-“ÜLKEMİZİN HER NOKTASINI YATIRIM PLANLARIMIZA DAHİL EDİYORUZ”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Projemizde herhangi bir kamu bütçesi kullanmadık. İşletme süresi boyunca güncel enerji fiyatı üzerinden yüzde 13 indirim uygulanacak. Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü’müzün tüm enerjisi herhangi bir bedel ödemeksizin bu santralden karşılanacak. Enerji giderlerinin azaltılmasına önemli katkı sağlayacak.” dedi.
Uraloğlu ayrıca karayolu yapım çalışmalarında ekolojik dengeye hassasiyet içerisinde olduklarını, doğal yaşamı dikkat aldıklarını belirterek, “Karayolu güzergahlarındaki yapım çalışmalarında yaban hayvanlarının yaşadığı bölgelerde, onların hayatlarını tehlikeye sokmamak için alınabilecek en uygun önlem olarak da “Ekolojik Köprüler” inşa ediyoruz.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Van’da düzenlenen Güneş Enerjisi Santrali açılış töreninde konuştu. Uraloğlu, “Tarih dolu sokakları, verimli toprakları, bol akarsularıyla medeniyetlerin beşiği, Doğu’nun İncisi Van’dayız” diyerek sözlerine başlayan Bakan Uraloğlu, “Seyit Fehim Arvasi döneminde dile getirilen, ‘Dünyada Van, ahirette İman’ sözü boşuna söylenmemiş. Anadolu medeniyetlerinden pek çok iz taşıyan, doğunun en büyük illerinden biri olan Van, doğal güzellikleriyle görkemli illerimizdendir. Bugün burada Güneş Enerji Santrali açılış töreni vesilesiyle sizlerle bir aradayız” dedi.
Ulaştırma ve haberleşme alanında pek çok yatırıma imza attıklarını kaydeden Uraloğlu, “Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı, Filyos Limanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, İzmir-İstanbul, Ankara-Niğde ve Kuzey Marmara Otoyolları gibi dev ulaştırma projelerini başarıyla tamamladık ve hizmete açtık. Turizme ve ekonomiye önemli katkı sağlayacak Yeni Ercan Havaalanı’nın yakın zamanda açılışını yaptık. Ülkemizi yarım asırlık hayalimiz olan Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık. 21 yılda demiryollarına yaklaşık 880 milyar lira yatırım yaptık” diye konuştu.
SOFTWAREONE, AYRICALIKLI GÜVENLİK ÇÖZÜMÜ ONE IDENTITY’İ TANITTI
Müşterilerine yazılım varlıklarını yönetmeleri konusunda çözümler sunan SoftwareOne, önemli iş ortaklarından biri olan Quest’in kimlik yönetimini ön plana çıkardığı çözümü One Identity’i düzenlemiş olduğu etkinlikte tanıttı. Veri güvenliğini sağlamak için kimliği merkezde konumlandıran One Identity’i tüm detaylarıyla ele alan etkinlik, SoftwareOne müşterilerini bir araya getirdi.
Kurumların teknolojik ihtiyaçları için güvenilir iş ortağı SoftwareOne, güvenliği entegre ve benzersiz şekilde sağlayan One Identity’i tanıtmak için Türkiye’nin önde gelen kimlik yönetimi (IDM) yöneticileri ve müşterilerinin katıldığı bir etkinlik gerçekleştirdi. One Identity’nin tüm detaylarının konuşulduğu etkinlikte, dünyada veri güvenliğinin önemine ilişkin bilgiler de paylaşıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Quest Kurumsal Satış Müdürü Burcu Meriç, Quest’in çıkış yolculuğundan bahsederek, geliştirmiş oldukları One Identity’nin bütün çözümleriyle kendini ispatladığını vurguladı. Etkinlikte konuşan bir diğer isim SoftwareOne Kimlik ve Erişim Yöneticisi Talha Gökgün ise One Identity çözümünün teknik altyapısına değinerek ürünün özellikleri hakkında bilgi verdi. Pandemi döneminin ardından, hibrit çalışma sistemine geçiş ile güvenlik ihtiyaçlarının arttığından bahseden Gökgün, bireysel kullanıcıların sahip olduğu dataları güvenli bir hale getirmeleri gerektiğini vurguladı.
One Identity demosu canlı olarak gerçekleştirildi
Konuşmaların ardından iki aşamalı demo bölümüne geçildi. İlk demo SoftwareOne Kıdemli Çözüm Danışmanı Volkan Ceylan tarafından, ikinci demo ise SoftwareOne Çözüm Danışmanı Kerim Erarslan tarafından gerçekleştirildi. Sunulan demoda, One Identity’nin insan kaynakları tarafından işe alınma ve işten ayrılma süreçlerinde nasıl kullanıldığı gösterildi.
Demo sunumundan sonra söz alan ING Bank Kimlik ve Erişim Yönetimi Müdürü Erdem Orhan, IDM’nin özellikle işe başlama, bölüm değiştirme ve bankadan ayrılma olarak üç ana süreci entegre bir şekilde yönettiğinden söz etti. Kişisel hesapların yönetimi, ana bankacılık uygulamasında hesapların oluşturulması ve yetkilerin tanımlanması gibi IDM üzerinden birçok işlem yaptıklarını söyleyen Orhan, ‘’Biz şu an yaklaşık olarak 17 bin tane hesabı IDM üzerinden yönetir durumdayız. Bunun içinde internal, external ve outdoor kullanıcılar var. IDM üzerinden ING’nin stratejik olarak iş ortaklarının hesaplarını yönetebiliyoruz. Günlük 170 civarı IDM’de talep yapılıyor’’ ifadelerini kullanarak IDM’nin ING Bank’taki önemini vurguladı.
Etkinlik, Enerji Analisti ve Sürdürülebilirlik Danışmanı Ahmet Acar’ın konuşmasıyla son buldu. ‘’Kendi hayatımızda ve günlük yaşamımızda nasıl daha sürdürülebilir olurum?’’ konusuna dikkat çeken Acar, dünyadaki toplam enerji tüketiminin yüzde 30’unun bireysel tüketim alışkanlıklarına bağlı olduğundan söz etti. Alışkanlıkları değiştirmenin oldukça zor olduğunun da altını çizen Acar, öte yandan bunun başarıldığı taktirde enerjide sürdürülebilirliğin sağlanabileceğini belirtti.
TARIM 4.0 ZİRVESİ – Proje Pazarı ve Melek Yatırım Ağı Günleri
“Gelecek Tarımda Herkes Bir Arada”
2021 yılı Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı kapsamında, İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilen, Eyüpsultan Belediyesi liderliğinde, Kadir Has Üniversitesi ortaklığında yürütülmekte olan ‘Tarım 4.0 Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’ projesi, 1 Ağustos 2023 tarihinde, Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi ev sahipliğinde “Tarım 4.0 Zirvesi, Proje Pazarı ve Melek Yatırım Ağı Günleri” etkinliğini gerçekleştiriliyor.
Eyüpsultan Belediyesi liderliğinde, Kadir Has Üniversitesi ortaklığında ve İstanbul’dan çok sayıda kurumun desteği ve katkısıyla yürütülen proje, son etkinliği ile faaliyetlerini şimdilik tamamlıyor. Projenin genel amacı, sürdürülebilir tarım hedefleri doğrultusunda İstanbul’daki tarım alanlarında katma değeri artıracak; teknoloji destekli kalkınmayı ve sürdürülebilirliği hedefleyen pilot çalışmalar yapacak; tarım sektöründe bilgi yoğunluğu yüksek hizmet ve mal üretimini sağlayacak, üniversite, sivil toplum örgütleri, kamu, üreticiler ve gıda girişimcilerini bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir araya getirecek, Türkiye`nin Tarım 4.0 sürecine entegrasyonunu sağlayacak politika ve uygulamaları geliştirebilmek adına ekosistem oluşumuna katkı sağlamaktır.
Proje kapsamında bugüne kadar tarım ve ilgili sektörler girişimcilik yapmak isteyen yaklaşık 100 kişiye Tarım 4.0 ve Yeni Nesil Girişimcilik başlıklarında, 384 saatlik eğitim ve mentörlük desteği sağlandı. İstanbul`un çeşitli bölgelerinden 200 çiftçi ve çiftçi adayına Azaltılmış Toprak İşleme, Kompost, Akıllı Sulama Sistemleri konularında bilgilendirme eğitimleri gerçekleştirildi. İstanbul`da yaşayan 250 vatandaşımıza Kentsel Tarım ve Permakültür kavramı öğretildi. İstanbul sınırları içerisinde 5 dönümlük pilot arazi de akıllı sulama sistemi oluşturuldu. Üretici – Tüketici – Gıda Topluluklarını bir araya getiren dijital ürün pazarı sistemi kullanıma açıldı. Gerçekleştirilen saha çalışmaları sonrasında Tarım sektörü özelinde Ekonomik ve Çevresel Etki Simülasyonu geliştirilirken, Tarım 4.0 Dijital Yol Haritası ülkemize katkı sağlamak için hazırlandı. Gerçekleştirilecek söyleşi, panel, girişimci ve yatırımcı buluşmaları ile Tarım 4.0 kavramının önemi, örnekleri ile tüm katılımcılara anlatılacak.
Saat 13.30’da başlayacak etkinliğin programı ise şu şekilde;
KAYIT
13.30-14.00
AÇILIŞ
14.00-14.30
PANEL: Hikayelerle Sürdürülebilir Tarım ve Teknoloji
14.30-15.15
Yeni Nesil Tarım Girişimcileri
15.15-15.45
NETWORK VE KOKTEYL
15.45-16.30
TARİH: 1 AĞUSTOS 2023 – SALI
MEKAN: BİLGİYİ TİCARİLEŞTİRME MERKEZİ
Fulya Mahallesi Yeşilçimen Sokak Polat Tower Bağımsız Bölüm 430, 34394 Şişli/İstanbul
“Sektörümüz Afet ve Felaketlere Karşı Kalkan Görevi Üstlenmekte”
Ülkemiz deprem kuşağında yer alması nedeniyle deprem riski en yüksek olan ülkelerden biri. Depremin gerçekleşmesini her ne kadar önleyemesek de depremlerden önce alınabilecek önlemler ile depremin yaratacağı maddi kayıpların önüne büyük oranda geçebiliriz. Bu noktada deprem riskine karşı bireysel olarak alınabilecek en büyük önlemlerden biri Zorunlu Deprem Sigortası olmakta.
Zorunlu Deprem Sigortası sayesinde, deprem sonrasında maddi kayıpların telafisinin sağlanıp yaşamın normale dönmesine hızlıca katkı sağlanabildiğini belirten Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı, “Yaşanan acıları dindiremesek de sigorta sektörü olarak deprem sonrası maddi kıymetlerin tekrar yerine konması ve yaraların sarılarak hayatın normale dönmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu noktada sigorta bilincinin gelişmesi de elbette çok önemli. Türkiye genelinde 20 milyon 32 bin adet konut olmasına karşın düzenlenmesi zorunlu olan Zorunlu Deprem Sigortası’nın sigortalılık oranı sadece %58 seviyesinde yer alıyor. Sigortanın sadece afet yaşandığında değil her zaman ihtiyaç duyulacak bir gereklilik olduğu unutulmamalı” açıklamasında bulundu.
Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve 11 ilde büyük yıkıma sebep olan deprem felaketi ardından sigorta sektörünün önemli bir sınav verdiğini, hasarların süratle tespit ve ödemelerini gerçekleştirerek, sigortanın gerekliliği ve gücünü bir kez daha ispatladığına değinen Kırmızı, Zorunlu Deprem Sigortası haricinde kişilerin olası doğal afetlere karşı yuvalarını sigorta güvencesi ile maddi hasarlara karşı koruyabilecekleri konut sigortasını da yaptırmaları gerekliliğine de dikkat çekti. “Ülkemizde sadece deprem değil iklim değişikliğinin sebep olduğu doğal afetlerin sayısı da arttı. İklim değişikliğinin beraberinde getirdiği birçok riskin olduğunu görüyoruz. Yakın zamanda Adıyaman-Şanlıurfa’da meydana gelen sel felaketine bağlı olarak 3 bin 154 kişinin konut, iş yeri, araç ve muhtelif ev eşyası zarar gördü. Zonguldak, Düzce, Bartın ve Karabük başta olmak üzere birçok ilde sel felaketleri yaşandı. Bu gibi felaketlerin kayıplarına karşı kalkan görevi gören sektörümüz, felaketler sonucu ortaya çıkan kayıpların etkilerini azaltarak varlıkları korumaya yardımcı oluyor. Bu noktada konut sigortası yaptırmak da büyük bir önem taşıyor” dedi.
“Deprem gerçeği ile yaşamaya alışmış bir ülke olsak da geçmişte ve günümüzde yaşanan acılara rağmen deprem öncesinde alınan önlem ve farkındalığın yeterli olmadığını üzülerek görüyoruz. Son yıllarda deprem ve diğer iklim felaketlerini sıkça yaşayan bir ülke olmamıza rağmen afet bilincinde ve sigortalılık oranlarında istikrarlı farkındalık ve planlamalar geliştirilmesi gerektiğini görüyoruz. Afetlerin ardından, sigorta sektöründe kısa süreli olarak penetrasyon artışı yaşansa da bu ivmenin kısa süreli olduğunu gözlemliyoruz. Endüstriyel tesislerin her dönemde poliçe yenilemelerini düzenli şekilde yaptırdıklarını görüyoruz. Ancak KOBİ ve konutlarda aynı istikrar ve farkındalık söz konusu değil. Ekonomik gelişmelere bağlı olarak, KOBİ’lerde poliçe yenileme oranlarının değişken bir seyir içinde olduğunu görüyoruz. Konutlarda ise olması gerekenin altında olmakla beraber küçük oranlarda adetsel yenileme artışı görülüyor” şeklinde sözlerine devam etti.
“Doğa Sigorta olarak sigorta bilincinin artmasını toplumsal görev olarak kabul ederek önemli iş ortağımız olan acentelerimiz aracılığıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıyor, acentelerimizin bulundukları illerde ve bölgelerde sigorta bilincinin artması ve yaygınlaşması adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca, sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla tüm iletişim kanallarında periyodik paylaşımlarımızda sigortanın koruyucu özelliği, teminat detayları ve temel sigorta farklarını yalın ve etkili bir dil ile hatırlatarak sigorta bilincini canlı tutuyoruz” diyerek sigorta bilinci oluşumuna katkılarını belirtti.
TÜBİSAD, dijital kapsayıcılık için afet bölgesindeki bireyleri teknolojiyle buluşturmaya devam ediyor
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), 6 Şubat‘ta yaşanan yıkıcı depremlerin ardından “iyilik bulaşıcıdır” motivasyonuyla üyelerinin ve ekosisteminde yer alan paydaşlarının katkılarıyla attığı hızlı adımlar sonucu, afet bölgesine yönelik hayata geçirdiği Teknolojik Eğitim Konteyneri/Sınıfı projesi kapsamında dört ay gibi kısa bir zamanda 11 teknolojik eğitim konteyneri (TEK) ve teknolojik eğitim sınıfı (TES) kurdu.
Türkiye’de e-dönüşümü sağlayacak ulusal projeler üretmek, bu projeleri diğer sivil toplum örgütleri, kamuoyu, kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla paylaşarak tüm kesimlerin desteğini almak suretiyle çalışmalarını yürüten Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), afet bölgesindeki bireyleri teknolojiyle buluşturmaya devam ediyor.
6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem felaketinin ardından “iyilik bulaşıcıdır” motivasyonuyla üyelerinin ve ekosisteminde yer alan paydaşlarının katkılarıyla adımlar atan TÜBİSAD, aynı gün afet bölgesine powerbank, jeneratör, enkaz çalışma ekipmanları, projektör, temel ihtiyaç malzemeleri, soba, yakacak malzemesi gibi ihtiyaçlardan oluşan 12 tırın gönderimini gerçekleştirmiş ve mart ayında orta ve uzun vadede bölgedeki eğitim ve gelişim ihtiyaçları için kullanabilecek TÜBİSAD Teknolojik Eğitim Konteyneri/Sınıfı (TEK/TES) projesi kapsamında çalışmalara başlamıştı.
Afet Bölgesinde bulunan bireylerin eğitim, sosyal ve çalışma hayatlarında meydana gelen kayıplar nedeniyle artan fırsat eşitsizliğini azaltmak ve nitelikli topluluklar yaratmak hedefiyle öğrencilerin örgün teknoloji eğitimine ulaşması, farklı yaş grubundaki bireylerin ihtiyaçlarına yönelik beceri ve sosyal destek almalarını sağlayarak afet bölgesi ve Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla hayata geçirilen proje kapsamında, bugüne kadar sekizi Hatay, ikisi Kahramanmaraş ve bir tanesi Osmaniye’de olmak üzere toplam 11 teknolojik eğitim konteyneri (TEK) ve teknolojik eğitim sınıfı (TES) TÜBİSAD tarafından kuruldu.
Pfizer Gelişen Pazarlar, Accord Pazar Erişim & Ticari Hukuk Direktörü Begüm Erdal oldu
Pfizer Türkiye’ye 2016 yılında Hukuk Müşaviri olarak katılan Begüm Erdal, Pfizer Gelişen Pazarlar, Accord* Pazar Erişim & Ticari Hukuk Direktörlüğüne atandı.
2009 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk fakültesinden mezun olan, Pfizer’e katılmadan önce global bir hukuk bürosu olarak White & Case’de Birleşmeler ve Devralmalar departmanında görev yapan Begüm Erdal, 2016 yılında Pfizer Türkiye ailesine Hukuk Müşaviri olarak katıldı. Türkiye ve Adriyatik Bölgesi Kıdemli Hukuk Müdürü ve Türkiye Hukuk Direktörlüğü de dahil olmak üzere çeşitli görevler ve ek sorumluluklar üstlendi. 2019 yılında Hukuk Divizyonu içerisinde global olarak düzenlenen Uluslararası Hukuki Liderlik programını başarı ile tamamlayan Begüm Erdal, Hukuk Divizyonu içerisinde çeşitli insiyatiflerde aktif bir üye olarak çalışmaktadır.
Pfizer Gelişen Pazarlar, Accord Pazar Erişim & Ticari Hukuk Direktörü Begüm Erdal şunları söyledi: “İnsan kaynakları politikasının odağında lider yetiştirmek olan ve çalışanlarına kendilerini geliştirmeleri yönünde önemli fırsatlar sunan Pfizer ailesinin bir üyesi olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum.”
|