Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam haberleri

11 İLİ KAPSAYAN KOOPERATİF ve KOOPERATİF BİRLİKLERİ İÇİN 2,700,000 AVRO’LUK HİBE PROGRAMI!

İSTİHDAM YARATMA ODAKLI KOOPERATİF HİBE PROGRAMI

ENHANCER Projesi kapsamında; Adana, Ankara, Bursa, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin ve Şanlıurfa’da faaliyet gösteren kooperatif ve kooperatif birlikleri için “İstihdam Yaratma Odaklı Kooperatif Hibe Programı” ile 2,700,000 Avro hibe desteği verilecek.

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, ICMPD(Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi) tarafından, T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla yürütülen Sürdürülebilir Sosyo-Ekonomik Uyum için Girişimcilik Kapasitelerinin İyileştirilmesi (ENHANCER) Projesi kapsamında uygulanan İstihdam Yaratma Odaklı Kooperatif Hibe Programı çağrılarının üçüncüsü açıklandı. Hibe programından faydalanmak isteyen kooperatifler ve kooperatif birlikleri için; programın tanıtılacağı ve başvuru koşullarının anlatılacağı çevrimiçi tanıtım toplantısı 26 Eylül 2024 Perşembe saat 10:30’da düzenlenecek. Toplantıda, başvuru detayları ile ilgili bilgiler verilirken aynı anda hibe programından faydalanmak isteyen tüm katılımcıların soruları yanıt bulacak. 31Ekim 2024 tarihine kadar başvurulabilecek program dâhilinde, kazanan başvuru sahipleri, 40,000 ile 110,000 Avro arasında hibe desteği alabilecek.

Hibe programının hedefleri ve başvuru süreci, gerçekleştirilecek bilgilendirme toplantısı ile detaylı olarak paylaşılacaktır.

Hibe programından faydalanmak isteyen kooperatifler ve kooperatif birlikleri, https://enhancerproject.com web sitesi üzerinden detaylı bilgi alabilecekler.

Protel, VUK 507 uyumlu altyapısıyla bankalara çözüm sunuyor
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yaptığı bir duyuruyla bankalara 15 Kasım tarihine kadar mevcut POS cihazlarını VUK 507 ve ÖKC uyumlu cihazlarla değiştirmesi zorunluluğu getirildi. Bankaların bu dönüşüm sürecini en iyi şekilde yönetmelerine yardımcı olmak için gerekli altyapıyı sunan Protel, bankalara kendi VUK 507 altyapısını cihaz bağımsız olarak kullanma imkanı sağlıyor. Bu sayede bankalar, mevcut sistemlerini hızlı ve sorunsuz bir şekilde güncelleyerek yasal gereklilikleri yerine getirebiliyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın duyurusuyla bankalara 15 Kasım tarihine kadar mevcut POS cihazlarının VUK 507 (507 no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği) ve ÖKC (Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar) uyumlu cihazlarla değiştirilmesi zorunluluğu getirildi. Protel, bankalar ve finans sektörü profesyonelleri için sunduğu VUK 507 ve ÖKC uyumlu, entegre çözümlerle, bu geçiş sürecini sorunsuz hale getiriyor.
Protel, VUK 507 kapsamında hem kendi lisanslı cihazlarında sertifikalı ve sertifikasız onaya sahip hem de Türkiye’deki birçok bankaya VUK 507 yazılımı konusunda altyapı desteği sağlıyor.
Bulut tabanlı Android POS ürünü SimpraQuick, ödeme çözümleri ve fiziksel cihazlarla bankalara hızlı ve özelleştirilebilir whitelabel çözümler sağlayan Protel, EFT POS değişimi için alternatif bir sistem sunuyor.

TÜRKSAT 6A’DA GERİ SAYIM BAŞLADI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türksat 6A’nın son durumuyla ilgili yaptığı açıklamada, tüm testlerden başarıyla geçtikten sonra 4 Haziran’da yörüngesine fırlatılması için ABD’nin Florida Eyaleti’ndeki Cape Canaveral Uzay Üssü’ndeki Space X tesislerine yolladıklarını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Başarılı bir nakil sürecinin ardından başlayan ve yaklaşık 1 ay süren fırlatma prosedürlerinde de sona geldik. Türksat 6A uydumuzu artık fırlatma merkezinden Falcon 9 roketi ile ABD yerel saati ile 8 Temmuz 2024 saat 17.20’de, Türkiye saati ile 8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece 00.20’de uzaya gönderecek şekilde geri sayıma başladık. Ülkemizin 1994 yılında Türksat 1B ile başlayan uydu yayıncılığı serüvenini ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A ile taçlandıracak olmanın gurunu paylaşıyoruz.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 4 Haziran’da Space X’in, ABD’nin Florida Eyaleti’ndeki Cape Canaveral Uzay Üssü’ne yollanan Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın son durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bakan Uraloğlu, “Ülkemizin 1994 yılında Türksat 1B ile başlayan uydu yayıncılığı serüvenini 8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece 00.20’de ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A ile taçlandıracak olmanın gurunu paylaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. Son yıllarda uydu ve uzay teknolojileri kapsamındaki çalışmalarda çok ciddi mesafeler kat ettiklerini vurgulayan Uraloğlu, “Haberleşme uydularımız, Türksat 1B’yi 1994 yılında, Türksat 1C’yi 1996 yılında, Türksat 2A’yı ise 2001 yılında hizmete aldık ve bu uydularımız ömürlerini tamamladı.” şeklinde konuştu. Aktif olan Türksat 3A’yı 2008’de, 4A’yı 2014’te, 4B’yi 2015’te uzaya gönderdiklerini söyleyen Uraloğlu, Türksat 5A’yı 2021’de ve son olarak 5B’yi de 2022’de hizmete aldıklarını anımsatarak, “Türksat 6A ise Türk mühendisleri eliyle TUSAŞ’taki Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi USET’te üretildi. Bu da ülkemiz için ayrı bir önem taşıyor.” dedi.

Türksat 6A’nın Hikâyesi Türksat 3A’nın Yapımı Sırasında Başladı

Türksat 6A’nın hikayesinin Teknoloji Transfer Programı ile birlikte 3A’nın yapımı sırasında başladığını söyleyen Uraloğlu, “Türksat tarafından başlatılan program ile 3A’nın yanı sıra 4A ve 4B’nin yapımında Türksat mühendislerinin de yer alması sağlanmıştı. Ayrıca Türksat 5A’nın ve 5B’nin yapımında yine teknoloji transfer programı kapsamında 12 Türksat mühendisi; uydu tasarım, üretim ve test aşamalarında bulundu. Bugün 84 adet yerli ekipman kullanılarak yüzde 80’in üzerindeki yerlilik oranıyla dünyada söz sahibi olmak için uzayda iz sahibi olma hususundaki kararlı çalışmalarımızda çok büyük bir başarı elde ettik.” dedi.

Türksat 6A’nın üretim aşamasında gerçekleşen başarılara ve sürece dair bilgiler veren Uraloğlu, 2015 yılında Türksat ve Savunma Sanayi Başkanlığı iş birliğiyle TUSAŞ tesislerinde kurulan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nde işe başladıklarını anımsatarak, “26 Aralık 2016 tarihinde ayrıntılı Kritik Gözden Geçirme Fazını yaptık. Isıl Yapısal Yeterlilik Modeli’ni ise 2018 yılı sonunda tamamlayarak ikinci kritik gözden geçirme fazına geçtik. Bu fazı da 2018 yılının Kasım ayında tamamlayarak 2019 yılı başında Mühendislik Modeli’nin yapımını başlattık. 2022 yılında tamamladığımız Mühendislik Modeli’nin ardından yine 2022 yılının Haziran ayında Uçuş Modeli Başlangıç Fonksiyonel Testleri’ni gerçekleştirdik. Uzaya göndereceğimiz Uçuş Modeli’nin Isıl Vakum Testlerini 2022 yılının aralık ayında tamamladık. Yine, Uçuş Modeli’nin Titreşim ve Akustik Testlerini ise Ağustos 2023’te bitirdik.” dedi.  Şok Testlerini Kasım 2023’te, Son Fonksiyonel Testleri Ocak 2024’te, CATR testleri Mart 2024’te, Kütle Özellikleri Ölçümünü de Nisan 2024’te tamamladıklarını bildiren Uraloğlu, işlevsel testlerin hepsini bu tarihte bitirdiklerini belirtti. Türksat 6A’nın tüm testleri başarıyla geçmesinin ardından 4 Haziran’da uydunun yörüngesine fırlatılması için ABD’nin Florida Eyaleti’ndeki Cape Canaveral Uzay Üssü’ndeki Space X tesislerine yolladıklarını anımsatan Uraloğlu, “Başarılı bir nakil sürecinin ardından başlayan ve yaklaşık 1 ay süren fırlatma prosedürlerinde de sona geldik.” ifadelerini kullandı.

“Türksat 6A, 8 Temmuz’u 9 Temmuz’a Bağlayan Gece 00.20’de Uzaya Gönderilecek”

Bakan Uraloğlu, Türksat 6A uydusunun fırlatma merkezinden Falcon 9 roketi ile ABD yerel saati ile 8 Temmuz 2024 saat 17.20’de, Türkiye saati ile 8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece 00.20’de uzaya gönderecek şekilde geri sayıma başladıklarını duyurarak, “Uydunun fırlatma anını referans alırsak bu andan itibaren yakıt deposu ilk ayrılması 195. saniyede gerçekleşecek. Tam olarak 35 dakika 55 saniye sonra ise Türksat 6A uydusu roketin ikinci katından ayrılacak.” dedi. Uraloğlu, uydunun roketten ayrılmasından sonra da yaklaşık 70. dakikada geçici yörüngesine ulaşarak ilk sinyali almayı beklediklerini vurgulayarak, uydunun ayrılma anından sonra alınan sinyalin hiçbir sorun yaşamadan fırlatmanın ve ayrılmanın başarılı gerçekleştiğini göstereceğini belirtti. Uraloğlu, “Fırlatmanın ardından kimyasal itki sistemi ile yola çıkacak olan uydumuz 35 bin 786 kilometre uzaklıkta 42 derece Doğu boylamındaki kalıcı yörüngesine ulaşarak yörünge testlerine başlamayı planlıyoruz. Yörüngeye ulaşmasının ardından da yaklaşık 1 ay sürecek testlerin ardından Türksat tarafından yörüngede teslim alınarak Türksat 6A uydumuzu faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türksat 6A’nın Ulaştığı Nüfus 5 Milyar Olacak

Uydu hizmetlerinde Türksat 3A, 4A, 4B, 5A ve 5B haberleşme uyduları ile hizmetin devam ettiğini belirten Uraloğlu, Türksat 6A’nın faaliyete geçmesiyle hem mevcut uyduların yedekliliğini sağlayacağını hem de kapasiteyi arttıracağını söyledi. Uraloğlu, “Uydumuz, Jeosenkron yani yer sabit haberleşme uydusu olarak; Türkiye’deki uydu ekosisteminde çok büyük bir kilometre taşı olacak. İnsanımıza TV yayıncılığı başta olmak üzere veri haberleşme hizmetleri alanında hizmet sağlayacak. Geniş bir kapsama alanında ülkemizin uydu haberleşme ihtiyaçlarını karşılayabilecek.” dedi. Mevcut uyduların hizmet vermediği Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’nın da kapsama alanına gireceğini duyuran Uraloğlu, ilk kez Türkiye tarafından üretilen bir uydu üzerinden bu ülkelerdeki yerel televizyon kanallarına ulaşacaklarının altını çizdi.  Türksat 6A ile Türkiye’nin uydularının ulaştığı nüfusun 3,5 milyardan 5 milyara çıkacağına da vurgu yapan Uraloğlu, “Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından önem arz eden KU-Bantta televizyon yayını yaptığımız uydularımızı yedekleyeceğimiz frekans bantları da yer alıyor. Bu anlamda yedeklilik açısından önem arz eden 6A ile birlikte sunduğumuz hizmetler de ek kapasiteyle artacak. Türksat 6A’nın hizmete girmesi ile Türksat’ın bölgeye yönelik uydu hizmeti ihracatının önemli ölçüde artmasını da planlıyoruz.” Şeklinde konuştu.

Yurt Dışında Görev Yapan İHA’ların Kontrolü Türksat Uydularıyla Daha Güvenli

Bakan Uraloğlu, TÜRKSAT 6A’nın ülke güvenliği açısından çok büyük katkılar sağlayacağını kaydederek, askeri ve gözetleme amaçlı kullanılan İHA’ların son yıllarda, gelişen teknolojiyle, mühendislik uygulamalarında, bilimsel çalışmalarda ve sivil alanda da kendine yer bulduğunu anımsattı. Uraloğlu, “Şu anda hizmet veren Türksat 5B başta olmak üzere, tüm Türksat uydularıyla dünyanın dört bir yanında İHA’larımızı kontrol altında tutabiliyoruz. Bunlar, genişletilmiş menzil ve kapsama alanıyla kesintisiz haberleşebiliyor. Yani artık İHA’larımızın kontrolüne dışarıdan müdahale edilmesi mümkün değil ve bu uydu iletişimi, özellikle İHA operasyonlarında oyunun kurallarını değiştiren bir unsur olarak ortaya çıkıyor.” diye konuştu. Yurt dışında görev yapan İHA’ların kontrolünün Türksat uydularıyla daha güvenli hale geleceğini vurgulayan Uraloğlu, “Uydu iletişimi, veri iletimi için güvenli ve şifreli kanallar sağlayarak, yetkisiz erişim veya müdahale riskini en aza indirecek. Aynı şekilde Türksat 6A da artık bu imkanımızın çok geniş bir alana yayılmasını sağlayacak.” dedi.

“Uzay Vatandaki Yörünge Hakkımızı Güvence Altında Aldık”

Türkiye’nin uydu alanındaki tecrübesiyle Türksat 6A’nın yeni bir dönemin kapısını araladığını söyleyen Uraloğlu, “Ülkemiz için yüksek teknolojili ürün üretimi alanında milat olduğu gibi vatandaşlarımızın ülkesine güvenini arttıran ve göğsünü kabartan bir proje de oldu. İnsansız hava araçlarımız, milli elektrikli trenlerimiz, muharip uçağımız Kaan ve TOGG gibi birçok alanda yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz teknolojilerle beraber, uydular konusunda da yerli ve milli stratejimiz başarıya ulaştı.  Artık insanımız biliyor ki Türkiye olarak bizim gerekli altyapımız, mühendisimiz ve insan kaynağımız var. Ülke olarak uzay vatandaki yörünge hakkımızı da güvence altında aldık. Sadece deniz ve karada değil uzaydaki haklarımızın da sonuna kadar takipçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, Türkiye’nin Türksat 6A’dan edindiği tecrübelerle bölgesindeki ülkeler için haberleşme uydusu üretim merkezi hâline geldiğini söyleyen Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti:

“Türksat 6A’nın üretimi ile ülkemiz haberleşme uydusu üreten ülkeler arasında yerini aldı ve uydu ihracatçısı konumuna yükselmiş oldu. Dışa bağımlılığın azaltılması yönünde önemli bir kilometre taşı olmasının yanı sıra ülkemizde bir uydu üretim ekosisteminin kurulmasını da katkı sağladı. Bir haberleşme uydusunun yaklaşık 250 milyon dolar değeri olduğu düşünüldüğünde, bu projenin başarıyla tamamlanmasının ülkemiz ekonomisinin gelişimi açısından önemi ortadadır. Ülkemizin bilim, teknoloji ve uzay yarışında gayret eden, alın teriyle, akıl teriyle, vakti ile, nakdi ile efor sarf eden tüm kurum, kuruluş ve reel sektör temsilcilerini yürekten kutluyorum. Türkiye Uzay Ajansına, Tübitak Uzay, Türksat, Aselsan, C2TECH ve TUSAŞ ile birlikte sürece ve katkı veren tüm birimlere ayrı ayrı teşekkür ediyor, bu zorlu entegrasyon, test, fırlatma ve hizmete alma süreçlerindeki gayretlerinizi takdir ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Türksat 6A’nın uzaya gönderilmesi ve hizmete alım programlarında buluşmak dileğiyle.”

Buğday ile arpada rekolte tahmini ve destek beklentisi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday ile arpada rekolte tahminini ve çiftçilerimizin destek beklentisini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

 “2023-2024 üretim sezonunda özellikle bahar aylarında yağışların düzensiz ve geç gelmesi, akabinde sıcaklıkların aniden yükselmesi bazı bölgelerde bitkide dane oluşumunu olumsuz etkiledi. Ani sıcaklık değişimleri bitkiyi strese soktu” diyen Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Sıcaklık değişikliklerine uyumlu bitki çeşitlerinin geliştirilmesiyle sıcaklık stresinin etkisi ve verimdeki düşmeler önlenebilir. Sıcaklıklardaki aşırı yükselişler bitkinin suya olan ihtiyacını artırdığı için sulamaya olan talepte dolaylı olarak artıyor. Bu da üretim maliyetini önemli ölçüde artırıyor. “

“Düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit oluşturuyor”

“Nisan ayı yağışları normaline göre Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 70, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 57, Ege Bölgesi’nde yüzde 54, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 53, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 46, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 30 ve Marmara Bölgesi’nde yüzde 24 oranında azaldı.

Mayıs ayında ise ülke genelinde normaline göre yüzde 33 ve geçen yıl mayıs ayı yağışlarına göre yüzde 5 artış meydana geldi. Mayıs ayında normaline göre Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 48, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 49, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 44, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 25 artış gerçekleşti. Marmara Bölgesi’nde ise yağışlar normaline göre yüzde 19, Ege bölgesinde yüzde 30 oranında azaldı.

Hububatın suya en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerdeki Mart-Nisan ve Mayıs aylarında düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit oluşturuyor.”

“Arpada yüzde 15, buğdayda yüzde 8-10 azalma bekliyoruz”

“İklimsel nedenlerle hasat bu yıl erken başladı ve ülke genelinde hasadın neredeyse yarısı tamamlandı. Başta Adana olmak üzere Çukurova’da hasat tamamlandı. Çukurova’da verimde geçen yıla göre artış görülüyor. Ancak hasadın bazı illerde devam edip bazı illerde sona yaklaştığı ve buğday ekilişinin yüzde 11’ini oluşturan Marmara Bölgesi ile hasadın hızla devam ettiği buğday ekilişinin yüzde 37’sini oluşturan İç Anadolu Bölgesi’nde çiftçilerimiz verimde de umduğunu bulamadı.

İlkbaharda oluşan olumsuz iklim şartları nedeniyle özellikle arpa rekoltesinde geçtiğimiz yıla göre önemli oranda düşüş bekliyoruz.

Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgiler doğrultusunda hasadı devam eden arpada rekoltenin geçen yıla yaklaşık oranla yüzde 15 azalarak 9,2 milyon tondan 7,8 milyon tona, buğday rekoltesinin ise yüzde 8-10 seviyesinde azalarak 22 milyon tondan yaklaşık 20 milyon tona düşeceğini tahmin ediyoruz.”

“Serbest piyasada fiyatlar, müdahale alım fiyatının altında gerçekleşiyor”

“Açıklanan müdahale alım fiyatında olduğu gibi bazı bölgelerde verimde de umduğunu bulamayan çiftçilerimiz bir sonraki sezona hazırlık yapmak için tedirgindir. Serbest piyasada arpa fiyatları müdahale alım fiyatı açıklanmadan önceki fiyatlara göre yüzde 7,7, buğday fiyatları ise yüzde 6 oranında geriledi.

Geçtiğimiz hafta arpa fiyatları ortalama ton başına 7.070 lira, ekmeklik buğday fiyatları ton başına 9.008 lira, makarnalık buğday fiyatları ise ton başına 9.607 lira seviyelerine kadar düştü. Ekmeklik buğday fiyatlarında müdahale alım fiyatı açıklandıktan sonraki dönemlerde borsalarda yüzde 5 ile yüzde 13,4 oranlarında, arpada ise yüzde 10,7 ile yüzde 14,8 oranlarında düşüş oldu.

Buğday fiyatlarındaki gerilemede her ne kadar arz artışı ve kalite düşüklüğünün etkisi olsa da ürününü borsada satma imkânı olmayan ve borcundan ötürü bir an önce satmak isteyen özellikle küçük aile işletmesine sahip üreticilerimiz ürününü müdahale alım fiyatının oldukça altında tüccara satmak zorunda kalıyor.

Bu olumsuz tablonun ortadan kaldırılması ve rekoltenin düşeceği göz önünde bulundurularak acilen açıklanan müdahale alım fiyatlarının revize edilerek, buğday için ton başına 1.750 lira, arpa için ton başına 750 lira fark ödemesi desteğinin artırılması gerekiyor.

Türk çiftçisi her türlü olumsuzluğa rağmen fedakâr bir şekilde üretime devam etse de onlara verilecek en büyük destek doğru hazırlanmış, ülke ve çiftçi menfaatleri doğrultusunda saha gerçekleriyle örtüşen uzun vadeli tarım politikalarıdır.”

Microsoft Yılın İş Ortağı 2024 Ödülü NETAŞ’ın oldu

NETAŞ, Türkiye’de gerçekleştirdiği başarılı projeler ve kapsamlı iş birlikleri sayesinde Microsoft’un bu prestijli ödülünün sahibi oldu.

Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında köklü deneyimiyle Türkiye’nin en yetkin teknoloji şirketlerinden biri olan NETAŞ, gerçekleştirdiği başarılı projeler, kapsamlı iş birlikleri ve yenilikçi çözümleriyle Microsoft tarafından 2024 Yılın İş Ortağı Ödülü’ne layık görüldü.

Microsoft Yılın İş Ortağı Ödülü, geçtiğimiz yıl boyunca Microsoft’un bulut uygulamaları, hizmetleri, cihazları ve yapay zekâ inovasyonları geliştiren ve sunan Microsoft İş Ortakları ödülleri, çeşitli kategorilerde 100’ü aşkın ülkeden 4.700’den fazla aday arasından belirlendi. Microsoft’un bu prestijli ödülü NETAŞ’ın Microsoft teknolojilerini temel alan yenilikçi çözümler geliştirme ve uygulama konusundaki uzmanlığının dünya genelinde kabul gördüğünü göstermesi açısından büyük önem taşıyor.

NETAŞ CEO’su Sinan Dumlu, “Microsoft, NETAŞ’ın özellikle modern çalışma ortamları, bulut bilişim, siber güvenlik ve yapay zekâ alanlarındaki çözümlerinde en önemli teknoloji iş ortağı durumunda. Bu alandaki emeklerimizin, performansımızın ve yaratıcı çözümlerimizin Microsoft ve müşterilerimiz tarafından da takdir edilmesi en büyük mutluluğumuz. Microsoft’un sadece Türkiye’de değil aynı zamanda başta Kazakistan olmak üzere yurtdışında da bir iş ortağı olarak, çalışmalarımızı daha da ileriye taşımak ve yeni başarılara imza atmak en büyük hedefimiz” dedi.

NETAŞ Microsoft Çözümleri Direktörü Savaş Erol Uzun, “Microsoft çözümlerine ve teknolojilerine yönelik yetkinliklerini geliştirmek için sürekli eğitim ve sertifikasyon çalışmaları yapıyoruz. Microsoft’un eğitim ve sertifikasyon programlarına düzenli olarak katılıyor ve uzmanlığımızı daha da ileri taşıyoruz. Üst düzey yetkinliklerimiz sayesinde Microsoft’un CyberSecurity Investment (CSI) Programına dahil edilmek bizim için bir ayrıcalık. Türkiye’deki Lisans Çözüm Sağlayıcı firmalar içinde bu programa dahil olan tek şirketiz. Microsoft’un siber güvenlik portföyündeki bilgi, birikim ve proje referanslarımız kuvvetli. Bunların yanı sıra yönetilen hizmetler servisimiz de yine ön plana çıkan yetkinliklerimizden biri. Microsoft ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği sayesinde 2024 Yılın İş Ortağı ödülünü kazanarak sektördeki liderliğimizi bir kez daha kanıtladık. Bu iş birliğini daha da güçlendirmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz” dedi.

TransAnatolia’nın 14.Yılında Denizden Göle Uzanan Efsane Rota

Bu yıl 14. kez gerçekleşecek olan TransAnatolia’da heyecan dorukta. 2010 yılından bu yana Anadolu’nun kadim tarihini, doğal güzelliklerini ve eşsiz kültürünü barındıran rotalarıyla katılımcılarına unutulmaz anlar yaşatan TransAnatolia’nın 14. yılında da yarışçıları muhteşem bir macera bekliyor. Yarış 31 Ağustos-7 Eylül tarihleri arasında Mersin’den başlayıp Van’da son bulacak.

Türkiye’nin güneyinden başlayıp doğusuna kadar uzanarak eşsiz bir rota sunan TransAnatolia 2024 için geri sayım başladı. 31 Ağustos-7 Eylül 2024 tarihleri arasında 14. kez düzenlenecek olan yarışta, katılımcıları zorlu ve heyecan dolu bir rota bekliyor. 31 Ağustos’ta Mersin’den start alacak yarış, Niğde, Konya, Kayseri, Yozgat, Sivas, Erzincan, Tunceli, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis il sınırlarından geçerek 7 Eylül’de Van’da son bulacak.

TransAnatolia 14.Yıl Rotası Mersin’den Van’a

Akdeniz Bölgesi’nde yer alan liman kenti ve Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı konumundaki Mersin’den start alacak TransAnatolia’da yarışcılar, Türkiye’nin doğal, kültürel ve tarihi güzellikleriyle dolu bir yolculuğa çıkacak. Yarışçıları, bu yıl da Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kadim topraklarında çok keyifli anılar bekliyor. TransAnatolia finişinde ise yarışçılar Van’ın eşsiz güzellikleri ile buluşacak.

Motorsporları dünyasında aktif olarak yer alan fabrika takımlarından Yamaha, Sherco ve Aprilia takımları da TranAnatolia 2024’te yerlerini alacaklar.

TransAnatolia Ana Sponsorları Castrol ve Talay Lojistik oldu

T.C Gençlik ve Spor Bakanlığı, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Antalya Off Road Kulübü, Anadolu Spor Organizasyonları Kulübü ve TOSFED katkılarıyla gerçekleşecek TransAnatolia’nın ana sponsorları ise Castrol ve Talay Lojistik oldu. Talay Lojistik Mersin’den start alacak yarış öncesinde katılımcıların lojistik ihtiyaçlarında avantajlı çözümler sunup, Trieste-Mersin arası gümrük işlemleri dahil ferry boat hizmeti de verecek.

TransAnatolia’yı 14.yılında destekleyen kurumlar Spor Toto, General Tire, Kosy, Fikirmedya, Jules Verne, Euro 4×4 Parts, GoTürkiye, İzeltaş, DFDS, Cazador ve İstanbul Portföy olurken, medya destekçileri ise Power App ve motorsport.com oldu.

Öte yandan geçen sene TransAnatolia’ya ilk kez katılanlar arasında günün en iyi derecesini yapan yarışmacıya verilen Castrol POWER1 En İyi Rookie Özel Ödülü bu sene de sahibini bulacak.  Raid kategorisinde ise; General Tire lastikli araçlarla yarışan yarışmacılar Özel GT Kupası’nı kazanma şansı yakalayacak.

TransAnatolia’da motosiklet, 4×4 otomobil, SSV, QUAD ve kamyonlar için rally ve raid olmak üzere iki ayrı kategori bulunuyor. Rally’de yarışmacılar zamana karşı yarışırken, raid kategorisinde ise katılımcılar navigasyonla mücadale ediyor.

“UYDU DESTEKLİ ULUSAL AKILLI ULAŞIM SİSTEMLERİ OTOMASYON PROJEMİZ İLE DE AUS MİMARİSİ, TÜRKSAT UYDULARI İLE DESTEKLENEREK VERİ AKIŞI KESİNTİSİZ HALE GELECEK” 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ilk etapta Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı Ankara, Antalya ve İstanbul bölge müdürlüğündeki otoyol kontrol merkezlerinde Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu yapılacağını duyurdu. Bakan Uraloğlu, “Oluşturulan Akıllı Ulaşım Sistemleri mimarisi standartları ile Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemi verilerini tek bir merkezde IoT yazılım çatısı altında toplayarak AUS uygulamalarında koordinasyonu sağlayacağız. Bu sayede sistemler arası bütünlük ve birlikte çalışabilirliğin tesis edilmesi, karayollarındaki sistemlerin izlenebilirliğinin ve yönetilebilirliğinin sağlanması, ortaya koyulacak gereksinimler ile teknolojik gelişmelere yön vererek operasyonel kabiliyetin arttırılmasını hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı. Uraloğlu, akıllı ulaşım sistemleri alanında Bakanlığımızın bir diğer projesi olan ve bu alanda standartları belirleyen Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nde de bütün süreçlerin tamamlandığını belirterek, “Proje hizmete alındığında akıllı ulaşım sistemi mimarisinde veri akışı, Türksat uyduları ile desteklenerek kesintisiz hale getirilecek.” ifadelerini kullandı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi” ve “Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi”nde gelinen son aşamaya dair açıklamalarda bulundu. Uraloğlu, Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin Karayolları Genel Müdürlüğü, Türksat ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi  Başkanlığı (UDHAM) ile yapılan 3’lü protokol çerçevesinde bir AR-GE projesi olarak yürütüldüğünü anımsatarak, “Akıllı Ulaşım Sistemleri mimarisi standartları ile Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemi verilerini tek bir merkezde IoT yazılım çatısı altında toplayarak AUS uygulamalarında koordinasyonu sağlayacağız. Bu sayede sistemler arası bütünlük ve birlikte çalışabilirliğin tesis edilmesi, karayollarındaki sistemlerin izlenebilirliğinin ve yönetilebilirliğinin sağlanması, ortaya koyulacak gereksinimler ile teknolojik gelişmelere yön vererek operasyonel kabiliyetin artırılmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.

“30 Kilometre Pilot Uygulama”

AUS IoT Merkez Yazılımının Ankara, Antalya ve İstanbul Karayolları Bölge Müdürlüğündeki kontrol merkezlerinde yapılacağını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu ile yeni nesil iletişim teknoloji ve protokollerinin kullanılarak haberleşme ve uyarı senaryolarının gerçekleştirileceği Türkiye’de ilk defa 30 kilometrelik kesimde pilot sahada bir proje başlattık. Yolda meydana gelen kaza, duran araç, gizli buzlanma, yola düşen nesne, yol yapım ve bakım çalışmaları, şerit veya yol kapama gibi trafik güvenliği, seyahat hızı, konfor ve zamanı etkileyen olaylar tespit edilerek yol kullanıcılarına anlık olarak bilgilendirme sağlanacak. Yollara; Akıllı Sinyalizasyon, Kamera, Yol Sensörleri, Görüntü İşleme, Olay Algılama, Değişken Mesaj İşaretleri, Değişken Trafik İşaretleri, Meteorolojik Bilgi Sistemleri gibi Akıllı Ulaşım Sistemleri kurulacak. Ankara, İstanbul ve Antalya Bölgesinde kurulan kontrol merkezlerinde Sistem ve Network Ekipmanlarının kurulumları yapılacak. Ayrıca Fiber ve Enerji altyapı kurulumları da gerçekleştirilecek.” şeklinde konuştu.

Proje 2026 yılında tamamlanacak.

Kooperatif ve Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin 23 Kasım 2023 tarihinde başladığını anımsatan Uraloğlu, yazılımın tamamlanması ve saha kurulum süresinin 24 ay olduğunu belirtti. Uraloğlu, projenin işletme ve bakım süresinin ise 12 ay olduğunu, 23 Kasım 2026’da projenin bitirilmesini hedeflediklerini söyledi. Projenin saha keşiflerinin tamamlandığını kaydeden Uraloğlu, “Detaylı dokümantasyon hazırlıkları yapıldı, yakın zamanda saha kurulumları başlayacak.  Ayrıca yazılım analiz ve tasarım kabulü sonrası da yazılım geliştirme aşaması başlayacak.” açıklamasında bulundu.

Akıllı Ulaşım Sistemlerine Uydu Desteği

Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, yerli ve milli uydu haberleşme teknolojilerinin akıllı ulaşım sistemleri alanında kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan Uydu Destekli Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Otomasyon Projesi’nde bütün süreçlerin tamamlandığını duyurdu. Uraloğlu, “Proje hizmete alındığında akıllı ulaşım sistemi mimarisi, Türksat uyduları ile desteklenerek veri akışı kesintisiz hale getirilecek.” ifadelerini kullandı.

Proje hizmete alındığında karayolu ve haberleşme sektörleri başta olmak üzere, ulaşım sektörlerinin birbiriyle entegrasyonunu sağlamak amacıyla Türkiye’nin Ulusal AUS Mimarisi’nin oluşturulduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Böylece insansız kara araçları başta olmak üzere yeni nesil ulaşım teknolojilerinde kullanılan araçların iletişimi Türksat uyduları ile kesintisiz hale gelecek, kazaların da önüne geçilecek.” dedi.

Toyota’nın Proace City Ailesi Yenilendi

Toyota geniş yelpazeye sahip hafif ticari araçları ve hizmet kalitesiyle adından söz ettirmeye devam ediyor. Toyota Professional ürün gamına ait Proace City modeli yenilenerek Türkiye’de satışa sunuldu. Daha şık tasarımı, daha zengin donanım özellikleri ve gelişmiş teknolojileriyle Proace City lansmana özel 1 milyon 195 bin TL’den başlayan fiyatlarla Toyota Plazalar’da yerini aldı. Yenilenen yüzü ile ticari kullanıcıların vazgeçilmezi Proace City Cargo modeli ise çok yakında Toyota Plazalar’da yerini alacak.

Dikkat çeken dinamik tasarım ve konforlu kabin

Toyota’nın yenilenen hafif ticari araçları Proace City ve Proace City Cargo, etkileyici tasarımlarıyla segmentlerine yeni bir soluk getiriyor. Yenilenmiş dış tasarımı ve binek otomobilleri aratmayan kabini ile Proace City, hem özel hem de iş odaklı kullanım için mükemmel bir çözüm sunarken, fonksiyonel ve kullanıcı dostu özellikleri ile Proace City Cargo, kullanıcılarının iş hayatını daha da kolaylaştırmaya geliyor.

Tamamen yenilenmiş ön yüzleriyle modern ve dinamik bir görünüm yansıtan Proace City ve Proace City Cargo, aynı zamanda kullanıcı odaklı tasarlanmış konforlu kabinlerinde, üst düzey kalite ve kapsamlı güvenlik donanımlarıyla geliyor.

Škoda’nın Yeni Elektriklisi Elroq İddialı Geliyor

Škoda ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Markanın C-SUV segmentindeki ilk elektriklisi olan tamamen yeni Elroq kamuflajlı gösterildi. Sonbahar aylarında gerçekleştirilecek dünya prömiyeriyle tüm detayları sergilenecek Elroq, sunduğu özelliklerle ve teknolojisiyle segmentinde ses getirmeye hazırlanıyor.

Yeni Elroq satışa sunulduğunda markanın tam elektrikli ürün gamı, adetsel açıdan en büyük pazarlardan olan kompakt SUV segmentine genişleyecek. Etkileyici görünümüyle yeni Modern Solid tasarım dilini benimseyen ilk Škoda modeli olacak Elroq, markanın dış görünümünü daha da ileriye taşıyacak. Tamamen yeni elektrikli Škoda Elroq, outdoor maceralar için mükemmel bir yol arkadaşı olarak öne çıkıyor. Ayrıca kompakt ölçüleri ve çevik sürüşüyle şehir yaşamında da kusursuz bir sıfır emisyonlu model olacak.

Tek şarjla 560 kilometreye kadar menzil sunacak

Yeni Škoda modeli, Elroq 50, 60, 85 ve 85x olmak üzere dört farklı seçeneklerle gelecek. Elroq farklı batarya ve 125-220 kW arasında güç çıkışları sunan versiyonlarla tercih edilebilecek. Giriş seviyesi Elroq 50, 55 kWh batarya kapasitesine sahip arkadan itişli ve arka aksta 125 kW güç üreten bir elektrik motoruna sahip. Elroq 60 ise 63 kWh batarya ve 150 kW elektrik motoruyla sunulacak. Elroq 85 ve Elroq 85x varyantları 82 kWh batarya ile donatıldı. Arkadan itişli Elroq 85’in maksimum gücü 210 kW olurken, Elroq 85x ön aksta ek bir elektrik motoru daha içeriyor. Elroq 85x standart olarak dört tekerlekten çekiş ve 220 kW güç sunuyor. Bununla birlikte Elroq, tek şarjla 560 kilometreden daha fazla menziliyle dikkat çekiyor.

Yeni Škoda Elroq’un tüm versiyonları, farklı oranlarda DC hızlı şarjı destekliyor. 175 kW’a kadar DC şarj hızını destekleyen Elroq’un bataryası, 28 dakikadan daha kısa sürede yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar şarj olabiliyor.

Elroq, aynı zamanda tüm Škoda modellerinde olduğu gibi geniş iç hacmi ve pratik kullanımıyla da öne çıkıyor. 470 litre bagaj hacmine sahip Elroq, arka koltuklar katlandığında 1580 litrelik hacim sunuyor. Yeni Elroq, Škoda’nın önümüzdeki dönemde 6 tam elektrikli modelden oluşacak e-mobilite atağını hızlandıracak. Elroq, Enyaq ve Enyaq Coupé’nin ardından MEB modüler elektrikli otomobil platformunu kullanan üçüncü Škoda modeli olacak. Elroq’un ardından 2025 yılında ise B-SUV elektrikli modeli Epiq tanıtılacak. Böylece Enyaq, Enyaq Coupe, Enyaq Coupe RS, Enyaq L&K, Elroq ve Epiq ile güçlü bir elektrik ürün gamı müşterilerin beğenisine sunulacak.

Orman yangınlarının yüzde 78’i sıcaklığın en yüksek olduğu saatlerde çıkıyor!

Havalar ısındı, sıcak ve kurak iklim koşulları adeta orman yangınlarına davetiye çıkarıyor. Üstelik orman yangınlarının yüzde 78’i sıcaklığın en yüksek, nispi nemin ise en düşük olduğu 10:00 ila 20:00 saatleri arasında çıkıyor.

“Türkiye’de çıkan orman yangınlarında her yıl ortalama 7 ila 10 bin hektar alan yanıyor” diyen Masdaf Bina Teknolojileri Ürün Grubu Yöneticisi Ezgi BABA, orman yangınlarının büyümesini önlemek için erken müdahalenin önemine ve bu kapsamda yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Yaz geldi, ormanlarımız yine tehlike altında. Yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklar, nem oranını azaltarak orman yangınlarına davetiye çıkarıyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2023 yılı raporuna göre orman yangınlarının yüzde 78’i sıcaklığının en yüksek, nispi nemin ise en düşük olduğu 10:00 ila 20:00 saatleri arasında çıkıyor. Orman yangınlarının büyüme riski de bu saatlerde artıyor.

Türkiye’de her yıl ortalama 7 ila 10 bin hektar ormanlık alan yanıyor

“Akdeniz iklim kuşağı içersinde bulunan ve yüzde 56’sı ormanlarla kaplı olan Türkiye’de her yıl ortalama 7 ila 10 bin hektar ormanlık alan yanıyor. Bu nedenle orman yangınları ile mücadele tekniklerini güçlendirmek kritik önem taşıyor“ diyen Masdaf Bina Teknolojileri Ürün Grubu Yöneticisi Ezgi BABA, yangın pompalarının orman yangınlarına erken müdahale kapsamında sunduğu avantajlara dikkat çekti:

Orman yangınlarına müdahale süresini 5 dakikaya düşürmek mümkün

“Türkiye’de orman yangınlarına müdahale süresi 11 dakika, ancak yangın pompaları ile bu süreyi 5 dakikaya düşürmek mümkün. Bu kapsamda öncelikle ilgili kamu kurumları ve belediyeler tarafından yeterince yangın pompası tedariği yapılması ve pompaların belirli periyotlarla çalıştırılarak test edilmesi gerekiyor. Ayrıca ilk müdahalenin bilinçli bir şekilde yapılması ve böylece yangının kısa sürede kontrol altına alınabilmesi için de; Orman Genel Müdürlüğü’nün koruma ve güvenlik görevlilerine, jandarma personeline, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı askeri personele, belediyelere ve ormanlık alanlara yakın yerlerde yaşayan orman gönüllülerine eğitim verilmesi oldukça önemli. Biz Masdaf olarak, Mas Academy kapsamında düzenlediğimiz eğitimlerle iş ortaklarımıza destek olmayı misyon edindik.” dedi.

“Her yangın pompası ile etkili bir müdahale söz konusu olmayabilir” diyen Ezgi BABA, yangın pompası seçimindeki önemli kriterlere de dikkat çekti:

“Yangın pompaları ile erken müdahalede başarılı sonuçlar alabilmek için sistemin doğru seçilmesi ve standartların doğru uygulanması şart. Yangın pompalarının dünyada en çok tercih edilen NFPA (National Protection Association) ve UL/FM standartlarına uygun olmasına dikkat etmek gerekiyor. Masdaf olarak geliştirdiğimiz yangın pompalarında bu kriterleri sağlıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Bitlo’dan bir ilk: Altının kripto hali

Türkiye’ye birçok ilki getiren kripto varlık alım satım platformu Bitlo, bu kez de yatırımcıları Türkiye’nin ilk teminatlı kripto altını GRAMG ile tanıştırıyor. Altının gücünü blockchain teknolojisinin güvenilirliğiyle buluşturan GRAMG yatırımcılara sayısız avantaj sağlıyor.

Türkiye’nin köklü ve güvenilir kripto varlık alım satım platformu Bitlo, yepyeni bir devrime daha imza atarak yatırımcıları altının kripto haliyle tanıştırıyor.

Altının gücünü blockchain teknolojisinin güvenilirliğiyle buluşturan Gram Gold (GRAMG), altın yatırımcılarının blockchain güvenliği, hızı ve kolaylığıyla altın yatırımı yapabilmesini sağlıyor. Türkiye’de üretilen ilk dijital altın olan GRAMG ile altın yatırımı yapmak ilk kez bu kadar şeffaf, güvenli ve ucuz hale geliyor.

Şeffaf, güvenli ve ucuz yatırım

Gram Gold, Token Teknoloji A.Ş. tarafından çıkarılan ve fiyatı her zaman 1 gram 24 ayar altına endeksli olan bir stabil kripto para birimi.

Gram Gold Token (GRAMG), Avalanche (AVAX) blokzinciri üzerinde çalışan bir stablecoin. Tüm stablecoinler gibi GRAMG tokenın da temel amacı yatırımcılarına fiyat istikrarı sağlamak, onları kripto para piyasasındaki ani fiyat dalgalanmalarından korumak.

Ancak GRAMG’nin avantajları bundan ibaret değil. GRAMG yatırımcılara bunun dışında da sayısız avantajlar sunuyor:

GRAMG al-sat işlemlerinde makas aralığı son derece düşük olduğu gibi, bir hesaptan diğerine GRAMG transfer etmek için büyük işlem ücretleri gerekmiyor.

GRAMG, fiziki altın saklama maliyetini ve çalınma riskini ortadan kaldırıyor. Satın aldığınız kripto altınları kripto para cüzdanınızda güvenli bir şekilde saklayabiliyorsunuz.

Kripto altın GRAMG’nin bir diğer avantajı da coğrafi sınırlarının bulunmaması. Blockchain teknolojisi sayesinde dünyanın herhangi bir yerinden, 7/24 GRAMG alıp satabiliyorsunuz.

Kripto altın GRAMG, gerçek altın ile teminatlandırılarak fiyatının altınla eşdeğer olması sağlanıyor. Bire bir oranda fiziki karşılığı bulunan GRAMG’nin fiziki altın rezervi şeffaf bir şekilde paylaşılıyor. GRAMG’nin fiziki altın rezervleri hakkında detaylı bilgiye şu adresten ulaşabilirsiniz: token.com.tr/rezerv-kanitlari/

Kısacası, kripto altın, blockchain üzerinde altın yatırımı yapabilmenizi ve blockchain teknolojisinin tüm avantajlarından faydalanabilmenizi sağlıyor.

Bitlo.com ya da Bitlo mobil uygulaması üzerinden Bitlo’ya üye olarak, Türkiye’de ilk kez dijital altın ile düşük makas aralığıyla altın, gümüş ve platin alım satımını deneyimleyebilirsiniz.

Mustafa Alpay: “Devamı gelecek!”

Bitlo CEO’su Mustafa Alpay, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan GRAMG’yi şöyle anlatıyor: “GRAMG ile altın yatırımcısına güvenilir, yenilikçi ve faydalı bir alternatif sunmak istedik. Aynı ürünün gümüş ve platin versiyonlarını da çıkardık. Bunlara ‘emtika token’lar’ diyoruz. Bire bir oranda fiziki karşılığı bulunan bu ürünlerin rezerv kanıtlarını da şeffaf şekilde paylaşıyoruz. Yakın zamanda ise NASDAQ, Dow Jones ve benzeri yurt dışı borsalarındaki hisse senetlerini, bono, tahvil, yatırım fonu, gayrimenkul vb. kıymetleri tokenize ederek küçük tutarlar halinde kullanıcılarımızın alım satım yapmasına imkân sağlayacağız.”

TSN ve CC-Link teknolojilerinin entegrasyonu otomasyonun geleceğini belirliyor

Sanayi 4.0’ın temel taşlarından biri olan Zaman Duyarlı Ağ (TSN) teknolojisi, üretim süreçlerine farklı bir yaklaşım kazandırarak devrim yaratıyor. TSN teknolojisi, gerçek zamanlı veri iletimi ve yüksek hızda ağ performansı sunarak endüstriyel otomasyonun etkinliği ve verimliliğine katkı sağlıyor. TSN teknolojisini, CC-Link teknolojisi ile entegre eden CC-Link Partner Association (CLPA) ise fabrikaların daha akıllı ve daha verimli çalışmasına yardımcı oluyor. Bu yenilikçi teknolojiyi üretim süreçlerine dahil eden şirketler, endüstriyel otomasyonun sınırlarını yeniden tanımlayarak küresel rekabet yarışında öne geçiyor.

TSN protokolü, endüstriyel otomasyonun geleceği için en önemli teknolojilerin başında geliyor. Endüstriyel ve ticari ağların tam birleşimi gibi bir dizi fırsat sunan bu teknoloji, Sanayi 4.0’ın gerektirdiği tüm dinamiklere teknik açıdan mümkün en yüksek oranda cevap veriyor. Daha fazla şeffaflık beklentisini karşılayan ve karmaşıklığı azaltıp verimliliğe katkı sağlayan TSN teknolojisi, CLPA imzası taşıyan CC-Link ile birleştiğinde üretimi optimize etmeye olanak tanıyor.

Sanayi 4.0’a uyumlu bir üretim ekosistemi için TSN teknolojisi şart

TSN teknolojisinin üretime entegre edilmesinin avantajlarından bahseden CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol; “TSN teknolojisi, endüstriyel ağlarda veri iletiminde düşük oranda gecikme süresi sağlıyor. Bu durum özellikle hassas üretim süreçlerinde, anlık veri akışının kritik olduğu durumlarda büyük bir avantaj sunuyor. Aynı şekilde TSN, yüksek bant genişliği ile büyük veri setlerinin hızlı ve güvenli bir şekilde iletilmesinde de önemli bir araç. TSN’nin bu özelliği üretim süreçlerinde kesintisiz veri akışına desteği ve yüksek performansı garanti ediyor. TSN teknolojisinin öne çıkan bir diğer özelliği de işletmelerin gelecek stratejilerini belirlemede çok önemli olan esneklik ve ölçülebilirlik. Şöyle ki TSN, üretim merkezinin mevcut ağ yapısının esnek ve ölçeklenebilir olabilmesini sağlıyor. Bu durum ise büyüyen üretim ihtiyaçlarına kolayca uyum sağlamayı mümkün kılıyor. TSN, ağ trafiğini önceliklendirerek kritik verilerin öncelikli olarak iletilmesine de imkan tanıyor. Böylece üretim süreçleri için kesintisiz ve güvenilir bir çalışma ortamı yaratılabiliyor” dedi.

TSN ve CC-Link teknolojilerinin gücü, üretimin yeni liderlerini yaratıyor

CC-Link teknolojisinin, endüstriyel otomasyonda açık ağ standartlarının önde gelenlerinden biri olduğunu belirten Önder Şenol; “Bu teknoloji TSN ile entegre edildiğinde, üretim süreçlerinin daha da optimize edilmesini sağlıyor. CC-Link’in açık ağ mimarisi, farklı üretim sistemlerinin sorunsuz bir şekilde entegrasyonuna olanak tanıyor. Bu entegrasyon, üretim hatlarında veri akışını hızlandırıyor ve süreçlerin daha verimli yönetilmesine katkı sağlıyor. CLPA olarak, TSN ve CC-Link teknolojilerini bir araya getirerek endüstriyel otomasyonun geleceğine önemli yatırımlar yapıyoruz. Çünkü bu yenilikçi teknolojiler, üretim süreçlerinin daha akıllı, hızlı ve verimli olmasını sağlayarak rekabet avantajı kazandırıyor. Endüstriyel otomasyonun geleceği için bu teknolojilere yapılan yatırım, sürdürülebilir ve yenilikçi üretim çözümlerinin önünü açıyor” şeklinde konuştu.

Down sendromlu çocuklar Katılım Emeklilik DigiZoo’da bir araya geldi

Ocak ayında Akasya’da kapılarını açan Türkiye’nin ilk holografik eğlence parkı Katılım Emeklilik DigiZoo, Türkiye Down Sendromu Derneği’nden çocukları ağırladı. Çocuklar 30’dan fazla canlı türünü 3 boyutlu hologramlarla tanıma fırsatı yakalayarak deniz canlılarından vahşi doğaya uzanan sıra dışı atmosferde neşe dolu bir gün geçirdiler. Çok sayıda atölyeye de ev sahipliği yapan etkinlik çocuklara moral oldu.

Türkiye’nin ilk holografik eğlence parkı Katılım Emeklilik DigiZoo, sivil toplum örgütleri iş birliğinde düzenlediği ücretsiz etkinliklerle çocukları misafir etmeye devam ediyor. Down sendromlu bireylerin her yaşta ve konumda karşılaştıkları ayrımcılık ile mücadele ederek, fırsat eşitliği sağlamayı amaçlayan Türkiye Down Sendromu Derneği’ne kayıtlı çocuklar Katılım Emeklilik DigiZoo’nun farklı bir dijital deneyim sunan eğlenceli dünyasında fantastik bir yolculuğa çıktı. Etkinlik kapsamında düzenlenen atölyelerde resim yapıp oyunlar oynayan çocuklar, eşsiz bir teknolojik deneyim yaşadılar.

Sıra dışı ve eğlenceli bir gün yaşadılar

Onlarca canlı türünü son nesil teknolojiler aracılığıyla deneyimleme fırsatı sunan Katılım Emeklilik DigiZoo, bu kez down sendromlu çocukları konuk etti. Unicorn gibi mitolojik canlılardan, T-Rex gibi en eski çağlara ait dinozorlara kadar, farklı zamanlardan gelen canlı türlerini ilk kez gören çocukların mutluluğu görülmeye değerdi. Dünyanın çeşitli coğrafyalarında yaşayan ve farklı zamanlardan gelen canlı türlerinin yer aldığı sergiyi ilgiyle gezen çocuklar eğlencenin tadını çıkardı.

Hayvanlar dünyasına dijital bir yolculuk

Zaman yolculuğu temasıyla senaryolaştırılmış DigiZoo deneyimi boyunca Laboratuvar, Avatar Ormanı, Dinozorlar Alanı, Günümüz Doğa Canlıları ve Denizaltı alanlarını gezen çocuklar nesli tükenen dinozorlar ve tek boynuzlu at (unicorn) gibi mitolojik canlıları da gördüler. İlk kez karşılaştıkları 3 boyutlu canlıları holografik ortamda tanıma fırsatı yakaladılar.

Laboratuvar bölümünde, taşıdıkları yumurtaları analiz ederek içindeki dinozor türlerini keşfeden çocuklar, kum havuzu bölümünde kazı yaparak fosiller topladı. Giriş alanında bulunan “Dino ile selfie” ve “animatik köpeği sev/besle” gibi ekranlarda keyifli dakikalar geçirdiler. DigiZoo’nun keşif dolu renkli dünyasını ilk kez deneyimleyen çocuklar kendi boyadıkları balıkların, dijital akvaryum ekranında yüzdüğünü büyük bir heyecanla izledi.

ABD’ye 5 milyar dolarlık gıda ihracatı hedefi. Türk Gıda Sekörü ABD’de Büyük Hedeflere İlerliyor 

2019-2023 yılları arasında ABD’nin toplam gıda ithalatı yüzde 35’lik bir artışla 156 milyar dolardan 211 milyar dolara çıkarken, aynı dönemde Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatı yüzde 100’ün üzerinde artış göstererek 708 milyon dolardan 1 milyar 712 milyon dolara yükseldi.

Türk gıda ihracatçıları, bu başarıyı daha da ileri taşıyarak ABD’ye 5 milyar dolarlık ihracat hedefi koydu.

Bu büyük hedefe ulaşmak için Türk gıda sektörü, 23-25 Haziran 2024 tarihlerinde New York’ta düzenlenen Summer Fancy Food Fuarı’nda 37 firmayla yer aldı. Summer Fancy Food Fuarı’nın Türkiye Milli Katılımını 25 yıldır başarıyla gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri, 2024 yılında da fuarın milli katılım organizasyonunu başarıyla gerçekleştirdi.

Türk Lezzetleri Summer Fancy Fuarında Büyük İlgi Gördü

Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, “2019-2023 yılları arasında ABD’nin toplam gıda ithalatı yüzde 35’lik bir artışla 156 milyar dolardan 211 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatı yüzde yüzün üzerinde artış göstererek 708 milyon dolardan 1 milyar 712 milyon dolara yükseldi. Türk gıda ihracatçıları olarak başarımızı daha da ileri taşıyarak ABD’ye 5 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduk. Summer Fancy Food Fuarı’nda Türk pavilyonunda kurulan trend alanında, Ege İhracatçı Birlikleri’nin Ticaret Bakanlığı destekli Turquality projesi kapsamında işbirliği yapılan ünlü şefler Tom Macrina, Reimund Pitz ve Greg Matchett, Türk lezzetlerini ziyaretçilerin beğenisine sundu.” diye konuştu.

Başkan Işık, “Üç gün boyunca farklı seanslarda hazırlanan menülerde, kuru yemiş, kuru meyveler, deniz ürünleri, bakliyatlar, zeytin, zeytinyağı, kuru domates ve baharatlar gibi ihracatı hedeflenen gıda ürünlerimizi tanıttık. Ayrıca, Türk şarapları, Türk zeytinyağı, Türk bitki çayları ve Türk kahvesi seminer ve tadımları gerçekleştirdik. Bu etkinlikler, ABD’li ünlü gıda influencerları tarafından sosyal medya platformlarında #TurkishTastes etiketiyle paylaşılarak büyük ilgi gördü. 2019 yılında ABD’de güçlü ve köklü kuruluşlar ve ticari bağlantılar kurmak için katalizör rolü oynayacak üst düzey profesyonellerden oluşan Turkish Tastes topluluğunu inşa etmek üzere başlatılan Turquality tanıtım projesi, Summer Fancy Food Show fuarı ile birleştirilerek ticarileşme yolunda büyük adımlar atıldı. Proje, tanıtım projelerinin ticarileştirilmesi adına örnek bir model olarak hayata geçirildi.” dedi.

New York’ta Turkish Tastes Resepsiyonu

Fuar ile eş zamanlı olarak, Turquality projesi kapsamında Ege İhracatçı Birlikleri tarafından Türk Evi’nde gerçekleştirilen resepsiyona Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız ve New York Başkonsolosu Reyhan Özgür ev sahipliği yaptı. Proje kapsamında oluşturulan Turkish Tastes topluluğunun en büyük partnerlerinden olan ve ülke genelinde üst düzey 20 bin şefin üyesi olduğu Amerika Aşçılar Federasyonu (ACF) Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri ile diğer Corporate şefler, Us Foods, P&G Seafood, Driscoll Foods ve Hilton Hotels gibi önemli kuruluşların satın alma yetkilileri, distribütörler, broker partner kurum temsilcileri, basın temsilcileri ve yabancı diplomatların davet edildiği resepsiyonda, Türk gıda sektörünün seçkin ürünleri hem Türk mutfağına ait menülerde hem de diğer dünya mutfaklarından seçilen menülerde kullanılarak davetlilere ikram edildi.

Summer Fancy Food Fuarı’na Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk’ün aralarında bulunduğu bir heyet, Ege İhracatçı Birlikleri’ni temsilen katıldı. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız, New York Başkonsolosu Reyhan Özgür ve New York Ticaret Ataşeleri Filiz Köseyener, Bilgehan Ramazan Caner ve Osman Nuri Gökbulut fuar süresince Türkiye standını ziyaret ederek Türk firmalarına ABD ile ilgili deneyimlerini aktardılar.

Türk gıda sektörü, ABD pazarındaki yerini sağlamlaştırmak ve ihracatını artırmak adına büyük bir azim ve kararlılıkla çalışmalarına devam ediyor. Bu hedef doğrultusunda atılan adımlar, Türk gıda ürünlerinin dünya pazarında daha fazla tanınmasını ve tercih edilmesini sağlayacaktır.

KATILIMCI FİRMALAR:

1          ALTUNKAYA İNŞ. NAK. GIDA TİC. A.Ş.

2          ARMADA GIDA TİC. SAN. A.Ş.

3          AVOD KURUTULMUS GIDA VE TARIM URUNLERI SAN. TIC. AS.

4          BETA GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

5          DAMLAYAĞ GIDA TARIM KİMYEVİ MADDELER ALIM SATIM İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.

6          DİVAN TURİZM İŞLETMELERİ A.Ş

7          ELİF ÇİKOLATA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

8          EVLİYA ŞEKERLEME SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

9          FRİGO-PAK GIDA MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

10        GÜVEN ASA GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

11        HELVACIZADE GIDA İLAÇ KİMYA SAN. VE TİC. A.Ş.

12        HEMSİ TARIM ÜRÜNLERİ TİC. VE SAN. A.Ş.

13        JAIN FARM FRESH GIDA SAN VE TIC A.Ş.

14        K.F.C. GIDA TEKSTIL SANAYI ITHALAT IHRACAT YATIRIM A.S.

15        KALAYCIOGLU GIDA PAZARLAMA SANAYI VE TICARET ANONIM SIRKETI

16        KIRICI DIŞ TİCARET A.Ş.

17        KORHAN SERA PAZARLAMA VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

18        MARBİL YAĞ SAN.VE TİC.A.Ş.

19        MEHMET TÜRKEL GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİRTED ŞİRKETİ

20        MEVSIM GIDA SANAYI VE SOGUK DEPO TICARET A.S.

21        MURKA GIDA TAR.UR.SAN. VE TIC.LTD.

22        MUTLU MAKARNACILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş

23        NOVA VERA GIDA VE TARIM SAN.TİC.A.Ş.

24        SANTE GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

25        SASU SU VE TARIM ÜRÜNLERİ TEKSTİL SANAYİ TİC. A.Ş.

26        SEYİDOĞLU GIDA SAN. VE TİC. A.Ş.

27        SİBAŞ GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

28        SUER GIDA SANAYI VE DIŞ TİCARET

29        TAR-TAŞ GIDA TARIM VE HAYVANSAL ÜRÜNLER SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

30        TASCO GIDA VE DANIŞMANLIK SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ.

31        TAT MAKARNACILIK SANAYI. VE TIC A.S.

32        TUKAŞ DIŞ TİCARET A.Ş.

33        UMAY ZEYTİNYAĞI DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.

34        UYGUN RAFİNE YAĞ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

35        VERDE YAG BESİN MAD. SAN. VE TİC.A.S.

36        EGE HUBUBAT BAKLİYAT YAĞLI TOHUMLAR VE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ

37        EGE SU ÜRÜNLERİ VE HAYVANSAL MAMULLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ

“Mavi Gelecek Birlikte Mümkün”
12 metreden küçük tekneler ile kıyıya yakın bölgelerde, pasif av araçları ile yapılan günübirlik balıkçılık faaliyeti olarak tanımlanan küçük ölçekli balıkçılık, geçimini balıkçılıkla sağlayan kıyı topluluklarının refahı açısından önemli bir yere sahip.
Küçük ölçekli balıkçılık, Akdeniz’de önemli bir sosyo-ekonomik faaliyet.
Akdeniz’in tamamında balıkçı filolarının %83’ünü oluşturuyor ve 570.000’den fazla kişiye istihdam sağlıyor.
Küçük ölçekli balıkçılık, sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda Akdeniz’in kültürel kimliğinin de önemli bir parçası.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜR-KOOP), küçük ölçekli balıkçıların yönetim süreçlerine katılımını güçlendirerek sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarının artırılması amacıyla Küçük Ölçekli Balıkçılık için Teknik İşbirliği Protokolü imzaladı. Protokol WWF-Türkiye’nin Hırvatistan, İspanya, İtalya ve Tunus ile birlikte yer aldığı uluslararası “Akdeniz’de Küçük Ölçekli Balıkçılığın Dönüşümü” projesi kapsamında imzalandı.
Protokol ile ilgili tüm tarafların katılımının teşvik edilerek Ulusal Küçük Ölçekli Balıkçılık Platformu’nun güçlendirilmesi ve sektörün sürdürülebilirliğinin desteklenmesine devam için iş birliği kararı alındı. Bu doğrultuda ulusal platform çalışmalarıyla sektörün sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesi ve genç nesiller için yeni iş olanaklarının yaratılması hedefleniyor. Bunun yanı sıra, Küçük Ölçekli Balıkçılık için Bölgesel Eylem Planı’nın benimsenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği başta olmak üzere yönetim süreçlerinin iyileştirilmesi amaçlanıyor.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula konuyla ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Denizlerimizdeki balık stokları hızla tükeniyor, deniz ekosistemleri hızla kirleniyor, tahrip oluyor. Bu yok oluş, sadece bir doğa sorunu değil. Aynı zamanda ülkemizdeki yaklaşık 13 bin küçük ölçekli tekne ile geleneksel balıkçılık zanaatını sürdüren ailelerin geçim kaynağı olması nedeniyle sosyo-ekonomik açıdan da yaşamsal bir tehdit. İşte bu noktada küçük ölçekli balıkçılık gerek balıkçılıkla geçimini sağlayan toplumların gıda güvenliği ve refahı, gerekse deniz ekosisteminin sağlığının korunması açısından kilit bir role sahip.
WWF-Türkiye olarak, balıkçılar, yerel paydaşlar, sivil toplum, bilim insanları, karar alıcılar arasındaki iletişimi ve ilişkileri kuvvetlendirerek kıyı topluluklarının geçimini sağladığı balık stoklarını çoğaltma ve uzun vadede gıda ve gelir kaynaklarını güvence altına alma yönündeki çabalarına katkı sağlamak için çalışıyoruz.  Bu noktada yaklaşık 30 bin ortağı ve 16 bölge birliği ile balıkçılık alanında güçlü bir temsiliyet gücüne sahip Sür-Koop’un desteği kritik bir öneme sahip. Bugün 2018’den bu yana birlikte çalıştığımız SÜR-KOOP ile ortaklığımızı geleceğe taşıyoruz. Mavi bir gelecek #BirlikteMümkün”
SÜR-KOOP Genel Başkanı Ramazan Özkaya da imza töreninde “SÜR-KOOP’un denizlerimizin geleceği için çalışmalar yürüten WWF-Türkiye ile iş birliği yıllar öncesine dayanıyor. Uzun yıllardır devam eden iş birligimizde ortak yönetim başta olmak üzere çok başarılı işlere imzalar attık. Bugün  de bugüne kadarki çabalarımızı denizlerimizin sürdürülebilirliği için geleceğe taşımak amacıyla bir aradayız. İlerleyen dönemlerde mevcut ve henüz çalışma aşamasındaki projelerde yan yana durmak bizleri güçlendirecek. Sürdürülebilir balıkçılığı birlikte mümkün kılacağız” dedi.

ALTI AYDA 105 MİLYONA YAKIN YOLCU

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, haziran ayında Türkiye genelindeki havalimanlarında toplam 22 milyon 723 bin 642 yolcuya hizmet verildiğini belirterek, “2024 yılının Haziran ayında hizmet verilen yolcu trafiği 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında toplam yolcu trafiği yüzde 7,9 artış gösterdi.” dedi. 2024 yılının ilk altı ayında ise Türkiye geneli havalimanlarında iç hat yolcu trafiğinin 46 milyon 157 bin 20’ye dış hat yolcu trafiğinin 58 milyon 568 bin 244’e, transit yolcu sayısının ise 108 bin 126’ya ulaştığını ifade eden Uraloğlu, altı ayda direkt ve transit yolcular ile birlikte toplam 104 milyon 833 bin 309 yolcuya hizmet verildiğini bildirdi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nün, 2024 Haziran ayına ait hava yolu uçak, yolcu ve yük istatistiklerini açıkladı. Haziran ayında yolcu ve çevre dostu havalimanlarında iniş-kalkış yapan uçak sayısının içi hatlarda 83 bin 21, dış hatlarda ise 88 bin 322 ye ulaştığını belirten Uraloğlu, toplam uçak trafiğinin üst geçişler ile birlikte 217 bin 663’e ulaştığını bildirdi. Uraloğlu, haziran ayında hizmet verilen uçak trafiğinin 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiğinde yüzde 3,8; dış hat uçak trafiğinde yüzde 6 olmak üzere üst geçişler dâhil toplam uçak trafiğinde yüzde 6,4 artış meydana geldiğini söyledi.

Haziran’da, Türkiye genelinde hizmet veren havalimanlarında iç hat yolcu trafiğinin 9 milyon 48 bin 214’e, dış hat yolcu trafiğinin ise 13 milyon 645 bin 102’ye ulaştığını kaydeden Bakan Uraloğlu, söz konusu ayda direkt transit yolcular ile birlikte toplam 22 milyon 723 bin 642 yolcuya hizmet verildiğini bildirdi. Uraloğlu, “2024 yılının Haziran ayında hizmet verilen yolcu trafiği 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında iç hat yolcu trafiğinde yüzde 6,4; dış hat yolcu trafiğinde yüzde 9,1 olmak üzere direkt transit dâhil toplam yolcu trafiği yüzde 7,9 artış gösterdi. Havalimanları yük trafiği ise haziran ayında iç hatlarda 87 bin 78 ton, dış hatlarda ise 376 bin 957 ton olmak üzere toplamda 464 bin 35 tona ulaştı.” ifadelerini kullandı.

“İstanbul Havalimanı’nda Haziran Ayında 7 Milyon 55 Bin 51 Yolcuya Hizmet Verildi”

İstanbul Havalimanı’nda haziran ayında uçak trafiğinin iç hatlarda 10 bin 817’ye, dış hatlarda 34 bin 497 olmak üzere toplamda 45 bin 314’e ulaştığını belirten Bakan Uraloğlu, “Bu havalimanında iç hatlarda 1 milyon 620 bin 581, dış hatlarda 5 milyon 434 bin 470 olmak üzere toplamda 7 milyon 55 bin 51 yolcuya hizmet verildi. 2024 yılının Haziran ayında iniş-kalkış yapan uçak trafiği 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında ise toplam uçak trafiğinde yüzde 1 artış meydana geldi. 2024 yılının Haziran ayında hizmet verilen yolcu trafiği ise 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında toplam yolcu trafiği yüzde 4 artış gösterdi.” şeklinde konuştu.

“Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 3 Milyon 613 Bin 714 Yolcuya Hizmet Verildi.”

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda ise haziran ayında uçak trafiğinin iç hatlarda 10 bin 151, dış hatlarda 10 bin 853 olmak üzere toplamda 21 bin 4’e ulaştığını belirten Bakan Uraloğlu, “Sabiha Gökçen Havalimanı’nda iç hatlarda 1 milyon 825 bin 301, dış hatlarda 1 milyon 788 bin 413 olmak üzere toplamda 3 milyon 613 bin 714 yolcuya hizmet verildi. 2024 yılının Haziran ayında hizmet verilen uçak trafiği 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiğinde yüzde 6, dış hat uçak trafiğinde yüzde 1 olmak üzere toplam uçak trafiğinde yüzde 4 artış meydana geldi. 2024 yılının Haziran ayında hizmet verilen yolcu trafiği ise 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında iç hat yolcu trafiği yüzde 19; dış hat yolcu trafiği yüzde 7 olmak üzere toplam yolcu trafiği yüzde 13 artış gösterdi.” diye konuştu. Uraloğlu, Ayrıca genel havacılık faaliyetlerinin devam ettiği İstanbul Atatürk Havalimanı’nda ise Haziran ayında 2 bin 495 uçak trafiği gerçekleştiğini bildirdi.

Altı Ayda Hava Yolu İle Seyahat Eden Yolcu Sayısı 104 Milyonu Geçti

2024 yılının ilk altı ayında havalimanlarına iniş-kalkış yapan uçak trafiğinin, iç hatlarda 431 bin 991, dış hatlarda ise 387 bin 113’ulaştığını vurgulayan Uraloğlu, üst geçişler ile birlikte toplam 1 milyon 71 bin 801 uçak trafiğine ulaşıldığını kaydetti. 2024 yılı Haziran sonunda hizmet verilen uçak trafiğinin 2023 yılı aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiğinde yüzde 3,8, dış hat uçak trafiğinde yüzde 9,3 olmak üzere üst geçişler dahil toplam uçak trafiğinde yüzde 8 artış gösterdiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Türkiye geneli havalimanları iç hat yolcu trafiğinin 46 milyon 157 bin 20’ye, dış hat yolcu trafiğinin 58 milyon 568 bin 244’e, transit yolcu sayısının ise 108 bin 126’ya ulaştığı bu dönemde direkt transit yolcular ile birlikte toplam 104 milyon 833 bin 309 yolcuya hizmet verildi. 2024 yılı Haziran sonunda hizmet verilen yolcu trafiği ise 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hat yolcu trafiğinde yüzde 10,2, dış hat yolcu trafiğinde yüzde 13,1 ve direkt transit dâhil toplam yolcu trafiğinde yüzde 11,6 artış oldu.” dedi. Uraloğlu, altı ayda havalimanlarında iç hatlarda 412 bin 44 ton, dış hatlarda 1 milyon 829 bin 741 ton olmak üzere toplamda 2 milyon 242 bin 185 ton yük trafiği gerçekleştiğini söyledi.

“İstanbul Havalimanı’nda Altı Ayda 38 Milyon 92 bin 629 Yolcuya Hizmet Verildi”

İstanbul Havalimanı’nda altı aylık sürede iç hatlarda 57 bin 783, dış hatlarda 195 bin 332 olmak üzere toplamda 253 bin 115 uçak trafiğine ulaşıldığını açıklayan Bakan Uraloğlu, iç hatlarda 8 milyon 154 bin 410, dış hatlarda 29 milyon 938 bin 219 olmak üzere toplamda 38 milyon 92 bin 629 yolcuya hizmet verildiğini duyurdu. Uraloğlu, “2024 yılı Haziran sonunda hizmet verilen uçak trafiği 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında toplam uçak trafiği yüzde 4 artış gösterdi. 2024 yılı Haziran sonunda hizmet verilen yolcu trafiği ise 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında toplam yolcu trafiğinde yüzde 7 artış oldu.” açıklamasında bulundu.

“Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Altı Ayda 19 Milyon 822 Bin 886 Yolcuya Hizmet Verildi”

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda ise altı aylık sürede; iç hatlarda 54 bin 983, dış hatlarda 62 bin 790 olmak üzere toplamda 117 bin 773 uçak trafiği gerçekleştiğini bildiren Uraloğlu, iç hatlarda 9 milyon 463 bin 44, dış hatlarda ise 10 milyon 359 bin 842 olmak üzere toplamda 19 milyon 822 bin 886 yolcuya hizmet verildiğini ifade etti. Uraloğlu, “2024 yılı Haziran sonunda hizmet verilen uçak trafiği 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiği yüzde 7; dış hat uçak trafiği yüzde 10 olmak üzere toplam uçak trafiği yüzde 9 artış gösterdi. 2024 yılı Haziran sonunda hizmet verilen yolcu trafiği ise 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hat yolcu trafiğinde yüzde 21, dış hat yolcu trafiğinde yüzde 16 olmak üzere toplam yolcu trafiğinde yüzde 18 artış oldu.” dedi. Uraloğlu, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda da altı aylık dönemde 13 bin 270 uçak trafiği gerçekleştiğini bildirdi.

“Turizm Merkezlerimizdeki Havalimanlarında 6 Ayda 23 milyon 891 bin 91 Yolcu Ağırlandı”

2024 yılının ilk altı aylık döneminde; dış hat trafiğinin yoğun olduğu turizm merkezlerindeki havalimanlarında hizmet sunulan yolcu sayısının iç hatlarda 8 milyon 604 bin 682, dış hatlarda ise 15 milyon 286 bin 409 olmak üzere toplam 23 milyon 891 bin 91 yolcuya hizmet verildiğini bildiren Uraloğlu, “Söz konusu dönemde iç hatlarda 67 bin 799, dış hatlarda ise 98 bin 609 uçak trafiği gerçekleşti.” diye konuştu. 2024 yılı ilk altı aylık dönemde İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda iç hatlarda 3 milyon 420 bin 585, dış hatlarda ise 1 milyon 890 bin 893 olmak üzere toplamda 5 milyon 311 bin 478 yolcuya hizmet verildiğini kaydeden Bakan Uraloğlu, “

Antalya Havalimanı’nda iç hat yolcu trafiği 3 milyon 208 bin 734, dış hat yolcu trafiği 11 milyon 365 bin 299 olmak üzere, toplamda 14 milyon 574 bin 33 yolcuya hizmet verildi. Bir diğer önemli turizm merkezlerimizden biri Muğla’da Muğla Dalaman Havalimanı’nda iç hatlarda 758 bin 476 yolcuya, dış hatlarda 1 milyon 243 bin 750 olmak üzere toplam 2 milyon 2 bin 226 yolcuya hizmet verildi. Muğla Milas-Bodrum Havalimanı’nda ise iç hatlarda 988 bin 202, dış hatlarda 585 bin 921 olmak üzere toplamda 1 milyon 574 bin 123 yolcuya hizmet verildi. Gazipaşa Alanya Havalimanı’nda da iç hat yolcu trafiği 228 bin 685, dış hat yolcu trafiği 200 bin 546 olmak üzere, toplamda 429 bin 231 yolcuya hizmet verildi.” ifadelerini kullandı.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Kültür-sanat, ekonomi-teknoloji, sağlık, eğitim, spor haberleri

Kapadokya Üniversitesi, 1. Ulusal Yapay Zekâ Buluşmasına Ev Sahipliği Yapacak Kapadokya Üniversitesi,  yapay zekâ (YZ) …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5427

Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-content/plugins/really-simple-ssl/class-mixed-content-fixer.php on line 107