Dünya kanser gününde Kanserle mücadelede erken teşhis çağrısı!, Her yıl 40 binden fazla sigara içmeyen yetişkin ve 400 bebek pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybediyor,

HER 5 ÖLÜMDEN BİRİ KANSERDEN: DÜNYA KANSER GÜNÜ’NDE ERKEN TEŞHİS ÇAĞRISI

Dünya genelinde her 6 ölümden biri, Türkiye’de ise her 5 ölümden biri kanser nedeniyle gerçekleşiyor. 2050 yılında 35 milyon yeni vaka öngörülüyor. Türk Kanser Derneği de bu alanda toplumu bilinçlendirme kapsamında erken teşhis ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleriyle kanserle mücadelede umudun olabileceğini vurguluyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın (IARC) son raporlarına göre, kanser dünya genelinde her yıl yaklaşık 20 milyon yeni vaka ve 10 milyon ölüme neden oluyor. Türkiye’de ise 2022 yılında 240 bin yeni kanser vakası kaydedildi. Raporda, 2050 yılına kadar dünya genelinde 35 milyon yeni kanser vakası öngörülüyor, bu da 2022 yılına göre %75’lik bir artış anlamına geliyor. Bu endişe verici tablo, kanserle mücadelede farkındalık ve erken teşhisin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

4 ŞUBAT DÜNYA KANSER GÜNÜ: FARKINDALIK VE ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ
4 Şubat Dünya Kanser Günü, kanserle mücadelede farkındalık yaratmak, erken teşhisin önemini vurgulamak ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik etmek için önemli bir fırsat sunuyor. Kanser, erken evrede tespit edildiğinde tedavi şansı önemli ölçüde artıyor. Ancak, birçok kanser türü geç belirti verdiği için teşhis konduğunda ilerlemiş olabiliyor. Bu nedenle, düzenli sağlık kontrolleri ve tarama programlarına katılım büyük önem taşıyor.

TÜRK KANSER DERNEĞİ’NDEN TOPLUMA DESTEK
Türk Kanser Derneği, erken teşhis ve tedavi süreçlerine destek sağlamak, kansere karşı bilinç oluşturmak ve hastalara en iyi şekilde yardımcı olmak için çalışmalarını sürdürüyor. Ücretsiz tarama programları, bilinçlendirme kampanyaları, beslenme ve psikososyal destek hizmetleriyle toplum sağlığına katkıda bulunmaya devam ediyor.

KANSERDEN KORUNMAK İÇİN YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ
Kanserin tamamen önüne geçmek her zaman mümkün olmasa da, bazı risk faktörlerini azaltarak kansere yakalanma olasılığını düşürmek mümkün. DSÖ’ye göre, kanser vakalarının en az %30-50’si sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilir. Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak, alkol tüketimini sınırlandırmak, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve stres yönetimi gibi faktörler kanser riskini azaltmada önemli rol oynuyor. Ayrıca, HPV ve Hepatit B gibi virüslere karşı aşılanma da bazı kanser türlerine karşı korunmada etkili yöntemler arasında yer alıyor.

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR

4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde, bireyleri kansere karşı bilinçlenmeye, tarama programlarına katılmaya ve sağlıklı yaşamı bir alışkanlık haline getirmeye davet ediyoruz. Unutmayalım, erken teşhis hayat kurtarır. Kansere karşı farkında olalım, umudu birlikte büyütelim.

Kanserle mücadelede erken teşhis hayat kurtarıyor!

2022 yılında dünya genelinde yaklaşık 20 milyon, Türkiye’de ise 240 bin yeni kanser vakası teşhis edildi. Kanser, dünya genelinde her 6, Türkiye’de ise her 5 ölümden birinin nedenini oluştururken1 akciğer, meme ve kolorektum kanserleri en sık görülen türler arasında yer alıyor.2 Buna karşın kanser vakalarının üçte biri önlenebilir risk faktörleriyle ilişkilendiriliyor.3

Tüm dünyada 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında farkındalık çalışmaları yürütülürken, kanserle mücadelede eylem çağrıları da güçlü bir şekilde yankılanıyor.
Kanser önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor ve önlenebilir risk faktörleri dünya genelindeki kanser vakalarının önemli bir kısmına katkıda bulunuyor.4 Bu veriler ışığında uzmanlar, bu hastalıkla mücadele için farkındalık, eğitim ve proaktif önlemlerin önemini vurguluyor.5
Kanser, dünya çapında ikinci önde gelen ölüm nedeni olmaya devam ederken, 2022 yılında yaklaşık 20 milyon yeni kanser vakası tespit edildi.6
Dünyada tüm cinsiyetlerde en çok görülen kanser türleri akciğer, meme ve kolorektal kanser olarak sıralanırken, Türkiye’de 2022 yılında 240.013 kişiye kanser tanısı kondu.7 Erkeklerde en sık görülen kanser akciğer, kadınlarda ise meme kanseri oldu.
Kanserin erken teşhisi ve tedaviye zamanında erişim, hastalığın seyrini değiştirerek yaşam kalitesini artırabiliyor. Kanser vakalarının önemli bir kısmı, rutin taramalar ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimseyerek önlenebiliyor. Ancak farkındalık ve erken teşhis kadar, hastaların yeni nesil tedavilere erişimleri de büyük önem taşıyor.
Kanserde doğru tedavi seçeneği ve yenilikçi tedaviler önemli!
Novartis, kanser alanındaki gücünü, yenilikçi ilaç geliştirme misyonunu ve hastaların ihtiyaçlarına odaklanan çözümler sunma taahhüdünü sürdürüyor. Novartis Ülke Başkanı Natacha Theytaz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Kanserle mücadelede en önemli unsurlardan biri, hastaların doğru tedaviye zamanında erişimidir. Novartis olarak, bilimin sınırlarını zorlayan yenilikçi tedaviler geliştirirken, bu tedavilerin hastalara ulaşması için de kararlılıkla çalışıyoruz. Paydaşlarımızla birlikte, hasta yolculuğunun her aşamasında destek sunarak, kanserle yaşayan bireylerin ve ailelerinin yanında olmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Novartis olarak, kanserle mücadelede sadece tedavi geliştiren bir firma olmanın ötesinde, hastaların yaşam kalitesini iyileştirmeye odaklanıyor, onlara her aşamada destek olmanın yollarını arıyoruz. “Kansere Karşı Biriz” diyerek, erken teşhisin, erişimin ve hasta desteğinin hayati önem taşıdığını vurgulamaya devam edeceğiz.”
Novartis’in Türkiye’deki Klinik Araştırma ve Yerel Üretim Yatırımları
Ülkemizde onkoloji alanında gerçekleştirilecek işbirliklerinin tüm paydaşları için fayda yaratacağına inanan Novartis Türkiye, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile klinik araştırma süreçlerinin iyileştirilmesi hedefi ile başlattığı işbirliğini devam ettiriyor.
Novartis Türkiye Ülke Başkanı Natacha Theytaz: “Bu işbirliği, bilgi paylaşımını teşvik ederek ve ortak çalışmalar yürüterek klinik araştırma süreçlerini geliştirmemize olanak sağlaması bakımından büyük önem taşıyor. Bu ortaklık sayesinde tıbbi bilgiyi ilerletmeyi, yenilikçi tedavileri hızlandırmayı ve nihayetinde onkoloji alanında hasta sonuçlarını iyileştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Novartis Türkiye, bu işbirliklerinin sektörde öncü rol üstleneceği ve hastaların yenilikçi tedavilere ulaşımını destekleyeceği görüsünü savunuyor.
Ayrıca Novartis, onkoloji ürünlerini yüksek teknolojiyle Kurtköy fabrikasında üreterek hem yerel üretime destek veriyor hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyor ve istihdam yaratıyor.
Novartis’ten kanser hastaları ve yakınlarına psikolojik destek
Kanserle mücadele eden hastalar ve aileleri için tıbbi tedavi kadar psikolojik desteğin de önemini vurgulayan Novartis Türkiye, bu ihtiyacın farkında olarak, kanser hastaları ve hasta yakınları için Youtube kanalı üzerinden uzman videoları aracılığıyla psikolojik destek imkanı sağlıyor.
Bu kapsamda, Kansere Karşı Biriz video kanalı, uzmanlar tarafından hazırlanan videolarla, psikolojik destek konusunda merak edilen sorulara yanıt sunuyor. Kanserle mücadele sürecinde hem hastaların hem de yakınların bilinçlenmesine katkı sağlayan bu platform, yaşam kalitesini artıracak ipuçları ve destek mekanizmaları hakkında değerli bilgiler sunuyor.

Dünya Sağlık Örgütü, 2022, https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/cancer

Globocan dünya ve Türkiye raporları https://gco.iarc.fr/en

https://www.worldcancerday.org/materials

https://www.saglik.gov.tr/TR-102171/erken-teshis-hayat-kurtarir.html

https://www.saglik.gov.tr/TR-102171/erken-teshis-hayat-kurtarir.html

Globocan dünya ve Türkiye raporları https://gco.iarc.fr/en

Globocan dünya ve Türkiye raporları https://gco.iarc.fr/en

Her yıl 40 binden fazla sigara içmeyen yetişkin ve 400 bebek pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybediyor
9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla açıklamalar yapan DoktorTakvimi uzmanlarından Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, her yıl 40 binden fazla sigara içmeyen yetişkin ve 400 bebeğin pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtiyor.
Sigara bağımlılığını, nikotinin beyinde oluşturduğu kimyasal değişiklikler sonucu kişide gelişen fiziksel ve psikolojik bağımlılık olarak ifade eden DoktorTakvimi uzmanlarından Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, bu durumun, kişinin sigara içmeden kendini rahat hissedememesi ve bırakma girişimlerinde başarısız olmasıyla karakterize olduğunu belirtiyor.
Sigaranın sağlık üzerindeki etkilerinden bahseden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, şunları anlatıyor: “Sigara kullanımı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğer kanseri, kronik bronşit gibi hastalıkların önde gelen nedenidir. Sigara, damarların daralmasına ve tıkanmasına neden olarak kalp krizi ve inme riskini artırır; yüksek tansiyona sebep olabilir. Başta akciğer kanseri olmak üzere, ağız, gırtlak, pankreas ve mesane kanserlerine neden olur. Sigara içmek insülin direncini artırarak Tip 2 diyabet riskini yükseltir. Katarakt ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi göz hastalıkları riski artar. Bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara yatkınlığı artırır. Ayrıca eklem iltihabına yol açarak romatoid artrit riskini yükseltir.”
“Genç nüfus arasında elektronik sigara kullanımı artıyor”
Türkiye’de sigara içme oranının 2000’li yıllarda yüzde 30’un üzerindeyken, tütün kontrol programlarıyla 2012’de yüzde 27’ye düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nin güncel verilerine göre, Avrupa ülkelerinde en fazla sigara içilen ülkenin yüzde 29 ile Bulgaristan, ikinci ülkenin ise yüzde 27,3 ile Türkiye olduğunu; özellikle genç nüfus arasında elektronik sigara kullanımının arttığını dile getiriyor. Küresel olarak sigara içme oranlarının ise yine tütün karşıtı politikalar nedeniyle düştüğünü, 2000’den bu yana dünya genelinde tütün kullanımının yüzde 33 oranında azaldığını söyleyen Öztutgan,  düşük ve orta gelirli ülkelerde kullanımın hâlâ yüksek olduğunun ifade ediyor.
Sigarayı bırakmak için etkili yöntemler
Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, sigarayı bırakmanın mümkün olduğunu vurgulayarak, etkili yöntemleri şöyle sıralıyor: “Farmakolojik tedavi kapsamında, nikotin replasman ürünleri olan nikotin sakızı ve bantları ile bağımlılığın üstesinden gelmede etkili olan ilaçlar kullanılabilir. Davranışsal terapi ise psikolojik destek, motivasyonel görüşmeler, grup terapileri ve sigara bırakma klinikleri aracılığıyla sürece katkı sağlar. Ayrıca destek hizmetleri de önemli bir rol oynar. ALO 171 Sigara Bırakma Hattı, bilgi ve rehberlik sunarken, mobil uygulamalar ve çevrim içi kaynaklar da sigarayı bırakma sürecinde destekleyici araçlar olarak kullanılabilir.”
Sigara içenlerde akciğer kanseri riski yüzde 15 ila 30 kat fazla
Sigaranın akciğer sağlığı üzerindeki kısa ve uzun vadeli zararlarını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, “Kısa vadeli zararlar; öksürük, nefes darlığı, bronşlarda tahriş ve iltihaplanma ile Akciğer fonksiyonlarının düşmesiyken (örneğin, FVC ve FEV1 değerlerinde azalma); uzun vadeli zararları arasında KOAH ve amfizem gibi kronik solunum hastalıkları, akciğer kanseri riski (sigara içenlerde 15-30 kat artış), solunum yollarında geri dönüşü olmayan yapısal hasarlar bulunur” diyor.
Sigarayı bırakmanın etkileri
Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, sigarayı bırakmanın kişiler üzerindeki etkisini ise şöyle söylüyor: “Sigarayı bıraktıktan 20 dakika sonra kalp atış hızı ve kan basıncı normale döner; 24 saat sonra kalp krizi riski düşmeye başlar; 2 ila 12 hafta sonra akciğer kapasitesi ve kan dolaşımı iyileşir; 1 yıl sonra koroner kalp hastalığı riski yarıya iner; 10 yıl sonra akciğer kanseri riski önemli ölçüde azalır; 15 yıl sonra kalp krizi riski, sigara içmeyen biriyle eşit hale gelir.”
Her yıl 40 binden fazla yetişkin ve 400 bebek pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybediyor
Sigara içmeyen bireylerin sigara dumanına maruz kalması durumu olan pasif içiciliğin, ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, “Her yıl 40 binden fazla sigara içmeyen yetişkin ve 400 bebek pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Yetişkinlerde pasif içicilik koroner kalp hastalığı riskini artırır; inme riskini yükseltir ve akciğer kanserine yol açabilir. Çocuklarda pasif içicilik ise solunum yolu enfeksiyonları (zatürre ve bronşit) riskini artırır; orta kulak enfeksiyonlarına neden olabilir; astım atağı sıklığını ve şiddetini artırır; Ani Bebek Ölümü Sendromu (SIDS) riskini yükseltir” diyor.
Pasif içicilikten korunmak için farkındalığın artırılması önem taşıyor
Pasif içicilikten korunmak için kapalı alanlarda sigara içiminin yasaklanmasının ve farkındalığın artırılmasının büyük önem taşıdığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Turgut Öztutgan, “Bu kapsamda çeşitli önlemler alınabilir. Eğitim kampanyaları ile okullarda ve medyada farkındalık çalışmaları yürütülebilir. Yasal düzenlemelerle kapalı alanlarda tütün kullanımı tamamen yasaklanabilir. Toplum destekli projeler, örneğin “Duman-Sız Evler” gibi girişimlerle farkındalık oluşturulabilir. Ayrıca, sağlık hizmetleri kapsamında pasif içiciliğin zararlarını azaltmaya yönelik sağlık taramaları düzenlenebilir” şeklinde konuşuyor.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Grip tedavi edilmediğinde ağır sonuçlara neden olur

Grip ve neden olduğu hastalıklar hakkında bilgi sahibi olmak, hem bireysel sağlığın korunması hem de …