Ekonomi-teknoloji haberleri (27.12.2023)

Türkiye’de yetenek açığının 2024 yılında yüzde 76’ya ulaşması bekleniyor ManpowerGroup Yetenek Açığı Raporu’na göre 2024 yılı için yetenek açığı tahminleri tüm dünyada yüzde 75 olurken yetenek açığı beklentileri global ortalamanın bir puan üzerinde ölçülen Türkiye ise yüzde 76 ile 41 ülke arasında 22. sırada yer aldı. Ülkemizde en fazla yeteneğe ihtiyaç duyan sektörler taşımacılık ve lojistik & otomotiv, tüketim ürünleri & hizmetleri ve sağlık & yaşam bilimleri sektörleri oldu.  ManpowerGroup tarafından küresel çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu’nun 2024 yılı için açıklanan sonuçları şirketlerin yetenek açığı yaşamaya ya da işe alım yapmakta zorlanmaya devam ettiğini bir kez daha ortaya koydu. Türkiye de dâhil 41 ülkede yapılan araştırmanın sonuçlarına göre küresel çapta 2024 yılında beklenen yetenek açığı ortalama yüzde 75 olurken yetenek açığı beklentilerinin yüzde 76 olarak ölçüldüğü Türkiye, 41 ülke içerisinde 22. sırada yer aldı. Türkiye’nin yetenek açığı 2022 yılında yüzde 71, 2023 yılında ise yüzde 72 seviyesindeydi. Küresel çapta yüzde 85 ile Japonya, işverenlerin yetenek açığını doldurmakta en çok zorlanacağı ülke olurken bu ülkeyi her biri yüzde 82 ile oranlarla Almanya, İsrail ve Yunanistan takip etti. Fransa’nın yüzde 80 ile 9., İtalya’nın yüzde 75 ile 24., ABD’nin yüzde 70 ile 3. ve Çin’in yüzde 69 ile 34. sırada yer aldığı listeye göre yüzde 59 ile Finlandiya işverenlerin boş pozisyonları doldurmakta en az zorlanan ülke olması bekleniyor. Türkiye’de yetenek açığının en fazla olması beklenen sektörler ve şirketlerSektörlere göre yetenek açığına beklentilerine bakıldığında ise Türkiye’de yüzde 78 ile taşımacılık ve lojistik & otomotiv, tüketim ürünleri & hizmetleri ve sağlık & yaşam bilimleri en fazla yeteneğe ihtiyaç duyulacak sektörler oldu. Bunları yüzde 77 ile bilgi teknolojileri, yüzde 76 ile endüstriyel ürünler ve malzemeler, yüzde 74 ile iletişim teknolojileri, yüzde 70 ile enerji ve altyapı hizmetleri ve yüzde 69 ile finans ve emlak sektörleri takip etti. Şirket büyüklüğüne göre yetenek açıklarına bakıldığında ise ülkemizde ilk sırada yüzde 83’lük yetenek açığı beklentisi ile 10-49 çalışanı olan şirketler yer aldı. Bunu yüzde 78’lik oranla çalışan sayısı 1.000-4.999 olan şirketler izledi. Sonrasında her biri yüzde 75’lik oranlarla çalışan sayıları 10’dan az, 50-249 ve 250-999 olan şirketler yer aldı. En az yetenek açığının yüzde 70 ile çalışan sayısı 5 binden fazla olan şirketlerde görülmesi bekleniyor. Araştırmada Türkiye’de işverenler tarafından 2024 yılında en çok aranacak 5 temel ve teknik yetenek ise şu şekilde sıralandı.

Temel Yetenekler Teknik Yetenekler
1 Hesap Verebilirlik ve Güvenilirlik Üretim ve İmalat
2 Muhakeme ve Problem Çözme Mühendislik
3 İş Birliği ve Ekip Çalışması Satış ve Pazarlama
4 Yaratıcılık ve Özgünlük BT ve Veri
5 Aktif Öğrenme ve Merak Operasyon ve Lojistik

“Yetenek açıklarını kapatmak için çalışanlara ve işverenlere sorumluluklar düşüyor”Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, şunları söyledi: “Günümüzde şirketlerin en önemli sorunları arasında yer alan yetenek açıklarını kapatmak için hem çalışanlara hem de işverenlere önemli sorumluluklar düşüyor. Öncelikle çalışanların sürekli olarak kendilerini yenilemeleri, meslek grubu bağımsız dijital yetkinliklerini geliştirmeleri ve yeni dönemin ihtiyaçlarına uygun şekilde yetenek dönüşümlerini yapmaları gerekiyor. İşverenler tarafından baktığımızda ise şirketler yetenek havuzlarını büyüterek öğrenmeye ve gelişime yatırım yapmalı, şirket içinde yetiştiremedikleri yetenekleri çekmek için kurum dışı pazara yönelerek çalışanların kurum içinde yeni pozisyonlara geçmelerine yardımcı olmalılar. Dijital dönüşümden geçerken yine her şeyin özünün insan olduğunu unutmamalı ve doğru iş için doğru yetkinliğe sahip olmanın vazgeçilmez olduğunu kabul etmemiz gerektiğini de vurgulamak isterim. ManpowerGroup olarak gerek uzman ekiplerimizle olsun gerekse araştırma ve raporlarımızla olsun iş birliği yaptığımız şirketlere ve iş arayan tüm adaylara yardımcı olmaya, rehberlik etmeye devam edeceğiz” dedi.

İklim değişikliği ile mücadelenin yolu akıllı şehirlerden geçiyor  Bugün dünyadaki enerjinin yüzde 65’inden fazlasını tüketen ve küresel karbon emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasını oluşturan şehirler[1], dünyanın önündeki en önemli sorunların başında olan iklim değişikliğini tetikliyor. İklim değişikliği ile mücadele edebilmek ve dünyanın geleceğini güven altına alabilmek için özellikle enerji tüketimini ve karbon emisyonunu kontrol altına almak gerekiyor. Bunun da yolu akıllı şehir vizyonundan geçiyor. İklim değişikliği dünyanın tüm bölgelerini etkiliyor. Kutuplardaki buzulların erimesi denizlerin yükselmesine yol açıyor. Bazı bölgelerde yaşanan aşırı hava olayları ve yağışlar sellere, aşırı sıcak hava dalgalarına ve kuraklığa neden oluyor. Dünyanın iklim değişikliği konusunda hemen harekete geçmesi ve bu alandaki çabalarını artırması gerekiyor. Aksi takdirde bu etkiler daha da şiddetlenecek. İklim değişikliğinin dünya üzerinde etkisi büyük!İklim değişikliğiyle ilgili önlem alınmaması dünyamızla ilgili birçok konuyu doğrudan etkiliyor. Yüksek sıcaklıklar, kuraklık ve orman yangınları, içme suyunun azalması, seller, deniz seviyesinin yükselmesine bağlı olarak kıyı alanlarının yok olması, biyoçeşitliliğin ortadan kalması, tarıma elverişli toprakların yok olması ve deniz ortamının bozulması gibi sonuçları beraberinde getiriyor. Yaşanan bu sorunlar insan hayatını ve sağlığını doğrudan etkiliyor.[2] Şehirlere büyük iş düşüyorİklim değişikliğiyle mücadele büyük ölçüde kentsel eylemlere bağlı olarak ilerliyor. Bu noktada şehirlerin yeşil ve dijital dönüşümlerini hızlandırmaları için desteklenmesi gerekiyor. Özellikle Avrupa şehirleri, Yeşil Mutabakat’ın, 2030 yılına kadar karbon emisyonları yüzde 55 oranında azaltma hedefine ulaşması, daha basit bir ifadeyle vatandaşlarına daha temiz hava, daha güvenli ulaşım ve daha az trafik sıkışıklığı ve gürültü sunma hedefini benimsiyor.COP28: Sağlığa vurgu yapan yeni iklim vizyonuİklim değişikliği küresel sağlık için derin bir tehdit oluştururken bireyleri ve toplumları çok yönlü olarak etkiliyor. Ortalama sıcaklıklardaki artış, sıcak hava dalgaları, kasırgalar ve seller gibi daha sık ve şiddetli hava olaylarına katkıda bulunarak sıcaklığa bağlı hastalıklar, yaralanmalar ve su kaynaklı hastalıkların yayılması gibi acil sağlık risklerine yol açıyor. Ayrıca, değişen iklim modelleri hava kalitesini etkilemekte, artan kirletici konsantrasyonları astım gibi solunum rahatsızlıklarını şiddetlendirerek yeni sağlık sorunlarına yol açıyor. Yaşlılar, çocuklar ve önceden sağlık sorunları olanlar da dahil olmak üzere hassas nüfuslar bu etkilerin en ağır yükünü taşıyor. İklim değişikliğiyle mücadele sadece gezegenimizi korumakla kalmıyor, aynı zamanda halk sağlığını korumak ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için de çok önemli. Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 42 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya, “Dünyanın gelecekte yaşayacağı ısınma miktarı, önümüzdeki on yıllarda ne kadar karbondioksit ve diğer sera gazlarını salacağımıza bağlı olarak ilerliyor. Bugün karbon salınımını bu kadar artıran yerde, kentlerde yaşanan eylemler ve bu durumun önüne geçmek gerekiyor. Bunun insan sağlığına direkt etkisi de COP28 BAE İklim Zirvesi ile iyice ortaya çıkmış ve dünyanın karşı karşıya kaldığı bu gerçekle ilgili önemli adımlar atılmaya başlamış durumda. Özelikle dünya hava kirliliği, aşırı hava olayları ve bulaşıcı hastalıklara karşı küresel bir çözüm arayışı içinde. Bu sorunları çözebilmenin yolu da kentsel eyleme bağlı karbon salınımını azaltmaktan geçiyor. Bunun da temelini enerjiden ulaşıma her alanda hava kalitesinin izlenmesinden hava kalitesinin iyileştirilmesi oluşturuyor. Bu tespitler ve iyileştirmeleri kolay bir şekilde uygulamayabilmek adına şehirlerin akıllı şehir vizyonuna sahip olması ve şehri sürekli kontrol altında tutması gerekiyor. Otomobilleri Daha Güvenli Hale Getiren Yeni Teknolojiler

Günümüzde, otomobiller sadece birer taşıma aracı olmanın çok ötesinde, günümüzün ciddi bir bölümünü içerisinde geçirdiğimiz ve güvenlik unsurunun da öne çıktığı alanlar olarak öne geçiyor. Teknolojinin hızlı ilerlemesiyle birlikte, otomobil üreticileri araçlarını daha güvenli, akıllı ve sürdürülebilir hale getirebilmek için çeşitli yenilikçi teknolojileri benimsiyorlar. Bu gelişmeler, sürücüleri ve yolcuları korumak, kazaları önlemek ve genel sürüş deneyimini iyileştirmek amacıyla tasarlanıyor. Otomotiv alanındaki teknolojiler her geçen gün geliştikçe, özellikle araç, sürücü ve yolcu güvenliğine dair yenilikler de araçlara ekleniyor. Generali Sigorta, otomobil güvenliğine dair son ve yeni teknolojileri sıraladı.

Otonom Sürüş Teknolojisi

Belki de otomobil endüstrisindeki en çarpıcı gelişmelerden biri otonom sürüş teknolojisi. Sensörler, kameralar ve yapay zeka sistemleri sayesinde araçlar, trafikte kendi kendine hareket edebilme yeteneğine sahip oluyorlar. Bu, sürücü hatalarını azaltarak kazaları önlemeyi amaçlayan bir devrim niteliğindedir. Otonom araçlar, çevrelerindeki nesneleri algılamak için çeşitli sensörler kullanır. Radarlar, kameralar, lidarlar ve ultrasonik sensörler, aracın etrafındaki objeleri sürekli olarak izler ve değerlendirir. Ancak, bu sensörlerin doğru çalışabilmesi için çeşitli hava koşulları ve çevresel faktörlere karşı dirençli olmaları gerekir. Otonom araçlar, aldıkları sensör verilerini değerlendiren karmaşık yapay zeka algoritmalarını kullanır. Bu algoritmalar, aracın anlık kararlar almasını sağlar. Güvenlik açısından, bu algoritmaların doğru ve güvenilir bir şekilde çalışması kritiktir.

Çarpışma Önleme Sistemleri

Çarpışma önleme sistemleri, araçların önündeki engelleri algılayarak sürücüyü uyarır veya otomatik frenleme yaparak çarpışmayı önler. Bu sistemler, özellikle yoğun trafikte ve ani durum değişikliklerinde sürücülere önemli bir destek sağlar. Bu sistem, aracın önünde bulunan diğer araçları veya engelleri algılar ve sürücüyü potansiyel bir çarpışma konusunda uyarır. Uyarı, genellikle sesli veya görsel bir uyarı şeklinde olabilir. Bu sayede sürücü, tehlike durumuna hızla müdahale edebilir.

Çarpışma uyarısı sistemleriyle entegre olarak çalışan otomatik frenleme sistemi, sürücü müdahale etmezse veya yeterince hızlı müdahale edemezse aracı otomatik olarak frenleyerek çarpışmanın şiddetini azaltır veya tamamen engeller. AEB, genellikle düşük hızlarda başarılı bir şekilde çalışır ve kazaların etkilerini büyük ölçüde azaltabilir.

ACC, aracın hızını otomatik olarak ayarlar ve önündeki araçla güvenli bir takip mesafesi bırakır. ACC, trafik yoğunluğuna ve hızına uygun olarak aracın hızını otomatik olarak artırabilir veya azaltabilir. Bu özellik, sürücüye rahat bir sürüş sağlarken aynı zamanda çarpışma riskini azaltır.

Akıllı Hız Kontrolü

Akıllı hız kontrolü, aracın hızını otomatik olarak ayarlar ve çevresel faktörlere göre uygun bir hızda seyahat etmesini sağlar. Bu, sürücülerin güvenli bir takip mesafesiyle seyir halinde olmalarına yardımcı olarak kazaları önler. Akıllı Hız Kontrolü (Adaptive Cruise Control – ACC), otomobillerde kullanılan bir sürüş destek sistemidir. Geleneksel hız kontrol sistemlerinden farklı olarak, ACC, sürücü tarafından belirlenen bir hızı korurken aynı zamanda otomatik olarak çevredeki trafik koşullarına uyum sağlar. Bu sistem, aracın önündeki diğer araçları algılayarak, güvenli bir takip mesafesi bırakır ve hızını otomatik olarak ayarlar.

Şerit Takip Sistemi

Şerit takip sistemi, aracın şerit içinde kalmasını sağlar. Şerit değiştirme sırasında sürücüyü uyarır ve gerektiğinde otomatik olarak düzeltme yaparak aracı şerit içinde tutar.

Yaya Algılama ve Kör Nokta Uyarıları

Yaya algılama sistemleri, aracın önündeki yaya veya bisiklet sürücülerini algılar ve çarpışma riskini azaltır. Kör nokta uyarıları ise sürücüyü aracın kör noktasındaki diğer araçlar konusunda bilgilendirir, bu da şerit değiştirme sırasında güvenliği artırır. Algılama sistemleri, algılanan nesneleri analiz eden karmaşık algoritmalar kullanır. Yaya algılama algoritmaları, nesnenin bir yayaya ait olup olmadığını belirleyerek sürücüyü uyarır. Bazı sistemler gece görüşü teknolojisi kullanarak, zorlu hava koşullarında veya karanlıkta yaya algılamayı sağlar. Kör nokta uyarı sistemleri, genellikle aracın yan aynalarında veya aracın arka kısmında bulunan radarlar ve sensörler kullanır.

Kaskoyu unutmamak gerekiyor

Araçların güvenliğini sağlayan en önemli unsurlardan biri de araç kaskoları. Günümüzde, hızla değişen trafik koşulları, çeşitli riskler ve beklenmedik durumlar sürücüler için her zaman bir belirsizlik kaynağı oluşturuyor. Bu nedenle, otomobil sahipleri için güvence ve koruma sağlayan otomobil kaskosu, finansal bir önlem ve sürücülerin huzurunu sağlayan önemli bir sigorta türü. Otomobil kaskosu, aracınızın çeşitli risklere karşı güvence altına alınmasını sağlar. Kasko poliçeleri, kaza, hırsızlık, doğal afetler gibi beklenmeyen durumlar sonucu oluşabilecek maddi zararları karşılamak için tasarlanmıştır. Bu sayede, aracınızın değerini koruyabilir ve beklenmedik mali külfetlerle karşılaşma riskini azaltabilirsiniz. Kasko poliçesi, aracınızın karıştığı bir kaza durumunda, onarım masraflarını büyük ölçüde karşılar. Kazaların yol açtığı maddi hasarlar, kasko sigortası sayesinde sigorta şirketi tarafından karşılanır, bu da sürücülerin kendi cebinden büyük meblağlar ödemek zorunda kalmamalarını sağlar.

Egeli mobilya ihracatçıları Fas’tan yeni ticari bağlantılarla döndü

Ege Bölgesi’ndeki katma değerli mobilya ihracatını artırmak için Ticaret Bakanlığı’nın desteği ile Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin yürüttüğü Aegean Furniture isimli URGE Projesi kapsamında 20-24 Aralık 2023 tarihleri arasında Egeli 8 mobilya firmasının yer aldığı Fas Sektörel Ticaret Heyeti düzenlendi.  Heyet kapsamında 29 Faslı firmanın katılımıyla 130’a yakın ikili görüşme gerçekleştirildi.

Karşılaştıkları yoğun ilgiyi değerlendiren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, “Heyete katılan Egeli ihracatçılarımız pazardan hak ettikleri payı alabilmek için ticaret heyeti kapsamında ikili görüşmelerin yanı sıra Kazablanka ve Marakeş’te yer alan mobilya mağazaları ve distribütörleri ziyaret ederek hem ülkenin mobilya trendleri hakkında bilgi edindi hem de firmalara Türk mobilyasının tanıtımını yaptı. 2024 yılı içerisinde İzmir Modeko Fuarı ile eş zamanlı olarak alım heyeti düzenleyeceğiz. Bu alım heyetinde daha önce sektörel ticaret heyeti gerçekleştirilen Güney Afrika’nın yanı sıra Hindistan, Rusya ve Arabistan’ın en büyük alıcılarını getireceğiz. Aynı zamanda 2024 yılı faaliyet planlarımızda Fas’a bir kez daha sektörel ticaret heyeti yapmayı hedefliyoruz. Bu heyet sektördeki tüm mobilya ihracatçısı firmalarımızın katılımıyla gerçekleştirilecek.” dedi.

Başkan Gürle, “2023 yılında gerçekleştirdiğimiz Güney Afrika sektörel ticaret heyetinden duyulan memnuniyet nedeniyle yine aynı şekilde Decorex fuarı ile eş zamanlı olarak sektörel ticaret heyeti, henüz keşfedilmemiş pazarlardan Hindistan yönelik sektörel ticareti heyeti gerçekleştireceğiz. Daha önce mobilya sektörünün en önemli pazarlarından olan ancak yaşanan sıkıntılar nedeniyle ticaretimizin bir süredir durduğu ve tekrar canlandığı Suudi Arabistan’a yönelik sektörel ticaret heyetimiz Şubat ayında gerçekleşecektir. Gittiğimiz tüm pazarları bir kez görmek yeterli değil. Bu yüzden devamlılığın sağlanması için çalışmalar yürüteceğiz. Fas, Çin’e uyguladığı vergi nedeniyle mobilya sektörü için önemli pazar. Türk ürünlerine ve Türk mobilyasına pozitif bir algının olması, ülkenin ABD ve Afrika’da STA anlaşmalarının olması, Avrupa’ya yakın konum gibi avantajları Fas’ı ihracat bağlamında ön plana çıkarıyor. 2030 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Fas’ta mobilya sektörünün büyümesi bekleniyor.” diye konuştu.

Yapay zeka ile ilgili tüm gelişmeler İstanbul Yapay Zeka Zirvesi’nde konuşuldu Türkiye Bilişim Vakfı ile İstanbul Teknik Üniversitesi liderliğinde kurulan Yapay Zeka Türkiye Platformu (AITR) İstanbul Yapay Zeka Zirvesi, 23 Aralık’ta İstanbul İş kulelerde gerçekleşti. Türkiye İş Bankası ev sahipliğinde düzenlenen AITR İstanbul Yapay Zeka Zirvesi, TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, İTÜ Araştırma Dekanı – AITR Eş Başkanı Prof. Dr. Altan Çakır ve AITR Eş Başkanı Levent Kızıltan’ın konuşmaları ve sektör temsilcilerinin önde gelen isimlerinin katıldığı panellerle gerçekleşti. Çok sayıda akademisyen ve iş insanının katıldığı zirvede, yapay zeka teknolojileri tüm detaylarıyla konuşuldu. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı şunları söyledi: “GPT ve BDM’ler gibi çok daha akıllı ve kreatif teknolojiler hayatımıza girdi ve milyonlarca insan tarafından kullanılıyor. Bir akademik araştırmaya göre, GPT-3’ün eğitildiği veri setlerinin yüzde 93’ü İngilizce. Türkçe veriler ise sadece yüzde 0.06. Buna rağmen Türkçe olarak ‘iş görecek’ bir seviyede çalışsa da İngilizceye göre daha kısa ve doğruluk oranı daha düşük olduğu ortaya çıktı. Bu durum, farklı ana dillere sahip kişilerin İngilizce yazmalarını teşvik ediyor ve böylece İngilizcenin daha da gelişmesine katkıda bulunuyor. Türkiye olarak bu trende AITR olarak öncü olma fırsatımız var. Veri eksikliğimiz malum ve kullanımımız hakkında fazla söylenecek bir şey yok. Ancak önümüzdeki fırsatları görebildiğimizi düşünüyorum. Kavramsal kırılımlar, doğru kullanıldığında herkesi bitiş çizgisine yaklaştırıyor. BDM’leri bu kategoride rahatlıkla sayabiliriz. Şöyle bir tablo hayal ediyorum: Dikey eksende bilgi üretimi, yatay eksende ise bilgi dağıtımını, yani networking düşünün. İki eksin kesişim noktasında dünyayı yerinden oynatacak bir kaldıraç gücü yatıyor. TBV olarak iki önemli platformumuz hem dikey hem yatay eksende çalışıyor.”  Kamu, iş dünyası ve toplumun farkındalığı önemli bir başlık haline geldiProf. Dr. Altan Çakır ise konuşmasında, “Günümüz teknolojilerinin gelişim hızı ve üretken yapay zeka tabanlı çözümlerin hayatımıza aniden girmesiyle kamu, iş dünyası ve toplumun bu konuda farkındalığı ve merakı şu anda oldukça önemli bir başlık haline geldi. Bu nedenle iş dünyasının hızlı adaptasyonu, yıkıcı girişimler ve yatırım süreçlerinin gelişimi, eğitim dünyası ve akademik uygumalar, kamu politikalarının belirlenmesinin hukuki ve etik konular kapsamında bir bütün olarak ele alınması gerekiyor. AITR bu sene ilk defa İstanbul Yapay Zeka Zirvesi’ni iş dünyası, akademi ve kamunun önemli katılımıyla farklı kesimleri bir araya getirerek toplum için yapay zeka teknolojilerini konuşmak, değerlendirmek ve çıktıları tartışmak üzere gerçekleştirdi” dedi. Yapay zeka pek çok şeyi geri döndürülmesi zor bir şekilde dönüştürecekAITR Eş Başkanı Levent Kızıltan, konuşmasında şunları dile getirdi: “Neredeyse bir sene önce gündeme gelen bir teknoloji duyurusuyla aynı zamanda ilk etkinliğimizi yapmıştık. Sonra dünya değişti, yapay zeka hype dalgası gündeme damgasını vurdu. Chat GPT gerçekten ‘chat’lere derin konu’ oluverdi. AITR’yi teknolojik gelişimin sosyal dengesi, birey ve kamu ilişkileri konusunda bir ara yüz olma, akademi ve ticari ortamları devlet ile doğru noktalarda örtüştürmekti amacımız. Yapay zekanın önümüzdeki üç-beş sene içinde yaşamın hemen her alanında pek çok şeyi geri döndürülmesi zor bir şekilde dönüştüreceğini söylemek mümkün.” Etkinlik kapsamında “üretken yapay zeka uygulamaları ve değişim beklentileri”, “yapay zeka ile bilim ve inovasyon, toplum için yapay zeka çalışmaları”, “yapay zekanın iş dünyası için önemi, gelişim hızı ve ölçeklendirme”, “yapay zeka yatırımları, iş geliştirme odağında üretken YZ teknolojiler” panelleri gerçekleştirildi.

Moskova Sokaklarında Yılbaşı Sezonunda Peri Masalı Yaşanıyor

Moskova sokaklarında Noel ve yeni yıl kutlamaları büyülü zamanlar yaratıyor. 15 Aralık 2023 – 8 Ocak 2024 tarihleri arasındaki geleneksel ‘Noel’eYolculuk’ festivalinde, ziyaretçiler eğlence, lezzet ve tarih dolu unutulmaz keyifli anlar yaşıyor.

Yeni yılaeşsiz bir deneyimle girmek isteyenler Rusya’nın başkenti Moskova’ya davetli. 15 Aralık 2023 – 8 Ocak 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘Noel’e Yolculuk’yeni yıl festivali, ziyaretçilerin 2024’ü çoşkulu bir şekilde karşılaması için dopdolu bir program sunuyor. 12. kez Moskova sokaklarında adeta masalsı vebüyüleyici bir atmosfer yaratan festival, her yıl turistlerin uğraknoktalarından birine dönüşüyor.

Üç haftalık Noel ve yeni yıl temalı etkinlik kapsamında Moskova’daki 36 festival alanında, şehrin tarihi, kültürü, lezzetleri ve yeni yıl gelenekleri hayata geçiyor. Kış tatilini en güzel şekilde değerlendirmek ve yeni yıla çoşkulu ve capcanlı birruhla girmek isteyenler, Moskova’daki çok sayıdaki etkinlikte kadim Boyarlar zamanından günümüze inanılmaz bir yolculuğa çıkabilecekler.

Geleneksel kış eğlenceleri ile tanışmaya hazır mısınız?

Türkiye’den gelen konuklar geleneksel kış halk eğlenceleri ile tanışmak için eşsiz birfırsat yakalayacak. Festival ziyaretçileri buz pateni pistlerinde kayabilecek,sıra dışı buz diskolarına katılabilecek, curling (körling) oynayabilecek ve karkaydırağından kayabilecekler. Etkinlik mekanlarında profesyonel aktörler vepatenciler tarafından 1500’den fazla büyüleyici Yeni Yıl performansı ve buzgösterisi gerçekleştirilecek. Festival katılımcıları, heyecan verici ustalık sınıflarında kendi elleriyle hediye paketlemeyi, ev ve yılbaşı ağacı süslemeninyanı sıra yeni yıl sofrası düzenlemeyi de öğrenebilecekler.

Sihir ve dileklerle Moskova sokaklarında fantastik bir yolculuk

Noel’e Yolculuk ve Yılbaşı festivali sadece yetişkinler için değil, gençler veçocuklar için de dopdolu bir takvime sahip. Genç ziyaretçiler, Ded Moroz ve Snegurochka ve diğer masal karakterleriyle yeni yıl kutlamaları yaparken eniçten dileklerini dileyebilecekler. Çocuklar da yetişkinlerle birlikte kardanadam yapıp, yeni yıl maskeli balosunu katılabilecek, atlı karıncaya binip,‘Sihirbazlar Okulu’ ustalık sınıfına katılarak fantastik bir dünyaya dalabilecekler.

Ziyaretçileriçin ayrıca Moskova’nın ünlü çay partileri de unutulmadı. Festivalde düzenlenecek ‘Moskova Çay Partisi’nde ziyaretçiler, Moskova’nın farklı tarihi dönemlerinin atmosferini hissederek çay içme adabı ve yerel misafirperverlik kuralları hakkında deneyim edinecekler.

Festival Noel ve yeni yıl ruhunu bir araya getiriyor. Örneğin, Teatralnaya(Tiyatro) Meydanı’nda heyecan verici bir tiyatro programı konukları zamanda geriye götürecek ve tüm ziyaretçiler geleneksel sıcak hamur işlerini, Moskova çay harmanlarını tatma ve porselen tabak, reçel ve diğer geleneksel hediyelik eşyaları satın alma fırsatına sahip olacak.

Farklı ülkelerden gelen turistlerin Rus kültürü ve tarihiyle tanışabilmesini amaçlayan Moskova Mevsimleri projesi çerçevesinde düzenlenen birçok etkinlikten biri olan‘Noel’e Yolculuk’ festivali, 15 Aralık 2023 – 8 Ocak 2024 tarihleri arasında ziyaretçilerine unutulmaz bir Noel ve yılbaşı atmosferi yaşatıyor. Festival yeni yıl coşkusunu ve Noel ruhunu her mekana taşıyarak ziyaretçilere unutulmaz izlenim ve duygularla dolu bir tatil deneyimi sunuyor.

Sandoz Türkiye’ye İnovatif Ürün Tanıtım Ödülü Bu yıl 13’üncü kez düzenlenen, Türk ilaç ve eczacılık sektörünün başarılarını ödüllendiren Altın Havan Ödül Töreni’nde Sandoz Türkiye İnovatif Ürün Tanıtım Ödülüne layık görüldü.  İlaç ve eczacılık sektörünün çalışmalarını ve hizmetlerini değerlendiren, yetkinliklerini belgeleyerek çalışmalarına güç katmayı ve yetişmekte olan kuşaklara ilham vermeyi hedefleyen Altın Havan Ödül Töreni bu yıl 13’üncü kez 21 Aralık tarihinde Point Hotel Barbaros’da düzenlendi.Altın Havan Ödül Töreni’nde Sandoz Türkiye İnovatif Ürün Tanıtım Ödülüne layık görüldü. Ödül töreninde Sandoz Türkiye, KOAH hastalarına yönelik Türkiye’nin ilk glikopironyum ve indakaterol tedavisi için gerçekleştirdiği “Değişen Nefesler Dönüşen Hayatlar” Yapay Zekâ Projesi ve Sesli Kutu Projesi ile hak kazandı.“Değişen Nefesler Dönüşen Hayatlar” Sesli Kutu Projesi, hastaların yükünü daha gerçekçi bir yolla anlatmaya odaklandı. Proje kapsamında özel bir teknikle hazırlanan ve sadece stetoskopla duyulabilecek düşük desibel içeren bir cihaz tasarlandı ve KOAH hastalarının yaşamlarına daha yakından tanıklık edilebilmesi sağlandı. Hekimler stetoskoplarını hastanın akciğerini dinler gibi bu kutuya koyduğunda KOAH hastalarının zorlu nefeslerini ve zorlu hayatlarını duyabildiler.  “Değişen Nefesler Dönüşen Hayatlar” Yapay Zekâ Projesi iki fazdan oluştu ve altı ay sürdü. Projede ChatGPT ile KOAH hastalığı farklı metaforlarla tanımlandı ve Midjourney ile bu tanımlamalar yapay bir insan figürü üzerinde en gerçekçi biçimde görselleştirildi. Sandoz Türkiye bu proje ile KOAH hastalığının yükünün bireylerin yaşamına olan etkisini hasta odaklı, etkili ve akılda kalıcı bir yaklaşım ile hekimlere tanıtarak bu konudaki farkındalığı arttırmayı ve etkin bir tedavi ile hastanın yaşamının değişebileceğini göstermeyi amaçladı.

Egeli ihracatçılar gençlere 2024 yılında da yatırım yapmaya devam edecek

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Türk tarımımın gençlerle büyüyeceğine ve hedeflerine ulaşacağına inanıyor.

Ege Bölgesi’nde bitkisel ürün ihracatının lideri olan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, tarım sektöründe yaş ortalamasının sürekli artması nedeniyle gençleri tarım sektörüne kazandırmak için çabalarına yeni bir halka eklemeye hazırlanıyor.

Tarım sektörüne gençleri kazandırmak için “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği” isimli projeyi 2022 yılında hayata geçirdiklerini kaydeden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, 2024 yılında odağına gençleri alan yeni bir projeyi hayata geçirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencilerini Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında lider olan Uçak Kardeşler Seferihisar tesislerinde ağırlayan Başkan Hayrettin Uçak, tarım sektöründe sürdürülebilirlik için gençlerin tarım sektöründe varlığının artması gerektiğinin altını çizdi.

Türk tarımının gençlerin omuzlarında yükseleceğinin altını çizen Uçak, “Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak, üretimden ihracata, depolamadan taşımaya, tüketimden meyve sebze mamulleri üretimine tüm aşamalarda gençlerin süreçlere dahil olması gerektiğine inanıyoruz. Sürdürülebilir bir üretim için öncelikli başlıklarımız olan pestisitle mücadele, gıda atıklarını azaltma, kontrollü tarımda gençlerimiz sayesinde başarıya ulaşacağız. Tarım sektöründe; Tarım ve Orman Bakanlığı, üniversiteler, araştırma enstitüleri, üreticiler ve ihracatçılar gençleri kucaklayan projeleri hayata geçirmeliyiz. 2024 yılında öncelikli gündemlerimizden biri gençleri tarım sektörüne kazandıracak projeler olacak. Gençlere tarımı sevdirdiği ve tarım sektörüne bilim insanı olarak bir ömür hizmet eden Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen Hocamıza çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Tarım sektörünün bir yandan iklim değişikliğiyle mücadele ederken, bir yandan da sıfır karbon hedefiyle uyumlu üretim yapması gerektiğine dikkati çeken Uçak, sıfır karbon hedefine donanımlı gençlerin sektörde inisiyatifi ele almasıyla mümkün olacağını sözlerine ekledi.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Şehrin “projeci Başkanından” yeni konut projesi, Kayseri OSB ve KTO’dan Büyüme Rakamını Değerlendirmesi, TUİK verileri, diğer ekonomi-teknoloji haberleri

Kasım ayı üretici market fiyatları.Aylık-yıllık girdi fiyat değişimleri Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı …