Saadet partisi Siyasi İşler Birim Başkanı Erdal Altun, manifesto gibi açıklama yaparken şunları söyledi.
Ekonomik ve sosyolojik zorluklar içinde olduğumuz bu günlerde siyasetin kutuplaşan hali ve siyasetçilerin menfi davranışları halkımızı zor durumda bırakmaktadır. Sıkıntıların ve gereksinimlerin üstünü örtmek, çözüm yolları aramak yerine rakiplere karşı halkı kışkırtmak, gündem değişikliklerinden nemalanarak asıl sorunları görmezden gelmek ülkemiz siyasi anlayışında kültür olmuş maalesef. Oysaki siyasetin konusu ve siyaset yapan insanların görevi, halkın sorunlarına çözüm üretmek ve bunu uygulamak için doğruluktan şaşmadan yetki istemektir. Maalesef ülkemizde siyaset kişisel ekonomik kalkınma aracı olarak kullanılmaktan öteye gidememiştir. Saadet Partisi olarak bizler bu durumdan oldukça rahatsız olduğumuzu ve ülkemizin kalkınması için her bir üyemizle canla başla çalışmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz.
Kutuplaştırılan siyasi sahnede partilerin aldıkları oy ile değerlendiği, ülke sorunlarına yaklaşım ve bunların çözümüne ilişkin politikaların üretilmediği bu zor dönemde, oy planları yapmadan ve tüm zorluklara rağmen halkımızın daha müreffeh yaşaması ve Dünya da temsil gücünün artması için çözüm formülleri geliştiren tek siyasi odağın Saadet Partisi olduğunu belirtmek isterim. İlgili birimlerimiz tarafından yerinde ve zamanında yapılan araştırmalar neticesinde hemen hemen her alanda projeler üreterek bunu halkımıza anlatmaktayız. Daha önceki yıllara dayanan tecrübelerimizden ve üstlendiğimiz misyondan yola çıkarak ürettiğimiz formülleri her fırsatta siz değerli halkımızla paylaşmaya çalışmaktayız. Bazı örnekleri kısa başlıklar halinde şöyle sıralamakta fayda ver; Ekonomide zorlukların ve belimizi büken Enflasyon canavarının alım gücünü sürekli geriye çektiği ve insanımızın borç yükünü artırdığı bu günlerde maalesef hükümet tarafından net bir şekilde kabul edilmeyen krizin önce var olduğunu görmek, çözüm için köklü adımlara yönelmek gerekmektedir. Geçen her bir gün işi biraz daha zorlaştıracaktır.
Saadet Partisi, Ekonomide kriz yönetiminin öncelikle israfı önlemek ve sonrasında adil ve kesinlikle taviz vermeden düzgün vergi sistemi ile çözüleceğini savunur. Vergi yükünün dar ve orta ölçekte yaşam mücadelesi veren memur ve işçi vatandaşlarımızın üzerinden alınması bir basamaktır. Temel ihtiyaç ürünlerinin güncellenmesi ve neyin zaruri neyin lüks olduğu tanımlamalarının yeniden yapılması gerekmektedir. Devletin israfı önleyerek asli görevi olan kendi imkanları ile yatırım planlaması yapmak başlıklardan sadece bir tanesidir. Yani yap işlet devret modelinin geçiş, kullanım, uçuş vs. gibi garanti vermeden Devlete yatırım gücü olarak tanımlanması müteahhit zenginleştirme modelinden vazgeçilmesi gerekmektedir. En önemlisi Türk Lirasının tüm Dünya paraları karşısında eriyen halinin “dış güçler, döviz lobisi, faiz lobisi” gibi basit ve slogan cümlelerle değil ekonomideki beceriksizliğin ve yanlış adımların tezahürü olduğunu görebilmektir. Politika faizini düşürmenin faizle mücadele olmadığı, bu sayede reel faizin haddinden fazla artarak özellikle dar gelirli vatandaşlarımızı daha da çok faiz sarmalına ittiği gerçeğini doğru anlatmak gerekmektedir.
Sağlıkta, ticari yaklaşımı bırakıp ülkemiz insanının daha sağlıklı yaşayabilmesi ve hizmetlerden daha fazla istifa edebilmesi için hasta gözüyle yorumlarken, sağlıkçılarımızın da önce güvenliklerini sağlamak suretiyle uygun çalışma ortamları oluşturmak ve onlara değer verildiğini hissettirmek gerekmektedir. Yine bütün bu koşulları sağlamak siyasilerin asli görevlerindendir. Hastane kapılarına X-Ray cihazları koyarak hasta ve hasta yakınlarına potansiyel tehdit olarak görmek yerine sağlık personeline zarar vermeye yeltenenlere ağır ve örnek teşkil edecek cezai yaptırımlar uygulamak ve sağlıkçılara sahip çıkmak gerekmektedir.
Eğitimde fırsat eşitlini sağlamak, Öğretici kadrolara eski itibarlarını vermek ve müsteşara göre müfredat değiştiren sistemden hem kültürümüze hem inancımıza hem de coğrafyamıza uygun eğitim modelini geliştirmek gerekmektedir. Sınıfın huzurunu bozan öğrenciyi sınıftan atan öğretmene, daha ders bitmeden soruşturma açan zihniyetten eğitim konusunda çözüm beklenemez.
Tarımsal alanda git gel lerle dolu neyi nasıl yapacağını bilmeyen işin ehli olmayan insanları göreve getirerek tarımsal çöküşü hızlandıran hükümeti defalarca uyarmıştık. Tarımın ülke ekonomisine faydalarını ve ülkemizin sahip olduğu imkanların doğru kullanıldığında sağlayacağı katkıları her fırsatta dile getirmeyi görev biliriz. Tarıma destek sadece gübre mazot harcamalarını bir kısmını karşılamak ile asla olmaz. Üreticiye sahip çıkmak ve mahsulünü en verimli şekilde değerlendirmesine öncülük etmek hükümetlerin asıl görevleridir. Tarımsal ithalatı azaltacak hamleler üretmekte yine hükümetin tarım politikasına yaklaşımını gösterir.
Yine acil çözüm gerektiren başlıklardan bir tanesi de adalet sistemindeki keşmekeşliktir. Saadet partisi, “ Evinin salonunda yakaladığı hırsızı adalete teslim eden bir vatandaşımızın, hırsızı darptan yargılandığı sistemi çöpe atıp” hırsızı hırsızlıkla yargılayan bir adalet sistemi ve sonrasında o insanı hırsızlığa iten sebepleri araştırıp ortadan kaldıracak sosyal çözümleri hükümetin vazifesi olarak bilir.
Kısacası birçok alanda araştırmalar yapan ve çözüm teknikleri geliştiren Saadet Partisi, ülkemiz siyasetinin tek alternatifi noktasındadır. Defalarca bölünmüş olması ilkelerinden taviz vermemesinden kaynaklanmaktadır. Oy gelsin gelmesin bu gün bulunduğu konumu, hızla kutuplaşan ve insanları birbirine karşı kışkırtan gerek iktidar partisi gerekse muhalefet partileri arasında bir köprü ve bağlantı noktası olarak muhafaza eden emniyet supabı olarak nitelendirebiliriz.
İktidarın elindeki medya gücü ile gerek eleştirilerimizden gerekse çözüm önerilerimizden ziyade cımbızla seçtiği kelime oyunları ile Partimizi ve görüşlerimizi kamuoyunda küçük düşürme çabalarına rağmen, muhalefetin ise sahip olduğumuz teşkilat gücümüzü, iktidar anlayışımızın menfaat ve çıkar içermeyen düsturlara dayandığını inancımızın ve kültürümüzün kalkınma hedeflerimize sağlayacağı katkıları dikkate aldığımızı ısrarla görmemesi ne kadar doğru bakış açısına sahip olduğumuzu göstermektedir.
Saadet Partisi, toplumun değer yargılarından taviz vermeden insanımızın hak ettiği yaşam standardına kavuşması, adil paylaşım ilkesi ile ülke imkanlarından istifade etmesi, eğitimde, sağlıkta, sanayide, adalette, tarımda ve daha birçok alanda gücünün ve birikimlerinin farkına varması ve doğru yönetmesi üzerine siyaset yapar.
Sayın Cumhurbaşkanının ve Sayın Ana muhalefet partisi liderinin ikili çekişme ve kaprisleri arasında, yer yer toplum tarafından da kınanan nezaketsiz üslupları ve konumlarına yakışmayan tavırlarına karşın ilkeli ve disiplinli siyaseti ortaya koyan Saadet Partisi, Ülkemizin gündeminin Parti Liderlerinin birbirlerine yaptığı hakaret seviyesindeki söylemler değil, acil kalkınma planlarının ve çözüm yollarının olduğunu savunur.
Halkımızın da bizim söylemlerimize kulak kabartması ve doğru kaynağından dinleyerek destek vermesi ricası ile geçtiğimiz günlerde idrak ettiğimiz Mübarek Kurban Bayramlarını kutlar ve hayırlara vesile olmasını Allahtan niyaz ederim