Pozitif sosyal ve çevresel etki yaratarak finansal getiri elde etmeye odaklanan etki yatırımcılığının milli üst kurulu olan EYDK, döngüsel ekonomiye geçişin ve atık yönetiminin sunduğu fırsatları konuşmak üzere özel sektörü ve akademiyi bir araya getirdi.
Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) tarafından 24 Ekim’de çevrimiçi düzenlenen seminere, EYDK ve UNDP stratejik iş birliğiyle hayata geçen SKA Yatırımları Türkiye platformunun, Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 12: Sorumlu Üretim ve Tüketim alanında listelediği fırsatların tanıtımıyla başlandı.
EYDK Genel Sekreteri Dr. Onur İlhan, şubat ayından beri aktif olan platform üzerinden bu alandaki yedi yatırım fırsatını katılımcılarla paylaştı. İlhan, “Bu alanda, akıllı şehirler için veri tabanlı altyapıdan atık toplama, ayrıştırma ve geri kazanım tesislerine, gıda arz güvenliği için lisanslı depolara erişilebilirlikten sürdürülebilir e-ticarete, atık su arıtmadan tekstilde sürdürülebilir boyama ve yıkama teknolojilerine kadar çok geniş bir yelpazede yatırım fırsatları bulunuyor” dedi ve Garanti BBVA, Bursa Teknik Üniversitesi ile katılımcı girişimlere teşekkür etti.
“Sıfır Atık projelerine destek vermeye devam ediyoruz”
EYDK üyesi Garanti BBVA adına Sürdürülebilirlik Yönetmeni Irmak Gül konuşmasında, “Garanti BBVA olarak doğrudan etkilerimizi yönetme tarafında, bugün Türkiye’nin dört bir yanına yayılan şubelerimiz de dahil olmak üzere atıklarımızın yaklaşık yüzde 92’sinin yeniden kullanıldığı veya geri dönüştürüldüğü bir atık yönetim sistemine sahibiz. İş Dünyası Plastik Girişimi’ne verdiğimiz 2023’e kadar iklim nötr plastik ekonomisi taahhüdümüz ve benzeri güçlü taahhütlerimizle bu alanda doğrudan etkimizi sıfırlamak üzere kararlılıkla çalışıyoruz. Fakat esas etkimizi ve kararlılığımızı finanse ettiğimiz müşterilerimizin dönüşümlerine borçluyuz. Global emisyonların yüzde 45’ini azaltabilme ve ekonomik olarak 2050 yılına gelindiğinde ise 25 trilyon dolarlık büyüme potansiyeline sahip döngüsel ekonomi yeni iş dünyası normalimiz olmalı. Bu sebeple bu yıl içerisinde piyasaya sunduğumuz Döngüsel Ekonomi Kredisi ve Avrupa Birliği Yeşil Taksonomisi kapsamındaki atık ve döngüsel ekonomi projelerine finansal ve danışmanlık desteği sağlayarak ülkemizin Sıfır Atık projelerine destek vermeye devam ediyoruz.”
“Türkiye’de atık yakma tesisi kurulabilecek şehirler bulunuyor”
Bursa Teknik Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Samet Öztürk ise konuşmasında şunları dile getirdi: “Atıktan enerji elde etme yöntemleri çeşitli şekillerde gerçekleşebilmektedir. Dünyada en yaygın kullanılan yöntemlerden biri de yakma ile elektrik ve ısı eldesi şeklindedir. Dünyada atık yakma tesisleri gün geçtikçe kapasitesini artırmaktadır. Dünyada yaklaşık 2 bin 500 atık yakma tesisinde yılda yaklaşık 500 milyon tona yakın atık yakılarak elektrik ve ısı eldesi sağlanmaktadır. Türkiye’nin ilk atık yakma ve elektrik üretim tesisi İstanbul’da yıllık yaklaşık 1 milyon ton atık yakma kapasitesi ve 85 MW kurulu gücüyle 2021 yılı itibarıyla işletmeye açılmıştır. Türkiye’de atık yakma tesisi kurulabilecek birçok potansiyeli olan şehir bulunmaktadır.”
Atıktan etkiye girişimci örnekleri
Etkinlikte son olarak bu alanda yüksek değer üreten üç girişimci sahne aldı ve girişimlerini tanıttı.
NAU DESIGN Kurucusu Sanem Koçak, “Markamızın ismi olan NAU, Hawaiice ‘senin için’ ve aynı zamanda ‘benim için’ anlamı taşır. Fazlalık kumaşın yeniden dönüştürülmesiyle yapılan NAU tokaları, ev ekonomisine destek olmak isteyen kadınları istihdam etmeyi amaçlayan üretici kadının kendi potansiyelini keşfedeceği ve ait hissettiği bir kominiti projesidir” dedi.
Köstebek Mole Kurucusun Müge Baltacı ise “Kişilerin ve kurumların e-atıklarını en çevreci, en ekonomik ve uçtan uca yöneten bir bütüncül e-atık yönetim platformu olan Köstebek uygulaması, gayriresmî toplanan elektronik atıklardan oluşan karbon emisyonunu 2030 yılına kadar yüzde 50 oranında azaltmayı hedefliyor. Kişilere ve kurumlara elektronik atık geri dönüşümüyle karbon emisyonunu azalttırırken, kişi ve kurumların sosyal faydada bulunmasını sağlayan bir etki girişimi ve mobil uygulama olarak karşımıza çıkan Köstebek uygulaması, çok yakında Google Play ve App Store’da yerini alacak” ifadelerini kullandı.
Blueit Kurucusu Hülya Tomak ise şunları söyledi: “Su tüketiminin kontrolsüz ilerleyişi sonucu dünyadaki susuzluk gittikçe artmakta ve küresel ölçekte yaşanan su kriziyle ilgili tüm göstergeler durumun giderek kötüleştiğini, düzenleyici önlemler alınmazsa su sıkıntısının daha da artacağına işaret etmektedir. Bu problemler doğrultusunda; Blueit olarak sanayideki su tüketimini optimize etmek için geliştirdiğimiz Su Yönetim Platformu, bir binanın her noktasındaki su tüketimini gerçek zamanlı takip eder. Bina içindeki olası sızıntıları kullanıcıya bildirir. Bunun yanı sıra orta vadede yapay zeka aracılığıyla verilerin işlenmesi sayesinde kullanıcılara harcamaları ve suyu tüketme noktalarına göre kişiselleştirilmiş analiz ve öneriler vermeyi hedefler. Blueit’in hedefi, bir tesis içindeki su tüketimini yüzde 20 oranla azaltmak ve geleceğe kullanılabilir su bırakmaktır.”
-
· Sn. Fuat Oktay T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı
-
· Sn. Hulusi Akar T.C. Milli Savunma Bakanı
-
· Sn. Mehmet Muş T. C. Ticaret Bakanı
-
· Sn. Mustafa Varank T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı
-
· Sn. Süleyman Soylu T.C. İç İşleri Bakanı
-
· Sn. İsmail Demir T.C. Savunma Sanayi Başkanı
-
· Sn. Şekip Avdagiç İTO Başkanı
-
· Sn. Haluk Bayraktar SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı
-
· Sn. Prof. Dr. İsmail Demir – Savunma Sanayi Başkanı
-
· Sn. Haluk Bayraktar – SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı
-
· Sn. Haluk Görgün – SAHA İstanbul Yön. Kur. Bşk. Yrd. Ve ASELSAN Yön.Kur.Bşk
-
· Sn.Murat İkinci – SAHA İstanbul Yön.Kur.Bşk.Yrd. ve ROKETSAN Genel Müdürü
-
· Sn. Temel Kotil – SAHA İstanbul Yön.Kur.üyesi ve TUSAŞ Genel Müdürü
Panasonic, Viasat ile şifreleme alanında gerçekleştirdiği işbirliğiyle savunma sektöründe kullanılan ancak diğer sektörlerin de kullanmak istediği çözümler sunuyor.
Çok Gizli bilgiler için özel olarak tasarlanmış, şifreli bir dahili katı hal sürücüsüne (SSD) sahip dizüstü bilgisayar fikri, çok üst düzey istihbarat ve sıradışı durumları akla getirebilir. Fakat bireysel ve kurumsal hassas verileri korumanın hiç olmadığı kadar önemli olduğu bu dönemlerde bu tür özellikler sadece savuna sektöründe değil, farklı endüstrilerde de tercih ediliyor.
İstatistikler her 53 saniyede bir dizüstü bilgisayarın çalındığını gösteriyor ve çalışanların mobil cihazlarında şahıslarına ve şirketlerine ait önemli verilerin yer aldığı düşünüldüğünde şirketler de bu durum için bir çözüm arıyor.
TOUGHBOOK ise bu soruna yönelik Viasat Data at Rest (DAR) markalı sektör öncüsü veri depolama güvenliği cihazlarının donanım şifreleme ürünlerini kullanıyor. Viasat’ın UK National Cyber Security Centre tarafından değerlendirilen Eclypt portföyü de tüm dünyada kullanılıyor. Bu imkanların yer aldığı TOUGHBOOK cihazları da Çok Gizli olarak sınıflandırılan ve bu sınıflandırmanın altındaki verileri depolayabilecek kadar güvenli oluyor. Ek olarak NATO ve Avrupa ülkelerinde kullanım için uygun bir konumda yer alıyor.
Finansal hizmetler gibi özel sektörde yer alan şirketler ve sağlık, acil durum hizmetleri ve yerel yönetim gibi alanlarda faaliyet gösteren kamu kuruluşları dünyanın dört bir yanındaki devletlerin ve orduların tercih ettiği güvenlik standartlarını sağlayan çözümlere yöneliyor.
Savunma sektörüne büyük önem veren öncü bir sağlayıcı olan Panasonic de Viasat ile yakın bir şekilde çalışıyor. Bu işbirliği kapsamında Viasat Eclypt Core dahili SSD, en yeni dayanıklı cihaz olan TOUGHBOOK 55’te bulunuyor ve Intel’in 11. Nesil platformlarını temel alan TOUGHBOOK 40 dizüstü bilgisayara entegre edilme çalışmaları da devam ediyor.
Viasat, veriyi korumak için Eclypt teknolojisinde gelişmiş doğrulamayı, diskin tamamını kapsayan şifrelemeyi ve veri depolamayı dayanıklı ve kurcalanmaya karşı dayanıklı TOUGHBOOK cihazında bir araya getiriyor. Böylece anlık veri koruması, dizüstü bilgisayarın performansında gözle görülür bir azalma olmadan sağlanıyor.