
Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri
TÜRKİYE’DE ÇALIŞANLARIN YÜZDE 85’İ YAN HAKLARDAN MEMNUN DEĞİL
Türkiye’de çalışanların büyük çoğunluğu, maaş dışı yan haklardan memnun olmadığını belirtiyor. Yapılan araştırmalar, çalışanların yüzde 85’inin yan haklara ilişkin beklentilerinin karşılanmadığını ortaya koyarken, bu durum işverenler açısından bağlılık sorununa ve yüksek iş gücü sirkülasyonuna neden oluyor. İnsan kaynakları alanında dijital çözümler sunan Atunis Danışmanlık ise geliştirdiği Facilis yazılımı ve geliştirdiği Esnek Ödül Programı ile bu algıyı değiştirmeyi hedefliyor.
İşverenin Maliyeti Artmadan Çalışan Memnuniyeti Yükseliyor
Atunis Danışmanlık tarafından geliştirilen Facilis yazılımı, şirketlerin sabit bütçeyle çalışanlarına kişiselleştirilmiş yan haklar sunabilmesini mümkün kılıyor. Market, giyim ve teknoloji çeklerinden özel sağlık sigortalarına, BES katkılarından yıllık izne kadar geniş bir yelpazede seçim imkanı sunan sistem sayesinde, çalışanlar kendi önceliklerine göre haklarını kendileri belirleyebiliyor. Yazılım ayrıca SGK ve Gelir Vergisi muafiyetlerinden yararlanarak işverenin maliyet avantajı elde etmesini sağlıyor. Facilis sayesinde şirketler, personel maliyetlerinde yüzde 54’e kadar tasarruf sağlayabiliyor. Çalışan tarafında ise sistem aynı anda yüzde 82’ye varan kazanç imkanı sunuyor.
Suntay: “Şirketler Bütçeyi Büyütmeden Sadakati Artırabilir”
Atunis Danışmanlık Kurucusu Can Suntay, sistemin özünde “esneklik ve özgürlük” olduğunu vurguluyor. “Çalışanlar artık tek tip hak istemiyor. Kiminin önceliği BES katkısı, kimininki sağlık sigortası ya da aileye yönelik yardımlar. Facilis ile biz şirketlere diyoruz ki, bütçeyi artırmadan da çalışanın tercihlerine saygı gösterebilirsiniz. Bu yaklaşım sadece memnuniyeti değil, sadakati ve performansı da artırıyor” diyen Suntay, çalışanların seçme özgürlüğüne sahip olduğu modellerin İK’nın geleceği olduğunu söylüyor.
Yetkinlik Bazlı İşe Alımda Yeni Dönem: Characterıx İle Bilimsel Analiz
Atunis’in sunduğu çözümler sadece mevcut çalışanlara değil, işe alım süreçlerine de bilimsel bir boyut katıyor. Türkiye’nin ilk yapay zekâ tabanlı kişilik ve yetkinlik analiz platformlarından biri olan CharacterIX, işe alım, terfi ve ekip içi uyum kararlarını veriyle destekliyor. 136 yetkinlik, 21. yüzyıl becerileri ve kültürel uyum kriterlerini analiz eden sistem, doğru göreve doğru kişiyi yerleştirmeyi mümkün kılıyor.
CharacterIX kullanan şirketlerde, işe alım maliyetlerinde yüzde 50’ye kadar azalma, çalışan ayrılma oranında yüzde 30’a varan düşüş, aidiyette yüzde 50’ye kadar artış sağlandığı belirtiliyor. Platform ayrıca yöneticilerin gelişim planlarının çıkarılması ve eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesinde de kullanılıyor.
Can Suntay, “Etkin ücret ve yan haklar politikasının yanında, doğru yetenekle çalışmak da başarıyı belirliyor. CharacterIX ile artık sezgilere değil, verilere dayalı işe alım mümkün. İşverenler için hem doğru seçim hem de sürdürülebilir ekip yapısı sağlıyoruz ve bu konuda nokta atışlarla çok ciddi zaman tasarrufu getiriyoruz” diyerek sistemin önemine dikkat çekiyor.
Aidiyet Artıyor, Sirkülasyon Düşüyor
Atunis Danışmanlık Kurucusu Can Suntay, Facilis ve CharacterIX’in entegre kullanımının sağladığı somut kazanımlara dikkat çekerek şunları söyledi: “Facilis ve CharacterIX’in birlikte kullanıldığı projelerde hem çalışan bağlılığının hem de işe alım kalitesinin yükseldiğini net olarak gözlemliyoruz. İK süreçlerinde bütüncül bir verimlilik sağlanıyor. Yan hak memnuniyetinde yüzde 50’ye kadar artış, çalışan bağlılığında yüzde 30’a varan yükseliş ve yeni yetenek kazanımında da yüzde 30’a yakın iyileşme elde ediyoruz. Bu sistemler, sadece maliyet avantajı değil, kurumsal kültür ve sürdürülebilir başarı açısından da ciddi katkılar sunuyor.”
Kurumlar İçin Stratejik Bir Dönüşüm Fırsatı
Atunis Danışmanlık, geliştirdiği dijital araçlarla İK birimlerini bordro ve operasyon odağından çıkararak stratejik kararların merkezine taşımayı hedefliyor. Özellikle yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetlerinin gölgesinde, çalışanlarının aidiyetine ve gelişime önem veren şirketlerin sadece ücret ve ödüllendirmeyle değil, potansiyeline ve yetkinliklerine uygun görev eşleşmeleriyle yeni nesil sistemlere yoğun ilgi gösterdiği belirtiliyor.
Suntay, “Bugünün iş dünyasında İK artık sadece bordro değil, kültür, strateji ve bilimdir. Çalışana ‘neye ihtiyacın var, neye yatkınsın’ diye sorduğumuzda hem sadakati artırıyor hem verimi yükseltiyoruz. Bu, geleceğin insan yönetimi modeli” diyerek kurumlara çağrıda bulunuyor.
Turkcell ve Fortinet Kuantum Sonrası Kriptografi alanında işbirliği için mutabakat belgesi imzaladı
Telekomünikasyon devi Turkcell (NYSE: TKC) (BIST: TCELL) Siber güvenlik lideri Fortinet ile, Mobil Dünya Kongresi’nde (MWC25) Kuantum Sonrası Kriptografi (PQC) alanında işbirliği yapmak üzere bir Mutabakat Anlaşması imzaladıklarını duyurdu.
Kuantum bilgisayarlar, belirli görevleri olağanüstü verimlilikle yerine getirebilen yeni nesil bilgi işlem cihazlarını temsil ediyor. Kuantum bilgisayarlar geliştikçe, ağların da gelişmesi ve ortaya çıkan bu riskleri ele alması büyük önem taşıyor. Yakın gelecekte, bu gelişmiş sistemlerin yaygın olarak kullanılan birçok şifreleme algoritmasını tehlikeye atması bekleniyor.
Örneğin kuantum tabanlı saldırılar, hassas bilgilerin ve finansal işlemlerin (bankacılık işlemleri gibi) ele geçirilmesi, kritik hizmetlerin ve altyapının kesintiye uğratılması ve BT ve telekomünikasyon ağlarının ihlal edilmesi gibi çeşitli kötü niyetli amaçlar için kullanılabiliyor.
Turkcell ve Fortinet arasındaki Kuantum Sonrası Kriptografi (PQC) işbirliği, kuantum bilgisayarların yaygınlaştığı bir çağda bile sağlam ve güvenilir kalmak üzere tasarlanmış güvenlik çözümlerini tartışmaya odaklanacak. Amaç, kuantum makinelerinin bile bu şifreleme yöntemlerini pratik bir zaman dilimi içinde kıramayacağından emin olmak. Kuantum sonrası güvenlik önlemlerini erkenden yani kuantum bilişim yaygınlaşmadan önce uygulamak, uzun vadeli veri korumasını sürdürmek için çok önemli.
Fortinet yakın zamanda NIST (Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü) tarafından seçilen kuantuma dayanıklı algoritmaları Birleşik Ağ ve Güvenlik İşletim Sistemi’ne (FortiOS) dahil ederek kuantum güvenli ağ çözümleri portföyünü geliştirdi. Kuantuma dayanıklı algoritmalar ve önde gelen Kuantum Anahtar Dağıtımı (QKD) sağlayıcıları ile entegrasyon, mevcut VPN’lerin kuantum tehditlerine karşı sorunsuz bir şekilde taşınmasını sağlıyor.
AHBİB BAŞKANI VEYSEL MEMİŞ: YILIN İLK ÇEYREĞİNDE 488,3 MİLYON DOLAR İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİK
Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AHBİB) Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Memiş, 2025 yılı ilk çeyreğinde 488,3 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiklerini açıkladı. AHBİB olarak 2025 yılı Ocak-Mart ayları arasında 162 ülkeye dış satım yaptıklarını kaydeden Başkan Veysel Memiş, en yüksek değerlere Irak, Suriye ve Sudan pazarlarında ulaştıklarını, en fazla ihracat gerçekleştirdikleri ilk 20 ülke dikkate alındığında Ürdün, Sudan, Filistin, Rusya ve Suudi Arabistan pazarlarında önemli artışlara imza attıklarını belirtti.
“ABD’nin yeni gümrük politikası önemli fırsatlar sunuyor”
Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde yıllık 42,1 milyar dolar düzeyinde ithalat yapan ABD’nin yeni gümrük politikası ve küresel piyasalara yansımalarını dikkatle takip ettiklerini kaydeden Başkan Veysel Memiş, bu ülkenin gümrük tarifelerinde Türkiye’ye tanıdığı görece avantajın önemli fırsatlar sunduğunu vurguladı. Türkiye’nin 2024 yılında hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde ABD’ye 651,5 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini, 2025’in ilk çeyreğinde ise bu rakamın 194 milyon dolar düzeyinde oluştuğunu ifade eden Başkan Veysel Memiş, “Ticaret Bakanlığı’nın ABD pazarına yönelik ihracatta potansiyel tarım ve gıda matrisi tablosunda bisküvi, gıda müstahzarları, şekerli ve çikolatalı mamuller, hayvan yemi, bitkisel yağlar ve bakliyat ürün gruplarına yer veriliyor. Bu ürünlerde ABD’nin önemli tedarikçileri olan ve gümrük vergileri artırılan Çin, Kanada, Meksika, İtalya ve Brezilya’ya karşı rekabet üstünlüğü elde edebileceğimiz fırsatların peşindeyiz.” dedi.
TCL, Küresel TV Sevkiyatlarında Üç Ayrı Kategoride Zirvede
Tüketici elektroniği sektörünün önde gelen markalarından TCL Electronics, global pazar araştırma şirketi OMDIA verilerine göre ultra büyük ekran, Mini LED ve Google TV kategorilerinde “Dünya 1’incisi” unvanını kazandı.
Omdia’nın son raporuna göre, TCL 85 inç ve üzeri TV sevkiyatlarında 2024 yılında %22,1 pazar payı ile liderliğe yükseldi. Aynı zamanda, %28,8’lik pay ile Mini LED TV kategorisinde de zirvede yer aldı. TCL ayrıca 2021–2024 yılları arasında Google TV sevkiyatlarında üst üste dört yıl boyunca dünya liderliğini sürdürdü.
Evde geçirilen sürenin artmasıyla birlikte büyük ekranlı ve yüksek çözünürlüklü televizyonlara olan talep son yıllarda hızlı bir yükseliş gösterdi. Omdia’nın öngörülerine göre, 80 inç ve üzeri TV’lerin global sevkiyatının 2025 yılında %35 artarak toplam ekran pazarının %7’sine ulaşması, 2030’da ise bu oranın %11’e çıkması bekleniyor. Benzer şekilde, Mini LED TV sevkiyatlarının da 2025 yılında 9,3 milyon adede ulaşması öngörülüyor.
Bu artan talebe karşılık olarak TCL, ultra büyük ekranlı Mini LED TV portföyünü genişletmeye devam ediyor. Mini LED teknolojisinin öncüsü olan TCL, 2019 yılında dünyanın ilk Mini LED televizyonunu tanıtarak bu alanda seri üretime geçen ilk marka olmuştu. O tarihten bu yana, kendi geliştirdiği algoritmalar ve teknolojilerle Mini LED performansını sürekli olarak ileri taşıyan TCL; ultra parlaklık, yüksek kontrast, geniş renk gamı ve uzun ömür gibi özelliklerle izleme deneyimini yeniden tanımlıyor.
Teknolojinin ötesinde, TCL’in Google gibi stratejik ortaklarla kurduğu güçlü iş birlikleri de bu başarıda önemli bir rol oynuyor. TCL, gelişmiş ekran teknolojisini Google TV’nin akıllı platformuyla birleştirerek dünya çapında kullanıcılara daha akıllı ve sağlıklı bir yaşam tarzı sunmayı sürdürüyor.
Vacuumax ile altyapı ve drenaj hizmetlerinde süreklilik
Akışkan teknolojileri sektörünün öncü markası Masdaf, altyapı çözümlerinde fark yaratacak yeni ürünü Vacuumax’ı, 11-13 Nisan tarihleri arasında Sapanca’da düzenlediği lansmanla tanıttı. Belediyelerimiz temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, Vacuumax’ın altyapı hizmetlerinde sunduğu avantajlar ve belediye hizmetlerine vereceği katkılar detaylı şekilde paylaşıldı. Vacuumax, özellikle atık su, yağmur suyu ve kanalizasyon gibi drenaj ve tahliye hizmetlerini yürüten belediyeler için ideal bir çözüm sunuyor.
1977 yılında yüzde 100 yerli sermayeyle kurulan, Türkiye’nin akışkan teknolojileri sektöründeki lider firması Masdaf, yeni ürünü Vacuumax Otomatik Emiş Sistemi’ni, 11-13 Nisan 2025 tarihlerinde NG Sapanca’da düzenlediği etkinlikle tanıttı.
Belediyelerin altyapı hizmetlerinde karşılaştığı operasyonel zorluklara yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunmak üzere tasarlanan Vacuumax, özellikle atık su drenajı, yağmur ve sel suyu tahliyesi ve kanalizasyon by-pass sistemleri gibi zorlu alanlarda, sahadaki ekiplerin işini kolaylaştıracak yüksek performanslı bir teknoloji olarak öne çıkıyor.
Ücretli Çalışan İstatistikleri, Şubat 2025 Ücretli çalışan sayısı yıllık %1,1 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,1 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 125 bin 704 kişi iken, 2025 yılı Şubat ayında 15 milyon 293 bin 843 kişi oldu.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Şubat ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %2,2 azaldı, inşaat sektöründe %2,0 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %2,9 arttı.
Ücretli çalışan sayısı aylık %0,1 azaldı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Şubat ayında bir önceki aya göre %0,1 azaldı.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Şubat ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,4 azaldı, inşaat sektöründe %0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.
Hizmet Üretim Endeksi, Şubat 2025 Hizmet üretim endeksi yıllık %1,2 arttı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2025 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,2 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %3,5 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %1,4 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %4,1 arttı, gayrimenkul hizmetleri %9,1 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %1,9 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %11,6 arttı.
Hizmet üretim endeksi aylık %2,0 azaldı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre %2,0 azaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %3,1 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %1,4 azaldı, bilgi ve iletişim hizmetleri %1,1 azaldı, gayrimenkul hizmetleri %5,2 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %6,6 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise %1,3 arttı.
İnşaat üretimi yıllık %12,7 arttı
İnşaatın alt sektörleri (2021=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2025 yılı Şubat ayında bina inşaatı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %14,9 arttı, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi %10,3 arttı ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi %7,1 arttı.
İnşaat üretimi aylık %0,3 azaldı
İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde, 2025 yılı Şubat ayında bina inşaatı sektörü endeksi bir önceki aya göre %0,9 azaldı, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi %0,2 azaldı ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi %1,6 arttı.
Kahramanların güvencesi, milyonların gözdesi: Goodyear, Eagle ürün serisinin 45. yılını kutluyor
Goodyear, bu yıl en bilinen ultra yüksek performanslı ürün serisi olan Goodyear Eagle markalı lastiklerinin 45. yılını kutluyor. Şirketin spor otomobiller için sunduğu heyecan verici performans ile dünyanın önde gelen yarış şampiyonalarındaki mirasını bir araya getiren Goodyear Eagle lastikleri, pistte ve yolda bir ikon haline geldi.
Goodyear Türkiye Genel Müdürü Octavian Velcan şunları söyledi: “Eagle portföyü, Goodyear’ın performans ve inovasyona olan bağlılığının bir göstergesidir. Motorsporlarındaki kapsamlı tecrübemizden geliştirilen bu lastikler, pistte kullanılan en son teknolojileri yola taşırken üstün yol tutuş ve hakimiyet sağlıyor. Müşterilerimiz mükemmeli talep ediyor ve Eagle serisi, premium performans, güvenlik ve dayanıklılıkla beklentileri aşmaya devam ediyor.”
Eagle’ın hikayesi, en son modeli olan Eagle F1 Asymmetric 6’nın Avrupa ve Asya’da en çok satan modellerden biri olması ve yakın zamanda Amerika’da tanıtılmasıyla bugün de devam ediyor. Arkasındaki hikaye, pistten caddeye modelden modele evrilen, motor sporları tarihini yazan ve son yarım yüzyılın en çok arzu edilen spor otomobillerii donatan büyüleyici yenilikler içeriyor.
“Sadece lastik değil, kalite satıyor”
‘Eagle’ ismi, Goodyear markasıyla birlikte motorsporlarıyla o kadar sık anılır hale geldi ki; motorsporları lastiklerinde Goodyear logosunun yanında sürekli görünmeye başladı. Goodyear zaman zaman Eagle ismini kullanıyordu; ancak 1980 yılı önemli bir dönüm noktası oldu. O yıl, şirket yüksek performanslı lastik pazarına liderlik etmek için yatırımlarını artırdı ve yarış teknolojilerini tüketici ürünlerine uyguladı. Pist ve yol arasındaki bağı güçlendirmek amacıyla, yarış lastikleriyle ultra yüksek performanslı lastikler için aynı ismin kullanılmasına karar verildi: Goodyear Eagle.
İlk resmi Eagle yol lastiği 1981 yılında ABD pazarı için piyasaya sürüldü ve kısa süre sonra daha katı Avrupa hız gerekliliklerini karşılamak üzere geliştirilen Eagle VR50 ile takip edildi. VR, o dönemde Avrupa’daki en yüksek hız sınırlamalarını karşılayan ‘V-rated’ ifadesinin kısaltmasıydı ve lastiğin 209 km/s’ye kadar sürekli hızlara dayanabileceği anlamına geliyordu. Dönemin F1 ıslak zemin lastiğinden türetilmiş yönlü ‘gatorback’ sırt desenine sahip Eagle VR50’nin geliştirilmesi için Goodyear’ın ABD ve Almanya’daki ekipleri birlikte çalışarak Alman otobanlarının sınırsız hız koşullarına uygun bir lastik geliştirdiler. Amerika’da ise bu lastik, Chevrolet Corvette ve Pontiac Firebird Trans Am modellerinde orijinal ekipman olarak seçildi.
İnşaatta faaliyet artarken beklenti geriledi
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2025 Mart Ayı Raporu’nu açıkladı. Faaliyet dışında tüm endeksler aşağı yönlü hareket ederken en çok düşüş Güven Endeksi’nde görülmüştür. Geçen yılın aynı ayına tüm endekslerin aşağı yönlü hareketi, mart ayının her açıdan olumlu olmadığına işaret etmektedir.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.
Hazır Beton Endeksi 2025 Mart Ayı Raporu’na göre, Faaliyet dışında tüm endeksler aşağı yönlü hareket etmiş görünmektedir. Bu endeksler içinde en düşük olanı Güven Endeksi’dir. Diğer aylara kıyasla Güven Endeksi, Beklenti Endeksi’nden negatif yönde ayrışmıştır. Bu durum, önümüzdeki dönemde inşaat sektörünün aşağı yönlü olabileceğine işaret etmektedir. Faaliyet Endeksi, diğer endekslerden farklı olarak eşik değerin hemen üzerine yükselmiştir. En ciddi gerileme Beklenti Endeksi’nde yaşanmıştır. Hem beklentinin hem de güvenin gerilemesi, mevcut şartlarda inşaat sektörünün yavaşlama trendine girebileceğini göstermektedir.
Geride bıraktığımız mart ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır. En ciddi düşüş Güven Endeksi’nde görünmektedir. Beklenti Endeksi’nde de faaliyete kıyasla geçen yılın aynı dönemine göre gerileme yaşanmıştır. Faaliyet Endeksi de negatif olmakla beraber geçen yıla kıyasla en az düşüş gösteren endeks konumundadır. Tüm endekslerin aşağı yönlü hareketi, mart ayının her açıdan olumlu olmadığına işaret etmektedir.
Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet dışında tüm endeksler aşağı yönlü hareket ederken en çok düşüş Güven Endeksi’nde görülmüştür. Bu durum, önümüzdeki dönemde inşaat sektörünün aşağı yönlü olabileceğine işaret etmektedir.” dedi.
Ekonomik gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “2025 yılının ilk 2 ayında konut satışları geçen yılın aynı döneminin %29 üzerindedir. İpotekli satışlarda aynı dönemde %127’lik bir artış olması önemlidir ancak ipotekli satışların toplam satışlar içindeki payı hâlâ %15 gibi düşük bir orandadır. Bu oran artmadan, inşaat sektöründe gerçek bir canlılığın yaşanması beklenmemektedir.
Merkez Bankası tarafından açıklanan 2025 şubat ayı verilerinde yeni konut fiyatları yıllık bazda ülke genelinde yüzde 33,5 artmıştır. 2022 ve 2023 yıllarında 3 haneli olan artış hızı, 2024 yılının haziran ayında %50’lere gerilemiş, son 2 aydır da %33 bandında devam etmektedir. Enflasyonun altında kalan fiyat artış hızı ile konut fiyatları hâlen cazip görünmektedir ancak bunun sürdürülmesi, tüketicinin uygun koşullar altında konut finansmanına erişimine bağlıdır. Toplam satışlar içerisinde ipotekli satışların payının %50’nin üzerine çıkması durumunda inşaatın ivme kazanması beklenebilecektir.” dedi.
EGİAD, M&A Gündemiyle Genç İş İnsanlarını Küresel Oyunculuğa Hazırlıyor
28 yıllık birleşme, ortaklık ve devralma deneyimine sahip olan; Türkiye’nin önde gelen yatırım bankacılarından Nafiz Kerim Kotan’ın konuşmacı olarak yer aldığı “M&A’de Yabancı Yatırımcıların Beklentileri: Gerçekler, Yanılgılar ve Fırsatlar” başlıklı seminer, EGİAD Dernek Merkezi’nde iş dünyasından temsilciler ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi.
Türkiye’de Koç, Sabancı, Doğan, İbrahim Çeçen, Şişecam, İnci, Oyak, Nurol, Eczacıbaşı, Ciner, Zorlu, Demirören, Limak, Yıldız, Çalık, Akfen ve Türk Telekom gibi büyük holdinglere; yurt dışı şirket satın almaları, ortaklıklar, birleşmeler, halka arzlar ve borç finansmanı alanlarında stratejik danışmanlık hizmeti sunan Kotan, aynı zamanda KKR, Bridgepoint, Bain, CVC, Advent, Lukoil, Air Liquide, GlaxoSmithKline ve Royal Group of UAE gibi dünya çapında tanınan finansal ve stratejik yatırımcılara da Türkiye’deki şirket devralmaları ve ortaklık süreçlerinde rehberlik etti.
Seminerde, Türkiye’de M&A ve doğrudan yabancı yatırımların 2025-2026 dönemi görünümü, ABD’deki ekonomik politikaların etkileri ve olası küresel dalgalanmalara dair öngörülerini paylaştı.
M&A Süreçleri Türk Şirketleri İçin Küresel Rekabet Gücünü Artıran Katalizörlerdir
EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı’nın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, Dünya’da ve Türkiye’deki son gelişmeler ışığında yabancı yatırımcıların bakış açısını ortaya koyma imkânı sundu. EGİAD Başkanı Özhelvacı, M&A süreçlerinin Türk şirketleri için küresel pazarda büyüme ve rekabet avantajı kazanma noktasında nasıl önemli fırsatlar sunduğuna değinerek, “Firmalar için büyüme, rekabet gücünü artırma ve uluslararası pazarlara açılma açısından stratejik fırsatlar sunan birleşmeler, ortaklıklar ve devralmalar; yani M&A, yalnızca finansal büyüklük değil, aynı zamanda kültürel ve vizyoner bir dönüşüm başlatır. Bu süreçler, şirketlerin sadece büyümelerini değil, aynı zamanda doğru strateji ve vizyonla güçlenmelerini sağlar” dedi.
Türkiye’yi Alternatif Bir Üretim Merkezi Yapmak için Dünyadaki Değişen Dengelere Göre Doğru Konumlanmalıyız
Türkiye’nin stratejik coğrafi konumu, genç ve dinamik nüfusu ile M&A dünyasında büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Özhelvacı, şunları ekledi: “Evet, fırsatlar büyük; pazar geniş; lojistik avantajlarımız tartışılmaz. Ancak, her fırsat beraberinde bir sorumluluk getiriyor. Yatırımcılar ülkemize umutla bakarken, öngörülebilirlik, hukuk sistemi ve döviz riski gibi unsurlar, karar süreçlerinde belirleyici olmaya devam ediyor.
Ekonomik dalgalanmalar, regülasyon belirsizlikleri ve finansmana erişim sorunları elbette süreci zorlaştırabiliyor. Yine de özellikle teknoloji, enerji ve lojistik sektörlerinde halen bir hareketlilik söz konusu. Ve yatırımcılar artık sadece “büyüklüğe” değil, sürdürülebilirliğe, şeffaflığa, doğru kurumsal altyapıya bakıyor. İşte bu kriterleri karşılayan Türk şirketleri için, uluslararası sermaye hâlâ ulaşılabilir bir hedef.
Dünyada dengeler değişiyor. ABD’nin başlattığı ticaret savaşları, küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendirdi. Firmalar, üretim ve ihracat üslerini çeşitlendirmek istiyor. Bu tabloda Türkiye, alternatif bir üretim merkezi, stratejik bir partner olarak öne çıkıyor. Ancak bu fırsatı değerlendirebilmek için doğru konumlanmalı, uluslararası standartlara uygun hareket etmeli ve etkin bir iletişim dili kurmalıyız.” diye ekledi.
Sadece Sayılar Değil, Kurumsal Yapı ve Vizyon da Önemli Vurgusu
M&A süreçlerinin yalnızca finansal rakamlarla ölçülmediğini de belirten Özhelvacı, kurumsal yapı, yönetim kalitesi, vizyoner liderlik ve kültürel uyum gibi unsurların yatırım kararlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğuna dikkat çekerek: “Yanlış bir algı da şu şekildedir. Yatırımcı sadece rakamlara bakar algısı. Gerçek şu ki; kurumsal yapı ve liderlik gibi unsurlar, yatırımcı kararlarını en az finansal veriler kadar etkiler.” dedi.
Özhelvacı, genç iş insanlarının M&A süreçlerine katılımının, sadece finansal değil, aynı zamanda yönetsel ve vizyoner gelişim için fırsatlar sunduğunu vurgulayarak, “Bu süreçler, kurumsallaşma yolculuklarını hızlandırarak, işlerimizi uluslararası boyuta taşıyabilir. Ayrıca, yatırımcıların ve potansiyel ortakların beklentilerini anlama becerisi, bir girişimci için paha biçilemez bir avantajdır.” dedi.
EGİAD’ın Uluslararasılaşma Hedefi
EGİAD’ın 18. Yönetim Dönemi’ndeki temel hedeflerinden birinin firmaların dış pazarlara açılması ve ihracatlarının artırılması olduğunu belirten Özhelvacı, şunları söyledi: “Biz biliyoruz ki, üyelerimiz büyürse, Türkiye büyür. Türkiye büyürse, gençlerimize daha fazla umut, daha fazla istihdam, daha parlak bir gelecek sunabiliriz. EGİAD olarak bu gelişmelerde üyelerimiz için bir vizyon açmak en büyük dileğimizdir.” Özhelvacı, seminerin amacının genç iş insanlarını küresel vizyona sahip, stratejik düşünen ve fark yaratan liderler olarak yetiştirmek olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “M&A süreçlerini odağımıza almamızın sebebi, genç iş insanlarını küresel fırsatları değerlendirebilecek bir bakış açısıyla yetiştirmektir. Bu seminerle, bilgi birikimini artırmayı ve yol gösterici rehberlik sağlamayı amaçlıyoruz. EGİAD’ın 18. Yönetim Dönemi’nde, genç iş insanlarının küresel pazarda daha güçlü bir şekilde varlık göstermeleri için gereken stratejik adımların atılması, büyük bir öncelik taşımaktadır. Bu tür etkinliklerle, üyelerimiz vizyonlarını genişletmeye ve uluslararası fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye teşvik ediyoruz.”
Yabancı Yatırımcının Beklentisi, Ülkenin Makroekonomik Öngörülebilirliği
M&A dünyasının önde gelen isimlerinden Nafiz Kerim Kotan ise, seminerde paylaştığı öngörülerle katılımcılara önemli bir perspektif sundu. 30 yıl boyunca 70 şirketin el değiştirmesine danışmanlık yaparak Türkiye’ye 18 milyar dolar yabancı yatırımın gelmesine aracılık eden Nafiz Kerim Kotan, ekonomik öngörülümün önemine dikkat çekerek, “Son on yıldır Türkiye’de olumsuz anlamda yaşanmayan hiçbirşey kalmadı. Dolayısıyla son dönemde yaşananların, şirket satın alma anlamında yabancıların Türkiye’ye mevcut ilgisini azaltmayacağını düşünüyorum. Çünkü zaten yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelirken en az 20 yıllık bir plan çerçevesinde düşünüyor. Hukuk devleti kriterleri açısından Türkiye’den çok daha kötü durumdaki Rusya, senede 160 milyar dolar yabancı sermaye çekiyor. Çünkü yabancı yatırımcının asıl baktığı husus, ülkenin makroekonomik öngörülebilirliği. Dolayısıyla biz Türkiye olarak risk primimizi mümkün olan en düşük seviyede tutmalıyız. Rezerv seviyesindeki ani değişimler, makroekonomik öngörülebilirliği olumsuz etkiliyor. Türkiye Mehmet Şimşek’ten beri dünyaya olumlu bir tablo çiziyor. İhracatçı kur politikasından zarar görse de makroekonomik görünümde bir iyileşme var. Ancak yatırımcı, bu makroekonomik iyileşmede bir tutarlılık, sürdürülebilirlik ve güvenilirlik görmek istiyor. Türkiye ben yeni bir sayfa açıyorum diyor, ama yabancı yatırımcı ‘Ben eski defterleri hatırlıyorum, sen önce onları temizle’ diyor. İyileşen görünüme rağmen yabancı yatırımcının hemen gelmemesinin belli başlı sebepleri var. Birincisi jeopolitik risk algısı; bizim avantaj gibi gördüğümüz jeopolitik avantajlar, yabancı yatırımcı tarafından risk olarak algılanabiliyor. İkincisi, güven zamanlaması; yapısal dönüşüm mesajlarının piyasa tarafından hemen değerlenmesini bekliyoruz, ama yabancı yatırımcının bir hafızası var ve son beş yılı hatırlıyor. Üçüncüsü ise istikrarlı politikaya olan inanç beklentisi” dedi.
Seminer sonunda ise, EGİAD Sakız Ağacı Korusu Projesi kapsamında Nafiz Kerim Kotan adına bağışlanan sakız fidanı sertifikası kendisine sunuldu.
Payten ve Paratika, Agora Fintech’te yerini alıyor
Türkiye’nin lider fintek ve ödeme teknolojileri sağlayıcısı Payten ve 25 yılı aşkın Ar-Ge deneyimiyle geliştirilen, inovatif dijital ödeme markası Paratika, 17-19 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da Mobilfest kapsamında, TÖDEB tarafından gerçekleştirilecek Agora Fintech’te yerini alıyor. Fintek sektörünün öncü oyuncularını ve vizyoner teknoloji üreticilerini bir araya getiren bu prestijli etkinlikte Payten, Türkiye’nin yeni nesil fintek mimarisi olan Payten Fintech Suite çözümünü ziyaretçilerle buluşturacak. Çok kanallı, ölçeklenebilir ve yüksek güvenlikli altyapısıyla dikkat çeken bu fintek çözüm seti, finansal kurumların dijital dönüşüm yolculuğuna ivme kazandırıyor.
Bankalar, ödeme ve e-para kuruluşları ile finans şirketleri dahil sektörün tüm paydaşlarına sunduğu fintek çözümleri ve şirketlere sağladığı uçtan uca ödeme çözümleriyle ödeme ekosisteminin teknoloji lideri olan Payten, 17-19 Nisan’da İstanbul Expo Center’da gerçekleştirilecek Agora Fintech’te B404 numaralı standıyla yer alacak. Standında finans dünyasının stratejik oyuncularını ağırlayacak olan Payten, Türkiye’nin ilk anahtar teslim fintek çözümü Payten Fintech Suite’i tanıtacak.
50 binden fazla üye işyeri, yıllık 3 milyar işlem adediyle lokalde ve globalde hizmet verdiği 35 banka ve fintek iş ortağı ile Türkiye’nin en yüksek hacimli online ödeme altyapısını yöneten Payten, fintek ekosistemine, “anahtar teslim” veya “modüler yapıda” sunduğu Fintech Suite çözümüyle, finteklere tüm finansal çözümleri tek platform üzerinden sunabilme yeteneği kazandırıyor.
Bu kapsamlı, güvenli ve çok kanallı fintek çözümü, fintek şirketi kurmak isteyen girişimcilerden bankalara ve mevcut fintek şirketlerine kadar geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor. Modüler yapısı sayesinde ihtiyaçlara göre ölçeklenebilir bir çözüm sunan Payten Fintech Suite, finansal hizmetlerini genişletmek ve rekabette öne çıkmak isteyen kurumlar için ideal bir altyapı sağlıyor.
Fintech Suite küresel pazarda da finteklerin yanında
Küresel ölçekte de çığır açan yeni nesil fintek çözümü; ödeme geçidi Payten Payment Gateway (ödeme orkestrasyonu), sanal POS, alternatif ödeme yöntemleri, e-cüzdan, kampanya yönetimi, açık bankacılık, para transfer hizmetleri, felaket kurtarma merkezi, online müşteri kazanımı, mutabakat çözümleri, B2B tahsilat yönetimi, Android POS, kart saklama, mobil çözümler, secure IVR, fiziksel POS alışveriş kredisi ve BNPL (Şimdi Al, Sonra Öde) entegrasyonu gibi modüllerle birlikte sunuluyor. Sektörün en güncel teknolojileriyle desteklenen bu çözüm, yapay zeka ve makine öğrenimi tabanlı ASEE InACT® Antifraud Hub ile güvenliği en üst seviyeye taşıyor. Aynı zamanda sektör standartlarını belirleyen seçkin bir fintek danışmanlık hizmeti ile destekleniyor.
Maliyet ve zaman yönetiminde avantaj
Geleneksel yöntemlerle bir fintek şirketi kurmak yüksek maliyetlerle birlikte 1,5 ila 2 yıl sürebilirken, Payten Fintech Suite’in hazır çözümleriyle bu kurumlar 7 hafta gibi kısa bir sürede faaliyete hazır hale gelebiliyor ve özelleştirilmiş finansal çözümleri kendi fintek markaları altında sunabiliyorlar. Aynı zamanda, Payten Fintech Suite altyapı yönetimi, teknik süreçler, regülasyon takibi ve 7/24 canlı operasyonel destek gibi uzmanlık gerektiren tüm süreçleri de üstlenerek, bunun için gerekli olan donanım ve uzman insan kaynağı gibi büyük maliyet kalemlerinden tasarruf etme imkanı sağlıyor. Payten’in 25 yıllık Ar-Ge deneyimiyle sunduğu hazır ve özelleştirilebilir ‘Anahtar Teslim Ödeme Kuruluşu ve E-Para Altyapısı’ karmaşık lisanslama ve denetim prosedürlerini kolaylaştırıyor.
“Payten Fintech Suite, geniş bir yelpazede ihtiyaca yönelik çözümler sunuyor”
Payten Türkiye Ülke Lideri ve Paratika CEO’su Burak Kutlu, “Agora Fintech, bölgedeki finans ve teknoloji aktörlerini bir araya getirerek ekosistemin gelişimine katkı sağlayan önemli bir organizasyon. Payten ve Paratika olarak, fintek dünyasında fark yaratan çözümlerimizle bu etkinlikte yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. ‘One Stop Shop Fintech’ yaklaşımıyla geliştirdiğimiz Payten Fintech Suite, fintekleşmek isteyen bankalar ve hizmet portföyünü genişletmek isteyen ödeme ve e-para kuruluşları ile fintek girişimlerinin tüm ihtiyaçlarına cevap veren uçtan uca bir çözüm seti sunuyor. Hem ‘anahtar teslim’ hem de ‘modüler’ yapısıyla ihtiyaca özel esneklik sunan Payten Fintech Suite, firmaların düşük maliyetlerle ve çok kısa sürelerde pazara giriş yapmalarına olanak tanıyor. Etkinlik boyunca standımızda ziyaretçilerimizle buluşarak, finans sektörünün dönüşümüne nasıl katkı sağladığımızı paylaşacağız. Herkesi etkinlikteki standımıza bekliyoruz” dedi.
“Türkiye’ye ihracatınızın yarısı kadar Türkiye’den ithalat yapın, yarısı kadar da Türkiye’ye yatırım yapın”
Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaretin dengeye kavuşması için son 6 yıldır yoğun çaba gösteren Ege İhracatçı Birlikleri, Çin’in Tianjin kentinden bir heyeti İzmir’de ağırladı.
Ege İhracatçı Birlikleri’ndeki toplantıda konuşan EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, 2024 yılında Çin’in Türkiye’ye 43 milyar dolar ihracat yaparken, Türkiye’nin Çin’e 3,4 milyar dolar ihracatı olduğunu hedeflerinin bu dengesizliği gidermek olduğunu dile getirdi.
“Çin’in Türkiye’ye ihracatına itirazımız yok” diyen Ertan, “Çin’den otomotiv, makine, elektrik-elektronik, demir-çelik, kimyasallar başta olmak üzere 43 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. Bunun karşılığında mermer, endüstriyel mineraller, pamuk, kuru meyveler, deniz ürünleri, zeytinyağı ve diğer gıda ürünlerinden 3,4 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Son yıllarda Çin’in Türkiye’ye ilgisi olduğunu görüyoruz. Türkiye’ye yatırım yapmak istiyorlar. Otomotiv ve güneş enerjisi sektörlerinde yatırımları var. Biz de Çin ile iş birliğimizi artırmak istiyoruz. Türkiye ihracatınızın yarısı kadar Türkiye’den ithalat yapın, diğer yarısı kadar da Türkiye’ye yatırım yapın” diye çağrıda bulundu.
Çin’in Türkiye’de yapacakları yatırımların başka ülkelere ihracat kapıları açacağına temas eden Ertan sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim müsaitken Türkiye’den Çin’e ihracatı artırmamız lazım. Tavuk ayağı, kiraz gibi ürünlerde Çin’e ihracatın açılmasını sağlamamız lazım. Ege İhracatçı Birlikleri olarak Çinli yatırımcılara Türkiye’de rehberlik yapabiliriz. Çin’de 3 fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de Çin ile ilgili en derin networke sahibiz.”
Uçak: “Türkiye’den Çin’e kiraz ihracatının yolu açılsın”
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Çin’de kiraz meyvesinin çok sevildiğini, Türkiye’nin de kiraz üretiminde dünya lideri olduğunu, Türkiye’den Çin’e kiraz ihracatının başlaması için Çin ile Türkiye arasında bitki sağlığı sertifikası anlaşması yapılmasını talep ettiklerini kaydetti.
Türkiye’den Çin’e 31 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihraç ettiklerini paylaşan Uçak, “Dondurulmuş patates ve meyve suları ihraç ediyoruz. Hong Kong’a kiraz ve siyah taze incir ihracatımız var. Kiraz başta olmak üzere sert çekirdekli meyveleri ihraç etmek için Çin tarafından destek bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Çin’in en büyük 7.şehri olan ve dünyanın en büyük 10 limanı arasında yer alan Tianjin şehrinden gelen Çin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti Başkanı Zhou Qing, Türkiye ile iş birliği yapmak ve dost olmak istediklerini dile getirdi.
“Bu defa Türkiye’yle daha fazla ticaret yapmak için geldik” diyen Qing, “Tianjin, Çin’in kuzeyindeki en büyük liman ve Tianjin dış ticaret açığı veren, ithalatı fazla olan bir bölge. Bugün Kemeraltı’nı gezdik, Kemeraltı’nda çok fazla Çin ürünü satıldığını gördük. Ege İhracatçı Birlikleri’yle Tianjin CCPİT olarak iş birliği protokolü imzalamaya geldik” diyerek sözlerini noktaladı.
Ziyaretin sonunda; Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Yalçın Ertan ve Çin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti Başkanı Zhou Qing, iş birliği protokolü imzaladılar.
Tianjin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti’nin ziyaretine; Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcıları Yalçın Ertan ve Hayrettin Uçak, Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ve Çin ile ticaret yapmak isteyen Türk firmalarının yetkilileri katıldı.