Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (28.03.2024)

Ekonomik Güven Endeksi, Mart 2024 Ekonomik güven endeksi 100,0 oldu
Ekonomik güven endeksi Şubat ayında 99,0 iken, Mart ayında %1,0 oranında artarak 100,0 değerini aldı.
Bir önceki aya göre Mart ayında tüketici güven endeksi %0,02 oranında artarak 79,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %1,5 oranında artarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %1,5 oranında artarak 120,4 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %1,0 oranında azalarak 113,3 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %3,6 oranında azalarak 88,6 değerini aldı.

Sosyal Koruma İstatistikleri, 2000-2022

Sosyal Koruma İstatistiklerinde, mevcut veri kaynaklarında yapılan revizyonlar, ayrıntılı idari kayıt verilerinin elde edilmesi, ek veri kaynaklarına erişilebilmesi ve metodolojik iyileştirmeler çerçevesinde ana revizyon yapılmıştır. Konu ile ilgili detaylı metodolojik açıklama bülten ekinde yer almaktadır.

Sosyal korumaya 1 trilyon 291 milyar 77 milyon TL harcandı

Sosyal koruma harcaması 2022 yılında bir önceki yıla göre %60,2 artış göstererek 1 trilyon 291 milyar 77 milyon TL oldu. Bu harcamanın %98,2’sini 1 trilyon 267 milyar 924 milyon TL ile sosyal koruma yardımları oluşturdu. Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 567 milyar 450 milyon TL ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 396 milyar 993 milyon TL ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip etti.

GSYH’nin %8,6’sını sosyal koruma harcamaları oluşturdu

Sosyal koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı 2022 yılında %8,6 oldu. Sosyal koruma yardımlarının GSYH içindeki payı ise %8,4 olarak gerçekleşti. Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların %3,8 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, %2,6 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve %1,0 ile dul/yetim harcamaları takip etti.

Sosyal koruma yardımlarının %13,0’ı şartlı olarak verildi

Şartlı yardımlar içinde en büyük payı %47,5 ile aile/çocuk yardımları oluşturdu. Bunu %20,4 ile engelli/malul yardımları ve %13,9 ile hastalık/sağlık bakımı yardımları takip etti.

Sosyal koruma yardımlarının %62,4’ü nakdi olarak verildi

Nakdi yardımlarda en büyük payı %71,2 ile emekli/yaşlılara yapılan yardımlar oluşturdu. Bunu %18,6 ile dul/yetim yardımları ve %4,5 ile aile/çocuk yardımları takip etti.

Sosyal koruma gelirlerinin %41,4’ünü devlet katkıları oluşturdu

Sosyal koruma gelirlerinin %41,4’ünü devlet katkıları, %28,4’ünü işveren sosyal katkıları ve %23,1’ini koruma kapsamındaki bireyler tarafından yapılan sosyal katkılar oluşturdu.

İşgücü Maliyeti İstatistikleri, 2022 Aylık ortalama işgücü maliyeti 11 602 TL oldu

İşgücü Maliyeti İstatistikleri sonuçlarına göre 2022 yılında aylık ortalama işgücü maliyeti 11 602 TL olarak gerçekleşti.

İşgücü maliyetinin en yüksek olduğu sektör finans ve sigorta faaliyetleri oldu

Finans ve sigorta faaliyetleri (K) sektörü, 28 790 TL ile aylık ortalama işgücü maliyetinin en yüksek olduğu sektör oldu. Bu sektörü, 23 029 TL ile bilgi ve iletişim (J) ve 18 774 TL ile kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor (R) sektörleri izledi. İnşaat (F) sektörü ise 6 621 TL ile aylık ortalama işgücü maliyetinin en düşük olduğu sektör oldu. Bu sektörü 7 508 TL ile konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri (I) ve 8 089 TL ile gayrimenkul faaliyetleri (L) sektörleri takip etti.

İşgücü maliyeti bileşenleri içinde brüt kazancın payı %86,8 oldu

İşgücü maliyeti içinde brüt kazancın payı %86,8, sosyal güvenlik ödemelerinin payı %13,0 ve diğer işgücü maliyeti ödemelerinin payı %0,3 olarak gerçekleşti.

Çalışılan süreler için yapılan düzenli ödemelerin kazanç içindeki payı %79,3 oldu

Çalışılan süreler için yapılan düzenli ödemeler %79,3’lük oranla kazanç bileşenleri içinde en büyük paya sahip oldu. Çalışılan süreler için yapılan düzensiz ödemelerin payı %9,8 olarak gerçekleşirken çalışılmayan süreler için yapılan ödemelerin payı %8,2 oldu. 2020 yılında %0,5 olan ayni ödemelerin kazanç içindeki payı 2022 yılında %2,3 olarak gerçekleşti. Tasarruf sandıklarına yapılan ödemelerin payı ise %0,4 oldu.

Sosyal güvenlik ödemeleri içinde zorunlu ödemelerin payı %85,7 oldu

Sosyal güvenlik ödemeleri içinde en büyük payı %85,7 oranıyla zorunlu sosyal güvenlik ödemeleri alırken, gönüllü sosyal güvenlik ödemelerinin oranı %0,6 gerçekleşti. 2020 yılında %10,7 olan kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin oranı ise 2022 yılında %13,8 olarak gerçekleşti.

Kimlik fotokopisi vermenin büyük riskler taşıdığını biliyor muydunuz?

Günümüzde  vatandaşlar hala özellikle banka, tapu, noter gibi kurumlarda işlem yapabilmek için kimlik fotokopisi vermek durumunda kalıyor. Oysa yeni çipli kimlik kartlarının elektronik olarak doğrulama yapabilmesi   sayesinde tüm kurumlarda bu gerekliliğin ortadan kalkması mümkün. biOnay Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta; “Dijitalleşmenin hayatın her alanında varlık gösterdiği günümüzde kimlik tespiti kanıtı artık fotokopi kağıdı değil, elektronik doğrulama olmalı” diye uyarıyor.

Ancak şu anda abonelik işlemleri, araç kiralama şirketleri, iş merkezlerinin giriş güvenliği, GSM operatörleri ve oteller gibi birçok resmi olmayan kurumda dahil çipli kimlik kartlarının fotokopisi alınmaya devam ediyor. Vatandaşın kimlik bilgilerinin kötü niyetli kişilerin eline geçmesinin büyük risklere yol açtığına dikkat çeken biOnay Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, “Kimlik bilgilerinize sahip kişiler sizin adınıza GSM hattı açtırmaktan tutun da kredi çekmeye kadar birçok işlem gerçekleştirebiliyor; bu da vatandaşı haberi dahi olmadan büyük sıkıntılarla karşı karşıya bırakabiliyor. Fotokopi kağıdında yer alan kimlik kartı bilgileriniz ile sahte plastik kimlik kartları üretilebiliyor. Eğer sahte kimlik kartı ile gidilen kurumda elektronik doğrulama yoksa sizin adınıza işlem gerçekleştirilebiliyor” diyor.

İçişleri Bakanlığı’nın 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren yeni çipli kimlik kartlarına geçilmesi gerekliliğini duyurmasının ardından bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 80 milyon kişi biyometrik kimlik kartı kullanmaya başladı. Ancak başta kimlik fotokopisi olmak üzere eski alışkanlıklar hâlâ devam ediyor. Özellikle araç kiralama, otel, plazaların güvenlik noktaları gibi yerlerde KVKK kurallarına aykırı olarak vatandaştan çipli kimlik kartının fotokopisi alınmaya devam ediyor. Bu fotokopiler yetkisiz, kötü niyetli kişilerin erişebileceği ortamlarda saklanabiliyor. Kağıt maliyetleri ve fiziksel arşiv maliyetleri ise tüm kurumlara yük oluşturuyor. Fotokopi yerine kimlik kartının dijital taranması ve bu şekilde arşivlenmesi daha kolay gibi görünse de sadece riskleri dijital ortama taşıyor. Burada en güvenli çözüm elektronik kimlik doğrulama olarak öne çıkıyor.

Vatandaşın kimlik bilgilerinin güvenliği amacıyla biyometrik kimlik kartlarına geçildiğini ve kimlik bilgilerinin birçoğunun çiplere gömülerek korunduğuna dikkat çeken biOnay Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, “Tirajikomik ama kurumlar şimdi de eski alışkanlıklarla, çipli kimlik kartlarının fotokopisini çekmeye devam ediyor. Oysa bu fotokopilerin doğru muhafaza edilememesi veya kötü niyetli kişilerin eline geçmesi sebebiyle birçok vatandaş büyük mağduriyetler yaşıyor. Bu kimlik bilgileriyle kişilerin haberi olmadan kendi adlarına, banka hesabı ve GSM hattı açılabiliyor, alım satım işlemi gerçekleştirilebiliyor ya da kredi çekilebiliyor. Bugün bir restoranda bir garson kredi kartınızın fotokopisini çekse, itiraz edip durumu şikayet edersiniz, ama çipli kimlik fotokopisi çekilmesini vatandaşlar kanıksamış durumda. Bu yanlış alışkanlığın değişmesi gerekiyor” diyor.

Vatandaşları bu konuda daha dikkatli olmaya çağıran Usta, kurumları da bir an önce biyometrik kimlik kartlarının amacına uygun olarak, kimlik doğrulama cihazları kullanmaya, böylelikle hem kendilerini hem de vatandaşı güvence altına almaya davet ediyor.

Dijitalleşme, Yapay Zeka, Teknoloji ve Değirmenciliğin Geleceği Başlıklarının Tartışılacağı İDMA İstanbul; Dünya Tahıl İşleme Endüstrisinin Nabzını Tutacak.

Sektörünün en büyük ticaret buluşmalarını gerçekleştiren İDMA; İstanbul’daki 10’uncu buluşmasında, 120 ülkeden 10 bin profesyonel ziyaretçiyi ağırlarken 5. Uluslararası TABADER Zirve’sine de ev sahipliği yapacak. İDMA İstanbul ile eşzamanlı gerçekleşecek olan zirvede; sektördeki önemli gelişmeler, yenilikler ve üretim teknolojileri masaya yatırılacak. 2-4 Mayıs 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek İDMA İstanbul ve 5. Uluslararası TABADER Zirvesi; un, yem, tahıl ve bakliyat işleme teknolojileri ve değirmen makineleri üreticileri sektörünün gelecek perspektiflerini belirlerken, 500 milyon dolarlık ihracat bağlantısının gerçekleşeceği ticari merkez olacak.

Dünyada yaklaşık 5 milyar dolar hacme ulaşan un, tahıl, bakliyat ve yem işleme teknolojileri sektöründe 1 milyar dolarlık ihracat başarısı gösteren yerli üreticilerimizin dünyaya açılan kapısı İDMA, 2-4 Mayıs 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Yenilikçi teknolojilerle enerji verimliliği yüksek modern üretim tesisleri kuran yerli üreticilerle, yeni tesis kuracak yatırımcıları ve mevcut tesislerinin kapasitelerini büyütmek isteyen üreticileri bir araya getirecek. 120 ülkeden 10 bin profesyoneli İstanbul’da buluşturacak olan İDMA aynı zamanda ev sahipliği yapacağı 5. Uluslararası TABADER Zirvesi’yle dünya tahıl endüstrisinin nabzını tutacak. İDMA İstanbul; “Hububat ve yem değirmenciliği sektörünün uluslararası fuarı” mottosuyla Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri, MENA ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere 120 ülkeden 10.000 profesyonel ziyaretçiyi 300 markayla buluşturacak.

5. Uluslararası TABADER Zirvesi’nde Gündem; Yenilik, Teknoloji ve Gelecek.

Bu yıl beşincisi yapılacak olan TABADER Zirvesi, özel gündem ve oturumlarla sektörün Türkiye ve dünyadaki önemli temsilcilerini ağırlayacak. Dört oturumda dijitalleşme, yapay zeka, teknolojik gelişmeler, değirmenciliğin geleceği gibi farklı konuların dünyaca tanınmış uzmanlar tarafından tartışılacağı zirve; dünya tahıl endüstrisi ve üretim tekniklerinin teknolojik boyutunun yanı sıra ekonomik, lojistik ve sosyal boyutu ele alınacak. Zirvenin özel oturumu ise “Değirmencilikte Kadın” konusu olacak.Sektörün Türkiye’de ilk ve tek, dünyada ise en büyük fuarı İDMA, İstanbul’da 500 milyon dolar ihracat hedefiyle kapılarını açacak.Tahıl, bakliyat ve yem işleme endüstrisinde düzenlediği başarılı uluslararası fuarlarla sektörün dünyadaki en büyük buluşmalarına imza atan İDMA fuarlarının organizatörü HAGE Grup Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Ali Kalkan; ‘Dünyanın en önemli gündem konuları arasında yer alan gıda sorunu, ülkelerin tekrar tarım yatırımlarına yönelmesine neden oldu. Üretimi artırmakla birlikte tarımsal mamullerin işlenmesi ve depolanmasının da stratejik öneme sahip olduğu günümüzde, özellikle tarım makineleri ve üretim teknolojilerine olan talep her geçen gün artış gösteriyor. Hızla artan nüfusun protein ihtiyacının yükselmesi beklendiği göz önüne alındığında, küresel iklim krizi ve kuraklıklarla mücadele eden insanlığın önemli protein kaynağı tahıl ve bakliyat ürünleriyle olan bağı daha da artacak. Tarımsal üretim kadar öne çıkan diğer bir konu ise mamullerin işlenerek ürüne dönüştürülmesi. Önümüzdeki dönemde özellikle nüfus artış hızının yüksek olduğu bölgelerde yem, tahıl, bakliyat, un ve unlu mamullere olan talebin artması beklenmekte. Bu noktada en önemli bölgeler; Güneydoğu Asya ile birlikte Sahra Altı Afrika, Orta Doğu ve Kuzey Afrika olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin tahıl işleme teknolojileri endüstrisinin ana merkezlerinden biri olması ve tarımsal ürünlere olan talebin artması beklenen Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yakın olması, küresel pazarda en önemli aktörler arasındaki yerini pekiştiriyor. Temel gıda ihtiyacının başında gelen ve uzun süre depolanabilen tahıl ve bakliyat mahsullerini nihai tüketicinin kullanabileceği ürüne dönüştüren teknolojilerin sergileneceği İDMA, sektörün tüm paydaşlarını 10’uncu kez İstanbul’da buluşturacak. Sektörde Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın ise en büyük fuarı olan İDMA; üreticilerle alıcıları bir araya getiren ticari buluşmanın ötesinde bir vizyon sergileyerek, uzun yıllardır TABADER zirvelerine de ev sahipliği yapıyor. Sektördeki trendlerin, dünyadaki üretim proseslerinin ve gelecek öngörülerinin kanaat önderlerince tartışıldığı zirvede, aynı zamanda sertifikalı değirmencilik eğitimleri de veriliyor. Geçtiğimiz aylarda sektörün temsilciliğini üstlenen Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) ile imzaladığımız protokol ile gücüne güç katan İDMA; dünya un, tahıl, bakliyat, yem üretim teknolojileri ve değirmencilik sektörünün nabzını tutacak.’ değerlendirmesiyle İDMA fuarlarının sektörün buluştuğu, yeni ürünlerin ve inovasyonların vizyona çıktığı bir platform olmasının yanı sıra, düzenlendiği ülkelerde gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik başlıklarında sektörün profesyonellerini bir araya getiren, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve akademisyenlerin sorunları tartıştığı, çözüm önerilerini geliştirildiği organizasyonlar olmaya devam edeceğini vurguladı.

Güçlü üretim ve kaliteli ürün seçenekleriyle global pazarın önemli üreticileri arasında yer alarak 1 milyar dolarlık ihracat rakamına imza atan Türkiye’nin un, yem, tahıl işleme makineleri ve değirmen üreticilerini 2022 yılında Rusya ile 2023 yılında Endonezya ile buluşturan İDMA, cumhuriyetimizin 100’üncü yılında sektörün tüm paydaşlarını anavatanı Türkiye’de ağırlayacak. 10. İDMA İstanbul, 2-4 Mayıs 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek.

Dünya e-ticaret pazarının büyüklüğü 2023’de 6 trilyon Doları geçti

Dünya e-ticaret pazar büyüklüğü 2023’de 6 trilyon Doları geçti. Birçok ülkede e-ticaret pazarında yıllık büyüme %20’lerin üzerinde seyrediyor.

2023’ün başında 1,2 trilyon lira hedefiyle yola çıkan Türk e-ticaret sektörü, yılı yaklaşık 1,5 trilyon lira seviyesinde tamamladı. Geçtiğimiz yıl dijital ödeme tutarı ise 80 milyar doları geçti. Sipariş sayısı bir önceki yıla göre %30’un üzerinde büyümeyle 5 milyarı buldu. Türkiye’de e-ticaretin toplam ticaretten aldığı pay da %22’yi geçti. Her gün 12-15 milyon arası sipariş veriliyor. Sektör temsilcileri, ödeme yöntemlerinin 2024’de daha da çeşitleneceğini, büyümedeki artışın yıl sonunda dolar bazında %20’nin üzerinde olmasının beklendiğini ve bu yıl TL bazında ise 2,5 trilyon TL’ye ulaşılabileceğini değerlendiriyorlar.

e-ticaret sektöründeki büyüme depolamada DepOrtak’a talebi artırıyor

Bazı e-ticaret pazaryerlerindeki satıcı sayısı 200 bini geçmiş durumda. Günlük hayatına profesyonel çalışan, öğrenci, ev hanımı vs devam edip, e-ticarette her gün yüzlerce sipariş alan ve bunları müşterilerine ulaştıran binlerce insan arkada çalışıyor. Pandemi ile birlikte hızlı bir büyüme trendine giren e-ticaret, depolama alanına olan talebi de artırdı. Tüm dünyada ve Türkiye’de 5 bin m2 üzeri uzun dönem depolamalarda m2 kiralama maliyetleri 5 Dolar seviyesinden 10 Dolara kadar yükseldi.

DepOrtak platformunu 1,5 yıllık bir geliştirme dönemi sonrasında 1 Mart 2023’te canlıya aldıklarını anlatan DepOrtak kurucu ortağı Oruç Kaya, şunları kaydetti:

“DepOrtak ezber bozan teknolojileri ile hem klasik perakendecileri, hem de e-ticaret’in önde gelen pazaryerlerini etkilemeye devam ediyor. Ortaya koyduğumuz devrimsel teknolojilerle, bir taraftan mevcut depoların depolama kapasitelerini maksimize etmeyi sağlarken, diğer taraftan mevcutta depo olarak kullanılmayan atıl ama depolama için müsait alanları “Gri depo” konseptimizle, tıpkı AirBnb iş modeli mantığından depolama sektörüne kazandırıyoruz. Üreticilere, zincir marketlere, global markalara, e-ticaret satıcılarına Türkiye’de ve dünyanın her yerinde ürünlerini en uygun şartlarla konforlu bir şekilde depolamanın önünü açıyoruz. Örneğin, x ilaç firması bize geliyor ve “Türkiye’de 30 bin m2 yer ihtiyacımız var” diyor. Biz, onlardan bu hedef m2’de ne depolamayı hedeflediklerini ve beklentilerini alıyoruz. Sonra onlara, 5-6 farklı yerde toplamda 30 bin m2 alanı hızlıca tahsis edebiliyoruz. Süreci, tek dashboard’tan ve cepteki DepOrtak Kurumsal App’ten operasyonlarını uçtan uca yönetme gücü veriyoruz. Nakliyeye ihtiyaç duyduklarında da Tırport ile hızlı ve güvenli çözüm üretiyoruz. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz de sadece ürünlerinin ticaretine odaklanıyorlar.” diye konuştu.

Dijitalleşme, lojistik yönetimini kökten dönüştürüyor

Tırport’un artırılmış-zeka (Augmented Intelligence) destekli teknolojileri mobilite gücü ile birleştiğinde, lojistik yönetimi çok daha sürdürülebilir, verimli ve uçtan uca denetlenebilir hale dönüşüyor. Gerçek-zamanlı konum-tabanlı teknolojiler, optimizasyon gücünün yarattığı akıllı eşleştirme imkanlarıyla kapasitelerin maksimize edilmesine olanak sağlıyor.

Lojistik sektörünü uçtan uca dijitalleştirerek kökten dönüştürdüklerinin altını çizen Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

“Tırport olarak, sektörün öncüsü olma sorumluluğuyla lojistiğin geleceğini şekillendirmeye, örnek iş modelleri geliştirerek yol açmaya ve paydaşlarımıza değer yaratmaya devam ediyoruz. Tırport ile nasıl nakliye ve lojistiği çözülmesi gereken bir sorun olmaktan çıkardık ve sektörde uçtan uca hızlı, ekonomik ve güvenli taşımanın önünü açtıysak, kurucu ortağı olduğum DepOrtak ile depolamayı da ülkemizde ve dünyada bir sorun olmaktan çıkarıyoruz.” şeklinde konuştu.

TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, “Turquality, topyekün bir harekettir”

Türkiye’nin her alanda markalaşması gerektiğinin altını çizen Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, şunları söyledi:

“Türkiye’nin milli savaş uçağı KAAN, dünyada marka oldu ve tüm uçaklarla savaşabilecek seviyede. Türkiye olarak, ABD, Rusya ve Çin’den sonra, 5. nesil savaş uçağı yapan ilk 4 ülkeden birisi olarak konumlandık. Ülkemizin her alanda A’dan Z’ye markalaşması ve ihracat yapması gereklidir. Kilogram başına ihracatı 1,5 dolardan 12 dolara çıkaran Turquality, topyekün bir harekettir.” dedi.

Türkiye’nin en büyük serveti genç nüfusudur

Turquality ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetler (TDKF) Derneği & İTÜ Sürekli Eğitim Merkezi ve Progroup Uluslararası Danışmanlık firmasının iş birliği ile bu yıl 4.’sü yapılan “Uçtan Uca Turquality ve Marka Uzmanlık – Vizyon Programı” eğitimi, İTÜ Maçka Kampüsü’nde, Şubat ayında başlayıp, yaklaşık 1.5 ay devam ederek tamamlandı.

Turquality eğitimi programına konuk olarak katılan Prof. Dr. Temel Kotil, düzenlenen eğitiminin önemine değinerek, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin en büyük serveti genç nüfusudur. Gençleri, problem görürseniz konu başka bir yere gider, fırsat görürseniz başka bir yere gider. Gençlere iş ve imkan vermemiz lazım. Ben, gençlere inanıyorum ve ‘genci öne koy, sen arkasından takip et’ diyorum. Düzenlenen Turquality eğitimini değerli buluyorum ve katılanlara yeni ufuklar açmasını diliyorum.” diye konuştu.

KAAN ile zorun zorunu yaptık

“KAAN ile zorun zorunu yaptık” diyerek konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Temel Kotil, şunları anlattı:

“Teknolojiyi seçerken F-22 ve F-35’ten daha üst bir teknolojiyi seçerek, 5. nesil savaş uçağı KAAN ile zorun zorunu yaptık. Tüm uçaklarla savaşabilecek seviyede olan KAAN’a, 17 bin TUSAŞ çalışanı büyük emek verdi. KAAN’ın ilk uçuşu önemliydi ve şuan çalışmalarımız devam ediyor. 2028 itibariyle Hava Kuvvetleri’ne 20 uçağın teslimatı planlanıyor. Büyük başarılar kalpten çıkar beyinden çıkmaz, bu kalpten çıktı.” şeklinde konuştu.

Pürüzsüz ödemenin tek adresi: Lidio Pass
Sunduğu uçtan uca çözümlerle hızlı ve güvenilir bir şekilde ödemeleri yönetmeyi sağlayan Lidio, online ödeme çözümü arayan tüm işletmeleri 2.8 milyondan fazla kayıtlı karta ev sahipliği yapan Lidio Pass’in ayrıcalıklı dünyasına davet ediyor. Her ölçekten işletmeye uygun komisyon oranları, katmadeğerli servisler ve bireysel tüketiciler için sunduğu basit ödeme yöntemleriyle ödemeleri özgürleştiren Lidio’nun dijital ödeme teknolojileriyle desteklediği altyapısı üzerinde tek tıkla sadece 6 saniyede işlem tamamlanabilirken aylık ortalama 16 milyondan fazla başarılı işlem gerçekleşiyor.
İşletmelerin tek tıkla ödeme ihtiyaçları için geliştirilmiş, PCI DSS LEVEL 1* sertifikalı, yüksek performanslı ve güvenli tek tıkla ödeme altyapısı Lidio Pass, finansal teknolojileri herkes için ulaşılabilir kılarken çok kanallı ve özgür bir ödeme deneyimi sunuyor. Lidio Pass ile müşterilerinin kredi kartlarını kaydetme imkanı bulan işletmeler, tüketicilerine mobil ve web kanallarından kart bilgisi girmeden tek tık ile ödeme kolaylığı sunabiliyor.
İşini büyütmek isteyen tüm işletmeleri Lidio’ya davet eden Kurucu Ortak ve CEO Emre Güzer konu hakkında şunları söylüyor:
“Lidio’da biz kurulduğumuz günden bu yana alanında uzman isimlerle işletmelerin ihtiyaçlarını analiz edip en uygun çözümü eksiksiz bir şekilde geliştirmeye odaklı çalışıyoruz. Amacımız operasyonel süreçlere katma değer sağlamak, iş gücünü hafifletmek, “Sınırsız Özgürlük” parolası ile dünya standartlarındaki katmadeğerli finansal teknolojileri her ölçekten işletme ve bireysel kullanıcılar için erişilebilir kılmak. Tüm bunları yaparken işletmelerimizi yaptığı işten emin bir ekibin yakın ilgisiyle destekliyoruz. Hassasiyetle üstünde durduğumuz ve son teknolojilerle geliştirdiğimiz Lidio Pass ürünümüz de Türkiye’nin önde gelen işletmelerinde alternatif ödeme yöntemi olarak tüketicilere yönelik bir çözüm olarak konumlandırıldı. Lidio Pass’de kayıtlı kartlar aracılığıyla işletmelerimize pürüzsüz ve hızlı ödeme alma imkanı sunuyoruz. Tüketiciler ise tekrar tekrar kart bilgisi girmeden aynı mükemmel deneyimi yaşıyor. Lidio Pass akan veri üzerinde firmaya da sahiplik veren, bağımlılık ve KVKK endişelerini ortadan kaldıran ve tamamen yurtiçi sistemlerde barındırılan veri modeli ile pek çok soruna çözüm getiriyor. Lidio’dan bu yıl 100 Milyar TL işlem geçmesini hedefliyoruz. Bu hedefimizin yüzde 10’unun, sene sonuna kadar Lidio Pass’ten geçeceğini öngürüyoruz.
Lidio Pass’in gelişmiş özellikleri arasında müşteri onayı ile tekrarlayan aidat, dönem borcu, aylık taksit veya abonelik tahsilatlarını tek tıkla saniyeler içerisinde gerçekleştirmek de yer alıyor. Bugün aralarında Türkiye ve dünyanın en büyük işletmelerinin de bulunduğu şirketlere sağladığımız Lidio Pass altyapısı ile katmadeğerli hizmetlerimizi doğrudan 2.8 milyon tüketiciye sunuyoruz.
Lidio Pass ile entegre çalışan sahtecilik önleme araçlarımız sayesinde tüm sahtecilik ve ters ibraz işlemlerini yapay zekâ destekli araçlar ile 7 gün 24 saat izliyor ve işletmeleri koruyoruz. Yıllık 160 milyondan fazla işlem geçmişinin birikimine dayanan liste sayesinde sahtecilik faaliyetleri en az indiriliyor ve işletme kayıpları yüzde 95’in üzerinde bir oranda önleniyor. Yani Lidio Pass kullanan işletmeler tek tıkla hızlıca ödeme alırken işletme risklerini de minimuma indiriyor. Lidio olarak çalıştığımız iş yerlerimize konsolide finansal teknoloji çözümleri sunuyoruz.
Lidio Pass, tüm Lidio servisleri gibi her gün işletmelerimizin ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenecek esneklikte tasarlandı. Bu esneklik aynı zamanda bize günden güne yeni yatırımlarla platformumuzu güncelleme imkanı sunuyor, yakın gelecekte de yatırımlarımızı artırarak yeni planlarımızı hayata geçirecek, işletmelerin Lidio Pass ile yaptıkları ödemeleri artırmak için yine büyük işletmelerle birlikte çevrimiçi ve çevrimdışı kampanyalar, müşteri sadakati geliştirebilecekleri iş modelleri tasarlayacağız.”

İşgücü İstatistikleri, 2023 Ülkemizde işsizlik oranı %9,4 seviyesinde gerçekleşti.

Kayseri, Sivas ve Yozgat illerini kapsayan bölgemizde işsizlik oranı %9,2, istihdam oranı %46,1 oldu

En yüksek istihdam oranı %54,5 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Bölgesi’nde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise %37,5 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) Bölgesi’nde oldu.

İşgücüne katılma oranı en yüksek bölge TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) oldu
En yüksek işgücüne katılma oranı %59,0 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Bölgesi’nde gerçekleşti. En düşük işgücüne katılma oranı ise %42,3 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) Bölgesi’nde oldu.

 

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, spor, eğitim, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2023 Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) harcaması 2023 yılında 377 milyar 542 milyon TL’ye yükseldi …