İSTİKLAL MARŞIMIZDA ‘YUNAN KRALINI HEP SAYGIYLA ANDIM’ VE ‘KANIM ARAP KANI’ DENSEYDİ NE OLURDU?

İlhan Karaçay
İSTİKLAL MARŞIMIZDA ‘YUNAN KRALINI HEP SAYGIYLA ANDIM’ VE ‘KANIM ARAP KANI’ DENSEYDİ NE OLURDU?
Hollanda’nın İstiklal Marşında, 80 yıl savaştıkları ülke için ‘İspanya Kralını hep saygıyla andım’ ve defalarca savaştıkları ve Kan akıttıkları Hitler’in Almanyası için ‘Kanım Alman kanı’ deniliyor.
Pek çok Hollandalı’nın ateş püskürdüğü bu marşın düzeltilmesi için hiçbir hükümet kılını bile kıpırdatmadı.
Hollanda ve Türkiye’nin milli marşlarını her iki dilde bu yazıda bulacaksınız.
Hollanda’nın milli marşı Wilhelmus’ta, İspanya ve Almanya’yı onurlandıran ifadeler yer alıyor. “İspanya Kralını hep saygıyla andım” ve “Kanım Alman kanı” gibi ifadeler, tarih boyunca bu ülkelerle savaşmış olan Hollandalılar arasında rahatsızlık yaratıyor.
Ancak, bu mısraların değiştirilmesi için hükümetten hiçbir adım atılmadı. Bu yazıda, Hollanda’nın İspanya ile 80 yıl süren savaşını ve Almanya ile olan savaşlarını ele alarak, bu ifadelerin neden aşağılayıcı olduğunu anlatmaya çalışacağım:
İSPANYA VE HOLLANDA ARASINDAKİ SEKSEN YIL SAVAŞLARI
Hollanda’nın İspanya ile olan tarihi, 1568 yılında başlayan ve 1648 yılında sona eren Seksen Yıl Savaşları’na dayanıyor. Bu savaşlar sırasında Hollanda, İspanya İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık mücadelesi verdi. Hollanda, 1581 yılında bağımsızlığını ilan eden eyalet ve şehirlerden oluşan bir devlet olarak kurudu. Ancak, bu süreçte Yedi Birleşik Hollanda Cumhuriyeti egemen bir siyasi varlık haline gelirken, Hollanda’nın diğer bölgeleri Habsburg Hanedanı’nın yönetimi altında kaldı. Bu uzun ve kanlı mücadelelerin ardından, Hollandalılar için İspanya’ya saygı gösteren ifadeler, tarihi acıları yeniden hatırlatıyor.
ALMANYA VE HOLLANDA ARASINDAKİ İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI
1940 yılında Almanya’nın Hollanda’ya saldırmasıyla, II. Dünya Savaşı’nda Hollanda’nın işgali başladı. Almanya, Hollanda’ya saldırarak kısa sürede kontrolü ele geçirdi ve Hollanda beş yıl boyunca Nazi işgali altında kaldı. Bu dönemde Rotterdam gibi şehirler bombalandı, Hollanda ordusu direnemedi ve ülke büyük acılar yaşadı. Hollanda’nın teslim olmasıyla sonuçlanan bu işgal dönemi, Hollandalılar için derin bir travma yarattı. Dolayısıyla, “Kanım Alman kanı” ifadesi, bu acı dolu geçmişi hatırlatarak rahatsızlık yaratıyor.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞININ BİTİŞİ
Hollanda İçin II. Dünya Savaşı’nın Bitişi: 4 Mayıs Ölenleri Anma Günü
Hollanda’nın en kara günüdür 4 Mayıs
Hollanda, II. Dünya Savaşı’nın bitişini 4 Mayıs’ta Ölenleri Anma Günü olarak kutluyor. Bu gün, 1940-1945 yılları arasında yaşanan zulmü ve kaybedilen canları anmak için düzenlenen ulusal bir anma günü. Tüm ülke, bu hüznü paylaşmak için saat tam 20:00’de iki dakika saygı duruşunda bulunuyor. Bu sessizlik, savaşta hayatını yitiren herkesin anısını yaşatmayı amaçlıyor. Amsterdam’da Dam Meydanı’nda düzenlenen törende, Hollanda Kraliyet Ailesi ve halk, savaş gazileri ve öğrencilerle birlikte çelenkler sunuyor, şiirler okuyor ve geçmişi anıyor.
*********************
TÜRKİYE İSTİKLAL MARŞI
(Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin milli marşı)
Güftesi, Anadolu’da Millî Mücadele’nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmış olan şiir, şairin Kurtuluş Savaşı‘nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk’a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getiriyor.
Şiir, 12 Mart 1921’de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ‘İstiklâl Marşı’ olarak kabul edilmiş ve bestesini Osman Zeki Üngör, orkestrasyonunu ise, Edgar Manas yapmıştır.
Aşağıda göreceğiniz gibi, bizim milli marşımızda, Hollandalıları rahatsız eden aşağılayıcı mısralardan çok, yabancıları değil Türklüğü baş tacı yapan mısralar vardır.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
(Vrees niet, o rode banier; Die wappert op deze horizonten)

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
(Zolang de laatste haard die boven dit land rookt niet is gedoofd
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
(Is hij de ster van mijn volk die zal stralen.)
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
(Hij is alleen van mij, en van mijn volk)
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
(Frons je gezicht niet zo, jij terughoudende halve maan!)

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
(Lach toch eens naar mijn heldhaftige ras! Wat is dit voor een geweld en woede?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
(Anders komt ons vergoten bloed jou niet toe…)
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!
(Vrijheid is het recht van mijn godvrezende volk!)
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
(Ik was vrij vanaf het begin en zal het altijd zijn.)
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
(Welke gek zal me vastketenen? Het idee verbaast mij!)
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
(Ik ben als een brullende vloed; krachtig en onafhankelijk.)
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
(Ik zal bergen verscheuren, ik zal de oneindigheid overtreffen, en dan nog zal ik uitstromen!)
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
(Al omringt een stalen pantsermuur de westelijke horizon,)
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
(Ik heb een bastion in mijn hart vol van geloof!)
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
(Je bent machtig, vrees niet! Hoe kan het tandeloze monster,)
‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?
(Wat je “beschaving” noemt, is een monster met nog één tand over ?)
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
(Mijn vriend! Laat mijn geboorteland niet in de handen van gemene mensen!)
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
(Geef uw borst als pantser! Houd deze beschamende stormloop tegen!)
Doğacaktır sana va’dettigi günler hakk’ın…
(Want snel zal de dag van de goddelijke belofte komen.)
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
(Wie weet het? Misschien morgen? Misschien nog wel eerder dan morgen!)
Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
(Zie niet de grond waar u op loopt als zuivere aarde,)
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
(Maar denk over de duizenden onder u die er liggen, zonder een lijkwade.)
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
(Jij bent de edele zoon van een martelaar, behoud de traditie, kwets niet uw voorvader!)
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
(Zelfs wanneer u werelden wordt beloofd, geef dit paradijs van een geboorteland niet op.)
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
(Welke man zou niet willen sterven voor dit hemelse stuk land?)
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
(De martelaren zouden uitstorten als u de grond zou uitdrukken! Martelaren!)
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
(God mag al mijn geliefden en al mijn bezit nemen als hij wil.)
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
(Maar laat hem mij niet van mijn enige echte geboorteland op deze wereld beroven.)
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
(De enige smeekbede van mijn ziel aan U, Ο God, is dit)
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
(Laat geen vreemde hand de borst van mijn heiligdom bezoedelen.)
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
(Laten deze gebedsoproepen, waarvan de belijdenissen de kern van het geloof zijn,)
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
(Euwig over mijn vaderland weerklinken
****
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
(Dan zal mijn grafsteen, als er een is, duizenden keren met zijn voorhoofd de aarde raken (zoals in salaat) in geestvervoering.)
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
(O God, tranen van bloed stromen uit mij, uit iedere wond,)
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;
(Mijn lijk zal van de aarde stromen als een geest,)
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
(En dan zal ik wellicht opstijgen en de hemel bereiken.)
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
(Wapper als de dagende hemel, o roemrijke halve maan,)
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
(Zodat eindelijk al mijn vergoten bloed waardig kan zijn!)
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
(Nooit zul jij, noch mijn natie vernietigd worden!)
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
(Vrijheid is het recht van mijn altijd vrij geleefde vlag)
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!
(Onafhankelijkheid is het recht van mijn God vererende volk!

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

MİLLET DAVASI NEDİR?(2)

Mustafa Temizer Dava: Ülkü; amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey; idealdir. Dava adamı: Bir ülkü uğruna …