Ekonomi-teknoloji haberleri ve TUİK verileri

GÜVENLİ İNTERNET ABONE SAYISI 44 MİLYONU AŞTI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2011 yılında uygulamaya alınan “Güvenli İnternet Hizmeti”nin abone sayısının gün geçtikçe arttığını söyledi. Uraloğlu yaptığı açıklamada, Güvenli İnternet Hizmeti altyapısının erişim sağlayıcılar tarafından oluşturulan ücretsiz, talebe bağlı ve alternatif bir erişim hizmeti olduğunu söyledi. Uraloğlu, “2024 Nisan sonu itibariyle Güvenli İnternet Hizmetimizden faydalanan abone sayısı 44 milyon 287 bini aşmış durumda. Abonelerin yüzde 99,5’i aile profilini tercih ederken kalan yüzde 0,5 de çocuk profili kullanıyor.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Güvenli İnternet Hizmeti’nin (GİH) 2011 yılında, Türkiye’de internetin güvenli kullanımına yönelik şikâyet ve talepler doğrultusunda ortaya çıktığını açıklayarak, “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumumuzun Bilgi İhbar Merkezine bu hususta çok sayıda şikayet yapıldı. Yaptığımız araştırmalarla ortaya çıkan sonuç özellikle ailelerin internet ortamındaki uygunsuz içeriklerle ilgili endişelerini ve çözüm arayışını gösterdi. GİH de bu ihtiyaca yanıt vermek için geliştirildi.” ifadelerini kullandı.

“Çocukları İnternetteki Olumsuz İçeriklerden Korumak Önceliğimiz”

Uraloğlu, GİH ile başta çocuklar olmak üzere aboneleri internetteki olumsuz içeriklerden korumayı amaçladıklarını belirterek, “Aboneler yasaklı madde ticareti yapan, şiddet içeren, ırkçılık ve nefret söylemi üzerine yayın oluşturan, terör propagandası yapan ve suç işlemeyi anlatan siteler ile dolandırıcılık sitelerinden talebe bağlı ve ücretsiz olarak korunma imkanına sahiptir.” dedi. Uraloğlu, mevcut filtreleme seçeneklerinden faydalanamayan kullanıcıların kolayca erişebileceği bir hizmet olduğunu vurguladı.

GİH’in, internetin sakıncalı içerikleriyle karşılaşmak istemeyen ve bu sebepten evine internet almak istemeyen vatandaşlar için de bir alternatif olduğunu bildiren Uraloğlu, “GİH ile mevcut internet kullanıcıları tercihlerinde özgür bırakılmakta diğer taraftan güvenli bir kullanım ihtiyacı arayan kullanıcılara ise kendi tercihleri doğrultusunda bir alternatif İnternet erişim hizmeti sağlanmış olmaktadır.” diye konuştu.

“Kullanıcı Talep Ve Önerileri Doğrultusunda Hizmetimizi Geliştiriyoruz”

Uraloğlu, Çocuk ve Aile olmak üzere iki profilin olduğunu belirterek, bu profillerden birini tercih eden kullanıcıların karşılaştıkları sorunu hemen iletme ve tedbir alınmasını talep etme hakkına sahip olduğunu söyledi. Uraloğlu, “Zaten kullanıcılardan gelen talep, öneri ve değerlendirmeler doğrultusunda söz konusu hizmet sürekli olarak geliştirilmekte ve etkinliği artmaktadır.” dedi.

Uraloğlu, açıklamasında GİH’e ilişkin çalışmaların, Anayasa’nın Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları başlıklı 41. Maddesi ve Gençliğin Korunması kenar başlıklı 58. Maddesi hükümlerine dayandığını bildirerek, “Ayrıca bu Anayasal hükümlerin yanında Elektronik Haberleşme Kanunu’nun Tüketici ve Son Kullanıcı haklarını düzenleyen hükümleri ile bu kanun uyarınca çıkarılan Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin İnternetin Güvenli Kullanımı başlıklı 15. maddesi de uygulamanın kapsamını belirledi. Yönetmelik, işletmecilere internetin güvenli kullanımına yönelik ücretsiz alternatif hizmeti sunma yükümlülüğü getirdi.” dedi. Uraloğu, çalışmaların hukuki dayanaklar çerçevesinde de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun 2011 yılında aldığı karar ile Güvenli İnternet Hizmetine İlişkin Usul ve Esaslar şeklinde yeniden düzenlendiğini bildirdi.

Uraloğlu uluslararası sözleşmelere de değinerek, Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi’nin reşit olmayanlara ilişkin düzenlemesi, Avrupa Konseyinin Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunmasına Yönelik 201 sayılı Sözleşmesinin ilgili hükümleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye ek protokol ile çalışmaların düzenlendiğini belirtti.

İnovasyon Yönetim Sistemleri Uzmanı Azer Kayla’dan yapay zeka uyarısı

İnovasyon Yönetim Sistemleri Uzmanı Azer Kayla, yapay zekâ teknolojisi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

İnovasyon Yönetim Sistemleri Uzmanı Azer Kayla’dan yapay zeka uyarısı

İnovasyon Yönetim Sistemleri Uzmanı Azer Kayla, yapay zekâ teknoloji hakkında yaptığı açıklamada, “Özellikle yönetsel konumlarda olan kurumlar, ivedilikle inovatif yönetim politikalarını oluşturup, hem toplumu, hem personelini bu sistemlere adapte edecek şekilde eğitmelidirler” uyarısında bulundu.

İnovasyon Yönetim Sistemleri Uzmanı Azer Kayla’nın “Yapay Zeka Risk Midir Yoksa Fırsat Mı?” başlıklı açıklaması şöyle:

“Son dönemlerin en çok konuşulan gündemlerinden biri haline gelen yapay zekâ, aslında yalnızca bir inovatif üründür. Çıkışıyla pek çok konuya etki eden, aynı zamanda birçok etkileri olan, kullanıldığı alanlara yenilik katacak bir ürün. Her inovatif ürün ya da sistem gibi doğru kullanıldığı ve yönetildiği zaman yapay zekâ da oldukça pozitif etkilere sahip olacaktır.

Yapay zekadan korkulmasının altında yatan neden, kontrolünün çok zor olacağıdır. Yüksek düzeyde kurgulanmış bir yapay zekâ programının yapabilecekleri, sınırsız olarak öngörülmektedir. Sınırsızlığı, kişilerin hak ve özgürlük ihlallerine kadar, aslında çok daha üst düzeyde yıkıcı etkilere de sebep olabilir.

Yapay zeka, yıkıcı inovatif (sistem değiştiren) bir ürün olmakla birlikte, aslında ne için tasarlandığı ve ilerleyen süreçlerde hangi teknolojilerden besleneceği, hangi teknolojilerle etkileştirileceği konularıyla daha çok gündemimizde olmalıdır. Bu sistemlerin varlığı ve hayatımıza hızlıca dahil olacağı gerçeği, her türlü platformda dürüstçe konuşulmalı ve gerekli bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Yapay zekâ sistemi; robotik ve otomasyon teknolojisi, nesnelerin interneti, mobilite, akıllı kentleşme, bulut veri sistemleri gibi hayatımızın her alanına dahil olacak, bizlerin her bilgisine hakim olabilecek birçok sistem ve ürün için oluşturulmuş yalnızca ara bir üründür. Endüstriden eğitime, finanstan sağlığa ve hukuka kadar pek çok alanda eğer hazırlık yapılmazsa, yıkıcı etkilere sahip olabileceği gerçeğini; kişilerden, kurum ve kuruluşlara kadar herkes görmeli ve gerekli hazırlıklar yapılmalıdır.

En masum avantajlarına; yapay zeka ve robotik ile endüstrilerin iş gücünün azalması , kısa sürede pek çok tasarımın çeşitlendirilebilmesi , kullanılan ekipmanlarda ki arızalara önleyici uyarılarda bulunulabilmesi örnek olarak verilebilir. Arızaların gerçekleşmeden çözülmesi, kesintisiz üretime olanak sağlayacaktır. Nesnelerin interneti ve robotik sistemlerinin birlikte uygulandığı alanlarda; az kişiyle çok iş imkânı sağlanabilecek ve olası iş kazaları minimuma indirilebilecektir. Bu sistemlerin aktif kullanımını sağlayan endüstrilerde; düşük maliyetlerde yüksek kaliteli ürünün kolaylıkla çıkabilmesi sebebiyle, bu sistemi kullanan işletmeler rakiplerine kıyasla, fiyat politikası ve kalite açısından açık ara önde olabileceklerdir. Ekonomik etki olarak, bu sistemlere hazırlıklı olmayan kuruluşlar ise yıkıcı etkilere maruz kalacaklardır. Yüksek ihtimalle sistemde kaybolacaklardır.

Yapay zekanın en riskli yanlarını konuşacak olursak; tartışmasız DEEPFAKE diye tanımlanan, kişisel verilere yönelik suç ve kabahatlere sebep olabilecek eylemlerinde oluşabileceğine dair gerçekliğe de mutlaka değinmemiz gerekir. Yapay zekâ temelli deepfake manipülasyonları ile pek çok suç kolaylıkla işlenebilir ve saklanabilir hale gelecektir. İstenmeyen negatif olası etkilere karşı; bu sistemi kullananların ve kullanım alanlarının net takibinin yapılabildiği veri sistemlerine, mutlak suretle geçilmelidir. Bu sistemi kullanan kurumlar, denetlenebilir olmalıdır. Denetim metotları, her tarafın faydasına olacak şekilde düzenlenmelidir. Tüm bu tehlikelere karşı ivedilikle hukuksal ve yönetsel tedbirler alınmalıdır.

Dünyada, yıllardan beri üzerine çalışılan ve hatta kullanılmaya başlanan tüm bu inovatif ürünlere dair uyumluluğa, hızlıca hazırlık yapılmalıdır. Özellikle yönetsel konumlarda olan kurumlar, ivedilikle inovatif yönetim politikalarını oluşturup, hem toplumu, hem personelini bu sistemlere adapte edecek şekilde eğitmelidirler.

Türkiye dahil, dünya genelinde yıllardır var olan ve uygulamaya geçilen tüm sistemsel ürünlerin ve beraberinde kullanılmaya hazırlanan sistemlerin; ülkemize de çok hızlıca dahil olacağı gerçeğini yüksek sesle dile getirebilmeliyiz. Gerek bireysel kariyer planlarımıza gerekse endüstriyel, yönetsel sistemlerimize, bu yüksek bilinç düzeyiyle, yeniden düzen getirmeliyiz. Aksi halde bu yıkıcı inovatif ürünlerin ve yeni dünya düzeninin; ekonomik, sosyolojik ve eylemsel etkilerinin, hayatımıza yıkıcı bir şekilde dahil olabileceği gerçeğini kabul etmeliyiz.

Nüfusu ve kaynakları hızla azalan dünya toplumlarının öncülüğünü çektiği, bu ve benzeri sistemleri eğer iktidar ve yerel yönetimler, bilimsel bir bakış açısıyla takip edip, samimiyetle sahiplenip, doğru yönetilebilir hatta bizlere en uygun haline dönüştürüp, gelişim politikasını eylemsel hale getirebilirse, bu ürkütücü tüm teknolojik ürünler; sınırsız kaynaklara ve yüksek insan gücüne sahip güzel ülkemiz için çağ atlatıcı bir hale bürünecektir.”

OTOKOÇ OTOMOTİV’DEN BİR İLK: ARAZİ TİPİ GES YATIRIMI İLE GELECEĞİN ENERJİSİNİ ÜRETİYOR

Genel Müdürlük ile otomotiv satış ve servis şubelerinde enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Otokoç Otomotiv, son olarak Niğde’de hayata geçirilen 17,4 GWh/yıl üretim kapasiteli GES (Güneş Enerji Santrali) projesi yatırımı ile sıfır emisyonlu elektrik tüketiyor.

Türkiye’nin öncü ve lider mobilite şirketi Otokoç Otomotiv, Koç Holding’in 2050 karbon nötr olma hedefiyle yürüttüğü Karbon Dönüşüm Programı kapsamında, iklim değişikliğiyle mücadele ve karbon emisyonlarının azaltılması için faaliyetlerine kararlılıkla devam ediyor. Genel Müdürlük ve perakende şubelerinde elektrik ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Otokoç Otomotiv, son olarak Niğde’de hayata geçirilen 17,4 GWh/yıl üretim kapasiteli GES (Güneş Enerji Santrali) projesi yatırımı ile sıfır karbonlu elektrik tüketiyor.

“Yolumuz Geleceğe”

İnsanı, toplumu, çevreyi ve dünyayı önemseyen bir şirket olduklarını, sürdürülebilirliği ana işleri olarak konumlandırarak stratejilerinde önceliklendirdiklerini belirten Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getiriyor: “Güneş Enerji Santrali yatırımı ile 17,4 GWh/yıl elektrik enerjisi üreterek toplamda 19,4 GWh/yıl elektrik enerjisi sağlayabilen yani Otokoç Otomotiv’in Türkiye’deki lokasyonlarının tamamının ihtiyacı olan elektriği güneş enerjisinden sağlayabilen kapasiteye ulaştık. Aynı zamanda gerçekleştirdiğimiz bu yatırımlar ile yıllık 8.411 tonluk CO2e salımının önüne geçiyoruz. Koç Topluluğu şirketleri arasında faaliyete geçen ilk arazi tipi GES tesisi olma özelliği taşıyan bu projede tüm süreçlerin koordinasyonunu sağlayan iş ortağımız EntekSENS’e ve yerli güneş panellerimizin üretimini gerçekleştiren Arçelik’e çok teşekkür ederiz.

Ayrıca, Manisa’da yeni bir GES arazisi kurulumunu 3 Topluluk şirketimiz ile birlikte gerçekleştireceğiz. Koç Holding’in 2050 yılında karbon nötr olma hedefi doğrultusunda şirketimize düşen sorumlulukların bilincinde olarak düşük karbon ekonomisine geçişe yönelik tüm faaliyetlerimizi artırarak devam etmeyi hedefliyoruz. İklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarımız kapsamında, Otokoç Antalya’da 550 MWh/yıl, Otokoç Adana’da 1.050 MWh/yıl ve Otokoç İnönü’de 371 MWh/yıl elektrik enerji üretim kapasiteli çatı GES projelerimizi de devreye almıştık.

Otokoç Otomotiv olarak dünyaya karşı sorumluluklarımızın bilinciyle çalışma arkadaşlarımızı, iş ortaklarımızı ve müşterilerimizi odağımıza alarak; içinde bulunduğumuz toplumun ihtiyaçlarını da gözeterek tüm paydaşlarımızla birlikte sürdürülebilir değer yaratmak için ‘Yolumuz Geleceğe’ diyoruz. Sürdürülebilirliği stratejilerimizin temeline yerleştirirken kurumsal anlamda bütüncül bir şekilde ele alınması ve performansın takip edilmesi amacıyla kurduğumuz Sürdürülebilirlik Komitesi, iç ve dış tüm paydaşlarımız için çalışmalar organize ediyor. Bu yıl yayınlayacağımız ilk sürdürülebilirlik raporumuzun hazırlıklarına devam ediyoruz.”

ORIENT EKSPRES İSTANBUL’DA

Fransa’nın Paris kentinden 1 Haziran’da hareket eden Orient Ekspresi İstanbul’a ulaştı. Orient Ekspresi’ni Sirkeci Garı’nda Mehteran takımı karşıladı. Zürih, Viyana, Budapeşte, Sinai, Bükreş ve Varna güzergahını takip ederek Türkiye’ye gelen Orient Ekspresi, 7 Haziran saat 16.05’te Sirkeci Garı’ndan hareket ederek, 8 Haziran saat 00.40’ta ise ülkemizden çıkış yapacak ve Bükreş, Sinai, Budapeşte, Viyana ve Paris güzergahındaki yolculuğuna devam edecek.

Geçen yıl 7 Haziran ve 28 Ağustos’ta ülkemize 2 sefer yapan Orient Ekspres için bu yıl da 2 sefer planlanıyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ‘Raylar Üzerindeki Saray’ olarak anılan Orient Ekspresi ile bugünkü tren ile ülkemize 48 kişinin geldiğini, dönüşünde ise 38 kişinin seyahat edeceğini söyledi. Bakan Uraloğlu, “Ülkemize gelen yolcular dönüşlerini uçak ile yaparken, trenin dönüş seyahatine ise İstanbul’a uçak ile gelen yeni bir yolcu grubu katılacak.” dedi.

Orient Ekspresi’nin, geçtiğimiz yıla kadar düzenli olarak bir sefer gerçekleştirdiğini anımsatan Bakan Uraloğlu, geçen yıl 7 Haziran ve 28 Ağustos’ta ülkemize 2 sefer yaptığını dile getirdi. Uraloğlu, Orient Ekspresi’nin bu yılki İstanbul’a ikini seferini 28 Ağustos tarihinde gerçekleştireceğini, 30 Ağustos tarihinde de döneceğini kaydetti.

1883 yılında Paris’ten İstanbul’a kadar uzanan bir hat üzerinde seferlerine başlayan trenin, Avrupa’nın çeşitli şehirlerini birbirine bağlayarak, aristokratlar, iş insanları ve maceraperestler arasında popüler bir seyahat rotası haline geldiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Orient Ekspres treninin; yataklı vagonlar, salon vagonları ve restoran vagonları olmak üzere toplam 14 vagondan oluştuğunun altını çizdi. Uraloğlu, “Avrupa’nın birçok ülkesini kapsayan farklı hatlarda seyahat eden trenin en güzel destinasyonlarından biri de Türkiye. Bu yıl ülkemize ilk seferini gerçekleştirdi. Bir sefer daha yapmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Orman yangınları, DeepWatcher Termal Radar ile önlenebilir

Türk mühendislerinin geliştirdiği DeepWatcher Bispectral Termal Radar ile orman yangınlarını önlemek mümkün. Etkin-hızlı-hatasız mücadele sayesinde orman yangınları önlenebilir.  

Üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde Canovate Group ve Bursa Teknik Üniversitesi iş birliği ile yapay zeka, derin öğrenme ve gelişmiş görüntü analizi kullanılarak “DeepWatcher Termal Radar Sistemi” geliştirildi.

Ormanları, Infrared ve gündüz kamerasıyla, aynı anda yatayda 360°, dikeyde 90° ve 7/24 izleyen DeepWatcher Bispectral Termal Radarı, olası bir yangın durumunda algılama, tespit, konum belirleme ve alarm üretme görevleri ile yangın söndürme ekibini doğru konuma zaman kaybetmeden yönlendiriyor.

Canovate Group Teknoloji Danışmanı Süreyya Yiğit, geliştirdikleri DeepWatcher Termal Radar Sistemi teknolojisi sayesinde; yangın daha çıkmadan meteorolojik şartlara göre alarm üretildiğini, olası bir yangın çıktığında ise zaman kaybedilmeden bölgeye müdahale edilerek yangının büyümeden söndürülmesine katkı sağlandığını açıkladı.

DeepWatcher Termal Radar Sistemi özellikleri nelerdir?

DeepWatcher Termal Radar Sistemi özellikleri hakkında bilgiler veren Teknoloji Danışmanı Süreyya Yiğit, şunları anlattı: 

1-DeepWatcher Termal Radar sistemi, insandan bağımsız olarak, 15 kilometre yarıçapa kadar Dual Spektrum Zoomlu kamera sistemi ile termal radar algoritması kullanılarak, 365 gün-24 saat sürekli gözlem yaparak, alarm üretiyor. Bu sistem, orman yangınlarını önlemek için özel olarak geliştirilmiştir ve patenti alınmıştır. 

2-Sistem de, hem Termal ve hem de Starlite kamera kullanılmaktadır. Bu sayede, alev ve duman tespiti yapılmaktadır. Bu durum ormanda yangının ilk çıktığında tespitini kolaylaştırmaktadır ve hatalı alarm verilmesini önlemiş olmaktadır.   

3-Yangın ve duman algılamasının yanında, istenilen alanlarda hareket analizi algoritması bulunuyor. Bunun ile örneğin, açık alanlarda ve yollarda ormana girip çıkan insan-araç veya diğer canlıları algılama ve alarm üretmesi imkanı sağlanıyor. Bu açıdan bakıldığında, yerine göre asayiş olaylarına ve orman kaçakçılığının önlenmesine de katkı sunulmaktadır.  

4-Sistem, “Yapay Zeka” algoritmalarıyla çalışıyor. İzleme alanındaki sabit Duman, Isı ve Yansıma kaynaklarını otomatik olarak Yer-Zaman damgası ile işaretleyerek, olası hatalı alarmları “False Alarm” olarak ortadan kaldırmaktadır.   

5-Yangın ve alarm üretilen noktalara ait olan görüntü analizi ile konum bilgisi üretiliyor. Bu şekilde, olay yerine intikalin daha hızlı olması sağlanmaktadır.  

6-İzleme alanındaki hava durumu, güneş radyasyonu, toprak nemi, Ph vb gibi istenen parametreleri gerçek zamanlı algılayıp, izleme merkezine istenen aralıklarda iletmektedir.  

7-Alarmların bölgesel ve ulusal olarak belirli merkezlerde izlenmesini ve alınan alarm görüntüleri ve verilerin bu merkezlerde depolanmasını sağlamaktadır.  

8-Gözetleme merkezinde, insan veya bekçi gereksinimi ortadan kaldırıyor. Geliştirilen görüntü işleme algoritması sayesinde yangın çıkan bölgenin konumunu veriyor. Olası bir durum, ısı algılaması veya hareket gibi değişiklikler, anında yetkililere bildiriliyor. Yerel ve uzak izleme ekranında değişimler izleniyor. Alarmlar, e-posta ve SMS gibi yöntemler ile iletiliyor.

9-Özetle, DeepWatcher Termal Radar Sistemi ile sağlanan tüm veriler sayesinde, ormanlar için hayati önem taşıyan aşağıdaki şu bilgiler elde edilmektedir.

a-Anlık, gerçek zamanlı ve yerel meteorolojik veriler yer aldığından, yangın öncesi kritik uyarılar üretiliyor. Aşırı sıcak, çok düşük nem, toprak kuruluğu gibi veriler takip ediliyor. Bu sayede bölge, yangın öncesi özel izleme ve korumaya alınabiliyor.

b-Yangın esnasında mevcut bilgilerin yanında, rüzgarın yönü ve şiddeti gibi ilave parametreler de gerçek zamanlı ve yerel olarak iletildiğinden, müdahale hakkında çok daha doğru kararlar alınması sağlanıyor.

c-Bölgeye ait uzun vadeli meteorolojik ve toprak verileri analizleri ile, orman varlığının gelişimi konusunda daha gerçekçi ve uzun süreli veriler sağlanmış oluyor.  

Dijital içerikten yepyeni bir gelir elde etme yolu: KiVVON Türkiye’de lansmanını yaptı

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital yayıncılık hızla ilerliyor. Buna paralel olarak dijital yayın yapan mecralara abonelik oluşturan ve düzenli abonelik ücreti ödeyenlerin sayısı da hızla artıyor. Türkiye’de artık neredeyse herkesin bir veya birden fazla aylık düzenli olarak ödediği içerik platformu abonelikleri var.

Bunlardan kimisi reklam çıkmasın diye yapılmış abonelikler, kimisi de doğrudan film, dizi gibi içeriklere ulaşabilmek için düzenli ödenen bedeller. Kullanıcılar bu aboneliklerin sistematik olarak zamlanması gerçeği ile de karşı karşıya. Türkiye’deki çalışmalarına başlayan ve kullanıcılarına kaliteli içerik sunmayı amaçlayan KiVVON ise hem kullanıcılar hem de içerik üreticileri için yepyeni bir dünyanın kapılarını aralamayı amaçlıyor. Çünkü KiVVON’da abonelik sistemi yok, ‘tek seferlik ödeme’ var ve net gelirin yüzde 80’i içerik üreticisine kalıyor. Bu oranla KiVVON, sık kullanılan dijital mecraların oldukça ilerisinde bir dijital dünya yaratmayı amaçlıyor.

KiVVON’un yaratıcısı Coşkun “Josh” Tuna. Dijital dünyaya kafa yormaya polisken Berlin’in ilk internet kafesinde başlayan bir seri girişimci. Tuna, Kasım 2021’de Berlin’de kurduğu medya içeriği ağı KiVVON ile editörler, gazeteciler ve diğer içerik oluşturucuların daha fazla özgürlüğe ve bağımsızlığa sahip olabilecekleri, üstelik gelirlerini de artırabilecekleri bir çözüm deniyor. Oyun planında içeriğin tokenlaştırılması, böylece dijital içeriğin üretiminin ve dağıtımının yeniden planlanması var. İşte KiVVON, iki yıllık bir serüvenin ardından geçtiğimiz günlerde Türkiye lansmanını yaptı. 200’e yakın gazeteci ve içerik üreticisinin buluştuğu Türkiye lansmanı, Beyoğlu’ndaki Postane İstanbul’da yapıldı. Beyoğlu’ndaki buluşmaya birçok yatırımcı, içerik üreticisi, gazeteci, fotoğrafçı, müzisyen ve belgesel yapımcısı katıldı.

Coşkun “Josh” Tuna davetlilere KiVVON’un çıkış amacını ve hedeflerini anlatırken, içerik üreticilerine ciddi ve doğrudan gelir yaratabilecek ‘tek seferlik ödeme’ sistemi de basına tanıtıldı. Katılımcılar ise KiVVON’a dair merak ettiklerini burada KiVVON kurucusuna sordu. Lansman, Postane İstanbul’un terasında davetlilerin tanışma ve üretimlerini konuşma fırsatı buldukları kokteylle devam etti.

ABONELİKLERE AYLIK NE KADAR ÖDENİYOR?

Lansmanda Türkiye’nin 45 ilinde yapılan geniş bir araştırmanın sonuçlarına da yer verildi. Bu araştırmaya göre kullanıcıların çok büyük bir kısmı, aboneliklere aylık düzenli olarak çok önemli ödemeler yapıyor. KiVVON’un araştırmasındaki “abonelikler için ödediğiniz aylık toplam tutar ne kadar?” sorusuna aylık olarak 0-100 TL arası diyenler katılımcıların oranı yüzde 24,19, 100-200 TL arası diyenlerin oranı yüzde 21,24, 200-300 TL arası diyenler ise yüzde 18,10 oldu.

Herhangi bir aboneliği olmadığı belirtenler ise katılımcıların yüzde 12,10’unu, “Aylık 500 liradan fazla harcıyorum” diyenler ise katılımcıların yüzde 8,57’sini oluşturuyor.

ÜRETİCİLERLE KULLANICILARIN ARASINDA ENGEL KALKIYOR

Katılımcıların ilgisine sunulan araştırma sonuçlarına göre kullanıcılar, ilgilerini çekmeyen içeriklere de ödeme yapmak yerine, ilgisini çeken içeriklere tek seferlik ödeme yapmaktan yana. Bu da içerik üreticileriyle kullanıcıların daha sıcak bir temasa girmelerini sağlıyor. KiVVON da bu sıcak temasın merkezi olmayı amaçlıyor. Yani, KiVVON’da yayınlanan bir içerik, doğrudan kullanıcının beğenisine sunuluyor ve kullanıcı sadece beğendiği içeriğin ücretini ödeyip takip ediyor. Sözkonusu içerik video, metin, podcast veya grafik olabilir.

KiVVON hem tek seferlik ödeme sistemiyle hem de kullanıcılar ve içerik üreticilerin arasındaki duvarları kaldırmasıyla önümüzdeki süreçte Türkiye’de yepyeni bir dijitalleşmenin önünü açmayı hedefliyor.

COŞKUN (JOSH) TUNA: AİLE BABASI, HÜMANİST, GİRİŞİMCİ

Başarılı girişimci Coşkun “Josh” Tuna, KiVVON Medya’yı Kasım 2021’de kurdu. Halen şirketin tek sahibi ve CEO’su olarak görev yapıyor.

1973 yılında Almanya‘nın Düren şehrinde bir Türk işçi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Josh’un, renkli ve ilginç bir hayat hikâyesi var. Josh, liseden sonra polislik mesleğini seçti ve eski başkent Bonn’da görev yaptı.

1999’da gittiği bir internet kafede internet dünyasını keşfeden Josh; polislik kariyerini o gün bırakmaya karar verip, mitfahrzentrale.de’yi kurarak girişimciliğe adım attı. O cesur karar, birçok başarının da yolunu açtı.

Josh, bir seri yatırımcı olarak bazı zorluklarla karşılaşsa da büyük kazanımlar elde etmesini bildi. Şu an Ströer Group’a (Yayıncılık ve reklamcılık alanında Almanya’nın en büyük şirketlerinden biri) ait olan önceki şirketi Seeding Alliance ile yıllarca çeşitli yayıncıların ve medya kuruluşlarının dijital yayınlarını ve reklamlarını pazarladı. Bu şekilde 2007’den beri hayalini kurduğu gazetecilik ve yayıncılık alanında aktif olma planını hayata geçirdi.

Gazeteciliğin/İçerik üreticiliğinin; nefret söylemi, fake/sahte, anlamsız içeriklerin, ABD ve Asya’dan gelen dev sosyal medya platformlarının tekelleşerek oluşturduğu tehditlerin karşısında kendini savunmak için bir alana ihtiyaç duyduğuna inanan Josh, KiVVON ile birlikte kaliteli yayıncıları bir araya getirerek onlara; güvenli, sağlam ve geleceğe yönelik bir alan sunmayı amaçlıyor.

Kale Grubu, sosyal girişimlerle ortak çalışma zemini oluşturuyor İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın 8. yılında ödül kazananlar açıklandı

Kale Grubu’nun, yaşadığı dünyaya ve çevreye karşı kendini sorumlu hisseden ve bu uğurda hayatları iyileştirmek için harekete geçme cesaretini gösteren sosyal girişimcilere destek olmak amacıyla hayata geçirdiği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın sekizinci yılında ödül kazananlar açıklandı.

Impact Hub Istanbul’un desteğiyle düzenlenen ve Seçici Kurul’un 316 başvuru arasından yaptığı değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde HARCY, İleri Aşama Kategorisinde BLUEIT, İş birliği kategorisinde MORITOYS, Gençlik kategorisinde ise OVERCAMP ödüle değer bulundu.

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, sosyal girişimcilik ekosisteminin Türkiye’de de büyümesinden mutluluk duyduklarını belirterek, “Yol arkadaşı olarak gördüğümüz sosyal girişimcilerle birlikte, dezavantajlı grupları güçlendirme ve yarattığımız sosyal etkiyi artırma yolculuğumuza devam ediyoruz” dedi.

Kale Grubu’nun kurucusu Dr. (h.c.) İbrahim Bodur’un, değerlerini yaşatmayı ve sosyal girişimcilik ekosistemini destekleyerek yaratılan etkiyi büyütmeyi amaçlayan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın kazananları açıklandı.

Bu yıl 4 kategoride toplam 316 başvuru alan ödül programında Seçici Kurul’un yaptığı değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde polyester atığını polyester yününe dönüştürerek atık sorununun önüne geçmeyi amaçlayan HARCY; İleri Aşama kategorisinde sunduğu akıllı su yönetim platformu ile sanayi tesislerinde su israfını azaltmayı hedefleyen BLUEIT; İşbirliği kategorisinde okul öncesi için cinsiyet ayrımı gözetmeyen, yaratıcılığı destekleyen eğitici ve eğlenceli oyuncaklar tasarlayan ve Tohum Otizm Vakfı iş birliğiyle otizmli çocukları da faydalanıcı skalasına alan MORITOYS; Gençlik kategorisinde ise engelli bireylerin yazılım ve tasarım başta olmak üzere teknik beceri setlerini artırmayı, böylece onları iş piyasalarına entegre etmeyi hedefleyen OVERCAMP ödüle değer bulundu.

Zeynep Bodur Okyay: “Sosyal girişimlerin markalarımızla ortak çalışma fikri heyecan verici…”

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, tüm dünyada 10 milyon civarında sosyal girişim olduğunu ve bu işletmelerin dünya çapında 200 milyon işi desteklediğini belirterek, “Sosyal girişimcilik Türkiye’de de yükseliyor. Bu ilerlemede, 8 yıl önce hayata geçirdiğimiz İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programının büyük katkısı var. Sosyal girişimciler dünyada her yıl 2 trilyon dolarlık iş kapasitesi oluşturuyor. Önemli ve gelecek vadeden bir iş potansiyeli. Kale Grubu olarak bu potansiyeli gördük. Sosyal girişimlerin toplum ve çevre sorunlarına çözüm bulma fırsatına sahip olduğuna inandık. Ekosistemi destekliyor, büyütüyor ve sosyal girişimcilerle birlikte gelişiyoruz. Sosyal girişimlerin markalarımızla ortak çalışma fikri heyecan verici… Bu potansiyeli mutlaka değerlendireceğiz. Bu yılın başından itibaren holding fonksiyonlarımızı da etki yatırımlarına odaklanacak şekilde yeniden yapılandırmaya başladık, dezavantajlı grupları güçlendirme ve yarattığımız sosyal etkiyi artırma yolculuğumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Etki Yatırımları Bölüm Başkanı Rana Birden de şunları söyledi: “İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı ile sekiz yıl önce yola çıkarken, sosyal girişimcileri destekleyip kamuoyu önüne çıkmalarını sağlayacağımız, varlığıyla da sosyal etki bırakabilecek bir programı hayata geçirmeyi amaçlamıştık. Bu etkinin, dünyaya iyi bakmak için en iyi yol olduğuna inandık. Öncelikli hedeflerimizden biri, iş dünyasının bakış açısında bir fark yaratabilmekti. Bu yolla sorumlu ve etki odaklı liderliğin meydana getirebileceği değişime dikkat çekmeyi hedefledik. 8 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede bu hedefler yolunda önemli mesafe aldık. Özel sektörün dikkatini sosyal girişimcilik kavramına çekmeyi ve benimsemelerini başardık, iş alanları ile entegre etme yolunda adım atmalarını sağladık.”

Impact Hub Istanbul’un kurucu ortağı Ayse Sabuncu da “Ekosistemin gelişmesine destek verme amacıyla başlatılan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı kapsamında, daima ihtiyaç odaklı bir perspektif izleyen Kale Grubu’nun bu yıldan itibaren etki yatırımı konusuna da odaklanmasından dolayı heyecan duyuyoruz” dedi.

DİBA’da eğitim alan genç sosyal girişimci finale kaldı

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’na sosyal girişimcilerin ilgisi her geçen yıl artıyor. Bu yıl 4 kategoride gelen toplam 316, bugüne kadarki en büyük ikinci başvuru sayısı oldu. Başvuruların yüzde 61’i kadınlardan gelirken, finale kalan girişimler arasında kadın girişimci oranı yüzde 47 olarak gerçekleşti.

Başvuruların coğrafi dağılımı açısından da ilerleme kaydedildi. Bu yıl 165 başvuru İstanbul dışından geldi. Başvuran sosyal girişimler arasında TÜBİTAK’tan destek alanların oranı yüzde 30 oldu. Bu rakam etki girişimlerinin, Ar-Ge desteklerinden faydalandıklarını gösterdi.

Bu yıl ilk kez, Kale Grubu’nun sosyal girişimcilik ekosistemini yeni girişimcilerle beslemek amacıyla üç yıl önce Boğaziçi Üniversitesinin iş birliğiyle hayata geçirdiği Dünyasına İyi Bakanlar Akademisinde (DİBA) eğitim alan genç bir sosyal girişimci, finale kalma başarısını gösterdi.

Sosyal girişimcilere destek veren ödüller

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı kapsamında Erken, İleri Aşama ve İş Birliği Kategorisinde kazananlara 250.000’er TL, Gençlik Kategorisi kazananına ise 50.000 TL ödül verildi. Erken, İleri ve İş Birliği Kategorilerinin kazananları, maddi ödüle ek olarak, Kale Grubu ve Impact Hub Istanbul tarafından iş geliştirme ve yatırıma hazırlık desteği, Gençlik Kategorisi kazananı ekip ise Social Impact Award Türkiye ‘24 programına geçiş ve program kapsamında kapasite geliştirme desteği alma hakkını elde etti.

Ödül gecesinde sahneye çıkan sosyal girişimlere ayrıca Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın öğrencilerinden seramik sanatçısı M. Tüzüm Kızılcan’ın imzasını taşıyan seramik tohum heykeli hediye edildi.

Sivil toplum ve iş dünyasının önemli isimleri değerlendirdi

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı Seçici Kurulu’nda; Founder One Genel Müdürü Ali Şahin, Nivogo Kurucu Ortak ve CEO’su Arnas Akbaş, İş Grubu Yeni Nesil Girişimcilik Başkanı ve 100. Yıl Girişim Sermayesi Yönetim Kurulu Başkanı Barış Karakullukçu, Alethina Etki Girişimcilik Kurucusu Can Atacık, Dünya Ekonomik Forumu /Schwab Vakfı-Küresel Sosyal Girişimcilik İttifakı Başkanı Daniel Nowack, Etkiyap Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil ve Kale Grubu Şirketleri Yönetim Kurulu Üyesi Esra Yazıcı Tözge yer aldı.

KAZANAN PROJELER

HARCY \ Erken Aşama Kategorisi

Harcy, polyester atığını polyester yününe dönüştürerek atık sorununun önüne geçiyor; polyester yünü aracılığıyla düşük karbon emisyonlu, sağlıklı ve dayanıklı yalıtım malzemeleri üretiyor. Polyester atığının yalıtım malzemesi olarak kullanmasıyla döngüsel ekonomi için değer yarattığı kadar; yalıtım malzemesi üreticileri için bütçe dostu, son kullanıcı içinse sağlıklı bir alternatif sunuyor. Harcy, bugüne değin 1,4 ton tekstil atığını ekonomiye geri kazandırarak karbon emisyonunun ciddi düzeyde azalmasına katkı sağladı. www.harcy.com.tr

BLUEIT \ İleri Aşama Kategorisi

Süresel su krizi sorununa odaklanan Blueit, sanayi sektörünün su kaynaklarının en büyük tüketicilerinden biri olduğundan hareketle endüstriyel tesislerde ve ticari binalarda su yönetimini gerçek zamanlı olarak izliyor ve optimize ediyor. Etkin bir su yönetimi sağlamak için ölçüm ve analiz, raporlama, geleceğe yönelik tahminleme, planlama ve verimsiz noktaların iyileştirilmesi şeklinde beş adımlık kapsamlı bir süreç uyguluyor. www.blueitfuture.com

MORITOYS \ İşbirliği Kategorisi

Moritoys okul öncesi için cinsiyet ayrımı gözetmeyen, yaratıcılığı destekleyen eğitici ve eğlenceli oyuncaklar tasarlıyor. Eğitici, kapsayıcı ve erişilebilir oyunlar misyonuyla faaliyetlerini sürdüren Moritoys’un piyasada 35’i aşkın ürünü bulunuyor. Oyun portföyünü otizm spektrumunda yer alan çocukları da kapsayacak şekilde geliştiren MORITOYS,Tohum Otizm Vakfı iş birliğiyle otizmli çocukları da faydalanıcı skalasına aldı. www.moritoys.com

OVERCAMP \ Gençlik Kategorisi

Overcamp, tamamen çevrimiçi düzenlenen, ücretsiz ve erişilebilirliği artırılmış Bootcamp’ler ile engelli bireylerin yazılım ve tasarım başta olmak üzere teknik beceri setlerini artırmayı; böylece ilgili bireyleri iş piyasalarına entegre etmeyi hedefliyor. Kurumlar ile engelli bireyleri eşleştiren, yapay zekâ ile güçlendirilmiş bir altyapıyla eğitime tabi engelli bireylere iş bulmayı; kurumlar için de katma değer yaratmayı misyon ediniyor.

Yapay Zeka, Yeni Bir Çağı Başlatıyor

Yapay zeka stratejisti Kaan Gülten, yapay zeka teknolojilerinin dünya tarihinin en büyük buluşlarından biri olduğunu savunuyor. Gülten, “Yapay Zeka, adeta Big Bang sonrası dünyanın oluşumu gibi, her şeyi yeniden şekillendirecek” diyor.

Bu büyük dönüşüm, sadece teknoloji sektörünü değil, sağlık, eğitim, finans gibi birçok alanı da derinden etkileyecek. Gülten, yapay zekanın sağlayacağı bu büyük dönüşümün, insan yaşamını her yönüyle daha iyi hale getireceğini belirtiyor.

Gülten’in görüşlerine göre, yapay zeka, iş dünyasında verimliliği artıracak, yeni iş modelleri ve fırsatlar yaratacak. Eğitimde ise, kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarak öğrencilerin başarılarını artıracak.

Yapay zekanın sağlık sektöründeki potansiyeli de oldukça büyük. Kaan Gülten, yapay zekanın hastalıkların erken teşhisi ve tedavisinde devrim yaratacağını ifade ediyor. “Yapay zeka sayesinde sağlık hizmetleri daha erişilebilir ve etkili olacak” diyor Gülten.

Özetle, Kaan Gülten, yapay zeka teknolojilerinin büyük bir dönüm noktası olduğuna inanıyor ve bu teknolojinin insanlığın geleceğini şekillendireceğini vurguluyor.

ODE Yalıtım’tan Dünya Çevre Günü’nde Sürdürülebilirlik Vizyonu
Binaların ve endüstriyel tesislerin enerji tüketiminin büyük bir kısmını gerçekleştirdiği günümüzde, yalıtım çözümleri enerji verimliliği açısından kilit bir role sahip. İyi bir yalıtım, binaların enerji verimliliğini artırarak karbon salımını azaltır. Isı transferini minimize ederek ısıtma ve soğutma ihtiyacını azaltır, böylece enerji tasarrufu sağlar. Bunun iklim kriziyle mücadelede önemli bir adım olduğunu belirten ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, sürdürülebilir bir gelecek için dünya standartlarında üstün kalitede yalıtım çözümleri sunduklarını söylüyor.
İklim krizi, dünya genelinde ciddi bir tehdit oluştururken, bu soruna karşı etkili önlemler almak her geçen gün daha da hayati bir hal alıyor. Evler, iş yerleri ve endüstriyel tesisler, enerji tüketiminin büyük bir bölümünü gerçekleştirirken, bu alanlarda kullanılan yalıtım çözümleri enerji verimliliği açısından önemli bir rol oynuyor.
İklim kriziyle mücadelede çalışmalarına devam ettiklerini belirten ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulundu.
“2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefindeyiz”
Türkiye’deki binaların tümünün, daha az enerji harcayıp fosil yakıt tüketimini azaltan ısı yalıtımlı, çevre dostu bir yapıya geçmesi gerektiğini belirten ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “Yalıtım çözümleri; enerji verimliliği, iklim değişikliğiyle mücadele, çevresel sürdürülebilirlik ve yaşam kalitesi gibi birçok alanda önemli katkılar sağlıyor. ODE Yalıtım olarak, çevre bilincinin güçlenmesiyle birlikte, yalıtımın hayati önemi daha da belirgin hale geldiğini her fırsatta vurguluyor ve bu alanda çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. ‘Sıfır Karbon Misyonu’ çerçevesinde yenilenebilir enerji ve diğer çevreci yatırımlarımıza odaklanıyoruz. Eskişehir ve Çorlu’daki altı modern üretim tesisimizde dört binden fazla ürün çeşidi üretiyor ve bu ürünleri 75’ten fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Üretim sürecimizde ve ürünlerimizde enerji verimliliğini önceliklendiriyor, sürekli iyileştirmeyi temel alan bir enerji yönetim sistemi uyguluyoruz. Ayrıca, 2050 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdümüzü belirledik ve bu hedefe ulaşmak için yenilenebilir enerji yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ham madde kaynaklarından başlayarak doğaya duyarlı çözümler geliştirerek, karbon emisyonlarını azaltmaya ve doğayı korumaya devam edeceğiz” dedi.
“İklim Krizi ile mücadeleye devam ediyoruz”
ODE Yalıtım olarak, sürdürülebilir bir gelecek için dünya standartlarında üstün kalitede yalıtım çözümleri sunduklarını söyleyen Ozan Turan, “Bu çözümlerimizle enerji tasarrufunu teşvik ediyor ve iklim kriziyle mücadeleye katkı sağlıyoruz. Ürünlerimizi yalnızca ülkemize değil, tüm dünyaya sunarak çevresel etkimizi genişletiyoruz. Aynı zamanda, Türkiye’nin yalıtım malzemeleri ihracatının yüzde 16’sını gerçekleştirerek ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlıyoruz. 2022 yılında Eskişehir’de Avrupa’nın en büyük yalıtım tesislerinden birini kurduk. 20 bin metrekarelik bu tesisimizin çatısı tamamen güneş panelleriyle kaplı. 2 bin 403 kWp kurulu güce sahip güneş enerjisi sistemiyle yıllık 3,2 milyon kWh enerji ürettik” ifadelerini kullandı.

Ege Ticaret ve Gelişim Zirvesi’nde EGİAD Vurgusu

4 Haziran 2024 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşen ‘Ege Ticaret ve Gelişim Zirvesi’ ilham ve bilgi veren konuşmacıları ağırladı. İş dünyasını buluşturan etkinlikte EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği de İnsan, Ticaret, Gelecek, Buluşmaları kapsamında gerçekleşen oturuma konuşmacı olarak katıldı. EGİAD Başkan Vekili Başak Çayır Canatan’ın moderatör olarak katıldığı etkinlikte, Başkan Vekili Arda Yılmaz Melek Yatırımcılık, Başkan Vekili Kaan Özhelvacı Dernek Faaliyetleri ve Yönetim Kurulu Üyesi Eyüpcan Nadas ise Dijitalleşme başlıklarında konuşma yaptılar. Gündemi belirleyen, çeşitli sektörel STK ve iş örgütlerini ağırlayan, iş dünyasının nabzını tutan, fikir alışverişine imkân tanıyan etkinlik; dijitalleşmeye kapı açan yeni dünya ekonomisinin nabzını tuttu. Yenilik ve gelişmelerin takipçisi olan EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği de platformda yerini aldı.

150 Bin Kişilik İstihdam Gücü

EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Başak Çayır Canatan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Başkan Vekili Kaan Özhelvacı 35 yaşına yaklaşan köklü kurum hakkında bilgi verdi. 800 kadar üyesiyle 3.500 şirketi kapsayan ve yaklaşık 150 bin kişilik istihdam sağlayan bir üretim gücü olduğunu kaydeden Özhelvacı, “Üyelerinin %60’ının yurtdışı ile ortaklık, dış ticaret ve benzeri şekillerde iş birlikleri bulunmaktadır. Üye portföyü içerisinde tekstil, gıda, makina, inşaat, otomotiv, elektrik-elektronik, demir-çelik başta olmak üzere sanayi, tarım ve hizmet sektörlerinden firmalar bulunmaktadır. Her platform ve konuda aktif olarak bulunan dernek, yaptığı düzenli toplantı, çalışma ve faaliyetlerle farklı sektörlerde girişimciliğin özendirilmesine öncülük etmektedir. EGİAD çeşitli sektörlerden yeni üyeleri her zaman kendine çekmekte; kendi içinde bir araya getirdiği bu sektörlerin ekonomik ve fikri alışverişlerde bulunmalarına, onların sektörel veya makroekonomik sorunlarına yönelik çözüm aramalarına, sektörlerdeki gelişme ve büyüme konularında ortak akıl oluşturmalarına yardımcı olmaktadır. EGİAD faaliyetlerinde makro düzeyde Türkiye’deki diğer GİAD, SİAD ve Sivil Toplum Kuruluşları ile bütünleşme ve iş birliği içinde olmaya özen gösterirken, mikro düzeyde ise görev ve sorumlulukları kapsamındaki her türlü araştırma ve geliştirme çalışmalarını Komisyonlar, İcra Kurulları ve Komisyon Alt Çalışma Grupları ile yürütmektedir. Gerek İzmir ve Ege Bölgesi gerekse Türkiye çapında saygın ve güçlü konumunu daha da sağlamlaştırmak; üyelerine ve topluma olan sorumluluğu çerçevesinde daha kaliteli hizmet sunabilmek amacıyla sistemini sürekli yenileme çabası içerisindedir. Geliştirdiği araştırma raporlarıyla gündemin nabzını tutmaktadır” dedi.

NEET olarak ifade edilen, “Ne Eğitimde Ne İstihdamda Yer Alan Gençler” konusundaki faaliyetlere de değinen Özhelvacı, “Gençler, bizim geleceğimizin güvencesi olarak görülmelidir. Bir ülkenin en önemli insan kaynağı potansiyelini temsil etmektedirler. NEET gençlerin eğitim almadan veya istihdam edilmeden geçirdikleri zaman, yeteneklerini geliştirme ve ülkenin rekabet gücü için önemli bir kaynak olan beşerî sermayenin oluşturulmasına katkıda bulunamamaları sonucunu doğurmaktadır. Bu çerçevede EGİAD olarak biz de bu alanda etkin şekilde faaliyetlerimizi yürütüyoruz. NEET Gençler sorununa yönelik İzmir özelinde çözüm önerileri geliştirdiğimiz raporumuzu kısa sürede yayınlayarak, kamuoyuna sunacağız” şeklinde bilgi verdi.

EGİAD Melekleri En Aktif Yatırım Ağı

EGİAD’ın girişimcilik alanındaki çalışmalarına değinen EGİAD Başkan Vekili Arda Yılmaz ise EGİAD Meleklerinin 2023 yılının en aktif Girişimci Melek Yatırımcı Ağı seçildiğinin müjdesini vererek, “Dünyaya açılabilmenin en önemli araçlarından birisinin girişimcilik ve teknoloji girişimciliği olduğunun farkındayız ve o şekilde çalışıyoruz. 2024 yılında da yatırımlarımızın artarak devam etmesi için faaliyetlerimize devam ediyoruz. 2023 yılında hazırladığımız “İzmir Girişimcilik Araştırma Raporu” bizlere ekosistemin geliştirilmesi için yol gösterici oldu. Raporun çıktıları ile edinmiş olduğumuz öğrenimleri ekosistem paydaşlarımız ile paylaşıyoruz. 2010 yılından beri girişimcilik alanında dernek olarak gösterdiğimiz çalışmalarımız sonucunda ise bu alandaki önemli bir gücümüz, EGİAD Melekleri Yatırım Ağı’dır. Belirlenen kriterlere uygun teknoloji, inovasyon odaklı girişimleri yatırımcılarımız ile buluşturuyor, onları hem yatırım süreçlerinde hem de iş geliştirme süreçlerinde yanlarında oluyoruz. EGİAD Melekleri Yatırım Ağı olarak Türkiye’de “Yılın En Aktif Yatırım Ağı” seçildiğimizi de sizlerle paylaşmak isterim. StartupCentrum Girişimcilik Ekosistemi 2023 Ödülleri kapsamında elde ettiğimiz bu ödül, bu alandaki çalışmalarımızın değerini bizlere de bir kez daha hatırlattı” dedi.

EGİAD Melekleri Yatırım Ağı’nın; İzmir, Ege Bölgesi ve Türkiye’deki melek yatırımcı ve risk sermayesi grupları ile ağ ilişkisi içinde olduğundan girişimcilere çok geniş bir ekosistemden yararlanma fırsatı sunduğuna dikkat çeken Arda Yılmaz, “EGİAD üyelerinin sahip oldukları iş kültürü, deneyim ve birikim sayesinde girişimci adayları ilgilenen yatırımcılarla eşleştikleri takdirde projelerine finansman imkânı bulabiliyorlar. 55 Melek Yatırımcı ile bugüne kadar 38 Melek Yatırımcı Girişimci Buluşması yaptık. 40 Yatırım ile 4.5 Milyon Dolar üzerinde yatırımda bulunduk” dedi.

Dijital Dönüşümde Yol Gösterici Çalışmalara İmza Attık

İş insanı olarak hem kişisel hayatında hem de dernek çalışmalarında Dijital Dönüşümü rota olarak aldıklarını ifade eden EGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Eyyüpcan Nadas ise, STK’ların, dijitalleşme yoluyla çalıştıkları alanlar hakkında ulusal ve uluslararası düzeyde farkındalık yaratabilmenin önemine değinerek, “Koronavirüs salgınının tüm dünyayı etkilemesiyle hızlıca çevrimiçi uygulamalara geçiş yapan STK’lar başında EGİAD gelmekteydi. Eğitim, seminer, toplantı ve benzeri etkinliklere pandemi döneminde zaman kaybetmeden start verdik. Bu süreçte sahaya inemeyenler, farkındalık çalışmalarını kamuoyuyla dijital iletişim yoluyla paylaşabildiler. Kısacası, bugün STK’ların sürdürülebilirlik ve gelişmelerinin en büyük yardımcısı dijital dönüşümü sağlayabilmeleri oldu. EGİAD’ın bu dönemki projelerinden biri olan ve kurumun dijitalleşmesinde en büyük adım olarak gösterilen D2 Projesi de bu çerçevede tamamlanarak o dönemde hayata geçirildi. Mobil Uygulama üzerinden iOS ve Android olarak tasarlanan D2 ile EGİAD üyeleri birbirleriyle dijital ağ üzerinden otomatik olarak bağlanmış oldu. Bu kapsamda, kurumun yaptığı her etkinlik dijital ortamdan takip edilebildiği gibi kayıt ve sekretarya gibi işlemlerin ise dijitale aktarılması sağlandı. Bunun dışında son yıllarda Dijital Dönüşüm alanında iki zirve düzenleyerek, kamuoyunun bu konuda bilinçlenmesini sağladık ve yol gösterici konuşmacılara ev sahipliği yaptık” dedi.

Toyota, Şehrin İkonları Yeni Yaris Hybrid ve Yaris Cross Hybrid’i Satışa Sundu 

Toyota, B segmentinde büyük beğeni toplayan, yenilikçi tam hibrit teknolojisiyle yüksek verimliliği ve performansı bir araya getiren Yaris Hybrid ve Yaris Cross Hybrid modellerini yenilenen ürün gamıyla Türkiye’de satışa sundu. B hatchback modeli Yeni Yaris Hybrid, 1 milyon 255 bin TL’den başlayan lansmana özel fiyatlarla sunulurken, B-SUV modeli Yeni Yaris Cross Hybrid ise 1 milyon 490 bin TL’den başlayan lansmana özel fiyatlarla kullanıcıları bekliyor.

Bayilerin yanı sıra online rezervasyonla alınabiliyor

Her zaman müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya odaklanan Toyota, Yeni Yaris Hybrid ve Yeni Yaris Cross Hybrid modeline daha hızlı ulaşmalarını sağlamak adına bu modelleri,  Toyota plazaların yanı sıra online rezervasyon ile de satışa sundu. Yeni Yaris Hybrid’in tüm versiyonları ve Yeni Yaris Cross Hybrid’in ise Passion X Pack versiyonu online rezervasyon kanalında sunularak, markanın yıllar boyunca geliştirdiği güçlü satış ve servis ağını dijital platformlara taşınıyor. Bu modelleri satın almak isteyen müşteriler online rezervasyon yoluyla oldukça kolay bir şekilde satın alma yolculuklarına başlayabiliyorlar. Toyota müşterileri beğendikleri aracı, donanımı ve rengi seçtikten sonra kredi kartı veya dijital bankacılık kanalıyla araçlarını www.toyota.com.tr adresinden 30 bin TL kaparo ile rezerve edebiliyorlar.

İki farklı güce sahip tam hibrit seçeneğiyle geldi

Toyota, Yaris Hybrid ve Yaris Cross Hybrid modellerini, markanın en yeni hibrit teknolojileriyle buluşturdu. Geniş bir tam hibrit ürün gamına sahip Toyota, bu çeşitliliğini Yaris Hybrid ve Yaris Cross Hybrid modellerinde sunduğu iki farklı güce sahip hibrit motor seçenekleriyle daha da arttırdı. Yenilenerek iddiasını daha ileriye taşıyan Yeni Yaris Hybrid ve Yeni Yaris Cross Hybrid, yüksek verimliliğiyle öne çıkan 116 HP tam hibrit ve yüksek performansı düşük yakıt tüketimiyle bir araya getiren 130 HP tam hibrit versiyonuyla tercih edilebiliyor.

Daha performanslı tam hibrit versiyonlar, yüzde 12 artışla 130 HP motor gücüne ve yüzde 30 artışla 185 Nm maksimum torka ulaştı. Bu sayede Yaris Hybrid 0-100 km/s hızlanmasını 9.2 saniyede tamamlarken Yaris Cross Hybrid 10.7 saniyede 0-100 km/s hızlanmasını gerçekleştiriyor. Her iki model de düşük tüketimleri ve düşük CO2 emisyonlarıyla dikkat çekiyor. Yaris Hybrid’in tüketimi 3.9 lt/100 km’ye kadar düşerken B-SUV modeli Yaris Cross Hybrid sadece 4.5 lt/100 km tüketime sahip. Yeni Yaris Hybrid, 96-116 g/km düşük CO2 emisyonuyla da dikkat çekerken, Yaris Cross Hybrid 101-116 g/km CO2 emisyonu ile sınıfının en düşük değerlerini sunuyor.

116 HP’lik tam hibrit versiyonu ise, 116 HP gücü ve 141 Nm torkuyla düşük hızlarda daha keskin tepkiler verecek ve elektrik motorunu daha uzun süre kullanarak verimliliği artıracak şekilde geliştirildi.

İş dünyası dijital dönüşüm için Samsun’da bir araya geldi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği himayesinde, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen Akıllı KOBİ Samsun Dijital Dönüşüm Konferansı, 4 Haziran’da gerçekleşti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği himayesinde ve Samsun Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde “Akıllı KOBİ Samsun Dijital Dönüşüm Konferansı” gerçekleştirildi. Bu yılın üçüncü, serinin altıncı etkinliği olan konferansta; KOBİ’lerin ikiz dönüşüm yolculuğu, dijital iş servisleri, e-ticarette başarının sırrı, iş süreçlerinde dijitalleşme ve e-ihracatta yeni fırsatlar konuları masaya yatırıldı.
Turkcell Dijital İş Servisleri’nin ana, PayTR ve Digital Exchange’in platin, Logo Yazılım, BIS Çözüm ve Eclit’in altın sponsorluğunda gerçekleştirilen Akıllı KOBİ Samsun Dijital Dönüşüm Konferansı’nın ev sahipliğini Samsun Ticaret ve Sanayi Odası üstlendi.
İş dünyasından önemli isimlerin yer aldığı panellerde KOBİ’lerin dijital dönüşümü ve sektörler özelinde faydalı bilgiler paylaşıldı.
Etkinliğin açılış konuşmacılarından TOBB Başkan Yardımcısı ve Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, dijitalleşmeyle birlikte verimliliğin önemine vurgu yaptığı konuşmasında, “Özel sektörü etkileyen önemli konulardan bir tanesi, teknolojilerin çok hızlı değişmesi ve gelişmesi. Yeni teknolojilerden en çok etkilenen kitleyi de KOBİ’ler oluşturuyor. İşte bu yüzden, KOBİ’lerin artık daha hızlı dijitalleşmesi gerekiyor diyoruz. KOBİ’lerin dijitalleşme yolculuklarına baktığımız zaman, dijitalleşmeyi kendi başlarına gerçekleştiremediklerini görüyoruz. KOBİ’ler ile teknoloji tedarikçilerini verimli bir şekilde buluşturacak bir platforma ihtiyaç var. Biz de TOBB olarak KOBİ’lerin dijitalleşmesi konusunda çalışmalarımızı yoğunlaştırdık, daha çok proje geliştirmeye başladık. İşte bu soruna çözüm olmak üzere Akıllı KOBİ Platformu’nu hayata geçirdik. Bu platform ile TOBB logosu altında KOBİ’ler ile teknoloji tedarikçileri arasında güveni ve iletişimi tesis etmeyi hedefledik” dedi.
Etkinliğin bir diğer açılış konuşmacısı Akıllı KOBİ İcra Kurulu Üyesi Başar Ceylan, “Bu yılki Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferanslarının üçüncü durağı Samsun’da KOBİ’lerimizle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyoruz. 2024 yılında hedefimiz altı ilde konferanslarımızı gerçekleştirmek ve 200 bin KOBİ’ye erişmek. Dijital dönüşümün öncüsü oldukça değerli markalarla Türkiye genelinde KOBİ’lerimizin dönüşümlerini hızlandırmayı ve onlara rehberlik etmeyi istiyoruz. Bu misyonla da çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi ile Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’na katkılarından dolayı teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.
Akıllı KOBİ ile KOBİ’lerin Dijital Dönüşüm Yolculuğu panelinde konuşan TOBB Başkan Danışmanı Hasan Çağlayan Dündar, “Dijital dönüşüm TOBB olarak odaklandığımız ana alanlardan biri. Tabii ki dijital dönüşüm sürecine önce TOBB ve Oda-Borsalardan başladık. Üyelerimize sunduğumuz çok sayıda hizmeti dijitalleştirdik. Bununla birlikte, geliştirdiğimiz Akıllı KOBİ Platformu ile Türk iş dünyasının dijital dönüşüm sürecine rehberlik ediyoruz. KOBİ’ler ile teknoloji şirketlerini dijital dönüşüm ortak paydasında bir araya getiriyoruz. Dijital dönüşümü artık yeşil dönüşümle birlikte ele almamız gerekiyor. Buna ikiz dönüşüm deniyor. İşte bu vizyonla TOBB Karbon Platformu ile üyelerimizin yeşil dönüşüm sürecine destek oluyoruz. Bugün Samsun iş dünyasına da ikiz dönüşümün öneminden bahsettik” dedi.
2024 yılında 6 şehirde 200 bin KOBİ’ye ulaşılacak
2023 yılında fizikselde bin 262, online’da ise 100 binin üzerinde KOBİ’ye erişen, toplamda 30 KOBİ’ye 300 bin TL üzeri değerde ücretsiz dijitalleşme çözüm paketlerinin sağlandığı Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferansları, 2024 yılında Samsun’un ardından Türkiye’nin üç ilinde daha KOBİ’lerin dijital dönüşümünü desteklemeye ve hızlandırmaya devam edecek.

Kurban Bayramı için mutfaktaki yardımcılarınız

Kurban Bayramı yaklaşırken kurban kesmeyi planlayanlar etlerle nasıl uğraşacaklarını düşünmeye başladı bile… Fakir Hausgeräte ile saatlerce kasap sırası beklemeden etinizi kendiniz çekebilir, misafirlerinize evde mangal keyfi yaşatabilir, üzerine enfes bir kahve içebilirsiniz.

Kurban Bayramının gelişiyle birlikte Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden olan çeşit çeşit etler, farklı lezzetlerle sofralara geliyor. Kasaplarda saatlerce beklemek yerine evde etlerini kıymaya dönüştürmek isteyenler için Fakir Hausgeräte Steel Proof 1800 Kıyma Makinesi büyük bir şans. Bu makine, paslanmaz çelik dış kaplaması ile yıllara meydan okuyan bir tasarıma sahip olan yine paslanmaz çelik diskleri, 2 kademeli hız ayarı, bıçaklarına etin sinirlerinin sarılmasını engelleyen Ters Çalışma Fonksiyonu, geniş haznesi ve 1800 W gücü ile kıymanızı istediğiniz kıvamda hazırlama özelliğine sahip. Kategorisinin en üst segment ürünü olan model, kurumuş ekmekten en sert peynirlere kadar farklı yiyecekleri öğütme ve özel aparatı sayesinde içli köfte, sosis veya sucuk yapımında da yardımcı olma becerisine sahip.

Etler kıyıldı, sıra pişirmede…

Etler yapıldıktan sonra sıra pişirmekte.Fakir Hausgeräte’nin ürün gamındaki en avangart ürünlerden BBQ Duo Izgara Makinesi aslında bir ızgara makinesinden çok daha fazlasını sunuyor. Aynı anda hem sebze hem de et pişirebilme lüksünü sunan BBQ Duo; özel sıçrama önleyici, yapışmaz döküm ızgara plakaları sayesinde etleri yapışmadan ve suyunu kaybetmeden, temiz ve keyifli bir şekilde yumuşacık hazırlaması, sağlıklı bir pişirme deneyimi sağlayan yağ toplama haznesi ve 5 kademeli ısı ayarı ile Kurban Bayramı’nda kuracağınız pratik ve enfes ızgara sofralarının baş mimarı olacak. 180 derece açılabilir plaka özelliği sayesinde et, tavuk balık, sucuk, sebze gibi dilediğiniz tüm yiyecekleri mükemmel bir şekilde pişirme olanağı sunan Grill Expert Smart Izgara & Tost Makinesi ise Akıllı Pişirme Sensörü ile yiyeceklerin kalınlığını algılıyor ve pişme süresini buna göre ayarlıyor. Bu sayede her seferinde mükemmel pişirme sonuçları sunuyor. Tam 7 farklı pişirme moduna sahip Grill Expert Smart Izgara & Tost Makinesi ile buz çözme fonksiyonundan sandviç, tavuk, sosis-sucuk, et, balık ve hamburgere dilediğiniz her lezzeti tam kıvamında pişirebilirsiniz.

Üzerine mis kokulu kahve ikramı

Kaave Trio Közde & Sütlü Türk Kahve Makinesi, kültürümüzün vazgeçilmezi olan Türk kahvesini modern teknolojinin sunduğu kolaylıklarla birleştirerek kahve severlere sunuyor. Makine kahveyi kömür ateşinde ağır ağır pişirilmiş gibi közde Türk kahvesi lezzetine dönüştürüyor, ideal pişirme sıcaklığı ve süresi ile kahvenin tüm lezzetini ortaya çıkarıyor. Kaave Trio, diğerlerinden farklı olarak Türk kahvesinin yanı sıra sütlü Türk kahvesi ve diğer sütlü sıcak içecekleri de yapabilme özelliğine sahip. Dört fincanlık kapasitesi olan makine, tek tuşla kahve tipi seçimi, köpüğün yüksekliğini algılayarak taşmayı önleyen Luminasense Teknolojisi ve otomatik karıştırma özelliği ile kahveyi yakmadan, taşırmadan, tam kıvamında pişiriyor. Köpük miktarı ise tam da olması gerektiği gibi, bol ve yoğun. Kaave Trio, bu Kurban Bayramı’nda sevdiklerinizle paylaşacağınız keyifli anları daha da özel kılarak, kahve sunumunuzu bir üst seviyeye taşıyacak.

Novartis Kurtköy Üretim Tesisi 20. yılını kutluyor

2004 yılından bu yana faaliyet gösteren tesiste kanser, hipertansiyon, kolesterol, sıtma ve ağrı gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan birçok Novartis ilacının katı oral formları üretiliyor. Sürekli iyileştirme ve yenilik sağlamak için her yıl önemli oranda yatırım yapan Novartis Kurtköy Üretim Tesisi hem Türkiye ekonomisine hem de toplum sağlığına katkıda bulunuyor.

Tesisin 20. yıl kutlaması çerçevesinde düzenlenen etkinlikte Novartis Türkiye Ülke Başkanı Natacha Theytaz Novartis’in Türkiye’deki yatırımları ve hedeflerine yönelik paylaşımlarda bulundu

Bugüne kadar milyonlarca insana ulaşan ve halihazırda sadece Novartis Kurtköy Üretim Tesisi’nde üretilen sıtma ilacının 25. yıldönümü kapsamında Türkiye’de bulunan Novartis Global Sağlık ve Sürdürülebilirlik Başkanı Lutz Hegemann da etkinliğe katılarak, Novartis’in global sağlık ve sürdürülebilirlik politikalarıyla ilgili görüşlerini paylaştı.

Üretim faaliyetlerine Ağustos 2004’te başlayan Novartis Kurtköy Üretim Tesisi kurulduğu günden bu yana büyüyerek Novartis küresel üretim ağının önemli bir parçası haline geldi. 150 kişi ile başlayan yolculuğuna bugün 410 çalışanıyla devam eden fabrika, Novartis bünyesinde hem yerel hem de ihracat pazarları için oral katı form (tablet, kapsül, film tablet, efervesan) üretiminde uzmanlaşmış önemli bir ilaç üretim tesisi olarak öne çıkıyor. 52.000 m²’si yerleşim alanı olmak üzere toplam 110.000 m²’lik bir alana yayılan tesis, Fabrika Direktörü Filiz Gündoğmuş yönetiminde yıllık 130 milyon kutu gibi etkileyici bir üretim kapasitesine sahipken, Türkiye için yaptığı üretimlerin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki 120 ülkeye de ihracat yapıyor.
Tesisin 20. yıl kutlaması çerçevesinde düzenlenen etkinliğe Novartis Türkiye Ülke Başkanı Natacha Theytaz ve Novartis Küresel Sağlık ve Sürdürülebilirlik Başkanı Lutz Hegemann katılarak, değerlendirmelerde bulundu. Etkinliğe İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosluğu’ndan bir heyetin katılımı da gerçekleşti.
Novartis Kurtköy tesisinin 20. yıl dönümünün kutlama etkinliğinde konuşan Novartis Ülke Başkanı Natacha Theytaz, şirketin Türkiye’deki köklü varlığını ve ülkeye olan bağlılığını vurgulayarak “Novartis, Türkiye’de 1955 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Üretimde, araştırma & geliştirme alanında, sahada ve genel merkezde 1.000’e yakın çalışma arkadaşımızdan oluşan özverili ekibimiz, sağlık hizmetlerine katkıda bulunmak için tutkuyla çalışıyor. Yirmi yıldır faaliyet gösteren ve halihazırda 30’dan fazla fabrikadan oluşan küresel ağımızın ayrılmaz bir parçası olan Kurtköy fabrikamızda, kronik hastalıklardaki önemli tedaviler de dahil olmak üzere hayat değiştiren ilaçlar üretiyoruz. Sadece 2023 yılında 80 farklı ürün üreterek 107 milyon ünite gibi etkileyici bir rakama ulaştık. Bunun yanı sıra  2023 yılında 53 farklı tedavimiz Türkiye’de 6,5 milyon hastaya ulaştı. Bu başarıları, Novartis olarak sağlık hizmetlerini geliştirmeye, hastaların yaşamlarını iyileştirmeye ve paydaşlarımızla ortaklıklar gerçekleştirerek Türkiye’nin büyümesini ve gelişmesini desteklemeye olan sarsılmaz bağlılığımızın bir göstergesi olarak görüyoruz.”
Lutz Hegemann ise “Global Sağlık ve Sürdürülebilirlik birimi olarak amacımız, nerede yaşarsa yaşasın veya sosyo-ekonomik durumu ne olursa olsun herkesin yenilikçi tedavilerimizden faydalanabilmesini sağlamak ve sürdürülebilir bir işletme olarak sosyal etkimizi en üst düzeye çıkarmak. Bu tutkumuzu gerçekleştirmek için, sıtma gibi çözülmemiş küresel sağlık sorunlarının üstesinden gelmek amacıyla küresel sağlık ve iş yeteneklerini birleştiriyoruz” diye konuştu.
Hegemann, Kurtköy tesisinin Novartis Global Sağlık çalışmalarındaki önemini vurgulayarak şunları ekledi: “2015 yılından bu yana Kurtköy tesisimizde görev yapan arkadaşlarımız, her yıl dünya genelinde 600.000 kişinin hayatını kaybettiği sıtma hastalığına karşı milyonlarca doz tedavinin üretilmesini sağladılar. Buradaki meslektaşlarımızın özverisi ve sıkı çalışmaları, dünyanın acil sağlık sorunlarından birinin ele alınmasında hayati bir rol oynuyor. Novartis Kurtköy’ün sıtma ile mücadeleye yaptığı katkı paha biçilemez.”
Çevresel ayak izlerini azaltmanın Novartis’in stratejisinin önemli parçası olduğunun altını çizen Hegemann, 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olduğunu da hatırlatarak şirketin çevresel sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini de paylaştı: “İklim, atık ve su üzerindeki etkilerimizi en aza indirmek için iddialı hedefler belirledik. 2030 yılına kadar değer zincirimizde karbon nötrlüğe ulaşmayı ve 2040 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca, 2030 yılına kadar operasyonlarımızda su ve plastik açısından nötr hale gelmeyi hedefliyoruz.”
İklim ve insan sağlığının kesişimine dikkat çeken Hegemann, şunları ekledi: “Net sıfır olmaya ve karbon nötrlüğüne odaklanan azaltmaya yönelik çabalar önemli olsa da, iklim değişikliğinin küresel sağlık üzerindeki devam eden etkisini de uyarlamalı ve yönetmeliyiz. Sıtma gibi hastalıkların iklim değişikliğiyle şiddetlendiği bu iklim ve insan sağlığının kesiştiği noktada, doğrudan iklimle ilgili tehditleri hedefleyen Ar-Ge yatırımlarına devam etmeli ve sağlık alanında yenilikçi çalışmalardan oluşan faydalarının herkese ulaşmasını sağlamalıyız.”

Evidea X Doğa Rutkay Doğa’ya Dönüş Lansmanı Gerçekleşti!

Türkiye’nin önde gelen ev yaşam markası olan Evidea’nın yeni marka yüzü, televizyon ve tiyatro dünyasının sevilen ismi Doğa Rutkay oldu! Bu heyecan verici iş birliğinin ilk ayağında Evidea Soft’un muhteşem Ev Tekstili Yaz Koleksiyonu tanıtıldı!

Mutfak, ev tekstili, ev dekorasyon, tamamlayıcı mobilya, aydınlatma, banyo, elektrikli ev aletleri, ev ve yaşam olmak üzere toplam 8 ana kategoride geniş bir ürün yelpazesi bulunan Evidea, televizyon ve tiyatro dünyasının sevilen ismi Doğa Rutkay ile heyecan verici bir birlikteliğe imza attı. Marka yüzü anlaşmasının ardından projenin ilk ayağında Evidea Soft’un muhteşem Ev Tekstili Yaz Koleksiyonunun lansmanı gerçekleşti. Lansman, ünlü oyuncu Doğa Rutkay, influencer Hale Larisa ve Evidea ev sahipliğinde, ünlü oyuncular ve influencer’lar ile birlikte gerçekleşti. Davetliler, The House Cafe Garden’ın muhteşem atmosferinde, bir yandan marka yüzü Doğa Rutkay’la heyecan verici birlikteliğini kutlarken bir yandan Evidea’nın yeni markası Evidea Soft’un yeni yaz koleksiyonunu yakından tanıma fırsatı buldu.

Tam bir “yaza merhaba” partisi gibi geçen lansman sırasında Doğa Rutkay, “Bir evin ihtiyacı olan tüm ürünleri tek çatı altında sunan, Türkiye’nin ev yaşam perakende markası Evidea’nın marka yüzü olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Doğa’ya Dönüş adıyla gerçekleştirdiğimiz bu lansmanda aramızda olan tüm davetlilere teşekkür ederim. Evidea ile gerçekleştirdiğimiz bu anlamlı birliktelik ile bugün Evidea’nın yeni markası Evidea Soft’u da yakından tanıma fırsatı da buluyoruz. Yeni ev tekstili koleksiyonumuzu hazırlarken doğadan ilham aldığımızı söylemek isterim. Her parçası özenle tasarlanmış, her deseni özenle işlenmiş bu koleksiyon aynı zamanda ruhumuza odaklanıyor. Yıllardır bildiğim, severek takip ettiğim Evidea markası ile birlikteliğimizi duyurmaktan büyük gurur duyuyorum. İlerleyen dönemlerde bizi yeni sürpriz projeler bekleyebilir.” dedi.

Evidea Pazarlama Direktörü Sevde Yıldırım Gezer, lansmanda yaptığı konuşmada şunları belirtti: “Evidea olarak, ev tekstili markamız Evidea Soft’un yaz koleksiyonunu ve yeni marka yüzümüz Doğa Rutkay ile birlikteliğimizi duyurmak bizim için büyük bir heyecan. Evidea müşterileri ile yaptığımız pazar araştırmaları sırasında Doğa Rutkay’ın sıcak ve samimi kişiliğinin, markamızın değerleriyle mükemmel bir uyum içinde olabileceği sonucu çıkmıştı. Buradan yola çıkarak bu birliktelik için adımlarımızı attık. Çok mutluyuz ki, bugün birlikte bu lansman için bir araya geldik.” dedi.

Evidea Soft’ın yaz koleksiyonu, Evidea mağazalarında ve online platformlarda satışa sunuldu. Evidea ve Evidea Soft hakkında daha fazla bilgi almak ve koleksiyonu incelemek için web sitesini ziyaret etmeyi unutmayın!

Sinema ve Gösteri Sanatları İstatistikleri, 2023 Sinema salonlarının sayısı 2 bin 618 oldu

Kayseri ilinde sinema seyirci sayısı 534 bin 57’dir.

Sinema istatistikleri, bu yıldan itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü idari kayıtları temel alınarak yayımlanmaya başlanmıştır.

Sinema Genel Müdürlüğü verilerine göre 2023 yılında 147’si yerli 224’ü yabancı film olmak üzere toplam 371 film vizyona girmiştir. 2023 yılında sinema salonu sayısı 2 bin 618 olurken, sinema salonlarındaki koltuk sayısı 286 bin 603 oldu.

Sinema seyirci sayısı 31 milyon 5 bin 844 kişi oldu

Sinema seyirci sayısı 2023 yılında 31 milyon 5 bin 844 kişi oldu. Yerli film seyirci sayısı 13 milyon 716 bin 5 kişi olurken, yabancı film seyirci sayısı 17 milyon 289 bin 839 kişi oldu.
Tiyatro salonu sayısı 808 oldu

Tiyatro salonu sayısı 2022/’23 sezonunda 808 olurken tiyatro salonu koltuk sayısı 326 bin 713 oldu.
Tiyatro seyirci sayısı %15,2 arttı

Tiyatro seyirci sayısı 2022/’23 sezonunda %15,2 artarak 6 milyon 279 bin 512 oldu. Tiyatro salonlarında oynanan eser sayısı geçen sezona göre %1,7 azalarak 8 bin 223 oldu. Tiyatroda çeviri eser seyirci sayısı %37,5 artarak 1 milyon 726 bin 3 olurken, telif eser seyirci sayısı geçen sezona göre %8,5 artarak 4 milyon 553 bin 509 oldu.Tiyatro salonlarında oynanan çocuk eseri gösteri sayısı %20,2 arttı

2022/’23 sezonunda tiyatro salonlarında oynanan çocuk eseri gösteri sayısı %20,2 artarak 11 bin 551 olurken, yetişkin eseri gösteri sayısı %2,2 artarak 15 bin 848 oldu. Aynı sezonda çocuk eseri seyirci sayısı %25,1 artarken, yetişkin eseri seyirci sayısı ise %9,8 arttı.

Opera ve bale seyirci sayısı %30,2 arttı

Türkiye’de 2022/’23 sezonunda 6 ilde Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı salonlarda opera ve bale gösterisi yapıldı. Opera ve bale seyirci sayısı bir önceki sezona göre %30,2 artarken, gösteri sayısı %15,0 azaldı.Orkestra, koro ve topluluk seyirci sayısı %47,1 arttı
Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı 6 orkestra, 11 koro ve 10 topluluk faaliyet gösterdi. Orkestra, koro ve topluluklarda seyirci sayısı %47,1 artarak 266 bin 23 oldu. Orkestra seyirci sayısı geçen sezona göre %62,3 artarken, koro seyirci sayısı %19,7 azaldı, topluluk seyirci sayısı ise %143,7 artarak 76 bin 479 oldu.
Sera Gazı Emisyon İstatistikleri, 1990-2022 Toplam sera gazı emisyonu 2022 yılında 558,3 Mt CO2 eşdeğeri oldu

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Öğrenci ve velilere tavsiyeler, KTO ve Kayseri OSB’den değerlendirme, yeni araçlar, KESOB’dan küçük esnaf övgüsü, Zabıta haftası kutlama

Yeni dönem öncesinde Odakır’dan öğrenci ve velilere tavsiyeler  “BUGÜNÜN VE YARINLARIN OLANAKLARINI İYİ DEĞERLENDİRİN” Kayseri …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427