Millet İttifakı: Türkiye Cumhuriyetini bir kişiye teslim etmeyeceğim

CHP Lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu: “Bunları İlk Turda Tarihin Çöplüğüne Gömeceksin Genç…

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Yalova’da düzenlenen mitingde konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Kılıçdaroğlu’nun ittifak ortakları müebbet ya da vücutlarına mermi alır” sözlerine tepki gösterdi.

CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından Sözcü Gazetesi’nin konuya ilişkin haberini alıntılayarak paylaştığı mesajda şu ifadeleri kullandı:

“Mafyalar, militanlar, SADAT’çılar, 5’li çeteler, domuz bağcılar bir araya geldi, Türkiye’yi tehdit ediyor. Bunları ilk turda tarihin çöplüğüne gömeceksin genç, sonra da Bay Kemal hepsini ait oldukları yere gönderecek. Sana söz!”

CHP Lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu: “Bu Devletin Depremzedeye Konut Borcu Var, Bu Borcu Biz Ödeyeceğiz”

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “’Sakın ola CHP gelirse temeli atılan konutlar yapılmaz’ diyenlere inanmayın. Yalan söylüyorlar, açıkça yalan. Yahu yapmak zorundayız zaten. Anayasa emrediyor. Onlar anayasa falan tanımazlar ama biz, devleti kuran partiyiz. Bizde anayasaya uyulur. Çok net söylüyorum, bu devletin depremzedeye konut borcu var. Bu borcu, biz ödeyeceğiz. Depremzedelerin evlerini, iş yerlerini yeniden inşa edeceğiz ve tek kuruş almadan anahtarlarını teslim edeceğiz. Ondan sonra da devlet olarak depremzedelerimizle oturup helalleşeceğiz” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabında paylaştığı videoda depremzedelere seslendi.

CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Depremzedelerin Anayasal Hakkı.” Notunu düşerek paylaştığı videoda şunları söyledi:

“Sevgili halkım… Bugün depremzedelere seslenmek istiyorum. Kahramanmaraş merkezli depremlerde afeti felakete dönüştüren, sarayın simsar ve aracı düzeninin yarattığı ihmaller zinciridir. Bunu unutmayın. Bu yüzden ailesini, akrabalarını, sevdiklerini kaybeden 10 binlerce vatandaşa söyleyeceklerim var.

‘Sakın ola CHP gelirse temeli atılan konutlar yapılmaz’ diyenlere inanmayın. Yalan söylüyorlar, açıkça yalan. Yahu yapmak zorundayız zaten. Anayasa emrediyor. Onlar anayasa falan tanımazlar, ama biz, devleti kuran partiyiz. Bizde anayasaya uyulur. Ben anayasanın üstünlüğüne her zaman inandım ve her zaman anayasaya bağlıyım. Anayasanın devlete verdiği görevi, vazife sayarım.

Siz asıl bir yılda deprem bölgesindeki konutları yapacağız diyen saraya inanmayın. Onlar bunu daha önce de söylediler. Bir yılda konut sözü verdikleri Adıyaman Samsat’ta, Van’da yıllardır konut bekleyen, konteynerlerde yaşayan insanlarımız var. Şimdi yine deprem bölgesinde gelişi güzel attıkları temellerle depremzedelerin parasını kendi çetelerine çantacılarına, ihalecilerine transfer etmeye çalışıyorlar. Ama siz hiç endişe etmeyin, hiç. Anayasa gereği devlet, evi yıkılan vatandaşını 20 yıl borca bağlayamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, evi başına yıkılan vatandaşına ücretsiz konut sağlamak zorundadır ve de çok şükür bu güçtedir.

Çok net söylüyorum, bu devletin depremzedeye konut borcu var. Bu borcu, biz ödeyeceğiz. Depremzedelerin evlerini, iş yerlerini yeniden inşa edeceğiz ve tek kuruş almadan anahtarlarını teslim edeceğiz. Ondan sonra da devlet olarak depremzedelerimizle oturup helalleşeceğiz. Bu kadarla da kalmayacağız. Yeni inşa edilecek konutlarda kullanılacak tüm malzemeler; çimentosu da, parkesi de, kapısı da, bacası da bölgede üretilecek. Bunun için yeni fabrikalar kurulacak. Bu yatırımlar için özel teşvikler vereceğiz. Bu fabrikalar daha sonra aynı şekilde istihdama, üretime devam edecekler. İhracat yapacaklar.

Sözün özü… Az önce de söyledim; siz sarayın yalanlarına da, iftiralarına da inanmayın lütfen. Siz de cesur olun ve artık bunların yalanlarını reddedin, elinizin tersiyle bu yalancıları itin.

Meral Akşener İstanbul’da: “Bize Sövmek Yerine Sorgula Bakalım, Bu Bir Milyar Dolar Kimin Cebine Girmiş?”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde; “Recep Bey Recep Bey… Var mıdır, yok mudur belli olmayan bir kasetten bizzat bahsediyorsun da… Dün sizin en yakın aile dostunuz; seninle beraber, başına bir iş gelmesin diye hapse giren Yeşildağ ailesinin bir ferdi, bir kaset yayınladı. O kasette çok enteresan, nasıl hırsızlık yapıldığını anlatıyor. Diyor ki Ali Yeşildağ: Antalya Havaalanı yıl 2007’de havaalanının işletmesi satışa çıkıyor. Bir firma 5 milyar euro veriyor. Buna karşılık o firmanın dosyasından evrak çalınıyor. Yakınlardan birine 3 milyar euroya veriliyor. 1 milyar euro cep ediliyor. Bu iddia bizzat Recep Bey tarafından 1 milyar euro alındığını söylüyor. Recep Bey Recep Bey… Sen Cumhurbaşkanısın. Bize sövmek yerine sen bu videoyu bir sorgula bakalım. Bu bir milyar dolar kimin cebine girmiş? Ali Yeşildağ’ın iddiasına göre senin cebine girmiş” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

Akşener, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“Bir Kemal’e Bir Meral’e… Öncelikle bu meydanı doldurduğunuz için, şereflendirdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Haklarınızı helal edin. Cenab-ı Hak başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere hepimizi önce kendi huzurunda sonra sizlerin karşısında utandırmasın inşallah.

“BÜTÜN MİTİNGLERDE İYİ PARTİ SEÇMENİNDEN TEK BİR ŞEY İSTİYORUM BEN. BİR OY KEMAL’E BİR OY MERAL’E”

14 Mayıs elbet burası gösteriyor ki Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olarak seçildiği ve alkışlar içinde inşallah Çankaya Köşkü’ne beraberce götürdüğümüz bir akşam olacak. Sizin helal oylarınızla Sayın Kılıçdaroğlu, 13. Cumhurbaşkanı olacak. Ben de… ‘Başbakan Meral’ diyorsunuz ya. Oylarınızla başbakan olmak istiyorum. Bizim Anadolu’da yaptığımız bütün mitinglerde İYİ Parti seçmeninden tek bir şey istiyorum ben: Bir oy Kemal’e bir oy Meral’e.

“BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANIYORUZ”

Şimdi burada hem İYİ Parti’nin hem CHP’nin seçmenleri var. Birleşe birleşe kazanıyoruz. Ama minicik bir isteğim var sizden. Her CHP’li aileden sadece tek bir oy istiyorum. Ama biz bütün İYİ Partililer, bütün oylarımızı Sayın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı için oraya şak diye basacağız.

“HAYATIMDA BU KADAR REZİL BİR SEÇİME İLK DEFA GİDİYORUZ”

Türkiye… Ben siyasetçi bir ailenin kızıyım. 30 yıldır kendim siyaset yapıyorum. Toplamında 50 yıllık bir hafızam var. Hayatımda bu kadar rezil bir seçime ilk defa gidiyoruz. Hakaretlerin, küfürlerin, iftiraların havada uçuştuğu, tehditlerin havada uçuştuğu bir seçim… Milletine ilk defa ‘işgalci’ diyen bir dil… Türk milletine işgalci, darbeci diyen bir dil… Allah’ım bütün psikiyatrları bu ağabeyleri tedavi için davet ediyorum. Gerçekten cezai ehliyetleri kalmadı. En tepesinden bugün bakanlık makamında oturanlara hepsi aynı.

“O KASETTE, NASIL HIRSIZLIK YAPILDIĞINI ANLATIYOR”

İkide bir kasetten bahsediliyor. Recep bey Recep bey… Var mıdır yok mudur belli olmayan bir kasetten bizzat bahsediyorsun da yahu dün sizin en yakın aile dostunuz seninle beraber başına bir iş gelmesin diye hapse giren Yeşildağ ailesinin bir ferdi bir kaset yayınladı. O kasette çok enteresan nasıl hırsızlık yapıldığını anlatıyor. Diyor ki Ali Yeşildağ: Antalya Havaalanı yıl 2007’de havaalanının işletmesi satışa çıkıyor. Bir firma 5 milyar euro veriyor. Buna karşılık o firmanın dosyasından evrak çalınıyor. Yakınlardan birine 3 milyar euroya veriliyor. 1 milyar euro cep ediliyor. Bu iddia bizzat Recep Bey tarafından 1 milyar euro alındığını söylüyor.

“BU İDDİALARI SORUŞTURMAN GEREKİYOR. SEN CUMHURBAŞKANISIN”

Recep Bey, Recep Bey… Hazır kaset orada. Bu iddiaları soruşturman gerekiyor. Sen Cumhurbaşkanısın. Bize sövmek yerine sen bu videoyu bir sorgula bakalım. Bu bir milyar dolar kimin cebine girmiş? Ali Yeşildağ’ın iddiasına göre senin cebine girmiş.

“5 MİLYARLIK YERİ 3 MİLYARA VERDİĞİNDE 1 MİLYAR, CEBELLEZİYMİŞ. 3 MİLYARA BİTECEK YERİ 11 MİLYARA BİTİRTTİĞİN ZAMAN CEBELLEZİ NE KADAR OLDU?”

Bir şey daha var.Köprüler, tüp geçitler var. KÖİ deniliyor. Şimdi çıkacak diyecek ki: Bugünler diyecek daha iyi günler diyecek. Ondan sonra al başına belayı. Adamla beni dövüştüreceksiniz. Bu demin saydığım havaalanları, köprüler… Onlar da 3 milyar dolara yaptırılacak 11 milyara yaptırıldı. 5 milyarlık yeri 3 milyara verdiğinde 1 milyar, cebelleziymiş. 3 milyara bitecek yeri 11 milyara bitirttiğin zaman cebellezi ne kadar oldu?

“DÜRÜSTLÜĞÜNE HEPİMİZİN KEFİL OLDUĞU 13. CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU SEÇECEKSİNİZ”

Benim son söz olarak sizden isteğim şudur: Bakınız 14 Mayıs günü yani cebinizden giden paraların, çocuklarınızın geleceğinden giden paraların devamını istiyorsanız ki istemiyorsunuz. Hakkında böyle söylentiler çıkmamış, dürüstlüğüne hepimizin kefil olduğu 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz.”

Ahmet Davutoğlu İstanbul’da: “Yalana, Yolsuzluğa, Yasaklara, Yoksulluğa Boğulmuş Cumhur İttifakı Gidecek, Milleti Bereket İle Buluşturacak Olan Millet İttifakı Gelecek”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde; “14 Mayıs gecesi, 15 Mayıs sabahı; yeni bir baharda yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. Kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek. Yargıya talimat veren hukuk anlayışı gidecek; hak, hukuk, adalet gelecek. Mülakat gidecek, liyakat gelecek. Her gün, her akşam bir videoları yayınlanan; işte dün akşam da Antalya Havalimanı’nda ne döndüğü yayınlanan; o yolsuzluk sistemi gidecek, siyasi ahlak gelecek. Bütün bunların sebebi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gidecek, güçler ayrılığına, demokratik hukuk devletine dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gelecek mi? 15 Mayıs günü; yalana, yolsuzluğa, yasaklara, yoksulluğa boğulmuş Cumhur İttifakı gidecek, milleti bereket ile buluşturacak olan Millet İttifakı gelecek” dedi.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

MİLLİ İRADE DERSİ VERİYOR, İSTANBUL

Her vesile ile söylerim, İstanbul anlayana bir hocadır, ders verir. Bugün İstanbullular bir milli irade dersi veriyor. Seçimlere ‘siyasi darbe’ diyen bir bakana; toplumu, milleti bölerek, kardeşi kardeşe düşman kılan bir söylem kullananlara milli irade dersi veriyor İstanbul.

15 MAYIS, SİYASETİN HIDIRELLEZ’İ OLACAK

Bugün Hıdırellez. Hıdırellez; insanın toprakla, suyla, havayla barışmasıdır. İnsanı, insanla barıştırmaya, kardeş kılmaya geliyoruz. Bugün bahar ve Hıdırellez. 15 Mayıs ise siyasetin Hıdırellez’i olacak.

13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ile yaptığımız görev taksiminde bana, Millet İttifakı’nın tarım ve gıda güvenliği politikalarını anlatmak düştü. Vaktimiz az. Ama size tarım ve gıda güvenliğini anlatırken iki zihniyeti anlatmaya çalışacağım.

Önce toprak. Ondan geleceğiz, ona gideceğiz dediğimiz toprak. Bir zihniyet der ki; toprak ranttır, kupon arazidir, üzerine gökdelen dikerek milyarlar kazanırız. Bir zihniyet de yani biz de deriz ki toprak bizim dostumuzdur, ondan geldik ona gideceğiz. Toprak, bir rant alanıdır diyenler. Bundan üç ay önce, şubat ayında; deprem bölgesine diktikleri binalarla büyük acılar yaşattılar. Malatya Bostanbaşı Kayısı Mahallesi’nde, kayısı dikilen bahçelerde gökdelen diktiler. Şimdi mücadele kim ile kim arasında? Toprağa bereket diye bakan, aslını toprakta görenlerle; toprakta rant görenler arasında. 2017 – 2020 arasında 2 milyon 370 bin dekar toprak, tarımdan uzaklaştırıldı. Sadece geçen sene 1 milyon büyükbaş, 1 milyon 300 bin küçükbaş hayvanımızı kaybettik. Envanter düştü. Siz niye pahalı et yiyorsunuz? Çünkü hayvancılığı öldürdüler. Çünkü bunlar toprakla savaşanlardır. Biz toprakla barışanlardanız.

GİRDİĞİ HER SEÇİMİ KAYBEDEN, BAŞBAKANLIK MAKAMINI DA GASP EDEN BİR ADAM

Bir eski Başbakan. Bugünlerde çok konuşuyor. Seçimlerde yabancı istilacılara karşı, 14 Mayıs’ta; bu ülkeyi yabancı istilacılara bırakmayacağız. İstanbullular siz ona iki kere ders verdiniz değil mi? Bir yetmedi, iki kere. İzmirliler de ders verdiler. Girdiği her seçimi kaybeden, Başbakanlık makamını da gasp eden bir adam, çıkmış bizi yabancı işgalcilerle bir arada tutuyor. Haddini bil, haddini. Millet İttifakı, yabancı istilacılara da, toprağı işgal eden rantiyeye karşı da kurulmuştur.

ÇİFTÇİLERİMİZ TOPRAĞA GERİ DÖNECEK: Çok net söylüyoruz. Toprak, tarım politikamızın başında şu var: Toprağı rant alanı olarak gören bu zihniyet gidecek, toprağı bereket olarak gören çiftçilerimiz toprağa geri dönecek. İmar baronları gidecek, milletin efendisi köylü gelecek.

HEM İHA, HEM SİHA, HEM TOGG; HEM SOĞAN

İkincisi su… KOP, GAP projesi kaldı. Ama bunlar Kanal İstanbul yapmak peşindeler. Çünkü rant var. Hiç hak etmedikleri, büyük servet birikimleri var. Bunlar tüketici ile üreticiyi birbirine düşman etti. Et, süt fiyatı artarsa, tüketici alamıyor; düşerse üretici kar edemiyor. Biri de çıktı ki, bunlardan biri; ‘Biz TOGG diyoruz, onlar soğan diyor’ dedi. Tam bir zihniyet fukarası. Sovyetler Birliği çökerken de böyle demişlerdi. Biz ise şunu diyoruz: ‘Hem İHA, hem SİHA, hem TOGG; hem soğan.’ Hiçbir zaman savunma sanayisini soğanın karşısına koymadık, bunlar koyarlar.

YİĞİDİ BİR KURU SOĞANA MUHTAÇ EDENLER GİDECEK, ANADOLU YİĞİTLERİ GERİ GELECEK

Bu seçim, halkla birlikte halkın kaderini paylaşanlarla; halkı gıda enflasyonu karşısında ezdirenlerin seçimi olacak. Size söz veriyoruz. Bütün milletime sesleniyorum: Millet İttifakı’nın iktidarında, gıda enflasyonunun altında bir cümle olmayacak. Yiğidi bir kuru soğana muhtaç edenler gidecek; Anadolu yiğitleri geri gelecek.

TÜRKİYE’NİN OVALARINI GÖKDELENLERLE İMAR BARONLARINA YEDİRMEYECEĞİZ

Çiftçi yaş ortalamamız 56 olmuş. Yani 20 yıl daha tedbir almazsak, maalesef çiftçilerimiz kalmayacak. Şimdi biz genç çiftçilerimiz için özel teşvikler uygulayacağız. Hazine garantili alanlar genç çiftçilere tahsis edilecek. Kiralamada kolaylıklar olacak. Sakın çiftçiliği uzak alanlar diye düşünmeyin. Kent tarımı yapacağız. Kırsal dönüşüm yapacağız. Türkiye’nin ovalarını gökdelenlerle imar baronlarına yedirmeyeceğiz. İstanbul çevresi ile birlikte tarım kenti de olacak.

BİZ KANAL İSTANBUL’A DEĞİL, ANADOLU’YA SUYLA BEREKET GETİRECEĞİZ

Pandemi döneminde yaşadık. Lojistik zorlaştı. Kentlerimizin etrafındaki tarım alanlarını rantiyeye kurban etmeyeceğiz. Bütün tarım alanlarında, yarım kalan sulama projelerinin hepsini tamamlayacağız. Biz Kanal İstanbul’a değil, Anadolu’ya suyla bereket getireceğiz.

KENDİLERİ; MANDA YOĞURDU İLE EJDER MEYVESİ İLE BESLENİP HALKA SOĞANI ÇOK GÖRENLER

Ürün girdilerini kontrol edeceğiz. Bunlar; lüks yatlara mazotu ÖTV’siz veriyor. Biz çiftçiye ÖTV’siz vereceğiz. Lüks yatlara mazotta ÖTV’yi kaldıranlar gidecek, çiftçiye ÖTV’siz verenler gelecek. Yem ve tohumda yapılan bütün harcamaların yüzde 50’si çiftçiye geri verilecek. Türkiye, ithalatla çiftçilerin terbiye edildiği bir ülke olmayacak. FAO, Dünya Gıda Örgütü’nün rakamlarına göre, bir yıl içinde gıda fiyatları dünyada yüzde 21 düştü. Hani bunlar ekonomik kriz olduğunda demiyorlar mı, dünyada da kriz var. Dünyada yüzde 21 düşerken, et fiyatları Türkiye’de yüzde 234 nasıl arttı? Süt 30 liraya nasıl dayandı. Bunlarda vicdan yok. Bunlar kendileri; manda yoğurdu ile ejder meyvesi ile beslenip halka soğanı çok görenler… Sofralarında ejder meyvesi ile beslenenler gidecek. Anadolu’nun temiz gıdası ile Türkiye’yi kendine yeter yapanlar geri gelecek.

KUR KORUMALI TOHUM GETİRECEĞİZ

Kur korumalı mevduat adı altında, faizcilere kaynak aktardılar. Biz; kur korumalı tohum getireceğiz. Kur korumalı mazot, kur korumalı yem, kur korumalı gıda… Yani kur tehdidi altından, maaliyetleri çıkaracağız. Bunlar köprülerden geçiş için alım garantisi verdiler. Biz ise ürünlerde çiftçimize alım garantisi vereceğiz. Çiftçilerimiz en başında bilecekler, ne ekersem karşılığında ne alırım.

ZİRAAT DIŞINDA HER İŞİ YAPAN BİR BANKA

Ne yapacağız biliyor musunuz? Hani bir banka var, adı Ziraat Bankası. Ama kendisi ziraat dışında her işi yapan bir banka. Medya patronlarına kredi verir. Yandaş medya kurabilmek için Ziraat Bankası fonlarını kullananlar gidecek. Ziraat Bankası’nı çiftçilere ve milletin gıda ihtiyacını karşılamak üzere tarım sektörüne ayıranlar gelecek. Tüm bu rantiyeye son vereceğiz.

TARIM VE GIDA GÜVENLİĞİ BAKANLIĞI İLE YEPYENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATACAĞIZ

Kuracağımız Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı ile yepyeni bir dönemi başlatacağız. Çiftçimiz mutlu olacak. Gerçek anlamda Hıdırellez’i kutlayacaklar. Tüketicimiz temel gıdasını alacak. Bu bizim sözümüzdür. Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı yardımcılarının ortak sözüdür.

YENİ BİR BAHARDA YASAKLAR GİDECEK, ÖZGÜRLÜKLER GELECEK

Gelecek hafta, bütün bu rant dönemine son vereceğiz. Kendi halkına dönüp kitapsızlar diyenler, küffar diye konuşanlar… Dinimizi, vatanımızı, milletimizi ve milli değerlerimizi istismar edenler gidecek. 14 Mayıs günü kimler gidecek, kimler kalacak? 14 Mayıs gecesi, 15 Mayıs sabahı; yeni bir baharda yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. 15 Mayıs sabahı kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek. Kucaklaşacak mıyız? Millet İttifakı ile her kesim birbiriyle kucaklaşacak mı? Yargıya talimat veren hukuk anlayışı gidecek; hak, hukuk, adalet gelecek. Mülakat gidecek, liyakat gelecek. Her gün, her akşam bir videoları yayınlanan; işte dün akşam da Antalya Havalimanı’nda ne döndüğü yayınlanan; o yolsuzluk sistemi gidecek, siyasi ahlak gelecek. Gelecek mi? Bütün bunların sebebi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gidecek, güçler ayrılığına, demokratik hukuk devletine dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gelecek mi? Oy vermeye hazır mısınız?

SANDIKLARI YENİ BİR TÜRKİYE, YENİ BİR BAHAR İÇİN BULUŞTURACAK MIYIZ?

15 Mayıs günü; yalana, yolsuzluğa, yasaklara, yoksulluğa boğulmuş, Cumhur İttifakı gidecek, milleti bereket ile buluşturacak olan Millet İttifakı gelecek. Söz mü? 14 Mayıs günü, sandıkları yeni bir Türkiye, yeni bir bahar için buluşturacak mıyız? Haydi Türkiye, hep beraber.”

Gültekin Uysal İstanbul’da: “14 Mayıs Darbeyse, Sizin Vazifeniz Darbeyi Önlemek, Seçimleri İptal Mi Edeceksiniz?”

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde; “Şimdi birileri çıkmış diyor ki ’14 Mayıs bir darbe girişimidir.’ Bir İçişleri Bakanımız var çıkmış aynen böyle diyor. Darbeyse sizin vazifeniz darbeyi önlemek. Seçimleri iptal mi edeceksiniz? O yüzden bunların düşünceleri, zihin dünyaları ortaya döküldü. Türkiye’ye dair, demokrasiye dair, hukuka dair, bu milletin kalkınmasına dair hiçbir hayalleri yok” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

“14 MAYIS 2023 MİLLETİN YENİDEN KADERİNE HAKİM OLACAĞI BİR GÜN OLACAK”

Mitingde konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, şunları söyledi:

“14 Mayıs 2023 milletin yeniden kaderine hakim olacağı bir gün olacak Allah’ın izniyle. Türkiye’yi kendilerini vazgeçilmez zannedenlere, kendi varlıklarını kaçınılmaz bir kadere dönüşmek için Türkiye’yi risklere mahkum edenlere, bu büyük ülkenin kaynaklarını 85 milyona değil de bir avuç insana sunanlara karşı elbette ne diyeceğiz? Yeter diyeceğiz. Çünkü dünya hızla değişiyor. Zaman hızla akıyor. İşte bu 14 Mayıs’ı çağın ritmini yakalayacağımız bir gün haline getirmek durumundayız. Aziz İstanbullular, değerli vatandaşlarım bugüne bir günde gelmedik. Güzel bir söz var; ‘bir anın arkasında asırlar vardır’ diye. İşte bu noktaya yürüne yürüne, mücadele edile edile, emek verile verile, alın teri akıtıla akıtıla sizler getirdiniz. Ve işte bugün bu an bunu taçlandırma günüdür. Sadece 4-5 yıllık bir siyasi dönemi değil 20 yıllık bir iktidar dönemini değil bir buçuk asırdır sürdüre geldiğimiz gelişim çizgisi içerisinde bir devri kapatıyoruz.

“TÜRK-İŞ AÇLIK SINIRINI AÇIKLIYOR DA BİZ BU ÜLKENİN KAYNAKLARINI KENDİSİ İÇİN BEYTÜLMAL ZANNEDENLERİN TOKLUK SINIRINI AÇIKLAYAMIYORUZ”

Bu büyük ülke tarihi fırsatları kaçıramaz. Çağın bize emrettiği demokrasisine, hukukuna, eğitim sitemine, ekonomisine bu çağın icap ettirdiği derinliği katmak zorundayız. Ama bugün milyonlarca insanımız eğer sefalet içinde ise bunun sorumluluğu elbette yönetenlerdedir. Yakında TÜRK-İŞ yoksulluk ve açlık sınırını açıkladı. Türkiye’de açlık sınırı 10 bin 135 lira. TÜRK-İŞ açlık sınırını açıklıyor da biz bu ülkenin kaynaklarını kendisi için beytülmal zannedenlerin tokluk sınırını açıklayamıyoruz. Onların tokluk sınırını bilmiyoruz. Onların tokluk sınırını bilsek bir şey söyleyeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılını bile anlamlandıramıyoruz. Niye? Cumhuriyet ve demokrasiye lafzen inananlar var ruhen inanmıyorlar. Demokrasi ve hukuk onların lehine işliyorsa kabulleri, lehlerine işlemiyorsa kabullerine değil.

“14 MAYIS DARBEYSE SİZİN VAZİFENİZ DARBEYİ ÖNLEMEK. SEÇİMLERİ İPTAL Mİ EDECEKSİNİZ?”

Şimdi birileri çıkmış diyor ki ’14 Mayıs bir darbe girişimidir.’ Bir İçişleri Bakanımız var çıkmış aynen böyle diyor. Darbeyse sizin vazifeniz darbeyi önlemek. Seçimleri iptal mi edeceksiniz? O yüzden bunların düşünceleri, zihin dünyaları ortaya döküldü. Türkiye’ye dair, demokrasiye dair, hukuka dair, bu milletin kalkınmasına dair hiçbir hayalleri yok. 21 yılın sonunda Sayın Erdoğan seçim beyannamesini açıkladı. Milletimize ne vaat ediyor değerli İstanbullular? Kendisiyle beraber kurumsal hale gelmiş mülakatı kaldıracağını taahhüt ediyor. Neyi taahhüt ediyor? Bozduğu ekonomiyi 2022 şartlarına getirmeyi taahhüt ediyor. Neyi taahhüt ediyor? İktidar dönemince sayısını bile bizim hatırlayamadığımız imar affı çıkmış şimdi imar aflarını yasaklamayı taahhüt ediyor. Geldikleri noktada söz bitmiş. Yalanları da bitmiş.”

Ali Babacan İstanbul’da: “Hep Beraber Başaracağız, 86 Milyon Birden Büyüktür, Türkiye Birden Büyüktür”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde; “Dürüst ve ehli insanlar yönetmeye başlayınca derhal ayağa kalkacak bu ülke. Başaracağız, hep beraber başaracağız. Biz buradayız… Yüz binler burada… 86 milyon birden büyüktür. Türkiye birden büyüktür” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

Babacan, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ KAZANACAK, BÜTÜN DÜNYADAKİ DEMOKRATLAR UMUTLANACAK”

“Bugün sizlere Türkiye’nin dört bir köşesinin, Anadolu’nun, Trakya’nın sevgisini getirdik. Ülkemizin her yerinden yükselen demokrasi çığlını bugün buraya İstanbul’a getirdik. İstanbul, bu demokrasi çığlını duyuyor musun? Tüm dünya duyuyor, herkes Türkiye’yi izliyor. Türkiye’de demokrasi kazanacak, bütün dünyadaki demokratlar umutlanacak. Sağcı solcu demeden, Sünni Alevi demeden Kürt Türk Arap Laz Çerkez demeden her beraber daha fazla demokrasi diyecek miyiz? Hep beraber Sayın Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü Cumhurbaşkanımız yapacak mıyız? Hep beraber Millet İttifakı olarak TBMM’de çoğunluğu sağlayacak mıyız?

“EKONOMİYİ KÖTÜ YÖNETİRSENİZ YÜKSEK ENFLASYONA MAHKÛM EDERSİNİZ BU ÜLKEYİ”

Sevgili İstanbullular, siz bu ülkenin ekonomisini en iyi bilenlersiniz. Bu pahalılığı da yoksulluğu da en iyi hissedenlerdensiniz, bilenlerdensiniz. 2010’da İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olmuş muydu? Tek haneli enflasyonla ve Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak için yaptığımız reformlarla başarmıştık bunu. Şimdi, ülkeyi getirdikleri şu hale bakın. Bakın, size bu 200 liralık banknotun, bir hikayesini anlatmak istiyorum; bu banknot 2009 yılında tedavüle çıktı. Yıl 2009… Kaç dolar ediyordu biliyor musunuz? 134 dolar ediyordu. Bugün ne kadar ediyor? 10 dolar bile etmiyor. Döviz bürosuna gidin bakın, kur 20,5 oldu mu? 9 lira küsur ediyor. Ben şimdi soruyorum, herkesin cebindeki bu 200 liradan 134 dolar ederken; 9 dolara düşüren yani tam 124 doları kim çaldı ya? Bu enflasyon, tam baş belasıdır. Ekonomiyi kötü yönetirseniz yüksek enflasyona mahkûm edersiniz bu ülkeyi.

“ALTI AYDA MEVCUT KRİZ İKLİMİNİ SONA ERDİRECEĞİZ”

Şu an, Türkiye’de kurum murum kalmadı. Şu anda ülkede devlet kurumu neredeyse kalmadı. Her şey tek bir kişinin keyfine bağlı, şu anda bu ülkenin bir ekonomi politikası yok. Ne var? Zır cahillik var. Merkez Bankası’ymış, BDDK’ymış, bu kurumlar neredeyse yok hükmüne geldi. Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu. Ama arkadaşlar, endişeye mahal yok. Ne yapacağız, Türkiye’yi bu güzel ve güçlü ülkeyi hızla düzlüğe kavuşturacağız. 2002’de ülke çok kötü bir durumdayken, başarmıştık. Şimdi çok daha iyisini yapacağız. İlk bir ayda, kurumları ayağa kaldıracağız. Altı ayda mevcut kriz iklimini sona erdireceğiz. En geç 2 yılda da enflasyonu tek haneye indireceğiz. Bunu hep beraber başaracağız. Millet olarak bunu başaracağız.

“SİZ HER GÜN HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALIP BU ÜLKENİN EKONOMİSİNİ BÜYÜTEMEZSİNİZ”

Değerli dostlarım, hep söylüyorum. Ne kadar adalet, o kadar ekonomi. Ne kadar hak ve özgürlük, o kadar ekonomi. Ne kadar demokrasi o kadar ekonomi. İşte siz, ülkemizdeki demokrasi zeminini güçlendirmezseniz, üstüne sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. Olmaz. Siz her gün hukuku ayaklar altına alıp bu ülkenin ekonomisini büyütemezsiniz. Onun için olmuyor. Bunu anlamıyorlar ve ülkemizi bir krizden diğerine savuruyorlar. İşte bunun için biz ne diyoruz, ‘hak hukuk adalet’ diyoruz… İşte biz, hakkın düştüğü yerden kaldıracağız. Hukukun üstünlüğünü sağlayacağız ve adalet ile yöneteceğiz. Ancak o sağlam zemin üzerine sağlam bir ekonomiyi inşa edeceğiz. Çürük zemine sağlam ekonomi inşa edemezsiniz.

“86 MİLYON BİRDEN BÜYÜKTÜR”

İktidara geldiğimiz gün hemen durum ve hasar tespit çalışması yapacağız. Halının altına süpürülen her şeyi ortaya çıkaracağız. Enflasyon ile mücadele önceliğimiz olacak. Çünkü çağımızın bu en büyük hırsızlık yöntemine dur demek zorundayız. Merkez Bankası’nın bağımsız ve itibarlı bir kurum olmasını sağlayacağız. Tüm kadroları bilgili, deneyimli, dürüst isimlerle donatacağız. Reel sektörle ve bankacılık sektörü arasındaki sorunları hepsini tek tek çözmeye başlayacağız. Hızla toparlanacağız. Endişeye mahal yok, bu ülke şu anda içinde bulunduğu duruma bu kötü yönetim sebebi ile düştü. Dürüst ve ehli insanlar yönetmeye başlayınca derhal ayağa kalkacak bu ülke. Başaracağız, hep beraber başaracağız. Biz buradayız… Yüz binler burada… 86 milyon birden büyüktür. Türkiye birden büyüktür. İnanın böyle.

“GÜVENİ SAĞLAMADAN BİR ÜLKENİN EKONOMİSİNİ AYAĞA KALDIRAMAZSINIZ”

Bakın, güven olmayınca olmuyor. Güven olmayınca asla mümkün değil. Güveni sağlamadan bir ülkenin ekonomisini ayağa kaldıramazsınız. Güven sağlamadan toplumdaki refahı artıramazsınız. Güven olmadan olmaz. Ben böyle söyleyince bazen, gençler bana soruyor. Diyorlar ki; ‘Başkanım, şu güveni nasıl kazanacağız? Anlatsana’ diyorlar. Ben de bir dakikada, 8 maddede özetliyorum. Güveni nasıl kazanacağız? Bir, konuşunca doğruyu söyleyeceğiz. Merkez Bankası’na yalan yanlış işler yaptırmayacaksın. TÜİK’e yalan yanlış enflasyon açıklattırmayacaksın. İki, söz verince tutacaksın. Üç, emanete hıyanet etmeyeceksin. Dört, adaletle yöneteceksin. Beş, ehliyetli, liyakatli kadroları getireceksin. Altı, istişareyi asla elden bırakmayacaksın. Yedi, şeffaf olacaksın. Merkez Bankası’nın arka kapısından 250 milyar doları gizli saklı satmayacaksın. Son madde 8, her zaman hesap vermeye hazır olacaksın. Bu sekiz maddeyi yerine getirin, korkmayın. Güveni kazanırsınız, güveni kazandıktan sonra da sırtınız yere gelmez. İşte o zaman bu ülke çok hızlı bir şekilde Avrupa Birliği standartlarına ulaşan yüksek gelir grubuna ulaşan bir ülke olur.

“OTORİTERLİK Mİ, DEMOKRASİ Mİ? KEYFİLİK Mİ, HUKUK MU?”

Değerli arkadaşlarım, seçime gidiyoruz. Ama aslında bu seçim, özünde bir referandum. İki seçenekli bir referanduma gidiyoruz. Önümüzde iki tane tercih olacak. Şimdi bu iki tercihi ben İstanbul’a soracağım; otoriterlik mi, demokrasi mi? Keyfilik mi, hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi? Kavga mı barış mı? Kriz mi huzur mu? Yoksulluk mu zenginlik mi? Arkadaşlar, kara kış mı bahar mı? İşte biz demokrasi, özgürlük, zenginlik diyoruz. İstanbul cevabını veriyor. Bahar diyoruz. Seçimlerin olacağı son gün 14 Mayıs Anneler Günü. Gelin bu 14 Mayıs’ta annelerimize baharı hediye edelim arkadaşlar. ‘Oyumu sana hediye ediyorum anneciğim’ diyelim ve adaleti, barışı, huzuru annelerimize hediye edelim.”

Mansur Yavaş İstanbul’da: “14 Mayıs’ta Güzel Ülkemizde Kin, Nefret Tohumları Ortadan Kalksın, Artık Mutluluk, Refah Ve Bahar Gelsin Memleketimize”

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde; “14 Mayıs’tan sonra nasıl 11 Millet İttifakı büyükşehir ve diğer Milet İttifakı belediyelerinde yaşayan halk için huzur, bereket geldiyse, mutlu oluyorlarsa, şimdi ülkemizin bu mutluluğu, huzuru ve bereketi tatma zamanı geliyor. 14 Mayıs’ta güzel ülkemizde kin, nefret tohumları ortadan kalksın, artık mutluluk, refah ve bahar gelsin memleketimize diyor, başarılar diliyorum. Güzel günlerde görüşmek üzere” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

Yavaş, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“SEÇİM Mİ YAPIYORUZ, SAVAŞA MI HAZIRLANIYORUZ BELLİ DEĞİL”

“Bu kalabalıklar bir şey söylüyor, 14 Mayıs’ta değişimin müjdesini veriyor. Seçime gidiyoruz fakat nasıl bir seçim anlamadık. 21 yıllık iktidar yaptıklarını anlatıp yeni vaatler ileri sürmesi gerekirken tankları tüfekleri, gemileri gösteriyor. Seçim mi yapıyoruz, savaşa mı hazırlanıyoruz belli değil. Bu eserlerin hepsi bizim eserlerimiz gurur kaynağımız ama 14’ünden sonra insanlarımız şununla karşı karşıya kalacak; kiracı-ev sahibi, kredi kartları, pahalılık, enflasyon, uyuşturucu, mülteci. Bu sorunlarla karşı karşıya kalacak ama bunların konuşulmasını istemiyor. Seçim zamanı mevsimlik birazcık milliyetçilik sosu birazcık muhafazakarlık sosu. İnsanlar bununla tartışsın başka bir şey konuşulmasın istiyorlar.

“SEÇİME GİDERKEN MİLLİ, GAYRİ MİLLİ LAFLARININ HEPSİNİ, MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİKLERİNİZİ, MUHAFAZAKARLIKLARINIZIN HEPSİNİ REDDEDİYORUZ”

İstanbul düştü ama her şey çok güzel oldu. Gerçeklerin yine bu seçimde konuşulmasını istemiyorlar bir sürü iftira atıyorlar. Kulak asmıyoruz. Korkuyorlar mı? Neden korkuyorlar, hesap vermekten değil mi? Biz 15 Mayıs’ı bekliyoruz. 14 Mayıs’tan sonra hukukun üstünlüğü de mutlaka yerini bulacak ve hukuk herkese adil işleyecek. Millet İttifakı’ndaki 6 parti hakikaten uzlaşmış bir araya gelmiş. Öbür taraftakiler bir acayip, HÜDA PAR var. Bir kısmı ittifakta bir kısmı değil diyor, ee berabersiniz. Seçime giderken milli, gayri milli laflarının hepsini reddediyoruz. Mevsimlik milliyetçiliklerinizi, muhafazakarlıklarınızın hepsini reddediyoruz. Bizim yaklaşımımız şu; 31 Mart’ta 25 yıldır hiçbir yönetim görmeyen, eskilerin de belediyecilik yaptığını sana halk 11 Millet İttifakı büyükşehir belediye başkanını göreve getirdi ve aradaki farkı anladı. Ülkemizin de buna ihtiyacı var. 21 yıldır o gün 10 yaşında olan gençler 30 yaşına geldi bir başkasını görmedi. İnşallah Türkiye’de de bu fırsat verilirse Türkiye nasıl yönetilir, şeffaf olunur hepsini göstereceğiz.

“ARTIK BİZ TATLI DİLLİ, HERKESİ KUCAKLAYAN, HERKESİN CUMHURBAŞKANI OLACAK BİR CUMHURBAŞKANINA İHTİYACIMIZ VAR, O DA GELDİ”

Cumhurbaşkanı başından beri Millet İttifakı’nın bütün mensuplarını fertlerine kadar sürekli suçluyor. Ağza alınmaması gereken laflarla suçluyor. Dün akşam birdenbire bir tweet, biz 31 Mart’ta bekledik o tweeti. Bin 400 belediye başkanını bugün seçtin, 2019’da. Yarından itibaren bize düşen hep beraber ülkemiz için çalışmak sözünü cumhurbaşkanından beklerken topal ördek ithamları ile karşı karşıya kalmıştık. Bugün seçime giderken ilk defa hepimizi kucaklayan bir mesajı attı. Çok şaşırdık, uzun zamandır cumhurbaşkanının ağzından böyle güzel şefkatli bir cümle duymamıştık. Uçağa gelirken gördük ki hepimizi sandıkta mezara gömecekmiş, ne diyeyim ben. Artık biz tatlı dilli, azarlamayan, herkesi kucaklayan, herkesin cumhurbaşkanı olacak bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var, o da geldi. Az kaldı, gençlerine iyi telefonu layık gören, gençlerini azarlamayan, onları dinleyen, gençlerden akıl alan ve onların en iyisini talep etmelerini onlarda bir hak gören bir anlayışla 14 Mayıs’ta sandığa gidiyoruz ve birleşe birleşe kazanıyoruz.

“14 MAYIS’TA GÜZEL ÜLKEMİZDE KİN, NEFRET TOHUMLARI ORTADAN KALKSIN, ARTIK MUTLULUK, REFAH VE BAHAR GELSİN MEMLEKETİMİZE”

14 Mayıs’tan sonra nasıl 11 Millet İttifakı büyükşehir ve diğer Milet İttifakı belediyelerinde yaşayan halk için huzur, bereket geldiyse, mutlu oluyorlarsa, şimdi ülkemizin bu mutluluğu, huzuru ve bereketi tatma zamanı geliyor. 14 Mayıs’ta güzel ülkemizde kin, nefret tohumları ortadan kalksın, artık mutluluk, refah ve bahar gelsin memleketimize diyor, başarılar diliyorum. Güzel günlerde görüşmek üzere.”

Temel Karamollaoğlu İstanbul’da: “Bir Depreme Bile İki Gün Geç Müdahale Eden Bu İktidar, Mutlaka Değişmesi İcap Eden Bir Yapı Hâline Geldi. Mecburuz”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde; “Mağdur olan kim olursa olsun, siyaseten bizim aynı duygu ve düşünceleri paylaşmasa bile onun derdini biz kendi derdimiz bileceğiz, bundan emin olun. Herkesin dert babası olacağız. Mutlaka dertli olan insanlarla dertleşeceğiz. Mutlaka her kesimin problemlerini çözeceğiz” dedi. Karamollaoğlu ayrıca, “Bir deprem yaşadık. 11 ilimiz yerle bir oldu. Sırf bugünkü başkanlık sisteminden dolayı müdahaleye bu iktidar iki gün geç teşebbüs edebildi. Düşünebiliyor musunuz, bir depreme bile bugünkü sistemden dolayı iki gün geç müdahale eden bu iktidar, mutlaka değişmesi icap eden bir yapı hâline geldi. Mecburuz. Sizin dertlerinizle dertlenebilmek için bu değişiklikleri yapmaya mecburuz” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“BİZİM DERDİMİZ, SİZİN DERDİNİZLE DERTLENEBİLMEK, SİZİN İÇİNE SÜRÜKLENMİŞ OLDUĞUNUZ PROBLEMLERDEN BİR AN ÖNCE KURTULMANIZI SAĞLAYABİLMEK”

“Sizin şu ortaya koyduğunuz tablodan da inşallah 14 Mayıs’ta mührü Millet İttifakı’na vereceğinizin işaretini görüyorum. İnşallah 15 Mayıs yeni bir dönemin başlangıcı, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da Cumhurbaşkanlığı’nın tescili olacak.

Muhterem kardeşlerim, hava biraz serin. İlk konuşmayı da bana verdiler Canan hanımdan sonra sizi çok uzun zaman burada tutmayı arzu etmiyorum. Sadece birkaç kelimeyle düşüncelerimi, fikirlerimi, hissiyatımı size arz etmek istiyorum. Biz altı siyasi parti olarak bir araya geldik. Ülkemizin son 21 yıldır içine sürüklenmiş olduğu sıkıntılardan kurtulabilmek için. Sizin sıkıntılarınızı biliyoruz. Onlara derman olacak projeleri, ilkeleri de son 1,5 yıldır hazırladık ve inşallah 15 Mayıs’tan sonra da bunları tatbikata başlayacağız. Bizim derdimiz belli bir makama, mevkiye gelmek değil. Bizim derdimiz, sizin derdinizle dertlenebilmek, sizin içine sürüklenmiş olduğunuz problemlerden bir an önce kurtulmanızı sağlayabilmek.

“HERKESİN DERT BABASI OLACAĞIZ”

Muhterem kardeşlerim, en önemli meselelere yaklaşırken düşüncemiz, hissiyattan kurtulmak. Hislerimiz değil, aklımız, vicdanımız, tecrübelerimiz bu ülkenin içine sürüklenmiş olduğu problemlerden nasıl kurtulacağımızı bize gösterecek. Bizim her konuda; kanun hükmünde kararname mağdurları, atanamayan öğretmenler, bunun dışında farklı sebeplerle mahkemelere gidip haklarını almalarına haklarını mahkemede alıp, devlet nezdinde alamayanların derdi de bizim derdimiz. Her mağdur insanın derdiyle dertlenmeyi kendimize ilke kabul ettik. Elbette toplum kesimleri, her birinin birbirinden farklı sıkıntıları var. Sözgelimi esnaf, bizim memleketimizin bel kemiğini oluşturur. Türkiye’mizin tamamını düşündüğümüzde milyonun üzerinde esnaf kardeşlerimiz var. İstanbul’da 300 binden fazla esnafımız var. Esnafımız aslında toplumun temel direklerinden bir tanesi ama derdiyle dertlenenler maalesef şu anda yok. İktidarda bulunanlar onların derdini kendilerine sadece hatırlatmak için bir vazife olarak görüyorlar. Ama 21 yıllık iktidarları esnasında esnafın problemini çözmediler, çözemediler. Tam tersi arttırdılar. Bundan dolayıdır ki, sözgelimi esnafın derdiyle dertlenmek, onun kredi problemlerini, ödeyemedikleri vergi problemlerini halletmek bizim en önemli görevimiz olacak. Şundan emin olun, biz sadece vaatte bulunmuyoruz. Biraz önce de ifade ettim, çok farklı programları olan altı siyasi parti Genel Başkanları olarak bir araya geldik. Meselelerimizi birlikte mütalaa ettik, komisyonlar kurduk. Arkasından da bu problemlerin üstesinden nasıl geleceğimizi kamuoyuna deklare ettik. Açıkladık. Gizli kapaklı bir şeyimiz yok. Onun için mağdur olan kim olursa olsun, siyaseten bizim aynı duygu ve düşünceleri paylaşmasa bile onun derdini biz kendi derdimiz bileceğiz, bundan emin olun. Herkesin dert babası olacağız. Mutlaka dertli olan insanlarla dertleşeceğiz. Mutlaka her kesimin problemlerini çözeceğiz. Türkiye’yi biz bir bütün olarak görüyoruz. Diyarbakır’dan Edirne’ye kadar, Kars’tan ta Muğla’ya kadar her bölge bizim derdimiz.

“DEPREME BİLE BUGÜNKÜ SİSTEMDEN DOLAYI İKİ GÜN GEÇ MÜDAHALE EDEN BU İKTİDAR, MUTLAKA DEĞİŞMESİ İCAP EDEN BİR YAPI HÂLİNE GELDİ”

Bir deprem yaşadık. 11 ilimiz yerle bir oldu. Sırf bugünkü başkanlık sisteminden dolayı müdahaleye bu iktidar iki gün geç teşebbüs edebildi. Düşünebiliyor musunuz, bir depreme bile bugünkü sistemden dolayı iki gün geç müdahale eden bu iktidar, mutlaka değişmesi icap eden bir yapı hâline geldi. Mecburuz. Sizin dertlerinizle dertlenebilmek için bu değişiklikleri yapmaya mecburuz. Şunu bilin, bütün dertler sıralandı. Adalet başta olmak üzere, her konuya el atacağız. Mutlaka sanayide bir devrim yapacağız. Neye ihtiyacınız varsa, ihtiyacımız varsa, mutlaka onu gidereceğiz. Ülkemizin her bölgesinde her ilinde yatırımlar gerçekleştireceğiz. Herkes iş bulmak, karnını doyurmak için İstanbul’a gelmek mecburiyetini hissetmeyecek. Biz herkes iline dönsün demiyoruz. Ama her ilinde yaşayan insan, kendi karnını kendi ilinde mutlaka doyursun istiyoruz. Onun için planlı çalışmaya ihtiyacımız var. Gündelik taleplere uyarak problemler çözülemez.

Hasbelkader, ben hayata devlet dairelerinde başlarken, Devlet Planlama Teşkilatı’nda başladım. Şunu gördüm, plansız ne yaparsanız yapın, boşa gider, emeğinizin büyük bir kısmı. Planı doğru yaparsanız o da. Doğru yapmazsanız zaten bu memleketin kurtulmasını sağlamak mümkün değildir.

“VAR MISINIZ?”

14 Mayıs için bir taahhüt istiyoruz. Eğer bu taahhütte bulunur, yetkiyi Millet İttifakı’na verirseniz, gelecek sene bu mevsimde bir araya gelirsek, Allah nasip ederse problemlerinizin büyük bir kısmının çözülmüş olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bu desteği görmekte sizden taahhüt istiyorum. Var mısınız? Var mısınız? Var mısınız? İnşallah ülkemizin bugünkü sıkıntılardan kurtulacağı günleri çok kalmadı, kısa bir zaman sonra birlikte idrak edeceğiz. Başarıya da ulaşacağız.”

Davutoğlu, İstanbul’dan Beştepe’ye seslendi: “Bunlar ejder meyvesiyle beslenip, halka soğanı çok görürler”

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Maltepe’de düzenleyeceği “Büyük İstanbul Mitingi” gerçekleşti

Eşi Sare Davuoğlu ile sahneye çıkan Gelecek Partisi lideri, 8 günün kalan 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulunurken, “14 Mayıs bir siyasi darbedir’ diye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerini hatırlattı. İstanbulluların milli irade dersi verdiğini söyleyen Davutoğlu, “Seçimlere ‘siyasi darbe’ diyen bir bakana; toplumu, milleti bölerek, kardeşi kardeşe düşman kılan bir söylem kullananlara milli irade dersi veriyor İstanbul” dedi.

Artan enflasyon rakamlarına ve spesifik olarak soğan fiyatlarına da değinen Davutoğlu, “Bütün milletime sesleniyorum: Millet İttifakı’nın iktidarında, gıda enflasyonunun altında bir cümle olmayacak. Yiğidi bir kuru soğana muhtaç edenler gidecek; Anadolu yiğitleri geri gelecek” ifadelerini kullandı.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, vatandaşlara seslenirken şu ifadeleri kullandı:

“Her vesile ile söylerim, İstanbul anlayana bir hocadır, ders verir. Bugün İstanbullular bir milli irade dersi veriyor. Seçimlere ‘siyasi darbe’ diyen bir bakana; toplumu, milleti bölerek, kardeşi kardeşe düşman kılan bir söylem kullananlara milli irade dersi veriyor İstanbul.

‘DİKTİKLERİ BİNALARLA BÜYÜK ACILAR YAŞATTILAR’

Bugün Hıdırellez. Hıdırellez; insanın toprakla, suyla, havayla barışmasıdır. İnsanı, insanla barıştırmaya, kardeş kılmaya geliyoruz. Bugün bahar ve Hıdırellez. 15 Mayıs ise siyasetin Hıdırellez’i olacak.

  1. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ile yaptığımız görev taksiminde bana, Millet İttifakı’nın tarım ve gıda güvenliği politikalarını anlatmak düştü. Vaktimiz az. Ama size tarım ve gıda güvenliğini anlatırken iki zihniyeti anlatmaya çalışacağım.

Önce toprak. Ondan geleceğiz, ona gideceğiz dediğimiz toprak. Bir zihniyet der ki; toprak ranttır, kupon arazidir, üzerine gökdelen dikerek milyarlar kazanırız. Bir zihniyet de yani biz de deriz ki toprak bizim dostumuzdur, ondan geldik ona gideceğiz. Toprak, bir rant alanıdır diyenler. Bundan üç ay önce, şubat ayında; deprem bölgesine diktikleri binalarla büyük acılar yaşattılar. Malatya Bostanbaşı Kayısı Mahallesi’nde, kayısı dikilen bahçelerde gökdelen diktiler. Şimdi mücadele kim ile kim arasında? Toprağa bereket diye bakan, aslını toprakta görenlerle; toprakta rant görenler arasında. 2017 – 2020 arasında 2 milyon 370 bin dekar toprak, tarımdan uzaklaştırıldı. Sadece geçen sene 1 milyon büyükbaş, 1 milyon 300 bin küçükbaş hayvanımızı kaybettik. Envanter düştü. Siz niye pahalı et yiyorsunuz? Çünkü hayvancılığı öldürdüler. Çünkü bunlar toprakla savaşanlardır. Biz toprakla barışanlardanız.

‘BAŞBAKANLIK MAKAMINI DA GASP EDEN BİR ADAM’

Bir eski Başbakan. Bugünlerde çok konuşuyor. Seçimlerde yabancı istilacılara karşı, 14 Mayıs’ta; bu ülkeyi yabancı istilacılara bırakmayacağız. İstanbullular siz ona iki kere ders verdiniz değil mi? Bir yetmedi, iki kere. İzmirliler de ders verdiler. Girdiği her seçimi kaybeden, Başbakanlık makamını da gasp eden bir adam, çıkmış bizi yabancı işgalcilerle bir arada tutuyor. Haddini bil, haddini. Millet İttifakı, yabancı istilacılara da, toprağı işgal eden rantiyeye karşı da kurulmuştur.

‘ÇİFTÇİLERİMİZ TOPRAĞA GERİ DÖNECEK’

Çok net söylüyoruz. Toprak, tarım politikamızın başında şu var: Toprağı rant alanı olarak gören bu zihniyet gidecek, toprağı bereket olarak gören çiftçilerimiz toprağa geri dönecek. İmar baronları gidecek, milletin efendisi köylü gelecek.

‘HEM İHA, HEM SİHA, HEM TOGG; HEM SOĞAN…’

İkincisi su… KOP, GAP projesi kaldı. Ama bunlar Kanal İstanbul yapmak peşindeler. Çünkü rant var. Hiç hak etmedikleri, büyük servet birikimleri var. Bunlar tüketici ile üreticiyi birbirine düşman etti. Et, süt fiyatı artarsa, tüketici alamıyor; düşerse üretici kar edemiyor. Biri de çıktı ki, bunlardan biri; ‘Biz TOGG diyoruz, onlar soğan diyor’ dedi. Tam bir zihniyet fukarası. Sovyetler Birliği çökerken de böyle demişlerdi. Biz ise şunu diyoruz: ‘Hem İHA, hem SİHA, hem TOGG; hem soğan.’ Hiçbir zaman savunma sanayisini soğanın karşısına koymadık, bunlar koyarlar.

‘YİĞİDİ BİR KURU SOĞANA MUHTAÇ EDENLER GİDECEK’

Bu seçim, halkla birlikte halkın kaderini paylaşanlarla; halkı gıda enflasyonu karşısında ezdirenlerin seçimi olacak. Size söz veriyoruz. Bütün milletime sesleniyorum: Millet İttifakı’nın iktidarında, gıda enflasyonunun altında bir cümle olmayacak. Yiğidi bir kuru soğana muhtaç edenler gidecek; Anadolu yiğitleri geri gelecek.

‘İMAR BARONLARINA YEDİRMEYECEĞİZ’

Çiftçi yaş ortalamamız 56 olmuş. Yani 20 yıl daha tedbir almazsak, maalesef çiftçilerimiz kalmayacak. Şimdi biz genç çiftçilerimiz için özel teşvikler uygulayacağız. Hazine garantili alanlar genç çiftçilere tahsis edilecek. Kiralamada kolaylıklar olacak. Sakın çiftçiliği uzak alanlar diye düşünmeyin. Kent tarımı yapacağız. Kırsal dönüşüm yapacağız. Türkiye’nin ovalarını gökdelenlerle imar baronlarına yedirmeyeceğiz. İstanbul çevresi ile birlikte tarım kenti de olacak.

Pandemi döneminde yaşadık. Lojistik zorlaştı. Kentlerimizin etrafındaki tarım alanlarını rantiyeye kurban etmeyeceğiz. Bütün tarım alanlarında, yarım kalan sulama projelerinin hepsini tamamlayacağız. Biz Kanal İstanbul’a değil, Anadolu’ya suyla bereket getireceğiz.

‘EJDER MEYVESİ İLE BESLENİP HALKA SOĞANI ÇOK GÖRENLER’

Ürün girdilerini kontrol edeceğiz. Bunlar; lüks yatlara mazotu ÖTV’siz veriyor. Biz çiftçiye ÖTV’siz vereceğiz. Lüks yatlara mazotta ÖTV’yi kaldıranlar gidecek, çiftçiye ÖTV’siz verenler gelecek. Yem ve tohumda yapılan bütün harcamaların yüzde 50’si çiftçiye geri verilecek. Türkiye, ithalatla çiftçilerin terbiye edildiği bir ülke olmayacak. FAO, Dünya Gıda Örgütü’nün rakamlarına göre, bir yıl içinde gıda fiyatları dünyada yüzde 21 düştü. Hani bunlar ekonomik kriz olduğunda demiyorlar mı, dünyada da kriz var. Dünyada yüzde 21 düşerken, et fiyatları Türkiye’de yüzde 234 nasıl arttı? Süt 30 liraya nasıl dayandı. Bunlarda vicdan yok. Bunlar kendileri; manda yoğurdu ile ejder meyvesi ile beslenip halka soğanı çok görenler… Sofralarında ejder meyvesi ile beslenenler gidecek. Anadolu’nun temiz gıdası ile Türkiye’yi kendine yeter yapanlar geri gelecek.

KUR KORUMALI TOHUM

Kur korumalı mevduat adı altında, faizcilere kaynak aktardılar. Biz; kur korumalı tohum getireceğiz. Kur korumalı mazot, kur korumalı yem, kur korumalı gıda… Yani kur tehdidi altından, maaliyetleri çıkaracağız. Bunlar köprülerden geçiş için alım garantisi verdiler. Biz ise ürünlerde çiftçimize alım garantisi vereceğiz. Çiftçilerimiz en başında bilecekler, ne ekersem karşılığında ne alırım.

‘ZİRAAT DIŞINDA HER İŞİ YAPAN BİR BANKA..’

Ne yapacağız biliyor musunuz? Hani bir banka var, adı Ziraat Bankası. Ama kendisi ziraat dışında her işi yapan bir banka. Medya patronlarına kredi verir. Yandaş medya kurabilmek için Ziraat Bankası fonlarını kullananlar gidecek. Ziraat Bankası’nı çiftçilere ve milletin gıda ihtiyacını karşılamak üzere tarım sektörüne ayıranlar gelecek. Tüm bu rantiyeye son vereceğiz.

‘BİZİM SÖZÜMÜZ’

Kuracağımız Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı ile yepyeni bir dönemi başlatacağız. Çiftçimiz mutlu olacak. Gerçek anlamda Hıdırellez’i kutlayacaklar. Tüketicimiz temel gıdasını alacak. Bu bizim sözümüzdür. Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı yardımcılarının ortak sözüdür.

‘YASAKLAR GİDECEK, ÖZGÜRLÜKLER GELECEK’

Gelecek hafta, bütün bu rant dönemine son vereceğiz. Kendi halkına dönüp kitapsızlar diyenler, küffar diye konuşanlar… Dinimizi, vatanımızı, milletimizi ve milli değerlerimizi istismar edenler gidecek. 14 Mayıs günü kimler gidecek, kimler kalacak? 14 Mayıs gecesi, 15 Mayıs sabahı; yeni bir baharda yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. 15 Mayıs sabahı kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek. Kucaklaşacak mıyız? Millet İttifakı ile her kesim birbiriyle kucaklaşacak mı? Yargıya talimat veren hukuk anlayışı gidecek; hak, hukuk, adalet gelecek. Mülakat gidecek, liyakat gelecek. Her gün, her akşam bir videoları yayınlanan; işte dün akşam da Antalya Havalimanı’nda ne döndüğü yayınlanan; o yolsuzluk sistemi gidecek, siyasi ahlak gelecek. Gelecek mi? Bütün bunların sebebi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gidecek, güçler ayrılığına, demokratik hukuk devletine dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gelecek mi? Oy vermeye hazır mısınız?

‘HEP BERABER’

15 Mayıs günü; yalana, yolsuzluğa, yasaklara, yoksulluğa boğulmuş, Cumhur İttifakı gidecek, milleti bereket ile buluşturacak olan Millet İttifakı gelecek. Söz mü? 14 Mayıs günü, sandıkları yeni bir Türkiye, yeni bir bahar için buluşturacak mıyız? Haydi Türkiye, hep beraber.”

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

CHP’li Nuran Çetin: Bugün, eğitim sistemimizin ve öğretmenlerimizin sayılamayacak kadar çok sorunu bulunmaktadır

CHP’nin Kayseri’de Eğitimden Sorumlu İl Başkan Yardımcımız Nuran Çetin, Öğretmenler günü nedeniyle yaptığı açıklamada, AK …