Mustafa Temizer
Rahmetli bilge lider Aykut Edibali’nin öğrencileri, Millet Partisi ve Millet Derneği çatısı altında, yarım asrı aşkın zamandır yaptıkları Milletim Uyan! çağrılarını ısrarla sürdürüyor. Yurdun dört bir köşesinde verdikleri haftalık ve aylık seminerlerle milletimizi uyarmaya devam ediyor.
Kayseri’de 17.11. 2024 Pazar günü gerçekleşen seminerde emekli bürokrat Dr. Kadir Çetin, sadece milletimizin değil tüm insanlığın baş belası emperyalizmin ve beslemesi İsrail’in inanç ve hedeflerine, destekçilerine, tüm dünya insanlığına yaptıkları zulme dikkat çekti. Çetin şunları söyledi;
Emperyalizm; bir milletin diğer milletler ve insanlar üzerine hakimiyetini zorla kabul ettirip, beynelmilel bir siyasi yapı kurması demektir.
Yani emperyalizm, bir milletin kuvvet kullanarak hakimiyet kurmasının (zorbalığının) en son noktasıdır. Ancak, emperyalizm ile hakimiyeti karıştırmamak gerekir. Emperyalizm gayri insanî, gayri ahlakî yani bâtıl ideolojinin (inancın) hakimiyetinin en üst noktasıdır. (Özellikle Günümüz Afrika Ülkeleri ve Az Gelişmiş Ülkelerin Durumu-Ruanda …)
Hak ideoloji ise emperyalizm doğurmaz, insanın bütün varlığı üzerinde Hak’kın hakimiyetini kurar. (Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü)
Emperyalizm, bâtıl ideolojinin meyvesidir. Kapitalist ve komünist sistemler bâtıl ideolojilerin emperyalizme dönüşmesi manasına gelir. Her iki sistem de aynı vehmin farklı iki tezahüründen başka bir şey değildir. J.J. Russeou ile K. Marks’ın hayallerinin dayandığı fikir aynı idi: İnsanı «Homo Ekonomicus» olarak tanımlamıştır… İnsanı hayvandan ayırmayan, ayırıcı hiçbir hususu kabul etmeyen kapitalizm ve komünizm, gerçekten aynı bâtıl ideolojinin bataklığında yetişmiştir.
İnsanı «iktisadi bir hayvan» olarak gören bu iki sistem insanın, eşyanın ve hayatın doğru izahına dayanmaz. Bâtıl ideolojiler, emperyalizm tesis ettiği gibi bütün insanlığın buhrana, sefalete ve ıstıraba düşmesine yol açar. Emperyalizm, vahşi harplere vücut verir. İşte Doğu Türkistan’ın istiklal mücadelesi, işte Libya, işte Irak, Suriye ve nihayet Filistin… Gerçek şudur ki; bu iki sistem aynı kaynaktan beslenen Siyonizm’in görünen yüzleridir.
Komünistler geçtiğimiz yüzyılda, kendi dünyalarının bir cennet olduğunu ilan ve iddia ediyorlardı! Komünist olmayan memleketlerin ise kapitalistler tarafından sömürüldüğünü ve zulme uğratıldığını söyleye geldiler. (1992 Özbekistan zyrt.)
Her iki sistemde yaşayan milletler, bugün huzursuzdur. İşkence, zulüm dünyayı kaplamış bulunmaktadır. Bunların sebebi ise Siyonizm’in dünyaya hâkim olma gayreti olarak görülmelidir.
Başta Doğu Türkistan’da , Orta-Doğuda ve özellikle Filistin’de devam edip giden zulüm, insanlığın yüz karasıdır. Bütün Müslüman milletler ve dünyanın büyük ekseriyetinin halkları da kapitalist sistemin sömürüsü altındadır.
Siyonizm
Siyonizm: Tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda (Arz-ı Mevud) bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik bir fikir hareketidir. Yahudiliğin dünya hakimiyeti ideali. Bu fikri kabullenen kişilere de Siyonist denir. İşaya 61: 10-12; Hezekiel 34: 23.
Avusturya Yahudisi bir gazeteci olan Theodor HERZL, 1896 yılında yazdığı Judenstaat (Yahudi Devleti) isimli kitabında Siyonizm’in kuruluşunu anlatmış ve 1897’de İsviçre’nin BASEL kentinde toplanan I. Siyonist Kongresi ile Dünya Siyonist Teşkilâtı’nın kuruluşunu gerçekleştirmiştir.
1897’ye kadar Yahudilerin, Filistin’de toplanması ve Yahudi devleti kurulması bir fikir iken, Siyonist Kongresinde bu fikir hedef haline getirilmiştir.
Bu Kongrede, hazırlanan Siyonist programını hayata geçirmek üzere ihtiyaç duyulan altyapının oluşturulması için finans desteğini sağlamak amacıyla bir fon kurulması kararlaştırılmıştır. Bu fonun, Filistin’de toprak satın alınması ve bu topraklarda bir devletin altyapısının oluşturulmasına harcanması kararlaştırılmıştır.
- yy başından itibaren Filistin topraklarına yerleşmeyi sıkı takibe alan Dünya Siyonist Teşkilatı kurucusu Theodor Herzl, dönemin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit ile de görüşür. Osmanlı’nın dış borçlarını ödeme mukabilinde Yahudilerin Filistin’e yerleşme isteği II. Abdülhamit tarafından geri çevrilir.
Ancak Osmanlı’nın yıkılışına giden son yıllarında ve 1. Cihan Harbinin ardından, 1917 yılından itibaren İngilizlerin Filistin’i işgali ile onların korumasında Yahudiler Filistin’e yerleşmeye başlarlar…
Yahudiler, İngiltere’nin himayesinde Filistin halkını terör ve baskı ile yerlerinden-yurtlarından çıkararak onların topraklarına sahip olurlar…
Büyük Orta-Doğu Projesi (BOP):
1982 yılında Yahudi Stratejist Oded YİNON’un imzasını taşıyan Proje; Batıda Fas’tan doğuda Çin sınırına kadar olan bölgede bulunan ve ekseriyetle Müslüman ülkelerde amaç;
- İstikrarı sağlamak,
- Demokratikleşmeye (Özellikle Orta-Doğu ülkelerinde) ve
- Ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak
olarak belirtilmiştir.
Ancak, kulağa hoş gelen BOP’un bu amacının arka planındaki maksadının farklı olduğu gün gibi ortadadır.
BOP’un esas maksadı:
- ABD’nin Orta-Doğudaki emperyalist menfaatlerini korumak ve
- İsrail’in güvenliğini ve yayılmacı politikasını garanti etmektir.
Bunun için de, batıda FAS’tan Doğuda Pakistan-Bangladeş’i de içine alan 22 ülkenin küçültülerek siyasi sınırlarının değiştirilmesini hedefleyen bir proje olduğu bilinmektedir.
EMPERYALİZMİN BÜNYESİ (YAPISI)
Emperyalizm; mânâ itibari ile imparatorluk kelimesinden gelir, kullanılan mânâsı bir ideolojik kuvvetin veya bir milletin sömürü temelinde diğer milletler üzerinde zorla, siyasi ve ekonomik hakimiyet kurmasıdır.
Böylece emperyalist siyasî, iktisadî ve askerî bir sistem ortaya çıkar. Buna ABD, yıkılan Sovyetler Birliği ve Çin’i örnek olarak gösterebiliriz.
Sermayenin teşekkülü (oluşması) ve büyümesi nasıl olur?
Sermayeyi doğuran insandır. İnsan ise bir ideolojinin (inancın) emrindedir. En sıradan insandan, en mütekâmil bir cemiyetin ferdine kadar hepsinin bir ideolojik yapısı vardır. İdeoloji ise ya insan ve eşya gerçeğine uygundur ya da değildir.
Ya haklı (hakka dayanır) yahut haksızdır (Batıldır).
Sermayenin teşekkülünde haklılık ya da haksızlık vardır. Sermaye, asla istismar aracı olmamalıdır. Sermaye ya haklı bir ideolojinin ya da haksız bir ideolojinin mahsulü veya aleti olur. Şu hâlde sermayeyi yönlendiren ideolojidir ve sermaye ideolojiye göre teşekkül eder.
Sermaye, doğumu ve kullanılışı itibariyle, müspet yani hak ise millî ekonomiye vücut verir. Sermaye, doğumu ve kullanılışı itibariyle menfi ise yani bâtıl ise emperyalist ve gayr-i millî ekonomiye dönüşür. Bu sermaye gayr-i milli, gayr-i insanî ve gayr-i İslamî politikanın emrinde kullanılır ve kat’i bir emperyalizm tesis eder.
Emperyalizmin bünyesi, menfi (batıl) ideolojidir. Vasıtalarından biri de sermayedir. Yoksa emperyalizm, sermayenin siyasi ifadesi değildir. Emperyalizm bâtıl ideoloji hâkimiyetinin son noktasıdır. (Yahudilik’in insana bakışı)
Zamanımızda emperyalizmi tesis eden ideoloji bütün dünyayı saran Judeo-Greek menşeili batı kültürü ve ideolojisidir. Ve bu Judeo-Greek kültürü komünizm ve kapitalizm gibi ideolojilerin anasıdır. Yani bâtıldır. İnsan ve eşyanın kanununa aykırıdır. Bu sistemler insanın, ekonomik -hayvan olduğu prensibine dayanır. Yani bu sistemler Judeo-Greek menşeili batı kültüründen doğan Avrupa kültürünün mahsulüdür.
Şu hâlde kapitalizm, komünizm gibi sistemler siyon emperyalizminin birbirine zıt görünen yüzleridir. Her ikisi de vahşi yönetim sistemlerine hayat vermektedir. Bugün bâtıl ideolojilerin sevk ve idarecisi beynelmilel SİYONİZM’dir.
SİYONİZM’İN HEDEFLERİ ve İSRAİL’İN TEOLOJİK ARKA PLANI
«Araplar dilleriyle, Türkler Devletleriyle, Yahudiler ise Dinleriyle yaşarlar.» A. Edibali
Emperyalizmin beyni olan Siyonizm’in hedeflerini, Siyonist Yahudi ideolojisinin (inancının) temeli olan muharref (değiştirilmiş) Tevrat’tan alınan aşağıdaki cümlelerde görüyoruz:
Siyonizm’in Hedefleri (Arz-ı Mevud) “Ve o gün vaki olacak ki, kavimler için bayrak olarak durmakta olan Yesse’nin (Yesse: İncil ve Tevrat’a göre Davut’un babası, Kudüs krallığının köklü bir soyu) kökünü, milletler arayacaklar ve onun rahat ettiği yer izzetli olacak.”Tevrat İşaya Kitabı. 61 Fasıl, 10. cümle
“Ve milletler için bir bayrak kaldıracak ve İsrail sürgünlerini toplayacak ve yerin dört köşesinde dağılmış Yahuda’nın adamlarını bir araya getirecek”Tevrat İşaya Kitabı. 61 Fasıl, 12. Cümle
“Onların üzerine tek çoban koyacağım ve onları güdecek, kulum Davut’u koyacağım, onları o güdecek ve onların çobanı o olacak.” Tevrat Hezekiel Kitabı. 34. Fasıl, 23. Cümle
“O günde Rab Abram’la ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa kadar, Fırat ırmağına kadar, bu diyarı… senin zürriyetine verdim.” Tevrat tekvin kitabı 15. Fasıl 18. Cümle
“Devrildikleri zaman kütüğü kalan çitlembik ağacı ve meşe ağacı gibi onun (Davud’un) kütüğü mukaddes (seçilmiş) zürriyettir.” “Güzelliğim olan İsrail için de Sion’da kurtuluş vereceğim” Tevrat İşaya Kitabı. 6. Fasıl, 13. cümle ve 46. Fasıl 13.cümle
“Milletlere baş olmak için beni korudun, bilmediğim bir kavim bana kulluk edecek, yabancı oğulları bana boyun eğecekler, kulakları işitince bana itaat edecekler, yabancı oğulları takatsiz kalacaklar ve hisarlardan titreyerek çıkacaklar.” (Dün. yönetenler) Tevrat 2. Samuel Kitabı. 22 Fasıl, 44 ve 46 cümleler
“İşte benden sana miras olmak üzere milletleri, mülkün olarak yeryüzünün uçlarını da vereceğim, onları demir çomakla kıracaksın, bir çömlekçi kabı gibi onları parçalayacaksın.” Tevrat Mezmurlar Kitabı. 2. Fasıl, 7. Cümle
“Ey Siyon kızı kalk da harmanını döğ, çünkü senin boynuzunu demir kılacağım ve senin tırnaklarını tunç kılacağım ve çok kavimler ezeceksin ve onların kazancını rabbe ve onların mallarını bütün dünyanın rabbine tahsis edeceğim.” Tevrat Mika Kitabı. 4. Fasıl, 13. cümle
Orduların Rabbi şöyle diyor: o günlerde milletlerin her çeşit dillerinden on kişi bir Yahudi’nin eteğine yapışacaklar ve sizinle gidelim, çünkü Allah’ın sizinle beraber olduğunu işittik diyerek yapışacaklar.” Tevrat Zekeriya Kitabı. 8. Fasıl, 23. cümle
“Sizden büyük ve kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın bastığı yer sizin olacak.” Tevrat Tesmiye Kitabı. 2. Fasıl, 23. cümle
“Görmekte olduğun bütün memleketi sana, ebediyen senin zürriyetine vereceğim” Tevrat Tekvin Kitabı 13. Fasıl 15.cümle
Görülüyor ki muharref (değiştirilmiş) Tevrat Siyonist Yahudilere bir dünya emperyalizmi tesis etmelerini emrediyor ve bunun yollarını gösteriyor. Bütün insanlığın köle ve yalnız Siyonist Yahudi’nin efendi olduğu bir hakimiyet hayali, Siyonist Yahudi düşünün –düşüncesinin temelini teşkil eder.
Bütün dünya, Siyonist Yahudi’nin mülkü, bütün milletler kölesi olacak. Bütün dinler yok olacak ve Siyonist Yahudi şeriatı dünya nizamı olacak.
Bu menhus gaye uğruna yapmadık alçaklık bırakmayan Siyon emperyalizmi, dünyada bugün en güçlü devresini yaşamakta; gizli beynelmilel ve canavarca bir emperyalizmi tesis etmiş bulunmaktadır.
İsrail Devletinin Teolojik Arka Planı:
Bugün Orta-Doğuyu kana bulayan İsrail Hükümetlerinin 1948 yılından bu yana uygulaya geldikleri yayılmacı politikalarının arkasındaki motivasyonun kaynağı nedir?
Bu sorunun cevabı aslında Tevrat’tan alıntılanan yukarıdaki fasıl ve cümlelerde belirtilmiş olmakla beraber İsrail’in yıllardır Filistin halkına uyguladığı soykırım ve zulüm politikasının arka planını daha anlaşılır kılmak için:
Soru:
Sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan İsrail’in başta Filistin toprakları olmak üzere Arz-ı Mevud’a (Vaad Edilmiş Topraklar) sahip olma hezeyanının teolojik arka planında neler var?
“O günde Rab Abram’la ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa kadar, Fırat ırmağına kadar, bu diyarı… senin zürriyetine verdim.” Tevrat tekvin kitabı 15. Fasıl 18. Cümle
Tevrat’ta geçen bu ifadeye göre, Arz-ı Mevud (NİL-FIRAT ırmakları arasındaki topraklar) toprakları Tanrı tarafından Yahudilere bahşedilmiş oluyor.
İşte bu Arz-ı Mevud ideali, bir şeriat devleti olan İsrail hükümetlerini hep heyecanlandırmış ve politikalarını bu hedefe kilitlenerek belirlemelerine sebep olmuştur.
Zira Siyonistler; soy kırım suçunu da işlemeyi göze alarak “Vaad Edilmiş Toprakları” ele geçirmenin Tanrı nezdinde kendilerine büyük sevap kazandıracağına inanmaktadırlar.
Bununla birlikte Tevratın Yeremya Kitabının 1. Fasıl, 10. Cümlesinde:
“Bak bugün milletler üzerine ve ülkeler üzerine, kökünden sökmek ve yıkmak için, helak etmek ve yok etmek için, bina etmek ve dikmek için seni koydum.” Tevrat Yeremya Kitabı. 1. Fasıl, 10. cümle
Tevrat’ta geçen bu ifadeye göre, Arz-ı Mevud (NİL-FIRAT ırmakları arasındaki topraklar) toprakları Tanrı tarafından Yahudilere bahşedilmiş oluyor.
İşte bu Arz-ı Mevud ideali, bir şeriat devleti olan İsrail hükümetlerini hep heyecanlandırmış ve politikalarını bu hedefe kilitlenerek belirlemelerine sebep olmuştur.
Zira Siyonistler; soy kırım suçunu da işlemeyi göze alarak “Vaad Edilmiş Toprakları” ele geçirmenin Tanrı nezdinde kendilerine büyük sevap kazandıracağına inanmaktadırlar.
Bununla birlikte Tevratın Yeremya Kitabının 1. Fasıl, 10. Cümlesinde:
“Bak bugün milletler üzerine ve ülkeler üzerine, kökünden sökmek ve yıkmak için, helak etmek ve yok etmek için, bina etmek ve dikmek için seni koydum.” Tevrat Yeremya Kitabı. 1. Fasıl, 10. cümle
Netanyahu’nun da dillendirdiği, “Amalikalılar’a ait yeryüzündeki her şeyi yok edeceksin. Şimdi git ve Amalikalılar’ı vur ve onların sahip olduğu her şeyi yerle bir et ve onları birbirinden ayırma; erkekler, kadınlar, çocukları, emzikteki bebekleri, öküzleri, koyunları, develeri, eşekleri ve onlara ait her şeyi yok et.« “Deııteronomy, 25:19. I Samuel, 15:3:
İşte bu inanış İsrail’i, “Siyon Önderlerinin Protokolleri” çerçevesinde; bugün özellikle “Vaad Edilmiş” topraklarda yaşayan ve Yahudi olmayanları insan olarak görmeme, yok edilmesi gereken birer haşere olarak kabul etme, diğerlerini de onlara köle olmak için yaratıldığına iman noktasına taşımıştır.
SİYONİZMİN MÜCADELE METODU ve ORTA-DOĞUDA İSRAİL ZULMÜ
Siyonizm’in mücadele metodunu yine belgelere dayalı paylaşmak istiyorum.
Siyonizm’in Mücadele Metodu:
“Ey sizler… beni dinleyin: İnsanların hakaretlerinden korkmayın ve onların sövmelerinden yılmayın. Çünkü güve onları esvap gibi yiyecek ve kurt onları yapağı gibi yiyecek.”Tevrat İsaya Kitabı. 51. Fasıl, 7. cümle
“Sana karşı çıkan her dil suçlu çıkacak, sana karşı çıkan hiçbir silâh işe yaramayacak.”Tevrat İsaya Kitabı. 54. Fasıl, 17. Cümle
“Politikanın ahlâk mefhumu ile hiçbir münasebeti mevcut değildir. Ahlâka dayanan bir hükûmet idaresi siyasi olamaz; nüfuz ve kudreti de devamsız, bekâsız olur.
Hükûmeti idare etmek isteyen hile ve hurdaya başvurmak mecburiyetindedir. Halk sınıfının açık kalplilik ve namuskârlık gibi meziyetleri, (mümeyyiz vasıfları) kralları, en kudretli bir düşmandan daha kolaylıkla, taht ve tahtlarından indirebildiğinden makul bir şey sayılmaz. Bu meziyet ve vasıflar Hristiyan krallıklarının ayırt edici alâmetleri olmalıdır. Biz, bunları hiçbir surette kendimize rehber ittihaz etmemeliyiz.” (Ticari ahlak- Mişon-Saloman kumaş ) Sion Liderlerinin Protokolleri 1. Fasıl Çeviren: General Sami Sabit Karaman Ankara 1943
Metod : Makyavelizm, yani hedefe ulaşmak için her yol ve yöntem mubahtır.
Siyonizm’in mücadele metoduna bir örnek, meşhur şu «Horoz-Tilki» çizgi filmi…
ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan o meşhur Horoz ve Tilki Hikayesi Siyonizm’in mücadele metoduna bir örnek… Hikaye Şöyle:
“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanır ve bir çizgi film gösterilmeye başlanır. Filmin adı ” Küçük Tavuk “.
Bir kümes var. Kümeste birçok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor. Yaşlı horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçükler. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor.
Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyor. Tavuklar artık popüler olan genç ve irileşen horozun etrafında toplanıyor.
Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar.
Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.
Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor.
Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”
Çizgi film burada bitiyor. Işıklar yanıyor. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlıyor…
Ne dersiniz?
Hikayedeki kahramanlar size de tanıdık geliyor mu?
Makyavelizm metodunu benimseyen ve yukarıda belirtilen vesikaların tetkikinden de anlaşılacağı üzere Siyonist Yahudilik, dünya diktatörlüğü kurma hedefinde hiçbir ahlaki kayıt ile bağlı değildir. Siyonizm’in bu yolda kullandığı teşkilatlardan biri ve en başında MASONLUK gelmektedir. Masonluk Siyonizm’in ön karakoludur.
Düşmanlar her şekilde kötülenecek rüsva edilecek ve Siyonist Yahudi’ye karşı kimsede dilini kımıldatma iradesi kalmayacak.
Emperyalizm, mücadelesinde hiçbir ahlaki kaide tanımaz, bunu unutmak emperyalizmin sebep olacağı kötülüklere, fitnelere ve cinayetlere imkân vermek demektir.
- İsrail’in Soykırım Politikası ve Bazı Gerçekler (Buraya Nasıl Gelindi)
Bugün İsrail’in bütün dünyanın gözü önünde Orta-Doğu’da soy kırım yapması, sürekli sınırlarını genişletmesi , BM kararlarını tanımazlığı, takmazlığı, pervasızlığı sürüyor.
Hiçbir kutsal tanımayan İsrail, Filistinli sivillerin yaşadığı yerleşim yerlerini, ibadethaneleri, okulları ve hastaneleri havadan, karadan ve denizden bombalayarak çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere;
- 50 bin Filistinli katledilmiştir. Yani soy kırıma uğramıştır.
- 100 binin üzerinde Filistinli yaralanmıştır.
- 1 Milyonun üzerinde Filistinli göçe mecbur edilmiştir.
- Gazze yok edilmiş, coğrafyadan silinmiştir.
Lübnan’da da aynı şekilde hiçbir kural tanımadan;
- 3 binin üzerinde sivili katletmiş,
- 15 binin üzerinde yaralı ve
- 430 bin kişi Suriye’ye, 100 binin üzerinde insan da Ülkenin güneyinden kuzeyine göç etmiştir.
SORU ŞU:
İsrail, hayvan haklarının bile güvence altına alındığı 21. yy’da neye ve kime güvenerek Filistin ve Lübnan’da bu insanlık suçunu işliyor ve buna nasıl cüret ediyor?
Bu bağlamda Büyük Orta-Doğu Projesinin (BOP) sonuçlarına bakalım ve buna göre “Dünya Okur-Yazarlığı” dediğimiz farkındalığımızın seviyesini de ölçmüş oluruz.
BOP’un uygulama sonuçları: 1982 yılında Oded YİNON’un akıl hocalığını yaptığı ve İsrail’in dış politikasının nirengi noktalarından olan BOP’un amacını girişte belirtmiştik. Yani batıda Fas’tan doğuda Çin sınırına kadar olan bölgede, genelde Müslüman olan 22 ülkenin siyasi sınırlarının değiştirilmesini öngören projenin uygulama sonuçları ortadadır.
Bu amaç doğrultusunda kapsamdaki ülkelerde kah iç savaş çıkartılarak kah dışarıdan askeri güç-aparatlar kullanılarak BOP uygulama sürecinde Sudan, Yemen, Irak, Suriye ve Libya bölünmüş/parçalanmıştır. Cezayir ve Tunus sarsılmış, istikrarsızlık sürmektedir.
Geldiğimiz noktada ABD’nin desteğinde İsrail’in «Arz-ı Mevud» yolunda yayılmacı politikasının önündeki engeller bir bir ortadan kaldırılmaktadır.
Gelsin hedefteki ülke, ülkeler…
Soru:
Soy kırım politikasını uygulayan İsrail’in arkasında duran, tam destek veren ABD’yi yönetenler, başta J.BIDEN olmak üzere kabinesinde bulunanlar, Orta-Doğuda olan-biteni etkileyen bazı devletlerin yöneticileri (Kimlikleri) kimlerdir?
Bakın karşımıza ne çıkacak görelim…
- Jeo BIDEN ve Ekibine bakalım…
2003-: Irak Savaşı’nı destekleyen Biden, kendini ‘Yahudi olmayan bir Siyonist’ olarak tanımlıyor ve Yahudi Lobisine yakınlığı ile biliniyor.
2007-: J.BIDEN: Irak üçe bölünecektir
2013- J. BIDEN: Eğer bir İsrail olmasaydı, çıkarlarımız için bir tane yaratmak zorunda kalacaktık.
Diğer taraftan BIDEN’nın ekibindeki Yahudiler:
- Dışişleri Bakanı Antony BLINKEN.
- Hazine Bakanı Janet YELLEN.
- Adalet Bakanı Merrick GARLAND.
- İç Güvenlik Bakanı Alejandro MAYORKAS.
- Ulusal İstihbarat Direktörü Avrıl HAYNİES.
- Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Ronald KLAİN.
- Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy SHERMAN.
- CİA Başkan Yardımcısı David COHEN. Listeye bakınca ABD değil de İsrail Kabinesi sanki…
- Rusya’yı kuzeyde meşgul eden Ukrayna’nın yönetiminde kimler var?
- Fransa eski Cumhurbaşkanı N.Sarkozy kimdir? SİYONİZMİN MÜCADELE ÖZELLİKLERİ (HUSUSİYETLERİ)
Muharref Tevrat’ın Siyonist Yahudiliğe verdiği tarihi ve değişmez vazife:
“Bak bugün milletler üzerine ve ülkeler üzerine, kökünden sökmek ve yıkmak için, helâk etmek ve yok etmek için, bina etmek ve dikmek için seni koydum.” Tevrat Yeremya Kitabı. 1. Fasıl, 10. cümle
“İsrail’in tanrısı Rab bana söylüyor: Benim elimden bu öfke şarabı kasesini al ve seni göndereceğim bütün milletlere içir. Ve onlar, içecekler ve ebediyyen sendeleyecekler ve aralarına gönderdiğim kılıcın yüzünden çıldıracaklar.” “Ve onlara diyeceksin, İsrail’in ordularının rabbi şöyle diyor: İçin de sarhoş olun ve kusun ve aranıza göndereceğim kılıcın yüzünden düşün ve kalkmayın.” Tevrat Yeremya Kitabı. 25. Fasıl, 27. cümle
Yukarıda alınan bu iki vesika emperyalist mücadelenin temellerini veriyor. Bu temellerden birincisi
- Siyonist Yahudi’nin rolünün ıslah ve ikmal değil İHTİLAL olduğudur. Bu külli bir sosyal ihtilaldir. Milletlerin kökünden söküldüğü ve yeniden inşa edildiği bir ‘İHTİLAL’in ifadesidir.
- Milletlerin kökünden sökülmesi milleti ayakta tutan unsurların (temel değerlerin) yok edilmesi demektir.
- Bina etmek ve dikmek ise; milli yapıları bozulan, idealleri kaybolan köle insanların Yahudi’ye uşaklık edecekleri bir dünya kurma hayalidir. Bu Siyon hayali ve mücadele karakteri, emperyalist ihtilal ve harplerin asıl amacını teşkil etmiş ve etmektedir.
İkinci vesikası ise milletlerin yıkılmasında takip edilecek metodu öğütlüyor.
- Önce milletler sersemletilecek daha sonra kılıçla yok edilecekler.
- Bu durumu şöylece ifade etmek uygundur; önce milletleri ayakta tutan maddi manevi unsurlar (Değerler) tahrip edilmeli, sonrada şaşıran, istikametini kaybeden insan sürüsü haline gelen milletleri boğazlamalı.
Aşağıdaki vesikalar bu iğrenç işin nasıl yapılacağını anlatıyor:
“Ve o gün, yerin o bir ucuna kadar Rabbinin öldürdüğü adamlarla dolacak, onlar için dövünmeyecekler ve onlar toplanıp gömülmeyecekler, toprağın yüzünde gübre olacaklar. Tevrat Yeremya Kitabı. 25. Fasıl, 33. Cümle
“Sen benim cenk topuzum ve cenk silâhımsın ve seninle milletleri kıracağım ve seninle ülkeleri helâk edeceğim… Ve seninle çobanı ve sürüsünü kıracağım. Ve seninle çiftçiyi ve çiftini kıracağım ve seninle valileri ve kaymakamları kıracağım.” Tevrat Yeremya Kitabı. 51. Fasıl, 20. cümle
“Ve milletlerin ülkelerinin kuvvetlerini harap edeceğim… Herkes kardeşinin kılıcı ile düşecek.” Tevrat Hağğay Kitabı. 2. Fasıl, 22. cümle
“Ve o gün Yahuda, emirlerini odunlar ortasında yanan bir mangal gibi ve demetler ortasında alev saçan bir meşale gibi edeceğim ve çepeçevre sağda ve solda, bütün kavimleri bitirecekler.” Tevrat Zekeriya Kitabı. 12. Fasıl, 6. Cümle
“Ve vaki olacak ki, kovalanan ceylân gibi ve toplayanı olmayan koyunlar gibi, herkes kavmine yönelecek ve herkes memleketine kaçacak, ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek.” Tevrat İsaya Kitabı. 13. Fasıl, 14. ve 16. cümleler
“Ve herkes kendisine karşı ve herkes komşusuna karşı, şehir şehre karşı ve ülke ülkeye karşı cenk edecekler…” Tevrat İsaya Kitabı. 19. Fasıl, 2. cümle
“Dünya baştanbaşa çapul edilecek, çünkü bu sözü Rab söyledi… Dünyanın yüksek kavimleri zayıflıyorlar.” Tevrat İsaya Kitabı. 24. Fasıl, 4. cümle
“Ey milletler, işitmek için yaklaşın ve ey kavimler iyi dinleyin, dünya ve onun içindekiler, yer ve ondan çıkanların hepsi işitin. Çünkü Rabbin bütün milletlere öfkesi var, onları boğazlamaya verdi. Ve öldürülmüş olanları dışarı atılacaklar ve leşlerinin bütün kokusu çıkacak ve kanları ile dağlar eriyecek ve gökler tomur gibi dürülecek ve bütün onların ordusu asmadan yaprak dökülür gibi ve incir ağacından dökülen yaprak gibi dökülecekler.” Tevrat İsaya Kitabı. 34. Fasıl, 1. ve 5. cümleler
“Rab Yehova şöyle diyor, işte milletlere elimi kaldıracağım ve kavimlere bayrağımı yükselteceğim. Ve senin oğullarını kucaklarında getirecekler ve senin kızlarını sırtlarında taşıyacaklar ve krallar sana lala ve kraliçeleri sana dadı olacaklar, yere kapanıp ayaklarının topuzunu yalayacaklar ve bilecekler ki Rab benim ve beni bekleyenler utandırılmayacaklardır.” Tevrat İsaya Kitabı. 49. Fasıl, 22. Cümle
“Sana kulluk etmeyen kavim ve ülke yok olacak ve o milletler tamamen harap olacak.” Tevrat İsaya Kitabı. 60. Fasıl, 12. cümle
Kardeşi kardeşe düşürmek direktifi bugün aile içerisinde en olumsuz örneklerini yaşatmaktadır.
Emperyalizmin beyni olan Siyonizm gayesi ve mücadele metodu hakkında gözden geçirdiğimiz vesikaların ortaya koyduğu gerçeği şöylece özetleyebiliriz:
Siyonizm, bütün dünya milletlerinin köleleştiği ve ancak Siyonist Yahudilerin Efendi olduğu bir cihanşümul inkılap için savaşmaktadır. Ve bu savaşta hiçbir ahlâkî tahdit kabul etmemektedir. Her şeyi meşru ve mubah görmektedir. Milletleri ayakta tutan unsurları yok etmekte ve bütün beşeriyete kanlı bir mezar hazırlamaktadır.
“Ve milletlerin sütünü emeceksin ve krallarım memelerini emeceksin… Tunç yerine altın getireceğim ve demir yerine gümüş ve ağaç yerine tunç ve taş yerine demir getireceğim.” Tevrat İşaya Kitabı. 60. Fasıl, 16-17. Cümle
“Ve yabancılar durup sürülerinizi güdecekler ve ecnebiler çiftçileriniz ve bağcılarınız olacaklar. Fakat size Rabbin kahinleri diyecekler, size tanrımızın hizmetçileri diyecekler, milletlerin servetlerini yiyeceksiniz ve onların izzeti size geçecek.” Tevrat İşaya Kitabı. 61. Fasıl, 5-6. cümle
“Rab bütün beşere ateşle ve kılıçla hükmü icra edecek ve rabbin öldürdükleri çok olacak.” Tevrat İsaya Kitabı. 66. Fasıl, 16. Cümle
Bütün dünya milletlerinin hayvanlar gibi boğazlanması ve en adi bir köleliğe reva görülmesi Siyon emperyalizminin caniyane hayalidir. Vesikaların sarahati insanlığa nasıl adice bir oyun oynandığını gösteriyor. Bu oyunlar içerisinde en iğrenç olanlardan birisi de kardeşin kardeşe düşürülmesi metodudur. Milletlerin sersemletilmesi -yani yeni adıyla psikolojik harp ve birbirine düşürülmesi metodu, Siyonizm’in başvurduğu iğrenç oyunlardan sadece birisidir.
SONUÇ ve DEĞERLENDİRME
Küreselleşen dünyamızda Kapitalizm ve Komünizm adı ile devletlere dayatılan sosyal sistemler emperyalist düşüncenin tasarımıdır. Ve emperyalist bu sistemlerin beyni, gayri milli, gayri insani ve gayri ahlaki SİYONİZM’dir.
İsrail’in teolojik arka planı, Yahudiler ile Yahudi olmayan kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen yasaları içeren ,
- Talmud (*) ve Dr. Theodor Herzl’in başkanlığında 1897 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde toplanan I.Siyonist Kongresin’de kararlaştırılmış olan ,
- «Siyon Önderlerinin Protokolleri»
bilinmeden Filistin’de, Lübnan’da, Orta-Doğuda ve Dünyada İsrail’in yayılmacı politikasının ve yaptığı soykırımın anlaşılması, izahı mümkün değildir.
Te.Herzl: Yaudi Devleti Nil’den Fırat’a genişleyecektir. 1947- Rabbi Fıschmann: Vaad edilmiş topraklar Nil’den Fırat’a, Suriye ve Lübnan’ın bir kısmını içine alarak büyüyecektir.
1982- Oded YİNON:İsrail çevresindeki Arap devletlerini küçük parçalara bölerek İsrail’in bölgesel gücünü tesis etmelidir.
- Pentagon Albayı Ralph RETERS: (Yeni Orta-Doğu Haritasını ABD Silahlı Kuvvetler Dergisinde yayımlamıştır) Sürekli çatışmalar çağına girdik. Dünyanın hiçbir yerinde barış olmayacaktır. Ekonomi ve Kültürel kazanımlarımız daha sistemli olacaktır. Buna karşı duranları yok edeceğiz. 2007- J. BIDEN: Irak üçe bölünecektir 2013- J. BIDEN: Eğer bir İsrail olmasaydı, çıkarlarımız için birtane yaratmak zorunda kalacaktık. 2023- Eylül’de BM’de Genel Kurulunda Netenyahu: Filistinsiz «Büyük İsrail Haritası»nı paylaştı.
Hz. Ali diyor ki; “Bir zulmü durduramıyorsanız, o zulmü tüm insanlara duyurun.” Bizim de yaptığımız tam da budur…
Taşlaşmış kalplere, siyonizmin emrine amade olmuş beyinlere rağmen Filistin’nin özgür olacağına ve katil İsrail’in yerle yeksan olacağına dair inancımız tamdır.
Bundan şüphemiz yoktur ve er ya da geç bu gerçekleşecektir…
Çünkü Allah Bakara Suresi Ayet 249’da buyuruyor ki;”…Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.”
Bu da böyle biline….
Kaynakça:
1- https://tr.wikipedia.org/wiki/Siyonizm –
2- İsrael Shahak- Yahudi Dini ve Yahudi Tarihi
3-DR. KADİR ÇETİN / İSRAİL’İN SOY KIRIM POLİTİKASININ TEOLOJİK ARKA PLANI ve BAZI ÜLKE YÖNETİCİLERİNİN KİMLİKLERİ…
4- https://kilittv.com/dunya-okur-yazarligi-ve-israilin-gazze-isgali/
5-https://uyanisdergisi.com.tr/tag/gazze-gerceginin-ve-bopun-dusundurdukleri/
BOP ve Türkiye
“Kürt Sorunu” diye adlandırılan konu basın yayın organlarında hâlâ bu coğrafya insanına dayatılan mantıkla ele alınıyor ve tartışılıyor. Bu mantık ve yaklaşım geçen yüzyılın başında Osmanlı’nın, sonunda da Yugoslavya’nın dağılmasına sebep olmuştur.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin Bebek Katilinin; «TBMM, DEP Grubunda PKK’yı feshettiğini açıklasın.» çağrısı…
Ana Muhalefet Partisinin Başkanı, Bahçeliye nispet ederek “El yükseltiyorum. Ben de Kürt’lere bir devlet teklif ediyorum…” Bir başka cümlesi, “26 milyon Kürt’ün sorunu olup olmadığına devlet karar veremez, Kürt’ler karar verir”
İslâm’da hak yemek şüphesiz haramdır. Nitekim bir hadis-i şerif buna şöyle işaret eder: ’’Vallahi sizden biriniz haksız olarak bir şey alırsa, kıyamet gününde o şeyi yüklenmiş olduğu halde Allah’ın huzuruna çıkar.’’ ’’Muhakkak ki, Allah zalime mühlet verir. Bir kere de onu yakaladı mı, kaçmasına meydan vermez.’’ (Hadis)
“Zâlim bir belde ve halkını Rabbin işte böyle yakalar. Bu ise acıklı ve şiddetli bir azaptır’’ (Hud, 102)
İslam’ın dışında kalan batıl anlayışlara göre hak, göreceli olup güce çoğunluğa, imtiyaza ve çıkara göre değişkenlik arz etmektedir. Ekonomik ve siyasi gücü elinde tutanların zayıf ve kimsesizleri ezmesi ve sömürmesi, çoğunluğu eline geçirenlerin azınlıkta kalanlara üstünlük kurması, Siyonistler gibi kendilerini imtiyazlı sayarak, ekonomik ve stratejik çıkarları doğunca ülkeleri işgal etmeleri, doğal zenginliklerine konmaları bu batıl anlayışın tezahürü olarak karşımızda durmaktadır. Bugün İslam ülkeleri dâhil dünya da geçerli olan anlayış güdümlü hak anlayışıdır. Afganistan, Irak bunun için işgal edilmiş, Libya bunun için yıkılmış, Suriye bundan dolayı bataklığa çevrilmiş, Filistin’de Gazze’de, Lübnan’da Siyonist İsrail tarafından bu batıl anlayışın eseri olarak soykırıma girişilmiştir.