Basın özgürlüğü mü?(Köşe yazısı 05.05.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Çoğu zaman Türkiye’deki basın özgürlüğü tartışılıyor.
Toplum olarak gazete, dergi, kitap ve diğer basın-yayın organlarına yönelik okuma alışkanlığının istenilen düzeyde olmaması ister istemez bazılarının işine geliyor.
Tabi yetersiz asgari ücrete bir de yazılı basının yetersizliği, belli kesimin elinde olması, güvenilirlikte son sıralarda bulunması, fiyatının ekmek fiyatları ile eş değer olması, çalışanların durumu, girdi fiyatlarının çok, gelirin düşük kalması, eklerin sınırlı, yerel basında ise baskıdan, sayfa yapısına, üretilen haberlerin ajans ya da kurumlarla sınırlı kalması okuyucuyu basından uzaklaştırıyor.
Türkiye’de ister ulusal ister bölgesel ister yerel, günlük, haftalık, aylık basına duyulan güven ayaklar altında dersek yalan olmaz.
İktidarın, politikacıların baskıları, sansürleri, mevcut yasanın çalışanlar aleyhine işlemesi ister istemez çiçek-böcek-pembe haberlere yönlendiriyor.
Bu konu ile ilgili Türkiye ve Dünya basını, özgürlüğü ele alınarak sonuçları paylaşıldı.
Merkezi Washington’da bulunan insan hakları kuruluşu Freedom House, dünya genelinde basın özgürlüğü durumunu irdeledi. Bunu ‘Basın Özgürlüğü 2017’ raporu ile açıkladı.
Raporda 199 ülke, basın özgürlüklerinin durumu açısından 0 (en iyi) ve 100 (en kötü) şeklinde puan verildi. Buna göre Türkiye, 76 puanla dünyada 163’üncü, Avrupa’da ise 42’inci ve son sırada yer aldı. Listede Türkiye’nin hemen önünde 159 ve 160’ıncı sırayı paylaşan Angola ve Myanmar ile 161 ve 162’inci sırayı paylaşan Çad ve Zimbabve bulunuyor.
Raporda ülkeler ayrıca, basın özgürlüklerinde “özgür”, “kısmen özgür” ve “özgür olmayan” kategorilerine göre sınıflandırılırken, Türkiye “özgür olmayan” kategorisine alındı. Türkiye, 100 üzerinden aldığı 76 altı puanla ‘basını özgür olmayan’ ülkeler arasında yer aldı. Ayrıca Türkiye, 2012-2016 yılları arasında notu 20 puan düşerek bu tarih aralığında basın özgürlüğü en çok gerileyen ülke oldu.
Raporda, Türkiye’nin notunun düşürülmesine gerekçe olarak, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında çok sayıda baskıcı önleme başvurulması gösterildi. Sansürün artması, eleştirel ve bağımsız medya kurumlarının kapatılması, gazetecilerin işten çıkarttırılmaları, gazetecilere karşı keyfi gözaltı ve şiddet olaylarındaki keskin artış örnek verildi. Özgürlük Evi’nin raporunda “Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı girişilen 15 Temmuz darbe girişimi, bağımsız, eleştirel medya açısından sonra hali hazırda kötü olan durum daha da kötüleşti. Başarısız darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL altında çok sayıda medya kurumu kapatıldı, binlerce gazeteci ve medya çalışanı işlerini kaybetti, birçoğuna ülkeden çıkış yasağı getirildi” görüşüne yer verildi.
Rapora göre basının en özgür olduğu ülke Norveç, en kötü olduğu ülke ise Kuzey Kore olarak gösterildi. Listede, Norveç (8 puan), Hollanda, İsveç (11’er puan), Belçika, Danimarka, Finlandiya (12’şer puan), Lüksemburg (14 puan) ve Andorra, İzlanda ve Liechtenstein (15’er puan) ilk sırada yer alan ülkeler oldu.
Kuzey Kore, Türkmenistan (98’er puan), Özbekistan (95 puan), Kırım, Eritre (94’er puan), Küba, Ekvador Ginesi (91’er puan), Azerbaycan, İran, Suriye de (90’ar puan) listenin en son sıralarında yer aldı.
Özgürlük evinin raporunda ABD 23 puanla 33’üncü sırada yer aldı. ABD basını özgür ülkeler kategorisinde tutulurken, “Başkan Donald Trump’ın hem başkan adaylığı döneminde hem de başkan olarak göreve başladıktan sonra basını hor gördüğü, medyasının ABD yönetimini, açıklamaları ve eylemlerinden dolayı sorgulama rolünü reddettiği, ülkenin basın özgürlüğü geleneklerine aldırış etmediği” belirtildi. Başka hiçbir ABD Başkanının göreve başlamasının ilk aylarında medyayı bu kadar aşağılamadığı dile getirilen raporda “Ancak Trump’ın gazeteciler üzerinde sistematik kısıtlamalar getirmeye yeltenip yeltenmeyeceği şimdilik açık değil” görüşüne yer verildi.
ABD’de basın özgürlüğünün hala güçlü olduğu ancak düşüş eğilimine girdiği belirtilen raporda, ABD’nin basın özgürlüğü alanında diğer ülkeler açısından bir model ve arzu edilen standart oluşturmaya son vermesinin büyük bir tehlike oluşturacağı uyarısı yapıldı ve “ABD’deki siyasi liderler medyayı azarladığında diğer ülkelerdeki liderler de bundan cesaret alır. ABD’li liderler demokrasi ve basın özgürlüğü desteklemekten geri adım attığında, başka ülkelerdeki gazeteciler de bunun etkisini duyar” denildi.
Rapora göre, dünyada basın özgürlükleri 2016 yılında son 13 yıldaki en düşük seviyeye gerilerken, dünya nüfusunun yalnızca yüzde 13’ünün ‘özgür’, yüzde 42’sinin ‘kısmen özgür’, yüzde 45’nin de ‘özgür olmayan’ medyaya sahip olduğu belirtildi.
Bu rapora göre, basının ne kadar halkın ‘ağzı-gözü-kulağı-dili’ olduğuna siz karar verin.