Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kayseri’de; “Enflasyon yoluyla bütün milletin cebinden çalıyorlar. Enflasyon en büyük hırsızlıktır. Modern hırsızlığın adıdır. Soğan olmuş 30 lira. Kıyma 300 lirayı geçmiş. Pastırmanın en ucuzunun kilosu 750 lira, bin 200 liraya gidiyor değil mi? Sizin bizim evladımızın hakkını enflasyon yoluyla topluyorlar. Gerçek enflasyonu gizliyorlar” dedi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri’de miting yaptı. Mitinge; DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı. Mitingde konuşan Babacan, şunları söyledi:
“DEVA Partisi’ni kurduğumuz ilk günden bu yana sokak sokak vatandaşlarımızla buluşuyoruz, sohbet ediyoruz, dertleşiyoruz. Ama beni en iyi anlayan şehir herhalde Kayseri. Ticaret deyince burada akan sular duruyor değil mi? Ekonomi deyince en iyisini Kayseri anlar değil mi? Öyle bir döneme girdik ki arkadaşlar sözüm ona faize karşı bir hükümet var şu anda. Bir yandan lafa gelince nas diyorlar, kutsallarımızı her gün siyasette istismar ediyorlar ama öte yandan devletin hazinesi son yıllarda en yüksek faiz ödemelerini bu dönemde yaptı, yapıyor. Geçen sene ödedikleri ne kadar biliyor musunuz, Hazine’den ödedikleri faiz, 311 milyar TL. Eski parayla altı sıfırı atmadan söyleyeyim, 311 katrilyon değil kentilyon. Bakın devam ediyorum bu yıl ödeyeceğiz dedikleri faiz ne kadar? Tam 565 milyar lira. Bütçeye yazdılar bu kadar ödeyeceğiz diye biz söylemiyoruz. Sayın Erdoğan’ın imzasıyla Meclis’e giden ve Meclis’ten geçen bütçeden bahsediyorum. 565 milyar ödeyeceğiz dediler. Yetmedi bir de Kur Korumalı Mevduat için kur farkı ödüyorlar değil mi? Bu yeni bir icat da değil. 1970’lerde DÇM vardı. Dövize Çevrilebilir Mevduat diye. Rahmetli Özal ne dedi? Bu dedi ‘bilgisizliğin vesikasıdır, enflasyonun ana sebebidir’ dedi. ‘Gençlere vasiyetimdir’ dedi, ‘bir daha bunca yanlışları bu ülkeye sokmayın’ dedi. Ne yaptı Sayın Erdoğan? Özal’ın enflasyonun sebebi olarak gördüğü kendini uyanık sananların dalaveresi dediği sistemi 40 sene sonra tekrar diriltti adına da Kur Korumalı Mevduat dedi.
“ENFLASYON EN BÜYÜK HIRSIZLIKTIR. MODERN HIRSIZLIĞIN ADIDIR”
Biri geliyor biri gidiyor ya bakanların isminin önemi yok. Fark etmiyor. Kararı bir kişi veriyor şu anda. Neymiş, Kur Korumalı Mevduatmış. Değerli arkadaşlar bu ilk ilan edildiği gün ben Polatlı Ticaret Odası’nda söyledim. Dedim ki bu Hazine’yi batırma projesidir dedim. Milli servetimizi faize peşkeş çekmektir dedim. Ne yapıyorlar bunlar bankada faizde olan parası olan vatandaşa diyorlar ki sayısı çok değil. ‘Aldığın faiz yetmez’ diyorlar. ‘Eğer kur daha fazla artarsa aradaki farkı da biz devlet ödeyeceğiz merak etme’ diyorlar. Faiz üstüne faiz ödüyorlar şu işe bakın. Bir kuruş ödetmeden nasıl yapıyorlar bunu kim ödüyor? Kayseri cevabı biliyor. Senden, benden, Kayseri’nin emeğinden alıp da ödüyorlar. Vergi olarak ödüyorlar. Bir de ne yapıyorlar? Enflasyon yoluyla bütün milletin cebinden çalıyorlar. Enflasyon en büyük hırsızlıktır. Modern hırsızlığın adıdır. Soğan olmuş 30 lira. Kıyma 300 lirayı geçmiş. Pastırmanın en ucuzunun kilosu 750 lira, bin 200 liraya gidiyor değil mi? Sizin bizim evladımızın hakkını enflasyon yoluyla topluyorlar. Gerçek enflasyonu gizliyorlar. Enflasyon yüzde 200’e çıktığında TÜİK’e yüzde 70 yüzde 80 diye açıklattırdılar bir de utanmadan ya. Yalanla olmaz.
“MİLLETİN CEBİNDEN TOPLADIKLARINI BİR AVUÇ ZENGİNİN MAL VARLIĞINA KATMAK İÇİN KULLANIYORLAR”
Soğan 30 lirayı geçince zaten artık güle güle diyeceğiz. Kimse de kuru soğan depolarına baskın yapıp enflasyonun sebebi bu depolardır dediniz de artık inanmıyor kimse almıyor bunu kimse. Kayseri buna inanmaz. Sonuçta ne yapıyorlar? Bir vergi yoluyla iki enflasyon yoluyla bütün milletin cebinden topladıklarını bir avuç zenginin varlığına varlık katmak için kullanıyorlar. Şu anda yeni ekonomik model dedikleri bu. Başka bir şey değil. 2018’de ne demişti hatırlıyor musunuz? Bu kardeşinize yetkiyi verin faizle nasıl mücadele edilir göstereceğim demedi mi? Seçimlere öyle gitmedi mi? Gördük, gördük faizle nasıl uğraştığını. Söyledim, bakın bu sene 565 milyar faiz ödeyecek. Yetmedi geçen seneki kadar ödese 200 milyar da kur fark etti mi? 565’e 200 ekleyin, ne eder? 765. Gelelim şimdi asıl hesaba. 765 milyara ne yaparsınız? 765 milyar ne kadar büyük bir paradır değil mi? Bunu bazen ölçmek kolay olmuyor. Hele hesap kitap şaşınca hiç olmuyor. 11 Şubat’ta, iki ay önce Resmi Gazete’ce hükümetin yayınladığı inşaat birim maliyetlerine göre 100 metrekarelik bir dairenin KDV dahil inşaat maliyeti 750 bin lira. 100 metrekare arsa yok tabii burada çünkü devlet zaten arsaya para ödemiyor. 750 bin liraya 100 metrekarelik bir daireyi inşa edebiliyorsunuz. Peki 750 bin liraya bir daireyse 1 milyon konutu kaça mal edersiniz? Altı sıfır ekliyorsunuz ne ediyor? 750 milyar ediyor. Demek ki 750 milyara 1 milyon tane konutu devlet inşa edebiliyor. Peki bunlar bu yıl faiz artı kur farkına ne ödeyecekti? 765. Demek ki bu yıl faize ve kur farkına ödeyecekleri, ödenecek diye ilan ettikleri rakamla tam 1 milyon tane konutu bedava üretim vatandaşa teslim etmek mümkün. Paranın büyüklüğünü görüyor musunuz? Büyük para büyük. Sadece faizi ödediği geçen sene de 1 milyon konut üretiyordu bu sene de 1 milyon konut üretecek kadar büyük büyük rakam.
“ÜLKEMİZİN GENÇLERİ DÜNYADAKİ AKRANLARINDAN GERİ KALIYORLAR”
Bu mu faizle mücadele? Bu mu ekonomi yönetimi? Ne diyor; ekonomistim diyor alanım ekonomi diyor ama sonuç ortada. Bilmiyor. Bilmediğini de bilmiyor. Biliyorum zannediyor. Sorun da tam özünde bu var. Yazık bu millete. Gerçekten içimiz kan ağlıyor. Çok üzülüyoruz. Yağlamanın arasına koyduğumuz kıyma olmuş 300 lira. Rahatça yağlama yiyemiyor bu millet. 300 lira kıymanın kilosu. Şimdi vatandaş diyor ki; patates diyorsunuz soğan diyorsunuz doğru. Böyle deyince de ne diyor, ‘vay efendim soğan mı konuşulurmuş’ diyorlar. Azıcık parasızlıktan bahsedince ne diyorlar gençlere? ‘Çıkar telefonunu göster’ diyorlar değil mi gençlere? Telefon lüks ya. ‘Çıkar telefonunu göster’ diyor. Arkadaşlar bu bir ihtiyaç ya telefon dediğin ihtiyaç. Bir insan hakkıdır. Bilgi almak bir insan hakkıdır. Bugün akıllı telefon bir temel haktır. İyisinden bir telefonu almak için asgari ücretle çalışan bir gencimiz ne kadar çalışmak zorunda kalıyor biliyor musunuz? Hiç yemese içmese hiçbir şeye harcamasa 6 aylık asgari ücreti biriktirse ancak alıyor. 6 aylık asgari ücret bir telefon ediyor ya. Peki bu süre Avrupa’da Amerika’da ne kadar, 1 hafta.
Gençlerimiz son model bilgisayar almak istiyor alamıyor. Ülkemizin gençleri dünyadaki akranlarından geri kalıyorlar. Gençler ülkemizin yarını değil bugünü.
“TEK BİR LİSTEYLE SEÇİME GİRELİM Kİ TEK BİR OY DAHİ ZAYİ OLMASIN”
Değerli arkadaşlarım bu ağır vergi yükleriyle bu yüksek bilgisayar fiyatlarıyla yüksek teknoloji fiyatlarıyla gençlerimizin karşı karşıya bırakılmasına biz itiraz ediyoruz. Avrupa’daki, Amerika’daki, Asya’daki gençlerin elindeki imkanlar neyse biz bunları gençlerimize sunmak zorundayız. Çünkü onların geçleri daha kabiliyetli değil. Sadece sunulan fırsat, sunulan imkan meselesi bu biz bunları sağlamak zorundayız. Bu karanlığın içinde belki hayal etmesi zor geliyor ama inanın çok hızlı toparlanacağız. Siz bizlere destek vereceksiniz, biz gerisini inşallah halledeceğiz. Endişeye mahal yok. Bu seçim altı parti bir araya geldik. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dedik. Ortak Politika Metni hazırladık, tam 2 bin 300 madde. Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Bunun örneği yok. Altı parti seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ne yapacağını bütün detaylarıyla hazırladığı 2 bin 300 maddelik ev ödevi 20 tane bakanın önüne konulacak birinci günden itibaren. Başka ne yaptık? ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ dedik ve ortak cumhurbaşkanı adayımız olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nu belirledik. Sayın Kılıçdaroğlu seçildiği gün sadece Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı olmayacak, 86 milyonun cumhurbaşkanı olacak bunu göreceğiz inşallah. ‘Ortak aday da yetmez’ dedik ne dedik? Ortak listeyle seçime gitme kararı aldık. Bu da çok önemliydi. ‘Tek bir listeyle seçime girelim ki tek bir oy dahi zayi olmasın’ dedik. Hesap ortada. Her parti ayrı ayrı listelerle seçime girdiğinde küsuratlardan herkes kaybediyor. Beraber seçime girdiğimizde o küsuratlar toplanıyor hep beraber daha fazla milletvekili çıkarıyoruz. Havuz büyüyor ve her parti daha fazla milletvekili çıkarıyor, Millet İttifakı da daha fazla milletvekili çıkarıyor. Dolayısıyla ne yaptık? Ortak cumhurbaşkanı adayı ve ortak listeler dedik. Böylece ne dedik? ‘DEVA Partisi’ne destek veren vatandaşlarımız DEVA için Cumhuriyet Halk Partisi’nin logosunun altına evet diyecek’ dedik. Saadet’e destek verecek arkadaşlarımıza, vatandaşlarımıza ne dedik? ‘Saadet için CHP’nin altına evet’ dedik. Gelecek için, ‘CHP’nin altına evet’, Demokrat Parti için, ‘CHP’nin altına evet’ dedik. ‘Böylece birleşe birleşe kazanacağız’ diyorsunuz ya onu gerçekleştireceğiz inşallah. Özgür ve zengin bir Türkiye’yi beraberce inşa edeceğiz. Biz çözeceğiz biz.
“BAHÇELİ, NE ZAMAN KRİZ VAR, ORADA”
Nasıl iki tane büyük krizi çözdüysek ekonomik krizi, bu krizi de biz çözeceğiz inşallah. Evet, şöyle bakıyorum meydana yaşı yeten çok vatandaşımız var. 2001 krizini hatırlarsınız. 2008-2009 krizini hatırlarsınız. 2001 krizinde faizler yüzde 7 bin 500’e çıktığında, 20 tane banka battığında Sayın Bahçeli o hükümetin ortağıydı. Onun için biz ona, ‘krizlerin ortağı’ diyoruz ya. Ne zaman kriz var orada. Şu anda kriz var gene orada. O günlerde doların ateşi bir türlü düşmüyordu. Ne yaptık? Kolları sıvadık, 2001-2002 krizini çözdük. İki yılda 34 yıllık enflasyonu tek haneye indirdik. Avrupa Birliği rotasında sapasağlam ilerledik. Daha sonra 2008-2009’da da büyük bir kriz çıktı. Bütün dünyayı yaktı. Komşumuz Yunanistan’dan tutun İtalya, İspanya hepsi sıkıntı çekti. Biz ne yaptık? 2008-2009 krizinden ülkeyi çıkardık. Türkiye bunları başardı mı? Türkiye, 2001-2002 krizini çözdü mü, çözdü. 2008-2009 krizini bu ülke çözdü mü, çözdü. İnşallah bu krizi de çözeceğiz, daha iyisini yapacağız. Yepyeni başarılara koşacağız, çok daha iyisini yapacağız. Sakın unutmayın arkadaşlar, inanın çok yakında tatile gitmek, ev almak, araba almak hayal olmaktan çıkacak. Tekrar vatandaşlarımızın satın alma gücü yükselecek. Tekrar bu ülke bunu başaracak. Hepsi gerçek olacak. Türkiye’yi bölgemizin en güçlü ekonomisi yapacağız. Kayseri’deki esnaf kardeşim de çiftçimiz de tüm çalışanlarımız kazanacak, bütün Türkiye kazanacak.
“GÜVENİ İNŞA EDEREK KAZANACAĞIZ, GÜVEN OLMAZSA OLMAZ”
Ve nasıl kazanacağız biliyor musunuz? Güveni inşa ederek kazanacağız, güven olmazsa olmaz. Başarının sırrı güvendir, güven. Bazen ben güven deyince gençler bana soruyor, ‘başkanım güven nasıl kazanılır, güven nasıl olur?’ Ben de diyorum ki gençlere, bir dakikada sekiz maddede özetleyeyim güven nasıl kazanılır. Bir, konuşunca doğruyu söyleyeceksin. Yüzde 200 olan enflasyonu yüzde 80 diye açıklamayacaksın. İki, söz verince tutacaksın. Üç, emanete hıyanet etmeyeceksin. Dört, devlet yönetiyorsan her daim adaletle hareket edeceksin. Beş, ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışacaksın. Dürüst ve ehil insanlarla çalışacaksın, kadroyu öyle kuracaksın. Altı, istişareyi asla elden bırakmayacaksın. Bin biliyorsan bir bilene soracaksın. Yedi, şeffaf olacaksın, açık olacaksın, on yerden gizli saklı maaş almayacaksın, Merkez Bankası’nın arka kapısından 250 milyar doları boşaltmayacaksın. Şeffaf olacaksın, üç yıldır soruyoruz cevap veremiyorlar. Ne yaptınız bu Merkez Bankası’nın dövizlerini diyoruz. Arka kapıdan sattılar 250 milyar doları. Dün çıktı rakamlar ortaya. Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonu eksi 67 milyar dolara düştü. Dövizler bitti, altınları satıyorlar harıl harıl, çok üzülüyoruz. Merkez Bankası’nın elindeki dövizi sıfırladıkları gibi, Merkez Bankası’nı 67 milyar dolar da döviz borcuna sapladılar bunlar. Rakamlar dün çıktı ortaya. Ve sekiz, her zaman hesap vermeye hazır olacaksın. Bu sekiz maddeyi yerine getirin, korkmayın.”