Yerel seçim çalışmalarına devam eden ve Kayseri’deki 9 adayını tanıtan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Kayseri İl Başkanlığınca düzenlenen iftar programına katıldı.
Deva Partisi il başkanı Ufuk Taşçı’nın evsahipliğinde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programda konuşan Babacan, kendisi döneminde Türk parasından 6 sıfır atıldığını, o gün ki 1 milyonluk banknot ile 6 sıfırı atılan ve dolarla aynı değerde olan 1 Türk Lirası değerindeki kağıt parayı göstererek iktidara karşılıksız para basılması ve enflasyon nedeniyle sert tepki gösterdi. ‘Bizim dönemde paradan sıfır attık ama bu iktidar sürekli sıfır ekliyor’ diyen Babacan, parti kurmadan önceki dönemle ilgili keşkeleri olup olmadığı sorusuna ‘Elbette var. Ben başkanlık sistemi yerine güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyordum. Bu nedenle ters düştük. O dönemde Başbakan yardımcılığına devam etmek yerine kesin ayrılmalıydım. Bu benim keşkelerimden biri’ dedi.
ALİ BABACAN: EL KESESİNDEN EMEKLİLERE SÜRPRİZ YAPIYORLAR
-BU ÜLKEDE ENFLASYON DÜŞMEZ
-İKTİDAR VE MUHALEFET HER TÜRLÜ HESAP İÇİNDELER AMA BU HESAPTA VATANDAŞ YOK
-YEREL SEÇİMLERDE SANDIKTAN İKTİDARA SARI KART MESAJI ÇIKACAK
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kayseri’de düzenlenen iftar programına katıldı. Babacan burada yaptığı konuşmasında iktidar ve muhalefete yüklendi.
DEVA Partisi Kayseri İl Teşkilatı, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan adayı İbrahim Göz ve Kocasinan Belediye Başkan adayı Kadir Türkmen ile partililerle iftarda buluşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, burada yaptığı konuşmasında, “Biz bu ülkenin mağdur insanlarıyız. Bu ülkede kavgasız, gürültüsüz, yaşamak isteyen insanlarız” dedi.
Babacan, “İnsanlarımız kimseye düşmanlık beslemeyen insanlar. Öfkeden şiddetten medet ummayan insanlarız. Biz bu yüzden yarınlar adına umutluyuz. Bizler sayıca diğer herkesten büyüğüz. İnsanlarımızın tertemiz inançlarını milli duygularını siyaset uğruna istismar edenler değil her daim samimiyetle hareket edenler kazanacaktır” diyerek şunları söyledi:
Öfke nöbetleri ile hakaret edenler değil huzurun yanında olanlar kazanacaktır. Biz çok iyi biliyoruz, düşmanlığı büyütenler değil ekmeğini bölüşenler kazanacaktır.
Hamaset siyasetinin, öfke siyasetinin emin olun bir karşılığı yok. İstanbul’da kestane satan bir arkadaşımız bana şunu söyledi: Başkanım gidilen hedef önemli ama arkada bıraktığınız ayak izleri de önemli.
Bakın bunu diyen seyyar kestane satan bır arkadaşımız, sakın ha duruşunuzu bozmayın bu milleti ayrıştırmayın dedi. Çok şükür bizim geride bıraktığımızda onun duyacağı ayak izlerimiz var. Bİz kolayı değil zoru seçiyoruz.
Biz ayrıştırmayı değil birleştirmeyi seçiyoruz. Eşitliği kardeşliği seçiyoruz. Bu ülke sesi çok çıkanlardan ibaret edğil. Bu ülkeyi kutuplaştıranlara bırakmayacağız. Bu ülkeyi yine el birliği ile hep beraber yaşatacağız.”
“Türkiye’de gerçekten zor bir dönem yaşıyoruz” diyen DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, “Başta emeklilerimiz olmak üzere herkes yoksullaşmış durumda. Çünkü enflasyon yoluşla bu ülkenin yaşam standartlarını düşürdüler. Paramızın değerini düşürdüler. Lafı gelince milliyetçilik yapanlar bizim milli paramızın değerini pula çevirdiler. Geçen seçimlerden bu yana Merkez Bankası’nın karşılıksız basıp, sadece kur korumalı mevduata ödediği rakam 1 trilyon lira. Bu ülkede enflasyon düşer mi ya” diyerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Parası olana daha çok para, çiftçiye emekliye gelince para yok. İşte bunun için seçimlerden önce ‘Ben bu işin başında olduğum sürece faiz artmaz’ diyenler seçimden sonra 9 kez faiz artırımına gittiler. Tam 11 yıl bu ülkenin ekonomisinin başında olan bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Merkez Bankası’na karşılıksız para bastırmaya devam ettiğiniz sürece ne yaparsanız yapın bu ülkede enflasyon düşmez.
Merkez Bankası bağımsız olmadıkça, TÜİK gerçek enflasyon rakamını açıklamadıkça ne emeklinin, ne asgari ücretlinin ne de çiftçinin yüzü gülmeyecektir.
En son bankaların promosyon rakamları artacağı açıklandı. Seçime bir hafta kala emeklilerimize yaptıkları sürpriz, el kesesinden yaptıkları sürpriz. Bankaların kesesinden emeklilerimize cömertlik yapmaya çalışıyorlar. Çarşıdan pazardan bunların haberleri yok.
Yerel seçimler artık çok yakın. Ülkemizde belediyecilik deyince ilk akla gelen rant. Bazılarının gözünde belediyecilik deyince dolar işareti oluyor. Türlü türlü pazarlıklar dönüyor 3 bin 4 bin meğer milyon dolar ses kayıtları var. Bu sesleri kayıt edenler ve seçime az bir süre kala servis edenler var. Emekli perişan, asgari ücretli perişan, gıda fiyatları hızla artartıyor. İktidarın da muhalefetin de bunlar umurunda değil. Siyaseti kirletme amacındalar.
İktidarıyla muhalefetiyle bunlarda her türlü hesap var fakat hiç bir hesapta halk yok, milletyok, hizmet yok. Biz 4 yaşında bir siyasi partiyiz. Kurulduğumuz günden itibaren her konuda çözüm ürettik. Biz 2 yıl önce yerel yönetimler eylem planımızı açıkladık. Belediyecilik nedir şehircilik nedir vizyonumuzu ortaya koyduk.
Yerel seçimlere doğru gidiyoruz. Bu seçimlerden sandıktan bir mesaj çıkacak. İktidara bir mesaj verilecek. Bu sandıktan çıkacak sonuç hata var, faul yapıyorsun, hukuka uymuyorsun, bu seçim iktidara bir sarı kart göstereceği bir seçim olmalı diyoruz. Çünkü bu sarıkartı görmezlerse yozlaşma daha çok hızlanacak, yoksulluk yaygınlaşacak. Kırmızı kart öbür cepte, diğer seçimde de kırmızı kartı göstereceğiz.”
DEVA Partisi’nin 4 yaşında olduğunun altını çizen Ali Babacan, yerel seçimlerle ilgili eylem planını, seçim beyannamesini kendilerinin tam iki yıl önce ‘yerel yönetimler ve şehircilik eylem planı’ kitapçığı ile açıkladıklarını belirtti. Kendilerinin Türkiye’de ilk kez belediyecilikte siyasi etik kurallar bildirgesini açıkladıklarına dikkat çeken Babacan “Adaylarımız bu üç sayfalık bildirgeyi kabul ediyor ve aday oluyor. Yüz yıllık Cumhuriyet’te, 70 yıllık çok partili siyasi hayatta bunu 4 yaşındaki bir parti hazırladı. Bunu Başbakan yardımcısıyken kanun haline getirmeye çalıştım. Siyasi etik ve ahlak yasası hazırladım ama reddedildi. Bu seçimde vatandaş sandıkta iktidara bir mesaj verecek” dedi ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan adayı İbrahim Göz, Kocasinan adayı Kadir Türkmen ile diğer 7 adayı tanıttı, aday çıkarmadıkları belediyelerde ise belediye meclisi üyeliği çıkardıklarını açıkladı.
Ali Babacan’ın bu seçim dönemindeki bazı sözleri şöyle.
“Şu anda büyük bir miras paylaşımı olarak görüyorlar devlet yönetmeyi. Ve giderayak gerçekten büyük bir israf var. Şu gördüğünüz seçim süslemelerinin tamamı arkadaşlar, ya devlet parası ya belediye parası. Ya da belediyelerden bir şeyler umanların parası, dikkat edin. Oysa biz DEVA Partisi olarak tertemiz, helalinden bir kampanya yürütüyoruz. Adaylarımız tamamen kendi imkanlarıyla, ya da kendi çevrelerinden partiye temin ettikleri bağışlarla kampanya yürütüyorlar.”
“Güç bizde, irade milletin iradesi”
“İktidar bu kötü yönetimin, bu berbat ekonomik tablonun sonucunu örtmek için ne yapıyor; bütün şehirleri donatıyor. Şimdi sağa dönseniz, sola dönseniz, kafanızı nereye çevirseniz, adeta bazı şehirlerde gökyüzünü göremeyeceğiniz şekilde yoğun bir flama, bayrakla vatandaşımıza adeta psikolojik baskı uygulamakta. Yani ben güçlüyüm, benim param var harcıyorum; bana mahkûmsun psikolojisini oluşturuyor. Halbuki hiç kimse şu anki iktidara mahkûm değil. Güç bizde, irade milletin iradesi.”
“Cumhurbaşkanı helallik istemeye başladıysa bilin ki seçimler geliyor”
“Seçimlerin yaklaştığını artık şuradan anlıyoruz: Nasıl ki yaz gelince cemre düşüyor; seçimler yaklaşınca da bir bir videolar düşmeye başlıyor. Montaj ya da değil. Gerçek ya da değil. Ama videolar düşmeye başladıysa, bilin ki seçimler yaklaşıyor. Ses kayıtları düşmeye başladıysa, bilin ki seçim geliyor. Cumhurbaşkanı ‘Bu artık son’ deyip helallik istemeye başladıysa, bilin ki seçimler geliyor. Ülkemizde demokrasiyle anılması gereken seçimler artık şunlarla anılıyor: Düşen videolar, ses kayıtları, pazarlıklar, tehditler, şunlar bunlar.”
“Seçimler uzun süredir seçim marşlarıyla, sloganlarla anılmıyor”
“Sandıklara gideceğiz, oylarımızı kullanacağız. Ülkenin her yeri flamalarla, brandalarla, afişlerle donatılmış. Artık son hazırlıklar yapılıyor: İnsanların kapıları çalınıyor, insanlardan son kez destek isteniyor. Kimi yerlerde tatlı bir telaş hâkim, kimi yerlerde rekabet hepten kızışmış. Bunların hepsi demokrasilerde olan şeyler. Ülkemiz demokrasi kültürü olan, seçimlere alışkın bir ülke. Fakat seçimler uzun süredir seçim marşlarıyla, sloganlarla, adayların tatlı sert rekabetleriyle anılmıyor.”
“Kapılar ardında para hesapları yapanların da bu ülkeye katacakları hiçbir şey yok”
“Muhalefet etmeyi bir kazanç kapısı olarak görenlerin de, kapılar ardında para hesapları yapanların da, seçimlere giderken videolardan medet umanların da, montajlara sığınanların da bu ülkeye katacakları hiçbir şey yok. Çünkü, iktidarıyla, muhalefetiyle, yerel seçimlerdeki hiçbir hesapta halk yok. Çiftçimiz yok. Millet yok. Hizmet yok.”
“Herkeste yarınlara dair bir endişe, herkeste geçim sıkıntısı”
“Herkeste yarınlara dair bir endişe var arkadaşlar, herkeste geçim sıkıntısı. Ne diyor Peygamber efendimiz, ‘Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir’ diyor değil mi? Açlar çoğaldı ülkede. Adana’da kaç yerde otobüsümüzün önünü kestiler. Mersin’de kaç yerde otobüsümüzün önüne kestiler. Biraz, bir-iki sohbetten sonra emeklilerimiz hemen dert yanmaya başladı. ‘Geçinemiyoruz, açız’ diyorlar. Açlar çoğaldı, insanlar komşularına yardım etme çabasındalar.”
“Çiftçimiz zarar ediyor, ürettikçe daha çok zarar ediyor”
“Merkez Bankası karşılıksız para basıp Kur Korumalı Mevduat’ın kur farkını ödüyor. Bu ülkede enflasyon düşer mi? Karşılıksız para basarak milyonların kesesinden, cebinden alıyorlar, bir avuç zaten parası olana kur farkı ve faiz olarak ödüyorlar. Yaptıkları bu. Onun için sıkıntı büyüyor, onun için emeklimiz feryat ediyor, onun için çiftçimiz zarar ediyor, ürettikçe daha çok zarar ediyor.”
“Gençleri mutlaka toprakta tutmamız gerekiyor”
“Gençler ‘Baba, anne siz para kazanamıyorsunuz ben gideyim geleceğimi, yarınlarımı başka meslekte arayayım’ diyor. Köylerimizde artık gençlerimiz yaşamak istemiyor. Gençler tarımdan kaçtıkça; ben size soruyorum bu ülkede tarımın hali nice olacak? Bu ülkede üretimi, hayvancılığı kim yapacak? Gençleri mutlaka toprakta tutmamız gerekiyor.”
“Uyuşturucu bir kişiye bulaşıyor, tüm aileyi yıkıyor”
“Tüm bu kötü ekonomi, toplumsal çürümeyi de beraberinde getiriyor. Her türlü yasadışı kumar, uyuşturucu ticareti, bahisler memlekette tavan yaptı. Uyuşturucu ticareti artık bir iş alanı haline geldi. Uyuşturucu çocuğa bulaşıyor, anneyi babayı yıkıyor. Kardeşe bulaşıyor, abiyi ablayı yıkıyor. Bir kişiye bulaşıyor, tüm aileyi yıkıyor. Değerli arkadaşlar, bizim hiçbir gencimizi, bu illete teslim etmeye niyetimiz yok.”
“Türkiye 2014 seçimlerinde büyük bir tasarrufla seçime gitti”
“2014 yerel seçimlerinde, bundan tam 10 yıl önce bir karar alındı. Bu bayraklar, süslemeler sadece seçim büroları önünde yapılabilir, onun dışında süsleme yapmak, ilan asmak yasaktır diye önemli bir karar alındı. Türkiye ilk defa 2014 seçimlerinde büyük bir tasarrufla seçime gitti. Şu anda da ülkenin ekonomisi bu kadar berbatken; emekliler, çiftçiler ülkenin her yerinde feryat ederken, geçinemiyoruz açız derken, en büyük israfın yaşandığı seçimi yaşıyoruz şu anda.”
“Hiçbir seçimde bu kadar yoğun bir seçim harcaması olmamıştı”
“Bütün şehirler bayraklarla, flamalarla donatılı. Brandalar her yerde, her yerde. Daha önceki hiçbir seçimde bu kadar yoğun bir seçim harcaması olmamıştı; bu kadar yoğun bir israf olmamıştı. Ben başbakan yardımcısıyken tasarruf lazım, ülkede çok israf var diye biliyorsunuz çok uğraşıyordum. Sayın Erdoğan da ne diyordu, ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diye bana cevap veriyordu o günlerde.”
“Sayın Erdoğan, Bahçeli’nin kurtarıcısı”
“‘Siz bu milletin kurtarıcısısınız’ diyor Sayın Erdoğan’a, değil mi? Aslında Sayın Erdoğan, Bahçeli’nin kurtarıcısı. Unutmayalım. Meral Akşener, MHP içerisinde genel başkanlık yarışına girdiğinde mahkemeler yoluyla Meral Akşener’in önünü kesen ve Devlet Bahçeli’nin genel başkan olarak devam etmesini sağlayan herkesin bildiği gibi iktidarın kendisiydi. Eğer engellenmeseydi Meral Hanım şu anda MHP’nin genel başkanıydı. Bu faktörü unutuyor insanlar.”
“Belediyecilik denince çoğunun gözünde Dolar işareti oluşuyor”
“Türkiye’de belediye denince, belediyecilik denince ilk akla gelen kelime maalesef rant. Belediyecilik denince çoğunun gözünde Dolar işareti oluşuyor, Euro işareti oluşuyor; Türk lirası işareti oluşmuyor çünkü Türk lirası yerlerde sürünüyor değer olarak.”
“Güven oluşmayınca ekonomi düzelmez”
“Yeni ekonomi yönetimi geçmişin hatalarını, kusurlarını örtme derdinde. Ya siz açık bir şekilde, dürüst bir şekilde bu ülkenin gerçek verilerini açıklamazsanız güveni oluşturamazsınız. Güven oluşmayınca da ekonomi düzelmez. Bunu bir türlü kafaları basmıyor, anlamıyorum yani.”
“Biz bu paranın değerini korumak için çok çalıştık”
“1 liraya 8 tane yumurta alabiliyordunuz. Şu anda bunlardan yan yana üç-dört tane koyduğunuzda ancak 1 tek yumurta alabiliyorsunuz. 25-30 kat bir değer kaybı var burada. Zamanında biz bu paranın değerini korumak için çok çalıştık. Merkez Bankası’nı bağımsız çalıştırdık. Merkez Bankası asla karşılıksız para basmadı. Onun için bu ülkede enflasyon düştü, onun için bu ülkede enflasyon yıllarca tek hanede gitti.”
“Mehmet Şimşek’in yapabileceği fazla bir şey yok”
“Mehmet Şimşek’in yapabileceği fazla bir şey yok. Çünkü Mehmet Şimşek, evet, benim yakın çalışma ekibimdeydi, uzun yıllar beraber çalıştık. Niyetinin de ben iyi olduğuna inanıyorum. Ama gücü, kuvveti, etki alanı, ekonomiyi düzeltmek için yeterli değil. Çünkü bütün bu tablodaki en önemli sorunlardan bir tanesi de Türkiye’de hukuk ve adaletin olmaması.”
“Futbol demek milletin bütünleşmesi demek”
“Futbol demek, spor demek; bütünleştirici, birleştirici ortak bir heyecan etrafında bir milletin bütünleşmesi demek. Bu demek. Fakat şu anda ülkeyi yöneten iktidar tamamen kutuplaşma üzerinden yönettiği için, ülkeyi gererek ve ‘benden misin değil misin, o taraf mısın bu taraf mısın’ diye yönettiği için, siyasetin bu kutuplaştırıcı, nefret ve öfke dili maalesef topluma bu şekilde sirayet ediyor.”
“Sayın Erdoğan çözüm sürecine destek verdiği günkü kişi değil”
“DEM Parti’den gelen bu açıklamalarda biraz Stockholm sendromu ben biraz görüyorum. Halbuki Sayın Erdoğan zamanında o çözüm sürecinin içinde olduğu, çözüm sürecine destek verdiği günkü kişi değil. Çok değişti, bunlar hâlâ farkında değil galiba? Çözüm sürecini asıl yürüten bir ekip vardı, bir kadro vardı. Benim de içinde olduğum, başka arkadaşların da içinde olduğu çok kuvvetli bir kadro vardı çözüm süreci o kadro tarafından yönetildi yürütüldü.”
“Sinan Ateş cinayetini hiç unutmamamız gerekiyor”
“Bu Milliyetçi Hareket’in biliyorsunuz bir ceremesini çekenler var, bir de şu anda keyfini sürenler var. Bunu da unutmamamız gerekiyor. Sinan Ateş cinayetini hiç unutmamamız gerekiyor, bakın. 14 ay geçti, daha bir tane iddianame yazılamadı. Böyle bir şey olur mu?”
“İsrail’e karşı hangi yaptırımı uyguladınız ya?”
“Ben buradan Sayın Erdoğan’a soruyorum. Tamam, bağırıp çağırıyorsunuz ama, fiilen somut olarak ne yaptınız? İsrail’e karşı hangi yaptırımı uyguladınız ya? Cevap veremez bakın. Yok çünkü. Sıfır. Ne yapıyor? İslam âlemine çağrıda bulunuyor. Ya sen İslam âleminin içindeki bir ülke değil misin? Türkiye, İslam İş Birliği Teşkilatı’nın üyesi değil mi? Tribünde değilsin ki İslam âlemine çağrıda bulunuyorsun. Sen İslam aleminin içindesin. Ne yapıyorsun onu konuş.”
“Türkiye ne yaptı?”
“Türkiye’nin yaptırım olarak yaptığı tek bir şey var mı Allah aşkına? Ticaret tam gaz devam ediyor, Sayın Erdoğan durmadan hamaset yapıyor ama fiiliyatta hiçbir şey yapmıyor. Bakın, Malezya dünyanın öbür ucundaki ülke İsrail’e gidip gelen gemileri yasakladı. İsrail’e sevkiyat yapan gemilerin Malezya limanlarına uğramasını yasakladı ya. Bırakın ihracatı. Türkiye ne yaptı?”