Akran zorbalığı, çocukların fiziksel ve duygusal sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir
Çocukların sağlıklı büyüyebilmeleri için güvenlikleri konusunda bilinçli olmak oldukça önemli. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütünce (OECD) 37’si üye, 81 ülkede uygulanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 verilerine göre akran zorbalığı uygulamaya katılan ülkelerin tamamında görülüyor. Aynı veriler, Türkiye’deki öğrencilerin en çok sözel ve ilişkisel zorbalığa uğradıklarını gösteriyor. Zorbalık içeren davranışlardan herhangi birine uğrayan öğrenci ortalaması OECD ülkelerinde yüzde 20, Türkiye’de ise yüzde 27 oldu.
tonguçAKADEMİ’nin rehberlik öğretmeni Çağla Akyavaş, akran zorbalığı konusunda farkındalığı artırmak için bazı önemli noktalara değiniyor:Zorbalık fiziksel, sözlü veya duygusal olabilir. Çocuğunuzun davranışlarını yakından izleyin. Herhangi bir değişiklik veya olumsuz işaret gördüğünüzde zorbalığı tanıyarak hemen müdahale edin.
Çocuğunuzun kendini güvende hissetmesi için düzenli ve açık iletişim kurarak ona duygusal destek verin.
Çocuğunuzun arkadaşlık ilişkilerini gözlemleyin. Kiminle zaman geçirdiğini ve nasıl davrandığını takip edin.
Çocuğunuzla zorbalık konusunda dürüst bir şekilde konuşun. Ona zorbalığın yanlış olduğunu ve herkesin birbirine karşı saygılı davranması gerektiğini anlatın.
Eğer çocuğunuz zorbalığa maruz kalıyorsa bir uzman yardımı alın.
Akran baskısının müfredata eklenmesinin, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmelerine ve empati yeteneklerini artırmalarına yardımcı olacağını belirten Çağla Akyavaş: “Bu anlamda okullarımızdaki psikolojik danışmanlarımıza da büyük bir görev düşüyor. Psikolojik danışmanlarımızın, öğrenciler arasındaki ilişkilerde bulunan dinamikleri anlama ve olumlu bir öğrenme ortamı sağlama konusunda daha etkili adımlar atacaklarına dair bir şüphemiz yok. Akran baskısının/zorbalığının müfredata girmesi, özellikle grup çalışmaları, proje ödevleri, sunumlar ve konuşma sınavlarında öğrencilerin birbirleriyle daha iyi iletişim kurmalarını sağlayacaktır. Buna ek olarak birbirlerinin hatalarını tolere etme, sosyal uyumlarını güçlendirme, sosyal anksiyeteyi azaltma, grup içinde dayanışma ruhunu teşvik etme ve okula gelme isteğinde artışa neden olan faydalı bir uygulama olacaktır. Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki akran baskısı eğer olumlu anlamdaysa öğrencilerde çalışma azmi yaratırken, olumsuz olduğunda ciddi problemler doğurabiliyor. Dolayısıyla bu yenilikçi adım, öğrencilerimizin okul ve sosyal hayatlarına önemli bir katkıda bulunacaktır” dedi.
Yetim Vakfı’ndan Gazze’ye insanlık köprüsü kuruldu.
125 bin kişiye can suyu. Yetim Vakfı, işgalci İsrail’in soykırım saldırıları altındaki Gazze’ye yardımlarını ulaştırmaya devam ediyor. 7 Ekim’den bu yana bağışçılardan gelen destekler sayesinde 125 bin kişinin temel ihtiyaçları karşılandı.
ALİKEV Genç Sanatçı Fonu sergisi 20 Ocak’a kadar ziyaretçilerini bekliyor
ALİKEV’in, genç sanatçılara destek olmak üzere hayata geçirdiği Genç Sanatçı Fonu’nun 22 Aralık’ta açılışı gerçekleşen sergisi 20 Ocak’a kadar ziyaretçileriyle buluşmaya devam edecek. Karşı Sanat Çalışmaları’nda düzenlenen sergi kapsamında ocak ayı boyunca sanatçılar tarafından yürütülecek atölyeler ve etkinlikler gerçekleştirilecek. Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV) tarafından özellikle sosyal ve ekonomik sermayeden yoksun, sivil toplum ve kültür sanat kurumlarında yeterince temsil edilmeyen genç sanatçıları desteklemek amacıyla kurulan Genç Sanatçı Fonu’nun (GSF) sergisi 20 Ocak’a kadar devam ediyor. Bu yıl “tanıklık” temasıyla düzenlenen ve 12 gencin eserlerinin yer aldığı sergi kapsamında ocak ayı boyunca sanatçılar tarafından yürütülecek atölyeler ve sergi konuşmaları olacak. Genç Sanatçı Fonu Etki Raporu paylaşılacak 16 Ocak’ta ise projenin başladığı 2018 yılından itibaren 2021-2022-2023 yıllarındaki uygulama performansı ile yarattığı doğrudan ve dolaylı etkilerin incelendiği Genç Sanatçı Fonu Etki Raporunun lansmanı gerçekleşecek. Program kapsamındaki çalışmaların etkinliğini, verimliliğini ve yarattığı sonuçları ortaya koyan raporun hazırlanması süreci Kültür Yöneticisi Saliha Yavuz tarafından gerçekleştirildi. Sergi kapsamında ayrıca “tanıklık” temasına dair söyleşiler, etkinlikler düzenlenecek. Etkinliklerle ilgili tüm detaylar ve tarihler ALİKEV ve Karşı Sanat Çalışmaları’nın sosyal medya hesaplarından takip edilebilir. Sergide yer alan sanatçılar ve eserleri: Alihan Erdoğan & Ezgi Ceylan: Duvarlar Bile Biliyor: İmroz Şarkıları, Müzik Anet Sandra Açıkgöz: Füg, Videoart Dilan Mine Uğurlu: Fırtına Habercisi, Kukla Ebru Aksoy: İki Dudak Arasında, Belge film Ecre Begüm Bayrak: Yağmurlar Yağdığı Zaman, Kısa film Gamze Çiçek: Tohumları Saklayanlar, Kolaj Hazal Beril Çam: Sinek Gibi, Kısa film Mavi Melike Çatkın: Çatlakların Sesi, Enstalasyon Özlem Köse: Sızıntı, Enstalasyon Seyhan Yegin: Dejavu, Dijital Sanat Suhan Lalettayin & Hakan Öktem: ŞİİR YAZ!, Video Şiir Yazı Ece Köz & Nur Bardakçı: Oradaydım, Performans / Video Enstalasyon Küratörler: Deniz Zeybek & Sena Tural Genç Sanatçı Fonu nasıl ortaya çıktı? Genç Sanatçı Fonu (GSF), 2018 yılından bu yana sanatçı veya kendini sanatçı olarak tanımlamayan ancak üretim yapan gençlere maddi destek, atölyeler ve dönem sonunda karma sergi içeren bir program olarak devam ediyor. Sivil toplum ve kültür sanat kurumlarında yeterince temsil edilmeyen, sosyal ve ekonomik sermayeden yoksun, eğitim, sosyal adalet ve cinsiyet kimliği/cinsel yönelimi gibi konularda toplumsal hayatta zorluklarla karşılaşıyor. Bu duruma bir cevap ve çözüm önerisi olarak Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV), gençlere, yönetimde ve üretimde söz sahibi olabilecekleri bir program sunuyor. Genç Sanatçı Fonu ile rekabet değil dayanışmayı örgütleyen, özgür bir üretim alanı açmaya çalışıyor. GSF, farklı üretim pratiklerinden genç sanatçıları destekleyerek genç sanatçıların kültürel hayata katılımını destekliyor. ALİKEV, GSF ile gençliğin sanat yoluyla kendini ifade edilebileceği bir alan yaratmayı hedefliyor. Genç sanatçıların ve eserlerinin görünürlüğünü artırmak için sergi ve gsf.alikev.org platformunu genç sanatçılara açıyor. Genç sanatçılara fikirlerini sanat eserine dönüştürmeleri için ihtiyaç duydukları finansal desteği sağlamanın yanı sıra, genç sanatçılar ile sanat profesyonellerini buluşturarak deneyimlerini paylaşmaları için alan yaratıyor. Bugün GSF, sanatsal üretim sürecini çeşitli atölye, faaliyetleriyle de destekleyerek daha güçlü ve daha kolektif olarak yoluna devam ediyor. Yeni hayata geçirilen GSF Ağı ile genç sanatçıların arasında kolektif üretim arayışlarını desteklemek, daha kalıcı ve sürdürülebilir ilişkiler kurmak amaçlanıyor. Ağın sanatçı haklarını koruyan ve genç dostu bir fon modelinin tasarımında da önemli bir rol oynaması öngörülüyor. GSF dördüncü yılını geride bırakırken, GSF Etki Raporu ve Strateji Belgesi ile hem geçmişten öğreniyor hem de geleceğe hazırlanıyor. Kamuoyu ile paylaşılacak bu çalışma sayesinde fonun çalışma modelini paydaşların katkısıyla geliştirmek mümkün olacak. Bu çalışma ayrıca, sivil toplum örgütlerinin gençler için hak temelli ve özgür üretim alanları yaratmak amacıyla sunduğu destekleri de tartışmayı hedefliyor.İstanbul Sanat Işıktır Derneği, Büyük Önder Atatürk’ün Vizyonunda Sanatı Buluşturuyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet, sanata verdiği değerle, modern ve aydınlık bir Türkiye’nin temellerini atmıştır. Bu mirası yaşatma ve Türk Sanatlarını ve sanatçıyı maddi manevi destekleyen misyonu ile faaliyet gösteren “İstanbul Sanat Işıktır Derneği” sanatseverleri bir araya getiriyor ve ülkemizin kültürel zenginliğini resim ve seramikle harmanlıyor. Dernek Başkanı, aynı zamanda, Türk Sanat Müziği Solisti, koro şefi ve sergi küratörü, Doğan Tanyer Koçyiğit liderliğinde, sanatçı dernek üyeleri tarafından düzenlenen karma resim ve seramik sergisi, sanatın gücünü ve çeşitliliğini yansıtmak amacıyla düzenlenmektedir. Bu özel etkinlik, 17 yetenekli ressam dernek üyesini bir araya getirerek sanatın sınırlarını zorlayacak bir deneyim sunmayı hedeflemektedir.
SERGİYE KATILAN RESSAM ve SERAMİKÇİ SANATÇI ÜYELER;
AYŞE DELİER
DOĞAN TANYER KOÇYİĞİT
FAHİRE BELEN
GÜNSELİ PARTANAZ
HATİCE EROL
HÜLYA ÖZÇAM
NECLA ATAY
NİLGÜN AKDER
PINAR ERDİNÇ
ŞEHNAZ AYKAÇ
SEMAHAT ÇİN
SEMRA GÖZÜYEŞİL
SILA AYDOS ÖCAL
ŞÜKRAN GÜNDOĞMUŞ
ZEHRA GÜNSELİ ONAT
ZEYNEK ÖKTEMER
ÜLKER TURHAN ÖNER
Sergi Detayları:
Açılış ve Kokteyl bilgisi: 2 Ocak Salı 2024 saat 13:00’de KOZZY AVM üst kat. (Dernek başkanı, TSM Solisti ve Koro Şefi DOĞAN TANYER KOÇYİĞİT, açılışta, resmini yaptığı birkaç Türk Sanat Müziği şarkılarının tabloları önünde, ait olduğu eserleri canlı olarak icra edecektir)
Sergi, katılımcılara geniş bir konu ve tarz özgürlüğü sunarak sanatın farklı yüzlerini keşfetme fırsatı tanıyacak. Sergide, 3 Boyutlu resimlerin yanısıra, yağlıboya, akrilik, suluboya vb malzemelerle her konuda görsel eserler gerçekleştirilmiştir. Ressamların özgün bakış açıları ve yaratıcılıklarıyla bezenen eserleri, izleyicilere ilham verici bir sanat yolculuğu sunacak. İstanbul Sanat Işıktır Derneği Başkanı ve sergi küratörü, Doğan Tanyer Koçyiğit, “Bu sergi, sanatın özgürlüğünü ve çeşitliliğini kutlamak adına bir araya geldiğimiz özel bir etkinliktir. Cumhuriyetimizin değerlerini sanat aracılığıyla daha da güçlendirmek istiyoruz. Tüm sanatseverleri bu anlamlı etkinliğimize davet ediyoruz” dedi.
FETİH RUHUNU KUŞANMANIN DERDİNDEYİZ
Anadolu Gençlik Derneği Kayseri Şubesi “Mekke’nin Fethi ve Kudüs Gecesi” düzenleyecek. 31 Aralık’ta gerçekleşecek programda yazar Muzaffer Aktürk konuşmacı olacak.
Anadolu Gençlik Derneği Kayseri Şube Başkanı Yusuf Şahin, “İslam ülkelerinde ve mazlum coğrafyalarda emperyalizm eliyle meydana gelen problemler ve gözyaşları hala devam etmektedir. İslam coğrafyalarına yönelik yapılan saldırıların tahammül düzeyi aşılmış ve dayanılmaz bir noktaya ulaşmıştır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa 1948 yılından beri Siyonist İsrail tarafından işgal altındadır. Hepinizin takip ettiği üzere Aksa Tufanı ile başlayan süreçte artık zulüm ve katliamlar giderek şiddetini devam ettirmektedir. Yemen’de, Libya’da, İran’da, Irak’ta, Keşmir’de sular durulmuş değildir. Doğu Türkistan Müslümanlarına yönelik baskılar gün geçtikçe artarak devam etmektedir. Nijerya’dan Somali’ye Müslümanların yaşadığı birçok Afrika ülkesinde çatışmalar nedeniyle kırsal alanlar boşaltılmakta, yüz binlerce insan toplama kamplarında yaşam mücadelesi vermektedir. Son 4 ayda Siyonist İsrail, savaş ve insanlık hukukunun bütün kurallarını hiçe sayarak 20.000’nin üzerinde çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere yaşamını yitirdiği katliam ve zulümler dünyanın gözü önünde sergilenmekte ve başta İslam ülke yöneticileri olmak üzere bütün dünya bunu seyretmektedir. Bizler Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak bu gece hem bu zulüm ve katliamlara karşı sesimizi duyurarak mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu duyurmak hem de tüm dünyada kamuoyu oluşturmak amacıyla her yıl 31 Aralık gecesinde tüm Türkiye’de, yüzlerce noktada gerçekleştirmiş olduğumuz “Mekke’nin Fethi” programlarımızı bu yıl “Mekke’nin Fethi ve Kudüs Gecesi” adı altında gerçekleştireceğiz.” dedi.
Yusuf Şahin, “Bilindiği üzere yeryüzünün ilk binası Kâbe’nin bulunduğu şehir olan Mekke İslam ordularınca Ocak 630 tarihinde fethedilmiştir. Biz bu programları düzenlerken fethin hicri-miladi yıl dönümünü ya da fethin kronolojisini konuşmaktan ziyade fetih ruhunu kuşanmanın derdindeyiz. Fetih, bir beldenin ve o beldede yaşayan insanların dimağlarının İslam’a açılmasıdır. Fetih, küfrün karanlığının Kelam ı Kadim’in berraklığıyla silinmesidir. Fetih, sonradan olma ilahlara reddiyedir. Fetih, insanların temel hak ve özgürlüklerini gasp eden zulüm düzeninden adil bir düzene geçen yolun açılmasıdır. Fetih; insanın, merhametle ve adaletle buluşmasıdır. Fetih insan olmanın, halife kılınmanın, dağların yüklenmekten çekindiği bir yükü omuzlamanın ve kulluk sözü vermenin gereğidir. Fetih sadece hakkın hâkimiyeti için çıkılan bir seferin sonucu değil; bilakis o sefere çıkabilme dirayetidir. Fetih ruhunu ve hissiyatını birlikte yaşayabilmek ve manasını idrak edebilmek amacıyla 31 Aralık 2023 Pazar günü ülke genelinde gerçekleştireceğimiz programlarımıza tüm halkımızı davet ediyoruz.” açıklamasında bulundu.
Piyanist Can Çankaya’nın ilk solo albümü “Flâneur” yayında
Türkiye’nin yetiştirdiği değerli caz piyanistlerinden Can Çankaya’nın ilk solo albümü “Flâneur” uzun bekleyişin sonunda yayınlandı. Çankaya’ya albümde deneyimli kontrbasçı Apostolos Sideris ve usta davulcu Volkan Öktem eşlik ediyor. Çankaya, dinleyicilerin kulağında yer edecek 11 beste ile caz müziğinin geniş tını dünyasında üstün tekniğiyle özgürce gezinirken, “Güzelliğin On Par’ Etmez” eseri yorumuyla da büyük usta Aşık Veysel’e ölümünün 50’nci yıl dönümünde saygı duruşunda bulunuyor.
Türkiye’de müzik severlerin yeteneğini yıllardır yakından takip ettiği piyanist Can Çankaya’nın, 12 parçadan oluşan ilk solo albümü “Flâneur” dinleyiciyle buluştu. Piyanonun zengin ve derin armonik dünyasında sürprizlerle dolu müzikal bir serüven vadeden albümde Çankaya’ya, kontrabasta deneyimli müzisyen Apostolos Sideris ile Türkiye’nin en iyi davulcularından Volkan Öktem eşlik ediyor.
Çankaya, uzun yıllara dayanan müzikal kariyerinde Türkiye’de ve yurt dışında pek çok önemli sanatçıyla sahne paylaşarak, albüm çalışmalarında yer aldı. 2018’de Kağan Yıldız (b) ile “Timeless” (Skoti Pati Records), 2020’de ise Erkan Oğur, Turgut Alp Bekoğlu ve Matt Hall ile yayınladığı “Kimse Kalmadı” (Kalan Müzik) albümlerinde co-leader rolünü üstlenen Çankaya, takipçilerinin senelerdir beklediği ilk solo albümü Flâneur’ü herhangi bir yapım şirketi ile çalışmamayı tercih ederek dijital müzik platformları üzerinden kendi yayınladı. Dolayısıyla Flâneur, piyanistin baştan sona kendi müzikal yolculuğu süresince biriktirdiği deneyimlerden, tarzlarla sınırlamadığı, sanatsal karakterini özgürce ifade edebildiği bir seçki olma özelliği taşıyor.
Flâneur; piyanistin müzikal evreninde bir gezinti
Flâneur, Aralık 2022’de Babajim İstanbul Stüdyosu’nda Burak Serter tarafından Fazioli kuyruklu piyano kullanılarak kaydedildi. Albümün miks ve mastering’i ise dünyanın önde gelen mühendislerinden Dave Darlington tarafından yapıldı. Albümün kapak fotoğrafı Özgür Ülker’e, kapak tasarımı ise Mete Özeren’e ait.
Albüm, Çankaya’nın bestelediği 11 özgün eser ve Anadolu’nun efsanevi ozanı Aşık Veysel’in “Güzelliğin On Par’ Etmez” adlı eserinin yorumundan oluşuyor. “Flâneur” ile 60’ler cazının özgürlükçü izlerinin peşini süren piyanist Çankaya, bir ayağını yasladığı Anadolu melodilerine bambaşka bir yaşam alanı açıyor. Her parça kendine özgü bir hikâye anlatıyor ve farklı bir müzikal bakış açısı sunuyor. Albümün adı olan “Flâneur” de bu çeşitliliği yansıtıyor.
“Romance” üç farklı bölümden oluşuyor. Bölümler arasındaki farkların çok da belirgin olmadığı bu parçada piyanist şarkı söyler tarzda bir solo kurgusuna odaklanıyor.
“Hope”, ana teması 5/4 ve solo kısımları 3/4’lük zaman ölçüsüne sahip bir parça. Piyano solosu, 5/4’lük bölümde parlayana kadar gerilim oluşturacak şekilde yapılandırılmış. Sonundaki piyano kadansı özellikle dikkat çekiyor.
“Once”, ağır bir tempodaki müzikal boşlukların arasında anlatısal doğaçlamanın izlerini bulabileceğiniz yavaş bir blues.
“Black Sea” Karadeniz bölgesinde yaygın olarak kullanılan 7/16 ritminde bir beste. Melodi lirik bir anlatım izliyor ve parça usta davulcu Volkan Öktem’in solosuyla sona eriyor.
“Searching” modern armonik yapıya sahip bir balad. Batı ve Doğu müziğini başarıyla harmanlayan basçı Apostolos Sideris’in solosu dikkat çekici.
Aşık Veysel’in “Güzelliğin On Par’ Etmez” eserinin armonize edilmiş melodisinin ardından, aynı ritmik yapının korunduğu varyasyon formunda bir piyano solosu ile devam ediyor. Soloda giderek yükselen katmanlar yaratılırken, kontrabasçı Sideris’in yay kullanımı parçaya özel bir hava katıyor.
Albüme adını veren “Flâneur” adlı parçanın piyano teması ve solosunda Doğu müziği etkileri rafine ve incelikli bir şekilde ifade ediliyor. Davulcunun solosuna eşlik eden arka plandaki melodiler büyüleyici bir etki yaratıyor.
“Galaxy Kid”, Doğu esintili bir fermatas ile açılıyor ve sabit bir bas melodisi üzerinde maceracı bir piyano solosu içeriyor.
“Night Train”, geçmişte her biri farklı hikayelere sahip insanların trenlerle taşınırken göz göze geldiklerinde birbirleriyle paylaştıkları hikayelerine adanmış modern bir blues.
“Round” başladığı gibi biten, yapısına uygun olarak adlandırılmış modern bir balad.
“Blink” hızlı tempolu bir swing parçası. Küçük motiflerle şekillenen piyano solosu ve bas ile davul arasındaki paylaşımlarıyla benzersiz bir parça.
“Home” nostalji ve özlem duygusuyla dolu, duygulu ve çağrışımlı bir solo piyano bestesi. Albümün son parçası olarak nihai varış noktasını, yolculuğun sonunu temsil ediyor.