Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (09.07.2022)

Türk hazırgiyim üreticileri tasarım, esneklik, lojistik, sosyal uygunlukta önde

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, moda sektöründe dünyanın önde gelen ve en prestijli, tekstil sektörünün ise en önemli fuarları arasında yer alan Premiere Vision Manufacturing Paris Fuarı’na, 5-7 Temmuz 2022 tarihlerinde 13’üncü kez mili katılım organizasyonu gerçekleştirdi.

Dünyanın en önemli tekstil fuarının PV Fuarı olduğunun altını çizen Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş sektörün talebi doğrultusunda bu yıl ilk kez Temmuz ayında gerçekleştiğini açıkladı.

“13’üncü kez milli katılımını organize ettiğimiz tekstil sektörünün en önemli fuarları arasında yer alan PV Fuarı, Yeni Yönetim Kurulumuzla ilk yurtdışı etkinliğimizdi. Türkiye, bu sene de Premiere Vision Manufacturing Paris Fuarı’na en fazla katılım yapan 3 ülkeden biriydi. Fuara kumaş, deri, deri-konfeksiyon, hazırgiyim, aksesuar ve tasarım bölümlerine toplamda bin 200 firma katılım sağlarken, Türkiye 212 firmayla İtalya’dan sonra fuara en fazla firma gönderen 2’inci ülke oldu. Türkiye’yi ise Fransa takip etti.”

117 ülkeden 18 bin 239 profesyonel ziyaret etti

Sertbaş, “EHKİB’in 22 firmayla milli katılım düzenlediği fuarın “manufacturing” bölümüne ise 127 üretici/ihracatçı firma katılım sağladı. Manufacturing bölümüne de en yüksek katılım Türkiye’dendi. Fuarı 3 gün süresince toplamda 117 ülkeden 18 bin 239 profesyonel ziyaret etti. Ziyaretçilerin ülkelere dağılımına bakıldığında çoğunluğu Avrupa ülkeleriydi. İtalya, İspanya ve İngiltere öne çıkan ülkeler oldu. Moda endüstrisinin ilgisinin Türkiye’ye döndüğü bir ortamda, Türkiye’nin fuara yüksek sayıda firmayla katılımı sektörümüz ve ülkemizin prestiji için oldukça önemli.” dedi.

Hedef Fransa hazırgiyim pazarından yüzde 10 pay

Başkan Sertbaş, küresel alıcıların firmalarımıza olan ilgisinden genel olarak memnun olduklarını söyleyerek, üç gün boyunca fuar katılımcılarının yeni iş bağlantıları kurarken, mevcut müşterileriyle de etkileşimlerini devam ettirmelerinin önemli olduğunu vurguladı.

“Bir sonraki Fuar, 7-9 Şubat 2023 tarihlerinde gerçekleşecek. Firma sayıları her fuarda artıyor. Şubat ayında gerçekleşecek PV Fuarına pandemi öncesinde olduğu gibi 30 firmayla katılmayı hedefliyoruz. Ülkemiz Fransa hazırgiyim pazarından yüzde 6,5 pay alıyor. Tekstil sektörünün en önemli fuarları arasında yer alan PV Paris fuarına düzenli katılarak Fransa hazırgiyim pazarından aldığımız payı artırmak istiyoruz. Amacımız bunu yüzde 10’a çıkarmak.”

2022’de Almanya, Hollanda, İngiltere ve Kuzey ülkeleri, 2023’de ABD gündemde

2022 yılının ikinci yarısında Almanya, Hollanda, İngiltere ve Kuzey ülkeleri başta olmak üzere sektörel ticaret heyeti düzenlenmesi için paydaşlarla temasların devam ettiğini açıklayan Sertbaş, gelecek yıl ABD’ye yönelik bir etkinlik düzenlenmesinin de gündemde olduğunu vurguladı.

Türk hazırgiyim sektörü ilgi odağı oldu

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Dış Pazar Stratejileri Geliştirme Komitesi Başkanı Tala Uğuz, “Pandemi sonrası düzenlenen fuarlarda müşterilerin; tedarik zincirindeki kırılmalar, navlun-enerji maliyetlerinin artması, risklerin yükselmesi nedeniyle lokasyon avantajı sayesinde yakından tedarikte öne çıkan ülkemize, ilgilerinin yüksek seviyede olduğu gözleniyor. Firmalarımız tekstil sektörünün en önemli fuarları arasında yer alan Premiere Vision Manufacturing Paris Fuarı sayesinde tasarım gücü yüksek, kaliteli, sürdürülebilir ürünlerini dünyanın dört bir yanından gelen alıcılara sunma fırsatı elde ederek, hazırgiyim sektörünü en iyi şekilde temsil etti.” dedi.

Türk üreticiler tasarım, esneklik, lojistik, sosyal uygunlukta önde

Uğuz, “Üreticilerimiz güçlü tasarım ekipleri, esnek üretim becerileri, hızlı teslimat, müşterilerin talep ettiği sosyal uygunluk sertifikalarına sahip olma gibi avantajlarıyla öne çıkıyor. Uluslararası seyahat engellerinin kısmen devam etmesi, Çin’deki karantinalar Uzakdoğulu üreticilerin fuara katılımlarını sınırlarken, Çin’den 63, Hindistan’dan 28, Portekiz’den 64, Vietnam’dan 9 firma katıldı. EİB 15’inci Moda Tasarım Yarışması finalistleri de ödül kapsamında fuarı ziyaret ederek moda sektörünün son trendlerini yerinde inceleme fırsatı yakaladı.” diye konuştu.

Dış Ticaret Endeksleri, Mayıs 2022
Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Haziran 2022
Kümes Hayvancılığı Üretimi, Mayıs 2022

Türk konfeksiyon firmaları yeni koleksiyonlarını Paris’te vitrine çıkarıyor

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, moda sektöründe dünyanın önde gelen ve en prestijli fuarları arasında yer alan Premiere Vision Manufacturing Paris Fuarı’na, 5-7 Temmuz 2022 tarihlerinde 13’üncü kez mili katılım organizasyonu gerçekleştirecek.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye’nin Fransa’ya hazırgiyim ihracatını 2021 yılında yüzde 28 artarak 1 milyar dolar seviyesine taşıdığını, Türkiye genelinde Fransa’nın en çok konfeksiyon ihracatı yapılan 5’inci büyük pazar, EİB’nin de 6’ıncı pazarı konumunda olduğunu vurguladı.

“Dünyanın en önemli tekstil fuarı PV Fuarı, birçok farklı ülkeden dünyanın en büyük ve en seçkin tekstil üreticileri ile markaları, iplik, kumaş, deri, hazır giyim, aksesuar, tasarım sektörlerini bir araya getiriyor. Fuar; her yıl Şubat ve Eylül aylarında iki kez düzenlenirken, bundan sonra sektörün talebi doğrultusunda her yıl Şubat ve Temmuz aylarında gerçekleşecek. 13’üncü kez milli katılımını organize ettiğimiz PV Fuarı, Yeni Yönetim Kurulumuzla ilk yurtdışı etkinliğimiz olacak. Türkiye, fuara en fazla katılım yapan 3 ülkeden biri. 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde Türkiye’nin hazırgiyim ihracatı yüzde 32 artışla 482 milyon dolara, Ege Bölgesinin hazırgiyim ihracatı ise yüzde 69 artışla 29 milyon dolara ulaştı. Türkiye markasını ve hazırgiyim sektörünü fuarda en iyi şekilde temsil edeceğiz.”

Türkiye PV Paris Fuarı’na en fazla firmayla katılan ülkeler arasında yer alıyor

Temmuz’da gerçekleşecek PV Paris Fuarı’na 212 Türk firmasının kayıt yaptırdığını ve Türkiye’nin fuara yine en fazla firmayla katılan ülkeler arasında yer aldığını açıklayan Sertbaş, EHKİB’in milli katılım düzenlediği “manufacturing” bölümüne ise en fazla katılım Türkiye’den gerçekleştiğinin altını çizdi.

“Bireysel katılımlar da dahil edildiğinde 24 firmamız var. 13’üncü kez kez milli katılım organizasyonunu düzenleyeceğimiz Temmuz PV Fuarına İzmir’den 12, İstanbul’dan 9 ve Antalya’dan 1 olmak üzere 22 firmamız katılıyor. Firmalarımız 2023-2024 sonbahar-kış sezonu koleksiyonlarını dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçılara sunacaklar. Gelecek fuarlarda yeniden pandemi öncesindeki gibi 30’lu sayıları yakalayacağımıza inanıyorum. Ayrıca seyahat engellerinin ve kısıtlamaların devam etmesi nedeniyle Uzakdoğulu rakip ülkelerden fuara çok az firma katılabiliyor. Bu durum Türk firmalarını daha fazla öne çıkarıyor.”

Dünyaca ünlü moda markaları yüzünü Türkiye’ye döndü

Burak Sertbaş, pandemi sonrasında 2021 yılı Eylül ayında düzenlenen PV Paris Fuarına fiziki olarak katıldıklarını, bu organizasyonun pandemi sonrasında 3’üncü milli katılım organizasyonu olacağını söyledi.

“Fuar; hayatın normalleşmesi, yurtdışı pazarlama faaliyetlerimize devam etmemiz tedarik zincirlerindeki risklerin yükselmesi, navlun maliyetlerinin artması nedeniyle moda markalarının yüzünü Türkiye’ye döndükleri bir ortamda oldukça önemli. 2022 yılı Şubat ayında düzenlenen PV Fuarı’na EHKİB milli katılım organizasyonu ile katılan firmaların da dahil olduğu yaklaşık 200 Türk firması katılmıştı. Fuar geneli katılımcı sayısı bin 200’dü. Türk katılımcı sayısı fuarın yaklaşık altıda birini oluşturuyor. 2022 yılı Şubat fuarını 25 bin profesyonel ziyaret etmişti.”

Yeşil dönüşüme hazır olduğumuzu göstereceğiz

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Dış Pazar Stratejileri Geliştirme Komitesi Başkanı Tala Uğuz, “Pandemiyle birlikte yakından tedarikin önemi artıyor, moda markalarının Türkiye’ye yoğun ilgisi nedeniyle ülke olarak bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Ayrıca fuarda moda sektörünün en önemli gündemi olan “sürdürülebilirlik”, sürdürülebilir, etik, şeffaf üretim konuları seminerlerde yoğun olarak işlenecek. Sektör olarak bu alanda da gelebilecek taleplere hazır olduğumuzu fuarı ziyaret edecek müşterilere, ziyaretçilere göstermek istiyoruz.” dedi.

EİB 15’inci Moda Tasarım Yarışması finalistleri Paris yolcusu

Fransa’nın 2021 yılında toplam 28 milyar dolar hazır giyim ürünü ithal ederken, Türkiye’nin Fransa konfeksiyon pazarından yüzde 6,5 pay aldığını açıklayan Uğuz sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye; Çin, Bangladeş ve İtalya’dan sonra Fransa’nın en çok konfeksiyon ithalatı yaptığı 4’üncü ülke konumunda yer alıyor. Ayrıca EİB 15’inci Moda Tasarım Yarışmaları finalistleri Can Encin, Gökhan Rençber, Aycan Hakalmaz, Gizem Mendi de fuarı ziyaret edecek. 16’ıncı yarışma finalistlerini gelecek fuara götürmeyi planlıyoruz. Moda Tasarım Yarışmasında finale kalan ve dereceye giren tasarımcılar para ödülü, Ticaret Bakanlığının onayı halinde yurtdışında dünyanın önde gelen moda okullarında eğitim görme hakkının yanında, EHKİB Yönetim Kurulunun onayı ile yine EHKİB tarafından milli katılım organize edilen uluslararası hazır giyim fuarlarını ziyaret etme şansı yakalıyor.”

Almanya, Hollanda, İngiltere ve Kuzey ülkelerine sektörel ticaret heyeti gündemde

Tala Uğuz, “2022 yılının ikinci yarısında EHKİB’nin öncelikleri arasında bulunan AHA (AegeanHasApparel) projesinin başta PV fuarı olmak üzere Birliğimizce gerçekleştirilecek yurtdışı etkinliklerde tanıtımını yaparak markanın uluslararası bilinirliğini artırmayı hedefliyoruz. Yılın ikinci yarısı için de Almanya, Hollanda, İngiltere ve Kuzey ülkeleri başta olmak üzere sektörel ticaret heyeti düzenlenmesi için paydaşlarla temas halindeyiz.” diye konuştu.

2022 Temmuz Premiere Vision Paris Fuarı’na katılacak firmalar;

AKCAKAYA GROUP TEKSTIL A.S.
AKKUŞ MODA TEKSTİL ÖRME SAN. VE TİC. A.Ş.
APAZ TEKSTİL DIŞ TİC. SAN. LTD. ŞTİ.
BAGGI TEKS.ITH.IHR.SAN.TIC.VE.A.S.
BETA KONF.TEKSTİL İHR.İTH.SAN.
CASA TEKSTIL SAN.VE TIC.AS.
DEMİRIŞIK TEKSTİL VE KONF SAN VE TİC A.Ş
DEMOTEKS TEKSTIL SAN TIC LTD STI
DND TEKSTİL İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.
EKEN TEKTİL SAN TİC A.Ş.
ERTEN TEKSTİL VE ÖRME SAN. TİC.LTD.ŞTİ
FAME TEKSTİL A.Ş.
GÜLSEN TEKSTIL SAN VE TIC LTD STI
İYA TEKSTIL SANAYI VE TICARET LIMITED SIRKETI
LAMODA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ. KNITWEAR
MERGÜ TEKSTİLl KONF. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
MODALT TEKSTIL KONFEKSIYON SAN.VE TIC. LTD STI
ONTEKS TEKSTİL MAKİNA GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
RAL TEKSTİL A.Ş.
SEYFELI DIS TICARET LTD STI
TRİO GÖMLEK SAN.TİC. LTD. ŞTİ.
ZAROTEKS TEKSTİL İNŞ.TAAHHÜT İTH.İHR.PAZ.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ

EİB’nin yıllık ihracatında 18 milyar dolara ramak kaldı

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), haziran ayında ihracatını yüzde 10’luk artışla 1 milyar 547 milyon dolardan, 1 milyar 702 milyon dolara çıkardı. Haziran ayında Türkiye geneli ihracat ise; yüzde 18’lik artışla 23,4 milyon dolara ulaştı.

Egeli ihracatçılar, 2022 yılının ilk yarısında ihracatlarını yüzde 21,3 yükselterek 7,6 milyar dolardan 9 milyar 276 milyon dolara çıkarırken, Egeli ihracatçıların son bir yılda Türkiye’ye kazandırdığı döviz yüzde 21,4’lük artışla 14 milyar 774 milyon dolardan, 17 milyar 934 milyon dolara çıktı.

Sanayi sektörü 957 milyon dolarlık ihracatla EİB’nin ihracatından aslan payını alırken, tarım sektörü 612 milyon dolar ihracata imza attı. Madencilik sektörü 132 milyon dolarlık döviz getirisi sağladı.

Bünyesinde 12 ihracatçı birliğini barındıran Ege İhracatçı Birlikleri’nde, haziran ayında 10 ihracatçı birliği ihracatlarını artırmayı başarırken, 2 ihracatçı birliği 2021 yılı Haziran ayı performanslarının gerisinde kaldı.

Demir-çelik zirveye damgasını vurdu

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, haziran ayında da EİB bünyesinde zirvedeki yerini korudu. EDDMİB 2021 yılı haziran ayında 223 milyon dolar olan ihracatını yüzde 15’lik artışla 257 milyon dolara ilerletti.

Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü ikinci sırayı sevdi

Mayıs ayında EİB bünyesinde en çok ihracat yapan ikinci birlik konumuna yükselen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği haziran ayında da ihracatını yüzde 33,5’luk artışla 155,9 milyon dolara taşıyıp zirve ortağı olmayı sürdürürken, EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında ihracat artış rekortmeni oldu.

İstihdam ve ihracatın lokomotiflerinden Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği 2021 yılı haziran ayında 131 milyon dolar olan ihracatını, 2022 yılı haziran ayında yüzde 7’lik artışla 140 milyon dolara yükseltti.

Ege Maden İhracatçıları Birliği yüzde 30’luk ihracat artış hızıyla 132 milyon dolarlık ihracat performansını ortaya koydu.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 2021 yılı haziran ayında 112 milyon dolar olan ihracatını, 2022 yılı haziran ayında yüzde 3’lük artışla 114,7 milyon dolara taşıdı ve ihracatta 100 milyon doları aşan birlikler arasına adını yazdırdı.

Hindistan’a haşhaş tohumu ihracatı vizesi alan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, ihracatının yüzde 31’lik artışla 73 milyon dolardan 96 milyon dolara ilerletti.

Mobilya, kağıt ve odundışı orman ürünleri alt sektörlerini bünyesinde barındıran Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği 2021 yılı haziran ayında 63 milyon dolar olan ihracatını yüzde 29’luk artışla 81,6 milyon dolara yükseltti.

Türkiye’nin sektöründe tek birliği olan Ege Tütün İhracatçıları Birliği 76 milyon dolarlık ihracata imza atarken, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 67,7 milyon dolar ihracatı kayda aldı.

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği haziran ayında 30 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği yüzde 22’lik artışla 17,4 milyon dolar, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği yüzde 13’lük yükselişle 15,5 milyon dolar ihracat başarısı gösterdi.

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde temsil edilmeyen sektörler içinde Kimya sektörü 189 milyon dolarlık ihracatla dikkati çekerken, otomotiv yan sanayi sektörü 94 milyon dolarlık, iklimlendirme sektörü 70 milyon dolarlık ihracata imza attı. Elektrik-elektronik sektörü 59 milyon dolarlık, makine sektörü 46,6 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

Eskinazi: “Yılın ilk yarısında hedefimizi tutturduk”

2022 yılının ilk yarısında 7 milyar 648 milyon dolar olan ihracatlarını yüzde 21,3’lük artışla 9 milyar 276 milyon dolara taşıdıklarını aktaran Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, son iki ayda ihracat artış hızının düşmesine rağmen 6 aylık dönemde hedeflerini yakaladıklarını dile getirdi.

Türkiye’nin 6 aylık dönemde ihracatının da 126 milyar dolara ulaştığı bilgisini paylaşan Eskinazi, “İhracatçılarımızın yaşadığı krediye erişim sorunları ihracat rekorlarının kırılması konusunda bizleri kuşkulara düşürse de, Ekonomi yönetiminin son dönemde ihracatçılarımızı yoran kararları ihracat artış hızımızı düşürse de, ihracatçılarımızın kriz yönetme becerileri sayesinde 2022 yılının ikinci yarısında göstereceğimiz performansla Türkiye’nin 250 milyar dolar, EİB’nin 18 milyar dolar ihracat hedefine ulaşma çabası içinde olacağız” diye konuştu.

Ege Bölgesi ihracatı 2 milyar 669 milyon dolar oldu

Haziran ayında Ege Bölgesi’nin ihracatı yüzde  12’lik artışla 2 milyar 384 milyon dolardan, 2 milyar 669 milyon dolara çıktı.

İzmir, 2021 yılı haziran ayında 1 milyar 125 milyon dolar olan ihracatını 2022 yılı haziran ayında yüzde 17’lik artışla 1 milyar 315 milyon dolara taşıdı.

Kimya sektörü 228 milyon dolarlık ihracatla İzmir’de ihracatta lider sektör olurken, Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü İzmir’in ihracatına 130 milyon dolarlık katkı sağladı. İzmirli çelik ihracatçıları 100 milyon dolarlık ihracat yaparken, otomotiv yan sanayi 78 milyon dolarlık, elektrik-elektronik sektörü 72 milyon dolarlık ihracat yaptı.

İkincilik yarışını kazanan Denizli oldu

Manisa ile Denizli arasındaki ikincilik yarışında öne çıkan 492 milyon dolarlık dış satımla Denizli olurken, Manisa 450 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

Denizli’nin ihracatına en büyük katkıyı 137,5 milyon dolarlık tutarla Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü sağlarken, Manisa’nın ihracatında lider sektör 181 milyon dolarla Elektrik-Elektronik sektörü oldu.

Muğla’nın ihracatı yüzde 40 arttı

Muğla, haziran ayında ihracatını yüzde 40 yükselterek 102,5 milyon dolara getirerek Ege Bölgesi illeri arasında adını dördüncü sıraya yazdırdı.

Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü 74 milyon dolarlık ihracatla Muğla’nın ihracatından aslan payını aldı.

İhracatını yüzde 40 artıran bir başka il Balıkesir oldu. Balıkesir, 71,8 milyon dolar olan ihracatını 100 milyon dolara yükseltti. Bu ihracata su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü ile elektrik-elektronik sektörü 21’er milyon dolarlık katkı sağladı.

Haziran ayında Ege Bölgesi’nin ihracat artış rekortmeni yüzde 48’lik sıçramayla Aydın oldu. Aydın 2021 yılı haziran ayındaki 65,6 milyon dolarlık ihracatını 96,1 milyon dolara taşıdı.

Madencilik sektörü 27,6 milyon dolarlık ihracatla Aydın’ın ihracatında birinci sektör oldu.

Afyonkarahisar’ın ihracatı yüzde 11’lik artışla 37 milyon dolardan, 41 milyon dolara çıkarken, madencilik sektörü 24,8 milyon dolarla Afyon ihracatına damgasını vurdu.

Kütahya 34,8 milyon dolar olan ihracatını 40 milyon dolara çıkarırken yüzde 15’lik artışa imza attı. Kütahyalı seramik ihracatçıları, 24 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koydu.

Uşak’ın ihracatı yüzde 12’lik azalışla 35,4 milyon dolardan 31,3 milyon dolara indi. Tekstil sektörü 7,7 milyon dolarla, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü 7,1 milyon dolarla Uşak ihracatında ilk iki sektör oldular.

Yeşil dönüşümü finanse edecek şeffaf ve etkin bir fon yapılanması zorunlu

 Karbon emisyonlarının sıfırlanması, enerji verimliği, üretimde sürdürülebilirlik gibi kavramlar AB Yeşil Mutabakatı dönüşüm sürecinin temel taşlarını oluşturuyor.

Ege Demir Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, bu dönüşüm ve uyum sürecinde üyelerine destek vermek amacıyla yerli ve yabancı iyi uygulama örneklerini, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat’ın demir-çelik sektörüne etkilerini Çelik Dış Ticaret Derneği işbirliği ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği katkılarıyla düzenlediği webinarda ele aldı.

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreter Yardımcısı Çiğdem Önsal’ın moderasyonunu gerçekleştirdiği webinarda Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. M.Veysel YAYAN ile Bilecik Demir Çelik A.Ş. Genel Müdürü Muammer BİLGİÇ bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.

Demir çelik sektöründen son 1 yılda 2,6 milyar dolar ihracat

Ege Demir Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “Geçtiğimiz 2021 yılı tüm çelikçiler ve Demirdışı metaller sektörü için iyi ve verimli bir yıl oldu. Bu senenin ilk altı ayının rakamlarına baktığımızda da iyi görünmesine rağmen ki biz Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak geçen yıl 2 milyar 241 milyon dolar, son bir yılda da 2.6 milyar dolar ihracat rakamına ulaştık. Ancak bu yılın Nisan ayı itibariyle bilhassa Rusya’dan ülkemize gelen ve kısıtlı sayıda başka ülkelere giden iskontolu hammadde ve yarı mamuller sebebiyle üretim dengelerimiz bozulmaya başladı. Ayrıca Demir-Çelik fiyatlarındaki hızlı gerileme acaba daha da düşer mi endişesiyle talep daralmasına da sebep oldu. Buna bir de iç piyasadaki talep azlığını da ilave etmek lazım.” dedi.

Firmalarımız gelişmelere hızla adapte oldu, sektörümüzü güçlendirdi

Ertan, “Dünya çelik sektörü 2018 yılından beri korunmacı önlemler sebebiyle zor bir süreç içerisindeyken 2020 yılında ilk yarısında pandemi sebebiyle yaşanan daralmanın ardından ikinci yarıda, biriken talep hem hammaddede hem de nihai üründe fiyat artışlarına sebep oldu. Hali hazırda tedarik zincirlerinde yaşanan bozulmalarla birlikte sıkıntılar 2021 yılında da devam etse de ihracatçı firmalarımız yaşanan gelişmelere hızla adapte olarak sektörü yeniden güçlendirmeyi başardı.” diye konuştu.

Ticari ilişkilerin sekteye uğramaması için karbon düzenlemesi ciddi bir şekilde ele alınmalı

Yalçın Ertan’a göre hammadde fiyatlarındaki ani değişiklikler, enerji krizi, Ukrayna-Rusya savaşı; iç piyasada ekonomik değişimlerin yanı sıra Yeşil Mutabakat’a sağlanacak uyum ve sınırda karbon düzenlenmesinin hayata geçirilmesi ile ihracatçıların maliyetlerinde meydana gelecek artışlar da sektör için önemli risk oluşturuyor.

“Diğer taraftan, başta çimento, elektrik, demir-çelik gibi emisyon yoğun sektörlerde karbon salınımını sınırlandırıp, bu sınırı aşan üreticileri ilave bedeller getirecek olan Emisyon Ticaret Sisteminin de sektörümüzde etkisi önem arz etmektedir. AB ile ticari ilişkileri bulunan ülkeleri önemli ölçüde etkileyecek olan bu dönüşüm sürecinde, ticari ilişkilerin sekteye uğramaması için karbon emisyonları konusunun ciddi bir şekilde ele alması gerekiyor. Çelik sektöründeki en önemli ticaret ortaklarımızdan birinin AB olduğu göz önüne alındığında karbonsuzlaşma konusunda güncel gelişmelere ayak uydurulmaması durumuna Türkiye’nin avantajlı pozisyonunu kaybetmesi olası.”

Gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini, yeni duruma adapte olabilmek için çalışmalar gerçekleştirdiklerinden bahseden Ertan sözlerini şöyle tamamladı:

“Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda karbon vergisi gibi yeni uygulamalar ile başta demir-çelik, kimya, otomotiv, tekstil olmak üzere birçok sektörümüzün ihracatının ve rekabet gücünün etkileneceğini biliyoruz. Yapılan çalışmalar bu sürecin bize olası yıllık maliyetinin 1,8 milyar dolar seviyelerine çıkabileceğini gösteriyor. Ülkemizin 2053 sıfır emisyon hedefi çerçevesinde de hepimizin bu sürece ayak uydurması gerekiyor. Bu doğrultuda atacağımız istikrarlı adımların, giderek küresel boyuta ulaşması düşünülen bu yeşil dönüşümde bize fayda sağlayacağı açıktır.”

Avrupa Birliği’ne ihracat miktarına göre emisyonda en sorumlu ülkelerden biri Türkiye

 Türkiye’nin kişi başına emisyon miktarının yüzde 4,4 olduğunu söyleyen Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. M.Veysel YAYAN, dünyanın en büyük iki emisyon üreticisinin yüzde 14,4 ile ABD, yüzde 7,1 ile Çin olduğunu söyledi.

“Yeşil kalkınma için 3 milyar dolarlık finansman oluşturuldu. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kapsamındaki ürünlerin Avrupa Birliği’ne ihracat miktarına göre baktığımızda en sorumlu ülke Rusya, ikinci Çin, üçüncü ise Türkiye. Önümüzdeki dönemde karbon düzenlemesi kapsamında sorunlarla karşı karşıya kalacağımızı öngörüyoruz. 2030 yılı itibariyle yüzde 21 yani 246 milyon tonluk düşüş yapmamız gerekiyor. Karbon maliyeti 352 milyon euro yani 400 milyon dolar civarında.”

Yenilenebilir enerji yüzde 62’yi aşacak, devlet teşvikleri açılmalı

Türkiye’nin güneş ve rüzgar enerjisinde ciddi bir ivme kaydettiğine dikkat çeken Yayan, rüzgar enerjisinin payının toplamda yüzde 10, güneş enerjisinin payının ise yüzde 4 olduğunu açıkladı.

“Hem güneş enerjisinde hem rüzgar enerjisinde daha düşük maliyetlerle yoğun üretim imkanları var. Hem rüzgar ve güneş enerjisinde hem de DRI yatırımlarında devlet teşviklerinin açılması gerekiyor. Avrupa ciddi teşvikler veriyor. Türkiye’nin bunu kendi uygulamalarına yansıtması lazım. Taş kömürü ve doğalgaz ile ilgili kapasite de yavaşlama, hidrolik, rüzgar ve güneş enerjisinde artış var. 2050 yılına kadar yenilenebilir enerjinin yüzde 62’nin üzerine çıkacağı öngörülüyor.”

 Türk çelik sektörü ve AYM

  Türk çelik sektörünün yeşil mutabakat hedeflerine uyum çalışmalarının devam ettiğini ve bu kapsamda son 15 yıl içerisinde baca gazlarının kontrol altına alınmasına imkan sağlayan sistemlerin devreye alındığını söyleyen Veysel YAYAN, Türkiye’de bir Emisyon Ticaret Sisteminin (ETS) kurulması ve ETS gelirlerinin, yeşil dönüşüme yönelik yatırımlar yapan sektörlere finansman kaynağı oluşturulacak şekilde tahsis edilmesine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

“Karbon kaçağı riski altında olduğu düşünülen enerji yoğun sektörler için ücretsiz tahsisatlar verilmesi gerekmektedir. YEKDEM ve Çevre Katkı Payı uygulamaları ile oluşturulan fonlardan ve bütçeden Daha şimdiden destek sağlanarak, sera gazlarının azaltılması için yatırımların yapılması önemlidir. Mevcut durum itibariye hurda ithalatında daha seçici davranılmakta ve empüritelerin giderilmesi konusunda geliştirilen teknolojik uygulamaları kullanılmaktadır. Proses verimliliğini artırıcı tedbirler alınmaktadır. Entegre tesislerde hurda kullanımının artırılması için gerekli çalışmalar yapılmaktadır.”

 Elektrikli Ark Ocakları için tasarlanmış yapay zeka tabanlı teknoloji

 Elektrikli ark ocaklı tesislerde hammadde olarak DRI, HBI kullanım olanaklarının değerlendirilmesi gerektiğine değinen Yayan sözlerine şöyle devam etti:

“Entegre ve elektrikli ark ocaklı tesislerde yakıt ikamesi olarak hidrojen kullanımı teknolojileri araştırılmalı ve geliştirilmelidir. Elektrikli ark ocaklarında verimlilik artırıcı projeler (ArcSpec Projesi) Elektrikli Ark Ocakları için tasarlanmış olan yapay zeka tabanlı teknoloji ocak içerisindeki ışık (ark, alev, erimiş cüruf) kaynaklarından gelen ışığı Optik Emisyon Spektroskopisi (OES) ile gerçek zamanlı ölçerek proses parametrelerinin kontrolünü sağlamasından yararlanılmaktadır. Bu kapsamda Türk Çelik Sanayi bazı yenilikçi teknolojileri araştırmakta ve fizibilite çalışmaları yapmaktadır.”

Türk çelik sektörü AB çelik sektörüne göre, daha avantajlı konumda

Yenilikçi dekarbonizasyon projelerinden bahseden Veysel Yayan, bunları hidrojen bazlı DRI üretimi, doğalgaz ile hidrojen üretimi, kömür yerine,hidrojen kullanımı, karbon yakma karbon depolamayla ilgili projeler olarak sıraladı.

“Üretimin yüzde 71’ini elektrikli ark ocaklarında yapıyoruz. Dünyanın her yerinde hurda ile çelik üretiminde eğilim ortaya çıktı. Cevherden üreteceksek bile hidrojen kullanarak yapalım. AB’de ark ocaklı tesislerin oranı yüzde 40 entegre tesislerin oranı yüzde 60. Yeşil mutabakata uyum açısından Türk çelik sektörü AB çelik sektörüne göre, daha avantajlı konumda. 2021’de AB’den 13 milyon ton hurda ithalatımız var. Ancak hurda ithalatımızda düşüş eğilimi söz konusu.”

Hurda ihracatının yasaklanması kesinlikle yanlıştır

Yayan, “AB’nin hurda ihracatına yasak getirmesi, Dünya Ticaret örgütü kurallarına ve AB ile aramızdaki anlaşmalara aykırılık taşıyacak ve AB’nin yeşil mutabakatı değil, kendi çelik sektörünü korumayı öncelikli hedef olarak gördüğünü ortaya koyacaktır. Bu yönüyle, AB’nin imajını zedelemekle kalmayacak, Yeşil mutabakat hedeflerine ulaşma çabalarını da olumsuz yönde etkileyecektir. Sınırda karbon vergisi uygulaması ile esasen denetlemekte olan bir hususu gerekçe göstererek, hurda ihracatının yasaklanması kesinlikle yanlıştır. AB komisyonu bu ölçüsüz ve haksız kararı almamalıdır.” dedi.

Küresel emisyonun yaklaşık yüzde 8’i çelik üretimi kaynaklıyken Çin’de bu oran yüzde 15

 Çelik endüstrisinin toplam küresel sera gazı emisyonunun yüzde 8’ini oluşturduğunu açıklayan Bilecik Demir Çelik A.Ş. Genel Müdürü Muammer BİLGİÇ şunları söyledi:

“2020-2050 arası hurda arzının 3,5 kat büyüyeceği öngörülüyor. Artacak talebin fiyatlara yansıması ve bulunabilirliğin azalması Türkiye çelik sektörünün önündeki en önemli risktir. Klasik çelik üreticilerinin payı 1995’ten bu yana yüzde 83’ten yüzde 43’e düşmüştür. Karbon emisyonu açısından en sorunlu proses olan YF/BOF, dünya toplamının yüzde 73,3’ünü üretmektedir. Bu proses ile Çin ve Hindistan gibi ülkelerde 1995’te 129 milyon ton üretilirken 2015’te 914 milyon ton üretilmiştir. Çelik üretimindeki artışın çoğunluğunun fosil yakıtlı teknolojilerle gerçekleşmesinin, küresel emisyon düzeyine yıkıcı bir etkisi olmuştur. Biz yüzde 30 cevherle, Çin dışı dünya yüzde 50, AB ise yüzde 52 cevherle üretim yapmaktayken, Çin yüzde 90’lardan aşağı inmeye çalışıyor. Küresel emisyonun yaklaşık yüzde 8’i çelik üretimi kaynaklıyken Çin’de yaklaşık yüzde 15’i çelik üretimi nedenlidir.”

Çelik üretimimizin yaklaşık yüzde 70’ini hurda bazlı EAF-Elektrikli Ark Ocaklı tesisler kullanarak yapıyor olmamızın avantajı büyük

Bilgiç, çelik üretimi için karbonsuzlaşma sürecini; enerji tipleri, yeni enerji türlerinin dikte ettirdiği hammadde tipleri ve yeni enerji ile yeni hammmadde kombinasyonuna uygun üretim teknolojileri dönüşümü olarak tanımlıyor.

“Türkiye’de 2017’den beri sera gazı emisyonu doğrulama mekanizması çalışmaktadır. Bu mekanizma AB’nin uygulayacağı sera gazı tespit mekanizmasına paraleldir. Kapsam 1 direkt olarak prosesten kaynaklanan emisyonları, Kapsam 2 bu prosesi oluştururken satın aldığınız enerji kaynaklarının kaynağındaki gömülü emisyonları, kapsam  3 ise   lojistik ve diğer girdi ve hizmetlerdeki emisyonları  içerir. Türk   ark ocaklı çelik sektörünün   1 ton çelik için her üç kapsamda ortalama     0.8-1.2 ton karbondioksit emisyonu olduğunu  tahmin ediyorum.  Bunun yüzde 30’u Kapsam 1’den üretimden, yüzde 35’i Kapsam 2’den indirekt emisyondan, yüzde 30’u ise Kapsam 3’den lojistik sürecinden geliyor. Ark ocağında emisyonun yüzde 50’si hurda, yüzde 28’i doğalgaz, yüzde 22’si karbon esaslıdır. Çelik üretimimizin yaklaşık yüzde 70’ini hurda kullanarak yapıyor olmamızın getirdiği avantaj büyüktür. AB çelik üretim ortalamasının yüzde 42’si de hurda temellidir ve hızla dönüşmektedir. Mevcut yapımız sadece dönüşümün maliyetini ve süresini etkiler ancak sonucu etkilemeyecektir, hedef mutlaka sürdürülebilir minimum karbon emisyonudur.”

Türkiye, elektrik üretimi emisyon düzeyinde Avrupa, G20 ülkeleri hatta dünya ortalamasının üstünde

Klasik ark ocağı çelik yapım prosesinde bir paradigma değişimi gerektiğinin altını çizen Muammer Bilgiç’e göre daha düşük elektrik enerjisi tüketimi ve yüksek kimyasal enerji kullanımı yerine, daha yüksek metalik ve enerji verimliliği ve daha düşük emisyon dönemi başlamalıdır.

“Kapsam 2 elektrik üretimi emisyon düzeyimiz büyük sorundur. Türkiye; Avrupa, G20 ülkeleri hatta dünya ortalamasının üstündedir. Çelik yapımı prosesinde malzeme ve enerji verimliliği etkisi en yüksek önlem olacaktır. Bu hedefe ulaşmada sadece yenilenebilir enerjiye geçiş yeterli değildir, döngüsel çelik yapımı ve döngüsel ekonomi yeni paradigmanın adıdır. Yüzde 70 elektrikli ark fırınlarında çelik yapım teknolojisi profilimiz dönüşüm maliyetimiz açısından avantajdır. Kapsam 1 emisyon düzeyimizin, döngüsel çelik yapımı ve proses tercihlerimizle düşürülmesi, olası yatırım ve dönüşüm maliyetlerini karşılayacak kazançları bile sağlayacaktır. Döngüsel çelik yapımı, sıfır atık, yüksek hammadde, katkı malzemesi performansı, yüksek ömürler, yüksek enerji verimliliği doğrudan düşük emisyon ile sonuçlanır.”

178 trilyon dolar iklim değişikliği nedeniyle kaybedilebilir

Bilgiç, “YF/BOF rotasının çok ciddi dönüşüm maliyeti sorununa karşı ark ocaklı rotanın en önemli sorunu; ülke elektrik emisyon değeri, hurda yeterliliği ve hurda kullanım oranının çelik türlerini sınırlamasıdır. Kapsam 1 emisyon düzeyi metalik ve enerji verimliliğinin bir fonksiyonudur. Bu noktada elektrikli ark ocaklarında ve tüm çelik üretimi prosesinde bir paradigma değişimi zorunludur. Yüzde 70 ithal hammadde lojistik emisyonu sorununu büyütecektir. Çelik dünyası teknolojik değişim ve enerji tipi değişimi anlamında çok maliyetli bir döneme girmiştir. Bu dönüşümün maliyetinin fiyatlara yansıması çok doğal olacaktır. Karbonsuzlaşma için teknolojik çözümler vardır, gerekli olan farkındalık ve kararlılıktır. Unutmayalım iklim değişikliğinin maliyeti çok yüksektir, 500 trilyon dolarlık dünya ekonomik varlığının 178 trilyon dolarlık kısmının iklim değişimi ile kaybolacağı öngörülüyor.” dedi.

Karbon vergisi, emisyon ticaret sistemi, finansman, yeni bir fon yapılanması kurulmalı

Muammer Bilgiç, küresel çelik üretimi kapasite fazlasının 500 milyon ton civarında olmasının kaynakların verimli kullanılması için yeniden kapasite düzenlemelerinin ve verimsiz olanların devre dışı kalmasının ne kadar zorunlu olduğunu gösterdiğini anlattı.

“Yaşanacak dönüşümün en kritik sorunu nasıl finanse edileceğidir. İklim Şurasında bile olası karbon vergisinden oluşturulacak fonların sadece yüzde 50’sinin dönüşüme ayrılmasının önerilmesi şaşırtıcıdır. Ülke içinde karbon vergisi emisyon ticaret sisteminin kurulması zorunludur. Tüm ithalattan sınırda karbon vergisi uygulaması dönüşümün finansmanı için düşünülmelidir, YEKDEM Çevre Katkı Payı ve diğer dönemsel vergi uygulamalarından farklı yönetilecek ve bilgi temelli dönüşümü finanse edecek şeffaf ve etkin bir fon yapılanması zorunludur.”

Yeni yatırımlar emisyon hedefleri, teknoloji ve yeşil dönüşüm üzerinde kurgulanmalıdır

Bilgiç, “Çelik üretiminde maliyetlerin çok artacağını, ülkelerin yenilenebilir hammadde kaynaklarını koruma yoluna gideceğini, korumacılığın artacağını öngörebiliriz. Hammadde, lojistik ve enerji verimliliğinin artması zorunludur.  Yeni yatırımlar mutlaka emisyon hedefleri ve bu dönüşümü sağlayacak uygun teknolojileri ve prosesleri dikkate almalıdır. Yerli kaynaklardan düşük emisyonlu proseslerle alternatif hammadde üretimi yaşamsal gelişme konusudur. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş en önemli konudur.  Karbonsuzlaşma dönüşümünde, her anlamda verimlilik artışı belirleyici konudur.” diye sözlerini noktaladı.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Kayseri OSB Yönetimi, Sanayicilerin Taleplerini Bakanlığa İletti

Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın ve yönetimi, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan’la …