Dünya devinden geleceği besleme yolunda atılan dev adımlar
Dünya devi Nutreco’nun hayvan besinleri markası Trouw Nutrition, 100 yıllık engin deneyimi ve inovasyonu merkezine alan bakış açısıyla 39 ülkede sağlıklı çiftlik ve evcil hayvanların yetiştirilmesi adına faaliyetlerini sürdürüyor. Global şirketin köklü tecrübesini yerel pazarın dinamiklerine hâkim olma yetisiyle birleştiren Trouw Nutrition Türkiye ise “Çiftlikten sofraya” bakış açısıyla hayata geçirdiği ürünleriyle ülkemizde hayvancılık sektörünün çözüm ortağı olmak için her yıl artan bir ivmeyle çalışıyor.
Nutreco çatısı altında faaliyet gösteren dünyanın hayvan besleme uzmanı Trouw Nutrition’ın köklü tecrübesini yerel pazarın dinamiklerine hâkim olma yetisiyle birleştiren Trouw Nutrition Türkiye; global ağı, güçlü Ar-Ge yapısı ve kaliteli ürün gruplarının yanı sıra çözüm odaklı hizmet ve servisleriyle fark yaratıyor. Genel merkezi Ankara’da bulunan Trouw Nutrition Türkiye, Zonguldak’taki üretim tesisi, İzmir’deki Antrepo-Lojistik Merkezi ve ülke genelindeki toplam 145 bayisi ile Türk hayvancılık sektörünün güçlü oyuncuları arasında öne çıkıyor. Hayvan yetiştiricilerinin karşılaştıkları problemleri çözmek adına inovatif bakış açılarından, teknik ekiplerinin uzmanlığından, satış personellerinin yetkinliğinden ve Ar-Ge çalışmalardan yoğun olarak faydalanan şirket; sektörün çözüm ortağı olma hedefi doğrultusunda emin adımlarla ilerliyor.
Gıda güvenliğine odaklanıyor
Hızla artan dünya nüfusuyla birlikte hayvansal gıdalara olan talep de gün geçtikçe artıyor. Bu noktada hayvanların sağlıklı gelişimi de insan sağlığı için büyük önem taşıyor. Güvenli hayvansal gıdaya ancak hayvanların doğru bir şekilde beslenmesi ile ulaşılabileceğinin bilincinde olan Trouw Nutrition Türkiye, kaliteli ürün gruplarının yanı sıra çözüm odaklı hizmet ve servisleriyle de ülkemizin sürdürülebilir besin zinciri kalitesine katkı sağlıyor. Sağlıklı gıda üretimi adına öncellikle hayvanların sağlıklı yem tüketmeleri gerektiğine inanan şirket; yem ham maddelerinin tam bileşimini belirlemek, besin içeriğinin doğru ve hızlı bir şekilde analiz edilmesini sağlamak ve bu besinleri hayvanların ihtiyaçlarıyla optimum düzeyde eşleştirmek için çalışıyor. Hayata geçirdiği modüler hassas besleme sistemi NutriOpt ile farklı hayvan türlerine yönelik yem ve ham maddelerin laboratuvara gerek kalmadan besin içeriklerinin yerinde ve hızla analiz edilmesini sağlıyor. Bu sayede hayvanlarda yanlış besleme nedeniyle oluşabilecek sağlık sorunlarını ve kayıpları önlemeye katkıda bulunuyor. MyNutriOpt portalı ise seçilen NutriOpt hizmetlerine hızla erişilmesini sağlıyor. Çiftçiler, şirketin amiral gemisi olan taşınabilir hizmeti “NutriOpt Yerinde Danışman”ı kullanarak yem ve ham madde örneklerini istedikleri zaman, istedikleri yerde tarayabiliyor ve sonuçları saniyeler içinde alabiliyor. NutriOpt ağının bir parçası olmak, günlük karar verme sürecinde sezgilerin ötesinde destek sunuyor.
LifeStart konsepti ile hayvanların verimliliğini artırıyor
Küçükbaş, büyükbaş ve kanatlı kategorilerindeki hayvanların ortalama verimliliğini artırmaya katkı sağlayan şirket, inovatif bir çözüm olarak hayata geçirdiği LifeStart konsepti ile çiftlik ve kümes hayvanlarının erken dönem beslenme ve üretim performansı kalitesini bilimsel yöntemlerle geliştirerek genetik potansiyellerini en üst düzeye çıkarıyor. Sürdürülebilir hayvancılık odaklı geliştirilen LifeStart konsepti içerisinde yer alan buzağı, koyun ve keçi mamalarının yanı sıra civciv ve buzağı yemleri sayesinde büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı kategorilerinde faaliyet gösteren üreticiler, hayvanlarının ömrü boyunca yüksek verim elde ediyor.
Yaygın bayi ağı ile hayvan yetiştiricilerinin hep yanında
Trouw Nutrition Türkiye, “çiftlikten sofraya” bakış açısıyla hayata geçirdiği kalite odaklı ürünlerini bayileri aracılığıyla doğrudan çiftliklere ulaştırarak hem hayvanlarda oluşabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesine hem de çiftliklerin kazançlarını artırmalarına yardımcı oluyor. Türkiye genelindeki 145 bayisi ile yetiştiricilerin sahadaki problemlerini birebir çözmek ve ihtiyaçlarına destek olabilmek adına çalışıyor. Bu kapsamda hayvan yetiştiricilerine her daim teknik destek hizmeti veren şirket; çiftliklerin kullandığı ham maddelerin kalitesini daha iyi takip edebilmeleri için Ankara’da bulunan laboratuvarından da faydalanıyor; çiftliklere ham madde analizi ve toksin analizi desteği sunuyor.
Hayvancılık sektörünün iddialı çözüm ortağı
Trouw Nutrition Türkiye, önümüzdeki dönemde de güçlü tedarik ağı ile hayvan sağlığı ve refahı, iklim değişikliği ve döngüsellik, sürdürülebilirlik ve sektörel sosyal sorumluluk alanlarına odaklanarak sektöre yüksek katma değer sağlamayı hedefliyor. Şirketin hedefleri arasında gençlerle daha çok bir araya gelebilmek, geleceğe yön verecek üniversite öğrencileriyle ortak projeler üretebilmek, yeni iş birlikleri hayata geçirebilmek de bulunuyor. Gençleri içine katabileceği projelere imza atmak isteyen şirket; sürdürülebilir çiftlik ve üretim tesislerinin oluşabilmesi için çalışmalar yapmaya da büyük önem veriyor. Dijital çözümler ve mobil teknoloji alanında yatırımlarını artırarak sürdürmeyi amaçlayan şirket; sürdürülebilir tedarik anlayışı, her segmente hitap eden ürünleri, yetkin satış organizasyonu ve üreticiyi destekleyen fiyat politikalarıyla hayvancılık sektörünün çözüm ortağı olmaya bugün olduğu gibi gelecekte de devam edecek.
‘’İşletmeler Organizasyon Yapılarını ve İş Süreçlerini Yeniden Tanımlıyor.’’
Yeni nesillerin iş hayatına katılımları, işgücü taleplerindeki değişimler, pazar dinamikleri, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişimler; işletmelerin organizasyon yapılarını ve iş yapış şekillerini odaklarına almalarına sebep oluyor. İstinye Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı ve İşletme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mine Afacan Fındıklı, pandemi döneminin ivme kazandırdığı dijitalleşme ve güncel organizasyon yapılanmalarını değerlendirdi.
İşletme üst yönetimleri için dış çevre koşullarından olan ve iş stratejileri üzerinde etkileri olacağı öngörülen bir değişim unsuru da sosyal çevre koşullarında gelişen olaylardır. Bu çevre faktörlerinden biri de; Aralık 2020 tarihinden bu yana küresel düzeyde yalnızca bir sağlık sorunu olarak kalmayıp iş hayatı üzerinde önemli derecede Covid-19 pandemisidir. Bildiğiniz gibi, birçok ülkede fiziki olarak işyerlerinin kapanmasına sebep olan salgın nedeniyle çeşitli sektörlerde ciddi kayıplar ve küçülmeler yaşandı. Pandemi sürecini başarı ile yönetebilenler ise faaliyetlerini dijital kanallar üzerinden sürdürebilenler ve bilgi- iletişim teknolojilerinden etkin yararlananlar oldu. Tüketici ihtiyaçlarına çeviklikle yanıt verebilmek için işletmeler hali hazırda yatırım yaptıkları, yapay zekâ teknolojileri, büyük veri ve değer zincirlerinin dijitalleşmesine daha da hız verdi ve birer “yaşayan organizma” gibi hareket etmeye başladılar.
“Tüketiciler artan bireysel ihtiyaç ve taleplerine daha hızlı yanıt bekler hale geldi’’
Son yirmi yıldır işletmeler ürün, hizmet ve süreçlerini geliştirirken çevikliği hedefliyor. Özellikle pandemi ile daha da yoğun bir şekilde karşılaşılan bir durum ise giderek daha fazla bireyselleşen hizmet sunumları ve ürünler; günümüzde tüketiciler artan bireysel ihtiyaç ve taleplerine daha hızla yanıt bekler hale geldi ve bu durum işletmelerin doğrudan tüketiciye odaklanmalarını sağladı. Günümüzde tüketiciler daha bilgili ve kendi kendine yetebilen alıcılar olarak görülüyor. Çünkü kendi alımlarını nasıl ve hangi kanallardan yapabileceklerine dair bilinçliler. Tüketiciler açısından giderek bireyselleşen talepler yalnızca onlar ile sınırlı kalmıyor. Çalışanlar da bu dönemde, iş ve hayatlarındaki önceliklere yönelik önemli değerlendirmeler yaptılar.
‘’21. yüzyılın yetkinliklerine sahip olanlar her yerden çalışabileceğini biliyor.’’
Pandemi sürecinin çalışanlar açısından da önemli etkileri oldu; iş-aile dengelerini, işin anlamını kendi perspektiflerinden yeniden düşündüler. Yalnızca bu değil, yeni jenerasyonların öncekilerden daha farklı değer ve beklentileri de işe yönelik tanım ve beklentileri değişime uğrattı. 2021 yılının son aylarında Forbes ve TIME dergilerinin de belirttiği gibi, Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS) tarafından yayınlanan bir rapora göre; Ağustos ayında 4,3 milyon Amerikalı işini bıraktı ve bırakmaya devam ediyor. Bir anlamda, makinelerin insan ile buluştuğu sanayileşme dönemini iyi gözlemleyen Karl Marx’ın “Yabancılaşma Teorisi” yaşanıyor diyebiliriz. Marx’a göre, üretim modelleri yüzünden doğadan kopan insan önce çevresine, sonrasında kendisine ve emeğine yabancılaşıyor. Pandemi döneminin uzamasıyla artık insanlar “Ben bu işi neden yapıyorum?” ve “Gerçekten istediğim bu mu?” sorularını hem işleri hem de hayatın anlamı açısından sormaya başladılar. Çalışanlar artık daha fazla esneklik istiyor ve bu esnekliği özerk olarak planlamak istiyorlar. Özellikle yetenekli olanlar ve 21. yüzyılın yetkinliklerine sahip olanlar artık her yerden ve istediği zamanda çalışabileceğini biliyor. Çalışanlar, kişisel alanlarını ve kariyer hedeflerini koruma çabaları doğrultusunda iş beklentilerini giderek daha fazla kişiselleştiriyor.
‘’Yeni düzende hedef odaklı çalışma ekosistemleri kurulmaya çalışılıyor.’’
Bu değişimlere paralel olarak, işletmeler organizasyon yapılarını ve iş süreçlerini yeniden tanımlıyor. Çalıştığı işletmenin binasına adım atmadan, çalışma arkadaşları ile yan yana etkileşim içinde olmayan, organizasyon sınırları dışında iş yükümlülüklerini yerine getiren çalışanlar, işletmelerin proje bazlı çalışmalarına dahil oluyor. Dolayısıyla işletmeler çalışanlarından iş sınırlarını içinde ve çalışma saatlerine bağlı olacak şekilde verimlilik ve performans bekleyemeyeceklerinin farkına vardılar. Bu anlayışla, iş tanımlarından yetkinlik karmasına; esnek organizasyon yapılarından çevik çalışma kültürü yaratmaya; iş yerinde çalışma düzeninden etkileşim uzayına, iş-özel hayat dengesinden iş-özel hayat geçişkenliğine doğru bir dönüşüm sürecindeler. İşletmeler; hiyerarşik yapıların ve yavaş işleyen karar mekanizmalarına yol açan yukarıdan- aşağıya yönetsel kademeler yerine yine etkinlik ve verimlilik odaklı daha yalın ve güçlendirilmiş ekiplerle çalışmayı destekliyor. Yeni düzende; hiyerarşik organizasyon şemaları ve iletişim kanalları değil, içselleştirilmiş işletme kültürü ve değerleri ile birbirine bağlı, hedef odaklı çalışma ekosistemleri kurulmaya çalışılıyor.
TÜRKİYE’DE ROBOT VE SİMÜLATÖR TASARLAYIP DÜNYAYA İHRAÇ EDİYOR
İleri sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerini kullanarak hareket simülatörleri ve etkileşimli VR oyunları geliştiren DOF Robotics, simülasyon ve oyunlarında kendi yazılımlarını kullanan dünyadaki sayılı firmalar arasında yer alıyor. Türkiye’de simülatör üretimi alanında kendi ekosistemini kuran firma, yerli imkanlarla ürettiği simülatör ve oyunları dünyanın dört bir yanındaki eğlence parklarına ihraç ediyor.
Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle gerçek hayatta deneyimleme imkânı bulamadığımız tecrübeleri simüle etme fırsatını yakaladık.
Öncelikle askeri teknoloji alanında, pilot eğitiminde, maliyetleri düşürmek için kullanılan simülatörler günümüzde eğlence parklarının da vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor.
Kurulduğu 2006 yılından günümüze Türkiye’de yerli imkanlarla üretim yapan DOF Robotics, ileri VR ve AR teknolojilerini kullanarak ürettiği simülatörleri ve etkileşimli VR oyunlarını dünyanın dört bir yanındaki eğlence parklarına ihraç ediyor. Simülatör ve oyunlarda kullanılan yazılımları da kendisi geliştiren firmanın İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’nde yer alan üretim tesisinde yazılım geliştirme merkezi ve ürün tasarımları için Ar-Ge kısmı bulunuyor.
“MARVEL GİBİ DÜNYA DEVLERİYLE İŞ BİRLİĞİ YAPIYORUZ”
Bugüne kadar ürettikleri simülatör ve oyunlarla Marvel, Feld Entertaiment gibi dünyaca ünlü markalarla iş birliği yaptıklarını belirten DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, “Ürünlerimiz gelişmiş AR ve VR teknolojilerini kullanarak, insanlara normal hayatlarında deneyimlemeyecekleri heyecan ve eğlenceyi sunmak için özel olarak tasarlanıyor. Metaverse günümüzde popüler bir kavram ancak bizler ürünlerimizde Metaverse teknolojisini yaklaşık 10 yıldır kullanıyoruz. Metaverse kavram olarak ‘sanal dünyalar’ anlamına geliyor. Simülasyonlarımızla bizler insanlara bunu birebir yaşatabiliyoruz. Hız treniyle, Çin seddinde geziyormuş gibi hissedebiliyorsunuz” diye konuştu.
“KENDİ YAZILIMINI ÜRETEN AZ SAYIDA FİRMADAN BİRİYİZ”
DOF Robotics’in başarısının özgün tasarım ve yazılımdan geçtiğini vurgulayan Mustafa Mertcan, “Bizler işimize öncelikle yüzde 100 yerli tasarım ve yazılım ile başladık. Daha sonrasında makinelerimizi üretmeye başladık. Günümüz dünyasında yazılım ve tasarım her şeydir. Makineleri bir araya getirecek parçaları ikincil kaynaklardan temin edebilirsiniz ancak özgün yazılım sahibi olmadığınızda ürünlerinizi farklı kılacak, ileri götürecek tasarım farklarını ortaya koyamazsınız. Yazılım bir başkasına ait olduğunda markanız tam anlamıyla ‘bağımsız’ olamaz. Ürettiğimiz yazılımlar Tesla’nın otonom araçlarında kullanıldı. Robot teknolojilerinde ileriyi düşleyebilmek için yatırımlarımız devam ediyor. Kullanım alanlarını genişletebileceğimiz her alanda tasarım ortaya koymaya özen gösteriyoruz. DOF Robotics otonom araçları, servis robotları, alışveriş merkezleri için hizmet robotları, lojistik ve depolama gibi işe yarabileceği her yerde kullanılabilecek” şeklinde konuştu.
“EĞLENCE VE ENDÜSTRİ FUARLARIYLA MARKAMIZI TANITIYORUZ”
“Sabırsızlığımız nedeniyle global markalarımızın sayısı sınırlı” diyen Mustafa Mertcan, “2011 yılından bugüne eğlence endüstri fuarlarına katıldık. O günden, bugüne 80’den fazla global ölçekli fuarda markamızı tanıttığımızı söyleyebilirim. Her yıl ortalama 6 fuarda yer alıyoruz. Sektörde yer alan global oyunculara kendimizi buralarda gösterebiliyoruz. Sponsorluklar alarak görünüm sağlıyoruz. Markamızın bilinirliğini ön planda tutarak sabırla, düzenli ve sürdürülebilir ilişkilerle işimizi büyütüyoruz. Türkiye’de alanında uzman, iyi üretici firmalar aslında bilinenden çok daha fazla. İyi üretebiliyoruz ancak iyi pazarlayamıyoruz. Ticari ilişkiler için bilinirlik ve diyalog gerekiyor” ifadeleriyle sözlerine son verdi.
Sağlık telefonun ucunda
Katılım Emeklilik’in sağlık ürünlerini tek çatı altında toplayan markası Katılım Sağlık; uzman çalışanları, yeni yatırımlarla güçlenen teknolojik alt yapısı ve sektörde ilk olan uygulaması Sağlık İletişim Merkezi / SİM Projesi’yle farkını ortaya koyuyor. Yalnızca sağlık personelinden oluşan ve 7 gün 24 saat hizmet veren Sağlık İletişim Merkezi’yle hizmetin kalitesi ve hızı artarken, 2022 için hedefler de yükseldi.
Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, Katılım Sağlık markası ile ilgili yaptığı açıklamada; “Türkiye’nin ilk faizsiz özel sağlık sigortası olan Katılım Sağlık, bir yandan ihtiyaca odaklanan esnek yapısıyla en uygun fiyat avantajı sağlarken, diğer taraftan da birbirinden özel asistans hizmetleriyle sektörde en geniş içeriğe sahip ürünler sunuyor. Ayrıca, gerçekleşen uzman personel alımları, teknoloji ve operasyon yatırımlarıyla, 7 gün 24 saat hizmet veren Sağlık İletişim Merkezi’yle de hız ve kalite artıyor” dedi.
İhtiyaca uygun sağlık sigortası
Faizsiz sağlık kulvarında 56 milyon TL prim üretimi ve katılım sigortacılığında sağlık branşında yüzde 58,4 pazar payıyla lider durumda olduklarını hatırlatan Ayhan Sincek, “Katılım Sağlık olarak kurumsal tarafta sunduğumuz özel grup sağlık sigortası kapsamında yönetimini üstlendiğimiz 195 kurumsal müşterimiz ve 50 binin üzerinde sağlık sigortası poliçemizle sektörü derinleştirerek öncülük yapıyoruz. 16 bin bireysel sigortalı sayımızı 2022 yılında 35 bine, 40 bin grup sigortalı sayımızı da 45 bine çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Sincek sözlerine şöyle devam etti; “Katılım Sağlık müşterilerimiz kendilerine uygun ürünü seçebiliyor, aldıkları hizmeti online takip edebiliyor, isterlerse de uzmanlarımızdan telefonla destek alabiliyor. Sağlık ürünlerimizle birlikte pek çok avantajlı ek hizmet de sunuyoruz. Bu avantajlar, asistans şirketleri iş birliklerimiz sayesinde ambulanstan doktora, check-up’tan mamografi veya PSA testine, diyetisyenden psikoloğa kadar zengin bir yelpazede sıralanıyor.
7 binin üzerinde asistans hizmet kullanımı
Bugüne kadar 7 binin üzerinde katılımcımız, bu asistans hizmetlerimizden yararlandı. 7/24 online doktor hizmetinin yanı sıra bazıları da her türlü tıbbi soruları için ücretsiz online danışmanlık aldı. Bazı katılımcılarımız da poliçesi dahilinde acil ambulans hizmetinden hem kendisi hem de poliçe kapsamındaki aile üyelerini yararlandırdı. Ayrıca sağlık sigortalarımız kapsamında diş sağlık paketi ile yılda bir kez ek ücret ödemeden diş hekimi muayenesi, diş röntgen filmi, diş taşı temizliği, teşhis ve tedavi planlaması, oral hijyen eğitimi ve vitalite kontrolü gibi ek hizmetlerle katılımcılarımızın sağlıkla gülümsemesini sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz.
Sağlık İletişim Merkezi, sektörde bir ilk
Sektörde ilk olan özelliğiyle; yalnızca sağlık personelinden oluşan Katılım Sağlık İletişim Merkezi,çağrı merkezi hizmetinden öte, doğru ve sağlıklı bilgilendirmeler ile sigortalılarımızın taleplerini anında çözmeye odaklanıyor. Bu yaklaşımımız da bu alandaki farkımızı ve iddiamızı ortaya koyuyor. Sağlık hizmetleri konusunda donanımlı ekibimiz taleplere çağrı esnasında çözüm üretebilecek bir altyapı ve hizmet sunumu sağlıyor. Komplike konularda ise talebi alıp çözüme bizzat ulaştırarak müşteriye dönüş yapılıyor. Sağlıkçı oldukları için sigortalıları yönlendirme konusunda daha sonuç odaklı ve titiz davranıyorlar.
Katılım Emeklilik sadece sağlık tarafında değil tüm ürün ve hizmetlerde dijital yatırımlar yapmaya devam ediyor. Son olarak Sağlık İletişim Merkezi Projesi kapsamında gerçekleşen teknolojik yatımlarla çağrılara yanıt verme süreleri de hızlandı. Örneğin son 1 ayda gerçekleşen 5 bin 726 çağrı, ortalama 20 saniyede yanıtlandı.”
Mısır’a ihracatını yüzde 22 artıran Türk otomotivi, daha iyisinin peşinde
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), pandemi sonrası ilk yüz yüze sektörel ticaret heyetini Mısır’a gerçekleştirdi. OİB aracılığıyla 17 Türk firması, başkent Kahire’de Mısırlı tedarik sanayi, after market, elektrikli araç, savunma sanayi, orijinal ekipman üretimi ve tedariki gibi alanlarda faaliyet gösteren firmalara ikili görüşme imkanı buldu. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Türkiye otomotiv sektörü olarak Mısır’a ihracatımızın geçen yıl bir önceki seneye göre yüzde 22 artışla toplam 614 milyon dolar oldu. Bu başarımızı sürdürmek amacıyla düzenlediğimiz Mısır’a sektörel ticaret heyeti gezisi oldukça verimli geçti.”
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), pandemi sonrası ilk yüz yüze otomotiv sektörel ticaret heyetini Mısır’a gerçekleştirdi. Başkent Kahire’ye 1-5 Mart tarihleri arasında düzenlenen heyete, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren 17 firmadan 27 kişi katıldı. OİB’in Ticaret Bakanlığı desteği ile düzenlediği Mısır Otomotiv Sektörel Ticaret Heyeti organizasyonunda Türk firmalar, tedarik sanayi, after market, savunma sanayi, orijinal ekipman üretimi ve tedariki gibi alanlarda faaliyet gösteren Mısır’ın önde gelen 50 firmasıyla ikili görüşme yapma şansı elde etti.
Mısır’a otomotiv ihracatı geçen yıl yüzde 22 arttı
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Türkiye otomotiv sektörü olarak Mısır’a ihracatın 2021 yılında bir önceki seneye göre yüzde 22 artışla toplam 614 milyon dolar olduğunu, sergiledikleri bu başarılı grafiği sürdürmeyi planladıklarını söyledi. Baran Çelik “Toplam ihracatımızdan yüzde 2 pay alan Mısır, ülke sıralamasında ise 11.sırada yer alıyor. Mısır’a ihracatımızda mal grubu bazında binek otomobiller en büyük payı alıyor. Bu gruptaki ihracatımız geçen yıl yaklaşık yüzde 25 artışla 412 milyon dolar olurken, tedarik sanayi ihracatımız ise yüzde 26 artışla 174 milyon dolar oldu. Geçen yıl sergilediğimiz bu başarılı grafiği 2022 yılı ve gelecekte de artırmak üzere Mısır’a sektörel ticaret heyeti düzenledik. Pandemi sonrası gerçekleştirdiğimiz ilk yüz yüze sektörel ticaret heyeti organizasyonunu oldu. Heyet gezisi, Türk otomotiv endüstrisi açısından oldukça verimli geçti” diye konuştu.
Bu yıl hedef 33 milyar dolar
OİB Yönetim Kurulu Baran Çelik, son iki yıldır devam eden salgınla birlikte iş dünyasının, özellikle de otomotiv endüstrisinin çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldığını da belirterek, “Ancak yine de otomotiv endüstrisi 2021 yılını 29,3 milyar dolarla üst üste 16. kez ihracat lideri kapattı. Bu yıl için 33 milyar dolarlık bir hedef belirledik. Bu yılın ikinci yarısında çip krizinin de azalacağını öngörüyoruz. Otomotiv sanayi, teknolojik yeniliklerin hayata geçtiği özellikli bir alan. Elektrikli araçlar, sürücüsüz otomobillerin yer alacağı bir gelecek bizi bekliyor” diye konuştu.
Mısır’a yönelik otomotiv heyetinde 17 firma yer aldı
Mısır’a yönelik otomotiv sektörel ticaret heyetinde şu firmalar yer aldı: “Klas Otomotiv, HD Kauçuk Sanayi, Oto Conta Sanayi, Neko Otomotiv, Kormas Elektrikli Motor Sanayi, Nazsan Makina Otomotiv Sanayi, Okyay Yedek Parça, Seger, Feza Akü, Yalçın Dorse Damper Sanayi, Sembol Otomotiv Sanayi, Esan Akümülatör, Kale Balata Otomotiv Sanayi, Safkar Ege Soğutmacılık Klima Soğuk Hava Tesisleri, Dayel Makina Sanayi, Süper Keçe Otomotiv, Güneybağlılar Oto Yedek Parça Sanayi.”
Kadın girişimciden kadınlara özel
Babasından ilham aldı tüm kadınların ortak sorununa çözüm buldu
“Peddon” markası ile 2021 yılının Mart ayında Türkiye’nin ilk yıkanabilir regl külodunu üreten Reyhan Miray Reyhan, 10 bin adetlik üretim rakamını aştı. Reyhan, portföyündeki 4 bin 500 kadın kullanıcı yanında ABD ve Kanada’ya da satışlara başladı
Kadın girişimci Reyhan Miray Reyhan’ın, çok sevdiği babasının hastalığı sırasında oluşan yatak yaralarına çözüm bulmak için çıktığı yol, Amerika’ya ihracata kadar uzandı. Babasının acılarını dindirmek için amatörce tasarladığı ürünü zaman içinde geliştirerek “Peddon” markasıyla Türkiye’nin ilk yıkanabilir regl külodunu üreten Reyhan,” Babamın yatak yarası ile tanıştım ve tüm hayatım değişti. Bu probleme çözüm aramak için çıktığım yolda “Peddon” markasını ve ürünlerini ortaya çıkarttım. 2021 yılının Mart ayında Türkiye’nin ilk yıkanabilir regl külodunu ürettim ve satışına başladım” dedi.
Bugün 10 bini aşkın üretim rakamı ve 4 bin 500 kullanıcıya ulaşan Reyhan, 2021 yılında Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) düzenlediği girişimcilik programı TechXtile Start-Up Challenge’a katılarak hem birincilik olan hem de Kadın Girişimci Özel ödülünü kazandı. Reyhan Miray Reyhan, ödül töreninden birkaç saat sonra gittiği ABD’den eli boş dönmedi. Amerika ve Kanada’da satışlara başlayan Reyhan, “Özellikle Amerika’da fırsatlar çok. Yurt içinde ve Yurt dışından yatırım talepleri alıyoruz” dedi.
“bin 600 hijyenik ped atığını önlüyoruz”
Sürdürülebilirlik ve çevreci yaklaşımların daha fazla konuşulduğu şu günlerde Peddon’un çevreci boyutu da tüketim için ayrı bir avantaj sağlıyor. “Her bir Peddon ile bin 600 hijyenik ped atığını azalttık. Önümüzdeki süreçte bu yönümüzle çok fazla ön plana çıkacağız” diyen Reyhan, TechXtile Start-Up Challenge gibi girişimciliği destekleyen programlara ihtiyaç olduğunu, özellikle genç nesildeki çok güzel fikirler ve teknoparklardaki birçok projenin bu şekilde gün yüzüne çıkarılarak ekonomiye kazandırılabileceğini vurguladı.
AstraZeneca Türkiye, “Milenyum Kuşağı İçin En İyi İşyerleri Listesi”nde
Yenilikçi ilaçları sağlığın hizmetine sunma hedefiyle çalışmalarına devam eden AstraZeneca Türkiye, Great Place to Work Enstitüsü’nün açıkladığı “2022 Milenyum Kuşağı İçin En İyi İşyerleri Listesi”inde 500+ çalışan kategorisinde yerini aldı. Araştırma, geliştirme, temel ilaçların ve uzmanlık ürünlerinin üretimi ve sağlığın hizmetine sunulması alanında faaliyet gösteren, dünyanın önde gelen yenilikçi ve araştırmacı ilaç şirketlerinden AstraZeneca Türkiye, Türkiye’deki şirketlerde çalışan Y kuşağı üyeleri arasında en kapsamlı araştırmalardan birinde önemli bir başarı sergiledi. AstraZeneca Türkiye, Great Place to Work Enstitüsü tarafından açıklanan “2022 Milenyum Kuşağı İçin En İyi İşyerleri Listesi”nde 500+ çalışan kategorisinde Y kuşağı için en iyi iş verenlerden birisi oldu. Bu başarıyı değerlendiren AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Feyza Aysan şunları söyledi: “AstraZeneca Türkiye olarak sürdürülebilir başarıyı hedefleyen, üretken, insana değer veren yenilikçi ve eşitlikçi insan kaynakları kültürümüzle sürekli gelişime inanıyoruz. ‘İnsana Saygı’ ilkemiz doğrultusunda önce insanı merkeze koyarak çalışanlarımızın iş-özel yaşam dengesini ve çalışan bağlılığını sağlama odaklı esnek çalışma ve esnek yan haklar gibi pek çok motivasyon artırıcı uygulamayı Türkiye’de hayata geçiren ilk firmalardan biriyiz. Y kuşağı çalışanların ‘harika iş yeri’ ile ilgili beklentilerini de ortaya koyan bu listede yer almak bizim için mutluluk kaynağı. Her jenerasyondan çalışma arkadaşımızı bireysel gelişim hedefleri doğrultusunda desteklemeye, geleceğin lider adaylarını tüm özellikleriyle değerli görmeyi önceliklendiren yaklaşımımıza ve uygulamalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”2022 yılında firmaları e-dönüşümde neler bekliyor?
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-dönüşüm geçişlerinde somut adımlar atmaya devam ediyor. 509 No’lu Vergi Usül Kanun Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair 535 No’lu Tebliğ Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Yayınlanan Tebliğ ile yeni mükelleflerin e-belge uygulamalarına geçişleri zorunlu olmaktadır.
Kolaysoft olarak e-fatura ile yeni tanışacak tüm firmalarla iş birlikteliği yapacak olmanın heyecanı içinde olduklarını kaydeden Kolaysoft Teknoloji AŞ Satış Yöneticisi Sıla Gül Ottan, şunları söyledi:
“Kolaysoft’un uzman kadrosu ile bu süreçte tüm mükelleflerimizin maliyet ve zaman tasarrufu sağlayacağına ve böylece işlerini ve süreçlerini verimli ve sürdürülebilir hale getireceğine inanıyoruz. Kolaysoft olarak, 2022 yılı temposuna hazırız. Firmalar, bu süreci bizimle yönetmeye hazırlar.” dedi.
Sıla Gül Ottan, Tebliğdeki konu başlıklarına ilişkin şunları anlattı:
**GİB e-arşiv portalından düzenlenecek faturalarda, 01.03.2022 tarihinden itibaren, vergi mükellefi olmayanlara düzenlenecek faturalar için 5.000 TL, vergi mükellefi olanlara düzenlenecek faturalar için 2.000 TL olarak düzenleme zorunluluğu getirilmiştir. Mükelleflerin işini kolaylaştıracak olan uygulamamız Faturam24, işletmeler e-fatura uygulamalarına geçmeden e-fatura konforu sağlıyor. Firmaların, tüm fatura süreçlerini tek ekrandan yöneterek, zamandan ve maliyetten tasarruf etmeleri gerçekleşiyor.
**Brüt satış hasılatı, 2021 yılı için 4 Milyon TL olanlar, 01.07.2022 tarihinde, e-fatura’ya geçmek zorundadırlar.
**Elektronik ortamında mal ve hizmet satışı yapanlar, 2020 veya 2021 dönemlerde 1 milyon ve üzeri satış yapanlar, 01.07.2022 tarihinde, e-fatura’ya geçmek zorundadırlar.
**Gayrimenkul / motorlu araçlar mal ve hizmet satışı yapanlar, 2020 veya 2021 dönemlerde 1 milyon ve üzeri satış yapanlar, 01.07.2022 tarihinde, e-fatura’ya geçmek zorundadırlar.
**Konaklama hizmeti veren otel işletmeleri, 01.07.2022 tarihinde, e-fatura’ya geçmek zorundadırlar.
**Brüt satış hasılatı, 2021 veya müteakip hesap dönemleri için 10 milyon TL ve üzeri olan firmalar da 01.07.2022 tarihinde, e-irsaliye’ye geçmek zorundadır.
Ege İhracatçı Birlikleri, Dünya 8 Mart Kadınlar Günü kapsamında “Sürdürülebilir İhracatta Kadın Girişimcilerin Rolü” isimli bir webinar düzenliyor
Ege İhracatçı Birlikleri, Dünya 8 Mart Kadınlar Günü kapsamında 16:00’da “Sürdürülebilir İhracatta Kadın Girişimcilerin Rolü” isimli bir webinar düzenliyor.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi’nin moderatörlük yapacağı webinara, Agrobay Seracılık Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Şentürk Salık, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Demoteks Tekstil Kurucu Ortağı Hülya Karaduman, M.H.E. Gıda Genel Müdürü Hülya Peker, Ekonomi Yazarı Meliha Okur, Kardemir Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Bakırel, Sezgin Mermer Kurucu Ortağı Reyhan Sezgin konuşmacı olarak katılacak.
Ege İhracatçı Birlikleri toplumsal cinsiyet eşitliğine imzasını atıyor
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için toplumsal ve ekonomik kalkınmada kadınların etkin biçimde yer alması gerektiğini söyleyerek tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.
Eskinazi, EİB’nin UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlendirilmesi Prensipleri (WEPs) imza sürecinin tamamlandığını açıkladı.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, dört milyardan fazla insanın, yalnızca genç olduğu, kadın olduğu veya her ikisi de olduğu için insanca bir iş, iyi bir sağlık hizmeti, iyi bir eğitim gibi temel fırsatlardan yoksun olduğuna dikkat çekiyor.
“Birliğimizce süreçleri iyileştirmek adına imzaladığımız; dünyanın en büyük sürdürülebilirlik inisiyatifi UN Global Compact ilkeleri doğrultusunda; sosyal adalet, sosyal sorumluluk, cinsiyet eşitliği, çevre başlıklarını hem kurum kültürümüzde hem de projelerimizle yaşatıyoruz. UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlendirilmesi Prensipleri (WEPs) imza sürecimiz tamamlandı. Ege İhracatçı Birlikleri olarak Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine imzamızı atıyoruz.”
Türkiye’nin, kurumların 2022 ve sonrasında, kadınlara dair atması gereken adımların net ve belli olduğunu söyleyen Eskinazi, EİB’nin cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında öncü bir rol üstlendiği görüşünde.
“Kadını ve anneyi, gelecek vizyonuna, eğitime, iş gücüne yakın tutmak, itibarlı bir Türkiye hedefinin ilk koşuludur. Ege İhracatçı Birlikleri’nde her iki çalışanımızdan biri kadın. Önceki dönem ile kıyaslandığında bu dönem Yönetim Kurullarındaki kadın temsilimiz yüzde 100 arttı. 4 İhracatçı Birliğimizde kadın Başkan Yardımcılarımız görev yapıyor. Nisan ayında yönetim kurullarımız yenilenecek. Bu yenilenmede kadın temsilinin artıp, EİB bünyesinde kadın başkanlarımızın yer alacağına inanıyorum.”
Gençlerin ve kadınların ihracata yönelmesi, çalışmalar yapması için 2020 yılında Genç İhracatçılar Konseyi’ni kurduklarını anlatan Jak Eskinazi, “Genç İhracatçılar Konseyi’nin yarıya yakını kadın ihracatçılarımıza ait. TİM Kadın Konseyi’nde de en büyük temsil, yani her 3 ihracatçıdan birisi Egeli kadın ihracatçılarımızdan oluşuyor. Global Compact’e ilk imza atan İhracatçı Birlikleri olduğumuz gibi aynı zamanda kadınlara ve gençlere yönelik bir mentörlük programı kurgulayan ilk Birlik de biziz. EİB Export-Up Mentörlük Programımız ile sürdürülebilir ihracat için kadın ve genç girişimcilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz.” dedi.
SHERATON ISTANBUL LEVENT SHINE SPA’DA KADINLAR GÜNÜ AYRICALIĞI
İstanbul’un iş ve yaşam merkezi Levent’te, günlük yaşamın telaşından ve şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenleri Shine SPA’nın sakin ve huzurlu atmosferine davet eden Sheraton Istanbul Levent, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü Shine SPA’da kadınlara özel indirimlerle kutluyor. Shine SPA’da yer alan tüm masaj ve terapilerde 8 Mart Kadınlar Günü’ne özel %15 indirim uygulanıyor. Ayrıca, şifalı yağlar kullanılarak yapılan 1,5 saatlik aromaterapi masajı, Shine SPA’da her ay belirlenen ayın avantajlı masajı kapsamında Mart ayı boyunca %15 indirimle sunuluyor.
Sheraton Istanbul Levent bünyesinde yer alan Shine SPA rahatlatıcı masajlar, yenileyici bakımlar ve enerji veren terapilerle sağlık, dinginlik ve huzuru en konforlu şekilde şehrin merkezine taşıyor. Günlük hayatın yorucu temposuna birkaç saatliğine ara vererek zihinsel, bedensel ve ruhsal anlamda tazelenmek ve zinde hissetmek için çok çeşitli seçeneklerin sunulduğu Shine SPA 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü cilt bakımları dahil, tüm masaj, bakım ve terapilerde %15 indirim ile kutluyor. Masaj ve bakım uygulamalarından arta kalan zamanda dileyen misafirler SPA’nın rahatlatan ve huzur veren dingin ortamında sunulan buhar banyoları, saunalar, dinlenme alanları ve kapalı, geniş yüzme havuzundan faydalanarak spa keyfini tüm güne yayıp kendilerine daha fazla zaman ayırabilecekler.
Sene boyunca her ay farklı bir masajı avantajlı deneyimleme imkânı tanıyan Shine SPA, şifalı özel yağlarla 1,5 saatte uygulanan aromaterapi masajını Mart ayı boyunca %15 indirim ile sunmaya devam edecek. Kişiye özel fiziksel ve duygusal ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak tasarlanan aromaterapi masajıyla bireyin stres ve gerginlikten arınarak rahatlaması ve bütünsel anlamda iyileşmesi hedefleniyor.
Gıda ve tarım sektörü dış ticareti 2022’ye nasıl başladı?
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Dış Ticaret Verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli’ne göre 2022 yılının Ocak ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 2 milyar dolar ihracat, 1,7 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. 01 ile 24 fasılları arasındaki tüm GTIP kalemleri ile 29. ve 35. fasıllardan seçili ürünlerin dahil edildiği hesaplamalara göre, 2022 yılının ilk ayında sektörün dış ticaret fazlası önceki yılın aynı ayına kıyasla %53,8 arttı.
Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan dış ticaret verilerine göre 2022 yılının Ocak ayında ihracat, önceki yılın aynı ayına göre %26,4 oranında artarak 2,05 milyar dolara, ithalat %21,8 artarak 1,7 milyar dolara ulaştı. İhracatın yıla aylık bazda 2 milyar doların üzerindeki bir seviyeden başlaması sektör açısından olumlu değerlendirilirken, ithalattaki yüksek rakam da dikkat çekti.
Dış ticaret fazlası yıla güçlü başladı!
2022 yılının ilk ayında dış ticaret fazlası önceki yılın aynı ayına göre %53,8 artışla, 0,36 milyar dolar olarak gerçekleşti ve sektör, net ihracatçı konumunu güçlendirerek yeni yıla başladı.
Birim ihracat değeri 2022 yılının ilk ayında önceki yılın aynı ayına göre %2,1 artarak 1.070 dolar/ton olarak gerçekleşti. İthalat birim değeri ise önceki yıla göre %12,7 artışla 638 dolar/ton’a yükseldi.
Dış ticarette en yüksek hacimli ürünler
2022 yılının ilk ayında ihracatta öne çıkan ürünler sırasıyla Fındık İçi (0,12 milyar dolar), Un (0,11 milyar dolar) ve Rafine Ayçiçeği Yağı (0,07 milyar dolar) olurken bu ürünler toplam ihracatın yaklaşık %14,6’sını oluşturdu.
2022 yılında Ocak ayında en çok ithal edilen ürünler ise sırasıyla Buğday (0,22 milyar dolar), Soya Fasulyesi (0,17 milyar dolar) ve Ham Ayçiçeği Yağı (0,17 milyar dolar) oldu. Bu 3 ürün, toplam ithalatın yaklaşık %32,9’unu, yani neredeyse 3’te 1’ini oluşturdu.
En fazla ithal edilen ürün kalemlerinde Rusya-Ukrayna’nın yeri
İthalatta ilk sırada yer alan buğdayın en fazla ithal edildiği ilk 2 ülkenin şu anda savaşta olan Rusya (0,14 milyar dolar) ve Ukrayna (0,06 milyar dolar) olması dikkat çekti. Ocak ayı buğday ithalatında bu 2 ülkenin payı %90’ın üzerinde oldu. İthalatta 3. sırada olan ham ayçiçeği yağında da ilk 2 sırada Rusya (0,14 milyar dolar) ve Ukrayna (0,03 milyar dolar) yer aldı. Ocak ayı ham ayçiçeği ithalatında bu 2 ülkenin payı %99,4 oldu.
Türkiye’nin ithalatında 1. ve 3. sırada yer alan ürünlerde, ithalatın çok büyük bir bölümü şu anda savaş halinde olan Rusya ve Ukrayna’dan yapıldı.
En çok ihracat yapan sektörler
2022 yılı Ocak ayına ait dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde Sert Kabuklu Meyveler (197 dolar), Yaş Meyve (197 milyon dolar), Şeker ve Şekerli Mamuller (182 milyon dolar), Bitkisel Yağ (165 milyon dolar) ve Balıkçılık ve Su Ürünleri (140 milyon dolar) Sektörleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ihracatın %43’ü bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi.
2022 yılı Ocak ayında Hayvan Yemi (575 milyon dolar), Bitkisel Yağ (334 milyon dolar), Un (243 milyon dolar), Kakao-Çikolata (48 milyon dolar) ile Tütün ve Mamülleri (38 milyon dolar) sektörleri ise en çok ithalat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ithalatın %72,8’i, neredeyse 4’te 3’ü bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi. Bu oranın yüksek olması ve geçmiş dönemlere göre artması, ithalatın az sayıda sektörde yoğunlaştığını gösterdi.
Tek başına Hayvan Yemi Sektörü, 2022 yılı Ocak ayında 575 milyon dolar hacim ile toplam ithalatın %33,8’ini, yani 3’te 1’inden fazlasını oluşturdu.
Bitkisel Yağ Sektörü, 2021 yılında 3 milyar doları aşan ithalat ile toplam ithalatın %17,9’unu oluşturmuştu. 2022 yılının ilk ayında ise 334 milyon dolar ile toplam ithalatın %19,6’sını oluşturdu.
İhracatın arttığı ve azaldığı sektörler
2022 yılının ilk ayında, önceki yılın aynı ayına göre ihracatını değer olarak en fazla arttıran sektörler Bitkisel Yağ Sektörü (94 milyon dolar artış), Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektörü (47 milyon dolar artış), Hayvan Yemi Sektörü (32 milyon dolar artış), Un Sektörü (30 milyon dolar artış) ve Şeker ve Şekerli Mamuller Sektörü (29 milyon dolar artış) oldu.
Aynı dönemde ihracatın gerilediği sektörler Tohumculuk Sektörü (8 milyon dolar düşüş), Sert Kabuklu Meyveler Sektörü (3 milyon dolar düşüş), Kahve, Çay ve Baharat Sektörü (2 milyon dolar düşüş), Tütün ve Mamulleri Sektörü (2 milyon dolar düşüş) ve Yaş Meyve Sektörü (1 milyon dolar düşüş) oldu.
2022 yılının ilk ayında, önceki yılın ayına göre ithalatı değer olarak en fazla artan sektörler Hayvan Yemi Sektörü (221 milyon dolar artış), Bitkisel Yağ Sektörü (71 milyon dolar artış); Un Sektörü (38 milyon dolar artış), Kahve, Çay ve Baharat Sektörü (8 milyon dolar artış) ve Şeker ve Şekerli Mamuller Sektörü (5 milyon dolar artış) oldu.
Aynı dönemde ithalatı en çok düşen sektörler Pirinç Değirmenciliği Sektörü (41 milyon dolar düşüş), Canlı Hayvan Ticareti Sektörü (19 milyon dolar düşüş), Kakao ve Çikolata Sektörü (18 milyon dolar düşüş), Tohumculuk Sektörü (15 milyon dolar düşüş) ve Makarna Sektörü (13 milyon dolar düşüş) oldu.
Dış ticarette öne çıkan ülkeler
2022 yılının ilk ayına ait dış ticaret verileri ülkeler bazında incelendiğinde en çok ihracat yaptığımız 5 ülke Irak (254 milyon dolar), ABD (143 milyon dolar) Almanya (135 milyon dolar), Rusya (107 milyon dolar) ve İtalya (92 milyon dolar) oldu. Bu 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatımızın %35,7’sini oluşturdu.
Ülkelere göre en çok ihraç ettiğimiz ürünler Irak için un, tavuk eti, konserve domates; ABD için soya fasulyesi, elma suyu ve tütün; Almanya içinse fındık içi, ambalajlı fındık ve fındık püresi oldu.
Ülke bazında ithalat verileri incelendiğinde, 2022 yılının Ocak ayında en fazla ithalat yaptığımız ülkeler Rusya (419 milyon dolar), Ukrayna (286 milyon dolar), ABD (166 milyon dolar), Malezya (97milyon dolar) ve Brezilya (79 milyon dolar) oldu. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %61,6’sını oluşturdu.
Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ilk 2 ülkenin, şu anda savaşta olan Rusya ve Ukrayna olması dikkat çekti. Bu 2 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %41,5’ini oluşturdu.
İthalatta öne çıkan ürünler Rusya için buğday, ham ayçiçeği yağı ve arpa; Ukrayna için dane mısır, buğday ve arpa; ABD için soya fasulyesi, etilen glikol ve DDGS (kurutulmuş damıtık tahıl ve çözünür maddeleri) oldu.
Keenetic,Türkiye’de premium ürünlerini çeşitlendirmeye devam ediyor. İşte yeni tanıtımı yapılan Keenetic Buddy 4 menzil genişletici ve Hero 4G Modem Router’ın özellikleri
İnternet bağlantısı gereken alanların büyüklüğü ve şekli değiştikçe, uygun ve esnek çözümlerle, sürekli bağlantı ihtiyacını karşılamak artık bir zorunluluk halini aldı. Geniş veya çok katlı evimizde, tek bir modem/router cihazın sağladığı Wi-Fi yayını yeterli olmayabiliyor. Bununla birlikte, yılın her döneminde internet artık bir zorunluluk. Ayrıca mobilitenin de arttığı çağımızda, bazı bölgelerde sabit internete (VDSL/ADSL/Fiber bağlantıya) erişmek ne yazık ki mümkün olmayabiliyor. Dört dörtlük internet erişimi için Keenetic, bu ihtiyaçlarınıza özel iki adet yeni modeli olan Keenetic Buddy 4 Wi-Fi Menzil Genişletici ve Keenetic Hero 4G Modem Router cihazını Türkiye’de satışa sundu.
Çok katlı veya geniş evler için ekonomik menzil genişletici çözümü
Keenetic’in, kompakt ve şık tasarımı ile kolay kuruluma sahip Buddy 4 modeli, doğrudan duvar prizine takılarak mevcut Wi-Fi ağınızı genişletmenize olanak sağlıyor. Keenetic Buddy 4 modeli eğer evinizde önceden sahip olduğunuz bir Keenetic modem/router cihazınız varsa Wi-Fi mesh sistemine kolayca dahil edilebildiği gibi farklı marka modem router cihazınıza, Wi-Fi menzil genişletici olarak eklenebiliyor. İnternet’te repeater, range extender, menzil artırıcı gibi isimlerle de aratılan bu tür cihazlar, mevcut kablosuz ağınıza çok büyük yatırımlar yapmadan daha uzak mesafelere bu Wi-Fi yayınlarının iletilmesini sağlıyor. 2 adet harici anteni ile geleneksel menzil genişleticilerden daha iyi bir menzil genişletme performansı sunan Keenetic Buddy 4, doğrudan duvar prizine takıldığından, kompakt ve şık tasarımı ile evinizin dekoruna da sadık kalıyor.
Dört dörtlük internet için tek ihtiyacınız bir SIM kart
Keenetic, yeni satışa sunduğu Hero 4G modeli ile 4G/LTE Modem Router ailesini 2022’de genişletmeye devam ediyor. Daha önce satışa sunulan Runner 4G modeli gibi Keenetic Hero 4G modeli de doğrudan SIM kart takarak hızlıca, istediğiniz yerde mobil interneti tüm cihazlarınızla kullanabilmenize olanak sağlıyor. Türkiye’deki tüm SIM kartlarla uyumlu çalışan Hero 4G modeli, AC1300 dualband MU-MIMO, beamforming ve airtime fairness gibi özellikleri ile fark yaratan bir kablosuz performans sunuyor. Keenetic Hero 4G LTE Modem Router cihazınızı, geriye dönük olarak 3G hücresel yayınlar için de kullanabilirsiniz.
Keenetic Hero 4G, sadece SIM kartınızı takarak hemen kullanabilmeniz için kutu içeriğinde hücresel yayınları alabileceğiniz, 2 adet 4G anten ile birlikte geliyor. Bu özelliği ile Keenetic Hero 4G modelini; kır evinizde, sabit internetin olmadığı köy evinizde, karavanınızda ve hatta tinyhouse’unuzda kullanabilirsiniz. Değiştirilebilir 4G anterlerle, piyasadan alabileceğiniz hemen hemen tüm MIMO 4G antenleri, Hero 4G modeline takarak kullanabilirsiniz. Ethernet portları üzerinden fiber bağlantıları da destekleyen Keenetic Hero 4G Modem Router ile iki farklı interneti, eş zamanlı veya yedekli şekilde kullanabilir ve VPN bağlantıları oluşturabilirsiniz.
Keenetic Hero 4G Modem Router cihazı, sahip olduğu USB portu ve bulut temelli KeeneticOS yazılımı ile kişisel bulut oluşturmanıza, FTP/SFTP sunucular oluşturmanıza ve yazıcı sunucusu olarak kullanmanıza imkan tanıyor.
ALJ Finans’tan “8 Mart Kadınlar Günü”ne Özel Kampanya
ALJ Finans, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel, girişimci kadınlara yönelik anlamlı bir kampanya düzenliyor.
Mart ayı boyunca 100 kadın girişimciye “6 ay ertelemeli taşıt kredisi” sunacak olan ALJ Finans, araç fiyatının tamamına kredilendirme imkanı sağlıyor.
ALJ Finans CEO’su Betügül Toker, bu özel güne kendilerinin de destek olmak istediklerini belirterek “Üreten, geliştiren, ekonomiye katkıda bulunan kadınların hayallerine giden yolda yanlarında olmak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki mutlu ve başarılı kadın, mutlu dünya ve nesiller demektir.” şeklinde konuştu.
KOBİ’lerin ekonomik ve toplumsal kalkınmanın sürdürülebilirliğinde üstlendiği rolü destekleyen ALJ Finans, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların ihtiyaçlarını finanse ediyor, girişimlerini destekliyor.
Papara’nın espor turnuvası Kupa Papara, mart ayında devam ediyor!
Espor sektörüne yatırımlarını sürdüren Papara, The Academys iş birliği ile eylül ayında Kupa Papara projesini hayata geçirmişti. Dev proje mart ayında da heyecan dolu serüvenine devam ediyor!
Esporseverleri yepyeni bir heyecana davet eden ve 80.000₺ ödül havuzu, Papara Metal Card sürprizleri ile duyurulan Kupa Papara, eylül ayı itibariyle başlamıştı.
Her ay gerçekleşecek olan turnuvalar serisinde birbirinden farklı oyunlar yer alacağını geçtiğimiz süreçte paylaşan Papara. eylül ayında FIFA 21, PUBG ve PUBG Mobile oyunları ile karşımıza çıkmıştı. Serüven, ZULA ve Mobile Legends: Bang Bang mücadeleleri ile ekim ayında devam etmişti.
Ekim ayının ardından vitesin arttığı Kupa Papara mücadelesinde bir sonraki durak ise PUBG Mobile adası olmuştu. Kasım ve aralık aylarında 30.000₺ ödül havuzu ile gerçekleşen dev PUBG Mobile turnuvası ile 2021 yılına nokta koyan Kupa Papara, yeni yılda ise perdeyi FIFA 22 ile açtı!
30 Ocak’ta ekrana gelen finallerde FIFA 22 Ultimate Team Şampiyonu, Team Demiral Esports oyuncusu Arda “JanArda” Azinyan olurken, FIFA 22 Classic şampiyonu ise Fenerbahçe Espor oyuncusu Türkcan ”TURKO” Ulutaş oldu!Kupa Papara serüveninde sırada Arena of Valor var.
Arena of Valor’da 10.000₺ ödül havuzu!
Mart ayında Arena of Valor vadisine inecek olan Kupa Papara’da 10.000₺ ödül havuzu bulunuyor. Arena of Valor heyecanına katılmak ve takımıyla şampiyonluk mücadelesi vermek isteyenler için kayıtlar devam ediyor. Son kayıt günü olan 7 Mart’ın ardından elemeler başlayacak!Turnuvanın finali ise 11 Mart tarihinde nimo.tv/kupapapara adresi üzerinden ekranlara gelecek.
Tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerden, 2021 yılında bir önceki yıla göre artış gösteren diğer ürünler ise, %58,69 ile mercimek (kırmızı), %47,35 ile arpa (diğer) ve %12,37 ile patates (diğer) oldu.
Sebzelerden domates (sofralık) fiyatı bir önceki yıla göre %14,78 artış gösterdi
Sebzelerden, 2021 yılında bir önceki yıla göre hıyar (sofralık) fiyatında %30,22, patlıcan fiyatında %22,15, biber (sivri) fiyatında %13,03 artış gerçekleşti. Buna karşılık bir önceki yıla göre azalış gösteren tek ürün ise %24,86 ile soğan (kuru) oldu.
Meyveler, içecek ve baharat bitkilerinden zeytin (sofralık) fiyatında yıllık %31,85 artış oldu
Meyveler, içecek ve baharat bitkilerinden, 2021 yılında bir önceki yıla göre artış gösteren diğer ürünler sırasıyla, %34,99 ile portakal (Washington), %21,69 ile üzüm (sofralık çekirdekli) ve %19,32 ile elma (starking) oldu. Buna karşılık bir önceki yıla göre azalış gösteren tek ürün ise %31,81 ile limon oldu.
Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretim değerinde yıllık %34,98 artış gerçekleşti
Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim değeri bir önceki yıla göre %22,26 artışla 113,16 milyar TL ve sebzeler üretim değeri bir önceki yıla göre %7,44 artışla 59,40 milyar TL oldu
Aylık en düşük kayıp Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS)’de oldu
Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın %3,61, mevduat faizi (brüt) %5,55, Euro %5,75, Amerikan doları %5,90 ve BIST 100 endeksi %7,08 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde yatırım araçlarından külçe altın %1,39, mevduat faizi (brüt) %3,38, Euro %3,59, Amerikan doları %3,74 ve BIST 100 endeksi %4,94 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
Finansal yatırım araçlarının aylık reel getiri oranları, Şubat 2022
Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %7,57, TÜFE ile indirgendiğinde ise %1,44 oranında yatırımcısına en az kaybettiren yatırım aracı olurken; DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %28,52, TÜFE ile indirgendiğinde ise %23,78 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Finansal yatırım araçlarının üç aylık reel getiri oranları, Şubat 2022
Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %1,40, TÜFE ile indirgendiğinde ise %18,43 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %38,22, TÜFE ile indirgendiğinde ise %27,84 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti
Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; TÜFE ile indirgendiğinde %28,13 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise %3,48 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir.
Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Amerikan Doları %5,94, Euro %11,85, BIST 100 endeksi %36,18, mevduat faizi (brüt) %43,88 ve DİBS %49,81 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir. TÜFE ile indirgendiğinde ise Amerikan Doları %24,86 ve Euro %17,02 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; BIST 100 endeksi %15,28, mevduat faizi (brüt) %25,50 ve DİBS %33,37 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir.