DEVLETİN İŞGALİ DEĞİL DE NEDİR?

Mustafa  TEMİZER  

Medeniyetini geliştirmemek, kültürel değerlerinden; Hakk, hukuk, adalet anlayışından uzaklaşmak, yabancı aklıyla hareket etmek, toplumu bölmeye yönelik eyalet sistemi gibi yönetim şekillerine yönelmek üç kıta yedi denize hükmeden, dünyada barış ve adaleti sağlama misyonunu üslenmiş bir milletin kurduğu imparatorluğun yıkılışına neden olur.

Osmanlıya vatandaşlık bağı ile bağlı olan Osmanlı tebaasını hürriyet ve bağımsızlık vaatleriyle kandıran emperyalist ülkeler onları sözde devletçiklere ayırır.  Anadolu topraklarını dört bir yandan işgal eder. İmparatorluğun varisi Türk milletini Anadolu’dan söküp atmaya ve tarihten silmeye yönelik Sevr antlaşmasını dayatır.

İşgalcilere ve mandacılara karşı Anadolu’da başlatılan “Milli Mücadele” ile Sevr kabul edilmez. Lozan antlaşması ile Sevr tarihin çöp sepetine atılır….

ABD Sevr’de ısrar eder, Lozan’ı imzalamaz. Sevr dayatmasının baş aktörlerinden olan İngiliz delegesi Lord Curzon’unun ise Türk delegesine “Siz Sevr’ i kabul etmediniz ama biz Sevr’den vazgeçmedik. Sevr’in maddelerini cebimize koyduk. Yarın savaştan çıkmış bir ülke olarak bize geleceksiniz.  Cebimize koyduğumuz maddeleri size birer birer kabul ettireceğiz.” şeklindeki ifadeleri işgalcilerin emellerinden asla vazgeçmediklerinin, devleti işgal edeceklerinin beyanıdır.

Emperyalist güçler artık vatanları değil devletleri işgal ediyor. Askeri işgale gerek kalmadan politik oyunlarla; içlerinden mevki, makam sevdalısı, maddi çıkar kaygısı taşıyan işbirlikçileri kullanarak kültürel, ekonomik siyasi, askeri …. her alanda toplumları esir alıyor.

Devletin işgal edildiğine dair o kadar örnek var ki işte bunlardan biri:

T.C Hükümeti ile Dünya Sağlık Örgütü arasında 02 Mayıs 2017 tarihinde bir anlaşma imzalanır. Anlaşma içeriğinde şunlar var:

– DSÖ’ye bağlı Coğrafik Ayrık Ofisi. İstanbul’da kurulacak.

– Amacı, tüm planlamaları, eğitimleri, simülasyonları belirleyecek.

– Türkiye yasalarından tam bağımsız olacak.

– Görevli personelleri, geçici çalışanları da dahil, yargılanmayacak.

– idari, adli, askeri ve polis; kamu yetkisine sahip kimse Ofis’e giremeyecek.

– Her türlü işgal ve hasardan Ofis’i Hükümet koruyacak.

– Ofis in tüm varlıktan denetimlerden ve bazı vergilendirmelerden muaf olacak.

– Ofis arşivine asla dokunulmayacak.

– Ofis’in yazışmaları ve haberleşmesi sansürlenmeyecek, engellenmeyecek

-Tüm haberleşme sistemleri derhal hükümet tarafından temin edilecek.

– Ofis’in belirlediği kişiler, söz ve eylemlerinden ötürü asla yargılanmayacak.

– Ofis çalışanları istedikleri zaman derhal vizeleri hazırlanacak, engellenmeyecek.

– Ofis çalışanlarının TR’ye gelmiş eşlerine çalışma izni verilecek.

– Ofis’e ait tüm masraflar Türkiye/hükümet tarafından karşılanacak.

– Ofis ile bağlantılı tüm banka hesapları incelenmeyecek.

– Tüm finansman ABD Doları ile karşılanacak.

– Sözleşme 10 yıl yürürlükte katacak.

Bu anlaşma, onaylanması uygun bulunmak üzere TBMM’ne 10 Nisan 2019 tarihinde gönderilmiş olup, TBMM tarafından anlaşmanın onaylanmasının uygun bulunmasıyla yürürlüğe girmiştir. Kaynak: https.7/www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-1803.pdf

Bunlar devletin işgal edildiğini göstermiyor mu?.. Dava vatan, milletse eğer ne yapacağız? Vatanın işgal yıllarında, Kurtuluş Savaşı Türk milleti için ölüm kalım meselesi idi. Milli Mücadele şarttı.  Bugün de devletin işgali söz konusu.  Her alan verilecek demokratik ve meşru bir milli mücadele Türk milleti için ölüm kalım meselesidir. Vatanın işgalinde milli mücadele şarttı. Devletin işgalinde de her alanda yeni bir milli mücadele şarttır

Vatanı işgal edemeyenlerin kendilerinden icazetli politikacılarla devleti işgal ettiğini gören rahmetli bilge lider Aykut Edibali ve Millet Partisi kadroları yarım asır önce bu işgali haber verdi. “Milletim Uyan! çağrısıyla milletimizi ve yetkilileri uyardı. Milletimizi her alanda demokratik, meşru “Yeniden Milli Mücadele” ye davet etti.  Ve etmeye devam ediyor.

Edibali’nin ve Millet Partisinin davası parti davası değildir. “Millet Davası” dır. Türk milletinin varlık ve beka davasıdır.  Medeniyet davasıdır. Türk İslam Barış medeniyetini yeniden inşa etme davasıdır. Rahmetli Edibali ”İştirak etmediğimiz, çilesine katlanmadığımız bir kurtuluş mümkün değildir.” diyor?… Yeniden Milli Mücadeleci Millet Partisi kadrolarının rehberliğinde yeni bir Milli Mücadele şarttır.

Dava vatan, bayrak, din, devlet, milletse eğer; Millet Partisi’nin “Her zaman ADALET, her yerde ADALET herkes için ADALET anlayışı ile “İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı HUKUK DEVLETİ. Millî iradenin önündeki engellerin kalktığı DEMOKRASİ. Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği LAİKLİK. Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı KERİM DEVLET. Bilim, hikmet ve erdemle donatılan, sorun üretmeyen, çözüm üreten BİLGE DEVLET ve BİLİM TOPLUMU. Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyeti İslam Rönesansı’nı (İslam’ın yeniden dirilişi) yöneten MUHTEŞEM TÜRKİYE projesini Milli Mücadele ruhuyla gerçekleştirerek devletimizi işgalden kurtarmak zorundayız.

Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması, iştirak edilmeyen çilesine katlanılmayan bir kurtuluşun mümkün olmayacağı anlayışı ile hareket etmesi, yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması dilek temenni ve duasıyla…

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

İLHAN KARAÇAY, TÜRKLERE TİCARİ HESAP AÇMAYAN HOLLANDA BANKALARININ, KARA PARA İDDİALARINI GÖLGE ADAMA SORDU

Hollanda bankalarının işyeri hesabı açmak isteyen Türk yatırımcılara hesap açmaması ve Türkiye’yi kara para aklamakla …