Mustafa TEMİZER Duygusal milliyetçilik; Bir toplumda gayri şuurî ve tabî olarak oluşan bir eğilimdir. Kendi toplumuna karşı duyduğu sempati duygusudur.
Düşünsel milliyetçilik; kendi toplumuna karşı gayri şuurî ve tabi olarak oluşan eğilimini, sempati duygusunu bir dünya görüşü, bir düşünce sistemi seviyesine çıkarma eğilimi ve çabasıdır. Bu eğilim ve çaba yoksa milliyetçilik; mevcut felsefi, ekonomik ve sosyal sistemlerden birinin aleti halinde kalmaya mahkûm demektir.
Ülkenin kaderine hakim olan aydınlarımızın ve yöneticilerin milliyetçilik anlayışı akla uygun ve gerçekçi olmadığı, hissi ve hayali olduğu için Türk milleti eline geçen büyük fırsatlardan istifade edememiştir.
İttihatçılar Türk milletine hizmet etmekte samimi olmalarına rağmen bir cihan imparatorluğunu batırdılar. Kuvayı Milliye kadroları samimi vatanseverliklerine rağmen kazanılmış askeri zaferlerin politik, ekonomik ve sosyal sonuçlarını alamadılar.
Milliyetçilik, toplumun var olmasına ve yücelmesine hizmetse ülkenin akla uygun gerçek kaynaklarını bulmak onlardan yararlanmak gerekir. Bu kaynak toplumların kendi öz tarihleridir.
Türk toplumunu kendi hayal ettiğimiz tarzda değil; tarihi süreç içinde düşüncesi, aksiyon tipi, hayat sistemleri, din sistemi, ahlâk sistemi, hukuk sistemi, ekonomi sistemi, sosyal sistem, kurduğu ve yaşattığı müesseselerle kendini ortaya koyduğu tarzda benimsemek gerekir.
Dünya ve ülke şartları, içinde bulunduğumuz durum dürüst, objektif bir şekilde incelenirse Türk milliyetçilerinin görevinin ne olduğu daha iyi anlaşılır….
Türk milliyetçileri;
-
a) Türk ekonomisinin uluslararası hakim ekonomilerin pazarı ve şubesi haline getirilmesine karşı olmalı.
-
b) Türk toplumunun kültürel değerlerinin istismar edilip yozlaştırılmasına karşı çıkmalı.
-
c) Milletin çeşitli yollarla ayrıştırılıp kutuplaştırılmasına engel olmalı, yabancı gücün ve taşeronlarının insiyatifine tek etmemeli.
-
d) Türk milletinin ekonomik, kültürel yıkımına sebep olan gayri milli sitemi demokratik yollarla değiştirmeyi ve yeni Türk hayat sistemini Türk milletinin var olmasının ilk şartı olmalı. e) Türkiye’nin gücünü, etkinliğini baltalayan yabancılaşmayı ve çözülmeyi durdurmanın tek yolunun milli kültür ve milli ekonomi sisteminin oluşturulması olduğunu unutmamalı.
-
f) Partileri, bilinen kalıplarından kurtarmalı. Milli ittifakın gerçekleşmesini, milli kültür ve milli ekonomi sisteminin oluşmasını sağlamalı. Bu görev özellikle politik kavganın ateş hattında bulunan milliyetçilerden beklenmektedir. (Kaynak: Birlik Davamız- Aykut Edibali)Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…