EİB Sürdürülebilirlik Raporu’nu açıkladı
Dünyanın en önemli sürdürülebilirlik inisiyatifi Global Compact’a 2019 yılında üye olan, 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden, Türkiye’de sürdürülebilirlik alanında en fazla projeyi hayata geçiren kurumların başında gelen Ege İhracatçı Birlikleri, “2020-21 Yılları Sürdürülebilirlik Raporu”nu kamuoyu ile paylaştı.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, kurum olarak, tüm sektörlerin geleceği açısından çok önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı.
“Bu kapsamda Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettik. Bu çabaları sistematik hale getirebilmek, sürdürülebilirlik konularının kurum içi süreçler ile bütünleşmesini sağlamak ve sürdürülebilirlik performansını ve raporlanmasını takip etmek amacıyla Sürdürülebilirlik Komitemizi kurduk. Sürdürülebilirlik Komitemiz, korona virüse rağmen dijital ortamda yoğun bir mesai yaptı ve “Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Manifestosu”nu oluşturdu. Manifestomuz bundan sonraki süreçte sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalarımız için gerekli yol haritasını oluşturmuş oldu.”
URGE Projeleriyle firmaların sera gazı emisyonu envanterini çıkarıyoruz
Ulusal ve uluslararası ağlara dahil olarak aktif görevler aldıklarını vurgulayan Eskinazi, 2019 yılında Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilirlik ile ilgili en büyük inisiyatifi Global Compact’a üye olan ilk İhracatçı Birliği olduklarını açıkladı.
“2021 yılı sonunda da üyeliğimizin ilk iki yılı kapsamında gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri, hazırladığımız Sorumluluk Bildirim Raporu ile yayınladık. Sıfır atık projesi başlattık ve Türkiye’de sıfır atık belgesi alan ilk ihracatçı birliği olduk. Sanayi ve tarım sektörlerimizin çevreci ve düşük karbonlu üretim modeline geçişlerini hızlandırmak için firmalarımıza URGE projelerimizle destek veriyoruz. Yürüttüğümüz URGE projeleri ile firmalarımızın faaliyetlerinin çevre mevzuatı ile uyumlu hale gelmesini sağlıyor ve onların sera gazı emisyonlarının envanterini çıkarıyoruz.”
Jak Eskinazi, “Hazır giyim, tekstil, demir/demirdışı metaller ve gıda sektörlerine yönelik sürdürülebilirlik odaklı URGE projelerimiz başarılı bir şekilde ilerliyor. Maden sektörümüz de sürdürülebilirlik odaklı URGE projesi başlatmak için duyuruya çıktı. Maden sektöründeki firmalarımızı URGE Projemize katılmaya davet ediyoruz. Online ortamda, üyelerimize sürdürülebilirlikle ilgili bilgilendirici bültenler gönderiyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri üyesi 8 bini aşkın ihracatçı firmamızın sürdürülebilirlik konusundaki yetkinliklerini artırmak için ‘EİB Sürdürülebilirlik Günleri’ eğitim programını düzenliyoruz. Bu kapsamda üçüncü dönem eğitim programımıza başladık ve eğitimlerimize oldukça yoğun bir katılımın olduğunu gözlemliyoruz.” dedi.
Türkiye’deki İhracatçı Birlikleri arasında ilk kez Sürdürülebilirlik Proje ve Eğitim Departmanı
Sürdürülebilirlik faaliyetlerini geliştirebilmek için insan kaynağına yatırım yaptıklarını anlatan Eskinazi, çevre mühendisleri istihdam ettiklerinden bahsetti.
“AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörlerimizi daha iyi hazırlayabilmek için Türkiye’deki İhracatçı Birlikleri arasında ilk kez Birliklerimiz bünyesinde Sürdürülebilirlik Proje ve Eğitim Departmanı’nı kurduk. Böylelikle sürdürülebilirliğe daha fazla odaklanıp faaliyetlerimizi tek bir noktadan koordine edebileceğiz. Sürdürülebilirlik Proje ve Eğitim departmanımızı aynı zamanda firmalarımızın yeşil dönüşüm süreci kapsamındaki konularda bilgi alabileceği bir yapı olarak kurguluyoruz.”
Jak Eskinazi, “Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda karbon vergisi gibi yeni uygulamalar ile başta demir-çelik, kimya, otomotiv, tekstil olmak üzere birçok sektörümüzün ihracatının ve rekabet gücünün etkileneceğini biliyoruz. Bu süreçte bizler de Avrupa Yeşil Mutabakatını gündemimizin ana maddesi olarak tutuyoruz. Az önce özetlemiş olduğum faaliyetlerimiz ve sürdürülebilir ihracat bakış açısıyla üyelerimizin kapasite gelişimine ve yetkinliklerinin artırılmasına katkı sağlamak için uğraş veriyoruz.” diye konuştu.
Sürdürülebilirlik faaliyetlerini raporlayan ilk İhracatçı Birliği ve meslek kuruluşu
Özellikle son iki yıldır yoğun bir şekilde yürüttükleri tüm kurumsal çalışmaları kapsamlı bir rapor haline getirdiklerini açıklayan Eskinazi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu rapor ile kurumumuzun sürdürülebilirlik faaliyetlerini ve performansını tüm üyelerimiz ve paydaşlarımızla şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Rapor, Birliğimizin sürdürülebilirlik stratejisi çerçevesindeki hedeflerini, ekonomik, çevresel ve sosyal performansını ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına yaptığımız katkıları içeriyor. Bu noktada sürdürülebilirlik faaliyetlerini raporlayan ilk ihracatçı birliği ve meslek kuruluşu olduğumuzu söyleyebilirim.”
Jak Eskinazi, “Raporumuzun Kurumsal Sürdürülebilirlik bölümünde sorumlu yönetim ilkeleri kapsamında paydaşlarımızla ilişkilerimizi, sürdürülebilirlik anlayışımızı ve bu alandaki önceliklerimizi aktardık. Çevresel Sürdürülebilirlik bölümünde ise çevresel sorumluluklarımızı paylaştık; atık yönetimi süreçlerimize ilişkin bilgi vererek son iki yıla ait atık miktarlarımızı ve son üç yılı kapsayacak şekilde sera gazı emisyonlarımızı hesapladık ve raporladık. Aynı şekilde son üç yıla ilişkin su ayak izi değerlerimizin analizi de bu raporda bulunuyor.” dedi.
Çevreye etkimizi kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz; EİB korusu oluşturarak 4.800 adet ağaç dikmeyi taahhüt ediyoruz
Eskinazi, EİB’nin sera gazı emisyonlarının Birlik araçları yakıt tüketimleri, satın alınan elektrik ve yangın söndürücüleri ile iş seyahati amaçlı kullanılan uçak ve kiralık araçlardan oluştuğunu açıkladı.
“Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3 emisyonlarımızı ISO 14064-1 standardına uygun olarak hesapladık. Raporumuzun bu bölümünde sera gazı emisyonlarımıza ilişkin birçok ayrıntılı tablo ve analize yer vererek çevreye etkimizi kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Bu sayede sera gazı emisyonlarını raporlayan ilk ihracatçı birliği olduk. Bu kapsamda 2019 yılından itibaren geçen 3 yılda toplam 1.990 ton karbondioksit emisyona karşılık, karbon-nötr hedefimiz doğrultusunda EİB korusu oluşturarak 4.800 adet ağaç dikmeyi taahhüt ediyoruz.”
Birliklerimizin karbon ve su ayak izini ilk defa hesapladık
Jak Eskinazi, raporun diğer bölümlerinde EİB’nin insan kaynakları politikaları, dijitalleşme çalışmaları, farkındalık oluşturma ve bilgilendirme faaliyetlerini, sürdürülebilirlik alanındaki projelerini, sektörel saha çalışmalarını ve paydaşlarla iş birliğinde yürüttükleri faaliyetleri ayrıntılı olarak aktardıklarını söyledi.
“Rapor hazırlık sürecine baktığımızda ise yorucu ancak bizim için bir o kadar da öğretici olduğunu söyleyebiliriz. Rapor ortaya çıktıktan sonra sürdürülebilirlik alanındaki eksiklerimizi ve daha fazla odaklanmamız gereken alanları net bir biçimde gördük. Bu rapor vesilesiyle Birliklerimizin karbon ve su ayak izini ilk defa hesapladık. Bundan sonraki süreçte ise sürdürülebilirlik raporumuzu her yıl düzenli olarak yayınlayacağız. Atık miktarımızı, enerji tüketimimizi, karbon ve su ayak izimizi azaltmak için kendimize hedefler koyacağız.”
İhracatçı firmaların hazırlık yapmaları ve altyapı oluşturmaları gerekiyor
Eskinazi, “Bu noktada özellikle bir konuyu ihracatçı firmalarımızın dikkatlerine sunmak istiyorum. Sürdürülebilirlik raporlaması zorunlu olan firmaların kapsamı gün geçtikçe genişliyor. Özellikle Avrupa Birliğinde bu yönde atılan adımlar var. Dolayısıyla ihracatçılarımızın konuya ilişkin olarak şimdiden hazırlık yapmaları ve altyapı oluşturmaları gerekiyor. Bu kapsamda Birliğimizin sürdürülebilirlik raporunun firmalarımızda bir farkındalık oluşturmasını ve örnek teşkil etmesini temenni ediyoruz.” dedi.
İhracatçıların Sürdürülebilirlik Harcamalarının Desteklenmesi Kapsamında Destek Tebliği hakkında çalışıyoruz
Firmaların sürdürülebilir üretim için yaptığı harcamalara da aynı şekilde teşvik verilmesini istediklerinin altını çizen Eskinazi, şunları anlattı;
“EİB olarak ‘AB Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde İhracatçıların Sürdürülebilirlik Harcamalarının Desteklenmesi Kapsamında Destek Tebliği’ hakkında çalışıyoruz. İhracatçı firmalarımıza yönelik devlet teşviklerinde sürdürülebilirlik odaklı bir mekanizma bulunmuyor. Global rekabetin arttığı değişen dünyada ihracatçılarımızın sürdürülebilirlik kapsamındaki harcamalarının ayrı bir Tebliğ başlığı altında desteklenmesine ihtiyaç duyulduğunu biliyoruz. Böylelikle firmalarımız su, atık yönetimi ve enerji gibi konularda tasarruf yapabilme yetenekleri iyileştirerek döngüsel ekonomiye geçiş sürecimizi hızlandıracağız.”
Türkiye yeşil ülke olacak ve hepimiz bunun için çalışmaya devam ediyoruz
Türkiye’nin enerji kullanımının yaklaşık yüzde 18’ini yenilenebilir enerjiden sağladığını, hidroelektrik de dahil edildiğinde yüzde 50’ye yaklaştığına değinen Eskinazi, “Yenilenebilir enerjiyle ilgili yatırımlar planlanıyor. Güneş enerjisinin bireysel olarak kullanılması, fabrikalarda, organize bölgelerde, sanayi yapılarında kullanılması gerekiyor. Türkiye yeşil ülke olacak ve hepimiz bunun için çalışmaya devam ediyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.
Çiğdem Önsal: EİB Sürdürülebilirlik Raporumuz Türkiye’ye örnek ve temel bir başlangıç noktası
EİB Genel Sekreter Yardımcısı Çiğdem Önsal, EİB Sürdürülebilirlik Raporunun her yıl aynı titizlikle geliştirilerek hazırlanacağını taahhüt ettiklerini açıkladı.
“Raporumuzu 8 bine aşkın üyemize örnek teşkil etmesi için oluşturduk. Sürdürülebilirlikte destek ve yardıma ihtiyacı olan firmalarımız için temel bir başlangıç noktası olacak raporumuz EİB Sürdürülebilirlik Çalışma Komitesi ve Sürdürülebilirlik Proje ve Eğitim Departmanımızın destekleriyle kendi iç kaynağımızla hazırlandı. Aynı zamanda sürdürülebilirlik raporu hazırlama aşamasında olan firmalara da destek verebiliriz. Bir İhracatçı Birliği olarak sürdürülebilirlik anlamında birçok ilke imza attık. Sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarımız da devam edecek.”
EİB Sürdürülebilirlik URGE projeleriyle sahaya indi
URGE projelerine giren firmaların sürdürülebilirlik desteği aldığını anlatan Çiğdem Önsal, “4 tane URGE Projemiz var. Her birinde ortalama 20-25 firmamız yer alıyor. Sürdürülebilirlik tüm sektörlerimizin gündeminde. Biz önce farkındalık yaratarak, iki üç yıldır eğitimlerle sürdürülebilirlik başlığını üyelerimizin ajandasına sokmaya çalıştık. Sonrasında URGE projeleriyle sahaya indik. Böylece firmalarımızın sahadaki ihtiyacına yanıt vermek istiyoruz. Önümüzde AB Yeşil Mutabakatı gibi net bir hedef var. Firmalarımızı iyi uygulama örnekleriyle bir araya getirmeye çalışıyoruz.” dedi.
EİB, 2022 Avrupa Mesleki Beceriler Haftasında yer alıyor
Önsal, EİB’nin sürdürülebilirlikte ileri aşamada olan Kuzey Avrupa ülkeleriyle yakın temas halinde olduğunu, onların çalışmalarını üyeleriyle buluşturduklarını söyledi.
“Milli Eğitim Bakanlığı boyutunda AB Yeşil Mutabakatı yakından takip ediliyor. 2022 Avrupa Mesleki Beceriler Haftası, 12-13 Mayıs tarihlerinde Mesleki Eğitim Öğretim ve Yeşil Dönüşüm teması ile yapılacak. İzmir ayağında 11 Mayıs’ta “2050’ye doğru mesleki eğitim ve Yeşil Mutabakat Planı” başlığıyla AB Yeşil Mutabakatı’nın mesleki eğitimi nasıl şekillendirmesi gerektiğine dair öncelikli etkilenecek sektörlerimizin temsilcilerinin görüşlerine yer verilecek bir webinar yapacağız.”
107 YILLIK ÇINAR YATIRIMLARINI SÜRDÜRÜYOR, AKANSU GROUP’TAN KAYSERİ’DE GÖVDE GÖSTERİSİ
Kayseri’nin önde gelen ailelerinden Akansu Group 1 asırlık iftar geleneğini bu yıl da sürdürdü. Akansu Grup’un 107’inci yılının da kutlandığı yaklaşık bin kişinin katıldığı iftarda şehrin ileri gelenleri de misafir olarak yer aldı.
Kayseri’nin ve Türkiye’nin önde gelen firmalarından Akansu Group, bir asırdır sürdürdükleri iftar yemeği geleneğine pandemi nedeniyle verdikleri iki yıllık aranın ardından görkemli bir organizasyonla devam etti. Türk sanayisinin bir asırlık çınarı bu yılki organizasyonunda 107’inci yılını da kutladı. İftar yemeğinde yine ülkenin bir numaralı cam üreticisi Şişecam temsilcileri, Kayseri’nin önde gelen iş insanları katıldı. Yemek sonunda Akansu Group’un ilk on müşterisi plaketle onurlandırıldı.
VECDET SALGIN: TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR AİLE
TOBB Cam ve Cam Ürünleri Sanayi Meclis Başkanı ve Şişecam Satış Müdürü Vecdet Salgın da Akansu Group’un Türkiye için önemli bir aile olduğunu vurgulayarak organizasyon için Yılmaz Akansu nezdinde tüm aileye teşekkür etti.
YILMAZ AKANSU: ÖNCELİĞİMİZ ÜLKE VE MİLLET SEVGİSİ
Organizasyon semazen gösterisi ile başlarken Akansu Group Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akansu iftar öncesi verdiği demeçte şirketin 2022 ve ileriki dönemler için hedefleri konusunda önemli açıklamalar yaptı.
Akansu Group’un 107 yıllık tarihinde en önemli motivasyonunun ülke sevgisi olduğunu belirten Yılmaz Akansu Rusya-Ukrayna savaşına rağmen yatırımları konusunda geri adım atmayacaklarını vurguladı.
“Önceliğimiz, ülkemize ve milletimize hizmet etmek” diyen Akansu, organizasyonla ilgili, “Bugün bizim için özel bir gün, kuruluşumuzun 107’nci yılı. Yola ‘Biz Büyük Bir Aileyiz’ sloganıyla çıktık. Geniş ve büyük bir ailemiz var. Bunu iftar yemeği ile taçlandırmak istedik” ifadelerini kullandı.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle piyasalarda yaşanan durgunluğa rağmen yatırımlarında geri adım atmadıklarını belirten Akansu, şirketin Kuvay-ı Milliye ruhuyla hareket ettiğini şu sözlerle ifade etti;
Hedeflerimize planlarımız dâhilinde devam ediyoruz. Şirketimizin kuruluş zamanı savaş dönemiydi. Dedelerim büyük zorluklar yaşadı, buna rağmen önceliğimiz her zaman ülkemize ve milletimize hizmet etmek oldu. O günlerden bu günlere geldik. Bugün de aynı ruhla hareket ediyoruz. “
FİNANS UZMANI ÖZSOY: BURADA OLMAKTAN ONUR DUYUYORUZ
Ekonomist Finans Danışmanı Murat Özsoy ise, “Çok kıymetli bir etkinlikte beraberiz. Akansu Group cam, plastik pencere ve alt yapı boru üretimi ile Türkiye’nin önemli kuruluşlarından biri. 107 yıl boyunca ülkenin ekonomisine, büyümesine, ihracatına katkıları azımsanmayacak derecede. Firmanın ticari kaygılardan ziyade bunları ön planda tutması Akansu Group’u Türkiye gündeminde farklılaştıran en önemli unsurlardan bir tanesi. Burada da ‘Biz Büyük Bir Aileyiz’ sloganıyla bir aile bilinciyle toplanmış bulunuyoruz. Yılmaz Akansu da dördüncü nesil olarak bu misyonu üstenmiş durumda. Biz de kendisiyle olmaktan onur ve gurur duyuyoruz” dedi.
OĞUZ KAYHAN: 107 YILDIR BÜYÜYEN BİR KURUM
Akansu Group’un İcra Kurulu Üyesi Oğuz Kayhan, “Böyle bir ortamda olmaktan çok mutluyum. Kurumların en önemli özeliklerinden biri tarihi geçmişleri. Düşünüldüğünde 107 yıl çok büyük bir zaman. 107 yılda sürekli gelişerek bu güne gelen bir kurumdan bahsediyoruz. Giderek de büyüyor. Türkiye’nin güzide kuruluşlarından biri. Zaten çok iyi durumda inşallah daha da iyi duruma gelecek” dedi.
Organizasyon, Akansu Grup’un Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerine verilen plaketlerin ardından edilen dua ile sona erdi.
KPMG’nin gayrimenkul sektöründe dijital trendler raporu yayımlandı
KPMG’nin konutların, binaların ve şehirlerin dijitalleşmesinin sunduğu fırsatlara yer verdiği 2022 yılı “Real Estate + Real Innovation” raporunda, gayrimenkul sektörünü dönüştüren 10 dijital trend açıklandı. KPMG’nin gayrimenkul sektöründe dijital trendleri araştırdığı 2022 yılı “Real Estate + Real Innovation” raporunda gelecekte sektörü değiştirecek inovasyonlara ve teknolojilere yer veriliyor. Konutların, binaların ve şehirlerin dijitalleştirilmesinin sunduğu fırsatlara değinildiği “Akıllı Altyapılar” bölümü ile başlayan rapor, kurumların bu değişime ayak uydurmasını sağlayacak BT mimarilerine yer verilen “Akıllı Şirketler” başlığı ile devam ediyor. Raporda son olarak, kurumsal kültürün ve çalışanların dijital dönüşümün uygulanmasında ve BT güvenliğindeki önemli rolüne değiniliyor. Hazırladıkları raporla ilgili açıklamada bulunan KPMG Türkiye Gayrimenkul Sektör Lideri Hakkı Özgür Sıvacı, dijital dönüşümün pek çok sektöre dokunduğunu, bunlardan birinin de gayrimenkul sektörü olduğunu söyleyerek, “Gayrimenkul sektörü, sosyo-politik gelişmeler ve yasal düzenlemeler nedeniyle giderek daha fazla gündeme gelen bir sektör. Bu sektörde faaliyetler, uygun fiyatlı yaşam alanlarının inşasından teknolojinin etkisi ile yeni işyeri modellerinin uyarlama ihtiyacına kadar bir çalışmayı da içeriyor. Ayrıca artık bu piyasaya dahil olanlar, teknoloji alanındaki yeniliklerin faaliyetlerini nasıl şekillendireceğini de hiç olmadığı kadar daha fazla düşünüyor. Hızla gelişen teknolojilerin olanaklarından anlamlı bir şekilde yararlanmak ve böylece gayrimenkul sektörünün yapısını ve süreçlerini sürdürülebilir bir şekilde değiştirebilmek başarıya giden yolda kilit bir rol oynuyor” dedi. Gayrimenkul sektörünün yakın gelecekte dijitalleşme sayesinde muazzam fırsatlara ve potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Sıvacı, dijitalleşmenin gayrimenkul şirketlerinin gayrimenkul sahiplerinin taleplerini karşılamasını mümkün kılan yeni BT mimarilerinin hayata geçirilmesini sağladığını söyledi. Dijital altyapının artan gelişimi nedeniyle akıllı konutlar, akıllı binalar ve akıllı şehirlerin teknik olarak da birbirine daha da yakınlaştığını ifade eden Sıvacı açıklamasının devamında şunları söyledi: “Çeşitli sensörlerden elde edilen verilerin yerinde analizi sayesinde konutta yaşayanlara özel etkileşimler sunulabilir. Verileri temel alarak akıllı bir şirkette dönüşenler; gayrimenkul sektörü ve iç süreçlerden aldıkları bilgileri hedefe odaklı bir şekilde kullanabilir. Bu şekilde uygulayacakları akıllı otomasyonlar, yapıların kendi kendilerini optimize etmelerini de mümkün kılabilir. Teknolojinin getirdiği bu yeni gayrimenkul sektörü yapısı içerisinde çalışanların da dijital dönüşüme katılımları gündelik aksiyonlara dönüşecek yeni dijital fırsatları ortaya çıkarabilir, aynı zamanda siber riskleri de azaltabilir. Gayrimenkul sektörü tüm bu değişimleri başarıyla hayata geçirebilecek dijital donanıma sahiptir, çünkü bunun için ihtiyaç duydukları teknolojiler zaten mevcuttur. Gayrimenkul sektörünün liderleri, tüm bu fırsatlardan yenilikçi bir şekilde faydalanmalı ve dijital dönüşümü başlatma cesaretine sahip olmalıdır.” KPMG’nin araştırmasında gayrimenkul sektöründeki 10 dijital trend şöyle sıralanıyor:Konut + Açık Platformlar: Akıllı konutlar için standartların ve sistemlerin çeşitliliği artmaya devam edebilir aynı zamanda ticari binalar için yenilikçi kullanım durumları oluşturabilir. Ancak tüm akıllı konut cihazları için hala evrensel bir standart oluşması beklenmiyor. Bunun yerine, birçok farklı protokol ve sistem rekabet etmeye devam edecek.
Altyapı + Bağlantı: Yüksek performanslı altyapılar, binaların pazarlanabilir olma durumu ve artan kullanım gereksinimlerinin karşılanması için kritik bir başarı faktörüne dönüşüyor. Dijital altyapısı olmayan mülkler gelecekte pazar gereksinimlerini karşılayamayabilir ve bu mülkler değer açısından büyük olasılıkla kayıplara uğrayacak. Bu nedenle bina altyapısına yapılacak yatırımlar daha önem kazanıyor.
Binalar + Veri: IoT ile donatılmış binalar, yalnızca yerinde yapay zekâ ve veri analitiği kullanılarak gerçekten “akıllı” hale gelebilir. Yapay zekanın (AI) kullanımı, verileri derinlemesine ve hassas bir şekilde yerinde işlemeyi mümkün kılarak akıllı binaların enerji kullanımı açısından daha verimli binalara dönüşmesini sağlıyor.
Şehirler + Bağlantılı Hizmetler: Akıllı şehirler, büyük olasılıkla kamu altyapısının (kamu hizmetleri, trafik ve ulaşım) yönetimini daha da otomatikleştirecek ve genişletilmiş bir e-hizmet yelpazesi sunacak. IoT veya Hizmetlerin İnterneti (IoS) gibi teknolojiler, kamu altyapısını daha verimli hale getirme ve böylece akıllı şehir yolunda önemli faydalar yaratma potansiyeline sahip.
ERP + Dijital Ekosistemler: Gayrimenkul sektörü değer yaratmak amacıyla benzersiz bir model oluşturmak için geleceğe yönelik çözümlere ihtiyaç duyuyor. Giderek daha fazla şirket temel iş yönetim sistemlerini modernize ediyor ve gayrimenkul yönetimi uygulamalarını dijital ekosistemlere entegre etmek istiyor. Şirketlerde veri yönetiminin bel kemiğini oluşturan modern kurumsal kaynak planlaması (ERP) sistemleri bu ihtiyaçları karşılayarak gayrimenkul yönetimi çözümlerinin dijital ekosistemini entegre ediyor.
Sürdürülebilirlik + Blok Zinciri: Blok zinciri; merkezi olmayan, şeffaf ve geri alınamaz işlevselliği ile gayrimenkul sektöründe veri alışverişinde devrim yaratabilir ve büyük ölçekli çevresel ve sosyal veri setlerinin gerekli yönetimini sağlayabilir.
İş Geliştirme + Otomasyon: Robotik süreç otomasyonu, yapay zekâ ve süreç madenciliği teknolojilerinin derin entegrasyonu, verimlilik için önemli bir etkene dönüşüyor. Hızlandırılmış karar verme süreçlerine, aşırı dijital bilgiye ve esnek çalışma modellerine yanıt olarak, süreçleri otomatik olarak analiz eden ve yürüten birleşik teknolojiler ortaya çıkıyor. Bunların kullanımı, veriye dayalı iş geliştirme için doğru koşulları yaratıyor.
Veri + Bulut Bilişim: Şirket içi veri göllerinin yerini çoklu bulut ortamları ve tamamen mobil BT ortamları alıyor. Veri ambarlarının aksine, veri gölleri veri hacimleriyle ve özellikle IoT’nin veri yapısı ve sensör tabanlı verilerle daha iyi başa çıkabilir. Mobil BT ortamlarının temeli olarak düzenlenmiş çoklu bulut çözümleri, büyük olasılıkla şirket içi çözümlere üstün gelecek.
Dijital Dönüşüm + Çalışanlar: Dijital yetkinlikler ve bu yöndeki kültürel değişimler, dijitalleşmenin hızı ve benzersiz satış imkanlarının gerçekleştirilmesi için çok önemli hale geliyor. Bir şirketin dijitalleşme seviyesi, şirketin ve çalışanlarının yeni teknolojilere uyum sağlaması ile orantılıdır.
Siber Güvenlik + Veri Koruma: Bir siber saldırı nedeniyle artık erişilemeyen veya çalınan veriler, şirketin itibarına zarar vermenin yanı sıra varlığının devamı için de önemli bir risk oluşturabiliyor. Siber güvenlik ve veri korumanın artan önemi yeni, daha profesyonel yönetim rollerini de ortaya çıkarıyor.
TÖDEB, ödeme sektörüne gelişmiş insan kaynağı yetiştirmek üzere harekete geçti
Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (TÖDEB), ödeme sektörüne gelişmiş insan kaynağı yetiştirmek üzere iki önemli işbirliği başlattı. 42 Okulları’yla yapılan işbirliği kapsamında TÖDEB tarafından 42 İstanbul Okulu’nda eğitim gören öğrencilere ödeme ve elektronik para sektörünün tanıtımı yapılacak. Patika.dev işbirliğiyle yürütülen proje kapsamında ise Patika.dev bünyesinde JAVA ve .NET eğitimlerine özel iki adet TÖDEB sınıfı açıldı. Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (TÖDEB), sektördeki nitelikli insan kaynağı ihtiyacının karşılanması amacıyla iki önemli projeyi hayata geçirdi. 42 Okulları işbirliğiyle başlatılan proje kapsamında, 42 İstanbul Okulunda eğitim gören öğrencilere, “10 Oturum – 10 Konuşmacı” etkinlikleriyle ödeme ve elektronik para sektörünün tanıtımı yapılacak. Her oturumda TÖDEB üyesi bir konuşmacı tarafından sektöre ilişkin bir konu başlığı anlatılarak, öğrencilerin sektör hakkında merak ettiği sorular cevaplandırılacak. TÖDEB bir diğer işbirliğini ise Patika.dev ile gerçekleştirdi. Yazılımcı yetiştirilmesine yönelik olarak “Bootcamp” adı verilen ortalama otuz kişilik sınıflarda, sekiz hafta ve haftada 40 saate kadar online eğitimler veren bir kuruluş olan Patika.dev işbirliğiyle yürütülen proje kapsamında, Patika.dev bünyesinde JAVA ve .NET eğitimlerine özel iki adet TÖDEB sınıfı açıldı. TÖDEB ve Patika.dev tarafından yapılan çağrılar kapsamında öğrenci başvuruları alınmaya devam ediyor ve başvurulara ilişkin yapılacak değerlendirmeler neticesinde eğitim almaya hak kazanan öğrenciler belirlenecek. Eğitim programı ise ödeme ve elektronik para sektörüne özel ilave içerikler de yer alacak şekilde Patika.dev ve TÖDEB tarafından belirlendi. Eğitim boyunca da TÖDEB üyeleri, öğrencilerle bir araya gelerek, öğrencilerin ödeme ve elektronik para sektörünü tanıyacakları interaktif gelişme ortamları yaratılacak.“İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Tarım”
“İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Tarım” konusu TÜSİAD ve Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı’nın webinarında ele alınacak
TÜSİAD ve Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı’nın işbirliğinde 28 Nisan Perşembe günü 15:00-16:30 saatleri arasında “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Tarım” başlıklı webinar düzenlenecek. Etkinlikte, Türkiye’den ve İngiltere’den uzman konuşmacıların katılımıyla iklim değişikliği ile mücadelede tarımsal üretimin yanı sıra Avrupa Yeşil Mutabakatı ve üretici perspektifinden sürdürülebilir tarım için iyi uygulamalar ele alınacak. Etkinliğin açılış konuşmalarını, Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu ve Doğu Avrupa ve Orta Asya (EECAN) Ticaret Elçisi Kenan Poleo, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji, Çevre ve İklim Değişikliği Yuvarlak Masa Lideri Cevdet Alemdar ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda, Tarım ve Hizmetler Yuvarlak Masa Lideri Ozan Diren yapacak. Açılışın ardından gerçekleşecek “Köprü Diyaloğu- İklim Değişikliği ile Mücadele Sürecinde Tarımsal Üretim” başlıklı oturumun konuşmacıları Zero Waste Scotland Biyoekonomi Araştırma Analisti Dr. William Clark ve TÜSİAD Gıda, İçecek ve Tarım Çalışma Grubu Üyesi ve OECD-BIAC Gıda ve Tarım Komitesi Başkanı Metin Akman olacak. Programın son bölümünde; TÜSİAD Gıda, İçecek ve Tarım Çalışma Grubu Başkanı Dr. Mehmet Aktaş’ın başkanlığında “İklim Değişikliği ve Dijitalleşme Odağında Sürdürülebilir Tarım için İyi Uygulamalar” başlıklı panel gerçekleşecek. Panelde; Crop Health & Protection (CHAP) Uluslararası İş Geliştirme Müdürü Jenna Ross, Satellite Applications Catapult Tarım İş Geliştirme Lideri Sonia Pietosi, Doktar Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Tanzer Bilgen ile Sütaş Kurumsal İlişkiler Koordinatörü Fatma Can Sağlık konuşmacı olarak yer alacak. TÜSİAD ve Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Tarım” Webinarı Tarih: 28 Nisan 2022 Saat: 15:00 – 16:30VAP DESTEĞİ İLE VERİMLİLİK SAĞLAYACAKLAR
2022 mart ayında 43 endüstriyel işletmeiçin 58 VAP başvurusu yapan Vat Enerji, hayata geçireceği projelerle yıldatoplam 45 milyon TL maliyet tasarrufu sağlayacak.
Endüstriyel tesislerde verimsiz ekipmanve sistemleri daha verimlisi ile değiştirirken veya sistemi verimli halegetirirken yapılacak yatırımı bedelinin %30’u VAP desteği ilehibe olarak alınabiliyor.
Verimlilik Artırıcı Proje (VAP)endüstriyel tesisler ve ticari binalarda enerji etüdleri neticesinde yapılanölçümlerle fırsat olarak ortaya çıkmaktadır. Enerji etüdleri neticesi ortayaçıkan Verimlilik ArtırıcıProjelerin yatırım geri dönüş süreleriyükselen enerji maliyetleri ile azalırken , VAP desteği ile alınan hibe sonucubu süreler daha da kısalmakta ve Türkiye’de ortalama 2,8 yılda projelerinyatırımı geri dönmektedir.
Verimlilik Artırıcı Proje (VAP) olarakbilinen desteklerle tesisler hem yatırım maliyetlerini azaltmakta hem de karbonsalımını düşürmektedirler.
VAP PROJELERİ FİRMALARA AVANTAJ SAĞLIYOR
VAT Enerji,2022 yılı mart ayında 43 endüstriyel işletme için toplam 58 adet VAP başvurusuyaparak sektörde liderliğini sürdürdü. Hayata geçirilecek projeler ile22.183,87 tonCO2e/yıl salım engellenecek ve yılda toplam 45 milyon TLmaliyet tasarrufu sağlanacak. Toplam enerji tasarrufu ise 4.138,42TEP/yıl’dır.
58 VAP için toplam proje maliyeti 130milyon TL. Hazırlanan Verimlilik Artırıcı Projeler ile birlikte 39 milyon TLhibe desteği için başvurular yapıldı.
Tayga Kaan Hilal Viatris Türkiye Ülke Müdürü olarak atandı
Yurt dışı üretici fiyat endeksi (YD-ÜFE) yıllık %105,82, aylık %7,29 arttı
YD-ÜFE (2003=100) 2022 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %7,29, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,39, bir önceki yılın aynı ayına göre %105,82 ve on iki aylık ortalamalara göre %59,47 artış gerçekleşti.
Sanayinin iki ana sektöründen imalat yıllık %105,74 arttı
Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında %109,63, imalatta %105,74 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında %122,84, dayanıklı tüketim malında %95,55, dayanıksız tüketim malında %87,04, enerjide %240,52, sermaye malında %87,08 artış olarak gerçekleşti.
Sanayinin iki ana sektöründen imalat aylık %7,27 arttı
Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında %8,20, imalatta %7,27 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında %7,91, dayanıklı tüketim malında %6,86, dayanıksız tüketim malında %6,24, enerjide %29,83, sermaye malında %4,86 artış olarak gerçekleşti.
Yıllık YD-ÜFE’ye göre 16 alt sektör daha düşük, 9 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
YD-ÜFE sektörlerinden giyim eşyası %70,63, basım ve kayıt hizmetleri %75,44, tütün ürünleri %79,35 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri %240,52, ana metaller %147,57, kimyasallar ve kimyasal ürünler %123,21 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Aylık YD-ÜFE’ye göre 15 alt sektör daha düşük, 10 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
YD-ÜFE sektörlerinden motorlu kara taşıtları, römork ve yarı römork %4,36, basım ve kayıt hizmetleri %4,70, tütün ürünleri %4,92 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri %29,83, temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları %10,94, metal cevherleri %10,86 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
İstatistiklerle Çocuk, 2021
Türkiye nüfusunun %26,9’unu çocuk nüfus oluşturdu
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 2021 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 84 milyon 680 bin 273 kişi iken bunun 22 milyon 738 bin 300’ünü çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun %51,3’ünü erkek çocuklar, %48,7’sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre; 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun %48,5’ini oluştururken bu oran 1990 yılında %41,8 ve 2021 yılında %26,9 oldu.
Nüfus projeksiyonlarına göre; çocuk nüfus oranının 2025 yılında %26,6, 2030 yılında %25,6, 2040 yılında %23,3, 2060 yılında %20,4 ve 2080 yılında %19,0 olacağı öngörüldü.
Türkiye’nin çocuk nüfus oranının Avrupa Birliği üye ülkelerinden yüksek olduğu görüldü
Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde; 2021 yılında çocuk nüfus oranının AB ortalaması %18,2 oldu. AB üye ülkeleri içerisinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla; %23,9 ile İrlanda, %21,5 ile Fransa, %21,1 ile İsveç olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla; %15,8 ile İtalya, %15,9 ile Malta, %16,5 ile Portekiz ve Almanya oldu. Türkiye’nin çocuk nüfus oranının %26,9 ile AB üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü.
Çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu il Şanlıurfa oldu
ADNKS sonuçlarına göre; illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2021 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, %45,2 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini %42,3 ile Şırnak ve %40,1 ile Ağrı izledi.
Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu il, %17,3 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini %17,8 ile Edirne ve %18,4 ile Kırklareli izledi.
Türkiye’de 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranı %45,3 oldu
ADNKS sonuçlarına göre 2021 yılında toplam hanehalkı sayısı 25 milyon 329 bin 833 oldu. Hanelerin %45,3’ünde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu gözlendi. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin %71,6 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu illerin %30,0 ile Sinop ve Tunceli olduğu görüldü.
Toplam hanelerin %19,1’inde 0-17 yaş grubunda bir çocuk, %15,8’inde iki çocuk, %6,7’sinde üç çocuk, %2,3’ünde dört çocuk, %1,5’inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.
Çocuk nüfusun 2021 yılında %29,1’inin 5-9 yaş grubunda yer aldığı görüldü
Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2016 yılında çocuk nüfusun %28,2’sinin 0-4 yaş grubunda, %27,7’sinin 5-9 yaş grubunda, %26,8’inin 10-14 yaş grubunda ve %17,3’ünün 15-17 yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2021 yılında %26,0’sının 0-4 yaş grubunda, %29,1’inin 5-9 yaş grubunda, %28,3’ünün 10-14 yaş grubunda ve %16,5’inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.
Canlı doğan bebek sayısı 2020 yılında 1 milyon 112 bin 859 oldu
Doğum istatistiklerine göre; 2020 yılında canlı doğan bebek sayısı, 1 milyon 112 bin 859 oldu. Doğan bebeklerin 570 bin 892’si erkek, 541 bin 967’si ise kız oldu. Canlı doğan bebeklerin %97,1’ini tekil, %2,9’unu ikiz, %0,1’ini ise üçüz ve daha fazla çoğul doğumlar oluşturdu.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre; hastanede gerçekleşen doğumların oranı, 2010 yılında %91,6 iken 2020 yılında %98,0 oldu.
Bebeklere konulan en popüler erkek ismi Yusuf, kız ismi Zeynep oldu
ADNKS sonuçlarına göre; 2021 yılında doğan bebeklere konulan en popüler erkek bebek isimleri, Yusuf, Alparslan ve Miraç; en popüler kız bebek isimleri ise Zeynep, Elif ve Asel oldu. Doğan erkek bebeklerin 7 bin 88’ine Yusuf, 6 bin 218’ine Alparslan, 5 bin 698’ine Miraç, kız bebeklerin 10 bin 63’üne Zeynep, 6 bin 448’ine Elif, 6 bin 432’ine ise Asel ismi verildi.
Türkiye’de 2021 yılında 0-17 yaş grubundaki çocuklarda en çok kullanılan erkek çocuk isimlerinin Yusuf, Mustafa ve Mehmet; kız çocuk isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Yağmur olduğu görüldü.
Çocuk bağımlılık oranı 2021 yılında %33,0 oldu
Toplam yaş bağımlılık oranı, 15-64 yaş grubunda çalışma çağındaki her 100 kişi başına düşen, 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanır. ADNKS sonuçlarına göre; 2021 yılında toplam yaş bağımlılık oranı %47,4 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişi başına düşen, 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise %33,0 olarak gerçekleşti.
Beş yaşındaki çocukların net okullaşma oranı %56,9 oldu
Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre; okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranının, 2019/’20 öğretim yılında %71,2 iken 2020/’21 öğretim yılında %56,9 olduğu görüldü. Beş yaş net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için %57,4, kız çocuklar için %56,3 oldu.
İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2020/’21 öğretim yılında %93,2, ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı %88,9 ve ortaöğretim seviyesinde net okullaşma oranı %87,9 oldu.
Eğitim kademelerinde okul tamamlama oranları arttı
Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre; eğitim kademesi ve cinsiyete göre okul tamamlama oranlarına bakıldığında yıllara göre bir artış gözlendi. İlkokul tamamlama oranı 2015/’16 eğitim ve öğretim döneminde %98,0 iken bu oran 2020/’21 eğitim ve öğretim döneminde %98,6 oldu. Ortaokul tamamlama oranı 2015/’16 eğitim ve öğretim döneminde %93,7 iken bu oran 2020/’21 eğitim ve öğretim döneminde %97,1 oldu. Ortaöğretim tamamlama oranı ise %59,7’den %73,2’ye yükseldi.
Ortaöğretim okul tamamlama oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2020/’21 eğitim ve öğretim döneminde bu oranın erkek çocuklar için %70,5, kız çocuklar için %76,0 olduğu görüldü.
Çocukların İnternet kullanım oranı 2021 yılında %82,7 oldu
Çocuklarda bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre; İnternet kullanım oranı, 6-15 yaş grubundaki çocuklar için 2013 yılında %50,8 iken 2021 yılında %82,7 oldu. İnternet kullanımı cinsiyete göre incelendiğinde, erkek çocukların İnternet kullanım oranının 2013 yılında %53,7 iken 2021 yılında %83,9’a, kız çocukların İnternet kullanım oranının ise 2013 yılında %47,8 iken 2021 yılında %81,5’e yükseldiği görüldü.
İnternet kullanım amaçları arasında %86,2 ile çevrimiçi derse katılma ilk sırada yer aldı
Çocuklarda bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre; 2021 yılında, düzenli İnternet kullanan 6-15 yaş grubundaki çocukların İnternet aracılığı ile yürüttüğü faaliyetlerde, çevrimiçi derse katılma %86,2 ile ilk sırayı alırken %83,6 ile ödev veya öğrenme amacıyla İnternete başvurma ikinci sırada yer aldı. Bunu, %66,1 ile oyun oynama veya oyun indirme, %61,0 ile paylaşım sitelerinden video izleme, %55,5 ile İnternet üzerinden sesli veya görüntülü arama yapma izledi. Çocukların İnternette en az yürüttüğü faaliyet ise %9,1 ile İnternet üzerinden alışveriş yapmak oldu.
Düzenli İnternet kullanan çocukların %31,3’ünün İnterneti, sosyal medya için kullandıkları görüldü. Çocuklar sosyal medyayı hafta içi günde ortalama 2 saat 54 dakika, hafta sonu ise günde ortalama 2 saat 44 dakika kullandı.
Dijital oyun oynayan erkek çocukların oranı %46,1 oldu
Yaş grubu 6-15 olan çocukların %36,0’sı dijital oyun oynarken bu oran 6-10 yaş grubundaki çocuklarda %32,7, 11-15 yaş grubundaki çocuklarda ise %39,4 oldu. Dijital oyun oynama oranı yaş grubu ve cinsiyete göre incelendiğinde, 6-15 yaş grubundaki erkek çocukların dijital oyun oynama oranı %46,1 iken kız çocukların dijital oyun oynama oranı %25,4 oldu. Bu oran, 6-10 yaş grubu erkek çocuklarda %38,7, kız çocuklarda %26,4 iken 11-15 yaş grubu erkek çocuklarda %53,7 ve kız çocuklarda %24,4 oldu.
Dijital oyun oynama süresi erkek çocuklarda daha fazla oldu
Dijital oyun oynadığını belirten 6-15 yaş grubundaki çocukların %94,7’sinin hemen her gün veya haftada en az bir defa olmak üzere düzenli olarak dijital oyun oynadığı görüldü. Dijital oyun oynadığını belirten 6-15 yaş grubundaki çocuklar cinsiyete göre incelendiğinde, erkek çocukların %96,2’sinin ve kız çocukların %91,8’inin düzenli olarak dijital oyun oynadığı görüldü.
Düzenli dijital oyun oynadığını belirten 6-15 yaş grubundaki erkek çocukların günlük ortalama oyun oynama süresi hafta içi 3 saat 2 dakika iken hafta sonu 2 saat 59 dakika oldu. Kız çocukları için bu süre hafta içi 2 saat 18 dakika iken hafta sonu 2 saat 11 dakika oldu.
En fazla oynanan dijital oyun türü savaş oyunu oldu
Düzenli dijital oyun oynayan 6-15 yaş grubundaki çocukların %54,3’ü savaş oyunu oynadığını belirtti. Savaş oyununu %52,0 ile macera/aksiyon, %41,8 ile strateji, %27,5 ile simülasyon, %26,5 ile spor ve %19,1 ile rol yapma oyunları izledi.
Düzenli dijital oyun oynadığını belirten 6-15 yaş grubu çocukların oynadıkları dijital oyun türleri cinsiyete göre incelendiğinde, erkek çocukların en fazla oynadığı oyun türünün %68,4 ile savaş oyunu, kız çocukların en fazla oynadığı oyun türünün ise %44,3 ile macera/aksiyon oyunu olduğu görüldü.
Resmi kız çocuk evlilikleri azaldı
Evlenme istatistiklerine göre; 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında %7,3 iken bu oran 2021 yılında %2,3’e düştü. Diğer taraftan, aynı yaş grubunda olan erkek çocukların resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında %0,5 iken bu oran 2021 yılında %0,1 oldu.
Yaş grubu 15-17 olan çocuklarda işgücüne katılma oranı %16,4 oldu
Hanehalkı İşgücü Araştırması 2021 yılı sonuçlarına göre; 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı %16,4 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için %22,9 kız çocuklar için %9,5 olduğu görüldü.
Babası vefat etmiş çocukların sayısı 272 bin 361 oldu
ADNKS sonuçlarına göre; 2021 yılında 22 milyon 738 bin 300 çocuk nüfusun içerisinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 272 bin 361, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 82 bin 968, hem annesi hem babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 4 bin 451 olduğu görüldü.
Koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı 8 bin 459 oldu
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre; 2021 yılında Türkiye genelinde kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısının 13 bin 302 olduğu görüldü. Mevcut koruyucu aile sayısı 6 bin 978, koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı ise 8 bin 459 oldu. Evlat edindirilen çocuk sayısı 2021 yılında 495 oldu.
Boşanma davaları sonucu velayeti anneye verilen çocukların oranı %76,1 oldu
Boşanma istatistiklerine göre; 2021 yılında boşanan çiftlerin sayısı 174 bin 85 oldu. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 165 bin 937 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin %76,1’inin anneye, %23,9’unun ise babaya verildiği görüldü.
Trafik kazası sonucu yaşamını yitirenlerin %8,8’ini çocuklar oluşturdu
Karayolu trafik kaza istatistiklerine göre; 2020 yılında gerçekleşen trafik kazalarının %15,3’ü ölüm ya da yaralanma ile sonuçlandı. Bu kazalarda toplam 4 bin 866 kişi yaşamını yitirirken ölen kişilerden 430’unu çocuklar oluşturdu. Yaş grubuna göre yaşamını yitiren çocuklar incelendiğinde, ölen çocukların %46,0’sının 0-9 yaş grubunda, %25,1’inin 10-14 yaş grubunda ve %28,8’inin ise 15-17 yaş grubunda olduğu görüldü.
Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, Şubat 2022
Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) yıllık %80,99, aylık %16,69 arttı
Tarım-GFE’de (2015=100), 2022 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre %16,69, bir önceki yılın Aralık ayına göre %28,50, bir önceki yılın aynı ayına göre %80,99 ve on iki aylık ortalamalara göre %36,85 artış gerçekleşti.
Ana gruplarda bir önceki aya göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %9,60, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde %17,69 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %47,24, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde %86,59 artış gerçekleşti.
Yıllık Tarım-GFE’ye göre 4 alt grup daha düşük, 7 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %23,88 ile veteriner harcamaları ve %27,91 ile malzemeler oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %138,11 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve %121,77 ile enerji ve yağlar oldu.
Aylık Tarım-GFE’ye göre 8 alt grup daha düşük, 3 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
Aylık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %3,62 ile makine bakım masrafları ve %5,50 ile diğer mal ve hizmetler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %32,75 ile tarımsal ilaçlar ve %31,15 ile hayvan yemi oldu. Bir önceki aya göre gübre ve toprak geliştiriciler %0,41 ve veteriner harcamaları %0,21 azalış gösterdi.
Tüketici Güven Endeksi, Nisan 2022
Tüketici güven endeksi 67,3 oldu
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Nisan ayında bir önceki aya göre %7,3 oranında azaldı; Mart ayında 72,5 olan endeks, Nisan ayında 67,3 oldu.
Hanehalkı Yurt İçi Turizm, IV.Çeyrek: Ekim-Aralık ve Yıllık, 2021
Yurt içinde ikamet eden 8 milyon 948 bin kişi seyahate çıktı
Ekim, Kasım ve Aralık aylarından oluşan IV. çeyrekte, yurt içinde ikamet eden 8 milyon 948 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %48,9 artarak 10 milyon 706 bin seyahat olarak gerçekleşti. Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 80 milyon 378 bin geceleme yaptı. Ortalama geceleme sayısı 7,5 gece oldu.
Yıllık olarak değerlendirildiğinde, toplam seyahat sayısı bir önceki yıla göre %23,2 artarak 52 milyon 774 bin olarak gerçekleşti. Bu yılda seyahate çıkanların yaptıkları toplam geceleme sayısı bir önceki yıla göre %2,2 azalarak 458 milyon 872 bin olarak gerçekleşti. Ortalama geceleme sayısı 2021 yılında 8,7 gece oldu.
Seyahate çıkanlar, 11 milyar 497 milyon 945 bin TL harcadı
Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları 2021 yılının IV. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %98,7 artarak 11 milyar 497 milyon 945 bin TL olarak gerçekleşti. Bu harcamaların %93,4’ünü 10 milyar 744 milyon 441 bin TL ile kişisel harcamalar, %6,6’sını ise 753 milyon 504 bin TL ile paket tur harcamaları oluşturdu. Seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 1 074 TL oldu.
Bu yıl, yurt içindeki seyahatlerde yapılan toplam seyahat harcamaları geçen yıla göre %80,2 artarak 58 milyar 104 milyon 752 bin TL oldu. Bu harcamaların %91,2’sini 53 milyar 9 milyon 281 bin TL ile kişisel harcamalar, %8,8’ini ise 5 milyar 95 milyon 471 bin TL ile paket tur harcamaları oluşturdu. Seyahat başına ortalama harcama ise 1 101 TL oldu.
Bu çeyrekte harcama türlerinin toplam seyahat harcamaları içerisindeki dağılım oranları incelendiğinde en fazla paya %32,6 ile yeme ve içme harcamaları, %31,5 ile ulaştırma harcamaları ve %10,4 ile konaklama harcamaları sahip oldu. Bu harcama türlerinin geçen yılın aynı dönemine göre değişim oranları incelendiğinde ise yeme ve içme harcamalarında %82,8, ulaştırma harcamalarında %90,6 ve konaklama harcamalarında ise %146,8’lik artış görüldü.
Yıllık olarak harcama türlerinin seyahat harcamaları içerisindeki dağılım oranları incelendiğinde ise en fazla paya %31,4 ile yeme ve içme harcamaları, %26,3 ile ulaştırma harcamaları ve %14 ile konaklama harcamaları sahip oldu. Bu harcama türlerinin geçen yılın aynı dönemine göre değişim oranları incelendiğinde ise yeme ve içme harcamalarında %54,7, ulaştırma harcamalarında %62,6 ve konaklama harcamalarında ise %118,9’luk artış görüldü.
Harcama türlerinin toplam harcama içerisindeki oranları (%), Yıllık ve IV. Çeyrek, 2021
Yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler %61,6 ile ilk sırada yer aldı
Seyahate çıkış amaçlarında ikinci sırada %23,6 ile “gezi, eğlence, tatil”, üçüncü sırada ise ile %7 ile “sağlık” yer aldı.
Seyahate çıkış amaçları yıllık olarak değerlendirildiğinde ise, %58,8 ile “yakınları ziyaret’ birinci sırada yer alırken, ikinci sırada %30,2 ile “gezi, eğlence, tatil”, üçüncü sırada ise %5 ile “sağlık” amacıyla yapılan seyahatler yer aldı.
Seyahate çıkanlar en çok arkadaş veya akraba evinde kaldı
Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 51 milyon 628 bin geceleme sayısı ile en çok “arkadaş veya akraba evinde” kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 17 milyon 532 bin geceleme ile “kendi evi” yer alırken, “otel” 5 milyon 270 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.
Konaklama türleri yıllık olarak değerlendirildiğinde, seyahate çıkanlar 305 milyon 542 bin geceleme sayısı ile en çok “arkadaş veya akraba evinde” kaldı. İkinci sırada 84 milyon 814 bin geceleme ile “kendi evi” yer alırken, “otel” 34 milyon 218 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.
Güven endeksi hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde yükseldi
Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Nisan ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %3,0, perakende ticaret sektöründe %2,9 ve inşaat sektöründe %3,0 arttı.
Taşıt-kilometre İstatistikleri, 2020
Toplam taşıt-km 300 milyar 615 milyon olarak hesaplandı
Türkiye’de 2020 yılında trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtları(1) tarafından 300 milyar 615 milyon kilometre yol katedildi. Toplam taşıt-km(2)’nin %54,4’ü otomobiller, %21,1’i kamyonetler, %13,6’sı kamyonlar, %4,3’ü motosikletler, %3,7’si minibüsler ve %2,9’u otobüsler tarafından yapıldı.
Toplam taşıt sayısı bir önceki yıla göre %4,4 artarken toplam taşıt-km %0,3 azaldı
Türkiye’de 2020 yılında trafiğe kayıtlı toplam motorlu kara taşıtları sayısı bir önceki yıla göre %4,4 artarken toplam taşıt-km %0,3 azalış gösterdi. Taşıt sayısı; motosikletlerde %5,4, otomobillerde %4,8, kamyonetlerde %3,7 ve kamyonlarda %1,8 artıp, otobüslerde %0,4 azalırken minibüslerde ise değişim yaşanmadı. Taşıt-km ise kamyonlarda %8,8, kamyonetlerde %1,0, motosikletlerde %0,7 artarken, otobüslerde %8,9, minibüslerde %7,7 ve otomobillerde %1,9 azaldı.
Otomobiller yılda ortalama 12 bin 474 kilometre yaptı
Taşıtların bir yılda yaptıkları ortalama kilometreler incelendiğinde; 2020 yılında sırasıyla kamyonların 47 bin 400, otobüslerin 41 bin 272, minibüslerin 22 bin 747, kamyonetlerin 16 bin 132, otomobillerin 12 bin 474 ve motosikletlerin 3 bin 682 kilometre yaptığı hesaplandı.
Otomobiller tarafından katedilen mesafenin %49,3’ünü dizel yakıtlılar yaptı
Otomobiller tarafından 2020 yılında katedilen mesafe taşıtların yakıt türlerine göre incelendiğinde; toplam taşıt-km’nin %49,3’ü dizel, %32,5’i LPG ve %18,2’si benzin yakıtlı otomobiller tarafından yapıldı.
En fazla mesafe 12 yaş ve üzeri taşıtlar tarafından katedildi
Türkiye’de 2020 yılında katedilen toplam mesafe taşıtların yaş gruplarına göre incelendiğinde; en fazla yol %36,0’lık oranla taşıt filosunun %47,8’ini oluşturan 12 yaş ve üstü taşıtlar tarafından yapılırken, bunu sırasıyla, %25,4 ile 4-7 yaş, %23,5 ile 0-3 yaş ve %15,1 ile 8-11 yaş grubu taşıtlar takip etti. Bu oran otomobillerde 12 yaş ve üstü otomobiller için %35,4, 0-3 yaş için %27,0, 4-7 yaş için %24,4 ve 8-11 yaş için %13,2 oldu.
Motorlu Kara Taşıtları, Mart 2022
Mart ayında 97 bin 974 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Mart ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %50,9’unu otomobil, %25,7’sini motosiklet, %13,5’ini kamyonet, %5,5’ini traktör, %3,2’sini kamyon, %0,6’sını minibüs, %0,5’ini otobüs ve %0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %47,2 arttı
Mart ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre motosiklette %74,1, otobüste %57,9, otomobilde %44,9, traktörde %37,0, kamyonda %32,3, minibüste %27,8, kamyonette %26,6 artarken özel amaçlı taşıtlarda ise %41,5 azaldı.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %24,9 azaldı
Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı motosiklette %25,0 ve otobüste %17,6 artarken, özel amaçlı taşıtlarda %74,5, otomobilde %37,7, traktörde %27,4, kamyonette %26,8, minibüste %16,1 ve kamyonda %5,4 azaldı.
Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Mart ayı sonu itibarıyla 25 milyon 478 bin 989 oldu
Mart ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %54,3’ünü otomobil, %16,3’ünü kamyonet, %14,9’unu motosiklet, %8,0’ını traktör, %3,5’ini kamyon, %1,9’unu minibüs, %0,8’ini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Mart ayında 762 bin 321 adet taşıtın devri yapıldı
Mart ayında devri(1) yapılan taşıtların %66,0’ını otomobil, %16,9’unu kamyonet, %7,6’sını motosiklet, %3,9’unu traktör, %2,7’sini kamyon, %2,1’ini minibüs, %0,6’sını otobüs ve %0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Mart ayında 49 bin 861 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı
Mart ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %13,8’i Renault, %10,0’ı Volkswagen, %9,5’i Fiat, %7,8’i Hyundai, %6,2’si Dacia, %6,2’si Opel, %6,1’i Toyota, %5,9’u Honda, %5,2’si Peugeot, %4,6’sı Skoda, %3,9’u Audi, %3,8’i Citroen, %3,6’sı Mercedes-Benz, %2,7’si BMW, %1,8’i Seat, %1,8’i Ford, %1,7’si Kia, %0,9’u Nissan, %0,8’i Volvo, %0,5’i Jeep ve %3,2’si diğer markalardan oluştu.
Ocak-Mart döneminde 240 bin 370 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %25,7 azalarak 240 bin 370 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı %14,1 azalarak 10 bin 164 adet oldu. Böylece Ocak-Mart döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 230 bin 206 adet artış gerçekleşti.
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %70,4’ü benzin yakıtlıdır
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan 126 bin 121 adet otomobilin %70,4’ü benzin, %16,6’sı dizel, %10,6’sı elektrikli veya hibrit olup %2,4’ü LPG yakıtlıdır. Mart ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 13 milyon 831 bin 96 adet otomobilin ise %37,4’ü dizel, %35,7’si LPG, %25,8’i benzin yakıtlı olup, %0,8’i elektrikli veya hibrittir. Yakıt türü bilinmeyen(2) otomobillerin oranı ise %0,3’tür.
Ocak-Mart döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan 126 bin 121 adet otomobilin %33,5’i 1300 ve altı, %27,0’ı 1401-1500, %24,4’ü 1301-1400, %7,1’i 1501-1600, %6,3’ü 1601-2000, %0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.
Ocak-Mart döneminde kaydı yapılan otomobillerin 50 bin 377’si beyaz renklidir
Ocak-Mart döneminde trafiğe kaydı yapılan 126 bin 121 adet otomobilin %39,9’u beyaz, %28,2’si gri, %11,1’i mavi, %7,8’i kırmızı, %7,2’si siyah, %2,9’u turuncu, %1,4’ü yeşil, %0,8’i kahverengi ve %0,7’si sarı renklidir.
İhracatçılar, kiraz üretiminde sirke sineğine karşı çevreye duyarlı mücadele ediyor
Türkiye, yıllık 600 bin ton kiraz üretimiyle dünya lideri konumundayken, kiraz ihracatından yıllık ortalama 200 milyon dolar döviz elde ediyor. Ege İhracatçı Birlikleri, kirazda kalitenin korunması ve katma değerli ihracat için kiraza zarar veren sirke sineğine karşı 50 bin tuzak dağıtma kararı aldı.
Türkiye’de kiraz üretiminde ikinci büyük il konumundaki Manisa’da, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Ege İhracatçı Birlikleri’nin ortaklaşa yürüttüğü proje kapsamında Kanadı Noktalı Sirke Sineği Tuzaklarının dağıtımına devam ediliyor.
Kuzey Yarım Kürede kirazın ilk hasat edildiği Manisa’nın Şehzadeler İlçesi Sancaklıiğdecik mahallesinde, Ege İhracatçı Birlikleri’nin temin ettiği sirke sineği tuzakları dağıtımı yapıldı. Dağıtım etkinliğinde konuşan Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk; “Dağıtımı yapılan tuzaklar, başta kiraz olmak üzere birçok meyvede verim ve kalite kaybına neden olan, önemli karantina zararlılarından Kanadı Noktalı Sirke Sineği’nin Biyoteknik mücadelesinde kullanılacak” dedi.
Ege İhracatçı Birlikleri tarafından temin edilen toplam 50.000 adet tuzak haline getirilmiş şişenin Ahmetli, Akhisar, Demirci, Kırkağaç, Saruhanlı, Köprübaşı, Selendi, Şehzadeler ve Soma İlçelerindeki meyve üreticilerine gönderileceği bilgisini paylaşan Öztürk, “Proje ile İl genelinde toplam 150.000 adet tuzağın dağıtımını gerçekleştirmiş olacağız. 2.000 üreticimiz bu imkândan yararlanmış olacak. Yaklaşık 5.000 dekar alanda Kanadı Noktalı Sirke Sineği’ne karşı Biyoteknik mücadele uygulanacak. Ege İhracatçı Birlikleri’ne vermiş oldukları katkıdan dolayı teşekkür ediyor, üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Uçak; “Sirke sineğiyle çevreye duyarlı mücadele edeceğiz”
Törende konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, kiraz meyvesine zarar veren Sirke Sineği ile çevreye duyarlı, biyoteknik mücadele yapmak üzere 1 litrelik şişelere 250 ml sirke konularak yapılan sirke sineği tuzağından Ege İhracatçı Birlikleri olarak 50 bin tane yaptırdıklarını dile getirdi.
Sirke sineği tuzaklarına sirke sineğinin gireceği büyüklükte 8-10 adet delik açıldığını anlatan Uçak, “Bu deliklerden yayılan koku da Sirke Sineğini cezbetmektedir. Bu sayede tuzağa giren sirke sineği kiraz meyvesine zarar verememektedir. Yıllık 600 bin ton kiraz üretimimizde kayıpları önlemek, kaliteyi yükseltmek ve ihracat hedeflerimizi tutturabilmek için üreticilerimize desteklerimiz sürecek” şeklinde konuştu.
Tarımsal zararlılarla yapılan mücadelede çevreye zarar vermeden mücadele etmenin çok önemli olduğunun altını çizen Uçak sözlerini şöyle tamamladı: “Bu şekildeki mücadelede, çevreye zarar vermeden, biyoteknik mücadele yapılarak, tarımsal üretim gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle, projenin çevreye duyarlı bir mücadele yönteminin uygulamanın yanında, üreticilere kendi imkanları ile zararlılarla mücadele etmenin mümkün olabileceğini göstermeyi de hedefliyoruz. 50 bin adet tuzak Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce, kiraz üretimin yoğun olarak yapıldığı mahallelerde dağıtılacak.”
Protokol konuşmalarının ardından tuzaklar üreticilere teslim edildi.
Sirke sineği tuzağı dağıtımına; Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, EYMSİB Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Kırıcı ve Türkmen Türkmenoğlu, Sancaklıiğdecik Mahallesi Muhtarı Arif Kurtoğlu katıldı.
EİB Başkanları Manisa Valisi’ni ziyaret etti
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcıları Cengiz Balık ve Murat Ödül, Yönetim Kurulu Üyeleri Türkmen Türkmenoğlu ve Mehmet Kırıcı Manisa Valisi Yaşar Karadeniz’i ziyaret ettiler. Ziyarette, Manisa’da tarımsal üretim ve ihracat süreçlerini iyileştirmek için iş birliği yapılması benimsendi.
Paratika’nın Türk girişimcilik ekosistemi için geliştirdiği projeye Stevie Awards’tan ödül!
16 yıldır düzenlenen ve alanında dünyanın en iyilerini seçen global ödül programı Stevie Awards 2022’nin “Yılın İş Geliştirme Başarısı” kategorisinde, Gümüş ödülün sahibi Kitle Fonlama Online Ödeme Altyapısı Projesi ile Paratika oldu. Avrupa’nın lider ödeme sistemleri şirketi Payten’in Sanal POS markası Paratika’nın Kitle Fonlama Online Ödeme Altyapısı Projesi, Stevie Satış ve Müşteri Hizmetleri Ödülleri’nde Gümüş ödüle layık görüldü. “Yılın İş Geliştirme Başarısı” kategorisinde ödül alan proje, Türk girişimcilik ve yatırımcılık ekosisteminde yeni bir dönem başlatıyor. Devlet garantisi ile Türkiye’de hayata geçirilen proje kapsamında, Takasbank’ın emanet yetkilisi olduğu ve Paratika Ödeme Sistemleri tarafından sağlanan online ödeme altyapısıyla, yenilikçi Türk girişimciler fonbulucu gibi online yatırım platformlarında yatırımcılarla bir araya getirilerek devlet kontrolünde hızlı, kolay ve güvenli yatırım almaları sağlanıyor. Proje başladığından bu yana 10 ayda 20 girişim 9 bini aşkın yatırımcıdan yaklaşık 47 Milyon TL fon topladı. Aldıkları ödül hakkında değerlendirmede bulunan Payten Türkiye Ülke Müdürü ve Paratika CEO’su Burak Kutlu, “Özel Ar-Ge ekibi atayarak oluşturduğumuz ve 7/24 destek sağladığımız bu sistem sayesinde hem Türk girişimcilere katkıda bulunuyor hem de yatırımcıları koruyoruz. Bu projemiz ile DNA’mızdaki dayanışma alışkanlığımızı da dijital dönüşümden geçiriyoruz. Ülkemizde inovasyon ve girişimcilik ekosisteminin hakkettiği potansiyele ulaşmasına büyük katkıda bulunacağına inandığımız bu projemizin 16. Stevie Awards’ta gümüş ödül kazanmasının gururunu yaşıyoruz. Bizi bu ödüle layık gören değerli jüri üyelerine, başarıya birlikte ulaştığımız değerli takım arkadaşlarımıza ve tüm paydaşlarımıza teşekkür ederiz. Bu ödül, ülkemiz için daha fazla yenilik yapma yolunda bize büyük bir motivasyon kaynağı oluyor.” dedi.