|
Katılım Emeklilik dijital dönüşüme son hız devam ediyor
Faizsiz BES ve sigortacılığın öncüsü Katılım Emeklilik, müşterilerinin BES ve sigorta ürünlerine çevrimiçi kanallardan ulaşmasını sağlayan dijital dönüşümde de yatırımlarını artırıyor. Pandemiyle birlikte artan mobil şube kullanımının yüzde 50’lere ulaştığını söyleyen Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Bireysel internet ve mobil şubelerimizi güncelleyerek daha da kullanıcı dostu hâle getirdik. Kullanıcılarımız, daha nitelikli bir hizmete pratik şekilde ulaşabilir konuma geldi. Önümüzdeki süreçte dijital kanallardaki ürün satış portföyümüzü daha da genişletmeyi hedefliyoruz” dedi.
Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, gerek bireysel emeklilik, gerekse sağlık, hayat ve ferdi kaza sigortaları branşlarında sundukları kapsamlı ürünleri bankalar, acenteler ve brokerlerin yanı sıra internet şubesi ve Katılım Cep mobil uygulaması gibi alternatif dijital alanlar üzerinden katılımcılarla buluşturmak için çalışmalarına hız verdiklerini söyledi. Dijital dönüşüm yatırımlarını artırdıklarını dile getiren Ayhan Sincek, “Halihazırda 1000’den fazla fiziki şube üzerinden ulaştığımız katılımcılarımıza 2023 yılıyla beraber artık daha da geniş bir ağ üzerinden hizmet vermek hedefindeyiz. Yakın zamanda İnternet Şubemizi ve Mobil Şubemizi (Katılım Cep) güncelledik. Onları daha da kullanıcı dostu uygulamalar hâline getirdik. Hâliyle kullanıcılarımız, daha nitelikli bir hizmete oldukça pratik şekilde ulaşabilir bir konuma geldi. Farklı branşlardan ürünlerimize şirketimizin uygulamaları aracılığıyla kullanıcılarımız artık rahatlıkla erişebiliyor, poliçeleri veya sözleşmeleri üzerinde kimi değişiklikleri hızla yapabiliyor ve bir sorunla karşılaştıklarında tarafımıza doğrudan ulaşabiliyor. Tüm bunlara ilaveten önümüzdeki süreçte ürün satışlarımızın bir kısmını da dijital alana kaydırmayı hedefliyoruz. Katılım Emeklilik olarak dijitalleşmenin pozitif etkilerini kullanıcılarımıza her bakımdan hissettirmek için çalışıyoruz.” diye konuştu.
Yenilenen tasarımıyla Katılım Cep mobil uygulamasını kullanan Katılım Emeklilik müşterileri, kendileri ve yakınlarına ait BES sözleşmelerine ait plan özetlerini, birikim grafiğini ve devlet katkısı hak ediş planını takip edebiliyor, fon dağılımı değişikliği gerçekleştirebiliyor, katkı payı ödeme ve katkı payı değişikliği işlemlerini yapabiliyor, ödeme tercihlerini güncelleyebiliyorlar. Sağlık branşında ise Katılım Sağlık uygulaması ile sağlık poliçelerinin güncel teminat haklarını öğrenebiliyor, hastane işlemleri için geri ödeme talep edebiliyor, kendilerine en yakın anlaşmalı sağlık kurumunu öğrenebiliyorlar.
3 işlemden 1’i dijital kanallardan gerçekleştiriliyor
Pandemi sürecinde artan mobil şube kullanımının artık kalıcı hale geldiğini vurgulayan Ayhan Sincek, “Güncel verilere göre katılımcılarımızın yüzde 50’si internet ve mobil şubeleri kullanıyor. Bu katılımcılarımız, yaptıkları işlemlerin yüzde 35’ini dijital kanallar üzerinden yapmayı tercih ediyor. Özellikle 18-35 yaş grubundaki katılımcılarımızın dijital olanaklara ilgisi yüksek. Bu da bize dijital dönüşüm ve inovasyonun sektörümüzde için öneminin katlanarak artacağını işaret ediyor. Bu nedenle dijitaldeki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. BES segmentinde fon kullanım değişikliği yapmak isteyen katılımcılarımıza risk tercihlerine göre öneriler sunan “Robo advice” sistemimizi devreye alıyoruz. Temel planlar düzeyinde sunduğumuz online ürün satışlarımızda da portföyümüzü genişletmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Katılım Emeklilik’e uluslararası iki ödül
10’uncu kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanan Katılım Emeklilik ve Hayat A.Ş, faizsiz sigortacılıktaki başarılarını uluslararası çapta iki ödülle taçlandırdı. Katılım Emeklilik, dünyanın seçkin iş dergilerinden World Business Outlook tarafından “En Hızlı Büyüyen Tekafül Sigortası Şirketi Türkiye 2023” ve “En İnovatif Sigorta Şirketi Türkiye 2023” ödüllerine layık görüldü. Singapur merkezli olarak global çapta yayın yapan World Business Outlook her sene bankacılık, finans, sigortacılık, teknoloji ve kurumsal segmentlerdeki kişi ve kuruluşları performans ve yenilikçilik açısından değerlendirerek ödüllendiriyor. Dünyanın dört bir yanındaki en iyi profesyonellerin ve önde gelen şirketlerin öne çıktığı World Business Outlook ödüllerinin kazananları, jüri heyetinin yıl boyu çeşitli uluslararası yayınları ve özgün kaynak kanallarını taraması sonucu belirleniyor.
VAT ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİM SİSTEMİ PROJESİ İLE YENİ BİR DEVİR AÇIYOR
Türkiye’nin enerji ve sürdürülebilirlik alanında öncü şirketlerinden VAT ENERJİ, kimya sektörünün lider firmalarından olan bir işletmede elektrik üretim sistemi kurmaya hazırlanıyor. Haziran ayında yapılan sözleşme ile 620 kwh kapasiteli sistemin çalışmalarına başlandı.
VAT ENERJİ, Türkiye temsilcisi olduğu HELIEX STEAM EXPANDER sistemi ile, buharın basınç düşümünden elektrik üreten bu özel teknolojiyi işletmelere çözüm olarak sunmakta. HELIEX, yüksek basınçta buhar kullanan ve buharın basıncını basınç düşürücü vana ile düşüren işletmelerde verimliliği önemli ölçüde artıran yeni nesil bir teknoloji ürünü olarak VAT ENERJİ ile Türkiye pazarına giriş yaptı.
“BU SİSTEMİMİZİ BİRÇOK TESİSE KURMAYA BAŞLAYACAĞIZ”
Proje hakkında değerlendirmelerde bulunan VAT ENERJİ Genel Müdür Yardımcısı Gökay Çomoğlu şu ifadelerde bulundu, “Bizler için oldukça heyecanlı ve keyif verici bir süreç. Enerji ve verimlilik alanında yaptığımız yüzlerce özel projeye bir yenisini daha ekledik. HELIEX, VAT Enerji olarak temsilciliği yaptığımız özel bir sistem. Özellikle yüksek basınçta buhar kullanan ve buhar basıncını proses ihtiyacına göre düşüren işletmelerde oldukça başarılı sonuçlar ortaya çıkarmakta. Bu projede, ülkemizde faaliyet gösteren büyük bir kimya tesisinde çalışmamıza başlayacağız. 620 kwh elektrik üreten sistem için geri ödeme süresi yılın altında. İlerleyen dönemlerde bu sistemimizi ülkemizde birçok tesise kurmaya başlayacağız. Emekleri ve destekleri için tüm işletme yetkililerimize de teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
HALICI GROUP; TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ÜRÜN DAĞITICISI
Endüstriyel otomasyon sektöründe önde gelen ve dijital dönüşümde iddialı firmalardan biri olan Halıcı Group; 150 çalışanıyla Türkiye’nin en büyük ürün dağıtıcısı olmaya devam ediyor.
İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Denizli ve Adana’da 6 bölge ofisiyle faaliyet gösteren Halıcı Group bu sayede müşterilerine hızlı hizmet veriyor.
ENDÜSTRİYEL ÜRÜN SATIŞI VE MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ
Türk endüstrisine 29 yıllık deneyimi ve bilgi birikimi ile otomasyon, telekomünikasyon, dijital dönüşüm alanlarında hizmet sunan Halıcı Group; endüstriyel ürün satışı ve mühendislik hizmetleri sağlıyor.
Sektörlerinin önde gelen markalarının distribütörlüklerini yürüten firma; ABB’nin Türkiye resmi partneri ve distribütörü olmasının yanında İtalyan SIBONI, Çekya merkezli Geovap ile Türk endüstrisinin yakından tanıdığı B&R, Honeywell ve Pilz firmalarının çözüm ortağı olarak görev yapıyor.
SCADA, otomasyon, PLC, robotik sistemler, röleler, motorlar, panolar, elektrik sayaçları gibi ürün kategorilerinde müşterilerinin ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılıyor.
Türkiye’den Avrupa’ya giden TIR’ların %80’i boş dönüyor
Avrupa Birliği (AB) plakalı kamyonlarda, AB içinde boş dönme oranı %25 seviyesinde. Türkiye’den Avrupa’ya giden TIR’ların ise, neredeyse %80’i boş dönmek zorunda kalıyor.
Global teknoloji endekslerinde dünyadaki en önemli 10 lojistik teknolojisi ve tedarikçisi arasında sıralanan Tırport, 7 ülkede 6 dilde faaliyet gösteriyor. Yapay zeka destekli Tırport teknolojileriyle, yük sahipleri ile kamyonlar doğru zamanda ve doğru yerde programlı bir şekilde buluşuyor. Bu yıl itibariyle yönünü Avrupa’ya, orta lojistik koridoruna ve Güney Asya’ya çeviren Tırport, Doğu Avrupa’dan Çin’e uzanan orta ve güney lojistik koridorunda önümüzdeki dönemde 1.5 milyon kamyoncuya ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Türkiye’den Avrupa’ya giden tırların dolu dönmelerine katkı sağlamayı hedeflediklerini anlatan Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:
“Tırport olarak, hizmet verdiğimiz lojistik firmalarına ve kamyonculara ihtiyaç duydukları anda ve yerde akıllı dönüş yükü bulmaları noktasında ciddi katkılar sağlıyoruz. Bu yıl içerisinde Avrupa’daki dijital yük brokerları ve lojistik firmalarıyla iş birliği yapıp akıllı yük-kamyon eşleştirmelerini devreye alarak, Avrupa’ya giden tırların Türkiye’ye dolu dönmelerinde önemli katkılar sunuyor olacağız. Böylece hem Avrupa’ya gidip dönüş yükü organizasyonunu zamanında yapamadığı için boş dönmek zorunda kalan binlerce Tır’ı doğru yük ile buluşturacağız, hem milyonlarca dolarlık döviz kaybını önleyeceğiz, hem doğaya salınacak binlerce ton CO2’nin önüne geçilmesine katkı sağlayacağız.” dedi.
Kamyonlar, iç pazarda da boş dönmeyi istemiyor
Tırport Insights’ın 2022 yılsonu verilerine göre, Türkiye’de bir kamyon sırtında yükle ortalama 424 km. yol yapıyor. Yollardaki kamyonlar en az 2.5 gün uygun yük bulabilmek için nakliye sitelerinde, fabrika ve liman girişlerinde bekliyor ve bunların yaklaşık %32’si beklemesine rağmen çıkış noktasına bir şekilde boş dönmek zorunda kalıyor. Son aylarda akaryakıt fiyatları ve akaryakıtta Ötv tutarındaki ciddi artışlar nedeniyle, kamyonlar iç pazarda da boş dönmeyi istemiyor. Yurt içinde serbest çalışan bir kamyonun ayda ortalama 6,5 sefer yaptığı Türkiye’de, para kazanabilmek için bu sefer sayısını 10’un üzerine çıkarması ve sırtında yükle ayda en az 10 Bin km yol yapması gerekiyor.
Türkiye’de trafiğe kayıtlı kamyon, tır ve yarı römorkların %67’si başta İstanbul olmak üzere, Marmara Bölgesindeki şehirlerden kayıtlıdır. Gerçekleşen taşımalar içinde yüklerin %65’nin ilk yükleme noktası Marmara bölgesidir. Marmara Bölgesi, hedef varış noktası (destinasyon) olarak da %61 ile ilk sırada yer almaktadır. Marmara bölgesini, İzmir-Manisa-Denizli hattı ve Adana-Mersin-Antakya bölgeleri takip etmektedir. Onun içindir ki, Türkiye’de km başı en düşük navlun ücreti, dönüş yükünün nispeten daha rahat bulunabildiği olan İstanbul-Adana, İstanbul-İzmir, Bursa-Kocaeli, Bursa-İzmir, Çorlu-Ambarlı, Ambarlı-Kocaeli, Manisa-İzmir’dedir. En yüksek navlun ücretleri ise, varış noktası Trabzon ve Doğu Karadeniz, Erzurum-Erzincan, Diyarbakır, Gaziantep hariç Doğu ve Güneydoğu illeridir. İki grup arasında navlun fiyatları km. başına 2,5 kata varan oranda fark gösterebilmektedir. Günlük en yüksek fiyat dalgalanmalarının görüldüğü hatlar ise, çoğunlukla hareketli hatlardır. Bursa-Gebze, Bursa-Sakarya, Tekirdağ-Çorlu, Çerkezköy-Ambarlı bölgelerinde, kamyon-yük arz-talebine bağlı olarak günlük navlun fiyatı %40
AB’NİN YAPTIRIM LİSTESİNDEKİ RUS SENATÖR KONUŞTU:‘’İZMİR İLE KALİNİNGRAD ARASINDA KONTEYNIR HATTI KURDUK!’’
İstanbul’da düzenlenen “Avrasya Uluslararası Kültürlerarası Diyaloğu” toplantısında Rusya’dan gelen Kaliningrad senatörü Aleksandr Şenderyuk-Jidkov da yer aldı. Doğu Avrupa savaşının ikinci kritik patlama noktası Kaliningrad’ın senatörü Jidkov harici.com.tr’ye verdiği röportajda ‘’Geçtiğimiz ay İzmir ile Kaliningrad arasında konteynır hattı kurduk. Türk-Rus ilişkileri dünyaya örnek olabilir. Türkiye’ye Moskova’dan daha yakınız, bütün hava yollarınız Rus turistler için bizim havalimanlarımızı kullanabilir’’ dedi. Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler uluslararası bağlamda çeşitli teorik zeminlerde tartışılıyor. Türk akademisindeki hâkim görüş; Türk –Rus ilişkilerinin temelinde yüzyıllara dayanan güvensizlik olduğu ancak bu durumun iki ülke arasında pragmatist ilişkileri engellemediği yönünde. Buna karşın hem Rusya’da hem de Türkiye’de karşılıklı “kazan kazan” formülüne dayanan pragmatist ilişkiler yerine daha uzun erimli ve stratejik temellerin aşama aşama inşa edileceği yeni tür birliktelik arayanların sayısı da az değil. SAVAŞ DOSTLUĞU TEST EDECEK Elbette Türkiye bir NATO ülkesi ve Türk – Rus ilişkilerinin geleceğine yönelik iyimser niyet ve temennilerle güncel pratik gerçekler zaman zaman örtüşmüyor. Ancak Türk Akım, Türkiye’de gaz merkezi kurulması, Akkuyu Nükleer Santrali gibi uzun erimli projeler, Türk – Rus ilişkilerinde daha geniş imkanların mümkün olduğunu savunanları destekliyor. Tabii, Ukrayna’daki savaşın Türk-Rus dostluğunu test edecek daha zorlu aşamalara yükselmesi de kötümser senaryoların bir parçası. Türkiye’deki tartışmaları bir kenara bırakacak olursak Rusya’nın en Batısından bir sese kulak vermek ilginç olabilir. Rus politikacı Aleksandr Şenderyuk-Jidkov, Rusya’nın Kaliningrad Bölgesi senatörü. 2004 yılında, Immanuel Kant Baltık Federasyon Üniversitesi’nden mezun oldu. Jidkov, Danimarka’da iş hukuku okudu. 2016-2018 arasında Kaliningrad oblasti hükümetinde bütün sanayi (tarım, madencilik ve balıkçılık dahil) dallarından sorumlu başbakan yardımcılığı yaptı. Kaliningrad’da özel idari ilçe (fiilen serbest bölge) kurulması tasarısının altında onun imzası vardı. Oblast hükümetindeki görevinden önce ve sonra Lüksemburg merkezli, özellikle zirai üretimle uğraşan Sodrujestvo şirketler grubunda yönetici. 2022’den beri Kaliningrad oblasti yönetiminin gönderdiği iki senatörden biri. Halen Federasyon Konseyi (Senato) Bütçe ve Mali Pazar Komitesi üyesi. Endüstriyel tarım konusunda iş tecrübesine sahip. Felsefeye meraklı ve konuşurken Kant’ın evrensel barış ilkelerini sık sık vurguluyor. Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım listesinde olan Senatör Jidkov, temmuz ayının başında kalabalık bir heyetle birlikte İstanbul’daydı. Rus anakarasıyla bağlantısı olmayan ülkenin en Batı bölgesinden gelmesi ve 6-7 Temmuz’da İstanbul Kent Üniversitesi’ndeki “Avrasya Uluslararası Kültürlerarası Diyaloğu” toplantısında ikinci sırada konuşma yapması dikkatimizi çekti. IMMANUEL KANT, SADECE FİLOZOF DEĞİLDİ Kaliningrad Alman felsefeci Immanuel Kant’ın doğduğu kent ve Senatör Jidkov, “Immanuel Kant, sadece filozof değildi. O aynı zamanda bir idealistti. İdeal dünyanın gelecekte nasıl olması gerektiği hakkında çok kafa yordu.” diyerek felsefecinin evrensel barış mesajlarını önemsediklerini sık sık vurguluyor. Polonya ve Litvanya’ya komşu olan Kaliningrad’ın adı, bu günlerde Kant’ın evrensel barış mesajlarından çok Ukrayna savaşı sonrası, Batı ile Rusya arasında açılacak olan olası ikinci cephe olarak anılıyor. Psikolojik savaşın da gerçek savaşla iç içe geçtiği bir dönemde bu iddiaların gerçekliği ölçmek farklı bir haberin konusu. Ancak genişletilmiş bir Doğu Avrupa savaşında Kaliningrad’ın ikinci kritik patlama noktası olacağını iddia eden çok sayıda jeopolitikçi olduğunu da not etmek lazım. Dahası, “Wagner paralı askerlerin Suwalki Koridoru’na birkaç saat içinde ihtiyaç olan bölgeye yürümeye hazır olduğu” şeklinde bir haber Türk medyasında geniş yer buldu. POLONYA VE LİTVANYA KALİNİNGRAD’I BLOKE EDİYOR Suwalki Koridoru Kaliningrad ile Belarus arasındaki kara bağlantısı. Yani Kaliningrad’dan Moskova’ya karadan bu koridoru geçerek gidebilirsiniz. Tersten bakıldığında ise NATO üyesi olan Baltık devletleri, Litvanya, Letonya ve Estonya’nın Atlantik dünyaya karadan açılan kapısı… Yani her iki taraf için de önemli bir bölge… Politico dergisinde 2022 Haziran’ında yayımlanan bir makaleye göre bu koridor “dünyanın en tehlikesi bölgesi…” Senatör Jidkov, Polonya ve Litvanya’nın karadan Kaliningrad’ı bloke ettiğini ve çimento, ağaç gibi endüstriyel materyallere erişimde güçlükler yaşadıklarını, bu blokajın insani durumu da olumsuz etkilediğini söylüyor. Savaş senaryolarını sorduğumuz Senatör Jidkov, öncelikle Kant’a atıf yapmakta ısrar ediyor. Senatör önümüzdeki yıl Kant’ın 300. yaş gününü de dünya çapında geniş bir etkinlikle kutlayacaklarını söylüyor. Senatör Jidkov, açıkça söylemese de Kaliningrad’dan verilen barış mesajları, savaşın buradan yayılma olasılığıyla da ilgili olabilir. YAPTIRIMLARA KATILMAYAN TÜRKİYE TİCARET YOLLARINI ÇEŞİTLENDİRMEK İSTİYOR Senatör ayrıca Avrupa’da Dostoyevski, Puşkin ve Tolstoy’un eserleri eğitim müfredatlardan çıkarılırken, Rusya’nın evrensel değerlerinin dünya kültür ortamından dışlanmaya çalışıldığı bir ortamda Kant’ın doğum gününü kutlayarak Rusların yüksek kültüre Avrupalı siyasiler gibi bakmadıkları mesajını veriyor. Sadede gelecek olursak Batı ile Rusya arasındaki bu tehlikeli hatta Türkiye’nin de bir pozisyonu var. Yaptırımlara katılmayan Türkiye, Kaliningrad ile ticaret yollarını çeşitlendirmenin arayışında. “Rusya ve Türkiye arasındaki barış ve 100 yıllık olağanüstü ilişkiler barışın bütün ülkeler için mümkün olduğunu gösteriyor” diyen Rusya Federasyon Konseyi Senatörü Jidkov, geçtiğimiz ay İzmir ile Kaliningrad arasında konteynır hattı kurulduğunu söylüyor. BÜTÜN HAVAYOLU ŞİRKETLERİ KALİNİNGRAD’A GELEBİLİR “Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin, bütün dünya için bir model teşkil ettiğinden şüphem yok” ifadelerini kullanan senatör Türk iş dünyasına sesleniyor. Kaliningrad’dan İstanbul’a uçuşların yaklaşık 3 saat sürdüğünü, Moskova’ya kıyasla bu rotanın bir buçuk saat daha kısa olduğunu anımsatıyor: “Kaliningrad aynı zamanda serbest uçuş bölgesi. Bizim federal hükümetten lisans almamıza ihtiyaç yok. Bütün havayolu şirketleri Kaliningrad’a gelebilir ve bizim havalimanımızı kullanabilir.” Türk turizmcilerin Rusya’dan turistleri getirmek için Kaliningrad rotasını da kullanabileceğini belirten Jidkov, Türk Rus ilişkilerinde Kaliningrad’ın yeni bir ekonomik yıldız olabileceğini kaydediyor. Ayrıca Kaliningrad’ın serbest ekonomik bölge olduğunu, turizm dışındaki yatırım, üretim ve ticaret alanlarında da Türk iş adamları için büyük fırsatlar olduğunu vurgulayan Senatör Jidkov, Türk Rus ilişkilerinin dünyaya örnek olabileceğini belirtiyor. Neresinden bakılırsa bakılsın Türk – Rus ilişkilerinde savaşın başından bu yana devam eden dengenin korunması Ukrayna’daki ateşin kontrol altında tutulmasıyla sıkı sıkıya bağlı görünüyor
|
EGE DEMİR-DEMİRDIŞI METALLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU İZMİR DEMİR ÇELİK ÜRETİM TESİSLERİNE ZİYARET GERÇEKLEŞTİRDİ Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında 6 yıldır zirvede yer alan Ege Demir ve Demirdışı Metaller Birliği, sektörün nabzını tutmak amacıyla sektörün ihracatına omuz veren firmalara ziyaretlerini sürdürüyor. EDDMİB Temmuz ayı Yönetim Kurulu toplantısını, İzmir Demir Çelik San. A.Ş.’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Firmanın yeni çelikhane yatırımı, projeleri, çelik ve enerji üretimi konuları ile ilgili bilgi aldı
Ege Demir ve Demirdışı Metaller Birliği Yönetim Kurulu Önceki Dönem Başkanı ve İzmir Demir Çelik San. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Halil Şahin ile EDDMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İzmir Demir Çelik San. A.Ş. İcra Kurulu Üyesi Hüseyin Baştuğ’un davetleriyle gerçekleşen yönetim kurulu toplantısı ve fabrika ziyareti daveti için teşekkür eden Ege Demir ve Demirdışı Metaller Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan “Yönetim Kurulumuzda Ege Bölgesi’nin ve de Türkiye’nin önde gelen üretici ve ihracatçıları yer almakta. Her ay bir firmamızı ziyaret ederek sektörün nabzını tutmayı hedefliyoruz. Bu ayki yönetim kurulu toplantımızı, her yıl demir çelik ihracatında en üst sıralarda yer alan ve 1975 yılından beri ülkemizin üretim, istihdam ve ihracatına katkı sağlayan İzmir Demir Çelik’te, Birliğimizin Önceki Dönem Başkanı Halil Şahin’in ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Kendilerine davetlerinden ötürü Birliğimiz ve Yönetim Kurulumuz adına çok teşekkür ediyorum. Bu sayede firmanın inşaat demiri, profil, kütük ve blum üretimini inceleme; enerji yatırımlarının yanı sıra yılda 1.600.000 ton üretim kapasiteli yeni çelikhane yatırımı hakkında bilgi alma fırsatı bulduk. Ülkemiz ihracatına katkılarının devamını diliyor, yeni yatırımlarının hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi
Üretim ve yeni yatırımları hakkında bilgi veren Halil Şahin “1975 yılında inşaat demiri üretmek amacı ile Aliağa Ağır Sanayi Bölgesi’nde kurulan firmamız 47 yıldır sektörde üretimini sürdürmekte. 2013 yılında ürün yelpazesini genişletmek amacıyla kurduğumuz yıllık 400.000 ton kapasiteli profil haddehanesi bizi profil üretiminde üst seviyelere taşıdı. Çelikhanemizde kendi inşaat demiri üretimimiz için kütük, profil haddehanesi için blum kütük ile Entegre Haddehane Tesislerinde 08–040 mm arası nervürlü inşaat demiri üretimimiz mevcut. İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş. olarak İzmir Aliağa Tesislerimizde 550 bin metrekare bir alanda yıllık 1.500.000 ton sıvı çelik ve 1.000.000 ton nervürlü inşaat demiri ile 400bin ton profil üretimi yapmaktayız.” dedi.
Halil Şahin sözlerine yeni yatırımları hakkında bilgi vererek devam ederken, “İzmir Demir Çelik olarak çelikhane tesisimizi yeni yatırımımızla iki kat büyütme kararı aldık. Yeni yatırımımızla mevcut ham çelik üretimindeki ortalama yüzde 3,5 olan payını yüzde 7’ye yükselterek sektördeki yerimizi güçlendirmeyi ve katma değerli ihracatımızı artırmayı hedefliyoruz. Ve elbette göz bebeği projemiz, yeni çelikhane yatırımı 1.600.000 ton/yıl üretim kapasitesi olan bir yatırım olup firmamızın ham çelik üretimindeki payını %100 artıracağı, ayrıca düşük elektrik maaliyeti ve yüksek üretkenlik özelliğine sahip elektrik ark ocağı sayesinde rekabet gücümüzün önemli ölçüde artacağı kesindir. Bunun yanında yeni çelikhanemizde son derece modern teknolojiye sahip sürekli döküm makinası (SDM) sayesinde ürün kalitemiz önemli ölçüde olumlu yönde gelişecektir. Son olarak yeni çelikhanemiz son derece çevreci bir yaklaşımla projelendirilmiş olup 3.000.000 M3/h toz tutma kapasitesine sahip modern bir tesis olacak.” dedi.
Sözlerini “İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş hisse senetleri 1986 yılından beri İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görmekte. Bu sebeple üretim, ihracat ve karlılığımız yalnızca bizleri değil aynı zamanda yatırımcılarımızı da ilgilendirmektedir. İnsan odaklı değerlerimize, 47 yıllık güven veren marka algımıza, kurumsal yönetim ilkelerimize, güçlü yönetim yapımıza, nitelikli insan kaynağımıza, finansal disiplinimize ve çevreye saygılı, sürdürülebilir büyüme ile teknolojik tüm gelişmelere önem vermekteyiz.” diyerek tamamlayan Şahin, gerçekleştirdikleri ziyaretten ötürü başta EDDMİB Başkanı Yalçın Ertan olmak üzere tüm EDDMİB Yönetim Kurulu üyelerine teşekkür etti.