Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Milli Eğitim Bakanlığını (MEB) “Anayasal ve yasal sorumluluklarını yerine getirmeye ve bu ağır yanlışlıklara son vermeye çağırıyoruz” dedi ve bu konuda şu açıklamayı yaptı.
Anayasa’nın 2. maddesinde devletin temel nitelikleri arasında belirtilen laiklik, Anayasa’nın 4. maddesindeki düzenleme ile devletin değiştirilemez, değiştirilmesi önerilemez niteliği durumundadır.
Laiklik, 1923 yılında kurulan Cumhuriyetimizde 1937 yılından günümüze kadar tüm Anayasa metinlerinde aynı önem ve değerde yer almıştır. Anayasa ve yasalarda korunan ve çağdaşlaşmanın, bilimsel ilerlemenin ve toplumsal barışın güvencesi olan laiklik; siyasal uygulamalarla saldırıya uğruyor, hukuksal metinlerin ve güvencelerin içi boşaltılıyor.
Bu kaygı verici uygulamalara bir yenisi daha eklenmiştir. İzmir ve Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir ve Eskişehir İl Müftülüğü arasında imzalanan ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi İş Birliği Protokolü’ kapsamında; 842 ilkokul, ortaokul ve liseye “Manevi Danışmanlık” hizmeti adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi görevlendirilmiştir.
Devlet kurumları arasında imzalanan bu protokol, laiklik ilkesinin açık bir ihlalidir ve Anayasa’nın 2., 14. ve 42. maddelerine, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2., 10., 12. ve 13. maddelerine açıkça aykırıdır.
Anayasa’nın 42. maddesi şu şekildedir: “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.”
Bununla birlikte; pedagojik formasyonu olmayan imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı, Kuran kursu öğreticisi ve Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin eğitim-öğretim süreçlerine katılmaları çocukların psikolojik gelişimi için ciddi bir risk oluşturmaktadır. İlgili dersler Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde pedagojik formasyon eğitimi almış öğretmenler tarafından da verilebilecekken böylesine Anayasa’ya ve yasalara aykırı bir düzenlemeye gidilmesi ülkemizin geleceği adına kaygı vericidir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nı Anayasal ve yasal sorumluluklarını yerine getirmeye ve bu ağır yanlışlıklara son vermeye çağırıyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.