CHP Kayseri aday adayı Doç Dr Ali Çetinkaya: adaletten hiçbir dönemde bu kadar sapılmadığına dikkat çekti, Çetinkaya “söz konusu vatanımızın bölünmez bütünlüğü, yetimin hakkı, adalet olunca mücadeleden kaçmayız. Birilerinin değil halkın vekili olmak için yola çıktık. Allah yardımcımız olsun” dedi.
Kayseri’nin kültür sanat merkezi Keyfi Muhabbet çayevini, eşi Pembegül ve diğer aday adayı Metin Bilgili ile ziyaret eden Doç. Dr. Ali Çetinkaya şunları söyledi.
Mübarek ramazan ayının ülkemize ve dünyaya bereket getirmesini diliyorum.
Dostlarım Ali Çetinkaya kim diye sorarsanız; Kayseri Akkışla ilçesi Gömürgen Köyünde doğdum. Çocukluğum köy odalarında Karacaoğlan’ı, Pir Sultan’ı, Dadaloğlu’nu, Hz. Ali’yi dinleyerek geçti. 1987’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdim. Güzel ülkemizin farklı yerlerinde çalıştım. Halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Şehir Hastanesi Tıp Fakültesinde iç hastalıkları doçenti olarak çalışıyorum. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde ve Millet İttifakı çatısı altında Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekilliği aday adaylığı için başvurumuzu yaptık.
Neden CHP, neden şimdi diye sorarsanız;
-
1- CHP’yi Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurmuştur.
-
2- CHP, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin devamıdır.
-
3- İsmet Paşa, Bülent Ecevit, Aydın Güven Gürkan, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Altan Öymen, Deniz Baykal ve en sonda Sayın Genel Başkanımız 13. cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisidir. Hepsinin ortak özelliği nedir? Vatansever devlet adamlarıdır, adaletten sapmamışlardır. Hiçbirinin boğazından haram lokma geçmemiştir.
-
4- Ben 15 yaşında bir çocukken bu kapıdan içeri girdim ve hiç çıkmadım.
-
5- Küçük oğlumuz Taylan CHP’nin parti otobüsünde büyüdü. İşte bütün bunlardan dolayı CHP.
Neden şimdi?
Dostlarım ben 36 yıllık hekimim 1981’de üniversiteye, 1987’de memuriyete başladım. Bu süre içinde ülkemizde çok iktidarlar geldi geçti. Hepsi elinden geldiğince ülkemiz için bir şeyler yapmaya çalıştı. Allah hepsinden razı olsun. AKP’de 20 yılı geçen kesintisiz iktidarı süresinde olumlu olumsuz birçok şey yaptı ellerine sağlık.
36 yıllık memuriyet hayatımda şunu gördüm. Hiçbir dönemde devlet bu kadar yıpratılmadı. Osmanlıdan miras kalan cumhuriyetle gelişip köklenen kurumların içi boşaltılmadı. Liyakatsiz kadrolar kurumların başına getirilmedi. Son deprem felaketinde gördük. Ülkemizin Tanzimat’tan beri girdiği muasır medeniyet yolundan bu kadar geri dönülmedi.
Yolsuzluklar hiç bu kadar aleni hale getirilmedi. Hatırlarsınız rahmetli Özal rüşvet aldığı için kendi bakanını suçüstü yaptırıp hapse attırmıştı. Bu dönemde bakanların ayakkabı kutularını anlatmama gerek yok. Hepiniz biliyorsunuz. Mısır’daki sağır sultan bile duydu.
Adaletten hiçbir dönemde bu kadar sapılmadı. KPSS’den 98 alan gençlerimiz sözlülerde elenmedi. KHK’larla on binlerce kişi hiçbir yargılama yapılmadan işinden edilmedi.
Köyler boşaltılıp Sırbistan’dan gelen ete, Ukrayna’dan gelen buğdaya muhtaç edilmedi.
İşsizlik bu kadar artmadı. Gençlerimiz hem de bin bir zahmetle yetiştirdiğimiz genç beyinlerimiz geleceğini başka ülkelerde aramadı.
Sendikalı işçi sayımız 1980’den önceki sayıların altına düşmedi.
Ülkemiz bu durumdayken ben kendi köşemde bekleyemezdim. Ülkemize ve partimize katkı sunabileceğimi düşündüğüm için yola çıktım. Bu çorbada tuzum olsun istedim.
Hiç kimseyi ötekileştirmeden, dışlamadan, hak, hukuk ve adaleti savunmak için yola çıktım. Bizim kavgayla, kısır çekişmelerle kaybedecek zamanımız yok. Hiç kimse bizim düşmanız değil. Ancak söz konusu vatanımızın bölünmez bütünlüğü, yetimin hakkı, adalet olunca mücadeleden kaçmayız. Birilerinin değil halkın vekili olmak için yola çıktık. Allah yardımcımız olsun.
Dağlardaki çobanların, tarladaki çiftçilerin, fabrikalardaki işçilerin, sanayide çalışan çırak ve kalfa kardeşlerimin hakkını yedirmemek için sorumluluk hissediyorum. Üniversiteyi bitirip iş bekleyen gençlerin, sürgünlere maruz kalan memurların, bizleri yetiştiren öğretmenlerimizin çığlıklarına çözüm bulabilmek için vicdanımın sesini dinliyorum. Mesai arkadaşlarım olan hekim, hemşire, teknisyen, ambulans şoföründen hasta bakıcısına kadar bütün çalışanların hak ettiği gerçek değeri görebilmeleri için mücadelemize destek olmak istiyorum. Ülkemize, şehrimize istihdam sağlayan sanayicimizin, esnafımızın; Yahyalı Ballıçakırı köyündeki Ayşe teyzemizin, Sarız Darıdere Köyü’ndeki Bektaş abimizin, İncesu Kızılören Köyü’ndeki Hasan amcamızın, Sarıoğlan Karaözü’ndeki Sultan ablamızın ve bütün emekçilerimizin, gençlerimizin, kadınlarımızın sesi olmak istiyoruz.
Ali Çetinkaya olarak 15 yaşımdan katledildiği 24 Ocak 1993’e kadar aralıksız takip ettiğim, kendime örnek aldığım, çocuklarıma ve gençlere örnek gösterdiğim büyük yurtsever, Atatürkçü rahmetli Uğur Mumcu’nun şu sözleriyle konuşmama son vermek isterim:
Ben Atatürkçüyüm
Ben Cumhuriyetçiyim
Ben laikim
Ben antiemperyalistim
Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım
Ben insan hakları savunucusuyum
Ben terörün karşısındayım
Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım.
Uğur Mumcu
Teşekkür eder, hepinizi saygıyla selamlarım.
Doç. Dr. Ali Çetinkaya