleri satışlar yıllık bazda neredeyse 2,4 kat daha hızlı bir artış gösterdi. Pazaryerinin cirosundaki payları ise %86,6 (%6,5’lik bir artışla) seviyelerine ulaştı.
Mevcut eğilimlere ve duruma dayanarak, Ozon 2023 yılının tamamı için tahminlerini artırıyor ve hizmetlerde dahil, GMV’in yıllık bazda %80-90 oranında artmasını öngörüyor.
Ozon’da verilen siparişlerin sayısı, Nisan-Haziran 2023 tarihleri arasında geçen yılın aynı dönemine kıyasla %131’lik bir artış göstererek 209 milyara ulaştı.
Aktif alıcı sayısı geçen yıla kıyasla üçte birlik bir oranda daha fazla artış gösterdi. 30 Haziran 2023 tarihi itibariyle satıcıların ürünleri 39,5 milyon alıcı tarafından sipariş edildi. Bu sayı geçen sene 30.7 milyondu. Sipariş sıklığı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %55 oranında büyüdü ve her aktif alıcı başına yıllık 17 siparişe ulaştı.
İkinci çeyrekte elde edilen gelir yıllık bazda %61 arttı ve hizmet gelirlerindeki yaklaşık iki katlık bir artış sebebiyle ve doğrudan satışların tekrar canlandırılmasıyla birlikte 94 milyar rubleyi aştı. Girişimci tabanındaki ve satışlarında (3P) yaşanan önemli büyüme, Ozon’un hizmet gelirini 57 milyar rubleye çıkarmasına olanak sağladı (2022 yılının ikinci çeyreğine kıyasla +%88’lik bir artışla).
30 Haziran 2023 tarihi itibariyle nakit, eşdeğerleri ve kısa vadeli banka mevduatları 74,6 milyar rubleye yükseldi. Brüt kar, yıllık bazda %13 oranında arttı ve 10,1 milyar rubleye ulaştı. Düzeltilmiş EBITDA 0,1 milyar ruble olarak gerçekleşti ve GMV oranında (hizmetlerde dahil) 2022 yılının aynı dönemiyle karşılaştırıldığında neredeyse hiçbir değişiklik olmadı.
Ozon Global (Türkiye)
2023 yılının ikinci çeyreğinin sonuna gelindiğinde, Çin’den ve Türkiye’den satışa sunulan ürün yelpazesi neredeyse 2 kat arttı ve 38 milyon ürün adedini aştı. Bu bölgelerden gerçekleştirilen günlük sipariş sayısı rapor döneminde günlük bazda 38 bini geçti.
Türkiye’de Ozon’un iş birliğiyle yürütülen teslimat hizmeti sayesinde pazaryeri, Türkiye’den Rusya’ya gerçekleştirilen teslimat süresini 5-10 güne kadar kısaltmayı başardı.
2023 yılında Türkiye’deki pazaryerinin ana hedefleri hakkında konuşurken, Ozon Global Turkey Direktörü Hazal Maras şunları belirtti: “2023 yılındaki asıl hedefimiz, satıcı sayısını artırmak ve aynı zamanda ürün kategorilerini ve seçeneklerini genişletmektir. Türkiye’de, ikinci yarıda GMV’deki büyümeyi %80 artırmayı planlıyoruz. Lojistik maliyetlerini azalttık ve Türkiye’den gelen satıcılar için Rusya pazarına erişimi artırdık.”
İnternete erişim imkanı olan hane oranı %95,5 oldu
İnternet kullanan bireylerin oranı %87,1 oldu
İnternet kullanım oranı, 16-74 yaş grubundaki bireylerde 2022 yılında %85,0 iken 2023 yılında %87,1 oldu. Cinsiyet ayrımında 2023 yılında İnternet kullanım oranı; erkeklerde %90,9, kadınlarda %83,3 olarak gözlendi.
E-devlet hizmetlerini kullanan bireylerin oranı %73,9 olarak gerçekleşti
Son 12 ay içinde özel amaçla resmi makamların web sitelerini ve uygulamalarını kullanan ve İnternet üzerinden kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerin oranı %73,9 oldu. E-devlet hizmetlerini kullanım amaçları arasında, %69,6 ile resmi makamlar veya kamu hizmetleri tarafından kendisi hakkında saklanan kişisel bilgilere erişme ilk sırayı aldı. Bunu, %51,3 ile kamu kurumlarından veya kamu hizmetlerinden bir randevu alma veya rezervasyon yaptırma ve %48,2 ile kamu kuruluşlarına ait web sitelerinden bilgi edinme takip etti.
İnternet üzerinden mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme oranı %49,5’e yükseldi
Son 12 ayda İnternet kullanan bireylerin İnternet üzerinden özel kullanım amacıyla mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme (e-ticaret) oranı, 2022 yılında %46,2 iken 2023 yılında %49,5 oldu. Cinsiyete göre İnternet üzerinden mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme oranı erkeklerde %52,4 kadınlarda %46,6 oldu. Bu oran, en son mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme zamanlarına göre incelendiğinde; bireylerin %38,0’ının son 3 ay içinde (2023 yılı ilk 3 ayı) mal veya hizmet satın aldığı ya da sipariş verdiği görüldü.
E-ticaret yapan bireylerin %75,5’i giyim, ayakkabı ve aksesuar satın aldı
İnternet üzerinden 2023 yılının ilk 3 ayı içerisinde mal veya hizmet satın alan ya da sipariş veren bireylerin %75,5’i giyim, ayakkabı ve aksesuar satın aldı. Bunu, %47,6 ile lokantalardan, fast food zincirlerinden, catering şirketlerinden yapılan teslimatlar, %37,1 ile gıda ürünleri, %32,2 ile kozmetik, güzellik ve sağlık ürünleri ve %28,8 ile temizlik ürünleri, kişisel bakım malzemeleri takip etti.
Bu bireyler cinsiyete göre incelendiğinde; erkeklerin %69,3’ü giyim, ayakkabı ve aksesuar, %48,9’u lokantalardan, fast food zincirlerinden, catering şirketlerinden yapılan teslimatları ve %37,2’si gıda ürünleri; kadınların %81,7’si giyim, ayakkabı ve aksesuar, %46,4’ü kozmetik, güzellik ve sağlık ürünleri ve %46,4’ü lokantalardan, fast food zincirlerinden, catering şirketlerinden yapılan teslimatları satın aldı.
E-ticaret yapan bireylerin %30,7’si film veya dizi izleme hizmeti satın aldı
İnternet üzerinden 2023 yılının ilk 3 ayı içerisinde mal veya hizmet satın alan ya da sipariş veren bireyler satın aldığı veya abone olduğu dijital içeriklere göre incelendiğinde, bu bireylerin %30,7’si film veya dizi izleme hizmeti satın aldı. Bunu, %30,1 ile müzik dinleme veya indirme hizmeti ve %17,7 ile yazılımları indirme (sürüm yükseltmeleri dahil) takip etti.
İnternet üzerinden 2023 yılının ilk 3 ayı içerisinde mal veya hizmet satın alan ya da sipariş veren bireyler satın aldığı çevrimiçi hizmetlere göre incelendiğinde ise, bu bireylerin %25,0’ı web sitesi veya uygulama üzerinden ulaşım hizmeti (otobüs, tren, uçak ve gemi bileti) satın aldı. Bunu %15,2 ile İnternet veya mobil telefon bağlantı aboneliği ve %13,5 ile kültürel etkinliklere (sinema, tiyatro, konser, fuar vb.) bilet alımı izledi.
E-ticaret işlemlerinde sorun yaşayan bireylerin oranı %27,1 oldu
Son 3 ay içinde web sitesi veya mobil uygulama üzerinden yaptığı satın alma işleminde bir sorunla karşılaşan bireylerin oranı 2023 yılında %27,1 oldu. En fazla karşılaşılan sorunlar sırasıyla %13,6 ile teslimatın belirtilenden daha yavaş olması ve %11,1 ile yanlış veya hasarlı mal/hizmet teslimi oldu.
İnternet üzerinden öğrenme faaliyeti gerçekleştiren bireylerin oranı %18,7 oldu
İnternet üzerinden son 3 ay içinde eğitim, mesleki veya özel amaçlar için öğrenme faaliyeti gerçekleştiren bireylerin oranı, 2023 yılında bir önceki yıla göre 2,8 puan artarak %18,7 oldu. Bu oranın erkekler için %18,1, kadınlar için %19,4 olduğu görüldü.
Bireylerin %84,9’u WhatsApp kullandı
Bireylerin en fazla kullandıkları sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları %84,9 ile WhatsApp, %69,0 ile YouTube ve %61,4 ile Instagram oldu. En fazla kullanılan sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları cinsiyete göre incelendiğinde; erkeklerin en fazla %88,7 ile WhatsApp, %72,6 ile YouTube ve %63,5 ile Instagram uygulamalarını, kadınların %81,1 ile WhatsApp, %65,4 ile YouTube ve %59,3 ile Instagram uygulamalarını kullandığı gözlendi.
Bireyler kişisel verilere erişimi yönetmek amacıyla çeşitli yöntemler kullandı
Son 3 ayda İnternet kullanan bireylerin kişisel verilere erişimi yönetmek amacıyla en fazla kullandıkları yöntem %41,8 ile web sitelerinin kişisel verilerin güvenliğini sağlama konusunda sahip olduğu özellikleri kontrol etme oldu. Bunu %36,2 ile kişisel verileri reklam amaçlı olarak paylaşımına izin vermeme ve %31,1 ile kişisel verileri vermeden önce web sitesinin veya uygulamaların gizlilik politikasını okuma takip etti.
Ekonomik güven endeksi Temmuz ayında 99,3 iken, Ağustos ayında %5,2 oranında azalarak 94,1 değerini aldı.
Bir önceki aya göre Ağustos ayında tüketici güven endeksi %15,1 oranında azalarak 68,0 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %0,3 oranında azalarak 104,6 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %1,7 oranında azalarak 115,3 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %0,4 oranında azalarak 114,3 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %0,7 oranında azalarak 87,4 değerini aldı.
Ocak-Temmuz döneminde ihracat %0,7 azalırken, ithalat %5,0 arttı
Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,7 azalarak 143 milyar 287 milyon dolar, ithalat %5,0 artarak 216 milyar 827 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Temmuz ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %9,9, ithalat %24,1 arttı
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Temmuz ayında %9,9 artarak 16 milyar 821 milyon dolardan, 18 milyar 485 milyon dolara yükseldi.
Temmuz ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %24,1 artarak 19 milyar 761 milyon dolardan, 24 milyar 520 milyon dolara yükseldi.
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Temmuz ayında 6 milyar 35 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi %17,6 artarak 43 milyar 5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı %75,4 oldu.
Dış ticaret açığı Temmuz ayında %14,2 arttı
Temmuz ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %14,2 artarak 10 milyar 702 milyon dolardan, 12 milyar 217 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Temmuz ayında %63,4 iken, 2023 Temmuz ayında %62,2’ye geriledi.
Dış ticaret açığı Ocak-Temmuz döneminde %18,1 arttı
Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı %18,1 artarak 62 milyar 279 milyon dolardan, 73 milyar 539 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Temmuz döneminde %69,8 iken, 2023 yılının aynı döneminde %66,1’e geriledi.
İhracat, ithalat ve dış ticaret dengesi, Temmuz 2023
Temmuz ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı %92,9 oldu
Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Temmuz ayında imalat sanayinin payı %92,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %5,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,6 oldu.
Ocak-Temmuz döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı %94,4, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,5 oldu.
Temmuz ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı %69,5 oldu
Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Temmuz ayında ara mallarının payı %69,5, sermaye mallarının payı %15,9 ve tüketim mallarının payı %14,6 oldu.
İthalatta, 2023 Ocak-Temmuz döneminde ara mallarının payı %74,1, sermaye mallarının payı %13,7 ve tüketim mallarının payı %12,1 oldu.
Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu
Temmuz ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 673 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 103 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 101 milyon dolar ile ABD, 978 milyon dolar ile Irak, 962 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,0’ını oluşturdu.
Ocak-Temmuz döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 12 milyar 378 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 8 milyar 489 milyon dolar ile ABD, 7 milyar 265 milyon dolar ile İtalya, 6 milyar 958 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 6 milyar 648 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,1’ini oluşturdu.
İthalatta ilk sırayı Çin aldı
İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Temmuz ayında Çin’den yapılan ithalat 4 milyar 603 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 650 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 839 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 458 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 602 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %46,9’unu oluşturdu.
Ocak-Temmuz döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 28 milyar 384 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 26 milyar 841 milyon dolar ile Çin, 16 milyar 278 milyon dolar ile Almanya, 14 milyar 249 milyon dolar ile İsviçre, 9 milyar 145 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %43,8’ini oluşturdu.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %4,5 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Temmuz ayında bir önceki aya göre ihracat %4,5 azalırken, ithalat %11,9 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %1,1 azalırken, ithalat %2,4 arttı.
Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %3,4 oldu
Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Temmuz ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %92,9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,4’tür. Ocak-Temmuz döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,4’tür. Ocak-Temmuz döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,6’dır.
Temmuz ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %84,7’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %10,6’dır. Ocak-Temmuz döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %79,8’dir. Ocak-Temmuz döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %10,3’tür.
Özel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Temmuz ayında 18 milyar 198 milyon dolar oldu
Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Temmuz ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %7,2 artarak 18 milyar 198 milyon dolar, ithalat %11,6 artarak 29 milyar 686 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Temmuz ayında dış ticaret açığı %19,3 artarak 9 milyar 628 milyon dolardan, 11 milyar 488 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Temmuz ayında %63,8 iken, 2023 Temmuz ayında %61,3’e geriledi.
İhracat 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde 130 milyar 471 milyon dolar oldu
Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,2 azalarak 130 milyar 471 milyon dolar, ithalat %4,2 artarak 202 milyar 858 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı %20,9 artarak 59 milyar 888 milyon dolardan, 72 milyar 387 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Temmuz döneminde %69,2 iken, 2023 yılının aynı döneminde %64,3’e geriledi.
Yeşil girişimciler için 2023 CleanTech Raporu yayınlandı
Şirketlerin kurum içi girişimcilik ile geliştirdiği fikirlerinin doğru adımlarla hayata geçmesi ve global olarak ticarileşmesini sağlayan inovasyonun lider şirketi GOOINN, her ay farklı bir sektörün girişimcilerine rehberlik etmesi amacıyla hazırladığı ‘yeni teknolojiler ve trendler’ araştırmasını bu ay CleanTech’e ayırdı.
Günümüzün en önemli konularından biri haline gelen temiz ve sürdürülebilir bir hayata hizmet etmeye çalışan CleanTech, bugün maliyetleri düşürmek, negatif ekolojik etkiyi büyük ölçüde azaltmak ve doğal kaynakların üretken kullanımı geliştirmek için kullanılıyor.
Yeşil teknolojiye ilgi artıyor
GOOINN’in CleanTech Raporu’na göre, 2015 yılında Paris Anlaşması imzalandıktan sonraki ilk beş yılda temiz enerjiye yapılan yatırım yılda sadece %2 arttı. Fakat yenilenebilir enerji, şebekeler ve depolama şu anda toplam enerji sektörü yatırımlarının %80’den fazlasını oluşturuyor. Güneş fotovoltaik (PV), piller ve elektrikli araçlar üzerine yapılan harcamalar, 2050’ye kadar küresel net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı sağlayan oranlarda daha da büyüyecek.
Üretim çıktısı 790 milyar dolara ulaşacak
Rapora göre, güneş fotovoltaik (photovoltaic, PV), rüzgar, piller, elektroliz cihazları ve ısı pompalarından oluşan beş temel temiz teknoloji için duyurulan üretim kapasitesinin tahmini, 2030’da tahmin edilen talep pazar büyüklüğünün 640 milyar doları aşması bekleniyor. Bahsedilen üretim kapasitesinin tahmini çıktısının ise, yılda 790 milyar dolar olarak öngörülüyor. Diğer yandan, temiz enerji teknolojisi üretimi hızla büyürken yeni kapasite eklemeleri gelişmeye devam edecek. 2022 yılında; piller %72, güneş PV’leri %39, elektroliz cihazlar %26 ve ısı pompaları %13 oranında yıllık büyüme kaydettiği görülmüştü. Rüzgar üretim kapasitesi ise %2 civarında bir büyüme gerçekleştirmişti.
12 milyon işçiye daha ihtiyaç olacak
Temiz enerji teknolojilerini kurmak ve üretmek için iş gücünün önemli ölçüde artması gerekiyor. Bugün yaklaşık 33 milyon kişi temiz enerji alanında çalışıyor. 2030’a gelindiğinde elektrikli araçlar ve pillerini üretmek için ek olarak 8 milyon işçiye daha ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor. Ayrıca güneş enerjisi, rüzgar ve ısı pompası sistemlerini kurmak ve üretmek için ek olarak 4 milyon işçiye daha ihtiyaç duyulacağı bildiriliyor.
Yapay zeka ile karlılık artacak
GOOINN CleanTech Raporu’na göre, yapay zekanın akıllı sistemleri de enerji tüketim verilerini izleyerek ve analiz ederek, endüstriyel faaliyetlerin enerji kullanımını optimize ederken karbon ayak izini azaltacak. Yapay zeka algoritmaları, güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının performansını optimize ederken, bakım ve atık yönetimi konularında da kararlılık ve verimlilik açısından büyük önem taşıyacak.
Cleantech girişimciliği ekonomiler için kilit rol oynuyor
Cleantech girişimciliğinin sürdürülebilir ekonomilere geçişte kilit rol oynadığının belirtildiği GOOINN raporunda, “büyüme ve inovasyonun itici güçleri olan KOBİ’ler, ileri teknolojileri, ürünleri ve hizmetleri geliştirerek bu geçişe öncülük edebilirler” dendi. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Sanayi ve Kalkınma Teşkilatı (UNIDO)’nın çevresel zorlukları ele almak için cleantech inovasyonunu ve girişimciliğini teşvik etmek amacıyla kurduğu Küresel Temiz Teknoloji İnovasyon Programı’na (Global Cleantech Innovation Programme, GCIP) KOBİ her alanda destekleyerek daha fazla yatırım yapacağı aktarıldı.
Kadın girişimciler destekleniyor
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve toplam bütçesinin 27 milyon doların aştığı UNIDO’nin GCI programı çerçevesinde, iklim değişikliğinin özellikle gelişmekte olan pazarlar ve kalkınmakta olan ekonomilerde kadınları daha fazla etkilediğinin altı çiziliyor. Kadın girişimcilerin yeşil bir geleceği destekleyen işletmeler kurmaları ve ürünler geliştirmelerine yönelik finansal ve ürün geliştirme odağında desteklerin artırılacağı belirtiliyor.
Cleantech’i şekillendirecek 12 trend
GOOINN İnovasyon’un raporuna göre, geleceğin Cleantech trendleri şu şekilde; Enerji Depolama, Karbon Yakalama ve Depolama, Endüstriyel Karbonsuzlaşma, Yeşil Hidrojen, Temiz Amonyak, Ağ Operatörleri Gündeminde Dayanıklılık, Elektrikli Araçlar, Güneş Fotovoltaik Teknolojisi, Düşük Karbonlu İnşaat, Güvenli ve Sürdürülebilir Atık Yönetimi, Yeşil Malzemeler, Enerji Tüketiminin Yönetimi ve Optimizasyonu.
Yatırımcının gözü de Cleantech’te
Yenilenebilir enerji ve batarya depolama projeleri, fiyat dalgalanmalarına ve düzenleyici belirsizliğe karşı düzenli, uzun vadeli gelir akışları sağlamakta. Ayrıca temiz enerji talebi sadece 2023’te değil, gelecek yıllarda da büyümeye devam edecek. Bu nedenle GOOINN raporuna göre, yatırımcıların cleantech alanına daha fazla akın edeceği öngörülmekte.
Startup-Şirket iş birlikleri artacak
2023 Cleantech raporu, gelecek dönemde şirketlerin karbonsuzlaştırma çabalarının daha da artmasıyla “Startup-Şirket” iş birliklerinin daha sık görüleceğini öngörüyor. Startup-Şirket iş birlikleri sayesinde şirketler, bu teknolojilere rahatlıkla erişilecek ve uygun maliyetli hale getirerek inovasyonu artırabilecekler. Startuplar, cleantech için deneme alanları ve yeni kullanım senaryoları sunarken, şirketler ise yeni ve gelişmekte olan pazarlara bu startup’lar ile daha rahat girebiliyor.
GOOINN’in 2023 CleanTech Raporu’nun tamamı için Rapor linkleri:
https://panel.basinlistem.com/[email protected]&MailID=30100263&url=https%3a%2f%2fmailchi.mp%2fgooinn%2fcleantechraporu2023
TCL, NXTPAPER teknolojisine sahip dünyanın ilk akıllı telefonlarını piyasaya sürüyor
Ödüllü ve yenilikçi NXTPAPER teknolojisi, artık yeni ekran boyutlarında ve form faktörlerinde de kullanılacak. Zengin özelliklere sahip akıllı telefonlar, tabletler ve bağlantılı cihazların ekranları konusunda öncü olan TCL, NXTPAPER akıllı telefon serisini piyasaya sürüyor. Böylelikle TCL 40 NXTPAPER ve TCL 40 NXTPAPER 5G, devrim niteliğinde, kâğıt benzeri renkli bir görsel deneyim sunan dünyanın ilk ve tek akıllı telefonları oluyor NXTPAPER telefonların piyasaya sürülmesi, TCL’in tüketicilerin çeşitli ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla göz konforunu yüksek ekran deneyimi ile birleştirme taahhüdünde önemli bir dönüm noktası olarak dikkat çekiyor. Şirket içinde geliştirilen TCL NXTPAPER renkli elektronik kâğıt benzeri ekran teknolojisi hem tüketicilerden hem de medyadan övgüler alıyor. Şimdiye kadar TCL’in belirli tablet ve dizüstü bilgisayarlarında bulunan NXTPAPER ekranını kullanıcılar yakında Android akıllı telefonlarının harika bir parçası olarak ceplerinde de taşıyabilecek. TCL Communication CEO’su Aaron Zhang açıklamasında, “2023 yılında, TCL’in NXTPAPER ekran çözümünü dünya çapında rekabetçi fiyatlarla akıllı ekranlara getirme misyonunda önemli bir kilometre taşına ulaştığını gördük. Bu çözüm, göz konforunu ve kâğıt hissini modern teknolojinin rahatlığıyla tek ve kusursuz bir üründe birleştirerek ‘Ekran Mükemmelliği’ vizyonumuzu pekiştiriyor. TCL olarak tüketicilerimizi dinlemeye ve onların ihtiyaçlarını sürekli inovasyon ve gelişen ürün portföyümüzle karşılamaya devam ediyoruz.” dedi. TCL NXTPAPER telefonlar ile daha kolay izleme keyfi Düşük zararlı mavi ışık için TÜV tarafından onaylanmış donanımlara sahip olan en yeni NXTPAPER akıllı telefonlar sektör lideri göz konforu sunuyor. Kullanıcılar, orijinal renk dengesini koruyarak daha rahat bir renkli kâğıt benzeri görüntüleme deneyimi ile günlük kullanımlarında telefonlarının ekran keyfini çıkarabiliyor. Ayrıca telefonlarda yer alan entegre bir sensör, ekran parlaklığını ve renk sıcaklığını zamana ve ortama göre otomatik olarak ayarlayarak uygun görsel deneyimler ve geceleri yumuşak ışık sağlıyor, böylelikle genel göz konforunu daha da artırıyor. TÜV sertifikasına sahip, yansıma yapmayan akıllı telefon ekranı, kâğıt benzeri mat efektli bir doku üreterek parlama önleyici işlevsellik sunuyor. Parmak izi lekelerine karşı dayanıklılık özelliği sayesinde kullanıcılar dışarıda günün tadını çıkarırken aynı zamanda her zamankinden daha rahat bir okuma deneyimi yaşayabiliyor. Renkli elektronik ekran, özel olarak tasarlanmış NXTPAPER kullanıcı arayüzü ile birlikte geliyor ve kullanıcılara bireysel tercihlerine göre tam renkli manga veya siyah-beyaz okuma deneyimleri arasında seçim yapma esnekliği sunuyor. Sürükleyici eğlence, özgür yaratıcılık – TCL 40 NXTPAPER Göz konforundan ödün vermeden eğlence ve yaratıcılığa odaklanarak tasarlanan TCL 40 NXTPAPER akıllı telefon, sürükleyici bir görsel-işitsel deneyim için 6,78″ FHD+ NXTPAPER ekran, çift hoparlör ve DTS tarafından desteklenen 3D ses gücü ile birlikte geliyor. Akıllı telefon, tek bir tıklamayla çarpıcı ayrıntıları ve benzersiz ifadeleri yakalamak için 32MP selfie kamerasına da sahip. 5MP ultra geniş kamera ve 2MP makro sensörle tamamlanan çok yönlü 50MP arka üçlü kamera sistemi, kullanıcıların kristal netliğinde manzaralar, portreler ve karmaşık ayrıntıları zahmetsizce çekmesine olanak tanıyor. İster not almak ister çizim yapmak veya “yapılacaklar” listesini kontrol etmek olsun, TCL 40 NXTPAPER’ın uyumlu T-pen ile birleştirildiğinde inanılmaz kâğıt benzeri ekran deneyimi, daha gerçekçi ve kolay bir hal alıyor. Zarif 7,89 mm tasarım ve şık 2D arka kapak, cihazın rahat tutulmasını sağlıyor. 256 GB depolama alanı ve 8 GB RAM’e ek 8 GB sanal RAM genişletme özelliği ile fiyat kategorisindeki en büyük sınıfta yer alan bu telefon, kullanıcıların üretkenliği artıran uygulamalarda hızlı bir şekilde çoklu görevlerini yapmalarını sağlıyor. Eşsiz hız, ödün vermeyen çoklu görev – TCL 40 NXTPAPER 5G Her zaman bağlantıda kalmak isteyen mükemmel profesyoneller için üretilen TCL 40 NXTPAPER 5G, hareket halindeyken görevleri kolaylıkla yerine getirmek için olağanüstü göz konforu ve yıldırım hızında 5G bağlantısı sunuyor. Çarpıcı 6,6″ HD+ NXTPAPER ekran, kâğıt benzeri görüntüleme deneyimi ve NXTPAPER kullanıcı arayüzü ile birleştiğinde, uzun süreli okuma ve belge işlemleri için ideal bir seçim oluyor. Cihaz 256 GB depolama alanının yanında ek 6 GB sanal RAM ile daha da artırılabilen 6 GB RAM ile birlikte geliyor. Böylelikle üretkenliği artıran uygulamalarda, eğlenceli multimedya uygulamalarında ve diğer kullanımlarda eş zamanlı görev yönetimi ve verimli performans sağlanıyor. 50MP ana kamera, 2MP derinlik sensörü ve 2MP makro sensörü içeren çok yönlü bir arka kamera sistemi ile donatılan cihazın sezgisel yapay zekâ kamerası, her çekimi profesyonel görünümlü bir kareye dönüştürüyor. Özneyi canlı renklerde tutarken video arka planlarını siyah beyaz yapan benzersiz AI Renkli Video modu, çekimleri daha da etkileyici yapıyor. Yüksek kaliteli video konferansların gerçekleştirilmesini sağlayan 8MP ön kamerası sadece iş ihtiyaçlarını değil aynı zamanda kişisel ihtiyaçları da karşılıyor, bu da onu iş ve mesai dışı zamanlar için çok yönlü uygun bir cihaz haline getiriyor. Erişilebilirlik- TCL 40 NXTPAPER, eylül ayına Avrupa’da satışa sunulacak, yılın ilerleyen aylarında küresel çapta daha fazla ülkede piyasada olacak.
- TCL 40 NXTPAPER 5G, ekim ayına Avrupa’da satışa sunulacak, yılın ilerleyen aylarında küresel çapta daha fazla ülkede piyasada olacak.
Durak Tekstil, IBIA EXPO 2023’te yatak endüstrisine yeni bir iplik vizyonu sunacak
Geliştirdiği ve ürettiği özel ipliklerle yatak endüstrisi için yüksek verimlilik ve performans sunmanın yanı sıra, pazarın fonksiyonellik ve sürdürülebilirlik taleplerini de karşılayan Durak Tekstil, iletken iplikleri ile de sektöre yeni uygulamalar için ilham veriyor.
Endüstriyel dikiş ve nakış iplikleri üreticisi Durak Tekstil, 28 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında İFM’de düzenlenecek 2. Yatak Yan Sanayi ve Teknolojileri Fuarı IBIA EXPO 2023’te bir kez daha sektörle buluşmaya hazırlanıyor. Fuarda 6. Salon’daki 6-G13 numaralı Durak Tekstil standında, fonksiyonel, teknik ve sürdürülebilir iplik portföyünün yanı sıra, müşteri taleplerine esnek yanıt ve servis gücü de öne çıkacak.
Yatak endüstrisinin özel taleplerine yanıt veren geniş bir ürün gamına sahip olan Durak Tekstil, fuar boyunca zengin ürün portföyünün yatak üreticilerine sağladığı avantajları gözler önüne serecek. Özel bitim işlemleri ve yüzlerce renk seçeneğinin yanı sıra, fonksiyonellik, sürdürülebilirlik ve tasarım yönünden üreticilere katkı sağlayan Durak Tekstil iplikleri, aynı zamanda gerekli standartları karşıladığını gösteren ulusal ve uluslararası belgelere de sahip bulunuyor. Yatak endüstrisinin dikiş ve nakış işlemleri için ihtiyaç duyduğu birçok farklı iplik türü ve buna bağlı uygulama çeşitleri firmanın standında bir seyir keyfi yaşatacak.
Durak Tekstil standında öne çıkacak ipliklerin başında pazarda iyi bilinen Durak Duma ve Durak Duraless iplikleri bulunuyor. Üretimde verimliliği en üst seviyeye çıkaran bu iplikler, özel işlemler sayesinde kolay dikiş işlemi, dayanıklılık ve uzun ömürlülük sunuyor. Standart bir alt iplik bobinin sığacağı alana ortalama 4 kat iplik sunan Duma, merkezi boş hazır sarımlı masura ipliği bu özelliği ile daha az makine duruşu sağlıyor. Diğer yandan makine içinde sabit durması ve kendinden tansiyon ayarı olması gibi artıları Duma’yı tercih sıralamasında zirveye çıkarıyor. Hazır sarımlı bobin ipliği Duraless ise, Duma ile aynı sarım teknolojisini kullanarak üretiliyor; ancak ortasında standart ürünlerdeki gibi boşluk bulunuyor. Duraless, benzerlerine kıyasla 2 kata kadar daha fazla sarım ipliği sunuyor.
Yatak ve konaklama endüstrisinin son yıllarda yükselen yıldızı Durak Fire-Safe Grubu iplikler de fuar boyunca yakından incelenebilecek. Meta-aramid ve Para-aramid ipliklerin geç tutuşur özellikleri sayesinde güvenlik ve yangın endişeleri önemli oranda ortadan kalkıyor ve dayanıklı bir kullanım sağlıyor.
Durak Tekstil standını ziyaret edenler ayrıca SilverPro iletken ipliğini, Redolent kokulu ipliği, anti mikrobiyal, ekstra dayanıklı, su itici özelliklere sahip iplikleri de görebilecek. Bu çözümlerin önemli bir kısmı yatak sanayinin taleplerine net bir şekilde hitap ederken, bazıları da sağlık, gıda ve elektro domestik gibi farklı alanlara ve amaçlara dönük olarak geliştirildi ve üretildi.
Yiğit Durak; “İpliklerde fonksiyonellik öncelikli kriterimiz”
Fonksiyonellik özelliğinin kendileri için temel kriterlerin başında geldiğini söyleyen Durak Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü Yiğit Durak, stantta sergilenecek iplikler dahil olmak üzere tüm ürünlerin en verimli üretimi sağlamak için tasarlandığını kaydetti. Durak; “Pazardaki standart ipliklerle karşılaştırıldığında birçok yapısal farklılığa ve özel üretim süreçlerine sahip olan bu ipliklerimiz gerekli patentleri ve uluslararası geçerliliğe sahip sertifikaları ile yarattığı değeri teyit ediyor. Örneğin pazarda muadilleriyle çok benzer bir dış görünüşe sahip olmakla birlikte, Duma ipliğimiz patentli özel sarım sistemiyle dünyada ilk ve tektir” dedi.
Geçtiğimiz yıl ilk kez IBIA EXPO fuarında sergiledikleri Durak SilverPro ipliğin bu alandaki ilk ve tek yerli iletken dikiş/nakış ipliği konumunda olduğunun altını çizen Durak, başarılı bir şekilde ticarileşmeye devam eden bu çözümün yeni olanakları beraberinde getirdiğini anlattı. Durak sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu ipliğimiz, akıllı tekstiller ve giyilebilir teknolojiler gibi uygulama alanlarında yeni imkanlar yaratıyor. Bu yenilikçi çözümümüz sayesinde, hiçbir enerji harcamadan yataktan veriler toplanıp analiz edilebilir, ayrıca afetlere karşı daha çok koruma sağlayacak ürünler üretilebilir. Hem hasta bakımında hem de günlük rutin sağlık bilgisinin elde edilmesinde Durak SilverPro ipliğimiz, çok daha fazla alana hitap etmeye hazır”.
“Teknoloji, doğa ve sanat temalı stant konseptimizi sürdüreceğiz”
Geçen yıl katıldıkları ilk IBIA EXPO fuarının çok başarılı ve iş anlamında da oldukça faydalı olduğunu hatırlatan Yiğit Durak, bu yıl fuarın daha çok tanınırlığa kavuşması ve ulaşımın nispeten daha rahat olması nedeniyle daha başarılı bir fuar olmasını beklediklerini açıkladı. Geçen yılki fuarda Latin Amerika pazarından yoğun ilgi aldıkları bilgisini veren Durak, IBIA EXPO 2023’te de Kuzey ve Güney Amerika başta olmak üzere birçok farklı bölgeden profesyonellerle buluşmayı beklediklerini söyledi.
Fuarın yatak endüstrisi için önemli bir platforma dönüşme yolunda ilerlediğini ifade eden Durak sözlerini şöyle sürdürdü; “Endüstri bütün bileşenleri ve tedarik zinciriyle buluşacağı bir platforma kavuştu. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da fuardan memnun ayrılacağımızı umuyoruz. Bu amaçla fuarda pozisyonumuzu koruyarak yer alacağız. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da fuarda teknoloji, doğa ve sanat temasını yansıtan stant konseptini bir standart olarak sürdüreceğiz. Böylece ziyaretçilerimiz kurumsal bir devamlılık ve güçlü bir güven duygusu ile bizlerle buluşabiliyor.”
Yatak endüstrisinde iplik kalitesinin standart ve stabil halde olmasının önemini vurgulayan Durak, özellikle çok iğneli makinelerde iplik sarfiyatının optimal seviyede tutulmasının hassas bir konu olduğuna değindi. Durak; “Satın alırken ekonomik görünen bazı ürünler sonrasında sarfiyat artışı ve ürün kalitesinde bozulma gibi sonuçlara yol açabiliyor. Etikette ucuz olan malzeme üretimde pahalıya mal olabilir. Fuar boyunca bir araya geleceğimiz üreticilerle ve sektör profesyonelleriyle verimli çalışmanın şartları ve tedarik zincirinde iplik konusunda dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda görüşmeler yapacağız. Teknik ekibimiz yatak üreticilerine en uygun çözümlerin hangileri olabileceğini göstermek için hazır olacak” diyerek sözlerini tamamladı.
Kafe ve restoranlar, soğuklarda müşterilerine yaz konforu sunmaya hazırlanıyor
Kafe (cafe) ve restoran işletmeciliği zordur. Çünkü şehirlerde potansiyel müşterilerin tercih edebileceği pek çok seçenek vardır. İşletmenin öne çıkması ve fark yaratması için sunduğu lezzetler kadar konfor şartları da önemlidir. İşletmeler müşterilerine mükemmel bir yemek deneyimi sunarak, onların aile veya arkadaşlarıyla birlikte geçireceği keyifli zamanlara katkıda bulunmalıdır.
Kafe ve restoranlarda konfor denilince akla gelen ilk kriterlerden biri ısıtma oluyor. Özellikle soğuk havalarda kafe ve restoranların açık alanlarında yaz konforu yaşatan işletmeler, müşterilerine harika bir deneyim sunuyor.
“Soğuk havalarda kafe ve restoranların açık alanlarını doğru bir şekilde ısıtmak hem mekânda geçirilen sürenin uzamasını hem de daha keyifli olmasını sağlıyor” diyen Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, kafe ve restoran işletmecilerini doğru cihaz seçimi konusunda uyardı:
“Yaz bitiyor. Kafe ve restoran işletmecileri, mekânlarının açık alanlarını soğuk havalara hazırlıyor. İşletmelerin kışa hazırlık sürecinde doğru ısıtma sistemi seçimi yapabilmeleri için öncelikli olarak, mühendislik altyapısı güçlü olan, ücretsiz keşif ve projelendirme hizmeti sunan firmaları tercih etmeleri gerekiyor. Cihaz tercihinde ki kriterleri ise; konfor, hız, dayanım ve tasarruf olmalı.
Çukurova ısı olarak, kafe ve restoran işletmecilerine alanında uzman mühendislerimiz ile ücretsiz keşif ve projelendirme hizmeti sunuyoruz. Açık alanların ısıtmasında ise; Silversun Evo borulu radyant ısıtıcılar, Goldsun Elite seramik plakalı radyant ısıtıcılar veya Goldsun Supra Plus ve Goldsun Aqua elektrikli ısıtıcılarımız ile mekânlara değer katıyoruz.
Yüzde 40’a varan enerji tasarrufu
Estetik ve kullanışlı tasarıma sahip Goldsun Elite seramik plakalı radyant ısıtıcıların üç kademeli yakma sistemi ile kafe ve restoranlarda istenen konfor şartları kolayca sağlanıyor.
Dış kasası 600 derece sıcaklığa, ön yüzeyindeki ızgara ve ısı kalkanı ise 1000 derece sıcaklığa dayanıklı olarak geliştirilen Goldsun Elite serisi seramik plakalı radyant ısıtıcılar, açık alanlarda uzun yıllar güvenli çalışma avantajı sunuyor.
Piyasadaki birçok radyant ısıtıcıda bulunmayan reflektör ise Goldsun Elite Seramik Plakalı Radyant Isıtıcılardan yayılan enerjiyi, havaya değil, mekândaki müşterilere doğru yönlendirerek, ısı kayıplarını önlüyor. Goldsun Elite serisi ısıtıcılarda, seramik plakaların önüne yerleştirilen ve saydam seramikten üretilen camlar ise karşıdan gelen rüzgâr akımlarını yüzde 100 kesiyor.
Piyasadaki muadillerine göre ısıtmada yüzde 40’a varan enerji tasarrufu sağlayan Goldsun Elite Seramik Plakalı Radyant Isıtıcılar, 1-3 yıl kadar kısa bir sürede kendini amorti ediyor.
Daha verimli ve yoğun ısıtma
Açık alan ısıtmasında konfor ve verimi bir arada sunan doğalgazlı borulu radyant ısıtıcılarımız ise güneşin dünyamızı ısıttığı gibi infrared (kızılötesi) ışınlarla ısıtma sağlıyor. Silversun Evo borulu radyant ısıtıcılar, borulardan çıkan ışınların yüzde 99’unun cisimlere yönlendirerek, daha verimli ve yoğun ısıtma sağlıyor.
Yağmur altında sorunsuz çalışma özelliği
IP55 su ve toz koruma standartlarına uygun olarak ürettiğimiz Goldsun Supra Plus ve Goldsun Aqua serisi elektrikli ısıtıcılar da uzun yıllar açık alanlarda hatta yağmur altında sorunsuzca çalışıyor. Goldsun elektrikli ısıtıcıların sahip olduğu yüksek yoğunluklu halojen ampul, harcadığı elektrik enerjisinin yüzde 99’unu ısıya dönüştürerek, standart rezistanslı elektrikli ısıtıcılara göre yüzde 40 daha verimli bir ısıtma sağlıyor” dedi.
Dijital dönüşüm ile oteller, restoranlar ve kafeler sayısız faydaya sahip olabiliyor
34 yılı aşkın süredir otel, restoran, kafe, bar, pastane ve plaj işletmeleri için teknolojik çözümler sunan sektör lideri Protel; otel, restoran ve kafe (HoReCa) sektörlerinde dijital dönüşümün müşteri memnuniyetine ve işletme yönetimine sağladığı faydalara dikkat çekiyor. 5.000’den fazla işletmeye teknoloji merkezli yönetim ve operasyon çözümleri sunarak yiyecek-içecek ve konaklama sektörlerine değer katan Protel, pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen otel, restoran ve kafelerin dijital dönüşümle süreçlerini ve gelirlerini gözle görülür ölçüde iyileştirebilirken müşterilerine sundukları deneyimin de geliştirilebildiğine dikkat çekiyor. Otel, Restoran, Kafe (HoReCa) sektörlerinin pandemi kaynaklı hissettiği etkiler son zamanlarda neredeyse tamamen ortadan kalkmış durumda. Ancak bu dönemde oluşan açığı kapatmanın yolları da dijitalleşmeden geçiyor. Dijitalleşme trendi tüm sektörlerde adeta temelden bir değişim yaratıyor. Kendisine yer bulduğu her sektöre kattığı yenilikçi ve veriden güç alan teknolojilerle işletmeler süreçlerini çok daha verimli hale getirebiliyor ve bu sayede elde ettikleri geliri artırabiliyor. HoReCa sektöründe dijitalleşme, kendisini en çok popülerliğini ve kullanıcı tabanını her geçen gün artıran mobil sipariş ve ödeme imkanlarında gösteriyor. Akıllı telefonların günlük yaşantıdaki öneminin artmasıyla birlikte yiyecek ve içecek siparişlerini bu cihazlar üzerinden verebilmek ya da ödemesini yapabilmek, kullanıcılara çok büyük kolaylık sağlıyor. Online otel rezervasyonları da yine dijitalleşmeyle birlikte online ortamlarda gerçekleştirilen işlemlerde öne çıkıyor. Özellikle otellerdeki işleyişte kritik rol oynayan rezervasyon süreçlerinin online rezervasyon sistemleri üzerinden yapılabilmesiyle kullanıcılar otellerde oda veya restoranlarda masa ayırtabiliyor. İşletme sahipleri de mekanın işleyişini gerektiği zaman uzaktan da takip edebiliyor. Protel Kurucusu Metin Arghan, dijitalleşmenin işletmelere sağladığı faydalar ve Protel’in bu alandaki çalışmalarıyla ilgili şunları söylüyor: “Pek çok avantajı sayesinde yapay zeka ve öğrenen makinelerin kullanımı her sektörde olduğu gibi HoReCa sektöründe de artıyor. Bu gibi pek çok trend ile işletmeler verimliliğini artırırken sağladığı dijital avantajlarla müşterilerinin de beğenisini kazanabiliyor ve benzer durumlardaki tercihi haline gelebiliyor. Bunun sonucunda marka saygınlığını artırırken kendisine yeni gelir alanları da oluşturabiliyor. Tabii dijitalleşmenin sağladığı faydaların bir sınırı olmadığı gibi, işletmelerin elde ettiği avantajlar da bunlarla sınırlı değil. 34 yılı aşkın süredir otel, restoran, kafe, bar, pastane ve plaj işletmeleri için teknolojik çözümler sunan sektör lideri Protel olarak en güncel teknolojilerle geliştirdiğimiz çözümlerimiz sayesinde işletmeler yukarıda bahsettiğimiz avantajlardan çok daha fazlasına sahip oluyor.”Potato Days Türkiye 2023 Nevşehir Avanos’ta gerçekleşti
Türkiye’nin tek ve en kapsamlı patates özel fuarı Potato Days Türkiye 2023, 23-25 Ağustos tarihleri arasında Nevşehir Avanos’ta gerçekleştirildi.
Ulusal ve uluslararası 70 katılımcı firmanın; patates yetiştiriciliğinde toprak hazırlığı, hastalık, yabancı ot ve zararlı mücadelesi, tarım makinaları, sulama sistemleri, nihai ürün işlemesine kadar patates üretimine dair tüm yenilikleri ve 90’a yakın patates çeşidini paylaştığı Potato Days Türkiye 2023 patates üreticilerinin büyük ilgisini gördü.
Potato Days 2023 hazırlıkları 2023 Nisan ayında başladı. Katılımcı firmaların, ekim ve şahit alan uygulamalarını gerçekleştirdikleri yetiştiricilik alanları yaklaşık 6 ay süren hummalı çalışmaların ardından 23-25 Ağustos tarihleri arasında patates üreticilerinin ziyaretine açıldı.
Dünyada eşi benzeri bulunmayan doğal yer altı depoları ile patates yetiştiriciliğinin kalbi olan Nevşehir Avanos’ta, DLG Fuarcılık tarafından düzenlenen Potato Days Türkiye 2023’ün açılış törenine Nevşehir Valisi Ali Fidan, AK Parti Nevşehir Milletvekili Süleyman Özgün, MHP Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç, Almanya Büyükelçiliği Ticaret Bölüm Başkanı Florian Burkhardt, Nevşehir Vali Yardımcısı Kübra Karaalioğlu, TSÜAB Başkanı Yıldıray Gençer, Nevşehir İl Tarım ve Orman Müdürü Özgür Memiş, Sulusaray Belediye Başkanı Bayram Yılmaz, Nevşehir Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Salaş, Meclis Başkanı Mehmet Havalı, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ekrem Nurlu, NTSO Genel Sekreteri Av. İbrahim Akgür, NTB Genel Sekreteri Uslu Tombalak, MHP Nevşehir İl Başkanı Adnan Doğu, AK Parti Avanos ilçe Başkanı Ömer Önal, MÜSİAD Nevşehir Şube Başkanı Ahmet Çakır, DLG Fuarcılık Genel Müdürü Onur Kiraz, DLG international Genel Müdür Yardımcısı Dr. Lars Huf, Nevşehir Patates Üreticileri, Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (PÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Birol Güney, Doğa Tohumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Karahan, Yiğitsan Tarım Makinaları A.Ş Hurşit Yiğit, kurum müdürleri, oda, birlik ve kooperatif başkanları ulusal ve uluslararası firmalar ve çok sayıda üretici katılım gösterdi.
Pigment Reklam’ın sponsor olduğu Autobee, otonom tekne yarışmasında şampiyon oldu
Avrupa’nın tek otonom tekne yarışması Njord’a katılan İTÜ Autobee proje ekibi şampiyon oldu. Projenin baskı sponsorluğunu üstlenen Pigment Reklam, Nyala 3’te basılan roll up ve stickerlar ile başarıya ortak oldu.
UV baskı uzmanı Pigment Reklam’ın sponsor olduğu İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Autobee proje ekibi, Njord Autonomus Ship Challenge’da güçlü rakiplerini geride bırakarak birinciliği elde etti. 14-18 Ağustos tarihleri arasında Norveç’in Trondheim şehrinde gerçekleşen deniz teknolojileri konulu yarışmaya dünyanın en gelişmiş üniversitelerinden biri olan NTNU ev sahipliği yaptı. Öğrenciler tarafından organize edilen uluslararası ilk otonom yarışma özelliğine sahip Niord Autonomus Ship Challenge’da Türkiye’nin yanı sıra, Amerika, Portekiz, Hindistan, İskoçya ve Norveç’in prestijli üniversitelerinden ekipler yarıştı.
İTÜ Autobee Takımı Eş Kaptanı Emir Sağlam, Avrupa’da gerçekleşen tek otonom tekne yarışması olan Njord’da üç görevi başarıyla tamamlayarak birinciliği nasıl kazandıklarını şöyle anlattı; “Yarışma yol bulma, rıhtıma yanaşma ve kazadan kaçma olmak üzere 3 ana görevden oluşuyor. İlk görevde dubalarla belirtilmiş yolu takip edip gemicilik kurallarına uygun şekilde rota çizmemiz gerekti. İkinci görevde ise ne yazık ki yaşanan sert fırtınadan dolayı başarılı bir şekilde rıhtıma yanaşma görevini gerçekleştiremedik. Son görevde ise farklı senaryolarda gemicilik kurallarına uyarak kazadan başarıyla kaçmamız beklendi. Bu üç kategoriden ikisinde başarılı sonuç alarak birinciliğe layık görüldük.”
Njord’da şampiyonun adı vesselbee02
İTÜ’deki farklı bölümlerden öğrencilerin oluşturduğu Autobee proje takımının 2016 yılından bu yana hava ve karada otonom araç tecrübesine sahip olduğunu anlatan Emir Sağlam, otonom tekne konusunda da geçen yıl Vesselbee01 modeli ile Savunma Sanayii Bakanlığı’nın düzenlediği Roboik İnsansız Su Üstü Araçları Prototip Yarışması’nda ikinci olduklarını hatırlattı. Bu alandaki araç geliştirme çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayan Sağlam; “Norveç’teki yarışmada uluslararası alanda bilinirliğe sahip 7 üniversitenin ekibi yarıştı. Açıkçası diğer takımların bütçeleri bizimkinin oldukça üstünde. Ancak bu zorluğa rağmen Vesselbee02 aracımızla kazandığımız ödül, en iyi aracı geliştirme konusundaki gayretlerimizin meyvesi olması açısından bizleri çok mutlu etti” dedi.
Üç görev başlığında da başarılı sonuçlar elde ederek güçlü rakipler karşısında birinci seçildiklerini vurgulayan Sağlam, bu başarının elde edilmesine katkı sağlayan bütün sponsorlara teşekkür etti. Sağlam; “Yarışmada ciddiye alınmak açısından burada profesyonel bir şekilde yer almak ve temsil edilmek çok önemli. Bu bağlamda Pigment Reklam bize tanıtım için roll up, flama ve stickerlar hazırladı. Bu baskıların kalitesi gerçekten çok iyiydi. Özellikle aracımıza yapıştırdığımız stickerlar göz alıcıydı. Araç üzerinde sponsor logolarımızın gösterildiği stickerların suya dayanaklı olması gerekiyordu ve Pigment Reklam bu konuda bize en iyiyi sağladı. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Autobee baskısında Nyala imzası
Uluslararası bir yarışmada Türkiye’yi temsil etmenin heyecan verici bir durum olduğunu belirten Emir Sağlam; “Kendimizi kanıtlamak ve ülkemizi başarıyla temsil etmenin mutluluğu tarif edilemez. Yarışmadaki başarımızın yanı sıra kendimizi Pigment Reklam sayesinde sponsorlara, ziyaretçilere ve diğer yarışmacılara profesyonel bir şekilde sunma imkanı elde ettik. Hem yarışmada moral verme hem de yeni çalışmalar için güç toplamada bu ve benzeri destekler bizler için çok önemli” diye konuştu.
Pigment Reklam’ın swissQprint’in pazarda en çok satan endüstriyel UV baskı makinesi Nyala 3’te gerçekleştirdiği baskılar hem su ile sert bir mücadeleye giren araç üzerinde, hem de ekibin tanıtım çalışmaları için stant alanlarında kullanıldı. Farklı gereksinimlere göre hazırlanan baskılar aracın markalaşması ve ekibin tanıtımı için katkı sağladı. Günümüzde 4. nesil ile pazara sunulan Nyala versiyonu kendi segmentinde Avrupa’nın en çok satan modeli olarak öne çıkıyor.
Ülkemizi temsil eden bu tür projelere ve çalışmalara destek vermekten mutluluk duyduklarını söyleyen Pigment Reklam Firma Sahibi Serkan Çağlıyan, birincilik ödülü için Autobee ekibini tebrik etti. Çağlıyan; “Sponsor olarak destek vermek bizleri de bu sürecin ve başarının bir parçasına dönüştürdü. Ülkemiz adına elde edilen başarıdan gurur duyuyoruz. Yeni ürün geliştirmeye odaklanan Ar-Ge ve start-up proje ve girişimlere bu çerçevede destek vermeyi sürdüreceğiz. Verdiğimiz desteklerin meyvelerini görmek en büyük mutluluğumuz olacaktır” dedi.
Toyota Türkiye’ye “Brandon Hall Group Mükemmellik Ödülleri’nde” Gold Ödülü
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. dünyanın en prestijli iş ödülleri arasında yer alan Brandon Hall Group HCM Mükemmellik Ödülleri kapsamında önemli bir başarıya daha imza attı. 2023 Brandon Hall Group HCM Mükemmellik Ödülleri’nde Yetenek Yönetimi Ödülleri kategorisinde “GOLD” Ödülün sahibi oldu.
Yetenekler tarafından en çok tercih edilen şirketlerden biri olma ve yetenekleri elde tutma konusunda her geçen gün çalışanlarına yeni programlar sunan Toyota Türkiye, kurum kültürünü ileriye taşımaya ve çalışanlarının kendilerini her alanda geliştirmelerine, aynı zamanda “insana saygı” felsefesiyle her adımda “değerli” hissetmelerine; çalışanların en özel anlarında yanlarında olmaya ve başarıları birlikte kutlamaya özen gösteriyor. Tüm çalışanlarının Toyota Yolculuğunda gelişimlerine ortak olmayı hedefleyen Toyota Türkiye, 2022 yılında takdir ve ödüllendirme yolculuğunu dijital platforma da taşıdığı “Arigato” sayesinde anlık teşekkür ve ödüllendirmelerle çalışan bağlılığını artırırken, aynı zamanda şirket içerisindeki teşekkür kültürünü yaygınlaştırarak çalışanların motivasyonunu da yükseltmeyi başardı. Tüm bu yolculuk, Toyota’nın mükemmellik arayışını da yansıtarak çalışanların daha mutlu bir çalışma ortamı ve iyi bir kariyer elde etmesine katkı sağlıyor.
Brandon Hall Group HCM Mükemmellik Ödülleri, 30 yılı aşkın süredir 10 milyondan fazla çalışan ve yöneticinin gelişimini etkileyen, Öğrenme ve Gelişim, Yetenek Yönetimi, Liderlik Gelişimi, Yetenek Kazanımı, İnsan Kaynakları, Satış Performansı, Çeşitlilik, Eşitlik ve Dahil Etme ve İş Mükemmelliğinin Geleceği alanlarındaki girişimler için en iyi uygulamaları tanıyan, küresel iş dünyasındaki en prestijli ödüllerden biridir. Brandon Hall Group, başvuru yapan programları iş ihtiyaçlarına uygunluk, program işlevselliği, entegrasyon, yaratıcılık ve ölçülebilir faydalar gibi birçok noktada kapsamlı şekilde inceliyor. Toyota Türkiye’nin “Takdir ve Ödüllendirme Yolculuğu” programı da, deneyimli sektör uzmanları, Brandon Hall Group analistleri ve yöneticilerden oluşan bir panel tarafından değerlendirilerek Gold Ödüle layık görüldü.
Doğaltaşta işlenmiş ürün ihracatı AMORF ile yüzde 90’a ulaşacak
Türkiye’nin doğal taş ihracatında lider konumda ihracatının yüzde 80’inini işlenmiş ürün olarak ihraç eden Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle bu sene “Taşa Sanat Kat” temasıyla 4’üncüsünü düzenlediği AMORF Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’nda başvurular 9 Ekim’de sonra eriyor.
Bu sene ilk kez final öncesinde yarışmacılarla birlikte 22 Ağustos’ta Mermerin doğduğu yer Marmara Adasına, 24 Ağustos’ta ise İzmir’de Şenler Mermer showroomu, Eminoğlu SBV showroomu ve üretim fabrikası, Ege Natural Stone maden ocağına teknik gezi düzenlendi.
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, katma değerli ürün ihracatını artırmak amacıyla, doğal taş sektörünün mimarlar ve tasarımcılarla arasında köprü görevi gören AMORF Doğal Taş Tasarım ve Üretim Yarışmasını bu sene 4’üncü kez düzenlediklerini anlattı.
“2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli doğaltaş ihracat 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. İşlenmiş ürün ihracatı ise 7 aylık dönemde 715 milyon dolar oldu. İşlenmiş ürün ihracatının payı yüzde 66 olarak gerçekleşti. Ege’de ise işlenmiş ürünlerin payı son yıllarda yüzde 75’ten yüzde 80’e yükseldi. Amorf Doğal Taş Tasarım Yarışmamız ile bunu yüzde 90’a çıkarmayı hedefliyoruz. Geçen sene 400’ün üzerinde başvuru aldığımız yarışmamızın ödül törenini büyük bir katılımla gerçekleştirdik. Yarışmamıza üç yılda toplam 1220 kişi başvurdu. Bu sene de yoğun bir katılım bekliyoruz. Yarışmamıza başvuran tasarımcılar ve mimarlarla Türkiye’nin en değerli doğaltaşının çıktığı, 4000 yıldır mermer üretimi gerçekleştirilen mermerin doğduğu yer Marmara Adasına, İzmir’e ve Manisa’ya teknik gezi düzenledik.”
Başkan Alimoğlu, “Amorf, tasarım ve üretimle ilgili tüm bölümlere açılmış, doğaltaşın hayatın her alanında kullanılmasını hedeflediğimiz bir yarışma. Bu yüzden yarışmacılarımızın paftadaki çizdikleri projenin gerçek hayata uygulanabilirliğini artırmak, daha uygulanabilir, üretilebilir tasarımlar yapmaları adına teknik gezimiz oldukça verimli geçti. Dereli Mermer, Şenler Mermer, Eminoğlu SBV, Ege Natural Stone firmaları yarışmacılarımızı misafir ederken yarışmacılarımız bir gün içinde doğaltaşın işlenişinden ihracat kısmına kadarki tüm aşamalarını, iş sağlığı ve iş güvenliğine uygun sürdürülebilir madencilik proseslerini yerinde gördüler.” dedi.
İbrahim Alimoğlu, “Dünyanın en eski mermer üreticilerinden birisi olan Türkiye, 150 farklı çeşit doğal taş ve 650 renk ve desen seçeneğini dünyaya sunuyor. Yarışmacılarımız Uluslararası piyasada en tanınmış mermer çeşitlerinden olan Süpren, Elazığ Vişne, Akşehir Siyah, Manyas Beyaz, Bilecik Bej, Kaplan Postu, Denizli Traverten, Ege Bordo, Milas Leylak, Gemlik Diyabaz ve Afyon Şekeri gibi çeşitleri, aynı zamanda Brezilya, Güney Afrika gibi birçok ülkeden getirilen yeşil, beyaz, turuncu başta olmak üzere pek çok değişik renk ve desende işlenmiş ve yarı işlenmiş katma değerli birçok doğal taşı sektör profesyonelleri ile birlikte inceleme ve bilgi alma şansı yakaladılar. Sektörün önde gelen isimleriyle bir araya gelmeleri kuvvetli bir network sağlamaları adına çok büyük bir kazanım. Yarışma ile paralel olarak tasarımcılarımızı ve mühendislerimizi sanayicilerle buluşturarak bir sinerji oluşturduk.” diye konuştu.
AMORF Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışması hakkında;
-Yarışma ile ilgili tüm bilgilere “www.amorf.org” web sitesinden ulaşılabiliyor.
-Instagram: amorfyarisma
Yarışma Konuları ve Amaçları
4. Amorf Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’na katılacak proje/tasarımlar aşağıda belirtilen konularda tasarlanmalıdır.
Mermer artıklarının değerlendirilmesi ve ekonomiye kazandırılmasına ilişkin tasarım projeleri,
Dış Mekan mobilya, simge yapı (landmark), kent mobilyası, heykel, bölücü eleman, kaplama, aydınlatma ve uygulamaları bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla alternatif dış mekan tasarımları,
İç Mekan mobilya, aksesuvar, bölücü eleman, kaplama, aydınlatma ve uygulamaları bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla alternatif iç mekan tasarımları,
Doğaltaş odaklı deneysel araştırmalar, fikirler, tasarımlar (artıkların yeniden kullanımına yönelik inovatif sürdürülebilir fikirleri destekleyen ve bu fikirlerin gelişmesine ön ayak olan çalışmalar).
Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması ile;
Doğal taş ihracatında tasarım açısından güçlü, üretilebilir, katma değeri yüksek, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir projeler geliştirmek,
Doğal taş ihracatına yönelik rekabet gücünü artırmak,
Sektörün gelişimine ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak,
Doğal taş sektöründeki firmalar ile sektöre ilgi duyan profesyonel tasarımcı, mimar ve iç mimarlar ile multidisipliner çalışmayı destekleyecek meslek dallarından kişileri sektörle buluşturmak ve bu alandaki başarılı tasarımcıları ödüllendirmek,
Türkiye’de yapı kültürüne ve doğal taş bazlı deneysel malzeme çalışmalarına katkıda bulunmak, yaratıcı fikirleri, projeleri desteklemek,
Türk doğal taş sektöründe tasarım ve uygulamanın önemini vurgulamak ve tasarım fikrini teşvik etmek,
Teknolojik imkanları kullanarak, yakın gelecekteki yaşam biçimlerinin geliştirilmesine katkıda bulunmak (Nesnelerin interneti, Akıllı bina projeleri vb.) amaçlanmaktadır.
Katılım Şartları
Yarışma katılım şartları aşağıda belirtilmiştir.
Yarışmaya başvuru tarihi itibariyle 25 yaşını doldurmuş; 50 yaşını doldurmamış olmak (31 Aralık 1973-1 Ocak 1998 yılları arasında doğmuş olmak.)
Yarışmaya başvuru tarihi itibariyle üniversitelerin Mimarlık, Mühendislik, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakülteleri lisans veya yüksek lisans bölümleri ile diğer fakültelerin tasarım ile ilgili programlarında mezun olanlara açıktır. Katılımcılar yarışmaya bireysel veya ekip olarak katılım gerçekleştirebilir. Bir ekip en fazla 3 kişiden oluşabilir. Ekip üyelerinin her birinin lisans veya yüksek lisans programından mezun olmuş olması gerekmektedir. Başvuru gerçekleştiren ancak mezuniyet şartını sağlamayan adayların başvurusu geçerli sayılmayacaktır.
Ödüller
1) Para Ödülleri
Birincilik Ödülü 125.000 TL
İkincilik 75.000 TL
Üçüncülük 50.000 TL
2) Üretim Desteği
3) Yurtdışı Eğitim Bursu Ödülü
4) Uluslararası Tanıtım Ödülü
SON BAŞVURU TARİHİ
9 Ekim 2023, Saat 17:00
ÖDÜL GECESİ
Aralık 2023
Toyota, Türkiye’de Tam Hibrit Liderliğini Pekiştirdi, Son Çeyrekte Hedeflerini Büyüttü
Toyota, 2023 yılında tam hibrit araçlardaki liderliğini artırarak pekiştirdi. İlk 7 ayda Türkiye’de tam hibrit satışlarının yaklaşık yüzde 80’ine hitap eden Toyota’nın sattığı 10 araçtan 4’ü hibrit oldu.
Toyota markasının hibrit araçlarına olan yoğun ilgiden söz eden Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, Toyota’nın 2023’ün ilk 7 ayındaki satış performansını ve yıl sonu öngörülerini de paylaştı. Hibrit teknolojisinin perakende ve filo müşterileri tarafından çok fazla talep gördüğünü belirten Bozkurt, “Toyota olarak sahip olduğumuz tam hibrit teknolojisi bize büyük avantajlar sağlıyor. Hem bireysel müşteriler hem de kurumsal şirketler, daha düşük yakıt maliyetleri ve karbon ayak izi sayesinde tam hibrit araçları giderek daha fazla tercih ediyorlar. 2023 yılında ilk 7 ayda tam hibrit pazarını, yaklaşık yüzde 80 pay ile domine etmeye devam ettik. Bununla birlikte hibrit araçlarda yaşadığımız bulunurluk sorunlarına karşın, ilk 7 ayda toplam satışlarımızın yüzde 40’ını hibrit modellerimiz oluşturdu. Müşterilerimiz tam hibrit ve hafif hibrit arasındaki farkı çok iyi biliyorlar. Toyota’nın da her binek modelinin tam hibrit modelinin olması, her müşterinin ulaşabileceği çevreci bir modeli tercih etmesine imkan tanıyor” dedi.
“Toyota olarak son çeyrekte atak yapacağız”
Toyota’nın ilk 7 aylık satışlarını değerlendiren Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, 2023’ün son bölümünde daha fazla aracın gelmesiyle birlikte satış adetlerinin de artacağını ifade ederek, “2023’ün ilk 7 ayında 28 bin adedin üzerine çıkan bir satış rakamı elde ettik. Bulunurluk sorunu nedeniyle potansiyelimizin oldukça altında kalan bir satış performansımız vardı ve adetlerimizi bulunurluk belirledi. Ancak yılın son çeyreğinde bulunurluk sorununu azalmasıyla atağa kalkacağımızı belirtebiliriz. Bu doğrultuda, tedarikte ve lojistikte herhangi bir sorun yaşanmaması halinde, 50 bin adetleri geçeceğimizi öngörüyoruz. Eğer tedarik konusunda sorun yaşamasaydık, sadece Corolla Sedan Hybrid modelinden 40 bin ve Corolla Cross Hybrid modelinden en az 30 bin satış gerçekleştirecek potansiyelimiz vardı. Sadece bu iki hibrit modelden 70 bin adet otomobil satışı gerçekleştirebilirdik ve bu yılı 100 bin adetle kapatacak bir potansiyele sahiptik. Araç bulabildiğimiz aylarda yüzde 10-12 pazar payı yakalıyoruz. Her zaman altını çizdiğimiz gibi Toyota’nın Türkiye’de yüzde 10 pazar payı potansiyeli var. 2024’te ise bulunurluk sorununun ortadan kalkmasını ve üretim temposunun normal seviyelere ulaşacağını da öngörüyoruz” dedi.
“Toplam pazar 1 milyona ulaşma yolunda”
2023 Türkiye otomotiv pazarını da değerlendiren Bozkurt, “2023 Türkiye otomotiv pazarının binek otomobil ve ticari araçların toplamıyla 1 milyon civarında bir yerde kapanacağını öngörüyoruz. Geçmişte 1 milyona yaklaşmış ama hiç 1 milyona ulaşamamıştık. Yıl sonunda 1 milyon adetleri geçebiliriz, ancak kalan dört ayın çok kritik dönem olduğunu da belirtmeliyiz. Filo ve perakende pazarında talep henüz tam anlamıyla karşılanamadı. Son dönemde araç bulunurluğunda da artış gözlemliyoruz. Bu unsurlar pazarın büyümesini desteklese de, yüksek talebin satışa dönmesi için krediye ulaşım sorununun çözülmesi gerek. Şu anda herkes krediye ulaşamıyor. Filo firmaları ve kısa-uzun dönem kiralama firmaları da kredi konusunda sorunlar yaşıyor. Bununla birlikte pazarın büyümesinin önüne geçen diğer faktörler olarak, artan araç fiyatların yanı sıra güncellenmeyen matrahlarla 1.6 litre motor hacmine sahip araçların tamamının yüzde 80’lik vergi dilimine girmesi gösterilebilir. Bununla birlikte engelli müşterilerin araçlara erişememesi de pazarı etkileyen önemli bir faktör. Engelli vatandaşların, mevcut baremlere göre ulaşabileceği model sayısında ciddi bir azalma oldu. Tüm bunlar bir araya geldiğinde pazarın daha yavaş seyretmesine yol açıyor. Genel fotoğrafa bakıldığında ise tedarikte, ekonomide ve lojistikte bir sorun olmazsa pazar 1 milyon adetlere ulaşacaktır” dedi.
“Elektrikliye geçiş sürecinde hibrit ve plug-in hibrit’lere önemli rol düşüyor”
Çevreci ve yenilikçi teknolojileriyle öne çıkan Toyota’nın elektrifikasyona yaklaşımından söz eden Bozkurt, “Elektrifikasyon, Toyota markası adına sadece bataryalı elektrikli araçları ifade etmiyor. Bunun içerisine tam hibrit, plug-in hibrit, bataryalı elektrikliler ve hidrojenli araçlar da giriyor. Elektrikli araçlarla ilgili yıllardır ifade ettiğim gibi teknolojik bir devrim olmazsa, şu anki gelişim temposuyla bu tür araçların pazarı domine etmesi 2035 yıllarına kadar sürecektir. Pazarı domine etmesi için, araç parkında adetlerin yüzde 20-25’leri ifade etmesi gerekiyor. Elektriklide bu hacimlere gelinmesi 2035 yılını bulacaktır. Bildiğiniz gibi Toyota da, farklı teknolojilerle birlikte elektrikli araçlar konusunda da ciddi çalışmalar yapıyor. Toyota’nın yaptığı son açıklamaya göre 2026’da 1000 kilometre menzile sahip elektrikli araçlar sunacak. Bunun 10 dakikada şarj edilebilmesinin mümkün olduğu ifade ediliyor. Böylesi teknolojik gelişmeler ise, elektrikli araçların daha hızlı benimsenmesini sağlayacaktır. Toyota’nın yaptığı açıklamada dikkat çeken bir diğer konu ise, 2030 yılında batarya maliyetini yüzde 50 düşürme hedefiydi. Elektrikli araçların şu anda en büyük maliyeti bataryalarından geliyor ve bataryaların maliyetlerinin düşmesi, insanların bu tür araçları satın almasını kolaylaştıracaktır. Bunun devrim niteliğinde bir gelişme olduğunu ifade edebiliriz. Elektrikliye geçişler her ülkede aynı hızda gerçekleşmiyor. Elektrikliye geçiş sürecinde hibrit ve plug-in hibrit’lere önemli rol düşüyor. Toyota bu işi en sağlıklı şekilde yönetmeyi amaçlıyor. Çünkü her ülke ve bölgenin ihtiyaçlarına yönelik ürünler geliştiriyor ve bunu pazara doğru zamanda sunuyor” diye konuştu.
Timberland ve Samuel Ross ikinci kez Future73 kapsül koleksiyonu için iş birliği yapıyor
50’nci yıl kutlamaları kapsamındaki Future73 projesi ile Timberland, ikonik botunu yeniden hayal etmek ve geleceğe taşımak için altı vizyoner tasarımcı ile bir araya geliyor. Samuel Ross ve Timberland ikinci kez Future73 koleksiyonunda buluşuyor. Ross, A-COLD-WALL tarzını yansıtan tasarımı, işlevselliği ve el işçiliğini bu koleksiyona taşıyor. 29 AĞUSTOS 2023: Timberland, dördüncü Future 73 koleksiyonu için ikinci kez A-COLD-WALL* ve kurucusu Samuel Ross ile bir araya geliyor. İkinci Timberland® x Samuel Ross Future73 Koleksiyonunda yer alan ürünler arasında orijinal Timberland® botun yepyeni bir ‘Jet Black’ rejeneratif deri görünümü, GORE-TEX mirasını yansıtan 3- eye lug kalın tabanlı ayakkabı ve Timberland arşivlerinden çıkan parçalarla tasarlanan giyim ürünleri yer alıyor. İş birliğini değerlendiren A-COLD-WALL* Kurucusu Samuel Ross, “Bu koleksiyon el işçiliğinin, aile atölyelerinin ve korunması gereken çıraklık kavramının geri dönüşüdür. Bu sebeple bu kapsül koleksiyonun büyük bir kısmını İtalya’da üretmeyi ve taklit edilemeyecek el teknikleri kullanmayı tercih ettik” diyor. Ross, Timberland® x Samuel Ross Future73 birlikteliğinin ikinci koleksiyonunda, Timberland’in ikonik ürünlerini yorumluyor ve ortaya fermuarlı Premium 6-Inch Bot (9.999 TL) çıkıyor. Bu bot, tamamı ‘Jet Black’ renkte, üstün kaliteli bir rejeneratif deri kullanılarak üretilen, yalın ve minimalist bir tasarıma sahip. Botun yan kısmında yer alan fermuar, ürüne farklı bir stil katarken, ekstra yol tutuş ve gün boyu konfor için destekli tabanıyla dikkat çekiyor. Koleksiyonda yer alan, zorlu mevsimler için tasarlanan ve koyu safir mavisi renge sahip kalın tabanlı ayakkabı ise GORE-TEX iç astara ve Timberland’in tekne ayakkabıları mirasından esinlenen 3-eye lug görünüme sahip (9.499TL) Timberland® x Samuel Ross Future73 koleksiyonu genelinde, el işçiliğinin ruhunu yansıtan detaylar ve farklılıklar, deri patinasından baskılara kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Koleksiyondaki Chore Ceketlerin tasarım süreci ise her birini eşsiz kılmaya odaklanan bir vizyonu yansıtıyor. Ceketlerin tasarım sürecinde farklı pigmentlerle elle boyama işlemi yapılırken, fazla ısı verilerek ve değiştirilerek her bir ceketi birbirinden farklı olması sağlandı. Timberland arşivlerinden ilham alarak tasarlanan ve Ross’un vizyonuyla karşımıza çıkan yeni koleksiyonda, Dark Safir Timberland® x Samuel Ross Future73 Chore Ceket, Siyah Kapitone Yelek, Rus Oksit Gömlek Ceket, Siyah Kargo Pantolon, Forged Iron ve ‘Volt Blue Sweatshirt ve ‘Moonscape’ Süveter bulunuyor. İkinci Timberland® x Samuel Ross Future73 Koleksiyonu 29 Ağustos’tan itibaren www.timberland.com.tr, Timberland® mağazaları, seçkin perakende ve e ticaret noktalarında satışa sunulacak.AstraZeneca Türkiye Kamu Politikaları Müdürü Pelin Erdoğan Keysan oldu
Pelin Erdoğan Keysan, AstraZeneca Türkiye’de Kamu Politikaları Müdürü olarak göreve başladı. Pelin Erdoğan Keysan, Kamu Politikaları Müdürü olarak AstraZeneca Türkiye’nin Kurumsal İlişkiler Departmanı’na katıldı. 2013 yılında Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olan Erdoğan, 2019 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Politika ve Sosyal Hizmetler Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Erdoğan, AstraZeneca Türkiye’ye katılmadan önce, 2013 – 2016 yılları arasında Transparency International Türkiye’de Kamu Projeleri Koordinatörü, 2016 – 2018 yılları arasında Garanti Emeklilik’te Mevzuat ve Uyum Uzmanı görevlerini üstlendi. Erdoğan son olarak 2018 yılından bu yana görev yaptığı Vodafone Türkiye’de Kamu Politikaları Müdürü olarak çalışmaktaydı.Buharlaşma barajlarda su kaybına yol açıyor: Çözümü kapalı depolama
Aşırı sıcaklarda buharlaşma nedeniyle su kaybının çok fazla olduğunu söyleyen Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, kapalı depolama sistemlerinin yapılması gerektiğini dile getirdi.
Ankara’daki barajların doluluk oranı yüzde 41,44 olurken İstanbul’da ise bu oran yüzde 30,35 seviyesinde kaydedildi. Aşırı sıcakların etkisiyle baraj doluluk oranlarının yüzde 50’nin altına gerilediğine dikkati çeken Prof. Dr. Mehmet Tunçer, aşırı sıcaklarda buharlaşma nedeniyle su kaybının çok fazla olduğunu, çözüm olarak kapalı depolama sistemlerinin yapılması gerektiğini söyledi.
Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, Elips Haber’den Deniz Dalgıç’a barajların doluluk oranlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Barajlardaki suyun ciddi oranda azaldığına dikkati çeken Tunçer, barajlardaki suyun özellikle yaz aylarında aşırı sıcaklardan dolayı buharlaştığını dile getirerek, “Bu ne yazık ki kaçınılmaz. Kapalı depolama sistemleri yapılması gerekiyor. Örneğin parkların içine depolar kurulabilir ve o depolarda yağan yağmur depolanır. O depolanan sularla hem parkın su ihtiyacı karşılanabilir hem de su kıtlığı olduğu zamanlarda evlerde kullanılabilir. Ayrıca kapalı baraj sistemleri yapılabilir” dedi.
Ağaçların hem barajların ömrünü uzattığını hem de erozyonu önlediğini söyleyen Tunçer, “Ağaç toprağı tok tutar ve erozyon çok fazla olmaz. Örneğin bir barajın ömrü 120 yıl ise ve eğer siz bu barajın çevresini ağaçlandırmazsanız ömrü 60-70 yılda toprakla, alüvyonla dolar. Bu ağaçlandırma meselesi hem regülasyon amaçlı hem de o bölgenin iklimini etkileme açısından önemli. Ayrıca belki ağaçlandırma baraj gölü yüzeyinde ısıyı birkaç derece düşürerek buharlaşmayı azaltabilir” sözleriyle barajların çevresinin ağaçlandırılması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin bu sene çok iyi bir yağış aldığını belirten Tunçer, “Ben bunun birkaç yıl yeteceğini zannediyorum ama Ankara’nın her yerinde kuyular açıldı. Bu kuyulardan yeraltı suları çekiliyor. Yer altı suları çekilince yağmur o kadar çok yağsa da yer altındaki su rezervi yeterince artmıyor” dedi.
“Yağmur suyunu depolayacak drenaj sistemleri kurulmalı”
Yağmur suyunu depolamak için ayrı bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Tunçer, “Yağmur suyunun kanalizasyona bağlanmaması gerekiyor. Yollarda yağmur suyunu ayrı toplayacağımız drenaj sistemleri kurmamız gerekiyor. Belediye kırsaldaki köylerdeki kuyulara bile sayaç takıyor. Tabii oradaki halkın tarımda kullandığı suya sayaç takmak pek doğru bir şey değil ama şehrin içindeki kuyulara sayaç koymak çok doğru olur. Sonuçta bu kamu malı ve siz başkasının suyunu alıp kullanıyorsunuz, sondaj vuruyorsunuz. Sondaj maliyetli bir şey ama su petrolden daha değerli” ifadelerini kullandı.
Bir şehrin fazla büyümemesi gerektiğini savunan Tunçer, “Nüfus çok aşırı olduğu zaman tüketim de çok aşırı oluyor. Büyük kentleri dışarıya doğru dağıtmak ve yoğunluğu azaltmak lazım. İstanbul için bu çok önemli” diye konuştu.
“Deniz suyunu arıtarak tatlı su elde etmeliyiz”
Denizden su elde etmek için çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Tunçer, “Tuzlu suyu tesislerde arıtarak, tuzunu çökerterek tatlı su elde etmek mümkün. Bunun için enerjinizin olması lazım. İleride tatlı su giderek azaldıkça denizlerden, Akdeniz’den, Ege’den, Karadeniz’den suyu tuzundan arıtarak tatlı su haline getireceğiz ve onları kullanacağız. Bu da geleceğe yönelik yeni teknolojiler demektir” diye konuştu.
Kaynak: https://www.elipshaber.com/barajlarda-doluluk-orani-yuzde-50nin-altina-geriledi-kapali-depolama-sistemleri-yapilmali