‘‘Nevşehir Avanos Kapadokya Organize Sanayi Bölgesi’
ORUÇ BİLEN/NEVŞEHİR
NEVŞEHİR AVANOS OSB ILK TOPLANTISINI VALİ ALİ FİDAN BAŞKANLIĞINDA YAPTI. VALİ FİDAN BU KONUDA ŞUNLARI SÖYLEDİ.
OSB’ler yatırımcılarımıza sağladığı önemli teşvik ve avantajlarla, ülkemizin kalkınma hamlelerinde; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın artırılmasında çok önemli bir role sahiptir.
OSB’ler kurulmuş oldukları bölgelerin, il ve ilçelerin ekonomik yönden gelişmesine büyük katkılar sağlarken, aynı zamanda sosyal hayatın gelişmesini de olumlu yönde etkilemektedir.
Bu yönüyle eşsiz doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden olan Nevşehir’in sanayi yönüyle de gelişmesi ve ilerlemesi,
İlimizin; turizm, tarım ve ticaret yanında çevreye duyarlı olmak şartıyla güçlü bir sanayiye de sahip olabilmesi için yeni OSB’ler kurulması, mevcut OSB’lerin ise imkanlar ölçüsünde genişlemesi ve büyümesi en öncelikli çalışma konularımız arasında yer almaktadır.
Bu kapsamda, Avanos ilçemizde, ‘‘Nevşehir Avanos Kapadokya Organize Sanayi Bölgesi’’ ismiyle yeni bir OSB’nin kuruluş aşamasını başarı ile tamamlamış bulunmaktayız.
644.000 m2 alan üzerinde OSB kuruluş süreci 27 Ocak 2022 tarihinde imzalanan ön protokol ile başlamış olup, iştirakçi kurumlarımız olan Nevşehir Valiliği İl Özel İdaresi (%40), Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası (%40) ve Avanos Belediye Başkanlığı (%20) ortaklık payına sahiptir.
Kuruluşa ilişkin teknik çalışmalar Nevşehir TSO Başkanlığı koordinesinde ilgili kurumlarımızın destekleriyle yürütülmüş ve hazırlanan dosya Nevşehir Valiliği tarafından 18 Ekim 2023 tarihinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na sunularak Kuruluş Protokolü aşamasına gelinmiştir.
Bahse konu yazı uyarınca; iştirakçi kurumlarımız tarafından geçtiğimiz ay içinde katılım payları ödenmiş ve OSB Müteşebbis Heyeti Üyeleri belirlenmiştir.
Müteşebbis Heyeti 01 Aralık 2023 tarihinde ilk toplantısını gerçekleştirmiş ve OSB Kuruluş Protokolü imzalanmıştır.
Bugün burada bismillah diyerek Nevşehir Avanos Kapadokya OSB’nin ilk Yönetim Kurulu Toplantısını gerçekleştiriyoruz.
Toplantımızı müteakip, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın OSB Kuruluş Protokolünü onaylaması ile Nevşehir’imizin 4. Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişilik kazanmış olacaktır.
OSB’de kamulaştırma, imar ve altyapı çalışmalarının ve akabinde gerçekleştirilecek yatırımların hızlı bir şekilde tamamlanmasını amaçlıyoruz.
Nevşehir Avanos Kapadokya OSB; burada yapılacak çeşitli yatırımlarla ve bölgesel el sanatlarının merkezi olarak, bölgeye uygun mimari özellikleriyle tasarlanacak olup, Kapadokya bölgesine özel bir anlam katacaktır.
Bu vesileyle; Nevşehir Avanos Kapadokya Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulmasındaki himaye ve desteklerinden;
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır’a teşekkürlerimi sunuyorum.
Kuruluş çalışmalarının her aşamasını yakından takip ederek, destek veren, katkı sağlayan; Saygıdeğer Milletvekillerimize, İl Başkanlarımıza, iştirakçi kurumlarımızın başkan, yönetici ve çalışanlarına, kuruluş çalışmalarını koordine eden Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası başkanımıza ve çalışanlarına, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
OSB’nin Ülkemize, Nevşehir’imize, Avanos İlçemize, tüm yatırımcılarımıza ve vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.
TÜRKİYE REKOR OYLA IMO’DA…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konsey üyeliğine, 143 ülkenin desteğiyle tarihindeki en yüksek oyunu alarak üst üste 13. kez seçildiğini duyurdu.
Birleşmiş Milletler’in Denizcilik alanındaki ihtisas kuruluşu olan ve dünya denizciliğinin standartlarını belirleyen IMO’nun Konsey üyeliği seçimleri, 33. Dönem Genel Kurulu sırasında 1 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirildi. Seçimlere yönelik açıklamalarda bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye, 33. IMO Konsey seçimlerinde, C kategorisinden 143 oy ile 2. sıradan Uluslararası Denizcilik Örgütü Üyeliği’ne seçildiğini söyledi.
Türkiye’nin bu yıl rekor bir oy alarak IMO’nun karar organı olan konseyin 40 karar verici ülkesinden birisi olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Türkiye’nin Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konsey üyeliğine, tarihindeki en yüksek oyuna ulaşarak ve 143 ülkenin desteğini alarak üst üste 13. kez seçilmiştir” dedi.
TÜRKİYE 1999 YILINDAN BERİ KESİNTİSİZ ÜYELİĞE SEÇİLİYOR
Bakan Uraloğlu, bu üyelik ile Türkiye’nin, uluslararası toplumun güvenini kazanarak IMO Konseyi’ndeki yerini koruduğunun da altını çizerek, “Örgütün karar alma ve yürütme organını teşkil eden IMO Konseyi’ne 1999 tarihinden bugüne kadar kesintisiz şekilde seçilen Türkiye, uluslararası denizcilikteki etkin rolü sayesinde bu göreve yeniden layık görülmüştür. Seçimlerde aldığımız desteğin arkasında denizcilik alanında uluslararası düzenlemelere uygun olarak benimsediğimiz başarılı politikalar ve atılan somut adımların yanı sıra, IMO’nun çalışmalarındaki etkin varlığımız ve ülke görünürlüğümüz yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
Uraloğlu, Türkiye’nin bundan sonra da denizcilik alanında sahip olduğu imkân ve kabiliyetlerin yanı sıra, bilgi ve tecrübesi ile IMO’nun çalışmalarına ve hedeflerinin ilerletilmesine yönelik somut katkılarda bulunmaya devam edeceğini vurguladı.
28 Kasım2008’de doğan DNO Danışmanlık I Consulting markası 15. Kuruluş yıldönümünükutladı.
“Değişim(Ne, Nerede, Nasıl, Neden, Ne Zaman) olur?” merakı ve soruları ile kurulan “DNODeğişim Yönetim Danışmanlık” markası 16. Yaşına girdi.
Bilenlerinbildiklerini uygulamadıkları sürece, bildikleri ile kalıcı bir fayda ortaya koyamadıklarınıyıllarca tecrübe eden Markanın Kurucusu ve Değişim Yönetimi Danışmanı,Akademisyen Dr. Ejder Ormancı’nın bildiklerini yapmak üzere yolakoyuluşunun başladığı gün, 28 Kasım 2008 oldu.
Dr. EjderOrmancı, kuruluşyıldönümü vesilesiyle yayınladığı mesajda, DNO Danışmanlık’ın 15 yıllıkserüveni esnasında geçirdiği aşamalara değindi:
“2008yılında dünyada yaşanan büyük global kriz, beyaz yakalı pek çok çalışanın ve yöneticininişsiz kalmasına neden olmuştu. Aynı akıbetin bir mağduru olarak o güne dekekiplerimizle birlikte bin bir emeklerle kurduğumuz, bugün hepsi alanında liderkurumlar haline gelen işletmelerde edindiğimiz tecrübe ve birikimi global,ulusal ve yerel ölçekte kurum ve kuruluşların hizmetine sunmak üzere yolaçıktık. 15 yıldır dünyada ve ülkemizde, değişim & dönüşüm odaklı,sürdürülebilir, çevik ve dirençli, kırılgan olmayan, rekabet avantajına veüstünlüğüne odaklı kurumların sayısını arttırmak için strateji ve işgeliştirme, iletişim, pazarlama & satış, uluslararası ilişkiler & kamuilişkileri odaklı yönetim danışmanlık projeleri gerçekleştirdik.
Yolaçıkarken mottomuz “Bilenler Değil Yapanlar Kazanır!” idi. Bu mottoyuhala kullanmakla beraber sadece yapmanın da yeterli olmadığı bir dünyaoluştuğunun da farkında olarak, yaptığını doğru şekilde anlatabilmenin öneminede odaklandık. Bugün müşterilerimize ve bizi tercih eden tüm kişi ve kurumlara “DeğişimSeninle Başlar!” diyoruz. Bizi 15 yıldır tercih eden, yalnız bırakmayan tümpaydaşlarımıza şükranlarımızı iletiyorum.”
EjderOrmancı, sözlerineşu şekilde devam etti:
“15. yıldırtoplu ulaşım sektörü başta olmak üzere pek çok sektöre değişim dönüşüm odaklıyönetim danışmanlık projeleri üreten DNO Danışmanlık olarak, değişimi hergün yeniden kendisinden başlayarak sürdürmeyi, dönüşümü bir yaşam tarzı olarakbenimsemeyi, sürdürülebilir ve çevik kurumların yolculuk hikâyelerinde, onlarayol arkadaşı olabilmeyi hedefliyoruz. Tecrübeli danışman kadromuz “DeğişimleDönüşüm, Değişimde Dönüşüm” sloganıyla, kurumlar için uluslararası veulusal deneyimlerini kullanıp süzerek ortaya çıkardıkları tecrübe ve zengin birikimiyansıtmak üzere gayret gösteriyorlar. Uzun yıllardır birçok projede bir arada değerürettiğimiz, başkanlığını Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi veSosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Sayın Yasin ŞehitoğluHocamızın yürüttüğü deneyimli Değişim Liderleri Üst Kurulumuz ile DNODanışmanlık, sivil toplumda, siyasette ve akademide “Değişim Ajanı”olarak faaliyetlerini sürdürüyor.
DNOYönetim Danışmanlıktoplu ulaşım sektöründe ulusalda E-Kent, Kayseri Ulaşım, İETT, TÖHOB, globaldeUluslararası Toplu Taşımacılar Birliği – UITP, Optibus, PARABOLgibi işletme ve sivil toplum kuruluşlarına strateji & iş geliştirme,pazarlama & satış, kamusal & uluslararası ilişkiler, değişim, iletişim,eğitim ve yönetim danışmanlığı yapan DNO Danışmanlık’ın Cumhuriyetimizin100., kuruluşunun 15. yılında da hedefi değiştirmek, dönüştürmek,geliştirmek ve yaptıklarını sürdürebilmek, yeni ve anlık olarak yenilenennormalde çeviklik sayesinde hayatta kalmak, başarılı olmak, fark yaratmak,olana sürekli ilave değer katmak isteyen tüm kurumlara faydalı hizmetlersunmak.
3 yıla yakınsüredir faaliyetlerini Londra merkezli olarak İngiltere’ye ve Karadağmerkezli olarak Balkanlar’a taşıyan DNO Yönetim Danışmanlık,1 yıldır da Suudi Arabistan Cidde merkezli olarak MENA bölgesinehizmetlerini yaygınlaştırdı. Ekibimiz bugüne dek hep olduğu gibi, bundan sonrada değişim isteyenler için, dönüşüm taliplilerine özel ve sadece sürdürülebilirgelişim öncüleri ile yepyeni projelere imza atmak üzere, hep tatlı bir heyecaniçinde ve gerçekten de amatörce sabırsız.”
HATAY HAVALİMANI İÇİN HEDEF 2025…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Biz Türk milleti olarak sonuç odaklıyız. Ne zaman başladığımız kıymetli olmakla beraber ne zaman bitireceğimiz de kıymetli. İş programına göre 2026 ama hedefimiz onu 2025’e çekmek” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İskenderun ilçesinde sahilindeki tahkimat çalışmasını yerinde inceledi. Bakan Uraloğlu, burada yaptığı basın açıklamasında, Hatay Havalimanı’nda çalışmaları hızlıca bitirip burayı Hataylıların hizmetine sunacaklarını belirterek, “Oradaki çalışmalar devam ederken de mevcut, halihazırda boş gelip dolu giden uçakların seferleri devam edecek. Aynı şekilde insani yardım ve malzemelerin gelmesi noktasında yine havaalanımız kullanılmaya devam edecek. Yeni pist bitinceye kadar bu durum devam etmiş olacak.” diye konuştu.
Ziyaretleri kapsamında depremden etkilenen kentteki çalışmalarla ilgili bilgi aldıklarını ifade eden Uraloğlu, insani ihtiyaçlar noktasında bir sıkıntının kalmadığını, ancak kalıcı konutlarla ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi.
İSKENDERUN’DA YAKLAŞIK 1550 METRELİK BİR SAHİL BANDINDA ÇALIŞMALARI BAŞLATTIK
Depremden sonra İskenderun’da sahil bandındaki durumla ilgili de çalışmalara başladıklarını aktaran Uraloğlu,”Halihazırda beraber bulunduğumuz alan yapay dolgu. Burası 40-50 santimetre komple depremden sonra oturdu ve bunun risk teşkil ettiğini, suların içeriye bastığını biz görmüştük. Burada ‘sorumluluk kimindir?’ yaklaşımıyla değil, vaziyet edilmesi gerekir, bu sorumluluğu biz alalım düşüncesiyle Bakanlığımızdan arkadaşlarımızı gönderdik. Yaklaşık 1550 metrelik bir sahil bandında çalışmaları başlattık. Yaklaşık 45 metre denizin içerisinde de görünmeyen 30-35 metrelik bir bölüm var, enerjiyi açıkta kırıp sahile etkisini ortadan kaldırmayla ilgili bir çalışma.”ifadesini kullandı.
Uraloğlu, balıkçı barınağıyla ilgili de çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi. İskenderun’u çepeçevre 3 kilometrelik yaklaşık bir hatta tahkimatla emniyet altına almış olacaklarının altını çizen Uraloğlu, “Bundan sonra olası bir ani yağışlarda ve özellikle dalga hareketlerinde bunun önüne geçmeye çalışmış olacağız. Zaten yaptığımız proje bu dalga hareketlerinde, bitmemiş olsa dahi ne kadar işe yaradığını beraberce görmüş olduk.” diye konuştu.
HATAY HAVALİMANI’NIN AÇILIŞINI 2025 YILINA ÇEKMEYE ÇALIŞIYORUZ
Bir gazetecinin Hatay Havalimanı’ndaki çalışmaların ne zaman biteceği yönündeki sorusu üzerine Bakan Uraloğlu, “Biz Türk milleti olarak sonuç odaklıyız. Ne zaman başladığımız kıymetli olmakla beraber ne zaman bitireceğimiz de kıymetli. İş programına göre 2026 ama hedefimiz onu 2025’e çekmek.” yanıtını verdi.
Bakan Uraloğlu, daha sonra İskenderun’da denizin taşması sonucu iş yeri su basan esnafı ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulundu.
HATAY’I ÇOK DAHA GÜÇLÜ VE GELİŞMİŞ BİR ŞEKİLDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ‘’Hatay Havalimanı’nda PAT sahaları çalışmaları 21 Kasım’da başladı, Hatay Havalimanı için yapılan yer tespitinde en uygun yer bulunduğu alan, Hatay Havalimanı’na ilave yeni bir pist inşa edeceğiz, Hatay’ı çok daha güçlü ve gelişmiş bir şekilde ayağa kaldıracağız.” ifadelerine yer verdi. Bakan Uraloğlu ayrıca, İskenderun’u Hatay’a bağlayacak; İskenderun Hatay Otoyolu Projesini hazırladık, 2024’te ihalesini yapacağız ve Dörtyol-Hassa Tünel Yolu Projesi’nin ihalesi de bu yıl yapılacak” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıkıcı etkisi ile Hatay Havalimanı’nda başlatılan yenileme çalışmalarını yerinde inceledi. İncelemeleri sonrasında açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde hayatını kaydeden vatandaşlara rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
DEPREM SONRASINDA ZARAR GÖREN PİSTİ EN KISA SÜREDE HİZMETE AÇTIK
Bakan Uraloğlu, hükümet olarak önceliklerinin biran evvel deprem bölgesini ayağa kaldırmak olduğunu belirtti. Uraloğlu, “Maalesef birçok yapı yıkıldı ve birçoğu da kullanılamaz hale geldi. Bu yapılar arasında Hatay Havalimanımız da vardı. Havalimanımızın bulunduğu alandaki faylanma ve zemin sıvılaşması nedeniyle kalıcı yüzey deformasyonları ve 1-1.5 metreye varan kalıcı oturmalar görülmüş, pisti ve çevresindeki alan bu oturmadan etkilenmişti. Ama deprem sonrasında öncelikle insani yardım ve tahliye uçaklarının kullanımına açmak üzere gerekli çalışmaları hızla yaparak pisti en kısa sürede hizmete açtık.” dedi.
HATAY HAVALİMANI’NDA PAT SAHALARI ÇALIŞMALARI 21 KASIM’DA BAŞLADI
Bakan Uraloğlu, oluşan mevcut durum dikkate alınarak altyapı inşa çalışmalarını hızla başlattıklarını ifade etti. Uraloğlu, “TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde hazırlanan rapor doğrultusunda da Bakanlığımızın ilgili birimleri ile gerekli teknik çözümleri geliştirdik. 12 Ekim’de Hatay Havalimanı PAT Sahaları Onarımı ve Gelişimi işine ait ihaleyi gerçekleştirerek 21 Kasım’da da yapım çalışmalarına başladık.” diye konuştu.
HATAY HAVALİMANI İÇİN YAPILAN YER TESPİTİNDE EN UYGUN ALAN ‘AMİK OVASI’
Bakan Uraloğlu konuşmasında, Hatay Havalimanı’nın yerinin yanlış olduğuna yönelik yapılan eleştirilere de değindi. Uraloğlu, Havalimanlarının yapılabileceği yerlerin tespiti, Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu tarafından yayınlanan sivil havacılık kriterlerine göre yapılan yer seçimi çalışmaları ile belirlendiğini ifade etti. Uraloğlu, “Bu kapsamda Hatay Havalimanı’nın yer tespiti de belirtilen kriterler dikkate alınarak 1990’lı yıllarda yapılmıştır. Topboğazı, Serinyol, İskenderun ve Amik Ovası olarak tespit edilen dört alternatif alan üzerinde yapılan detaylı incelemeler neticesinde en uygun alanın, bulunduğu yer olduğu belirlenmiştir.” dedi.
Yapılan çalışmalar sonrasında o günlerde yapılan tespitin doğruluğunun bugün de geçerli olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, 2011 yılında hizmete açtığımız Hatay Havalimanı yeni terminal binası ve trafik kontrol kulesi gibi diğer üst yapılar depremlerden dolayı ciddi yeni proje ile hasar görmediyse, şimdiki çalışmalar sonrasında da havalimanımız taşıma kapasitesi yüksek zemin oluşturularak daha büyük depremlerden etkilenmeden faaliyetine devam edecektir.” diye konuştu.
HATAY HAVALİMANI’NDA İLAVE YENİ BİR PİST İNŞA EDECEĞİZ
Hatay Havalimanı’nda yapılacak çalışmaları Bakan Uraloğlu, şu şekilde anlattı:
“Yeni Hatay Havalimanımız da güçlendirilmiş bir zemin, aynı zamanda 14 kilometre uzunluğundaki çevre güvenlik duvarını yeniden inşa ederek havalimanının bulunduğu alanı sel taşkınlarından koruyacağız.”
“Projemiz kapsamında; PAT sahalarının uygun bir kota getirilerek drenaj sistemi ile yenilenmesi, ayrıca mevcut binaların güçlendirme ve onarım işlerinin yapımına başlıyoruz.”
“Terminal, teknik blok kule, itfaiye binası, kuvvet santrali, lojman ve garaj binalarını güçlendireceğiz. 3 bin metre uzunluğu ve 45 metre genişliği ile geniş gövdeli uçakların inebileceği şekilde yeni bir pist inşa edeceğiz. 2 bin 720 metre uzunluğunda yeni paralel taksi yolu, 2 adet hızlı çıkış ve 4 adet bağlantı taksi yolu inşa edeceğiz. Apron ve çevre güvenlik yolunu yenileyeceğiz. Yeni ısı merkezi, regülatör binaları, nöbetçi kulübeleri ve çevre düzeni imalatlarını da yapacağız.”
HATAY HAVALİMANI BAĞLANTI YOLU’NDAKİ ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Depremde zarar gören 5 kilometre uzunluğundaki Hatay Havalimanı Bağlantı Yolundaki çalışmalarında devam ettiğini belirten Bakan Uraloğlu, “O dönemde hasar gören kesimlerin geçici onarımları Karayolları Genel Müdürlüğümüz ekiplerince yapılmıştı. Ardından kalıcı onarımları için de proje çalışmalarını tamamlayarak yapım ihalesini gerçekleştirdik. İhale kapsamında 2,5 km’lik kesimi yeniden inşa ediyor, kalan 2,5 km’lik kesimde ise onarım çalışmaları yapıyoruz.” diye konuştu.
TÜM ULAŞIM YAPILARI YERLİ VE MİLLİ
Bakan Uraloğlu, tüm ulaşım yapılarının yerli ve milli kapasite ile yapıldığını vurguladı. Bu kapsamda hayata geçen dev projelere değinen Bakan Uraloğlu, “Ülkemiz mühendisleri ve kurumları tarafından projelendirilip deniz üzerinde inşa edilen Ordu-Giresun Ve Rize Artvin Havalimanları, Marmaray Ve Avrasya Tüneli gibi deniz altından tüneller, 1915 Çanakkale Osman Gazi Ve Yavuz Sultan Selim Köprüleri gibi dünyanın en uzunları arasında yer alan köprüler, Çamlıca Kulesi gibi dünyanın en gelişmiş yayıncılık kulesi gibi nice ulaşım ve haberleşme altyapısı; doğanın tüm zorlukları ve olumsuz koşullarına rağmen başarıyla tamamlanarak hayata geçmiş ve hizmete başlamıştır.” dedi.
DÖRTYOL-HASSA TÜNEL YOLU PROJESİ’NİN İHALESİ BU YIL YAPILACAK
Bakan Uraloğlu, Dörtyol-Hassa Tünel Yolu Projesi’ne de değindi. Uraloğlu, “Amanosları, Demiryolu ve Karayolu Tünelleri ile geçiyoruz. Bu sene inşallah ihalesini yapacağız. Şimdiden hayırlı olsun.” dedi.
İSKENDERUN-HATAY OTOYOLU PROJESİNİ HAZIRLADIK, 2024’TE İHALESİNİ YAPACAĞIZ
Ayrıca İskenderun’u Hatay’a bağlayacak, Beleni tünelle geçecek İskenderun Hatay Otoyolu’nun projesinin de bitirildiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Yatırım programına alma çalışmalarını başlattık. 2024 yılının ilk aylarında projenin ihalesini yapacağız. Şimdiden hayırlı olsun.” diye konuştu.
HATAY’IMIZI ÇOK DAHA GÜÇLÜ VE GELİŞMİŞ BİR ŞEKİLDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ
Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti Hükümetleri olarak; Afet ne tür olursa olsun, biz hiçbir afette insanımızı yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.” dedi. Uraloğlu, “Eskiyi yerine getirmenin ötesine geçecek, her zerresinde ecdadımızın izi olan Hatay’ımızı çok daha güçlü ve gelişmiş bir şekilde ayağa kaldıracağız.” şeklinde konuştu.
Kasım ayı üretici market fiyatları Aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kasım ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
Kasım ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 548,1 ile limonda görüldüğünü açıklayan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Limondaki fiyat farkını yüzde 423,6 ile portakal, yüzde 359,1 ile mandalina, yüzde 305,4 ile kuru soğan, yüzde 265,3 ile marul ve yüzde 215,4 ile yeşil soğan takip etti.
Limon 6,5 kat, portakal 5,2 kat, mandalina 4,6 kat, kuru soğan 4,1 kat, marul 3,7 kat ve yeşil soğan 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 2 lira 10 kuruş olan limon 13 lira 61 kuruşa, 4 lira 50 kuruş olan portakal 23 lira 50 kuruşa, 4 lira 50 kuruş olan mandalina 20 lira 66 kuruşa, 3 lira 50 kuruş olan kuru soğan 14 lira 19 kuruşa, 5 lira 86 kuruş olan marul 21 lira 41 kuruşa, 7 lira 71 kuruş olan yeşil soğan 24 lira 33 kuruşa markette satıldı.”
Market fiyatları
“Kasım ayında markette 37 ürünün 29’unda fiyat artışı, 6’sında fiyat azalışı görülürken, 2 üründe fiyat değişimi yaşanmadı. Kasım ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 69,2 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat artışını yüzde 62 ile kabak, yüzde 39,5 ile zeytinyağı, yüzde 38,5 ile antepfıstığı, yüzde 31,5 ile yeşil soğan takip etti.
Markette fiyatı en çok düşen ürün ise yüzde 17,2 ile limon oldu. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 11,8 ile marul, yüzde 11,5 ile domates ve kırmızı mercimek, yüzde 2,5 ile elma izledi.”
Üretici fiyatları
“Kasım ayında üreticide 29 ürünün 13’ünde fiyat artışı olurken, 7’sinde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Geçen ay üreticide 7 lira 71 kuruş olan marulun fiyatı yüzde 24,1 azalışla 5 lira 86 kuruşa düştü. Maruldaki fiyat düşüşünü yüzde 21,1 ile domates, yüzde 14,2 ile kuru fasulye, yüzde 11,2 ile kuru soğan ve yüzde 2,2 ile ıspanak izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 113,8 ile salatalıkta görüldü. Salatalıkta fiyat artışını yüzde 76,1 ile patlıcan, yüzde 54,8 ile kabak, yüzde 31,6 ile elma ve yüzde 25,1 ile zeytinyağı takip etti.”
Üretici fiyat değişiminin nedenleri
“Marulda kasım ayında yaşanan arzdaki dönemsel yoğunluk fiyatların düşmesine neden oldu. Kuru fasulyede talepte yaşanan düşüş fiyatlarda gerilemeye sebep oldu.
Tarım Kredi Kooperatifleri kuru soğanda alım fiyatını 9 lira olarak açıkladı. Ancak, Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre; Tarım Kredi Kooperatifleri alım kotasını az miktarda belirleyip, kotalar doldu gerekçesiyle alım yapmıyor. Kuru soğanda rekoltenin fazla olması, kısıtlı ihracat nedeniyle alım satımların rahatlamaması, üretici fiyatının kilogram başına 3 buçuk liraya kadar gerilemesine neden oldu. Kuru soğan üreticilerimiz Tarım Kredi Kooperatiflerinin açıkladığı fiyattan ürünün tamamını almasını ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım yapmasını bekliyor.
Domateste ürün rekoltesinde görülen artış ve seralarda üretimin başlaması ile arzın artması, fiyatların gerilemesine neden oldu. Salatalık, kabak, patlıcan, sivri biberde arzdaki azalmaya bağlı fiyat artışı yaşandı.
Zeytinyağında yeni sezonun başlaması ve bu yıl zeytinde ‘yok yılı’ olması nedeniyle girdi fiyatları, lojistik, işçilik gibi maliyetlerdeki artış, zeytinyağı fiyatlarını yükseltti. TARİŞ 0,5 asit zeytinyağı alım fiyatını 275 lira olarak açıkladı. TARİŞ’in alım fiyatı piyasa fiyatlarını etkiledi. Bu ay zeytinyağı üretici fiyatı TARİŞ’in alım fiyatının altında kaldı.
Elmada hasadın tamamlanması ve ürünün soğuk hava deposuna girmesi fiyatlarda artışa neden oldu.
Limon üreticisinin mağduriyeti devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Mersin’de yaşanan dolu hadisesi sonrası mayer limonda alım satım tamamen durdu. Aydın cinsi limonda hasat başladı ancak üreticilerimiz ürününe alıcı bulamıyor. Piyasanın canlanması ve narenciye ürünlerinin dalında kalmaması için üreticilerimiz kamu tarafından müdahale alımı yapılmasını bekliyor.”
Kasım ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim
“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre Kasım ayında, Ekim ayına göre; ÜRE gübresi yüzde 4,8, amonyum nitrat gübresi yüzde 3,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,3, DAP gübresi yüzde 1,2 oranında azaldı.
Geçen yılın Kasım ayına göre, sadece ÜRE gübresinin fiyatı yüzde 2 azalırken, DAP gübresi yüzde 17,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 11,5, amonyum sülfat gübresi yüzde 8,1, amonyum nitrat gübresi yüzde 4,6 oranında arttı.
Mazot fiyatı son bir ayda yüzde 5 azalırken, son bir yıla göre ise yüzde 58 oranında arttı. Tarımsal üretim faaliyetinin olmazsa olmazı mazot fiyatlarında istikrar sağlanması için vergiler düşürülmelidir.
Besi yemi Kasım ayında Ekim ayına göre yüzde 2,76, süt yemi yüzde 2,81 artarken, son bir yılda besi yemi yüzde 27,98 ve süt yemi yüzde 28,48 oranında arttı.
Kasım ayında girdi fiyatlarında en fazla artış zirai ilaçta oldu. Zirai ilaç fiyatı son bir ayda yüzde 46,5 artarken, bir yıllık artış yüzde 64,5’e ulaştı.
Gübre, yem, elektrik, zirai ilaç gibi girdiler de üreticilerimize makul fiyatlardan sağlanmalıdır. Tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlanarak, üreticilerimizi ve tüketicilerimizi memnun edecek fiyatlara erişilmelidir.”
Yılın Otomobili Finalisti BYD SEAL 2024 İlk Çeyrekte Türkiye’de
Otomotiv sektörünün en prestijli ödülleri arasında yer alan Yılın Otomobili (The Car of The Year/COTY) Ödülleri’nde 2024 yılının 7 finalistinden biri olan BYD SEAL, 2024’ün ilk çeyreğinde Türkiye’de olacak. 22 ülkeden 59 gazeteci tarafından oluşan deneyimli jürinin oylarıyla finale kalan BYD SEAL, markanın D segmenti premium sedan modeli olarak dikkatleri üzerinde topluyor.
Yarışmada 7 finalistten biri olarak seçilen iF Design Award ödüllü BYD SEAL, yeni test sürüşlerine tabi tutulacak ve ardından gerçekleşecek son oylamalar ile 2024 Yılın Otomobili, 26 Şubat’ta Cenevre Otomobil Fuarı’ndaki seremoniyle açıklanacak.
BYD Türkiye, Kasım ayında BYD ATTO 3’ü Türkiye pazarına sunduktan sonra kısa zamanda büyük ilgi gördü ve önümüzdeki yıl birçok yeni modelini satışa sunmaya devam edecek.
Tasarımıyla ve teknolojisiyle dikkat çekiyor
BYD’nin yenilikçi elektrikli modeli BYD SEAL, ilk bakışta sportif ve dinamik tasarımıyla ilgi çekmeyi başarıyor. BYD’nin yeni “Okyanus Estetiği” tasarım dilini kullanan yeni model, akıcı ve atletik tasarımı yüksek seviyede konfor ve pratiklikle bir araya getiriyor.
BYD’nin elektrikli araçlar için özel olarak tasarlanmış yeni BYD e-Platform 3.0 üzerine geliştirilen model, sunduğu yüksek verimli sürüş deneyimiyle öne çıkıyor.
BYD SEAL, yüksek performansıyla da iddialı bir elektrikli otomobil olarak Yılın Otomobili jüri üyelerinin dikkatini çekmeyi başardı. 82.5 kWh BYD Blade Batarya ile donatılan BYD SEAL, 230 kW (313 HP) arkadan itişli ve 390 kW (530 HP) dört çeker sistemli versiyonlarıyla tercih edilebilecek. BYD SEAL versiyona göre 570 km’ye kadar menzil sunarken yüksek performanslı 530 HP’lik Excellence-AWD versiyonundaki sadece 3.8 saniyelik 0-100 km/s performansı da dikkat çekiyor. BYD SEAL, 150 kW DC şarj ile yüzde 30’dan yüzde 80’e kadar sadece 26 dakikada şarj olabiliyor.
PAPERWORK, Türkiye’nin En Büyük İş Süreçleri Zekâsı Etkinliğinde İş Akışı ve Doküman Yönetimi Çözümleri Alanındaki Yenilikleri Paylaştı
Türkiye’nin en büyük iş süreçleri zekâsı etkinliği I-BPM SUMMIT 2023, 30 Kasım 2023 tarihinde MEXT Teknoloji Merkezi Ataşehir’de düzenlendi.
20 yılı aşkın deneyimiyle iş akış ve doküman yönetimi çözümleri ile işletmelerin dijital dönüşümlerini destekleyen PaperWork, I-BPM SUMMIT 2023 ana sponsoru olarak etkinliğe alanında uzman önemli konuşmacıların renkli sunumları ile katkı sağladı.
İş süreçlerini iyileştirmek ve verimliliği artırmak için yapay zekâ ve makine öğrenimini kullanan liderleri ve uzmanları bir araya getiren I-BPM SUMMIT, 200’den fazla sektör katılımcısı ile uluslararası olarak gerçekleşti.
Etkinlikte PaperWork Satış Direktörü Tolga Eşiz “Tedarikçi İlişkilerinde Başarının Anahtarı” ve “Kişisel Verilerin Yapay Zekâ ile Maskelenmesi” başlıklarında iki konuşma yaptı. Eşiz ilk konuşmasında iş süreçlerini kolaylaştıracak gelişmeler hakkında şu bilgileri verdi: “Günümüz iş dünyasında, birçok şirket ve kurum; müşterileri, tedarikçileri, bayileri, tasarım ajansları, mağazaları, avukatlık büroları, teknik servisleri ve ithalat/ihracat gibi iş ilişkisinde bulunduğu firmalarla olan iletişimini e-posta ve telefon üzerinden yönetmeye çalışıyor. Bu tarz geleneksel iletişim yöntemleri, kısmen zaman alıcı, hataya açık ve verimsiz olabilmekte. Bu durum işletmelerin hızlı ve etkili bir şekilde faaliyet göstermelerini engelliyor. Tedarikçi yönetimi, tedarikçi performansının etkin bir şekilde değerlendirilmesi ve yönetilmesini sağlayarak, kalite, teslimat ve maliyet açısından müşteri beklentilerini karşılamayı amaçlamaktadır. Yeni Tedarikçi İlişkileri Yönetimi “Performax” sayesinde tedarikçi ile olan iletişimin yönetilmesi, performansının değerlendirilmesi ve sürdürülebilir iş ilişkilerininin kalıcı olarak oluşturulması mümkün olabilecek. PerforMax, müşteri-tedarikçi ilişkilerini daha güçlü kılarak kaliteli ürün ve hizmetlerin, zamanında teslimini sağlayabilmektedir. PerforMax ayrıca teslim süreçlerinde iyileşme ve maliyetlerin düşürülmesine destek olurken, tedarikçiler ile olan iletişimin yönetilmesi ve ölçülmesi sayesinde müşterilerin kendi operasyonlarında yaşanabilecek aksaklık risklerini de azaltmaya yardımcı olur.”
Yetkisi olmayan kişiler, kişisel veri içeren belgeleri maskelenmiş olarak görüntüler
İkinci konuşmasında kişisel verilerin yapay zekâ ile maskelenmesine değinen Tolga Eşiz şunları söyledi: “PaperWork’ün ISDD modülü, PaperWorkAI motorunu kullanarak, elektronik ve taranmış belgeler içindeki kişiler verileri bulur ve maskeler. Yetkisi olmayan kişiler, kişisel veri içeren belgeleri maskelenmiş olarak görüntüler. Kişisel Verilerin Korunması Kanunun gereksinimlerinden bir tanesi de şirketlerin ve kurumların süreçlerinde kullanmak üzere topladığı kişisel verileri saklamak, kullanmak veya paylaşmak durumunda kaldıklarında, dokümanlarda yer alan kişisel verilerin ‘kişilere ulaşılmayacak’ bir şekilde ‘gizlenebilmesidir’. PaperWorkAI Yapay Zeka Motoru üzerinde çalışan derin öğrenme ve bilgisayarlı görü tabanlı ‘Kişisel Veri Kimliksizleştirme Aracı’ ile dokümanlarda yer alan kişisel veriler, dokümanı görecek kullanıcıların yetkileri çerçevesinde, maskeleme, şifreleme, sahteleştirme ve genelleştirme gibi teknikler ile kimliksizleştirir veya anonimleştirir.”
PaperWork Yazılım Teknolojileri Direktörü Gürcan Yücel ise akıllı doküman işleme çözümlerinden bahsettiği konuşmasında, veri ve dokümanların yapay zekâ ile sınıflandırılması, anahtar kelimelerin yakalanması süreçlerinde, yeni geliştirilen INTELIVUS IDP teknolojisine dikkat çekti: “Günümüzde gelişmiş yazılım teknolojisinin getirdiği düşük işletim maliyeti; iş akışı ve doküman yönetim çözümlerinin her ölçekteki firmalar tarafından uygulanabilir olmasını sağlamıştır. Dokümanların bir Doküman Yönetim Sistemine (DYS) aktarılabilmesi için DYS tarafından hızlı ve tekil bir şekilde erişilebilmesini sağlayacak anahtar verilerin belirli alanlara aktarılması gerekmektedir. ‘İndeks Alanları’ olarak adlandırılan bu bilgilerin DYS’ye aktarılması ise çoğunlukla kullanıcı tarafından yoğun emek harcayarak gerçekleşebilmektedir. Yapay zekâ / doğal dil işleme modelleri ile taranmış yığın dokümanların sürekli öğrenme safhası sonrası yüksek başarı ile otomatik olarak ayrıştırılması sağlanacak, ayrıştırılmış her doküman sınıflandırılacak ve sınıflandırılmış doküman üzerindeki indeks alanları elde edilerek DYS’ye aktarılabilecektir.”
Karikatürist Erdil Yaşaroğlu da “Çizgilerle PaperWok” başlıklı keyifli anlatımı ile katılımcılara renkli bir sunum gerçekleştirdi. Erdil Yaşaroğlı sunumunda, Bay Paper’ın yaratılış hikayesi, PaperWork’ün karikatüre nasıl döküldüğü, bu çalışmalar oluşturulurken nelerin incelendiğini paylaştı.
Volvo Car Turkey, tüm zamanların satış rekorunu kırarak yılı kapatmadan 10 bin adede ulaştı
Volvo Car Turkey, 2023’ün sonuna yaklaşırken 10 binin üzerinde satış adedine ulaşarak, 29 yıldır faaliyet gösterdiği Türkiye’de rekor satışa imza attı.
Kasım 2023 itibariyle 10 binin üzerinde satış gerçekleştiren Volvo Car Turkey, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41’lik artışa ulaştı.
En çok satılan model XC40 oldu
Volvo Cars, Türkiye pazarında sürdürülebilirlik, güvenlik ve teknoloji odaklı bir vizyonuyla sektörde öncülük etmeye devam ediyor.. Bu yüksek satış rakamlarıyla elde edilen başarı, markanın sürdürülebilir geleceğe olan katkısını vurguluyor.
Volvo Cars’ın premium pazarda kompakt sınıfta yer alan modeli XC40, Türkiye’de 2023 yılında en çok satılan Volvo modeli oldu. XC40 kasım ayı itibariyle 2 bin 676 adet satıldı. Geçtiğimiz yıla oranla kasım ayı itibariyle satışlarında yüzde 41 artış sağlayan marka; satış adedini 6 bin 24’ten 10 bin128 adede yükseltti. Volvo Cars’ın 2004 yılından bu yana en yüksek toplam yıllık satış adedi 8 bin 228 adetti. En çok satılan SUV modeli ise 13 bin 121 adetle XC90 olurken, sedan modeli ise 22 bin 981 adet ile S60 idi.
Markanın 2023 Ocak – Kasım aylarını değerlendiren Volvo Car Turkey Genel Müdürü Magnus Boman; “Volvo Car Turkey olarak 2023 yılına, çevre ve elektrifikasyon konusundaki iddialı global hedeflerimizi yerine getirmek amacıyla atacağımız adımları planlayarak girdik. 2030 yılına kadar tamamen elektrikli bir otomobil üreticisi olmayı hedefleyen bir marka olarak; ürettiğimiz otomobillerin kalitesiyle insanların güvenliğini en üst noktada sağlayan, aynı zamanda dünya kaynaklarını düşünerek çevre bilinçli bir yaklaşımla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Kasım ayı itibariyle, 29 yıldır faaliyet gösterdiğimiz Türkiye’de en yüksek yıllık satış adedini de aşarak 10 binin üzerinde tarihi bir satış rekoru kırdık. Bu yılki satışlarımız içinde Volvo XC40 modelimiz 2 bin 676 adetle lokomotif modelimiz oldu. Bunu 2 bin 481 adetle segmentinde lider olan XC90 modelimiz takip ediyor. Bu yılı güçlü bir şekilde kapatırken önümüzdeki yıl için de daha yüksek hedefler belirledik. 2024 yılında bu seneye benzer şekilde 700-750 bin bandında gerçekleşeceğini tahmin ediyor ve Türkiye’deki satışlarımızın da bu yılın gerçekleşenin üzerinde olmasını hedefliyoruz.” dedi.
ilgi ve Deneyimlerini Aktarmak Üzere Davet Edildiği Konferansta “En İyi Konuşmacı” Ödülüne Layık Görüldü
Avrasya’nın en büyük eğitim konferansı EdCrunch, Kasım ayında dünyanın farklı ülkelerinden eğitim profesyonellerini Kazakistan’da bir araya getirdi. Konferansa katılan TeacherX Kurucusu Dr. Işıl Boy Ergül ise, “Konferansın En İyi Konuşmacısı” ödülüne layık görüldü.
Avrasya’nın en büyük eğitim konferansı EdCrunch, 15-16 Kasım tarihleri arasında 20 farklı ülkeden konuşmacıyı ve 5.000’den fazla katılımcıyı Kazakistan’ın başkenti Almaty’de buluşturdu.
10. kez gerçekleşen EdCrunh’a bilgi ve deneyimlerini aktarmak üzere davet edilen Eğitim Teknolojileri Zirvesi ve TeacherX öğretmen eğitimi platformunun kurucusu Dr. Işıl Boy Ergül, en iyi konuşmacı ödülüyle Türkiye’ye geri döndü.
Konferansın açılışında Kazakistan Milli Eğitim Bakanı ile aynı paneli paylaşan Dr. Işıl Boy Ergül’ün “İnovasyon Gözüyle Bir Okulun Dijital Ortamı” başlıklı sunumu katılımcılardan büyük ilgi gördü.
“Ödül büyük sürpriz oldu”
Dr. Işıl Boy Ergül, 20’den fazla ülkeden birçok uluslararası konuşmacıyı ağırlayan EdCrunch’ın 10. yılında “En İyi Konuşmacı” ödülüne dair yaptığı açıklamada, “Bu ödülü almak benim için büyük bir sürpriz ve kendi adıma da ülkem adına da çok değerli bir anı oldu. Bu etkinliği, farklı ülkelerdeki uzmanların katılımıyla dünyadaki eğitim sistemleri hakkında en güncel uygulamalar ve önemli bilgiler edinebildiğim için çok önemsiyorum.” diye konuştu.
“Yapay zekayı biz yönetmeliyiz”
Konferansta ayrıca eğitimci Tunç Ulu ve TeacherX Proje Koordinatörü Hasan Esen de birer sunum gerçekleştirdi.
Türkiye’de sadece 3 tane olan Apple Seçkin Okulu unvanını taşıyan Erkan Ulu Okulları’nın kurucu öğretmeni ve teknoloji lideri olarak birikimlerini aktaran Tunç Ulu, sunumunda öğrencilerin “öğrenme”, öğretmenlerin de “öğretme” süreçlerini desteklemek üzere gerçekleştirdikleri projelerdeki deneyimleri paylaştı.
Tunç Ulu, her zaman vizyoner bir eğitim yaklaşıma sahip olduklarının altını çizerek şunları aktardı “Mevcut global trendlere baktığımızda, odak noktamız yapay zeka etrafında yoğunlaşıyor. Karşılaştığımız her şey gibi bu teknolojinin de artılarını ve eksilerini bilmeli, bu konuda doğru araştırma yapıp kendimizi yetiştirmeliyiz.
Şu anda yönetici olarak kendimizi yetiştirmenin yanı sıra öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi de bu alana kazandıracak projeler üzerinde çalışıyoruz. Felsefemize göre eğitim teknolojileri odak noktası değil, merkezde öğretmenler ve öğrencilerin olduğu sistemde, onların ihtiyaçlarını giderecek bir araç olmalıdır.”
2014 yılında Nurlan Kiyasov tarafından kurulan ve yeni eğitim teknolojileri üzerine Avrupa’nın en büyük konferansı EdCrunch, halihazırda eğitim sektörüne yeni teknolojiler sunuyor ve her yıl dünyanın dört bir yanından öğretmenleri, eğitimcileri, eğitim kuruluşlarının temsilcilerini, BT liderlerini, öğrenme ve geliştirme profesyonellerini, yatırımcıları, girişimcileri ve ebeveynleri bir araya getiriyor.
Konferansta konuşan TeacherX Proje Koordinatörü Hasan Esen de “Etkileşimli Dersler için İlişki Kurma: CoI Modeli ile “Teknofobları Teknoloji Sihirbazı Öğretmenlere Dönüştürme” konulu iki sunum gerçekleştirdi.
Toyota’dan “Yılın Son Çılgın Kampanyası” Geldi
Toyota, gerçekleştirdiği ve büyük ilgi gören kampanyalarına Aralık ayında da devam ediyor. “Yılın Son Çılgın Kampanyası” adı altında yeni otomobil almak isteyenlere Corolla Sedan, Hilux, Corolla Cross, Toyota C-HR Hybrid, Yaris Cross, Yaris, Corolla HB Hybrid, Proace City ve Proace City Cargo modellerinde olmak üzere stoklarla sınırlı eşsiz fırsatlar sunuluyor.
Yeni Toyota C-HR Hybrid’de lansman fırsatı
Toyota’nın geçtiğimiz ay satışa sunduğu ikinci nesil Toyota C-HR Hybrid modelinde lansman fırsatı Aralık ayında da devam ediyor. Segmentinde bir ikon haline gelen Yeni Toyota C-HR Hybrid 250 bin TL’ye varan indirimle 1 milyon 550 bin TL’den başlayan fiyatlarla alınabiliyor. Bu indirimlere ek olarak müşteriler 100 bin TL 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredinden de yararlanabiliyorlar.
Corolla ve Yaris benzinli ÖTV muafiyetiyle alınabiliyor
Toyota, Aralık ayı sonuna kadar Corolla’nın 1.5 litre benzinli Vision MDS ve Vision Plus MDS versiyonları ÖTV muaf avantajıyla alınabilecek. 1 milyon 2 bin 800 TL’den başlayan fiyatlara sahip Corolla Sedan’da 200 bin TL’ye varan indirim veya 200 bin TL 12 ay, yüzde 0 faizli kredi desteği tercih edilebilecek.
Bununla birlikte Yaris benzinli modeli de 997 bin TL’den başlayan fiyatlarla ÖTV muafiyeti avantajıyla veya 200 bin TL 12 ay, yüzde 0 faizli kredi desteği alınabiliyor.
Sportif tasarımı ve dinamik sürüşüyle öne çıkan Toyota Corolla HB Hybrid modelinde ise 160 bin TL indirim veya 200 bin TL 12 ay, yüzde 0 faizli kredi desteği sunuluyor.
Toyota SUV’larında da çılgın kampanya
Toyota, C-SUV modeli Corolla Cross ve B-SUV modeli Yaris Cross’u da Aralık ayındaki Çılgın Kampanya’ya dahil etti. Modern, etkileyici ve sofistike SUV çizgileriyle ve 5. Jenerasyon Hibrit teknolojisiyle dikkat çeken Corolla Cross, 200 bin TL’ye varan indirim ile sunulurken, isteyenler 200 bin TL 12 ay yüzde 0 faiz avantajını da tercih edebilecekler.
“2022 Dünya’da Yılın Şehir Otomobili” unvanına sahip Yaris Cross ise, 1 milyon 200 bin TL’den başlayan fiyatlarla Toyota Yetkili Satıcı’larında yeni sahiplerini bekliyor. Bu modelde de 170 bin TL indirim veya 200.000 TL, 12 Ay, yüzde 0 faiz fırsatından yararlanmak mümkün.
Toyota hafif ticari modellerine Aralık ayında ulaşmak kolaylaştı
Toyota, geniş, kullanışlı ve sorunsuzluğuyla adından söz ettiren hafif ticari araç ürün gamında da stoklarla sınırlı kampanyalar sunuyor. Efsanevi pick-up modeli Hilux, Toyota Hilux modeli 200 bin TL’ye varan avantaj ile birlikte 1 milyon 410 bin TL’den başlayan fiyatlarla sunulurken aynı zamanda 100 bin TL’ye 12 ay vade ve yüzde 0 faizli kredi fırsatı bulunuyor.
Hem iş hem de günlük kullanımlarıyla pratik çözümler sunan Proace City modeli 150 bin TL 12 ay yüzde 0 faiz fırsatı ile sunuluyor. Yüksek yük taşıma kapasitesiyle öne çıkan Proace City Cargo’da ise Aralık ayı boyunca 50 bin TL’ye varan indirim ve 100 bin TL 12 ay vadeli yüzde 0 faiz fırsatından yararlanılabiliyor.
Yeni İzmir metrosu Narlıdere’ye hayat getirecek
İzmir’in yükselen incisi Narlıdere yıllardır beklediği metroya kavuşuyor. Sayılı zaman zarfı içinde seferlerin başlayacağı beklenirken metro ağı ile birlikte ilçeye yerleşen vatandaşların sayısında artış bekleniyor. Emekli Askeri Hâkim ve Avukat Ergin Demir, “İlçemiz, nüfus yoğunluğu yükselme potansiyeli olan bir ilçe ve altyapı hizmetleri bu yoğunluğa uygun olarak iyileştirilmelidir” dedi.
İzmir Narlıdere, uzun yıllardır beklenen metro hattına şubat ayında kavuşuyor. Bornova Evka-3 ile Narlıdere’yi birbirine bağlayacak metro hattı ile saatler süren yolculuklar dakikalar içinde tamamlanacak. Son açıklamalara göre 7 Şubat’ta açılacak metro hattında Evka-3’ten başlayarak Fahrettin Altay’da sona eren mevcut hattın devamı olacak hat üzerinde sırasıyla; Balçova, Çağdaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Narlıdere, Şehitlik ve Kaymakamlık istasyonları yer alacak. Açıldığında günlük yolcu sayısının ortalama 170 bin olacağı tahmin ediliyor.
İzmir merkezle arasındaki bağ, demir ağlarla güçlendi Narlıdere’de yaşayan Emekli Askeri Hâkim ve Avukat Ergin Demir, sürecin sonuna geldikleri için ilçede yaşanan memnuniyetten dolayı çok mutlu olduklarını İzmir’in merkezi ile aralarındaki bağın demir ağlarla güçlendiği için artık huzur dolu ilçenin daha rahat edeceğini açıkladı. 40 yıldan fazladır Narlıdere’nin gelişimine şahit olduğunu şu an İzmir’in parlayan bir yıldızı gibi görüldüğünü kaydeden Demir, “Huzuru nedeniyle en fazla göç alan ilçemiz özellikle emekli vatandaşlar için başlıca tercih edilen yerlerden biri konumunda. Metro ile birlikte daha da tercih edilen bir ilke konumuna gelecektir” ifadelerini kullandı. Nüfus artıyor, altyapı gelişmeli Gelişim içinde olan Narlıdere’nin daha fazla altyapıya ihtiyacı olacağını belirten Demir, “İlçemiz, nüfus yoğunluğu yükselme potansiyeli olan bir ilçe ve altyapı hizmetleri bu yoğunluğa uygun olarak iyileştirilmelidir. Dolayısıyla ilçede kanalizasyon, su, elektrik, doğalgaz, internet gibi altyapı hizmetlerinin kalitesi ve erişilebilirliği artırılması gerekiyor. Ayrıca, yağmur suyu drenaj sistemi, yollar, kaldırımlar, parklar, aydınlatma gibi altyapı unsurları da bakım ve onarımdan geçirilmeli. Öte yandan, orta yaş ve ileri yaşlı nüfusun yoğun olduğu bir ilçe olması sebebiyle sağlık hizmetlerine daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Narlıdere’de yeni sağlık merkezleri, aile hekimlikleri, eczaneler, veteriner klinikleri kurulmalı veya mevcut olanlar geliştirilmeli ve donatılması gerekiyor. Vatandaşlarımıza ücretsiz sağlık taramaları, aşılamalar, ilaçlar, ambulans hizmetleri sunulmalıdır. Sağlık personeli sayısı ve niteliği artırılmalıdır” dedi. İhtiyaç analizi yapılması yararlı olacaktır Narlıdere’nin büyük potansiyeline inandığı için ilçe belediye başkanlığına aday adaylığını açıkladığını kaydeden Ergin Demir, “Narlıdere’nin gelişimi önemli, ancak bilinenlerin dışında da başka ihtiyaçlar olabilir. İlçemizin ihtiyaçlarını belirlemek için ilçe sakinlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin, uzmanların ve diğer paydaşların katılımıyla bir ihtiyaç analizi yapılması yararlı olacağını düşünüyorum. Bu şekilde, ilçenin göze çarpmayan gerçek sorunları ve öncelikleri ortaya çıkarılabilir ve buna göre çözüm önerileri geliştirilebilir” ifadelerini kullandı.Akıllı şehirler, iklim krizi ile mücadelede önemli bir rol oynuyor
Dünya genelinde ülkeler, sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda iddialı hedefler belirliyor. Bu hedeflere ulaşılması durumunda, şehirlerin önemli ölçüde daha az enerji kullanması gerekecek. Bu konuda özellikle gelişmiş ülkelerde yerel yönetimlerin ciddi çalışmaları olduğu görülüyor. SAMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya küresel ısınma etkisiyle artan doğal afetlerde akıllı şehirlerin rolüyle ilgili olarak değerlendirmede bulundu. NASA’ya göre, Endüstri Devrimi’nin başından bu yana insan faaliyetleri atmosferdeki karbondioksit (CO2) konsantrasyonunu %33’ten fazla artırdı ve bu durumun iklim krizine önemli etkileri oldu. İklim krizinin etkileri tersine çevrilmek isteniyorsa devletlerin, insan faaliyetleri tarafından üretilen CO2 miktarını azaltma yolları bulması gerekiyor. Bugün dünya nüfusunun %55’i kentlerde yaşarken, bu oranın 2050 yılına kadar %68’e çıkması bekleniyor. Şehirler, dünyadaki ekonomik faaliyetlerin, üretimin ve bununla birlikte enerji tüketimi ve sera gazı emisyonlarının çok büyük bir kısmından sorumlu. Enerji tüketimi ve sera gazı emisyonları küresel ısınmayı tetiklerken, bu durum dünyamızın birçok doğal afetle de karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Bu nedenle şehirlerin emisyonları önemli ölçüde azaltması, enerjiyi daha verimli kullanmaları gerekiyor. Bunun da yolu akıllı şehir teknolojilerinden geçiyor. Bugün iklim krizini tetikleyen karbon salınımının, ormanların ve tarım alanlarının yok edilmesi, endüstri gibi birçok kaynağı bulunuyor. Ancak bu salınımın en önemli nedenlerinden biri olarak ulaşım öne çıkıyor. Bugün ulaşımın oluşturduğu sera gazı emisyonu toplam emisyonunun yaklaşık %30’unu oluşturuyor. Açık erişimli yayıncı Frontiers tarafından yayınlanan araştırmaya göre küresel ölçekte 167 şehrin sera gazı emisyonlarının envanteri incelediğinde şehirlerdeki sera gazı emisyonlarının %52’sini sadece 25 mega şehrin ürettiği görülüyor.[1] Daha iyi ulaşım yönetim çözümleri, kabalalık şehirlerde daha az trafik ve emisyon demek. Bunun için de şehirlerden anlık veri toplamak gerekiyor. Bunun da yolu akıllı şehir teknolojilerinden geçiyor. Akıllı şehir vizyonu kapsamında yapılacak nesnelerin interneti (IoT) yatırımları ile özellikle ulaşım başta olmak üzere şehrin tüm verileri kontrol altına alınmalı ve şehir verilerin desteğiyle daha verimli bir şekilde yönetilmeli. Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 42 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya, “Tüm dünya doğal afetlerle mücadele ediyor. Neredeyse her güne gerek ülkemizde gerekse dünyanın farklı noktalarından gelen afet haberleriyle başlıyoruz. İçinden geçtiğimiz iklim krizi dünyamızı geri dönülmez bir noktaya getiriyor. Kentleşme atarken karbon emisyonuna yol açan en önemli etken de kent yaşamı olarak öne çıkıyor. Kentlerin büyük hızla büyüyeceğini düşündüğümüzde, bu kentleri yönetebilmek ve dünyamızı koruyabilmek adına akıllı şehir uygulamalarına geçmemiz gerekiyor. Özellikle dijital ikiz teknolojisiyle şehirden anlık veri almalı ve sorunlu olan noktaları iyileştirmeliyiz. Biz de SAMPAŞ Holding olarak, şehirlerin dijital ikiz teknolojisini kullanmalarını, şehirlerde enerji verimliliğini sağlamaları, karbon salınımı azaltmaları ve olası afet durumlarına hazırlık, müdahale ve iyileştirme süreçlerini geliştirme adına yerel yönetimlerle omuz omuza çalışıyoruz” dedi.AstraZeneca, inovasyonu hızlandırmak amacıyla sağlık teknoloji birimi Evinova’yı kurdu
AstraZeneca, sağlık bilimleri alanında inovasyonu hızlandırmak, klinik araştırmaların yürütülmesini ve daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlamak amacıyla Evinova birimini kurdu. Evinova, AstraZeneca bünyesinde ayrı bir sağlık teknolojisi birimi olarak faaliyet gösterecek ve küresel çapta klinik araştırma destekçilerine, klinik araştırma kuruluşlarına, klinik araştırmalarda sahada görev yapan ekiplere ve hastalara hizmet etmek için veriye ve bilime dayalı, insan deneyimine odaklanan sağlık çözümleri sunacak. AstraZeneca; sağlık çalışanlarının, karar vericilerin ve hastaların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için Evinova birimini hayata geçirdi. AstraZeneca’nın uzun vadeli desteğinin yanı sıra dünyanın önde gelen klinik araştırma kuruluşları Parexel ve Fortrea ile stratejik iş birlikleri sayesinde Evinova, fen bilimleri ve sağlık sektörüne küresel ölçekte dijital ürün ve hizmetler sunacak. Evinova, klinik araştırmaların tasarlanmasını ve uygulanmasını geliştirmek için AstraZeneca’nın hâlihazırda küresel çapta kullandığı köklü ve ölçeklendirilmiş dijital teknoloji çözümlerini sunmaya öncelik verecek. Bu sayede yeni ilaçların geliştirilme süresinin ve maliyetlerin azaltılması, hastaların evlerine daha yakın bir yerde tedavi görmeleri ve sağlık sistemleri üzerindeki yükün azaltılması hedefleniyor. AstraZeneca’nın yeni ilaçlar geliştirme konusundaki deneyiminden ve klinik araştırmacıların deneyimlerinden yararlanacak olan Evinova, küresel olarak klinik araştırmaları desteklemek için ilaç, biyoteknoloji ve klinik araştırma kuruluşlarına kendini kanıtlamış teknoloji çözümleri sunacak. Bu teknolojiler bir süredir 40’tan fazla ülkede AstraZeneca’nın koşulsuz destekleri ile başarılı bir şekilde yürütülen çok sayıda klinik araştırmada kullanılıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan AstraZeneca CEO’su Pascal Soriot, “İlaç geliştirmenin geleceği dijital çözümlerle hızlandırılabilir. Bilimsel uzmanlığın ve yapay zekâ destekli dijital teknolojiler geliştirme konusundaki geçmiş deneyimlerin Evinova’da bir araya gelmesinin, hasta bakımını iyileştirmek, sağlık hizmetlerinde dönüşümü sağlamak ve karbon emisyonlarını azaltmak için gerçek bir fırsat sunacağına inanıyoruz.” dedi. Evinova Başkanı Cristina Duran ise şunları söyledi: “AstraZeneca’nın ilaç geliştirme sürecine hizmet etmek için geliştirilmiş küresel ölçekli dijital çözümler portföyünü daha geniş bir akademik topluluğa sunmaktan heyecan duyuyoruz. Bunun, sektörü dijital sağlık alanında ileriye taşımaya yardımcı olacağına inanıyoruz, çünkü sağlık çalışanlarının ve karar vericilerin ilaç sektöründe çalışanları ve hastaları geniş çapta destekleyen dijital çözümlere ihtiyaç duyduklarını biliyoruz. Sektörün içinden gelen ve kanıtlanmış deneyime sahip olan Evinova, hasta deneyimini ve sonuçlarını iyileştirmek amacıyla bilime ve kanıta dayalı, insan deneyimine odaklanan çözümler sunmak için benzersiz bir konumda olacak.” Dünyanın önde gelen klinik araştırma kuruluşları Parexel ve Fortrea da Evinova’nın dijital sağlık çözümlerini geniş müşteri tabanlarına sunmak üzere anlaşmalar imzaladı. Evinova dijital ürünlerin sektörde benimsenmesini hızlandırmak, küresel erişimini sağlamak ve genişletmek için Accenture ve Amazon Web Services ile de iş birliği yapıyor. Evinova, AstraZeneca’da edindiği klinik ve ruhsatlandırma deneyimini; strateji ve gelişim, dijital ürün geliştirme, veri bilimi ve yapay zekâ, kullanıcı deneyimi tasarımı ve davranış bilimlerini kapsayan dijital teknolojideki derin uzmanlığıyla birleştirecek. Dijital çözümlere ek olarak Evinova, yeni uç nokta çözümlerinin yanı sıra araştırmalar için tasarım ve danışmanlık hizmetleri de dâhil olmak üzere özelleştirilmiş bilimsel çözümler sunacak.Ege Bölgesi Türkiye’nin dış ticaret açığını düşürüyor
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık tarihi boyunca ihracatçı kimliğiyle öne çıkan, Türkiye’ye ihracatı öğreten Ege Bölgesi, 2023 yılının 10 aylık döneminde 25 milyar 796 milyon dolarlık ihracat yaparken ithalatı 17 milyar 683 milyon dolarda kaldı. Ege Bölgesi 10 aylık dönemde 8,1 milyar dolar dış ticaret fazlası verirken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 146 oldu.
Ege Bölgesi’nin 2022 yılı ocak-ekim döneminde ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 143 olarak kayıtlara geçmişti. Ege Bölgesi’nin ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 3 gelişim gösterdi.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre; Ege Bölgesi Cumhuriyetimizin 100. yılının 10 aylık döneminde 43,5 milyar dolar dış ticaret hacmine ulaşırken, Ege Bölgesi’ndeki 9 ilde dış ticaret fazlası vermeyi başardı.
İzmir’in 10 aylık dış ticaret hacmi 25 milyar doları aştı
Ege Bölgesi’nin ihracat ve ithalatta amiral gemisi İzmir 2023 yılının 10 aylık döneminde 14 milyar 196 milyon dolarlık döviz getirisiyle Türkiye’de en çok ihracat yapan ikinci il konumunu korurken, aynı zaman aralığında ithalatı 10 milyar 845 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. İzmir her 100 dolarlık ithalatına karşılık 131 dolar ihracat yapma başarısı gösterdi. İzmir’in dış ticaret hacmi 25 milyar 41 milyon dolara ulaştı.
İzmir’in ihracatında öne çıkan sektörler 1 milyar 782 milyon dolarla kimya, 1 milyar 325 milyon dolarla çelik-demir ve demirdışı metaller, 1 milyar 146 milyon dolarla hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü oldu.
Manisa 1 milyar 601 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi
Türkiye’de en çok ihracat yapan iller sıralamasında sekizinci basamağın sahibi, elektrik-elektronik, iklimlendirme, otomotiv endüstrisi ve gıda sektörlerinin güçlü ihracatta güçlü olduğu şehzadeler şehri Manisa, 2023 yılının 10 aylık diliminde 2 milyar 972 milyon dolar ithalata karşılık 4 milyar 573 milyon dolarlık ihracat yapmayı başardı. Manisalı ihracatçılar 1 milyar 601 milyon dolarlık dış ticaret fazlalığı sağladı.
Denizli’nin ihracatında hazırgiyim liderliğini sürdürdü
Ev tekstilinin başkenti Denizli 2023 yılının ocak – ekim döneminde 3 milyar 487 milyon dolarlık mal ihracatı yaparken, ithalatı 1 milyar 938 milyon dolar olarak kayıtlarda yerini aldı. Denizli’nin 10 aylık dış ticaret fazlası 1 milyar 550 milyon dolar olarak göze çarparken, ihracatta lider sektör 2023 yılında kan kaybı yaşamasına karşın 932 milyon dolarlık performansla hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü oldu. Elektrik ve elektronik sektörü 679 milyon dolar, demir ve demirdışı metaller sektörü 494 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.
3 il milyar dolar sınırında
Ege Bölgesi illeri Aydın, Balıkesir ve Muğla 10 aylık performanslarına göre 2023 yılı sonunda 1 milyar dolar sınırını geçme sinyalleri veriyor.
Aydın, 533 milyon dolarlık ithalata karşılık 938 milyon dolar ihracat yaptı. Her 100 dolarlık ithalatına 176 dolarlık ihracatla cevap veren Aydın, Ege Bölgesi’nde 1 milyar dolar barajını aşmaya en yakın il konumunda. Aydın’ın ihracatına en çok katkı veren ilk üç sektör 147 milyon dolarla madencilik, 124 milyon dolarla kuru meyve ve 122 milyon dolarla otomotiv endüstrisi şeklinde sıralandı.
Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün 575 milyon dolarlık ihracatla açık ara lider olduğu Muğla 2023 yılının ocak – ekim döneminde 912 milyon dolar ihracat performansı ortaya koydu.
2022 yılında 1 milyar 14 milyon dolarlık ihracata imza atarak tarihinde ilk kez 1 milyar doları aşan Muğla ithalatta da 384 milyon dolarlık bir performans sergiledi. 528 milyon dolar dış ticaret fazlası veren Muğla’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 237 olarak gerçekleşti. Muğla’da madencilik sektörü 103 milyon dolar, hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 53 milyon dolar ihracata imza attı.
Ege Bölgesi’nde ihracatta 1 milyar doları geçme potansiyeline sahip illerin sonuncusu Balıkesir. Balıkesir 2023 yılının ilk 10 aylık döneminde 605 milyon dolarlık ithalata karşılık 896 milyon dolarlık ihracat yaptı. Balıkesir’in ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 148 olurken, elektrik ve elektronik sektörü ihracatını yüzde 130 artırarak 115 milyon dolardan 266 milyon dolara çıkararak Balıkesir’de ihracatta lider sektör konumuna yükseldi. Balıkesir’de, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü 141 milyon dolar, zeytin ve zeytinyağı sektörü 73 milyon dolar ihracat başarısı gösterdi.
Mermerin başkenti Afyonkarahisar 2023 yılının ocak – ekim döneminde 84 milyon dolarlık ithalat yaparken, ihracatı 277 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Afyonkarahisar yüzde 329’luk ihracatının ithalatı karşılama oranıyla Ege Bölgesi’nde rekortmen olurken, bu rekora en büyük katkıyı 174 milyon dolarlık ihracat performansıyla madencilik sektörü sağladı. Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 16 milyon dolarlık ihracat yaparken, kimya sektörü 13 milyon dolar ihracat kayda aldı.
Uşak, 208 milyon dolar ithalatına karşılık 262 milyon dolar ihracat seyrini ortaya koyarken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 126 şeklinde gerçekleşti. Uşak’ta tekstil sektörü 70 milyon dolarlık ihracatla lider olurken, tekstil sektörünü 55 milyon dolarlık tutarla halı ve 35 milyon dolarla su ürünleri ve hayvansal mamuller izledi.
Porsenel ihracatının başkenti Kütahya 2023 yılının 10 aylık diliminde 111 milyon dolarlık ithalat yaparken, 254 milyon dolar ihracata imza attı. Kütahya’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 229 olurken, çimento cam ve seramik sektörü 190 milyon dolarlık ihracatla açık ara liderliğini sürdürdü. Kütahya’nın ihracatında ikinci sektör 68 milyon dolarla demir ve demirdışı metaller sektörü, üçüncü sektör 17 milyon dolarla kimya sektörü şeklinde sıralandı.
Eskinazi; “Büyümeye pozitif katkı vermek istiyoruz”
Ege Bölgesi’nin tarih boyunca ihracatçı kimliğiyle öne çıktığının altını çizen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2023 yılının 10 aylık diliminde de Ege Bölgesi’nin bu karakterini ortaya koyduğunu ve 8,1 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini dile getirdi.
2023 yılına girerken hedeflerini mevcudu korumak olarak belirlediklerini hatırlatan Eskinazi, “Türk ihracatçıları olarak pandemi sonrasında güzel bir ivme kazanmıştık. Avrupa ve Amerika pazarları tedariklerinde Türkiye’yi önceliklendiren bir pozisyon almaya başlamıştı. 2021 yılında işler iyi giderken, dünyadan ayrışan ekonomi politikamız, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında artan enerji maliyetleri ve küresel ekonomideki resesyon işleri tersine döndürdü. Finansmana erişimde yaşadığımız zorluklar, yüksek enflasyon ve enflasyon oranında artmayan ve düşük kalan döviz kuru Türk ihracatçısının sermayesini eritti ve fiyat tutturamaz hale geldik. Türk ihracatçısı gelen siparişleri bile fiyat tutturamadığı için kabul edemez noktaya geldi. Tüm bu olumsuz tabloya rağmen Türk ihracatçısı 2023 yılında 2022 ihracat seviyesini yakalayarak büyük bir başarı gösterdi. Bu tablo böyle devam ederse korkarım 2024 yılında mevcudu korumak mümkün olmayacak. İhracattaki yüzde 10 artış hedefimize ulaşmak için ihracatçılarımızın yollarındaki taşların temizlenmesi gerekiyor. İhracatçılar olarak büyüme rakamlarına yeterli katkıyı koyamamaktan dolayı mutsuzuz” şeklinde konuştu.
Ege Bölgesi İlleri ihracat ve ithalat rakamları (2023 ocak – ekim)
İthalat (bin dolar) | İhracat (bin dolar) | İhr./İth. Karşılama oranı | |
Afyonkarahisar | 84 172 | 276 939 | 329 |
Aydın | 533 105 | 937 699 | 176 |
Balıkesir | 605 756 | 896 320 | 148 |
Denizli | 1 938 179 | 3 487 568 | 180 |
İzmir | 10 845 962 | 14 196 544 | 131 |
Kütahya | 111 590 | 254 308 | 229 |
Manisa | 2 972 449 | 4 573 397 | 154 |
Muğla | 384 345 | 911 817 | 237 |
Uşak | 208 271 | 262 232 | 126 |
TOPLAM | 17 683 829 | 25 796 824 | 146 |
Türkiye’nin Rusya’da payını artırması için en doğru zaman
1000’den fazla katılımcı ile yaklaşık 100 bin ziyaretçinin yer aldığı Rusya’nın en büyük mobilya fuarı Mebel Fuarı’nda Rusya ve Çin’den sonra en büyük katılım 62 firma ile Türkiye’den oldu.
Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri Sektör Kurulu, Ege Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği koordinasyonunda, İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Orta Anadolu Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Akdeniz Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin katılımı ile 20-24 Kasım 2023 tarihlerinde Moskova’da Mebel 2023 Fuarı’na ortak info stant organizasyonu gerçekleştirdi.
İlişkilerimizin iyi olduğu bu dönemi iyi değerlendirmek ve avantaja çevirmek gerekiyor
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, “4 Birlik ortak olarak katılım sağladığımız fuarda güçlü bir heyet ile Türkiye mobilya sektörünü en iyi şekilde temsil ettik. Fuarda mobilya firmalarının yanı sıra mobilya aksesuarları, makineleri ve yan sanayi firmalarının da yoğun katılımı vardı. Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle mobilya sektöründeki rakiplerimiz İtalya, Almanya, Polonya vb. ülkelerin katılımı yoktu. Türkiye ile ilişkilerin iyi olduğu bu dönemi iyi değerlendirmek ve avantaja çevirmek gerekiyor. Firmalarımızın Rusya pazarına odaklanarak bu pazarda Türkiye’nin payının artırılması için en doğru zaman. Bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor. Moskova Büyükelçimiz Tanju Bilgiç ve Moskova Ticaret Müşavirlerimiz ile toplantılar gerçekleştirdik. Türkiye olarak daha güçlü bir Türkiye markasıyla katma değer yaratarak bu pazarda nasıl daha fazla yer alabileceğimizi istişare ettik.” dedi.
Premium ürün ve ev mobilyası ile pazarda yer alma şansımız çok daha fazla
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör, “Rusya ambargo sonrası kendisi de mobilya üretimini artırmaya başladı bu nedenle mobilya aksesuar ve yan sanayisine de yoğun bir talep oldu. Türkiye’den Rusya’ya ürünlerin Ukrayna üzerinden gönderilmemesi nedeniyle navlun maliyet ve süreleri uzadı, bu da dezavantaj olarak karşımıza çıkıyor. Rus firmaları genelde nakliye ve gümrük işlemleri ile uğraşmak istemediğinden burada deposu olan firmalar avantajlı konuma geçiyor. Çin, pazarı domine ediyor, özellikle navlunda çok avantajlılar. Bu nedenle orta ve düşük segment ürünlerde rekabet zorlaşıyor. Premium ürün ve ev mobilyası ile pazarda yer alma şansımız çok daha fazla. Rusya’da mobilya mağazaları genelde mobilya AVM alanlarında yer alıyor ve firmalarımızın buralarda varlığı önemli. E-ticaret üzerinden mobilya satışı da oldukça yaygın. Bu kanalı da kullanmalıyız. Fuar katılımımız sırasında genel olarak Türk mobilyasının marka değerini artırmamız gerektiğini bir kez daha gözlemledik. Bu konuda Birlikler olarak var gücümüzle çalışıyoruz ve bize düşen her türlü çalışmayı da gerçekleştirmeye hazırız. Ancak en önemlisi firmalarımızın da kendilerini bu noktada geliştirmeleri. Özgün, rekabetçi, kaliteli ürün ve hizmet sunduğumuz sürece bu pazarda başarılı olmamamız için hiçbir neden yok.” diye konuştu.
EİB’nin Kasım ayı ihracatı 1 milyar 549 milyon dolara ulaştı
Ege İhracatçı Birlikleri kasım ayında ihracatını yüzde 2’lik artışla 1 milyar 549 milyon dolara taşıdı. EİB’nin 2022 yılı kasım ayı ihracatı 1 milyar 522 milyon dolar olmuştu. Kasım ayında Türkiye’nin ihracatı ise; yüzde 5,2’lik artışla 21,8 milyar dolardan 23 milyar 11 milyon dolara ilerledi.
Ege İhracatçı Birlikleri’nin 11 aylık ihracatı yüzde 1’lik artışla 16 milyar 692 milyon dolar, son 1 yıllık ihracatı da yüzde 1’lik artışla 18 milyar 353 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Sanayi ve tarım ihracatı arttı
Ege Bölgesi’nde sanayi ürünleri ihracatı yüzde 3’lük artışla 773,7 milyon dolardan, 794,8 milyon dolara çıktı. Tarım sektörü de ihracatını yüzde 3’lük gelişimle 649 milyon dolardan 672 milyon dolara yükseltti. Egeli maden ihracatçıları kasım ayında 82,3 milyon dolarlık ihracata imza attı.
Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği kasım ayında 205,5 milyon dolarlık ihracatla EİB çatısı altındaki 12 ihracatçı birliği altında zirvedeki yerini korurken, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 146 milyon dolarlık ihracat performansıyla zirve ortağı oldu.
Su ürünleri sektörünün ihracatını domine ettiği Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 134,3 milyon dolarlık ihracatla EİB bünyesinde en çok ihracat yapan üçüncü birlik olurken, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği kasım ayında ihracatını yüzde 20’lik artışla 93,4 milyon dolardan 112 milyon dolara çıkardı.
Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü kasım ayının ihracat artış rekortmeni
Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği kasım ayında ihracatını yüzde 70’lik artışla 64 milyon dolardan 109 milyon dolara yükseltirken, Kasım ayında EİB bünyesinde ihracat artış rekortmeni oldu.
En büyük ihraç pazarı Avrupa Birliği’ndeki ekonomik resesyon sonrasında ihracatta gerileme yaşayan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin ihracatı kasım ayında yüzde 15’lik düşüşle 110 milyon dolardan 94 milyon dolara indi.
Ekonomik resesyonda kan kaybı yaşayan bir diğer birlik olan Ege Maden İhracatçıları Birliği, kasım ayında 82,2 milyon dolar ihracatı kayda aldı. EMİB’nin 2022 yılı kasım ayındaki 99,5 milyon dolarlık ihracatı yüzde 22 erime yaşadı.
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği kasım ayında 69,4 milyon dolarlık ihracat kayda alırken, Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nin kasım ayı ihracatı 66 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ekim ayında Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde ihracat artış rekortmeni olan Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği kasım ayında da başarılarına yen bir halka ekledi. ETHİB ihracatını yüzde 41’lik artışla 36 milyon dolardan 51 milyon dolara çıkarırken yıllık ihracatta 490 milyon dolara ulaştı.
2022 yılında her ay yeni bir ihracat rekoru kıran Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen kısıtlama ve yeni sezonda rekolte düşüşü nedeniyle eski başarılı günlerini arar oldu. EZZİB’in ihracatı kasım ayında yüzde 30’luk düşüşle 45 milyon dolardan 31 milyon dolara indi.
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği kasım ayında Ege İhracatçı Birlikleri’nin ihracatına 11 milyon dolarlık katkı sağladı.
Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde temsil edilmeyen sektörlerin ihracat performansı irdelendiğinde kimya sektörü zirvedeki yerini korudu. 2022 yılı kasım ayındaki 110 milyon dolarlık ihracatını yüzde 35’lik artışla 149 milyon dolara çıkaran kimya sektörü yıllık bazda 1 milyar 707 milyon dolarlık ihracata imza attı.
Ege Bölgesi’nde yerleşik otomotiv endüstrisi ihracatçıları kasım ayında yüzde 10’luk artışla 96 milyon dolarlık ihracat başarısı gösterirken, elektrik ve elektronik sektörü 60 milyon dolar, iklimlendirme sektörü 50 milyon dolar, makine sektörü 44 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.
Ege Bölgesi 2 milyar 669 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi
Ege Bölgesi 2023 yılı kasım ayında 2 milyar 669 milyon dolarlık ihracat yaparken, Ege Bölgesi’nin 11 aylık ihracatı 28 milyar 375 milyon dolar olarak gerçekleşti.
İzmir’de 2 serbest bölge 11 ayda 3 milyar 44 milyon dolar ihracat yaptı
Kasım ayında İzmir 1 milyar 486 milyon dolarlık tutarla Ege Bölgesi ihracatından aslan payını aldı. İzmir’in kasım ayında ihracatı yüzde 7,5 artış gösterirken, İzmir’in ihracatına iki serbest bölgenin katkısı kasım ayında 290 milyon dolara ulaştı. İki serbest bölge 11 aylık dönemde 3 milyar 44 milyon dolarlık ihracat başarısı gösterdi.
Manisa’nın 11 aylık ihracatı 5 milyar doları aştı
Kasım ayında ihracatını yüzde 3’lük artışla 465 milyon dolardan 481 milyon dolara taşıyan Manisa, 11 aylık dönemde ihracatını yüzde 8’lik artışla 4 milyar 686 milyon dolardan 5 milyar 54 milyon dolara ilerletti. Manisa, Türkiye genelinde en çok ihracat yapan sekizinci il olurken, Ege Bölgesi’nde İzmir’in ardından ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırdı.
2023 yılında ihracatındaki lokomotif sektörler hazırgiyim ve demir ve demirdışı metaller sektörlerindeki ihracat düşüşleri nedeniyle kan kaybı yaşayan Denizli kasım ayında 323 milyon dolarlık, ocak-kasım döneminde 3 milyar 839 milyon dolarlık ihracat performansı sergiledi. Denizli’nin 11 aylık ihracattaki düşüşü yüzde 11 olarak kayıtlara geçti.
Aydın, kasım ayında ihracatını yüzde 18’lik artışla 91 milyon dolardan 107 milyon dolara yükseltirken, ihracatta başarılı bir yıl geçiren Balıkesir kasım ayında ihracatını yüzde 28 geliştirerek 75 milyon dolardan 96 milyon dolara, 11 aylık dönemde ihracatını ise; yüzde 17 büyüterek 847 milyon dolardan 987 milyon dolara taşıdı. Balıkesir, 2023 yılı için belirlediği 1 milyar dolar ihracat hedefini Aralık ayında rahatlıkla geçeceğinin sinyallerini verdi.
İhracatta 1 milyar doları 2022 yılında aşan Muğla, 2023 yılında da başarısını sürdürüyor. Kasım ayında 82,5 milyon dolar ihracat yapan Muğla, 11 aylık dönemde ihracatını yüzde 6 ilerletti ve 938 milyon dolara ulaştı.
Afyonkarahisar kasım ayında 32 milyon dolarlık ihracat başarısı gösterirken, 11 aylık dönemde 309 milyon dolar ihracatı kayda aldı. Kasım ayında 31 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandıran Kütahya’nın 11 aylık ihracat geliri 370 milyon dolar oldu. Uşak, kasım ayında 27 milyon dolarlık 11 aylık dönemde ise 280 milyon dolarlık ihracat yaptı.
Eskinazi: “Tüm olumsuzluklara rağmen ihracat hedeflerimizi tutturduk”
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2023 yılında çifte seçim, yakın coğrafyamızdaki savaşlar, küresel ekonomideki resesyon ve asrın felaketi niteliğindeki depremlere rağmen Türk ihracatçısının özverisiyle ihracat rakamlarının geri gitmediğini, tüm olumsuzluklara rağmen ihracat hedeflerini tutturduklarını, Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2023 yılını 18,5 milyar dolar bandında bir ihracatla geride bırakacaklarını dile getirdi.
Ege Bölgesi’nin ihracatçı kimliğiyle tarih boyunca Türkiye’ye örnek olduğunun altını çizen Eskinazi, “2023 yılını da yaklaşık 10 milyar dolarlık dış ticaret fazlasıyla geride bırakacağız. 2024 yılında 15 uluslararası fuarın Türkiye milli katılım organizasyonunu yapacağız. Her sektörde yapacağımız URGE ve TURQUALITY projeleri, tasarım yarışmaları, sektörel ticaret heyetleri ve alım heyetleriyle ihracatçılarımızın önünü açmak istiyoruz. 2024 yılının ilk yarısı durgunluğa gebe olmakla birlikte ihracatçıların finansmana erişimindeki sorunlar giderildiği, yüksek enflasyon kontrol altına alındığı, döviz kurları üzerine baskı yapılmadığı ve enerji fiyatlarının ihracat maliyetleri içerisindeki payı eski seviyelere düşürüldüğü takdirde 2024 yılında Türkiye’nin 267 milyar dolar ihracat hedefine 20 milyar dolar katkı sağlayabilecek güçteyiz. Ekonomi yönetimi gerekli adımları attığı takdirde ihracatçılar olarak Türk ekonomisinin büyümesine daha fazla katkı verebilecek konumda olmak istiyoruz. Sürdürülebilirlik, İnovasyon, tasarım, mesleki eğitim, pazarlama 2024 yılında yoğunlaşacağımız başlıklar olacak” dedi.