Türkiye’nin ilk ve tek “Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri için Moleküler Testler Tanı Rehberi” güncellendi
Akciğer kanseri tanısında kullanılan moleküler testler ve test süreçlerini anlatan, Türkiye’de bu konuda ilk ve tek ulusal rehber olma niteliğini de taşıyan “Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri için Moleküler Testler Tanı Rehberi”nin 2021 yılının son aylarında güncellenen versiyonunda, tüm moleküler testlere ve biyopsi süreçlerine yönelik gelişmelere yer veriliyor. AstraZeneca Türkiye ve Roche Diagnostik Türkiye’nin koşulsuz katkıları ile Patoloji Dernekleri Federasyonu’nun hazırladığı rehberdeki içerikler hakkında İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılan yüz yüze toplantılarda editör hekimler tarafından katılımcılara detaylı bilgiler verildi. Patoloji Dernekleri Federasyonu tarafından AstraZeneca Türkiye ve Roche Diagnostik Türkiye’nin koşulsuz katkıları ile hazırlanan ve ilk kez 2018 yılında yayınlanan “Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri için Moleküler Testler Tanı Rehberi” 2021 yılının son aylarında güncellendi. Akciğer kanseri tanısında kullanılan moleküler testler ve test süreçlerinin anlatıldığı rehber, ülkemizde bu alanda yayınlanmış ilk ve tek rehber olma özelliğinin yanında, akciğer kanseri tedavisine yön veren temel tanı aşamalarının standardize edilerek iyileştirilmesi yönünde de önemli bir başvuru kaynağı olarak yerini aldı. Rehber, yayınlandığı günden bugüne, başta patologlar olmak üzere genetik uzmanları, tıbbi onkologlar ve biyopsi süreçlerinde bulunan tüm hekimlerin klinik pratiklerine yön veriyor. Rehberin 2021 yılı güncellemesinde, başta EGFR (Epidermal Büyüme Faktörü Reseptörü) mutasyonu ve PD-L1 (Programlı hücre ölüm ligandı 1) test süreçleri olmak üzere akciğer kanseri tanısı sürecinde kullanılan moleküler testlere ve biyopsi süreçlerine yönelik gelişmelere yer verildi. Güncellenmiş rehber, Türk Akciğer Kanseri Derneği’nin 2021 yılı Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi’nde kongreye katılan patolog, tıbbi onkolog, göğüs hastalıkları uzmanları, göğüs cerrahisi uzmanları ve radyologların bilgisine sunuldu ve dağıtıldı. AstraZeneca Türkiye ve Roche Diagnostik Türkiye’nin koşulsuz katkılarıyla; 2022 yılının ilk yarısında İstanbul, Ankara ve İzmir’de Patoloji Dernekleri Federasyonu’nun organize ettiği yüz yüze toplantılarla rehberin editör hekimleri tarafından katılımcı hekimlere rehberin içeriği ve önemi hakkında detaylı bilgiler verildi. İstanbul’da Prof. Dr. Büge Öz, Ankara’da Prof. Dr. Serpil Dizbay Sak ve Prof. Dr. Nalan Akyürek ve son olarak da İzmir’de Prof Dr. Deniz Nart gerçekleştirilen bu toplantılarda rehber detaylarını paylaştılar. Patoloji Dernekleri Federasyonu’nun internet sitesinde herkesin erişimine açık olan rehberin basılı versiyonu tüm federasyon üyelerine iletildi. Rehberin 26 – 30 Ekim 2022’de yapılacak 31. Ulusal Patoloji Kongresi’nde katılımcılara dağıtılması da planlanıyor.Atopik dermatit hastaları için özgürlüğe yelken açılacak
Atopik egzama olarak da bilinen atopik dermatit, dünya genelindeki en yaygın fakat en az tanınan cilt hastalıklardan biri olmanın yanı sıra sadece bir cilt rahatsızlığı ile sınırlı olmayan sistemik bir hastalıktır. Hastalığın neden olduğu fiziksel ağrı ve şiddetli kaşıntının yanı sıra, hasta ve hasta yakınları üzerindeki mali, ruhsal ve günlük bakım yükü atopik dermatit için daha çok farkındalık gerektiğini ortaya koyuyor. Bu sebeple Alerji ile Yaşam Derneği, atopik dermatit hastaları, hasta yakınları aynı zamanda hekimler 14 Eylül Dünya Atopik Dermatit Günü’nde Pfizer Türkiye’nin koşulsuz katkılarıyla İstanbul Boğazı’nda yelken açacak ve atopik dermatit yolculuğunda “hepimiz aynı gemideyiz” mesajını verecekler. Atopik dermatit, dünyada en sık görülen ve en az tanınan deri hastalıklarından biridir. Atopik dermatit genellikle “sadece bir deri sorunu” olarak göz ardı edilir ve hastaların ihtiyaçları zamanında destekleyici bir şekilde ele alınmaz. Atopik dermatitle mücadelede birlikte uyum içinde Alerji ile Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Ceylan: “Atopik dermatit gibi kronik hastalıklarda hasta genellikle kendisini yalnız ve çaresiz hissediyor. Hekim ile hasta arası iletişim zamanla zayıflıyor ve bu da tedavinin uzun vadede başarısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu yüzden diyoruz ki; birlikte uyum içinde çalışmak sağlık kalitesini arttırmak için tek çare. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz!