Cumhuriyetimizin “Su Gibi” geçen 100 yılı ışığında gelecek 100 yılına ışık tutacak
1990 yılından bu yana ülkemizde iş ve yaşam kalitesinin dönüşümü ile sürdürülebilirliğine hizmet eden Türkiye Kalite Derneği (KalDer), gelenekselleşen Kalite Kongresi’nin 32.’si ile Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık geçmişine ışık tutacak. “Su Gibi” temasıyla 21-22 Kasım tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek kongrenin konuşmacıları da belli olmaya başladı.32. Kalite Kongresi’nde, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne uzanan 100 yıllık hikâyesi; spordan sanata, bilimden kültüre kadar yaşanan gelişmelerle ekonomik ve toplumsal ölçekte ele alınacak. Türkiye ekonomisinin 100 yıllık analizi yapılarak atılan doğru adımlar ile kaçırılan fırsatların bilançosu çıkarılarak, gelecek 100 yılda ülkemizi bekleyen gelişmeler masaya yatırılacak.
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından bu sene 32. kez düzenlenecek olan Kalite Kongresi, 21-22 Kasım tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek. Bilim, akademi, medya ve iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin katılacağı 32. Kalite Kongresi’nde, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık geçmişi, ekonomik ve toplumsal gelişmelerle analiz edilirken, gelecek 100 yılın getireceği fırsat ve riskler bilimsel olarak ele alınacak.
32. Kalite Kongresi’nin konuşmacıları belli olmaya başladı
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın açılış konuşmalarını gerçekleştireceği kongrede; bilim, akademi ve iş dünyasının önde gelen isimleri konuşmacı olarak yer alacak. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne uzanan tarihimizin ekonomiden toplumsal gelişime, spordan sanata, bilimden kültüre tüm boyutlarıyla ele alınacağı kongrede, acısı ve tatlısı ile su gibi akıp giden 100 yıla yayılan Türkiye’nin eşsiz hikâyesi Sunay Akın’ın şiirsel anlatımı ile yaşatılacak.
Kongrenin birbirinden değerli konuşmacıları arasında; İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesive TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Burcu Özsoy,İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz,İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Bölüm Başkanı, İTÜ İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Bahçeşehir Üniversitesi Toplum, Sağlık, Davranış ve Önlem Alma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucu Direktörü Prof. Dr. Nilüfer Narlı,ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim ÜyesiKentbilimci Prof. Dr. Osman Balaban, Ekonomist Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ,Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Meryem Hayır Kanat, Opet Petrolculük A.Ş. Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurten Öztürk, Yazar Özlem Özdemir, Feyz Çiftliği Kurucusu ve Çiftçi Başkanı Sencer Solakoğlu, Radyo Program Yapımcısı Jozi Zalma(Geveze Show)İNGEV (İnsani Gelişme Vakfı) Başkanı Vural Çakır ve Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer yer alıyor.
Cumhuriyeti ekonomik ve toplumsal dönüşümün penceresinden anlatacak
Kongrenin ilk gününde büyük güçlükler ve ekonomik zorluklarla inşa edilen Cumhuriyetin su gibi akan hikâyesine, ekonomik ve toplumsal dönüşümün penceresinden projeksiyon tutulacak. Doğal zenginliklerin yeniden keşfi ile kadınların Cumhuriyetin kuruluşunda gösterdiği üstün gayretlerin 100 yıllık tarihimizdeki yeri vurgulanacak. 100 yılda, 13 milyondan 85 milyona ulaşan Türkiye nüfusunun tüm renklerinin analiz edileceği kongrede, Cumhuriyetin kuruluşunda kadınların verdiği mücadele ile ülkemizi bugünlere ulaştırılan çabaları da gözler önüne serilecek.
Türkiye’yi aydınlığa taşıyacak değerler ele alınacak
Kongrenin ikinci gününde ise yeni 100 yılda ülkemizin nasıl bir ekonomik büyüme, toplumsal gelişim ve coğrafi koruma içinde olması gerektiği ile Türkiye’yi aydınlığa taşıyacak değerler ele alınacak. Türkiye ekonomisini gelecek yüzyıla taşıyacak potansiyelimiz, tarımdan sanayiye, ticaretten finansa kadar her alanda bilimsel ve teknolojik boyutlarıyla ele alınacak. Ülkemizin entelektüel sermayesinin, toplumsal ve bireysel yetenek ve yetkinliklerinin gelişimi için nasıl bir sosyal sistem oluşturması gerektiği tartışılarak, sorunların aşılması noktasında çözüm önerileri sunulacak. Türkiye’nin coğrafi konumundan kaynaklanan avantajlarının ve doğal zenginliklerinin gelecek 100 yıldaki önemi ele alınacak. Ülkemizi gelecek yüzyıla taşıyacak ve onu yaşatacak olan gençliğin beklentileri kamuoyuna aktarılarak sorunlarının çözümüne ilişkin yol haritası oluşturulacak. Kongrenin kapanışında ülkemizi yarınlara taşıyacak değerlere dikkat çekilerek etik davranış, saygı ve güç birliğinin önemi vurgulanacak.
“Gelecek 100 yılın fırsat ve risklerini bilimsel bir zeminde ele alacağız”
32. Kalite Kongresi’nde ülkemizin 100 yıllık geçmişinden dersler çıkararak, gelecek 100 yılın fırsat ve risklerini bilimsel bir zeminde ele alacaklarını vurgulayan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar; şu değerlendirmede bulundu: “1992 yılından bu yana geleneksel olarak düzenlediğimiz Kalite Kongrelerinde ülkemizde toplumsal ve ekonomik ölçekte yaşanan çok sayıda gelişimi ele aldık. Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutladığımız bu yılda gerçekleştireceğimiz kongremizi ise Cumhuriyetimizin su gibi geçen 100 yılına atfettik. Bu kapsamda ‘Su Gibi’ ana teması ile özetle su gibi akan bir yüzyılın değerlendirmesini yaparken gelecek yüzyıla da su gibi akacak Cumhuriyeti nelerin beklediğini hep birlikte masaya yatıracağız. Bilim, akademi, medya ve iş dünyasının önde gelen temsilcileriniağırlayacağımız kongremizde,gelenekselleşen Türkiye Mükemmellik Ödülleri de sahiplerini bulacak. Gelenekselleşmesini umut ettiğimiz ve bu yıl birincisini düzenlediğimiz Türkiye Sürdürülebilir Gelecek Ödülleri’ni de kongremizde sahiplerine takdim ederek bu yıl bir ilke imza atacağız.”
Türkiye’nin önde gelen iş insanları Kalite Kongresi’ne video mesajları ile katkı sunacak
“Su Gibi” teması ile düzenlenen 32. Kalite Kongresi’ne ülkemizin saygın iş insanları da video mesajları ile katkılarını sunacak. Kongrenin açılış günü yayınlanacak videolarda Prof. Dr. Ahmet Kırman, Bülent Eczacıbaşı, Cem Boyner, Güler Sabancı, Hüseyin Gelis ve Rahmi Koç’un mesajları katılımcılara izletilecek. Aynı zamanda EFQM yetkililerinden Russel Longmuir ve Gianluca Mule de video mesajları ile katılımcılara seslenecek.
SİNGAPUR – 12 Ekim 2023 – Önde gelen dijital varlık ticaret platformu olan BingX, Standard Vadeli İşlemler için BIGTIME/USDT’nin ve hem Standard hem de Sürekli Vadeli İşlemler için LOOM/USDT’nin tanıtımıyla vadeli işlem portföyünü genişlettiğini duyurmaktan heyecan duyar.
Katılım Emeklilik’ten BES katılımcısına yapay zeka destekli Fon Asistanı
Faizsiz emeklilik ve faizsiz sigortacılığın öncü şirketi Katılım Emeklilik, BES birikimi sahiplerine fon tercihlerinde yardımcı olacak Katılım Fon Asistanı’nı kullanıma sundu. Katılım Cep üzerinden başlayan yapay zeka destekli dijital asistan uygulaması ile BES’liler yatırım yaptıkları fonların getiri performanslarını takip ederek ve önerileri takip edip uygulayarak birikimlerini kolayca yönlendirebilecek. Fon asistanı, katılımcının risk tercihlerine göre özel birikim stratejisi belirleyerek önerilerde bulunacak ve getirilerini artırmasına yardımcı olacak.
Faizsiz BES ve sigortacılığın öncü şirketi Katılım Emeklilik, sektörün dijital dönüşümünde önemli bir adım daha atıyor. BES katılımcısına fon seçerken yardımcı olacak yapay zeka destekli Katılım Fon Asistanı uygulaması, Katılım Cep üzerinden kullanıcı deneyimine sunuldu. BES katılımcıları için basit ve kullanımı kolay ara yüzüyle karar alma süreçlerini hızlandıracak bir uygulama geliştirdiklerini belirten Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Sektörün dijital dönüşümünde öncü çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda yapay zeka destekli akıllı Katılım Fon Asistanı’mızı da katılımcılarımızın hizmete sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Fon Asistanı sayesinde katılımcılarımızın fon getirilerini yakından takip ederek birikimlerini büyütmeleri artık hiç olmadığı kolay bir hale geliyor” diye konuştu.
Risk tercihine göre birikim stratejisi oluşturuyor
BES katılımcılarının yılda 12 defa fon dağılımlarını güncelleme hakları bulunduğunun altını çizen Ayhan Sincek, “Katılımcılarımıza ekonomideki değişimler ve oynaklıklara karşı birikimlerini koruyabilmeleri için bu düzenleme haklarından faydalanmalarını bilhassa tavsiye ediyoruz. Dolayısıyla yapay zeka destekli fon asistanımız birikimlerinizi yönlendirecek, risk tercihinize uygun önerilerde bulunacak ve getirilerinizi artırmanıza yardımcı olacak mükemmel bir araç. Katılımcılarımız akıllı fon asistanı kullanmaya başlamadan önce bir risk profili anketi doldurarak, tercihlerini belirliyorlar. Katılım Fon Asistanı bu bilgiler doğrultusunda sizi tanıyor ve tercihlerinize göre öneri yapıyor. Sizin için özel bir birikim stratejisi geliştiriyor ve bu strateji doğrultusunda düzenli aralıklarla size bilgi veriyor. Uygulama içinde fonların belli zaman dilimlerindeki performans grafiklerini ve risk analizi raporlarını inceleyebiliyor, tercih ettiğiniz fonların güncel getiri durumlarını takip edebiliyorsunuz” bilgilerini paylaştı
Katılım Emeklilik fonları yüksek getiri performansını sürdürüyor
Bireysel Emeklilik (BES) fonlarında yüksek getiri performansı sürüyor. Faizsiz BES ve sigortacılık sektöründe öncü Katılım Emeklilik eylül ayı itibarıyla toplam 17,15 Milyar TL’yi bulan fon büyüklüğüne ulaştı. Faizsiz fon pazarında getiride ön plandaki fonlarıyla öne çıkan Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Ekonomideki ve yatırım araçlarındaki tüm belirsizliklere karşın Emeklilik fonlarındaki güçlü performans hız kesmiyor. Eylül ayı sonunda toplam BES içindeki faizsiz fonların payı yüzde 24 civarında seyrediyor. Katılım Emeklilik olarak müşterilerimize 15 faizsiz fon seçeneği sunuyoruz. Bu sene mart ayında devreye soktuğumuz “Temettü Ödeyen Şirketler Katılım Fonu”muz Eylül ayında yüzde %11,95 oranında değer kazanarak sektörümüzde en çok tercih edilen faizsiz fonların başında geldi. 6 aylık süreçte ise yüzde 79,63’lük yüksek getiri performansıyla sektörde fark yaratmış durumda. OKS Agresif Katılım Değişkin Fonumuzun son 1 yıllık getirisi ise yüzde 186,7 seviyesinde. Bu fonumuz son 5 yılda gerçekleşen yüzde 1609’luk getirisi ile zaten sektörün en çok kazandıran ilk 5 fonundan biri konumunda” değerlendirmesinde bulundu.
Moneytolia’da üst düzey atama
Türkiye’nin yenilikçi Fintech şirketlerinden Moneytolia’da üst düzey bir atama gerçekleşti. Moneytolia’da CFO’luk görevi yapan Sevinç Akpınaroğlu, Moneytolia’nın yeni CEO’su olarak atandı. Sevinç Akpınaroğlu, stratejik çalışmalarına ara vermeden devam edeceklerini duyurdu.
Türkiye’nin yenilikçi Fintech şirketlerinden Moneytolia’da üst düzey bir atama gerçekleşti. Ekim 2022’den bu yana CFO’luk görevini yürüten Sevinç Akpınaroğlu, Moneytolia’nın yeni CEO’su olarak atandı. Sevinç Akpınaroğlu, ‘Paranın yeni hali’ sloganıyla hizmet veren Moneytolia’nın ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması ve rekabetçi ürünlerin geliştirilmesi için teknoloji odaklı liderlik yapacak.
Sevinç Akpınaroğlu 24 yıllık tecrübeye sahip
İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği bölümünden mezun olan Sevinç Akpınaroğlu, 24 yıllık kariyerinin ilk adımlarını Demirbank’ta Kurumsal Pazarlama Analisti olarak attı. 2000 yılında İnterbank’ın Bahçekapı şubesine Kurumsal Pazarlama Yetkilisi olarak atanan Akpınaroğlu, 2002-2004 yılları arasında Bayındırbank’ın Bahçekapı şubesine Kurumsal Pazarlama Yönetmeni olarak çalıştı. 2004-2015 yılları arasında Denizbank’ta sırasıyla Zeytinburnu Şubesi Ticari Pazarlama Yönetmeni, Denizbank Ticari Pazarlama Grubu Bölüm Müdürü, Küçükbakkalköy Şube Müdürü, Pendik Şube Müdürü, Altıyol Şube Müdürü olarak görev yapan Akpınaroğlu, 2015-2018 yılları arasında T-BANK’ta Kartal E-5 Şube Müdürlüğü görevini yürüttü. 2022 yılından bu yana Moneytolia’da CFO’luk görevini yürüten Sevinç Akpınaroğlu, bundan sonra Moneytolia’nın CEO’su görevini üstlenecek.
Moneytolia’nın konumunu emin adımlarla güçlendireceğiz
Moneytolia’nın yeni CEO’su Sevinç Akpınaroğlu görüşlerini şu şekilde belirtti:
“Öncelikle Yönetim Kurulumuza bu önemli ve gurur verici görevi güven duyup bana emanet ettikleri için teşekkür ediyorum. Moneytolia, Fintech dünyasında yeni olmasına rağmen oldukça iddialı. Kullanıcılarımızın hayatlarına fayda sağlayacak birçok proje geliştiriyoruz. Tüm bu çalışmaları, sabırsızlıkla ve heyecanla kullanıcılarımızla buluşturmayı hedefliyoruz. Moneytolia’nın Fintech dünyasındaki konumunu emin adımlarla güçlendireceğiz” dedi
İnşaat Son 5 Aydır İyi Performans Gösteriyor
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2023 Eylül Ayı Raporu’nu açıkladı. Faaliyet Endeksi ağustos ayındaki yükselişin ardından eylülde aşağı yönlü hareket etmiş, buna rağmen eşik değerin üzerindeki konumunu sürdürüyor. Beklenti ve Güven Endekslerinin ise eşik değerinin altına indiği görülüyor. Endeks değerlerinin tamamında görülen bu azalma sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değere geriledi.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.
Hazır Beton Endeksi 2023 Eylül Ayı Raporu’na göre, Faaliyet Endeksi ağustos ayındaki yükselişin ardından eylülde yeniden aşağı yönlü hareket etmiş, buna rağmen eşik değerin üzerindeki konumunu korumuştur. Temmuz ayında dip yapan Beklenti Endeksi ağustostaki yükseliş sonrası, eylülde sabit hareket etmiş olup, endeks değeri hâlen eşik değerin altında konumlanmaya devam etmektedir. Güven Endeksi ağustosta eşik değere yakın bir konumda iken eylülde sınırlı bir azalış ile eşik değerin altına inmiştir. Endeks değerlerinin tamamında görülen bu azalma sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değere gerilemiştir.
Geride bıraktığımız eylül ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre yükselmiş durumdadır. En fazla artış Faaliyet Endeksi’nde, en az artış ise Beklenti Endeksi’nde olmuştur. Beklenti ve Güven Endekslerinin, artışa rağmen eşik değerin altında kalmaya devam ettiği göz ardı edilmemelidir. 3 endeksin durumu da geçen yılın aynı ayına kıyasla pozitif durumda olması nedeniyle Hazır Beton Endeksi de yükselmiş durumdadır.
Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, Faaliyet Endeksi’nin eylül ayındaki aşağı yönlü hareketine rağmen eşik değerin üzerinde kaldığını ifade ederken, “Endeks değerlerinin tamamında görülen azalma sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değere gerilemiştir.” dedi.
Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Mayıs ayının sonundan itibaren seçim atmosferinin bitmesi ve yeni ekonomi yönetiminin politika değişimi ile birlikte bir yandan talep diğer yandan maliyet enflasyonu ile mücadele için çalışmalar başlamıştır. Bunun en belirgin sonucu da kendini yükselen faiz hadleri ile göstermiştir. Politika faizindeki artışlar ile Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminin tasfiyesine yönelik atılan adımlar birleşince faizdeki yükseliş hızlanmıştır. Tüm bunların üzerine bankaların kredi verme iştahındaki azalma da eklenince finansmana erişim iyice zorlaşmış durumdadır. Yalnızca inşaat sektörü oyuncularının kullandığı ticari kredilerin değil aynı zamanda konut kredilerindeki zayıflama da inşaat sektörünü önümüzdeki dönemde zorlayacaktır. Tüketici kredileri haziran başından itibaren yavaşlamış durumdadır. Haziran ayından itibaren haftalık bazda 4 hafta negatif büyüyen tüketici kredilerinde haftalık artış hızı %1’in altında kalmıştır. Ticari krediler ise, tüketici kredilerine kıyasla daha ileri bir tarihte, yaklaşık olarak temmuz ayının sonunda yavaşlama göstermiş durumdadır. Haftalık bazda 2 kez daralma gösteren ticari krediler son 3 haftadır istikrarlı bir artış trendindedir. Bir yandan enflasyonla mücadele ederken aynı zamanda ılımlı bir büyüme sürecinin sağlanması için finansmana erişim kolaylaştırılmalıdır. . İnşaat sektörü gibi ülke ekonomisinin dinamosu mahiyetinde ve istihdamı sırtlanan bir sektörün tüm bileşenleri ile yoluna devam etmesi gerekmektedir.” dedi.
CLPA’dan geleceğin pil endüstrisini harekete geçiren teknoloji
Yüksek enerji yoğunluğuna sahip ve şarj edilebilir piller ailesi olan LiB (lityum-iyon pil), ileri teknoloji ürünü olan elektronik cihazlarda yaygın olarak kullanılıyor. Ağ bütünleştirmenin yanı sıra yüksek performans sunan açık endüstriyel Ethernet teknolojisi, üretimin karmaşıklığını azaltırken üreticilere rekabet avantajı da sağlıyor. Japonya merkezli CLPA (CC-Link Partner Association), geliştirdiği CC-Link IE TSN ağ teknolojisi ile LiB üreticilerinin oldukça katı ürün spesifikasyonlarına uyum sağlamalarına ve üretim sistemlerini basitleştirmelerine olanak tanıyor. Üreticiler bu yüksek teknoloji ile maliyet avantajı elde ederek ölçeklenebilir bir yapı kazanırken verimliliğini artırabiliyor.
LiB (lityum-iyon pil)üretimi; akıllı telefonlar, tabletler ve kulaklıklar gibi kullanımı her geçen gün artan elektronik cihazlar ve gelişen uygulamalar sayesinde katlanarak büyümesini sürdürüyor. LiB üreticilerinin giderek artan küresel talepleri karşılayabilmek için yüksek kaliteden ödün vermeden kapasitelerini hızlı bir şekilde artırması gerekiyor. Bunun için de yüksek hassasiyetli, verimli ve hacimli üretim sistemlerine ihtiyaç duyuluyor.
LiB üreticileri ölçeklenebilir bir yapı kazanıyor
Japonya merkezli CLPA (CC-Link Partner Association), gigabit bant genişliğini Zamana Duyarlı Ağ Oluşturma (TSN) ile birleştirdiği ilk açık endüstriyel Ethernet teknolojisi ile makine imalatçılarına çeşitli avantajlar sunuyor. Gigabit bant genişliği ile büyük hacimli üretim verilerinin makine performansı veya tesis üretkenliğini etkilemeden kolayca işlenebilmesini sağlıyor. Üstelik veriler gigabit hızlarında paylaşıldığı için LiB üreticileri giderek daha zorlu olan ihtiyaçlarını karşılarken ölçeklenebilir bir yapı kazanabiliyor. Yüksek hızlarda çalışma, birden fazla hareket ekseninin mikrosaniyelik aralıklarla senkronize edilebilmesi ve daha önce olmayan düzeyde işlem kalitesi elde edilmesi anlamına geliyor.
“LiB endüstrisi ve çok sayıda sektöre katma değer sağlamayı sürdüreceğiz”
Dünyanın lider LiB üreticilerinin CC-Link IE TSN’nin yüksek teknolojisinden güç aldığını belirten CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, “Üreticiler rekabette bir adım öne geçmek, müşterilerini bugün ve gelecekte sektör liderliğine ulaştırmak, ölçeklenebilir bir platform sağlamak için teknolojimizden faydalanıyor. Bu noktada CLPA olarak, CC-Link IE TSN’ye yönelik geliştirme çalışmalarımız sürüyor. Gelişim yönünde attığımız her adımda başta LiB endüstrisi olmak üzere çok sayıda sektöre katma değer sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
Yüksek maliyetleri ortadan kaldırıyor
TSN’nin ağa entegrasyonu ile birkaç farklı süreç tek bir ağ mimarisinde gerçekleştirilebiliyor. Böylece makinelerin büyük ve karmaşık çok eksenli hareket kontrol sisteminin, hareket kontrolünü görsel inceleme, güvenlik ve genel makine gibi diğer makine işlevlerinden ayrı olarak yönetilmesi için birden fazla ağ kullanmak zorunda kalınmasının getirdiği yüksek maliyetler ortadan kaldırılıyor. CC-Link IE TSN’nin yetenekleri sayesinde, tüm bu farklı iletişim ihtiyaçları artık ortak bir ağ mimarisini paylaşabiliyor. Böylece üretim basitleşirken maliyetler de azalıyor. Kurulumu ve bakımı oldukça kolay olan CC-Link IE TSN, kullanıcılara rekabet avantajı da sağlıyor.
Yapay zekâya kapı aralıyor
CC-Link IE TSN, farklı süreçlerin aynı ağı paylaşmasına izin verme yeteneğiyle OT/IT bütünleşmesinin de temelini oluşturuyor. Böylece üretim alanında oluşan makine işletim verileri, daha yüksek seviyedeki IT sistemleriyle daha kolay paylaşılabiliyor. Bu da gelecekte işletim iyileştirmeleri sağlamak amacıyla makine operasyon analizlerinde yapay zekâ sistemlerinden yararlanılmasına kapı aralıyor.
Kahverengi kokarca zararlısı önemli bir tehdit haline geldi“Fındıkta yüzde 25’lere varacak oranlarda zarar tahmin ediliyor”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, önemli bir tehdit haline gelen kahverengi kokarca zararlısı hakkında görüntülü basın açıklaması yaptı.
“Kahverengi kokarca, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan gibi ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkilere zarar veriyor” diyen Bayraktar, değerlendirmesini şöyle sürdürdü;
“Kahverengi kokarcanın fındıkta Karadeniz Bölgesi illerinde bu yıl yüzde 25’lere varan oranlarda zarar verdiği tahmin ediliyor. Zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu hastalık nedeniyle randımanın 30-35’e kadar düşmesiyle bazı üreticilerimiz fındığını satamadı.
Karadeniz Bölgemizin ekonomisinin büyük bölümü fındığa dayalıdır. 500 bin aile doğrudan üretici olarak, on binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi ve ticareti ve işçiliğinden geçimini sağlıyor. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini ihracatının ise yüzde 61’ini ülkemiz karşılıyor.
Tedbir alınmadığında bu zararlının vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olduğu göz önüne alındığında, fındıkta 12,8 milyar lira olan üretim değerinin 6,4 ila 9,6 milyar lirasının ve 2,1 milyar dolara varan ihracat değerinin 1,1 ila 1,6 milyar dolarının tehdit altında olacağı bilinmelidir.
Acilen tedbir alınmazsa bu zarar daha da yüksek oranlara erişecek. Çok önemli bir ihraç ürünümüz fındıkta gelecek yıllarda kötü sonuçlara yol açabilecek bu zararlıya gereken hassasiyet gösterilmelidir. Fındığa taraf olan her kesim topyekûn olarak mücadeleye katılmalıdır. Zararlının daha fazla yayılmaması için gereken çalışmalar artırılmalıdır. Yoğunluğun olduğu yerlerde, Tarım ve Orman Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlükleri, Ziraat Odalarımız ve üreticilerimiz bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları ivedilikle başlatmalıdır. Ziraat Odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır.
Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesinin dışında Batı Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde de kahverengi kokarcanın varlığı tespit edildi. Bu yıl zararlının görüldüğü fındık üretim bölgelerinde yoğunluk kazanırken çiftçilerimiz bu konuda gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını istiyor. Ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden olan ve 2,1 milyar dolar döviz kazandıran fındığın geleceği için acilen tedbirler alınmalıdır.”
“Ürünlerde önemli ölçüde zararlı olabiliyor”
“Dünyada kahverengi kokarca 300’den fazla bitki türünde zarara sebep oluyor. Gürcistan’da fındıklara kahverengi kokarcanın verdiği zarar oranının yüzde 75’e ulaştığı biliniyor. Kahverengi kokarca özellikle meyvelerde şekil bozukluklarına, mısır ve soyada dane kaybına neden olurken, fındıkta boş, şekilsiz ve lekeli ürün oluşumuna neden olduğundan verim ve kaliteyi düşürüyor. Elmalarda hem içten hem dıştan zarara, kivide dış kısmında lekelenmeye, meyve içinin tadında acılığa sebep oluyor.”
Kahverengi kokarca mücadelesi için yapılan çalışmalar
“Ülkemize 2017 yılında Gürcistan sınırından girdiği tahmin edilen kahverengi kokarca için Tarım ve Orman Bakanlığınca 2018 yılında çalışma başlatılarak karantina tedbirleri uygulanıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde feromon tuzaklar ile kontrol çalışmasını yapıyor.
Ziraat Odalarımız ise, Tarım ve Orman il/ilçe müdürlükleri ile koordineli bir şekilde yayılım alanlarını belirlemek için feromon tuzak dağıttı, bu tuzaklar asıldı ve belirli aralıklarla kontrol ediliyor.”
Kahverengi kokarca ile mücadele yöntemleri
“Kahverengi kokarca için Zirai Mücadele Teknik Talimatı hazırlandı. İlaçlı mücadele için bitki koruma ürünleri ruhsatlandırıldı. Ayrıca doğal düşman olarak zararlının mücadelesinde kullanılacak olan yumurta parazitoidi salımı için kitlesel üretim çalışmaları tamamlanarak 2023 yılı haziran ayından itibaren bölgeye kitlesel salıma başlandı. Toplum bilincinin artırılması amacıyla, zararlının tanınması, zarar şekli ve mücadele yöntemleri hakkında afiş ve broşür hazırlandı.
Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi olarak engebeli olması ve fındık bahçelerinin dik alanlarda bulunması sebebiyle çiftçilerimiz zararlının görüldüğü alanlara teknik talimatlara uygun bir şekilde müdahale edemiyor. Ayrıca çiftçilerimizin mücadele dönemlerinde orada bulunması güç olduğundan, zirai mücadelenin yeterli ve zamanında yapılmaması sorun yaratıyor.
Ülkemizde de diğer ülkelerdeki gibi kayıplara ulaşmadan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde, gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır.”
Yapılması gerekenler
“Üreticilerimizin bu konuda eğitimi şarttır. Konunun yüz yüze, afiş ve broşürlerle üreticilerimize anlatılmasına devam edilmelidir. Evimizde, depomuzda, samanlığımızda ve benzeri yerlerde kahverengi kokarcaları gördüğümüzde onları imha etmeliyiz.
Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak sonra tarımsal alanlara yayılıyor. Bu sebeple kışlamış erginlerin kışlaklardan dağılmadan kitle halinde imhası için bulunduğunuz yerin Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüğü ve belediye ile irtibata geçerek, halk sağlığı açısından zararlı olmayan ilaçlar ile ilaçlanması sağlanmalıdır.
Mayıs ayından sonra kokarcanın hareketli olduğu dönemlerde Tarım ve Orman Bakanlığının ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılması gerekiyor. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha bir önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır.”
50 DAKİKALIK YOLU 5 DAKİKAYA DÜŞÜREN ASSOS VE TROYA TÜNELLERİ 1 YAŞINDA…
Keskin virajlarıyla sürücülerin korkulu rüyası olan 50 dakikalık yolu 5 dakikaya düşüren Assos ve Troya tünellerinin hizmete açılışının birinci yıldönümünde açıklanan rakamlar, bu dev projenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Ayvacık-Küçükkuyu Yolu Assos ve Troya Tünellerini 1 yılda 3 milyon 29 bin 444 araç kullandı. Zamandan ve akaryakıttan toplam 309 milyon lira tasarruf elde edildi” dedi.
Bakan Uraloğlu, Ayvacık-Küçükkuyu Yolu Assos ve Troya Tünelleri’nin hizmete açılışının birinci yılını değerlendirdi. Ayvacık-Küçükkuyu Yolu Assos ve Troya Tünelleri’nin bir yıl önce bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla hizmete alındığını hatırlatan Uraloğlu, “Ayvacık-Küçükkuyu Yolu Assos ve Troya Tünelleri ile 12,1 kilometrelik mevcut yolu, 2,5 kilometre kısaltarak 9,6 kilometreye düşürdük. Yol ve tünellerin tamamlanmasıyla Kaz Dağları geçişini 50 dakikadan 5 dakikaya indirdik. Bir yıl önce bugün vatandaşlarımızın hizmetine sunduğumuz Ayvacık – Küçükkuyu Yolu Assos ve Troya Tünelleri’ni 1 yılda 3 milyon 29 bin 444 araç kullandı. Ayrıca proje ile zamandan 269 milyon TL, akaryakıttan 40 milyon TL olmak üzere toplam da 309 milyon TL tasarruf edildi, karbon salınımı da 5 bin ton azaltılmıştır” ifadelerini kullandı.
“TRAFİK GÜVENLİĞİ VE SÜRÜŞ KONFORU ARTIRILMIŞTIR”
Çanakkale’nin Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine, Karadeniz ve Marmara Denizi’ni Dünyaya bağlaması bakımından önemli bir geçiş noktası olduğunu kaydeden Uraloğlu, “Çanakkale’de hayata geçirdiğimiz 1915 Çanakkale Köprüsü ile kıtalar arası kesintisiz karayolu geçişi sağlanırken, Ayvacık-Küçükkuyu Yolu Assos ve Troya Tünelleri ile de Çanakkale-İzmir ve Çanakkale – Balıkesir Yolu’nda bölünmüş yol bütünlüğü sağlanmıştır. Assos ve Troya tünelleri ile, Kaz Dağları’nda yazın yoğun trafik, kışın mevsim şartları nedeniyle yaşanan sorunların önüne geçilmiştir. Yolun fiziki ve geometrik standartlarını yükselten proje ile güzergahtaki trafik güvenliği ve sürüş konforu artırılmıştır. 9,6 kilometrelik yol kesiminin 5,7 kilometresi tünellerle geçilerek, Kaz Dağları’nın doğasının korunması sağlanmıştır. Ayrıca, güzergâh üzerinde belirlenen noktalarda bin 575 metrelik motosiklet koruyucu otokorkuluk sistemi monte edilerek motosiklet trafiğinin güvenliği artırılmıştır” açıklamalarında bulundu.
Tünellerin giriş ve çıkışlarında bulunan, Çanakkale Savaşı’nın önemli sembollerini içeren kaplama ve rölyeflerin, tünelleri kullanan vatandaşlara Çanakkale’de yazılan destanı hatırlattığını belirten Uraloğlu, “Ecdadımızın gösterdiği kahramanlığa sahne olan Çanakkale’mize ve ülkemizin tüm şehirlerine yakışır projeler yaparak, atalarımızın mirasına sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Ayvacık – Küçükkuyu Yolu Assos ve Troya Tünelleri’nin yapımında emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarımı kutluyorum” dedi.