Ekonomi-teknoloji, eğitim, magazin-yaşam, kültür-sanat, sağlık haberleri, TUİK verileri (20.03.2024)

AİLE HEKİMLERİ HATAY’DA MESLEKTAŞLARINA DESTEK VERDİ

AHEF (Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu) Hatay’da, deprem sonrasında zor şartlar altında görev yapan aile hekimlerine destek vermek amacıyla bir basın açıklaması yaptı. Basin açıklamasını Federasyon adına AHEF Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir okudu.

Bugün Türkiye’nin dört bir yanından gelen meslektaşlarımız ve yol arkadaşlarımızla birlikte Hatay’dayız.

Asrın felaketinin üzerinden bir yıl geçti. Bakanlık tarafından sanıldı ki her şey düzeldi. Geçici önlemler kaldırıldı, yeni düzenlemeler yapılmadı. Üstüne yetmiyormuş gibi; kontroller, denetimler artırıldı.

Herkes görüyor, yaşıyor. Hatay’da, Kahramanmaraş’ta, Adıyaman’da, Malatya’da hayat normal mi? Çalışma şartlarımız normal mi?

Hala hasarlı binalarda çalışmaya zorlanıyoruz, hala konteynerlerde hizmet veriyoruz, hala asmlerimize güçlendirme yapılmasını bekliyoruz, hala asm dışında zorla görevlendiriliyoruz. Aile hekimi kalıcı hizmet vereceği iş yerine kavuşamıyor. Ama A sınıfı hizmet bekleniyor! Malzemen eksik, odan eksik deniyor, gruplandırma denetimleri yapılıyor, soruşturmalar açılıyor.

Hastası düzeni olmayan aile hekimlerimize tüm bunlar yetmiyormuş gibi, bir deprem de Bakanlık tarafından yaşatılıyor.

Bizlerin talepleri belli, bir kez daha söylüyoruz.

– Güvenli yaşam alanları, güvenli çalışma koşulları olmalıdır. Aile hekimliği çalışanlarının barınma ve yaşam koşullarındaki gereksinimleri karşılanmalıdır.

– Yeni yapılan TOKİ ve Emlak Konut projeleri başta olmak üzere yeni yerleşkelerin hepsinde 1. basamak sağlık hizmetleri göz önünde bulundurulmalı ve depreme dayanıklı ASM planlaması nüfus yoğunluklarına göre yapılmalıdır.

– Kalıcı hizmet noktaları tamamlanmalıdır. Başta uygun yerlerde kalıcı yapı ASMleri, özellikli yerlerde prefabrik ASMler inşa edilmelidir. Bunun için illerimizde bulunan örnek prefabrik ASM projeleri değerlendirilmelidir.

– ⁠Mevcuttaki Konteyner ASMlerin güvenliği sağlanmalıdır.⁠ Konteyner kentlerdeki asmler başta olmak üzere güvenliği sağlanamayan asmler için esnek mesaiden muafiyet sağlanmalıdır.

– Devlet tarafından temel demirbaş malzemeler noktasında destek verilmelidir. Sarf malzeme, aşı lojistiği ve aşı malzemelerinin temini sağlanmalıdır.

– ⁠ASÇ eksikliği problemini çözmek için ASÇ’lerin çalışma şartları düzeltilmelidir.

– ⁠Hyp, teşvik ve performans kriterleri gözden geçirilmelidir. Muafiyetler özellikli deprem illeri için devam ettirilmelidir.

– ⁠Nüfus kayıplarının cezası aile hekimlerine yüklenilmemeli taban nüfus iyileştirmesi yapılmalıdır.

– ⁠Hizmet puanları deprem bölgesi için yeniden değerlendirilmelidir. Hizmet güçlüğü tazminatı hesaplanmalıdır.

– ⁠İllerin satın alma gücü paritesi deprem durumuna göre güncellenmelidir.

– ⁠Sağlık Bakanlığı tarafından ‘sağlıkta afet hazırlık eylem planı’ oluşturularak saha eğitimleri tamamlanmalıdır.

Sorunlar belli, çözümler burada. İllerimizi ayağa kaldırmak, destek olmak Bakanlığın elinde. Bizler zor zamanlarda, zor şartlar altında sağlık hizmeti veriyoruz. Ailemizi, dostlarımızı, yuvamızı, çalışma yerimizi kaybettik. Kayıplarımıza rağmen var gücümüzle çalışırken, hayatta kalma mücadelesi verirken, bir de Bakanlık eliyle her şey normalmiş gibi maddi kayıp yaşatılmasını kabul etmiyoruz. Tek isteğimiz adil şartlar altında hak ettiğimiz şekilde sağlık hizmeti sunabilmek. Sorun enkazlarının altında kalmak istemiyoruz. Bizlere bir deprem de sizler yaşatmayın. Yaşatmak için yaşanabilir şartlara sahip olmak hepimizin hakkı.

Deprem nedeniyle kaybettiğimiz sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere vatandaşlarımızı rahmetle anıyor; bu süreçte yılmadan sağlık hizmeti sunmaya devam eden sağlık çalışanlarımıza hizmetleri ve il derneğimize ev sahipliği için teşekkür ediyorum.

Beşiktaş Şair Nedim Ortaokulu Öğrencileri, Dünya Orman Günü’nü Coşkuyla Kutladı
Beşiktaş Şair Nedim Ortaokulu öğrencileri, 21 Mart Perşembe günü Dünya Orman Günü’nü coşkuyla kutladılar. Okulun 5.-8. sınıf öğrencileri, ormanların önemine dikkat çekmek amacıyla öğretmenleri öncülüğünde çeşitli etkinlikler düzenledi. Programda ormanların önemine içinde yaşayan canlılar üzerinden dikkat çekildi. Kartallardan ilham alan Kafkas Halk Dansları, modern dans gösterisi, oratoryo ve şiir dinletileri ile izleyiciler dolu dolu bir kutlamaya tanıklık etti.
Öğrenciler, Sanat Performanslarını Ormanların Kadim Ziyaretçileri için Sundu
Yırtıcı göçmen kuşları ve diğer orman canlılarının yaşamına odaklanan öğrenciler, şiirler, gösteriler, dans ve sunumlarla dolu bir gün geçirdiler. Öğrenciler, İstanbul’un dünyanın en önemli yırtıcı kuş göç rotalarından birine ev sahipliği yaptığını ve bu canlıların orman ekosistemi için kritik bir rol oynadığını öğrendiler. Ormanların sağladığı oksijen, doğal koruma ve zengin yaşam alanı gibi önemli fonksiyonları hakkında bilgi edindiler. İklim değişikliğine karşı ormanların en güçlü müttefiklerimiz olduğunu fark ettiler.
İstanbul’un eğitim merkezi olarak kabul edilen Beşiktaş İlçesi’nin en köklü ve başarılı devlet okullarından biri olan Şair Nedim Ortaokulu, öğrencilerinin sosyal faaliyetleriyle de adından söz ettiriyor. Şair Nedim Ortaokulu öğretmenleri Sevil Süülker, Dündar Yıldız, Ayfer İsfendiyar Özaltun, Özlem Kartal ve öğrencileri, 21 Mart Dünya Orman Günü’nde sıradışı bir programa imza attılar. Ormanların korunmasının önemini içindeki canlıları tanıtarak aktardılar. Öğrenciler bu etkinlik sayesinde biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği ve doğa koruma konularında farkındalık kazandı.
Etkinliğe konuk olan, göçmen kuşlarla ilgili ayrıntılı bir sunum yapan Doğal Hayatı Koruma Vakfı -WWF-Türkiye Kıdemli Uzmanı Can Yeniyurt Okul Müdürü Oğuz Aydoğan’ın elinden ödülünü alırken “İstanbul eşsiz coğrafyası ile dünyanın en önemli kuş göçü rotalarından. Şu anda biz buradayken üzerimizde adeta bir belgesel akıyor. Günlük hayatımızda fark etmeden geçip gittiğimiz yırtıcı göçmen kuşlar iklim değişikliğinden hastalıkların önlenmesine pek çok tehdide karşı en değerli müttefiklerimiz. Doğanın gönüllü temizlik işçileri olarak karbon salımını engelliyorlar. Onları varlığı orman ekosistemlerinin ve bizlerin sağlığı anlamına geliyor. Şair Nedim Ortaokulu’na bu muazzam canlılar için gösterdiği hassas yaklaşımdan ötürü teşekkür ediyorum. Öğrenciler yaptıkları hazırlıklarla bana anlatacak fazla bir şey bırakmamış, bu da beni bir doğa korumacı olarak ayrıca mutlu etti.” dedi.
Şair Nedim Ortaokulu Yırtıcı Göçmen Kuşlar : Yaşamın Sonsuz Döngüsü projesi kuş göçü gözlem etkinlikleri ile devam edecek.

Petrol Ofisi Grubu ve Kia madeni yağlarda iş birliğini yeniledi
Madeni yağ ve kimyasallar pazarının geleneksel lideri Petrol Ofisi Grubu, teknoloji merkezi POTEM’de Kia modelleri ve teknolojisine özel motor yağları geliştirmeyi 5 yıl daha sürdürecek.
Anadolu Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Kia Türkiye ve Petrol Ofisi Grubu arasında 2019 yılında başlayan uzun soluklu iş birliği 2029 yılına kadar uzatıldı. Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu, Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu ile Kia Türkiye Genel Müdürü Can Ağyel’in katıldığı törende imzalanan anlaşma kapsamında, Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi POTEM’de Kia modelleri ve teknolojisine özel motor yağları geliştirilmesine 5 yıl daha devam edilecek.
Petrol Ofisi Grubu tarafından bu iş birliği özelinde geliştirilen Maxima K 5W-30 ve K 5W-40 motor yağları tüm Kia modellerine uyumlu en ideal çözümleri sunuyor. Anlaşma Kia’nın Türkiye genelindeki 46 yetkili servisinde tüm modeller için geçerli olup Petrol Ofisi Maxima Motor Yağları dışında şanzıman ve diferansiyel yağlarıyla fren ve soğutma sistemi ürünlerinin kullanımını da kapsıyor.
Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu iş birliğine dair açıklamasında, “Derince’de bulunan yüksek kapasiteli üretim tesisimizde yer alan ve yakın coğrafyanın alanındaki en kapsamlı teknoloji merkezi POTEM sayesinde madeni yağlar alanında paydaşlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda en ideal çözümleri yaratabilme gücüne sahibiz. Sektörünün en önemli oyuncularından Kia ile de bu anlamda 5 yıldır yol arkadaşıyız. Sadece Kia modellerine ve teknolojisine uygun olacak şekilde ürettiğimiz madeni yağlar sayesinde Kia araçlarından en yüksek baremde performans alınmasını sağlıyoruz. Bugün burada yenilediğimiz anlaşma da Kia ile yıllardır ortaya koyduğumuz iş birliğinin başarılı çıktılarının en önemli göstergesi.” dedi.
Kia Türkiye Genel Müdürü Can Ağyel de açıklamasında şunları söyledi: “Kia Türkiye olarak Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar ile iş birliğimizin ikinci dönemine adım atmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu anlaşmanın ilk dönemindeki yetkili servis ve müşteri geribildirimleri de bu iş birliğinin pozitif etkisini kanıtlar nitelikte oldu. Araçlarımızdaki üstün niteliklerin uzun yıllar boyunca en ideal şekilde korunmasında otomotiv yağları ve kimyasalları çok önemli rol oynuyor. Biz de bu ürünler için yetkili servislerimizde sektörünün lideri Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar’ı tercih ettik.  Devam eden iş birliğimiz kapsamında Türkiye’de satışa sunduğumuz modellerimizde Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar’ın Kia modellerine uyumlu, özel motor yağları ve diferansiyel yağları kullanılacak.”
Petrol Ofisi Grubu geleneksel lideri olduğu madeni yağlar ve kimyasallar pazarında fark yaratan iş birliklerini sürdürecek.

Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV) 30’uncu Olağan Genel Kurul toplantısı gerçekleşti.

Geleceğin sağlıklı gezegeni için önemli metrikler: İnovasyon, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve dirençlilikİyilik için teknoloji vizyonuyla bu toprakların imzasını dünyaya tanıtmak üzere çalışan Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV) 30’uncu Olağan Genel Kurul toplantısı gerçekleşti.  Toplantıda yaptığı konuşmada inovasyon, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve dirençlilik gibi geleceğin sağlıklı gezegen metriklerine dayanan modeller üzerinde çalışmanın önemine değinen TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, vakıf olarak amaçlarının sadece Türkiye için çalışmak değil, Türkiye’nin değerleriyle dünyaya imzalarını koymak olduğunu söyleyerek, bu yolda yalnız olmadıklarını, benzer düşünenlerle birlikte hareket edeceklerini vurguladı.
Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşebilmesi için gerekli altyapının oluşturulmasına katkıda bulunmak, bilimsel araştırma ve geliştirme etkinlikleri gerçekleştirmek ve özellikle yeni teknolojilerin sosyal ve ekonomik yaşam üzerine etkilerini inceleyip nitelikli ve saygın paydaşlarla birlikte projeler üretmek ve uygulamalarını sağlamak amacıyla çalışmalar yürüten Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV) 30’uncu Olağan Genel Kurulu Toplantısı gerçekleşti.
Sözlerine “Bugün 30. genel kurulumuzu yapıyoruz” diyerek başlayan TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, genel kurul konuşmasında, internetin başlangıç yıllarından bu yana yaşanan değişimlere ve teknolojinin getirdiği yeniliklere değindi. Bu 30 yılda İnternetin “ne” olduğunu anlatmakla geçirilen günlerden sosyal medya, kripto paralar, akıllı telefonlar ve özellikle Büyük Dil Modelleri (LLM) gibi dönüşümlere uzanan bir yolculuğu anlattı. Bilgi İletişim Teknolojilerinin öneminin altını çizdi ve dikey ile yatay bilgi üretiminin katlanarak arttığını, bu birleşimin ise “bilinmezlik” kavramını ortaya çıkardığını belirtti.

Eczacıbaşı, endüstri döneminin sona erdiğini ve post-endüstri döneminde olduğumuzu, ancak endüstri sonrası dönemin en önemli unsurlarından biri olan; verinin ekonomide ve hukukta yerinin olmamasının henüz tanımlanmadığını vurguladı. Teknolojik gelişmelerin eski hikayelerin bir parçası haline geldiğini ancak aynı zamanda yeni hikayeler de yarattığını, bu dönüşümün farkında olmayan bir yönetici kuşağının var olduğunu ifade etti.
Türkiye Bilişim Vakfı tarafından yayınlanan Geleceğin Paradigması: Kırılım ve Sürdürülebilirlik Manifestosu’ndan da bahseden Faruk Eczacıbaşı, manifestonun yayınlanma amacının, tüm bu gelişmeleri bir hikâyenin parçası yapmak olduğunu belirtti ve özellikle gençler arasında bilinçlendirme çabalarının artırılması gerektiğinin altını çizdi. Temiz verinin desteklenmesi, yalnızca Türkiye’nin sorunlarına değil, gezegenin ortak sorunlarına çözüm bulma amacının taşınması gerektiğini ve yeni metrikler aramanın önemini anlattı. Son olarak inovasyon, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve dirençlilik gibi geleceğin sağlıklı gezegen metriklerine dayanan modeller üzerinde çalışmanın önemine değinen Faruk Eczacıbaşı, bu yolda yalnız olmadıklarını, benzer düşünenlerle birlikte hareket edeceklerini vurguladı.
TBV Genel Sekreteri Çağdaş Ergin ise vakfın faaliyetlerini anlattı: “Eğitimler konusu ana başlıklarımızdan bir tanesi. Yaklaşık üç yıldır SAS ile birlikte Teknoloji Geliştiriciler Programı’nı sürdürüyoruz. Proje kapsamında üniversitelerde görevli akademisyenlere yönelik Analitik ve Yapay Zekâ Odağında Akademik Eğitimi Zenginleştirme Çalıştayı ve diğer eğitim faaliyetleri gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra raporlar üzerine çalışmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl belki de en çok ses getiren çalışmalarımızdan bir tanesi Beyin Göçünden Beyin Gücüne raporumuzdu. Vakfın çalışmalarından bir diğeri de yeni nesil etki yatırımı fonu Founder One oldu. Maxis ve Türkiye Girişimcilik Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz fon 2023 yılında kapsayıcılık, afet, tarım, eğitim, sağlık, iklim gibi alanlarda proje geliştiren girişimlere 2 milyon 875 bin dolarlık bir yatırım yaptı. Ortalama yatırım büyüklüğü 100 bin dolar civarındaydı. Şu ana kadar 45 yatırımdan 31’ine yatırımlar tamamlandı. Ayrıca eğitim amaçlı oyun üreten girişimlere ve oyun stüdyolarına yönelik Workup Gaming programının ilk dönemi bitti.”

SERAY KUMLU’NUN, DOSTLUK İLİŞKİSİNİ  SİYASAL BİRLİKTELİKLER ÇERÇEVESİNDE İNCELEDİĞİ DOSTLUK, AYRINTI YAYINLARI’NDAN ÇIKTI!

Akademik çalışmalarını bağımsız araştırmacı olarak sürdüren Seray Kumlu’nun, dostluk ilişkisini siyasal biraradalıklar bağlamında ele aldığı çalışması Dostluk –Siyasal Bir İnceleme, Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı. Homeros’tan Aristoteles’e, Hıristiyanlıktan modernliğe dostluğun siyasal kavranışlarını masaya yatırdığı kitapta Kumlu ayrıca, dostluğun önüne dikilen “kardeşlik”i ve karşısında inşa edilen “düşman”ı da hem tarihsel hem düşünsel bağlamı içinde kavramaya çalışıyor. Dostluk ilişkisinin, gelecek politik tasarımlar için neden bir köşede kalmaması gerektiğine de işaret eden Dostluk, siyasal düşünceye, siyasal biraradalık formlarının kuruluşuna ve elbette sevgiye dayalı ilişkinin kamusal görünümlerine ilgi duyan her okura hitap ediyor.

Ayrıntı Yayınları’nın ScholaAyrıntı Dizisi kapsamında okurlarla buluşan Seray Kumlu imzalı Dostluk, aynı zamanda yayınevinin Dinçer Demirkent editörlüğünde basılan ilk kitabı olma özelliğini taşıyor.

Dostluk, bir yandan iki kişinin yakınlık kurmasını sağlayan, sözde ve deneyimde açıklığı, duygulanımları, eşitliği, karşılıklılığı, özeni içeren, yalnızca kurulmasının tarafların tercihine kalması anlamında değil, birçok anlamda özgürlüğü de içeren bir ilişki. Öte yandan, insanların, iktidar ilişkileriyle örülü bir bütünsellik içerisinde birbiriyle ilişkilenmesi amacıyla inşa edilen bir dostluk kurgusu var: Dışlayıcılık, eşitlik yerine türdeşlik, özgürlük yerine uyum ve kapalılık sunan ama aynı zamanda içerisinde bulunan insanlara bir gruba ait olmanın duygulanımlarını sağlayan bir siyasal aidiyet biçimi.

Siyasal biraradalıkları dostluk kavramı etrafında ele alan bu inceleme, dostluğu hem siyasal düşünce içinde hem de siyasal biraradalıkların somut formları bağlamında konumlandırma uğraşında. Dışlayıcı siyasal formların yarattığı kimliklendirmelerin karşısında, farkı muhafaza eden eşitlikçi siyasal imkânların arayışında dostluk ile yol almayı deniyor.  Dostluk – Siyasal Bir İnceleme, raflarda ve internet satış sitelerinde!

MEHMET TOPAL DOWN SENDROMLULAR İÇİN VERDİĞİ İFTARDA SANAT VE SPOR DÜNYASINI BULUŞTURDU

Sanat ve futbol camiası Down sendromlularla iftarda bir araya geldi. Aktif futbol hayatı döneminde Down sendromlulara sıkça destek veren Mehmet Topal, pandemi döneminde ara verdiği buluşmalara bu kez teknik adam olarak devam ediyor. Mehmet Topal ile eşi Selda Topal, 21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü’nde, Down sendromlu bireyler için özel bir buluşma düzenleyip sanat ve spor camiasının önde gelen isimlerini iftarda bir araya getirdi.

Alternatif Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ADER) işlettiği Şişli Down Cafe’nin bir haftalık ihtiyaçlarını karşılayan Mehmet Topal, ardından Etiler Tepsi Et’te verdiği iftarda Down sendromlu bireyleri ağırladı.

İftar davetine futbol dünyasından Şener Özbayraklı, Aatif Chahechouhe, Atiba Hutchinson, Salih Uçan, Gökhan Töre, Josef de Souza, Ümraniyespor kaptanı Emre Kaplan, Antalyaspor yardımcı antrenörü Ozan Demirköprülü, sanat dünyasından Mert Kılıç, Aslıhan Güner Kılıç, Ahmet Mümtaz Taylan, Başak Soysal, Metin Özülkü, Yavuz Seçkin, Dicle Seçkin, Tuğba Melis Türk, Su Kutlu, Aslıhan Karalar, Müjde Uzman, Hasan Yalnızoğlu, İlhan Şen, Selen Sevigen, Melisa Döngel, Halil İbrahim Ceyhan, Sitare Akbaş, Görkem Sevindik, Şilan Makal, Pelin Uluksar, Bora Cengiz, Jessica May ile siyasetçi Mehmet Sevigen katıldı.

İftarın ardından gitarıyla sürpriz yapan Metin Özülkü’nün şarkılarına, Down Sendromlu gençlerden oluşan büyük bir vokal grubu eşlik etti. Gençlerin isteğini kırmayan ünlü isimler de koroya dahil olunca ortaya eğlenceli bir sahne performansı çıktı.

MEHMET TOPAL: UNUTULMAYACAK BİR AKŞAM OLDU

Futbolculuk kariyerinin ardından teknik adamlık yolunda ilerleyen ve UEFA A Lisansı’nı alan Mehmet Topal, organize ettiği iftarda, “Öncelikle bütün kardeşlerimizin Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nü canı gönülden kutluyoruz. Bu akşam burada çok güzel dostlarımız ve arkadaşlarımız vardı. Bu özel kardeşlerimizle çok güzel sohbetlerimiz oldu. Hem onlar hem de bizim için unutulmayacak bir akşam oldu. Gelen bütün misafirlerimize, dostlarımıza sonsuz teşekkür ederiz. İnşallah bu tür güzel organizasyonlarımıza devamı edeceğiz” dedi.

MEHMET TOPAL İÇİN SEMA PERFORMANSI

Geceye katılan Down Cafe çalışanlarından 26 yaşındaki Mustafa, iftar saati yaklaşırken semazen kostümüyle davetlilere bir performans sergiledi. Sema törenlerini, yakın zamanda kaybettiği babası sayesinde keşfedip takip etmeye başladığını söyleyen Mustafa, “Bu benim kalabalık önünde ilk sema dönüşüm, heyecanlıyım, bu sürprizimi Mehmet Topal abime hediye ediyorum’ dedi.

GECEDEN İLGİNÇ NOTLAR…

-Down Cafe çalışanlarının yakından tanıdığı oyuncu Tuğba Melis Türk, kendisi ile aynı adı taşıyan Tuğba ile hatıra fotoğrafı çektirirken uzun uzun sohbet etti.

-Futbolcu Salih Uçan, Mehmet Topal ve Metin Özülkü ile aynı masada oturan Down Cafe çalışanı Görkem, uzun futbol sohbetinin ardından ünlü isimlere “Bizim kafeye gelin size yemek ısmarlayayım” dedi. Görkem’in davetine Salih Uçan’ın “Kaç kişi gelebiliriz?’ sorusu üzerine Görkem’in ‘Sadece 3 kişi, kalabalık gelmeyin’ yanıtı masadakileri kahkahaya boğdu.

-Down Cafe’ye olan ilginin artması gerektiğini vurgulayan Mehmet Topal, “Çünkü onlar çalışarak hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Down Cafe diye Mecidiyeköy’de çok güzel bir kafeleri var. Fırsat buldukça insanlarımız oraya davet ediyoruz. Onlarla orada bir sohbet etmek bile çok ayrı bir zevk’ dedi.

-Siyasetçi Mehmet Sevigen, iftara elinde güller ile katıldı. Down sendromlu bireylere gül dağıtan Sevigen, “Böylesine güzel bir günde burada olmaktan dolayı çok memnumun. Mehmet Topal ve Selda Topal çiftine Down sendromlu kardeşlerimize gösterdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

-Düzenlenen organizasyonda bir de sürpriz evlilik teklifi yaşandı.

Oyuncu Pelin Uluksar, Down sendromlu Serkan ile Eyüp ile bir araya geldi. Pelin Uluksar’a Eyüp ile Serkan, evlilik teklifinde bulundu. Serkan’ın Beşiktaşlı, Eyüp’ün Galatasaraylı olduğunu öğrenen ünlü oyuncu. Fenerbahçe taraftarı olduğunu bu yüzden evlilik tekliflerini kabul edemeyeceğini esprili bir dille iletti. Bunun üzerine Eyüp ile Serkan, diğer davetlilerden buldukları Fenerbahçe logolu yüzükleri alarak teklifleri yinelemeleri herkesi güldürdü.

-Down Cafe Yöneticisi Selma Singen, “Selda Hanım ve Mehmet Bey tarafından buraya davet edildik. Kendileri bizim gönüllülerimiz. Uzun süredir yanımızdalar. Bugün de bizi sizlerle tanıştırmak ve güzel bir gece geçirmek için buraya davet ettiler. Biz bir dernek olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çocuklarımız orada çalışarak hayata katılmaya ve toplumu bilinçlendirme adına çalışmalar yapıyoruz. Kafemize herkesi bekliyoruz. Çocuklarımızla güzel bir gün geçiren Topal çiftine çok teşekkür eddiyoruz’ diye konuştu.

-Usta müzik adamı Metin Özülkü, Down sendromlu Ozan Gürmen ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Özülkü, kendisinin hayranı olduğunu öğrendiği Gürmen ile yakından ilgilendi. ‘Seninle Olmak Var Ya adlı şarkıyı Metin Özülkü ile birlikte yaptık’ diyen Ozan’a, usta müzik adamı ‘Bu şarkının gerçek eser sahibi bu genç’ diyerek Down Cafe çalışanını onurlandırdı. Ozan ardından Meti Özülkü’ye “Çok mutluyum, benim için büyük sürpriz oldu. Bilmiyordum burada olduğunuzu. Siz çok kıymetli ve değerlisiniz. Şarkılarınızı çok seviyorum. 90’lar tarihini Metin Özülkü’den öğrendim, bütün şarkılarını ezbere biliyorum” dedi.

– Oyuncu Müjde Uzman, davet edildiği için çok mutlu olduğunu dile getirerek, “Popülerlik, tanınmışlık, bilinirlik ne derseniz deyin bunların hepsinin bir fayda için kullanılması gerektiğini düşünen bir insanım olarak bu organizasyonun çok güzel ve farkındalık yaratan bir organizasyon olduğuna inanıyorum. Çünkü günün sonunda hepimiz insanız. Hepimizin birbirine destek olması gereken bir dünyada yaşıyoruz. Organizasyonu düzenleyen Mehmet ve Selda Topal çiftine ve buraya gelen herkese çok teşekkürler’.Şişli’deki kafeye de bu vesileyle herkesi davet etmek istiyorum. Oranın desteğe ve ilgiye ihtiyacı var. Ben sık sık gideceğim’ dedi.

-Oyuncu Melisa Döngel, “Çok güzel bir günde, çok güzel insanlarla tanışma fırsatı bulduk. Çok keyifli zamanlar geçirdik. Gerçekten dünya onların farkıyla ve sevgisiyle dönüyor ve büyüyor. İçlerinde çok saf ve çok güzel bir sevgi var. Biz de bugün o sevgiyle yan yana gelebilme ve o sevgiyi tadabilme şansı elde ettik. Umarım bütün insanlar bu sevginin ve farkındalığın farkına varır’ diye konuştu.

-Oyuncu Yavuz Seçkin, “Bugün çok değerli sanatçılar, futbolcular, güzel insanlarla birlikte Down Cafe’nin kapanmaması için, hep açık kalması için bir aradayız. Güzel dileklerde bulunduk. Güç verdik. Gideceğiz artık. Tostlarını yiyeceğiz, ayranlarını ve taze sıkma portakal sularını içeceğiz ama elimiz boş çıkmayacağız. Onları destekleyeceğiz. Down Cafe hep açık kalsın” ifadelerini kullandı.

-Sporcu ve oyuncu Hasan Yalnızoğlu, “Down çocuklarımız çok özel ve bugün onların günü. Bu kafeyi ilk duyduğumda çok şaşırmıştım ama gittiğimde çok şaşırdım. Çok güzel bir mekan var Şişli’de. Orada çalışıyorlar. Orada kendi hayatlarını idame ettiriyorlar. Biz artık oradayız. Sizler de gelirseniz çok mutlu oluruz’ dedi.

-Geceye futbolcu eşi Şener Özbayraklı ile katılan oyuncu Şilan Makal ise “Destek için buradayız. Umarım ki onların kalbindeki sonsuz sevgi, içlerinde zerre kötülük olmayan kalpleri dünyaya ilham olsun” şeklinde konuştu.

-Oyuncu İlhan Şen ise “ben dünyanın bütün renkleriyle bir bütün olduğunu düşünüyorum ve bu şekilde de yaşıyorum. Set yoğunluğum ne kadar dolu olsa da vaktim el verdiğince etrafımdaki renklerin parlaması için elimden geleni yapıyorum. Selda ve Mehmet’in beni de davet etmesine çok mutlu oldum. Uzun zamandır bu kadar içten ve samimi bir ortamda bulunmamıştım. Down sendromlu arkadaşlarımızın mutluluğu bizim yüzümüzü daha çok güldürdü. Onlar için her zaman varım” dedi.

20 Mart Dünya Ağız Sağlığı Günü’nde ağız ve diş sağlığınızı Philips Sonicare ile koruyun
Her yıl Dünya Diş Hekimleri Birliği tarafından ağız ve diş hastalıkları konusunda farkındalığı arttırmak amacıyla kutlanan 20 Mart Dünya Ağız Sağlığı Günü’nde Philips, tüketicileri ağız ve diş sağlığı konusunda kendi sağlıklarını kontrol altına almaları için teşvik ediyor.
Her yıl dünya genelinde 20 Mart’ta kutlanan Dünya Ağız Sağlığı Günü’nde, ağız ve diş sağlığının sağlık ve yaşam kalitesi için önemine dikkat çekilmektedir. ABD’de yapılan araştırmalara göre, diş eti hastalıkları ile kalp hastalıkları ve pek çok kronik hastalık arasında bir bağlantı olduğu görülmektedir.[1][2][3] Zararlı bakteriler ağızda biriktiği zaman diş eti iltihabı ve periodontit gibi hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Bakteriler dişlerinizi çevreleyen kemik ve deri dokusunun bozulmasına yol açmaktadır. Klinik çalışmalar, diş eti hastalıklarının vücudunuza bakterilerin girmesine ve yayılmasına olanak sağlayarak, kalp sağlığınızı riske soktuğunu göstermektedir. Bu nedenle diş eti hastalıkları kardiyovasküler hastalıkların artmasına neden olan risk faktörlerinden biridir. [4][5] “Kalp sağlığı ve diş sağlığı arasında ilişki olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 56”
IPSOS iş birliğiyle 2023 yılında dördüncüsü gerçekleşen Philips Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması sonuçlarına göre kalp sağlığı ve diş sağlığı arasında ilişki olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 56 iken, diş sağlığının genel sağlık durumu ile bağlantılı olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 79. Kamuoyunun yüzde 26’sı son bir yıl içinde diş doktoruna gitmediğini ifade etmektedir. Diş sağlığı konusunda en fazla yaşanan sorunların diş eti kanaması ve hassasiyet olduğu belirtilmektedir. Ayrıca elektrikli diş fırçası kullananların yüzde 35’i bu tercihlerinin sebebinin elektrikli diş fırçalarının diş eti bakımını daha iyi yapması olduğunu vurgulamaktadır.[6] Konuya ilişkin olarak Philips Kişisel Sağlık Türkiye Ülke Müdürü Sinan Kebapcı, “Ağzımız, genel sağlığımız hakkında çok şey gösterebileceğinden, genellikle ‘vücuda açılan kapı’ ve ‘sağlığın aynası’ olarak düşünülür. Sağlıklı bir gülümseme, insanların kendine olan güveni ile beraber yaşam kalitesini de artırıyor. Bu nedenle, bireylerin düzenli bir ağız ve diş temizliği rutini oluşturması çok önemli. Philips Sonicare ürünlerimizle, ağız ve diş sağlığının bir bütün olarak korunmasına yardımcı olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Philips Sonicare ile doğru ağız ve diş sağlığı bakımı
Philips Sonicare Diamond Clean 9000 , manuel diş fırçasına kıyasla 10 kata kadar daha fazla plağı temizlemeye yardımcı olmaktadır.[7] Bluetooth bağlantısı ile çalışan Sonicare App ise diş fırçalama alışkanlıklarının takip edilmesini ve daha iyi bir temizlik yapılmasını mümkün kılmaktadır. Philips Sonicare Power Flosser ağız duşu ise uygulanan alanlarda yüzde 99,9’a kadar plak temizliği sağlarken[8], diş aralarının hızlı, etkili ve aynı zamanda nazik bir şekilde temizlenmesine yardımcı olmaktadır. Philips’in bu çözümleri düzenli bir ağız ve diş temizliği rutini oluşturulmasını sağlayarak yaşam kalitesini artırmaktadır.

Kültür ve Sanatın Buluşma Noktası: Artweeks 9. Edisyonu için Geri Sayım Başladı!

Sanat dünyasının her yıl heyecanla beklediği Artweeks İstanbul’un 9. Edisyonu,
Bilgili Holding ev sahipliğinde, 20-28 Nisan tarihleri arasında
The Ritz Carlton Residences, İstanbul B Blok’ta gerçekleşecek.
Bilgili Sanat ve Sabiha Kurtulmuş organizasyonu ile düzenlenen etkinlik, sanat dünyasının her yıl heyecanla beklediği, şehrin en prestijli etkinliklerinden biri olarak biliniyor.

Artweeks İstanbul, Yeni Lokasyonu B Blok’ta

Uzun yıllardır Akaretler Sıraevler’de düzenlenen Artweeks, şehrin dinamiğini yansıtan yapısıyla bu sefer farklı bir lokasyonda olmanın heyecanını taşıyor. The Ritz Carlton Residences, İstanbul B Blok, son zamanlarda sanatın ve kültürün buluşma noktası olmaya aday, görkemli bir yer olarak öne çıkıyor. Artweeks İstanbul’a ayrıcalıklı bir ev sahipliği yapacak ve katılımcılarına benzersiz bir deneyim sunacak olan B Blok’ta, Türkiye’nin önde gelen galeri ve sanatçılarının eserleri görülebilecek.

Artweeks İstanbul 9. Edisyonu, sanatın evrensel dilini yansıtan eserlerle sanatseverler ve sanatçılar arasında değerli bağlar kurmayı hedefliyor.

The Ritz Carlton Residences, İstanbul B Blok’ta 20-28 Nisan arasında sürecek etkinlikte, tüm sergiler ve söyleşiler sanatseverlere açık ve giriş ücretsiz olacak.

Canovate Elektronik, Umman’daki Datamount projesini tamamladı

Ülkemizin teknoloji üssü Canovate Group şirketleri arasında yer alan Canovate Elektronik, Umman’ın en büyük veri merkezi olan “Datamount” veri merkezini 2024 yılının ilk çeyreğinde başarıyla tamamladı. Datamount veri merkezi, Umman Kraliyet Fonu ve Silahlı Kuvvetler Fonunun ortak iştiraki olup, Umman’da şimdiye kadar yapılmış en büyük ve en gelişmiş veri merkezidir. Söz konusu veri merkezi Şubat 2024’te bizzat Umman Sultanı Ekselansları Haitham bin Tariq ve üst düzey devlet yöneticileri tarafından açıldı. Datamount projesi, Umman’ın dijitalleşme projesi için son derece önemli bir adımdır ve Amazon, Google, Alibaba gibi dünya devleri de söz konusu veri merkezinin ilk müşterilerinden oldu.

Canovate veri merkezleri; %50’nin üzerinde enerji verimliliği sağlıyor

Canovate Elektronik’in uluslararası danışman firmaların kriterlerini belirlediği ihalede global rakipleri olan ABD, Avrupa ve Çin menşeli rakiplerini geçerek bu projeyi yapmaya hak kazandığını kaydeden Canovate Group CTO’su Kıvanç İlal, şunları söyledi:

“Canovate Elektronik’in seçimindeki en önemli kriterler; enerji verimliliği, uzaktan erişim ve izleme, yedeklilik ve inovatif teknolojiler oldu. Ayrıca proje, full yedekli olup, dünyanın en önemli veri merkezi sertifikalandırma kuruluşu olan Uptime institute tarafından Tier 3 seviyesinde veri merkezi olarak sertifikalandırılmıştır. Zira, bir veri merkezinde kullanılan enerjinin %50’si aslında o veri merkezinde kullanılan cihazları soğutmak için kullanılmaktadır. Enerjiye ihtiyaç duyan sunucu ve depolama cihazları ise, enerjinin sadece  %35’ni kullanmaktadır. Bundan dolayı veri merkezlerinde enerji tüketimi düşürmek en önemli kriterdir. Enerji verimliliği dünyada artan enerji fiyatları ve ayrıca çevreyi korumak açısından son derece önemlidir. Söz konusu projede, Canovate’in tasarımı olan ve enerji kullanımını %50’den fazla azaltan tüm veri merkezi odası yerine, sadece sunucu kabinlerini soğutan su bazlı  “inrow  “ soğutma ve chiller sistemleri kullanılmıştır. Bu teknolojiyi kullanarak tüm veri merkezi odasını soğutmak yerine, sadece kabinleri soğutarak %50’nin üzerinde enerji verimliliği sağlanmıştır ve bundan dolayı son derece çevre dostu bir veri merkezi oluşturulmuştur. Bundan başka, veri merkezinin 24 saat boyunca uzaktan izlenmesi ve cihazların varsa sorunlarının gözlenmesi acil müdahale açısından son derece önemlidir. Söz konusu veri merkezlerinde 1 saatlik bir duruş bile ciddi finansal zararlara ve güvenlik sorunlarına yol açmaktadır. Veri merkezinde bulunan tüm soğutma, UPS, kamera, jeneratör, elektrik panoları  gibi cihazlar ve bunun yanı sıra sıcaklık, nem gibi tüm çevresel faktörler anlık olarak gözlenmekte ve herhangi bir sorunda ilgili veri merkezi yöneticileri bu sorundan e-mail ve sms mesajı ile anlık olarak haberdar edilmektedir. Tüm bu uzaktan izleme ve kontrol sistemleri bizzat Canovate üretimi olan Ortam izleme cihazları ve veri merkezi yönetim (DCIM) yazılımı sayesinde yapılmaktadır. Tüm bunlar dışında, söz konusu veri merkezi Umman’da bulunan servis partnerimiz tarafından 7/24 gözlenmektedir ve herhangi bir sorunda aniden  müdahale yapacak şekilde bir organizasyon oluşturulmuştur. Datamount  veri merkezi projesinde sağladığımız müşteri memnuniyeti neticesinde, bu projenin hemen arkasından, yeni veri merkezleri projeleri üzerinde çalışmalar devam edecektir.” şeklinde konuştu.

Geleceğine Zemin Yarat Öğrenci Proje Yarışmasının 10. Dönemi Sonuçlandı!

Gerflor Türkiye’nin desteklediği Geleceğine Zemin Yarat öğrenci proje yarışmasının 10. dönemi sona erdi! Türkiye ve KKTC’den mimarlık lisans programı öğrencilerinin yoğun ilgisi ile 150’den fazla başvuru alan yarışma, 16 Mart Cumartesi günü Aura İstanbul’da final jürisi ve ödül töreniyle tamamlandı.

Gerflor Türkiye’nin desteklediği Geleceğine Zemin Yarat, geleceğin mimar adaylarına ufuklarını genişletecek unutulmaz bir seyahat imkanı sunmayı hedefleyen, yarının kentlerini, mekanlarını ve tasarım parametrelerini belirleyecek gençlere değerli bir katkı sağlamayı amaçlayan bir öğrenci proje yarışmasıdır.

10. dönem jüri üyeleri Ayhan Böyür, Cem Sorguç, Durmuş Dilekci, Ece Ceylan Baba, Esin Tercan, Kurtul Erkmen ve Serter Karataban oldu. Jüri üyeleri, 150’den fazla başvuru alan yarışmanın değerlendirme sürecinde yoğun bir konsantrasyon ve özveri ile çalıştı.

Yarışmanın ilk değerlendirme aşaması 29 Şubat Perşembe günü Gerflor Türkiye Showroom’unda başladı. Değerlendirme süreci 11 Mart Pazartesi günü sonuçlandı ve 5 proje sahibi öğrenci final jürisinde sunumlarını yapmak üzere Aura İstanbul’a davet edildi.

Finalistler:

  • Aleyna Balamir – Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
  • Archad Moubyne Darankoum – Uludağ Üniversitesi
  • Ezgi Özdil – Yıldız Teknik Üniversitesi
  • Feride Ayeş – Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
  • Yaren Gülbey – Eskişehir Teknik Üniversitesi

16 Mart Perşembe günü Aura İstanbul’da gerçekleşen öğrenci sunumları ve final değerlendirmesinin sonucunda birincilik ödülü olan programlı seyahat bursunun kazananı Feride Ayeş oldu. Jüri özel ödülünü ise Archad Moubyne Darankoum kazandı.

Biletix’ten 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’ne Özel Kampanya

Türkiye’nin önde gelen biletleme platformu Biletix, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’ne özel bir kampanya başlatıyor. Kampanya seçili etkinliklerde geçerli olacak ve Tiyatroseverler %30 indirim ve 2 Al 1 Öde kampanyasından yararlanarak sevdikleri tiyatro oyunlarını izleyebilecek.

En uygun tiyatro biletlerini bu kampanyada bulabilirsiniz!

Biletix’in 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’ne özel kampanyası, 22 Mart Cuma günü saat 11:00’de başlayacak ve 27 Mart Çarşamba günü saat 23:59’a kadar devam edecek. Pek çok tiyatro gösterisinin satışa sunulacağı kampanya dahilindeki biletler, Biletix’in özel kampanya sayfasından satın alınabilecek. Stoklarla sınırlı olan ve sadece www.biletix.com internet sitesinden satın alınabilecek biletleri kaçırmayın!

Türkiye Ekonomisinin Kadın Liderleri 2024 Dijital Kitabı Yayında!

Kadın Dostu Markalar Platformu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel yayınladığı ‘Türkiye Ekonominin Kadın Liderleri 2024 Dijital Kitabı’, ezber bozan başarılara imza atan, farklı sektörlerdeki Türkiye ekonomisinin 50 kadın liderini bir araya getirdi. 50 kadın yöneticinin liderlik deneyimlerini ve başarı sırlarını aktardığı kitap, platformun web sayfasında yayınlandı.

Üç yıla yakın sürede hazırladığı yedi dijital kitabı okurlarıyla buluşturan Kadın Dostu Markalar Platformu, 8 Mart tarihinde Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak sekizinci dijital kitabı Türkiye Ekonomisinin Kadın Liderleri 2024’ü yayına aldı.En son yayınladığı dijital kitabı ile Türkiye ekonomisine yön veren şirketlerin yönetim kademelerini başarıyla temsil eden 50 kadın lideri bir araya getiren Kadın Dostu Markalar Platformu, diğer yayınlarında olduğu gibi bu kitabıyla da hem bugünün liderlerine ilham olmaya hem de geleceğin liderleri gençlerin yolunu aydınlatmaya devam ediyor.

Türkiye’de birçok önemli büyük şirketi yöneten Türkiye ekonomisinin 50 kadın lideri, kitaptaki röportajlarında kariyer yolculuklarının yanı sıra iş hayatındaki başarılarının anahtarlarını ve yönetim felsefelerini aktardı. Türkiye ekonomisinin resmini çizip sorunları ile çözüm önerilerini sıralayan kadın liderler, aynı zamanda geleceğe dönük hedef ve hayallerinden de bahsetti.

“Kitaplarımız ile ilham olmayı sürdüreceğiz”

2021 yılından bugüne platform bünyesindeki Farkındalık Kitaplığı’nda yayınladıkları dijital kitaplara sürekli yenilerini eklediklerini açıklayan Kadın Dostu Markalar Platformu Genel Müdürü ve Kurucusu Nazlı Demirel, Türkiye’de çeşitli sektörlerde kariyer edinmiş kadınların başarı hikayelerini aktararak girişimcilere, yöneticilere, kadınlara, gençlere ve toplumun her kesimine ilham olmayı sürdüreceklerini söyledi. Demirel, “Büyük bir çoğunluğu iş dünyasının seçkin kitlelerinden oluşan, araştırmacı gruplar, öğrenciler tarafından da oldukça sıkı takibe alınan kitaplarımız ile 2 ayda ortalama 350 bin okura ulaşıyoruz” diye konuştu.

Türkiye Ekonomisinin Kadın Liderleri 2024 ile erkek egemen yönetim dünyasındaki ezber bozan başarılı kadın liderleri bir araya getirmekten büyük mutluluk duyduklarını belirten Demirel, “Her birinin kariyer hikayesi ile liderlik ettiği sektörü farklı olan ve birçok önemli büyük şirketi yöneten bu kadın liderler, üstlendikleri projeler ve imza attıkları başarılarla sadece sektörlerinde değil, iş dünyasında da cinsiyet odaklı eşitlik adına bir rol model oluyorlar. Kadın Dostu Markalar Platformu olarak, başarı hikayelerini yazıp aktarmaktan büyük keyif aldığımız her bir kadın liderin verdiği mesajın, gençlere ve kadın girişimcilere mentor ve ilham kaynağı olmasını, iş dünyasındaki kadın gücüne sinerji katmasını ve yeni iş birliği fikirleri doğurmasını diliyoruz” diye konuştu.

Kadın Dostu Markalar Platformu’nun www.kadindostumarkalar.org web sitesinde yayına giren Türkiye Ekonomisinin Kadın Liderleri 2024 Kitabında yer alan isimler arasında; Aynur Eke, Aysu Yavuz, Ayşegül Adaca Oğan, Ayşem Sargın, Aytül Erçil, Banu Aksoy, Banu Deniz Çetinkol, Begüm Mutuş, Burcu Bekdaş, Cemile Banu Hızlı, Cristina Polini, Devrim Erol, Duygu Erzurumlu Cengiz, Ece Kaşıkcı, Ege Pekkınran, Ekin Tükek, Elif Çelik, Gamze Baykal, Gül Akyürek Balta, Güldem Berkman, Gülperi Odabaş, Hatice Ayas, Işıl Hasdemir, İdil Pamir, Melisa Tokgöz Mutlu, Merve Tezel, Milena Elmasoğlu, Nergiz Ayvaz Bumedian, Nil Tiritoğlu, Nilgün Akdoğan, Nilgün Keleş, Oya Yıldız, Özge Engin, Özge Kılıç Güler, Özlem Arslan Kart, Sedef Ataman, Selen Yorgun Tavit, Sibel Kutman Oral, Sinem Öksüz Dedebayraktar, Sinem Türüng, Tülay Hacıoğlu Şengül, Tülin Kalyoncu, Ülkü Özcan, Vennas Akyol Haznedar, Vildan Kumrulu, Yasemin Terle, Yeşim Pınar Kitapçı, Zeynep Doğan, Zeynep Ecemiş, Zeynep Selgur bulunuyor.

Kadın Dostu Markalar Platformu’nun Dijital Farkındalık Kitaplığı’nda ise TÜRKİYE EKONOMİSİNİN KADIN LİDERLERİ 2024’ün yanı sıra ‘Türkiye Ekonomisinin Kadın Liderleri 2021’, ‘Teknolojide Kadın Gücü’, ‘Enerjide Kadın Gücü’, ‘Dijital Dönüşümün Kadın Liderleri’, ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcileri’, ‘İhracatta Fark Yaratan Kadınlar’, ‘Cumhuriyetin 100. Yılını Aydınlatan Kadın Dostu Markalar’ dijital kitapları okuyucularıyla buluşmaya devam ediyor.

Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Türkiye’nin ve dünyanın öncelikli gündem maddelerinden biri haline gelen enerji verimliliği, sürdürülebilirlik için büyük önem taşıyor. Artan nüfus ve kentleşme enerji tüketimini artırırken, yeni yaşam alanlarının oluşturulmasında ve mevcut alanların enerji verimliliğinin sağlanmasında ısı yalıtımı büyük önem taşıyor.

Günümüzde dünya nüfusu ve buna bağlı olarak kentleşme büyük bir hızla artıyor. Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 68’i şehirlerde yaşayacak. Bu durum kentlerin enerji verimliliği konusunda daha dikkatli hareket etmesinin önemini ortaya koyuyor.

Enerji verimliliğinin sağlanmasında en önemli katkıların başında bilinçli tüketim ve ısı yalıtımı geliyor. Özellikle ısı yalıtım pazarına yapılan yatırım her geçen gün artıyor. Bugün tüm dünyada 100 milyar dolarlık bir pazara ulaşan ısı yalıtım endüstrisinin önümüzdeki dönemde çok daha hızlı büyüyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bunun en önemli nedenleri arasında da etkilerini her geçen gün daha şiddetli olarak yaşadığımız iklim krizi gösteriliyor. Isı yalıtım sektörü ise doğası gereği, gelecek nesillere sürdürülebilir bir yaşam alanı bırakma noktasında son derece önemli katkılar sağlıyor.

Bugün Türkiye’de tüketilen toplam enerjinin yüzde 40’ı binalarda kullanılıyor. Isı yalıtımı yapılan binalarda ise yüzde 70’e varan enerji verimliliği sağlanabiliyor. Dolayısıyla binaların ve tesislerin yalıtımı hem son derece ekonomik hem de iklim değişikliğiyle mücadele için en temel adımı oluşturuyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile enerji tüketimini azaltılmasına ve verimli, geri dönüştürülebilir ve çevre dostu malzemelerin kullanımına verilen önemin artması, pazarın gün geçtikçe büyümesini sağlıyor. Özellikle enerji maliyetlerinin, tüketimin ve yeni konut ihtiyaçlarının ortaya çıkması yalıtım ürünlerine olan talebi de artırıyor. Kuzey Amerika ve Avrupa gibi gelişmiş bölgelerde konut ve ticari uygulamalarda yalıtım malzemelerine bu talep, ürün penetrasyonu üzerinde de olumlu bir etki yaratıyor.

Isı yalıtımı ile enerji verimliliği arasında çok önemli bir ilişki var
Türkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli en büyük yalıtım şirketi ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapıyor: “Binalarda ve sanayide enerji verimliliğinin önemi gün geçtikçe artıyor. Dünyamızın sürdürülebilirliği için bu konuyla ilgili olarak bilinci artırmak ve bu alana yatırım yapmak gerekiyor. Binalarda ısı yalıtımı ile enerji verimliliği arasında çok önemli bir ilişki var. Bugün ülkemiz yalnızca bina yalıtımıyla güncel fiyatlarla yıllık 15 milyar dolar enerji tasarrufu yapabilir. Öte yandan yalıtım, iklim kriziyle mücadele sürecine de büyük bir katkı sağlayacak potansiyele sahip. ODE Yalıtım olarak, iklim krizsiz bir gelecek için dünya standartlarında yüksek kaliteli yalıtım çözümlerimizle enerji tasarrufu sağlıyoruz. Özellikle gelişmiş ülkeler bu alana çok ciddi yatırım yapıyor. Biz de Türkiye’nin yalıtım malzemeleri ihracatının yüzde 16’sını üstlenerek, ülke ekonomisine hem enerji verimliliği hem de ihracatla katkı sunmaya devam ediyoruz. İZODER’in verilerine göre 2022 yılında Türkiye ısı yalıtım pazarının büyüklüğü 1 milyar dolar civarında; Türkiye’nin ısı yalıtım pazarından aldığı pay da yüzde 1 oranında. ODE Yalıtım olarak ülkemiz ihracatına katkı sağlamak ve Türkiye’nin bu alanda aldığı payı da artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

SAKURA FESTİVALİ JAPONYA’DAN SONRA İLK KEZ SABANCI ÜNİVERSİTESİ’NDE

Binin üzerinde Sakura ağacının yer aldığı, bu anlamda Türkiye’nin en büyük Sakura populasyonuna sahip olan Sabancı Üniversitesi’nde, “Geleceğe Söz Ver” Burs Programı kapsamında, bu yıl ilk kez “Sakura Festivali” etkinliği gerçekleşecek.

Sabancı Üniversitesi, çiçek açtığı dönemde yüz binlerce insanı Japonya’da toplayan “Sakura Festivali’ni” Türkiye’ye taşıyor. Kampüs alanında bulunan binin üzerinde Sakura ağacının renk harmonisi yaratacağı festival, Türk-Japon ilişkilerinin başlamasının 100’üncü yılına ithaf edildi. 2 Nisan tarihinde Türkiye’nin en büyük Sakura ağacı popülasyonuna sahip olan Sabancı Üniversitesi kampüsünde düzenlenecek festivalde; Japon kültürüne özgü etkinlikler, kutlamalar ve özel gala programıyla ziyaretçiler ağırlanacak.

Japon kültüründe yeniden doğuşu simgeleyen Sakura ağaçlarının çiçekleriyle süsleneceği festival ayrıca “Geleceğe Söz Ver” Burs Programı kapsamında Sabancı Üniversitesi’nde eğitim gören başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlere başarılarını sürdürme konusunda destek sağlayacak bir kaynak da yaratacak.

Festival gün boyu sürecek

Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin yüzüncü yılında bir ilke imza atan Sabancı Üniversitesi’nin düzenlediği Sakura Festivali kapsamında davetliler, kampüste bulunan 1000’in üzerindeki Sakura ağacının çiçeklerini izleme fırsatını bulacaklar ve baharın gelişini coşkuyla kutlayacaklar.

Tüm gün boyunca sürecek Sakura Festivali’nin gündüz programında Japonya’dan gelen ünlü grup Kufuki ve Heart Sutra konserlerinin yanı sıra DJ Salam performansıyla davetlileri coşturacak. Ayrıca; origami, ikebana, chado, sushi ve koku atölyeleri ile birlikte, kendo gösterisi ve geleneksel çay seremonisi törenleri de gerçekleştirilecek. Büyük usta Hayao Miyazaki’nin on yıl aradan sonra sinemaya muhteşem dönüş yaptığı “The Boy and The Heron” filminin gösterimi de festival programı içinde yer alacak.

Gala gecesi de özel olacak

“Sakura Festivali Gala Etkinliği”nde, ünlü Japon grup “WA League”den geleneksel Japon kültürünün izlerini taşıyan çok özel bir performans gerçekleştirecek. Grubun ardından sahne, yeni neslin en önemli seslerinden, söz yazarı ve besteci Cem Adrian’ınolacak. “Sakura Festivali Gala Etkinliği”nin, Biletix üzerinden gerçekleşecek bilet satışından elde edilecek gelirin tamamı Sabancı Üniversitesi’nin “Geleceğe Söz Ver” burs programına aktarılacak.

Geleceğe Söz Ver Burs Fonu Nedir?

Geleceğe Söz Ver Burs Fonu, Sabancı Üniversitesi’nin özgün ve yenilikçi eğitiminden daha fazla sayıda başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencinin faydalanmasını amaçlayan bir burs fonudur. İlhamını, gençlerin daha güçlü bir gelecek ve daha iyi bir dünya için sorunların çözümüne verdiği sözlerden almaktadır.

Bu özel festivalin akşam programında yer alan gala etkinliğinde ise Japon kültüründe yeniden doğuşu simgeleyen Sakura ağaçları hem iki toplumu bir araya getirecek hem de Sabancı Üniversitesi’nde eğitim gören başarılı ve ihtiyaç sahibi gençler için umut olacak.

2 Nisan 2024, Salı günü gerçekleşecek Sakura Festivali Gala Etkinliği’ne katılmak isteyenler, etkinlik biletlerine Biletix üzerinden erişebiliyor.

İLKSEN UTLU’NUN, ŞEHİR YAŞAMININ KARMAŞASINDA DENGEDE KALMANIN YOLLARINI ANLATAN YENİ KİTABI AHENK İÇİNDE RAFLARDA!

Yazar ve farkındalık (mindfulness) eğitmeni İlksen Utlu’nun yeni kitabı Ahenk İçinde, raflarda ve internet satış sitelerinde yerini aldı! Özellikle şehirde yaşayan insanlara, kendileriyle ve hayatla uyum içinde bir yaşam sürdürebilmek için faydalı öneriler sunan Ahenk İçinde, bunun ancak bir parçası olduğumuz doğayla ilişkimiz üzerinden mümkün olabileceğini anlatıyor. Hayatın içinde daha çok anlam, dinginlik bulmak, olağanın içindeki mucizeleri görüp keyfini sürebilmek için sunduğu önerilerle bir rehber niteliğindeki kitap, özgün doğamızla bağlantımızı hatırlatmayı amaçlıyor.

10 yıllık öğretmenlik deneyimi olan İlksen Utlu, son yıllarda çalışmalarına farkındalık (mindfulness) eğitmeni olarak devam ediyor. Daha önce ilk çocuk kitabı Üzüntü ile Neşe, Gezerler Hep El Ele’yi çıkaran Utlu, şimdi de Doğan Novus tarafından yayımlanan Ahenk İçinde adlı kitabıyla okurlarla buluşuyor.

Hepimiz biraz yorgunuz. İçinde bulunduğumuz hız çağının kuşatmasında, daha hızlı olmaya, aynı anda birçok işi yapmaya, farklı farklı rolleri mükemmel bir biçimde giyinmeye çalışıyoruz. Ve bütün bunları kotarmaya çalışırken merkezimizden savruluyor, kendimizden ve doğadan kopuyoruz. Geçmişin hikâyelerine takılıyor, gerçekliği olmayan kaygılarla boğuşuyor, yaşam ahengimizi yitiriyoruz.

Oysa hepimiz kendimizi iyi hissetmek, hayatı üretken, keyifli bir biçimde yaşamak istiyoruz. Peki, bu nasıl mümkün? Kendimiz ve yaşamla ahenk içinde olmak ancak ayrılmaz bir parçası olduğumuz doğayla ilişkimizle mümkün. Doğanın salınımlarıyla uyum içinde, yazı yazda, baharı baharda, kışı kışta yaşamak ve merkezinde, hafif, telaşsız bir akışta olmak, nefeslenmek. Derin bir nefes al şimdi! Arkana yaslan. Hatırla ,ahenk içinde bir yaşam için ahenk senin içinde!

Amgen’ın da desteklediği “Kadına Sağlık” podcast serisinin tüm bölümleri yayında

PWN İstanbul ve Awen for Us iş birliğiyle hayata geçirilen “Kadına Sağlık” podcast serisi kapsamında, Amgen Türkiye desteğiyle hazırlanan “Kemik Erimesi” (Osteoporoz) konulu bölüm dahil olmak üzere tüm bölümleri yayınlandı. Sunuculuğunu yazar ve seslendirme sanatçısı Yekta Kopan’ın üstlendiği podcast serisinde, birbirinden kıymetli gönüllü kadın konuşmacılar, kadın sağlığına dair önemli bilgiler aktarıyor.

Biyoteknoloji alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olan ve yenilikçi tedavi yaklaşımlarını araştırarak hayati öneme sahip ilaçlar üretmeye yönelik çalışmalarını 40 yıldan uzun süredir aralıksız devam ettiren Amgen’ın da destekçileri arasında olduğu “Kadına Sağlık” podcast serisinin tüm bölümleri yayınlandı. Sunuculuğunu yazar ve seslendirme sanatçısı Yekta Kopan’ın üstlendiği podcast serisinin Amgen’ın koşulsuz katkılarıyla gerçekleştirilen “Kemik Erimesi” (Osteoporoz) konulu bölümünde, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şansın Tüzün, hayatta sağlam durmak için kemik erimesinin nedenlerini, önlemleri ve daha fazlasını aktarıyor.

“Kadına Sağlık” Podcast Projesi; Professional Women’s Network İstanbul (PWN İstanbul) ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) iş birliği, UN SDSN Türkiye ve Awen for Us desteğiyle gerçekleştirilen “Sağlığa Yön Verecek Kadın Liderler Programı” mezunları tarafından hayata geçirildi. Türkiye’nin en kapsamlı ilk kadın sağlığı podcast serisi “Kadına Sağlık”, her bölümünde farklı bir konuyu ele alarak, kadın sağlığına dair geniş bir yelpazede bilgi sunuyor ve kadın sağlığı okuryazarlığını artırmayı hedefliyor. “Kadına Sağlık” Podcast Serisi, “Bilgi kadını güçlendirir, kadın toplumu dönüştürür” misyonuyla, sağlıklı yaşamdan, infertiliteye; depresyondan, kemik erimesi ve meme kanserine kadar birçok önemli konuda uzman gönüllü kadın konuşmacılarla derinlemesine söyleşilere yer veriliyor.

Amgen Türkiye Genel Müdürü, PWN Danışma Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Sağlığa Yön Verecek Kadın Liderler Programı’nın yaratıcılarından Güldem Berkman konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Bundan 3 yıl önce PWN İstanbul ve ilaç sektöründen 5 kadın bir araya gelerek sağlık sektöründe kadın lider sayısını artırmak için bir hayal kurduk. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi ve Awen for Us’ın yöneticileri yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi’nden kıymetli hocalarımız da ‘Biz de varız!’ dediler. İlaç ve sağlık sektöründen ulusal ve uluslararası 35 farklı şirketin genel müdürleri koşarak, tam gönüllülükle elini taşın altına koydu, bilgi ve birikimlerini yeni kadın liderleri desteklemek için paylaştı. Bugün geldiğimiz noktada 3. dönemine başladığımız, 50 mezunu olan kocaman bir kadın lider yetenek havuzu oluşturduk. Hep birlikte kadın liderler için sürdürülebilir fayda yaratmak öncelikli hedefimiz. Bu programın ilk meyvesi olan ‘Kadına Sağlık’ Podcast Projesini heyecanla ve mutlulukla takip ediyorum.”

Kadın sağlığıyla ilgili merak edilenler bu podcast serisinde

“Kadına sağlık, yarınlar aydınlık” sloganıyla yola çıkan, Türkiye’de sağlık alanında ilk kez bu kadar fazla firmayı toplumsal fayda için bir araya getiren, tüm kadın konuşmacıların gönüllü olarak yer aldıkları “Kadına Sağlık” Podcast Serisi, Cumhuriyetimizin 100. Yılında projeye katkı sağlayan tüm gönüllülerin Türkiye’deki kadınlara armağanıdır.

Kayseri’de Şubat ayı itibariyle toplam taşıt sayısı 454 bin 768 oldu, 193 bin 600 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %43,7’sini motosiklet, %39,7’sini otomobil, %9,4’ünü kamyonet, %3,8’ini traktör, %2,1’ini kamyon, %0,8’ini minibüs, %0,4’ünü otobüs ve %0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %9,3 azaldı
Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre traktörde %59,4, motosiklette %40,5 artarken özel amaçlı taşıtta %38,0, kamyonette %32,2, otomobilde %32,1, minibüste %24,1, kamyonda %22,6 ve otobüste %15,7 azaldı.
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %77,6 arttı
Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı motosiklette %130,4, minibüste %110,1, otobüste %65,8, otomobilde %63,8, özel amaçlı taşıtta %38,1, kamyonda %29,2, kamyonette %24,7 ve traktörde %16,4 arttı.
Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Şubat ayı sonu itibarıyla 29 milyon 142 bin 942 oldu
Şubat ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %52,9’unu otomobil, %17,9’unu motosiklet, %15,6’sını kamyonet, %7,5’ini traktör, %3,3’ünü kamyon, %1,8’ini minibüs, %0,7’sini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Şubat ayında 847 bin 861 adet taşıtın devri yapıldı
Şubat ayında devri(1) yapılan taşıtların %67,6’sını otomobil, %15,5’ini kamyonet, %8,8’ini motosiklet, %3,1’ini traktör, %2,4’ünü kamyon, %1,8’ini minibüs, %0,6’sını otobüs ve %0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Şubat ayında 76 bin 904 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı
Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %12,9’u Renault, %10,3’ü Fiat, %7,5’i Chery, %7,2’si Toyota, %5,7’si Volkswagen, %5,7’si Hyundai, %5,0’ı Peugeot, %4,9’u Dacia, %4,9’u Skoda, %4,3’ü Opel, %4,1’i Citroen, %3,6’sı Mercedes-Benz, %3,3’ü Ford, %2,9’u Nissan, %2,0’ı MG, %2,0’ı Honda, %1,8’i Audi,  %1,7’si Kia, %1,6’sı BMW, %1,1’i Volvo ve %7,4’ü diğer(2) markalardan oluştu.
Ocak-Şubat döneminde 407 bin 93 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %51,2 artarak 407 bin 93 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı da %29,5 artarak 4 bin 553 adet oldu. Böylece Ocak-Şubat döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 402 bin 540 adet artış gerçekleşti.
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %66,5’i benzin yakıtlıdır
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 190 bin 173 adet otomobilin %66,5’i benzin, %12,8’i dizel, %12,6’sı hibrit, %6,8’i elektrikli ve %1,3’ü LPG yakıtlıdır. Şubat ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 15 milyon 410 bin 282 adet otomobilin ise %35,4’ü dizel, %33,1’i LPG, %29,1’i benzin, %1,6’sı hibrit ve %0,6’sı elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen(3) otomobillerin oranı ise %0,2’dir.
Ocak-Şubat döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 190 bin 173 adet otomobilin %30,3’ü 1300 ve altı, %23,4’ü 1401-1500, %20,0’ı 1301-1400, %12,6’sı 1501-1600, %6,2’si 1601-2000, %0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.
Ocak-Şubat döneminde kaydı yapılan otomobillerin 74 bin 833’ü gri renklidir
Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 190 bin 173 adet otomobilin %39,3’ü gri, %25,2’si beyaz, %12,2’si mavi, %11,8’i siyah, %6,4’ü kırmızı, %2,5’i yeşil, %1,2’si turuncu, %0,6’sı mor ve %0,4’ü kahverengi renklidir.
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yıllık %62,38 arttı, aylık %2,38 arttı
YD-ÜFE 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre %2,38 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %7,06 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %62,38 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %52,96 artış gösterdi.
YD-ÜFE değişim oranları(%), Şubat 2024YD-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık %62,41 arttı
Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %60,69 artış, imalatta %62,41 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %53,62 artış, dayanıklı tüketim mallarında %70,60 artış, dayanıksız tüketim mallarında %67,20 artış, enerjide %68,64 artış, sermaye mallarında %70,30 artış olarak gerçekleşti.
YD-ÜFE imalat ürünlerinde aylık %2,39 arttı
Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %2,20 artış, imalatta %2,39 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %2,52 artış, dayanıklı tüketim mallarında %2,62 artış, dayanıksız tüketim mallarında %1,91 artış, enerjide %9,99 artış, sermaye mallarında %1,28 artış olarak gerçekleşti.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Yıldız Holding’in “Tarihin Akışında Meşhur Hattatlar” sergisi Kayseri’de ziyarete açıldı

Yıldız Holding İslam Eserleri Koleksiyonu’nda yer alan nadide hüsn-i hat eserlerinin bir araya getirildiği “Tarihin …