Universum Türkiye’nin En Çekici İşverenler Araştırması, bu yıl yaklaşık 52 bin katılımcı ile 11’inci kez gerçekleşti. 59 farklı üniversitede öğrenim gören 38 bin 202 öğrenci ile 12 bin 375 genç çalışanın ve bin 375 kırk yaş üstü deneyimli profesyonelin katıldığı araştırma, iş yaşamına dair beklentileri de ortaya koyuyor.
Pfizer Türkiye’nin En Çekici İşverenler Araştırması’nda elde ettiği sıralamalar ise şöyle:- Profesyonellere göre Tıp / Sağlık Bilimleri ilk 50’de 1. sırada
- Tıp / Sağlık Bilimleri öğrencilere göre ilk 50’de 2. sırada
- Profesyonellere göre Fen Bilimleri ilk 50’de 2. sırada
- Fen Bilimleri öğrencileri arasında ilk 50’de 2. sırada
- Profesyonellere göre Sosyal Bilimler / Eğitim / Hukuk arasında ilk 50’de
- Mühendislik / BT öğrencileri arasında ilk 50’de
Pfizer Türkiye Çalışan Deneyimi Direktörü Seda Tamur Oğralı, araştırmada elde ettikleri başarılı sıralamalarla ilgili şunları söyledi: “Bilim kazanacak anlayışımızla, hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler amacımız doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz. Pfizer Türkiye’de rotasyonla lider yetiştirme anlayışımız, uluslararası kariyer fırsatlarımız, esnek ve keyifli çalışma ortamımız, Universe, “İyiSen” gibi programlarımız ve “Mozaik” inisiyatifimiz de dahil olmak üzere işveren markamızın tüm değerleri ve uygulamalarıyla yaşamlara dokunmak için burada sınır yok demeyi sürdürüyoruz. Geleceğin profesyonelleri olacak öğrenciler ve genç yetenekler tarafından en çekici işverenlerden biri seçilmekten dolayı gurur duyuyor ve kendilerine sonsuz teşekkür ediyoruz.”
- Hastaların çoğu uyku bozukluğu yaşıyor.4
- Yüzde 54’ü teninden utanıyor.5
- Yüzde 86’sı hastalık sebebiyle yaşadığı alevlenme döneminde günlük faaliyetlerinden en az 1’ini bırakmak zorunda kalıyor.5
- 10 atopik dermatit hastasının 6’sı hastalık nedeniyle istediği kıyafeti giyemiyor ve hastalığının geçmeyeceğini düşünüyor.5
- Yüzde 30’unda hastalık ile ilgili anksiyete ve depresyon gelişiyor.6
- Yüzde 52’sinin iş ve okul hayatı olumsuz etkileniyor.7
- Her 3 atopik dermatit hastasından 1’inin hastalık nedeniyle cinsel yaşamı olumsuz etkileniyor.8
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI LOJİSTİK FORUMU İSTANBUL’DA BAŞLADI
FORMDA KONUŞAN ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU ÜYE ÜLKELERE ÇAĞRIDA BULUNDU:
– BASRA KÖRFEZİ’Nİ TÜRKİYE ÜZERİNDEN AVRUPA’YA BAĞLAYACAĞIZ
– ÇİN-TÜRKİYE ARASINDA ORTA KORİDOR VE BAKÜ-TİFLİS-KARS DEMİRYOLU HATTINDAN ORTA VADEDE YILLIK 200’ÜN ÜZERİNDE DÜZENLİ BLOK KONTEYNER TRENİ İŞLETİLMESİNİ HEDEFLİYORUZ
– ÜLKELERİMİZ ARASINDA İKİLİ VE TRANSİT KARAYOLU GEÇİŞ BELGESİ KOTALARINI KALDIRMAMIZ GEREKİYOR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Devletleri Teşkilatı’nın ülkeleri olarak 160 milyonluk genç ve dinamik nüfus ile 1 trilyon doları aşan ekonomik büyüklükte küresel bir güç olma potansiyeline sahip bir topluluk olunduğunu belirterek, “Ülkelerimiz arasında ikili ve transit karayolu geçiş belgesi kotalarını kaldırmamız gerekiyor” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Çok Modlu Ulaştırma ve Lojistik Forumu’na katıldı. Burada konuşan Bakan Uraloğlu, konuşmasına bir atasözünü hatırlatarak, başladı. Uraloğlu, “Bir Türk atasözü der ki; ‘Kimse, komşusuna ihtiyaç duymayacak kadar zengin değildir.’ Kimse artık tek başına zengin değil ya da kendi kendine yetmiyor. Kapılarını örtersen, gözlerini, kulaklarını kapatarak dünyadaki gelişmelere uzaktan bakarsan, dost edinmezsen bugünün dünyasında yerin yok. Herkesin elinde pastaya katacağı güzel tatlar ve pastadan alacağı payı var. Devir artık ‘kazan-kazan’ devri. Ulaşım sektörü ise kazan-kazan devrinin en önemli dinamosudur. İşte böyle bir düzende burada sadece ulaşım ve lojistik sektörlerinin geleceği için değil ülkelerimizin ekonomik ve sosyo-kültürel geleceği içinde bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi.
Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinin 160 milyonluk genç ve dinamik nüfusu ve 1 trilyon doları aşan ekonomik büyüklükte küresel bir güç olma potansiyeline sahip bir topluluk olduğunun altını çizen Uraloğlu, bu büyük potansiyelin hayata geçirilmesi için iş birliği ve dayanışma iradesiyle ortak gücün açığa çıkartılmasının gerekliliğine dikkati çekti.
Bakan Uraloğlu, konuşmasında ilk bölümünde karayolu taşımacılığına değindi.
“Üzülerek altını çizmek isterim ki, karayolu ile ülkeler arası geçiş prosedürlerimiz taşımacılıktaki artışlar karşısında, oldukça yetersiz kalmaktadır” diyerek, üye ülkelere transit karayolu geçiş belgesi kotalarının kaldırılması çağrısında bulundu. Uraloğlu, bu konuda şunları kaydetti:
“Taşımacılığın ve ticaretin önündeki engelleri kaldırmak ve taşıma maliyetlerini azaltmak için Teşkilat bünyesinde ortak menfaatimize olacak bütüncül bir yaklaşım benimsemeli ve hayata geçirmeliyiz. Bu doğrultuda, dost ve kardeş ülkelerimiz arasında ikili ve transit karayolu geçiş belgesi kotalarını kaldırmamız gerekmektedir. Kırgızistan ile ikili ve transit taşımaların serbestleştirilmesi hususunda mutabakata vardığımızı ve son aşamaya geldiğimizi bildirmekten memnuniyet duyuyorum. Diğer üyelerle de bir an önce bu tür adımları atmayı umuyoruz.”
KOMBİNE TAŞIMACILIK
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, kombine taşımacılık konusunda Teşkilat bünyesinde özverili çalışmalar sonucunda imzalanan Kombine Taşımacılık Anlaşmasının en kısa sürede yürürlüğe girmesini umduğunu kaydetti. Uraloğlu, “Anlaşmayı hayata geçirdiğimizde kombine taşımacılık operasyonlarını ve Hazar geçişlerini kayda değer biçimde teşvik edeceğiz. Böylece hepimizin önem atfettiği Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridorunun Avrasya taşımalarındaki payını önemli ölçüde artırmış olacağız” diye konuştu.
ORTA KORİDOR VE HAZAR GEÇİŞLERİ
Bakan Uraloğlu, Teşkilat üye ülkeleri arasındaki fiziki bağlantının en önemli ve stratejik bileşenlerinden biri olan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolunun, Türk dünyasının ekonomik kalkınması ve refahı için öneminin büyük olduğunu söyledi. Uraloğlu bu konuda sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nisan 2016 tarihinden itibaren aldığımız tedbirler sonucunda, ortak ve ulusal transit rejimlerinde demiryolu ile basitleştirilmiş usulde taşıma yapılabiliyoruz. Orta Koridor üzerinde demiryolu hattından gerçekleştirilen yük taşımalarında iki yıl önce ortak taşıma belgesinin kullanımına başladık. Ortak taşıma belgesiyle hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlayarak koridorun rekabetçiliği için önemli bir adım daha atmış olduk. Çin-Türkiye arasında Orta Koridor ve BTK demiryolu hattı üzerinden, orta vadede yıllık 200’ün üzerinde düzenli blok konteyner treni işletilmesini hedefliyoruz. Diğer taraftan, bölge ülkeleri ile, Orta Koridorun bir diğer önemli bileşeni olan Hazar geçişinin etkin, verimli ve ekonomik hale getirilmesine de yoğunlaştık. Lojistik operasyonlarda sorun teşkil eden yüksek geçiş ücretleri ve düzensiz sefer konularını ortak çabalarımız ile ivedilikle çözeceğimize ve Hazar Geçişlerini arzu ettiğimiz rekabetçi güzergâha dönüştüreceğimize eminim. Teşkilatımız bünyesinde yürütülen çalışmaların tamamlayıcısı olan ilave iş birlikleri de geliştiriyoruz. Örneğin, Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan olarak geçen yıl Bakü’de bir araya gelerek Orta Koridoru destekleyici 56 maddelik eylem planı belirledik. Aldığımız kararları uygulamaya aktaracak adımların da takipçisi oluyoruz.”
ZENGEZUR BAĞLANTISI
Bakan Uraloğlu, Zengezur Bağlantısı üzerinden yeni fırsatlar ortaya çıktığını ve bu bağlantının Kafkasya’daki normalleşme için hayati önem taşıdığını söyledi. Uraloğlu, “Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan demiryolu ve karayolu ulaşımı sağlayacak bu bağlantının hayata geçmesinin tüm Türk dünyasını birbirine bağlayacak önemli bir adım olacağına inanıyorum. Tüm bölge ülkelerinin istifade edeceği bu hattın bağlantılarıyla birlikte bir an önce bitirilmesi için Azerbaycan ile çok yakın çalışıyoruz” dedi.
ULAŞTIRMA KORİDORLARINDA YENİ İŞ BİRLİKLERİ
Bakan Uraloğlu, Türkiye olarak sadece doğu-batı güzergahında değil, aynı zamanda kuzey güney aksında da planlamalara devam ettiğini söyledi.
“Basra Körfezi’ni, Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacağız” diyen Uraloğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve Irak Başbakanı bu konuda gerekli iradeyi oraya koymuşlardır. Bizler, bu amaçla gerek Irak ile gerekse diğer bölge ülkeleri ile yakın iş birliği içerisindeyiz. Kalkınma yolu olarak adlandırılan bu yeni güzergahın Türkiye tarafındaki gerekli teknik çalışmaları tamamladık. Şunun altını çizmek isterim ki, taşıma koridorlarının kesişiminde olduğumuzun bilinciyle, en verimli çözümleri ortaklarımız ile birlikte hayata geçirmekte kararlıyız.” diye konuştu.
Bakan Uraloğlu, üye ülkelere seslendiği konuşmasında ülkeler arasında ticareti zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı ve teşvik edici tavır alma zamanının çoktan geldiğini, korumacı ve kapalı politikaların dikkatle ve farklı bir gözle yeniden ele alınmasının gerektiğine inandığını söyledi.
Uraloğlu, ulaştırmada dijitalleşmeye büyük önem veren ve bu konuda e-TIR, e-taşıma belgesi gibi uygulamalarda öncü bir ülke olarak, dileyen üye ülkelerle tecrübe paylaşımına hazır olduklarını belirtti ve şöyle konuştu;
“Örnek vermek gerekirse, Türkiye ile Özbekistan arasında gerçekleştirilen ve uluslararası karayolu taşımacılığında taşımacılara büyük kolaylık sağlayacak e-Permit yani Elektronik Geçiş Belgesi Sisteminin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sistem ile taşımacılar fiziki belge için uzun süre beklemek zorunda kalmayacak, taşıt nerede olursa olsun elektronik olarak belgeye erişim imkânı olacaktır. Bu örnekleri çoğaltmalıyız. Halihazırda, Çin’den Avrupa’ya karadan giden yükün yalnızca %3 ila %5’i Orta Koridor üzerinden geçiyor. Geniş bir vizyonla bu oranın %30’lar civarına çıkarılması için önümüzde fırsatlar ve görevler bulunuyor. Bugün ülkemizde yüzde 4 olan Demiryolunun taşımacılıktaki oranının, 2029 yılında yüzde 11’in üzerine yükselmesini, 2053’te ise yaklaşık yüzde 22 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Böylece ülkemizdeki demiryolunun, yük taşımacılığındaki payı 2053’e kadar 7 kat artacak. Yine yurtdışına yük taşımacılığında da demiryolunun payını 10 kat artırmayı hedefliyoruz. Ulaştırma alt yapısına 2002 yılından bu yana 172 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bundan sonra da 2053 yılına kadar yaklaşık 198 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladık. Bu rakamdan en büyük payı demiryolu altyapısını geliştirmek için ayırdık.”
Su ürünlerinde Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya’nın anahtarı Singapur
Ege Bölgesi’nde gıda ihracatınının lideri olan, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe Türkiye ihracatın zirvesinde yer alan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği, ihracatta yeni rekorlar kırmak için 2023 yılında agresif bir tanıtım atağı sürdürüyor. Sektör, hedef pazarı olan Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya’da Singapur üzerinden büyümeyi hedefliyor.
Geçen hafta Kenya’da Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerinin tanıtımını gerçekleştiren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’nin bu haftaki durağı dünyanın en önemli reexport merkezlerinden birisi, yaklaşık 500 milyonluk bir nüfusa ulaşan, dünyanın güçlü birliklerinden Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN)’ın kurucu ülkeleri arasındaki Singapur oldu.
Singapur’da 11-13 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleşen Seafood Expo Asia Fuarına katılarak levrek-çipura, Türk somonu, kaya levreği, füme alabalık, süt ürünleri ve sektörün iştigal sahasındaki diğer ürünlerin ihracatını artırmak için tanıtım yaptıklarını anlatan Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Singapur’un, büyük çoğunluğu Çin’den olmak üzere yıllık 1,3 milyar dolarlık su ürünleri ithal ettiğini bu ithalattan Türkiye olarak 50 milyon dolarlık pay almayı amaçladıklarını, Singapur’da dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçılara Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerini tanıtma, ürünlerle ilgili bilgi verme fırsatı bulduklarını dile getirdi.
Singapur’un dünyanın en önemli reexport merkezlerinden biri olduğuna dikkati çeken Kızıltan, “Singapur yaklaşık 6 milyonluk nüfusa sahip küçük bir ülke gibi görünmekle birlikte açık bir ekonomiye sahip ve yıllık 800 milyar dolar dış ticaret hacmine ulaşıyor. Singapur’un bu özelliğinden yararlanmak istiyoruz. Singapur, Dünya Bankası’nın “İş Yapma Kolaylığı” endeksinde 2. sırada yer alıyor. Güçlü bir hukuk devletine ve etkili bir düzenleyici sisteme sahip ihracatçılarımızın gönül rahatlığıyla ticaret yapabileceği bir pazar. 10 ülkenin üyesi olduğu yaklaşık 500 milyonluk bir nüfusa ulaşan, dünyanın güçlü birliklerinden Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN)’ın kurucu ülkeleri arasında. Bu özellikleriyle Singapur büyümek istediğimiz ülkeler arasında öne çıkıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye 2022 yılında Singapur’a 800 milyon dolar ihracat yapmışken, 473 milyon dolar ithalat gerçekleştirdi.
Singapur’da 11-13 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleşen Seafood Expo Asia Fuarına Türkiye’den 4 firma katılırken, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğini; Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Mesut Ergül ve Keskin Keskinoğlu temsil etti. Fuarda 40 ülkeden 300’den fazla firma yer aldı.
Türkiye’nin Singapur Büyükelçisi Mehmet Burçin Gönenli ve Ticaret Müşaviri Mihriban Esin Arslan fuarda Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve Türk firmalarını ziyaret ederek, Singapur ile ilgili bilgi ve deneyimlerini Türk ihracatçılarıyla paylaştılar.
Su ürünlerinde Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya’nın anahtarı Singapur
Ege Bölgesi’nde gıda ihracatınının lideri olan, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe Türkiye ihracatın zirvesinde yer alan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği, ihracatta yeni rekorlar kırmak için 2023 yılında agresif bir tanıtım atağı sürdürüyor. Sektör, hedef pazarı olan Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya’da Singapur üzerinden büyümeyi hedefliyor.
Geçen hafta Kenya’da Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerinin tanıtımını gerçekleştiren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’nin bu haftaki durağı dünyanın en önemli reexport merkezlerinden birisi, yaklaşık 500 milyonluk bir nüfusa ulaşan, dünyanın güçlü birliklerinden Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN)’ın kurucu ülkeleri arasındaki Singapur oldu.
Singapur’da 11-13 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleşen Seafood Expo Asia Fuarına katılarak levrek-çipura, Türk somonu, kaya levreği, füme alabalık, süt ürünleri ve sektörün iştigal sahasındaki diğer ürünlerin ihracatını artırmak için tanıtım yaptıklarını anlatan Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Singapur’un, büyük çoğunluğu Çin’den olmak üzere yıllık 1,3 milyar dolarlık su ürünleri ithal ettiğini bu ithalattan Türkiye olarak 50 milyon dolarlık pay almayı amaçladıklarını, Singapur’da dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçılara Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerini tanıtma, ürünlerle ilgili bilgi verme fırsatı bulduklarını dile getirdi.
Singapur’un dünyanın en önemli reexport merkezlerinden biri olduğuna dikkati çeken Kızıltan, “Singapur yaklaşık 6 milyonluk nüfusa sahip küçük bir ülke gibi görünmekle birlikte açık bir ekonomiye sahip ve yıllık 800 milyar dolar dış ticaret hacmine ulaşıyor. Singapur’un bu özelliğinden yararlanmak istiyoruz. Singapur, Dünya Bankası’nın “İş Yapma Kolaylığı” endeksinde 2. sırada yer alıyor. Güçlü bir hukuk devletine ve etkili bir düzenleyici sisteme sahip ihracatçılarımızın gönül rahatlığıyla ticaret yapabileceği bir pazar. 10 ülkenin üyesi olduğu yaklaşık 500 milyonluk bir nüfusa ulaşan, dünyanın güçlü birliklerinden Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN)’ın kurucu ülkeleri arasında. Bu özellikleriyle Singapur büyümek istediğimiz ülkeler arasında öne çıkıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye 2022 yılında Singapur’a 800 milyon dolar ihracat yapmışken, 473 milyon dolar ithalat gerçekleştirdi.
Singapur’da 11-13 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleşen Seafood Expo Asia Fuarına Türkiye’den 4 firma katılırken, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğini; Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Mesut Ergül ve Keskin Keskinoğlu temsil etti. Fuarda 40 ülkeden 300’den fazla firma yer aldı.
Türkiye’nin Singapur Büyükelçisi Mehmet Burçin Gönenli ve Ticaret Müşaviri Mihriban Esin Arslan fuarda Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve Türk firmalarını ziyaret ederek, Singapur ile ilgili bilgi ve deneyimlerini Türk ihracatçılarıyla paylaştılar.
Yandex Mobil Ads SDK 6. sürümü ile reklam seçenekleri ve avantajları artıyor
Yandex Mobil Ads SDK’nın altıncı sürümü, App Open Ads adı verilen yükleme ekranındaki tam ekran reklamlarının yanı sıra yeni ödüllü reklam seçeneklerini de içeriyor. Bir önceki sürümde duyurulan DivKit teknolojisi artık tüm reklam formatlarında destekleniyor.
Yandex’in tanıttığı Yandex Mobil Ads SDK 6 sürümü yeni dijital uygulama fırsatları sunuyor. Bu SDK sürümünde yer alan yeni bir reklam formatı ve mevcut olanlarda da iyileştirmeler yapılması en önemli avantaj olarak dikkat çekiyor. Uygulamayı geliştirenler artık uygulama yükleme ekranına reklam ekleyebilir ve ek gelir elde edebilir. Bu format, reklam gösterimlerinin sıklığını kontrol etmeye olanak tanımakla birlikte banner’ların hem uygulama açıldığında hem de başka bir uygulamadan geçiş yapıldığında gösterimini de sağlar. App Open Ads, geliştiricilerin uygulamanın yükleme ekranına reklam eklemesine olanak tanıyor. Geliştiriciler, reklam gösterim sıklığını ve duyurunun görüntülenme parametrelerini bağımsız olarak ayarlayabiliyor. Yalnızca uygulamayı ilk açtıklarında ya da her başlangıçta bunu belirleyebilirler; hatta belirli bir seviyeye ulaşan veya uygulamayı bir haftadan uzun süredir kullanan kullanıcılar için hangi kullanıcı kategorisine reklam gösterileceğini de seçebilirler.
Yandex Mobil Ads SDK 6 ile reklamlarda hız ve uyum
SDK 6 sürümünde yapılan değişiklikler ödüllü reklam formatını da etkiledi. Klasik video reklamlara ek olarak, metin-grafik ve çoklu reklam şablonları da kullanıma sunuldu. Kullanıcılar bu tür reklamları ödül almadan kapatma seçeneğine de sahip. Ayrıca, iyileştirmeler sayesinde reklam yüklemesi hızlandırıldı ve boyutları otomatik olarak ayarlanarak banner’ların uygulamalara daha sorunsuz bir şekilde entegre edilmesi sağlandı.
Yandex Divkit teknolojisiyle kullanıcıya özel algoritma
Yeni bir uygulama yayınlamasına gerek kalmadan reklam düzenini sunucu içinde otomatik olarak bir araya getiren Yandex DivKit teknolojisi, artık tüm reklam formatlarında destekleniyor. Algoritma sayesinde her kullanıcı için en çekici reklam öğeleri kümesi ve bunların reklamdaki yerleşimi seçilebilir. Böylece reklamları kullanıcılar için daha çekici ve fark edilir hale gelir; bu da dönüşüm olasılığını ve uygulamayı geliştirenlerin kazancını artırır.
Boyut kontrolünde kolaylık ve hız
Yeni SDK sürümüyle, her uygulamaya özel banner’lar için otomatik boyut uyarlaması geldi. Geliştiriciler bu özelliği iki yöntemle kontrol edebiliyor: stickySize ve inlineSize. StickySize, ekran yüksekliğinin yüzde 15’inden fazlasını kaplamayan küçük şerit banner’lar için tasarlanan bir özellik olarak öne çıkarken, inlineSize içeriğe gömülü olarak uyarlanabilir banner’lar için kullanılabiliyor.
Yandex Mobile Ads SDK, Yandex Advertising Network aracılığıyla iOS ve Android platformlarındaki uygulamalardan gelir elde etmeye yardımcı olur. 10.000’den fazla uygulama Yandex’in gelir elde etme teknolojilerini kullanarak kazanç sağlıyor. Yandex Mobile Ads SDK reklam açık artırmasında 300.000’den fazla doğrudan reklam veren ve 80’den fazla DSP ağı bulunuyor. Yeni SDK sürümü hakkında daha fazla bilgiyi web sitesinde bulabilirsiniz.
AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Müdürü Gizem Duman oldu
Gizem Duman, AstraZeneca Türkiye’de İnsan Kaynakları Müdürü görevine atandı. 2015 yılından bu yana AstraZeneca Türkiye’de çalışan Gizem Duman, ağustos ayı itibarıyla AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Müdürü görevine atandı. Boğaziçi Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Bölümü mezunu olan Gizem Duman, kariyerine Pfizer’de İnsan Kaynakları (İK) Stajyeri olarak başladı. Mezuniyeti öncesinde İK Stajyeri olarak katıldığı AstraZeneca Türkiye’de sırasıyla İK Sorumlusu, İK Uzmanı, İK Yöneticisi/İş Ortağı görevlerini yürüttü. Duman, bu görevlerinin yanı sıra kariyeri boyunca AstraZeneca Türkiye ve Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde çeşitli alanlarda sorumluluklar üstlendi. Türkiye organizasyonundaki görevlerine ek olarak, 2020 yılında şirketin Plan100 programı kapsamında, 4 ay süreyle AstraZeneca’nın Uluslararası Veri ve İçgörü İnovasyon Projesi’nde Orta Doğu ve Afrika Lideri olarak rol aldı, 2022 yılından bu yana ise Orta Doğu ve Afrika İnsan Kaynakları İletişimi Lideri olarak görev yapmaya devam ediyor. Gizem Duman, AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Müdürü görevine atanmadan önce Vekaleten İnsan Kaynakları Müdürü görevini yürütüyordu.