Her ailenin; çocuklarının mutlu, başarılı ve refah seviyesi yüksek bir yaşam sürmesini istemesi doğal bir durumdur. Ebeveynler bazen farkında olmadıkları mükemmeliyetçi yaklaşımlarla çocuklarının gelişiminde kaygıya sebep olmakta ve onun tüm hayatını etkileyebilecek izler bırakabilmekteler. Eğitmen ve Yazar Feza Karakaş ebeveyn mükemmeliyetçiliğini ve çocukların hayatındaki etkilerini açıkladı.
Bir çocuğun başarısını ve mutluluğunu etkileyen birden çok sebep vardır ve ebeveyn çocuk ilişkisi de bunlardan biridir. Ebeveynler çocuklarının iyi hayat şartlarına sahip olmaları için onları başarılı ve çalışkan olmaya teşvik ederken zaman zaman mükemmeliyetçi yaklaşımlarla kaygı oluşturabiliyorlar. Eğitmen ve Yazar Feza Karakaş ebeveynlerin mükemmeliyetçi davranışlarının çocukları üzerine etkilerini şu şekilde açıkladı:
Mükemmeliyetçi yaklaşımların çocuklara etkileri
Farkında olarak veya olmayarak çocuklarına mükemmeliyetçi davranışlarla yaklaşan ebeveynler, çocukları üzerinde yüksek kaygı oluşturabiliyorlar. Çoğu zaman çocuklarının iyiliği ve mutlu olması için böyle davrandığını düşünen ebeveynler; çocuklarına kendilerince ideal mesleği seçme, okul hayatında her zaman yüksek notlar alması gerektiğini düşünme, çocuklarından her zaman uslu olmasını isteme gibi eğilimlerde olabiliyorlar. Buna maruz kalan çocuklar genellikle başarıyı dışarıda aramaya ve başarılı olmadıklarında kendilerini değersiz hissetmeye başlayabiliyorlar. Toplumda saygın olduğu gerekçesiyle çeşitli meslek, hobi, okullara yönlendirilen çocuklar kendi yetenek ve doğal eğilimlerinden uzaklaşabiliyor ve sınırlarına girilmiş şekilde hissedebiliyorlar. Çocuklar kendileri olduklarında kabul edilmeyecekleri korkusuyla aileye öfke duymaya, sır sakalamaya, utanç duymaya başlayabiliyor ve kendi özerkliğini bulma, kendini gerçekleştirme fırsatından uzaklaşabiliyorlar.
Ebeveynlerin mükemmeliyetçi olmalarının sebepleriPek çok ebeveyn korkudan motive olmaktadır. Çocuğunun iyi bir yaşam sürememesi, ileride daha iyi fırsatlara sahip olamaması korkusu birçok aileyi kendince önlemler almaya ve çocuk üzerinde baskı oluşturmaya itebiliyor. Bazen de ebeveynler bu korkuları kendi ailelerinde ve yetiştikleri toplumdan öğrenmiş olabiliyorlar. Sosyal statünün çok önemli olduğu, kişilerin buna göre değer gördüğü bir çevrede büyüyen ebeveyn kendince çocuğunu da korumaya ve onu buna göre programlamaya çalışabiliyor. Çocuklarının mükemmel olmayacağı korkusuna sahip bir ebeveyn, kendi ailesinden devraldığı korkuları çocuklarına aktarıyor olabilir.
Ebeveynlere burada düşen görev
Çocuklarından mükemmel olmalarını bekleyen ve aksinin olmasından korkan bir ebeveyn aslında bunu kimin için istediğini düşünmeli. Kendi mutlulukları için mi, toplumda kabul görmek için mi yoksa gerçekten çocuklarının mutlu olması için mi bu istekler içindeler? Aileler kendi istekleri doğrultusunda çocuklarının sınırlarına girmemeye özen göstermeli. Çocuklar hayatlarında kendilerini gerçekleştirme konusunda doğal bir şekilde ilerleyeceklerdir, aileler bu konuda onları desteklemeli ve kendi ideal tablolarına uymaya onları zorlamamalı. Çocukları yetiştirirken ebeveynlerin davranışları çocuklara model olmakta bu sebeple aileler davranışlarının nesilden nesile aktarıldığının bilincinde olmalı. Burada ailelerin çocuklarına gerçek başarının, mutluluğun çocuğunun içinde her zaman olan bir değer olduğunu anlatmaları, özlerine uygun yaşamasına şahitlik etmeleri çocuklarını da kendilerini de mutlu edecektir ve daha doyumlu bir hayata kapı açacaktır.