Türkiye’deki ekonomik krizde ezilen vatandaşın hükümetin getirdiği yeni vergiler ile daha da perişan hale geldiğini ve yoksullaştığını söyleyen DESKON – Demokrat Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkanı Gürkan Avcı, Vatandaşın hem hükümete hem de muhalefete artık inanmadığını ve siyasete olan güvenin diplerde seyrettiğini kaydetti.
ERKEN SEÇİM ŞART OLDU!
Türkiye’nin erken seçime gitmesi gerektiğini ifade eden DESKON Genel Başkanı Gürkan Avcı, şunları söyledi; tüm emekçiler ve emekliler 31 Mart’ta ortaya koydukları iradeyi daha güçlü bir şekilde ortaklaştırarak hem Saray’da kurulan hesapları hem de muhalefet cephesindeki işbirlikçileri, aymazları saf dışı ederek siyasete ciddi bir balans ayarı vermelidir. Aksi takdirde çok karanlık günler bizi bekliyor. Muhalefet iki yıldan önce erken seçim olmaz diyor. Milletvekilleri emekliliği hak edemeyecekleri için istemezlermiş. Bu zihniyet emekliliği de milletvekilliğini de hak etmiyor. Bu büyük bir vebal ve küstahlıktır. Ey muhalefet bu iş yarına kalır da yanınıza kalmaz! Aklınızı başınıza alın!
MİLLETVEKİLİNE VAR, ASGARİ ÜCRETLİYE YOK MU?
Emeklinin maaşı çay simit hesabına bile yetmiyor. Birisi Başardık! Diyor. Neyi başarmışlar? Ülkeyi gri listeye sokan da siz memleketi batıran da siz! Her şeyi mahvettiler, yediler, bitirdiler. İktidarıyla, ittifakçısıyla ve de muhalefetiyle el ele verip ülkeyi uçurumdan yuvarladılar. Asgari ücretlisini, emeklisini aç bırakıp hiçbir şey yokmuş gibi 280 bin TL’lik maaşlarını almaya devam eden ve el kaldırıp el indirip hala o koltuklarda oturan milletvekillerini kınıyorum! Bu nasıl milletin vekilliğidir bu nasıl bir pişkinlik ve sorumsuzluktur. Asgari ücrete zam yok! diyen Çalışma Bakanı Işıkhan Temmuz’da 29 bin TL, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 49 bin TL zam alacak. 17 bin TL Alan İşçiye, 10 bin TL Alan Emekliye Yıl Sonuna Kadar zam yok.
ADALET AKP’NİN SADECE ADINDA VAR!
Adalet bunun neresinde? Adalet AKP’nin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sadece adında var! Artık Türkiye’de hayat 10 bin liraya 1 akşam yemeği yiyen iktidar parazitleriyle 10 bin liraya 1 ay geçinen gariban milyonlar arasında yaşanıyor. İktidar ve ittifakçısı “Fakir Fukara” yerine “Vezir Vüzera” ya hizmet ediyor. 1 Ocak- 30 Haziran arası enflasyon düşük görünsün diye tüm okkalı zamları 1 Temmuz’a bırakılar. Fakir, yoksul vatandaş düşmanı bunlar! Eskiden Robin Hood vardı, zenginden alıp fakire verirdi. İktidar tam tersini yapıyor! Bunlar çakma Robin Hood, naylon Robin Hood bunlar! Emekçi ve emekli düşmanı iktidar fakirden, memurdan, işçiden, emekliden alıp beşli çeteye veriyor. Üstüne üstlük vergi affı, teşvik, sıfır faizli kredi ile zenginliklerine zenginlik katıyor! Vatandaşını açlığa, adaletsizliğe mahkum eden siyaset bedel ödemeli ve defolup gitmelidir!
TÜRKİYE BÜYÜMÜYOR ZENGİNLER BÜYÜYOR!
Akp iktidarı döneminde ücretli çalışanların ve emeklilerinin ortalama ücretleri; yakacak, gıda, beslenme, kira-konut, sağlık ve ulaşım gibi zorunlu ve vazgeçilmez giderlere oranla yüzde 241 eksilmiştir. Hükümetçe her yıl açıklanan “Yüzde 7 büyüdük! Yüzde 8 büyüdük!” gibi maval okumalarına rağmen bu büyüme oranlarının ücretli çalışanlar ile emeklilerine yansıtılmamıştır ki bunlarında hesaba katarsak aradaki fark yüzde 412’ye yaklaşıyor.
TÜRKİYE’NİN ÜÇTE İKİSİ AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR!
Bir emekli ailesi 10.000 TL maaşla çadırda yaşasa, battaniyelere sarılarak ısınsa, başkalarının verdiği giyeceklerle yetinse, çocuklarını okula göndermese, hastalanmasa, iş yerine yürüyerek gidip-gelse, internet, telefon gibi haberleşme ihtiyaçlarını tamamen kısıtlasa, temizlik malzemesi kullanmasa aldığı ücret karnını doyurmaya yetmiyor. Asgari ücretli vatandaşlarımıza verilen ücret, sefalet ücreti bile değildir. İnsanlarımızın yüzde 34’ü açlık, yüzde 43’ü de yoksulluk sınırının altında yaşıyor. İnsanlar gittikçe artan bir umutsuzluk içinde ve hayata küsmüş durumda. Türkiye yoksulluğun, haksızlığın, hukuksuzluğun ve torpilin despotik girdabında can çekişiyor.
ÇAPSIZ İKTİDARIN YANLIŞ POLİTİKALARI GENÇLİĞİ TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA HAPSETTİ!
Dünyanın son çeyrek yüzyıldır elde ettiği refah ve gelişmeler ışığında; iktidarın 22 yıl önce devraldığı ekonomik ve sosyal fotoğrafı, uyguladığı “Sakar politikalarla” memur ve işçisini tanınmaz hale getirmiştir. Gençleri yalnızca işsizliğe ve sefalete mahkûm etmekle kalmamış, yaşama küstürmüştür. İktidarın çalışanların sofrasında yarattığı tahribatın boyutu doğal bir musibet olan “tsunami” boyutundan daha beter olmuştur. İzlenen yanlış, çapsız eğitim, gençlik ve kültür politikaları nedeniyle gençlik tükenmişlik sendromu yaşamakta ve kurtuluşu yurtdışına kapağı atmakta görmektedir.