Ekonomi-teknoloji haberleri (01.08.2023)

Durak Tekstil, Technotextil 2023’te teknik ipliklerin gücünü gösterecek

Hızla gelişen teknik tekstiller özel ipliklere ihtiyaç duyuyor. Durak Tekstil’in geliştirdiği çözümler birçok farklı teknik uygulamayı karşılayan fonksiyonel özellikleriyle her geçen gün pazarda daha fazla tercih ediliyor.

Önde gelen endüstriyel dikiş ve nakış iplikleri üreticisi Durak Tekstil, 5-7 Eylül tarihleri arasında Moskova’da Crocus Expo’da düzenlenecek olan uluslararası teknik tekstilleri fuarı Technotextil 2023’e teknik uygulamalara dönük iplikleriyle katılacak. Rusya’nın yanı sıra Orta ve Doğu Avrupa pazarları ile, Orta Asya bölgesinden ve Türk Cumhuriyetlerinden ziyaretçileri ve tekstil profesyonellerini kendisine çekmeyi başaran fuarda Durak Tekstil, yoğun Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirdiği özel teknik ipliklerini Salon 4’teki 4A02 numaralı standında sergileyecek.

Son yıllarda geleneksel dikiş ve nakış uygulamalarına dönük ürün portföyünü teknik özelliklere sahip ipliklerle genişleten Durak Tekstil, Technotextil 2023 fuarında otomotivden yatak endüstrisine, tıptan denizcilik faaliyetlerine kadar birçok farklı alana hitap eden özel ipliklerini tanıtacak. Birçok farklı uygulamada alt iplik olarak tercih edilen Durak Duraless® ve Durak Duma® ipliklerinin yanı sıra, geç tutuşma özelliğine sahip P-Aramid ve M-Aramid yapılı Durak Fire Safe iplikleri ile dikişlere su geçirmez özellik veren WR iplikler stantta öne çıkacak. Akıllı tekstilleri mümkün kılan Durak SilverPro iletken ipliklerinin yanı sıra, ışığı yansıtan Durak Reflective® ipliği, UV dirençli iplikler, karanlıkta parlayan Durak Milky Way® nakış ipliği farklı üretim taleplerine yanıt veriyor. Zorlu çalışma ortamları için geliştirilen kesilmeye dirençli Durak Cut Safe® ipliği ve yelken ve dış mekan ipliklerinde kullanılan Durak Tekstil çözümleri de fuarda sergilenecek ürünler arasında bulunuyor. Technotextil ziyaretçileri Durak Tekstil’in teknik uygulamalar için zengin ve kapsamlı bir ürün portföyüne sahip olduğunu ve servis konusunda da güvenilir bir partner olarak öne çıktığını deneyimleyecek.

Durak Tekstil fuar boyunca teknik uygulamalara dönük özel geliştirdiği ipliklerinin yanı sıra, sürdürülebilirlik taleplerini karşılayan çözümlerine de yer verecek. Liyosel bazlı Lyosense ve Lyostitch iplikleri ile Recycled polyester yapılı ECO serisi iplikler uygulama zenginlikleri ve üstün performansları ile marka değerini artırmak isteyen tekstil profesyonellerinin dikkatini çekiyor.

Yiğit Durak; “Önümüzdeki 5 yılda toplam ciromuzun %25’i teknik ipliklerden elde edilecek”

Durak Tekstil’in üçüncü nesil yönetiminde Ar-Ge odaklı çalışmalara daha fazla yöneldiğini belirten Durak Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü Yiğit Durak, küresel bir pazar vizyonu ile bu çalışmaların yürütüldüğüne dikkat çekti. Durak; “Son yıllarda ürün portföyümüz inanılmaz bir hızla genişliyor. Sadece üretim miktarımız ve boyama gücümüz değil, aynı zamanda ürün çeşitliliğimiz de zenginleşiyor. Geleneksel dikiş ve nakış ipliklerinin ötesine geçiyoruz. Sanatsal, Teknik ve Sürdürülebilir temalarına sahip ipliklerimizle küresel pazarın birçok farklı bölgesinin taleplerini karşılayacak bir stratejiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki 5 yılda, toplam ciromuzun yaklaşık %25’ini teknik ipliklerden elde etmeyi planlıyoruz. Katılacağımız Technotextil 2023 fuarı teknik alandaki yetkinliğimizi bölge pazarlarından gelen ziyaretçilere göstermek için önemli bir platform olacak” dedi.

Ürün geliştirme sürecinde farklı bitim işlemleri uyguladıklarını belirten Durak, bu sayede iplik yapısında deformasyona sebep olabilecek dış etkilere karşı dirençli hale getirildiğini anlattı. “Örneğin UV dayanım özelliği, güneş ışınlarının iplikte yaratabileceği mukavemet kaybı, renk solması gibi olumsuzlukları ortadan kaldırıyor” diyen Durak, Duraless ve Duma ipliklerinin kullanımı ile müşterilerin standart alt ipliklere kıyasla 2-3 kat daha fazla iplik elde ettiğini ve iplik değişiminden kaynaklı zaman ve işçilik kaybının önüne geçildiğini ifade etti.

Teknik iplikler konusunda akredite kuruluş ve enstitülerden raporlar aldıklarını, sürdürülebilirlik ve çevresel etkiler konusunda da uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalara sahip olduklarını söyleyen Durak, sundukları çözümlerin hem tekstil üretiminde hem de tüketiciler tarafından güvenli bir şekilde kullanılabildiğinin altını çizdi.

Rusya pazarında yatırımlarımız ve ciromuz artacak

Durak Tekstil’in uzun yıllardır Rusya’ya satış yaptığını hatırlatan Yiğit Durak, pazarda güçlü bir konumda bulunduklarını ifade etti. Durak; “Türkiye ile yakın coğrafyada olması ve tedarik açısından ulaşım olanaklarının sağladığı faydalar da düşünüldüğünde, Rusya ve bölge pazarlarda gelişmek için daha çok potansiyel görüyoruz. Uzun dönemdir süren yaptırımlar nedeniyle, uluslararası pazardaki rakiplerimiz Rusya’da yer almıyor, bu da bizi daha avantajlı hale getiriyor. Özellikle rekabetçi ve yenilikçi ürünlerimizle pazardaki gücümüzü önümüzdeki dönemde artırmayı hedefliyoruz. İhracat odaklı büyüme stratejimizde Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya önemli bir yere sahip ve yakın gelecekte bu bölgelere olan yatırımlarımız ve satışlarımız da artış gösterecektir” diye konuştu.

Savunma sanayii için üretilen TOUGHBOOK 40, IDEF’23’te sahneye çıktı

IDEF’23 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda sahneye çıkan Panasonic’in askeri sınıf TOUGHBOOK 40 dizüstü bilgisayarları katılımcılardan büyük ilgi gördü.
Türkiye’deki ve dünyanın dört bir yanındaki savunma sanayi devlerinin en önemli buluşma platformu olan IDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 25-28 Temmuz 2023 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde yoğun ilgi altında gerçekleşti. Yeni ürün ve teknolojilerin sergilendiği, dünyada tüm coğrafyalardan üst düzey devlet ve özel sektör yetkililerinin katıldığı fuarda yenilikçi teknolojiler ve çözümler geliştirme konusunda küresel liderlerden olan Panasonic de IP66 korumalı askeri sınıf TOUGHBOOK 40 dizüstü bilgisayarları ile katıldı.
Üstün 14 inçlik dayanıklı dizüstü bilgisayar, yaya ve araçta operasyonel kullanımın yanı sıra araç teşhisi, bakımı ve eğitimi gibi özellikleriyle birlikte savunma için tasarlandı. Ayrıca cihaz, polis ve sınır kontrolü gibi senaryolarda yönlendirme, plaka veya şüpheli tanımlama gibi operasyonel hizmetler için ideal bir kullanım sunuyor. Dayanıklı bilişimi başka bir seviyeye taşıyan modüler tasarım, mobil çalışanların 7 genişletme alanını donatarak farklı zorluklar için cihazı hızlı ve kolay bir şekilde değiştirmesine olanak tanıyor.
Güçlü, yeni ve tamamen siyah model, kritik operasyonları desteklemek için askeri sınıf güvenlik ve iletişim yetenekleriyle en zorlu koşullarda kullanılmak üzere üretiliyor. Windows 11 Secured Core PC, Intel® Core i5-1145G7 vPro işlemci (opsiyonel Intel® Core™ i7 vPro® işlemci), 16 GB RAM (opsiyonel 64 GB’a kadar) ve standart olarak hızlı sürüm 512 GB NVMe OPAL SSD (opsiyonel 2 TB’a kadar) ile donatıldı. Cihaz ayrıca artık VIASAT’ın hızlı serbest bırakma NATO onaylı (quick release NATO approved) kendinden şifrelemeli güvenli sürücü Eclypt Core’un yanı sıra roda computer ile birlikte çalışabilen MIL bağlantıları ve yerleştirme istasyonları ile kullanım için de onaylandı. İşlemler sırasında ışığı ve elektronik şanzımanları hemen kapatmak için tek dokunuşla Gizli Mod işlevine de sahip.
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Türkiye Satış Müdürü Onur Cansu, “Askeri sektör her zaman çalışan teknolojiye güvenebilmelidir. Özellikle dayanıklı TOUGHBOOK 40 dizüstü bilgisayarlar kullanıcıların verilere ve uygulamalara her zaman erişebilmesini sağlaması ile dikkat çekiyor. roda computer tarafından geliştirilen askeri arayüzlü modül sayesinde tam dayanıklı TOUGHBOOK 40, askeri araçlara kolayca entegre edilebiliyor. Bu çözümümüz, Türkiye’nin askeri sektörüne de büyük faydalar sağlıyor çünkü çok gizli olarak sınıflandırılan verilerin yanı sıra tüm güvenlik seviyelerindeki verileri de başarıyla saklayabiliyor. Aynı zamanda Türkiye, NATO ve diğer Avrupa ülkelerinde kullanım için gerekli sertifikalara sahip. Bu çözümün günümüzde ve gelecekte askeri görev araçlarına entegrasyon edilebilmesinin sağladığı faydaları gözler önüne serdiğimiz standımıza gösterilen yoğun ilgiden büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Avrupa Yakasının ilk Otomatik Ambalaj Atığı Ayrıştırma Tesisi Eyüpsultan’da 

Eyüpsultan Sıfır Atık Merkezi’nde, İlçe Sıfır Atık Yönetim Planı kapsamında ambalaj atıkları, atık camları, atık yağları, atık pilleri, elektornik atıkları ve tekstil atıklarını kaynağında ayrı olarak toplanıyor; ayrıştırılıp ekonomiye kazandırılıyor.

3 BİN TON AMBALAJ ATIĞI EKONOMİYE KAZANDIRILIYOR

İstanbul Avrupa Yakasının ilk Otomatik Ambalaj Atığı Ayrıştırma Tesisi olma özelliğini taşıyan Eyüpsultan Sıfır Atık Merkezi’nde aylık 3 bin ton Ambalaj Atığı ekonomiye kazandırılıyor. Tesis içerisinde poşet açıcı, ön ayrıştırma kabini, balistik seperatör, magnet, disk elek, ayrıştırma bandı ve saatte 15 ton ambalaj atığını sıkıştırabilen balya – press makinesi vb otomatik ayrıştırma sistemleri bulunuyor.

EYÜPSULTAN SIFIR ATIK MERKEZİ, 4 BİN 168 METREKARE ALANA SAHİP

Toplam 4.168 m² alana sahip, 13 tür atığın kabulünün sağlandığı Eyüpsultan Sıfır Atık Merkezi’nde; 1.030 m²’lik 1. Sınıf Atık Getirme Merkezi inşa edildi.

1. Sınıf Atık Getirme Merkezi’nde 93 m² Geçici Tehlikesiz Atık Depolama binası, 32 m² Geçici Tehlikeli Atık Depolama Binası, 905 m² asfalt zeminli açık alan imalatları tamamlandı.

Ambalaj atıkları 10 hidrolik sıkıştırmalı araç ve 1 mini araç olmak üzere toplam 11 araç ile tüm mahalellerden toplanıyor.

OTOMATİK AMBALAJ AYRIŞTIRMA TESİSİ NASIL ÇALIŞIYOR?

Toplanan ambalaj atıkları Alibeyköy Şantiyesinde bulunan Eyüpsultan Sıfır Atık Merkezi’ne getirildikten sonra besleme bandına bırakılarak disk elek kısmına geliyor.

Disk elek; karton, plastik bidon, teneke gibi malzemeleri ayrıştırma bandına gönderirken, elekten geçen diğer küçük malzemeler diğer ayrıştırma bandına gidiyor. Küçük olan parçalar daha sonra boyutlarına göre ayrıştırılması için Balistik Seperatöre geliyor.

MALZEMELER İKİ VE ÜÇ BOYUT OLARAK AYRIŞTIRILIYOR

İki ve üç boyut olarak ayrılan malzemeler tekrar ayrı ayrı ayrıştırma bandına gelerek türlerine göre haznelere atılıyor. Metal olan parçalar üç boyut ayrıştırma bandında bulunan magnet vasıtasıyla el değmeden ayrıştırılırken, ayrıştırılan malzemeler haznelerde dolduktan sonra pres makinesine gitmek üzere ayrı bir banda dökülerek presleniyor.

E-İHRACATIN GENEL İHRACAT İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 10’A ÇIKARTILACAK 

E-ihracatın genel ihracat içindeki payının yüzde 10’a çıkarılmasını öncelikli hedef olarak belirleyen Ticaret Bakanlığı, e-ihracat yapan yararlanıcı firmalara yeni destek paketleri açıkladı. E-Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) ise e-ihracatı arttıracak iş modellerini desteklemeye devam ederken; bu kapsamda USA Walmart Satınalma Misyonu toplantıları için 24-27 Temmuz tarihleri arasında Ankara ve İstanbul’da T.C Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi himayesinde yapılan istişare toplantılarında Türkiye e-ticaret sektörünü temsil etti.

Dünya genelinde gerçekleşen dijital dönüşümü ve küresel ticaretteki değişen ihtiyaçlar doğrultusunda e-ticaret ekosisteminin güncel ve dinamik ihtiyaçlarını yakından takip eden Ticaret Bakanlığı, oluşturduğu destek paketleri ile e-ihracatın genel ihracat içindeki yüzde 1,5 oranındaki payını yüzde 10’a çıkarmayı amaçlıyor. Böylece dünyada hızla yükselmekte olan sınır ötesi e-ihracat pazarında ülke ihracatçılarının etkin ve aktif bir şekilde rol almasına öncülük etmesine yardımcı olmak hedefleniyor. Bu bağlamda Bakanlık tarafından e-ihracat yapan yararlanıcı firmaların; yurt dışı pazaryerleri üzerinden gerçekleştirdiği tanıtımları, sipariş karşılama hizmetlerine ilişkin giderleri, hızlı teslimatını sağlamak ve iade süreçlerini yönetmek üzere kiraladıkları yurt dışındaki depolarına ilişkin kira giderleri ile hedef ülkelerin yurt dışı pazaryerlerindeki çevirim içi mağaza açılmasına, bu mağazaların yıllık ödemeleri ve ülkelerin e-ticaret paydalarından alacakları hizmetlere ilişkin giderleri desteklenecek.

ETİD e-ticaret sektörünü temsil etti

E-Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) ise USA Walmart Satınalma Misyonu toplantıları için 24-27 Temmuz tarihleri arasında Ankara ve İstanbul’da T.C Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi himayesinde yapılan istişare toplantılarında Türkiye e-ticaret sektörünü temsil etti. Türkiye e-ticaret pazarında satış yapan satıcıların yurtdışı satış potansiyeli ve e-ihracata yönelik ürün yelpazesinin genişliği ve yüksek kalitesi satın alma heyetinin ilgisini çekerken; Türkiye’nin e-ihracat alanındaki potansiyeli bir kez daha ortaya konmuş oldu.

Destekleri doğru kullanıp ihracatı arttıracağız

ETİD Başkanı Emre Ekmekçi, Ticaret Bakanlığı’nın “E-ihracat Konsorsiyum” modelinin Türk markalarının yurt dışı pazaryerlerinde satışların gerçekleşebilmesi için ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya konduğunu belirterek “Ticaret Bakanlığımız E-İhracat Dairesi Başkanlığı önderliğinde e-ihracatımızı arttıracak iş modellerini desteklemeye dernek olarak devam edeceğiz. Bundan sonra bize düşen destekleri doğru kullanıp ihracatı artırmak. Destekler kapsamında yararlanıcılar için pazara giriş rapor desteği, dijital pazaryeri tanıtım desteği, e-ihracat tanıtım desteği, sipariş karşılama hizmeti, depo kira desteği, yurt dışı pazaryeri entegrasyon desteği, çevrim içi mağaza ve hedef ülke e-ticaret paydaşlarından alınan hizmet desteği ile pazaryeri komisyon gideri desteği sektör açısından değerli. Artık yabancı müşterilere nasıl ürün satabileceğimiz, pazar çeşitlendirmesi konuları sektörde en çok konuşmamız gereken konular olmalı” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN EN UZUN DEMİRYOLU TÜNELİNDE IŞIK GÖRÜNDÜ  

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU:ADANA-GAZİANTEP SEYAHAT SÜRESİ 1 SAAT 30 DAKİKAYA DÜŞECEK

– YÜK TRENLERİNDE SEYİR SÜRELERİ 80 DAKİKADAN 15 DAKİKAYA

– YOLCU TRENLERİNDE 60 DAKİKADAN 10 DAKİKAYA DÜŞECEK

– GAZİANTEP’İN ULAŞIM VE İLETİŞİM ALTYAPISINA 54 MİLYARLIK YATIRIM YAPTIK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Gaziantep Bahçe-Nurdağı Fevzipaşa Varyantı Demiryolu Tüneli, Türkiye’nin en uzun demiryolu tüneli (17km) olması özelliğine sahip. Proje tamamlandığında Adana-Gaziantep seyahat süresi 1 saat 30 dakikaya, yük trenlerinde seyir süreleri 80 dakikadan 15 dakikaya, yolcu trenlerinde seyir süreleri ise 60 dakikadan 10 dakikaya düşecek” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gaziantep’te Bahçe-Nurdağı Fevzipaşa Varyantı Demiryolu Tüneli “Işık Görme” törenine katıldı. Törende konuşan Uraloğlu, projenin özelliklerine ve projenin tamamlanmasıyla Gaziantep ve çevre iller yönünden önemine değindi. “Yatırımlarımız ile Türkiye Yüzyılının önemli kilometre taşlarını bir bir örmeye devam ediyoruz” diyen Uraloğlu, Türkiye’nin en uzun çift tüplü tünel olma özelliğine sahip projeye ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bahçe – Nurdağı Hızlı Tren projemiz ile Bahçe- Nurdağı İstasyonları arası 32.5 kilometreden 17 kilometreye düşecek. 60 km olan işletme hızı 160 km’ye çıkacak. Yük trenleri seyir süreleri 80 dakikadan 15 dakikaya, Yolcu trenleri seyir süreleri 60 dakikadan 10 dakikaya düşecek. Projemizde yer alan çift tüplü tünelimizin birincisinin; açma işlemini 2020 yılı şubat ayında tamamlamıştık. 2021 yılı şubat ayında delme işlemine başladığımız T1 Tüneli’nde de bugün ışığı görüyoruz. Türkiye’nin en uzun çift tüplü demiryolu tüneli sayesinde Bahçe İstasyonu’nu Nurdağı İstasyonu’na bağlayacağız. Projemizle birlikte aynı zamanda Adana- Gaziantep arası seyahat süresi de 1 saat 30 dakikaya düşecek.”

Bakan Uraloğlu, konuşmasında Gaziantep’e bugüne kadar yapılan yatırımlar ve devam eden projelere de vurgu yaptı. Gaziantep sınırları içerisinde 377 kilometrelik demiryolu ağının bulunduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Nurdağı-Başpınar arasındaki yaklaşık 70 km’lik Hızlı Tren Hattı yapım çalışmalarımız devam etmektedir. Projelerimiz tamamlandığında, yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilebilen elektrikli işletmecilik sayesinde “yeşil enerji koridorunun” önemli bir bölümünü oluşturacağız. Hatlarımızı elektrikli hale getirerek aynı zamanda fosil yakıt tüketiminin ve dışa bağımlı olan enerji ihtiyacının azalmasını sağlayacağız. Projelerimizle vatandaşlarımıza güvenli, konforlu bir ulaşım imkânı sağlarken, çevreci ve doğa dostu olmasını da önemsiyoruz. Gaziantep’teki ilimizdeki demiryolu projelerimiz sayesinde enerjiden yıllık 280 milyon lira tasarruf, karbon salınımından ise 26 bin ton azalma sağlamış olacağız.  Ayrıca, İstanbul-Eskişehir-Ankara-Konya YHT hatları ve Konya-Karaman ile Konya-Aksaray-Ulukışla üzerinden Mersin Yenice’ye bağlanan Hızlı Tren projelerimizin devamı niteliğinde olan Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Hızlı Tren Projemizde yapım çalışmalarımız devam ediyor. Projemiz tamamlandığında Mersin-Gaziantep arası 361 kilometre olan mesafeyi, 295 kilometreye düşüreceğiz. 6 saat 23 dakika olan seyahat süresi de 2 saat 15 dakikaya düşecek. Bu projemiz ile zamandan yıllık yaklaşık 2 milyar TL tasarruf elde edeceğiz. Konya’dan Osmaniye ve Gaziantep’e kadar uzanan hızlı tren koridoru Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, Mersin, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Gaziantep il sınırlarından geçerken, tamamlandığında çevre iller ile birlikte 10’dan fazla il ve çok sayıda ilçeye hizmet verecek. Bu projemizi 2025 yılında tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla, İstanbul’dan trene binen vatandaşlarımız Eskişehir-Ankara-Konya-Karaman-Niğde-Mersin ve Adana üzerinden Hızlı Tren konforu ile güvenli bir yolculuk yaparak Osmaniye’ye, oradan da  Gaziantep’e ulaşabilecek.”

DEPREMİN KARANLIK İZLERİ SİLİNİYOR

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin 11 ilde büyük yıkıma neden olduğu ve 14 milyon insanı doğrudan etkilediğini ve binlerce canın sona erdiğini hatırlatarak, “Yüzyılın en büyük felaketinde çok zorlu zamanlar geçirdik. Ama hamdolsun her geçen gün depremin karanlık izlerinin biraz daha silindiğini ve hayatın normal akışına dönmeye başladığını görüyoruz. Her geçen gün bir önceki günden daha iyi durumdayız. Buraları eskisinden çok daha iyi hale getirmek bizim görevimiz. Yıkılması gereken binaların yıkılması, enkazların kaldırılması, alt yapılarının tesisi ve yeniden inşa çalışmaları ile bu normalleşme sürecinin bir an evvel bitmesi için çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Elbette Nurdağı için de İslâhiye için de daha doğrusu tüm Gaziantep için de kolları sıvadık” dedi.

YÜZYILIN FELAKETİYLE YÜZYILIN DAYANIŞMASINI SAĞLADIK

Bakan Uraloğlu, “Bakanlığımızca, deprem hasarlarının giderilmesi için depremden etkilenen illerdeki mevcut demiryolu hatlarımızdaki altyapı, sanat yapıları, üstyapı, EST, gar ve istasyon binalarımız ile diğer bina ve tesislerimizde meydana gelen hasarların giderilmesine yönelik çalışmaları ivedilikle hayata geçirdik. Söz konusu hatlarda altyapı, üstyapı, elektrifikasyon, sinyalizasyon, haberleşme ve sanat yapılarının yenilenmesi, iyileştirilmesi, güçlendirilmesi, gar ve istasyon binalarımız ile diğer bina ve tesislerimizde meydana gelen hasarların giderilmesiyle işletmecilik faaliyetlerine devam ederken, deprem nedeniyle seyrüsefer hizmetlerinin aksatılmadan yürütülmesi amacıyla ‘Deprem Hasarlarının Giderilmesi’ projemizi 2023 Yılı Yatırım Programına aldık. Yüzyılın en büyük felaketinde, yüzyılın en büyük dayanışmasını sergiledik. Bizim işimiz hizmet, gücümüz sizlersiniz. Bu zamana kadar nasıl Türkiye’nin önünü açan yatırımlar yaptıysak, Bundan sonra da ülkemizin aydınlık geleceği için karıncalar gibi çalışacağız” diye konuştu.

ÜRETİM VE İHRACAATIN ÖNEMLİ MERKEZİ

Güneydoğu’yu Akdeniz’e, Anadolu’yu Ortadoğu’ya bağlayan yolların kavşağında yer alan Gaziantep’in, üretim, istihdam ve ihracatta ülkemizin önemli merkezleri arasında yer aldığını vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Bu önemli şehrimizin ulaşım ve iletişim altyapısına 2003 yılından bu yana yaklaşık 54 milyar 310 milyon lira harcama yaptık. İlimiz sınırları içerisinde 377 kilometrelik demiryolu ağımız var ve yapımı devam eden birçok demiryolu çalışmamız var” diye konuştu.

“Keenetic Türkiye’de Yeni Atama!”
“Türkiye pazarına hızlı bir giriş yapan Keenetic Türkiye, kadrosuna sektörün deneyimli ismi Dr. Çiçek DOĞAN’ı ekledi. DOĞAN, şirkette Marka ve Pazarlama Müdürü olarak görev yapacak.

İnternet ve bilişim sektörünün tecrübeli ismi Vefa Tarhan tarafından Kasım 2018 yılında uluslararası ortak bir girişim olarak kurulan Keenetic, her geçen gün kullanıcılarının gönlünde daha fazla yer etti ve Türkiye’nin sevilen markalarından oldu. Şirket yeni bir organizasyon yapılanması ile Marka ve Pazarlama yönetimini güçlendirdi.

Bundan böyle Keenetic Türkiye’ye Marka ve Pazarlama Müdürü olarak hizmet edecek olan sektörün yakından tanıdığı Dr. Çiçek DOĞAN, Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi’nde, Maliye ve Çalışma Ekonomisi& Endüstri İlişkileri Bölümlerinde, çift anadal programında bitirdi. İstanbul Üniversitesi Uygulamalı İletişim, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı’nda lisansüstü eğitiminin ardından; Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünde doktorasını tamamladı. Uzmanlık alanı olan Sorun Yönetimi dalında uluslararası çalışmalara imza attı.

Halen post doktora çalışmalarını sürdürmekte olup, akademik hakemlik yapan Dr. Çiçek DOĞAN, iş yaşamına Accenture- Unilever ortaklığında, iç iletişim ve etik yönetimi uzmanı olarak adım attı. Bu alandaki tecrübelerini hem bilişim hem de farklı sektörlerde sürdüren Dr. Çiçek DOĞAN, uzun süre Zyxel Türkiye’de kurumsal iletişim ve reklam uzmanı pozisyonunda, kurumsal iletişim stratejisi, dijital pazarlama ve sosyal sorumluluk alanında birçok farklı çalışmaya öncülük etti. 2014-2019 seneleri arasında Platin Bilişimde Marka ve Pazarlama Müdürü, ardından Ethica Sağlık Grubunda İletişim Direktörü olarak çalışan DOĞAN, aynı zamanda Arizona’da SFER yayınlarına aktif yazar ve araştırmacı olarak destek vermektedir.

Dr. Çiçek Doğan 2020 senesinde Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü olarak Vitel ve Inforte gibi distribütörlerin bünyesinde görev yaptı ve ardından Destek A.Ş. nin pazarlama çalışmalarını yürüttü. “Pau Şatosu” adlı bir fantastik romanı vardır.

Dr. Çiçek DOĞAN yeni görevi ile ilgili; “Pazarlama dünyası çok hızlı kendini yeniliyor. Dinamiklere uyum sağlayan kurumlar bu dünyada yer edinebiliyor. Klasik ve dijital stratejilerin birleştiği bu yeni yaklaşımda, tümleşik olarak tüm araçları doğru ve yenilikçi olarak kullanmak beraberinde verimliliği getiriyor. Keenetic çok canlı ve yenilikçi bir marka. Metrik fonksiyonlu pazaryeri temelli bir yaklaşım ile markayı geleceğe başarılı ve sağlam adımlar ile taşımayı hedefliyoruz”. açıklamasında bulundu.

Pizzabulls’a Yeni Pazarlama Müdürü

100’e yaklaşan şube sayısı 17 yılı aşkın deneyimiyle, FMCG sektörünün iddialı oyuncularından yerli restoran zinciri Pizzabulls, insan kaynağını güçlendirmeye devam ediyor. Bu kapsamda önemli bir atama gerçekleştiren şirketin yeni Pazarlama Müdürü Murat Duyan oldu.

2006 yılında sektörel bilgi ve tecrübeye sahip bir ekip ile yola çıkan Pizzabulls, bugün pizza sektörünün sevilen markaları arasında yer alıyor. Firma, bu başarısını kaliteli insan kaynağına yatırımıyla sürdürüyor. Bu kapsamda deneyimli yönetici Murat Duyan markanın Pazarlama Müdürü olarak, hızlı, etkili ve kaliteden ödün vermeden yoluna devam eden şirketin başarısına katkı sağlamayı amaçlıyor.

15 yıllık sektör deneyimiyle Pizzabulls’a yeni kan

Sakarya Üniversitesi Maliye bölümünden 2008 yılında mezun olan Murat Duyan, Okan Üniversitesi Satış ve Pazarlama bölümünde Yüksek Lisans eğitimine devam ediyor. Kariyerine Vona Elektrikli Ev Aletleri’nde başlayan Duyan, sırasıyla Asal Gıda, İlkson Film ve son olarak Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri’nde Pazarlama Aktiviteleri ve Müşteri İlişkileri Takım Lideri görevlerinde bulundu. Pazarlama, müşteri deneyimi yönetimi, dijital pazarlama, sosyal medya yönetimi, etkinlik yönetimi, sponsorluk çalışmaları konularında deneyim sahibi olan Duyan; kampanya yönetimi, çağrı merkezi yönetimi, gizli müşteri faaliyetleri, satış ve promosyon aktiviteleri, perakendecilik, BTL, ATL reklamcılık, fuar, seminer ve B2B etkinlik yönetimi gibi pek çok farklı alanda da mesleki tecrübe ve yetkinliklere sahiptir. Duyan, evli ve bir çocuk babasıdır.

“Merkez Bankası raporuna göre gıda fiyatları artışları devam edecek”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Temmuz ayında üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, mazot başta olmak üzere aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri ve gıda fiyatlarında yaşanan fiyat artışlarını yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
Temmuz ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 390,7 ile elmada olduğunu belirten Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Elmadaki fiyat artışını yüzde 268,6 ile kuru üzüm, yüzde 219,7 ile havuç, yüzde 198,5 ile maydanoz, yüzde 192,1 ile marul, yüzde 185,4 ile kuru incir takip etti.
Elma 4,9 kat, kuru üzüm 3,7 kat, havuç 3,2 kat, maydanoz 3 kat, marul ve kuru incir 2,9 kat fazlaya markette satıldı.
Üreticide 5 lira olan elma markette 24 lira 53 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 92 lira 15 kuruşa, 10 lira olan havuç 31 lira 97 kuruşa, 2 lira 66 kuruş olan maydanoz 7 lira 95 kuruşa, 7 lira 17 kuruş olan marul 20 lira 93 kuruşa, 55 lira olan kuru incir 156 lira 97 kuruşa tüketiciye satıldı.”
“Markette satılan ürünlerin yarısından fazlasında fiyat artış görüldü”
“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak fiyat topladığımız market ürünlerinin yarısından fazlasında fiyat artışı bulunuyor.
Temmuz ayında markette 37 ürünün 19’unda fiyat artışı, 18’inde fiyat düşüşü görüldü.
Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 56,9 ile sivri biber oldu. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 28,1 ile maydanoz, yüzde 23,9 ile marul, yüzde 21,3 ile karpuz, yüzde 18,6 ile yeşil fasulye, yüzde 16,7 ile yumurta takip etti.
Markette fiyatı en çok düşen ürün ise yüzde 16,8 ile yeşil mercimek oldu. Yeşil mercimekteki düşüşü yüzde 12,4 ile havuç, yüzde 12,1 ile pirinç, yüzde 11,4 ile kuru incir, yüzde 11,1 ile kuru kayısı izledi.”
Üretici fiyatları
“Temmuz ayında üreticide 29 ürününün 15’inde fiyat artışı olurken, 5’inde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Temmuz ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 39,5 ile yeşil soğan oldu. Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 24,8 ile domates, yüzde 10 ile marul, yüzde 9,1 ile havuç, yüzde 4,2 ile patates izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 120,4 ile karpuzda görüldü. Karpuzdaki fiyat artışını yüzde 93,3 ile yeşil fasulye, yüzde 57 ile patlıcan, yüzde 46,4 ile kabak, yüzde 44,5 ile sivri biber takip etti.”
Fiyat değişimlerinin nedenleri
“Ani iklim değişiklikleri, aşırı sıcaklar, aşırı yağışlar ve üretimdeki azalma ürün fiyatları üzerinde etkili oldu.
Sıcaklıkların artmasıyla birlikte hasadın erken başlaması birçok sebzede üretimi artırdı. Ürün arzının artması fiyatların düşmesine neden oldu. Bu ürünlerden yeşil soğan, domates, marul, havuç ve patates fiyatları geriledi.
Bazı bölgelerde aşırı sıcaklık kaynaklı ürünlerde hasar oluşurken, hasadının devam ettiği bölgelerde ise yağış kaynaklı ürün arzında yaşanan gecikmeler üreticideki karpuz fiyatlarını yukarı yönde çekti.
Yetiştirilmesindeki güçlükler nedeniyle yeşil fasulyede ekiliş alanlarının azalması üretimi düşürüyor. Arzdaki azalmayla birlikte fiyatlar yükseliyor.
İç talebin yanında dış talepteki artış patlıcan ve kabak fiyatlarının artışında etkili oldu.
Aşırı sıcaklardan dolayı sivribiber zarar gördü. Kalitesi düşen ürünün arzının azalması üretici fiyatlarında da artışı getirdi.”
“Zeytinyağı fiyatlarında artış devam ediyor”
“Zeytinyağı fiyatlarındaki artışa talepte yaşanan artışın yanı sıra yağışların yetersiz ve düzensizliğine bağlı olarak zeytin ve zeytinyağı rekoltesinde beklenen düşüşün de etkisi oldu.
Dünya piyasalarında görülen zeytin ve zeytinyağı fiyat artışı ülkemizi de etkiliyor. Avrupa’da yaşanan kuraklık nedeniyle zeytin ve zeytinyağı rekoltesinde düşüşler görüldü ve bu durum zeytinyağı ihracatımızı artırdı.
Zeytin ve zeytinyağı üreticilerimizin mağdur olmaması ve üretimlerine devam edebilmesi için verilen devlet desteklerinin artırılması büyük önem taşıyor.”
Temmuz Ayı Aylık ve Yıllık Girdi Fiyatlarındaki Değişim
“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre Temmuz ayında, haziran ayına göre, üre gübresi yüzde 33, DAP gübresi yüzde 16,9, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 13,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 13,5 ve amonyum sülfat gübresi yüzde 9,6 oranında arttı.
Geçen yılın temmuz ayına göre ise son bir yılda, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 16,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 7,5, DAP gübresi yüzde 4,2, üre gübresi yüzde 1,7 oranında artarken, amonyum sülfat gübresi yüzde 12,4 oranında azaldı.
Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 51,9, son bir yıla göre ise yüzde 49,9 oranında arttı. Besi yemi temmuz ayında haziran ayına göre yüzde 1,9, süt yemi yüzde 2,4, son bir yılda besi yemi yüzde 27,5 ve süt yemi yüzde 25,1 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 3,1 oranında arttı.”
“Mazotta son 1 yıllık fiyat artışı son 1 aylık dönemde gerçekleşti”
“Yeni yapılan zamla birlikte Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 51,9, son bir yıla göre ise yüzde 49,9 oranında arttı. Üreticilerimiz canla başla üretiyor, ekonomiye döviz kazandırıyor. Ama bu süreçte destek beklerken mazota yapılan zamla karşılaştı ve hasat sevincini bile yaşayamadı. Bu fahiş zamla birlikte mazota verilen destek tümden eriyip gittiği gibi, tarıma verilen tüm desteklerin de yüzde 75’i de mazota uygulanan ÖTV, KDV ve döviz fiyatı artışı yoluyla devlete geri aktarılıyor. Mazot bir özel tüketim ürünü değildir ki vergi alınsın. Bu durum aynı zamanda nakliye fiyatlarını artıracak tüketiciye ulaşıncaya kadar gıda fiyatları katlanacaktır.
Tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştığı bu aylarda üreticilerimizin üretimini sürdürebilmesi için mazotta uygulanan vergiler kaldırılmalı, destekler artırılmalı ve desteklerin ödeme tarihi öne çekilmelidir.”
“Gübre fiyatları artışı üreticiyi endişelendiriyor”
“Gübre fiyatlarında 6 aydır oluşan fiyat düşüşünün ardından haziran ayında yükselmeye başlayan fiyatlar Temmuz’da da artmaya devam etti. Son bir ayda gübre fiyatlarında yüzde 33’e varan artışlar görüldü. Bu artış yıllık bazda da fiyat artışı getirdi.
Yeni ekim dönemine kısa bir süre kala artan gübre fiyatları karşısında üreticilerimiz endişe duyuyor. Üreticilerimiz bu hasattan kazanacağı parayla başta buğday ve arpa üretimi olmak üzere gübre kullanımının önemli bir girdi maliyeti olduğu ürünler için girdi temin edecektir.
Zamlardan etkilenen ve hasadından yeteri kadar gelir elde edemeyeceği endişesi yaşayan üreticilerimiz yeni sezon için nasıl girdi temin edecektir.
Üreticilerimizin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için tüm gübre fiyatlarının makul seviyelerde tutulması ve gübre desteklerinin artırılması gerekiyor.”
ÖNCE EKSPERTİZ, SONRASINDA ARIZALARA KARŞI GARANTİ KORUMASI

Türkiye’deki ikinci el araç piyasası, her geçen gün artan talep ve yoğun rekabet altında büyümeye devam ediyor. Bu ilerlemeyle beraber, alıcılar ve satıcılar arasında güven unsurunun sağlanması giderek daha fazla önem kazanıyor. İkinci el araç satın alırken beklenmedik arızalarla karşılaşma ihtimali, alıcı nezdinde endişeler yaşanmasına yol açıyor. Ekspertiz işlemi tam bu noktada güven temin ederken; satın alım sonrası kullanım aşamasında meydana gelebilecek arızalara karşı araçları güvence altına almak da güven duygusunu perçinliyor.

İkinci El Araç Ticaretinde Garanti Ürünü Güven Unsurunu Arttırıyor

İkinci el araçların adeta yatırım konusuna dönüştüğü bu dönemde, alıcılar yaptıkları yatırımın büyüklüğü sebebiyle kendilerini güvende hissetmek istiyor. Bu sebeple, ekspertiz sektöründe hizmet çeşitliliğinin artmasını sağlayacak yeni yaklaşımların doğması kaçınılmaz oluyor. Oto ekspertiz sektöründe güven temin etmek ve müşteri ihtiyaçlarına geniş bir arz yelpazesi ile yanıt vermek adına sürekli olarak yeni çözümler geliştirdiklerini vurgulayan D-Expert Genel Müdür Yardımcısı Ozan Ayözger, ikinci el araç almak isteyen müşterilerin mutlaka profesyonel hizmet veren ekspertiz noktalarından hizmet almaları gerektiğini; böylece alıcının aracı en ince noktasına kadar tanıyarak alabileceğini belirtti. Ayözger, profesyonel yöntemler, son teknoloji ekipmanlar ve işlerinin ehli ekiplerce yürütülen ekspertiz süreci neticesinde alınan aracın, gelecekte meydana gelebilecek arızalar nedeniyle beklenmedik mali yükler doğurmaması için aracı kasko bedeli kadar koruma altına alan garanti paket programını önerdi.

İkinci El Araçlar İçin Kişiselleştirilmiş Koruma

D-Expert Garanti programıyla alıcıların Full, Full Plus veya Full Plus 4X4 ekspertiz hizmetlerinden birini yaptırdıktan sonra belirli bir süre veya kilometre sınırı içinde araçlarını garanti korumasına almalarına olanak tanıdıklarını ifade eden D-Expert Genel Müdür Yardımcısı Ozan Ayözger “Alacakları araç 8 yaş veya 160.000 km altında olan kişiler, ekspertiz raporlarını aldıktan sonra, 3 ay / 5.000 km, 6 ay / 10.000 km veya 12 ay / 20.000 km gibi farklı süreleri ve kilometre durumunu kapsayan garanti paketlerinden birini tercih edebiliyor. Satın alım sonrası meydana gelebilecek arızalara karşı koruma sağlayan garanti ürünü, aracın program dahilinde belirlenen motor, tork konvertörü, vites kutusu, diferansiyel ve güç aktarma organı, elektrikli bileşen grubu, yağ keçeleri ve contalar, ana ünite kasaları bölümleri için teminat sağlıyor. Sunduğumuz bu olanak ile araç sahiplerine kendi bütçe ve araçlarına uygun bir garanti planı oluşturma imkanı sağlıyoruz. Bu sayede alıcılar yapmış oldukları yatırımı güvence altına alıyor.’’ diye konuştu.

Araç Sahipleri Beklenmedik Mali Yüklere Karşı Kendini Koruyabilecek

Ayözger “Garanti programı, alıcıların araçlarını satın alım sonrası meydana gelebilecek arızalara karşı koruma altına almaları için önemli bir fırsat sunuyor. Garanti süresi boyunca meydana gelen bir arızadan sonra, program kapsamında belirtilen parçaların gereken şekilde onarılması veya değiştirilmesi maliyetleri, kullanıcıların poliçeleri kapsamınca karşılanacak. Bu sayede, araç sahipleri gelecekte ortaya çıkabilecek arızalara karşı araçlarını koruma altına alıp, beklenmedik mali yüklerin altına girmeyecek” dedi.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …