HATIR İÇİN YAYINDAN KALDIRDIĞIM HABER SAĞLIK BAKANI’NA SORULDU
İlhan KARAÇAY yazdı:
Avrupa ülkelerinde Sağlık Turizmi Fuarları’nın, bundan sonra hatasız ve bizler ile işbirliği yapılarak tekrarlanacağı sözünü veren önemli aracılar ve bizzat organizatörün ricaları üzerine haberi yayından kaldırmıştım.
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Amsterdam’da açılan Sağlık Turizmi Fuarı ile ilgili iddiaları, Bakan Fahrettin Koca’ya 6 madde olarak sordu:
Avrupa ülkelerinde Sağlık Turizmi Fuarları’nın, bundan sonra hatasız ve bizler ile işbirliği yapılarak tekrarlanacağı sözünü veren önemli aracılar ve bizzat organizatörün ricaları üzerine haberi yayından kaldırmıştım.
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Amsterdam’da açılan Sağlık Turizmi Fuarı ile ilgili iddiaları, Bakan Fahrettin Koca’ya 6 madde olarak sordu:
1-Dünyanın en iyi sağlık sistemini uyguladığı bilinen Hollanda’da Türkiye’nin sağlıkla ilgili fuar düzenlemesinin amacı nedir?
2-20-21 Mayıs 2022 günleri arasında düzenlenen fuar sonunda Türkiye ve
Türk sağlık sektörü adına ne gibi kazanımlar elde edilmiştir?
3-Fuar organizasyona tam olarak ne kadar para harcanmıştır?
4-Organizasyona katılan firmalar ve kişiler hangi kriterlere göre
belirlenmiştir?
5-Hollanda’da gerçekleşmesine rağmen fuar organizasyonuna Hollandalılar
neden ilgi göstermemiştir?
6- Fuarda Türk vatandaşlarımız dışında yabancı ülkelerden katılımcı olmuş
mudur?
AMSTERDAM,- 23 Mayıs 2022 günü haber portalımda yayınladığım ve ricalar üzerine aynı gün yayından kaldırdığım, Amsterdam Turizm Fuarı haberimdeki iddialar, Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin tarafından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya soruldu.
Avrupa ülkelerinde Sağlık Turizmi Fuarları’nın, bundan sonra hatasız ve bizler ile işbirliği yapılarak tekrarlanacağı sözünü veren önemli aracılar ve bizzat organizatörün ricaları üzerine haberi yayından kaldırmıştım.
Ne var ki, dosyalara kaydedilmiş olan haberi yayından kaldırmış olmam bir fayda sağlamadı ve konu Büyük Millet Meclisi’ne taşınmış oldu.
Şüphesiz ki, sayın Bakan’ın bu sorulara vereceği cevaplar hepimizde merak konusu.
Yine de, Bakan’ın vereceği cevapların, bundan sonra yapılması planlananları engellemeyecek bir düzeyde olmasını dileyerek, sayın Şevkin’in Bakan’a sunduğu önergeyi altta yayınlıyorum.
Müzeyyen Şevkin’in, Meclis Başkanlığı kanalıyla Bakan Koca’ya soruları:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Hollanda’nın Amsterdam şehrinde düzenlenen ve Türk sağlık sektörünün temsilcilerinin katıldığı ‘Türk Sağlık Turizmi Fuarı’ çeşitli olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Sektör temsilcileri fuara vaat edilen sayıda ziyaretçinin gelmemesi nedeniyle adeta isyan etmiştir. Türk ve Hollanda medyasını harekete dahi geçiremeyen organizasyon nedeniyle Türkiye’nin kasasından yaklaşık 1 Milyon Euro’nun adeta çöpe atıldığı öne sürülmektedir.
Lahey Büyükelçiliği Basın Müşavirliği tarafından medyaya gönderilen bir bildiride, fuar ziyaretçisi kategorisinde ana hedef kitlenin Hollanda’da yaşayan 500.000 kişinin üzerindeki Türk kökenli nüfus olduğu, Hollandalılara yönelik bir girişim olmadığı belirtilmiştir.
Fuar alanı olarak bir otel salonunun seçilmesi başta olmak üzere, fuar giriş belgelerinde Türkiye’ye ait fuar olduğuna dair bir ibare bulunmaması, 56 Türk firmasının katıldığı, 20-21 Mayıs 2022 günlerinde (2 gün) düzenlenen fuar süresince toplamda 700-800 kişinin fuarı ziyaret etmesi Türkiye açısından son derece olumsuz bir durum oluşturmuştur.
Fuarın katılımcı firmaları hayal kırıklığı içinde Türkiye’ye dönmüş, firma yöneticileri; hem kendilerinin hem de devletin sunduğu maddi katkının bir anlamda çöpe atıldığını vurgulamış, haklı olarak fuara katılımcı çekilememesinin nedenlerini sorgulamıştır.
Bu bilgiler ışığında aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Dr. Müzeyyen ŞEVKİN
CHP Adana Milletvekili
SORULAR
1- Dünyanın en iyi sağlık sistemini uyguladığı bilinen Hollanda’da Türkiye’nin sağlıkla ilgili fuar düzenlemesinin amacı nedir?
2- 20-21 Mayıs 2022 günleri arasında düzenlenen fuar sonunda Türkiye ve Türk sağlık sektörü adına ne gibi kazanımlar elde edilmiştir?
3- Fuar organizasyona tam olarak ne kadar para harcanmıştır?
4- Organizasyona katılan firmalar ve kişiler hangi kriterlere göre belirlenmiştir?
5- Hollanda’da gerçekleşmesine rağmen fuar organizasyonuna Hollandalılar neden ilgi göstermemiştir?
6- Fuarda Türk vatandaşlarımız dışında yabancı ülkelerden katılımcı olmuş mudur?
Karaçay’ın notu:
Soruda bulunan,“Lahey Büyükelçiliği Basın Müşavirliği tarafından medyaya gönderilen bir bildiride, fuar ziyaretçisi kategorisinde ana hedef kitlenin Hollanda’da yaşayan 500.000 kişinin üzerindeki Türk kökenli nüfus olduğu, Hollandalılara yönelik bir girişim olmadığı belirtilmiştir.” ifadesine açıklık getirmek istiyorum.
Bildiri, Müşavirlik tarafından kaleme alınmamıştır. Müşavirlik, devlet görevi yapmış ve bildiriyi medyaya göndermiştir.
Sağlık Turizmi Fuarı haberimi, hatırı sayılır kişilerin ricası üzerine yayından kaldırdıktan sonra çok üzülmüş ve aşağıdaki yazıyı yayınlamıştım:
ONCE UPON A TİME İLHAN KARAÇAY
Bir zamanlar İlhan Karaçay
Bir haberin geri çekiliş hikâyesi…
Dün servise konan Amsterdam’daki Türk Sağlık Turizmi Fuarı ile ilgili haberi web sayfamdan okumak isteyenler ‘Sözü edilen haber, görülen lüzum üzerine servisten kaldırılmıştır…’ ibaresini görüyorlar.
O haberin kaldırılış nedenini fantazili bir anlatım ile açıklıyorum.
Hollanda’ya geldiğim ilk yıl 1968 idi. Şimdiki eşim Jeanne ile ilk arkadaşlığımız sırasında, sinemalarda ‘Once upun a time in the West’ filmi gösterimi vardı.
Sergio Leone’nin senaryosu ve Ennio Morricone’nin muhteşem müziği ile, başrolleri
Claudia Cardinale, Henry Fonda ve Charles Bronson paylaşmıştı.
İnanır mısınız, Jeanne ile ilkini zevkle izlediğim bu filmi daha sonra belki de 10 defa hiç sıkılmadan izledim.
Zaten filmin adı da çok çekiciydi. İtalyanca adı ‘C’era una volta il West’ olan bu filmin adı pek çok defa kopyalanarak adepte edilmeye çalışıldı. Tıpkı bizim ‘Bir Zamanlar Çukurova’ da olduğu gibi.
Şimdi, ‘Sen bu konuya neden girdin, nedir senin Bir Zamanlar İlhan Karaçay zırvan’ diye sorabilirsiniz.
Cevabını vereyim değerli okurlarım: Bir zamanlar var olan İlhan Karaçay’dan şimdi eser kalmadı.
Neden mi? Çünkü bir zamanlar dünyanın dört bir yanında yaptığı gazetecilik ile, Türkiye’de ve Türklerin yaşadıkları yerlerde takdir ile izlenen İlhan Karaçay, korkusuzca gazetecilik yapıyor ve gazeteciliğinin yanında da toplumun sosyal, kültürel ve geçim sorunları ile de ilgileniyordu.
O İlhan Karaçay, Hollanda’daki haksızlıklar karşısında haberlerini yaparken, Krallara, Kraliçelere ve Başbakanlara isyan mektupları yazmaktan korkmuyordu.
O İlhan Karaçay, tam 7 Dünya ve 7 de Avrupa Futbol Şampiyonası’nı okuyucuları için izlerken, Arjantin cuntasının kontrolünde yapılan 1978 Dünya Şampiyonasında, Peru milli takımına yapılan tehditleri de korkusuzca yazıyordu. (Peru milli takımı ile aynı oteldeydim)
Rusya’nın Sochi kentinde yapılan Kış Olimpiyatları’na da giden İlhan Karaçay, Rusya’nın eşcinsellere kapıları kapattığı açıklamasına rağmen, eşcinsel olmadığı halde bir eşcinsel rengi sayılan pembe kazağı ile gitti. O zaman Putin’in sarayının duvarına işeyen Corendon’un sahibi Atilay Uslu’nun tutuklanışını da korkusuzca takip etti o Karaçay.
Af edersiniz değerli okurlarım, kendimden bir megaloman gibi söz ederken, bir konuya daha değinmek istiyorum. Hatırlayanlarınız olacaktır. 1990’lı yıllarda Alanya’da Hollandalı turist kızara saldırarak birini öldüren canilerin yargılanmaları devam ederken, Türkiye’ye gitme planı olan Prens Willem Alexander ile Prenses Maxima’nın bu ziyaretleri, protesto amaçlı olarak iptal edilmişti. Ben de o zaman bu tutuma isyan etmiş ve konuyla ilgili olarak Türkçe ve Hollandaca bir yorum yazmıştım. Bu yorumda, saldırganları lanetlerken, Hollandalı kızlara da ‘Gittiğiniz ülke bir İskandinav ülkesi değil, sekse ve çıplaklığa susamış kişilerin de bulunduğu bir ülkedir. Bu nedenle oradaki davranışlarınıza dikkat edin’ tavsiyesinde bulunmuştum. Hollanda’daki tüm gazeteler benim yazıma yer verirken, GPD Ajansı’nın redaktörü benimle ilgili yazıya, ‘Karaçay:Hollandalı kızlar suçlu’ başlığını attı. Bu yazı ajansın abone olduğu 28 gazetede yayınlandı. Tabii ki bunun üzerine, mağdurların aileleri hakkımda şikâyette bulundular. Yargılanmam çok adaletsiz oldu. Avukatımın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden örnekler göstererek fikir hürriyetini öne sürdü ama, Hollandalı yargıçlar bana 18 bin euro tazminat cezası vermişti. Böylece de benim önümün kesilmesi amaçlanmış gibiydi…
‘Gibiydi’ diyorum, zira o günlerde benim Avrupa DÜNYA gazetesinde korkusuzca yazdıklarım siyasetçileri de kızdırmıştı. İran asıllı bir parlamenter, ‘Kim bu İlhan Karaçay, akljna her geleni nasıl böyle pervasızca yayınlayabiliyor’ diye feryat etmişti.
Ülkenin en büyük gazetesi De Telegraaf, Türkiye ve Türkler aleyhindeki her yayınından sonraki eleştirilerim karşısında pes etmişti. Gazetenin Genel Yayın Müdürü, beni iyi tanıyan turizm sayfası müdürüne, ‘Şu Karaçay’ı buraya davet eder misin?’ diyerek sulh yolunu aramıştı.
Bu kadar megalomanlığı neden yaptım biliyor musunuz değerli okurlarım.
Çünkü, o korkusuz Karaçay’dan bugün artık eser kalmadı.
Korkuyor artık Karaçay. Tabii ki korktukları da dostları.
Gazeteciliği yaptığı sürece tükürdüğünü yalamayan Karaçay, şimdi tükürdüğünü yaladı. Dün servise koyduğu bir yayınını geri çekti Karaçay.
Eskiden, tehdit ve hatır ile haberlerinde düzeltme yapmayan Karaçay, şimdi tehdit olmasa da hatırın kurbanı oldu ve haberini geri çekti.
Bakın neydi o haber.
Geçtiğimiz hafta sonu Amsterdam’da Türk Sağlık Turizmi konulu bir fuar açılmıştı.
O haberi çok değişik bir stilde yazan Karaçay, açılışın muhteşem, ama ziyaretçi sayısının fiyasko olduğunu iddia etmişti.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu.
Önce okurlardan ve fuar katılımcılarından tebrikler yağdı.
Ama daha sonra da dost telefonları başladı. Lahey’den Ankara’ya, Amsterdam’dan Marmaris’e kadar dört bir koldan telefon ve dijital not yağıyordu.
Telefon edenlerin ve not gönderenlerin hepsi, fuar organizasyonunu yapan beyefendinin dürüstlüğünden ve becerisinden söz ediyordu. ‘Bu konuda bir düzeltme yap veya haberi yayından kaldır’ diyenlerin hepsi, gerçekten çok samimi ve dikkatli konuşuyorlardı.
Daha sonra, İlhan Karaçay’ı organizasyonu üstlenen beyefendi Ankara’dan aradı.
Daha önce hiç tanışmamışlardı ama, Ankara’daki beyefendi, İlhan Karaçay’a hitap ederken, yukarıda anlatılan megalomanlık hikâyesini sanki kopya etmiş gibi konuşuyordu.
Gerçekten çok beyefendi bir tavır sergiliyordu Ankara’daki yetkili.
Fuar için yaptıklarını tek tek anlatırken, hatalarının da olabileceğini ama bundan sonraki etkinliklerde hata yapılmayacağını ve hatta medya ile de ortak çalışma yapılacağını anlatıyordu Ankara’daki yetkili.
Ankara’daki yetkili, yazılanlar hakkında tek kelime tartışma yapmıyor ve çok kibar bir şekilde yaptıklarını ve bundan sonra yapacaklarını anlatırken, işbirliğinden de söz ediyordu.
İlhan Karaçay ise hiç araya girmiyor ve sukûnet ile dinliyordu. İlhan Karaçay çok duygulanmıştı. Google’de her saat başı daha da güçlenen haberin, ileride yapılacak olanlar için bir sıkıntı yaratabileceği fikrine de inanıyordu Karaçay.
İşte, bir zamanların o korkusuz Karaçay’ı, dün korkmadı ama, dost baskıları etkisinde kalarak, gelecekte yapılması planlananları zedelememek için, ‘Hiç bir menfaat karşılığı olmadan haberi servisten kaldırıyorum’ dedi.
İlhan Karaçay’ın bu haberi, gerek Avrupa’da ve gerekse Türkiye’de çok sayıda haber portalı tarafından yayınlandı. İlhan Karaçay sadece Doğuş yayınını aradı ve haberin kaldırılmasını rica etti. Şimdi de tüm diğer haber portalı sahiplerinden aynı ricada bulunuyor ve bugünkü haber ile yetinmelerini istiyor Karaçay.