Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce uzun süren sessizliğini bozdu

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce uzun süren sessizliğini bozdu. Partisini MYK toplantısından sonra basın açıklaması yapan İnce; “Milletimiz güvenliği, tencerenin önüne koymuştur.” dedi. Öte yandan hem iktidarı hem muhalefeti eleştiren İnce; “Muhalefet hayal dünyasında yaşıyordu.” ve “21 yıllık iktidar ülkemizi uçurumun eşiğine getirdi.” dedi. İnce açıklamalarına şöyle devam etti:

MİLLETiMİZ GÜVENLİĞİ TENCERENİN ÖNÜNE KOYMUŞTUR
Kampanya boyunca milli güvenliğimize aykırı konuşmalar yaparak ekonomiyi unutturmuşlardır. Tencere ilk kez iktidarı devirememiştir. Çünkü 1000 yıldır bu topraklarda Moğolları, Haçlıları, Yunanı, İngiliz’i, Fransız’ı, Rus’u, İtalyan’ı gören millet güvenliği tencerenin önüne koymuştur.

AÇIKÇA ABD TARAFTARLIĞI VE FETÖCÜLERLE YAKIN İLİŞKİLERİ YANLIŞTI
Çünkü söylemler yanlıştı. Neydi bu yanlışlar?
Suçlu suçsuz bakmaksızın tüm KHK’lıların göreve döndürüleceği yanlıştı! FETÖ’cülerle yakın ilişki yanlıştı. Azerbaycan, Libya, Mavi Vatan söylemleri yanlıştı. Açıkça ABD taraftarlığı, Ukrayna’yı destekliyoruz söylemi yanlıştı. Alevi videosu, Sunni videosu yanlıştı. Atatürk’ün Çankaya’sına Sadullah Ergin ismi yanlıştı. Kemalizm ırkçılıktır diyen Yüksel Taşkın’ı İzmir’in liste başına yazmak yanlıştı. Bir siyasi parti genel başkanı ile gizli anlaşma yapıp, daha seçimi kazanmadan bakanlık paylaşmak, MİT müsteşarlığını vermek yanlıştı.
Seçimin 2 turlu olduğunu unutup, Memleket Partisine ve Genel Başkanına yapılanlar yanlıştı. FETÖ’cülerin sahte belgelerini, sahte dekontlarını, sahte kasetlerini sahiplenip, onları yaymak, çoğaltmak yanlıştı! İnsanların itibarıyla oynayıp, sahte dekontlarla karalayıp, sonra utanmadan onlardan oy istemek yanlıştı. Bu seçimde en zor olan şey seçimi kaybetmekti. En zoru başardılar. Bu kadar yanlıştan sonra zaten seçimin kazanılması mümkün değildi!

KANDİL ADAY BELİRLEME SÜRECİNİN TA GÖBEĞİNDEYDİ
Türkiye bu kadar kötü yönetilirken 3 ay önce bir seçim yaşadık. Şimdi sizi 3-4 ay öncesine geri döndürmek istiyorum. Bakın neler yaşadık. Kandil’den açıklama yapıldı. ‘Şu kişi olursa destek veririz, şu kişi olmazsa destek vermeyiz’. Yani aday belirle sürecinin ta göbeğindeydiler.

MUHALEFET HAYAL DÜNYASINDA YAŞIYORDU
Mahkemeler bir başka adaya siyasi yasak sopası salladı. Türkiye 2 kutba ayrıştırıldı. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı. Biz bunun doğru olmadığını, Türkiye’ye yeni bir seçenek, 3. bir yol gerektiğini söyledik. Bizi bölücülükle suçladılar. Bu son seçim, bu son seçim teranesi hiç bitmedi. ‘Yüzde 60’la kazanıyoruz. Çekil aradan!’ Tüm muhalif medya, yazarlar, sanatçılar, youtuberlar hepsi bir hayal dünyasında yaşıyordu.

YALANCI ANKETÇİLERLE TOPLUMU KANDIRDILAR
Siyasette ittifaklar yapılır. Bazen zorunlu da olur bu. Ama ilke ittifakı olmalıdır, menfaat ittifakı olmamalıdır. ‘Siz beni cumhurbaşkanı adayı yapın, ben sizi cumhurbaşkanı yardımcısı yapayım, üstüne milletvekilliği vereyim’ ittifakı bir menfaat ittifakıdır. Yüzde 1 oy milletvekilliği olmayan partilere 38 milletvekilliği verilmiştir. Türkiye’nin 2 büyük şehrinin belediye başkanı işi gücü bırakmış, Türkiye’yi dolaşmıştır. Yalancı anketçilerle toplumu kandırmışlardır.

YEREL SEÇİMLERDE MEMLEKET PARTİSİ OLARAK YARIŞACAĞIZ
MYK üyelerimizle, Parti Meclisimiz ile ve İl Başkanlarımızla önümüzdeki seçim sürecini değerlendirdik. Oy birliğiyle önümüzdeki yerel seçimlerde Memleket Partisi olarak yarışacağız.

BESLENEMEYEN ÇOCUKLARI OLAN BİR TÜRKİYE VAR
21 yıllık bir iktidar var. 21 yılın sonunda; tarımı çökerten, tarıma diz çöktüren, buğdayın ana vatanı olan Türkiye’de tahıl koridoruyla övünen, Ukrayna’dan buğday alan bir Türkiye. Beslenemeyen çocukları olan bir Türkiye. Eğitimin niteliğini yok etti. Eğitimde iş barışını bozdu. Üniversiteler yüksek lise oldu. Diplomaları bir işe yaramaz oldu. Lisede ise limit, integral, türev gibi konuları öğrenmeden inşaat mühendisliği kazanan sonra da binaları yıkılan mühendislerimiz oldu.

EV ALMA PLANLARI ARTIK BİR HAYAL
Türkiye’nin daha önce hiç görülmeyen iki yeni sorunu daha ortaya çıktı. Zaten olan sorunlara Sokaklarımız düzensiz göçmenlerle dolu ve barınma sorunu. Kiralar 30-40 bin lira, ödenecek gibi değil. İnsanlar kiralık ev bulamıyor. Öğretmen, doktor, memur bir çiftin ömür boyu çalışsalar dahi ev alma planları artık bir hayal. Kiralarını bile ödeyemiyorlar, gelecek için plan yapamıyorlar. Emeklilerimiz açlık sınırının altında yaşıyor. Kamuda işe girme ve yükselme tam bir keyfilik içinde sürüyor. Liyakat yerle bir edildi. İlkesizlik, tutarsızlık bugün ak dediğine yarın kara demek sıradan bir iş oldu. Dün Nas var, bu kardeşiniz olduğunuz sürece faizler yükselmez diyenler, bugün faizleri 7.5 puan arttırdı. İnsanlarımızın imar barışı altında hem paralarını aldılar hem de ölümüne sebep oldular. Bilim insanları İstanbul depremi için bas bas bağırırken, 25 yıldır hiçbir önlem almadılar. Atanamayan öğretmen, atanamayan mühendisler cenneti olduk. Ya da cehennemi. 1.5 TL den aldıkları doları 21 yılın sonunda 30 TL’ye yaklaştırdılar.

DEĞİŞİM KOLTUKTAN SEN KALK BEN OTURAYIM DEĞİŞİMİ OLMAMALIDIR
Evet geldiğimiz noktada Türkiye’nin bir değişime, dönüşüme ihtiyacı var. Ama bu değişim koltuktan sen kalk ben oturayım değişimi olmamalıdır. Zihniyet değişmelidir. Türkiye’ye demokrasi vadedenler, partilerini diktatörce yönettikleri sürece hiçbir değişim gerçekleşemez.

BİZ TÜRKİYE’YE BÜYÜK BİR DEĞİŞİM ÖNERİYORUZ
Biz Türkiye’ye bir büyük değişimi, bir büyük dönüşümü öneriyoruz. Memleket Partisi olarak buna hazırız. Üyelerinin adam yerine koyulduğu bir siyasi oluşum! Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı adayını üyelerin seçtiği bir siyasi parti. Katılımcı, demokrat, modern, çağdaş bir siyasi hareket. Zihniyet değişmediği sürece, partilerin tüzükleri çağdaş, demokrat olmadığı sürece yeni gelen kişi de kısa sürede yıpranacaktır.

PARTİLERDE GENEL BAŞKAN SULTASI SON BULMALIDIR
Türkiye’de demokrasi, Türkiye’de refah, huzur istiyorsak, mutlu yaşamak istiyorsak sadece 2 genel başkanın bildiği bakanlık paylaşımı yapılan bir protokol olmamalıdır. Memleket Partisi olarak Türkiye’ye önerimiz Siyasi Partiler Kanunu’nun demokratikleştirilmesidir. Buna iktidarın evet demeyeceği açıktır. O zaman geriye tek bir yol kalmaktadır. Partilerin tüzüklerini değiştirmek! Genel Başkan suntasına son vermek! Bu konuda her türlü işbirliğine açığız. Bunu yaparsak; tarımı ayağa kaldırırız, çocuklarımıza et yediririz, süt içiririz, iyi beslenirler. Bunu yaparsak nitelikli okullarda okurlar. Sorgulayan, eleştiren, tarih bilinci olan nesiller yetiştiririz. Bunu yaparsak öğrencilerimizi tarikat yurtlarına mahkum etmeyiz. Mezun olduklarında onlara iş buluruz. Bunu yaparsak 400 bin dolara vatandaşlık satmayız. Aklın yolu birdir. Otoriterleşen, tek adam rejiminden kurtulmanın yolu önce partilerde demokrasi, sonra Türkiye’de demokrasidir.