Mağazin-yaşam, kültür-sanat, eğitim haberleri (04.08.2023)

Güneşin kemiklere ve vücuda olumlu etkileri nelerdir? 

Güneş, doğanın bize sunduğu eşsiz ve değerli kaynaklardan birisidir. Hayatımızı her gün ısıtması ve aydınlatmasının yanı sıra, sağlığımıza olumlu etkileri bulunur. Ancak, güneş hakkında bahsettiğimiz bu olumlu etkilerle birlikte, dikkatli olunması gerektiğini unutmamak önemlidir. Aşırı güneşe maruz kalma veya güneş yanıkları; erken cilt yaşlanması, cilt kanseri ve cilt lekeleri gibi olumsuz sonuçlara neden olabilir.

Güneşin kemiklere ve vücuda olumlu etkileri hakkında bilgiler veren Therapy Sport Center Fizik Tedavi Merkezinden Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları söyledi:

“Güneş ışığı cildimizdeki provitamin D’nin, D vitamini biçimine dönüşmesini sağlar.  D vitamini yetersizliği, kemik hastalıklarının yanı sıra kanser, otoimmün hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları, romatizmal hastalıklar, nörolojik hastalıklar, kalp hastalıkları gibi çok sayıda sistemik hastalığa yol açabilmektedir. D vitamini, fosfor ve kalsiyum emilimini artırarak, kemik yoğunluğunu korur. D vitamini eksikliği, osteoporoz gibi kemik hastalıklarına yol açabilir ve bu nedenle düzenli olarak güneş ışığından faydalanılmalıdır. Özellikle, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde güneş ışığından yeterli miktarda faydalanmak kemik gelişimi için önemlidir. Güneşin bir diğer önemli etkilerinden birisi kalsiyum emilimini arttırmasıdır. Güneş ışığı, vücudumuzdaki kalsiyum emilimini daha etkili hale getirir. Kalsiyum, kemiklerin yapısını oluşturan önemli bir mineraldir, kemiklerin sağlamlığını ve yoğunluğunu artırır. Güneşin etkileri sadece kemik sağlığıyla sınırlı değildir. Beyindeki serotonin seviyesini artırarak, ruh halini iyileştiren bir etkiye sahiptir. Serotonin, mutluluk ve rahatlama hissi veren bir nörotransmitterdir (sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasal madde). Bu nedenle, güneşe çıkmak, depresyonun hafifletilmesine ve ruh sağlığının iyileştirilmesine yardımcı olabilir.” dedi.

Güneşlenmek için ideal saat nedir?

Vücudumuzun D vitamini ihtiyacını karşılamak için güneşe çıkılması gerektiğinin altını çizen Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Güneşlenmek için ideal saat öğleden sonra 14.00-18.00 saatleri arasıdır. Güneş ışınlarının zararlı ve uzak durulması gereken zaman dilimi ise DNA onarımının en verimsiz olduğu yani tamir edici enzimlerin yetersiz kaldığı sabah 06.00-10.00 saatleri arasıdır. Plaj ve havuzda çocukları gölge altında tutmak mümkün olmadığı için güneşlenme saatlerine özen gösterirken, çocukları unutmamak gerekiyor. Çocukların ultraviyole ışınlarından korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek cilt kanserinin önlenmesi noktasında büyük önem taşımaktadır. 6 aydan küçük olan bebeklerin direkt güneş ışınlarından uzak tutulması ve vücutlarını örtülecek kıyafetler giydirilmesi gereklidir. Diğer yaş grubu çocuklarının ise, 11.00 ile 15.00 saatleri arasında mümkün olduğunca güneşten uzak olması önemlidir. Bu nedenle güneşe çıkarken etkilerini dengelemek için güneş koruyucu kullanılması, gölgelik alanlarda kalınması, koruyucu giysiler giyinilmesi, gözlerin korunması, yeterli su tüketilmesi gibi bazı önlemler alınmalıdır. Eğer çocuğunuz güneşin altında oynuyorsa, gözleri için UV korumalı bir gözlük, yüzünü güneşten korumak için geniş bir şapka ve açıkta kalan bölgelere de güneş kremi ile koruma sağlanmalıdır. Sonuç olarak, güneşin D vitamini sentezi, kalsiyum emilimi ve serotonin seviyesinin artması gibi olumlu etkileri vardır. Ancak, aşırı güneş ışığına maruz kalmak cilt sağlığı için risk oluşturabilmektedir.” şeklinde konuştu.

TÜRK EĞİTİM VAKFI,GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ MEZUNLAR DERNEĞİ BURS FONU ile GSÜ’LÜ BURSİYER SAYISINI  İKİ KATINA ÇIKARIYOR!

Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği (GSÜMED), Türk Eğitim Vakfı (TEV) çatısı altında TEV-Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği Burs Fonu’nu oluşturdu. GSÜMED, bu fon ile 2023-2024 öğretim döneminden itibaren Galatasaray Üniversitesi’nde okuyan en az 10 öğrenciye burs desteği sağlayacak. TEV de GSÜMED Burs Fonu ile desteklenen öğrenci sayısına eş oranda GSÜ’lü öğrenciye burs desteği sağlayacak. Burs verilen öğrenci sayısının bu sayede iki katına çıkacağı TEV-Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği Burs Fonu’na TEV’in internet sayfası üzerinden bağış yapılabiliyor.
56 yıldır eğitimde fırsat eşitliği için çalışan Türkiye’nin en köklü ve öncü vakıflarından Türk Eğitim Vakfı (TEV), başarılı ve maddi olanakları sınırlı olan öğrencilere burs desteklerini artırmak için ülkemizin önemli kurumlarıyla işbirliklerine devam ediyor.
TEV, çatısı altında kurulan TEV-Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği Burs Fonu’ndan okuyacak öğrenci sayısı kadar GSÜ’lü öğrenciye eş destek vermek üzere Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği (GSÜMED) ile bir protokol imzaladı. GSÜMED, hayata geçirdiği bu fon ile 2023-2024 öğretim döneminde en az 10 Galatasaray Üniversitesi öğrencisine burs desteği sağlayacak. TEV de GSÜMED Burs Fonu’ndan desteklenecek öğrenci sayısı kadar GSÜ’lü öğrenciye burs sağlayarak GSÜ’lü bursiyer sayısını iki katına çıkartacak. TEV ve GSÜMED işbirliğiyle, ilerleyen yıllarda desteklenen GSÜ’lü bursiyer sayının katlanarak büyümesi hedefleniyor.
Öğrencilerin eğitim yolculuklarının yarıda kalmaması için gayretle sürdürdükleri çalışmalarda, güçlü ve köklü kurumlarla işbirliklerinin çok büyük önem taşıdığına dikkat çeken Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Banu Taşkın, “Türk Eğitim Vakfı olarak, kurulduğumuz günden bu yana eğitimde fırsat eşitliği temelinde daha fazla öğrencinin yanında olmak için çalışıyoruz. Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği (GSÜMED) ile kurduğumuz güç birliği sayesinde öğrencilerimizin eğitim yolunu aydınlatacak ışığı büyütmenin mutluluğunu yaşıyor ve GSÜMED’e, eğitime sağladıkları katkılar nedeniyle teşekkür ediyoruz,” dedi.
Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği Başkanı Tunca Üçer, “Bir devlet üniversitesi olan Galatasaray Üniversitesi’nde öğrencilerin artan ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyoruz. Büyük bir geleneğin taşıyıcısı olan derneğimizin, Türkiye’nin en köklü vakıflarından Türk Eğitim Vakfı ile yaptığı işbirliği ile her sene çok daha fazla öğrenciye destek sağlamayı hedefliyoruz,” dedi.
TEV-GSÜMED Burs Fonu’na yapılacak bağışlarla, burs desteğinden yararlanacak GSÜ öğrencisi sayısını iki katına çıkarmak için TEV’in internet sayfası üzerinden fona bağış yapılabiliyor.

2 / 2
TEV HAKKINDA
Türk Eğitim Vakfı (TEV), 4 Mayıs 1967 tarihinde merhum Vehbi Koç’un önderliğinde eğitime gönül vermiş 205 Türk aydını tarafından kuruldu. Başarılı ve maddi olanakları sınırlı olan öğrencilere burs desteği vererek Türkiye’ye ve insanlığa katkı sağlayacak öncü gençleri ve onların yetişecekleri eğitim sistemini destekleyen TEV, kuruluşundan günümüze yaklaşık 270 bin yurt içi ve 2 bin yurt dışı bursu sağladı. Eğitime katkılarını 31 adet eğitim tesisi yaptırarak destekleyen Türk Eğitim Vakfı ayrıca Türkiye’de üstün başarılı ve yüksek potansiyelli öğrencilere ihtiyaç duydukları eğitimi lise düzeyinde sağlamak amacıyla kurulan İnanç Lisesi’ni 2001 yılında devraldı ve okul Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL) adıyla eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir. İzmir’de, Trabzon’da ve Ankara’da kız öğrenci yurdu açarak Türk Eğitim Vakfı Öğrenci Yurtları İktisadi İşletmesi bünyesinde faaliyet alanını genişletti.
GSÜMED HAKKINDA
Galatasaray Üniversitesi, 1992’de kuruluşundan bugüne kadar geçen kısa sürede seçkin öğrencileri, öğretim üyeleri ve mezunlarıyla Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden biri olmayı başarmıştır. Üniversitemizin başarılarının artarak devam edebilmesi için tüm mezunlarına önemli görevler düşmektedir. Bu sorumluluk bilinciyle hareket eden Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin misyonu; mezunları birbirleriyle sürekli bağlantı içinde tutarak bir birliktelik oluşturmak, bu birlikteliğin yaratacağı sinerji ve gücü, ülkemize ve tüm Galatasaray camiasına faydalı olacak şekilde yönetip kullanmak, Galatasaray Üniversitesi’nin dünyanın önde gelen eğitim ve araştırma kurumlarından biri konumuna gelmesine katkıda bulunmaktır.

ENM Store Genel Müdürü Nurdan Navruz’dan vücut tipine göre elbise seçimine özel tavsiyeler

Moda dünyasında vücut tipine uygun elbise seçimi, şıklığın ve güzelliğin anahtarları arasında yer alıyor. ENM Store Genel Müdürü Nurdan Navruz, kişilerin vücut hatlarına uygun elbiseler seçmelerine yönelik çarpıcı tavsiyelerde bulundu.

Türkiye’nin önde gelen moda markalarından ENM Store’un Genel Müdürü Nurdan Navruz, şıklığı ve tarzı en iyi yansıtacak elbiselerin vücut tipine göre seçilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Navruz, farklı vücut tiplerine uygun elbise seçimleri hakkında yaptığı açıklamada şu tavsiyelerde bulundu:

1. Kum Saati Vücut Tipi:

Beli ince, göğüs ve kalça ölçüleri dengeli olan kadınlar, zarif vücut hatlarını vurgulayacak elbiseler tercih etmeliler. Beli saran, A kesim, v yaka veya balık model elbiseler, kum saati vücut tipine en uygun seçenekler arasında bulunuyor.

2. Elma Vücut Tipi:

Göğüsleri büyük ve beli belirgin olmayanlar için, beli saran ve etek kısmı geniş kesimli elbiseler ideal seçeneklerdir. Empire kesim elbiseler de elma vücut tipine uygun alternatifler arasında yer alıyor.

3. Armutsu Vücut Tipi:

Omuzları dar ve kalçaları geniş olanlar, üst kısmı sade ve düz kesim, alt kısmı ise desenli ve hareketli elbiselerle dengeli bir görünüm elde edebilirler. A kesim veya ruffles detaylı elbiseler armutsu vücut tipine uygun tercihler arasında yer alıyor.

4. Dikdörtgen Vücut Tipi:

Omuzlar, bel ve kalça ölçüleri neredeyse aynı olanlar için, beli vurgulayacak, belden oturan ve A kesim elbiseler tercih edilmelidir. Kemer detaylı elbiseler veya belden bağlamalı modeller dikdörtgen vücut tipine uygun seçenekler arasında bulunuyor.

5. Üçgen Vücut Tipi:

Geniş omuzlara ve dar kalçaya sahip kadınlar, alt kısmı geniş kesimli elbiselerle dengeli bir görünüm elde edebilirler. A kesim, baskılı ve dikkat çekici etek modelleri üçgen vücut tipine uygun tercihler arasında yer alıyor.

6. Oval Vücut Tipi:

Göğüs ve bel bölgesi dolgun, bacaklar ise ince olanlar, V yaka, A kesim veya belden oturan elbiselerle beli vurgulayabilirler. Oval vücut tipine uygun seçenekler, şıklığı ön plana çıkaracak.

“EN ÖNEMLİ NOKTA KENDİNİZİ İYİ HİSSETMENİZ”

Navruz, “Unutmayın, her vücut tipi kendine özgüdür ve güzeldir. Elbise seçiminde en önemli nokta, kendinizi iyi hissedeceğiniz ve vücut hatlarınızı vurgulayacak modelleri tercih etmektir. Kendinizi rahat ve güzel hissettiğiniz elbiseyi seçmek, size özgüven katacaktır.” dedi.

SÜRPRİZ İKİLİDEN BOMBA DÜET
SEFO ve SİMGE “GÖRMEM BÖYLESİNİ” DEDİ
Bu yılın en çok dinlenen isimleri olan Sefo ve Simge, Coke Studio Türkiye projesi için sürpriz bir düete imza attılar.
Verdiği konserler ve çıkardığı hitlerle büyük bir hayran kitlesini peşinden sürükleyen Simge ile farklı tarzıyla dikkat çeken rap müziğin zirvedeki yıldızı Sefo birlikte düet yaptı.  İkili “Coke Studio Türkiye Albümü” için “Görmem Böylesini” adlı şarkıyı seslendirdi.  
“Bilmem mi”, “Isabelle” ve “Tutsak” gibi yüz milyonlarca kez dinlenen şarkıların sahibi Sefo ile “Aşkın Olayım”, “Harcandıkça” ve “Çapkınca” gibi hitlere imza atan Simge bir araya gelerek yazın hiti olmaya aday ‘Görmem Böylesini’ seslendirdiler.
Şarkının söz yazarı ve bestecisi olan başarılı rap yıldızı Sefo, projeyle ilgili “Böyle bir projede yer almak benim için çok büyük zevk. Simge ile böyle bir farklılığa imza atmış olmaktan mutluluk duyuyorum” dedi.
Bu yılın hitlerine imza atan Simge ise “Coke Studio ile farklılıkların yarattığı uyumun altını çizdik ve bundan oldukça zevk aldık. Sefo ile şarkı seslendirmek ikimizin kariyeri için de müthiş bir deneyim oldu” dedi.
“Gerçek Mucize” mottosuyla yola çıkan Coke Studio’nun Türkiye’ye özel olarak hayata geçirdiği “Coke Studio Türkiye Albümü” projesi için “Görmem Böylesini” adlı şarkıyla yeni bir düete imza attılar.  Şarkının sözü ve müziği Sefo’ya, düzenlemesi Aerro’ya ait olan “Görmem Böylesini” tüm dijital platformlarda yayında.
AstraZeneca Türkiye’nin deprem bölgesine desteği sürüyor
Şubat ayında meydana gelen deprem felaketlerini unutmayan AstraZeneca Türkiye, deprem dönemi desteklerinin yanı sıra çeşitli dernek ve vakıflar aracılığıyla bölgedeki uzun vadeli desteklerini sürdürüyor.
Şubat ayında meydana gelen depremlerden doğrudan etkilenen bölge halkı başta olmak üzere tüm Türkiye yaralarını sarmaya devam ederken AstraZeneca Türkiye de depremin ilk anından itibaren başlattığı yardım desteklerini sürdürüyor.
Felaketin yaşandığı dönemde yardım çalışmalarını desteklemek için 1 milyon dolar maddi bağışta bulunan AstraZeneca, ayrıca dünya genelinde tüm AstraZeneca çalışanlarının katıldıkları bir bağış kampanyası oluşturdu. Şirket, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) üzerinden gönderdiği ilaç ve tıbbi yardım taleplerini karşılamak üzere depremden etkilenen bölgelere yaklaşık 2 milyon TL değerinde ilaç yardımında bulundu.
Bu desteklerine ek olarak AstraZeneca Türkiye, bölgedeki çocukların ve gençlerin eğitimine desteklerde bulunmaya da devam ediyor. Depremlerden etkilenen üniversite öğrencilerinin eğitimine, gelişimine ve ilerlemesine katkıda bulunmak amacıyla AstraZeneca Eğitime Umut Fonu’nu hayata geçiren şirket, Türk Eğitim Vakfı (TEV) bünyesinde açtığı bu fon ile vakıf tarafından belirlenen üniversite öğrencilerinin 4 yıllık eğitim masraflarını karşılıyor. Burslar, okulu veya ailesi, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin etkilediği 11 ilde olan afetzede öğrencileri kapsıyor.
AstraZeneca Türkiye, eğitime desteklerini daha da genişleterek bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle AstraZeneca Türkiye çalışanlarının çocukları adına mevcut AstraZeneca Eğitime Umut Fonu’na ek destekte bulundu ve TEV tarafından deprem bölgesinde ihtiyaç sahibi olduğu belirlenen çocukların ilk öğretim ve lise eğitim hayatı boyunca eğitim- öğretim masraflarını üstlendi. Şirket, Anneler Günü vesilesiyle Anne Çocuk Eğitim Vakfı’na (AÇEV) bağışta bulunarak Vakfın, depremlerden etkilenen çocuklar, ebeveynler ve kadınlar için bölgede yürüttüğü çalışmalara destek verdi. Aynı zamanda şirket, Koruncuk Vakfı’nın “Koruncukköylerde Yaşam Desteği” projesi kapsamında, deprem bölgelerindeki 20 kız çocuğunun eğitimi için bağışta bulundu.
Konuya ilişkin açıklama yapan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış,“Büyük acılara neden olan bu felaket karşısında tüm halkımızın acısını derinden paylaştığımızı bir kez daha ifade etmek isterim. AstraZeneca Türkiye ailesi olarak bizler de süreçte elimizden gelen desteği sağlamaya gayret ediyoruz. Bu sürecin ne kadar zorlu ve uzun vadeli olduğunun farkında olarak yardımlarımızın sürekliliğine özen gösteriyoruz. Depremin yıkıcı etkisini gençlerimiz ve ülkemizin geleceğinden uzak tutmasını hedeflediğimiz desteklerde bulunuyoruz. Uzun vadeli yardım planlarımızda bölgedeki çocukların ve gençlerin eğitimine desteklerde bulunmayı önceliklendirdik. AstraZeneca olarak bölgede hangi ihtiyaçlara cevap verebileceğimize yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Toplumun faydasına olacak her çalışma, projede ve iş birliğinde üzerimize düşeni yapmaya daima hazırız.” dedi.
AYRINTI YAYINLARI’NDAN DAHA ÖNCE YAYIMLANMAMIŞ ESERLER ve YENİ ÇEVİRİLERLE, “FOUCAULT KİTAPLIĞI”!
Ayrıntı Yayınları’nın 2022’de başlattığı “Foucault Kitaplığı” projesi kapsamında bir yandan Michel Foucault’nun daha önce yayımlanan kitaplarına yenileri eklenirken diğer yandan da Fransız filozofun en temel metinleri, özel olarak kurulan bir ekiple yeniden çevriliyor. Atlas Publishing Lab’in proje koordinatörlüğünü üstlendiği proje kapsamında, Foucault’nun daha önce yayımlanmamış Tenin İtirafları ve Hapishaneye “Alternatifler” adlı iki eseri yayımlandı. “Foucault Kitaplığı” kapsamında Michel Foucault’nun tüm külliyatını okurlarla buluşturmaya hazırlanan Ayrıntı Yayınları, çok yakında Tehlike, Suç ve Haklar adlı eseri de yayımlayacak.
Fransız filozof Michel Foucault’nun iktidar, benlik ve cinsellik üzerine düşüncelerimizi ve varsayımlarımızı sonsuza dek değiştiren Cinselliğin Tarihi projesinin dördüncü ve son kitabı olan Tenin İtirafları, Kilise düşüncesinin Batı’daki cinsellik ve öznellik deneyimlerini tarihsel olarak nasıl etkilediğine işaret ediyor. Foucault’nun ölümünden otuz dört yıl sonra yayımlanan kitap Murat Erşen’in çevirisiyle, Oğuz Tecimen ve Eda Çaça’nın editörlüğünde, Ferda Keskin’in sunuşuyla Türkçeye kazandırıldı.
Ayrıntı Yayınları’nın “Foucault Kitaplığı” projesi kapsamında yayımlanan ikinci kitap ise, filozofun Gözetleme ve Cezalandırma metninin yayımlanmasından hemen sonra, 1976’da Montreal’de verdiği konferans metniyle orada sunduğu fikirler üzerine yapılmış mülakatları bir araya getiren Hapishaneye “Alternatifler” oldu.  Murat Erşen’in çevirisini üstlendiği kitap, Ferda Keskin tarafından yayıma hazırlandı.
Jonathan Simon’ın Foucault’yla 1983’te yaptığı söyleşiden oluşan Tehlike, Suç ve Haklar da, Utku Özmakas’ın çevirisi ve Stuart Elden’in Türkçe baskısına özel önsözüyle çok yakında “Foucault Kitaplığı”ndan yayımlanacak.
“Foucault Kitaplığı”nda okurları bekleyen diğer kitaplar arasında Foucault’nun en temel metinlerinin yeni çevirileri de bulunuyor. Fransız filozofun Hapishanenin Doğuşu, Kelimeler ve Şeyler, Bilginin Arkeolojisi ile Deliliğin Tarihi adlı eserleri, önemli çevirmen ve editörlerin değerli çalışmaları ve işbirliğiyle okurlarla buluşacak.
Projeye paralel olarak Atlas Publishing Lab ile Ayrıntı Yayınları’nın işbirliği ve Kadıköy TESAK’ın mekân sahipliğinde düzenlenen konuşmaların kayıtlarına ise Foucault Konuşmaları 1Foucault Konuşmaları 2 ve Foucault Konuşmaları 3 bağlantıları üzerinden ulaşılabilir.
Ayrıntı Yayınları’nın tüm kitapları, raflarda ve internet satış sitelerinde!

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

ERÜ Hastanelerinde, “Dünya KOAH Günü” Etkinliği Düzenlendi

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Hastanelerinde, “20 Kasım Dünya KOAH Günü” dolayısıyla hasta ve hasta …