ERÜ’de “Toplumda Sosyolojik Gelişmeler” Konulu Toplantı Düzenlendi
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) de AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler ve Rektör Prof. Dr. Fatih Altun’un katılımları ile “Toplumda Sosyolojik Gelişmeler” konulu toplantı düzenlendi.
Senato Salonu’nda düzenlenen toplantıya; ERÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Oktay Özkan, Prof. Dr. M. Hakan Poyrazoğlu ile ERÜ’de sosyoloji konusunda araştırma yapan ve bu konuda çeşitli çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Erciyes Üniversitesi’ne ziyareti nedeniyle Ayşe Böhürler’e teşekkür ederek, “Kendisinin gayreti ve enerjisini takdir ediyorum. Biz birçok alanda Sayın Vekilimiz ile birlikte Üniversitemiz ev sahipliğinde programlar yapıyoruz. Alanında duayen isimleri davet ederek, söyleşiler gerçekleştiriyoruz. Bugünkü toplantıda Sayın Ayşe Böhürler’in talebi üzerine sosyal yapıdaki değişikliklerin sebeplerinin neler olabileceğini tartışmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi.
Stratejileri oluşturma noktasında akademi iş birliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayan AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler de insan, insanın korunması, teknolojinin hakimiyeti, bununla birlikte insanın cinsiyet dahil olmak üzere birçok alanda kendisini yeniden yapılandırmasının sağlık teknolojilerinin gelişmesiyle daha üst safhaya çıkması, değerlerin farklılaşması, değer kavramına atfedilen önemin yitirilmesi, küresel dünyada iletişimin getirdiği bozulmalar gibi çok sayıda gözlem ve tespitin ünlü düşünürler üzerine çalışan akademisyenler tarafından yapıldığını söyledi.
Erciyes Üniversitesi’nin özellikle yeni çağın tanımlanması konusunda kendilerine veri sunarak katkı sağlama ve tüm süreçleri değerlendirme noktasında çok önemli bir yerde durduğunu ifade eden Böhürler, “Çünkü burada kıymetli çalışmalar yapılıyor” şeklinde konuştu.
“Bu yeni çağın içinde ne yapabiliriz ? Bir ortak akıl olarak ne üretebiliriz ? Toplum yapımızı daha güçlü nasıl ayakta tutabiliriz?” sorularına yanıt aranan toplantıda Milletvekili Böhürler ve Rektör Prof. Dr. Altun, toplumun sosyal değişimi, bu değişimin yönü ile aileye, çocuğa, kadına ve erkeğe olan etkileri, bu değişimin zararlarının önüne geçilmesi konularında, ERÜ’de yürütülen çalışmalar hakkında akademisyenlerle görüş alışverişinde bulundu.
FRC ISTANBUL YARIŞMASINDA TED ROBOTİCS TAKIMINA ‘WİNNER’ ÖDÜLÜ
İstanbul Volkswagen Arena’da gerçekleştirilen FIRST Robotics Competition İstanbul Bölgesel Yarışları finalinde yarışan tek Türk takımı olan TED Robotics, performans yarışları sonucunda yarışmayı birinci sırada tamamlayarak “Winner” ödülünü kazandı. Fikret Yüksel Vakfı tarafından Türkiye’de bu yıl altıncısı yapılan FIRST Robotics Competition’un ikinci bölgesel etkinliği “Bosphorus Regional” Mart ayının ilk haftasında İstanbul Volkswagen Arena’da tamamlandı. Ülkemizde 4 ayrı bölgesel yarışma olarak Volkswagen Arena’da düzenlenen etkinlikler, Türkiye ve dünya genelinden lise öğrencilerini bir araya getirerek, robotik ve mühendislik alanlarında yeteneklerini sergileme fırsatı sunuyor. Birbirinden çekişmeli yarışlara sahne olan FIRST Robotics Competition’un ikinci kısmında 6 farklı ülkeden 53 takım yarıştı. Müzikte giderek artan hareket anlamına gelen “crescendo” temasıyla düzenlenen etkinlikte, her takım mentörlerinin desteğiyle sene içerisinde yaptıkları robotları, ittifak kurdukları takımlarla sahada yarıştırdı. TED Ankara Koleji adına yarışmaya katılan TED Robotics Takımı, tasarladıkları endüstriyel robot ile saha içinde verilen görevleri gerçekleştirdi. Finalde, TED Robotics grubun yaptığı robot, ilk etapta kendisi hareket ederken, sonrasında kontrol edilerek halkaları istenilen platforma atabildi. Robotun attığı halkalara ve takımın çalışmasına göre de derecelendirme yapıldı. Finalde yarışan tek Türk takımı olan TED Robotics, performans yarışları sonucunda yarışmayı birinci sırada tamamlayarak “Winner” ödülünü almaya hak kazandı. TED Robotics adına bir açıklama yapan TED Ankara Koleji 12. sınıf öğrencisi Alperen Konukbay, şunları söyledi: “Dünyanın en büyük Robotik yarışmalarından birinde bu kadar büyük bir başarı kazanmak hepimiz için gerçekten çok büyük bir onur. Özellikle de finale kalan tek Türk takımı olmak, uluslararası mecralarda ülkemizi temsil edebilmek ve sonuçta kazanmak bizi çok mutlu etti. Uzun uğraşlar sonucunda bize yarışmayı kazandıran robotumuz ortaya çıktı. Süreç boyunca takımımızdaki her arkadaşımız çok özverili bir şekilde üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdi. Bu yarışma vesilesiyle hem öğrenme hem eğlenme hem de ülkemizi temsil etme şansına eriştik. Bu fırsatı bize sağladıkları ve destek oldukları için okulumuza ve tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok mutlu ve gururluyuz.”TÜRK RÜZGARI BİLBAO’YA UZANDI!
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu.
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de çeşitli görüşmeler yapmak üzere aralarında yer aldığı heyet, Türkiye rüzgar sektörünün Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri olduğunu mesajını bir kez daha vurgularken yerli rüzgar sanayisinin daha da gelişmesine ve iş hacmini artırmasına yönelik temaslar gerçekleştirecek.
‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek.
Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi. Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi.
Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek.
RÖPORTAJ: DİJİTAL REKLAMLARDA MARKALARIN MİLYONLARCA TL’LİK KAYIPLARI
Dijital pazarlama alanında markaların hatalı stratejileri, milyonlarca TL’lik kayıplara neden oluyor! Dijital Pazarlama Eğitmeni Efecan Başöz, bu sorunları değerlendiriyor ve markaların daha etkili bir şekilde dijital pazarlama stratejileri geliştirmeleri için önerilerde bulunuyor. İşte, dijital reklamlardaki hatalar ve çözüm yollarıyla ilgili detaylar için Başöz ile yapılan röportaj!
Soru: Dijital reklamların başarısı üzerinde markaların dijital pazarlama stratejilerinin ne kadar etkisi var?
Efecan Başöz: Dijital reklam kampanyalarının etkinliği, büyük ölçüde markaların uyguladığı dijital pazarlama stratejilerine bağlıdır. Stratejik planlama ve etkin reklam yönetimi sayesinde markalar, hedef kitlelerine doğru bir şekilde ulaşabilir ve anlamlı etkileşimler kurabilir. Bu yüzden, başarılı dijital pazarlama stratejileri, markaların reklam çıktıları açısından kritik öneme sahiptir.
Soru: Son zamanlarda yapılan analizler, markaların dijital pazarlama stratejilerini daha etkin bir şekilde yönetmeleri gerektiğini gösteriyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Efecan Başöz: Yapılan son analizler, birçok markanın dijital pazarlama faaliyetlerini daha stratejik ve etkin bir biçimde yönlendirmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Hedef kitle analizindeki eksiklikler ve yanlış içerik seçimleri gibi faktörler, markaların büyük kayıplar yaşamasına neden oluyor. Bu bağlamda, markaların reklam stratejilerini gözden geçirmeleri ve süreçlerini optimize etmeleri büyük önem taşıyor. Ayrıca reklam sürecinde yanlış hesap ve kampanya yapılandırmaları da markaların milyonlarca TL’lik kayıplar yaşamasına sebep olduğunu görmekteyiz. Markaların bu konuda daha dikkatli olmaları ve reklam süreçlerini ve kontrollerini iyileştirmeleri gerekiyor.
Soru: Markaların dijital pazarlama stratejilerinde reklam yönetimi süreçlerini nasıl iyileştirmesi gerekiyor?
Efecan Başöz: Markaların dijital pazarlama stratejilerinde en önemli yeri tutan reklam yönetimi süreçlerini iyileştirmeleri gerekiyor. Markalar, doğru veri analizi sayesinde reklam bütçelerini daha akıllıca yönetebilir ve hedef kitleleri için daha alakalı içerikler üretebilirler. Bu nedenle, sürekli optimizasyon ve veri odaklı karar alma süreçleri, reklam yönetiminin başarısı için hayati önem taşır.
Soru: Hangi tür reklam hataları markaların itibarını zedeliyor ve bu hatalardan kaçınmak için neler yapılmalı?
Efecan Başöz: Bütçenin istenmeyen platformlara ayrılması ve genel terimlerle yapılan markalaşma kampanyaları gibi hatalar, marka itibarını olumsuz etkileyebilir. Markaların bu tür hatalardan kaçınması için, reklam stratejilerinin yanında; reklam yönetimi süreçlerini de etkin bir şekilde denetlemeli ve kalite kontrolünü yapmalıdır.
Soru: Dijital pazarlama verimlilik analizi yapmanın markalara ne gibi faydaları olabilir ve bu analizin önemi nedir?
Efecan Başöz: Dijital pazarlama verimlilik analizi, markaların bütçelerini daha verimli kullanmalarını, reklam kampanyalarını güçlendirmelerini ve hedef kitlelerine daha uygun içerikler sunmalarını sağlar. Bu analizler, mevcut stratejilerin değerlendirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması için temel bir araçtır, böylece markalar rekabet avantajı kazanır ve pazar paylarını artırabilirler. Dolayısıyla, dijital pazarlama verimlilik analizi markalar için kritik bir öneme sahiptir.
Soru: Son olarak, doğru verilerle yapılan analizlerin markaların rekabet gücünü nasıl artırdığını özetleyebilir misiniz?
Efecan Başöz: Doğru ve detaylı veri analizi, markaların stratejilerini bilinçli bir şekilde geliştirmelerine ve efektifliklerini arttırmaya olanak tanır. Bu, hedef kitleye daha etkin bir şekilde ulaşmalarını ve pazardaki rakipleri karşısında üstünlük sağlamalarını mümkün kılar. Sonuç olarak, doğru verilerle desteklenen analizler, markaların kayıpları minimize etmelerine ve rekabet güçlerini önemli ölçüde artırmalarına yardımcı olur.
Mobil Dünyanın Yeni Dönemi Adjust & AppLovin 2024 mobil uygulama trendleri raporunu yayınladı.
Adjust ve AppLovin tarafından ortaklaşa hazırlanan yeni rapor, mobil uygulama endüstrisine güçlü veriler, karşılaştırmalar ve eyleme geçirilebilir tavsiyeler sunuyor.
Lider ölçümleme ve analitik şirketi Adjust trendler ve yapay zeka (AI) ile desteklenen kişiselleştirme hakkında küresel uygulama verilerinin yanı sıra AppLovin’in uzman ipuçlarını içeren yıllık Mobil Uygulama Trendleri 2024 raporunu yayınladı.
Mobil uygulama pazarlaması endüstrisinin karşı karşıya olduğu tüm değişikliklere rağmen, geliştiriciler ve reklamverenler için temel sorular aynı kalıyor. Bütçe ayırmak için en iyi yerleri nasıl bulabilirim? En iyi yatırım getirisini nereden elde edebilirim? Kampanyalarımı en etkin ve etkili bir şekilde nasıl optimize edebilirim? Gizlilik kuralları ve düzenlemeleri, değişen teknolojiler ve ölçümleme metodolojileri ve birçok yeni kanal ile birlikte sektörün karmaşık bir ortama dönmesi anlaşılabilir bir durum.
Bu nedenle Adjust ve AppLovin, 2024’teki Mobil uygulama trendleri için bir araya geldi.
Adjust Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Satış Direktörü Başak Zerman ‘Her zamanki kıyaslamalarımız, veri incelemelerimiz, analizler ve uygulamanızın büyümesini ölçeklendirmek için ihtiyacınız olan tüm unsurlara sahip raporumuzu bir adım daha ileri götürmek için Applovin ile birlikte çalıştık. AppLovin ekibi, sektör uzmanlığı ve içgörüleri ile pazarlamacıları rekabeti geride bırakan ve her zaman bir adım önde olan stratejiler geliştirmeleri için gereken bilgilerle donatmayı amaçlıyor’ dedi.
Raporun önizlemesi;
Başarılı bir büyüme stratejisinin nasıl formüle edileceği, kanalları çeşitlendirebileceğiniz, doğru medya karmasını nasıl bulabileceğiniz ve gizlilik güncellemelerine, yeni nesil teknolojilere ve yapay zeka kaynaklı gelişmelere nasıl adapte olabileceğiniz dahil olmak üzere 2024’te mobil uygulama pazarlamasının ortamına dair bir inceleme.
App Tracking Transparency (ATT) onay oranlarındaki yıllık artışın modellemeleri. İpucu: Bu oranlar hala yükseliş trendinde.
Fintech uygulama kurulumları ve oturumlar sırasıyla %42 ve oturumlar %42 arttı ve uygulama içi cirosu %118 arttı.
E-ticaret uygulamaları için küresel ortalama eCPI 1,33 dolar iken, 0. ay LTV’si, iOS’te 10,35 dolara ulaşıyor.
Oyun uygulaması kurulumları ve oturumları 2023’te genel olarak düşüş trendi takip etti, ancak dördüncü çeyrekte dünya çapında %7, LATAM’da %19 seviyesinde bir artış gösterdi.
Uygulama içi ciro da 2023’te oyun uygulamalarında %6 ile arttı.
Türkiye, yapay zeka yatırımlarında dünyada ilk 20’ye girdi
Yeni bir teknoloji olmanın ötesine geçip, insanlığın ilerlemesinin de anahtarına dönüşen yapay zeka, geleceği yeniden tanımlıyor. Günlük yaşamdaki alışkanlıklarımız değişirken, bazı meslekler de bayrağı yapay zekaya devrediyor. Online PR Servisi B2Press, Türkiye’nin de yatırımlarda ilk 20’de yer aldığı yapay zekayı mercek altına aldı.
Son dönemde gündemden düşmeyen yapay zekanın (YZ) kullanım alanlarının yaygınlaşması, güçlü bir büyümeyi de beraberinde getiriyor. Statista’nın açıkladığı verilere göre 2024’ü 305,9 milyar dolar değerinde kapatması beklenen yapay zeka pazarının yıllık ortalama %15,8’lik bir ivmeyle 2030’u 738,8 milyar dolarla kapatması bekleniyor. Bu hızlı ilerlemenin izini süren B2Press, global çapta yapılan çalışmaları inceleyerek toplumu her yönüyle etkileyen ve ekonomiler arası soğuk bir rekabet ortamı yaratan yapay zekanın bugününe ve yarınına ışık tutuyor. Online PR servisinin paylaştığı bilgilere göre yapay zeka, hem iş hem de günlük yaşamımızdaki akışımızı değiştirirken, etik açıdan da pek çok soru işareti doğuruyor. Aynı zamanda, hayatımızın pek çok alanını dönüştürmeye devam ediyor.
Türkiye, yapay zeka yatırımlarında dünyada ilk 20’ye girdi
B2Press’in gerçekleştirdiği analizler, öngörülemez derecede erişebilir ve kullanılabilir seviyeye ulaşan yapay zekanın, dünyanın gelecekle ilgili algoritmalarını yeniden şekillendireceğini destekliyor. Ülkeler ise ekonomilerindeki önemli bir paya sahip olacak yapay zekaya yatırım yaparak küreseldeki konumunu güçlendirmeye odaklanıyor.
Yapay zekaya en çok yatırım yapan coğrafyaların ilk üçünde ABD, Çin ve Birleşik Krallık yer alırken, onları Japonya, Almanya ve Fransa izliyor. İnovasyon, teknoloji ve bilişim konusunda kayda değer stratejileri ortaya koyan Türkiye ise bu listede yirminci olarak konumlanıyor.
Çalışanların %14’ü işini yapay zekaya devredecek
YZ, dünyanın dinamiklerinin yeniden tanımlanmasına yol açarken, bizi neler beklediğine dair öngörüleri de mercek altına alan Online PR Servisi B2Press’e göre, kurum ve bireylerin kendilerini bu gelişmelere hazırlaması gerekiyor. Şirketlere, üretken yapay zeka uygulamalarını işlerine entegre etmeleri, çalışan deneyimini iyileştirmeleri, yapay zekayı bir inovasyon aracı olarak kullanmaları öneriliyor. İnsanlara ise yaşam boyu öğrenme metotlarını uygulayarak yeni beceriler edinmeleri, kendilerine uzmanlık alanları oluşturmaları, olası senaryolara her zaman açık olmak için de bilgi birikimlerini artırarak çevikleşmeleri tavsiye ediliyor. Öyle ki sadece teknolojik değil toplumsal ilerlemenin de anahtarı olan yapay zekanın, potansiyeline henüz ulaşmadığı düşünülüyor.
Online PR Servisi B2Press’in incelemeleri, yapay zekanın iş süreçlerinde zamandan ve işgücünden tasarruf edilmesini sağlayıp yeni alanlar açarken, bazı meslekleri de ortadan kaldıracağını gösteriyor. Bu doğrultuda dünya genelindeki çalışanların %14’ünün 2030’a kadar işlerini robot teknolojisi ve yapay zekaya devretmesi, işlerin %30’unun ise otomatikleştirilmesi bekleniyor. YZ’nin yerini alacağı tahmin edilen işlerin ilk sıralarında da müşteri hizmetleri temsilcileri, resepsiyonistler, muhasebeciler, satış görevlileri gelirken, sıralamayı veri analizi araştırmacıları, depo görevlileri, sigortacı ve perakendeciler takip ediyor. Mesleklerinin bayrağını elinden bırakmayacaklarda ise öğretmenler, avukatlar, insan kaynakları uzmanları ve cerrahlar başı çekiyor.
İnsanların %34’ü yapay zekadan korkuyor
Online PR Servisi B2Press’in çıkarımlarından hareketle, insan benzeri bir zekayla akıl yürütme mekanizmasına dayalı geliştirilen YZ’nin şu an hayal ettiğimizin ötesinde bir evren oluşturacağı tahmin ediliyor. Böylesi bir dönemin eşiğinde dururken birçok kişi, gizlilik, şeffaflık gibi ilkelere bağlı olarak özel yaşamlarını güven altında tutabileceklerine dair endişe duyuyor. Öyle ki insanların %34’ü yapay zekadan korktuklarını söylüyor. Yarısından fazlası da (%51), yapay zekanın suçlular tarafından kötüye kullanmasına dair tereddütlerinin yer aldığını bildiriyor. Bunların başında ses, yüz gibi insana ait özelliklerin taklit edilerek fazlasıyla gerçekçi videolar veya ses kliplerinin oluşturulduğu deepfake (sahte kurgu) uygulamalar geliyor. Tüketicilerin %90’ı deepfake olaylarından tedirgin olurken dört kişiden biri sahte ses örneklerini ayırt etmekte zorlanıyor. YZ’nin böylesi özelliklerinin birer provakasyon ve dolandırıcılık aracına dönüştürülmesine yasal düzlemde engel olunması talep ediliyor.
Akıllı ev cihazları gibi günlük yaşamımızın bir parçasını oluşturan pek çok eşyada kullanılan yapay zeka algoritmalarından kaynaklı olarak güvenlik ve gizlilik arasındaki çizgi de bulanıklaşıyor. YZ’nin mahremiyeti ihlal etme potansiyeli barındırması ve hatta iş dünyasında kurumları tehdit edebilecek siber saldırganlara fırsat tanıması, ulusal düzeyde yasalara dayalı önlemler alınmasına neden olabileceği düşünülüyor. Çünkü, YZ sistemlerinin hayatımızı doğrudan etkileyen kararlar alma ve davranış modelleri sergileme kapasitesi, ülkelerin sorumluluk prensibini benimsemelerini de mecburi kılıyor.
İnşaat yönünü arıyor
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2024 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Geçen yılın kasım ayında başlayan faaliyetteki yavaşlamanın şubat ayında eşik değerin hemen üzerine kadar yükseldiğini ve Faaliyet Endeksi’nin, diğer endekslere kıyasla görece daha iyi konumda olduğunu gösteren Rapor, faaliyetteki yükselişin anlamlı olmakla birlikte yeterli olmadığına işaret etti.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.
Hazır Beton Endeksi 2024 Şubat Ayı Raporu’na göre, geçen yılın kasım ayında başlayan faaliyetteki yavaşlama sonrası endeks, şubat ayında eşik değerin hemen üzerine kadar yükselmiştir. Faaliyet Endeksi, diğer endekslere kıyasla görece daha iyi konumdadır. Hem Beklenti hem de Güven Endeksi pozitif tarafa yaklaşmakla birlikte henüz inşaat faaliyetlerini olumlu olarak etkileyecek düzeyde görünmemektedir. 2024 yılının ilk çeyreğinde faaliyette ciddi bir yükseliş beklememe yönündeki öngörümüz devam etmektedir.
Geride bıraktığımız şubat ayında faaliyet dışındaki endeksler geçen yılın aynı ayına göre gerilemiş durumda olup en fazla daralma Güven Endeksi’nde görünmektedir. Faaliyetteki yükseliş, endeksin değerinin eşik değere oldukça yakın olduğu bilgisi ile birlikte okunmalıdır. Bu durumda faaliyetteki yükseliş anlamlı olmakla birlikte yeterli değildir. Faaliyet Endeksi’ndeki yükselme, Güven ve Beklenti’deki gerilemeyi karşılayamadığı için birleşik Beton Endeksi sınırlı da olsa gerilemiş durumdadır.
Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Geçen yılın kasım ayında başlayan faaliyetteki yavaşlama sonrası endeks şubat ayında eşik değerin hemen üzerine kadar yükselmiştir. 2024 yılının ilk çeyreğinde faaliyette ciddi bir yükseliş beklememe yönündeki öngörümüz devam etmektedir.” dedi.
Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Mevcut finansal koşullar altında inşaat ve konut sektörünün ipotekli satışlar üzerinden büyümesi mümkün görünmemektedir. Hâlihazırda inşaat sektörünün dinamosu, kentsel dönüşüm ve ülkemizdeki yapı stokunun yenilenmesi olacaktır. Konut arzındaki yavaşlamadan dolayı konut fiyatlarının yeniden yükselişe geçmemesi için bir yandan ülkemizde inşa edilen konut sayısında sürdürülebilir bir büyüme rakamı yakalanırken aynı zamanda yapı stokunun depreme hazırlanması gerekmektedir. Konut talebinde en azından yılın ilk yarısında artış beklenmemektedir. Bu durumda ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ile birlikte sürdürülebilir büyüme yaklaşımını eşzamanlı olarak nasıl hayata geçireceği önemli hâle gelmektedir.” dedi.
Yapıların analizi ve güçlendirilmesinde akıllı metodolojiler dönemi başlıyor
İnşaat teknolojilerinin öncü temsilcilerinden Hilti, mühendislik alanındaki güçlü yaklaşımı ve hizmet anlayışı ile güvenli kentlerin inşasında belirleyici bir rol üstleniyor. Sismik alanlarda kullanım için mevzuata uygun ankraj tespitleri ve modüler destek sistemleri sunan Hilti, özellikle de güçlendirme çalışmalarında öne çıkan ürün gamıyla Türkiye’deki projelere çözüm ortaklığı yapıyor. Hilti mühendislik ekibi ise yapı sistemlerinin depremlerde nasıl davrandığını analiz etmek için kapsamlı sismik araştırmalar gerçekleştiriyor. Tüm bu çalışmalarla ilgili önemli bilgiler paylaşmak üzere şirketin İstanbul ofisinde bir araya gelen Hilti Türkiye Mevzuat ve Mühendislik Müdürü Çağdaş Ilgaz Şenel veİstanbul Teknik Üniversitesi Yapı ve Deprem Mühendisi Prof. Dr. Alper İlki, Kahramanmaraş depremlerinin analizi ve yapısal elemanlarla güçlendirme konularını düzenlenen webinar’da değerlendirdi.
Üstün performans ve dayanıklılığa sahip ürün ve sistemleriyle inşaat sektörüne yüksek katma değer sağlayan Hilti, aynı zamanda ileri mühendislik çözümleri ile ülkemizdeki yapıların depreme karşı güçlendirilmesi için çalışıyor. Gerek inovatif teknolojileri gerekse mühendislik gücü ışığında ortaya koyduğu sahadaki etkinliği ile birçok projede yer alan Hilti Türkiye; depremlere yönelik farkındalık çalışmaları, eğitimler ve bilgilendirici içeriklerle de geniş kapsamlı kamuoyu oluşturmaya devam ediyor. Son olarak Kahramanmaraş depremlerinin analizi ve yapısal elemanlarda güçlendirme konularını ele almak üzere İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alper İlki ve Hilti Türkiye Mevzuat ve Mühendislik Müdürü Çağdaş Ilgaz Şenel tarafından düzenlenen webinar’da, güçlendirme projelerinde izlenmesi gereken adımlar sektör profesyonelleri ile paylaşıldı.
Mevcut yapıların acil olarak güçlendirilmesi şart
Kahramanmaraş depremlerinin karada oluşmuş en büyük depremlerden biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Alper İlki; “Yaşadığımız son deprem ile bölgedeki binaların yüzde 12’si tamamen kullanılamayacak duruma geldi. Oluşan tabloyu incelediğimizde, iyi tasarlanmış deprem yönetmeliklerine rağmen uygulamalarda yapılan hataların bu duruma yol açtığını görebiliyoruz. Dolayısıyla daha katı kurallara ihtiyacımız olduğu ortada. Acil olarak, öncelikle 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş ve yeterli dayanım, rijitlik ve yerdeğiştirme yapabilme kapasitesine sahip olmayan binalara müdahale edilmesi gerekiyor. Bu noktada güçlendirme, ülkemiz için kritik önem taşıyan bir gündem başlığı. İleri mühendislik gerektiren bir konu olan güçlendirme ile ilgili tüm dünyada standartların yükseltilmesi adına kapsamlı çalışmalar yapılıyor. Güçlendirme projeleri, yapı, zemin ve bölgenin depremselliği ile ilgili pek çok parametre dikkate alınarak hazırlandığı için gerek tasarıma gerekse uygulamasına büyük özen gösterilmesi önem arz ediyor” dedi.
Filiz ekimi konusunda ürünler ve eğitimlerle sahada profesyonellerin yanında yer alıyor
Hilti Türkiye mühendislik ekibi olarak Kahramanmaraş depremlerinin ardından bölgede aktif bir şekilde çalıştıklarını ve hasar tespit çalışmalarında bulunduklarını belirten Hilti Mevzuat ve Mühendislik Müdürü Çağdaş Ilgaz Şenel; “İleri mühendislik gücü ile öne çıkan bir şirket olarak binaların güçlendirilmesi konusunda yapılan çalışmalarda önemli bir rolümüz bulunuyor. Güçlendirme uygulamalarının başında filiz ekimi geliyor. Bu noktada, art-montajlı yeni donatılar mevcut yapıya eklenirken kullanılan kimyasal ankraj detayının yeterliliği hesaplarla kontrol edilmeli. Art-montajlı donatılar, gelen yükü betonarme içerisindeki mevcut donatıya bindirme ve kenetlenme vasıtasıyla aktarıyorsa TS EN 1992-4, mevcut betonarme içerisinde yük aktarımı yapacağı donatı yoksa EOTA TR069’a göre tasarlanmalı. Kesit tesirlerinin elde edildiği yük kombinasyonu depremli duruma göreyse sismik onayı olan kimyasal ankraj kullanılmalı. Biz Hilti mühendislik ekibi olarak hem beton-beton bağlantı sistem detaylarının hesaplanması hem de sahada sağladığımız filiz ekimi uygulayıcı eğitimleri ile güçlendirme uygulamalarına katma değer sunuyoruz” diye konuştu.
Güçlendirme projelerinde mühendislik yazılımları ve tarama teknolojileri ile öne çıkıyor
Hilti’nin ankrajlama ve tarama teknolojileri hakkında da bilgi veren Çağdaş Ilgaz Şenel; “Güçlendirme projelerinde yapı sistemine yeni bileşenler eklendiği durumlarda, yeni eleman ile mevcuttaki elemanların bağlantısının sağlanması için yapılan uygulamaya ankrajlama adı veriliyor. Bu noktada Hilti Profis Engineering yazılımı ankraj hesap detaylarının kolaylıkla raporlanabilmesini sağlıyor. Sınırlı bilgi düzeyindeki yapılarda binaya hasar vermeden donatı planlarının çıkarılması içinse donatı tarama cihazı kullanımı gerekiyor. Donatı sıklıklarının, yerlerinin ve çaplarının belirlenmesinde kolaylık sağlayan PS300 Donatı Tarama Cihazı, Hilti’nin güçlendirme projelerinin bilgi toplama aşamasını hızlandıran ürün ve hizmetlerinin başında geliyor” dedi.
Kadın Dostu Markalar Platformu, 4. Kez Düzenlenen “Farkındalık Ödülleri’’ni İş Sanat’ta Gerçekleştirdi!
2021 yılından beri her yıl “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” haftasında “Kadın Dostu Markalar Platformu” tarafından düzenlenen “Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri” bu yıl toplumsal cinsiyet eşitliği bilincine hizmet eden, kadın haklarını savunan ve kadın gücünü destekleyen çok değerli markalar, marka temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve fikir liderlerinin katılımı ile 6 Mart 2024 tarihinde ‘Daha İyi Bir Dünya’ temasıyla 4.kez İş Sanat’ta gerçekleşti. Eşitlik, çeşitlilik, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik, kadın gücünün desteklenmesi, işte ve eğitimde fırsat eşitliği, toplumsal bilinç oluşturma gibi alanlarda projeler üreten ve hayata geçiren, birbirinden değerli markalar ve kurumlar ödüle layık görüldü.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini benimseyen, farkındalık yaratan projelerin ödüllendirildiği Farkındalık Ödülleri’nde, açılış konuşmasını TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Sayın Nurten Öztürk gerçekleştirdi: “Aslında çok özel zamanlardan geçiyoruz ve bu haftanın en önemli özelliği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü haftası olması. Bizi 8 Mart’a getiren tüm kadınlara mücadeleleriyle gözlerimizi yaşartan, bazen gururlandıran eşsiz kadınların, sizlerin Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarım. Kadınların hak ettiği yere ulaşabilmeleri için, girişimciliğe teşvik etmek için ve cinsiyet eşitliği konularında yol almalarını sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bir proje yapmak kolay değil, ülkeye katkı sağlamak kolay değil, büyük özveri, emek, zaman elbette bütçe ama her şeyden önemlisi yürek istiyor. Bu vesileyle Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödül’lerine layık görülen herkesi tebrik ediyorum.”
Programda ayrıca Farkındalık Ödülleri’nde 4. yıl heyecanını paylaşan Nazlı Demirel; “8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ithafen düzenlediğimiz Kadın Dostu Markalar Platformu Farkındalık Ödülleri’nde sizlerle bir araya gelmekten mutluluk duyuyorum. Yolculuğumuzun başından beri, kadınların toplumda eşit haklara sahip olması ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlaması için üretmeye devam etmenin gururunu yaşarken, kadınlar ve markalar arasındaki özel bağa odaklanarak duyarlılık hareketlerini desteklemekte sizin gibi değerli destekçilerimizin yanımızda olduğunu bilmek bizi mutlu ediyor. Bu yolculuğumuzda yeterince şeffaf olmak gerekirse, hala daha gidilecek çok yolumuz var. Biz inanıyoruz ki; yolda asla yalnız değiliz. Bizi, kadın gücünü destekleyen markalarımıza, sponsorlarımıza ve davetlilerimize teşekkür ediyor, ödül almaya hak kazanan kurumları tebrik ederim.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Açılış konuşmalarının ardından Şişli Belediye Başkanı Sayın Muammer Keskin; “Çağdaş ve modern bir toplum olmanın baş unsurlarından birinin, kadın ve erkek eşitliğinin sağlanması olduğunun hepimiz tarafından çok iyi bilindiğini biliyorum. Toplumsal cinsiyet eşitliğini hayatın her alanında önemseyen bir Belediye Başkanı olarak, ilçemizde 5 yıl boyunca kadın istihdamını destekleyen projeler ürettik. Kadın odaklı markaların ödüllendirilmesinin ticari, sosyal ve toplumsal olarak katkısının devamlılığını diliyor, verdikleri ilham için ödüllere layık görülen herkesi tebrik ediyorum.” diyerek düşüncelerini paylaştı.Motosikletiyle üç farklı kıtayı aşan Asil Özbay, Sisters Music Chain platformunun Kurucusu Funda Lena ve Venn Group’un Kurucusu ve Girişimci Vennas Akyol Haznedar’ın konuşmacı olarak katıldığı “Daha İyi Bir Dünya” oturumu SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem moderatörlüğünde gerçekleşti.
SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Perviz Erdem; “Kadın Dostu Markalar Platformunun özellikle 8 Mart arifesinde yapılması bizleri motive ediyor, hatta ne kadar iyi işler yaptığımızı bir kere daha bizlere gösteriyor. İster çalışan, ister girişimci, ister ev kadını olalım, eşitsizlik konusunda her koşulda toplumun büyük bir baskısı ile mücadele eden yapımız var. 2030 yılına kadar dünyada eşitlik sağlamak istiyorsak ek 360 milyar dolara daha ihtiyacımız var. Bunun için de sivil toplum başta olmak üzere daha fazla mücadele eden bir yapımız olmalı… Sadece kadınlar için değil hepimiz için daha iyi bir geleceği eşit koşullarda sağlayabilmek ve daha güzel bir dünyada yolculuğumuza devam etmek dileğiyle…” dedi.
Jüri Özel Ödül kategorilerinde; İlham Verenler Ödülü Asil Özbay’a, Sivil Toplum Lideri Ödülü Emine Perviz Erdem’e, Sosyal Girişimci Ödülü Funda Lena’ya ve Girişimci Ödülü Vennas Akyol Haznedar’a Idecon Idea&Congress Kurucusu ve Ajans Başkanı Yaprak Yapsan tarafından takdim edildi. Ardından Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri’nin sponsorlarına Değer Katanlar Ödülleri verildi.
Kadın Dostu Markalar Ödülleri kategori bazlı ödül alan markalar ve projeler aşağıdaki gibidir:
Eğitimde Fırsat Eşitliği Ödülü: Allianz Türkiye – ‘Bir Kız Gelecek’ Projesi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödülü: Anadolu Sigorta – ‘#DahaEşit’ Projesi
Diğer- Sosyal Farkındalık İçerikli Proje: Bayer Türkiye – ‘Bilene Sor’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: BSH Türkiye – We Power Projesi
Kadın Girişimci ve Kadın Gücünün Desteklenmesi Ödülü: Coca Cola Türkiye – Kız Kardeşim/Yıldızlar Karması Projesi
Spor, Sanat, Bilim ve Eğitim alanlarında Kadınların ve Kız Çocuklarının Desteklenmesi Ödülü: ETİ – ‘Sarı Bisiklet’ Projesi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bilinci Ödülü: FDN Grubu – ‘Özgürlüğün Kanadında Kız Çocukları’ Projesi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bilinci Ödülü: Fiba Grubu – ‘İşimiz Eşitlik Platformu’ Projesi
Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Ödülü: Fiba Grubu – ‘Fiba Ev İçi Şiddetle Mücadele Rehberi’ Projesi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bilinci Ödülü: Greyder – ‘Kadının Ayak Sesleri’ Projesi
Spor, Sanat, Bilim ve Eğitim alanlarında Kadınların ve Kız Çocuklarının Desteklenmesi Ödülü: Kotex – ‘Kızlar Sahada’ Projesi
Spor, Sanat, Bilim ve Eğitim alanlarında Kadınların ve Kız Çocuklarının Desteklenmesi Ödülü: Kotex – Cumhuriyet’in Kızları’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: LC Waikiki – ‘İşte Kadınlar Güçlü Yarınlar’ Projesi
Kadın Girişimci ve Kadın Gücünün Desteklenmesi Ödülü: Meta – ‘She Means Business’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: Mplus Türkiye – ‘Çim Sahada Topuklu Ayakkabılar’ Projesi
Eğitimde Fırsat Eşitliği Ödülü: Orkid – ‘Okula Devam’ Projesi
Diğer-Sosyal Farkındalık İçerikli Proje: Penti – ‘Cumhuriyet’in Bayrağı Kadınlar’ Projesi
Eğitimde Fırsat Eşitliği Ödülü: Pepsi Co – ‘Geleceğin Bilim Kadınları Akademisi’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: Saat&Saat – ‘Kadın Saat Ustalar’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: Sabancı Vakfı – ‘Geleceğini Kuran Genç Kadınlar’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: Sanofi Türkiye – ‘Geleceğin Kadın Liderleri’ Projesi
Eğitimde Fırsat Eşitliği Ödülü: Sodexo – ‘Sodexo Gelecek Atölyeleri’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: Teknosa – ‘Teknosalı Anne Mentorlar’ Projesi
‘Bireysel Gelişim Programı’ Projesi ile Eğitimde Fırsat Eşitliği Ödülü: Türkiye İnsan Kaynakları Eğitim ve Sağlık Vakfı
Kadın Girişimci ve Kadın Gücünün Desteklenmesi Ödülü: Uludağ Soroptimist Kulübü Meslek Kadınları Derneği – ‘Farkındalık Çemberi Projesi
Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Ödülü: Unilever – ‘Farkındalığın Temelleri’ Projesi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bilinci Ödülü: Yıldız Holding – ‘Yıldız Holding Kadın Platformu’ Projesi
Kadın Girişimci ve Kadın Gücünün Desteklenmesi Ödülü: Yörsan- Matlı Süt – ‘Kadın Üretici ile Omuz Omuza’ Projesi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bilinci Ödülü: Zorlu Enerji – ‘Eşit Bi’Hayat Sözlüğü’ Projesi
Kadın İstihdamı ve İşte Fırsat Eşitliği Ödülü: Zorlu Enerji ‘Kadının Gücü Geleceğin Gücü’ Projesi
Medya Ödülü: Güldür Güldür
Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri Sponsorları; Dardanel, Edenred, English Home, Esas Holding, Dardanel, Eti, Saat&Saat, Tepe Kurumsal Çözümler, HCA Mimarlık, Juan Valdez, MOD Tasarım, Netafim, OIA For More Wellbeing & Dermocosmetics, Üstün Patent ve Profondo Media’ dır.
Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri Medya Sponsorları: Branding Türkiye, Ekotürk ve Halkailiskiler.co
Kadın Dostu Markalar Platformu, kadınların toplumda karşılaşmış oldukları eşitsizliğe karşı, eşitsizlikleri ortadan kaldırmak adına farkındalık yaratmaktadır ve farkındalık yaratmaya devam edecektir.
Türk iklimlendirme sektöründen İtalya çıkarması
İklimlendirme ve yenilenebilir enerji sektörünün ilgiyle takip ettiği Mostra Convegno Expocomfort Fuarı (MCE 2024), 12-15 Mart tarihleri arasında Milano’da gerçekleşti. İklimlendirme, yenilenebilir kaynaklar, enerji verimliliği ve su sektörlerine yönelik en son teknoloji ve sistemlerin sergilendiği fuarda, Türk iklimlendirme sektörünün global gücü İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) de yer aldı. Ülkemizin temsilciliğini üstlenen İSİB, fuar süresince önemli organizasyonlara katılırken sektör temsilcilerine de destek oldu.
Türk iklimlendirme sektörünün global gücü İSİB, İtalya’nın Milano şehrinde gerçekleşen ve dört gün boyunca iklimlendirme sanayi, akıllı çözümler ve yenilebilir enerji sektöründeki güncel gelişmelerin masaya yatırıldığı MCE 2024 Fuarı’nda 158 temsilci ile sektörün nabzını tuttu. İklimlendirme ekosisteminin en prestijli etkinliklerinden biri olan Mostra Convegno Expocomfort Fuarı’nın bilgi aktarımı, ikili iş görüşmeleri ve danışmanlık adına çok değerli olduğunu ifade eden İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal; “Bu fuar, hem sektörümüzün uluslararası arenada daha stratejik bir konuma ulaşması hem de kurumsal ticari ilişkilerin gelişmesi için çok katmanlı bir pazar yeri” dedi.
Türkiye ve dünyadan çok sayıda önemli ismi standında ağırladı
Mostra Convegno Expocomfort Fuarı’nın Türk iklimlendirme sektörü açısından önemini vurgulayan Mehmet Şanal; “Hem ülkemizden hem de dünyadan önemli isimleri standımızda ağırlayarak bizler için verimli geçen bir fuarı daha geride bıraktık. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İlker Murat Ar, Milano Başkonsolosu Mehmet Özoktem, Milano Ticaret Ataşeleri Ahmet Çetinkayış, Ozan Murat Ergan ve Kadir Eser standımızı ziyaret etti. İhracatımıza katkı sağlayacağını düşündüğümüz birçok uluslararası görüşme sağladık, sektör temsilcileri ile ticari ilişkiler için temaslarda bulunduk. İhracatının yüzde 54’ünü Avrupa coğrafyasına yapan bir ülke olarak teknik şartnamelere tam uyum sağlamış, kaliteli, inovatif, enerji etkin sistemlerimizi ve ürünlerimizi dört gün boyunca fuarda sergiledik. Ürünlerimizi sergilemenin yanı sıra pazarlama çalışmalarımız kapsamında hem fuar alanında hem de Rho Fiera istasyonunda birliğimizin reklamlarına yer verilmesini sağlayarak sektörümüzün tanıtımını yaptık. Fuarın özellikle de stratejik hedeflerimizden biri olan ihracat potansiyelimizi artırma hamlemize önemli yansımaları olacağını düşünüyoruz. Türk iklimlendirme sektörü, dünyada 19’uncu ve Avrupa’da 10’uncu büyük ihracatçı konumunda yer alıyor. Her yıl minimum yüzde 8’lik bir büyüme hedefiyle sektörel ihracatta yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda uluslararası fuarlara katılarak yeni ihracat fırsatları yakalamak bizim için çok önemli” diye belirtti.
İklimlendirme alanında Türkiye ve İtalya arasındaki iş birliği artacak
Fuar kapsamında Türkiye ve İtalya ilişkilerini de değerlendiren İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal; “Türkiye ve İtalya arasındaki iş birliği; teknoloji transferi, bilgi paylaşımı ve ticaretin gelişmesine çok önemli katkılar sağlıyor. İtalya, uzun yıllara dayanan deneyimi ve yenilikçi yaklaşımıyla iklimlendirme teknolojileri konusunda önde gelen bir ülke olarak bilinirken, Türkiye ise dinamik ekonomisi ve büyüyen pazarıyla ön plana çıkıyor. Her iki ülke de iklimlendirme sistemleri, soğutma teknolojileri ve enerji verimliliği alanlarında ortak projeler geliştirip karşılıklı yatırımları teşvik ediyor. Bu iş birliği hem Türkiye’nin hem de İtalya’nın iklimlendirme sektöründeki rekabet gücünü artırıyor ve sürdürülebilir çözümler üzerindeki çalışmalara ivme kazandırıyor. Bu bağlamda sektörümüzün önemli şirketleri ile Mostra Convegno Expocomfort Fuarı’na katılmış olmak bizler için çok değerli ve faydalıydı. En önemlisi de başta İtalya olmak üzere Avrupa bölgesi ile olan iş ilişkilerimizi geliştirme noktasında önemli bir adım daha atmış olduk” şeklinde konuştu.
Tchibo’nun yeni iç giyim koleksiyonuyla hem şık hem rahat hisset!
Tchibo; çevre dostu ve zamansız tasarımlarıyla fark yaratan ürünlerini bir araya getirdiği “Şık ve Rahat İç Giyim Koleksiyonu” temasıyla her anınızı özel kılmaya hazır.
Her hafta yenilenen temalarıyla birbirinden fonksiyonel ve şık ürünleri bir araya getirerek müşterilerine farklı alternatifler sunan Tchibo; “Şık ve Rahat İç Giyim Koleksiyonu” ve “Stilini Yarat” temalarıyla evinin konforunda şıklık arayanlar ve stiline hem zarif hem de zamansız bir dokunuş getirmek isteyenler için sayısız seçenek sunuyor.
Ev giyiminde hem konfor hem şıklık arayışına çevre dostu seçenekler
Çeşitli renkler ve tasarımlarıyla Tchibo’nun yeni temasının öne çıkan ürünlerinden pijama modelleri, herkes için konfor, şıklık ve estetik sunuyor. Doğayı ve çevreyi koruyan sürdürülebilir tarım sonucu üretilen pijama takımı, hem sağladığı yüksek giyim konforu hem floral desenleriyle enerjinizi yükseltecek. Dantelli paça ve yakalarıyla dikkat çeken bir diğer sürdürülebilir pijama takımı, kaliteli elastan kumaşıyla daha fazla esneklik sağladığı gibi yıkamaya da dirençli. Organik pamuktan üretildiği için oldukça rahat, çevre dostu slip külot, farklı desen ve renklerle 5’li setten oluşuyor.
Tchibo’yla kendini keşfet, stilini yarat
Spordan ofise, her kombin ve ortama uygun ince örgülü kazak, zamansız şıklığıyla dikkat çeken sürdürülebilir bir ürün. Günlük görünümleri oluşturmak için ideal çizgili hırka, modern ve klasiği bir araya getiren tasarımıyla öne çıkıyor. Chino pantolon, ince detayları ve nefes alan yapısıyla konfor ile şıklığı bir arada sunuyor. Hafif ve sıcak tutan dolgu malzemesiyle kapitone mont, çevre dostu evoPel malzemesi sayesinde su ve rüzgar geçirmiyor. Stilinizi ifade etmenin ve görünümünüzü tamamlamanın mükemmel bir yolu shopper çanta, geniş ana ve ilave bölmeleriyle size küçük seyahatlerde dahi eşlik edebilecek.
Vaillant Group Türkiye’nin üst düzey kaliteli hizmete yönelik eğitim çalışmaları 2023’te de aralıksız sürdü
Vaillant Group Türkiye Teknik Destek ve Eğitim Departmanı’nın her yıl yüz yüze ve online olarak düzenlediği eğitim programı büyük ilgi görmeye devam ediyor. 2023 yılı boyunca 200’e yakın oturumda düzenlenen eğitimlere 5 bine yakın iş ortağı katıldı.
İklimlendirme sektörünün öncü kuruluşlarından Vaillant Group Türkiye’nin Teknik Destek ve Eğitim Departmanı’nın her yıl Vaillant ve DemirDöküm markaları özelinde düzenlediği eğitim programları 2023 yılında da devam etti. Vaillant ve DemirDöküm markalarına yönelik online eğitimlerinin yanı sıra 28 ilde de iş ortakları ile yüz yüze eğitimler gerçekleştirildi. Vaillant ve DemirDöküm çalışanları, sektör paydaşları ve iş ortaklarının buluştuğu eğitim programlarına, 161 seansta 5 bine yakın kişi katıldı. Bu eğitim programları, her iki markanın kaliteli hizmet anlayışını en üst seviyeye çıkarmak hedefiyle düzenli olarak yürütülüyor.
Vaillant tarafında satış öncesi ve satış sonrası eğitimleri için toplamda 100 oturum gerçekleştirildi. Eğitimlere 3 bin 300’e yakın kişi katıldı. DemirDöküm markasına yönelik düzenlenen satış öncesi ve satış sonrasına eğitimleri için de toplam 61 oturum organize edildi. Eğitimlerde bin 500’ün üzerinde iş ortağına ulaşıldı. Her iki markanın satış öncesi ve satış sonrası hizmetleri için verilen eğitimlerde yaklaşık 5 bin kişiye ulaşılarak önemli bir başarıya imza atıldı.
Vaillant Group Türkiye Teknik Destek ve Eğitim Departmanı tarafından 2023 yılı boyunca Vaillant ve DemirDöküm markalarına yönelik düzenlenen satış öncesi eğitimler; Adıyaman, Ankara, Balıkesir, Batman, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Mardin, Mersin, Sakarya, Tekirdağ, Trabzon, Van ve Zonguldak’ta gerçekleştirildi. Eğitimlerin konu başlıkları arasında; “Genel Ürün Gamı, Isı Pompası Ürün Gamı, Elektrikli Cihazlar, Merkezi Sistem, VRF, Kombi Genel Ürün Gamı, İlk Çalıştırma Kuralları, Kontrol Cihazları, PartnerNet, Su Isıtıcılar ve Tesisattaki Küçük Sırlar” yer aldı.
Satış sonrası eğitimleri ise İstanbul, Adana, Sakarya, Çanakkale, Kırklareli, İzmir ve Ordu illerinde iş ortaklarının katılımlarıyla düzenlendi. Bu eğitimlerde de “Isı Pompası, Elektrikli Cihazlar, Kombi, VRF, İlk Çalıştırma Kuralları, Merkezi Sistem, Kontrol Cihazları, Merkezi Sistem ve Su Isıtıcılar” gibi birçok başlık altında bilgiler eğitimlere katılan iş ortaklarına aktarıldı.
Yerel Üretimi ve Küresel Etkisi ile Türk İlaç Sektörünün Parlayan Yıldızı POLİFARMA, sektöründe bir ilke daha imza attı…
38 yıldır sadece Türkiye değil tüm insanlığın sağlığına hizmet etme amacıyla üretim yapan, %100 Türk sermayeli, global bir ilaç şirketi olan POLİFARMA, Türk ilaç sektörünün parlayan yıldızı olma hikayesini belgesel bir filme dönüştürerek nesillere aktarılacak, arşiv niteliğinde bir yapım gerçekleştirdi.
POLİFARMA’nın ilham veren başarı hikayesi, bu yolda önce Kurucusu ve Onursal Başkanı Merhum Eczacı Sn. Necdet Nuri KUMRULU ile birlikte yürüyen ve 2009 yılında Hakk’ın rahmetine kavuştuktan sonra POLİFARMA’yı çok farklı noktalara götüren, ülkemiz için bir ‘fedakarlık ve adanmışlık hikayesi yazan’ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kimya Yüksek Mühendisi Sn. Vildan KUMRULU ve Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ufuk KUMRULU’nun ‘nesilden nesile kalacak ve yalnızca sağlığa emeği geçen vatandaşlarımız için değil aynı zamanda bu topraklarda yaşasın-yaşamasın hayattaki amacını faydalı olmaya adamış herkesin feyz alacağı bir değer’ bırakma vizyonları ile belgesel filme dönüştürüldü.
POLİFARMA’nın hikayesi, Kurucusu ve Onursal Başkanı Merhum Eczacı Sn. Necdet Nuri KUMRULU’nun 1975 yılında eski adı İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi olan Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olması ile başlıyor.
Ülkesine hizmet için yanıp tutuşan genç ve idealist Eczacı Sn. Necdet Nuri KUMRULU, memleketi Ordu-Kumru’ya dönerek bulunduğu ilçenin ‘ilk’ eczanesi olacak Memleket Eczanesi’ni açıyor. O yıllarda Türkiye’de özellikle serum başta olmak üzere ilaç yokluğu, sağlık hizmetlerine kısıtlı erişim söz konusu. Tüm bu zorluklara rağmen bulunduğu bölgede halkın her türlü sağlık ihtiyacına çözüm bulmaya çalışırken bir yandan da Belediye Başkanlığı teklifini geri çeviremiyor. Sağlık alanında hizmetin yanı sıra ilçedeki pek çok cadde, sokak ve yolun da açılmasına, köylere su götürülmesine ön ayak oluyor. Bir yandan da özellikle halk sağlığına daha fazla hizmet edebilmenin yollarını düşünürken planlarını üretici olmaya çeviriyor ve 1983 yılında İstanbul’a gelerek Sebat İtriyat’ı kuruyor. O dönemde kendi deyimi ile ‘bir bakkalın ekmeği gazetesi ne ise hastaneler için o denli önemli olan’ serumda ‘‘neden yerli bir üretici var olmuyor hatta pazar lideri olmuyor?’’ sorusunu sürekli kendisine sorması üzerine Aroma İlaç ve POLİFARMA İlaç’ı satın alıyor.
Başlangıçta sadece 5 ruhsatı olan POLİFARMA İlaç, bugün serumun yanında hastane ürünlerinin lider üreticisi ve reçeteli pazarlarda da genişleyen ürün portföyü ile 650’den fazla ruhsatlı ürünü üreten dev bir ilaç şirketi konumunda.
Bugün, İSO 500 listesinde yer alan Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından olan POLİFARMA, 1.750’yi aşkın çalışana istihdam sağlayan, 75.000 m² kapalı alana kurulu EU-GMP sertifikalı üretim tesisinde ürettiği ürünleri 70’den fazla ülkeye ihraç ediyor. AR-GE başarıları ile de adından söz ettiren POLİFARMA, tasarım ve verimlilik açısından ülkemizin en fonksiyonel Ar-Ge merkezlerinden biri olacak olan, 11.000 m² alana kurulu yeni Ar-Ge Merkezi Binası tesisimizin 2024 yılı içinde faaliyete geçirmeyi planlıyor. POLİFARMA’nın dünyada ilk jenerik olacak şekilde geliştirme süreçlerine devam ettiği ve sona yaklaştığı yetim ilacı ve diğer biyoteknolojik ilaçlarının üretileceği bu yeni tesiste üretim bölümü, Ar-Ge laboratuvarları, teknik bölümler, yönetim ofisleri ve eğitim & seminer alanları yer alacak.
Bu yolculuğu anlatan filmin çekimleri İstanbul, Tekirdağ, Ankara ve Ordu-Kumru’da gerçekleştirilirken o günlere tanıklık etmiş aile, çalışanlar ve yakın çevresinin rol alması filmin gerçeği yaşatma algısını güçlendirdi.
Dr. Yiğit Kılıç, AstraZeneca Türkiye Diyagnostik Lideri oldu
AstraZeneca Türkiye’de Medikal Departmana bağlı Diyagnostik Lideri görevine Dr. Yiğit Kılıç getirildi. 1 Haziran 2020 tarihinden bu yana AstraZeneca Türkiye’de görev yapan Dr. Yiğit Kılıç, 1 Mart 2024 tarihi itibarıyla Medikal Departman bünyesinde kurulan Diyagnostik Grubunun liderliğine atandı. Kılıç, bu görevinde AstraZeneca Türkiye diyagnostik stratejisini yönetirken sağlık ekosistemindeki tanı süreçlerini optimize edecek iş birlikleri ve projeler geliştirmekten, doğru tanı ve tedavi sürecinde hasta deneyiminin iyileştirilmesinden sorumlu olacak. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2010 yılında mezun olan Dr. Yiğit Kılıç, çeşitli kamu sağlık kuruluşlarında aldığı görevlerinin ardından 2016 – 2020 tarihleri arasında MSD Türkiye’de onkoloji alanında farklı görevler üstlendi. 2020’de AstraZeneca Türkiye’ye Medikal Yönetici olarak katılan Kılıç, 2021’de onkoloji biriminde Kıdemli Medikal Yönetici görevini yürüttü. Dr. Yiğit Kılıç, 2022 – 2023 yılları arasında ise şirketin Plan 100 gelişim programı kapsamında Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Akciğer Kanseri Konseyi Lideri olarak görev yaptı.Türkiye’deki işverenlerin işe alım beklentileri 2024’ün ikinci çeyreği için geriledi
ManpowerGroup’un İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre, küresel çapta yaşanan belirsizliğin neden olduğu temkinli hava ve iş gücü piyasasının durgunlaşması işe alımlarda yavaşlamayı da beraberinde getirdi. Bu durum, küresel istihdam görünümünde üst üste iki çeyrekte düşüş yaşanmasına sebep oldu. Türkiye’de de önümüzdeki çeyrekte olumlu bir işe alım iklimi öngörülmesine rağmen, beklentiler geçen çeyreğe göre 3 puan, 2023 yılının 2. çeyreğinden bu yana ise 10 puan geriledi. ManpowerGroup, 2024 yılının ikinci çeyreğine ilişkin işe alım beklentilerini ölçmek için 42 ülkede 40 bin 385 işverenle İstihdama Genel Bakış araştırmasını gerçekleştirdi. Ankete göre, 2024’ün ikinci çeyreğine girerken işverenler birçok zorlukla mücadele ediyor. Tüketim, ticaret ve enflasyonun bu yıl normalleşmesi beklendiğinden küresel ekonomi geçici toparlanma işaretleriyle yumuşak bir iniş gösterse de dirençli enflasyon, merkez bankalarının faiz oranlarını düşürme hızını azaltıyor. Buna ek olarak, Ukrayna ve Orta Doğu’da devam eden çatışmalarla gerginleşen jeopolitik durum da belirsizlik yaratıyor. Bu yıl önemli bazı ülkelerde seçimlerin yapılacak olması da işverenlerin kendilerini potansiyel olarak dalgalı bir çeyreğe hazırlamasına neden oluyor. Yaşanan belirsizliğin neden olduğu temkinli havaya ve iş gücü piyasasının durgunlaşması işe alımlarda yavaşlamayı da beraberinde getiriyor. Bu durum, mevsimsellikten arındırılmış Net İstihdam Görünümü’nün (NEO) 26’dan 22 puana düşmesiyle küresel istihdam görünümünde üst üste iki çeyrekte düşüş yaşanmasına sebep oldu. Kuzey Amerika (31) en yüksek istihdam görünümünü korurken onu Asya Pasifik (27) takip ediyor. Hindistan (36) ve ABD (34) en güçlü işe alım beklentileri ile öne çıkıyor. Asya Pasifik’te (27), Çin’in (32) devam eden yavaş büyümesi, deflasyonist baskılar, yüksek borç seviyeleri ve emlak piyasasında süregelen gerileme gibi zorluklar ile karşı karşıya bulunuyor. Hindistan (36) ise güçlü büyümesini ve yüksek yatırım seviyelerini sürdürerek bölgesel bir yıldız olarak parlıyor. Türkiye listesinin ikinci yarısında yer aldı Ankete göre, önümüzdeki çeyrekte Türkiye’de yüzde 14 puanlık Net İstihdam Görünümü (NEO) ile olumlu bir istihdam iklimi öngörülüyor. Ancak, işe alım beklentileri geçen çeyreğe göre 3 puan ve 2023’ün 2. çeyreğinden bu yana 10 puan geriledi. Bu, Türkiye’de iki yılı aşkın süredir kaydedilen en düşük görünüm oldu. Şu an Türkiye, istihdam görünümü açısından listenin ikinci yarısında yer alıyor ve küresel NEO ortalamasının 8 puan altında bulunuyor. Araştırma sonuçlarını değerlendiren ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, “Türkiye’de enflasyonu kontrol altına almak amacıyla sıkı para politikasına devam edilmesi istihdam beklentilerinin düşmesine neden oluyor. Bununla birlikte faiz artırımlarının ardından ekonomi soğusa da büyüme devam ediyor. Bu durumun uzun vadede ülke ekonomisini istikrara kavuşturması ve zaman içinde yatırımcı duyarlılığını tersine çevirmesi bekleniyor. Ancak daha sıkı para politikasının etkilerinin kademeli olarak gerçekleşmesi ve enflasyonda önemli bir iyileşme görülmeden önce önümüzdeki aylarda zirvenin görülmesi de bekleniyor. Bu zirvenin ardından enflasyonda yaşanacak kayda değer düşüş, istihdam ortamına da olumlu bir şekilde yansıyacak ve işe alım beklentilerini artıracaktır.” En güçlü ve en zayıf sektörler Türkiye’nin en rekabetçi sektörü 39’luk istihdam görünümü ile Bilgi Teknolojileri olup beklentiler geçen çeyreğe göre 3 puan, bir yıl öncesine göre ise 18 puan arttı. Hatta Türkiye, Bilgi Teknolojileri sektöründeki beklentileriyle sektörün küresel ortalamasının 5 puan üzerinde küresel olarak sekizinci sırada yer aldı. Sektörlerin NEO puanları şu şekilde:Bilgi Teknolojileri (39)
Finans ve Gayrimenkul (26)
Endüstriyel Ürünler ve Malzemeler (11)
Tüketim Malları ve Hizmetleri (9)
Ulaştırma ve Lojistik & Otomotiv (6)
İletişim Hizmetleri (6)
Sağlık ve Yaşam Bilimleri (4)
Enerji ve Kamu Hizmetleri (-1)
Diğer (15)
En güçlü ve en zayıf bölgeler
Türkiye’deki en rekabetçi bölge, 2024’ün ilk çeyreğinden bu yana sabit kalan ve 2023’ün ikinci çeyreğinden bu yana 4 puan artan 18 NEO ile Ege Bölgesi oldu. Bu bölgedeki beklentiler son 9 yılın en yüksek seviyesinde seyretti. Bölgelerin NEO puanları:Karadeniz (13)
Akdeniz (10)
Marmara (15)
İç Anadolu (16)
Ege (18)
Güneydoğu Anadolu (13)
Doğu Anadolu (-3)
Organizasyon büyüklüklerine göre
Her altı organizasyon büyüklüğü de 2024 yılının 2. çeyreğinde istihdam seviyelerinin artmasını bekliyor. Türkiye’nin 250-999 çalışanı olan büyük kuruluşlarındaki işverenler 21 NEO ile en iyimser olanlar, ancak bu işverenlerin beklentileri bir önceki çeyreğe göre değişmezken geçen yılın bu dönemine göre 11 puan düştü. Kuruluşların NEO puanları şu şekilde:5000+ (10)
1000-4.999 (10)
250-999 (21)
50-249 (19)
10-49 (4)
10’dan az (16)
Japonlar Türk susamına hayran
Simitten tavuk yemeklerine, salatalardan ekmeklere, tahinden böreklere, kurabiyelerden ramazan pidesine çok geniş yelpazedeki gıda ürünlerine lezzet katan susam Türkiye için önemli bir ihraç kalemi olarak öne çıkıyor.
Türkiye, 2022 yılında 77 milyon dolar olan susam ihracatını 2023 yılında yüzde 62’lik artışla 124,5 milyon dolara çıkardı. Türkiye’nin susam ihracatındaki yeni hedefi 250 milyon dolara ulaşmak.
Susamın içine girdiği tüm yiyeceklerin tadına ayrı bir aroma ve lezzet kattığını dile getiren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamumleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Türkiye’nin susam ihracatının 2024 yılının ocak-şubat döneminde yüzde 195’lik artışla 6 milyon 645 bin dolardan 19 milyon 632 bin dolara yükseldiği bilgisini paylaştı.
Türkiye’de yetişen susamın çok kaliteli olduğunu anlatan Öztürk, “Susamda en büyük ithalatçı 1,6 milyar dolarla Çin. Bizim susamımız kaliteli olduğundan birim fiyatı 2,4 dolardan gidiyor. Çin ise 1,5 dolar bandında ithalat yapıyor. Bizim kaliteli susamımızı seçici bir pazar olan Japonya ve Avrupa ülkeleri alıyor. Japonya’ya 2024 yılının ocak-şubat döneminde Türkiye Geneli susam ihracatımız geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 170’lik artışla 660 bin dolardan 1,7 milyon dolara ilerledi. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Tokyo’da düzenlenen Foodex Fuarı’na info stand ile katıldık. Fuarda tadım etkinliklerimiz kapsamında ziyaretçilere susam paneli tavuk tadımı yaptırdık ve büyük beğeni aldık. Türkiye olarak susamda dünyanın ikinci büyük ithalatçısı konumundayız. Dünya susam ticaretine yön veriyoruz. 2024 yılında susam ihracatımızın 250 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Türkiye, 2024 yılının ocak-şubat döneminde 19,6 milyon dolarlık susam ihraç etmişken, bu ihracatın 6,6 milyon dolarlık dilimini Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi.
Kimyon ve anason susam ihracatındaki artışa eşlik etti
2024 yılının ocak – şubat döneminde susam ihracatındaki artışa, kimyon ve anason ihracatı da eşlik etti. Türkiye’nin kimyon ihracatı yüzde 106’lık yükselişle 1 milyon 89 bin dolardan 2 milyon 242 bin dolara, anason ihracatı yüzde 111’lik sıçramayla 357 bin dolardan 754 bin dolara ilerledi.
Susam, kimyon ve anason üçlüsünün toplam ihracatı yüzde 180’lik artışla 8 milyon 92 bin dolardan 22 milyon 629 bin dolara tırmandı.
Susam ihracatında Polonya, Irak ve Almanya öne çıktı
Türkiye’den 2023 yılında yapılan susam ihracatında Polonya 9 milyon 164 bin dolarlık tutarla lider olurken, zirvenin ortağı Irak’a 7,7 milyon dolarlık susam ihraç ettik. Almanya Türkiye’den 3,2 milyon dolarlık susam talep ederken, Yunanistan’a 2,6 milyon dolar, Romanya’ya 2,5 milyon dolar, İsrail’e 2,4 milyon dolar, Japonya’ya 2,3 milyon dolar susam ihraç ettik.
“DÜNYANIN EN UZUN METRO RİNGLERİNDEN BİRİ İSTANBUL’DA OLACAK”
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’u bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla da donattıklarını belirterek, “Ayrıca yarın Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasında 14 kilometrelik yeni metro hattını da hizmete açıyoruz. Bir yıl içinde bu hattın devamındaki Arnavutköy-Halkalı etabını da tamamlayarak, tamamı yeraltında teşkil edilen metro sınıfında Türkiye’nin en uzun, dünyanın da en uzunlarından olacak 69 kilometrelik ring hattını tamamlamış olacağız” dedi. Uraloğlu, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Hattı’nın açılması ile Bakanlık olarak İstanbul’a yaptıkları raylı sistem uzunluğunun 161,7 kilometreye ulaşacağını açıkladı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, ülke genelinde şehir içi raylı sistem hatlarının 416 kilometrelik kısmını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yaptığını belirterek, İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da toplam 60,7 kilometre raylı sistem hattının yapım çalışmalarına devam ettiklerini açıkladı. Bakanlık olarak İstanbul’da toplam 147,7 kilometre uzunluğunda olan 7 raylı sistem hattının da İstanbulluların hizmetine sunulduğunu bildiren Uraloğlu, “Marmaray’ın yanı sıra Levent-Hisarüstü Metrosu, Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı Metrosu, Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metrosu ve daha nice proje bizim tarafımızdan yapıldı. İstanbul’u bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla da donattık. Amacımız çok daha fazlasını İstanbullu vatandaşlarımıza kazandırmak” dedi.
Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı ve Zincirlikuyu’ya Kesintisiz Ulaşım
Bu kapsamda yapılan Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın da çalışmalarının tamamladığını açıklayan Uraloğlu, 14 kilometrelik yeni metro hattının yarın hizmete alacaklarını bildirdi. Hattın Arnavutköy, Taşoluk, İstanbul Havalimanı Kargo ve İstanbul Havalimanı Terminal olmak üzere 4 istasyondan oluştuğunu söyleyen Uraloğlu, “Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı ile Arnavutköy ilçemizi Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metro Hattı ile bağlamış olacağız. Böylece Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı ve Zincirlikuyu’ya kadar kesintisiz ulaşım sağlanmış olacak. Ayrıca yarın hattın açılması ile birlikte Bakanlığımızın İstanbul’a kazandırdığı raylı sistem hatlarının uzunluğu da 161,7 kilometreye ulaşacak, İstanbul’un toplam raylı sistem ağı uzunluğu ise 362 kilometreye çıkacak” dedi.
Türkiye’nin Metrolarında İlk Defa Kullanıldı
Bakan Uraloğlu, Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı Hattı ile birlikte bu hattın devamı olan Halkalı-Kayaşehir-İstanbul Havalimanı Kesimi’nin tünellerinin birlikte tamamlandığını açıkladı. Hatların tünellerinin çapı 6,60 metre olan 6 adet Tünel Açma Makinası (TBM) ile açıldığını kaydeden Uraloğlu, toplam 55 bin 600 metrelik hat tünelinin rekor ilerlemeler sağlanarak tamamlandığını söyledi. Uraloğlu, “İstanbul Havalimanı metrolarında İstanbul’da ve Türkiye’de, metrolarda ilk defa kullanılan demiryolu hat altyapı sistemini kullandık. Beton fabrikasında özel olarak üretilen beton plaklar hassas bir şekilde tünele yerleştirildi. Raylar bunun üzerine sıfır hata ile yerleştirildi. Yerinde dökülen beton seçeneğine göre demiryolu hattında yüksek hassasiyet sağlayan bu yöntem ile hat boyunca daha sessiz ve daha konforlu tren sürüşü standardını sağladık. Böylece kent içi metrolarda son zamanlarda dünyada kullanılmaya başlayan bu farklı altyapı ile metro standartlarını bir adım daha ileriye taşıdık” diye konuştu.
69 Kilometrelik Ring Hattı
Bakan Uraloğlu, hattın devamındaki 17,5 kilometrelik Arnavutköy-Halkalı etabını da en kısa sürede tamamlamayı planladıklarının altını çizerek, “Arnavutköy-Halkalı etabını da tamamlayarak, tamamı yeraltında teşkil edilen metro sınıfında Türkiye’nin en uzun ve en hızlı, dünyanın da en uzunlarından olacak 69 kilometrelik bir ring hattını tamamlamış olacağız. Her zaman söylüyoruz. Bakanlığımız yatırımları olmasa İstanbul trafiği felç olurdu. İstanbullu vatandaşlarımız için özveriyle çalışıyoruz, Türkiye’nin ilklerini İstanbullular için bir bir hizmete alıyoruz” dedi.
Seyahat Süresi 8 Dakikaya İnecek
Bakan Uraloğlu, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı hattının yarını hizmete açılması ile Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı’na ulaşımın 8 dakikaya düşeceğinin de altını çizdi. Ayrıca hattın İstanbul Havalimanı’ndan diğer metro hatlarına entegre olacağını kaydederek bu sayede Arnavutköy ile Göktürk arasının 20 dakikaya Arnavutköy ile Kağıthane arasının ise 32 dakikaya düşeceğini söyledi. Uraloğlu, Arnavutköy ile Gayrettepe arasının da metro konforu ile 41 dakikada aşılacağını vurguladı.
“İSTANBUL, 5 + 5 YILDA BİN KİLOMETRE METROYA ULAŞACAK”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Çekmeköy-Taşdelen-Alemdağ Köprülü Kavşağı’nı hizmete alarak Çekmeköy’e ulaşımı 16 dakikadan 1 dakikaya indirdiklerini söyledi. Uraloğlu, “Kavşağımız ile yıllık toplam 44 milyon lira tasarruf edeceğiz. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu da 403 ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağlayacağız. Projemiz ile ayrıca olası bir İstanbul depreminde bölgenin tahliyesine büyük katkı sağlayacak ve trafik tıkanıklığından dolayı oluşacak olumsuz durumların önüne de şimdiden geçmiş olduk” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Çekmeköy-Taşdelen-Alemdağ Köprülü Kavşağı Açılış Töreni’nde konuştu. Çekmeköy’ün son yıllarda İstanbul’un hızla gelişen ilçelerinden biri olduğunu belirten Uraloğlu, İstanbul’da demiryolundan havayoluna, karayolundan kent içi raylı sistem hatlarına kadar ulaşımın her modunda dev projeleri hayata geçirdiklerini vurguladı. Geçtiğimiz aylarda Sabiha Gökçen Havalimanı’nın kapasitesini ikiye katlayacak 2’nci pistinin açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatan Uraloğlu, “29 Ocak’ta Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattımızın son halkası Kağıthane-Gayrettepe kesimini, 26 Şubat’ta Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistem Hattı’nı, 10 Mart’ta Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metrosunu hizmete açtık. Daha dün Sanayi ve Teknoloji Bakanımızla birlikte Atatürk Havalimanımızın eski terminal binalarını Türkiye’nin en büyük teknoparkına dönüştürecek Terminal İstanbul’un tanıtım toplantısını gerçekleştirdik. İstanbul’u dünyanın en gelişmiş ilk 20 girişimcilik şehrinden biri yapacak önemli bir adım attık. Bugün de İstanbul karayolu ulaşım ağının gücüne güç katacak Çekmeköy-Taşdelen-Alemdağ Köprülü Kavşağı’nı hizmete açmanın mutluluğunu yaşıyoruz” diye konuştu.
Seyahat Süresi 16 Dakikadan 1 Dakikaya Düştü
Çekmeköy’ün sürekli gelişen yapısını destekleyen karayolu yatırımları kapsamında, İstanbul-Şile Devlet Yolu’nun Çekmeköy geçişinde Köprülü Kavşak projesini hayata geçirdiklerini anlatan Uraloğlu, projenin 118 metrelik 2 adet köprüden oluştuğunu ve bağlantı yolları ile birlikte 950 metreye ulaştığını anlattı. Uraloğlu, “Çekmeköy-Taşdelen-Alemdağ Köprülü Kavşağımızı; Bitümlü sıcak karışım kaplamalı tek yol standardında inşa ettik. Mevcutta Yenidoğan Kavşağı’nın üzerinden sağlanan ulaşımı yeni kavşağımız ile çok daha verimli kıldık. Kavşağımızla, İstanbul yönünden Çekmeköy’e, Çekmeköy’deki trafiğin de devlet yolunun her iki yakasına ulaşımını 3 kilometre kısalttık. Seyahat süresini 16 dakikadan 1 dakikaya indirdik. Çekmeköy’e hizmet veren kavşak sayısı artırarak, trafik yoğunluğunun önüne geçtik. Böylece bu kavşağımız ile zamandan 39 milyon lira, akaryakıttan 5 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 44 milyon lira tasarruf edeceğiz. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu da 403 ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağlayacağız. Projemiz ile ayrıca olası bir İstanbul depreminde bölgenin tahliyesine büyük katkı sağlayacak ve trafik tıkanıklığından dolayı oluşacak olumsuz durumların önüne de şimdiden geçmiş olduk. Biliyorsunuz olası depremlerde yol, köprü, tünel ve viyadüklerin ulaşıma hizmet vermesi hayati önem taşımaktadır” dedi.
Kuzey Marmara Otoyolu, 9 Büyüklüğünde Depreme Dayanıklı
Bakan Uraloğlu, olası deprem senaryolarında İstanbul’un diğer illerle ulaşımının sürdürülebilir olmasına yönelik alternatif güzergâhların bulunması açısından Kuzey Marmara Otoyolu’nun çok önemli olduğunu vurguladı. Kuzey Marmara Otoyolu’nun yapım aşamasında kullanılan birçok farklı sismik izolatörlerle 2 bin 475 yıllık deprem döngüsünde 9 büyüklüğündeki bir depreme dahi dayanabilecek şekilde inşa edildiğini açıklayan Uraloğlu, “Olası bir depremde İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’ya her türlü ulaşım Kuzey Marmara Otoyolu’ndan yapılabilecektir. Bu açından bakıldığında Kuzey Marmara Otoyoluna entegrasyonu en hızlı ve güvenli şekilde sağlayacak yapım çalışmaları devam eden Sarıyer-Kilyos Tüneli projemizin de İstanbul için ne kadar önemli olduğu ortadadır. Bu tünelimizde tamamlandığında da Levent, Maslak ve Sarıyer gibi yoğun nüfusun ve işyerlerinin bulunduğu alanların Kuzey Marmara Otoyolu’na ve İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy, Kilyos, Gümüşdere ve Demirciköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. Aynı şekilde İstanbul’un kuzeyindeki yerleşim alanlarında yaşayan nüfusun da kent merkezlerine erişimi oldukça kolaylaşacaktır” diye konuştu.
Ankara-İstanbul Süper Hızlı Treni, 350 Kilometre Hıza Ulaşacak
Bakan Uraloğlu, İstanbul’un ulaştırma altyapısına büyük önem verdiklerini ve bu kapsamda son 22 yılda İstanbul’un ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 1 trilyon 177 milyar lira yatırım gerçekleştirdiklerini açıkladı. Açılışı yapılan Çekmeköy-Taşdelen-Alemdağ Köprülü Kavşağı ve yapımı devam eden Sarıyer-Kilyos Tüneli gibi projelerle İstanbul kent içi trafiğine “nefes aldırdıklarını” kaydeden Uraloğlu, bölünmüş yol uzunluğunu da 350 kilometreden 794 kilometreye, bitümlü sıcak kaplama yol uzunluğunu 357 kilometreden 811 kilometreye çıkardıklarını anlattı. İstanbul’daki yatırımlarının ulaşımın tüm modlarını kapsadığına da işaret eden Uraloğlu, şöyle konuştu:
“İstanbul Havalimanımız dev kapasitesiyle, Avrupa’da en yoğun havalimanları sıralamasında İstanbul Havalimanı ilk sırada yer almaktadır. 2023 yılının son günlerinde Sabiha Gökçen Havalimanımızın hizmet kapasitesini ikiye katlayacak 2. Pistinin açılışını da gerçekleştirdik. Bu yatırımlarımız ile İstanbul, havacılık alanında dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Dünya’da ilk defa bir haberleşme kulesinden aynı anda 100 adet FM radyo yayını yapabilen Çamlıca Kulesini de inşa ettik. Çamlıca tepelerinde dağınık halde bulunan 33 adet demir yığınını kaldırarak İstanbul’un siluetine önemli bir katkı sağladık. Bölgedeki elektromanyetik alan değerini Avrupa standardının dahi neredeyse üçte birine indirerek İstanbulluları elektromanyetik alanların zararlı etkilerinden kurtardık ve daha sağlıklı bir yaşam sunduk. Demiryolu ve kentiçi raylı sistem projeleriyle de şehrimizin çehresini değiştirmeye devam ediyoruz. Halkalı-Kapıkule hızlı tren projemizin yapım çalışmaları sürüyor. İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren hattımızdan sonra tamamen yeni bir hat olacak Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Hattı projesinin ön proje çalışmalarını da tamamladık. Süper hızlı tren hattımızın güzergah uzunluğu 344 kilometre olacak. Saatte 350 kilometre hıza ulaşacak trenlerimizle seyahat süresini 80 dakikaya indirmeyi planlıyoruz. Ayrıca Gebze’den başlayıp Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden geçerek İstanbul Havalimanı’na ve son olarak Çatalca’ya ulaşacak Kuzey Marmara Hızlı Tren hattı projesini de planlarımız arasına aldık.”
“Birilerinin 5 Yılda Kazandırdığı 8 Kilometre Raylı Sistemi, Biz Tek Projeyle Yapıyoruz”
Uraloğlu, İstanbul’u bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla da donattıklarının altını çizdi. Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak; MARMARAY, Levent-Hisarüstü Metro Hattı, Gayrettepe -İstanbul Havalimanı Hattı ve Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistem Hattı gibi 7 adet raylı sistem projesiyle İstanbul’a 147,7 kilometre raylı sistem hattı kazandırdıklarını söyledi, Uraloğlu, “Bu arada sizlerle bir müjde de paylaşmış olayım. 2 gün sonra da Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasında 14 kilometre yeni metro hattı daha açacağız. İstanbul’a birilerinin 5 yılda kazandırdığı 8 kilometre raylı sistem hattı uzunluğunu biz tek bir projemizle geçiyoruz. Şimdiden sizleri de açılış törenimize davet ediyorum” dedi.
5 + 5 yılda Bin Kilometre Metro Hattı
31 Mart Yerel seçimlerine 2 hafta kaldığını hatırlatan Uraloğlu, “Bakanlığı döneminde de tanıdığım nerede bir deprem var, nerede sel var, nerede bir afet var orada bareti ve çizmesi ile tanıdığım bir Murat Kurum var. Beraberce birçok iş yaptık, çözüm odaklı oldu. Şimdi de İstanbul’a Cumhur İttifakı olarak Cumhurbaşkanımız tarafından aday gösterildi. İstanbul’umuzu 5 +5 yılda bin kilometre metro hattına çıkaracağız. Biz temel atmama törenleri ile değil hizmet ederek İstanbul’u tekrar şahlanışa geçireceğiz. Çekmeköy’de Ahmet Poyraz, Büyükşehir’de Murat Kurum kardeşimiz ile birlikte hizmet edeceğiz” şeklinde konuştu.
“KOCAELİ’NİN METRO HATTI KÖRFEZRAY’IN İHALESİ BU YIL YAPILACAK”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı’nın, Şehir Hastanesi’ne ulaşımı 15 dakikaya düşüreceğini bildirerek “5 istasyonu bulunan hattımız, günde 210 bin vatandaşımızı taşıyacak. Hattımız, Otogar istasyonundan Plajyolu tramvay hattına da entegre olacak” dedi. Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak 416 Kilometre kent içi raylı sistem projesine devam ettiklerini bildirerek, “Kocaeli Kuzey Metrosu’nu 26,8 kilometre uzunluğunda olarak yatırım programına aldık. Bu yıl ihalesini de yapacağız” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay Hattı’nı hizmete açtı. Bakan Uraloğlu, şehirleri yüksek hızlı trenlerle birbirine bağlarken şehir içi ulaşımında da kent içi raylı sistem rojelerini birbiri ardına hayata geçirdiklerine dikkat çekerek, şehir, ilçe, belediye ayrımı yapmadan Türkiye’nin dört bir yanını demir ağlarla ördüklerini söyledi.
416 Kilometre Kent İçi Raylı Sistem Projesini Bakanlık Tamamladı
Uraloğlu, 2002 yılından bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde demiryolları sektöründe dev yatırımlarla büyük mesafeler kat edildiğini anlatarak, çok büyük kent içi raylı sistem projelerini de hayata geçirdiklerini altını çizdi. Uraloğlu, “Özellikle büyük şehirlerde yaşayan vatandaşlarımızın trafik nedeniyle yaşamının kâbusa dönüşmemesi için çok önemli kent içi raylı sistem projelerini Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak biz yapıyoruz. Sadece bu yılın başından bu yana; Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattımızın son halkası Kağıthane-Gayrettepe kesimini, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı sistem hattını ve daha bir hafta önce yine Cumhurbaşkanımız ile birlikte; Bakırköy Sahil- Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattımızı hizmete açtık. Şimdi tabi proje isimlerini duyunca hep İstanbul’da çalışıyormuşuz gibi anlaşılmasın. Bu yılın başından beri açılışları denk geldiği için onları saydım. Ankara’da; Batıkent-Sincan, Kızılay-Çayyolu, Keçiören-Atatürk Kültür Merkezi Metrolarını ve BAŞKENTRAY’ı Kayseri’de; Anafartalar-YHT Gar Tramvayı’nı, Antalya’da; Expo Havalimanı Tramvay Hattını, İzmir’de Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir çalışma yaparak İZBAN’ı hayata geçirdik. Gaziantep’te de yine Büyükşehir ile birlikte çalışarak GAZİRAY’ı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak biz hayata geçirdik. Türkiye genelinde 416 kilometre kent içi raylı sistem projesini tamamlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunduk” diye konuştu.
60,7 Kilometre Yeni Raylı Sistem Hattının Yapımı Sürüyor
Bakan Uraloğlu, şu anda da Kocaeli’nde Gebze Sahil – Darıca OSB metrosu başta olmak üzere Kocaeli, İstanbul ve Bursa’da 60,7 kilometre daha yeni raylı sistem hattının yapım çalışmalarına devam ettiklerini açıkladı. Uraloğlu, bu noktada Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay hattının yapımına da büyük önem verdiklerinin altın çizdi.
Şehir Hastanesi’ne Ulaşım 15 Dakikaya Düştü
Uraloğlu, 2022 yılı kasım ayında sözleşmesinin imzalayarak Kocaeli Şehir Hastanesi Tramvay hattının yapımını başlattıklarını anımsatarak, hattın Kanal Yolu, Turan Güneş, Başaran, FTR ve Şehir Hastanesi olmak üzere beş istasyondan oluştuğunu açıkladı. 3,1 kilometrelik hattın yapımını bir buçuk yıldan kısa sürede tamamladıklarını vurgulayan Uraloğlu, “Toplamda 40 bin 819 m3 beton, 5 bin 975 ton demir imalatı gerçekleştirdik. Ayrıca 8 bin 500 m3 Taş Duvar, 3 bin 980 m2 Taş Pere ve 2 bin 400 metre Fore Kazık imalatı da tamamladık. Göründüğünden çok daha büyük bir projeyi kısa sürede hizmete verdik. Şehrin dışında bulunan Kocaeli Şehir Hastanesi’ne ulaşım 15 dakikaya düştü. Tramvaylarımız günde 210 bin vatandaşımızı taşıyacak. Hattımız, Otogar istasyonundan Plajyolu tramvay hattına da entegre olacak Ramazan Bayramı’na kadar hattımız ücretsiz olarak hizmet verecek” dedi.
Kocaeli’ne 264 Milyar Lira Ulaştırma Yatırımı
Bakan Uraloğlu, Kocaeli’nin Avrupa-Ortadoğu arası geçiş koridoru üzerinde bulunması ve İstanbul’a yakınlığı ile sahip olduğu fırsatları iyi kullanmış bir şehir olduğunu söyledi. Kara, deniz ve demiryolu ulaşımında sağladığı ciddi avantajları sayesinde gelişimini sürdürmeye ve önemini korumaya devam ettiğini söyleyen Uraloğlu, ulaşım olanaklarının çeşitli olmasının Kocaeli’yi çok avantajlı kaldığının altını çizdi. Bu nedenle büyük ölçekli işletmelerin en çok Kocaeli’ni tercih ettiğini kaydeden Uraloğlu, “Kocaeli için geliştirilen ulaşım projelerine de bu açıdan yaklaşıyoruz. Bugüne kadar Kocaeli’nin ulaşım ve iletişim altyapısı için 264 milyar Lira üzerinde yatırım gerçekleştirdik. Kocaeli’yi ulaşım anlamında dünyaya entegre ettik ve tam anlamıyla uluslararası bir ticaret merkezine dönüştürdük. Başta İstanbul olmak üzere tüm komşularına yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. 80 yılda yapılan 151 kilometre bölünmüş yol uzunluğunu 22 yılda 376 kilometreye çıkardık. İstanbul-İzmir ve Kuzey Marmara Otoyollarını tamamlayarak dört bir yanını otoyol ağı ile sardık. Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı ile Kocaeli’ni de YHT ile tanıştırdık. Köseköy Lojistik Merkezinin ilk etabını açarak İthalat ve ihracat taşımalarına büyük bir ivme kazandırdık” diye konuştu.
Gebze Sahil – Darıca OSB Metro Hattı 330 bin Yolcu Taşıyacak
Kocaeli’nde kent içi raylı sistem projelerine de devam ettiklerini belirten Uraloğlu, Gebze Sahil – Darıca OSB Metro Hattı ile Gebze Organize Sanayi Bölgesi ile Darıca Sahili arasındaki yerleşimin yoğun olduğu bölgeleri metro konforunda birbirine bağlayacaklarını belirtti. 15,4 kilometre uzunluğunda çift hat olarak inşa edilen metronun 11 istasyonda hizmet vereceğini anlatan Uraloğlu, “Tasarım hızı 90 kilometre olan araçlarla günde 330 bin yolcuya hizmet edecek kapasitedir. Bu hat, Gar İstasyonu ile Marmaray Hattına entegrasyon imkanı da sunacak. Ayrıca OSB İstasyonu’nun yaklaşık 1 kilometre kuzeyinde, yaklaşık 93 bin m2 alan üzerinde 68 adet metro aracı kapasiteli depo ve bakım alanı da inşa ediyoruz” dedi.
“Biz Bu Millet İçin Hizmet Aşkıyla Yananlarla Birlikte Devam Edeceğiz”
Uraloğlu, 2002 yılından bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde ideoloji siyaseti değil, hizmet siyaseti yaptıklarını söyleyerek, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturuyla hareket ettiklerini vurguladı. Uraloğlu, yerel seçimlerde Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterilen mevcut Tahir Büyükakın ile planlanan tüm projeleri birlikte hayata geçireceklerini söyledi. Uraloğlu, “Bakınız Kuzey Marmara Otoyolunu yaptık. Yapmayın dediler. Yaptıktan sonra millet tarafından kabul görünce bu sefer de neden o şekilde değil de bu şekilde yaptınız dediler. Bakınız Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden 150 bin araç geçiyor. O köprüyü yapmasaydık ne olurdu? Onların her zaman mazeretleri olacak. Biz artık görüyoruz ki bunlar bizi eleştirdikçe biz ne kadar doğru iş yaptığımız görüyoruz. Biz, bu millet için hizmet aşkıyla yananlarla birlikte devam edeceğiz. Biz bu millet için hareket edeceğiz” diye konuştu.
KörfezRay, Yatırım Programına Alındı
Bakan Uraloğlu, Kocaeli Kuzey Metrosu’nu 26,8 kilometre uzunluğunda olarak yatırım programına alındığını da bildirerek, “İnşallah bu yıl ihalesini de yapacağız. Ve bitirdiğimizde de ismi KörfezRay olacak. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.