AK Parti Kayseri Milletvekilleri Sayın Bayar Özsoy, Murat Cahid Cıngı ve AK Parti İl Başkan Yardımcısı Av. Ebru Ünal Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (KDSYB)’ni ziyaret etti. Bu arada AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı 7 Ekim 2024 Basın Açıklaması ile İsrail’deki soykırıma tepki gösterdi.
Bu konuda açıklama yapan Özsoy “Birlik Yönetim kurulu üyelerinin taleplerini dinleyerek, çözüm önerileri üretmeye çalıştık. Bölgemizin tarım ve hayvancılık alanındaki en önemli kuruluşlarından biri olan KDSYB’nin bu alandaki çalışmaları ve katkıları, Kayseri’miz için büyük bir önem arz etmektedir.
Ayrıca; Kayseri İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin önemli bir markası olan Hunat’ın hem şehrimize hem de ülke ekonomisine yaptığı katkılardan büyük bir gurur ve onur duyuyorum. Hunat, Kayseri’nin köklü hayvancılık geleneğini modern üretim teknikleriyle birleştirerek, kaliteli ve güvenilir ürünler sunmakta, aynı zamanda yerel üreticilerimizin emeklerini Türkiye geneline taşımaktadır.
Birlik başkanımız Sayın Günay Çakır nezdinde, tüm yönetim kurulu üyelerine nazik ev sahiplikleri için teşekkür ediyor, birliğimizin çalışmalarının artarak devam etmesini temenni ediyorum. Hep birlikte el ele vererek çiftçimizin ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın karşılaştığı sorunları çözmek, Kayseri’mizin tarım ve hayvancılık sektörünü daha ileriye taşımak için çalışmaya devam edeceğiz. Rabbim birliğimizi daim eylesin İnşallah.” dedi.
Emniyet Genel Müdürü olarak atanan Mahmut Demirtaş’a hayırlı olsun ziyareti
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle Emniyet Genel Müdürü olarak atanan Mahmut Demirtaş’a hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Emniyet Genel Müdürümüze nazik misafirperverliği için teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.
Bakan Vedat Işıkhanı’a ziyaret
Kayseri Milletvekilleri Sayın Bayar Özsoy, Murat Cahid Cıngı ile birlikte; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat Işıkhanı’ı ziyaret ederek istişarelerde bulunduk. Değerli bakanımıza nazik misafirperverliği için teşekkür ediyorum.
Filistin’e destek, İsrail’e tepki
Bir yıl önce, katil haydut İsrail, Filistin topraklarına yönelik başlattığı saldırılarla bir kez daha uluslararası hukuku, insan haklarını ve insani değerleri hiçe sayarak soykırıma varan bir vahşet sergiledi. Masum sivillerin hedef alındığı, çocukların hayatını kaybettiği, ailelerin paramparça olduğu bu vahşet karşısında Dünya Lideri Recep Tayyip Erdoğan dışında tüm dünya kamuoyu sessizliğe büründü. Ne yazık ki, Filistin halkının yaşadığı bu acılar, bir insanlık dramından öteye geçemedi.
Filistin halkının maruz kaldığı bu insanlık dışı uygulamaları bir kez daha lanetliyor, işgalci haydut İsrail’e karşı kararlı bir duruş sergilemenin gerekliliğini vurgulamak istiyorum. Uluslararası hukuk, devletler arası ilişkiler ve temel insan hakları açısından bu zulmün hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu Türkiye olarak tüm dünyaya ilan ettik etmeye de devam edeceğiz.
Filistin’in özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele eden Filistin halkının yanındayız. Filistin davası, bir insanlık davasıdır. Bu davaya sırtını dönenler, insanlık onuruna da sırtını dönmüş demektir. Bizler, Filistin halkının yanında durmaya ve haklarını savunmaya devam edeceğiz.
Bu zulüm son bulana, işgalci güçler Filistin topraklarını terk edene kadar Filistin’in sesi olmaya devam edeceğiz. Mazlumun hakkı er ya da geç yerini bulacaktır.
AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı 7 Ekim 2024 Basın Açıklaması
Bugün, İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz.
İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır.
İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz: 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü.
Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı! Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı!
77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve malları gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir.
Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki İsrail’i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır.
İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir. İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır.
Çampınarı Deresi’nde Doğal Afet ve Taşkın Hasarları Onarımı
Toplam Maliyeti 46.494.121 TL olan Kayseri Yahyalı Karaköy Mahallesi Çampınarı Deresi’nde Doğal Afet ve Taşkın Hasarları Onarımı kapsamında devam eden çalışmaları yerinde inceledik.5 adet menfez, 2 adet tersip bendi ve Duvar üstlerine pano panel tel çit yaptırılacak olup çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Adalet Bakanına ziyaret
Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’u makamında ziyaret ettik. Nazik misafirperverliği ve şehrimize göstermiş olduğu yakın alakadan dolayı sayın bakanımıza şükranlarımı sunuyorum.
AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı 7 Ekim 2024 Basın Açıklaması
Bugün, İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz.
İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır.
İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz: 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü.
Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı! Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı!
77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve malları gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir.
Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki İsrail’i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır.
İsrail, bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir.
İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır.
İsrail 1930’ların Nazi Almanyası’ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası’nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir.
Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz:
İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir!
Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin’in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin’e yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır.
Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz.Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği “bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız” şiarını bir ahitleşme olarak görüyoruz.
Bu anlamda güçlü bir Türkiye’nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden idrak ediyoruz.
Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin’in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir