Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Bana üç bayram.. (Köşe yazısı 30 Ağustos 2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Bugün, özellikle bizim ve öncekiler kuşaklar için çok önemli olan Zafer Bayramı.

Bizden sonraki kuşak halen çatışma içinde.

Ülkeyi yönetenlerde bu milli bayramları silmek için sürekli yeni arayış içinde.

Özellikle büyük önder ve lider Atatürk’e yönelik büyük düşmanlık, sosyal paylaşımdaki hakaretler, isminin ve resminin kamu kurumlarından silinmesi ve halen bu konuda çaba gösterilmesi en iyi örnek.

Peki 30 Ağustos nedir, ben bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da büyük önder ve lider Mustafa Kemal’in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’u anmak için her yıl kutladığımız ulusal bayramımız. Sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günün adı.

İlk1924’de Afyonkarahisar’da Başkumandan Zaferi adıyla kutlandı.1926’dan itibaren Zafer Bayramı olarak kutlanıyor.

O Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nda Türk ordusunun işgalci güçlere kesin son darbeyi vurmak ve Anadolu’dan atmak için düşünülen gizli bir plan ve harekât.

Atatürk’e, TBMM’nin 20 Temmuz 1922’deki oturumunda 4. kez Başkomutanlık yetkisi verildi. Mustafa Kemal Paşa taarruz kararını Haziran ayında alarak hazırlıkları gizli olarak yürüttü, Ağustos’un 26’sını 27’sine bağlayan gece Afyon’da başladı. Aslıhan civarında kuşatılan düşman birlikleri,  Atatürk’ün yönettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde imha edildi, Türk ordusunun zaferiyle sonuçlandı.

İşte bundan dolayı, 30 Ağustos ilk kez 1924’te Dumlupınar’da Çal Köyü yakınlarında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, milli ruhun canlı tutulmasının önemini vurguladı.

Meçhul Asker Abidesi’nin temelini eşi Latife Hanım ile beraber attı.

O günden bu güne Başkumandan Zaferi 1926’dan beri Zafer Bayramı olarak kutlanıyor. 1 Nisan 1926’da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu’nda bu bayramın nasıl kutlanacağı açık ve net.

30 Ağustos Başkumandan Muharebesi günü, Cumhuriyet ordu ve donanmasının Zafer Bayramı olması, her yıl aynı tarihte bu bayram gününün kara, deniz ve hava kuvvetleri tarafından kutlanacağı yazılıdır.

Aynı tarih, Hava Kuvvetlerinin ülke savunmasındaki öneminden, Tayyare Cemiyeti tarafından da her 30 Ağustos “Tayyare Bayramı” olarak kutlanır.

Ama 1960’lardan itibaren bu bayram daha kapsamlı ve katılımlı kutlanırken, son yıllarda ‘milli bayramların’ eskisi gibi coşku ile değil göstermelik ve formalite yapılması gibi düşünce ağır basıyor.

Bırakın 15 Temmuz öncesi ve sonrası tüm Şehitleri gazileri, kimse bunlardan bahsetmiyor, sadece halen o gün kimin, nasıl, neden Türkiye üzerine haince, alçakça oynadığı bölücü, yıkıcı ve silahlı oyuna karşı canını verenlerden bahsediyor.

Bu bile Şehit ve gazilerle yakınlarının canlarını acıtıyor, kemiklerini sızlatıyor.

Bazı devlet törenlerinde bile birileri büyük önder ve lider Atatürk’ün adını ağzına almamak için laf cambazlığına devam ediyor.

Oysa büyük önder ve lider Atatürk’ harici ve dahili hainlerden’, büyük şef İsmet İnönü’de ‘Hiçbir ülke yoktur ki kendi içerisinde bizim kadar çok hain yetiştirebilsin’ demişti.

Geldiğimiz bugüne bakalım. Sokaklar, parklar, bahçeler, mahalleler, caddeler, sokaklar, apartmanlar  ülkelerinden kaçan, burada çocuk yarışına giren, kimlik arayışında olan, asalak yaşamayı marifet sanan Suriyelisi, Afgan’ı, Irak’lısı, bilmem nerelisi hainlerle doldu.

Halen dolmaya, doldurulmaya da devam ediyor.

Diplomalı işsizi,  atanamayanları, boşananları, asgari ücretle cambazlık yapmaya çalışanları, aileden uzaklaşanları görmeyenler ‘yabancı hayranlığı şov’ yarışında.

Ülkemizde biz yabancı kalmaya başladık.

Semt pazarlarında bile acıdığımız o ne idüğü belli olmayanlar tezgahlardan alışveriş yaparken, bırakın gözlerini, makam saltanatları nedeniyle lüks araçlardan inmeyenler, yerli halkın çöpe ve tezgah arkasına atılanları nasıl topladığını bile görmüyor, duymuyor, bilmiyor.

Başlıkta ‘bana üç bayram’ derken bu nedenle dedim.

Bugün benim doğum, oğlumun evlilik günü. Torunumda 23 Nisan’da dünyaya geldi.

Şimdi nüfus yaşı 79 olan annemin beli kemik erimesinden kırıldı. Tıp çaresiz kalınca bizde onunla birlikte resmen kıvranıyoruz.

Ama acısı olsa da annem yaşıyor, bizde ‘her fırsatta’ yanındayız.

Böyle güzel bayramlarımız hepimizin çoğalsın, çeşitlensin.

Tüm Şehitlerimizin ruhu şad olsun.

Başta büyük önder ve lider Atatürk olmak üzere, ‘tüm isimli-isimsiz kahramanlarımıza’ bizlere böylesine cennet bir vatan bıraktıkları ve kurdukları Cumhuriyet için minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.