created by dji camera

Eğitim, ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam, kültür-sanat haberleri, TUİK verileri

Kayseri OSB’de Yağmur Suyu Bertaraf Kapasitesi 2 Katına Çıkarıldı

Kayseri OSB’de geçtiğimiz yıl gerçekleşen aşırı yağışlar sonrasında ortaya çıkan su baskını manzaraları, yapılan projelendirme ve alt yapı çalışmaları sonrasında minimum seviyeye indirildi. Kayseri OSB’deki yağmur suyu bertaraf kapasitesi yaklaşık 2 katına çıkarıldı.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Kayseri OSB’de belirli yollarda ve özellikle kot altında kalan bazı üretim tesislerinde önceki yıl aşırı yağışlardan kaynaklı su baskınları yaşandığını hatırlattı.

Kayseri OSB sanayicisine hızlı ve etkin bir şekilde hizmet sunmayı kendilerine düstur edindiklerini vurgulayan Başkan Yalçın, “Sadece Kayseri’nin değil Türkiye’nin önde gelen üretimin üssü konumunda bulunan Kayseri OSB’de sanayicilerimizin sorunlarına çözüm üretmek yönetim olarak bizim işimizdir. Yaşanan sorunları ve sıkıntıları en rantabl şekilde çözmek için adımlar atmaya devam ediyoruz. Yağmur suyu kaynaklı sıkıntıların giderilmesi için çözüm ürettik.” dedi.

Yaşanan sıkıntıları yönetim kurulu toplantılarında görüşerek alt yapının güçlendirilmesi yönünde karar aldıklarını ifade eden Başkan Yalçın, “Yaptığımız yatırım programı kapsamında yağmur suyu tahliyesini en hızlı şekilde yapabilecek şekilde yaklaşık 750 metrelik yeni boru hattı yapımını tamamladık. GES tesisi ve Atıksu Arıtma tesisi yanında bulunan yağmur suyu terfi merkezlerindeki mevcut kapasiteyi artırdık. Bu merkezlerde kullanılmak üzere ilave olarak 9 adet yüksek kapasiteli su pompası ile oluşabilecek aşırı yağışlarda hızlıca su tahliyesi gerçekleştirebileceğiz.” ifadelerini kullandı.

Yaptıkları çalışmanın bahar aylarında yaşanan yağışlarda test etme imkânı bulduklarını belirten Başkan Yalçın, “Allah’a şükür bahar aylarındaki aşırı yağışlarda sıkıntı yaşamadık. Yaklaşık maliyeti 10 milyon TL olan yatırımımızla sonbahar ve kış aylarında yaşanabilecek sıkıntıların önünü aldığımızı düşünüyoruz. Kapasitelerimizin üzerinde bir yağış oluşması durumunda aksaklıklar da oluşabilir. Sanayicilerimizin böyle bir durumda müsamaha göstermelerini rica ediyoruz.” diye konuştu.

Kapadokya Üniversitesi Geleneksel Öykü Yarışmasının Kazananları Belli Oldu

Kapadokya Üniversitesi (KÜN) Geleneksel Liseliler Öykü Yarışması sonuçlandı.

KÜN Beşerî Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen, “Cumhuriyet’in Yeni Yüzyılı” temalı öykü yarışmasına öğrenciler 14 farklı şehirden öyküleri ile katılım gösterdi.

Yarışmada dereceye giren eserler, Dr. Öğr. Üyesi Duygu Oylubaş Katfar’ın sunumlarıyla açıklandı.

“Cumhuriyet’in Yeni Yüzyılı” konulu öykü yarışmasında, Seçici Kurulun yaptığı değerlendirme sonucunda Kütahya Nafi Güral Fen Lisesinden Muhammet Melih Kayacan’ın “Cumhuriyet Şahidi” öyküsü birincilik, Samsun 19 Mayıs Lisesinden Elvan Sağlam’ın “Aykız Kalesi Destanı” öyküsü ikincilik, Mersin Özel Evre Fen Lisesinden Dilem Naz Özsoy’un “Zifiri Karanlıktan Asırlık Aydınlığa” öyküsü üçüncülük ödülünü aldı.

Katfar: Yarışma, Cumhuriyet’in ilelebet payidar kalması için gerekli sorumlulukların genç bireylerin hayal gücünde nasıl şekillenmekte olduğunu görme imkânı sundu bize.

Dr. Öğr. Üyesi Duygu Oylubaş Katfar, yayın sırasında yaptığı açıklamada, “Gençlerimizin öyküler aracılığıyla bireysel ve toplumsal kimliklerini iyi bir şekilde inşa etmelerini; Cumhuriyetimizin yüzyıllık serüveninin ışığını geleceğe taşıyacak anlatılara kapı açarak toplumsal hafızayı inşa etmelerini hedefledik. Yarışma, Cumhuriyet’in ilelebet payidar kalması için gerekli sorumlulukların genç bireylerin hayal gücünde nasıl şekillenmekte olduğunu görme imkânı sundu bize.” dedi.

Dereceye Giren Eserler Kitaplaştırılacak

KÜN Geleneksel Liseliler Öykü Yarışmasında dereceye giren 20 eser kitaplaştırılacak.

Yarışmada dereceye giren eserler şöyle:

Muhammet Melih Kayacan (Kütahya Nafi Güral Fen Lisesi), “Cumhuriyet Şahidi”

Elvan Sağlam (Samsun 19 Mayıs Lisesi), “Aykız Kalesi Destanı”

Dilem Naz Özsoy (Mersin Özel Evre Fen Lisesi), “Zifiri Karanlıktan Asırlık Aydınlığa”

Zeynep Bayındır (Ankara Beştepe Koleji), “Zamansız”

Tuba Nisa Kahraman (Adana Bahtiyar Vahabzade Sosyal Bilimler Lisesi), “Cumhurı̇yetı̇n Manşetı̇”

Elif İpek Okatan (Ankara Selçuklu Anadolu Lisesi), “Atatürk ile 100. Yıl”

Elif Naz Aydın (Ankara Şehit Ömer Halisdemir Anadolu Lisesi), “Umut İninde Bir Sabah”

Yağmur Sena Şavran (Balıkesir Şehit Turgut Solak Fen Lisesi), “İlk Kıvılcımdan ‘Cumhuriyet’le Nice Yüzyıllara Türkiyem”

Beyza Naz Türitalemdaroğlu (Kastamonu Göl Anadolu Lisesi), “İçimizdeki Cumhuriyet”

Zeynep Berra Orak (Adana Piri Reis Anadolu Lisesi), “Asırlık Müjde”

Yüsra Akman (Adana Yüreğir Halıcılar Anadolu Lisesi), “Kardelen”

Binnur Etelik (Balıkesir Şehit Mehmet Günenç Anadolu Lisesi), “Geçmişten Geleceğe Uzanan Yüzyıllık Serüven”

Ebrar Beyza Demir (Kütahya Nafi Güral Fen Lisesi), “İlk Şehid”

Filiz Erdoğan (Adana Bahtiyar Vahabzade Sosyal Bilimler Lisesi), “Kaset”

İrem Arabacı (Kayseri Sami Yangın Anadolu Lisesi), “Bu Torağa Sevdalılar”

Sıla Camuşcuoğlu (Kastamonu Göl Anadolu Lisesi ), “Çınar ve Dedem”

Belinay Karataş (Adıyaman Kahta Anadolu Lisesi), “Kararım”

İlkay Ulunehir (Konya Selçuklu Bilim ve Sanat Merkezi), “İlkleri Yaşamak”

Ayşe Hümeyra Maltaş (Kütahya Nafi Güral Fen Lisesi), “Yüz Nesil Cumhuriyet”

Ayşe Gök (Kütahya Nafi Güral Fen Lisesi), “Miras”

Sabancı Üniversitesi 2024 Tanıtım Günleri Başlıyor

Türkiye ve dünya çapında sayısız başarıya imza atan, Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen üniversitelerinden Sabancı Üniversitesi; 16 Temmuz – 2 Ağustos 2024 tarihleri arasında Yükseköğretim Sınavı (2024-YKS) tercih dönemine yönelik “Tanıtım Günleri” düzenleyecek. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında üniversite tercihini yapacak adayları ve ailelerine bilgi vermeyi ve üniversitemiz hakkında detaylı bilgilendirmeyi amaçlayan tanıtım günleri, üniversitenin Tuzla Kampüsü’nde her yıl olduğu gibi bu yıl da fiziksel olarak gerçekleştirilecek.

Tanıtım dönemi boyunca her gün farklı konu ve konuklarla gerçekleşecek etkinliklerde, Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici ile fakülte dekanları, öğretim üyeleri, öğrenciler ve mezun Sabancılılar üniversite adaylarını bilgilendirecekler. Tanıtım günleri boyunca bilgilendirici sunumları yapılacak ve ayrıca alan gezileri düzenlenecek.

Sabancı Üniversitesi’ni ziyaret eden ve önümüzdeki dönemde üniversite tercihi yapacak tüm adaylar, fakülteler ve bölümler hakkında tüm detayları doğrudan fakülte dekanlarının ve öğretim üyelerinin sunumlarından dinleme imkânı bulacaklar.

Tanıtım ve tercih döneminde adaylar ve aileleri ayrıca randevu alarak kampüs turlarına katılabilecekler.

Yusuf Leblebici: “İlk 1000’den aldığımız öğrenci sayısını, 5 sene içinde 2 kattan fazla arttırmayı başardık”

Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici, Sabancı Üniversitesi olarak, ülkemizin ve dünyanın karşılaştığı tüm beklenmeyen ve zorlu koşullara rağmen, son 6 yıldan beri başarıyla sürdürülen kapsamlı atılım ve dönüşüm sürecinden hiçbir zaman ödün verilmediğinin altını çizerek üniversitenin ülke çapında ve dünya çapındaki iddiasını daha da arttırdığını, çıtayı daha da yükselttiğini belirtti.

Leblebici, üniversite sınavı sonrası tercih yapacak adayların ve ailelerin kapsamlı ve detaylıca hazırlanmış tanıtım günlerinde okula dair tüm detaylara ve akıllarındaki sorularının yanıtlarına ulaşabileceğini söyledi. Geçen yılın üniversite sonuçlarına göre ilk 1000’den aldığımız öğrenci sayısını, 5 sene içinde 2 kattan fazla arttırmayı başardığımızı söyleyen Yusuf Leblebici, ayrıca şunları da söyledi:

“Yeni kayıt yapan öğrencilerimizin %50’sinden fazlası ilk 20 binden, %90’ından fazlası ise ilk 100 binden geliyor. Her sene Türkiye’nin dört bir köşesinde yetişen en başarılı öğrencileri Sabancı Üniversitesi’nin sıralarında görmek, bize büyük bir mutluluk ve gurur veriyor. Kız öğrenci oranımızın %40’a ulaştığını bilmek ise, bizim bu gururumuzu daha da arttırıyor.”

Program seçme özgürlüğü ile öğrenciler fakültelerini seçebiliyor

Program seçme özgürlüğü Sabancı Üniversitesi’ni farklı kılan özelliklerin başında geliyor. Türkiye’de bir ilke imza atarak program seçme özgürlüğünü sunan Sabancı Üniversitesi’nde bilinen bölüm seçme sisteminin disiplinler arası etkileşimi engellememesi, öğrenimde erken ve kısıtlı uzmanlaşmaya neden olmaması adına akademik bölüm bulunmuyor.

Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Sanat ve Sosyal Bilimler ile Yönetim Bilimleri olmak üzere üç fakülteye sahip olan üniversitede öğrenim görecek olan öğrenciler, üniversite giriş sınavı sonucuna göre tercihini yaparken “bölüm” değil, fakülte seçimi yapıyorlar. Gerçekten okumak istedikleri programa ilk iki yıl içinde aldıkları Temel Geliştirme Programı derslerinden sonra karar verebiliyorlar.

Sabancı Üniversitesi’nin özgün eğitim sistemi ile ilgili daha detaylı bilgi almak için https://www.sabanciuniv.edu/tr/program-secme-ozgurlugu adresini ziyaret edebilirsiniz.

UİB’İN MAYIS İHRACATI 3.4 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olan Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) 2024 yılı Mayıs ayı ihracatı, 3 milyar 397 milyon 148 bin dolar olarak gerçekleşti.

UİB’in 2024 Mayıs ayı ihracat rakamları açıklandı. Mayıs ayındaki ihracatı 3.4 milyar dolar olan UİB’in, Ocak – Mayıs dönemi ihracat tutarı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artarak 15 milyar 713 milyon 833 bin dolar olarak gerçekleşti.

Rakamları değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, “Son birkaç aydır yatay seyreden ihracatımız mayıs ayı ile birlikte yeniden yükselmeye başlamıştır. İhracatçılarımız artan maliyetler nedeniyle emek yoğun sektörlerde fiyatı tutturmakta zorlanıyor.  Buna rağmen ihracatımızın artıyor olması ihracatçılarımızın başarısıdır” dedi.

OİB’in ihracatı Mayıs ayında 2.8 milyar dolar

Mayıs ayında ihracatını 2 milyar 772 milyon 69 bin dolar olarak gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), bu yılın ilk beş ayındaki ihracat toplamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 oranında artarak 13 milyar 15 milyon 930 bin dolara ulaştı.

UTİB’in ihracatı Mayıs ayında 128 milyon dolar oldu

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Mayıs ayında 127 milyon 699 bin dolar ihracata imza attı. UTİB’in yılın ilk beş aylık ihracatı ise 560 milyon 642 bin dolar olarak gerçekleşti.

UHKİB’ten Mayısda 90 milyon dolar ihracat

Mayıs ayı ihracatı 89 milyon 965 bin dolar olan Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), Ocak-Mayıs ihracatı da 393 milyon 960 bin dolar seviyelerinde gerçekleşti.

UMSMİB’in ihracatı Mayıs ayında 21 milyon dolar

Mayıs ayında, 20 milyon 634 bin dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (UMSMİB), Ocak-Mayıs dönemi ihracat toplamı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28 artarak 117 milyon 652 bin dolar oldu.

UYMSİB’ten Mayıs ayında 10 milyon dolarlık ihracat

Mayıs ayında, 9 milyon 830 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin (UYMSİB), ilk beş aylık ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 oranında artarak 60 milyon 160 bin dolar düzeyine ulaştı.

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, Haziran 2024
Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık %54,58 arttı, aylık %1,95 arttı
Tarım-ÜFE’de (2020=100), 2024 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %1,95 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %21,91 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %54,58 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %61,49 artış gerçekleşti.

Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %1,99 artış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %0,59 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde %2,17 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde %9,72 artış, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde %4,23 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %0,01 artış gerçekleşti.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup %156,24 artış ile yağlı meyveler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup %22,70 azalış ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu.

Hizmet Üretim Endeksi, Mayıs 2024 Hizmet üretim endeksi yıllık %0,8 arttı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,8 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %2,5 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %5,9 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %4,6 arttı, gayrimenkul hizmetleri %0,4 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %0,2 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise %5,0 arttı.

Hizmet üretim endeksi aylık %1,3 arttı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %1,3 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %1,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %0,4 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %0,5 arttı, gayrimenkul hizmetleri %6,5 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %2,6 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %0,7 arttı.

18 yaş altı BES 1,2 milyon çocuğun geleceğine teminat oldu

Türkiye’de 20 yılı geride bırakan Bireysel Emeklilik Sistemi’nde toplam fon büyüklüğü 1 trilyon TL’yi geçti. Haziran 2021’den bu yana yürürlükte olan 18 yaş altı BES uygulaması ise 3 yılda 1,2 milyon yeni katılımcıya ulaşarak sektöre doping etkisi sağlıyor. Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “3 yıllık süreçte BES’e dahil olan yeni katılımcıların yarısından fazlası 18 yaş altında. BES, ailelerin çocukları için yaptıkları tasarrufun da adresi oldu” diye konuştu.

Son yıllarda yüksek getiri performansı gösteren fonlar ile vatandaşların tasarruf ve birikimlerini değerlendirirken ilk tercihlerinden biri olan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 2024’te de istikrarlı büyümeye devam ediyor. Mayıs ayında Gönüllü BES ve Otomatik Katılım Sistemi’ndeki toplam fon büyüklüğü 1 trilyon TL seviyesini görürken, Gönüllü BES katılımcı sayısı da 9 milyon eşiğini aştı. BES’teki büyümenin dinamosu ise Haziran 2021’de yürürlüğe giren ve üç yılı geride bırakırken 1,2 milyon yeni genç katılımcının sisteme katılmasını sağlayan 18 yaş altı BES uygulaması oldu.

Tasarrufun adresi Erken BES

Katılım esaslı BES ve sigortacılığın öncü şirketi Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, 115 bin sözleşmeyi aşan Erken BES ürünüyle 18 yaş altı BES’te ilk 5 şirket arasında yer aldıklarını dile getirdi. Ayhan Sincek, “18 yaş altı BES ülkemizde tasarruf farkındalığının artmasında ve gelişmesinde çok önemli bir rol üstleniyor. 18 yaş altı uygulaması Haziran 2021’de yürürlüğe girmişti. EGM verilerine göre 3’üncü yılını geride bırakan uygulama 1,2 milyon katılımcıya ulaşarak sektörün itici gücü haline dönüştü. Bu üç yıllık süreçte BES’e dahil olan 2,2 milyon yeni katılımcının yarısından fazlası 18 yaş altında. BES, anne ve babaların sadece kendi emeklilikleri için değil çocukları için yaptıkları tasarrufun da adresi oldu” ifadelerini kullandı.

Erken BES’e ailelerden büyük ilgi

Katılımcı sayısının 1,2 milyona ulaştığı Erken BES’te en çok katılımın 102 bin sözleşme ile sıfır yaş grubunda olduğunu belirten Sincek, “Ailelerin çocuklarının geleceğini erken yaşlarda güvenceye alma farkındalığı gün geçtikçe artıyor. Tercih ettikleri emeklilik fonlarının getirileriyle birikimlerini büyüten ailelerimiz, çocukları hayata atılırken önemli bir destek sağlıyor. Çocuklarımıza teminat sunarken ailelerimize de sağlık ve eğitim harcamalarında ek avantajlar sunduğumuz 18 yaş altına yönelik BES ürünleri büyük ilgi görüyor. Erken BES sektöre önemli katkılar sağlayarak büyümeye devam ediyor” dedi.

Gönüllü BES’teki 927 milyar TL’lik fon büyüklüğünde faizsiz fonların payının yüzde 20 olduğunun altını çizen Sincek, “Faizsiz BES fonlarımızla tüm katılımcılarımızın memnuniyetini artırmaya devam ediyoruz. Katılım Emeklilik olarak 17 faizsiz fon seçeneğimiz ile BES’in önemli bir paydaşıyız, katılımcılarımıza kaliteli hizmet sunarak geleceklerini güvence altına alıyoruz” dedi.

Coral Travel Group iletişim çalışmalarını MPR ile yürütecek

Veri yönelimli PR ajansı MPR İletişim Danışmanlığı, Türkiye’nin lider turizm markası Coral Travel Group’u müşteri portföyüne ekledi.

İletişim sektöründe 30 yıllık deneyimiyle sektörün öncülerinden olan ve Türkiye’nin ilk yapay zekâ destekli PR platformu olan praim.ai ürünlerini tüm iş süreçlerine uyarlayan veri yönelimli PR ajansı MPR İletişim Danışmanlığı, müşteri portföyünü Coral Travel Group ile genişletti.

40 ülkede 90 destinasyona yayılan hizmet ağı ile global bir turizm oyuncusu olan Coral Travel Group, iletişim çalışmalarını MPR’ye emanet etti. MPR, markaya kurumsal iletişim ve marka iletişimi alanlarında hizmet veriyor.

22 ülkedeki 37 şirket ve 5 binden fazla çalışanıyla yılda 3 milyondan fazla turiste hizmet veren Coral Travel Group, tur operatörlüğü, konaklama, destinasyon hizmetleri, havacılık, seyahat acenteciliği, bilgi teknolojileri ve güvenlik alanlarındaki markalarıyla uluslararası turizm endüstrisinin önemli oyuncuları arasında yer alıyor. 32 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Coral Travel Group, destinasyon hizmetleri alanındaki iştiraki ODEON Tours ile, Fortune500 ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) hizmet ihracatı sıralamalarında “turizm sektörü lideri” olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Avrupa’daki yeşil dönüşüm Türk iklimlendirme sektörü için fırsat mı tehdit mi?

Dünya genelinde üretim prosesleri, yaygın tüketim alışkanları ve gereksinimler, dünyanın sunduğu kaynaklarla karşılanamayacak bir noktaya geldi. Bu noktada iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en aza indirmek ve süreci tersine çevirmek için fosil yakıt kullanımını yenilenebilir enerji kaynakları ile ikame etmek, enerjiyi ve kaynakları verimli kullanmak gibi bir dizi aksiyon planı ve bu konulara ilişkin yasal düzenlemeler de giderek artıyor. Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hızlanan iklim mücadelesi hareketinin dünya çapında bir dönüşüm başlattığını vurgulayan İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, özellikle Avrupa’da yükselen yeşil dönüşümün doğru stratejilerle ele alındığında Türk iklimlendirme sektörü için büyük bir fırsat olacağını söyledi.

Su kaynaklarının azalması, dünya coğrafyasında daha fazla bölgenin kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalması, fosil yakıtların kullanımına bağlı olarak atmosferdeki sera gazı miktarının artması ve sınırlı kaynaklarda kritik düzeye ulaşılması, tüm sektörlerde olduğu gibi iklimlendirme sektöründe de ekolojik bir bakış açısını zorunlu kılıyor. Bu önemli konuya dikkat çeken İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, Türk iklimlendirme sektöründe yeşil dönüşümü benimseyen ve sürdürülebilirlik çalışmalarına önem veren sektör oyuncularının doğru ve hızlı adımlarla Avrupa Birliği ülkelerindeki stratejik konumunu daha da güçlendirebileceğini belirtti.

Ülke ekonomisini ve sanayisini sürdürülebilir ilkelerle dönüştürmek şart

Sektör olarak Avrupa Birliği’nin döngüsel ekonomi stratejisi ile uyumlu ekodizayn kriterlerine ve Avrupa Enerji Verimliliği Standartları’na uygun sürdürülebilir ürünler ürettiklerini ifade eden Mehmet Şanal; “Avrupa Birliği ülkelerinin karbon salımını azaltmak için koyduğu hedefler doğrultusunda; soğutma alanında daha çevreci gazların kullanımı, cihaz verimlilik performanslarının yükseltilmesi (EER, SEER, COP) ve verimlilik değerleri yüksek ürünlerin kullanımı zorunlu hale getirildi.  Özellikle ısıtma alanında yeni nesil çevreci ısı pompası gibi ürünlerin kullanılması teşvik edilmekte ve bu doğrultuda mümkün olduğunca doğal gaz kaynaklı ısı üreticilerinden uzaklaşmanın hazırlıkları başladı. Bu noktada sektör olarak enerji verimliliği yüksek, doğayı ve insanı koruyan cihazlar ile iklim ve havaya yönelik birçok sektör faaliyetini etkin bir şekilde yönetiyor ve sürdürülebilirlik konusuna istikrarlı bir şekilde adapte oluyoruz. Ancak daha kapsamlı ve çok yönlü adımlar atmaz, yakın gelecekte ülke ekonomisi ve sanayisinin yapısını yeşil, sürdürülebilir ilkeler ve gereklilikler doğrultusunda dönüştürmezsek en büyük ticaret partnerimiz olan Avrupa Birliği ülkelerindeki etkinliğimizi yitirebiliriz. Aynı şekilde sanayi ve enerjide karbon emisyonlarını düşürmezsek 2026 yılı itibarıyla mali yükümlülüğü uygulamaya konulacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasından kaynaklı ek maliyetler sebebiyle fiyat bazlı rekabet avantajımızı korumakta zorlanabiliriz” dedi.

“Olası bir krizi cazip bir fırsata dönüştürmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz”

İklimlendirme sektörünün önde gelen firmalarıyla Avrupa’daki mevcut pazarı korumak adına ürünleri ekodizayn kriterlerine uygun hale getirmek için var güçleriyle çalıştıklarının altını çizen Şanal; “Avrupa’daki yeşil dönüşüme hızlı bir şekilde adapte olursak muhtemel bir krizi cazip bir fırsata dönüştürebiliriz. Sektörümüzün, başta AB ülkeleri olmak üzere mevcut pazarlarını koruması, pazarda hızlı aksiyon alması ve yol haritası oluşturması şart. Bu noktada firmalarımızın daha fazla farkındalık kazanması, teknolojik gelişmeleri daha sıkı takip etmesi ve sektöre entegrasyon sağlanması, temiz, akıllı ve yeni teknolojilerin adaptasyonu, sektörde döngüsel ekonomi perspektifinin etkinleştirilmesi gibi konularda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm bunlara ek olarak yenilenebilir enerji kullanımı ile düşük emisyonlu ham madde seçiminin artırılması, karbon ayak izi, su ayak izi, atık yönetimi gibi kritik konularda kurumsal adımların atılması, yenilenebilir enerji yatırım projelerinin artırılması gibi çalışmalarda sektöre destek olmaya ve bu alanlarda dönüştürücü projelere imza atmaya da devam edeceğiz. Çok yakın bir zamanda ise sektörümüzde faaliyet gösteren tüm firmalarımızın sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm perspektifinde adımlar atmasını teşvik etmek için İklimlendirme Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaşacağız. Altı farklı eylem alanında 25 stratejik hedefin yer aldığı eylem planımızın olası bir krizi fırsata çevirmede rehber görevi görmesini amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Marmara Üniversitesi “Rüzgar Enerjisi Ve Sanal Deneyim Laboratuvarı” Açılıyor

Marmara Üniversitesi, sahip olduğu donanım özellikleri ve sunduğu fırsatlar açısından üniversite eğitiminde bir ilk olma özelliği taşıyan Rüzgar Enerjisi ve Sanal Deneyim Laboratuvarı’nın açılışına davet ediyor.Marmara Üniversitesi ve Nordex Enerji A.Ş iş birliğinde öğrencilerin yenilenebilir enerji alanında bilgi ve deneyim kazanmalarını teşvik etmek, sektörün geleceğine yeni yetenekler kazandırmak amacıyla kurulan “Rüzgar Enerjisi ve Sanal Deneyim Laboratuvarı” 5 Haziran Çarşamba günü Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi’nde açılıyor.Öğrencilerine rüzgar enerjisi teknolojileri üzerine pratik deneyimler kazandırmak üzere tasarlanan laboratuvar; rüzgar türbini prototipi, sanal gerçeklik gözlüğü, simülasyonlar, gerçek komponentler ve interaktif eğitim materyalleriyle birçok uygulama deneyimlerine açık bir şekilde tasarlanmıştır.Nordex Enerji A.Ş. ve Marmara Üniversitesi arasındaki güçlü iş birliğinin sonucu olarak ortaya çıkan bu önemli proje, hem genç yeteneklerin pratikteki uygulamaları yakından takip edip sektör için güçlü profesyoneller olmalarına destek olacak hem de akademik dünyayla enerji sektörü arasındaki köprüyü güçlendirerek geleceğin sürdürülebilir enerji ihtiyaçlarına daha iyi hazırlanmak için bir fırsat sunacaktır.

Ersun Yanal Vakfı Vefa Ödülleri’nde başvuru tarihi 19 Temmuz 2024 tarihine kadar uzatıldı 
Spor, sanat, bilim, teknoloji ve eğitim odaklı projeler üreten sivil toplum ve özel sektör kuruluşları, sosyal girişimler ile kurum profesyonellerinin ödüllendirileceği Ersun Yanal Vakfı Vefa Ödülleri’ne çok sayıda başvuru geldi. Kurumlardan gelen istek doğrultusunda ve çeşitlilik sağlamak amacıyla başvuru süresi uzatıldı ve ödül töreni Eylül 2024’e alındı. Vefa Ödülleri kapsamında elde edilecek tüm gelir, sporcu gençler için oluşturulacak Gelişim Destek Bursu fonuna aktarılacak.
Çocukların ve gençlerin spor, sanat, bilim-teknoloji ve eğitim alanlarında gelişimlerine destek vermek, ihtiyaç duyacakları alanlarda eşit fırsatlara erişimlerine yönelik çalışmalar yapmak, iş hayatına donanımlı bir şekilde katılmalarına katkı sunmak, gençlere sporu sevdirmek ve teşvik etmek, onların sağlıklı yaşama yönelmelerini sağlamak amacıyla çalışan Ersun Yanal Vakfı Vefa Ödülleri gerek özel sektör gerekse sivil toplum kuruluşları tarafından ilgiyle karşılandı.
Başvuru sistemi açıldığından bu yana gelen çok sayıda başvuru bir ön değerlendirmeden geçirildi ve sonucunda asıl değerlendirilmeye alınmak üzere 40 kurum başvurusu ile 8 İlham Veren Profesyonel başvurusu belirlendi. Ancak kurumlardan gelen istek doğrultusunda ve çeşitlilik sağlamak amacıyla başvuru süresinin uzatılmasına ve ödül töreninin Eylül 2024’e alınmasına karar verildi. Bu doğrultuda başvurular 19 Temmuz 2024 tarihine kadar açık olacak ve ödül töreni de 2024 Eylül ayında gerçekleştirilecek.
Başvurulardan elde edilen tüm gelir, sporcu gençler için bursa dönüşecek
Coğrafyanın kader olmadığına inanan, bu topraklardaki çocukların fırsat eşitliği yaratılması durumunda kendilerini ispatlayacağını savunan Ersun Yanal Vakfı, Vefa Ödülleri kapsamında da elde edilecek tüm geliri, eğitimine devam eden ve amatör/profesyonel olarak sporla ilgilenen gençlerin spor ve eğitim alanında desteklenmesi için oluşturulan Gelişim Destek Burs Fonu’na aktaracak.
Her yıl düzenli olarak verilecek olan ve Gelişim Destek Bursu kapsamında, düzenli mentorluk, kişisel spor eğitmeni, diyetisyen, psikolojik destek, akademik eğitim desteği, 21. yüzyıl becerileri eğitimleri, sosyal etkinlikler, kültür ve sanat faaliyetleri, malzeme ve takviye gibi alanlarda destek sağlayarak başarılı gençler için fırsat eşitliği yaratılması amaçlanıyor.
Son başvuru tarihi 19 Temmuz 2024 olarak güncellenen Vefa Ödülleri’ne başvurmak için https://ersunyanalvakfi.org/vefa-odulleri/ adresindeki başvuru adımları takip edilebilir.

YİYECEK TERCİHLERİMİZİN İNSANLAR, HAYVANLAR ve ÇEVRE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİ İNCELEYEN BİR ÇALIŞMA:ASLINDA NE YİYORUZ, NASIL YİYORUZ?

Ayrıntı Yayınları, Peter Singer ve Jim Mason’ın birlikte kaleme aldığı Aslında Ne Yiyoruz, Nasıl Yiyoruz? Gıda Tercihlerimiz Neden Önemli? adlı kitabı okurlarla buluşturdu. Yediklerimizin tüm canlıları nasıl derinden etkilediğine ve nasıl daha etik gıda seçimleri yapabileceğimize düşündürücü bir bakış sunan Aslında Ne Yiyoruz, Nasıl Yiyoruz?, okurlara bilinçli, sağlıklı ve daha insani gıda seçimleri yapabilmek için yol gösterecek beş ilke sunuyor. Organik çiftçilik, adil ticaret, ticari balıkçılık gibi meseleleri tüm ayrıntılarıyla ele alan çalışma, sürdürülebilirlik kavramının karmaşık dinamiğini de gözler önüne seriyor.

Peter Singer ve Jim Mason’ın birlikte imza attığı ikinci çalışma olan Aslında Ne Yiyoruz, Nasıl Yiyoruz? Gıda Tercihlerimiz Neden Önemli?, Ayrıntı Yayınları’nın İnceleme Dizisi kapsamında Pelin Sertoğlu Hız’ın çevirisiyle yayımlandı.

Modern çağın çığır açan ahlak felsefesi filozoflarından Peter Singer, bu kez satın aldığımız ve tükettiğimiz yiyecekler konusunu ele alıyor ve son derece mühim sorular soruyor: Yediklerimiz nereden geliyor, nasıl üretiliyor ve insancıl bir şekilde yetiştiriliyor mu? Birlikte yazdıkları Hayvan Fabrikaları’nın ardından yeniden bir araya gelen Peter Singer ve Jim Mason, yiyecek tercihlerimizin insanlar, hayvanlar ve çevre üzerindeki etkilerini araştırmak için sarsıcı bir serüvene çıkıyor.

Singer ve Mason, bu serüvene beslenme şekilleri birbirinden tamamen farklı üç Amerikalı ailenin yeme alışkanlıklarını inceleyerek başlıyor ve tükettikleri yiyeceklerin kaynağına giderek, üretim ve pazarlama aşamalarında gündeme gelen ahlaki meseleleri irdeliyor. Satın aldığımız ürünlerdeki “Organik” ve “Adil Ticaret”gibi etiketlerin geçerliliğini araştırırken, tesislerdeki işçilerin çalışma koşullarını gözler önüne seriyor.

Aslında Ne Yiyoruz, Nasıl Yiyoruz?, organik çiftçilik, adil ticaret, fabrika çiftçiliği ve ticari balıkçılık gibi meseleleri tüm ayrıntılarıyla ele alırken; sürdürülebilirliğin karmaşık dinamiği, genetiği değiştirilmiş organizmalar üzerine süregelen tartışmalar ve yerel alışveriş gibi konuların artılarını ve eksilerini değerlendiriyor. Herkesin vejetaryen olmayacağının farkında olan Singer ve Mason, yine de beş basit ilkeyle bizlere sağlıklı ve daha insani seçimler yapabilmenin yollarını gösteriyor.

Egeli ihracatçılar Mayıs ayında ihracatını yüzde 8 artırdı 

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Mayıs ayında yüzde 8 artışla 1 milyar 686 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. EİB’nin 2024 yılının Ocak-Mayıs döneminde ihracatı 7 milyar 696 milyon dolar olurken, son 1 yıllık dönemdeki ihracatı 18 milyar 349 milyon dolara ilerledi

207 milyon dolarlık ihracata imza atan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği zirvedeki yerini korurken, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği yüzde 4 artışla 146 milyon dolarlık döviz getirisiyle ikinci ve Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği yüzde 18 artışla 139 milyon dolarlık ihracatla üçüncü sıranın sahibi oldu.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Mayıs ayında en fazla artış gösteren sektör olarak ihracatını yüzde 37 artışla 135 milyon dolara taşıdı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ise Mayıs ayını yüzde 11 artışla 100 milyon dolar ihracatla geride bıraktı.   

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, yüzde 1 artışla 85 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 2024 yılı Mayıs ayında ihracatını yüzde 15 artışla 81 milyon dolara çıkardı.   

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Mayıs ayında yüzde 3 artış hızıyla 78 milyon dolarlık ihracat rakamını kayda aldı. 

Ege Tütün İhracatçıları Birliği ihracatını 74 milyon dolara, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ihracatını 56 milyon dolara taşıdı. 

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, Mayıs ayında 33 milyon dolarlık, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ise ihracatını 12 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırmayı başardı. 

103 ülke ve bölgeye ihracatımızı artırmayı başardık

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan sanayi ürünleri ihracatı yüzde 11 artışla 922 milyon dolar olarak gerçekleşti. Tarım sektörlerinin ihracatı 629 milyon dolara yükseldi.  

Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 12 ihracatçı birliğinin 7 tanesi performansını aştı. EİB 2024 yılı Mayıs ayında 187 farklı ihraç pazarına ulaştı ve 103 ülke ve bölgeye ihracatını artırmayı başardı.

EİB’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı 2024’ün Mayıs ayında 723 milyon dolarlık hacme ulaşırken toplam ihracatında Avrupa kıtasının payı ise yüzde 50 olarak kayıtlara geçti. 

EİB’nin ihracatındaki ilk beş ülke; Almanya’ya 162 milyon dolar, ABD’ye yüzde 104 milyon dolar, Birleşik Krallık’a yüzde 15 artışla 90 milyon dolar, İtalya’ya 88 milyon dolar, İspanya’ya 81 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Rahmi M. Koç Müzeleri Ayvalık kitabı ile külliyatını tamamladı

Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, İstanbul ve Ankara müzelerinin ardından Ayvalık ve Cunda’daki müzelerin tarihi mirasını kitaba taşıdı. Müze külliyatının “Rahmi M. Koç Müzeleri – Ayvalık” ismiyle yayımlanan son cildi, kentte sergilenen binlerce objelik koleksiyona dair geniş bir bilgi ve görsel kaynak oluşturuyor. Önsözünü müzenin kurucusu Rahmi M. Koç’un kaleme aldığı kitap, Ayvalık’taki müze çalışmalarına önemli katkıları bulunan Dr. Vera Bulgurlu, Muhtar Kent ve Şerif Kaynar gibi değerli isimlerin yazılarıyla, müze binaları ve kentin zengin sosyokültürel tarihine ilişkin kapsamlı bir bakış açısı sunuyor.

Türkiye’nin ulaşım, endüstri ve iletişim tarihindeki gelişmeleri yansıtan ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, Ayvalık ve Cunda’da ziyaretçi ağırlayan müzelerinin tarihi mirasını aktaran “Rahmi M. Koç Müzeleri- Ayvalık” kitabını okurla buluşturdu. 30’uncu yılını kutlayan Rahmi M. Koç Müzesi’nin, 25 binden fazla objeden oluşan zengin koleksiyonuna dair geniş bir bilgi ve görsel kaynak oluşturan 3 ciltlik kitap serisi, aynı zamanda İstanbul, Ankara, Ayvalık ve Cunda’daki dört müze ve bir kütüphanenin kültür sanat dünyasına kazandırılması süreçleri hakkında detaylı bir anlatım sunuyor.

Kitap; ocak ayında kapılarını açan Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi, 2014’ten bu yana her yıl yüzbinlerce ziyaretçiyi dünya endüstriyel mirasıyla buluşturan Cunda Taksiyarhis Rahmi M. Koç Müzesi ve 2007’de kurulan Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı’nın fikir ve kuruluş aşamalarından günümüze uzun yıllara dayanan yolculuğunu kayıt altına alıyor.

Müzenin ilk tohumları Kent’in katkılarıyla ile atıldı

Müzenin kurucusu Rahmi M. Koç kitap için kaleme aldığı önsözde, Emekli Büyükelçi Kent’in Ayvalık’taki müzelerin kuruluşundaki önemli rolünü ise şu sözlerle ifade ediyor: “Necdet Bey ile çok güzel hatırlarımız vardır. Ayvalık’a her gittiğimizde etrafı gösterirdi. Bugün Necdet-Sevim Kent Kütüphanesi ve değirmenin olduğu tepeyi de o göstermişti. Cunda’da, müzemizin yer aldığı Taksiyarhis’i de o söylemişti. Seneler sonra Taksiyarhis Kilisesi’ni Vakıflardan kiraladık. Ancak 10 sene sonra burası da dar gelince Ayvalık’ta deniz kenarında, merkezde olan, eski sabun fabrikasını bulduk. Ayvalık’ı gördüğüm ilk günden beri çok severim.”

Sofuoğlu: Rahmi M. Koç Müzeleri’nin geldiği nokta gurur verici

Rahmi M. Koç Müzeleri Genel Müdürü Mine Sofuoğlu, “Rahmi M. Koç Müzeleri olarak 1994 yılından bu yana sanayi, iletişim ve ulaşım tarihindeki gelişmeleri yansıtan Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesiyiz. Ankara ve Ayvalık’taki müzelerimizle birlikte sayısı 25 bini bulan objeden oluşan çok geniş bir koleksiyona sahibiz. Çocuklara yönelik eğitimler, dönemsel sergiler, koleksiyonumuza eklenen yeni objeler ile her yaştan ziyaretçiye yönelik farklı bir müze deneyimi sunuyoruz. Kurucumuz sayın Rahmi M. Koç’un çocuk yaşlarda başlayan koleksiyon merakının bugün gelmiş olduğu nokta çok gurur verici. Müzelerimizi ve koleksiyonumuzu tanıtmayı amaçlayan üç ciltlik kitap çalışmamızın İstanbul ve Ankara ciltlerini geçen yıl yayımlamıştık. 30’uncu yaşımızla birlikte Ayvalık cildimizi de tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Kıymetli isimler kitaba katkı sundu

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından basılan son ciltte, müzelerin büyüleyici atmosferini yansıtan fotoğraflar Ali Konyalı ve Tarkan Kutlu imzası taşıyor. Kitabın tasarımını Nahide Zarifoğlu ve Tülay Güngen, editörlüğünü ise Gözde Akyüz üstleniyor. Kitaba, kentteki müze çalışmalarında çok önemli katkıları bulunan Dr. Vera Bulgurlu ile iş insanları Muhtar Kent ve Şerif Kaynar gibi değerli isimler de yazılarıyla katkıda bulunuyor. Bulgurlu, Ayvalık tarihine ilişkin notlarıyla kentin yüzlerce yıllık zengin sosyokültürel birikimine ışık tutarken, müze binalarının geçmişi, mimari özellikleri ve restorasyon çalışmaları hakkında kaynak niteliğinde bilgiler paylaşıyor.

Coşkun’un dizelerinde Cunda’nın büyüsü yankılanıyor

Muhtar Kent yazısında, kişisel dostlukları neticesinde Rahmi M. Koç önderliğinde Sevim ve Necdet Kent Kütüphanesi’nin nasıl hayata geçirildiğini paylaşırken, Kaynar da Rahmi M. Koç Müzeleri’nin kentin gelişiminde yaktığı kıvılcımı ve kent kültürüne yaptığı katkıları kaleme alıyor. Usta gazeteci merhum Bekir Coşkun ise unutulmaz “Cunda” şiirinin hüzünlü dizeleriyle kitaba konuk oluyor.

Tarihi binalarda zengin koleksiyon

Cunda’da 1873 yılında Rum Ortodoks cemaatince inşa edilen Taksiyarhis Kilisesi, yirmi iki ay süren başarılı bir restorasyon süreci sonucunda ilk günkü görkemine kavuşturularak 2014 tarihinde müze vasfıyla ziyarete açıldı.

Bu yılın başında kapılarını açan Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi’ne ise 200 yıllık geçmişiyle Ayvalık’ın en önemli endüstriyel miraslarından biri olan avlusuz tipteki zeytinyağı fabrikası ev sahipliği yapıyor. 2021 yılında başlayan restorasyon çalışmasıyla yapının özgün malzeme ve yapım teknikleri korunarak Ayvalık’a kazandırılan binada, dünya endüstri tarihinin mihenk taşı niteliğindeki pek çok kıymetli eser sergileniyor. Müzenin giriş katında klasik otomobiller, motosikletler, bebek arabaları, buharlı makine modelleri yer alırken, üst kat sergileme alanında ise birbirinden değerli lokomotif modelleri, oyuncaklar ve denizcilik ile ilgili objeler bulunuyor.

“Rahmi M. Koç Müzeleri – Ayvalık” kitabı, Rahmi M. Koç Müzeleri’nden temin edilebilir.

Babalar Günü için hediye arayışında mısınız?

Türkiye’nin en büyük kültür, sanat ve eğlence dünyası D&R, sinema severlerden fantastik roman tutkunlarına, her zevke hitap eden kitap önerileriyle Babalar Günü için en değerli hediyeleri sunuyor.

16 Haziran Pazar günü kutlanacak Babalar Günü için D&R; koşulsuz sevgisiyle hayat yolculuğunun en değerli rehberleri babaların farklı zevklerine hitap edecek bir hediye listesi hazırladı. Yeni baba olacaklardan spor tutkunlarına, her türden kitap önerileri ve okuma deneyimine keyif katacak alternatiflerle zengin hediye listesi, “Bu Babalar Günü’nde babama ne hediye alsam?” sorusuna cevap veriyor.

Her babaya uygun bir “Fakir Hausgeräte” var!

Üstün Alman teknolojisini evlerimize taşıyan Fakir Hausgeräte, teknoloji meraklısı babalardan kahve severlere, keyfine düşkünlerden sağlığına dikkat edenlere tüm babalar için uygun geniş bir hediye seçeneği sunuyor.

Dünyanın en büyük elektrikli ev aletleri üreticilerinden Fakir Hausgeräte’nin yüzlerce ürün seçeneği içinde, farklı alışkanlıklara ve ihtiyaçlara sahip babalar için birbirinden güzel hediye seçenekleri bulunuyor.

“Kahvesiz yapamam” diyen babalar için iki farklı alternatif

Fakir Hausgeräte’nin ilk önerisi kahve sever babalar için Kaave Trio. Tek tuşla klasik ve közde Türk kahvesinin yanında, sütlü sıcak içecekler de hazırlayabiliyor. Aroma Gourmet Filtre Kahve Makinesi ise, aroma ayarlama özelliği sayesinde babanızın kahvesini sert veya yumuşak nasıl istiyorsa öyle hazırlıyor ve 40 dakikaya kadar sıcak tutabiliyor.

Sağlığına önem veren babalar için Milkymoothie

Beslenmesine dikkat eden, fonksiyonel ve bitki bazlı içecekleri tercih eden babalar için Fakir Hausgeräte, alanında Türkiye’nin ilk ve tek teknolojisi Milkymoothie Kişisel Blender’ı denemelerini tavsiye ediyor. Bademli, yulaflı, soyalı, hindistan cevizli ve benzeri birçok bitki bazlı süt çeşitlerinden çorba ve meyve sularına, birbirinden lezzetli tarifleri pratik bir şekilde hazırlamaya yardımcı olan bu kişisel cihaz, tek tuşla kendi kendini temizlediği için de favoriler arasında.

Izgarayı sanata dönüştüren babalar buraya

Fakir Hausgeräte’nin en yeni ürünlerinden BBQ Duo Elektrikli Izgara, babalarımızın en keyif aldığı ve adeta sanat icra eder gibi gerçekleştirdiği aktivitesi olan barbeküyü evlere taşıyor. Cihaz, özel yapışmaz döküm ızgara plakaları sayesinde etleri yapışmadan ve suyunu kaybetmeden yumuşacık hazırlıyor. Aynı anda hem et hem de sebze pişirebilme lüksünü sunan BBQ Duo, babanızın barbekü keyfine keyif katacak.

Protel Satış Direktörü Fatih Tenel:“Oteller ve restoranlar için geliştirdiğimiz çözümlerle, sektöre özel sürdürülebilirlik standartlarını yükseltiyoruz
35 yılı aşkın deneyimiyle yiyecek-içecek sektöründeki restoran, kafe, otel, bar, pastane, plaj ve benzeri işletmeler için teknolojik çözümler sunan sektör lideri Protel’in Satış Direktörü Fatih Tenel, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, oteller ve restoranlar için geliştirdikleri çözümlerle, sektöre özel sürdürülebilirlik standartlarını yükselttiklerini belirtiyor. Otellerde enerji tasarrufu ile restoranlarda özellikle stok takip sistemleriyle sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunduklarını belirten Tenel, restoranların anlık stok takibi yapabilmesi ve stok uyarıları vermesi sebebiyle ürünlerin israf olmadığını, doğru zamanda ürün tedariği yapılabildiğini belirtiyor
Türkiye’nin otelcilik sektörü, hizmet endüstrisi içinde enerji tüketiminin en yoğun olduğu alanlardan biri olarak dikkat çekiyor. Araştırmalara göre, Türkiye hizmet sektörü, sanayi sektöründen sonra en çok elektrik tüketen ikinci sektör konumunda. Özellikle 5 yıldızlı oteller, yıllık ortalama 5 milyon TL civarında enerji tüketim maliyetine sahipken, bu maliyetlerin büyük bir bölümü (%75) elektrikten kaynaklanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranı ise ne yazık ki oldukça düşük seviyelerde.
5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla açıklamalar yapan Protel Satış Direktörü Fatih Tenel, “Enerji tüketimi maliyetlerini düşürmek için alınabilecek önlemler, otellerin operasyonel giderlerini önemli ölçüde azaltabilir. Ancak oteller, genellikle yüzde 70 kapasite altında çalışsalar dahi, ortak alanların sürekli kullanıma hazır olması gerektiği için enerji verimliliği konusunda zorluklar yaşıyor. Yerel yönetimler zaman zaman sağladığı elektrik indirimleriyle destek verse de otellerin yatırım yapacağı kalıcı çözümler, uzun vadede çok daha olumlu sonuçlar vadediyor. Isıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemleri (HVAC), otellerin toplam enerji ihtiyacının yaklaşık yarısını tüketiyor ve bu sistemler üzerine yapılan modernizasyonlar sayesinde önemli tasarruflar elde edilebiliyor” dedi.
“EOS Thermostat, otelcilik sektöründe bir dönüm noktası”
Protel’in oteller için sürdürülebilir oda çözümleri arasında yer alan EOS Thermostat’ın otel odaları boşken gereksiz enerji tüketiminin önüne geçtiğini söyleyen Tenel, “Sistem, ışıklandırma ve ısınma gibi enerji kullanımlarını uzaktan takip etmeyi ve yönetmeyi mümkün kılıyor. Kullanıcı dostu arayüzüyle hem konforlu bir deneyim sunuyor hem de enerji tasarrufu sağlıyor. EOS Thermostat ile oteller, enerji verimliliğini artırırken çevresel etkilerini de minimuma indiriyorlar. Bu ürün, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için otelcilik sektöründe bir dönüm noktası. Ürün kolay kurulumu ve retrofit uyumluluğu sayesinde, mevcut kablolar kullanılarak hızlıca monte edilebiliyor. EOS Thermostat, 2021 yılında aldığı Red Dot Tasarım Ödülü ile de tasarım kalitesini kanıtlamış durumda. EOS Thermostat sadece enerji tüketimini değil, aynı zamanda otel operasyonlarının genel verimliliğini de artırıyor. Sistem, odalarda bulunan kapı ve hareket sensörleri sayesinde misafir varlığını algılayarak enerji tüketimini otomatik olarak ayarlıyor” ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilir iş uygulamalarını teşvik ediyor
Şirketin sürdürülebilir iş uygulamalarını da teşvik ettiğinden bahseden Tenel, “Şirketimizde kullandığımız kağıtları geri dönüştürüyor; hareket sensörlü musluklar ve lambalar kullanarak su ve enerji israfını önemli ölçüde azaltıyoruz. Organik atıkları kompost kutularda dönüştürüyor; plastik, pil ve metal gibi atıkları da ülke ekonomisine geri kazandırıyoruz. Ayrıca, sözleşmelerimizi e-imza ile yollayarak ve tüm işlemlerimizi GMU uyumlu cihazlar aracılığıyla dijital olarak vergi dairesine iletiyoruz” dedi.

DENİZ FENERİ 2024 KURBAN ALIM BEDELİNİ AÇIKLADI…İŞTE KURBAN FİYATLARI!

Deniz Feneri Derneği, bu yılki kurban organizasyonunu “Kurbanlarınız Yoksulların Bayramı Olsun” sloganıyla Türkiye ile birlikte 30 ülke ve bölgede kurban bağışlarını sahiplerine ulaştıracak.

Derneğin kurban organizasyonunda mülteci kampları, savaş, doğal afet, açlık ve yoksulluk bölgeleri ile yetimhanelere öncelik verilecek.

Bu kapsamda 3 kıta ve 30 ülkede ihtiyaç sahibi mazlum ve mağdur bölgelere ulaşılarak kardeşlik bağlarımız güçlenecek.

Çeyrek asırdır Kurban organizasyonu gerçekleştiren Deniz Feneri Derneği’nin bu bayram belirlemiş olduğu kurban bedeli ise Yurtdışında 3600 TL olurken yurt içi vekalet ücreti 12000 TL olarak belirlendi.

Ayrıca Gazze’de kesilmek üzere kurban vekaleti vermek isteyenler için rakam 7000 TL olurken Yemen 6000 TL Arakan 4500 TL Suriye 12000 TL olarak belirlendi.

Vekalet yoluyla kurbanlarını derneğe bağışlamak isteyen hayırseverler, kurban çalışmaları için belirlenen ülkeler arasından dilediğinde kurbanını kestirip ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak.

Niloya ve Tospik Tekrar Buluşabilecek Mi?

Ekranların sevilen çizgi film kahramanı Niloya, her Pazar saat 09.00’da YouTube kanalında yepyeni maceralarıyla karşımıza çıkmaya devam ediyor. Ailelerin de gönül rahatlığıyla tercihi olan çizgi kahraman, bu hafta sonu minik arkadaşlarını Tospik’i beraber aramak için ekranlara davet ediyor. Niloya ve arkadaşları, Uzunkulak’ın tuhaf hareketlerini anlayıp Tospik’i bulabilecekler mi? Bu sorunun cevabı 9 Haziran Pazar günü saat 09.00’da “Kulaktan Kulağa” bölümü ile ekranlara gelecek.

Türkiye’nin sevilen çizgi film kahramanı ‘Niloya’, her gün TRT çocuk ekranlarında ve her Pazar saat 09.00’da ise mutluluk dünyasının kapılarını açtığı 5 buçuk milyon aboneyi aşan YouTube kanalında yeni bölümlerini sevenleri ile buluşturuyor. Her bölümünde bambaşka bir hikâyeyi minik dostları ile buluşturan çizgi film, 7’den 70’e herkesin büyük beğenisini kazanıyor. Senaryoları psikologlar, pedagoglar ve içerik danışmaları ile hazırlanan çizgi film, çocukların hayal dünyasını da olumlu etkiliyor.

Çizgi kahramanın bu haftaki bölümünde, Tospik’in kaybolması izleyicileri keyif dolu bir maceraya sürüklüyor. Peki Niloya ve arkadaşları Tospik’i bulabilecek mi? Uzunkulak’ın tuhaf hareketlerini anlayabilecekler mi? Çizgi kahramanlar, bu soruların cevabı için 9 Haziran Pazar günü saat 09.00’da minikleri Tospik’i aramaya davet ediyor.

Uzunkulak’ın Hareketleri Ne Anlatıyor?

Mete’nin kuzeni Cem, tabletiyle çok vakit geçirmekte bu durum da Niloya ve Mete’yi rahatsız etmektedir. Niloya birlikte oyunlar oynamak istemektedir. Mete ile birlikte Cem’i ikna ederler ve araba yarışı yapmaya başlarlar. Uzunkulak’ta bu yarışa katılır. Ancak bir süre sonra Uzunkulak tuhaf hareketler yaparak kulaklarını sallamaya başlar. Bu durum çocukların dikkatini çeker. Fatoş Teyze’nin topladığı elmaları koyduğu sepetlerin orada bir gariplik vardır ve tavşan da burayı işaret etmektedir. Niloya bu sırada Tospiğin kaybolduğunu fark eder, hep birlikte başlarlar Tospiği aramaya… Çevreden sesler duyarlar ve sepetlerin yanına gelirler. Aslında tüm bu yaşananların elma sepetine düşmüş olan Tospik’e yardım etmek isteyen Uzunkulak’ın çabası olduğu anlaşılır.

WWF’in Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın Türkiye etabı ödül töreni gerçekleşti: İstanbul, Ulusal Kazanan Ödülünü Aldı

WWF’in dünya kentlerini iklim açısından güvenli bir gelecek için öncülük etmeye davet ettiği uluslararası Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın (One Planet City Challenge – OPCC) Türkiye etabı ödül töreni gerçekleşti. Kadıköy Çevre Festivali kapsamında, Özgürlük Parkı’nda düzenlenen törende WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, Tek Dünya Kentleri yarışmasının ulusal şampiyonu İstanbul’a ve Türkiye finalistlerine ödül ve katılım sertifikalarını takdim etti.
WWF tarafından 2011 yılından bu yana düzenlenen Tek Dünya Kentleri Yarışması (One Planet City Challenge – OPCC), iklim kriziyle mücadelede etkili, iddialı ve yenilikçi çözümler geliştiren kentleri öne çıkarıyor. İki yılda bir düzenlenen yarışmanın 2023-2024 döneminde 13’ü Türkiye’den olmak üzere 50 ülkeden, 350’den fazla yerel yönetim, küresel iklim öncüsü olmak için yarıştı. Türkiye’nin “iklim öncüsü” olmak üzere Antalya, İstanbul ve Kadıköy’ün finale kaldığı yarışmanın ulusal şampiyonu İstanbul oldu.
Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın ödül töreni Kadıköy Çevre Festivali kapsamında Özgürlük Parkı’nda gerçekleşti. İstanbul Büyükşehir Belediye’sine Ulusal Kazanan Ödülünü, Kadıköy Belediyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne de ulusal finalist sertifikalarını takdim eden WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem “WWF’in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) dünya kentlerini iklim açısından güvenli bir gelecek için öncülük etmeye davet ettiği, 2 yılda bir düzenlenen Tek Dünya Kentleri Yarışması’na ülkemizden de gün geçtikçe daha çok belediyemizin ilgi göstermesi umut verici. İddialı ve yenilikçi çözümler geliştiren kentleri öne çıkaran yarışmada 2023-2024 döneminde başvuru yapan 13 belediyemiz arasından finale kalan Kadıköy Belediyesi ve Antalya Büyükşehir belediyesi ile Ulusal Kazanan olan İstanbul Büyükşehir Belediyesini tebrik ediyor, çalışmalarının tüm belediyelerimize örnek olmasını temenni ediyoruz” dedi.
Etkinlik kapsamında ayrıca yarışmanın ulusal finalistleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi ile yarışmanın bir önceki dönem ulusal kazananı olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden temsilcilerin katılımı ve WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Behiç Sabuncu’nun sunumuyla “İklim Dostu Kentler” başlıklı bir panel düzenlendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Danışmanı Lokman Atasoy, Kadıköy Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Aynur Şule Sümer ve İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanı Kemal Kılıç’ın konuşmacı olduğu panelde iklim krizi ile mücadelede belediyeler tarafından atılabilecek adımlar masaya yatırıldı.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) İklim Ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu şu görüşlere yer verdi: “Dünya nüfusunun %56’sını Türkiye’de ise %77’sini ağırlayan, küresel ölçekte enerjinin %75’inin tüketildiği şehirler iklim krizine karşı hassas bir konuma sahipken aynı zamanda çözüm noktaları olarak karşımıza çıkıyor. Akıllı ulaşımdan, yeşil binalara, mekansal planlamadan iklim riski yönetimine pek çok alanda atılan adımlarla şehirlerimizi iklim dostu yapabiliriz. Tek Dünya Kentleri Yarışması, bu alanda öncü adımlar atan kentleri öne çıkarmayı amaçlıyor.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, “Şehirler, iklim krizinin hem faili hem mağduru. Bu sebeple şehirleri bekleyen iklim tehditlerine karşı bütüncül ve sürdürülebilir çözümler üretilmeli. Tam bu noktada da ise Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın ulusal şampiyonu olarak çalışmalarımızla diğer şehirlere ilham olmayı umuyor, bu festivalde yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
Kadıköy Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Şule Sümer ise şu görüşleri vurguladı: “Her geçen yıl iklim şartlarının sertleşmesi nedeniyle daha çok kuraklık ile karşılaşma riskimiz giderek artmaya devam ediyor. Bu nedenle Kadıköy Belediyesi olarak içilebilir nitelikteki temiz su kaynaklarımızın korunmasını çok önemsiyoruz. Kadıköy’de artık  yağmur suyu toplama sistemlerimizle içme suyumuzu koruyor, sokak temizliğinin yüzde 50 sini  yağmur suyu geri kazanım sistemlerimiz ile sağlıyoruz. Ayrıca  belediye meclisimizden aldığımız bir kararla yeni inşa edilen 400 m2’nin üzerinde parsellerdeki binalarda yağmur suyu toplama sistemlerinin kurulmasını ve toplanan suyun sifonlara geri basılmasını zorunlu hale getirdik. Böylelikle temiz suyumuzu koruyor, barajlarımızdaki suyun daha uzun sürede tüketilmesini sağlıyoruz.”
Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Lokman Atasoy “Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak, sürdürülebilirlik ve çevre dostu projeler konusundaki kararlılığımızı vurgulamaktan gurur duyuyoruz. Gelecekte de doğayı koruma, yeşil alanları artırma ve iklim dostu bir kent olma hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz” görüşlerine yer verdi.
Bir önceki dönemin ulusal şampiyonu İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Temiz enerji Şube Müdürü Ahmet Toker de panelde: “Hayatın ve kültürün oluşumunda 2 önemli başlık coğrafya ve iklim olarak karşımızda duruyor. Bizler modern denilen kentlerde bu iki gerçeğe sırtını dönerek suni gerçeklik ve aldatıcı bir konfor yarattık. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu duruma panzehir olarak doğa ile uyumlu yaşam stratejisini ortaya koyuyor. İklim Nötr yolunda geleceğin kentlerine örnek olacak bir misyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş“Lojistik sektörü, Yeşil Mutabakat’ın hedeflerini gerçekleştirmede kilit bir role sahip
Uçtan uca katma değerli lojistik hizmetleriyle 35 yıldır ulusal ve uluslararası markaların çözüm ortağı olan Sertrans Logistics’in Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, lojistik sektörünün küresel tedarik zincirinin önemli bir parçası olarak Yeşil Mutabakat’ın hedeflerini gerçekleştirmede kilit bir role sahip olduğunu belirtiyor. Sektörün, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 5’ini tek başına oluşturan önemli bir çevresel etkiye sahip olduğunu dile getiren Keleş, bu nedenle, sektörün karbon salınımını azaltmaya yönelik çabaları ve sürdürülebilir uygulamaları benimsemesinin büyük önem taşıdığını söylüyor.
Son yıllarda sera gazı etkisi, küresel ısınma, enerji kaynaklarının tükenmesi, karbon salınımı gibi çevre sorunları artış gösteriyor. Üretim ve taşıma faaliyetlerinde sürdürülebilirlik kavramına uygun faaliyetlerin sağlanması bu sebeple büyük önem taşıyor. En son yayınlanan raporlarda, lojistik sektörünün kendi içinde sera gazı emisyon oranına dağılımına bakıldığında, taşımacılığın yüzde 89, depolamanın ise yüzde 11 seviyelerinde sera gazı emisyon payına sahip olduğu görülüyor.
5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla açıklamalar yapan Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, “Günümüzde sürdürülebilirlik, çevre bilinci ve iklim değişikliği gibi konular, toplumların ve iş dünyasının gündeminde önemli bir yer tutuyor. Lojistik sektörü küresel tedarik zincirinin önemli bir parçası olarak Yeşil Mutabakat’ın hedeflerini gerçekleştirmede kilit bir role sahip. Sektörün, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 5’ini tek başına oluşturan önemli bir çevresel etkiye sahip olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bu nedenle, sektörün karbon salınımını azaltmaya yönelik çabaları ve sürdürülebilir uygulamaları benimsemesi büyük önem taşıyor. Lojistik bir bütün olarak taşıma, depolama ve dağıtım süreçlerinde dünyada üretilen toplam enerjinin önemli bir kısmını tüketiyor. Daha sürdürülebilir uygulamalar ve dijitalleşmiş depolama sistemleriyle desteklenen lojistik süreçler, enerji verimliliğini artırma ve çevresel etkileri azaltma potansiyeline sahip. Optimize edilmiş rotalama ve taşıma planlamasıyla yakıt tüketimini azaltırken dijital teknolojilerle verimlilik sağlayabiliriz. Öte yandan otomatikleştirilmiş ve dijitalleşmiş süreçlerle kağıt kullanımı azaltılabilir” dedi.
“Su tüketiminde yüzde 40’ın üzerinde tasarruf sağladık”
Sertrans Logistics’in genel müdürlük ve ana deposunun yer aldığı Hadımköy tesisinin sektörün Gold Leed Sertifikasına sahip ilk lojistik tesisi olduğunu belirten Nilgün Keleş, şirket olarak bu alandaki çalışmalarını şöyle anlattı: “Tesiste kullanılan ileri teknoloji ürünü su armatürleriyle kullanıcı konforundan ödün vermeden uluslararası standartlarda su verimliliği sağlanıyor. Böylece su tüketiminde yüzde 40’ın üzerinde tasarruf sağladık. Tesislerde kullanılan tüm servis sistemlerinde, enerji verimliliğine önem veriyoruz. Verimli aydınlatma armatürleri, ısıtma, soğutma, havalandırma sistemlerinde verimlilik ön planda. Uluslararası nakliyede filosunda kullanılan araç lastikleri atık yönetim politikamız kapsamında geri dönüşüm süreçlerine tabi tutuldu. Filomuz çekicilerini piyasadaki yakıt verimliliği en yüksek avro emisyonlarıyla yeniliyoruz. İntermodal taşımacılığı etkin ve yaygın kullanarak senelik 7.211.160 CO2 emisyonu iyileştirmesi sağlıyoruz. Mümkün olduğu kadar kâğıtsız çalışma modeline geçtik ve süreçleri dijitalleştirdik. Atık yöneyimi konusunda detaylı çalışmalar yapıyoruz; bu alanda son iki yılda 8.5 ton atık geri dönüşüm sürecine sokuldu. Şirket bünyesinde tüketilen sarf malzemeleri oluşturulan geri dönüşüm süreçlerine dahil edildi. Bu kapsamda son iki yılda toplamda plastik, kâğıt, pil, su ve benzeri 8.206.839,65 ton ürün, dönüşüm süreçlerine sokuldu.”
“Dönüştürülen 4.5 ton atık miktarımızı 6,7 oranına yükselteceğiz”
Şirketin gelecek hedeflerinden de bahseden Nilgün Keleş, “İntermodal taşıma modlarındaki kapasite ve pazar payını geliştirmeyi hedefliyoruz. Büyüyen e-ticaret hacmimiz sebebiyle önümüzdeki beş yıl sonunda dönüştürülen 4.5 ton atık miktarımızı 6,7 oranına yükselteceğiz. İklim eylem bilincine dair çalışanlarımızın farkındalığını geliştirmek üzere projeler hayata geçirmeyi planlıyoruz. Öte yandan doğal kaynak kullanımını azaltma noktasına geliştirmelere devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte tesislerimizde güneş enerji yatırımı yapmak iş planlarımız arasında.” ifadelerini kullandı.

Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir’de anıldı
Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de 2 Haziran 2013 gecesi Yunus Emre Caddesi’nde polisler ve eli sopalı esnaf tarafından dövülerek yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz, ölümünün 11’nci yılında  aynı yerde anıldı. Anmanın ardından 2 Haziran akşamı, DİSK Eskişehir Temsilciliği, Eskişehir Bilecik Tabip Odası, KESK Eskişehir Şubeler Platformu, TMMOB Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu ve ALİKEV tarafından 2014 yılından bu yana verilen Ali İsmail Korkmaz Yaşam Ödülleri törenle sahiplerini buldu.
Ali İsmail Korkmaz’ın anma törenine annesi Emel Korkmaz, babası Şahap Korkmaz ve abisi Gürkan Korkmaz da katıldı.
Gezi Olayları sırasında hayatını kaybedenler için saygı duruşunun ardından KESK Eskişehir Dönem Sözcüsü Sertaç Durdu bir açıklama yaptı ve şunları dile getirdi: “Gezi Direnişinin, Ali İsmail ve arkadaşlarının katledilmesinin 11’inci yılındayız. Başta Ali İsmail Korkmaz olmak üzere gezide kaybettiğimiz Etem Sarısülük’ü, Mehmet Ayvalıtaş’ı, Abdullah Cömert’i, Medeni Yıldırımı’ı, Ahmet Atakan’ı Hasan Ferit Gedik’i ve Berkin Elvan’ı saygıyla anıyoruz. Onlara sözümüz var onların hayal ettiği güzel günler gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Emel Korkmaz ise şunları söyledi: “Buraya gelmek o kadar çok canımı yakıyor ki. Ben beş sene gelemedim. Geldikten sonra hep şunu dedim, keşke hiç gelmeseydim ve Ali’nin ulu orta bir yerde darp edildiğine şahit olmasaydım. Burada Ali’nin darbına şahit olanların vicdanları rahat mı? Vicdanlarına hesap verebiliyorlar mı? İçleri acımıyor mu? buraya her geldiğimde Ali’nin ‘vurmayın’ dediği cümleleri aklıma geliyor. Görüntüleri izleyemedim ama hep bunları söylemiş. Ali 38 gün direndi. Şu an aramızda yok ama yüzlerce, binlerce Ali İsmail var. Ali İsmail’e sahip çıktığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.”
Şahap Korkmaz konuşmasında, “Hepinize teşekkür ediyoruz oğlumuzu unutmadığınız için, unutturmadığınız için. Katilleri ve onları destekleyenleri lanetliyorum. Bu nokta onlarca pencereden görünüyor. O olayı görüp de susana yazıklar olsun diyorum. O insanda kan yok demektir” dedi.
Ali İsmail’in abisi Gürkan Korkmaz ise, “Ayakta durabiliyoruz arkamızda sizler gibi milyonların olduğunu bilmemizden. Bize güç ve Ali İsmail’in adını yaşatma mücadelemize bize sonsuz destek veriyorsunuz. İyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız” ifadelerini kullandı.
Ali İsmail Korkmaz Yaşam Ödülleri, katliamlara karşı direnenlere verildi
Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Ali İsmail Korkmaz Yaşam Ödülleri, İsrail’in katliamına direnen Filistin halkına ve Çorlu Tren Katliamında hayatını kaybedenlerin ailelerine verildi. Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’ndeki törende Ali İsmail Korkmaz’ın vefatının ardından düzenlenen anma törenlerinden kesitler sunuldu. Ardından Gezi Direnişinde hayatını kaybedenler anısına saygı duruşunda bulunuldu.
Törenin açılış konuşmasını yapan Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray, “11 yıl önce Ali İsmail, baskıya ve adaletsizliğe karşı özgürlük mücadelesi için canını verenlerin arasına katıldı. Onun adına verilen bu ödülle, Gezi Direnişinin toplumsal hafızadan silinmemesini, Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren gençlerin unutulmamasını ve ‘yaşam’ kelimesiyle baskılara, antidemokratik uygulamalara karşı direnenlere, insanca yaşam için mücadele edenlere, dayanışma duygularımızı ve saygımızı sunmayı amaçlıyoruz. Ali İsmail Korkmaz’ı ve Gezi Direnişinde katledilenleri unutturmamak ve yaşatmak, bu toplumu umutsuzluğa sürükleyenlere karşı umudu güçlendirmek, ülkeyi karanlığa teslim etmek isteyenlere karşı aydınlığın savunucusu olmak, savaş politikalarını sürdürenlere karşı barışın savunucusu olmak demektir” dedi.
Çorlu Tren Katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri adına ödülü Çorlu Tren Katliamı’nda vefat eden 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz aldı. Ödülü Emel Korkmaz’ın elinden alan Mısra Öz, “Burada olmak çok zor. Bugün bende Ali İsmail’in ailesiyle onun 11 yıl önce katledildiği o sokaktaydım. Biz annelerin çok fazla duygularından bahsetmeye gerek yok. Birbirimizin gözlerine baktığımız zaman bunu görüyoruz. Bu ödül biz Çorlu aileleri adına çok kıymetli. Çünkü bu ödül başka evlatlar ölmesin diye mücadelenin bir parçası.  Ali İsmail bu hayattan koparıldığında 19 yaşındaydı; aynı katillerin kurduğu sistem 9 yaşında benim evladımı da aldı. Biz evlatlarımızın katillerini biliyoruz” dedi.

Spora Tutkuyla Bağlı Bir Küresel Teknoloji Devi; vivo
vivo, son yıllarda futbol dünyasında yaptığı önemli sponsorluk anlaşmaları ve projeleri aracılığıyla futbola olan tutkusunu ve desteğini göstermeye devam ediyor.
Takım çalışmasının ve ortak bir hedef peşinde koşmanın özünü örnekleyen zengin bir geçmişe sahip olan futbol, dünya çapında en çok takip edilen spor olarak yerini koruyor. FIFA Dünya Kupası ve UEFA Avrupa Ligi gibi uluslararası turnuvalar, milyarlarca izleyiciyi ekran başına kilitleyerek futbolun birleştirici gücünü gözler önüne seriyor. Bu nedenlerle futbol günümüzde sadece bir spor olmaktan öte dünyanın ortak kültürel mirasının da en önemli örneklerinden biri. Futbolun, sadece bir spor dalından çok daha fazlası olduğuna inanan vivo, bu evrensel dilin insanları bir araya getirme ve ortak bir tutku etrafında birleştirme gücüne hayranlık duyuyor.
Dünyanın önde gelen markalarından vivo da futbol organizasyonlarına ve takımlarına sağladığı sponsorluklarla bu sporun daha kaliteli organizasyonlar ile çok daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı olan markların başında geliyor. Şirketin bu destekleri sayesinde, futbol kulüpleri ve organizasyonlar mali açıdan güçlenerek daha iyi tesisler kurabiliyor, yetenekli oyuncular yetiştirebiliyor. vivo futbola verdiği destekleri kapsamında son olarak bu yıl 14 Haziran’da Almanya’da başlayacak UEFA EURO 2024 turnuvasının resmi ortağı oldu ve bu etkinlikte resmi akıllı telefon sponsoru olarak en yeni teknolojilerini dünya futbol sahnesinde sergileyecek. Taraftarlar, vivo’nun desteğiyle gerçekleştirilecek etkinlikler aracılığıyla özel bir şampiyona deneyimi yaşayacak.
Uzun yıllardır futbolu destekliyor
vivo’nun futbola olan desteği sadece son yıllara ait değil. Geçtiğimiz yıllarda da futbola önemli katkılarda bulunan vivo’nun sponsor olduğu turnuvalar ile vivo, futbola olan tutkusu ve bu spora yaptığı yatırımlarla dünya çapındaki futbolseverlerle buluşmaya ve futbola katkıda bulunmaya devam ediyor.
UEFA EURO 2024 Resmi Ortağı: vivo, 14 Haziran’da Almanya’da başlayacak olan UEFA EURO 2024 turnuvasının resmi ortağı ve resmi akıllı telefon sponsoru oldu. Bu sayede, en yeni teknolojilerini dünya futbol sahnesinde sergileme ve taraftarlara unutulmaz bir şampiyona deneyimi yaşatma imkanı yakalayacak.
Türkiye Erkek A Milli Futbol Takımı Ana Sponsoru: vivo, 2020 yılında Türkiye pazarına girer girmez Erkek A Milli Futbol Takımı’nın “Ana Sponsoru” ve “Resmi Akıllı Telefon Ortağı” olmuştu.
FIFA 2022 Dünya Kupası Ana Sponsoru: vivo Katar’da oynanan FIFA Dünya Kupası’nda en yeni teknolojileri ile futbolseverlere unutulmaz deneyimler yaşatmıştı.
Geçmiş Sponsorluklar: vivo’nun bugüne kadar sponsor olarak destek verdiği turnuvalar içerisinde UEFA Euro 2020, Hindistan Premier Ligi 2016-2019 ve 2021, FIFA Konfederasyonlar Kupası 2017, FIFA Dünya Kupası 2018, FIFA Arap Kupası Katar 2021 ve FIFA Dünya Kupası Katar 2022 yer alıyor.

Su Ürünleri, 2023 Su ürünleri üretimi 2023 yılında %18,6 arttı

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

YASA DIŞI AVCILARA CEZA YAZILDI

Kayseri Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerinin hafta sonu Kayseri’nin farklı noktalarında yapmış …