Doğru alınmayan taze beton uyarısı, engelli depremzedeler, dijital akıllı depolama platformu

Doğru alınmayan taze beton numuneleri yanıltıcı sonuçlara sebep oluyor

Hazır beton sektörüne yönelik asılsız iddialarla ilgili açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, ülkemizde üretilen tüm betonların karekod ve çip ile takip edildiğini ifade ederek “Uygun kalitede üretilmiş bir betonun şantiyedeki kötü uygulamalar sonucunda sertleşmiş hâldeki niteliği bozulabilirken uygun olmayan taze bir betonun sertleşmiş hâldeki niteliği şantiye uygulamalarıyla düzeltilemez. Standart ve yönetmeliklere göre uygun olduğu belirlenen karot numuneleri, ilgili yapı elemanında kullanılan betonun da standartlara uyduğunun kanıtıdır.” dedi.

Türkiye’de güvenli ve dayanıklı yapıların inşası amacıyla standartlara uygun beton üretilmesi, tekniğine uygun beton uygulamalarının yaygınlaşması ve ülkemizde kaliteli, yüksek dayanım sınıflarında beton kullanılması için 35 yıldır uğraş veren Türkiye Hazır Beton Birliği, hazır betonun kalitesine yönelik asılsız iddialarla ilgili açıklamada bulundu.

Betonlar karekod ile anlık takip edilmektedir

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık, “Beton, farklı bileşenlerden oluşan kompozit bir malzemedir, üretim prosesi hazır beton tesisinde başlar ve üretildiği andan itibaren yaklaşık iki saat içerisinde kalıba yerleştirilmesi gerekmektedir. Üretim aşamasında gelen ham maddeler kontrol edilmekte, agrega nem kontrolleri yapıldıktan sonra otomatik olarak tartılan ham maddeler karıştırıcıda belirli sürelerde karıştırıldıktan sonra transmikserlerle şantiyelere sevk edilmektedir. Transmikserlerdeki karekodlar ile tüm beton bilgileri aynı anda Maliye Bakanlığına ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sistemine aktarılmaktadır. Hazır beton, transmikserlerle veya beton pompalarıyla kullanıcıya teslim edildikten sonra beton üreticisinin sorumluluğu sona ermektedir. Taze betonun üretimi, taşınması, pompa veya transmikserle iletilmesi üreticinin sorumluluğunda olup, yerleştirilmesi, sıkıştırılması ve bakımı ise kullanıcının sorumluluğundadır. Nihai ürün olan betonun dayanım ve durabilitesi, her iki tarafın uygulamalarından da etkilenmektedir. Hazır beton üretiminde farklı taraflarca taze betondan numuneler alınmaktadır.” dedi.

Piyasaya arz edilen beton “G” (güvenli) işareti taşımak zorundadır

Türkiye’nin hazır beton miktarı bakımından Avrupa’da birinci ülke konumunda olduğunun altını çizen Yavuz Işık, “Ülkemizde beton, Yapı Malzemelerinin Tabi Olacağı Yönetmelik kapsamında değerlendirilmekte ve piyasaya arz edilen beton ‘G’ (güvenli) işareti taşımak zorundadır. Bu Yönetmeliğin hükümlerine uygun olarak “G” işareti iliştirilen malzemeler güvenli ürün olarak değerlendirilir ve piyasaya arzına izin verilir. Ürünün uygunluğu, bakanlık tarafından yetkilendirilmiş olan “Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları” tarafından izlenir ve belgelendirilir.” şeklinde konuştu.

Beton ürünü ile ilgili standartta tanımlanmış çeşitli beton sınıflarının ve çevresel etki sınıflarının bulunduğunu ifade eden Yavuz Işık, “Ülkemizin deprem kuşağı üzerinde bulunması sebebiyle betonun, çeşitli taraflarca çok sıkı şekilde ve fazla sayıda numune alınarak denetlenmesi kritik öneme sahiptir. 2018 yılında yayımlanarak 2019 yılında yürürlüğe konulan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği yapı güvenliğinin sağlanması ve depreme dayanıklı binalar yapılabilmesi için deprem bölgelerinde yapılacak tüm betonarme binalarda kullanılacak en düşük beton dayanım sınıfını C25/30 olarak belirlemiştir.” dedi.

Denetleme mekanizmaları hakkında bilgiler veren Yavuz Işık, “Beton ve beton bileşenlerinin kalitesi, öncelikle üretici tarafından otokontrol şeklinde takip edilmektedir. Hazır beton üreticileri, kendi kalitelerinin takibi için TS EN 206 ve TS 13515 Standartlarında belirtilen sıklıkta ve kriterler kapsamında öz denetim yapmaktadır. Ayrıca G işareti kapsamında Bakanlık Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü tarafından atanan Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları üründen habersiz bir şekilde numune almaktadır. THBB KGS (Kalite Güvence Sistemi) de yetkilendirilmiş kuruluşlardan biridir. Ürünün uygunsuz çıkması durumunda denetim sıklaştırılmakta, tekrarında ise uygunluk belgesi askıya alınmaktadır. THBB üyeliğinin ön koşulu olan KGS belgelendirme sistemindeki hazır beton tesislerine 2022 yılı içerisinde habersiz olarak yapılan toplam 1050 adet ürün denetiminde uygunsuz çıkan ürün oranı %0,86 olup, İstanbul ili için bu oran %1,09’dur. Bunun dışında Bakanlık yetkilileri PGD “Piyasa Gözetim ve Denetimi” kapsamında yine betondan habersiz bir şekilde numune alarak değerlendirmektedir. Ürünün uygunsuz çıkması durumunda idari para cezaları uygulanmakta, tekrarında üretim izni askıya alınmaktadır. Ticaret Bakanlığının web sitesinde açık kaynak olarak paylaşılan 2021 Yılı Piyasa Gözetimi ve Denetimi Raporu (en güncel) incelendiğinde PGD kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı il müdürlükleri tarafından en çok denetime tabi tutulan yapı malzemesinin hazır beton olduğu görülmektedir. 2021 yılında Türkiye genelinde Bakanlık tarafından yapılan ürün denetimleri sonucunda, güvensiz ürün sayısı toplam denetlenen ürün sayısının %3’ü olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu gereği EBİS (Elektronik Beton İzleme Sistemi) kapsamında Bakanlıkça yetkilendirilmiş bağımsız yapı denetim laboratuvarları tarafından sahada dökülen taze betondan numune alınmaktadır.” dedi

Betonların kalitesi “çip” teknolojisiyle takip edilmektedir

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından geliştirilen ve yönetilen, “Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS) hakkında bilgiler veren Yavuz Işık, “EBİS, beton santrallerinde üretilen ve şantiye sahasında dökülen betonun online olarak takibini sağlayarak, sektördeki kullanıcılara kolaylık ve ulaşılabilirlik sağlayan bir uygulamadır. EBİS, Türkiye’de Yapı Denetimine tabi tüm inşaatlarda ilgili mevzuat kapsamında belirtilen standartlara uygun şekilde beton dökümü, beton numunesi alım süreci, numunelerin uygun şartlarda muhafaza edilmesi, test süreçleri ve diğer aşamaların uzaktan ve anlık olarak denetiminin sağlanması için gerekli altyapı ve araçları sunmaktadır.” diye konuştu.

EBİS ile numune alma sürecine ilişkin konum, saat ve rapor bilgileri ile deney yapan ve numune alımına şahitlik eden kişi bilgilerinin elektronik ortamda tutulmakta olup; ülke geneli, il, ilçe, laboratuvar veya yapı bazlı denetlenebildiğini vurgulayan Yavuz Işık, “Web üzerinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca, il müdürlüklerine, laboratuvar ve yapı denetim kuruluşu kullanıcılarına sağlanacak roller ile taze beton numuneleri şantiye sahasında numune alınmasından laboratuvarda deney yapılması ve raporlanmasına kadar elektronik ortamda anlık izlenebilmektedir. Bu süreçlerde bir olumsuzluk ile karşılaşıldığında, bu kez yapıdan sertleşmiş beton (karot) numunesi alınmakta, burada da olumsuz sonuç elde edildiğinde yapı elemanında yeni duruma göre yapılacak statik analiz sonrasında yapı güçlendirme veya yıkıma gidebilmektedir.” dedi.

Yapı laboratuvarlarının süreçleriyle ilgili sıkıntılar yaşanıyor

Taze betondan numune alınmasından test edilmesine kadarki bu süreçlerle ilgili yapı denetim laboratuvarlarının uygulamalarının çok önem arz ettiğini ifade eden Yavuz Işık, “Alınan taze beton numunelerinin düşük çıkması durumunda 28 gün sonrasında yapı elemanından tahribatlı bir yöntem olan karot numunesi alınarak gereken dayanımın sağlanıp sağlanmadığına bakılmaktadır. Alınan karot numuneleri yerindeki betonu temsil etmekte ve genellikle istenen dayanımı sağlamaktadır. Yapı laboratuvarlarının numunenin alınması, saklanması, taşınması, kür edilmesi ve test edilmesi gibi süreçlerle ilgili gözlemlenen sıkıntılar mevcuttur. Bu sıkıntılardan dolayı alınan bazı taze beton numuneleri aslında yerindeki betonu temsil etmemektedir.

Yapı laboratuvarlarıyla yaşadıkları sorunlara değinen Yavuz Işık; “Sahadaki numune alan personelin yetkinliği yetersizdir, laboratuvarın yoğun işi az personel ile yürütmeye çalışmasından dolayı beton dökümlerine yetişmekte sorun yaşanabilmektedir. Numuneler kötü, yıpranmış ve standart dışı kalıplarla alınabilmektedir. Numune alınırken standartlara tam anlamıyla uyulmamaktadır. Numuneler şantiyede termal kutularda standartlara uygun bir şekilde korunmamaktadır. Numunelerin laboratuvara nakli erken veya geç yapılabilmekte, bu da nihai dayanımları etkilemektedir. Laboratuvar havuzlarının yetersizliğinden dolayı havuza çok geç yerleştirilen numuneler görülebilmekte, kür havuzlarında yeterli su seviyesinin sağlanması ve kür sıcaklığı konusunda hassasiyet bulunmamaktadır. Test sırasında numunenin merkezleme sorunu, beton basınç test makinelerinin kalibrasyonları, teste müdahale gibi potansiyel sorunlar mevcuttur.” dedi.

Standartlara uygun çıkan karot numuneleri, betonun standartlara uygun olduğunun kanıtıdır

Taze beton numunesi süreçlerindeki her bir hatanın beton numunesinin haksız bir şekilde uygunsuz olarak raporlanmasına neden olduğuna dikkat çeken Yavuz Işık, “Bu hatalar betonun olması gerekenden bir, hatta iki sınıf daha düşük olarak raporlanmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla, sertleşmiş beton elemandaki şüphe duyulan betonun değerlendirilmesi için son çare olan karot numunesi, aslında sadece ürün kalitesini değil, kullanıcının da performansını yansıtmaktadır. Uygun kalitede üretilmiş bir betonun şantiyedeki kötü uygulamalar sonucunda sertleşmiş hâldeki niteliği bozulabilir, ancak uygun olmayan bir taze betonun sertleşmiş hâldeki niteliği şantiye uygulamalarıyla düzeltilemez. Alınan karot numuneleri TS EN 13791 Standardı’na göre değerlendirilmektedir. Karot numuneleri değerlendirilirken, şekil ve boyut etkisi, beton döküm yönü, donatı varlığı, agregaların kesilerek çıkartılması vb. gibi etkilerden dolayı bazı düzeltme katsayıları kullanılmaktadır. Sonuç olarak, standart ve yönetmeliklere göre uygun çıkan karot numuneleri, ilgili yapı elemanında kullanılan betonun standartlara uygun olduğunun kanıtıdır. Ülkemizde uygunsuz çıkan taze beton numunelerine ait yapı elemanlarından alınan karot numuneleri çok büyük bir oranda standartlara uygun çıkmaktadır. Bu da, yapı denetim laboratuvarlarının taze beton numune süreçlerinde yaptığı işlemlerin hatalı ve eksik olduğunu ispatlamaktadır.” dedi.

THBB’nin kalite odaklı çalışmalarına değinen Yavuz Işık, THBB KGS (Kalite Güvence Sistemi) belgesine sahip olan beton üreticilerinin teknik bilinç, altyapı, personel kalitesi seviyesi yüksek olup, KGS ekibi tarafından sürekli sistem ve habersiz ürün denetimlerinden geçmektedir. Bakanlık onaylanmış kuruluşları arasında THBB KGS ciddiyeti, misyonu ve denetim kalitesi açısından sektörde ilk ve tek kuruluştur. Beton üreticilerinin kalite sertifikasyonları kapsamında KGS belgesi özendirilmeli ve yaygınlaşması sağlanmalıdır.” dedi.

“Engelli Depremzedeler Zor Durumda

Engellilik alanında faaliyet gösteren 50’ye yakın sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu “İzmir Engelli Dernekleri Birliği” deprem bölgesinde yaşayan engellileri hatırlatarak, hazırlanan konteyner, çadır gibi barınma merkezlerinin engelliler için uygun olmadığını vurguluyor.

Engellilik alanında faaliyette olan 50’ye yakın sivil toplum kuruluşunun bir araya geldiği İzmir Engelli Dernekleri Birliği, 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerden yaklaşık 13 milyon kişinin etkilendiğini ve resmi rakamlara göre 50 bine yakın insanın hayattan koparıldığını hatırlatarak, bir basın bildirisi yayınladı.

Deprem bölgesinde yaşayan engellileri hatırlatarak, hazırlanan konteyner, çadır gibi barınma merkezlerinin engelliler için uygun olmadığının vurgulandığı Bildiride; “Söz konusu yıkımdan canını kurtarabilen vatandaşlarımızın ne kadarının bedensel veya ruhsal engelli olarak hayata devam edeceği belirsizliğini korumaktadır. Afetzedelerin çadırlarda ve konteyner kentlerde yaşama koşullarının zorluğu, aklımıza özel erişim koşullarına ihtiyaç duyan engelli depremzedeleri getirmektedir. Hazırlanan baraka kapılarının genişliğinin veya tuvaletlerinin engelli kullanımına uygun olmaması durumu ortopedikler için, iletişim alt yapısının çökmesi ise işitme ve görme engelliler için hayati önem taşımaktadır” vurgusu yapıldı.

“KAMUYU ENGELLİLER İÇİN ACİLEN GÖREVE DAVET EDİYORUZ”

İzmir Engelli Dernekleri Birliği, afetten kurtulduktan sonraki aşamada tüm depremzedelere psikolojik destek sağlanması gerektiğini bildirerek, psikolojik desteğin özellikle ruhsal ve zihinsel engelliler için hayati önem taşıdığını ifade etti.

Deprem bölgesinden İzmir’e misafir olarak gelen engellilere yardımcı olmak için yerel yöneticilerle iş birliği halinde çalıştıklarını anlatan İzmir Engelli Dernekleri Birliği, wc’li sandalye, manuel tekerlekli sandalye, yürüteç, koltuk değneği, beyaz baston gibi ayni yardımları ve kalacak yerler ayarladıklarını açıkladı.

Ancak deprem bölgesindeki engelliler için acil önlemler alınması gerektiğinin altını çizen İzmir Engelli Dernekleri Birliği, “Kamu kurum ve kuruluşlarını engellilerin karşı karşıya kaldığı büyük tehlikeler karşısında acilen görevlerini yapmaya davet ediyoruz” diyerek çağrıda bulundu.

Türkiye’nin en kapsamlı dijital akıllı depolama platformu DepOrtak canlıya geçti

Afetlerde, akıllı depolamaya DepOrtak çare olacak

Türkiye’nin en kapsamlı dijital akıllı depolama platformu DepOrtak canlıya geçti. Airbnb’nin “konaklama” alanında verdiği hizmeti, “Depolama” alanında yapacak olan DepOrtak tam da bu ihtiyaca çözüm verecek şekilde tasarlandı ve geliştirildi.

Ülkemiz 6 Şubat tarihinde bugüne kadar dünyada karada meydana gelmiş en büyük depremlerden ikisine maruz kaldı ve yüzyılın gördüğü en büyük yıkıma uğradı. Onbinlerce canımızı kaybettik, 130 bine yakın insanımız yaralandı, 50 bine yakın bina yıkıldı, en az 120 bin bina oturulamaz hale geldi, 2,5 milyon insanımız evlerinden oldular. Yollar, elektrik, su, kanalizasyon, iletişim ve doğalgaz altyapıları büyük zarar gördü.

Depremin meydana geldiği tarihten itibaren deprem bölgelerine müthiş bir yardım seferberliği başladı. Türkiye’nin ve dünyanın her tarafından yardım gönderilmeye devam ediliyor. Ancak, bölgeye sistemsiz gönderilen yardım malzemelerinin, bölgeye gönderilmeden ara toplanma depolarında tasnif edilmesi ve geçici depolanmasının, nakliye trafiğinin sürdürülebilirliği ve mikro dağıtımın organizesi açısından ne kadar değerli olduğunu gözlemledik. Olağanüstü afet dönemlerinde, afet bölgeleri ile yakınlarındaki bölgelerde mevcut depolar ile depolamaya müsait alanlardan nasıl ve ne oranda istifade edilebileceğine dair bir sınıflandırma ve çözüm mevcut değildi ve depremin sonrasında bunun değerli bir bilgi olduğu ortaya çıktı.

DepOrtak, konum tabanlı ve gerçek zamanlı planlama ve tahsis yapacak

 Yardım malzemelerini ve iş makinelerini organize edenler, bölgeye gönderebilmek için müsait kamyon/tır aramaya başladılar. Bölgeye giden kamyonlar 5-6 gün geri gelemediğinden, üçüncü gün itibariyle kamyon/tır tedarikinde önemli sorunlar da yaşandı. Acil bir durumda, konum-tabanlı, gerçek-zamanlı akıllı eşleştirme yapabilen dijital platformların varlığının ne kadar hayati olduğu bir kez ortaya çıktı. Dünyanın sayılı lojistik teknolojilerinden birisi haline gelen Tırport’un know how’ı, kurucusu Akın Arslan’ın iş zekası liderliği, Türkiye’de depoculuğun önde gelen uzmanlarından Oruç Kaya’nın katkısı ve yatırımıyla DepOrtak 1 Mart 2023 tarihinde canlıya geçti. DepOrtak, sahip olduğu teknolojilerle sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da farkını gösterecek oldukça iddialı çözümler getiriyor.

Dijital akıllı depolama platformu DepOrtak hakkında bilgiler veren DepOrtak Kurucu Ortağı Oruç Kaya, şunları söyledi:

“Türkiye’de, yaklaşık 13,5 milyon ticari depolama alanı var, ama bu depolama alanlarının konum ve kapasite tabanlı tam bir tasnifi maalesef yok. Nüfusumuza göre zaten çok yetersiz depolama alanına sahibiz. Önümüzdeki 10 yıl içinde, en az 30 milyon m2 daha alana ihtiyaç duyacağız. Bu noktada, dijital akıllı depolama platformu olarak hayata geçirdiğimiz DepOrtak, bir taraftan tüm depolama süreçlerinin uçtan uça dijital olarak yönetilmesine teknolojileriyle imkan yaratırken, diğer taraftan da depolar ile depolama ihtiyacı olanları yeni nesil dijital platformunda bir araya getiriyor. AirBnb’nin konaklama sektöründe yaptığı işi, depolama sektöründe hayata geçirmekle birlikte ticari depolarda depo yönetimini uçtan uca dijitalleştiriyor. DepOrtak, birbirlerine dijital olarak bağlanmış yüzlerce ticari depo ve gri deponun, ağ teknolojileriyle tek elden yönetilebilmesine, paylaştırılabilmesine ve e-ticarete entegre edilebilmesine olanak sağlıyor. DepOrtak’ın akıllı platformu, afet durumlarında AFAD başta olmak üzere devletin kurumlarının koordinatörlüğünde önceden tanımlanmış depolama alanı kapasitelerinin uzaktan konum tabanlı ve gerçek zamanlı uçtan uca yönetebilme gücüne sahiptir.” dedi.

Değerlendirmesinde, hizmet verenler ile hizmet alanları akıllı bir şekilde bir araya getiren  dijital platformların hızla yaygınlaştığının altını çizen Oruç Kaya,  Uber’in taksi, Airbnb’nin konaklama sektöründe, Tırport, Convoy, Sennder gibi dijital yük-kamyon ağlarının taşımacılık sektöründe yaptığı işi, Türkiye’nin yeni girişimi DepOrtak’ın depolama alanında yapmak için yola çıktığını sözlerine ekledi.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Instagram erişime açıldı, peki Meta platfgormu hangi şartları yerine getirecek?

2 Ağustos’ta Türkiye’de erişim yasağı getirilen Instagram,  yapılan toplantı ve görüşmelerden sonra bazı şartları yerine …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427