2024 En İyi İşverenler™ listeleri için başvurular başladı!
İşyeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda küresel otorite olan Great Place To Work®’ün, her sene organizasyonlardaki çalışan deneyimi üzerinden yaptığı analizlere göre oluşturduğu “En İyi İşverenler Listeleri” için başvurular başladı. Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesinin yanı sıra, 6 sektörel, 4 demografik ve tematik, 2 bölgesel olmak üzere toplam 13 kategoride açıklanan bu listelerde yer almak, işveren markası yaratmayı, çalışan deneyimini iyileştirmeyi, yetenekleri çeken ve tutan bir şirket kültürü oluşturmayı önemseyen şirketlerin yer almak istediği prestijli bir konum.
Adaylık için son başvuru tarihine kadar Great Place To Work Sertifikasyon™ süreci başlatılmalı
Türkiye’de faaliyet gösteren ve en az 10 çalışana sahip tüm ulusal ve uluslararası şirketlerin katılabildiği Türkiye’nin En İyi İşverenler Listeleri süreci 2024 yılı takvimi açıklandı. Takvime göre, Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ listesi aday başvuruları 26 Aralık 2023’te sona erdi. Diğer 12 kategorideki en iyi işverenler arasında yer almak isteyen ve ilgili liste için uygunluk gereksinimlerini karşılan şirketlerin, kategorisine göre 1 Mart-2 Eylül arasında değişen son başvuru tarihine kadar sertifikasyon sürecini başlatması gerekiyor.
Kategori detayında son başvuru tarihleri şöyle:
Sektör ListeleriSon Başvuru Tarihi
En İyi İşverenler™ Finansal Hizmetler & Sigortacılık
En İyi İşverenler™ İmalat & Üretim
En İyi İşverenler™ Teknoloji1 Temmuz 2024
En İyi İşverenler™ Farma
En İyi İşverenler™ Danışmanlık & Profesyonel Hizmetler
En İyi İşverenler™ Lojistik
Demografi & Tema Listeleri
En İyi İşverenler™ Sosyal Sorumluluk & Gönüllülük1 Mart 2024
Best Workplaces for Millenials™1 Nisan 2024
Best Workplaces for Women™1 Temmuz 2024
Best Workplaces for Innovation By All™2 Eylül 2024
Bölge Listeleri
Ege’nin En İyi İşverenleri ™10 Temmuz 2024
Anadolu’nun En İyi İşverenleri™2 Eylül 2024
Değerlendirmeye alınmak için şirketlerin, liste açıklanma tarihlerinden 1 ay öncesine kadar Great Place To Work® Sertifikası™ almış olmaları bekleniyor. Sertifika almak için ise şirketler, çalışanlarının mevcut kurum kültürü içerisindeki deneyimlerine ışık tutmak üzere kendilerine uygun 2 haftalık bir periyod içerisinde global çapta kabul gören Trust Index™ Çalışan anketini uyguluyor. Ardından ise Culture Brief™ İşyeri kültürü özetini dolduruyor. Çalışan sayısı 100 ve üzeri olan şirketler ayrıca Culture Audit™ İş yeri kültürü analizini tamamlıyor. Bu iki adımı tamamlayarak, Great Place To Work® Sertifikası alan organizasyonlar, 12 ay süresince otomatik olarak tüm En İyi İşverenler™ listeleri için değerlendirmeye dahil ediliyor.
Eyüp Toprak: “Bir iş yerini harika yapan şey kâr değil, ancak harika bir iş yeri kârlılığı artırıyor.”
Şirketlerin En İyi İşveren sertifikasyonuna sahip olmasının avantajlarına değinen Great Place To Work® Türkiye CEO’su Eyüp Toprak, şunları söyledi: “Great Place To Work Sertifikası™, bizzat firmanın mevcut çalışanlarının pozitif deneyimi sonucu alınabilen bir sertifika olduğu için, iş arayanların hangi şirketlerin harika bir iş yeri kültürü sunduğunu ayırt etmesine yardımcı oluyor ve organizasyonunun işveren markasını geliştirirken potansiyel adaylar için daha çekici hale getiriyor. Böylece en iyi yetenekleri işe almak ve elde tutmak kolaylaşıyor. Great Place To Work® olarak biz organizasyonların kendilerine çalışan deneyimi açısından ayna tutmasına yardımcı oluyoruz. Çalışan deneyimini detaylı bir şekilde ölçümlediğimiz anket verilerimize göre bir iş yerini harika yapan şey kâr değil. Ancak harika bir iş yeri kârlılığı artırıyor. Çünkü harika iş yerleri; güven, saygı, çeşitlilik, kapsayıcılık, hakkaniyet ve amaç odaklılığı destekleyerek pozitif bir çalışan deneyimi sağlıyor. Bu sayede çalışan performansı artıyor ve bu artış finansal tablolara olumlu olarak yansıyor.”
En İyi İşverenler™ listeleri için açıklama tarihleri tüm yıla yayılıyor
Great Place To Work®En İyi İşverenler listeleri için açıklama tarihleri de belli oldu. Başvuruları sona eren 2024 yılı Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ listesi, Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilecek ödül töreni ile kamuoyuna açıklanacak.
Ege’nin En İyi İşverenleri™ Listesi 5 Eylül 2024’te açıklanırken adaylık için son sertifika sahibi olma tarihi 30 Temmuz 2024. Anadolu’nun En İyi İşverenleri™ Listesi ise 24 Ekim 2024’te açıklanacak. Bu listeye adaylık için son sertifika sahibi olma tarihi 5 Eylül 2024.
En İyi İşverenler™ Finansal Hizmetler ve Sigortacılık, En İyi İşverenler™ İmalat & Üretim, En İyi İşverenler™ Teknoloji, En İyi İşverenler™ Sağlık Hizmetleri ve Farma, En İyi İşverenler™ Danışmanlık & Profesyonel Hizmetler ve En İyi İşverenler™ Lojistik listeleri 22 Ağustos’ta açıklanacak ve 5 Temmuz 2024 tarihine kadar sertifikasyon sürecini tamamlamış organizasyonlar aday olabilecek.
Demografik ve tematik listelerin başvuru ve sertifikasyon süreci için son başvuru tarihleri de belli oldu. 28 Mayıs 2024 tarihinde açıklanacak olan En İyi İşverenler™ Sosyal Sorumluluk & Gönüllülük Listesi için son sertifika sahibi olma tarihi 5 Mart. Great Place To Work®’ün Türkiye’nin En İyi İşverenler™ listesinden sonra en çok ses getiren Best Workplaces for Millenials™ Listesi 27 Haziran 2024’te açıklanırken son sertifika tarihi 5 Nisan. Sertifikasyon için 5 Temmuz’a kadar başvuru yapılabilecek Best Workplaces for Women™ Listesi ise sonuçlar 26 Eylül 2024’te açıklanacak. Great Place To Work® Türkiye tarafından 28 Kasım’da açıklanacak son liste, Best Workplaces for Innovation By All™ Listesinde yer almak için sertifikasyon sürecinin 10 Eylül’e kadar tamamlanmış olması gerekiyor.
“Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi, lise çağındaki gençleri yılın ilk bilim etkinliklerine davet ediyor
Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi’nin ocak ayı etkinlikleri “Fizik, Matematik ve Farmakoloji” bilim dallarında gerçekleşecek “Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi, 2024’e yeni bilim etkinlikleriyle merhaba dedi Bilim Kahramanları Derneği’nin öncülüğünde, Pfizer Türkiye’nin katkıları ile gerçekleşen “Bilim Gençlerle Kazanacak” Projesi 2024’ü yeni bilim etkinlikleriyle karşılıyor. 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencileri, ücretsiz bilim etkinliklerine çevrimiçi ve fiziki olarak katılabiliyorlar. Proje kapsamındaki etkinliklere katılım gösteren gençlere katılım belgesi de veriliyor.Hastaların hayatını değiştiren çığır açan yenilikler için bilim kazanacak anlayışıyla çalışan biyofarma şirketi Pfizer Türkiye, gençlere bilim sevgisini aşılamak, bilim insanlarıyla birebir diyalog geliştirerek onların merak duygularını beslemek, soru sormalarını teşvik etmek ve geleceğin bilim insanları olmaları noktasında çevreleriyle birlikte onlara ilham olmak amacıyla Bilim Kahramanları Derneği ile 2021 yılından bu yana Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi’ni sürdürüyor.
Gençlere eğitim ve kariyer yolculuklarında çeşitli bilim dalları ile ilham vermeyi amaçlayan proje sayesinde lise öğrencileri, farklı dallarda çalışan bilim insanlarıyla bir araya gelerek onların çalışmalarını yakından tanıma, bilimsel süreçleri yakından inceleme, bilimsel sorularla hipotez oluşturma, hipotezi test etme ve evdeki malzemelerle deney hazırlama gibi süreçleri tecrübe edebiliyorlar.
Tamamı ücretsiz gerçekleşen bilim etkinliklerinin duyurularına ise Bilim Kahramanları Derneği ve Pfizer Türkiye sosyal medya hesaplarından ulaşılabiliyor. #bilimgençlerlekazanacak[email protected] * Programa katılmak isteyen 14-18 yaş arasındaki gençlerin kayıt formunu, velilerinin doldurması beklenmektedir.
Bilim Etkinlikleri Ocak Ayı Takvimi: 10 Ocak 2024 Çarşamba, saat 18.30-20.00 Aksaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Deligöz ile “Küçük Şeylerin Hikayesi: Nanomalzemeler” konulu Online Bilim Etkinliği Prof. Dr. Engin Deligöz: “Nano malzeme, bir veya daha fazla dış ölçüsü nano boyutta olan malzemedir. Nano boyut, maddenin atomdan önceki son basamağıdır. Bir malzemenin makro/mikro boyutta sahip olduğu optik, mekanik, elektriksel ve renk gibi özellikler nano boyutta farklılık ya da tam tersi bir özellik gösterebilir. Hatta makro/mikro boyutta oluşmayan bazı fiziksel özellikler, nano boyutta ortaya çıkabilir. Bunun en önemli nedeni, malzemenin boyutunun küçülmesiyle beraber yüzey alanlarının hacimlerine oranlarının artmasıdır. Yüzey alanı/hacim oranı arttıkça, düşük moleküler ağırlığa sahip maddeler oluşturmak mümkündür” dedi. 18 Ocak 2024 Perşembe, saat 18.30–20.00 Bartın Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şuayip Yüzbaşı ile “Matlab’da Matematiksel İşlemler ve Grafik Çizimleri” konulu Online Bilim Etkinliği Prof. Dr. Şuayip Yüzbaşı: “Matlab’da Matematiksel İşlemler ve Grafik Çizimleri başlıklı etkinliğimizde liseli öğrencilere, ilk olarak Matematiksel Paket Programlarından biri olan MATLAB programı hakkında bilgilendirme yaparak ve program menüsünü tanıtarak etkinliğimize başlayacağız. Daha sonra, MATLAB’de temel matematiksel işlemlerin nasıl yapılacağının yanı sıra MATLAB’ın hazır fonksiyon komutlarını tanıtacağız. Matlab’da trigonometrik, logaritmik ve üstel fonksiyonların nasıl ifade edildiği, fonksiyon tanımlama işlemi, fonksiyonların değeri hesaplaması, matris işlemleri, determinant, matrisin tersi, matris ve vektörün boyutunun bulunması, cebirsel sistem çözümü, limit hesabı, türev hesabı ve integral hesabı gibi matematiksel işlemlerin nasıl yapılacağını uygulamaları ile göstereceğiz. Son olarak, Matlab’da tekli ve çoklu grafik çizimlerinin nasıl yapılacağı hakkında bilgi vererek bunların uygulamalarını yapacağız” diye belirtti. 29 Ocak 2024 Pazartesi, saat 18.30-20.00 Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Elif Çadırcı ile Online Bilim Etkinliği Bilim Etkinlikleri *Kayıt Formu: http://bitly.ws/uWNd Bilim Etkinlikleri ile ilgili sorular için:Yerli ve milli deprem erken uyarı sistemi kullanılmaya başlandı
Akıllı sistemlere entegre edilen EDİS, AVM’lerden, sanayi şirketlerine, bankalardan, holding merkezlerine kadar pek çok alanda kullanılmaya başlandı
Can kaybı önlendiği gibi ekonomik zararlar da minimize ediliyor
Yerli ve milli deprem erken uyarı sistemi
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin teknoparkında geliştirilen ve 7 yıllık bir çalışmanın ürünü olan EDIS Deprem Erken Uyarı Sistemi, kullanılmaya başlandı. Japon uygulamasının ötesinde bir performansa sahip olarak kabul edilen EDIS, depremin merkez üssüne uzaklığına bağlı olarak 120 saniyeye kadar erken uyarı yapabiliyor.
EDIS Deprem Erken Uyarı Sistemi’nin Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Emre Erişen, şu anda sisteminin tüm Marmara Bölgesi’ni kapsayacak şekilde aktif olarak çalıştığını belirtti. Erişen, çalışmaların tüm Türkiye genelinde devam ettiğini ifade ederek, “Şu ana kadar bankalardan, holdinglere, sanayi şirketlerinden, AVM’lere kadar toplamda 250 kurumda sistemimizi aktif olarak kullanıyoruz. Bu kurumların şubelerini de dahil ettiğimizde, kullanım alanı 1000 işyerine yaklaşıyor. Bu sayede, deprem dalgaları işletmelere ulaşmadan önce makineler durdurulabiliyor, kapılar otomatik olarak açılıyor ve merdivenler çıkış yönüne yönlendiriliyor. Ayrıca, akıllı sistemler aracılığıyla depremle ilgili yangın, su gibi tedbirlerin alınması sağlanıyor” dedi.
9 Ocak 2024, İstanbul
Deprem ülkesi Türkiye, en çok tartışılan ve ihtiyaç duyulan deprem erken uyarı sistemine kavuştu. EDIS Deprem Erken Uyarı Sistemi’nin Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Emre Erişen, 7 yıllık çalışma sonucunda geliştirilen sistemin, Türkiye’nin riskli bölgelerine yerleştirilmeye başlandığını, sistemin depremin merkez üssüne uzaklığına bağlı olarak 120 saniyeye ulaşan süreye kadar erken uyarı yaptığını açıkladı. EDIS’in Marmara Bölgesi’nin tamamını kapsayacak şekilde aktif olarak çalıştığını ifade eden Eriş, sistemin yaklaşık 50 aylık bir süre içinde tüm Türkiye genelinde uygulanabilir hale geleceğini bildirdi.
Yapay zeka tabanlı Deprem Erken Uyarı Sistemi EDIS, mülkiyeti kendisine ait olan, en etkili noktalara yerleştirilmiş yüksek teknoloji deprem istasyonları ile depremi yerinde tespit ederek depremden etkilenebilecek bölgelere erken uyarı gönderen ve tedbir almayı sağlıyor. Bunun için ise sadece sağlam ve dayanıklı kablolu bir internet bağlantısı gerekiyor. EdisBox ile erken uyarı sistemine bağlanan yerler, akıllı sistemlerle saniyeler içinde tedbir alabiliyorlar.
503 depremde test edildi
EDIS Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Emre Erişen, deprem konusunda geliştirilen teknolojinin halen Japonya’da uygulanan erken uyarı sisteminden daha ileri ve işlevsel olduğu belirterek ‘’Sistem, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş-Hatay depreminin ardından o bölgeye yerleştirilerek test edildi. Sistem kurulduktan sonra gerçekleşen belli büyüklüğün üzerindeki 503 artçı depremin tamamını tespit ettik ve erken uyarı sistemi aracılığıyla pilot olarak sistemi kullananlara bildirdik’’ dedi.
Ekonomik kayıpları da minimize ediyor
Depremin sadece binaların yıkılmasına ve ölümlere neden olmadığına dikkat çeken Ali Emre Erişen, “Bankalar, finans kuruluşları, fabrikalar ve aklınıza gelen bütün işletmeler depremi önceden bilemedikleri için çok büyük ekonomik kayıplar yaşıyorlar. Yapay zeka tabanlı akıllı erken uyarı sistemi sayesinde, deprem olacağı uyarısı alınınca fabrikalardaki makinelerin durdurulmasından AVM’lerdeki yürüyen merdivenlerin çalışmasına kadar bütün hareketler kontrol altına alınıyor. Dolayısıyla can kaybı önlendiği gibi ekonomik zararlar da minimize ediliyor” diye konuştu.
Erişen ‘’EDIS ile sanayi işletmeleri, depremden önce gerekli önlemleri alarak, maddi ve manevi kayıplarını en aza indirilebilir. Sadece büyük depremlerde değil küçük ölçekli depremlerde de büyük zarar oluşuyor. Örneğin en son Silivri Depremi’nde büyük bir çimento fabrikasının mikserlerindeki dişliler kırıldı. 40 gün üretim yapamadılar. Büyük pizza markasının pizza fırınlarının dişleri kırıldı. Çünkü deprem anında makineleri durduramadılar. Türkiye’nin en büyük tekstil şirketlerinden birinin örme makinelerinin iğneleri kırıldı. Oysa o fabrikalardaki makinaları kapatmak için gereken süre 48 salise ile 4.13 saniye arasında değişiyor. ’’ dedi.
Mobil için testler sürüyor
Erişen, bireysel kullanım için EDİS Deprem Erken Uyarı Sistemi’nin cep telefonu uygulamasının testlerinin de yapıldığını, kısa süre içinde gelişmeleri kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.
İşsizlik Patlayabilir !
Gözcü Tv yayınına katılan mali müşavir Halil Kırlı, asgari ücret ve buna bağlı sgk pirimlerinin artışının işverenlerin işçi çıkarmasına hatta iş yerlerini kapatmasına neden olacağını belirtti.
Gözcü Tv yayınına katılan Halil Kırdı, asgari ücret artışıve buna bağlı olarak yükselen sgk pirimlerinin işverenleri zor durumda bırakacağını, işverenlerin bu durum karşısında işçi çıkarma, kaçak işçi çalıştırma, hatta iş yerini kapatma gibi yollara gireceğini açıkladı.
Kırdı, yüksek enflasyon nedeniyle başta kira ve üretim maliyetlerindeki artışın işverenleri zor durumda bıraktığını belirtirken işçi maliyetlerindeki artışın buna eklenmesiyle durumun daha da içinden çıkılmaz bir hal aldığını belirtti. 2023 yılında mükelleflerinden bazı fabrikaların üretimi durdurup iş yerini kapattığını hatırlatan Kırdı, bunlara yenilerinin eklenebileceğini belirtti.
Sosyal güvenlik sisteminde dengesizliğe değinen Kırdı, iki çalışanın ödediği pirimle bir emeklinin maaşının karşılandığını, bu siteminde sürdürülebilir olmadığını belirtti.
OTOKOÇ OTOMOTİV 95. YILINDA 4 YILDIZLA PARLIYOR
Otokoç Otomotiv, Business Agility Institute tarafından yapılan değerlendirmede “4 Yıldızlı Çevik Organizasyon” sertifikası almaya hak kazandı.
Türkiye’nin lider mobilite şirketi Otokoç Otomotiv, çevik dönüşüm sürecini hızlı ve başarılı adımlarla ilerletmeye devam ediyor. Otokoç Otomotiv son olarak şirketlerin çeviklik düzeyini küresel ölçekte değerlendiren bir kuruluş olan Business Agility Institute tarafından yapılan değerlendirmede, “4 Yıldızlı Çevik Organizasyon” sertifikası almaya hak kazandı.
İki yılda beş yıllık performans
Her yıl gerçekleştirilen İş Çevikliği Değerlendirmesi kapsamında şirket, geçen yılın sonuçlarından yola çıkarak geliştirdiği kültür odağındaki aksiyonlarla bu yıl anlamlı bir yükselişe imza attı. 1.800’e yakın çevik kuruluşun katıldığı değerlendirmede “4 Yıldızlı Çevik Organizasyon” sertifikasını aldı. Business Agility Institute tarafından yapılan değerlendirmelere göre pek çok kuruluşun 5 yıldan daha uzun sürede ulaştığı noktaya, 2 yıl gibi bir süre içinde ulaştı. Kuruluşların yüzde 60’tan fazlası sertifika için gerekli standartları karşılayamıyor ve 0-yıldızda kalıyor.
Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Hep birlikte elde ettiğimiz bu başarı, 95 yıldır sektöründe öncülük rolü üstlenen Otokoç Otomotiv’in en önemli kültürel değerleri olarak öne çıkan “’içtenlik, şeffaflık, iş birliği, yenilikçilik ve gelişim”in ne kadar içselleştirildiğinin de en somut örneklerinden biri. Çevik bir organizasyon olarak, adanmışlığımızın ve sıkı çalışmamızın da önemli bir göstergesi. Şeffaflıkla kendimizi sık sık değerlendirdiğimiz, iş birliği içinde yürüttüğümüz yolculuğumuzun meyvelerini toplamaya başladık. 2021 yılında içtenlikle başladığımız, “mış gibi yapmayacağız” dediğimiz çevik dönüşüm yolculuğumuzda şirketimiz sadece Türkiye’de değil dünyada da sayılı çevik organizasyonlardan biri oldu. Çevik olgunluğumuz, küresel çapta ölçüm yapan BAI (Business Agility Insitute) tarafından 4 yıldız ile taçlandırıldı. Yeniliğe ve gelişime olan tutkumuzla; çalışma arkadaşlarımıza, müşterilerimize ve paydaşlarımıza değer katmaya tüm enerjimizle ve ilk günkü heyecanımızla devam ediyoruz. Bu bir yolculuk ve biz daha iyi bir Otokoç Otomotiv hayaliyle öğrenmeye ve gelişmeye devam ediyoruz. Çevik dönüşümü, yaşatmak istediğimiz kültüre can veren etkili bir metot olarak görüyoruz. Organizasyona yeni yetkinlikler kazandırmanın önemine inanıyoruz. Tamamen şirketimize özel tasarlanmış gelişim programlarıyla çalışma arkadaşlarımızı destekliyoruz.2024 yılı sonuna kadar tüm şirketimizi çevik çalışır hale getirmeyi hedefliyoruz. Hangi metodolojide çalışırsak çalışalım bizim için önemli olan ortak bir kültür oluşturmak ve yaşatmak. Kültür ve davranış yaklaşımını dikkate alarak çalışmalarını hazırladığı için BAI’nin sonuçlarını çok önemsiyoruz.’’
BORSA VE FİNANS UZMANI BURHAN YILMAZ AÇIKLADI: HALKA ARZLARDA BELİRLENEN ÖLÇÜTLER BORSAYI NASIL ETKİLEYECEK?
Borsa ve Finans Danışmanı Burhan Yılmaz, SPK tarafından halka arzlarda belirlenen yeni ölçütleri değerlendirdi. Yılmaz, “Bazı sektörlerde bu ölçütlerin karşılanma imkânı yok. Ölçütlerin sektörlere göre belirlenmesi gerekir” dedi.
Borsa ve Finans Danışmanı Burhan Yılmaz, geçtiğimiz sene içerisinde borsada yatırımcı sayısını 9 milyonun üzerine taşıyan halka arzlarda, Sermaye Piyasası Kurulu’nun yılbaşından itibaren geçerli olacak şekilde belirlediği yeni ölçütleri değerlendirdi. SPK’nın internet sitesinden duyurduğu yeni ölçütlere dair Yılmaz, “Halka arzlarda yeni belirlenen ölçütlerin bazı sektörlerde karşılanma imkânı yok. Bu nedenle ölçütlerin sektörlere göre belirlenmesi gerekir” dedi.
Burhan Yılmaz, halka arzlarda belirlenen yeni ölçütlerin belirlenmesinde temel alınan kıstasların da değişmesi gerektiğini ekledi. Yılmaz, “Farklı sektörlerdeki şirketlerin sabit değerleri ve cirolarından ziyade, şirketlerin karlılık oranlarına göre ölçütler bulunmalı” ifadelerini kullandı.
Yeni belirlenen ölçütler neticesinde halka arzlar zorlaştı
Sermaye Piyasası Kurulu’nun yılbaşı itibariyle halka arzlarda getirdiği yeni ölçütler nedeniyle halka arz şartları giderek zorlaştı. Halka arz yapan şirketlerin 2023 sonu itibariyle 750 milyon TL ciroya ve 1.5 milyar TL aktif büyüklüğe sahip olması bekleniyor.
“Sigorta ve bilişim sektörlerinde bu ölçütleri karşılamak zor”
Burhan Yılmaz, yeni belirlenen ölçütlerin karşılanması konusunda en çok zorlanacak sektörlerin hangileri olacağı hakkındaki fikirlerini de beyan etti. Yılmaz, “Sigorta ve bilişim sektörlerinde yeni belirlenen ölçütleri karşılamak çok zor olacak” dedi.
Yılmaz, yapılan düzenlemelerle birlikte, gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin ve yüksek borçlu şirketlerin halka arzlarda daha çok görüleceğini söyledi. Ayrıca Yılmaz, yüksek teknoloji üreten ve katma değer yaratan şirketlerin halka arzlara katılmasının da çok zorlaştığını vurguladı.
“Halka arzlara yatırım yapılırken daha seçici olunmalı”
2023 yılının ilk 11 ayında 52 şirket halka arz olurken, 100 milyona yakın yatırımcı başvurusu ve 3 milyar dolar civarı da halka arz büyüklüğü oluştu. 2021 yılında 53 halka arzla rekor kırılırken, 2022 yılında 38 halka arz gerçekleşmişti. Yılmaz, önceleri halka arz olan şirketlerin hisselerinin hızlı yükseldiğini, son dönemde ise yapılan halka arzlarda hisselerin hem yükseliş hızının hem de yükselişte olduğu sürenin azaldığını söyledi, “Halka arzlara yatırım yaparken daha seçici olunmalı. Yatırım yapılacak şirketler ‘değer yatırımcılığı’ açısından değerlendirmeli ve ileriye dönük planlar yapılmalı. Günlük kazanç elde etmek adına küçük yatırımcının araştırmadan ve üzerine çalışmadan attığı hamleler hem piyasayı hem de küçük yatırımcıyı mağdur ediyor” diyerek potansiyel yatırımcıları uyardı.
Yılmaz, “Borsada işlem yaparken tüm yatırımcılar Rene Rivkin’in ‘Bir hisse satın alırken kendinize şu soruyu sorun; imkanınız olsa tüm şirketi satın alır mıydınız?’ sözünü göz önüne almalı” ifadelerini kullandı.
TİM-TEB GİRİŞİM EVİ BULUŞMASI UİB’TE GERÇEKLEŞTİ GİRİŞİMCİLERİN GÜCÜ UİB’DE MASAYA YATIRILDI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) ortaklığı ile hayata geçirilen TİM-TEB Girişim Evi Projesi’nin Bursa Buluşması Uludağ İhracatçı Birlikleri’nde gerçekleştirildi.
Uludağ İhracatçı Birlikleri’nde gerçekleştirilen toplantıya UİB Koordinatör Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Baran Çelik, TİM-TEB Girişim Evi Koordinatörü Mehmet Şöhrap Sanlı, UİB bünyesindeki birliklerin yönetim kurulu üyeleri, iş insanları ve girişimciler katıldı.
Açılış konuşmasını yapan UİB Koordinatör Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Baran Çelik; “İl Buluşmalarımızın ilkini Bursamızda gerçekleştiriyoruz. 2023 yılını bitiriyor ve yeni bir yıla giriyoruz. 2023 yılında UİB Genel Sekreterliği olarak ilk 11 aylık verilerle ihracatımız yüzde 14’lük bir artış gösterdik. ve 33 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaştık. Yılı 36 milyar doların üzerinde bir ihracat rakamı ile kapatacağız. Ülkemizde sektörel anlamda tek birlik konumunda olan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği ise Ocak-Kasım döneminde yine yüzde 14’lük artışla 32 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaştı. Geçtiğimiz yılın 12 aylık ihracat rakamını bu yıl 11 ayda geçmiş bulunuyoruz. Otomotiv endüstrisi bu yılı 35 milyar dolarlık bir ihracat ile Türkiye’nin en büyük sektörü olarak kapatacak. Ben bu vesile ile tüm zorluklara rağmen üretmeye, ihracat yapmaya devam eden firmalarımıza tek tek teşekkür ediyorum” dedi.
“Dönüşüme ayak uydurmak zorundayız”
Dünyada üretim ve iş yaşamında yaşanan değişimlere dikkat çeken Baran Çelik, dijital ve yeşil dönüşüme ayak uydurmanın dünya ekonomilerinde yer edinebilmek için elzem hale geldiğini anlatarak, şunları söyledi:
“Ülkeler artık start-up ekosistemlerinin gelişimleri ile yarışıyorlar. Ülke olarak dünyadaki güçlü konumumuzu sürdürebilmek için yaşanan değişimlere ayak uydurmamız gerekiyor. En büyük pazarımız olan Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı ile sanayilerimizin artık daha yeşil, döngüsel ve dijital bir hale dönüşmesi zorunluluk haline geldi. Sanayicilerimizin bu gelişimlere ayak uydurması, yeni oluşan dünya düzeni içinde pazar payını arttırması ve yaşanan dönüşümün güçlü bir parçası olması elzem bir hale geldi. Biz de UİB olarak çalışmalarımıza bu doğrultuda yön veriyoruz. Sektörlerimizin güncel ihtiyaçları doğrultusunda projelere destek oluyoruz. Otomotiv ve tekstil sektörlerinde düzenlediğimiz etkinliklerle her yıl girişimcileri yatırımcılarla bir araya getiriyor, nitelikli projelere gerekli eğitim, mentörluk, ofis ve – laboratuvar desteği veriyoruz. Genç girişimcilerimiz artık arkalarında biz ihracatçıların olduğunu biliyor ve bu güvenle hareket ediyorlar.
“Dijital değişimle girişimciler büyük işler yapıyor”
UİB Koordinatör Başkanı Çelik, şunları söyledi:
“Dünyada öyle büyük bir dönüşüm var ki yüz yıllık firmalar 2-3 yıl önce oluşturulmuş girişimcilerle rekabet etmek durumunda kalıyor ve konvansiyonel büyük oyuncuların hem ana sanayide hem tekstilde AR-GE çalışmalarıyla geliştirmedikleri projeleri geliştirdiklerini görüyoruz. Bu start-up ekosistemi dünya ekonomisini şekillendirecek bir sisteme doğru dönüyor. Dünya ekonomilerinde daha büyük bir yer edinebilmek için büyük bir ekosistem halinde hep birlikte hareket etmek zorundayız. Bu amaçla 2015 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi ve TEB’in güçlü desteği ile başladığımız bu program, Türkiye’de yenilikçi girişimciliği geliştirmek adına çok önemli bir misyon üstleniyor. Teknoloji girişimciliğine Türkiye’nin her yerinde destek vermek ve girişimciliğin ihracata yönelimini hızlandırmak, yüksek katma değerli teknoloji ürünlerinin ihracattaki payını arttırmak gibi hedeflerle bu süreçte başarılı çalışmalara imza atıyoruz.”
“Ülke ekonomisine büyük katkı”
Baran Çelik’in ardından söz alan TEB KOBİ Bankacılığı Satış Yönetimi Grup Direktörü Tarkan Giresunlu ise “Ekonomimizin tekstil ve otomotivde en önemli üretim merkezlerinden olan Bursa, bu başarısını son dönemlerde girişimcilik ve dijitalleşme adına yürüttüğü çalışmalarla da sürdürüyor. Türk Ekonomi Bankası olarak bu yolculukta girişimcilerimize destek vermekten onur duyuyoruz. Tam 10 yıldır ülkemizde girişimcilik ekosisteminin gelişmesi ve girişimcilerimizin desteklenmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda, konusunda uzman on portföyümüz, yedi ilde faaliyet gösteren girişim evlerimiz ve iki binden fazla girişimcimizle Türk ekonomisine destek sağlamaya devam ediyoruz. Girişimcilerimizin projeleri kapsamında ülke ekonomisine yaklaşık 5,3 milyar TL’lik bir ciro, 190 milyon dolarlık ihracat sağlamış durumdayız. Girişimcilerimizin aldığı yatırım tutarı ise şu an itibarıyla 700 milyon TL’ye ulaşmış durumda.” ifadelerini kullandı.
Mehmet Şöhrap Sanlı ise şunları söyledi: “Biz kendimizi Türkiye’nin en kapsamlı girişimcilik programı olarak görüyoruz. Temel hedeflerimizden bir tanesi girişimciliği geliştirme misyonumuzu tüm Türkiye’ye yaymak. Biz 54 farklı ilden girişimcilerin, sanayicilerle buluşmasını sağlayan bir buluşma noktasıyız.”
Konuşmaların ardından TİM-TEB Girişim Evi Projesi’nin çeşitli aşamalarından destek alan girişimciler Oxodes Kurucu Ortağı Mert Ali Özel, Ocalis Kurucu Ortağı Ahmet Emre Öçal ve Biteg Kurucu Ortağı Fatih Gençosman projelerini katılımcılara anlattı.
“ARTIK 2028 YILI, 2035 YILI, 2053 YILI VE 2070 YILI PLANLAMASINI YAPAN BİR TÜRKİYE VAR”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 21 yılda ülkemize birçok yatırım yaptık. Özellikle ulaştırma alanında birçok projeyi hayata geçirdik. Sadece ülkemize değil coğrafyamıza ve dünyaya birçok proje anlamında hizmet edecek işler yaptık. Ülkemizin en batısına ne yapmışsak, en doğusuna, en kuzeyine, en güneyine de aynı şeyleri yapma gayreti içerisinde olduk.” dedi.
Bakan Uraloğlu, Düzce’de ‘Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı Projesi Açılış Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Uraloğlu, “Bu planın Düzce’nin büyümesine, gelişmesine ve daha yaşanabilir bir şehir haline gelmesine katkı sağlayacağına canı gönülden inanıyorum. Belediyelerimizin kentsel hareketlilik planlarına destek vermeye devam edeceğiz. Hep birlikte, daha sürdürülebilir bir ulaşım için çalışacağız.” ifadelerine yer verdi.
ULAŞTIRMA VE HABERLEŞMEDE 21 YILDA BİRÇOK YATIRIM GERÇEKLEŞTİRDİK
Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 21 yıla birçok proje sığdırdıklarını ifade etti. Türkiye’nin ulaşım ve haberleşme altyapısına yaklaşık birçok yatırım gerçekleştirildiğini belirten Uraloğlu, “En son hizmete açtığımız yakın zamanda Çanakkale Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü. Gerçekten bir mühendislik eseri. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli Bir tarafta Zigana Tüneli, Ovit Tüneli, diğer tarafta Beğendik, Botan Köprüsü, öbür tarafta, Adana’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü. Ülkemizin her tarafına birçok ulaştırma hizmetini biz özellikle AK Parti hükümetleri döneminde hayat geçirdik” dedi.
2028 YILINDA BÖLÜNMÜŞ YOL AĞIMIZI 31 BİN KM ÜZERİNE ÇIKARACAĞIZ
Uraloğlu, yüksek standartlı, bölünmüş yollarla Türkiye’nin her noktasını hızlı, güvenli ve konforlu bir şekilde erişim sağlar hale getirildiğine dikkati çekerek, “6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yol ağımızı 30 bin kilometrelere, 1.714 kilometre olan otoyol ağımızı ise 3 bin 726 kilometreye yükselttik.” şeklinde konuştu.
DEMİR YOLU AĞ UZUNLUĞUMUZU 14 BİN KİLOMETREYE ÇIKARDIK
Demir yolu yatırımlarına da değinen Uraloğlu, “11 bin kilometre olan demir yolu uzunluğumuzu 14 bin kilometreye çıkardık. 11 bin kilometrelik demir yolunun da neredeyse tamamını elden geçirerek yaklaşık yüzde 60-70’ini de elektrikli ve sinyalli hale getirdik.” diye konuştu.
DÜNYANIN 343 NOKTASINA ÜLKEMİZDEN UÇUŞ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Havacılık yatırımlarında da ivme kazanıldığını belirten Uraloğlu, “2002’de sadece 60 noktaya uçuş gerçekleştirirken dünyanın bugün 343 nokta ülkemizden uçuş gerçekleştiriyoruz. Hava havalimanı sayımızı zaten yakından biliyorsunuz 26’dan 57’ye çıkardık. 3 tanesi devam ediyor. Onu da 60’a inşallah yakın zamanda çıkaracağız. Yine ülkemizde hava yollarında seyahat eden yolcu kapasitemizi 55 milyondan 317 milyona çıkardık. Kapasite anlamında ve 2023 yılını da yaklaşık 2016 milyonluk bir yolcu seyahat rakamıyla kapatmış bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.
ÜLKEMİZDEKİ LİMAN SAYISI 152’DEN 197’E ULAŞTI
Uraloğlu, “Denizcilik alanında yat bağlama kapasitesini 8 bin 500’den, yaklaşık 25 bine çıkardık. Ülkemizdeki 152 limanı, 197’e çıkardık 37 olan tersane sayısını 85’e çıkardık. Bu çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.
ULUSLARARASI KORİDOR ÇALIŞMALARI HIZLA SÜRDÜRÜLÜYOR
Uraloğlu uluslararası bütünlük sağlama adına, “Bir taraftan Bakü Tiflis Kars Demir Yolu Hattını hayata geçirdik. Bugün artık Pekin’den kalkan bir tren kesintisiz bir şekilde Londra’ya kadar, Avrupa’nın her noktasına kadar ulaşabilmektedir. Bunun alternatif güzergâhlarını bir taraftan planlıyoruz. Özellikle Zengezur Koridorunu bir taraftan planlıyoruz. Ve yine özellikle Arap Yarımadası’ndan Basra Körfezi’nden ülkemize gelecek olan yeni bir koridoru bugünlerde çalışıyoruz. Kalkınma Yolu Projesi ya da ‘kuru kanal’ olarak adlandırdığımız projeyi yine çalışıyoruz. Onu da hayata geçirdiğimizde inşallah bu uluslararası koridorlar noktasında ciddi adımları da beraberinde gerçekleştirmiş olacağız” dedi.
BOĞU DAĞI GEÇİŞİNİ RAHATLATTIK, ORTA ANADOLU’YA CİDDİ ŞEKİLDE HİZMET EDİYOR
Düzce’nin Ankara’ya olan bağlantısını sağlayan Bolu Dağı Tüneli’n de çalışmaların bittiğini hatırlatan Uraloğlu, “Çok uzun zaman Bolu Dağı Tüneli kesintiye uğramıştı. En son 2007 yılında yine Bolu Dağı Tüneli’ni bitirerek bu eski Bolu Dağı’n geçişini rahatlattık ve konforlu, emniyetli bir şehir, trafik seyri sağlamış olduk. Tabii bu sadece Düzce’ye hizmet etmiyor elbette. Doğu, batı aksında Orta Anadolu’ya çok ciddi bir şekilde hizmet etmektedir.” ifadelerini kullandı.
ULAŞIM PROBLEMİNİ HER İLİN İHTİYACINA, ULAŞIM ŞEKLİNE GÖRE ÇÖZMELİYİZ
Uraloğlu istatistik verileri paylaşarak, 2007 yılında nüfusun yüzde 70’inin ilçelerde yaşadığı bir Türkiye’den bugün 85 milyona gelmiş Türkiye’nin yaklaşık yüzde 93’ünün artık il merkezlerinde yaşadığına dikkati çekti. Uraloğlu, “Dolayısıyla ciddi bir artış söz konusu. Biz de illerimizi, yerleşimlerimizi bu artan nüfus ihtiyacını karşılayacak şekilde mutlaka elden geçirmemiz gerekir. Tabii hepimiz evimizden ilk anda çıktığımızda karşılaştığımız mutlaka ulaşımdır. Dolayısıyla bu ulaşım problemini her ilin ihtiyacına, her ilin coğrafyasının müsaade ettiği ulaşım şekline göre çözmemiz gerekir.” diye konuştu.
Uraloğlu, teknolojileri kullanarak ‘Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Projeleri’ni yaygınlaştırmak için çalışmaların hızlandırılacağını belirtti. Uraloğlu, “Bu vesileyle yapılmış olan bir çalışmanın bugün tanıtımını sizlerle beraber başlangıç yapmış oluyoruz. Bugün şehir içi ulaşım sistemlerinin yenilenebilir enerji kaynakları kaynaklı hale getirilmesi ve çevreci ulaşım türlerinin kullanım etmek amacıyla Türkiye’de aynı ölçekte belediyeler arasında gerçekten örnek teşkil edebilecek bir çalışmayı da biz burada hayata inşallah bizim arkadaşlarımızla beraber belediyemizle beraber örnek bir şekilde hayata geçirmiş olacağız.” dedi.
ARTIK 2028 YILI, 2035 YILI, 2053 YILI VE 2070 YILI PLANLAMASINI YAPAN BİR TÜRKİYE VAR
Uraloğlu, ziyaret vesilesiyle il yöneticilerini dinleyerek talep edilen konuları gerek bu seçim sürecinde gerekse de 2028 projeksiyonun da hayata geçireceklerini bildirdi. Uraloğlu, ”Gerçekten hani benim yaşımda olan arkadaşlar bilir. Ertesi gün acaba maaşımız bankamatiğe yattı mı diye düşünen Türkiye bugün 2028 yılı, 2035 yılı, 2053 yılı ve 2070 yılı bir yılının planlamasını yapıyoruz. Çok şükür. Bunu da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla yapıyoruz. Allah ondan razı olsun.” ifadeleriyle sözlerine son verdi.
Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %8,04, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %6,16 oranlarıyla DİBS’te gerçekleşti.
Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın %4,29, Euro %1,41, mevduat faizi (brüt) %1,16 ve Amerikan Doları %0,40 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, BIST 100 endeksi %2,84 oranında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; külçe altın %2,48 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro %0,35, mevduat faizi (brüt) %0,60, Amerikan Doları %1,35 ve BIST 100 endeksi %4,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
Finansal yatırım araçlarının aylık reel getiri oranları, Aralık 2023
Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %9,39 oranında, TÜFE ile indirgendiğinde ise %5,46 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %10,25, TÜFE ile indirgendiğinde ise %13,48 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %13,09, TÜFE ile indirgendiğinde ise %3,26 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %32,06, TÜFE ile indirgendiğinde ise %37,97 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti
Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %24,79, TÜFE ile indirgendiğinde ise %9,22 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından, Euro %11,41, Amerikan Doları %8,06 ve BIST 100 endeksi %2,30 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) %20,30 ve DİBS %46,71 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde Euro %2,49, Amerikan Doları %5,41, BIST 100 endeksi %10,46, mevduat faizi (brüt) %30,24 ve DİBS %53,35 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.