Covid-19, insana öncelik veren ve amaç odaklı bir ‘liderlik’ anlayışını getirdi
KPMG’nin her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği Küresel CEO Araştırması’nın 2021 yılını kapsayan sonuçları açıklandı. 11 önemli pazardan 1.325 CEO’nun yanı sıra Türkiye’den de 25 CEO’nun gelecek ile ilgili öngörüleri alınarak dünya genelinde yaşanan gelişmeler ve değişen yaklaşımların derlendiği araştırmaya göre CEO’lar büyüme konusunda kendilerinden emin ve iyimser bir tablo çizerken amaçlarına ilişkin güçlü bağlılıklarını koruyor ve büyümeyi sağlamanın yollarını arıyorlar. CEO’lar yenilenmeye giden bu yolda çevre, sosyal ve yönetişim anlayışını (ÇSY) iş stratejilerine dahil ederek amaç odaklı bir yaklaşım izliyorlar. Ayrıca insana öncelik veren bir çalışma hayatı için de daha esnek bir gelecek inşa ederek ve dijital ekosistemler kapsamında hareket ederek dijital avantajlarını güçlendiriyorlar. Denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG’nin COVID-19 pandemisinin devam eden etkileri ve ekonomik toparlanmaya ilişkin beklentiler konusuna eşsiz bir bakış açısı getiren “2021 Küresel CEO Araştırması” yayınlandı. Pandeminin seyri boyunca düzenli olarak dünyanın dört bir yanındaki iş liderleriyle temasta bulunarak hazırlanan araştırmada 11 önemli pazardan 1.325, Türkiye’den ise 25 CEO’nun gelecek ile ilgili öngörüleri alınarak dünya genelinde yaşanan gelişmeler ve değişen yaklaşımlar derlendi. Araştırma sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, “Araştırmamız, CEO’ların çevreleriyle etkileşimde olmaya önem verdiğini, şirketlerinin büyümesine katkı sağlamak ve bu süreçten güçlenerek çıkmak için güncel gelişmeleri takip ederek bu gelişmelere ayak uydurduğunu, insana öncelik verdiğini ve amaç odaklı hareket ettiğini gözler önüne seriyor. Geleceğe iyimser ve kendilerinden emin bakan CEO’lar, satın alma ve diğer inorganik yöntemler üzerinden agresif bir büyüme elde etmeyi planlıyor. CEO’lar bir yandan yeni iş dünyasında çevik bir iş gücüne sahip olunması için çalışanların becerilerini geliştirirken bir yandan da net amaçlar belirleme ve dijital dönüşüm üzerinde durmaya devam ediyor” dedi. İçinde bulunulan kötü durumdan güçlenerek daha da iyi bir şekilde çıkılması konusunda paydaşlardan artan bir baskı gören küresel şirketlerin; çevre, sosyal ve yönetişim (ÇSY) öncelikleri konusundaki yatırımlarını artırma ve amaçlarına sadık kalma yönünde ciddi bir sorumluluk hissettiğini de belirten Alsan, şunları söyledi: “İnsanların iş yerlerine geri döndüğü ve toplumun da her geçen gün işletmelerden normale dönüşe öncülük etmelerini daha fazla istediği bu dönemde CEO’lar, çalışma hayatının geleceği konusunda büyük çaplı değişiklikler yapmaktan imtina ediyorlar. Bununla birlikte çalışanlarının esnekliğin devam etmesi yönündeki taleplerini de farkındalar. Güncel gelişmeleri takip eden, bu gelişmelere ayak uyduran, insana öncelik veren ve amaç odaklı olan günümüzün etkileşime önem veren CEO’ları liderliğin güncel zorluklarını dikkate almalı. CEO’lar eşitsizliğe çözüm getirmek ve net sıfır hedefini başlatabilmek için gereken ÇSY yatırımlarını ve gerekli dönüşümü başlatarak hedefledikleri taahhütleri yerine getirebilir. CEO’lar bir yandan dijital çeviklik ve iş modeli inovasyonu yoluyla büyüme ve refah sağlamayı amaçlarken diğer yandan da agresif teknoloji yatırımları kadar insani yetkinlik ve becerilere de yatırım yapılmasını sağlamayı hedeflemeli. Bunun için de CEO’lar kârlılık ve uzun vadeli büyüme sağlama amacını gözetmekle birlikte aynı zamanda gezegenimize ve insanlara karşı sahip oldukları daha geniş kapsamlı sorumluluklarının da farkında olmalıdır.” Araştırmadan dikkat çeken bazı başlıklar şöyle: Yenilenmeye giden yol Devam eden belirsizliğe ve istikrarsız risk ortamına rağmen CEO’lar büyüme konusunda kendilerinden emin ve iyimser bir tablo çizerken amaçlarına ilişkin güçlü bağlılıklarını koruyor ve büyümeyi sağlamanın yollarını arıyorlar.Ekonomik büyümeye duyulan güven artıyor: CEO’ların yüzde 60’ı küresel ekonominin büyüme kaydedeceğinden emin (bu yılın Ocak/Şubat döneminde bu oran yüzde 42 seviyesindeydi). Yeni varyantların normale dönüş sürecini yavaşlatmasına rağmen CEO’ların güven seviyesi 2020 yılı başlarındaki pandemi öncesi seviyelere dönmüş durumda. Türkiye’de ise küresel ekonominin büyüyeceğini düşünenlerin oranı yüzde 72.
Net amaçlar belirleniyor: Kamuoyunun liderlerden toplumsal sorunlar konusunda ilerleme kaydedilmesini beklediği şu dönemde katılımcıların yüzde 64’ü, şirketlerinin birincil hedefinin tüm paydaşlar için uzun vadeli değer yaratmak adına yaptıkları her işin bir amaca hizmet etmesini sağlamak olduğunu belirtiyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 71. Ocak/Şubat 2020 döneminde ise bu oran yüzde 54 seviyesindeydi.
Büyüme ve dijital gündem hız kazanıyor: Küresel CEO’ların yüzde 87’si ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 96’sı şirketlerinin büyüme kaydedeceğinden emin ve bu bağlamda söz konusu büyümeye ulaşılması ve dijital yetkinliğin elde edilmesi noktasında şirket birleşmeleri ve satın almaların kritik öneme sahip olduğu gözlemleniyor.
Güvenilir amaç
İş dünyasında eskisinden daha da iyi bir konuma gelinmesi yönünde artan paydaş baskısı sonucunda CEO’lar, çevre, sosyal ve yönetişim anlayışını (ÇSY) iş stratejilerine dahil etmeye başladılar.Toplumsal sorunlar konusunda sorumluluk alınıyor: Küresel katılımcıların yüzde 71’i ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 64’üne göre CEO’lar toplumsal sorunların ele alınması konusunda gelişme kaydedilmesiyle ilgili olarak giderek daha fazla kişisel sorumluluk üstleniyor. Bununla birlikte, küresel CEO’ların yüzde 56’sı ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 28’i kamuoyunun, yatırımcıların ve hükümetlerin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konusundaki beklentilerinin artış hızı göz önüne alındığında bu beklentileri karşılamakta zorlanabileceklerini itiraf ediyor.
Sürdürülebilirliği güçlendirmek için iş birlikleri yapılıyor: İklim değişikliği konusunda ilerleme kaydedilmesi için hem şirketlerin hem de hükümetlerin aksiyon alması gerekecek gibi gözüküyor. Bu bağlamda küresel CEO’ların yüzde 30’u ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 68’i gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını daha sürdürülebilir bir geleceğe yatırım için kullanmayı planladığını belirtiyor. Küresel CEO’ların yüzde 75’i ve Türk CEO’ların yüzde 80’i ise COP26 iklim değişikliği zirvesine katılan dünya liderlerinin iklim konusuna gereken önceliği vermesi gerektiğini dile getiriyor.
ÇSY stratejisi ile finansal getiriler arasında ilişki kuruluyor: Yüksek büyüme oranına sahip şirketlerde görev yapan CEO’ların yüzde 52’si, ÇSY programlarının finansal performansı daha ileriye taşıdığını düşünüyor. Türkiye’de ise bu oran %56 seviyesinde bulunuyor.
Dijital çeviklik
CEO’lar çalışma hayatı için daha esnek bir gelecek inşa ederek ve dijital ekosistemler kapsamında hareket ederek şirketlerinin dijital avantajını güçlendiriyor.Çalışma hayatı için esnek bir gelecek inşa ediliyor: CEO’ların gelecekte hem işverenler hem de çalışanlar için uygun olan bir çalışma modeline karar vermesi gerekiyor. Katılımcıların sadece yüzde 37’si çalışanlarının büyük kısmının haftada en az iki gün uzaktan çalışacağını belirtirken yüzde 51’i ise ortak ofis alanlarına yatırım yaptıklarını söylüyor. Türkiye’de ise çalışanlarının haftada en az iki gün uzaktan çalışacağını belirtenlerin oranı yüzde 24. Bunula birlikte esnek çalışmaya uygun ortak ofis alanlarına yatırım yaptıklarını belirtenlerin oranı ise yüzde 40.
Köklü değişim yaratanlar değişime zorlanıyor: CEO’lar köklü değişim ve yenilik söz konusu olduğunda önde ve avantajlı konumda olmak istiyorlar. Küresel CEO’ların yüzde 67’si ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 76’sı yıkım teşhisi ve inovasyon süreçlerine yönelik yatırımları artıracaklarını belirtiyor.
Dönüşüm ve dayanıklılık için ortaklıklar kuruluyor: Küresel CEO’ların yüzde 70’i ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 73’ü, dijital dönüşümün hızlı temposunun devamlılığı için yeni ortaklıklar kurmanın kritik öneme sahip olacağını söylerken, yaklaşımlarına siber risklere karşı dayanıklılık hususunu dahil etmeyi de göz ardı etmiyor.
Siber saldırganların istismar edeceği yeni hedef 2022 Dünya Kupası organizasyonu olabilir
Siber saldırganlar, kötü niyetlerini gerçekleştirebilmek için birçok farklı yöntem kullanıyor. Bunlardan sadece birisi olan sosyal mühendislik ile tüm dünyanın yakından takip ettiği konuları kendi lehine çevirebiliyorlar. Platformunda 1500’den fazla bağımsız siber güvenlik uzmanı bulunan BugBounter, eleme maçları heyecanıyla tüm dünyanın gözünü çevirdiği Dünya Kupası sırasında kullanıcıları internetteki sahte içeriklere karşı dikkatli olmaya çağırıyor. Şirketlerin siber güvenlik açıklarını denetleme, bulma ve doğrulama ihtiyacını bünyesindeki 1500’ün üzerinde siber güvenlik uzmanıyla hızlı ve güvenilir bir şekilde karşılayan BugBounter.com, birçok ülkenin yakından takip edeceği Dünya Kupası’ndan önce kullanıcıları siber saldırganların futbol temalı oltalama e-postaları ve kötü niyetli yazılım yüklemek için hazırlanan web sayfaları gibi yanıltıcı yöntemlerine karşı uyarıyor. 2006’dan beri her Dünya Kupası’nda organizasyona ev sahipliği yapan ülkelere en az 3 milyon turist geliyor1. Bu turistler de seyahati sırasında kamuya açık ağlara sıklıkla bağlandığı ve organizasyonu yakından takip ettiği için siber saldırganlara fırsat yaratıyor. Bu turistleri hedef almak isteyen siber suçlular da kamuya açık ağlara çok benzeyen isimlerle kendi ağlarını oluşturabiliyor. Böylece o ağa bağlanan turistlerin tüm verileri siber suçlunun eline geçmiş oluyor. Organizasyonun resmi web sitesine çok benzeyen sahte web siteleri ve e-postalara gönderilen mailler ise sadece turistleri değil, dünyanın dört bir yanındaki futbolseverlerin cihazlarını kötü niyetli yazılımı çok kısa sürede yükleyerek kullanılamaz hale getirebiliyor. Kullanıcılar tehlikenin sadece bir yönü. Diğer tarafta ise organizasyonda görev alan şirketler bulunuyor. Organizasyonun kolaylıkla takip edilebilmesi için bir süredir mobil uygulamalar kullanılıyor. Kayıtlar bu uygulama üzerinden alınıyor ve katılımcılar bu uygulamaya kaydoluyor. Siber saldırganların ilgisini çekecek birçok veriye aracılık eden bu uygulamaların güvenliği de bu yüzden fazlasıyla önem kazanıyor. BugBounter.com Kurucu Ortağı Murat Lostar, konuyla ilgili şunları söylüyor: “COVID-19 pandemisi, siber saldırganların dünyayı etkileyen gündemleri nasıl kullanabildiğini adeta ders niteliğinde gösterdi. Şimdi ise Dünya Kupası yaklaşıyor. Ülkelerin kendi aralarında oynadığı maçları da milyarlarca insan evinden, milyonlarca kişi de yerinde takip ediyor. Dolayısıyla bu etkinlikler siber saldırganlar için de ilgi çekici bir fırsat haline geliyor. Siber saldırganların başarısız olabilmesi için her zaman sahte web siteleri ve oltalama e-postaları gibi sıkça kullanılan ancak son derece etkili olan bu yöntemlere karşı tetikte olmak gerekiyor. Bir anlık dikkatsizlikle yapılacak bir tıklama, cihazlardaki bilgilerin çok yanlış ellere düşmesine neden olabiliyor. Organizasyon için oluşturulan ve dünyanın içinden geçtiği dijitalleşme sürecinde büyük rol oynayan uygulamaların da sürekli denetlenmesi gerekiyor. Çünkü bu uygulamalarda kayıt sırasında kullanıcıların değerli bilgileri paylaşması isteniyor. Paylaşılan verilerin doğru bir şekilde korunabilmesi için de uygulamanın siber saldırganların yöntemlerine aşina olan uzmanlar tarafından düzenli değil, sürekli denetlenmesi gerekiyor. BugBounter olarak platformumuzdaki 1500’den fazla uzmanı şirketlerle bir araya getiriyoruz ve belirlenen uygulamaların ve hedeflenen adreslerin 7/24 denetlenmesini sağlıyoruz. Ödül avcılığı olarak adlandırılan bu programda siber güvenlik uzmanları açıkları bulduğu anda raporluyor. Türkiye’de öncülüğünü üstlendiğimiz bu yöntemle şirketler ödül avcılığı programını oluştururken ödülleri de kendisi belirliyor. Böylece kendi bütçelerine ve önceliklerine uyacak bir program kurgulayabiliyor.”İzmirli temsilciler TÜSİAD yönetimine güç verecek
TÜİSAD’ın 52. Olağan Genel Kurulu’nda yeni yönetim seçildi. İzmir’den iki kadın iş insanı TÜSİAD Yönetim Kurulu’nda yer aldı.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilen Dijital Türkiye Yuvarlak Masa Başkanı İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci ve Sosyal Kalkınma Yuvarlak Masası Başkanı Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk’ü tebrik etti.
TÜSİAD’ın Türkiye’nin sanayi ve ihracatında lider iş insanlarının bir araya geldiği en önemli STK’lardan biri olduğunu vurgulayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi sözlerine şöyle devam etti:
“TÜSİAD’ın kuruluşunda Selçuk Yaşar başta olmak üzere İzmirli iş insanları aktif roller üstlendi. Muharrem Kayhan Başkanlık yaptı, Şükrü Ünlütürk Başkan Yardımcılığı yaptı. TÜSİAD Yönetiminde yer alan iki başarılı kadın iş insanımız da sosyal sorumluluk konusunda aktif rol üstleniyor. Hem İnci Holding hem Sun Group Türkiye’nin otomotiv ve tekstil hazır giyim de tasarım ve Ar-Ge’ye verdiği önemle yüksek katma değerle öne çıkan kuruluşlarımız.”
Jak Eskinazi, “Elvan Ünlütürk Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Üyesi, Dış Pazar Stratejileri Geliştirme Komitesi Geçmiş Dönem Başkanlığı gibi görevlerde bulunarak geçmiş yıllarda EHKİB Yönetim Kurulu’nda başarılı çalışmalar yaptı. Aynı zamanda 2019 yılında başlattığımız Tercihim Tekstil Mühendisliği projesinin de mimarı. Sun Group’un bugün sektöründe Ege Bölgesi İhracat şampiyonu olmasında emeği büyük.” dedi.
İnci Holding’in Türkiye’de aile işletmelerinin kurumsallaşması adına büyük çaba göstermesinin yanı sıra yabancı ortaklıklarla Türkiye’ye teknoloji ve yatırım getiren bir grup olduğunu açıklayan Jak Eskinazi, “Perihan İnci Endüstri 4.0, dijitalleşme ve girişim projelerine destek veren aynı zamanda etik, aile anayasası, aile işletmeleri konusunda uzun yıllardır projeler ve çalışmalar yapmış değerli bir isim. Her ikisi de UN Global Compact, Women Corporate Directors gibi uluslararası kurumlarda üst düzey görevler alıyor. İzmirli vizyoner temsilcilerimiz TÜSİAD yönetimine güç verecektir. İki değerli iş insanımızın vizyonları ve fikirleriyle yapacakları tüm projelerinde başarılarının devamını dilerim, tebrik ediyorum.” diye konuştu.
AstraZeneca Türkiye, beş yıldır üst üste “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” arasında
AstraZeneca Türkiye, çeşitlilik ve kapsayıcılığın takdir edildiği, insana değer veren eşitlikçi yaklaşımın benimsendiği kurum kültürüyle Great Place to Work Enstitüsü’nün açıkladığı “Türkiye’nin En İyi İşverenleri – Great Place to Work Listesi”nde bir kez daha yerini aldı. Great Place to Work Enstitüsü, Türkiye’de 10. kez düzenlenen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri – Great Place to Work Listesi”ni 30 Mart 2022 tarihinde açıkladı. Araştırma, geliştirme, temel ilaçların ve uzmanlık ürünlerinin üretimi ve sağlığın hizmetine sunulması alanında faaliyet gösteren, dünyanın önde gelen yenilikçi ve araştırmacı ilaç şirketlerinden biri olan AstraZeneca Türkiye, listenin 500-999 çalışan kategorisinde yerini alarak beş yıldır üst üste listeye girme başarısını gösterdi. “Her şeyden önce insana değer veren bir şirketiz” AstraZeneca Türkiye’nin başarısını değerlendiren AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Feyza Aysan şunları söyledi: “Her şeyden önce insana değer veren bir şirket olarak bu listede beşinci kez yer almak bizim için gurur kaynağı. Bu başarımızın arkasındaki en önemli faktörün ‘insana saygı’ ilkemiz olduğuna inanıyorum. Bu ilkemizin bir parçası olarak, çalışanlarımızın bağlılığını düzenli olarak ölçmeye ve çalışanlardan aldığımız geri bildirimlerle bağlılığı daha da üst seviyeye çıkarmak için hız kesmeden çalışmaya devam ediyoruz. AstraZeneca İnsan Kaynakları Ekibi olarak yenilikleri takip edip kendimize uyarlıyor, çalışanlarımızı iş hayatlarında destekleyerek başarılı olmalarını sağlayacak fırsatlar oluşturmak için çalışıyoruz. Sadece bilimsel anlamda öncülerden biri olmakla yetinmeyip, sürdürülebilir başarıyı hedefleyen, yenilikçi ve eşitlikçi insan kaynakları kültürümüzle çalışanlarımıza katkı sağlamaya yorulmadan devam edeceğiz.”Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji Lideri Gökhan Karaarslan oldu
Pfizer ailesinin 13 yıllık bir üyesi olan, Türkiye Pazara Erişim ve Fiyatlandırma Direktörü rolünü başarıyla sürdüren Gökhan Karaarslan, Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji Lideri oldu. Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 2009 yılında mezun olan Gökhan Karaarslan, üniversite eğitimini bitirmesinin ardından profesyonel hayatına Pfizer Türkiye’de “Finans Divizyonu Yönetici Adayı” olarak başladı. 13 yıllık Pfizer Türkiye’deki kariyer yolculuğunda sırasıyla Maaş ve Banka Operasyonları Uzmanı, Yönetim Finans ve Fiyatlandırma Uzmanı, Kıdemli Yönetim Finans Uzmanı, Yönetim Finans Müdürü, Pazara Erişim ve Fiyatlandırma Müdürü, Türkiye Pazara Erişim ve Fiyatlandırma Direktörü olarak görev yapan Gökhan Karaarslan, 1 Mart itibariyle Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji Liderliği rolüne atandı. Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji Lideri Gökhan Karaarslan yeni görevi ile ilgili şunları söyledi: “Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji Takımı’na liderlik edeceğimden, ekibimizle beraber hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler için çalışacağımdan dolayı heyecan ve mutluluk duyuyorum.”UNİKOP Dönem Başkanlığı Konya Teknik Üniversitesi’nde
KOP Bölgesi Üniversiteler Birliği (UNİKOP) Dönem Başkanlığı görevi Konya Teknik Üniversitesine (KTÜN) geçti. Devir Teslim töreninin ardından KOP Başkanı Şahin ile üniversite rektörlerinin katıldığı UNİKOP Üst Kurul toplantısında 2022 yılı çalışma takvimi oluşturuldu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının öncülüğünde, Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat’tan oluşan KOP Bölgesi illerindeki 13 üniversitenin birlikteliğiyle oluşturulan KOP Bölgesi Üniversiteler Birliği’nde (UNİKOP) nöbet değişimi yaşandı. Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Babür Özçelik 2022 yılı dönem başkanlığı görevini Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin’den törenle devraldı.
Üniversitenin konferans salonunda gerçekleştirilen devir teslim törenine Konya Valisi Vahdettin Özkan, KOP İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin, UNİKOP üyesi olan, Nevşehir Hacı Bektaş Veli, Aksaray, Kapadokya, Karamanoğlu Mehmet Bey, Kırıkkale, Kırşehir Ahi Evran, Konya Gıda ve Tarım, Necmettin Erbakan, Selçuk, KTO Karatay, Niğde Ömer Halis Demir ve Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörleri, KOP İdaresi teknik personeli ile üniversitelerin akademik ve idari personelleri katıldı.
“Üniversite-Kamu ve Sanayi İş birliği için KOP İdaresini Tebrik Ediyorum”
Törende konuşan Konya Valisi Vahdettin Özkan, “Hedef belirleme ve o hedefleri uygularken sürekli iyileştirme yapmak, ilerlemenin olmazsa olmaz parçaları olduğunu düşünüyorum. Bu kapsamda bölgemizin öne çıkan özelliklerine, sorunlarına odaklanarak ortak çalışmalar gerçekleştirerek daha da güçleneceğimize inanıyorum. Bu anlamda KOP İdaremizi tebrik ediyorum, üniversitelerimiz de yine aynı şekilde çalışmalarıyla bizlere rehberlik ediyor. Üniversite, kamu ve sanayi iş birliği içerisinde yapılan faaliyetlerle güzel çıktılara dönüştüğüne inanıyorum. İlerleyen süreçlerde UNİKOP ile faydalı, verimli işler çıkacağına inanıyorum. Geçtiğimiz dönem UNİKOP Dönem Başkanı üniversitemize çalışmaları için teşekkür ediyor, yeni dönem başkanı Konya Teknik Üniversitemize de başarılar diliyorum” dedi.
“Bölgesel Kalkınmada Üniversiteler Ana Aktördür”
KOP İdaresinin 2011-2021 yılları arasında bölgenin gelişimi, insan refahının artırılması, hayvan sağlığı ve tarım altyapısının iyileştirilmesinin yanı sıra yine insanı odağına alan sosyal projeler başta olmak üzere 1,930 projeye 3 milyar 100 milyon TL mali destek verdiklerini belirten KOP İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin; “Sürdürülebilir kalkınmada, üniversitelerin oluşturduğu etki sadece kendilerinin bulundukları çevreye değil yakın coğrafik bölgelere de hızla yayılmaktadır. Üniversitelerin hem küresel gelişmeleri takip ederek küresel olma, hem de bölge ile bağlantı kurarak ve bölge sorunlarına odaklanarak bölgesel olma eğilimleri ortaya çıkmaktadır. Yani bölgesel gelişmede üniversitelerin ana aktörler olmaları beklenmektedir. Ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak ÜNİKOP üyesi 13 üniversitemizin bu çerçevede yapacağı çalışmalar oldukça önem taşımaktadır. UNİKOP çatısı altındaki üniversitelerimizin AR-GE çalışmalarını zenginleştirmek ve AR-GE altyapılarını güçlendirerek farklı alanlarda ihtisaslaşmalarını desteklemek amacıyla üniversitelerimizin çeşitli projelerine bugüne kadar 30 milyon liraya yakın kaynak aktararak, bu iş birliğine destek olmaya çalıştık. Bugün 10 yaşına giren UNİKOP, bölge için ortaya koyduğu çok önemli çalışmalar ve iyi uygulamalarıyla, diğer kalkınma idarelerine de örnek gösterilen bir birliktelik haline dönüştü. Bu vesile ile geçmiş dönemde emekleri olan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Dönem Başkanlığımızda, İklim Değişikliği, Kuraklık ve Obruk Oluşumlarına Yoğunlaşacağız”
UNİKOP Dönem Başkanı ve Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Rektörü Prof. Dr. Babür Özçelik, Anadolu’nun tarım ve sanayi merkezi olan Konya’da, Teknik Üniversite olarak üzerlerine önemli görevler düştüğünü belirterek, “Bölgedeki tarım ve sanayi kuruluşlarıyla işbirliğini geliştirmek, ülkemizin yüksek teknoloji üssü haline gelmesine katkıda bulunacak gençler yetiştirmek, nitelikli araştırmalar yapmak ve üretilen bilginin uygulamaya koyulmasını sağlamak önde gelen hedeflerimizdir. Dönem başkanlığımız içerisinde 3 alanda yoğunlaşmayı hedefliyoruz. Tüm dünyayı derinden etkileyen iklim değişikliği ve kuraklık, bu kapsamda 9. Uluslararası KOP Bölgesel Kalkınma Sempozyumu için Obruk oluşumu iklim değişikliği ve kuraklık önemli alt başlıklarımızdan birisi olacak” şeklinde konuştu.
“Dönem Başkanlığımızda Turizm Odaklı Faaliyetlere Ağırlık Verdik”
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin ise 2021 yılı UNİKOP Dönem Başkanlığı görevini yürütürken, dünyayla beraber ülkemizi de etkisi altına alan pandemi şartlarından dolayı uzaktan eğitim konularına odaklandıklarını belirterek şöyle konuştu; “Üniversitelerin bulundukları bölgeye katkı sunmaları bakış açısıyla turizm odaklı faaliyetlere ağırlık verdik. Bu süreçte jeotermal kültürel miras hazinesinin ortaya çıkarılması adına çeşitli çalışmalarımız oldu. Yine ilk kez teknoloji üniversitelerimizle transfer ofislerimiz tekno parklarımız arasında bir iş birliği kurmak ve ortak proje yürütmek amacıyla protokol imzaladık. Hacı Bektaş Veli anma etkinliklerine üniversite olarak destek verdik. Ön plana çıkan faaliyetlerimiz bunlardı ve ilerleyen süreçlerde de başlayan faaliyetlerimiz devam edecek. Birliğin faaliyetlerine bugüne kadar katkı sunan üniversitelerimize teşekkür ediyorum. Dönem başkanlığını devralan Konya Teknik Üniversitesi’ne de başarılar diliyorum.” Devir teslim töreninin ardından UNİKOP Üst Kurul Toplantısı gerçekleştirildi.
Hayretin Uçak, Seçimli Genel Kurulda tüm oyları alarak güven tazeledi
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Hayrettin Uçak tekrar seçildi. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurul toplantısı Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda yapıldı.
4 yıldır Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren mevcut Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak’ın hazırladığı mavi liste kullanılan 193 oyun tamamını alarak güven tazeledi.
Yoğun katılımın olduğu genel kurulda Divan Başkanlığını Fatoş Duygu Erdoğan yaptı. Divan Kâtipleri ise Aydın İnan ve Esin Güleç oldu.
Hayrettin Uçak Genel Kurulda yaptığı konuşmada, dört yıllık görev süresinde gerçekleştirdikleri icraatları anlattı.
Konuşmasına; “4 yıl önce yine bu kürsüde tüm üyelerimize “BEN DEĞİL BİZ OLACAĞIZ” sözünü vererek yola çıkmıştık. Geçen süre içerisinde bir başarı elde edilmişse bilmelisiniz ki; Bu mücadele ve başarının mimarı sizlersiniz.”
Görev geldiğimizde, ilk olarak üye ilişkileri ekibimizi kurduk. Hasat ve Ötesi dergimizi yayınlamaya başladık. Dergimiz ile ihracatçılarımız ve sektörümüzün tanıtımını yaptık. Üretici, ihracatçı, kamu kurumları ve akademisyenlerin bir araya geldiği bölgesel buluşma toplantıları düzenledik. Bölgemizin pestisit haritasını çıkardık, gençleri tarım ile tanıştırdık, ürünleri ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdık”
Uçak, toplam 31 üye firmanın katılım sağladığı, Ticaret Bakanlığınca yüzde 75 finans desteği olan URGE projelerindeki çalışmaları ve eğitim süreçlerini tamamladıklarını söyledi.
“Pandemi döneminde ortaya çıkan problemleri çözmek için var gücümüzle çalıştık. “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz projesi” ile bölgemizin pestisit haritasını çıkardık. Bugün çok önemli verilere sahip durumdayız. Konak İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile birlikte gerçekleştirdiğimiz “Gönüllü Son Hasat Projesi” ile gönüllü gençleri tarım ile tanıştırdık, topladığımız ürünleri ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdık. Bölgemizdeki üreticilerin kullanması için tuzak alımları yaparak üreticilerimize dağıttık. Üyelerimizin önemli sorunlarını çözmek, sektörümüzü daha ileri seviyelere taşımak için Bakanlarımız ve üst düzey bürokratlarımızdan randevular aldık, toplantılara katılım sağlayarak görüşlerimizi dile getirdik.”
EYMSİB Cumhuriyet Tarihinin ihracat rekorlarını kırdı
Pandemi döneminde birçok sanal fuara katıldıklarını, sektörel ticaret heyetleri düzenlediklerini anlatan Hayrettin Uçak, sözlerine şöyle devam etti:
“Pandemi’de herkesin bu sektörde olmaz dediği sanal pazarlamanın öncüsü olduk.
Gıda Birliklerimiz tarafından yürütülen milli katılım fuarları, Turqualty projeleri gibi etkinliklerde yer aldık. Sahada kullanılmak üzere, birliğimize yeni bir araç satın aldık. Kurutulmuş vişne ihracatı için ABD’de açılmış olan anti damping davası, bizim takibimizle lehimize sonuçlanmasını sağladık. Önceden kaybedilmiş olan dava, bizim takibimiz ile kazanılmış oldu.
Hayrettin Uçak Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kıran Birlik Üyelerine teşekkür etti.
Bizler bu faaliyetleri gerçekleştirirken en önemli gayreti siz değerli üyelerimiz gösterdiniz. Hiç durmadan ihracatımızı artırdık ve Cumhuriyet Tarihimizin ihracat rekorlarını kırdık. 765 Milyon olan ihracatımızı 1 milyar 212 milyon dolar seviyelerine ulaştırdık. Tüm üyelerimizi canı gönülden tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum.”
Sayın Uçak konuşmasının ikinci bölümünde yeni projelerini açıkladı…
Uçak, “Biz yönetim kurulu olarak ikinci dönemimizde bizleri yetkilendirirseniz; Çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmek, Siz değerli üyelerimizle sürdürülebilir ihracat için yeni adımlar atmak, Yeni tohumları yeşertmek, istiyoruz. Yeni dönemde gerçekleştirmek istediğimiz önemli projelerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. “3’üncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitim Programını” hayata geçirdik, 6 haftalık eğitimler ile gençlerimize bilinçli tarım konusunda eğitimler vermeye başladık. Birlik merkezimize “ALO İHRACAT” hattı kurarak; Siz değerli üyelerimizin sorularına, doğru ve anlaşılır bir şekilde cevap almasını sağlayacağız.” diye konuştu.
Yeni komiteler kurulacak, pestisitle mücadele hız kazanacak
Ürün bazlı komiteler kurarak çalışmalarını detaylandıracaklarını açıklayan Uçak, öncelikle kuracakları komiteleri şöyle sıraladı:
“Yurt dışı fuar, ithalatçı firma ziyaretleri ve tanıtım faaliyetleri komitesi, meyve suyu ve alkollü içecekler komitesi, turşu, salça, konserve, meze, mamul ürünler komitesi, taze meyve sebze ürünleri komitesi. Üreticilerimizin ayağına kadar gidip yoğun olduğu köy kahveleri, köy meydanı, lokal vb. yerlerde bilgilendirme toplantıları düzenleyeceğiz. Pestisit kalıntıları konusunda mücadelemize daha etkin ve hızlı bir şekilde devam ederek ve üreticilerimizi pestisit konusunda bilgilendireceğiz. İhracatçı ailemiz ile altı ayda bir genişletilmiş toplantılar düzenleyeceğiz, Bu toplantılarımıza, üst düzey bürokratların, sektörümüzün önde gelen akademisyenlerinin ve ekonomistlerin katılmasını sağlayacağız.”
İhracatçıların en önemli sorunları çözülecek
Hayrettin Uçak, “İhracatçılarımızın şu an en önemli sorunları olan, C-Şeker tedarik sorunu, Yüksek analiz ücretleri, Rusya Federasyonu’na analiz sıklığı, Marketlerdeki denetim uygulamaları, sanayicilerimizin kullanmış olduğu katı yakıt ihtiyacının karşılanmaması, Rusya Federasyonu’nun ruble ile ödeme yapması, ülkemiz bankalarının rus rublesini kabul etmemesi, bu sorunları en kısa sürede zaman çözüme ulaştırmak için çalışmalarımıza hızla devam etmekteyiz.” diyerek sözlerini noktaladı.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
EFLAKİ TARIM ONG, GIRA ÜRÜNLERİ AKYKT.NAK.İNŞ TUR. VE PLS. SAN TİC. LTD. ŞTİ. – Hayrettin Uçak
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu
MATEKS TARIM ÜR. GIDA ENERJİ. SAN VE TİC. AŞ. – Türkmen Türkmenoğlu
EGE HAZIR YİYECEK DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. – Murat Ödül
KIRICILAR DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. – Mehmet Kırıcı
SANFORD GIDA TARIM İNŞ. TUR. SAN VE TİC. AŞ. – Martin Sanford
GÜLEÇ GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – Hüseyin Vural Güleç
CENA DIŞ TİC. VE TARIM ÜRÜN. SAN. AŞ. – Cengiz Balık
YALICAN GIDA TARIM ÜR. NAKL.TUR. SAN VE TİC. LTD. ŞTİ. – Sadık Demircan
ARK KONSERVECİLİK YAPI İNŞ.TAR.ÜRN.ANJ.NAK.GIDA DNŞ HİZ.İTH.İHRSAN VE TİC.LTD.ŞTİ. – Kenan Unat
LİDYA KONSERVECİLİK MÜTEAHHİTLİK İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ-Tolga Selim Kağan
AKGEDİK TARIM GIDA TURİZM TAŞIMACILIK İŞ VE İŞGÜCÜ TEMİNİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ- Vildan Akgedik
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu
EŞME KONSERVECİLİK GIDA VE TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ-Aydın Yıldırım
AK-ORUÇ GIDA İTH. İHR. SAN.TİC.LTD.ŞTİ.-Remzi Oruç
ÇİFTÇİ SEBZE MEYVE NARENCİYE PAZ. SAN. İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.-Makbule Çiftçi
Lexus’ta Yeni Dönem “Yeni Nesil NX SUV” ile Başlıyor
Premium otomobil üreticisi Lexus, marka adına yeni bir dönemin kapılarını açan 2. nesil NX modelini Türkiye’de satışa sunmaya başladı. Lexus’un D-SUV modeli NX, 1.650.000 TL’den başlayan fiyatlarla İstanbul Dolmabahçe ve Ankara Mahall Showroomları’ndaki yerini aldı.
Tasarımı, dinamik sürüşü, teknolojisi ve yenilikçi yaklaşımıyla Lexus’un (2.5L hibrit) ve plug-in hibrit 450h+ (2.5L plug-in hibrit) modelleriyle satışa sunuldu.
Yeni NX, lansmana özel hazırlanan NFT eser ve Metaverse deneyimi ile lanse edildi
Antalya’da gerçekleştirilen basın buluşmasıyla tanıtılan yeni NX, sektörde ilk kez katılımcıların kendi avatarlarıyla yer aldığı metaverse dünyasında tanıtıldı. NX’e ait özellikleri birleştirerek aracı oluşturan katılımcılar, farklı bir oyunlaştırma deneyimi yaşadı. Lexus bu organizasyonla birlikte dijital dünya ve fiziksel dünyayı buluşturarak “fijital” bir deneyim ortaya koydu. Son teknolojilerle donatılan yeni ürününü futuristik bir ortamda tanıtan Lexus, lansmana özel hazırlanan NFT eser ile NX’i lanse ederek bir ilke daha imza attı.
Lexus’ta ikinci beş yıllık dönemde ‘atak planı’
Lexus’un yeni dünyasına adım atılmasını müjdeleyen NX basın toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı & CEO Ali Haydar Bozkurt, “5 yıl önce ‘biz farklıyız’ söylemiyle yola çıkmış, rafine ve ayrıcalıklı lüks kavramlarıyla premium segmentin önemli oyuncusu Lexus’u ülkemize kazandırmıştık. Markamızın daha çok tanınmasına ve bilinirliliğinin artmasına odaklandığımız ilk 5 yılı geride bıraktık. Şimdi ikinci 5 yıllık dönemdeyiz ve biz ‘atak planımız’ çerçevesinde adetlerimizi artıracağımız bir sürece giriyoruz. Bu planın arkasında da gelecek dönemde Lexus markasının özellikle Türkiye pazarına da uygun yeni ürünler sunacak olması yatıyor. Lexus global anlamda büyük bir değişim sürecinde ve bu stratejik dönüşüm ürün anlamında Lexus NX ile başlıyor. Yeni NX, bizim için sadece bir model lansmanı değil; NX ile birlikte markanın yeni dünyasına da adım atıyoruz” dedi.
“Lexus lansman atağı başlatıyor”
Lexus’un global çaptaki bu dönüşümle yeni bir sayfa açtığını da belirten Bozkurt, şunları söyledi;
“Lexus 2025’e kadar sunacağı 20 adet yeni veya yenilenmiş ürünle lansman atağı başlatıyor. Bu çerçevede marka mimarimiz de “Making Luxury Personal” (Kişiselleştirilmiş Lüks) vizyonuyla yeniden şekilleniyor. Hizmet yaklaşımının yanı sıra ürünlerde de farklı pazarlara uygun modeller sunulması planlanıyor. Önümüzdeki dönemde çıkacak ürünlerde bu etkiyi daha fazla göreceğiz. Global anlamda yeni vizyonumuzu yansıtan her pazara uygun araçlarla yeni bir sayfa açıyoruz. Bunun ilk örneği de NX oldu. NX’den sonra bunun devamını da önümüzdeki yıl yoğun lansman takvimiyle Türkiye’de de göreceksiniz. Birçok farklı segmentte olmak üzere 9 model seçeneği sunacağız. Şu anda mevcut ürün gamımızla premium segmentin yüzde 11’ine hitap ederken, gelecek olan yeni ürünlerle 2023’ün sonunda bu oranın %20’ye ulaşmasını hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi Lexus Türkiye olarak zaten geri alım garantisinden, TIR ile araç transferi hizmetine, kişiye özel danışmanlıktan randevu ile 7/24 showroom açma ayrıcalığına ve istenen yerde test sürüşü sunma imkanına kadar birçok kişiselleştirilmiş lüksleri sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde daha fazla kişiselleştirilmiş hizmet sunmaya devam edeceğiz. Ayrıca 61 satış sonrası servis noktasıyla hiçbir premium markada bulunmayan güçlü bir servis ağına sahibiz.”
Türkiye’de markanın yeni beş yıllık stratejisine de değinen Bozkurt, “Hedefimiz her yıl bir önceki yılın üzerinde satış gerçekleştirmek. Bir bulunurluk sorunu yaşanmaması durumunda bu yıl da geçtiğimiz senenin üzerinde bir rakamla yılı kapatmak üzere çalışmalar yapıyoruz. Önümüzdeki sene de yeni lansmanlarla beraber adetlerimizin ciddi anlamda artmasını planlıyoruz. İkinci beş yılda Ankara ve İstanbul dışındaki illerde de yer almak için de stratejimizi oluşturuyoruz. İzmir, Adana, Antalya ve Bursa olmak üzere yapılanmamızı genişletmek için görüşmeler içerisindeyiz” diye konuştu.
NX yeni dönemin ilk modeli oldu
Lexus yeni global stratejisi kapsamında “Kişiselleştirilmiş Lüks” kavramını devreye alarak ürünlerinden hizmetlerine kadar her alanda daha da farklılaşan bir deneyim sunacak. Her pazarın ihtiyacına özgü yeni modeller geliştirmeye başlayan Lexus’un yeni döneminin ilk meyvesi ise, Türkiye’de de satışa sunulan NX oldu.
Bununla birlikte Lexus, “Lexus Electrified” stratejisiyle elektrikli araç ürün yelpazesini her geçen gün daha da genişletecek. Bu plan çerçevesinde Lexus 2030 yılında Avrupa, Kuzey Amerika ve Çin’de tamamen elektrikli bir marka olacak. Global olarak ise Lexus 2035’ten itibaren tamamen elektrikli markası oluyor. Ayrıca 2035’te Avrupa, Çin ve Kuzey Amerika’da yıllık 1 milyon elektrikli araç satışı gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Lexus, RZ SUV modeliyle tam elektrikli atağını başlatacak ve 2030’a kadar tüm segmentlerde yer alan elektrikli bir ürün yelpazesi oluşturacak.
Evrimleşen tasarım ve yeni platform
Lexus, NX modeliyle birlikte markanın L-finesse tasarım felsefesini geliştirerek daha zarif, daha çevik ve daha olgun hale getirdi. NX’in bilindik tasarımı yeni nesil ile birlikte yeni platformun getirdiği dinamik sürüşü ve sunulan yüksek teknolojiyi vurgulayacak biçimde şekillendi. “Fonksiyonel güzellik” temasına sahip yeni tasarım, şık görünmesinin ardında daha iyi aerodinamileri, daha düşük gürültü seviyesini ve daha yüksek yakıt verimliliğini barındırıyor.
Yeni NX modelinde GA-K platformunun kullanılması sayesinde daha dinamik bir sürüş ve daha dikkat çekici bir tasarım elde edilirken kabin içindeki yaşam alanı da artırıldı. Yeni NX, ilk nesil NX’e göre 20 mm daha uzun, 20 mm daha geniş ve 5 mm daha yüksek. Ayrıca aks aralığı da 30 mm; ön iz açıklığı 35 mm ve arka iz açıklığı da 55 mm artırıldı. Artan ölçülerle birlikte NX’te pratiklik de öne çıkıyor. Yeni nesilde daha fazla bagaj alanı sunan NX, arka koltuklar normal konumdayken 545 litre, arka koltuklar katlandığında ise 1436 litre hacme sahip oluyor.
İkinci nesil NX’in tasarım unsurları arasında Lexus’un kendine has ön panjurunun aracın tasarımında daha tamamlayıcı bir rol üstlenmesi oldu. Daha dikkat çekici ve daha dik konumlandırılan ön panjur, aracın arkaya doğru genişleyen gövdesinin genel hatlarını vurguluyor. Yeni desene sahip ön panjurun farklı teması, yeni jant tasarımlarında da görülüyor. Arka bölümde yeni L şekilli tamamen LED stop grubu ve aracın arka genişliği boyunca uzanan şerit ışıklandırmalar dikkat çekiyor. Aynı zamanda NX’in arkasında artık logonun yerine ‘LEXUS’ ismi yazılı olarak yer alıyor.
“Tazuna kokpit” ile eşsiz yolculuklar
Yeni NX, hem sürücüler hem de yolcular için bambaşka bir yolculuk deneyimi getiriyor. NX ile üretime geçen Tazuna kokpit konsepti, sürücünün aracın tüm kontrollerine kolayca odaklanıp otomobille bütünleşmesini amaçlıyor.
Adını “binicinin dizginleri kullanarak atını kontrol etmesini anlatan” Japonca bir kelimeden alan Tazuna konsepti, “eller direksiyonda, gözler yolda” anlayışıyla sezgisel bir sürüş sağlıyor. Sürüş deneyimini daha ileriye taşıyan kokpit tarzı, sürücüye daha fazla güven vererek her sürüşün daha keyifli olmasına yardımcı oluyor.
Yeni NX’in kabini sürücüyle birlikte tüm yolculara yüksek konfor sunacak şekilde tasarlandı. Lüks bir lounge hissi uyandıracak şekilde düzenlenen kabinde, Takumi Ustaları’nın yüksek işçilik kalitesiyle birlikte Lexus’un Omotenashi misafirperverlik felsefesi daha yüksek konfor ve yeni teknolojilerle harmanlanıyor.
Daha keskin grafiklere ve daha fazla fonksiyona sahip yeni multimedya platformu, 9.8 inç dokunmatik ekran veya NX’in sınıfındaki en büyük ekranlardan biri olan 14 inç yüksek çözünürlüklü ekranla tercih edilebiliyor. Wi-Fi uyumlu Apple CarPlay ve Android Auto bağlantı sistemi ise, akıllı telefonların kolayca araca entegre edilmesini sağlıyor. Ayrıca daha yüksek ses kalitesi deneyimi için özel olarak geliştirilen 17 hoparlörlü Mark Levinson Premium Surround Sistemi de üst versiyonlarda sunuluyor.
NX’in kabinindeki zarif atmosferi tamamlayan “Lexus Mod” ambiyans aydınlatma özelliği Yağmur Ormanları, Bambu veya Buzdağı gibi önceden belirlenmiş ışık efektlerinin seçilmesine imkan verirken 64 farklı renk teması arasından da seçim yapılabiliyor.
NX, hibrit ve plug-in hibrit motor seçenekleriyle Türkiye’de:
Yeni NX, Türkiye’de tam hibrit 350h ve plug-in hibrit NX 450h+ olmak üzere iki farklı motor seçeneğiyle satışa sunuldu. Her iki model de Lexus’un uzun yıllardan bu yana elektrikli ve benzinli motoru kombine eden premium hibrit araç liderliğinin deneyiminden yararlandı.
NX ürün gamının en çok tercih edilen versiyonu olacak tam hibrit NX 350h, dördüncü nesil Lexus hibrit teknolojisi ile hibrit performansını ve verimliliğini daha ileri seviyelere taşıyor. 2.5 litre hibrit motora sahip olan araç, 244 HP ile ilk nesil NX 300h’ye göre yüzde 24 daha fazla güç üretiyor ve yüzde 10 civarında daha az CO2 salımı gerçekleştiriyor. Bu sayede performansı artan araç 0-100 km/s hızlanmasını 7.7 saniyede tamamlıyor. NX 350h yüksek performansın yanı sıra 5.9 lt/100 km ortalama yakıt tüketimi ve 133 g/km CO2 emisyonuyla yüksek verimliliğini ortaya koyuyor.
Lexus’un ilk plug-in hibrit modeli NX 450h+’ın hibrit sistemi de, dört silindirli 2.5 litrelik hibrit motoru, 134 kW ön elektrik motoru ve 40 kW arka elektrik motoruyla kombine ediyor. Elektrik motorları, dışarıdan kabloyla da şarj edilebilen 18.1 kWh’lık sınıfının en yüksek kapasiteli bataryasından güç alıyor. NX 450h+ toplam güç olarak 309 HP üretiyor ve bu sayede 0-100 km/s hızlanmasını 6.3 saniyede tamamlıyor. Bu yüksek performansa karşın WLTP ölçümlerine göre CO2 emisyonu 20-26 g/km ve ortalama yakıt tüketimi 1.0-1.1 lt/100 km değerleri ile sınıfının en iyi değerlerini sunuyor. Lexus’un elektrikli motorlar konusundaki köklü geçmişi, NX’in sınıfının lider elektrikli sürüş kapasitesine sahip model olarak öne çıkmasını sağlıyor. NX ortalama olarak karma tüketimde 69-76 km elektrikli menzile sahipken şehir içerisinde versiyona göre 98 kilometreye kadar sadece elektrik motoruyla yol alabiliyor. NX 450h+’ın bataryası, 2.5 saat civarında doldurulabiliyor.
Tüm versiyonlarda zengin donanımlar
NX 350h ürün gamında tüm modeller 4×4 sürüş özelliğine sahip. Business, Business Plus, Executive F Sport ve Exclusive donanım seçenekleriyle sunuluyor. Bununla birlikte NX’in dışardan da kabloyla şarj edilebilen modeli plug-in NX 450h+ da 4×4 sürüş özellikleriyle, Executive, F Sport ve Exclusive donanım seçenekleriyle tercih edilebiliyor.
NX 350h’ın giriş seviyesi versiyonu 1.650.000 TL fiyatına sahipken plug-in NX 450h+ ise 2.375.000 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor. Tüm versiyonlarla zengin donanımlar sunan yeni NX, versiyona göre ısıtmalı ön-arka koltuklar, ısıtmalı direksiyon, kablosuz şarj özelliği, panoramik cam tavan, ambiyans aydınlatma, elektrikli bagaj kapağı, 14 inç dokunmatik ekran, Mark Levinson ses sistemi, dijital iç dikiz aynası ve sunroof gibi donanımlarıyla öne çıkıyor.
Lexus’tan bir ilk daha: E-Latch elektronik kapı
Yenilikçi yaklaşımıyla öne çıkan NX, Lexus’un elektronik kapı açma sistemiyle donatılan ilk modeli unvanını aldı. Geleneksel iç kapı kolu yerine kapı paneline yerleştirilen düğmeye tek bir yumuşak dokunuş ile kapı rahatça açılabiliyor. Japon evlerindeki geleneksel fusuma sürgülü kağıt perdeli oda bölücü kapılardan esinlenen elektronik kapı, otomotiv sektöründe bir ilk olan Güvenli Çıkış Asistanı özelliğiyle kombine edildi. Böylece kapı açma anında arkadan bir araç, motosiklet veya bisiklet geldiğinde bunu algılayarak kapının açılması önleniyor. Dış tarafta ise sabit kapı kolunun iç tarafında küçük bir düğme yer alıyor.
- nesil NX güvenlikte yeni standartları belirledi
Euro NCAP çarpışma testlerinde 5 yıldız alan yeni NX, bu standartları da aşarak güvenlik ve sürücü yardımcıları alanında birçok yenilik getiriyor. Yeni NX’in geliştirilmiş Ön Çarpışma Önleyici Sistemi hem gündüz hem de gece motosiklet, hayvan ve ağaç, duvar gibi sabit objeleri de tanımlayabiliyor. Bununla birlikte Acil Direksiyon Asistanı, Adaptif Hız Sabitleyici ve Şerit Takip Asistanı gibi özelliklerle sürüşü daha güvenli ve konforlu hale getiriyor. Her hava şartında konforu artıran ve sürüş kolaylığı sağlayan dijital iç dikiz aynası da, NX’in yenilikçi özelliklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Toyota Çevreci Otomobil Satışlarında 20 Milyonu Aştı
Toyota ilk kez 1997 yılında sunduğu hibrit teknolojisine sahip araçlar ile birlikte elektrikli araç satışlarında bugüne kadar toplamda 20 milyon adedi geçerek önemli bir kilometre taşını geride bıraktı. Toyota hibrit satışları 19 milyon 560 bine ulaşırken, elektrikliler de dahil olmak üzere global olarak toplamda 20 milyon 32 bin 588 adetlik satış gerçekleştirildi. Hibrit teknolojisinin öncü ve lider markası Toyota, bu satışla beraber bugüne kadar 160 milyon tonu aşan karbon emisyonunu önlerken, 65 milyon kilolitre yakıt tasarrufu da sağladı.
Bu satışların 8 milyonu Japonya’da, 5 milyonu Kuzey Amerika’da, 4 milyonu Avrupa’da, 1.7 milyonu Çin ve geri kalanı diğer ülkelerde gerçekleşti. Güçlü bir çevreci ürün gamına sahip olan Toyota; tüm dünyada 48 hibrit, 5 plug-in hibrit, 2 yakıt hücreli ve 8 elektrikli modelin satışını gerçekleştiriyor. 20 milyonu aşan çevreci otomobil satışlarında Prius 5.77 milyon adetle ilk sırayı alırken, Corolla Hybrid ürün gamı 2.23 milyon adetlik satış performansı yakaladı. RAV4 Hybrid’in satış adedi ise 1.38 milyon olarak gerçekleşti.
Türkiye’de de 2009 yılından bu yana 58 bin 136 adetlik Toyota markalı hibrit otomobil satışına imza atıldı. Toyota, Türkiye’deki toplam hibrit otomobil satışlarında da yüzde 40’lık pay ile pazarda açık ara önde bulunuyor. Markanın Türkiye pazarındaki toplam araç satışlarında hibritlerin oranı da yüzde 45’e yaklaşmış durumda. Son yıllarda çevreci yakıt teknolojilerine ve tasarruflu sürüşe büyük ilgi gösteren Türk kullanıcılarının da tercihleriyle Türkiye’deki hibrit otomobillerin payı toplam pazarda yüzdesi 8’ler seviyesini aştı. Bu oran 2012 yılında sadece yüzde 0,04’tü.
Avantajlar tüketiciyi hibrite yöneltti
Tüm dünyada sıkılaşan emisyon yönetmeliklerini karşılayan Toyota, sürekli olarak geliştirdiği hibrit teknolojisi ile de kullanıcısına büyük avantajlar sunmaya devam ediyor. Özellikle şehir içi kullanımlarda sürüşleri büyük oranda emisyon salımı olmadan gerçekleştiren Toyota hibritler, hafif hibritler başta olmak üzere diğer hibrit araçlardan farklı olarak kullanım süresinin yüzde 50’sini elektrikli motor ile kat ederek yakıt tasarrufu sağlıyor.
Kendi kendini şarj etme özelliğini taşıyan Toyota hibrit araçlar dizel ve benzinli araçlara göre avantajlar sağlıyor. Dizel ve benzinli otomobillerde 10 bin km’de bir bakım yapılırken, hibritlerde ise bu bakım aralığı 15 bin km’ye çıkıyor.
Çevre hedefi öncelikli
Toyota, “2050 Çevre Hedefi” ile çevre duyarlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Çevreyi koruma konusunda sadece egzozdan çıkan emisyonlara odaklanmamak gerektiğinin altını çizen Toyota, aracın üretiminden kullanımına ve geri dönüştürülmesine kadar olan süreçte oluşan karbon ayak izine de bakılması gerektiğini savunuyor. Marka ayrıca; üretiminde sıfır CO2, doğal kaynakların kullanımının azaltılması, ağaçlandırma faaliyetleri, geri dönüştürülmüş su kullanımı, atıkların en aza indirilmesi gibi çalışmalar için de büyük kaynak ayırıyor.
Elektrikli otomobiller için büyük kaynak
Toyota, hibritlerle başladığı elektrifikasyon sürecine de ciddi kaynak ayırıyor. Elektrikli araçlarda daha fazla ihtiyaç duyulacak bataryaları geliştirmek için 2030 yılına kadar yaklaşık 13.6 milyar dolar yatırım gerçekleştirecek olan Toyota, AB’de 2035’ten itibaren yeni araçların sıfır emisyonlu olmasını hedefliyor. Bu amaçla Toyota hibritler, kablo ile de şarj edilebilen hibritler, hidrojen yakıt hücreliler ve elektrikli araçlar olmak üzere hepsinin birer rolü olduğu vizyonuyla hareket etmeye devam ediyor. Böylelikle Toyota, 2030 yılına kadar binek ve ticari segmentinde 30 elektrikli araçtan oluşan bir ürün gamı oluşturacak.
TÜRKİYE’NİN ULUSAL İLTİCA PROSEDÜRLERİNE AB DESTEĞİ
Uluslararası standartlar uyarınca ulusal iltica prosedürlerinin etkinliğinin artırılmasını amaçlayan Avrupa Birliği projesinin açılış etkinliği 31 Mart 2022 günü Ankara’da düzenlendi. Etkinlik, Göç İdaresi Başkanlığı (GİB) Uluslararası Koruma Genel Müdürü Sn. Selami Yazıcı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilcisi Sn. Philippe Leclerc, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Sn. Nikolaus Meyer-Landrut ve diğer kamu kurumları ve uluslararası camiadan temsilcilerin katılımlarıyla gerçekleştirildi.
İltica hakkı, uluslararası hukuk ve Türk mevzuatında güçlü biçimde güvence altına alınmıştır. Bir geçiş ve varış ülkesi olarak Türkiye, 3.7 milyon Suriyeli’nin yanı sıra farklı milletlerden 370.000’i aşkın sığınmacı ile dünyada en fazla mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir. Dünyanın farklı bölgelerinde ortaya çıkan yeni çatışmalarla birlikte, göç hareketlerini tetikleyen faktörler ve sığınmacıların korunma ihtiyaçları da daha fazla çeşitlilik arz etmektedir. Bu durum karşısında iltica alanındaki yetkililerin, koruma odaklı, etkili ve adil prosedürler ve sağlam uzmanlık deneyimleriyle daha hızlı hareket etmeleri gerekmektedir. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut etkinlikte yaptığı konuşmada: ‘Göç alanında uzun zamandır devam eden işbirliğimiz çerçevesinde AB, Türkiye’nin ulusal iltica sistemini, BMMYK ve GİB tarafından art arda uygulanan projelerle desteklemektedir. Avrupa ve uluslararası standartlarla uyumun arttırılması bakımından bu projenin Türkiye’deki iltica prosedürlerini daha da güçlendireceğine olan inancımız tamdır’ dedi. 3 milyon Avroluk AB desteğiyle bu yeni proje, mülakattan karar aşamasına kadar iltica süreçlerinin güçlendirilmesinde GİB’e yardımcı olacaktır. Kurulacak çevrimiçi mülakat platformuyla proje GİB’in dijital dönüşümüne katkı sağlayacak olup süreci sığınmacılar açısından da daha erişilir bir hale getirecektir. Proje, BMMYK’nin uzmanlık yardımıyla GİB’in kalite güvence sistemlerini de geliştirecek, sahtecilik ve suiistimalle ilgili bilinç düzeyini arttıracak ve iltica prosedürlerinde toplumsal cinsiyet hususlarını ana politikaların parçası yapacaktır. |