Özdağ’dan Hulusi Akar’a sert tepki: Vatandaşımızı gençlerimize mi kırdıracaksınız?
Parti tanıtım programında salondan gelen “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganlarına “Onun da zamanı gelecek” diye cevap veren Ak Parti Kayseri Milletvekili adayı Hulusi Akar’a “Bu ülkenin vatandaşlarını bu ülkenin gençleriyle mi tehdit ediyorsunuz?” diye soran Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, “Bu topraklara sevgi tohumları ekmeye geliyoruz” dedi.
Ak Parti’den Kayseri Milletvekili adayı gösterilen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, partisinin aday tanıtım toplantısında askerî operasyonlardan bahsederken, salondan “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganları yükseldi. AKP’lilerin bu çağrısına “Onun da zamanı gelecek, bekleyin” diye yanıt veren Akar’a tepkiler sert oldu.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Akar’ın bu söylemine sosyal medya hesabından sert tepki gösterdi.
Özdağ, yayınladığı video ile verdiği tepki dolu cevapta, “Eski asker (!) yeni politikacı Hulusi efendi, “vur de vuralım öl de ölelim” diyen gençlere yumruğunu sıkarak “o gün de gelecek” diyor. O gün hangi gün, kimi kime kırdıracaksın? Bu ülkenin vatandaşlarını bu ülkenin gençleriyle mi tehdit ediyorsun, Sen ne söylüyorsun efendi(!)” ifadelerini kullandı.
Akar’a “Bu ülkenin vatandaşlarını mı tehdit ediyorsunuz?” diye soran Özdağ ayrıca şunları söyledi:
“Sizin aklınız başınızda mı? Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? Ne söylediğinizin farkında mısınız? Demokrasilerde zor kullanma hakkı sadece devlete aittir. Askerine, polisine güvenlikçisine aittir. O hakkı da anayasa ve evrensel hukuk kuralları çevresinde sürdürür. Siz zor kullanma hakkını gençlerle mi yapacaksınız? Ne demek vur de vuralım, öl de ölelim? Devlet adamları vatandaşlarını vurmaya değil, sevmeye teşvik eder.”
Hulusi Akar’a, gençlere Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-i Veli, Mevlana ve Yunus Emre’yi öğretmelerini tavsiye eden Özdağ, “Merak etmeyin 27 gün sonra bu topraklara sevgi tohumları ekmeye geliyoruz” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu’ndan DSP lideri Aksakal’ın ‘küffar’ açıklamasına tepki: Erdoğan ve Bahçeli’nin de özür dilemesi lazım
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, bugün FOX Tv’de katıldığı yayında DSP lideri Aksakal’ın ‘küffar’ açıklamasına tepki gösterdi. Davutoğlu, Türk halkının yüzde ellisine Ramazan ayında ‘kafir’ denildiğini söyleyerek, “Sadece Aksakal’ın değil aynı zamanda Erdoğan ve Bahçeli’nin de özür dilemesi gerekiyor” dedi. Davutoğlu, konu ile ilgili olarak aynı zamanda, “Erdoğan, İslam’ı bildiğini iddia ediyor. Kur’an-ı Kerim’in esasında insanlara, ‘kafir’ demek var mı?” şeklinde de konuştu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, FOX TV’de İlker Karagöz’ün sorularını yanıtladı. Davutoğlu, gündeme dair açıklamalarda bulunurken, Karagöz’ün ‘AK Parti’de olduğunuz zamanlarda ‘keşke’ dediğiniz bir şey var mı?’ sorusuna, “O zamanlar zaten bunun doğru olmadığını söylemiştim fakat keşke daha yüksek tonda hayır deseydim” şeklinde yanıt verdi.
Davutoğlu, aynı zamanda DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın ‘küffar’ açıklamalarını da ele aldı. Davutoğlu, bu açıklama için sadece kendisinin değil Erdoğan ve Bahçeli’nin de özür dilemesi gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, konu ile ilgili olarak, ‘küffar’ açıklamasını Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu söyleseydi, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na dünyayı dar etmek isteyeceğini belirtti.
Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanı yolsuzluklar konusunda ilkelere ihanet etti. Yasaklarla mücadele deyip, ülkeyi yasaklara kim? O mu yoksa biz miyiz? Parti disiplin kurulana sevk edilen tek genel başkanım. Neydi benim suçum? Dört sene önce Ramazanda bir manifesto yayınlarım. Bir okusun Cumhurbaşkanı o manifestoyu. O manifestoda bugünkü hastalıkların hepsi var. Yasaklara boğmayın bu ülkeyi diye neredeyse yalvarmışız Cumhurbaşkanı’na.
Eğer onlar beni disipline sevk etmeseydi ben partiden ayrılmayabilirdim. Ya da Cumhurbaşkanı beni nedir şikayetin diye dinledi mi? Yakın bir zamanda AK Parti’nin önemli isimlerinden biri geldi. Sayın Başbakanım dedi artık kimseyi dinlemiyor dedi. Bu insanlar sizin düşmanınız değil sayın Erdoğan. Sen sayın Erdoğan AK Parti kuruluş beyannamesine ihanet ettiğin için seni nasıl eleştirdiysem bugün bugünkü anlaşmalardan vazgeçerse sayın Kılıçdaroğlu, ona da aynı ölçüde karşı çıkarım. Sadakatim kişilere değil. Sadakatim Allah’adır, milletedir, ilkeleredir.
‘BU HALKIN YÜZDE 50’SİNE KAFİR DİYOR’
Rıza Zarrab, Sayın Erdoğan’ın hayırseverleriydi. Nerede onlar şimdi? Siz et verdiniz, bu halk, “Biz sarımsak, soğan mı istiyoruz” dedi. DSP Genel Başkanı dedi ki, “Küffara teslim etmeyeceğiz” dedi. Ya bu insan küffarın anlamını bilmiyor ya da Ramazan’da bu milletin yüzde 50’sine, “Kafir” diyor. Benim huzurumda böyle bir şey söylenseydi ben hemen özür dilenmesini isterdim.
Erdoğan, İslam’ı bildiğini iddia ediyor. Kur’an-ı Kerim’in esasında insanlara, ‘kafir’ demek var mı? Bu altı lider de mümindir, Müslüman’dır. Önder Aksakal bunu cehaletinden söylüyor olabilir. Bunu eğer Kılıçdaroğlu söylemiş olsaydı, Sayın Erdoğan, ona dünyayı dar etmek istedi değil mi?
Eğer Kılıçdaroğlu, o seccadeye bile bile basmışsa ben de Erdoğan ile birlikte Kılıçdaroğlu’na en ağır eleştirileri yaparım. Ne hakkında var niyetleri sorgulamaya. Senin hakkın değil bu, sen hizmet etmeyi düşün. Sayın Erdoğan, dönüp dönüp Kürtlere Kur’an gösterdi. Kürt halkı Hz. Ömer döneminde Müslüman olmuş bir halk. Erdoğan’a oy vermek isteyen vatandaşlara sesleniyorum. Bir bizim davranışlarımıza bakın bir de onlarınkine. Vatanperverliğin ölçüsü siz değilsiniz, dindarlığın ölçüsü siz değilsiniz.
DSP Lideri Aksakal’dan Millet İttifakı’na gönderme: 14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz DSP Lideri Aksakal’dan Millet İttifakı’na gönderme: 14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz
‘GEZİ PARKI GÖRÜŞLERİNE İLK BAŞTA BEN DE KATILIYORDUM’
Gezi Parkı benim de görüşüne katıldığım bir görüşten başlayan bir eylemdi başta. Ben görüşlerimiz söyledim ve Taksim’de bir cami ihtiyacı vardır. Ama Gezi Parkı’nın bir inşaat alanına dönüşmesi doğru değil” demişti. İlk başta sivil protesto eylemiyle başlayan Gezi Parkı, belli örgütlerin devreye girmesiyle bir vandalizme dönüştü. Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığım esnada bir tweet atıldı; “Davutoğlu’nun evini basmaya gidiyoruz” diye. Sayın Cumhurbaşkanı’na ‘Taksim’e gidelim, gençlerin ateşini söndürelim’ dedim. ‘Hayır’ dedi. Evi basmak vandalizmdir. Ev basmak bir demokratik hak değildi. Bu kişiyi mahkemeye verdim. Bu kişi bir mektup yazdı; “Hata yapmışım, kusura bakmayın özür diliyorum beni affedin’ dedi. Ben de davamı geri çektim. Dolmabahçe olayında ise o günün müezzini böyle demişse bu benim için doğrudur. ‘Bakara-makara’ diyerek, Kur’an-ı Kerim’in ayetleri ile dalga geçmek hepsinden daha büyük suçtur. Bu adamı Prag’a göndereceksin ama bu müezzine ceza vereceksin. Bu hepsinden daha büyük bir suçtur.
‘ACABA ERDOĞAN VE BAHÇELİ’DEN ‘AFERİN’ ALACAK MI?’
Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği çok doğru; ‘Beni protesto edebileceksiniz’. Evet bizleri protesto edebileceksiniz.
Bekir Bozdağ’ın sağcı açıklamasını mazur görürüm ben. Zamanında herkesi ayağa kaldırıp mesajını dinletti. Bu sözü sarf ederken de zihninde tek düşünce vardır Bekir Beyi’n; ‘Acaba Erdoğan ve Bahçeli’den ‘aferin’ alacak mı?’ Allah aşkına sen kendi ortaklarına baksana. 28 Şubatçılar kuşatmış sizi Bekir Bey, Beştepe’yi işgal etmişler. 5 sağcı 1 solcuymuş. Hayır. Eşit Türkiye vatandaşlarıyız.
Karşı karşıya zamanında siyaset yaptık. Şimdi bir araya gelmişsek bu kötü mü? Bugün Sayın Karamollaoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun bir araya gelmesi kötü mü? Neden korkuyorsunuz bir araya gelmekten. Herkes geçmişimiz bilir. Ama bu geçmişle benim Türkiye’nin barışı için Kılıçdaroğlu ile konuşmam kötü mü? 15 Mayıs bizim açımızdan böyle olacak. Bunu sabote etmek isteyenler sadece iktidarda değil aynı zamanda eski CHP zihniyeti. ‘Niye AK Parti’nin eski Genel Başkanı ile oturuyorsun’ diyorlar. Kategoriler bu olunca Bekir Bozdağ ve jakoben kafaların buluştuğu nokta burası. Var mı buna itiraz eden. Beş sağcı buluşacağız. Bekir Bozdağ’a inat bir araya gelecek. Türkiye böyle kurulacak. Yeni bir dönem başlatıyoruz.
‘ERDOĞAN VE BAHÇELİ’NİN DE ÖZÜR DİLEMESİ LAZIM’
Önder Bey’e şunu hatırlatırım. İttifaklar var. Orada ‘düvel-i muazzama diye ayrı bir parti mi var? Çıkıp özür dilesin Önder Bey. Kabul etmiyorum. “Ağzımdan kaçtı” de. Sadece onun değil Bahçeli ve Erdoğan’ın da özür dilemesi lazım.
12 Şubat 2022’den yana bu masanın dağılacağını söylediler. Ama masa dağılmadı. Mesele kriz olmaması değil. Bir yerde kriz yoksa orada demokrasi yoktur. Biz Altılı Masa olarak krizler yaşadık, yaşayacağız da… Hepimiz aynı görüşte olsaydık tek parti olurduk. İki büyükşehir belediye başkanına bakanlık vermeyi ben de uygun görmedim. İki statüyü ayırt etmek gerekiyor. Genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcıları olması genel bir haktır. Sayın İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı Yardımcısı olması Cumhurbaşkanı tarafından verilmesi bir haktır. Ben gönülden inandım Yavaş’ın ve İmamoğlu’nun meydana inmelerine. İmamoğlu da, Yavaş da halkın takdir ettiği iki isim. Biz neden onları değerlendirmeyelim. Sayın Akşener, bu konuda haklı. Altı lider bir meydana çıkacak. İstanbul, Akara, İzmir’de hep birlikte olacağız.
ERDOĞAN’IN ‘DEPREM TURİSTLERİ’ AÇIKLAMASINA YANIT
Şunu mu demek istiyor Sayın Cumhurbaşkanı; ‘Biz tatile gider gibi gittik?’ Benim eşim günlerce kimsenin haberi olmadan hasta baktı. Benim eşim turist olarak mı gitti? Artçı depremler olduğunda ben turist eşimi mi merak ettim. Sayı Cumhurbaşkanı’nın vicdansızlığını ortaya koymak için söylüyorum. Eşim oradayken ben geceleri uyumadım. Bu nasıl bir şey, nasıl vicdansızlık?
AK Parti zamanında ‘keşke’ dediğim şeyler var. 2015’te olağan kongreye giderken bir hafta içinde 36 şehidimizi toprağa verirken parti işleriyle ilgilenememiştim. Liste koydu cumhurbaşkanı önüme. Berat Albayrak gibi karşı çıktığım isimlere bile ‘evet’ dedim. Keşke, o listeye ‘evet’ demeseydim. O liste bana ihanet etti. O liste, ‘şu hatan vardı’ demedi. 2017 Anayasa referandumunda Erdoğan’a rapor verdim, bu yanlış diye. Televizyonlara çıkmak istedim. Hiçbir televizyon bana kapısını açmadı. Konya’da mitingde ‘evet’ deyin’ demedim. Ondan sonra aramız ciddi bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanı ile aramız açıldı. Hiç yıkmaya çalışmadım hep yapmaya çalıştım. Geriye dönüp baktığımızda ‘Bunu nasıl engellerdim’ diye hep soruyorum kendime. 2017 referandumunda gerek Erdoğan’a gerek kamuoyunda bunun doğru olmadığını ifade ettim. Başbakanlıktan ayrılırken de istismar edilen konuşmayı sırf kriz çıkmasın diye yaptım. Referandumda keşke daha yüksek tonda ‘hayır’ deseydim.
HDP MASADA VAR MI?
HDP, masanın hiçbir yerinde yok. Ama Sayın Kılıçdaroğlu, bu ülkenin her kesiminden oy isteyebilir.
NE OLMUŞTU?
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, geçtiğimiz günlerde Malatya’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile katılım gösterdiği deprem konutları temel atma töreninde şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bu seçim geçmiş dönemlerdeki gibi bir sağ-sol seçimi değil, vatan millet seçimidir. İnşallah 14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz.”